Bugünkü (17 Ocak 2017) Reina haberleri

0

17Reina saldırganın yakalandığı operasyonda gözaltına alına kadınlar sağlık kontrolünden geçirildi(ÖZEL)

Soner HASIRCIOĞLU/İSTANBUL,(DHA)-REİNA katliamını gerçekleştiren saldırganın yakalandığı operasyonda 3 kadın da gözaltına alındı. Kadınlar sağlık kontrolünden geçirdikten sonra İstanbul emniyetine götürüldü.

Üç kadın şüphelinin sağlık kontrolünde geçirileceği hastanede önlem alındı. Hasta giriş çıkışına izin verilmedi. Bu sırada şüpheliler hastaneye getirildi. Sağlık kontrolünün ardından aynı güvenlik önlemleri altında hastaneden çıkarılan şüpheliler, emniyete götürüldü.

(FOTOĞRAF)
Kaynak: Hürriyet

16Bakan Çavuşoğlu’ndan tebrik tweeti…

İSTANBUL DHA

Dışişleri Mevlüt Çavuşoğlu attığı bir tweetle İçişlieri Bakanı Süleyman Soyluyu Reina saldırganın yakalanması nedeniyle tebrik etti.

Çavuşoğlu’nun attığı tweet şöyle:

Reina saldırganını ele geçiren, başta bakanımız Süleyman Soylu’ya, emniyet ve istihbarat teşkilatlarımıza milletimiz adına teşekkür ediyorum.” dedi.
Kaynak: Hürriyet

15Reina katlimaını gerçekleştiren teröristin yakalndığı operasyona dair DHA’ya özel görüntüler

Ersan SAN İSTANBUL DHA

Reina katliamı gerçekleştiren teröristin yakalandığı operasyonu Doğan Haber Ajansı görüntüledi. Teröristin Esenyurt’taki adresini belirleyen polis, operasyon düğmesine bastı. Saldırgan ve yanındaki kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar olağanüstü güvenlik önlemleri altında binadan çıkarıldı. Bu sırada çevrede bulunanların gözaltına alınanlara tepki gösterdiği görüldü. Bu sırada DHA kamerası kayıttaydı.

Görüntü Dökümü

————————–

-Gözaltına alınan kişinin çıkarılması

-Vatandaşların tepki göstermesi

-Zırhlı araçlar

 
Kaynak: Hürriyet

14Reina saldırganı yakalandı Ek fotograf

 
Kaynak: Hürriyet

13Mete Yarar’dan ‘operasyon’ açıklaması

Haberin diğer fotoğrafları için tıklayın

Ortaköy’deki Reina’yı kana bulayan ve 39 kişiyi katleden cani operasyon sonucundsa canlı olarak ele geçirildi. Esenyurta arkadaşının evinden kıskıvrak ele geçirilen terörist Emniyet’e götürüldü.

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar operasyon sonrası önemli açıklamalarda bulundu ve sürecin nasıl işleyeceğini açıkladı.

Özbek asıllı caninin sağ yakalanmasının çok önemli olduğunu belirten Yarar şunları söyledi:

“Daha önce Numan Kurtulmuş bu konu ile ilgili önemli  açıklamalar yapmıştı. Şimdi caninin canlı yakalanmış olması bağlantıların öğrenilmesi açısından çok önemli. Reina eyleminin içerisindeki unsurlar DAEŞ’in diğer eylemlerine uymuyor bu açığa çıkarsa birçok sey aydınatabilir.

Bügüne kadar DAEŞ saldırılarından farklı olması, bir konu üzerine yoğunaşmaları ve bunun üzerine eylem yapmaları başından beri söylediğim şeylerdi.

Eylemi yaparken şahsın oraya nasıl getirildiği bile çok önemlidir. Bu eylem tarzı ve diğer eylem tarzları için sağ yakalanması çok önemli. Hangi sistem üzerine geldi kimler getirdi soruları bence en önemli sorulardır.”

Reina saldırganı Esenyurt’ta yakalandı: İşte son bilgiler…

Kaynak: Hürriyet

12Operasyon sonrasında bunlar yaşandı

Kaynak: Hürriyet

11Flash

FLASH!!

DHA: Doğan Haber Ajansı’na özel görüntülerle Reina’ya saldıran teröristin gözaltına alınma anını yayınlıyoruz
Kaynak: Hürriyet

10Flash

FLASH!!

DHA: Doğan Haber Ajansı’na özel görüntülerle Reina’ya saldıran teröristin gözaltına alınma anını yayınlıyoruz

 
Kaynak: Hürriyet

9Reina katliamcısı yakalandı

İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL’da yılbaşı gecesi ünlü gece kulubü Reina’da gerçekleştirdiği terör eylemiyle katliam yapan Özbek asıllı terörist Ebu Muhammed Horasanı, güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonla Esenyurt’ta gizlendiği evde yakalandı.

 

 
Kaynak: Hürriyet

8Reina saldırganı Esenyurt’ta yakalandı: İşte son bilgiler…

Son dakika:Yılbaşı gecesi Reina’da 39 kişiyi katleden ‘Abu Muhammed Horasani’ kod isimli Abdulkadir Masharipov İstanbul’da yakalandı.

Büyük gizlilik içinde yürütülen operasyon İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şubesi tarafından gerçekleştirildi. Terörist arkadan kelepçelenerek etkisiz hale getirildi.

Esenyurt’ta düzenlenen operasyon sonucunda yakalanan teröristin yanında oğlunun da bulunduğu öğrenildi. Teröristin sağlık kontrolünden ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

VALİ ŞAHİN AÇIKLAMA YAPACAK

İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul İl Emniyet Müdürü’nün sabah 10.30’da açıklama yapacağı öğrenildi.

Terörist işte bu sitede yakalandı…

OPERASYONUN DETAYLARI

1000 KİŞİLİK ÖZEL EKİP

Yılbaşı gecesi 39 kişinin öldürüldüğü saldırıyı gerçekleştirdiği iddiasıyla aranan şüpheli Masharipov’un yakalanması için art arda operasyonlar düzenlendi.
Daha önce polisin gerçekleştirdiği 4 ayrı operasyondan son anda kurtulan Masharipov’un yakalanması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından bin kişilik özel bir ekip kuruldu.

100 BİN SAATLİK GÜVENLİK KAMERASI GÖRÜNTÜSÜ İNCELENDİ

ekip saldırıdan sonra geçen 16 gün boyunca saldırganın İstanbul’a geldiği günden itibaren yaklaşık olarak 100 bin saat güvenlik kamerası görüntüsünü inceledi. Polis ekipleri yaptığı takiple örgüte ait çok sayıda uyuyan hücreyi belirlediği öne sürüldü.

Esenyurt 911 Sokak’taki bir siteye akşam saatlerinde düzenlenen operasyonda Masharipov ile 4 kişi daha gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 1’inin Kırgız asıllı erkek, 3’ün de Mısır, Senegal ve Somali uyruklu kadınlar olduğu öğrenildi.

Yapılan araştırmada şüphelilerin yakalandıkları adreste uzun süredir kaldıkları, alışveriş ve yer değiştirmede dikkat çekmemek için de siyahi kadınları kullandıkları tespit edildi.
Öte yandan şüphelilerin gözaltına alındıkları sitede polisin güvenlik önlemi aldığı ve giriş-çıkışlara izin vermediği görüldü.

OĞLUYLA KAÇTIĞI TESPİT EDİLMİŞTİ

Özbek asıllı terörist Abdulgadir Masharipov’un eşi 12 Ocak’ta Maltepe’de bir eve düzenlenen operasyonla yakalanmıştı. Yanında olan 1.5 yaşındaki kızı koruma altına alınmıştı. Masharipov’un ise saldırıdan sonra yanına 4 yaşındaki oğlunu alarak kaçtığı tespit edilmişti.

TERÖRİSTİN KIRGIZ ARKADAŞI

Masharipov 1.5 yaşındaki kızı, 4 yaşındaki oğlu ve eşiyle birlikte 2016’nın başında Konya’ya geldiği tespit edilmişti.

Masharipov ailesi, aralık ayının son günlerinde İstanbul Başakşehir’de bir ev kiraladığı, 31 Aralık’ta akşam saatlerinde karısına, “Helalleşelim” diyerek evden ayrıldığı eşinin ifadelerinde yer almıştı.

EŞİ 12 OCAK’TA YAKALANDI

Terörist Abdulgadir Masharipov’un eşi de İstanbul Maltepe’de bir eve düzenlenen operasyonla 12 Ocak’ta yakalanmıştı. Yanında olan 1.5 yaşındaki kızı da koruma altına alınmıştı.

Yılbaşı katliamı sonrasında terörist Masharipov’un Taksim Talimhane’de keşif yaptığı anı kaydettiği video görüntüleri de ortaya çıkmıştı.

DEAŞ’lı terörist ateş açarak Reina’nın kapısından böyle girip katliam yapmıştı.

17 GÜNDÜR ARANIYORDU

DEAŞ’lı terörist katliam sonrasında Zeytinburnu’nda ailesiyle kaldığı eve giderek 4 yaşındaki oğlunu yanına alıp kayıplara karışmıştı. Teröristin izini süren polisler, Zeytinburnu ve İzmir’de operasyonlar düzenlemiş, çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.

BAKAN ÇAVUŞOĞLU’NDAN TEBRİK TWEETİ

Dışişleri Mevlüt Çavuşoğlu attığı bir tweetle İçişlieri Bakanı Süleyman Soyluyu Reina saldırganın yakalanması nedeniyle tebrik etti.

Çavuşoğlu’nun attığı tweet şöyle:

Reina saldırganını ele geçiren, başta bakanımız Süleyman Soylu’ya, emniyet ve istihbarat teşkilatlarımıza milletimiz adına teşekkür ediyorum.” dedi.
Kaynak: Hürriyet

Kaynak: Hürriyet

7Reina saldırganı 150 bin dolara 39 kişiyi katletti!

Emniyetin tespitlerine göre saldırgan, terör saldırısını üstlenen DEAŞ’ın eylem tarzıyla hiç uyuşmayacak biçimde saldırıyı ideolojik sebeplerle değil, maddi saiklerle gerçekleştirdi. Yetkililer, bu yeni bilginin, Ortaköy saldırısının arka planındaki gizli servis rolünü belirginleştirdiği kanaatinde.

150 BİN DOLAR BULUNDU

Emniyet güçlerinin tespitlerine göre, saldırıyla ilgili olarak gözaltına alınan B.A. ifadesinde fail Ebu Muhammed Horasani adlı şahsın karısı F. A.’yı 2 Ocak 2017 günü saat 03.00 sıralarında Esenyurt’tan alarak Pendik’teki evine getirdiğini söyledi. Bu adrese yapılan operasyonda bir kişi yakalandı. Yakalanan şahısla yapılan görüşmede F.A.’nın Pendik Kavakpınar’da bir adrese götürüldüğü belirlendi. 5 Ocak 2017 günü ise Silivri’deki bir adreste saldırgana ait olduğu belirtilen 150 bin ABD doları bulundu. Bu paranın saldırı karşılığı katile verilecek para olduğu tespit edildi. İstanbul polisinin yakın takibi sebebiyle kendisine ulaştırılamadığı tespit edildi. Teröristin, gözaltında bulunan bir şahsa 2 Ocak 2017 günü 23.30 sıralarında konum bilgisi attığı belirlendi. Ancak terörist konumu gönderdiği adreste de bulunamadı. Pendik Abdi İpekçi Caddesi’ndeki bir adreste yapılan aramada ise teröristin eşi F.A., 2 bayan ve 2 çocukla yakalandı. Sabah

Kaynak: Hürriyet

6Reina saldırısı zanlılarının ilginç bağlantıları

İstanbul Ortaköy’de bulunan ünlü eğlence mekanı Reina’da düzenlenen terör saldırısı sonrası İzmir’de operasyonla gözaltına alınan yabancı uyruklu 11’i kadın 20 şüphelinin işlemleri İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde devam ediyor. Türkiye’ye illegal yollardan girdikleri belirlenen ve Türkçe bilmedikleri için tercüman aracılığıyla ifadeleri alınan şüpheliler, ifade vermekten kaçınıyor ve kendilerine yöneltilen suçlamaları reddediyor.

‘SURİYELİYİM’ DEDİ, FASLI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Kendisini ısrarla “Suriye vatandaşı” diye tanıtan bir zanlının Arapça aksanından Faslı olduğu ortaya çıktı. Üzerlerinden sahte pasaport ve kimlik bilgileri çıkan yabancı uyruklu diğer zanlıların, hangi ülke vatandaşı oldukları konusunda da bir belirsizlik söz konusu. İstihbarat birimleri, bu kişilerin kesin kimlik bilgilerinin tespiti için başta Özbekistan olmak üzere Kazakistan, Dağıstan, Doğu Türkistan, Fas, Kırgızistan ve Avrupa’daki bazı ülkelerle irtibat halinde. Şüphelilerin parmak izleri de söz konusu ülkelerle paylaşıldı.

Konsolosluklar aracılığıyla pasaport bilgileri istenen şüphelilerin, parmak izi karşılaştırmalarının yapıldığı, daha önceden kendi ülkelerinde başka bir suça karışıp karışmadıklarının da araştırıldığı bildirildi. Konya’dan gelerek, İzmir’in Bornova ve Buca ilçelerinde kiraladıkları evlerde yanlarındaki 20 çocukla birlikte kalan yabancı uyruklu zanlıların, kendilerini aile görünümünde kamufle etmeye çalışmaları, evlerde ele geçirilen askeri malzemeler ile ayrıca cep telefonlarındaki Arapça, Çince ve Rusça mesajlardan elde edilen verilerden bu kişilerin “DEAŞ’ın uyuyan hücreleri” olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.

HABERLEŞME KAYITLARI GÜÇLÜ KANIT

İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin yaptığı çalışmada, Ortaköy’deki saldırıyı gerçekleştiren teröristle Konya’daki hücre evinde birlikte kaldıkları iddia edilen zanlıların halen İstanbul’da gözaltında bulunan ve DEAŞ’ın sözde İstanbul emiri olduğu ileri sürülen H.A. ve diğer 33 şüpheliyle de bağlantısı tespit edildi. Telefon görüşmelerinden elde edilen HTS kayıtları, bu şüphelilerin, Ortaköy’deki saldırıyı gerçekleştiren “Ebu Muhammed El Horasani” kod adlı terörist ile DEAŞ’ın aynı hücre yapılanması içerisinde yer alarak aynı sözde emire bağlı oldukları konusunda güçlü kanıt olarak görülüyor. Soruşturmayı bu yönde derinleştiren ekipler, araştırmalarını sürdürüyor.

İzmir’in Buca ve Bornova İlçelerinde İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin 4 Ocak’ta düzenlediği operasyonda Ortaköy’deki terör saldırısıyla bağlantılı olduğu ileri sürülen 11’i kadın 9’u erkek 20 zanlı gözaltına alınmıştı. DEAŞ üyesi olduğu öne sürülen zanlılar ile yanlarındaki 20 çocuk, emniyete götürülmüştü.

Zanlıların adreslerinde yapılan aramada, çoğunluğu sahte olduğu değerlendirilen farklı ülkelere ait 41 pasaport, 12 cep telefonu, 1 tablet bilgisayar, çatışma bölgelerinde kullanılan palaska, 2 kütüklük, 1 bel aparatı, 1 GPS cihazı, 1 keskin nişancı tüfeği dürbünü, 1 gece görüş dürbünü, operasyonlarda kullanılan el feneri, 15 adet yabancı uyruklulara verilen sahte geçici kimlik belgesi ele geçirilmişti. Zanlıların, Ortaköy’deki saldırıyı gerçekleştiren teröristle Konya’daki hücre evinde birlikte kaldıkları iddia edilmişti.
Kaynak: Hürriyet

5Türkiye, İslam coğrafyasının kalanına bakıp durduğu yerin kıymetini bilmek mecburiyetinde

1920’ler… Tüm dünyada köklü değişim rüzgârları esiyor. ABD’de ‘Flappers’ diye anılan, kısa elbiseler giyip, saçlarını kestiren, sigara içen, caz eşliğinde dans eden, özgürleşme yolunda ilerleyen kadınların dönemi…

Değişim, sadece mağrur ve muzaffer coğrafyalarda değil. Diğer uçta da Birinci Dünya Savaşı ‘yorgun’u ama geleceğe umutla bakmaya çalışan, yenilikler peşinde koşan ülkeler, toplumlar var. Mesela Afganistan. Daha bağımsızlığını yeni kazanmış. Ama tıpkı genç Türkiye Cumhuriyeti gibi, modern toplumlar seviyesini yakalamak, eğitim, sağlık, hukuk, altyapı sistemlerini yenilemek, kadın-erkek eşitliğini sağlamak ve modernleşme çabasında.  Bu işin mimarlarıysa 1919’da bağımsızlık ilan eden Amanullah Han ve kayınpederi Mahmud Tarzi…

Tarzi, Afgan tarihinin en önemli entelektüellerinden. Altı dil biliyor, Jules Verne’i Dariceye (Farsça) çevirmiş. Afgan topraklarına gazeteciliği getiren de o, evleneceği kadına fikrini sorup onayını alan da. Bu onay o dönem için devrim niteliğinde.

Afganistan sokaklarından yaklaşık 40 yıl arayla çekilmiş bu iki fotoğraf, sadece bir yaşam tarzı savrulmasını değil, ‘Makûs talihimiz makûs kaderimiz değildir’ iddiasından toptan vazgeçişi ifade ediyor.

AFGAN PRENSİ AHMET HAN

Günümüz… Televizyonlardaki tartışma programlarında politik yorumlarıyla sık sık karşımıza çıkan bir isim: Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han. Önceki paragraflarla bağlantısı mı? Kraliyet ailesinden geliyor. Afgan modernleşmesinin fikri lideri Mahmud Tarzi büyük dedesi. Kral Amanullah Han’ın eşi Kraliçe Süreyya ise büyük halası. Kraliyet ailesinin sürgüne gönderilmesi sırasında diplomatik alanda arabuluculuk üstlenen Kasım Han ise öz dedesi.  Amanullah Han devrilip sürgüne gönderilmeseydi, bugün Afganistan prensi olacaktı.

Ama ailesinin hikâyesine geçmeden önce, bugün El Kaide’nin doğduğu yer olarak hafızamıza kazınan, uzun süre Taliban baskısı altında ezilmiş Afganistan’ın, yıllar önce bugünkünden ne kadar farklı bir ülke olduğuna göz atalım…

1928’deki Türkiye ziyareti sırasında Kraliçe Süreyya Atatürk’le birlikte.

MODERNLEŞME PEŞİNDE

Kraliyet ailesi içinde Amanullah Han ve kayınpederi Mahmud Tarzi’nin isimleri, siyasi etkileriyle öne çıkıyor. Tarzi, Osmanlı’daki modernleşme hamlelerinden çok etkilenmiş. Jöntürkler’i (sonra da Kemalistleri) yakından takip ediyor. 1919’da İngilizleri yenilip Afganistan bağımsızlığını kazandığında, kafası modernleşme fikirleriyle dolu…

Artık hikâyenin devamını, torunu Ahmet Kasım Han’dan dinleyebiliriz: “Amanullah kral, Tarzi ise onun başdanışmanı ve dışişleri bakanı. Modern sağlık ve eğitim sistemleriyle Afganistan’ı emperyalizme kafa tutacak bir ülke haline getirmeye çalışıyor; kadın ve erkeklerin eşit imkânlara sahip olması için uğraşıyorlar. ‘Makûs talihimiz makûs kaderimiz değildir’ anlayışıyla, Osmanlı’daki modernleşmeci akımı ve ardından da Atatürk devrimlerini takip ediyorlar.”

Eğer hazırsanız, şimdi de bir başka etkileyici karakterle, Kraliçe Süreyya’yla tanışma zamanı: Süreyya, yüzyıllarca süren geleneği yıkarak çağdaş kıyafetler giymeye başlayan, yabancı diller bilen, at binen, silah kullanan, cephede askerleri ziyaret eden çok farklı bir Müslüman kraliçe. Amanullah Han’ın tek eşi.

1927’nin sonunda birlikte bir Avrupa seyahatine çıkıyorlar. Bu seyahat, yedi-sekiz senedir süren modernleşme hazırlığını ve icraatlarını hızlandırmayı amaçlıyor. Kral ve beraberindekiler önce Karaçi’ye geçiyor, sonra Mısır’a, oradan da Avrupa’ya… Almanya, İngiltere, sonra tekrar Almanya ve Moskova. 1928 Mayıs’ında Moskova’dan İstanbul’a geliyorlar. Bu Avrupa ve İstanbul seyahatinden kalan fotoğraflara bakarken insan gözlerine inanamıyor. İtalya’da Kraliçe Süreyya’nın önünde eğilen elitler… Türkiye’de Atatürk ile verilen çağdaş kareler… Günümüzdekinden çok ama çok farklı bir Afganistan imajı.

İNGİLİZLER KRALİYETİ NASIL DEVİRDİ?

Afganistan’ın bu imajı savaş sonrası kendini toparlamaya başlayan İngiltere’yi hiç de memnun etmiyor. Kraliyet ailesi eve döner dönmez bu sorunla boğuşmaya başlıyor.

Nedenini Ahmet Kasım Han’dan dinleyelim: “İngiliz İmparatorluğu’na bağlı Hindistan’da milliyetçi ve ayrılıkçı akımlar yükselişte. Rusya’da Bolşevik Devrimi, Anadolu’da zaferle sonuçlanmış Kurtuluş Savaşı İngilizler açısından endişe yaratıyor. Üstüne bir de Afganistan’ın modernleşerek bir model olarak güçlenmesi, onlar açısından hayra alamet değil. Afgan dağlarında Kraliçe Süreyya’nın çağdaş kıyafetli, başı açık resimleri dağıtılmaya başlıyor. O fotoğrafların oralara nasıl gittiğinin tek mantıklı açıklaması var: İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri. Ülkede ayaklanmalar başlıyor. İngilizler, Afgan ordusu için yeni alınan ve Hindistan üzerinden teslim edilecek silahları da engelliyorlar. İsyanlar karşısında ordu zayıf kalıyor ve sonunda Amanullah Han yönetimi devriliyor. İngilizlerin ayaklanmalar sırasında kullandığı Tacik lider Habibullah Kalakani kral oluyor ama bu da uzun sürmüyor. Sonra İngilizler kraliyet ailesinin Peşaver koluyla anlaşıyor.”

ROMA VE İSTANBUL’A SÜRGÜN

Amanullah Han, Seyyid Kasım Han’ın arabuluculuğuyla Roma’ya yerleşirken, ailenin Mahmud Tarzi ayağı Türkiye’ye geliyor. Sonradan oğlunun Afganistan’a dönüp, yurduna hizmet etmesini istese de olaylar farklı gelişiyor. Oğlu, burada bir Çerkes kızına deli divane âşık olduğundan Afganistan’a dönmek istemiyor. Aşk kazanıyor, oğul Zübeyir burada kalıyor. Ahmet Kasım Han da o evlilikten dünyaya geliyor.

1968’de, Ankara’da… TED Ankara Koleji’nde, ardından İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde okuyor; tamamen bu toplumun bir ferdi olarak yetiştiriliyor. Tek farkla: “Farsça, İtalyanca ve Türkçe’nin aynı anda konuşulduğu bir salon düşün. Ve bunların hepsi, birinci dereceden akraban. Ben Şam’ın da, İstanbul’un da, Ankara’nın da, Kabil’in de, Tahran’ın da yerlisiyim” diyor.

Hepsinin yerlisi ama kendini Türkiye’ye ait hissediyor: “Benim için Atatürk, Türklerin atasıdır. O mirasa  sahip çıkıp, bu şansı iyi kullanmak gerek…”

Bu sözleri, Türkiye’yle aynı dönemde ve belki de biraz öykünerek modernleşme hamlesini başlatan Afganistan’ın bir evladı ve bu uğurda var gücüyle uğraşırken sürgün edilip ülkesinin bugün geldiği duruma tanıklık eden bir ailenin çocuğu olarak söylüyor.

TÜRKİYE’NİN HER TÜRLÜ KAYNAĞI VAR DEMEK Kİ İŞ SADECE TERCİHE KALMIŞ

Hiç geri dönmek istemediler mi? Ahmet Kasım Han, “Hep istedik” diyor: “Ama geri dönebilmemizi sağlayacak ortam hiç oluşmadı. 1970’lerin ortasında Afganistan, kör topal da olsa hâlâ modernleşebilen bir ülkeydi. Sonra Sovyet-Afgan savaşı çıktı. Savaşın ABD, Pakistan ve Suudi Arabistan tarafından yürütülüş biçimi ülkede hızlı bir radikalleşmeye neden oldu. Benim ailemse, dini radikalizmden uzak, uygar bir Afganistan istiyordu. “

Ailesinin ve ülkesinin hüzünlü öyküsüne “İçimde ne çok keşke var, bir bilseniz” diye devam ediyor: “Tarihin sana açtığı pencere, verdiği şans var ya… Kullanacaksın! Ne yazık ki Afganistan’ın penceresi uzunca bir müddet, bir sıçramaya imkân veremeyecek şekilde kapandı. Pakistan’ın, İran’ın hikâyesi de bundan çok farklı değil. Oysa Türkiye’nin o eşikten geçmek için her türlü kaynağı var. Demek ki iş sadece tercihe kalmış. Türkiye, İslam coğrafyasının kalanına bakıp durduğu yerin kıymetini bilmek mecburiyetinde.”

 

AFGANİSTAN’DAKİ DURUMLA REİNA SALDIRISININ ARASINDA BİR BAĞ VAR MI?

– Filistin meselesi, İslam dünyasının Batı tarafından mağdur edilmesinin sembolüdür. Sovyetler’in Afganistan’ı işgali, Irak Savaşı gibi meseleler de bu mağduriyet hissinin büyümesine yol açtı. Afganistan’da 1979-1989 arası 10 yıl süren savaşta, yakın zamanda Hillary Clinton’ın da itiraf ettiği gibi, ABD mücahitleri silahlandırdı, Suudi Arabistan da buna finansörlük yaptı. Komünizme karşı Yeşil Kuşak Projesi… El Kaide’nin Afganistan’da kuruluşu da zaten bu döneme dayanır. Sonra Amerikalılar bölgeden gidince ortada silahlanmış radikaller kaldı. Pakistan’da Ziya ül Hak da kendi meşruiyetini koruyabilmek için bu gruplara göz yumdu. Civar ülkelerden katılımlar arttı. El Kaide’den başka, yeni fraksiyonlar ortaya çıktı. Bunlar Suriye, Irak, İran, Afrika ya da Türkiye’de karşımıza çıkabiliyor. Tıpkı Reina saldırganı Abdulkadir Maşaripov’un Özbek asıllı olması gibi.
Kaynak: Hürriyet

4Reina katliamcısı 2015’te İran’da 15 gün hapis yatmış

Habertürk Gazetesi’nden Nihat Uludağ’ın haberine göre, İstanbul Ortaköy’deki Reina’da yılbaşı gecesi 39 kişiyi katleden Özbek asıllı DEAŞ’lı terörist Abdulgadir Masharipov, tam 14 gündür firarda. Her ihbarı değerlendiren polis, farklı ilçelerde teröristle bağlantılı 8 ayrı hücreyi ortaya çıkardı.

35 kişiyi gözaltına alan polis, terörist Masharipov’un bir suç kolonisi kurduğunu tespit etti. Polisin, kamera kayıtları ve görgü tanıklarının ifadelerinden yola çıkarak yaptığı araştırmada, teröristin kaçış güzergâhları saptandı.

DEAŞ mensubu Abu Muhammed Horasani kod ismini kullanan Masharipov’un olay yerine geliş ve kaçış güzergâhından yola çıkılarak temas kurduğu kişiler tespit edildi. Teröristin Reina’ya gitmek için taksiye bindiği ve yeniden döndüğü anlaşılan Zeytinburnu’nda 58. Bulvar Caddesi’ndeki birçok sokak ablukaya alındı.

Bölgedeki 8 ayrı adrese baskın düzenlendi. Zanlının baskından kısa süre önce bölgeden ayrıldığı anlaşıldı. Teröristin saldırı sonrası Zeytinburnu’nda Uygur Türklerinin kaldığı restorandan taksi ücreti istediği ve geceyi burada geçirdiği anlaşıldı. Polis, bu tespit üzerine 8 çalışanı gözaltına aldı.

BAŞAKŞEHİR’DE DE KALMIŞ

Teröristin saldırıdan önce 3 gün Başakşehir Bahçekent’te bir hücre evinde kaldığı da polis tarafından belirlendi. Teröristin, saldırıdan önce Bahçekent’te bir markette alışveriş yaptığı ve parasının üstünü istediği anlaşıldı.

Bunun üzerine bölgede operasyon başlatıldı ve hücre evleri basıldı. Polis İstanbul dışında İzmir ve Konya’da da baskınlar gerçekleştirdi.

Operasyonlarda, teröriste yardım ve yataklık yaptığı belirlenen İlyas M.’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda DEAŞ üyesi gözaltına alındı. Saldırganla bağlantılı bazı ailelerin de İzmir’de bulunduğu belirlendi.

KARISI GÖZALTINA ALINDI

Konya’da gözaltına alındığı öne sürülen ancak yakalanmadığı ortaya çıkan teröristin eşi 7 Ocak’ta Pendik’teki hücre evinde gözaltına alındı. Hücre evinde çok sayıda kişi de yakalandı.

GELİR KAYNAĞI: SOYGUN

Polisin yaptığı araştırmada, DEAŞ’ın Özbek yapılanmasının gelir kaynağının soygun, hırsızlık, oto hırsızlığı, sahtecilik gibi suçlardan olduğu tespit edildi. Suriye ve Irak’taki petrol gelirlerini kaybeden DEAŞ’ın hücre yapılanmalarına para transferleri yapamadığı öne sürüldü.

Gözaltına alınan DEAŞ’lıların silahlı gasp ve soygundan otomobil hırsızlığına, sahte pasaporttan göçmen kaçakçılığına kadar her tür suça karıştıkları belirlendi.

İstanbul Fatih’teki bir döviz bürosuna para taşıyan 2 kuryenin, 24 Aralık 2016’da Laleli’de gasp edilmesinin ardından da Özbek hücresi çıktı.Kuryeleri bacaklarından vuran şüphelilerin, alıp kaçtıkları çantalarda 1 milyon TL, 100 bin dolar ve 30 bin Euro bulunduğu tespit edildi. Görüntülerden yola çıkan polis, Özbekistan uyruklu Yahya Ü., Ayşa Y. ve Hüsnan S.’nin ya nı sıra kuryeleri vurduğu belirlenen Abdurrahman N.’yi yakalayıp gözaltına aldı.

İRAN’DA TUTUKLU KALMIŞ

Abdulgadir Masharipov adlı teröristin ilk önce Özbek İslami hareketinin içerisinde yer aldığı, önüne gelene “Siz kâfirsiniz” demesi üzerine hareket tarafından dışlandığı belirlendi.Masharipov’un 2015’te İran’da gözaltına alınarak 15 gün hapis yattıktan sonra serbest bırakıldığı, Türkiye’ye yasadışı yollardan giriş yaptığı belirlendi.

KATLİAM EMRİ SESLİ VE GÖRÜNTÜLÜ OLARAK VERİLMİŞ

Teröriste katliam emrininse şifreli bir programla sesli ve görüntülü olarak verildiği ortaya çıktı. DEAŞ’ın Suriye’deki üst düzey bir yetkilisinin “Ses getirecek bir eylem yap” diye talimat verdiği anlaşıldı.

İŞTE BASILAN HÜCRELER

Ard arda sürdürülen operasyonlarda gözaltı sayısı 35’i buldu. Polisin, Masharipov’un ardından yaptığı operasyonların tarihleri ve merkezleri şöyle:
-1 Ocak: Zeytinburnu hücresi
-2 Ocak: Silivri hücresi
-3 Ocak: Başakşehir Bahçekent ve K.Çekmece Sefaköy hücresi
-4/5 Ocak: Konya ve İzmir hücresi
-7 Ocak: Pendik hücresi

Reina katliamıyla ilgili iki kişi tutuklandı

Kaynak: Hürriyet

3Reina katliamıyla ilgili iki kişi tutuklandı

Ortaköy’deki ünlü eğlence kulübü Reina’da gerçekleştirilen ve 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin yürütülen soruşturmada gözaltına alınan iki şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ifadesi alınan şüpheliler Omar Asım ve Abuliezi Abuduhamiti “silahlı terör örgütüne üye olma”, “ruhsatsız ateşli silah satın alma ve taşıma”, “nitelikli şekilde kasten öldürme suçuna yardım” ve “Anayasal düzeni kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarından tutuklama istemiyle İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. İki şüpheli çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

BİRLİKTE EV KİRALAMIŞLAR

Uygur asıllı Çin vatandaşı olduğu öğrenilen iki şüpheliden Omar Asım’ın Reina saldırganı Ebu Muhammed El Horasani kod isimli teröristle Konya’da ev kiraladıkları ve kontratın Omar Asım’ın üst aramasında ele geçirildiği belirtildi. Savcılığın nöbetçi hakimliğe gönderdiği sevk yazısında, Reina saldırganının Konya’da kiraladıkları konutun apartman görevlisi tarafından Omar Asım’la birlikte görüldüğünün tespitinin yapıldığı belirtildi.

MAKARNA PAKETİNDE SİLAH GÖNDERMİŞLER

Sevk yazısında Konya Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında bulunan Mehmet E. İsimli şüphelinin15 Aralık tarihinde şüpheli Omer Asım’a Konya Otogarı’ndan bir otobüs firmasıyla paket gönderdiği belirtildi. Otobüsün muavin ve şoförünün paketten şüphelenmesi üzerine kontrol ettiklerinde ise makarna paketine sarılı “Ziksauer” marka tabanca buldukları anlatılan yazıda, emanet paketi almak için İstanbul Otogarına gelen şüpheliler Omar Asım ve Abuliezi Abuduhamiti’nin yakalandıkları anlatıldı. Ayrıca yazıda Reina saldırganı Ebu Muhammed El Horasani kod adlı şüphelinin 15 Aralık 2016 tarihinde Konya’dan İstanbul’a geldiği hatırlatıldı.
Kaynak: Hürriyet

217 bin 862 dosya için gözaltı talimatı bekleniyor

AA muhabirinin güvenlik kaynaklarından edindiği bilgiye göre, güvenlik güçlerince terör örgütlerine yönelik operasyonlar kararlılıkla sürdürülürken, diğer taraftan da sosyal medya üzerinden yapılan terör yanlısı paylaşımlar da yakın takibe alındı.

Son 6 ayda sosyal paylaşım sitelerinden Facebook ve Twitter üzerinden bu yönde paylaşımlar yaptıkları gerekçesiyle 68 bin 774 hesap hakkında ihbarda bulunuldu. Bu hesaplardan 21 bin 723’ünün kullanıcısı tespit edilirken, 47 bin 24 hesabı kullanan şüphelilerin tespiti için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
Yapılan tespitlerin ardından terör ekiplerince düzenlenen operasyonlarda internet üzerinden terör örgütü propagandası yaptığı tespit edilen 3 bin 861 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden bin 734’ü tutuklanırken, bin 317 kişi adli kontrol şartıyla, 810 kişi ise ifadeleri alındıktan sonra emniyetten serbest bırakıldı.
Konuya ilişkin çalışmaların sürdüğü ve Cumhuriyet Savcılıklarında gözaltı talimatı bekleyen 17 bin 862 dosyanın bulunduğu öğrenildi.

ÜNLÜ İSİMLER DE VAR

Terör örgütü propagandası yapan, infial yaratıcı ve devlet büyüklerine hakaret içeren paylaşımlarda bulunan isimler arasında Reina saldırısını “mezhep çatışmasına dönüştürmek isteyerek infial yaratıcı paylaşımda bulunduğu” gerekçesiyle tutuklanan Barbaros Şansal ile yine yaptığı paylaşım nedeniyle aranan, Türkiye’nin ilk korku filmlerinden biri olan Dabbe’nin yönetmeni olan Hasan Karacadağ da bulunuyor.

‘CAN BATUTA’ ADINI KULLANDI İDDİASI

Karadağ’ın twitter’da ‘Can Batuta’ adını kullandığı iddia ediliyor. Can Batuta adlı hesap paylaşımlarının ardından kapatılmıştı. Profil resminin gizlendiği hesaptan asker olduğu, ikinci darbenin yaşanacağı gibi mesajlar paylaşılmıştı. Mesajlar ilgi çekmeyince söz konusu hesaptan ‘Neden paylaşmıyorsunuz’ diye bir mesaj daha atılmıştı.

Karacadağ’ın twitter üzerinden “2017 Nisan-Mayıs. Suriye batağında Türk askerini bekleyen kimyasal saldırı. Takip edin yazacağım” şeklinde paylaşımda bulunduğu da iddia ediliyor.

Dabbe filmi…

“İZMİR’DE NEDEN PATLAMA OLMUYOR” MESAJI DA VAR

Haklarında işlem yapılan kişilerden bazılarının bölücü terör örgütü elebaşının açıklamalarını yazdığı ya da terörist fotoğrafları altında örgüt propagandası yaptığı, bazılarının da infial yaratacak (İzmir’de neden patlama olmuyor? / Patlama ve PKK ayaklanmalarının olacağı iller) şekilde paylaşımlarda bulunduğu görüldü.
Kaynak: Hürriyet

1Ünlü isimlerden ‘Hayatına Sahip Çık’ mesajı!

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD), Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) ve Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) öncülüğünde, son dönemde Türk halkının yaşam standartlarını, değerlerini, kültürünü ve alışkanlıklarını hedef alan elim olaylara karşı sivil toplum hareketi başlatıldı. Toplumsal paydaşların katılımıyla başlatılan hareket, bir yandan Türk halkının moralini en yüksek düzeyde tutarak tekrar hayata karışmasına destek olmayı, diğer yandan medeniyetler beşiği İstanbul’un marka değerinin korunmasını amaçlıyor.

Toplumsal, refah ve güven duygusunu pekiştirmeyi, insanlık dışı saldırıları gerçekleştirenlerin oyunlarına gelinmeyeceğini göstermeyi hedefleyen ‘Hayatına Sahip Çık’ sivil toplum hareketinin detayları, BMD Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, KMD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu, TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer ve TÜRES Genel Başkanı Ramazan Bingöl’ün katılımıyla düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Toplantıya, kampanyayı düzenleyen derneklerin üyelerinin yanı sıra iş, sanat, spor ve magazin dünyasından ünlü isimler katıldı.

Toplantıda; Ata Demirer, Ayhan Sicimoğlu, Burcu Esmersoy, Demet Akbağ, Dilara Koçak, Ege, Fatih Terim, Gezegen Mehmet, Hülya Koçyiğit, Kenan İmirzalıoğlu, Mehmet Yaşin, Osman Müftüoğlu, Saba Tümer, Şahika Ercümen, Sedef İybar, Taylan Kümeli, Tümer Metin’in ‘hayatinasahipcik’ hashtagiyle; sokakta gezerken, bir restoranda yemek yerken, balık tutarken, sinemaya giderken, parkta dolaşırken çekilen hayatın içinden görüntüler paylaşıldı.

SİNAN ÖNCEL: “GELECEĞİMİZ İÇİN HAYATA DAHA SIKI SARILMAMIZ GEREKİYOR”
Toplantıda konuşan BMD Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel; “Kayıplarımız için yas tutarken çocuklarımız, yani geleceğimiz için hayata daha sıkı sarılmamız gerekiyor. Türkiye’nin çok önemli dört sivil toplum kuruluşu olarak tüm sivil oluşumlara çağrı yapıyoruz. Gelin; ülkemize, ekonomimize, hayatımıza ve geleceğimize sahip çıkalım. Makinalarımız daha hızlı çalışsın, restoranlar ve mağazalarımız hep açık olsun. Caddeler, sinemalar ve tiyatrolar, eğlence mekanları, hayatın ritmiyle yaşamaya devam etsin” dedi.

ALP ÖNDER ÖZPAMUKÇU: “YAŞAMIMIZA DEVAM ETMELİ VE SONUNA KADAR SAHİP ÇIKMALIYIZ”
KMD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu da, “Üst üste yaşadığımız üzücü olayların ana hedefi olan yurtta korku yaratılması çabalarının, milletimizin ve özel sektör oyuncularının devletimizle birlik olup dayanışma içinde ve yılmadan çalışmasıyla etkisiz kalacağına inanıyoruz” dedi.

Özpamukçu, şunları söyledi: “Açılan bu yaralarımızın en kısa sürede iyileşeceğine, morallerimizin hızlıca düzeleceğine ve huzurun yeniden temin edileceğine gönülden inancımız tam. Halkımız bu güce ve dirayete sahip. Halkımızın nabzını en yakından takip eden perakende sektörünün değerli oyuncuları olarak, yarınlarımız için yılmadığımızı göstermek, günlük hayatımıza devam ederek hayatımıza, yaşamımıza sahip çıkmak, göstereceğimiz en büyük tepki olacaktır. Alışverişlerimizi yapmaya, yaşadığımız bu güzel coğrafyanın tadını çıkarmaya, sinemaya gitmeye, birbirinden güzel mekânlarımızda yemek yemeye, eğlenmeye, gezmeye; özetle yaşamımıza devam etmeli ve sonuna kadar sahip çıkmalıyız”.

KAYA DEMİRER: “GÜNLÜK YAŞANTIMIZI SÜRDÜRMEMİZE ENGEL OLMAK İSTEYENLERE ‘BOYUN EĞME’ DİYORUZ”
TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer ise yılbaşı gecesi yaşanan saldırıdan sonra sessizleşen İstanbul sokaklarını tekrar hareketlendirmek için yurt çapında ulusal bir sivil toplum hareketi başlattıklarının altını çizerek; şöyle devam etti: “Tehlike çanları, asıl sokağa çıkmaya korktuğumuzda çalmaya başlayacak. Reina’da yaşanan olayın ardından Kuruçeşme’de sektör üyeleri olarak kol kola bir araya geldik. Bu birlikteliği sivil toplum hareketine dönüştürerek tüm vatandaşlarımızı, hayatlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz. ‘Çarşıya, pazara, yemeğe, sinemaya ya da spora giderek ülke kurtarılır mı?’ diye düşünmek yerine günlük yaşantımızı sürdürmemize engel olmak isteyenlere ‘boyun eğme’ diyoruz. Yaşadığımız ülkenin, güzel ve pırıltılı İstanbulumuzun, saldırıları planlayan ve gerçekleştirenlerin arzuladığı duruma düşmemesi için sessizliğe bürünmeyelim, hayatımıza sahip çıkalım. Bu harekete ivme kazandırmak için elimizdeki tüm imkanları kullanmamız gerekiyor. Bunun için ‘sokağa çıkın, alışverişe çıkın, yemeğe çıkın, gezmeye çıkın, seyahate çıkın. Yeter ki çıkın’ diyoruz. Kendi ülkemizde sokağımıza sahip çıkacağız ki, ülkemizi her yıl ziyaret eden 30 milyon turiste ‘gelin, Türkiye’nin bu ulusal seferberliğine destek verin, terörle savaşmak istiyorsanız Türkiye’yi ziyaret edin ve bizi yalnız bırakmayın’ diyebilelim”.

RAMAZAN BİNGÖL: “HAYATI BEREKETLENDİRELİM, YAŞAMI VE DOSTLUĞU ÇOĞALTALIM”
TÜRES Genel Başkanı Ramazan Bingöl de, yaşanan saldırıların turizm sektörüne yansıyacak olumsuz etkilerini azaltabilme, oluşturulmak istenen algıyı olumlu yöne çevirebilmek amacıyla yola çıktıklarını vurgulayarak; şunları söyledi: “Hiç kimse, ülkemizi durdurmak isteyenlerin değirmenine su taşımasın. Evlerimize kapandığımızda saldırıları planlayanların istediklerini yapmış oluyoruz. Biz, buna karşı aksine, yaşamımızın hiçbir kesitini değiştirmeden normal hayatımıza devam edelim, hayatı bereketlendirelim, yaşamı ve dostluğu çoğaltalım. Saldırılara karşı birlikte duralım. Dünyanın en iyi mutfaklarından biri olan Türk Mutfağının muhteşem lezzetlerini deneyimlemeleri için farklı ülkelerden insanları ülkemize davet ediyoruz. Dünya gastronomi turizmindeki payımızı yükseltmek için, sektör olarak el ele veriyoruz. İşte bunun için halkımıza ‘hayatına sahip çık’ diyoruz.”
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz