Bugünkü (18 Ocak 2017) FETÖ haberleri

0

Bakan Işık: Hiçbir caninin yaptığının yanına kar kalmamasının gerektiğini biliyoruz

Hasan POLAT/KAHRAMANKAZAN (Ankara), (DHA) – MİLLİ Savunma Bakanı Fikri Işık, Reina saldırganının yakalanmasında emeği geçenleri tebrik etti, “Gerçekten çok yoğun bir çalışma, inanılmaz bir takip ve bunun sonucundan yakalanan ip uçlarından çorap söküğü gibi deşifre edilen kriminal bir durum. Hiçbir caninin yaptığının yanına kar kalmamasının gerektiğini biliyoruz” dedi.
Bakan Işık, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 4’üncü ana Jet Üs Komutanlığı’ndan kalkarak sivil halkı, Meclis’i ve devlet kurumlarını bombalayan F-16’ları engellemeye çalışırken 9 şehit, 92 gazi veren Ankara’nın Kahramankazan İlçesi’ni ziyaret etti. Burada yaptığı konuşmada Reina saldırganının yakalanmasına değinen ve soruşturmada emeği geçen herkese teşekkür eden Bakan Işık, “Gerçekten İstanbul emnmiyetimizin ve polisimizin olağanüstü gayretinin bir sonucu. Ben başta bakanımız olmak üzere, emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Gerçekten çok yoğun bir çalışma, inanılmaz bir takip ve bunun sonucundan yakalanan ipuçlarından çorap söküğü gibi deşifre edilen kriminal bir durum. O açıdan son dönemdeki en önemli olay diye değerlendiriyorum. Hiçbir caninin, yaptığının yanına kar kalmamasının gerektiğini biliyoruz. Bu açıdan da bu olay çok önemli. Bundan sonra arkasında kim var, talimatı kimden aldı, kimin için yaptı, örgüt bağlantısında bundan sonra nereye gidecek, bütün bunları emniyetimizin ve savcılığımızın çalışmasıyla göreceğiz” dedi.
‘HER GEÇEN GÜN YERLİ SİLAHLARIMIZI DAHA FAZLA ÜRETİYORUZ’
Savunma Sanayi’nde her geçen gün çok daha iyiye gittiklerinin altını çizen Bakan Işık, “Her geçen gün dışa bağımlılığımızı azaltıyoruz, her geçen gün yerli silahlarımızı daha fazla üretiyoruz. Üretimimizdeki yerlilik oranını ve katma değer oranını arttırıyoruz. Kritik teknolojileri her geçen gün daha Türkiye’ye kazandırma gayreti içerisindeyiz. Şu anda isim isim saymam çok zor. Savunma sanayinde Türkiye gerçekten son 14 yılda çok büyük mesafeler aldı. Şimdi bunu taçlandıracak kritik teknolojileri Türkiye’ye kazandırmanın gayreti içerisindeyiz. Temel atma için de arkadaşlarımız çalışıyor” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Enerji Bakanının hacklenen mail adresi paylaşımları soruşturması: 3 tutuklama

Ümit TÜRK / İstanbul,(DHA) İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca başlatılan soruşturma kapsamında 25 Aralık’ta İstanbul, Ankara ve Diyarbakır’da yapılan operasyonlarla gözaltına alınan kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Haber Müdürü Ömer Çelik ve muhabiri Metin Yoksu, Etkin Haber Ajansı (ETHA) Sorumlu Müdürü Derya Okatan, Yolculuk Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eray Sargın, Diken eski editörü Tunca Öğreten ve Birgün Gazetesi çalışanı Mahir Kanaat, 24 gün gözaltında tutuldukları emniyet müdürlüğündeki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edildi.

“ENERJİ BAKANININ MAİL ADRESİ HACKLENEREK OLUMSUZ ALGI OLUŞTURULDU”

Soruşturma savcısı tarafından sorgulanan 6 kişi, tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk edildi. Savcılığın hakimliğe gönderdiği sevk yazısında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın kullanmış olduğu mail adreslerinin şifrelerinin hackerlar tarafından 2016 Eylül ayında ele geçirildiği hatırlatılarak, “Elde edilen bilgiler manipüle edilerek Enerji Bakanını ve onun şahsında seçilmiş meşru hükümeti yıpratmak amaçlı yayınlar yapıldığı, Enerji Bakanının stratejik faaliyet ve işlemlerinin ve milli enerji politikasının başarısızlığa uğraması için olumsuz algı oluşturulduğu” ifadelerine yer verildi.

BAKAN ALBAYRAK’IN HACKLENEN MAİLİNE İLİŞKİN YAPILAN PAYLAŞIM VE HABERLER SORULDU

Sevk yazısında Tunca İlker Öğreten’in bilgisayarında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın hacklenerek elde edilen maillerine ilişkin 16 GB büyüklüğünde silinmiş bir dosyanın tespit edildiği belirtilerek, “şüphelinin açıkça kişisel veri niteliğinde olan ve duruma göre devlet sırrı niteliğinde olabilecek bilgileri ne şekilde elde ettiğine ilişkin detaylı açıklama yapamadığı ve adli makamlara bilgi vermediği tespit edilmiştir” denildi. Bu nedenle sevk yazısında Öğreten’in, “Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek” suçundan tutuklanması talep edildi.

TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI YAPMAKLA SUÇLANDILAR

Savcılığın tutuklanmasını talep ettiği diğer şüpheliler Eray Sargın, Mahir Kanaat, Derya Okatan, Ömer Çelik ve Metin Yoksu hakkında da, sosyal medya hesaplarından Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın Eylül 2016’da hacklenen mail adresleri ile ilgili paylaşımlarda bulundukları, haberler yaptıkları, yine yaptıkları paylaşımlarda FETÖ, PKK, DHKP-C ve MLKP terör örgütlerinin propagandasını yaptıkları iddia edildi. Bazı şüphelilerin terör örgütü üyeliğinden tutuklanmaları talep edildi.

SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİLER

Şüphelilerin ise savunmalarında Twitter üzerinde kurulan bir gruba kendi istekleri dışında dahil edildiklerini, bu grupta bakan Albayrak’ın hacklenen maillerinin yayınlandığını gördüklerini, gazetecilik açısından ilgi çektiği için bazı paylaşımlarda bulunduklarını ve haber yaptıklarını belirterek terör örgütü propagandası yapmak suçlamasını kabul etmediklerini söyledikleri öğrenildi.

3 KİŞİ TUTUKLANDI

İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından ifadeleri alınan şüphelilerden Tunca Öğreten, Mahir Kanaat ve Ömer Çelik “Terör örgütü üyeliği” suçundan tutuklandı. Derya Okatan, Eray Sargın ve Metin Yoksu’nun ise haklarında yurtdışına çıkış yasağı konularak serbest bırakılmasına karar verildi.
Kaynak: Hürriyet

Organizatöre gözaltı

Organizatör T.Ö.’nün Ankara Terörle Mücadele Şube’sinde sorgusu sürüyor. T.Ö, saldırıdan sonra yaptığı bir açıklamada, Karlov’u vuran polis Mevlüt Mert Altıntaş’ı koruma zannettiklerini söylemiş, saldırıdan üç gün önce Altıntaş’ın Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne gelmiş olabileceğini açıklamıştı. Altıntaş’ın emniyette korunup korunmadığına yönelik yürütülen soruşturmada da Ankara Emniyet Personel Şube Müdürlüğü’nde görevli bir polis memuru gözaltına alındı.

‘ABİ’LERİ TUTUKLANDI

Karlov’u öldüren polis Altıntaş’ın, suikast hazırlığı yaptığı oteli ilk olarak 14 Aralık tarihinde telefonla arayarak 16 tarihinde rezervasyon yaptığı, 1 gün sonra tekrar oteli arayarak rezarvasyonu iptal ederek suikast gününü 19 Aralık olarak değiştirdiği belirlenmişti. Karlov, “Gezgin Gözüyle Kaliningrad’dan Kamçatka’ya Rusya” konulu fotoğraf sergisinin 19 Aralık’taki açılış töreninde Çevik Kuvvet polisi Mevlüt Mert Altıntaş tarafından öldürüldü. Soruşturma kapsamında Ankara’da arasında Altıntaş’ın ev arkadaşı olan avukat, kız arkadaşı ile eski evini kiralayan polislerin bulunduğu 20’e yakın kişi gözaltına alındı. Bu süreçte Altıntaş’ın FETÖ bağlantısı öne çıkarken, Altıntaş’a İzmir’deki polis okulunda okurken ‘abilik’ yaptığı belirtilen kişi dahil 4’ü polis 5 kişi tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

Bolu merkezli 5 ilde FETÖ operasyonu: 27 gözaltı

Murat KÜÇÜK/BOLU, (DHA) – BOLU merkezli 5 ilde düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu 27 kişi gözaltına alındı.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 32 kişi hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Bolu merkezli Düzce, Ankara, Elazığ ve Eskişehir’de Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından eş zamanlı olarak 32 adrese baskın yapıldı. Operasyonda polis, memur, öğretmen, şirket yöneticileri ve özel sektör çalışanlarının bulunduğu 27 kişi gözaltına alındı. Evlerinde bulunmayan 5 kişiyi arama çalışmaları sürerken, ev ve işyerlerindeki aramalarda ele geçirilen bazı evrak, cd ve belgelere el konuldu.
Şüphelilerin örgütün gizli haberleşme sistemi olan Bylock programını kullandıkları iddia edildi. Gözaltına alınanların arasında Bolu kadrolu 2 emniyet müdürünün de bulunduğu ifade edildi.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ şüphelisi 13 kişi adliyeye sevk edildi (2)

3 KİŞİ TUTUKLANDI
Samsun’da FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 13 kişiden Ömer Ergin, İbrahim Baltacı ve İsmail Köksal tutuklandı, diğer 10 şüpheli ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.
Kaynak: Hürriyet

İnan Kıraç, yapımı yılan hikayesine dönen ‘Suna Kıraç Kültür Merkezi’yle ilgili konuştu

VEHBİ Koç’un dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelen, Türkiye’nin öncü ve güçlü iş kadınlarından biri olan ve 2000 yılından bu yana ALS hastalığı
nedeniyle yalnızca gözleriyle haberleşen Suna Kıraç’ın ideallerini anlatan kitabı gazeteci Rıdvan Akar tarafından kaleme alındı. “İdealler gerçekleşirken: Suna Kıraç’ın izinde 10 yılın öyküsü” adlı kitap, Suna Kıraç’ın başta eğitim olmak üzere bilim, kültür, sanatla ilgili vizyonunu, hedeflerini ve bu yolda bugüne kadar yapılanları kapsıyor. Önceki gün Suna Kıraç’ın eşi İnan Kıraç ve kızı İpek Kıraç’ın davetiyle kitabın tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.

ASLINDA NEDEN YAPILAMADI?

İnan Kıraç yapılanları özetlerken, Tepebaşı’nda Suna Kıraç’ın hayalini gerçekleştirmek için kurmak istedikleri Suna Kıraç Kültür Merkezi’nin yılan hikayesine dönen “gerçekleşememe macerasını” da anlattı. Bundan 12 yıl önce hazırlanan ve gerçekleşmesi halinde İstanbul’un kültür ve sanat hayatı için en önemli yatırımlardan biri olacak olan projenin mimari tasarımı da ünlü Kanadalı mimar Frank Gehry’e yaptırılmıştı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın projeye destek vermesine rağmen sonuç alınamamasını FETÖ’ye bağlayan Kıraç, “Karşımıza hep engeller çıktı. O dönemde bize karşı çıkarılan engelleri düşününce bu yapıdan kuşkulanıyorum” dedi.

200 MİLYON DOLARLIK PROJE

Kıraç, “Suna’nın en büyük hayallerinden biriydi. Mevcut arazide hem TRT hem de Belediye olduğu için çok sorun çıktı. Farklı formüller geliştirdik ama olmadı. 200 milyon dolarlık projede yol alamadık. Belediyenin sahibi olduğu otopark için çok yüksek paralar istendi. Sürekli yolumuz kesildi. Bürokrasiye takıldık. Dünyanın en ünlü mimararından Frank Gehry’nin bir eseri İstanbul’a çok şey katacaktı. Tüm bunları adım adım yazdım. Şimdi düşünüyorum da Cumhurbaşkanımızın ve belediye başkanımızın desteğine rağmen yapamamızın nedeni FETÖ olabilir” dedi. Sohbetimiz sırasında İnan Kıraç’ın bu konuyla ilgili 10 yıllık süreçte yaşananlardan da bir kitap hazırladığını ancak kamuoyuyla paylaşmadığını öğrendik.

TEGV BU YAPIYA KARŞI KURULDU

İnan Kıraç, Vehbi Koç’un Fethullah Gülen’in yarattığı tehlikeyi çok önceden gördüğünü de anlattığı konuşmasında, “Vehbi Bey hadiseyi görmüştü. Türkiye Eğitim Gönülleri Vakfı’nın kurulmasını bu yüzden istemişti” dedi. Şu anda Eskişehir Belediye Başkanı olan Yılmaz Büyükerşen’in o dönemde gelip, “TEV çok iyi ama organize değilsiniz, organize olup bir istikamete gitmeniz lazım” dediğini, Vehbi Koç’un da Suna Kıraç’ın da aynı fikirde olmasıyla Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın kurulmasına karar verildiğini anlattı.

İnan ve Suna Kıraç’ın kızları İpek Kıraç da toplantıda yaptığı duygusal konuşmada ileride anne-babasının hikayesini anlatan bir kitap yazmayı düşündüğünü söyledi

Erdoğan olmasa kurtulamazdık

İNAN Kıraç, Koç Holding’de Otomotiv Şirketleri Başkanlığı yaptığı dönemde, 1992 yılında 3800 bayilerinden 80’inden şüphelendiklerini anlatırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ’ye karşı verdiği mücadeleyle ilgili görüşlerini de şöyle anlattı: “1992-98 yılları arasında yöneticilik yaptım. O dönemde 3800 bayiden 80-100’ün bu yapılarla ilgili olduğunu düşündük. O zaman bir şey yapmadık. Yalnız samimiyetle söylüyorum. Bu adam bu kadar kabiliyetli olamaz, bu kadar kafası işleyen olamaz, bu kadar sistemli olamaz. Buldukları sistemler çok gelişmiş. Dünyanın her tarafında okullar kurulmuş. Bugün Cumhurbaşkanımızı o bakımdan hayranlıkla seyrediyorum, o olmasa biz bundan kurtulamazdık” dedi.
Vehbi Koç uzakdurun demişti

KIRAÇ, Vehbi Koç’un bu yapıdan uzak durulmasını da vasiyet ettiğini söylerken, “Vehbi Bey hadiseyi görmüştü. Biz de Suna da ben de Rahmi de hep mesafeli olduk. Ancak Mustafa (Koç) TÜSİAD ekibiyle tesadüfen ziyarete gitti. Döndüğünde kendisine dedesinin vasiyeti olduğunu söyledim, birlikte Rahmi’ye gittik. Rahmi’den vasiyeti söylemesini istedim. Mustafa gidileceğini bilmediğini, tesadüfen olduğunu söyledi…” dedi.

Son 10 yılı anlatıyor
2006 yılında çıkan “Ömründen Uzun İdeallerim var” kitabının devamı niteliğinde olan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Anı Dizisi’nin ikinci kitabı, “İdealler Gerçekleşirken: Suna Kıraç’ın izinde, 10 yılın öyküsü”, son 10 yılda Suna Kıraç’ın idealleri çerçevesinde gelişen hayatları, Suna Kıraç’ın çizdiği hedefe doğru ilerleyen, bu uğurda emek veren yol arkadaşlarını ve onların umut, inanç, özveri ve başarı ile taçlanmış öykülerini içeriyor. Türkiye’nin en büyük holdinglerinden biri olan Koç Holding’in bir süre yöneticiliğini yapan Suna Kıraç’ın doğuşuna, gelişimine ve sürdürülmesine katkıda bulunduğu Koç Vakfı, Koç Lisesi, Koç Üniversitesi, Galatasaray Eğitim Vakfı, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü ve Kaleiçi Müzesi, Pera Müzesi, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve uzun yıllardır onu yatağa bağlayan hastalığı üzerine kurulan, Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde
yer alan Nörodejenerasyon Araştırma Laboratuvarı (NDAL) gibi kurumlar ve bu kurumların kahramanları kitabın ikinci bölümde tanıklıklarıyla anlatılıyor.

Bir babayiğit Türk otomobilini yapacak
KARSAN Yönetim Kurulu Başkanı olan İnan Kıraç, Türkiye’de otomotiv sanayinin Avrupa’nın en iyi fabrikalarına sahip olduğunu söylüyor. Türkiye’nin otomotiv sektöründe kendi markasını çıkaracağına inandığını da ifade eden Kıraç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesini de kullanarak, “Bir babayiğit çıkacak ve bunu yapacak” diyor.

ABD Başkanı seçilen Trump’ın otomotiv sektörünü etkileyen çıkışlarını da değerlendiren Kıraç, “Amerika’da aslında bu hep var. Amerikan malı kullanmazsanız Amerika üretiminizi almaz. Üretim yapıyorsanız bunun yüzde 60’ı Amerikan malı olmalı. Motorun içinde Bosch marka pomba kullanıyorsanız, Amerikalılar ‘bunu çıkar Amerikan malı kullan’ diyor. Amerika entresan bir memleket, bazı şeyleri çok doğru yapıyor” açıklamasını yapıyor. New York Taksi ihalesine giren ve dünya devleriyle yarışan Karsan’ın son olarak ABD’de 282 bin aracını yenileyecek posta ofisi araçlarının ihalesine katıldığını ve son tura kalan 6 şirketten biri olduğu bilgisini veren Kıraç, ürettikleri araçların 6 ay deneneceğini ve kararın bu deneme sonrasında verileceğini söylüyor.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ’den yargılanan 4 askere tahliye

Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK, (DHA) – ZONGULDAK’ta, FETÖ/PDY davasında Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı botta görevli 4’ü tutuklu, 11 personelin yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, tutuklu bulunan 4 askerin tahliyesine karar verdi.
Sahil Güvenlik Amasra Grup Komutanlığı’na bağlı olarak Zonguldak Limanı’nda görev yapan TCSG-86 botunda görevli 2’si subay, 6’sı astsubay, 3’ü uzman erbaş olmak üzere 11 kişinin 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında yargılanmalarına devam edildi. 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmak’, ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ ve ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’ suçlarından 2’şer kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle 4’ü tutuklu, 11 sanık, duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada tutuklu sanık bot komutanı yüzbaşı Oskay M.’nin 15 Temmuz gecesinde telefon görüşmesi yaptığı komutanlar ve bir polis memuru Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) tanık olarak dinlendi. Marmaris’te görevli TCSG 82 Bot Komutanı Yüzbaşı Mevlüt M., tutuklu yüzbaşı Oskay M.’nin devresi olduğunu olay akşamı telefon görüşmesi yaptıklarını anlatarak, şöyle konuştu:
“Oskay bana sıkıyönetim direktifi başlıklı emrin geldiğini, kendisinin limana döndüğünü, hatta grup komutanının da limana dönüş yönünde emir verdiğini söyledi. Bizim denize çıkış amacımız farklıydı. Cumhurbaşkanına suikast iddiaları vardı, Cumhurbaşkanının Marmaris’ten ayrıldığını öğrenmiştik. Helikopterlerin, yani Cumhurbaşkanına saldırıya gelen helikopterleri görmüştük. Olası saldırıları engellemek maksadıyla grup komutanımızın emriyle ve onun kaymakamlık ve emniyet müdürü ile olan eşgüdümlü görüşmesiyle çıkılmıştır.”
TÜMAMİRAL HAKAN ÜSTEM ‘TSK YÖNETİME EL KOYMUŞTUR’ DİYE ARAMIŞ
Tanık Albay Murat Ö. ise 15 Temmuz gecesinde kendisini Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem’in aradığını belirterek, “Bana, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur, biz de asker olarak gereğini yerine getireceğiz’ dedi. Ben de o an tam algılayamadım. Ancak ‘anlaşıldı komutanım’ diyerek telefonu kapattım. Harekat Şube Müdürüm Albay Hakan K. ile görüştüm. O da bana ne olduğunu anlayamadığı bir takım reaksiyonlar olduğunu söyledi. Hakan Üstem beni yeniden arayarak Ankara Harekat Merkezi’nin bizim harekat merkezimize sözlü olarak ilettiği liman giriş çıkışlarının yasaklandığı, hudut kapılarının kapatılması yönündeki emri sözlü olarak bana tekrar etti” dedi.
Tutuklu sanıklardan Yüzbaşı Oskay M. ise üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek, “Terörist damgasıyla yargılanmak bir deniz subayı için onur kırıcıdır. Bir an önce görevime dönmek istiyorum” diye konuştu.
4 ASKERE TAHLİYE
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar yüzbaşı Oskay M., üsteğmen Oğuzhan Ö., astsubaylar Görkem Ö., ve Samet B.’nin yurt dışı yasağı ve adli kontol şartıyla tahliyesine karar verdi. Duruşma, ertelendi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Başbakan Yıldırım, Birleşik Krallık Avam Kamarası Dış İlişkiler Komitesi’ni kabul etti (2)

ANKARA(DHA)-BAŞBAKAN Binali Yıldırım, bugün Çankaya Köşkü’nde Birleşik Krallık Avam Kamarası Dış İlişkiler Komitesi Heyetini kabul etti. Başbakan Binali Yıldırım kabülde Birleşik Krallık makamlarının FETÖ’nün yönlendirmesiyle gerçekleşen 15 Temmuz darbe girişimi karşısında gösterdiği tavrı takdir ettiğini belirterek darbe girişimine karışan FETÖ mensuplarıyla mücadelenin demokratik hukuk devleti kuralları çerçevesinde kararlılıkla yürütülmeye devam edileceğini vurguladığı ifade edildi. Binali Yıldırım, bu ziyaretin, Türkiye’nin FETÖ’nün yanı sıra DEAŞ ve PKK terör örgütlerine yönelik haklı mücadelesinin de yakından gözlemlenebilmesi için önemli bir fırsat teşkil ettiğine değindi. Birleşik Krallık’ın AB’den çıkmasının ardından da, ikili ticari ve ekonomik ilişkilerin mevcut olumlu seyrini sürdürmesinin arzu edildiğini belirten Başbakan Yıldırım, bu yönde İngiltere ile ikili ilişkilerin her alanda geliştirilmesi için mevcut iradenin tam olduğunu ifade etti. Konuk Heyetin, kabulleri için Başbakan Yıldırım’a teşekkürlerini ifade ettiği , başta 15 Temmuz darbe girişimi olma üzere son dönemde Türkiye’de gerçekleşen terör saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlar için taziye dileklerini ilettiği söylenildi. Görüşmede ayrıca, ikili ilişkiler ve bölgesel konularda’da görüş alışverişinde bulunulduğu kaydedildi.
Kaynak: Hürriyet

Başbakan Yıldırım, Birleşik Krallık Avam Kamarası Dış İlişkiler Komitesi’ni kabul etti (2)

ANKARA(DHA)-BAŞBAKAN Binali Yıldırım, bugün Çankaya Köşkü’nde Birleşik Krallık Avam Kamarası Dış İlişkiler Komitesi Heyetini kabul etti. Başbakan Binali Yıldırım kabülde Birleşik Krallık makamlarının FETÖ’nün yönlendirmesiyle gerçekleşen 15 Temmuz darbe girişimi karşısında gösterdiği tavrı takdir ettiğini belirterek darbe girişimine karışan FETÖ mensuplarıyla mücadelenin demokratik hukuk devleti kuralları çerçevesinde kararlılıkla yürütülmeye devam edileceğini vurguladığı ifade edildi. Binali Yıldırım, bu ziyaretin, Türkiye’nin FETÖ’nün yanı sıra DEAŞ ve PKK terör örgütlerine yönelik haklı mücadelesinin de yakından gözlemlenebilmesi için önemli bir fırsat teşkil ettiğine değindi. Birleşik Krallık’ın AB’den çıkmasının ardından da, ikili ticari ve ekonomik ilişkilerin mevcut olumlu seyrini sürdürmesinin arzu edildiğini belirten Başbakan Yıldırım, bu yönde İngiltere ile ikili ilişkilerin her alanda geliştirilmesi için mevcut iradenin tam olduğunu ifade etti. Konuk Heyetin, kabulleri için Başbakan Yıldırım’a teşekkürlerini ifade ettiği , başta 15 Temmuz darbe girişimi olma üzere son dönemde Türkiye’de gerçekleşen terör saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlar için taziye dileklerini ilettiği söylenildi. Görüşmede ayrıca, ikili ilişkiler ve bölgesel konularda’da görüş alışverişinde bulunulduğu kaydedildi.
Kaynak: Hürriyet

Demirtaş ve Önder’in “terör örgütü propangandası” ndan yargılandığı dava

Serpil KIRKESER/İSTANBUL,(DHA)-SELAHATTİN Demirtaş : Barış süreci barış ile sonuçlansaydı ben şu anda burada yargılanmıyor olacaktım. Muhtemelen hem ben hem de bu süreçte görev alan kişiler barış ödülleri alacaktık

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demitaş ve HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 2013 yılında Kazlıçeşmedeki yaptıkları konuşmalarda “terör örgütü propagandası” suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle haklarında açılan dava kapsamında hakim karısına çıktı.

DEMİRTAŞ SEGBİS İLE DURUŞMAYA BAĞLANDI

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Selahattin Demirtaş Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ( SEGBİS) ile bağlanırken, Sırrı Süreyya Önder duruşma salonunda hazır bulundu. Öğleden sonra başlayan duruşmada Sırrı Süreyya Önder izleyici bölümünde oturdu.

MAHKEME BAŞKANI İZLEYİCİ BÖLÜMÜNDEKİ ÖNDER’İN SANIK SANDALYESİNE GEÇMESİNİ İSTEDİ

Mahkeme Başkanı Hakan Türkön, Sırrı Süreyya Önder’i kastederek mübaşire “Sanığa yerine geçmesini söyler misin? dedi. Sırrı Süreyya Önder de “Biz başkanı izlemeye gelmiştik ama geçelim” diyerek sanık kürsüsüne geçti. Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kalan Demirtaş kimlik tespiti sırasında üniversite mezunu, milletvekilliğinin yanı sıra asıl mesleğinin avukatlık olduğunu aylık gelirinin 14 bin TL olduğunu belirtti. Sırrı Süreyya Önder de aylık gelirinin 14 bin TL olduğunu milletvekilliğinin yanı sıra yönetmen, senarist olduğunu ifade etti.

“SEGBİS İLE İFADE VERMEYİ UYGUN BULUYORUM”

Avukat Baran Doğan yargılamada yüz yüzelik ilkesinin önemli olduğunu anlattığı sırada söz alan Demirtaş, haftanın iki günü 20 şehirde açılan davalara SEGBİS ile bağlanıp ifade veriyorum. 20 şehire gidip gelmekte zor olacağından SEGBİS ile ifade vermeyi ben uygun buluyorum” dedi. Konuşmasına devam eden avukat Doğan müvekkilinin siyasetçi olduğunu belirterek davaya konu sözlerinin düşünce özgürlüğüne ilişkin olduğunu belirterek derhal beraat verilmesini istedi. Avukat Baran, müvekkili Demirtaş’ın iddianame geçen sözlerinin aynısını 2012 ve 2013 yıllarında mecliste yaptığını belirterek “Demirtaş savaşın çözüm olmadığını belirtiyor konuşmasında. Demirtaş’ın sözlerinin yaşama sorumsuzluğu kapsamındadır. Bu nedenle davanın düşmesini talep ediyorum” şeklinde konuştu. Selahattin Demirtaş’ın mecliste yaptığı konuşmaların çıktısını mahkemeye sunuldu.

ÖNDER: SÖYLEMLERİMİZİN YARGILANDIĞI BU DAVANIN HİÇ OLMAMIŞ OLMASINI HUKUK ADINA DİLERDİM

Savunması için kürsüye çıkan Önder, davanın şikayetçileriyle ilgili googlede yaptığı araştırmaları anlattığı sırada müştekiler Hasan Fırat ve Cafer Özsoy tepki gösterdi ve salonu terk etti. Önder konuşmasının devamında yasama sorumsuzluğun öneminden bahsederek, bunun Anayasa’da güvence altına alındığını belirterek, “Mahkeme salonlarında dolaştırılmamızı onur kırıcı buluyorum. Ben, söylemlerimizin yargılandığı bu davanın hiç olmamış olmasını hukuk adına dilerdim ” diye konuştu.

DEMİRTAŞ: HAKKIMIZDAKİ DOKUNULMAZLIKLAR CUMHURBAŞKANI’NIN PARLAMENTOYA BASKISIYLA KALKTI

Demirtaş savunmasında, yapılan suç duyurusunun dışında fezlekede somut bir suçlama olmadığını savunarak, savcının hazırladığı fezlekenin Adalet Bakanlığı tarafından 2 kez iade edildiğini anlattı. Demirtaş, “Konuşmadan 15 ay sonra ilk fezlekenin hazırlandığı düşünüldüğünde davanın siyasi bir saikle açıldığı görülebilmektedir. Hatta fezlekenin hazırlandığı düşünüldüğünde davanın siyasi bir saikle görülebilmektedir. Mahkemenizin yargılama yetkisine sahip olduğu muhakkaktır. Ancak usulüne uygun şekilde soruşturma ve kovuşturma başlatılması gerekirdi. Yargı yetkisine itirazım olmamakla birlikte bir politik süreç sonucunda yargılamaya başlanılmasını hukuki bulmuyorum. Hakkımızdaki dokunulmazlıklar Cumhuriyet Savcısının talebiyle değil Cumhurbaşkanı’nın parlamentoya baskısıyla politik bir baskı ve karar neticesinde kalktı. Dokunulmazlığımızın normal bir usul ile kalksaydı belki mecliste kendimizi savunabilecektik ve grup kararı bile alınamayan bu hususta meclis önünüzde bulunan dosyada dokunulmazlığımızın kaldırılmamasına karar verebilecekti. Biz bu usulsüzlük sebebiyle savcılara gitmeyi de reddettik. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hakan Fidan’a ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a ‘İfadeye gitme’ dediklerini beyan etmektedirler. Nitekim bu konuda haksız da olmayabilirler. Onlar bunu söyleyebiliyorsa, biz de güvensizliğimizi bildirmiş olabiliriz. Yoksa mahkemenin yargı yetkisi tartışmasızdır. Dokunulmazlıkların milletvekilliği döneminin sonuna kadar kaldırılması gerekirken biz de geriye doğru bir uygulama yapıldı. Bu durum dahi bizim gayri hukuki bir şekilde soruşturulup kovuşturulduğumuzu göstermektedir” ifadelerini kullandı.

“KONUŞMADAN SONRA YÜZDE 13 OY ALDIK”

Demirtaş, “Partimizin görüşü kabul edilmeyebilir” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü, “Ancak bu dava konusu konuşmadan önce yüzde 6 oy alırken, bu konuşmadan sonra yüzde 13 oy aldık. Savcılık konuşmalarımızdan bir tek cümleyi alıp bizi heyetin karşısına çıkarmış. Biz halen halkın oyu ile seçilmiş parlamenterleriz. Savcılık konuşmanın tamamını bile iddianameye almamış hakkımda 4 satırlık bir yazıya yer vermiş. Böyle niteliksiz bir iddianame ile 6 milyonun oyunu almış. Geçmişte Cumhurbaşkanlığına aday olmuş bir kişi olarak ağır ceza mahkemesinde yargılanıyorum” diye konuştu.

PARİSTE ÖLDÜRÜLEN 3 KİŞİNİN MİT VE FETÖ İLE BİRLİKTE ÖLDÜRÜLDÜĞÜNE DAİR İDDİALAR DUYDUK

Bu davada müştekiye ihtiyaç olmadığını söyleyen Demirtaş, “Ancak çözüm süreci sırasında kimse resen işlem yapamadığından iki müşteki bulunup evrak hazırlanmış. Benim hakkımda 102 tane fezleke hazırlanmıştır. Bir kısmından ifade veriyorum, bir kısmından yargılanıyorum. Bunları hazırlayan savcıların yüzde 80’i açığa alındı ya da tutuklandı. Haklarında hüküm verilmiş olmadığı için kesin olarak bir şey diyemesem de böyle bir vaka olduğu malumdur. Paris’te öldürülen 3 kişinin MİT ve FETÖ ile birlikte öldürüldüğüne dair iddialar duyduk. Barış isteyen bu 3 kişiye karşı işlenen ve barış sürecini engellemek isteyenler tarafından işlendiği aşikar olan suçtan ötürü barışı sahiplenmeye dair davranışımın terör örgütü propagandası olarak kabul edilmesi mümkün değildir” şeklinde konuştu.

“HALA TOPLUMA BARIŞ BORCUMUZ VAR”

“Hala topluma barış borcumuz var” diyen Demirtaş, “Barış süreci barış ile sonuçlansaydı ben şu anda burada yargılanmıyor olacaktım muhtemelen hem ben hem de bu süreçte görev alan kişiler barış ödülleri alacaktık. Bir muhalefet partisi genel başkanı “Ne barışı Kandil’i dümdüz edin’ diyordu. Bu kişinin söylediği bu sözler herhangi bir fezlekeye konu edilmedi. Ancak benim ‘Sen hiç nöbet tuttun mu, halkın yoksul evlatları üzerinden bu savaşı sürdürüyorsunuz” şeklindeki eleştirim sebebiyle dava açıldı. Acaba hangimizin sözü daha çok şiddet içeriyor. Mahkemenin takdirine bırakıyorum. Biz 15 milletvekilinin tutuklanacağı yönünde bir haber almıştık. Ancak yurtdışına çıkış yasağımız da bulunmadığı halde ülkemizi terk etmedik. 75 gündür tutukluyum. Milletvekiliyim. Mecliste Anayasa görüşülüyor. Millletvekilliğimi fiilen kullanmam engelleniyor. Bu yargılamaların tarihe geçeceğini düşünüyorum. Keşke yargının bağımsız olduğunu görebilsek ancak bizim hakkımızda beraat kararı vermenin de zor olduğunu biliyorum. Beni tutuklayan hakim için de ben üzülüyorum. Ya ben tutuklanacaktım, ya da FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle o tutuklanacaktı. İddianamenin vasıfsızlığını göstermek için buradayız. Karara saygılıyız. Bugüne kadar bedel ödedik, gerekirse bundan sonra da öderiz” diye konuştu. Demirtaş ve Önder’in avukatlarına beyanda bulunmaları için süre veren mahkeme heyeti duruşmayı Nisan ayına erteledi.

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA

Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan HDP Grup Başkan Vekili Filiz Kerestecioğlu, Demirtaşı’ın yargılandığı davaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kaynak: Hürriyet

Zonguldak’ta FETÖ şüphelisi 7 kişi adliyede (2)

3 KİŞİ TUTUKLANDI
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında adliyeye sevk edilen 7 şüpheliden Z.S. adlı kadın ile emniyet müdürü B.A. ve polis memuru S.A.Y. tutuklandı. Başarı belgesi alan A.K. ile birlikte 4 komiser yardımcısı ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Kaynak: Hürriyet

Bingöl’de merkezli 15 ilde FETÖ operasyonu: 21 polis tutuklandı

BİNGÖL, (DHA)- BİNGÖL merkezli 15 ilde FETÖ/PDY’ye yönelik gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda gözaltına alınan, daha önce meslekten ihraç edilen 29 polisten 21’i, çıkarıldıkları mahkemede tutuklanarak cezaevine konuldu.
Valilikten yapılan yazılı açıklamada, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonlar kapsamında silahlı terör örgütüne üye oldukları ve ‘ByLock’ kullanıcısı oldukları tespit edilenlere yönelik 10 Ocak’ta Bingöl merkezli 15 ilde operasyon düzenlendiği belirtildi. Açıklamada, daha önce KHK ile devlet memurluğundan çıkarılan emniyet mensubu 29 polisin gözaltına alındığı ve çıkarıldıkları mahkemede 8’inin adli kontrol ile serbest bırakılırken, 21’inin tutuklanarak Bingöl M Tipi Cezaevi’ne konulduğu belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

Zonguldak’ta FETÖ davasında tahliye

Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK,(DHA) – ZONGULDAK’ta FETÖ/PDY davasında tutuklu yargılanan elektrik teknisyeni 50 yaşındaki Nuri S., ilk duruşmada tahliye edildi.
Beycuma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda elektrik teknisyeni olarak görev yaparken geçen 29 Ekim’de ihraç edilen Nuri S.’nin yargılanmasına başlandı. Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmak’, ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ ve ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası talep edilen Nuri S. duruşmada hazır bulundu. Sanık Nuri S., evinde yapılan aramada bulunan Fethullah Gülen kitaplarıyla bir ilgisinin olmadığını kendisine iftira atıldığını ileri sürdü. Cezaevinde terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklu bulunanlara bilgi aktardığı iddialarını reddeden Nuri S.’nin tutuklulukta geçirdikleri süre, mevcut delil durumu, suç vasfının değişme ihtimalini göz önünde bulundurarak tahliyesine karar verdi.
Duruşma dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Rize’de 14 öğretmen FETÖ’den gözaltına alındı

Muhammet KAÇAR/RİZE, (DHA)- RİZE’de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) soruşturması kapsamında 6’sı kadın 14 öğretmen gözaltına alındı.
Rize Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PYD operasyonu kapsamında, örgütün şifreli haberleşme uygulaması ‘ByLock’u kullandıkları iddiasıyla daha önce açığa alınan 6’sı kadın 14 öğretmen gözaltına alındı. Sağlık kontrolünden geçirilen 14 öğretmenin sorgusuna başlandı.
Öte yandan, daha önce gözaltına alınan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan ve önceki gün yeniden gözaltına alınan A.B., S.A. ve M.B. adlı jandarma personelleri de çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

Elazığ merkezli 16 ilde FETÖ operasyonu: 23 gözaltı

ELAZIĞ, (DHA) – ELAZIĞ’daCumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler tarafından, Elazığ merkezli 16 ilde eş zamanlı gerçekleştirilen operasyonda, daha önce açığa alınan ya da meslekten ihraç edilen 23 asker gözaltına alındı.
Valilikten yapılan yazılı açıklamada, İl Jandarma Komutanlığı tarafından 13 Ocak’ta Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı olduğu değerlendirilerek açığa alınan ya da ihraç edilen 23 jandarma personeline yönelik, aralarında İstanbul, Bursa, Antalya, Denizli’nin de bulunduğu 16 ilde eş zamanlı operasyon düzenlendiği belirtildi. Açıklamada, gerçekleştirilen operasyon ile birlikte gözaltına alınan 23 kişi ile birlikte 1 adet av tüfeği, cep telefonları, SIM kartlar, hard diskler gibi dijital malzemelerin ele geçirildiği belirtildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Aliağa’da FETÖ’den iki gözaltı

İZMİR’in Aliağa İlçesi’nde, Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması’na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında bir cami imamı ile bir esnaf, polis tarafından gözaltına alındı.

Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Aliağa İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, bu sabah iki ayrı adrese operasyon düzenledi. Operasyonlarad FETÖ/PDY ile bağlantısı olduğu ileri sürülen cami imamım K.K. ile esnaf F.K., gözaltına alındı. Gözaltına alınan iki şüpheli Aliağa Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra işlemleri için İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Bülent PINARBAŞI / ALİAĞA (İzmir), (DHA)
Kaynak: Hürriyet

Suşehri’ndeki FETÖ operasyonunda 7 tutuklama

Bülent TATLI/SUŞEHRİ (Sivas), (DHA) – SİVAS’ın Suşehri İlçesinde Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında dün düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 9 kişiden 7’si tutuklandı.
Suşehri İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince başlatılan soruşturma kapsamında dün sabah saatlerinde FETÖ üyesi olduğu iddia edilen kişilere yönelik operasyon düzenlendi. Operasyon kapsamında şüpheli 2 öğretmen ve 6 polis olmak üzere toplam 8 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında dün akşam saatlerinde bir kişinin daha gözaltına alınmasıyla sayı 9’a yükseldi. İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan şüphelilerden adliyeye sevk edilen 1 sağlıkçı, 4 polis, 1 komiser yardımcısı ile 1 öğretmen olmak üzere 7 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

.

..

Monopoly oyununu FETÖ’ye uyarlayarak grafik yayınladılar

ABD Kongresindeki gelişmeleri haberleştiren The Hill gazetesinin internet sitesinde yayınlanan “gulenopoly” Twitter’da en çok paylaşılan etiketler arasına girdi.

Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) karşı olan ve vergi mükelleflerini bu konuda uyaran çok sayıda Amerikalı da söz konusu oyun uyarlamasını sosyal medya hesaplarından paylaştı. Grafikte, FETÖ’nün Türkiye’de gizlice devlete elemanlarını sızdırdığı, ABD’de ise sözleşmeli okulları “charter school” kullanarak vize usulsüzlükleri yaptığı ve vergi mükelleflerinin paralarını örgüt amaçları için kullandığı anlatılıyor.

Grafikte örgüt üyelerinin ABD’de siyasetçileri etkileyerek daha fazla okul için onay aldıkları ve bugüne kadar çalışma vizesi olan H-1B ile teknoloji devi Google’dan bile fazla sayıda kişiyi ABD’ye getirdikleri, bu öğretmenlerin örgüte para vermemesi halinde vizelerinin iptal edildiği vurgulanıyor.

GÜLEN DEMİR PARMAKLIKLAR ALTINDA

FBI’ın bu okullarla ilgili soruşturma başlattığı da belirtilen uyarlamanın bir karesinde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen demir parmaklıklar ardında gösteriliyor.

FETÖ’nün tüm dünyada gizli bir şekilde örgütlendiği ve bir nevi tüm dünyayla “oyun oynadığı” belirtilen uyarlamada, “Ancak gizli planlar ortaya çıktıkça bu oyunun da sonu geliyor.” ifadesi kullanıldı.

Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İnlerine gireceğiz’ sözüne dava açan 7 kişi tutuklandı

Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA) – CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014 yılında FETÖ/PDY’yi kast ederek “İnlerine gireceğiz” açıklaması üzerine kendilerine ‘hakaret edildiği’ iddiasıyla tazminat davası açan 21 şüpheliden 7’si tutuklandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 11 Şubat 2014 tarihinde FETÖ/PDY’ye yönelik “İnlerine gireceğiz” sözleriyle kendilerine hakaret ettiğini iddia eden aralarında esnaf, öğretmen ve muhtarların da bulunduğu 21 kişi, Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürüttüğü soruşturma kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dava açan 21 kişi hakkında ‘terör örgütü üyesi olmak’, ‘örgüte mali destek sağlamak’, ‘örgüte eleman temin etmek’ suçlarından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında 9 kişinin daha önce tutuklandığı belirlenirken, diğer 12 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri 10 Ocak’ta şüpheliler H.K., A.K, E.K, M.S., N.H., S.T., İ.K., A.D., N.Ö., S.A., H.E. ve M.Ç.’nin kaldığı adreslere eşzamanlı baskın yaptı. Operasyonda 10 şüpheli gözaltına alınırken, adreslerinde bulunamayan 2 kişinin de yakalanması için çalışmalar sürüyor.
Emniyetteki işlemleri tamamlanan 10 şüpheli, adliyeye sevk edildi. Antalya 4’üncü Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılan şüphelilerden 7’si ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla tutuklanırken, 3’ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kaynak: Hürriyet

Zonguldak’ta FETÖ operasyonu: 10 gözaltı

Gürkay GÜNDOĞAN/ÇAYCUMA(Zonguldak),(DHA)- ZONGULDAK’ın Çaycuma İlçesi’nde FETÖ soruşturması kapsamında aralarında ilçe imamı M.K.’nın da bulunduğu 10 kişi gözaltına aldı.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi ekipleri Çaycuma’da belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda örgütün ilçe imamı olduğu tespit edilen M.K. ve Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç edilen öğretmen, doktor, sağlık memuru, vergi memuru ile esnafın bulunduğu 9 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler, ifadelerinin alınması için emniyete götürüldü.
Kaynak: Hürriyet

Denizli’de 31 polis FETÖ’den gözaltında

Ramazan ÇETİN/DENİZLİ, (DHA)- DENİZLİ’deki FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütün şifreli mesajlaşma programı olan ‘ByLock’u kullandıkları iddia edilen, aralarında emniyet müdür yardımcısı, müdür ve komiserlerin de bulunduğu 31 polis, gözaltına alındı.
Denizli İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, bu sabah FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’u kullandığı belirlenen polislere yönelik operasyon yaptı. Daha önce açığa alınan, aralarında emniyet müdür yardımcısı, şube müdürü, komiser ve memurların da bulunduğu 31 polis, operasyonla evlerinde gözaltına alındı. Şüphelilerin evlerinde de aramalar yapıldı. Gözaltına alınan polisler, emniyete götürüldü.
Kaynak: Hürriyet

Avukat Ermiş’in gözaltına alınmasını protestoya dava açıldı

Bahri KARATAŞ/İZMİR, (DHA)- İZMİR Adliyesi önünde geçen eylül ayında, OHAL kapsamında kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkan Yardımcısı avukat Münip Ermiş’in Antalya’da gözaltına alınmasını protesto etmek için basın açıklaması yaptıkları iddiasıyla 21’i avukat 25 kişi hakkında, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın görülmesine başlandı.
36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın duruşması, salon yetersiz olduğu için 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan 25 sanıktan 21’i ile avukatları katılırken, diğer 4 sanık katılmadı. Duruşmaya, kapatılan ÇHD Genel Başkan Yardımcısı avukat Münip Ermiş de katıldı.
Sanıkların avukatlarından Yakup Gül, ortada herhangi bir suç olmadığını, olayı soruşturan cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiğini, ancak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının sonucu bu davanın açıldığını belirtip, “Müvekkilerim yasal olarak demokratik haklarını kullanmıştır. Antalya’da gözaltında bulunan meslektaşlarının serbest bırakılması için açıklama yapmak istemiştir. Ancak daha açıklama yapmadan polisin şiddetine mahruz kalıp gözaltına alındılar. Müvekkilerimin ifadelerine başlamadan derhal beraat kararı verilmelidir” dedi.
Diğer sanık avukatlarıda aynı yönde talepte bulundu. Hakim taleplerin reddine karar verip, sanıkların ifadelerinin alınmasına karar verdi. Sanık avukatlardan Mehmet Cemal Doğan, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, “O gün gözaltında bulunan arkadaşlarımızın serbest bırakılması için basın açıklamasına katıldım. Bu benim yasal ve demokratik bir hakkımdır. Daha açıklama yapmadan polisin fiziki şiddetiyle karşılaştık. Polis etrafımızı sarıp, apar topar arabalara bindirdi. Biz bir hukukçu olarak gözaltına bulunan meslektaşlarımızın durmunu anlatmak için açıklama yapmak istedik. Bu bir siyasi uygulamadır. 12 Eylül’de de bu durum vardı. Şimdi de aynı durum uygulanıyor. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
İfadesini veren diğer sanıklar da aynı yönde ifade verdi. Diğer sanıkların ifadelerinin alınmasına devam ediliyor.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Davaya konu olan olay, geçen eylül ayında meydana geldi.OHAL kapsamında kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi üyesi avukatlar, Antalya’da FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma kapsamında Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı avukat Münip Ermiş’in gözaltına alınmasını protesto etmek için İzmir Adliyesi C Blok önünde, tepki göstermek için basın açıklaması yapmak istedi. Adliye önünde önlem alan polis, OHAL kapsamında böyle bir açıklamanın yapılamayacağını bildirerek, avukatlardan buradan ayrılmalarını istedi. Grubun açıklama için ısrarını sürdürüp, ‘Baskılar bizi yıldıramaz’ sloganı atmaları üzerine çevik kuvvet etraflarını çevirdi. Ardından da verilen talimat doğrultusunda 12’si kadın toplam 25 şüpheli gözaltına alındı. Polisteki işlemlerin ardından 25 kişi serbest kaldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Nevşehir’de FETÖ’den 20 polis adliyeye gönderildi

NEVŞEHİR, (DHA) – NEVŞEHİR’de yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü-Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 8 ilde yapılan operasyonda gözaltına alınan 20 polis daha adliyeye gönderildi.
Nevşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü (KOM) ekipleri, Nevşehir, Ankara, Kayseri, Sivas, Yalova, Kahramanmaraş, Kırşehir ve Bursa’da 12 Ocak’ta eş zamanlı operasyon düzenledi. Gözaltına alınan ve emniyetteki işlemleri tamamlanan 9 polis, daha önce adliyeye gönderildi ve 4 polis mahkemece tutuklandı.
Bugün de 20 polis daha mahkemeye çıkarıldı.
Kaynak: Hürriyet

İzmir merkezli 5 ilde FETÖ operasyonu: 41 gözaltı (2)

16 KİŞİ TUTUKLANDI
İZMİR’de, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekipleri tarafından, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında örgüte ait ‘ışık evleri’ne yapılan operasyonda gözaltına alınan ve işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen 31 şüpheliden 16’sı tutuklanırken, 15’i ise yurt dışına çıkış ve adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

Bahri KARATAŞ / İZMİR, (DHA)
Kaynak: Hürriyet

Vali Karaloğlu: FETÖ ilk zararını Van’da gazetecilere verdi

Hasan DEMİRBAŞ/ANTALYA, (DHA) – ANTALYA Valisi Münir Karaloğlu, Van depremi sonrasında ilde gazetecilere ev yapma projesi için çalıştıkları sırada Taraf Gazetesi yazarı Emre Uslu’nun kendisini gazetecilere rüşvet vermekle suçladığını belirterek, “Emre Uslu denen ahlaksız ‘Sen depremde ne yaptın ki gazetecilere rüşvet veriyorsun’ diyerek savaş başlatmıştı. FETÖ’nün memleketteki ilk zararı Van’daki gazetecilere olmuştur” dedi
Vali Münir Karaloğlu, Kaleiçi’nde yer alan Antalya Gazeteciler Cemiyeti’ni (AGC) ziyaret etti. AGC Başkanı Mevlüt Yeni ve yönetim kurulu üyeleri, cemiyette yer alan Basın Müzesi’ni Karaloğlu’na gezdirdi. Vali Karaloğlu cemiyete ilk kez geldiğini, ancak cemiyeti iş ortağı olarak gördüklerini söyledi. 2017’nin 2016’ya göre daha huzurlu yıl olması temennisinde bulunan Karaloğlu, yeni yılın yeni ümitlerin oluştuğu bir yıl olmasını istedi. Antalya’da ana taşıyıcı sektörün turizm olduğunu hatırlatan Vali Karaloğlu, şöyle konuştu:
“Antalya ülke turizminin yüzde 60’ını taşıyan şehir. İspanya’dan daha fazla yatak kapasitesine sahip. Geçen yıl turizmdeki en büyük sorun Rusya ile yaşanan uçak kriziydi. Bu sorunun sebebi Antalya değildi, ama uçak adeta Antalya’ya düştü. Sonuçları bakımından en fazla etkilenen il Antalya oldu. Ağustos ayı itibariyle Rusya ile ilişkilerin düzelmesiyle turizm tekrar hareketlendi. 2017’deki hedeflerimizden biri kaybettiğimiz Rus pazarını tekrar kazanmak. Batı Avrupa pazarı ile de sorun oldu. Bu sorunların temelinde farklı siyasi gerekçeler var. Ellerimiz bağlı duracak değiliz. Birçok kurum hiç hak etmediğimiz algıyı düzeltmek için gayret gösteriyor.”
ANTALYA ŞEMSİYESİYLE TANITIM
Uluslararası fuarlarda Antalya’yı farklı konumlandıracaklarını belirten Vali Karaloğlu, Antalya’yı şemsiye marka olarak kullanmayı hedeflediklerini söyledi. Küçük tanıtımlardan ziyade büyük Antalya şemsiyesiyle fuarlara katılacaklarını vurgulayan Karaloğlu, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki günlerde sektörle büyük bir toplantı yapacağız. Antalya’dan fuarlara katılanların envanterini toparlıyoruz. Uluslararası tanıtım stratejisini bu yeni anlayış üzerinden yapacağız. Biz muhataplarımıza Antalya ve Türkiye’nin değişmediğini anlatacağız. ‘Aynı huzur içinde tatil yapabilirsiniz’ diyeceğiz. Antalya Türkiye’nin vitrin şehridir. Her şeyde birinci olması beni mutlu eder.”
FETÖ’NÜN İLK ZARARI GAZETECİLERE
AGC Başkanı Mevlüt Yeni’nin, yeni yılda gazetecilerin ev sahibi olması için çalışma yaptıklarını belirtmesi üzerine Vali Münir Karaloğlu, bu konudaki bir anısını anlattı. Van’da yaşanan deprem sırasında ilin valisi olduğunu hatırlatan Karaloğlu, gazetecilerin ev sahibi olması için kendilerine müracaat ettiğini söyledi. Bu konuda hükümetle görüştükten sonra bir çalışma yaptıklarını anlatan Karaloğlu, o dönem Taraf Gazetesi’nde köşe yazarı olan Emre Uslu’nun aleyhinde kampanya başlattığını aktardı. Uslu’nun kendisini gazetecilere rüşvet vermekle suçladığını belirten Karaloğlu, şöyle konuştu:
“Van’da asgari ücretle çalışan çok arkadaşımız vardı. Cemiyet bize müracaat etmişti. Herkese yaptığımız konutları onlara da yapacaktık. Kimseye ücretsiz vermeyecektik, onlar da ücretini ödeyecekti. Bu çalışmaları yaparken Emre Uslu denen ahlaksız twitter üzerinden bana savaş başlattı. ‘Sen depremde ne yaptın ki gazetecilere rüşvet veriyorsun’ dedi. ‘Vali gazetecilere rüşvet veriyor’ noktasına geldi ve biz o işten vazgeçtik. Bir sürü ihtiyaç sahibi arkadaş halen evsiz. FETÖ’nün memleketteki ilk zararı Van’daki gazetecilere olmuştur.”
SAHTE KÜLÇE ALTINLARIN YARARI
Yakın zamanda Kemer’de bulunan sahte külçe altınlarla ilgili son gelişmeleri aktaran Vali Karaloğlu, sahte altınlar için aranan bir FETÖ üyesinin bu sayede yakalandığını dile getirdi. Sahte altınların böyle bir fayda sağladığını anlatan Karaloğlu, “Bu kişi sahte altınlar konusunda ifade vermeye gelince arandığı ortaya çıktı. ByLock kullandığı ortaya çıkınca da tutuklandı” dedi.
HALEN ORADA ALTIN OLDUĞUNU İDDİA EDENLER VAR
Karaloğlu, her coğrafyada define avcılığının yer bulduğunu, bu konuda istismar ve dolandırıcılığın çokça yapıldığını söyledi. Profesyonelce bir dolandırıcılık konusu yapıldığına dikkati çeken Karaloğlu, şöyle konuştu:
“Altınlar görüntüde pırıl pırıl parlıyordu. Güvenlik toplantısında arkadaşlara, bunun ne zaman konduğunu sordum. Bunun 100 yıllık altınlar olduğunu söyleyenler oldu. 100 yıllık altının böyle parlamayacağını söyledim. Sahtekarlık olduğunu söyledim ve öyle olduğu ortaya çıktı. Ama halen Antalya esnafından benden bu konuda randevu almak isteyenler var. Biliyorum ki adam gelse burada altın var diye diretecektir. Kendini inandırmış insanlar var.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Himmet toplantıları için şifreli mesajlar

Özkan ARSLAN / ANKARA, (DHA) – ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, örgüt adına Ankara Keçiören’de esnaftan himmet parası toplayan 4 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Şüphelilerin telefon mesajlarında himmet toplantısına çağırmak için ‘Yüzmeye beklemek, Kavurmaya davet’, himmet parası istemek için ‘Tereyağı, ayakkabı’ gibi şifreli mesajlar gönderdikleri belirlendi.

Cumhuriyet Savcısı Musa Yücel tarafından hazırlanan iddianamede, soruşturmanın bir esnafın ihbarı ile başlatıldığı, şüpheliler Ertan Gök, Murat Ulaş, Osman Yılmaz, ve Ömer Akbudak’ın yapılan teknik takip, fiziki takip sonucu elde edilen görüntüler, HTS analiz raporlarında FETÖ/PYD için Ankara Keçiören’de himmet parası topladığının tespit edildiği belirtildi.

İddianamede, 4 şüphelinin de farklı hatları kullanarak birbirleriyle ve farklı kişilerle çok sayıda görüşme ve mesajlaşmalarının tespit edildiği belirtilerek, tüm görüşmelerin ve mesajlaşmaların dökümüne iddianamede yer verildi.

“YEDEK ŞORT VAR BEKLİYORUM”

İddianamede şüpheli Osman Yılmaz’ın 28 Temmuz 2015 tarihinde bir kişi ile yaptığı telefon görüşmesinde şifreli konuştuğu belirtildi. Konuşma şöyle:

Osman Yılmaz: Abi havuza bekliyoruz geliyor musun?

X Kişi: Geleceğim de şortumu evde unutmuşum

Osman Yılmaz: Yedek şort var alırız, bekliyorum

X Kişi: Misafirimiz var ya haberin olsun

Şüpheli Murat Ulaş’ın birçok kişiye “Akşam 19.30’da H.K’ın başkentteki dükkanını kışlık lastikler gelmiş onlara bakmaya gideceğiz” şeklinde mesaj attığı ve bunun himmet toplantısına davet olduğu yer aldı.

“GECİKME HANIM TEREYAĞI YAPACAKMIŞ”

Şüpheli Murat Ulaş’ın H.Ö. adlı kişi ile yaptığı telefon görüşmesi ise iddianamede şu şekilde yer aldı:

Murat Ulaş: Bu akşam sütü de kaymağı da bizim eve getiriyorsun, saat sekizde bekliyorum seni. Gecikme hamım tereyağı yapacakmış ha ona göre

H.Ö: Getiriyorum, getiriyorum tereyağları

HİMMET VERMEK İSTEMEYENLERE AĞIR SÖZLER

Yine iddianamede şüphelilerden Ertan Gök’ün, himmet toplayan abilerden S. adlı kişiyle yaptığı telefon görüşmesinde himmet parası vermek istemeyen bir kişi için kullandığı ağır sözler yer aldı. Görüşme tutanakları şöyle:

Ertan Gök: Tabi canım olmaz öyle şey, hiç uygun değil. Bizim ekip iyi

S: Ne bekliyorsunuz ne yapacak ki, bir şey yapamıyoruz

Ertan Gök: Aynen Resul Yılmaz bizim ekip, önceden beraberdik. Eski abi diye seni de aradım, 3-5 abiyi aradım.

S: Ne yapıyormuş Resul Yılmaz

Ertan Gök: İyi de onların ekip duman ne kadar kaşarlaşmış

S: Bizimkiler de öyle cacık lan, hepsi sabunluk, asabımı bozuyor. Adam yüz lirayı sıkıntıya sokuyor. Kaç trilyonların sahibi adamlar yüz liralık şeye sıkıntı yapıyorlar. Hep problem yapıyorlar.

“ABD’YE GİTTİ KENDİNİ TOPARLADI”

Ertan Gök ile S. adlı kişinin telefon görüşmesinin devamında himmet istedikleri bir kişiden şöyle bahsediliyor:

S: Biraz düzeldi. Şöyle bir Amerika’ya gitti geldi, biraz kendine geldi şimdilik. Öyle hani yüz liraya falan ses çıkarmayı, önceden her şeye problemdi adam. Orada görmüşler hemen hemen kendini topladı

Ertan Gök: İşte öyle şeyler lazım ya bazı insanlara. Eski abileri seçtim böyle seni de kayıtta duruyormuş. Harun abiyi de arayacaktım kaydı olmadığı için aradım.

SİLİVRİ’DE ZİYARET

İddianamede şüpheli Ertan Gök’ün bir konuşmasında “Silivri’deyiz sıraya girdik bekliyoruz” ifadelerine de yer verilerek, “Şüpheli Ertan Gök’ün FETÖ/PYD içerisindeki Keçiören grubu içerisinde faaliyet gösterdiği, örgüt içerisinde faaliyet gösteren ve irtibatı olan kişilerin ABD ile bağlantılı olan kişilerle bağlantısının olduğu, faaliyetlerine devam etmek için himmet adı altında para topladıkları, İstanbul ilinde tutuklu bulunan FETÖ/PYD mensubu şahısları ziyarete gidenlerle bağlantılı olduğu değerlendirilmektedir” denildi.

Şüphelilerden Ömer Akbudak’ın telefonun da örgütün gizli haberleşme programı ‘Bylock’ tespit edildiği de belirtilirken, konuşmalarda yer alan şifreli kelimelerin şunlar olduğu yazıldı:

Yüzmeye bekleme: Himmet toplantısına davet

Ayakkabı: Himmet parası

Kavurmaya Davet: Himmet toplantısına davet

Çay Programı: Himmet programı düzenlemek

Tereyağı: Himmet parası

Kışlık Lastik: Toplantıya davet

Yüzmeye Davet: Himmet toplantısına çağrı

4. AĞIR CEZADA YARGILANACAKLAR

Şüpheliler, iddianame kabul edilirse Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.
Kaynak: Hürriyet

Bolu’da 10 askeri personele FETÖ iddianamesi

Murat KÜÇÜK/BOLU, (DHA) – BOLU’da, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmada Bolu 2’nci Komando Tugayı eski komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer’in de aralarında bulunduğu 3’ü tutuklu 10 askeri personel hakkında iddianame hazırlandı. Şüpheliler hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 10 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
FETÖ’nün darbe girişimininin ardından başlatılan soruşturma kapsamında, darbe girişiminde adı Bolu ve Düzce Sıkı Yönetim Komutanı olarak geçen Bolu 2’nci Komando Tuayı eski komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, Yarbay Veli Ceylan ve Yüzbaşı Nuri Kıyak tutuklandı. 3 tutuklu komutan ile aynı soruşturmada adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Yüzbaşı M.G., Üsteğmenler M.G., B.C., İ.A., V.S., Teğmen Ü.B. ve emekli Astsubay A.Ü. hakkında 70 sayfa iddianame hazırlandı. Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamade sanıklar için ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘sliahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan da 10 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak, hukuk devleti sınırları içerisinde hesap sorulacak

Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) – CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Reina saldırısını gerçekleştiren teröristin yakalandığı operasyona ilişkin “Artık bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Hukuk devleti sınırları içerisinde herkesten hesap sorulacaktır. Ortaköy saldırısının faili teröristin yakalanmış olması, bu güvenlik anlayışının önemli tezahürüdür” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapımı tamamlanan, SGK Hizmet Binalarının Toplu Açılış Töreni’ne katıldı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen törende hitap eden Erdoğan, Reina saldırganının yakalanmasıyla ilgili “Artık bu ülkede kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Hukuk devleti sınırları içerisinde herkesten hesap sorulacaktır. Ortaköy saldırısının faili teröristin yakalanmış olması, bu güvenlik anlayışının önemli tezahürüdür. Bu konuda gayreti ve emeği olan İçişleri Bakanlığı’mız, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’müz başta olmak üzere tüm güvenlik ve istihbarat birimlerimizi tebrik ediyorum. Başta Sayın Başbakan’ımız olmak üzere bundan sonraki gayretlerinde de başarılarının artarak, devamını diliyorum” diye konuştu.

“ANAYASA’DAKİ O CÜMLEYLE DEĞİL, İCRAATLA YAPIYORUZ”

Sosyal hukuk devleti vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mali açıdan şeffaf ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine sahibiz. Artık kurumlarımız, yatırım yapabiliyor. Hizmet kalitesini artırmanın yollarını arayabiliyor. Daha önce aylar süren işlemler, şimdi saatlere sığdırılmış durumda. Dünkü Türkiye’de emekli olmak demek, sefalete mahkum olmak demektir. Elbette gönlümüz çok daha fazlasını arzu eder. Fakat şu gerçeği de kabul etmek lazım. Bugün ülkemizde yaşı gelip emekli olan hiç kimsenin mağdur olması söz konusu değildir. Bugün ülkemizde sınırları içinde yaşayıp da sosyal güvenlik sisteminin dışında kalan kimse yoktur. Sosyal bir hukuk devletiyiz, diyoruz ya bunu lafla yapmıyoruz. Anayasa’daki sadece o cümleyle değil, icraatla yapıyoruz” dedi.

“SORUMLULUK MAKAMINDASIN, NE DEMEK DİNLETEMEDİM?”

Hastanelere sağlam girilip, hasta çıkılan günleri hatırladığını dile getiren Erdoğan, “Bir keresinde, şu anda ana muhalefetin başında olan zat, o zaman SSK’nın başındaydı. Rahmetli Savai Ay, onunla bir program yapmıştı. Savaş Ay onunla yaptığı programda bazı hastanelerden görüntüler çekmişti. O görüntüler bir felaketti. Hastanede maalesef yanlış iğne vurma sebebiyle ölen bir Trakyalı yavrunun dramı anlatılıyordu. O günleri yaşadık. SSK’nın başındaki o zat, o zaman diyordu ki ‘Ben hükümete söyledim ama dinletemedim’. Sorumluluk makamındasın. Ne demek dinletemedim? Sen çözeceksin bu işi. Sorumluluk makamında olan, o makamın hakkını verecek. O makamın hakkını veremiyorsa bırak git, o makamın hakkını verecek birisi gelsin. Alsın o işi götürsün. Bu iş, budur” diye konuştu.

“MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNİN ÜSTÜNE ÇIKACAĞIZ”

Türkiye’nin demokraside çok önemli ilerlemeler kaydettiğini belirten Erdoğan, “Sadece fiziki gelişmeyle kalmadık. Demokraside de çok önemli ilerlemeler kaydettik. Milli irade kavramına bizim kadar atıfta bulunan, bizim kadar sahip çıkan bir başka siyasi kadro ve dönem herhalde yoktur. 15 Temmuz’da ülkemizin her yanında benim vatandaşım bu hainlere karşı gövdesini siper etti. Tankın, topun üzerine gittiler. Bu millet çok yüce bir millet. Bu millet çok aziz bir millet. O bakımdan diyorum. Biz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne Allah’ın izniyle çıkacağız. Hiç endişe etmeyin. İstiklalimiz ve istikbalimizi kanlarımızla savunduğumuz bu darbe girişimi demokrasi tarihimizin en az Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı 23 Nisan 1920, en az gerçek anlamda çok partili hayata geçtiğimiz 14 Mayıs 1950 seçimleri kadar önemli bir dönüm noktasıdır. Milletimizi harekete geçiren saikler ve göze alınan fedakarlık bakımından bu hadiseyi doğrusu Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’mız ile aynı çizgide görmemiz gerektiğine inanıyorum” dedi.

“PKK, DEAŞ, FETÖ, YPG, DHKP-C HEPSİ AYNI SENARYONUN OYUNCULARIDIR”

İsimleri ve söylemleri farklı olsa dahi terör örgütlerinin aynı amaca hizmet ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Esasen 2013 yılından bu yana art arda yaşadığımız hadiseler göstermektedir ki Türkiye, yeni bir istiklal mücadelesi içindedir. Bu defa muhatabımız kendi isimleri ve askeriyle karşımıza çıkan düşmanlar değil. Onlar veya onların kullandıkları maşalar olan terör örgütleridir. İsimlerinin, söylemlerinin farklı olduğuna bakmayın. PKK, DEAŞ, FETÖ, YPG, DHKP-C ve diğerlerinin hepsi de aynı senaryonun oyuncularıdır. Birbirilerinden farkı yok. Tüm terör örgütlerinin tek bir vazifesi, tek bir misyonu vardır. Bu da milli birliğimizi, ülkemizin bütünlüğünü tehdit etmek suretiyle Türkiye’nin önünü kesmek, ayağına pranga vurmak, 2023 hedeflerini sabote etmektir. Edemeyecekler. İnşallah biz göremeyeceğiz ama torunlarımız görecek. İnşallah 2053’ü de bu milletin evlatları gerçekleştirecek, 2071’i de”

“SİYASET YAPACAKSANIZ SEÇTİĞİNİZ KELİMELERİ, CÜMLELERİ DİKKATLİ SEÇECEKSİNİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İşte dün Diyarbakır’da o kanı bozuklar, o alçaklar yine güvenlik güçlerimize saldırdılar. Kan döktüler. 4 şehidimiz var. Daha önce de aynı amaçla saldırıp, asker, polis, sivil ayrımı gözetmeden insanlarımızı katlettiler. Utanmadan, sıkılmadan parlamentoda çıkıp, şunu söyleyebiliyorlar. Benim polisime, askerime, köy korucularımıza hala utanmadan saldırabiliyorlar. Kimi savunuyorlar? İşte Diyarbakır’daki şehitlerimizin alçakça onları şehit edenleri savunuyorlar. Gaziantep’te kına töreninde kardeşlerimizi şehit edenleri savunuyorlar. Siz kime neyi anlatıyorsunuz? Hangi hakla bu ifadeleri kullanıyorsunuz? Birer maşasınız. Eğer siyaset yapacaksanız seçtiğiniz kelimeleri, cümleleri dikkatli seçeceksiniz. Aksi takdirde şu anda bu ülkenin yönetimi devletiyle, hükümetiyle gereği neyse bunun gereğini hukuk içerisinde yapacaktır. Yapmaktadır, bundan da kimsenin şüphesi olmasın”

“‘PARANIZI BANKADA TUTUN’ DEMEK, BANKANIN PATRONLARI KİMLERSE VURGUN YAPSIN DEMEKTİR”

Türkiye’ye yönelik saldırıların en önemli araçlarından birinin de ekonomi olduğunu dile getiren Erdoğan, “Elbette bu alanda kendi eksiklerimizden, sıkıntılarımızdan kaynaklanan sorunlar yok değil, var. Bunları gayet iyi biliyoruz. Çözümü için de çalışıyoruz. Nitekim dün gerek Cumhurbaşkanlığı’ndaki ekonomi danışmanlarımla gerekse hükümetteki ekonomiden sorumlu bakan arkadaşlarımızla başta Başbakan’ımız olmak üzere bir çalışma yaptık. Geçtiğimiz 14 yılda ekonomimizin geçirdiği yapısal dönüşüm ortadadır. Gereken yapısal reformlar zaten bizim gündemimizde. Özellikle 2013 yılından beri maruz kaldığımız tüm saldırılar, ekonomi boyutuyla sahnelenmektedir. Bu durumun ekonomiyi durdurma, bu tür çağrılardan sanayicilerimize ‘Yatırım yapmayın. Paranızı bankada tutun’ söylemlerine kadar çok pek emaresi açıkça ortadadır. Paranızı bankada tutun, dendiği zaman bu ne demektir biliyor musun? Paranı, o finans kuruluşlarının sahiplerine ver. Onlar hiçbir yatırım yapmadan reel sektöre oradan korkunç vurgunlar vursun, demektir. Parayı git, bankaya yatır. Bankanın patronları kimlerse onlar da vurgun yapsın. Bu, odur” diye konuştu.

“DÜŞÜK FAİZLE OLURSA YATIRIMCININ REKABET GÜCÜNÜ ARTIRACAK”

Konuşmasında düşük faiz vurgusu da yapan Erdoğan, “Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar eğer bu ülkede, girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa açık söylüyorum; karşısında bizi, hükümeti bulacaktır. Çünkü yatırımcı kredi alabilecek ki mevcut yatırımı varsa onu genişletsin veya yeni yatırımlara girsin. Bu yatırım yapıldığı zaman istihdam olacak. İstihdam olunca üretim olacak. Kredi muslukları açıldığında verilen krediler insanı çıldırtırcasına yüksek faizle olmaz da hakikaten dürüst şekilde düşük faizle olursa rekabet gücünü yatırımcının artıracaktır. Bu da olduğu zaman Türkiye’nin sıçrama yapması çok daha çabuk olacaktır” dedi.

“PARAYI ACIMASIZ KULLANANLARI, EKONOMİK TERÖR ESTİRİYORLAR, DİYE VASIFLANDIRIYORUM”

Terör örgütlerinin eylemlerinin ve hedeflerinin gerisinde, ekonomik bir mesaj olduğunu belirten Erdoğan, “Benim bu sözlerim birilerinin hoşuna gitmez. Bundan memnun olmazlar. Hatta bazıları da ‘Cumhurbaşkanı olarak siz bunları söylemeyin. Bunları başkaları söyler’. Olur mu? Ben sorumluluk makamındayım. Ben söylemezsem olur mu? Bu millet, bize oy verirken, ‘Benim haklarımı sonuna kadar koru’ dedi. Biz de sonuna kadar korumaya mecburuz. Parayı acımasız kullananları, ben ekonomik terör estiriyorlar, diye vasıflandırıyorum. Terör örgütlerinin eylemlerine ve hedeflerine baktığınızda işin gerisinde ekonomik bir mesaj bulunduğunu görürsünüz. Oradan sizi vurmak, çökertmek isterler” açıklamasında bulundu.

“ÇARŞIYA PAZARA GELDİĞİ ZAMAN 7-8 LİRAYA ÇIKIYOR, İNSAF”

Yüksek sebze ve meyve fiyatlarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilere seslenerek, “Son dönemde döviz kurlarında yaşanan hızlı artışın rasyonel sebeplere dayanmadığını, meselenin üreticileri ve tüketicileri tedirgin ederek, ekonomiyi yavaşlatmak olduğunu kim inkar edebilir? Bakıyorsunuz tarlada domates 1 lira, ama çarşıya pazara geldiği zaman 7-8 liraya kadar çıkıyor. Ne bu? Bu arada olanlar kimler? İnsaf insaf. Bunları da konuştuk. Bu işe kesin bir çözüm bulmamız lazım. Aracı tefecilere lanet olsun, derdik. Buradaki hikaye aslında buraya dayanıyor. Ben çiftçime sesleniyorum. 1 yıl önceden gelip, senin tarlanı satın alanlar noktasında dikkatli ol. Buna göre adımlar atmamız lazım. Planlarımızı buna göre yapacağız” diye konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTLERİNE MEYDAN OKUYORUM, ELİNİZDEN GELENİ ARDINIZA KOYMAYIN”

Türkiye’de düşünceye saygısı olmayanlar ve gaddarca saldırıda bulunanlar olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz Hakkari’ye havalimanı yapıyoruz, adam gidiyor havalimanını vuruyor. Iğdır’a yapıyoruz aynı. Kars, Ağrı hiçbir ayrım yok. Hizmetlerin hepsini götürdük. Ben şimdi buradan bütün terör örgütlerine açıkça meydan okuyorum. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Çünkü bize göre sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır. 2013 yılında Gezi olaylarında sokakları ateşe veren vandallara nasıl meydanı bırakmadıysak, 17-25 Aralık’ta hukuk darbesi yapmak için kapımıza dayananlara nasıl eyvallah etmediysek, mahalli idareler, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilli seçimlerinde bizi yıkmaya çalışanlara nasıl fırsat vermediysek, 15 Temmuz’da darbe yapmak için harekete geçenleri nasıl milletimizle birlikte başarısızlığa uğrattıysak, Suriye’de sınırımızda terör bölgesi oluşturmaya çalışanların heveslerini nasıl kursaklarında bıraktıysak, ekonomide kurulan tuzakları, Suriye ve Irak’ta yazılan senaryoları, bölgemizde oynanan oyunları da aynı şekilde yerle yeksan edeceğiz”
Kaynak: Hürriyet

FETÖ’den gözaltına alınan 3 akademisyen adliyede (2)

TUTUKLANDILAR
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde görev yapan ve FETÖ/PDY üyelerinin kriptolu haberleşme programı ‘ByLock’u kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınıp bugün adliyeye sevk edilen Yrd. Doç. Yakup Keskin, Yrd. Doç. Ali Ekin ve Tıp Fakültesi’nden Uzm. Dr. Coşkun Kaya, çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ şüphelisi 13 kişi adliyeye sevk edildi

Hakan ÇELİKBAŞ/SAMSUN, (DHA)- SAMSUN merkezli FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınan 13 şüpheli, sorgularının tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.
Samsun Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekiplerinin Samsun merkezli İsbanbul, Ankara, Kırklareli ve Kayseri’de 7 gün önce FETÖ/PDY operasyonu gerçekleştirdi. 90 polisin katıldığı operasyonda, içlerinde ‘ByLock’ kullananlar, öğrenciler, daha önce ihraç edilen kamu görevlileri ve işadamının bulunduğu 23 kişi gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü’nde sorguları tamamlanan 5 şüpheli, 4 gün önce adliyeye sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen şüphelilerden 2’si adli kontrol olmak üzere 5’i de serbest bırakıldı.
Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nde sorguları tamamlanan şüphelilerden 3’ü kadın 13 şüpheli daha bugün adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Rota Haber genel yayın yönetmeni Ünal Tanık gözaltına alındı

Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, (DHA) – FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne soruşturması kapsamında aranan Rota Haber internet haber portalı genel yayın yönetmeni Ünal Tanık, Yalova’nın Altınova İlçesi Subaşı Beldesi’nde gözaltına alındı.�
Yalova Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra yürütülen soruşturma kapsamında, FETÖ’nün İstanbul yapılanmasında yer aldığı ve örgütle bağlantısı olduğu ileri sürülen Ünal Tanık’ın, Altınova İlçesi Subaşı Mahallesi’ndeki bir evde gizlendiğini tespit etti. Eve yapılan baskın sonucu aranan Ünal Tanık, yakalandı.
Ünal Tanık’ın yakalandığı evde, çok sayıda doküman ve dijital materyal de ele geçirildi. Gözaltına alınan Ünal Tanık, gerekli soruşturmanın yürütüldüğü İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden gelen görelilere teslim edildi.

 

FETÖ’ye finans sağladığı iddia edilen 17 kişi adliyede

MERSİN, (DHA) – MERSİN’de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) adına finans sağladıkları iddiasıyla gözaltına alınan 1’i kadın 17 kişi, sorgularının ardından adliyeye sevk edildi.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında Mersin’de 46 iş adamının 17-25 Aralık 2013’ten sonra FETÖ/PDY adına faaliyetlerine devam ettiği ve bu örgüte finans sağladıkları belirlendi. Başsavcılığın talimatıyla TEM ekiplerince düzenlenen eş zamanlı ilk operasyonlarda 31 kişi gözaltına alındı, adreslerinde bulunamayan 15 kişi hakkında da yakalama kararı çıkartıldı.
İfadeleri tamamlanan 31 şüpheliden 17’si, geniş güvenlik önlemleri altında bugün adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

FETÖ’den gözaltına alınan 3 akademisyenler adliyede

SAMSUN, (DHA)- SAMSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde görev yapan ve FETÖ/PDY üyelerinin kriptolu haberleşme programı ‘ByLock’u kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınan 3 akademisyen adliyeye sevk edildi.
Samsun Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri 3 gün önce FETÖ/PDY operasyonu gerçekleştirdi. Operasyonda daha önce FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınan ve adli makamlarca serbest bırakıldıktan sonra anlık kriptolu haberleşme programı ‘ByLock’ kullandıkları ortaya çıktığı iddia edilen İlahiyat Fakültesi’nde Yrd.Doç. Yakup K., daha önce açığa alınan ve görevine iade edilen Hukuk Fakültesi’nden Yrd.Doç. Ali E. ve Tıp Fakültesi’nden Uzm.Dr. Coşkun K. gözaltına alındı.�
Emniyet Müdürlüğü’nde 3 gün boyunca sorgulanan şüpheliler bugün adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Denizli’de FETÖ’nün eğitim kurumları davası başladı

DENİZLİ’de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) eğitim kurumlarıyla ilgili 14’ü tutuklu 50 kişinin

2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Sanık olarak Özel Servergazi Günay Fen Anadolu Lisesi Müdürü Muhammet Dolukan, “Görev yaptığım okul çok başarılıydı, ulusal ve uluslararası alanlarda madalyalar alıyordu. Elit kesime ait örneğin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin, Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin’in çocukları burada okudu. Görev yaptığım sürede okulumuz denetlendi. Milli Eğitim, belediye gibi kurumlar sıkı denetimler yaptılar. Denetimlerin sonunda eksiklik olmadığını söylediler ve teşekkür ettiler. Okulumuzda terör örgütüyle ilişki de tespit edilemedi” dedi.

EGS Kongre ve Kültür Merkezi’nde oluşturulan Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan 50 sanıklı davanın ilk duruşmasına 14’ü tutuklu 31 sanık katıldı. Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesine göre terör örgütü üyeliğinden yargılanan sanıkların kimlik tespitleri yapıldı. Kimlik tespitlerinin ardından Özel Serhat Eğitim ve Araç. Lok. İşlet. San. Tic. A.Ş. ve Çağlar Özel Eğitim Malz. San. Tic. A.Ş.’ye ait 13 özel okul ile Özel Serhat Eğitim Araçları Lokanta İşletmeciliği San. Tic. A.Ş.’ye ait 1 bakımevini kapsayan 188 sayfalık iddianamenin özeti okundu.

Denizli’de FETÖ/PDY eğitim, dershane ve okul yapılanması kapsamında yürütülen soruşturmada kapsamında açılan ve 50 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşmasında tutuksuz sanık Özel Servergazi Günay Fen Anadolu Lisesi Müdürü Muhammet Dolukan savunmasını yaptı. Dolukan, müdürlük yaptığı okulda Denizli’nin ileri gelenlerinin çocuklarının okuduğunu belirterek, “Görev yaptığım okul çok başarılıydı, ulusal ve uluslararası alanlarda madalyalar alıyordu. Elit kesime ait örneğin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin, Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin’in çocukları burada okudu. Görev yaptığım sürede okulumuz denetlendi. Milli Eğitim, belediye gibi kurumlar sıkı denetimler yaptılar. Denetimlerin sonunda eksiklik olmadığını söylediler ve teşekkür ettiler. Okulumuzda terör örgütüyle ilişki de tespit edilemedi. Biz vatanına milletine bağlı çocuklar yetiştirdik” dedi. Savunmasında Ankara’daki çatı iddianamesine değinen Dolukan, “Ankara çatı iddianamesinde herhangi bir olaya karışmayanlar, sadece gönül bağı ile bağlı olanların soruşturma dışında tutuldukları belirtilmiştir. Hukukun her yerde aynı şekilde uygulanacağını düşünüyorum” diyerek beraatini istedi. Duruşma diğer sanıkların dinlenmesiyle devam ediyor.

Ramazan ÇETİN / DENİZLİ, (DHA)

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

Kılıçdaroğlu’ndan Bahçeli yanıtı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

‘AYNISINI ADİL ÖKSÜZ İÇİN DE BEKLİYORUZ’

Reina saldırısını yapan katil yakalandı. İstanbul’daki polis arkadaşlarımıza yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Polis arkadaşlarımızın zor şartlarda görev yaptıklarını biliyoruz. Günün 24 saati çalışıyorlar. Polise askere sıkılan her kurşun millete sıkılmış demektir. Terörü her yerde lanetledik, hep birlikte mücadele edeceğiz. Dik duruşumuzla mücadele edeceğiz. Terörle bizi yıldırmaya çalışacaklar, yılmayacağız. Türkiye’yi ve halkımızı sonuna kadar savunacağız. Nasıl polis arkadaşlarımız Reina katilini yakaladılarsa, aynısını Adil Öksüz için de bekliyoruz. İnşallah onu da yakalarlar.

‘KADIN VEKİLE SALDIRDILAR’

Anayasa görüşmelerinin birinci turu tamamlandı. Bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyoruz. CHP’ye yakışan bir mücadele verdiler. İç tüzüğün bize verdikleri bütün hakları kullandılar. Hukuka uymadılar, ama her seferinde bunları uyarmak gibi bir görevi yerine getirdiler. Baskıya rağmen, hele hele öyle aymazlar çıktı ki, bir kadın milletvekiline saldıracak kadar kendinden geçenlere rağmen onurla mücadelemizi sürdürdük.

Söz konusu vatansa gerisi teferruattır, bizim mücadelemiz budur. Bizim tarihe karşı sorumluluğumuz var, ülkemize karşı sorumluluğumuz var. Saray’da oda kapma muhalefeti değil, vatan millet bayrak mücadelesi yapıyoruz. Hırslarımızı tatmin etmek için siyasi bir mücadele yapmıyoruz. Ön yargılarımızla siyaset yapmıyoruz. Cumhuriyetten öç alma duygusuyla siyaset yapmıyoruz.

Biz “Ben ve yandaşlarım kazansın gerisi hiç önemli değildir” anlayışıyla siyaset yapmıyoruz. Herkes kazansın, zenginliği eşit paylaşalım. Yoksulluğu bu ülkeden tamamen silelim diye tamamen siyaset yapıyoruz. “Ben hesap vermem, kimse benden hesap soramaz” anlayışıyla siyaset yapmıyoruz. Hesap vermekten kaçan siyasetçinin bu ülkeye faydası yoktur.

“Zenginin çocuğu askere gitmesin, fakirin çocuğu gitsin.” Siyaset terörle mücadeleyse hepimiz birlikte yapalım. Ankara’daki beylerin çocukları askere gitmeyecek, Fırat Kalkanına gitmeyecek, eksi 35 derecede terörle mücadele etmeyecek, faki fukaranın çocuğu gidecek. Ve buna da siyaset diyecekler. Böyle siyaset yere batsın diyoruz.

Defalarca uyardık, her seferinde uyardığımızda bizi suçladılar. Bir Allah’ın kulu CHP’nin şu konudaki eleştirisi haksızdır diyemez. Bazı yasalar parlamentodan oy birliğiyle çıktı, çünkü doğrunun yanında durduk. Ama yanlışın karşısında durmak da önemli. Siyasetiler hata yaparlarsa, bunu halk çeker.

‘ERGENEKON, BALYOZ DAVALARINI DÜŞÜNÜN…’

Ergenekon, Balyoz davalarını düşünün. Yanlış yapıyorsunuz dedik. TSK’ya tarihinde en büyük darbeyi Ergenekon balyoz davalarıyla vurdular. Pek çok komutanı yıllarca hapse attılar. İnsanları ölüme gönderdiler. Sonra dediler ki, yanıldık, bir kumpasa biz teslim olduk dedi. Peki bunun faturasını kim ödedi? Askerler.

Döndük FETÖ davası, devam ediyor, daha açılacak. Siyasi ayağı daha ortaya çıkmadık. Defalarca uyardık, yapmayın dedik. Biz paralel devlet yaratıyoruz dediler, aynı menzile beraber yürüyoruz dediler. Şimdi diyorlar ki “yanıldık, Allah bizi affetsin” Allah sizi affeder de ondan mağdur olan insanlar sizi affedecek mi? Bir milyonun üstünde mağdur yarattılar. Binlerce kişiyi açlığa mahkum ettiler. Yazık günah değil mi? Asıl sorumlu kim? Henüz belli değil. Şimdi gelmişler biz yanıldık diyorlar.

Suriye’yi karıştırdık, Irak’ı karıştırdık, İran’la Rusya’yla Libya’yla kavga ettik. TIR’larla silah gönderdik, IŞİD’e silah gönderdik. IŞİD’le kanka olduk. Yapmayın etmeyin, göndermeyin dedik. Biz dünyaya meydan okuyoruz dediler, dünyada kuş uçsa bize sorulur dediler. Şimdi orta doğunun kabile şefleri bile kafa tutuyor. Faturayı kim ödedi? Vatandaşlar ödüyor. Sorumlusu kim, 15 yıldır yönetenlerdir.

Mavi Marmara’yı düşünün. Yapmayın etmeyin dedik. Hayır Gazze’ye gideceğiz dediler. Zaten Kızılay var arkadaş. Hayır efendim ablukayı kaldıracağız. Vatandaşlarımız hayatlarını kaybettiler, Türkiye’nin itibarını 20 milyon dolara sattılar. Şimdi yanlış yaptık diyorlar. 20 milyon doları koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı satılır mı? Bu soru henüz cevabı verilmiş değil.

Ekonomik sorunlar. Yanlış yapıyorsunuz, dolar her zaman bu kadar bol olmaz dedik. Türkiye kalkınacaksa üreten Türkiye olur dedik. Sen 3 TIR makine halısı gönderirsin, o bir bavul cep telefonu gönderir, senden fazla kazanır. Defalarca söyledik. İşsizlik geldi yüzde 12’ye dayandı. Hiçbir kriz döneminde bu kadar yüksek işsizlik olmamıştı. Faturayı işsizler, onların aileleri çekiyor. Bir evde işsizlik varsa, o evde huzur yoktur. Gerçek rakamlara göre 10 milyonun üstünde işsiz var.

Eğitim politikaları… Ne yapacaklarmış? Atatürk’ü İnönü’yü kaldıracaklarmış. Tarihe saygı duymayan bir siyasal iktidar Türkiye’yi temsil edemez. Önce kendi tarihine saygı duyacaksın. Bu ülkenin kurtarıcıları vardır. Neden kendi tarihinden kaçınıyorsun, neden utanıyorsun? Eğitim sistemi, sözde milli eğitim bakanlığı… Her bakana göre değişiyor eğitim politikaları. Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldıkları için eğitim böyle gidiyor. Hiçbir anne ve baba, çocuğunu okula huzur içinde göndermiyor.

‘DERİN BİR KAYGI VAR’

Bunların sonucunda ne oluyor? Terör aldı başını gidiyor, dolar aldı başını gidiyor, işsizlik aldı başını gidiyor, çiftçi ürettiğinin karşılığını alamıyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor. Hepsinden şikayet var. Hepsi ne olacak bu memleketin hali diye dönüp kendi kendilerine soruyorlar. Derin bir kaygı var.

Türkiye’yi kimin yönettiği belli değil. Bakanlara bakıyorsun, her biri ayrı telden çalıyor. Dışişleri bakanı, aile ve sosyal bakanlığıyla ilgili demeçler veriyor. Kimin ne iş yaptığı belli değil. Uyuşturucu kullanımı almış başını gitmiş, fuhuş almış başını gidiyor, kadına yönelik şiddet almış başını gidiyor, çocuklara cinsel istismar almış başını gidiyor. Gazeteciler 150’nin üstünde hapishanede.

Bu yanlış politikaların Türkiye’ye getirdiği fatura budur. Türkiye bir kuruş değer kaybettiğinde bunun reel sektöre maliyeti 2 milyar 100 milyon lira. Bugüne kadar 168 milyar liralık bir kayıp var. Eski parayla 168 katrilyon. Bununla dört tane GAP yapılırdı, topluma maliyeti bu. Sadece dolar karşısında mı değer kaybediyor Türk Lirası? Suriye lirası karşısında bile değer kaybetti, orada savaş var.

Bu sorunları çözmek için biz yine bütün samimiyetimizle hükümete çağrı yapıyoruz. Kanun mu? Bunlar için bizden ne istiyorsanız desteğe hazırız. İşsizliği bitireceğiz getirin, faizleri indireceğiz getirin. Destek vereceğiz. Ama getiremezler, ne getireceklerini bilmiyorlar. Yönetemiyorsan bırakacaksın kardeşim, yönetemiyorsan istifa edeceksin kardeşim.

Şimdi vatandaşın dikkatini başka yere çekiyorlar. Esnafın derdiyle, sanayicinin, işsizin derdiyle kimse ilgilenmiyor. Neyle ilgileniyorlar? İlla başkanlık getireceğiz. Parlamento günde 12 – 13 – 14 saat çalıştı. Niçin? İlla başkanlığı getireceğiz. Hangi kanunu istediniz de çıkaramadınız? Hangi kararı almak istediniz de onu alamadınız. Hepsini yaptınız. Tek başına iktidar değil misiniz? Peki niye başkanlık? 2 yıllık fiili başkanlığın Türkiye’yi nereye getirdiğini hepimiz biliyoruz, yaşıyoruz. Demokratik parlamenter sistemden ne alıp veremediğiniz var? Halk size oy verdi. İstikrar dediniz, buyur gel yönet dedi. Diyarbakırlılara dediler ki, size fabrika değil hapishane yapacağız, Diyarbakırlılar oy verdiler. Niye birden vazgeçiyorsun? İlla otoriter bir başkanlık sistemi olacak. E siz üst akıldan şikayet eden değil misiniz? Şimdi kendi üst aklınızı kendiniz yaratıyorsunuz. Bütün yetki bir kişiye verilir mi?

Yüce yaradan demiyor mu, aklınızı kullanmıyor musunuz diye sormuyor mu? Niye bir kişiye bütün aklınızı ihale edip veriyorsunuz?

‘CAMİYE, KIŞLAYA, ADALETE SİYASET SOKMAYIN’

Ben ve grubum, CHP’liler Cumhurbaşkanının tarafsız olmasını isteriz. Vatandaşımız seçmiştir, hiç itiraz etmedik. Bütün vatandaşların cumhurbaşkanıdır. Bayrağında, arabasında Türkiye Cumhuriyeti bayrağını taşıyacak. Herkese eşit mesafede olsun, bütün istediğimiz budur.

Adalet dağıtan mahkemelerin tarafsız olmasını istiyoruz. Camiye, kışlaya, adalete siyaseti sokmayın diyoruz. Adalet dağıtacak, bir partinin kontrolünde adalet dağıtılır mı? Böyle bir adalet olmaz, devleti yok eder.

Cumhurbaşkanı devletin uyumlu çalışmasını ister. İktidar ve muhalefet arasında temel bir sorun çıktığı zaman, cumhurbaşkanı araya girer. Onun için cumhurbaşkanının tarafsızlığı çok önemli. Cumhurbaşkanı anayasaya yemin etmiştir. Anayasaya sadık kalmasını, ettiği yemine sadık kalmasını isteriz. Bizim ahlakımızda geleneğimizde bu vardır. Hiç kimse kendi iradesini millete milli irade diye dikte ettirmemelidir.

“Efendim ben milletim, ben milli iradeyim” yok öyle bir şey. Hepimiz milli iradeyi temsil ederiz. Milli iradenin ta kendisiyiz. Bunun içindir ki parlamentoda görüşülen anayasanın bazı hükümlerine açık ve net karşı durduk. Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olmamalı, tarafsız olmalı. Gelip yemin edecek, demeyecek miyiz sen x partisinin genel başkanısın, nasıl tarafsız olacaksın?

Cumhurbaşkanı hiçbir gerekçe göstermeden Meclis’i feshedebiliyor. İstediği zaman Meclis’i feshedebiliyor. Bu Türkiye’de kaos yaratmak değil midir? Şimdiki cumhurbaşkanı der ki, ben böyle bir yetki kullanmayacağım. Senden sonraki kullanırsa ne olur?

Başka, adalete siyaset bulaşmasın dedik. Cumhurbaşkanı, bir partinin genel başkanı olursa, Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinin 12 üyesini kendi belirleyecek. Buradan adalet çıkar mı? AYM’ye güven duyulmaz. Peki biz bunu söylerken bugünü mü düşünüyoruz? Hayır Türkiye’nin geleceğini düşünüyoruz.

‘SÖZ KONUSU VATANSA, GERİSİ TEFERRUATTIR’

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısının ardından, gazetecilerin sorusunu yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na, Devlet Bahçeli’nin CHP’ye yönelik Twitter üzerinden yaptığı eleştiriler ve yarın ikili arasında daha önceden planlanmış görüşme anımsatılarak, bu durumda Devlet Bahçeli ile görüşüp görüşmeyeceği soruldu.

Kılıçdaroğlu, “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır.” karşılığını verdi.
Kaynak: Hürriyet

Zonguldak’ta FETÖ şüphelisi 7 kişi adliyede

Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK, (DHA) – ZONGULDAK’ta FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 1 sosyolog ve 6 polis adliyeye sevk edildi.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, daha önce açığa alınarak görevlerinden ihraç edilen emniyet müdürü B.A., komiser yardımcıları S.K., M.Ç., A.K., S.A.Y., Y.T. ve Z.S. adlı kadın sosyoloğu gözaltına aldı. Emniyette işlemleri tamamlanan 7 şüpheli, hastanedeki sağlık kontrollerinin ardından adliyeye sevk edildi.
BAŞARI BELGESİ ALMIŞTI
Adliyeye sevk edilen komiser yardımcısı A.K.’nin, geçen yıl 11 Şubat’ta 17 yıllık polis babası Recep Koz’u, kaçarken de taksiyle çarptığı Orman Bölge Müdürlüğü aracının şoförü Osman Aktaş’ı öldürüp 1 kişiyi yaralayan 23 yaşındaki Ercan Koz’a, 2 metreden tabancasını doğrultup teslim olmasını isteyen polis olduğu öğrenildi. Ercan Koz, daha sonra silahla kendini vurarak intihar etmişti. A.K., olayın ardından İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’nde Vali Yardımcısı Hüseyin Ergi, İl Emniyet Müdürü Osman Ak’ın katıldığı törende başarı belgesiyle ödüllendirilmişti.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Samsun’da FETÖ operasyonu: 8 polis gözaltına alındı

Hakan ÇELİKBAŞ/SAMSUN, (DHA) – SAMSUN Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY terör örgütünün emniyet yapılanmasına yönelik yaptığı operasyonda aralarında 2’nci sınıf emniyet müdürlerinin de bulunduğu 8 polis gözaltına alındı.
Samsun Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Mücadele Şube ekipleri bu sabah Samsun ve merkez ilçeleri ile ve İstanbul’da iddiaya göre FETÖ/PDY terör örgütünün emniyet yapılanmasına yönelik operasyon gerçekleştirdi. Operasyonda örgüt ile bağlantılı olan ve daha önce mesleklerinden ihraç edilen 2’nci sınıf emniyet müdürleri; Kamil K., Şener Ö., 3’üncü sınıf emniyet müdürleri Ali Rıza G., Feyzullah İlker S., komiser yardımcısı Tarık İ., polis memurları İbrahim E., Adem A. ve Ayhan K. gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Yapılan soruşturma sırasında şüphelilerden Kamil K., Ali Rıza G. ve Tarık İ.’nin örgüt üyelerinin anlık haberleşme programı ‘ByLock’ kullandıkları belirlendi. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramada ele geçen suç delillerine el kondu. Soruşturma sürüyor.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz