- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
Sonbaharda dökülen yapraklar misali ömürden bir yıl daha düşüyor. 2018’i arkada bırakıyoruz, sıfırdan başlayacağımız bir 2019 bizi bekliyor.
DW Türkçe, ülkemin sokağına çıkıp insanlara 2019’dan beklentilerini sormuş. Cevaplar klasik ve beklentiler aynı:
Sağlık, mutluluk, huzur ve barış.
Hayalini kurup, isteyip kavuşamadıklarımız.
Kim bilir belki de farkına varmadan çok şey istiyoruzdur.
İnsanlar “Yeni yıldan beklentiniz neler?” sorusu karşısında önce bir şaşkınlık yaşıyor. Bu soruyu beklemiyorlarmış gibi davranıyorlar.
Soru basit ama cevabı karmaşık olabilir.
Sonrasında ise “Aslında fazla bir şey beklemiyorum” diyenler de var; 2018’in çok ağır geldiğini belirtenler de.
Bu soruyla siz de şu kısacık zaman diliminde muhatap olabilirsiniz.
Gündem ve zaman çok hızlı akıyor. İnsan hızıyla yetişmek zor. İki kat çaba sarf etmek gerekiyor. Oturup bir köşede soluklanacak, birbirimizi dinleyecek vakit dahi yok.
Bizim gibi siyaset ile yaşamın içiçe geçtiği ülkelerde, zamanın peşinden sürükleniyoruz. Geçmişe bakmadan geleceğe uzanmanın derdindeyiz.
Karşımızda sorunlara çözüm bulmak yerine çölleşen ve körleşen bir siyaset var.
Ekonomik darboğazdayız.
TÜİK’in eylül ayı iş gücü verilerine göre 330 bin kişi daha işsiz kaldı. Büyük bir rakam. Bundan daha kötüsü ise bu kişilerin başka bir iş bulma şansları neredeyse imkânsız.
Soruna çözüm bulması gereken siyasi mercilerin işleri ise başlarından aşkın. Çünkü önlerinde yerel seçimler var.
Ne kadar çok koltuk, o kadar çok mutluluk.
Meselelere bakışımız rakamlara bakışımız gibi. Sadece söyleyip geçiyoruz.
330 bin kişi.
Bunların aileleri, bakmakla yükümlü olduğu kişiler ne yer ne içer; düşünüyor muyuz?
Maalesef.
Yeni bir yıla giriyoruz. Karamsarlık ve umutsuzluk tablosu çizmek istemem. Çölleşen ve körleşen siyasete rağmen umut kırıntılarını yeşertmenin derdine birlikte düşmeliyiz.
Karanlık tablo sadece Türkiye’ye has değil. Aslında dünyanın dört bir yanında acı, kan, gözyaşı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu bizi teselli eder mi; bilmiyorum.
Evet, 2018 ağır bir yıl oldu. Özellikle ülkenin kalbine saplanan 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası yaşananlar, kolay kolay kaldırılacak şeyler değil. Meseleleri kan davası güderek değil akılcı yaklaşımlarla çözmeliyiz.
Nihayetinde hayat devam ediyor, umut da. Bizlere düşen herşeye rağmen umuda yürümektir. 2019 umudun kapılarını aralamak için bir fırsat olabilir.
Şahsımın beklentisi ise sağlık ve huzurdur.
İnsanların birbirini kırıp dökmediği, benlik ve bencillik duygularından sıyrıldığı, birbirine hoşgörü, sevgi ve sabırla yaklaştığı, ötekileştirmediği, ayrıştırıcı dil yerine muhabbet dilinin kullanıldığı bir huzur bekliyorum.
Çünkü ülkemin insanı gerçekten bunu hak ediyor.
Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum.
