Kılıçdaroğlu: Bakanlar ekonominin gidişini şahsileştirmezler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti.   

“Siyasetçi olarak biz de yaşanan ekonomik bunalımı yakından izlemeye çalışıyoruz.” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Dolasıyla sorun yaşayan bütün kesimleri dinlemek ve sağlıklı, tutarlı çözüm yollarını kamuoyuyla paylaşmak için çaba harcıyoruz. Bu vesileyle sanayinin kalbi bir anlamda onların temsilcisi İstanbul Sanayi Odası bu vesileyle ziyaret ediyoruz. Sayın Başkan’dan ve arkadaşlarından bilgi alacağız. Bize lütfedip bilgi verecekler. Dolasıyla biz de o bilgilerden yararlanarak sağlıklı ve tutarlı çözümler üretmeye çalışacağız.”

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ise şöyle konuştu: “İSO’nun her zaman önem verdiği karşılıklı istişare ve diyalog kültüründen hareketle CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki kıymetli heyetiyle bugün İSO Yönetim Kurulu olarak bir istişare toplantısı yapacağız. Genel Başkanın da söylediği gibi İSO, Türkiye’deki sanayinin öncü, en eski ve şu anda da en büyük odası olmak hasebiyle sanayinin hem bugün içinde bulunduğu durum, geleceğe dair vizyonun ortasındaki en önemli platformu. Kendilerinin bugün bizlerle olmasının Türk sanayisinin ve ekonomisinin önümüzdeki döneme dair profillerini değerlendirmek adına önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Bugünkü ziyaret önemli ve anlamlı.”

Cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerine sorulan soruya Kılıçdaroğlu, “Yeni bir şey değil. İttifak bu konuda kararı birlikte yola çıktığımız demokrasi konusunda birlikte mücadele ettiğimiz, güçlendirilmiş parlamenter sistemi Türkiye’ye getirmek istediğimiz arkadaşlarla beraber karar verilecek.” karşılığını verdi.

Belediye başkanlarının adaylığı konusunda da Kılıçdaroğlu, “Arkadaşların görevleri var ve şu anda çalışıyorlar. Başarılı bir süreci İstanbul’a ve Ankara’ya yaşatıyorlar.” dedi.

Hazine Bakanı Nureddin Nebati’nin “Sen maaş alıyorsun. En fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin. Ama ben bütün varlığımı kaybederim bu iş düzelmezse” sözleri için Kılıçdaroğlu, “Talihsiz bir açıklama, Bakanlar ekonominin gidişini şahsileştirmezler. Kendi şahsi pozisyonlarını ekonomi pozisyonuyla eş tutmazlar. Bu yanlış. Dolasıyla talihsiz bir açıklama.” değerlendirmesini yaptı.

Görüşme sonrası soruları cevaplayan Kılıçdaroğlu, asgari ücret konusunda şöyle konuştu: “Her sanayici, kendi çalıştırdığı işçinin daha iyi bir ücret, daha iyi bir hayat standardı yaşamasını ister. Bu da ifade edildi. Ancak yaşanan enflasyonun hem kendilerini hem çalışanları olumsuz etkilediği de zaten bilinen bir gerçek. Bu da dillendirildi.

Bu yılın başında, yani asgari ücret belirlenirken asgari ücret 384 dolardı. Bugün dolar kuru yine yükselmiş. Bugünkü dolar kuru ile çarpılsın, 384 dolar karşılığında Türk lirası işçiye asgari ücret verilsin. Bizim düşüncemiz bu. Hatta o konuda bir hesap yaptım. 2 bin 825 TL net, yıl başında asgari ücret. 384 dolar, böldüğünüz zaman 2 bin 825 TL, net para kazanıyordu. Şimdi 14 TL ki 14 TL’yi aştı, eğer 14 TL hesap edilirse dolar kuru, bugün itibariyle 5 bin 376 net işçiye para verilmesi lazım. Bunun bir de vergi yükü var. Dolasıyla asgari ücretin, sanayici üzerinde uluslararası rekabet gücünü olumsuz etkilememesi için asgari ücretin vergiden muaf olması lazım. Bunu da ifade ettik.

Merkez Bankası, kendisine ait olmayan dolarları satarak ‘acaba doları frenleyebilir miyim’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir olay olmadı. O nedenle toplum daha büyük sorunlarla karşılaşmasın diye biz bir an önce seçimin olmasını istiyoruz. Yoksa seçim olur veya olmaz, zamanında olur ama gecikilen her günün topluma maliyeti artacaktır.

Önümüzdeki süreçte gıda kriziyle karşılaşacağız. Ekilmeyen topraklarımız var, çiftçi ciddi sorunlarla karşı karşıya şu anda. Acaba iktidarın, saray ve şürekasının haberi var mı? Emin olun dünyadan haberleri yok bunların. Ülkeyi yönetemiyorlar. Nereye gittiğini, ne yaptıklarını da biliyorlar. İnatla devlet yönetilmez. ‘Ben inat ettim böyle yapacağız.’ Etrafında hiçbir bakan, bürokrat da ‘bu yanlış’ diyemiyor. Çünkü dediği zaman görevinden olacak.”