Kişi Hissettiği Nisbette Yaşar

0
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

Ruhun şâd olsun!..

Mehmed Âkif Ersoy.

Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

“Tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

Demişti Koca Şair.

İbret alınmadığı içindir, yıllardır aynı oltaya takılıyoruz.

Kendimizi tekrarlıyoruz.

Hani Cem Karaca diyordu ya;

Yol dediğin yol gibi

Ulaşmalı bir yere

Biz dön baba dönelim

Geliyoz aynı yere

Milli Şairimiz, “Kişi Hissettiği Nisbette Yaşar” isimli şiirini 19 Eylül 1918 tarihinde kaleme almış.

Aradan tam 104 yıl geçmiş.

Şimdi okuyun bakalım, değişen ne olmuş?

Sanki o günden bugünü yazmış.

Ya da hiç ibret alınmadığı için tarih tekerrür etmiş.

Kişi Hissettiği Nisbette Yaşar

Şair Eşref

Asırlardır ki “insâniyyet”in olmuş da mahkûmu,

Asırlar var ki, İslâm’ın hederdir hûn-i mazlûmu…

“Ne gördün, Şark’ı hep gezdin?” deyip sor. Gördüğüm: Yer yer

Yıkılmış hânümanlar; devrilip gitmiş hükûmetler;

Serâb olmuş kanallar; dümdüz olmuş bürc ü bârûlar;

Dökülmüş âbrûlar; habsedilmiş zinde bâzûlar;

Bükülmüş beller; incelmiş boyunlar; coşmayan kanlar;

Düşünmez başlar; aldırmaz yürekler; paslı vicdanlar;

Kasap görmüş koyundan beş beter yılgın cemâ’atler;

Tezellüller, tazarru’lar, esâretler, şenâ’atler;

Örümcek bağlamış tütmez ocaklar; yanmış ormanlar;

Ekinsiz tarlalar; ot basmış evler; küflü harmanlar;

Cemâ’atsiz imamlar; kirli yüzler; secdesiz başlar;

“Gazâ” nâmıyla dindaş öldüren bîçâre dindaşlar;

Ipıssız âşiyanlar; kimsesiz köyler; çökük damlar;

Mesâîsiz sabahlar; fikr-i ferdâ bilmez akşamlar!…..

Geçerken ağladım geçtim, dururken ağladım durdum;

Bütün bunlardı, zîrâ, gezdiğim âlemde meşhûdum.

Mezâristan kesilmiş rehgüzârım hüzn-i dûrâdûr…

Ne topraktan güler bir yüz, ne göklerden güler bir nûr!

Zeminden yükselir feryâdı yüz binlerce âlâmın;

Ufuklar kıpkızıl bir halkadır boynunda İslâm’ın!

Göğüsler hırlayıp durmakta, zincirler daralmakta;

Bunalmış kalmış üçyüz elli milyon cansa gırtlakta!

“Ne yapsam, neyle kurtarsam şu yatmış inleyen halkı?”

Deyip, ezber de olsun, gezdiğin vâki’ midir Şark’ı?

Benim beynim sağır, yâhud gözüm körmüş… Peki. Lâkin,

Senin görgün yolundaymış da keskinmiş de idrâkin,

Ne gördün, söyle evlâdım, ne duydun, lûtfen îzâh et?

Hayır, hâcet de yok îzâha, pek meydanda mâhiyyet!

O mâhiyyet fakat iğrenç, o mâhiyyet fakat çirkin!

“Niçin?” dersen, sıkılmak hiss-i insânîsi yok ilkin!

Evet, beynim sağırdır… Kâinâtım, çünkü, hep feryâd…

İşitmem başka bir ses milletim eylerken istimdâd.

Gözüm görmez, evet, zîrâ muhîtim kapkaranlıktır;

Fakat sînemde îmânım müebbed fecr-i sâdıktır.

Kör olmaz ağlayan gözler, sağırlaşmaz tutuşmuş beyn;

Yaşarmaz gözle yanmaz beyni hilkat addeder bir şeyn!

Geçilmez kahkahadan her taraf yangın içindeyken…

Yanan bir sîneden, lâkin, ne istersin? Nedir öfken?

Berâber ağlamazsın, sonra, “kör” dersin, “sağır” dersin.

Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin!

Ne ibret, yok mu, bir bilsen kızarmak bilmeyen çehren?

Bırak tahsîli, evlâdım, sen ilkin bir hayâ öğren!

Önceki İçerik “Troller” – Sosyal İstihbarat ve Propaganda Yöntemleri
Sonraki İçerikKatar İstanbul haberini Arapça dinledik
1978 yılında Erzurum'da dünyaya geldi. Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Tv ve Sinema Bölümü mezunu; Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu; Atatürk Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu mezunu. 2001 yılında gazetecilik hayatına başladı. Erzurum'daki yerel gazetelerin çeşitli birimlerinde 3 yıl çalıştıktan sonra Diyarbakır ve Ankara'da Parlamento Muhabirliği başta olmak üzere çeşitli alanlarda 11 yıl gazetecilik yaptı. 2017 yılından itibaren ise Ocakmedya'da yazmaya başladı. Halen Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümünde Yüksek Lisans yapmaktadır.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz