UYGARLAŞMA FIKIHLA SAĞLANIR

0
Latest posts by Süleyman Karagülle (see all)

Evet, uygarlaşma fıkıhla sağlanır.

Fıkıh nedir?

İnsanın borç ve alacaklarını müspet ilim verileri içinde bilmesidir. Benim görevlerim nelerdir? Haklarım nelerdir. Bunları bilmek fıkıhtır.

İslam’da (barış düzeninde) silahlı güçlerin dayattığı bir kanunlar sistemi olmaz. Ekseriyet sistemi ile yapılan kanunlar uyma diye bir şey söz konusu olamaz. İslamiyet’te içtihat sistemi kabul edilir, sözleşme sistemine dayanır, ortak vekil sistemi bulunur, ihtilaflarda tahkim usulü geçerlidir.

Önce kişi kendi yaşaması ve çalışması için fıkhını oluşturur. Bunu ilan eder. Sonra buna uymak zorunda kalır. Kendisi tarafından yapılmış olan yasaları uygular. Uymazsa sorumlu olur. Diğer insanlar hakemlere giderken kişinin içtihatlarına uymadığı için zarar gördüklerini beyan ederek zararlarının tazminini isterler. Böylece herkesin kendi içtihadı ile hareket etmesi demek keyfi hareket etmesi demek olmadığı anlaşılmış olur, Karışıklık ve bilememezlik de meydana getirmez. Çünkü herkes herkesin nasıl davranacağını bilir.
İkinci yasama şekli sözleşmedir. İki kişi bir araya gelip anlaşırlarsa sözleşme yaparlar. Sözleşmede herkes taraftır. Kimse kimseye onun kabul etmediği maddeyi dayatamaz. Sözleşmeden sonra artık herkes yaptığı sözleşmeye uyma durumundadır. Sözleşme yapma serbest olduğu gibi sözleşmeyi sona erdirme de serbesttir. Sözleşmenin sona erdirilmesinden doğan bir zarar varsa, sözleşme hükümlerine göre tazmin edilir. Sözleşme sona erdikten sonra artık sorumluluk kalkar. Toplu sözleşmeler de şeriattır. Bir topluluğa katıldınız mı onun sözleşmelerini kabul etmiş olursunuz. Birisinin tasarrufunda olan bir yere girdiniz mi o yerin yetkililerinin hükümlerini kabul ediyorsunuz demektir. İstediğin zaman ayrılabilirsin. Kimse bir kimsenin esiri yapılamaz, kimse bir yere ikamete icbar edilemez.
Üçüncü karar şekli ise ortak vekil seçmedir. Taraflar birini seçerler. Seçilen kimse seçenlerin vekili olur, vekâleten aldığı karara hepsi uymak zorundadır. Böylece sözleşme akdedilmiş olur. Vekil sınırlarını aşmış ve haksızlık yapmışsa, mağdur olduğunu iddia eden kimse hakemlere gidebilir ve ortak vekil kararlarını iptal ettirebilir.
Son merci daima hakemlerdir. Hükümler 1400 sene önce yazılmıştır, bugün varlığını sürdürmektedir. Birçok hükümleri asrın müktesebatından ileridir. Bugünkü hukukta ekseriyet demokrasisi ile laiklik emredilir. Oysa laiklikte ekseriyet kararı olamaz, ekseriyet kararının olduğu yerde de laiklik olmaz. Demek ki baştan sonuna kadar çelişki bulunur.
Faizli sistemde tekelleşme olur. Hem serbest piyasa hem faiz bir arada olamaz. Ama zorla yaşatılmak istenir. Doğa çelişkiyi kabul etmez. Kur’an düzeninde konan bir kurala karşı hakemlere gidilir ve hakemler o kuralı dört sebepten dolayı iptal ederler.

1. Bunlardan biri çelişkidir. Eğer kurallar arasında çelişki varsa kural çıkmazda kabul edilerek kural ve/veya içtihat iptal edilir. Çelişki ile çatışma ayrı şeylerdir. Çatışmada uzlaşma vardır, çelişkide uzlaşma söz konusu olamaz. Uzlaşma sağlanabilirse çatışma ortadan kalkar. Çelişkili durumları ortadan kaldırma, zaman mekân şartlarına uyma ile mümkün olabilir.

2. Sözleşmeler çelişkili olmamakla beraber müspet ilme de aykırı olamaz. İcma ile sabit olmuş hususlar müspet ilimlerle de ispat edilir. Müspet ilimde ispat şartı delil getirmeyi veya göstermeyi gerektirir. İcmada sağlanan hususlarda ise delil gerekmez. İttifakla alınmış kararlar geçerli olur.

3. Diğeri ise icmalara aykırı olmamalıdır. İcma ile kabul edilmiş bir kurala aykırı içtihatlar uygulanmaz. Hakemler önce icmada ittifak ederler, sonra da hükmün icmaya aykırı olup olmadığını belirlerler. Demek ki icmaya aykırı fıkhi hükümler iptal edilir.

4. Son bir iptal sebebi ise sorunları çözmedir. Vergi kaçırmayalım diye KDV’yi koydunuz ama daha çok vergi kaçırmaya sebep oluyorsa yani istenen sonuç alınamıyorsa, ayrıca külfet teşkil ediyorsa, o karar da iptal edilir.

Söyleyin bakalım, hangi kuralı beğenmediniz.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz