ABD TEHDİTLERİ VE ÇÖZÜMLER

0
Latest posts by Süleyman Karagülle (see all)

TÜRKİYE BASİT OPERASYONLARLA DURUMU DÜZELTEBİLİR
ABD’den çok Sermaye basını/medyası ABD adına tehdit ediyor. Türkiye de bu tehditleri ciddiye alıyor ve cevap veriyor. Sermaye, Türk parasının (TL) değerini T. C. Merkez Bankası’na baskı yaparak düşürüyor. Faiz ile bu çözersiniz dedi. Başkana geri adım attırıldı. Faizler biraz daha yükseltildi.
Türkiye’de yalnız Türk Lirasının değeri yükselmiyor, tüm paraların ve altının değeri yükseliyor. Bunu yalnız dış para operasyonuyla izahı mümkün değildir.
Doğrudur, sonuç dış operasyonun sonucudur ama bu kısmen de 2002 yılından beri uygulanan ekonomik politikaların sonucudur ve bu politikalar Millî Görüş ile Adil Düzen’e karşı başarılı(!) ekonomi uygulayan Ak Parti’nin politikalarıdır.
1- YAP-İŞLET MODELİ: Yabancı Sermaye Türkiye’ye girmiş ve yap-işlet modeli ile altyapı yapılmıştır. Dolar karşılığı Türk Lirası piyasaya sürülmüş, dolar ise yine dış bankalara gitmiştir. Böylece piyasa TL ile dolmuş ama üretim yapılmamıştır. Bunlar yap-işlet-devret modelinin sonucudur. Biz bunu yeni söylemiyoruz. Artvin misalini de getirerek defalarca yıllar önce yazdık.
2- SÜBVANSE SİYASETİ: Batılılar köylüleri “üret” diye sübvanse ederler, Türkiye ise “üretme” diye sübvanse etti! Şeker Fabrikalarını sattı ve/veya kapattı. Halkın üretmediği fındığını sübvanse etti. Virüs (Kuş Gribi) uydurmasıyla köy tavukçuluğunu yok etti. Yumurtayı, fındığı, gazozu vb. tekelleştirdi yani dış sömürüye açtı.
3- İSRAFLAR: Yapılan israflar enflasyonun temel kaynağı olmuştur. Okullara bedava kitap dağıtıldı, okunmayan kitaplar dağıtıldı! Hasta olmayanlar hastanelerde tedavi edildi! Çift emekli maaşlar verildi! Yani halk üretmeden tüketmeye başladı, sadece tüketim teşvik edildi!
4- MORTGAGE KREDİLERİ: Mortgage (Morgıç) kredileri ile halk lüks dairelere geçti. Bu dairelerin inşası için harcanan emekler bir taraftan üretimi durdurdu diğer taraftan şimdi evler var ama bu evleri yapmak için eski işlerini ve işyerlerini terk edenlerin şimdi işleri ve işyerleri yok! Çalışmadan kazanma yolları arandı, devlete yük olundu.
Bu siyaseti Sermaye 2000’li yıllardan beri düzenledi, Ak Parti’yi bunun için iktidar etti, bugün de meyvesini almaktadır. Doları bir ay içinde ikiye katladıysa; olan bu sonuç bugün Trump’ın yaptığı bir eylemden değil, 18 senelik Sermaye’nin planı sonucunda olmaktadır.
Bütün bu yanlışlara ve olumsuzluklara rağmen Türkiye zengin ülkedir. Çok basit operasyonlarla bu gidişi durdurma gücüne sahiptir.
1- Hazine “Altın Bonosu” çıkaracak, arz ve talep kanunları çerçevesinde Türk Lirası ile satacak ve alacak, fark koymayacak, bu bonolar altından kıymetli olacaktır. a) Altınla farksız değerlendirilir. b) Kolay taşınır. c) İstendiği kadar küçültülebilir, bozdurulabilir. d) Kredileşmede birim olarak kullanılabilir.
2- Tüm günlük ödemeler “Türk Lirası” ile yapılacaktır. Dolar borcunuz olsa da iç ödemeler TL ile yapılır. Ama borçlanmalar “Altın Bonosu” üzerinden yapılır. Böylece enflasyonun piyasaya etkisi sıfırlanmış olur.
3- Çalışanlara “Yapı Bonosu” ile “Çalışma Kredisi” verilir. Çalışan istediği firmada çalışır, işveren borçlanır. Çalışana emeğinin hakkı ödenir. Böylece tüm işletmeler “Faizsiz Sermaye” bulmuş olur. Tüm çalışanlar da arza ve talep kanunlarına göre iş yapmış olurlar.
4- Halka “Sipariş Kredisi” verilir, tüketiciler mevsim başında mevsim fiyatları ile sipariş verirler, hafta hafta siparişlerini alırlar. Böylece üretim ve tüketim yılbaşında planlanır. Ülke içinde üretilmeyen mallar için ihracat malları üretirler ve sipariş alan tüccarlar onu satar, aldıkları siparişleri ithal ederler, böylece arz ve talep dengeleri sağlanmış olur.
5- Devlet kamuya ait arazilerini “İmar Bonosu” üzerinden satar ve alır, alış ve satış arasında fark koymaz, aldığı fiyatla satar. Böylece piyasaya para girer ve çıkar. Bu sayede Dolar etkisiz hale gelmiş olur.
Yazdıklarımız dikkatlice okunur, üzerinde düşünülürse kolaylıkla anlaşılır.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz