Yazarımız Turan Çevik Suudi Arabistan’daki sarsıntıyı yorumluyor…

0
Latest posts by Turan Çevik (see all)

Malumun ilamı

Merhum Mehmet Akif Ersoy’un “Tarih tekerrürden ibarettir “sözünün doğruluğuna bir kez daha şahitlik ediyoruz. Suudi Arabistan’da yolsuzluk örtüsü altında birçok prensin tutuklanması ve sebebi henüz resmi olarak açıklanmayan nedenlerden dolayı helikopterin düşmesi sonucu bir prens ve üst düzey yetkililerin ölmesi nedense beni Birinci Dünya Savaşının başladığı yıllara götürdü.

Bildiğiniz gibi 28 Haziran 1914 tarihinde Avusturya – Macaristan İmparatorluğu veliahdı ve eşi Saraybosna ziyaretleri sırasında Sırp milliyetçileri tarafından öldürülmüştür. Bu olaydan bir ay sonra Avusturya – Macaristan İmparatorluğu Sırbistan’a savaş ilan etmiştir. Bugün de Suudi Arabistan, Körfez İşleri Bakanı Tamer el Sabhan, Lübnan’da İran’ın müttefiki olan Şii Hizbullah örgütünün hareketleri sebebiyle, “Lübnan’ın kendilerine savaş ilan ettiğini” söyledi.

Birinci Dünya Savaşı’nın sebepleri ve bugün yaşanan olayların sebepleri arasında da çok benzerlikler var.

20’inci yüzyılda dünyanın geleceğini ve kaderini değiştiren, yüzyılın şekillenmesinde en büyük etken olan çağın en büyük olayı hiç şüphesiz 28 Temmuz 1914 tarihinde Avrupa’da başlayan ve kısa sürede tüm kıtalardaki sömürge ülkelerine de yayılan Birinci Dünya Savaşı’dır. Bu savaşın çıkış nedenleri;

-milliyetçilik akımlarının giderek siyasal alana taşınması,

-ekonomik yayılmacılık üzerinden rekabet ortamının kızışması

-devletler arasında silahlanma yarışının hız kazanması

-egemenlik mücadelesi üzerinden ortaya çıkan devletler arası kamplaşma

-geçmişten kalan kapanmamış hesapların görülmek istenmesi,

olarak kısaca sayabiliriz.

Bugün de benzer nedenlerle dünyamız egemen devletler arasındaki güç mücadelesiyle yüzleşiyor. Ortadoğu ve İslam coğrafyası o gün de savaşın merkeziydi, bugün de. O gün de milliyetçilik akımları üzerinden, dünyamız yeniden şekillendirilmek isteniyordu, bugün de. O gün de devletler arasında silahlanma yarışı hız kazanmıştı, bugün de. O gün de ekonomik hegemonya geçerli akçeydi, bugün de. Geçmişten kalan hesaplar bugün de su yüzüne çıktı.

21’inci yüzyılda ”Yeni Bir Dünya Savaşı” ile “Yeni Bir Dünya Düzeni” kurulmak isteniyor. Yeni bir dünya savaşı, devletler arasında veya devletlerin bir araya gelerek oluşturdukları kamplar arasında meydan gelir. Devletler hangi kampta yerini almak istiyorlarsa iç bünyelerini ona göre temizlerler, takviye ederler, tahkim ederler. Suudi Arabistan’da yaşanan olayları bu bağlamda ele almak gerekir.

Anlaşılan Suudi Arabistan ABD Başkanı Trump ile Rus lider Putin’in oluşturduğu kampta yer almak istiyor. Ana eksenini İngiltere ve Çin’in oluşturduğu kampa yakın duran prenslerin tasfiyesini bu şekilde okumak gerekir.

Ancak ABD Başkanı Trump, ABD içerisinde küresel sermayecilerin temsil ettiği ve İngiltere ile Çin eksenine yakın duran tarafla girmiş olduğu savaşı henüz kazanamadı. Gün geçtikçe de mevzi kaybediyor. Rus lider Putin’in ABD politikalarına karşı kayıtsız, zaman zamanda karşısında olmasının ana nedeninin ABD Başkanı Trump’ın bu durumundan kaynaklandığını söyleyebiliriz.

ABD içindeki iktidar savaşlarının kesin galibi ortaya çıkmadan bütün bu belirsizlikler de ona paralel olarak uzayacaktır.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz