- İran ve Türkiye ne yapmalı? - 21 Ocak 2020
- Adil Düzen Partisi - 30 Aralık 2019
- Çin, Dünya ve Ortaklık Sistemi - 2 Aralık 2019
Son iki hafta içinde dolar, euro ve altın aynı oranlarda yıllık olarak %50 artmış olmaktadır. Enflasyon da bu değerleri takip ederse, Türkiye müdahalesiz yıkılacak demektir. Bugüne kadar bunu nasıl yaptıklarını bilemedim. Bugün (12.01.2017) Dr. M. Lütfi Hocaoğlu’ndan aldığım bilgilerle sorunu çözdüm. Sermaye aldığı kararla Türkiye’deki dolarları çekti. Ani boşalma ülkede döviz ve altındaki bu sıçramayı meydana getirdi.
Bunun Türkiye’ye olan etkisi dış borçların ödenmesi ile ilgili zorluktur. Bu durumda borçlanarak borcunu kapatmaya çalışacak, bu da borç sarmalı içinde devleti yıkacaktır. Osmanlı İmparatorluğunu böyle yıkmışlardır.
Ak Parti yap-işlet modeli ile dış sermayeyi getirdiği için görünürde fazla etkisi olmayacaktır. Ak Parti’nin burada yaptığı hata, yolcu ve araç sayısı geçiş garantisi gibi garantiler vermesidir. Türk ekonomisi aksamadan devam ettiği takdirde yolcu ve araç sayısı verilen garantiyi de geçer.
Ekonomide gerilme başlarsa her tarafta çökme başlar, dayanmamız mümkün olmaz.
Ekonominin tahlillerinden çok, bu darbenin ekonomimize etki etmemesi için alınacak tedbirleri sıralayacağım. Bu tedbirleri sizlere anlatırken Türkiye’yi düşündüğüm kadar Ak Parti’yi de düşünüyorum. Okuyucularım içinde Ak Partili olanlar vardır. Bu görüşlerimi S. Karagülle’nin görüşleri olarak değil, kendi görüşleri olarak partilerine bildirmelidirler. Parti Meclis’te gereksiz şekilde meşgul edilerek ekonomik darbeyi yapmışlardır. Bu bir darbedir. Şimdiden bastırılmazsa, sonra bastırılması çok zordur. Ancak bu darbe 15 Temmuz’dan çok daha ağır seyrettirilmek istenmektedir.
Eğer bu darbe de kazasız belasız olarak atlatılırsa, Sermayenin barutu bitmiş olacaktır. Döviz ve altın bir defa yükselecek ve sonra duracaktır. Çünkü Türkiye’de dolar kalmayınca, euro kalmayınca, neyi alıp götüreceklerdir. Demek ki bu olay çok hayırlı bir olaydır. Yeter ki gerekli tedbirler alınsın. Meclis oyalansa bile bürokratlar gereğini yapsınlar diyorum.
BU DARBEYE KARŞI YAPILMASI GEREKENLER
1- Devlet dış ticaretle meşgul olmamalı, gümrükleri sıfırlamalıdır. Döviz değerlerine müdahale etmemeli, ülkeye giriş çıkışlara karışmamalıdır. Türkiye tüccarları ürünlerini istedikleri ülkelere istedikleri para ile satmalıdırlar. Tüccarlar arası ilişkiler dengeye girer, pahalı alınan pahalı satılır. Dolayısıyla dövizin yükselmesi ve düşmesi etki etmez. Bir tüccar A malı ihraç ederken hiçbir engel görmeden başka malı ithal edebiliyorsa, doların etkisi sıfırlanır. Geçici de olsa, örnek olarak iki yıl içinde gümrükler sıfırlanmalı veya çok düşük değerlere düşürülmelidir. AB müdahale ederse Gümrük Birliği’nden çıkma göze alınmalıdır.
2- Devlet tüm borç ve alacaklarını altın ile değiştirmeli ve faizi sıfırlamalı, iki sene içinde borçları altın değeri ile ertelemelidir. Devlet taahhütlerini ve maaşları, tüm ödemeleri altın değeri üzerinden yapmalıdır. Enflasyon ne kadar oynarsa oynasın halkın eline altın değeri ile satın alma gücü geçeceği için halk bundan rahatsız olmaz. Nakit borçların altın değeri üzerinden hesaplanacağı maddesi kanunileştirilmelidir.
3- Yabancıların ülke içine gelip çalışmaları tamamen serbest bırakılmalıdır. Temel kuraldır. Üretime sermaye ile emek birlikte girerler. Yeni emek atıl sermayenin (toprak ve makinaların) çalışır hale gelmesidir. Kaç yabancı Türkiye’de çalışırsa, kendisi kazanmakla kalmaz, bize de kendi ürettiğini kazandırarak gider. Göç alanlar zenginleşir, göç verenler fakirleşir. Avrupa yabancı işçi çalıştırarak zengin olmuştur. Yabancılar için kooperatifler kurulmalı ve onların sigortalamalarını onlar yapmalı, işletmeler kooperatiflere sigorta bedellerini ödemeli, tedavi masrafları da onlara ait olmalıdır.
4- Merkez Bankası doğrudan Cumhurbaşkanı’na bağlanmalıdır. Siyasi partilerin temsilcilerinden oluşmuş 20 ilim adamı külliyede oturmalı ve her gün devlet başkanı bunlarla istişare ederek kararları doğrudan kendisi almalıdır. Merkez Bankası Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın danışmanı olmalı ve yirmi ilim adamı arasından seçilmelidir.
Muhterem cumhurbaşkanı yazdıklarımı eleştirebilecek bir ilim adamını bulabilirse, görevlendirsin, yazdıklarıma cevap versinler, yayınlayalım; bizim sitede yayınlayalım.
Bulamaz!
Küfredenler çıkabilir… Yazdırmayın diyebilirler… Söyletmeyin iddiasında bulunabilirler… Ama tarafımdan söylenilenlerin yanlış olduğu ileri sürülemez, buna öncellikle beyinleri izin vermez.
