- İran ve Türkiye ne yapmalı? - 21 Ocak 2020
- Adil Düzen Partisi - 30 Aralık 2019
- Çin, Dünya ve Ortaklık Sistemi - 2 Aralık 2019
Üçüncü binyıl uygarlığında, ikinci Kur’an uygarlığında yani “Adil Düzen” uygarlığında gümrükler kalkacaktır. Niçin mi? Anlatayım.
Bir malı üretirken harcanan emek vardır, bu ücrettir, “saat” ile ifade edilir. Bir malı tüketen insan ihtiyacını giderir ve yaşar, bu da “gün” ile ifade edilir. Bir malın değeri fiyatla ücretin çarpımıdır ve “gün/saat” ile ifade edilir.
Bu saat ve gün farklı yer ve zamanlı değerler taşır. Bir malın üretilmesinde harcanan saat iklime ve hammaddenin bulunmasına göre, kişilerin eğitilmesine ve işle uğraşmasına göre değişir. Birileri bir malı bir saatte elde edebilir. Aynı malı başka yerde belki beş saatte elde edemez. Zeytin üretmek için Erzurum’da üç saat, İzmir’de bir saat; et üretmek için de Erzurum’da bir saat, İzmir’de üç saat gerekmektedir.
Eğer mallar mübadele edilirse, toplam iki saatlik çalışma her iki tarafa yeterli olduğu halde, mübadele edilmediğinde toplam 8 saat çalışılmalıdır. İşte, mübadelenin bu kadar kârı vardır. Ayrıca tifo hastasına ilacını verirseniz çok büyük gün kazandırırsınız ama sağlama ilaç verirseniz belki de hasta edersiniz. Dolayısıyla mübadele hem saatini azaltmakta hem de günü çoğaltmaktadır. Mübadeleli bir ekonomide “gün/saat” en az on misli artmaktadır.
Mübadeleli bir ekonomide kimler kazanmaktadır?
Önce mübadele eden iki taraf da kazanmaktadır. Çünkü iki taraf da saatlerini azaltmakta ve kalan saatlerini başka işlere ayırmaktadır. Kalan saatlerinde neler yapmaktadır? Çocuk yetiştirmekte ve yeni kazançlarla da çocuklarına miras bırakmaktalar. Böylece taraflar kazanmakta, onların çocukları da kazanmaktadır.
On nesil sonra bir insandan türeyenlerin sayısı 1000 kişi kadardır. Bu da 250 sene içinde olmaktadır. 250 sene sonra ben bin insanın dedesi olacağım. 500 sene sonra bir milyon insanın dedesi olacağım. 750 sene sonra 1 miyar insanın dedesi olacağım ve bin sene sonra her insan bütün insanların dedesi olacaktır. O halde bir aile çocuk yetiştirip ona iş kurduğu zaman tüm insanlığa hizmet etmiş olur.
Mübadelede üç grup arasında çıkar paralelliği vardır; taraflar, tarafların çocukları ve insanlık.
Şimdi taraflar arasına gümrükler koyduğum zaman mübadele eksik kalacaktır. Çünkü iki tarafın “gün/saatleri” büyüyecek, gün olarak vergi için çalışmaktadırlar. Diyelim ki, Brezilya’daki kahve ile Türkiye’deki zeytin eşit gün yaşatmaktadır. Gümrüklerden dolayı kişiler kendileri üretmeye başlayacaklar ve her biri birer saat harcayacağı yerde dörder-beşer saat harcamış olacaklardır. Eğer saat günden fazla ise üretim düşecek ve insanlar zamanlarını artıramayacakları için çocuk yetiştiremeyecek, işyerleri kuramayacaklardır.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, gümrükler kalktığı zaman yıllık hasıladaki artış en az % 25 olacaktır.
Amerikalı iktisatçı Paul Samuelson bir kitabında diyor ki; tek taraflı da olsa gümrüğü kaldıran yine kârlı olur.
Muhterem Devlet Başkanımız Anayasa ile uğraşacağına, Trump gibi bir kararname yayınlasın. Bunun için hiçbir yasaya da gerek yoktur. “Milletin Devlet Başkanı olarak kararname yayınlıyorum, 2017 ve 2018 yıllarında denenmek üzere gümrükler kalkacak, mallar Türkiye’ye gümrüksüz girecek ve gümrüksüz çıkacaktır. Sadece herkes girerken ve çıkarken ne getirdiğini ve ne götürdüğünü beyan eder. Mallar güvenlik kuvvetlerinin gözetiminde arabaya konur, mühürlenir ve güvenlik görevlilerinin göz önünde mühür sökülerek kontrol edilir.” demesi yeterlidir.
Muhterem Cumhurbaşkanımız bu kararnameyi yayımlattıktan sonra, Hükümet itaat etmezse, Odalar Birliği itaat etmezse, Mahkemeler itaat etmezse, o zaman hükümetini değiştirir ve ona itaat eden başbakanı getirir.
Göreceksiniz, iki sene sonra Türkiye dış borçlarını bitirmiş olarak borçlu ülke olmaktan çıkıp petrolü olmadığı halde alacaklı ülke haline gelir. Söylediklerimi anlamada bir zorluk yoktur ama birkaç defa okumanız ve üstünde düşünmeniz gerekmektedir.
Mübadele ile saatteki gün değeri on misli artar. Bu da insanlarımızın çalışarak yaşamasını sağlar. Artırdıkları zamanlarını veya imkânlarını yeni nesil yetiştirmeye ve onlara iş kurmaya ayırırlar. Böylece ülke hem refah içinde hem de güçlü olma imkânını bulmuş olur.
Peki, gümrük niye var?
Sermaye kontrol etsin, kendi payını alsın ve insanlığı geri bırakarak zenginliğini sadece kendisinde saklasın diye vardır. İnsanlık da maalesef bu oyuna gelmektedir.
Bu yazımı AK Partililer Erdoğan’a ulaştırmalı, O da Putin ve Trump ile paylaşmalıdır. Gümrüklerin kalkmasına öncülük yapmalılar. O zaman Sermaye’yi bir çırpıda yenmiş olurlar.
Bircok konuyu gozden kaciriyorsunuz. Mesela, sadece 1 cins mali verimli uretip 1000 cins baska mala muhtac olan bir ulke ne yapacak?
Deginmediginiz daha cok sorunlu alan var ama en basiti bu.
Bir cins malı bir ülke üretmeyecek bir semt (bir sokak, bir köy) Bir cins malı üretecek.Bir ülkede her cins malı her bölge üretecek.
Peki ulkeleri boyle davranmaya kim “zorlayacak”? “Dunya Planlama Teskilati” mi?