BARIŞA GİDEN YOL

0
Latest posts by Süleyman Karagülle (see all)

-PUTİN’İN TÜRKİYE’YE GELMESİ VESİLESİYLE-

Ortadoğu’da savaşanlar Ortadoğu ülkeleri değildir. Orasını sömürmek isteyenler orada savaşıyorlar. O halde Ortadoğu problemini Putin çözemez. Putin beş büyükleri ikna ederse ve adil bir barış sistemini getirirse, sorunlar ancak o zaman çözülür. Defalarca yazdıklarımızı Putin’in Türkiye’ye gelmesi vesilesiyle tekrar edelim.

1- Bir devletin nüfusu otuz milyondan az olamaz, yüz milyondan fazla olamaz.  Bundan az veya çok olan ülkeler birleşmeli, ortak devlet kurmalı veya ayrılmalı, iki devlet haline dönüşmeli. Bu kural Ortadoğu için de geçerlidir.

2- Devletler yüze yakın ile ayrılmalı, iç güvenlik illere ait olmalı, dış savunma devlete ait olmalıdır. İller bunun dışında birer bağımsız devlet muamelesini görmelidir, isteyen il hiçbir devlete bağlı olmadan insanlığın merkez illerinden olmalıdır. Savunmasını diğer devletler yani hami devletler yapmalıdırlar.

3- Gümrükler, vizeler, kotalar kalkmalı, bu illerde her sermaye gelip iş yapabilmelidir. Devlet bunların güvenliğini sağlar, vergisini alır. Vergi miktarı uluslararası olarak kararlaştırılır. Her yer açık pazar olur.

4- Çıkacak ihtilaflar tarafların seçeceği hakemler ile ve o hakemlerin seçecekleri başhakemden oluşacak yargıyla çözülür. Yargı kararlarına uymayanlara karşı savaşılır, mağlup edilirlerse malları ganimet olur.

5- Devletlerin, illerin ve bucakların parası olur. Uluslararası para altın bonosu olur. Devletler değil, kuyumcular kooperatifi altın bonosu çıkarır ve kooperatif bunu altınla değiştirme durumundadır. Değiştirmeyen yöneticiler tecziye edilir. Kooperatife dokunulmaz.

6- Yeryüzü tüm insanlığındır. Üretim yapanlar o yerin maliki olurlar. Üretim yapmayanlar oradaki imar emeklerini alır ve orasını terk ederler. Bu durum kişiler için böyle olduğu gibi devletler için de böyledir. Dağları, ormanları, çölleri boş tutanlar yabancıların oraya gelip yatırım yapmalarına mani olamazlar. Devlet vergisini alır ve ülkenin dış güvenliğini sağlar. İller de vergi alır ve ilin iç güvenliğini sağlarar. Ayrı bucak oluştururlar.

7- Yeraltı zenginlikleri de insanlığındır, isteyen madeni çıkarır, vergisini ödedikten sonra istediği yere götürür.

8- İsteyen istediği ülkede, ilde veya bucakta yaşar. Devletler, il ve bucaklarda istediklerini yerlerinden sürebilirler, ancak sürdükleri kişilerin taşınmaz mallarını satın almaları gerekir.

9- Tutuklama ve gözaltına alma yoktur. Muhakeme edilir mahkûm olursa hüküm infaz edilir. İnfazdan kaçarsa tenkil edilir.

Bu hususta Akevler’in 50 yıllık çalışması vardır. “Adil Düzen’e Göre İnsanlık Anayasası” kitabı hazırlanmış ve internet sitemizde yayımlanmıştır.

Süleyman Akdemir’in “İnsanlık Anayasası Kavramı” kitabının birinci baskısı bitmiştir.

İlmin dört safhası vardır.

a) Araştırmacılar; ‘ben hiçbir şey bilmiyorum, bu konuda herkes benden daha âlimdir’ deyip herkesi dinleyecek ve durumu tespit edecek.

b) İkinci safha ise tartışma aşamasıdır; ‘ben de insanım, herkes kadar ben de bilebilirim’ der ve onunla tartışanlar tartışır, böylece söylenenleri daha iyi anlar hâle gelir.

c) İçtihat safhası. Bu safhada kişi ‘ben benim için herkesten iyi bilirim’ der ve kendisi için kendi aklına uygun olanları kabullenir. Başkalarının işlerine karışmaz, kendi işlerine de kimseyi karıştırmaz. Onunla ilişki kuranlar onun içtihatlarını kabullenerek kurarlar.

d) Dördüncü safha ise içtihatları birleştirip ortak söylemleri oluşturmaya çalışır, anlaşanlar kendi işyerlerini, ocaklarını, sitelerini, bucaklarını, illerini, devletlerini kurarlar. İnsanlıkta birleşirler.

Barışa giden yol budur.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz