- İran ve Türkiye ne yapmalı? - 21 Ocak 2020
- Adil Düzen Partisi - 30 Aralık 2019
- Çin, Dünya ve Ortaklık Sistemi - 2 Aralık 2019
ÇÖZÜMÜ BU HAFTADAKI IKINCI MAKALEMDE OKUYUNUZ
Trump seçilme konuşmasında dünya ile değil ABD ile ilgileneceğiz dedi. Dünyadaki güçleri geri çekeceğine işaret etti. Bunu Trump söyledi sanmıştım. Sonra Birleşmiş Milletler’deki son konuşmasında ağzından baklayı çıkardı. Dünyayı kuvvetli liderlere bırakacağız, onlar kendi çarelerine baksınlar dedi. Pentagon’un istediklerini dile getirdi dendi.
Gerçek ise şöyledir.
Sermeye gelişen duruma göre siyaset yapar. Gelişmekte olan bir gücü önce yok sayar ve onu gelişmesini onu karşısına almadan yok etmeye çalışır.
Bunu başaramazsa, sonra ona alelacele cephe alır ve onu çökertmeye çalışır.
Bunu da başaramazsa, onun liderleri ile gizli anlaşmalar yapar, onunla bir olur.
Onu da başaramazsa, onunla uzlaşarak siyaseti ona göre götürür, vaziyeti idare eder.
Sermaye 500 yıldır işte böyle dünyaya hâkimdir. Başlangıçta Avrupa’daki beylikleri devirdi. Ulusal devletleri kurdu. Hıristiyanlığı parçaladı. Sonra krallıkları kaldırarak demokrasiyi getirdi. Sonra demokrasiyi imparatorluklara çevirdi. Sonra müstemlekeciliği icat ederek imparatorlukları parçaladı. İkinci Cihan Savaşı’ndan sonra müstemlekeciliği bitirdi, rejim bloklarını oluşturdu ve yarım asırdır da onunla idare etti.
Ekseriyet sistemi ile karşılıksız dolar sayesinde dünyaya hükmetti. Artık tam istihdam sağlandığı için faizli düzen işlemez hale geldi. Şimdi yeni bir siyasete geçiyor. Ekseriyete mademki hâkim değil, demokrasi kalkmalıdır. Onun yerine güçlü devlet liderleri olmalıdır. Mademki ABD dünya jandarmalığını artık sürdüremiyor, ABD kıtasına çekilmelidir. Dünyada güçlü lider diktatörler olmalıdır. Bu diktatörlerin geliş şekli önemli değildir. Amerika’da kapitalizmle, Rusya’da liberalizmle, Çin’de sosyalizmle, Türkiye’de Sünnilikle, İran’da Şiilikle, Arabistan’da Arapçılıkla gelebilir. Mısır’da darbe ile de gelebilir. Geliş şekli önemli değildir. Şimdilerde önemli olan ülkeleri tek kişilik yönetimlere geçmesidir.
Bu diktatörler halkın istediği ve sevdiği kimseler olmalıdır. İktidara hâkim olduktan sonra nasılsa muhalifleri oluşur. Diktatörü dolarlarla yola getirmek çok kolay mümkün olur. Olmazsa konsolosluğa girersin ama bedenin bile oradan çıkmaz. Şimdi Sermaye bunu yapıyor. Dikta rejimler kuruyor. Şimdilik rejim oluşuncaya kadar ses çıkarmıyor. Ama provalarını da yapıyor. Türkiye’de ABD vatandaşına ve Suudi Arabistan Konsolosuna oyun oynadı. Dünya günlerce dehşete kapılarak seyretti. Şimdi bir zavallı bulunarak idam edilecek. Hem de kim idam edecek; Suudi Kral ve Veliahdı Selman (MbS) idam edecek.
Suudi Arabistan’ın Türkiye’deki konsolosluğuna girip buharlaşan Cemal Kaşıkçı’dan sonra hanginiz evinizde rahat uyuyabilirsiniz. Dünyada hep böyle olaylar yaygınlaştırılacak ve tüm insanlık dehşet içinde yaşamaya başlayacaktır. Putin de Sisi de, Şi Cinping de, Merkel de, Trump da artık rahat gecelere veda etme durumundadır.
Tarihe bakın, her dönemde böyle korkunç olaylar olmuştur. Mevzii kalmıştır, bir örgütün işi olarak gerçekleşmiştir. Bundan sonra diktatör devlet başkanları bu işlerde kullanılabilir.
İtalya’da, Almanya’da, Sovyetlerde ve hafifi ile Türkiye’de dikta rejimler uygulanmıştır. O dönemde tüm dünya böylece kontrol edilebilmiştir. Sermaye orada hata yapmış, sosyalizm ve kapitalizm gibi rejimleri dayatmıştır. Onun için başarısızlığa uğramıştır.
Şimdi ise oradaki diktatörler oradaki halkın isteğini yapacaklar, ekalliyete değil ekseriyete dayanacaklardır. Yurt içinde disiplini böyle sağlayacaklardır. Ama ondan sonra ekonomide ve makro siyasette Sermaye’nin emrinde olacaklardır. Sermaye dünyayı sevimli diktatörlerle yönetmeyi planlamaktadır. Sözünü dinlemeyen diktatörün bedeni buharlaşacak ama yerine gelen de halkın sevgilisi ama Sermayenin emrinde bir diktatör olacaktır.
Diktatörlüklerle rejimler özdeşleştirilmeye çalışılmakta, Sermaye bu diktatörleri üstelik çaktırmadan desteklemektedir. Türkiye’de askerler bu rejime ikna edilmiştir. Askerler Bahçeli’yi devreye sokmuşlar ve Erdoğan diktatör namzedi olmasını sağlamışlardır. Ancak sermaye açısından makbul biri değildir. Yola geleceğe benzemiyor. Sermaye onun yerine birilerini yetiştirmektedir. Onu göndermeyi planlıyor.
Durum budur.
Yalnız Erdoğan için değil, dünyadaki yarı diktatör ve/veya diktatör namzetleri için de durum böyledir. Buna Trump, Putin, Merkel ve diğerleri de dâhildir.
Çözümü bu haftaki ikinci makalemde okuyunuz…
