SS

2
Prof. Dr. Orhan Yılmaz

SS, Almanya’da faşist Hitler zamanında faaliyet gösteren “Schutzstaffel” (Koruma Timi) kelimelerinin kısaltmasıdır.

Faşist diktatör Hitler, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSAİP) ile iktidara geldi. Ancak kısa sürede parti adındaki “Sosyalist” kavramının tam tersi, faşist politikalar uygulamaya başladı.

Tarihin gördüğü en büyük soykırım ve katliamını gerçekleştirdi. 

O güne kadar devletine, milletine sadakatle hizmet etmiş 6 milyon civarında masum Yahudi’yi gaz odalarına yolladı, kurşuna dizdirdi, katletti. 

Günümüzde bu şekilde iktidara gelen ve partisinin ismindeki kavramın tam tersi politikalar uygulayan başka partilere ve iktidarlara da sıklıkla rastlamak mümkündür.

Kurulduktan bir süre sonra, SS’in yönetimine Heinrich Himmler (HH) geçmiştir. 

HH, aslında daha önce Partei der Demokratie yöneticisi idi. Fakat Faşist Hitler’e olan hayranlığı yüzünden partisini kapatmış ve NSAİP’e katılmıştır.

HH, SS’in yönetimine geçtikten sonra, Hitler’den aldığı politik destek ve güç ile bir süre sonra ülkede tam bir terör estirmeye başladı.

SS kısaltmasını gören ve duyan herkeste bir korku iklimi oluştu.

SS, önce ülkede iç güvenliği sağlamaya uğraştı. 

Yurt içindeki muhalif ve Yahudiler ile İtalya özentili mafya gruplarına karşı savaş açtı. 

Ancak bu mafya gruplarından, liderinin adı Siegfried Potsdam (SP) olan birisi, yurt dışına kaçarak Fransa’ya yerleşti. 

Fransa’ya yerleşen mafya lideri SP, buradan broşür, mektup ve bazı medya kuruluşları ile SS hakkında yoğun bir karşı propaganda faaliyetine başladı.

SS, Almanya’daki diğer partileri ya sindirdi ya da kapattırdı. Ancak Der Triumph Partei ile baş edemedi. 

Der Triumph Partei lideri Ulrich Ottokar (UO), aynen SP’nin yaptığı gibi, SS hakkında yoğun bir karşı propagandaya başladı.

UO, yaptığı açıklamalarda, SS’in Nazi Partisi yandaşlarına göz yumduğunu, ancak Nazi Partisi üye olmayanlara karşı, bir Alman’a yakışmayacak şekilde davrandığını iddia etti.

Örneğin, Nazi Partisinin kuruluş bildirgesinde, etnik ayrımcılık, çocuk tecavüzleri ve uyuşturucu gibi kötülüklere karşı mücadele edileceği vardı.

Ancak Nazi Partisi yandaşlarının bu tip suçlarına göz yumulduğunu iddia etti.

   SS, görevini yaparken, Führer’in en sadık adamlarından, Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı Joseph Goebbels ile yakın işbirliğine gitti.

Dünyada propaganda konusunda bir ilah sayılan Joseph Goebbels’in bazı meşhur sözleri şöyledir;

-“Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır.

-“Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.

-“Basını, hükûmetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün.

-“Bizi öldürmeyen şey, güçlendirir.

-“Führer hiç değişmez. Çocukken nasılsa, şimdi de öyledir.

-“Benim olmadığı sürece, mal sahibi olmak hırsızlıktır.

-“Yargı, devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.

Joseph Goebbels, Ruslar Berlin’e girdiği halde, Hitler ile birlikte sığınıkta kalmaya devam etti ve kaçmadı.

Karısı Magda, hepsinin baş harfi “H” ile başlayan 6 çocuğunu; Helga, Hedwig, Helmut, Holdine, Heidrun ve Hildegard’ı hiç acımadan zehirleyerek öldürdü.

Daha sonra Joseph Goebbels silahla önce karısını sonra kendisini vurarak öldürdü. Vasiyeti üzerine cesetleri yakıldı.

Ruslar, Hitler’in sığınağına girmeden kısa süre sonra, Hitler önce nişanlısı  Eva Braun’u, sonra da kendisini zehirleyerek öldürdü.

Zaten tüm faşistlerin, diktatörlerin, hainlerin sonu böyle değil midir?

Ya intihar ederler, ya yurt dışına kaçarlar ya da yakalanıp, idam edilirler.

Tüm faşistler, eninde sonunda layığını bulur.

Hitler, saklandığı sığınağında nişanlısı ile intihar etti. 

Mussolini ise bir kamyonda kaçarken yakalandı. Linç edildi, ölüsü günlerce ayaklarında asılı olarak teşhir edildi. 

ABD merkezli Morrison Şirketi’nin Türkiye Temsilcilerinden Salomon Ironhand’in bir vecizesi vardır;

Adze turns, handle turns,

One day the account will come back

Bunu Türkçeye;

Keser döner, sap döner,

Bir gün gelir hesap döner” şeklinde çevirebiliriz.

Tüm diktatörler ve yardakçıları eninde sonunda layığını bulmuştur, bundan sonra da bulacaktır.

Sevgili okuyucular, peki siz makalenin başlığını ilk “SS” olarak görünce, Türkiye’den birisi mi aklınıza geldi?

Sisi lakaplı S. Soylu mesela!.. 

2 YORUMLAR

  1. Sayın Yazar,
    Makalenizi “Sevgili okuyucular, peki siz makalenin başlığını ilk “SS” olarak görünce, Türkiye’den birisi mi aklınıza geldi?” soru cümlesiyle bitirseydiniz (Soruya herhangi bir cevap vermeseydiniz) daha etkili olurdu.
    Ben de size bir soru soracağım ama cevabını yazmayacağım.
    Bu yazıyı yazmadan önce yürek mi yediniz?
    Sağlıcakla kalın.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz