- İran ve Türkiye ne yapmalı? - 21 Ocak 2020
- Adil Düzen Partisi - 30 Aralık 2019
- Çin, Dünya ve Ortaklık Sistemi - 2 Aralık 2019
Suriye Anayasası hazırlandıktan sonra tüm dünya ülkelerine bu anayasanın uygulanması için katkıda bulunmaları çağrısında bulunulur. Yalnız devletlere değil, Rothschildler ve Rockefeller gibi Sermaye kralları da davet edilir. İsteyen katılır. Bir Devlet veya Sermaye yirmide birden (1/20) fazla katkıda bulunamaz. Onun altında olmak üzere isteyen istediği kadarı ile katılabilir; katılanlar azsa bu beşte bire (1/5) kadar çıkabilir.
Bu toplanan meblağ ile yeni anayasaya göre seçim yapılır. Bu anayasayı uygulamaya izin verdiği için Esad Ailesine de bir bucak oluşturulur. On tane yüz lojmanlı apartmanda otururlar. Bunlar diğer bucaklar gibi bağımsız olurlar, dünyanın korumasında olurlar. Bu bucak toplanan bu meblağdan kurulur.
Bu meblağlar harcanır ve Suriye Devleti üçüncü binyıl uygarlığının ilk örnek devleti olur. İnsanlık ilk pilot çalışmasını bu şekilde yapar. Suriye Devletinin gelirinden %10 her yıl bu borçlara ödenir. İki misli ödendiği zaman borç biter. Kaç yılda biterse o kadar zaman sonra biter.
Bu sistemle dünya devletlerinden başvurular yapılır. Bu kuruluş Birleşmiş Milletler’in bir çalışması şeklinde olur. Bu çalışmalar sayesinde Birleşmiş Milletler insanlığı SAVAŞ ile değil de BARIŞ içinde işçilik sisteminden ORTAKLIK SISTEMINE geçirir. Birleşmiş Milletler’de bunun kabul görmesi için beş etkin devletin onayı gerekir.
İşte…
Türkiye, İran ve Rusya bunu sağlamalıdırlar.
Bu devletlerin bunu sağlayabilmesi için Recep Tayyip Erdoğan’ın devreye girmesi gerekir. Yani bugün Suriye’yi ve dünyayı SOSYAL TUFANDAN kurtaracak güce Recep Tayyip Erdoğan sahiptir. Recep Tayyip Erdoğan’ı da çok yakından tanırım. Anlatacak birileri çıkıp kendisine doğrudan anlatılsa kendisi bu öneriyi benimser, bu çabayı gösterir ve bu öneri uygulanır hale gelir.
Ne var ki Sermaye onun etrafını çevrelemiştir. Kendisine bunları anlatacak kimse bulunamamakta ve kendisine ulaşılamamaktadır. Durum budur. Bu makalelerimi okuyan herkesi davet ediyorum. Recep Tayyip Erdoğan’a ulaşın ve benim bu makalelerimi anlatın; önce anlayın, sonra anlatın. Anlatabilirseniz onun bunu değerlendireceğinden eminim.
Sermaye bunun da yolunu bulmuş ve herkesi öylesine yıldırmıştır ki, kimsede herhangi bir iş yapma mecali kalmamıştır. Herkes kenara çekilmiş beklemektedir.
Her şeyden önce içinizde korkanlar varsa; korkmayın. Ben elli senedir bu durumdayım. Siz kötü niyetli olmadığınız takdirde size bir şey olmaz. Türk bürokrasisi iyi niyetli bürokrasidir, çalışanlar iyi bürokratlardır. Her zaman söylediğim gibi yine söylüyorum; kötü insan yoktur, kötü (zalim) düzen vardır.
Korkacağınız neyiniz var? Bu zulüm dünyasında yaşayacağınıza bu zulme karşı yaptığınız cihatta şehit olunuz. Nasılsa öleceksiniz; ha bir an önce ölünüz ha bir an sonra ölünüz, ne fark eder? Eğer öldükten sonra cennet varsa cenneti kazanmış olursunuz, yoksa da zaten kötülük ve zulüm dünyasında biraz fazla yaşamak neyinize yarar.
Türkler İslam âleminin yarı ömründe hizmetler yapmışlardır. Allah bugün de bu hizmeti ulusumuza bahşetmiştir. Görevi de Recep Tayyip Erdoğan’a vermiştir. Ona bunu bildirmemiz gerekir. İslamiyet’te bugün anlaşıldığı şekilde olmayan hilafet yerine bu görevi yerine getirmesi gerekir.
Bunları yazarken acaba zaman mı kaybediyorum diye de düşündüğüm zamanlar olduğu gibi bunlarla uğraşmasam da daha yararlı şeylerle mi uğraşsam dediğim zamanlar olmaktadır. Sizler de bana yardımcı olursanız sevinirim. Yaptıklarım doğru ise ve yazmam da gerekiyorsa siz de katkıda bulunup bana yardımcı olabilirsiniz.
