Bugünkü (13 Mart 2017) FETÖ haberleri

0

Sivil görünümlü darbe konvoyu! Katalog evliliğinde ilginç notlar…

Mesut Hasan BENLİ / ANKARA
13 Mart 2017 – 02:05Son Güncelleme : 13 Mart 2017 – 08:59

Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri ve Eğitim Merkezi’nde (MEBS) görevli olan ve 15 Temmuz darbe girişimine katılan şüphelilerle ilgili iddianame tamamlandı. Aralarında kursiyer astsubay ve subayların bulunduğu 22 şüpheli hakkında ‘Anayasal düzeni değiştirmeye, iktidarı ve TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Cumhuriyet Savcısı Velihattin Eldemir’in hazırladığı iddianamede, 15 Temmuz günü saat 13.15 sıralarında darbe girişimi kapsamında tutuklu bulunan eski Muhabere Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil’in Merkez Komutanlığı binasına geldiği belirtildi.

KİMİN ÖZEL ARACI VAR

İddianamede MEBS’te görevli kursiyer astsubayların kendi aralarında haberleşmek için ‘Emir Komuta Zinciri’ isimli bir WhatsApp grubu bulunduğu anlatıldı. 15 Temmuz’dan birkaç gün önce Takım Komutanı tutuklu teğmen Okan Bakaç’ın
WhatsApp grubuna “Ankara genelinde kim kiminle kalıyor, özel aracı olanlar bilgilerini göndersin. Bu bilgiler Tabur Komutanı olan Kurmay Yarbay Metin Bilgici tarafından isteniyor” mesajı gönderdiği belirtildi.

‘HERKES GELMESİN’ MESAJI

İddianameye göre, 15 Temmuz gecesi de teğmen Bakaç saat 20.30 sıralarından WhatsApp grubuna önce “Bölük içtima için birliğe gelsin” mesajı attı. Ancak Bakaç, 10 dakika sonra da, “Bütün bölük değil de bizim arayacağımız kişiler bölüğe gelsin” diye yeni bir mesaj daha gönderdi.

TEPKİ ÇEKMEMEK İÇİN

İddianamede, kışlada toplanan kursiyerlerin silahlı ve tam teçhizatlı olarak yarbay Metin Bilgici ve üsteğmen Davut Güllüçayır’ın komutasında ‘sivil araçlarla’ kışladan çıkış yaptıkları belirtildi. Akıncı Hava Üssü’nün bulunduğu Kazan ilçesine doğru hareket eden şüphelilerin, “Sivil araçlarla hareket etme sebebinin ise sokağa çıkan ve darbeye karşı olan halkın tepkisini çekmemek olduğu” kaydedildi.

35 SUBAY, 18 ASTSUBAY

İddianamede, yarbay Metin Bilgici’nin beraberinde silahlı ve tam teçhizatlı olarak 9 araç ile 35 subay kursiyerin, tutuklu şüpheli üsteğmen Davut Güllüçayır’ın beraberinde silahlı ve tam teçhizatlı olarak 5 araç ile 18 astsubay kursiyerin özel araçları ile kışladan çıkış yaptıkları anlatıldı. Şüpheliler arasında kadınların da bulunduğu ifade edildi.

İddianamede, 1011 kavşağına kadar gelen Güllüçayır’ın komutasındaki askeri birliğin, darbeye katılmayan subaylar tarafından “yaptıklarının kanunsuz olduğu” şeklinde ikna edilmeleri üzerine gece 01.30 civarında kışlaya döndükleri belirtildi.

‘İDAM’LA TEHDİT

İddianamede şüpheli Nazmi Tanrıkulu’nun kamuflajlı şekilde bütün bölüğü koğuş koridoruna toplayarak, darbe girişimi olduğunu, verilen emirlere harfiyen

uyulmasını, verilen emir sivil halka ateş etmek dahi olsa uyulması gerektiğini, uyulmadığı taktirde istiklal mahkemelerinde idam cezasına çarptırılacaklarını söylediği iddia edildi. İddianamede şüphelilerden üsteğmen Davut Güllüçayır ve Mehmet Koca için “FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarının birbirleriyle gizlilik içerisinde görüşmelerini sağlayan ByLock isimli program kullanıcısı oldukları anlaşılmıştır” denildi.

EVLİLİK KATALOĞUNDAKİ NOTLAR

İDDİANAMEDE şüpheli Teğmen Okan Bakaç’ın evinde yapılan aramada FETÖ’nün ‘katalog evliliği’ için hazırlanan notlara ulaşıldığı belirtildi. İddianameye göre Bakaç’ın evinde bulunan not kâğıdında yer alan soru ve değerlendirmeler şöyle:

Daha önce iki kız arkadaşım oldu.

Daha önce sözlendin mi veya erkek arkadaşın oldu mu?

Sürekli ailenin yanına giden biri misin?

Mesleğim gereği başını açman gerekecek.

Biraz dağınık biriyimdir.

Ev işleri, gülücük, yemek, ütü.

Gezmeyi sever misin?

Dışarı çıkmak.

Ne tür kitaplar okursun?

Hangi tür filmleri seversin?

Tatillerini nerede geçirirsin?

Babanın durumu nasıl? (Namaz filan kılıyor mu)

Babanın hizmete karşı görüş açısı nedir?

Babanın sigara, alkol durumu…

Mesleğin getirdiği bazı kısıtlamalardan dolayı tören vb. gibi faaliyetlere katılım…

Cemaat’teki kozmik kadınların görevi neydi?

Kaynak: Hürriyet

Muharrem İnce: Mağduriyet ithal ediyorlar

DHA
13 Mart 2017 – 00:27Son Güncelleme : 13 Mart 2017 – 00:27

Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK, (DHA)- UŞAK’ın Sivaslı İlçesi’nde vatandaşlara seslenen CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ı eleştirerek, “Türkiye 15 sene içinde dışarıdan mercimek, nohut, bezelye ithal etti. İnek ve saman aldı, her şeyi ithal etti. Şimdide mağduriyet ithal ediyor” dedi.
CHP Uşak İl Başkanlığı tarafından Sivaslı Atatürk Meydanı’nda düzenlenen mitingde seçim otobüsü üzerinden halka seslenen İnce, “Bugün İstiklal Marşı’nın kabul edilişinin 96’nci yıldönümü, İstiklal Marşı neyle başlıyor, Korkma diyor korkma, bunlar ali kıran baş kesen mi korkma. 16 Nisan’da geleceğimizi oylayacağız. Türkiye 15 sene içinde dışarıdan mercimek, nohut, bezelye ithal etti. İnek ve saman aldı, her şeyi ithal etti. Şimdide mağduriyet ithal ediyor. Almanya ve Hollanda ile kavga ediyor. Ben mağdurum diyor. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri herhangi bir ülkeyle problem yaşarsa, biz CHP’liler olarak emin olun ki hükümet kim olursa olsun ister Ak Parti, ister MHP ister başkası biz onun yanında oluruz. Biz Kapıkule’den sonra politika ve muhalefet yapmayız. Türkiye’yi yöneten kimse onun yanında oluruz” dedi.
Hollanda’nın seçimlerde yabancı düşmanlığı yaparak oy kazandığını belirten İnce, “Peki bizimkisi ne yapıyor. ‘Ben mağdurum, oraya bakanlarımı sokmuyorlar diye oda buradan oy toplamaya çalışıyor. Hollanda var ya Hollanda kesin AKP’li. Almanya’ya ise dünyayı başına yıkarım diyor. Bakın ben Sivaslı’dan sesleniyorum. Dünyayı başına yıkmaya falan gerek yok. Tek bir şey yap. Madem Almanya’ya meydan okuyorsun, İncirlik’te Alman askerleri var çıkar onları seni göreyim hadi. İki sene önce bize vizesiz Avrupa’ya gideceğiz diyorlardı şimdi bakanlar düğün salonuna gidemiyor. Geldiğimiz duruma bakın” diye konuştu.
“YURTDIŞINDA PROPAGANDA YASAK”
Yurtdışında propagandanın mecliste 2008 yılında çıkan bir kanunla yasaklandığını dile getiren İnce, Türkiye’nin yurtdışında seçim çalışması yapmasının AK Parti tarafından yasaklandığını dile getirdi. İnce, “Yasak bu yasak biz yasaklamışız. Kim yasaklamış AKP yasaklamış. Peki, şimdi ne diye oraya gidiyorsun, propaganda yapacağım diye inat ediyorsun. Senin kanunun duruyor ortada. Sen kendin kanun çıkarmışsın, kanunla yurt dışında propaganda yapmayı yasaklamışsın. Bunu Almanya bilmiyor mu? Ama büyükelçilik farklı bir şey. Büyükelçilik bizim toprağımız. Bizim bakanımızı büyükelçilik binasına sokmayan Hollanda terbiyesizlik yapmıştır. Orada da bakanın arkasında dururuz. Canınızı sıkmayın” dedi.�
“3,5 MİLYON SURİYELİYE 30 MİLYAR DOLAR HARCANDI”
Suriye ile yapılan kavganın ardından 3,5 milyon Suriyelinin Türkiye’ye geldiğini ve bunlara 30 milyar dolar para harcandığını ifade eden İnce, Suriyelilerin üniversitelere sınavsız alındığını, Türklerin ise bir yerlere gelmek için sınavda ter döktüğünü dile getirdi. İnce, “Bizim çocuklarımız bugün sınava girdi. Çocuklarımız yıllardır ders çalıştı, bugün bir doğru ve güzel yerlere gelmek için ter döktü. Suriyelilerin çocukları üniversiteye sınavsız alınıyor bunu biliyor musun sen? E o zaman ben ne diyeyim git ‘evet’ ver. 30 milyar dolar para ver, Suriyelileri sınavsız üniversiteye alsınlar, senin çocukların sürünsün. Ver o zaman, git Evet ver, ne diyeyim ben sana. Sen acımıyor musun bu çocuklara bu çocukların günahı ne? Bu çocuklar ter dökecek, onlar sınavsız girecek” dedi.
“HAYIR DİYENLERE TERÖRİST DİYEN TERBİYESİZDİR”
Türkiye’de askerlik çağında 500 bin Suriyeli olduğunu ve Türkiye’de gezdiklerini belirten İnce, “Bizim çocuklarımız El Bab’da şehit oluyor. Yazık günah değil mi? Bunları görmüyor musun benim aziz milletim. Kaldır başını derin uykulardan, çık şu kör kuyulardan, başını kaldır Hayır de, Hayır de, Hayır de. Bu ülkede Evet ve Hayır diyenler var. Neye Evet dediklerini bilseler inanın yüzde 1 bile evet çıkmaz. Ama Evet diyenlerde, Hayır diyenlerde bu memleketin bir evladıdır. Hayır diyenlere utanmadan terörist, diyorlar. Siz PKK’lı, FETÖ’cü ve IŞİD’cimisiniz. Evet diyenlerde Hayır diyenlerde terörist değildir. Ama Hayır diyenlere terörist diyen terbiyesizdir” dedi.
“DÜNYADA EN FAZLA MİLLETVEKİLİ OLAN ÜLKE OLACAĞIZ”
Türkiye’de 80 milyon nüfusu referandum sonra 650 milletvekilinin temsil edeceğini, nüfusu 300 milyon olan ABD’de ise 435 milletvekilinin aynı işi yaptığını belirten Muharrem İnce, yeni sistemde bakanların milletvekillerinden olmayacağını ve aynı milletvekili statüsünde olacaklarını belirtti. İnce şöyle konuştu:
“Yeni sistemde Cumhurbaşkanı yardımcılarının da dokunulmazlıkları olacak. 30 bakan, 20’de yardımcısı, toplam 650. ABD nüfusu 300 milyon, milletvekili sayısı 435. 300 milyona 435, 80 milyona 650 milletvekili. Siz bu kadar zengin misiniz? Yazık değimli milyonlarca, trilyonlarca lirayı milletvekillerine vereceğimize bir fabrika kursak, emekliye zam yapsak, çocuklarımız çalışsa olmaz mı? Eğer evet derseniz dünyanın nüfusuna göre en çok milletvekiline sahip olacağız. Hayırlı uğurlu olsun o zaman. Ne diyeyim sen fakirlikte öl, milletvekilleri de gitsin oradan 100 fazla maaş alsın. Sen buna mı evet diyorsun.”
“18 MADDENİN HİÇ BİRİSİNDE TERÖR VE EKONOMİ YOK”
Anayasa değişikliğinin kapsayan 18 madde içinde terör bitecek, ekonomi düzelecek diye bir şey geçmediğini ifade eden İnce, “Ben bu 18 maddeyi en az 50 defa okudum. Hiçbir maddesinde terörden ve ekonomiden bahsetmiyor. Madem terörü bitireceksin 15 senedir sana engel olan ne? Kim engel oldu niye bitirmedin? 15 senedir ekonomiyi neden düzeltmedin. Neden yapmadın bunları sana engel olan ne? Bunları dediğimizde, ‘Biz üçüncü köprüyü yaptık. Almanlarla ve bu hayır diyenler bizi kıskanıyor’ diyordu. Üçüncü köprüyü yapmış, demek ki birinci ve ikinci köprüyü daha önce yapmışlar. Birinci köprüyü 45 sene önce yapmışlar. Dolarların hepsi ayakkabı kutularına sığmaz ki, artanları ile de 45 sene sonra köprü yapmışsın sen Allah razı olsun” dedi.
Azerbaycan’da Aliyev’in eşini Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı yapmasını ilk kutlayanın Türkiye’den Enerji Bakanı olan damadın yaptığını vurgulayan İnce, “Damat ne düşündü acaba, komşuda pişer bize de düşer. Bu sisteme bu millet evet desin 5 seneye kalmaz bir tane aklı başında gencimiz Türkiye’de kalmaz ve hepsi yurt dışına kaçar. Bir tane yabancı firma kalmaz, hepsi yatırımlarını çeker. Pasaportlarımız işe yaramaz, yurt dışına çıkamayız saygınlığımız kalmaz” dedi.
Türkiye’nin en büyük kötülüğü bir kişiye yetkiyi vermekle yapacağının altını çizen İnce, “Meclisin yetkilerini bir kişiye verirseniz en büyük kötülüğü o kişiye yaparsınız. Onu boyunduruk altına alırsınız. Yarın başka ülkeler onu tutar sen tam yetkilisin, hadi şunu da yap der. Onun için meclisin yetkisini alıp bir kişiye vermeyin. FETÖ, APO ve ESED bunu kandırdı mı? Kandırdı. Şu anda evet derseniz Cumhurbaşkanı canı ne zaman isterse meclisi fes eder. Ziraat Bankası, PTT ve madenleri bir varlık fonu kurarak bu fona aktardılar. Bu fonda paranın hepsini tek kasaya koydular. Şimdi de yemesi rahat olsun diye yetkinin hepsini bir kasaya koymak istiyorlar. Siz nasıl olurda 80 milyonun bütçesini bir kişinin eline teslim edersiniz. Yazıktır, günahtır. 6 ay süreyle OHAL ilan etme yetkisi veriyorlar. 2002’de AKP iktidara geldiğinde 2 ilde OHAL varken, bugün 81 ilde OHAL var. Yani referandumda evet derseniz Cumhurbaşkanına 6 ay süreyle OHAL yetkisi veriyorsunuz. Malınıza mülkünüze el koyar. Sen CHP’lisin korkuyorsun, ben Ak Partiliyim korkmuyorum diyebilirsin. Öyle deme FETÖ’de, Bülent Arınç’ta, Esed’de bir zamanlar bunun arkadaşıydı. Dostu düşmanı değişir, gün gelir seni de yeterince Ak Partili bulmayabilir. Dikkatli ol, bu yetkiyi verme. Bu yetkiyi babana verme babana. Tapu bu, tapu verilmez. Mustafa Kemal’de işgalcilere hayır dedi. Hayır demesini bilmek lazım” diye konuştu.
Cumhurbaşkanına ‘daha ne istiyorsun’ diye seslenen İnce, “Türkiye’nin en büyük şehrinde belediye başkanlığı, 10 sene başbakanlık yaptın. Cumhurbaşkanı oldun ve yapıyorsun. Daha ne istiyorsun, memleketin tapusunu mu istiyorsun. Olmaz bu doğru değil. AKP’ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum. Seçim zamanı gelince çok seviyorsun, olabilir mübarek olsun, al senin olsun. Git seçimde oyunu ver ama bu seçimde tapuyu verme. Burada evet dersen bir daha torunların dahi hayır diyemeyecek. Evet dersen 100-200 sene hep evet diyeceksin, hiç hayır diyemeyeceksin. Onun için şimdi hayır de” dedi.
“CEHALET DİYE BİRŞEY VAR”
Türk tarihinde birinci ve ikinci adamların olduğuna değinen İnce, “Tarihimizde Bilge Kaan, Alparslan, Fatih, Kanuni, sadrazamlar ve vezirler var, Atatürk var yanında ikinci adam İsmet Paşa var. Şimdi birde Türk halinde Binali Yıldırım var. Abidik gubidik işler olur bazıları başbakan olur diyor. Ha şunu bileydin, itirafçı böyle bir şeydir. Meydan meydan gezip başbakanlık gereksizdir, beni imha edin, yok edin, ortadan kaldırın diyor. Dünya siyaset tarihinde böyle birisi yok. Kendinin gereksiz olduğunu anlatan ikinci bir adam yok. Çanakkale geçilmez dediler, köprü yapıp geçiyoruz diyor Allah’ım bana sabır ver. Çanakkale geçilmezi İngilizlere, Fransızlara ve İtalyanlara dediler sen niye üzerine alınıyorsun Binali Yıldırım. Geçen Bolu’ya gitmiş, Bolululara ‘Ey Bolu beyinin torunları diyor’ eyvah eyvah. Bolu beyi kimdir, zalim ve zulmedendir. Bolu Beyi’ne isyan eden bir Köroğlu vardır. Onlar Bolu beyinin torunu olabilir, ama biz Köroğlu’nun Atatürk’ün torunuyuz” diye konuştu.
“16 NİSAN KÜÇÜK ALAMET”
Akşam ezanının okunması üzerine konuşmasına ara veren İnce, ezanın bitmesinin ardından yaptığı konuşmasında, “Büyük kıyamet akşam ezanında kopacağı için akşam ezanı çabuk okunur. Birde 16 Nisan’da hayır çıkınca küçük kıyamet var onu da göreceğiz. Eğer bu ülkenin minarelerinden günde 5 vakit özgürce ve serbestçe ezan okunuyorsa bu Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir. Ezanın dar anlamı namaza çağrı, geniş anlamı ise biz Müslümanız bu topraklar bizim, burası bizimdir demektir. Onun için Atatürk’e ve şehitlerimize ne kadar şükretsek ve teşekkür etsek azdır. Cumhurbaşkanı yardımcıları referandum sonrası aynı yetkiye sahip olacak. Cumhurbaşkanı yurt dışına gitti, öldü hastalandı aynı yetkilere sahip olacak. Diyelim ki bir kere daha kandırılırsa, yardımcılarından birisi FETÖ’cü çıkarsa ve af çıkarsa ne olacak. 5 yaver seçti 5’ide FETÖ’cü çıktı. Şimdi Genelkurmay Başkanı yaverlik yapıyor. Nereye çağırırsa gidiyor, memleketin gidişatı iyi değil. Sandık, mühür, oy pusulası ve mürekkep devletten bas Hayır’ın üstüne kurtul bu illetten” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

‘Hollanda bürokrasisinde FETÖ’cüler var’

Hacer BOYACIOĞLU
12 Mart 2017 – 22:28Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 22:28

“Kaçmış FETÖ’cülerin, yerleşik olanların, uykuda olanların çok sistemli faaliyetler içinde olduğu görülüyor” diyen Avcı şunları söyledi:

“Özellikle medya ve lobi üzerinde etkili olduğu da çok açık. Söylemlerde bile bu zaman zaman hissediliyor. Bunu Alman devletinin görmüyor olmasını düşünemem. ‘Şimdilik bize dokunmuyor’ havasındalar ama bunların (FETÖ) çıkarları veya hesapları denk geldiğinde, neler yapabildiklerini onlar da görürler. Hollanda’da da çok ciddi varlık gösteriyorlar, çifte vatandaşlık alarak bürokraside de bir yerlere gelmişler. Zaten benim görüştüklerimde de, bunun farkında olduklarını hissettim.”
Kaynak: Hürriyet

Hollanda hükümetine: Cevabı ağır olacak

AA
12 Mart 2017 – 22:25Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 22:26

DİKTATÖRCE UYGULAMALAR

“Bugünlerde yeri gelince bize demokrasi dersi verenlerin diktatörce uygulamalarını hep birlikte izliyoruz. Açık açık buradan söylüyorum, siz bunu yapmakla ‘hayır’ kampanyasına destek oluyorsunuz. Onlarda ‘hayır’ demek serbest, ‘evet’ demek yasak. Bu çifte standart Avrupa’nın demokrasisine, insan hakları savunuculuğuna büyük zarar veriyor.

TERÖRE GIKIN ÇIKMAYACAK

Terör örgütleri FETÖ, PKK ve yandaşları Avrupa’da elini, kolunu sallayarak gezecek, her türlü propagandayı yapacak, gıkın çıkmayacak, Türkiye’den bakanlar, milletvekilleri gidince onlara izin vermeyeceksin. Yok böyle yağma, ne yaparsanız yapın, vatandaşlarımızla buluşmamıza asla engel olamayacaksınız. Anayasa değişikliğine HDP, Almanya, FETÖ, Hollanda karşı çıkıyor. Demek ki bu işte bir yanlışlık var, o halde ‘evet’ diyeceğiz.

BAKANA İZİN VERİLMEMESİ

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya Hollanda’da yapılan muamele asla kabul edilemez. Hollanda, bütün uluslararası diplomatik kuralları hiçe sayarak, bakanımızın seyahat özgürlüğünü engellemiş ve ülkeyi terk etmeye zorlamıştır. Şunu herkes bilmelidir, Türkiye bunun cevabını en ağır şekilde verecektir. Bir daha ülkemize, vatandaşlarımıza karşı buna benzer aymaz hareketlerin olmaması için gereken yapılacaktır.

PROVOKASYONA GELMEYİN

5 milyon memleket sevdalısına sesleniyorum. Aman tahriklere kapılmayın, provokasyona gelmeyin. Bu insanlık dışı uygulamalara vereceğiniz en güzel cevap 16 Nisan’da ‘Evet, evet, evet’ cevabıdır.
Ayrıştıran değil birleştiren olduk, 80 milyonu kardeş bildik. Şimdi ülke olarak tarihi bir değişimin arifesindeyiz. 16 Nisan’da aydınlık Türkiye’nin kapılarını ardına kadar açmaya var mısınız? Milletimiz inanıyorum ki değişime bir kez daha ‘evet’ diyecek, ülke sırtındaki yükleri atacak, prangaları çözecek. Biz daha güçlü bir ülke istiyoruz, onlar ‘Türkiye yerinde saysın’ diyor. Biz daha istikrarlı bir Türkiye hayal ediyoruz, onlar güçlü Türkiye’nin hayalini kurmak bile istemiyor. Biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 2023 hedeflerini ve daha ötesini gerçekleştirelim diyoruz, onlar Türkiye’nin bugün geldiği noktayı bile anlamaktan aciz kalıyorlar.

YÖNETİMDE DİNAMİZM OLACAK

Türkiye için yeni ve parlak günler 16 Nisan’dan sonra başlayacak. Bu sistemle demokrasimiz daha da gelişecek. Yönetimde istikrar ve dinamizm olacak. Cumhurbaşkanı ile milletvekilleri aynı gün seçilecek. Seçim akşamı hükümet de milletvekilleri de belli olacak. Artık seçim ertesi hükümet işbaşı yapacak, memleket, millet için 15 Temmuz’un bekçileri, 16 Nisan’ın emekçileri gençlerimiz, kadınlarımız için işbaşı yapacak. Cumhurbaşkanı-Meclis arasında bir denge kurulacak, uzlaşma olacak. Bu uzlaşma her şeyi değiştirecek ve ülke bundan kazanacak. Siyaset kurumları kendini yenilemek durumunda kalacak, yenilenmeyenler tarihin tozlu sayfaları içinde kaybolup gidecek.”
Kaynak: Hürriyet

Kılıçdaroğlu, Adana’da (5)

DHA
12 Mart 2017 – 21:51Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 21:51

ÇIKSINLAR BENİ MAHÇUP ETSİNLER
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Seyhan Oteli’nde muhtarlarla bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Daha sonra açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 27.5 yılını devlete verdiğini söyleyerek, “Eğer vatandaşın cebini düşünürseniz sorunların hepsi çözülür. Ama seçildikten sonra ‘şu malı götürelim’ derseniz vatandaşın değil kendi sorununuzu çözersiniz” dedi.�
Vatandaş olarak seslenmek istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, partileri bir tarafa bıraktığını kaydederek, “Hangi partiden olursak olalım bu memlekette huzur içinde yaşamak istiyoruz. Anayasa bizim temel haklarımızı korumalı. Eşit yurttaş olarak birbirimize selam vermeliyiz. Farklı görüşlerimiz, kimliklerimiz, coğrafyalarımız olabilir. Farklı hayat tarzlarımız da olabilir ama sonuçta 80 milyon bir arada kardeşçe yaşamak istiyoruz. Bize bunu sağlayacak olan ana tema nedir? Ana güvence nedir? Anayasadır. Benim haklarımı, sizin haklarınızı güvence altına almalı. A partisine mensup olanları güvence altına alalım, B’yi dışlayalım. O, toplumu ayrıştırır ve böler. O nedenle anayasalar birer toplumsal uzlaşma belgeleridir” diye konuştu.�
Yeni anayasanın referandumdan geçmesi halinde başkanın hakim tayin etme yetkisi olacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bu sistemde Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sini bir partinin genel başkanı tayin ediyor. HSYK’nın 12 üyesinden 6’sını tayin edecek. Düşünün CHP’nin genel başkanı hakim tayin ediyor. Yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı ilkesi bitiyor. Her şey bir kişi oluyor. Yargı bağımsızlığı, yasama, yürütme tamamen 1 kişinin kontrolünde oluyor. Bir kişinin kontrolünde olduğu zaman sorun çıkar. Peki bazı arkadaşlar diyebilir ki ‘E olsun ne olacak ki’ diyen arkadaşlar olabilir. ‘Bir kişi hakim de savcı da vali de kaymakam da tayin etsin. E ne olacak?’ Bunu düşünen vatandaşlarımız da olabilir. Adaletin çok daha ötesinde başka bir tehlike var. Temel tehlikeyi unutmamak lazım. Bir kişiyi ikna ettiğiniz zaman en geç 24 saat içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ele geçirirsiniz. Kızıyorlar, ‘FETÖ 35 yıldır devlette yapılandı. 35 yıla gerek yok, 1 kişiyi ikna ettiğiniz zaman 24 saatte ele geçiriyorsunuz. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bir kişiye teslim edilecek bir devlet midir? Erzurum kongresine bakın, bir adam mı vardı? Oturmuşlar adamlar Türkiye’nin geleceğini düşünüyorlar. Sivas kongresine bakın, bir kişi mi karar veriyor. Bu iş bir parti meselesi değildir. Bu memleket meseledir. Etrafta bizim parti logomuz yoktur. İnsanımızı seviyoruz ve bu ülke için çalışmak istiyoruz. Demokrasimiz gelişsin. İnsan hakları gelişsin. Birlikte yaşamalıyız. Ayrılık olmamalı. Kavgadan bıktık. Niye kavga ediyoruz. Benim düşüncem başka olabilir, arkadaşımın da farklı olabilir. Farklı düşünceler toplumu ileri taşır, geriye değil. Akıl akıldan üstündür diye ben mi söyledim? Babam, dedem söyledi. Bu toplumun ortak söylemidir. Akıl akıldan üstündür. Hatasız kul olur mu arkadaşlar? Tüm yetkileri birisine veriyorsunuz, bir hata Türkiye’yi felakete sürükler. Bunun vebali büyüktür. Düşünerek gideceğiz sandığa ve öyle oyumuzu kullanacağız.”
Yeni sistemde hesap sorulamayacağını belirten Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ben bunları anlattığım zaman diyorlar ki ‘Bu Kılıçdaroğlu’nu dinlemeyin, doğruları söylemiyor’ Ben de kendilerine şunu söylüyorum. Ben yanılmış olabilirim. Daha iyi ya sizin istediğiniz bir televizyon kanalına çıkalım siz de anlatın ben de. Ben yanlış söylüyorsam daha iyi ya. Beni mahcup edersiniz. Dersin ki ‘Bak Kılıçdaroğlu sen daha bunu okumadın bu maddede böyle yazıyor. Ben de derim ki kusura bakmayın ben yanılmışın. Daha iyi ya size böyle bir fırsat veriyorum. Gelin oturun konuşalım. Amerika’da, Fransa’da konuşulur. Liderler çıkar konuşur. Türkiye’de olmaz. Vatandaşın bilgilenme hakkı yok mudur. Bir daha çağrı yapıyorum. Çıksınlar beni mahçup etsinler. Niye çıkmıyorlar. Üstelik şu teklifi de yaptım. Siz yarım saat konuşun bana 15 dakika verin, ona da razıyım. Yeter ki vatandaş görsün. Kim doğruyu söylüyor kim yalan.”
Daha sonra Kılıçdaroğlu’na bir partili tarafından çizilen kara kalem portresi hediye edildi.

Salih ÜÇTEPE / ADANA, (DHA)

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

CHP’li Erdem: Anayasa paketini FETÖ hazırladı

DHA
12 Mart 2017 – 18:44Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 18:44

Ahmet SOYDOĞAN/GAZİANTEP, (DHA) – CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, Anayasa değişikliği paketinin, Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından hazırlandığını ve onaylanması durumda örgütün Türkiye’yi 4 saatte ele geçirebileceğini öne sürdü.
Eren Erdem, Gaziantep’te partisinin İl Başkanlığı tarafından bir düğün salonunda düzenlenen ‘Neye evet, neden hayır’ konulu panele katıldı. Panelde konuşan Eren Erdem, FETÖ/PDY yapılanmasına mensup elemanların devlet kurumlarında hala görev başında olduğunu ileri sürdü. Erdem, Anayasa değişiklik paketinin de FETÖ/PDY tarafından hazırlandığı iddiasında bulunarak, şunları söyledi:
“Bütün FETÖ yapılanması, devlet kurumlarında görevi başındadır. Bunlar, Türkiye’nin bağırsaklarının temizlenmesi için fırsat olan FETÖ davasını sulandırıyorlar. FETÖ ile alakası olmayan insanları öne sürüp, etrafa bu dava boş dava diyorlar. Buradan çok net söylüyorum; bu yeni Anayasa paketini FETÖ hazırladı. Yeni anayasada hesap şu; yasama, yürütme, yargı bur kişiye bağlanacak. O kişiyi esir aldığın an, devlet tekrar senindir. 40 yılda parlamenter sisteme sızmış bir yapı bu sistem gelirse 4 saatte devleti ele geçirir. Eğer parlamentoda gurubu bulunan partilerin liderleri ile televizyonda bir tartışma programına çıkamaya yüreğiniz yoksa, sokağa çıkıp halka da anlatmayın.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

FETÖ şüphelisinin evinde çıkan 15 soruluk not kağıdı

DHA
12 Mart 2017 – 17:48Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 17:48

Özkan ARSLAN/ANKARA, (DHA)- ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, 15 Temmuz darbe girişimine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Mamak’taki Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda darbe faaliyetlerine katılan askerlere yönelik iddianame tamamlandı. 22 şüpheli hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının istendiği iddianamede, şüpheli teğmen Okan Bakaç’ın evinde bulunan bir not yer aldı. Notta yer alan 15 sorunun, şüphelinin katalog evlilik yapacağı örgüt üyesini tanımak amacıyla hazırladığı belirtildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu’nda görevli savcı Velihattin Eldemir tarafından hazırlanan iddianamede, MEBS Okulu Eğitim Merkezi Komutanı Ersun Altunsoy’un tanık sıfatıyla ifadeleri yer aldı.
NÖBETÇİ ASTSUBAYI TEHDİT ETMİŞLER
Ersun Altunsoy’un ifadesinde, darbe girişimini öğrendikten sonra nöbetçi amirine okul komutanlığına giriş çıkışların yasak olduğu yönünde emir verdiği ancak Yarbay Metin Bilgili ile beraber 35 teğmenin kendi özel araçları ile Samsun nizamiyesinden, 23.50 sıralarında çıktıklarını, nöbetçi astsubayının kapıyı açmaması üzerine aracından inerek nöbetçi astsubayına ‘şuan itibariyle MEBS Okulu ve Eğitim Merkez Komutanının ve Genel Kurmay Başkanın emirleri geçerli değil, kapıyı aç biz çıkacağız, aksi halde ben açtırırım’ diye tehdit ettiği yer aldı. İddianamede, Altunsoy’un ifadesinde, daha sonra okul komutanını aradığını ve ‘yarbayı arayın geri dönsün’ şeklinde emir verdiğini, yine saat 00.20 sıralarında Mamak nizamiyesinden Lojistik Destek Komutanının kendisini arayarak ‘üsteğmen Davut Güllüçayır başlarında olmak üzere 18 astsubayın G3 piyade tüfekleri ile birlikte nizamiyeden çıkma girişiminde bulunduklarını’ söylediği, kendisinin de ‘kesinlikle müsaade etmeyin gerekirse zor kullanın’ diye emir verdiğini, buna rağmen tel örgüden atlayarak çıkış yaptıklarını bildirdiği, üsteğmen Davut Güllüçayır’ı telefondan arayarak, ‘yanlış yapıyorsunuz, yaptıklarınız kanunsuz, kendin ve 18 astsubayın hayatını riske atıyorsun, bu bir görev değil’ diyerek, kışlaya dönmelerini sağladığı yer aldı. İddianamede tanık ifadelerinden, o gece kışladan çıkanlardan 4 teğmen hariç 31 teğmen, 3 takım komutanı üsteğmen ve 18 astsubayın kışlaya döndükleri bilgisi yer aldı.
İKİ ŞÜPHELİDE BYLOCK TESPİT EDİLDİ
İddianamede, şüphelilerden Davut Güllüçayır ve Mehmet Koca’nın, terör örgütü FETÖ/PDY mensuplarının gizlilik içinde görüşmelerini sağlayan ‘bylock’ programını kullandıklarının tespit edildiği yer aldı.
ŞÜPHELİ OKAN BAKAÇ’IN EVİNDE BULUNAN NOT
Şüpheli Okan Bakaç’ın evinde yapılan aramada ele geçirilen notta, “1) Daha önce iki kız arkadaşım oldu, 2) Daha önce sözlendin mi veya erkek arkadaşın oldu mu? 3) Sürekli ailenin yanına giden biri misin? 4) Mesleğim gereği başını açman gerekecek, 5) Biraz dağınık biriyimdir, 6) Ev işleri, gülücük, yemek ütü, 7) Gezmeyi sever misin? 8) Dışarı çıkmak, 9) Ne tür kitaplar okursun? 10) Hangi tür filmleri seversin? 11) Tatillerini nerede geçirirsin? 12) Babanın durumu nasıl (Namaz filan kılıyor mu)? 13) Babanın hizmete karşı görüş açısı nedir? 14) Babanın sigara, alkol durumu, 15) Mesleğin getirdiği bazı kısıtlamalardan dolayı tören vb. gibi faaliyetlere katılım” yazıldığı, yazılanların şüphelinin, katalog evlilik yapacağı örgüt üyesinin özelliklerini anlamak için hazırlanmış olduğu not kağıdı olduğu belirtildi.
3’ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASIYLA YARGILANACAKLAR
Tanık ve şüpheli ifadelerinin de geniş şekilde yer aldığı iddianamenin mahkemece kabul edilmesi halinde şüpheliler, ‘TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’, ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacaklar.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ şüphelisinin evinde çıkan 15 soruluk not kağıdı

DHA
12 Mart 2017 – 17:42Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 17:42

Özkan ARSLAN-ANKARA(DHA)ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15 Temmuz darbe girişimine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Mamak’taki Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda darbe faaliyetlerine katılan askerlere yönelik iddianame tamamlandı. 22 şüpheli hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının istendiği iddianamede, şüpheli teğmen Okan Bakaç’ın evinde bulunan bir not yer aldı. Notta yer alan 15 sorunun, şüphelinin katalog evlilik yapacağı örgüt üyesini tanımak amacıyla hazırladığı belirtildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu’nda görevli savcı Velihattin Eldemir tarafından hazırlanan iddianamede, MEBS Okulu Eğitim Merkezi Komutanı Ersun Altunsoy’un tanık sıfatıyla ifadeleri yer aldı.

NÖBETÇİ ASTSUBAYI TEHDİT ETMİŞLER

 

Ersun Altunsoy’un ifadesinde, darbe girişimini öğrendikten sonra nöbetçi amirine okul komutanlığına giriş çıkışların yasak olduğu yönünde emir verdiği ancak Yarbay Metin Bilgili ile beraber 35 teğmenin kendi özel araçları ile Samsun nizamiyesinden, 23.50 sıralarında çıktıklarını, nöbetçi astsubayının kapıyı açmaması üzerine aracından inerek nöbetçi astsubayına ‘şuan itibariyle MEBS Okulu ve Eğitim Merkez Komutanının ve Genel Kurmay Başkanın emirleri geçerli değil, kapıyı aç biz çıkacağız, aksi halde ben açtırırım’ diye tehdit ettiği yer aldı. İddianamede, Altunsoy’un ifadesinde, daha sonra okul komutanını aradığını ve ‘yarbayı arayın geri dönsün’ şeklinde emir verdiğini, yine saat 00.20 sıralarında Mamak nizamiyesinden Lojistik Destek Komutanının kendisini arayarak ‘üsteğmen Davut Güllüçayır başlarında olmak üzere 18 astsubayın G3 piyade tüfekleri ile birlikte nizamiyeden çıkma girişiminde bulunduklarını’ söylediği, kendisinin de ‘kesinlikle müsaade etmeyin gerekirse zor kullanın’ diye emir verdiğini, buna rağmen tel örgüden atlayarak çıkış yaptıklarını bildirdiği, üsteğmen Davut Güllüçayır’ı telefondan arayarak, ‘yanlış yapıyorsunuz, yaptıklarınız kanunsuz, kendin ve 18 astsubayın hayatını riske atıyorsun, bu bir görev değil’ diyerek, kışlaya dönmelerini sağladığı yer aldı. İddianamede tanık ifadelerinden, o gece kışladan çıkanlardan 4 teğmen hariç 31 teğmen, 3 takım komutanı üsteğmen ve 18 astsubayın kışlaya geri döndükleri bilgisi yer aldı.

 

 

İKİ ŞÜPHELİDE BYLOCK TESPİT EDİLDİ

İddianamede, şüphelilerden Davut Güllüçayır ve Mehmet Koca’nın, terör örgütü FETÖ/PDY mensuplarının gizlilik içinde görüşmelerini sağlayan ‘bylock’ programını kullandıklarının tespit edildiği yer aldı.

 

 

ŞÜPHELİ OKAN BAKAÇ’IN EVİNDE BULUNAN NOT

 

 

Şüpheli Okan Bakaç’ın evinde yapılan aramada ele geçirilen notta: 1) Daha önce iki kız arkadaşım oldu, 2) Daha önce sözlendin mi veya erkek arkadaşın oldu mu? 3) Sürekli ailenin yanına giden biri misin? 4) Mesleğim gereği başını açman gerekecek, 5) Biraz dağınık biriyimdir, 6) Ev işleri, gülücük, yemek ütü, 7) Gezmeyi sever misin? 8) Dışarı çıkmak, 9) Ne tür kitaplar okursun? 10) Hangi tür filmleri seversin? 11) Tatillerini nerede geçirirsin? 12) Babanın durumu nasıl (Namaz filan kılıyor mu)? 13) Babanın hizmete karşı görüş açısı nedir? 14) Babanın sigara, alkol durumu, 15) Mesleğin getirdiği bazı kısıtlamalardan dolayı tören vb. gibi faaliyetlere katılım,” yazıldığı, yazılanların şüphelinin, katalog evlilik yapacağı örgüt üyesinin özelliklerini anlamak için hazırlanmış olduğu not kağıdı olduğu belirtildi.

 

 

3’ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASIYLA YARGILANACAKLAR

Tanık ve şüpheli ifadelerinin de geniş şekilde yer aldığı iddianamenin mahkemece kabul edilmesi halinde şüpheliler, ‘TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’, ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanacaklar.

 

 

 
Kaynak: Hürriyet

Firari Adil Öksüz’ün yengesi serbest bırakıldı

DHA
12 Mart 2017 – 16:54Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 16:54

Bülent DİKTEPE/KARABÜK, (DHA) – FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütün ‘hava kuvvetleri imamı’ olduğu iddiasıyla aranan Adil Öksüz’ün tutuklu yargılanan kardeşi Ahmet Öksüz’ün Karabük’te gözaltına alınan eşi, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Adil Öksüz’ün Karabük Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü eski başkan yardımcısı olan kardeşi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Öksüz, geçtiğimiz aylarda tutuklandı. FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Öksüz’ün eşi Havva Emel Öksüz’de örgütün gizli haberleşme programı Bylock kullandığı iddiasıyla geçtiğimiz hafta Safranbolu ilçesindeki evinde polis ekipleri tarafından gözaltına alındı.
8 Mart’ta adliyeye sevk edilen Öksüz için savcılık ek süre istedi. Tekrar emniyete götürülen Öksüz, işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Manisa’da 15 polise FETÖ’den gözaltı

DHA
12 Mart 2017 – 16:46Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 16:46

Nermin UÇTU/MANİSA, (DHA) – MANİSA’da yürütülen FETÖ/PDY soruşturmasında örgüt içinde faaliyet yürüttükleri iddiasıyla görevde bulunan 1’i komiser yardımcısı 15 polis
gözaltına alındı.
Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturmasında, daha önce tutuklanan kişilerden bazılarının itirafları sonrası, dün gece yapılan operasyonla 1’i komiser yardımcısı 15 polis gözaltına alındı. Polislerin örgüt içinde faaliyet yürüttükleri iddia edilirken, gözaltına alınanların halen görevde olan polisler olduğu bildirildi.
Kaynak: Hürriyet

Yıldırım: Türkiye bunun cevabını en ağır şekilde verecek

DHA
12 Mart 2017 – 16:40Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 16:40

Edip TEKİN- Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, (DHA) – YALOVA’da BAŞBAKAN Binali Yıldırım, “Dün Hollanda’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya yapılan muamele asla kabul edilemez. Hollanda bütün uluslararası diplomatik kuralları hiçe sayarak bakanımızın seyahat özgürlüğünü engellemiş ve ülkeyi terk etmeye zorlamıştır. Şunu herkes bilmelidir; Türkiye bunun cevabını en ağır şekilde verecektir ve bir daha ülkemize vatandaşlarımıza karşı buna benzer aymaz hareketlerin olmaması için gereken neyse yapılacaktır” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, İstanbul’dan, Osmangazi Köprüsü’nü kullanarak karayolu ile Yalova’ya geldi. Başbakan Yıldırım’a AK Parti Yalova Milletvekili Fikri Demirel ile Yalova Valisi Tuğba Yılmaz eşlik etti. Başbakan Yıldırım’ı Yalova girişinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu karşıladı.
Başbakan Yıldırım, Yalova Valiliği’ni ziyaretinin ardından 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda halka hitap ederek, referandumda ‘Evet’ oyu çağrısı yaptı. Yaklaşık 10 bin kişinin bulunduğu alanda büyük boy Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın posterleri yer aldı. Mitinge katılanlar Türk bayrağı ve ‘Evet’ yazılı dövizler taşıdı.
Konuşmasına, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdim” sözleriyle başlayan Binali Yıldırım, “16 Nisan’da söz de karar da milletin olacak. ‘İstikrar sürsün Türkiye büyüsün’ diyoruz. Bazıları hala ‘küçük olsun bizim olsun’ diyor. İstikrar olsaydı, her 5 yılda bir seçim olsaydı, bugün 65’inci hükümet yerine 19’uncu hükümet kurulurdu” dedi.
‘ASLA ENGEL OLAMAYACAKSINIZ’
Getirilen sistem değişikliğinin Erdoğan için değil her doğan için olduğu sözlerini tekrarlayan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Artık bu milletin boşa harcayacak bir saniyesi yok. Bu günlerde bize demokrasi dersi verenlerin diktatörce uygulamalarının hep birlikte izliyoruz. Avrupa ülkeleri her nedense vatandaşlarla, gurbetçilerle, memleket sevdalılarıyla buluşmamızdan rahatsız oluyor ve yasaklar getiriyorlar. Açık açık söylüyorum, siz bunu yapmakla hayır kampanyasına destek oluyorsunuz. Onlarda hayır demek serbest. Uygulanan bu çifte standart Avrupa’nın demokrasisine insan hakları savunucusuna zarar veriyor. Terör örgütleri FETÖ, PKK yandaşları Avrupa’da elini kolunu sallayarak gezecek, her türlü politikayı yapacak gıkın çıkmayacak. Türkiye’den bakanlar gidince, milletvekilleri gidince izin vermeyeceksin, yok böyle yağma. Ne yaparsanız yapın vatandaşlarla buluşmamıza asla engel olamayacaksınız. Şimdi bakıyoruz bu değişikliğe kim karşı çıkıyor? HDP karşı. Almanya karşı, FETÖ karşı. Hollanda karşı. Demek ki bu işlerde yanlışlık var. O halde ‘Evet’ diyeceğiz. Sandıkları da tıka basa dolduracağız. Onlarında hak ettiği cevabı en iyi şekilde vereceğiz.”
‘GEREKEN NEYSE YAPILACAK’
Dün Hollanda’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya yapılan muamelenin asla kabul edilemez olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, “Hollanda’nın bütün uluslararası diplomatik kuralları hiçe sayarak bakanımızın seyahat özgürlüğünü engellemiş ve ülkeyi terk etmeye zorlamıştır. Şunu herkes bilmelidir; Türkiye bunun cevabını en ağır şekilde verecektir. Ve bir daha ülkemize vatandaşlarımıza karşı buna benzer aymaz hareketlerin olmaması için gereken neyse yapılacaktır” dedi.
‘5 milyon memleket sevdalısı’ olarak nitelediği gurbetçilere de seslenen Başbakan Yıldırım, “Aman tahriklere kapılmayın. Provokasyona gelmeyin. Yapılan bu insanlık dışı uygulamalara vereceğiniz en güzel cevap evet, evet, evet” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin yükselişi, istikrarı için aziz milletin sandığa giderek cevabını vereceğini de kaydederek, Yalova’ya Şehir Hastanesi sözü verdi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Çavuşoğlu: İki gün önce izin almış, kaçmış

Hürriyet Haber
12 Mart 2017 – 16:27Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 17:58

Fransa’da açıklama yapan Çavuşoğlu’ndan satır başları şöyle:

Kendi başkonsolosluğumuza girişimizi engelliyorlar. Bir kadına karşı yapılan utanç vericidir. Bunlar ne kullanıyorlar, ne yiyip ne içiyorlar bilmiyorum ama gerçekten sınırı aşmışlar. Ve yine kendi başkonsolosluğumuza girişimize izin vermiyorlar. Burası Viyana sözleşmesine göre, başkonsolosluklar o ülkenin toprağıdır. Benim toprağıma girmesini sen engelliyorsun. Hem de büyükelçilik aracında, maslahatgüzarı da engelliyorlar. Maslahatgüzarımızı ve başkonsoloslarımızı tutukluyorlar. Bunların hangisi kabul edilebilir bir uygulama? Peki bunların hangisi altta kalacak bir uygulama? Biz bunun hesabını sormaz mıyız? Biz bunun hesabını soracağız.

Yok efendim yaptım özür diledim yanımda kâr kalsın yok. Özür dilesen de dilemesen de bunun karşılığını soracağız. Dün akşam onların maslahatgüzarı, başkonsolosları iki gün önce izin almış, kaçmış… Olacakları biliyor demek ki…

Başbakan Yıldırım: Türkiye bunun karşılığını en ağır şekilde verecek

Sen bana nasıl yaklaşırsan ben sana iki adım öyle yaklaşırım. Sen bana bir adım düşmanlık yaparsan, ben sana iki misli karşılık veririm.
Geçen sene de ben Rotterdam’a gittim. Hollanda’ya ne zararı oldu? Hollanda bize düşmanlık yapıyorsa, önce mert olacak. Ne istediğini söyleyecek. Peki neden şimdi engel olmaya çalışıyorsun?

Seçimleri aşırı sağ söylem rehin aldı

Dışişleri bakanıyla telefonda görüştük. “Sizdeki seçimler yüzünden hassasiyet varsa, 15’inden sonra geliriz, bunu bana söyleyin” dedim. Yok dedi “seçimden sonra da gelmenizi istemeyiz” Neden istemiyorsun kardeşim? Siz geliyorsunuz Türk toplumuyla siyaset yapıyorsunuz diyor…

İsveçli milletvekilleri geliyor Kulu’ya Cihanbeyli’ye biz rahatsız mı oluyoruz? Seçim zamanı Alanya’ya gel, kampanya yaparsın, belki oyların artar, sizde oylar bıçak sırtı… O koalisyon bu koalisyon…

İki dertleri var, seçim sonrası da gelme demek ne demek? Bu direkt Türklerle ilgili, islamla ilgili. Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef gösteriyorlar. Çünkü Erdoğan, bunların iki yüzlülüğünü suratlarına söyleyebiliyor.

Hazımsızlık varsa hazmetmeyi öğreneceksiniz.

(function(url, namespace) {window[“ClicksTrackingObject”] = namespace;window[“ClicksRequestUrl”] = “http://clicks.hurriyet.com.tr/request”;window[namespace] = window[namespace] || function () {(window[namespace].q = window[namespace].q || []).push(arguments);};var wa = document.createElement(“script”);wa.async = 1;wa.src = url;var s = document.getElementsByTagName(“script”)[0];s.parentNode.insertBefore(wa, s);})(“//clicks.hurriyet.com.tr/static/clicks.js”, “Clicks”);quarkPlayer = new QuarkPlayer({id: ‘player-container-40392809’,slugifyVideoTitle: ‘cavusoglundan-hollanda-basbakanina-lale-aciklamasi’,materialId: ‘40392809’,muted : false,mouseOverVolumeUp : false,persistVolumeKey : “default_”,debug: false,siteUrl: ‘http://www.hurriyet.com.tr/video/cavusoglundan-hollanda-basbakanina-lale-aciklamasi-40392809’,swfPath: ‘http://s.dogannet.tv/q/s/player/html5/1.8.0/assets/swf/video-js.swf’,techOrder: [‘html5’, ‘flash’],autoPlay: false,subTitles: false,showAds: true,showNotification: false,showBandwidthSelector: true,customMenu: false,playsinline: false,live: false,panorama : false,poster: ‘http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/480×360/58c54bda67b0a922b09df135.jpg’,sources: [{src: ‘//hurriyettv.cubecdn.net/2017/03/12/htv_40392809.mp4.m3u8’,type: ‘application/x-mpegURL’}],playType: “newsdetail”,adTagUrl : ‘http://www.hurriyet.com.tr/api/video/getadtags?p=40392809,2BAkHoW2X39ENjVCAni9bg,false,scroll,false,&url=http://www.hurriyet.com.tr/cavusoglu-iki-gun-once-izin-almis-kacmis-40392808&pub_name=hurriyet&pub_kategori=hr_gundem&pub_contentid=40392808’,plugins: [general,clicksPlugin,gtmtrackingPlugin,mouseOverVolumeUp,volumePersister,relatedVideoPlugin],stats: {gemius: {identifier: ‘dvXgjU9kNvAxGJGdPcn9UJXjfQupSW8MK2npHQcV4vT.s7’},clicks: {portal: “webtv”,action: “video”,pathname: “Çavuşoğlu’ndan Hollanda Başbakanı’na lale açıklaması | Haber | çavuşoğlu,rutte,lale | 46 | newsdetail”,newsCategory : ‘video,ne-oluyor,haber’,base_url : ‘http://www.hurriyet.com.tr/video/cavusoglundan-hollanda-basbakanina-lale-aciklamasi-40392809’},bluekai: {desktopId: Medyanet_Display_Settings.BlueKai.ID,categoryName: Medyanet_Display_Settings.BlueKai.PageType}},htvThumbnails: {showThumbnail: false,thumbnailUrl : ‘//hurriyettv.cubecdn.net/2017/03/12/htv_40392809_thmb.jpg’,thumbnailWidth: ‘128’,thumbnailHeight: ’72’},hotkeys: {enableVolumeScroll: false},suggestedVideos: {showSuggestedVideos: true,nextVideoSummonTime:7,autoNextSuggestedVideos:false,suggestedVideoList: [{“id”:40393341,”title”:”Hollanda’ya iki nota verildi”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/hollandaya-iki-nota-verildi-40393341″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c65b7667b0a92f106d4915.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40393226,”title”:”Kral Selman Japonya’da “,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/kral-selman-japonyada-40393226″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c64dda0f25442c44f8e1e6.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40393145,”title”:”‘Seni Türkiye gibi bir ülkenin başbakanı arıyor, verdiği cevaba bak'”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/seni-turkiye-gibi-bir-ulkenin-basbakani-ariyor-verdigi-cevaba-bak-40393145″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c6400e0f25442c44f8e016.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40393139,”title”:”Hüseyin Kocabıyık: Almanya ve Hollanda’ya teşekkür de etmeliyiz”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/huseyin-kocabiyik-almanya-ve-hollandaya-tesekkur-de-etmeliyiz-40393139″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c63e570f25442c44f8dff5.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40392782,”title”:”Kılıçdaroğlu’ndan flaş çağrı: ‘Hollanda ile ilişkilerimizi lütfen askıya alın'”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/kilicdaroglundan-flas-cagri-hollanda-ile-iliskilerimizi-lutfen-askiya-alin-40392782″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c5458e67b0a922b09df093.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40392752,”title”:”Hollanda’yı portakal sıkarak protesto ettiler”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/hollandayi-portakal-sikarak-protesto-ettiler-40392752″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c53c7a67b0a922b09deffc.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40392724,”title”:”Erdoğan’dan son dakika Hollanda açıklaması”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/erdogandan-son-dakika-hollanda-aciklamasi-40392724″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c537dd67b0a922b09defa8.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40392672,”title”:”Mevlüt Çavuşoğlu’ndan Hollanda açıklaması: ‘Özür dilemek yetmez'”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/mevlut-cavusoglundan-hollanda-aciklamasi-ozur-dilemek-yetmez-40392672″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c52d1a67b0a922b09def31.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40392655,”title”:”Gazeteci Erhan Çelik’e çirkin saldırı”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/gazeteci-erhan-celike-cirkin-saldiri-40392655″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c5299b67b0a922b09def1b.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40393331,”title”:”Piyasalar Rotterdam geriliminden ne kadar etkilenir ?”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/piyasalar-rotterdam-geriliminden-ne-kadar-etkilenir-40393331″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c6591518c77319d42cfa97.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40393296,”title”:”Haluk Levent, YGS’yi 1 dakika ile kaçıran gencin yüzünü güldürdü”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/haluk-levent-ygsyi-1-dakika-ile-kaciran-gencin-yuzunu-guldurdu-40393296″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c6583c18c77319d42cfa71.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40393221,”title”:”Eve giren hırsıza mahalleli dayağı”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/eve-giren-hirsiza-mahalleli-dayagi-40393221″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58c64c0a0f25442c44f8e1aa.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40388175,”title”:”Çavuşoğlu ile Gabriel Berlin’de görüşüyor”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/cavusoglu-ile-gabriel-berlinde-gorusuyor-40388175″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58bfbc91c03c0e218487dff1.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40387384,”title”:”Çavuşoğlu’ndan Almanya’ya: Engelleyemezsiniz”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/cavusoglundan-almanyaya-engelleyemezsiniz-40387384″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58be9ab8c03c0e11e826a988.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40382407,”title”:”Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: YPG çekilmezse vuracağız”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/disisleri-bakani-cavusoglu-ypg-cekilmezse-vuracagiz-40382407″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/58b800ec67b0a912f498e3f2.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:40330956,”title”:”Çavuşoğlu: ABD’nin hataları sürdürmeyeceğine inanıyoruz”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/cavusoglu-abdnin-hatalari-surdurmeyecegine-inaniyoruz-40330956″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/587371a10f25446060fa796b.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36140847,”title”:”Büyükelçi suikastı sonrası Moskova’da kritik toplantı”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/buyukelci-suikasti-sonrasi-moskova-da-kritik-toplanti-140847″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585aa2a2eb10bb1004a58064.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36139203,”title”:”Çavuşoğlu’ndan Ermeni milletvekiline sert tepki”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/cavusoglu-ndan-ermeni-milletvekiline-sert-tepki-139203″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585a9bdbeb10bb1004a56fee.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36138633,”title”:”Alman Bakan’ın ‘iltica’ açıklamasına Çavuşoğlu’ndan jet yanıt”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/alman-bakan-in-iltica-aciklamasina-cavusoglu-ndan-jet-yanit-138633″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585a9961eb10bb1004a569fa.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36137596,”title”:”Bakan Çavuşoğlu’nun kardeşi kazada yaralandı”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/bakan-cavusoglu-nun-kardesi-kazada-yaralandi-137596″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585adad4eb10bb2498304faa.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36136723,”title”:”Boris Johnson’a zor zoru”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/boris-johnson-a-zor-zoru-136723″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585ad70ceb10bb249830468d.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36128176,”title”:”Brüksel’deki mini zirvede pide ikramı”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/bruksel-deki-mini-zirvede-pide-ikrami-128176″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585b0f23eb10bb1be4fdfc99.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36129548,”title”:”150 bin laleden Mehmetçik figürü yaptılar”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/150-bin-laleden-mehmetcik-figuru-yaptilar-129548″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585b0958eb10bb1be4fdee38.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36012399,”title”:”Suya Resim Yapmak”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/suya-resim-yapmak-12399″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585d0b6aeb10bb1be402e1a3.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36076191,”title”:”BÖYLE TARLA GÖRDÜNÜZ MÜ”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/boyle-tarla-gordunuz-mu-76191″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585bf6f1eb10bb1be4002fa5.jpg”,”target”:”_blank”},{“id”:36076060,”title”:”TÜRKİYE’DE SADECE BİRKAÇ BÖLGEDE YETİŞİYOR”,”url”:”http://www.hurriyet.com.tr/video/turkiye-de-sadece-birkac-bolgede-yetisiyor-76060″,”image”:”http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/268×150/585bf78eeb10bb1be400312f.jpg”,”target”:”_blank”}],},});
SEN NE LALESİSİN BİLMİYORUM AMA…

‘Çavuşoğlu gelirse sadece laleleri görmeye gelebilir. Müzeleri görebilir ama Türkleri göremez.’ diyor. Sen ne lalesisin bilmiyorum ama, bizim ülkemizde lalenin en güzeli var.

Bunu söyleyen bir ülkenin başbakanı… Bir başbakan bu kadar küçülür mü? Wilders’ın elinden bu kadar oy alacağım diye bu kadar aciz duruma düşer mi?

Bunlar neden PKK ile FETÖ ile aynı saftalar? Neden DHKPC’yi destekliyorlar? Çünkü büyük Türkiye’nin, Türklerin ayak seslerinden korkuyorlar, bağımsız Türkiye’den korkuyorlar. Türkiye’nin kendi başına karar almasından çekiniyorlar.

Türkiye senin sığıntın değil ki kardeşim… Benim vatandaşım da senin rehinin değil. Hollandadaki Türkler rehin mi? Hollanda’da eşit onurlu vatandaştır. Diğerleri de başka ülkelerden gelenler de öyledir. Avrupa çok kültürlü, çok dinli bir kıta, ülkeler de öyle. Bizim ülkemizde de var. Bizim ülkemizde de zamanında Kafkaslardan gelen kardeşlerimiz var, Gürcüsü Çerkezi var, hepsi var. Ama biz bir millet olmayı başarmışız. Şu anda da hainlere rağmen başarıyoruz. Bizde Ermeniler, Süryaniler,  Ortodokslar, Türkmenler var, Araplar var, Sunni var, Şii var. Biz yaradılanı yaradandan dolayı seviyoruz diyoruz.

 
Kaynak: Hürriyet

Başbakan Yıldırım: Türkiye bunun karşılığını en ağır şekilde verecek

Hürriyet Haber
12 Mart 2017 – 15:59Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 18:31

YALOVA’da BAŞBAKAN Binali Yıldırım, “Dün Hollanda’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya yapılan muamele asla kabul edilemez. Hollanda bütün uluslararası diplomatik kuralları hiçe sayarak bakanımızın seyahat özgürlüğünü engellemiş ve ülkeyi terk etmeye zorlamıştır. Şunu herkes bilmelidir; Türkiye bunun cevabını en ağır şekilde verecektir ve bir daha ülkemize vatandaşlarımıza karşı buna benzer aymaz hareketlerin olmaması için gereken neyse yapılacaktır” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, İstanbul’dan, Osmangazi Köprüsü’nü kullanarak karayolu ile Yalova’ya geldi. Başbakan Yıldırım’a AK Parti Yalova Milletvekili Fikri Demirel ile Yalova Valisi Tuğba Yılmaz eşlik etti. Başbakan Yıldırım’ı Yalova girişinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu karşıladı.

Başbakan Yıldırım, Yalova Valiliği’ni ziyaretinin ardından 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda halka hitap ederek, referandumda ’Evet’ oyu çağrısı yaptı. Yaklaşık 10 bin kişinin bulunduğu alanda büyük boy Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın posterleri yer aldı. Mitinge katılanlar Türk bayrağı ve ’Evet’ yazılı dövizler taşıdı.

Konuşmasına, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdim” sözleriyle başlayan Binali Yıldırım, “16 Nisan’da söz de karar da milletin olacak. ’İstikrar sürsün Türkiye büyüsün’ diyoruz. Bazıları hala ’küçük olsun bizim olsun’ diyor. İstikrar olsaydı, her 5 yılda bir seçim olsaydı, bugün 65’inci hükümet yerine 19’uncu hükümet kurulurdu” dedi.

’ASLA ENGEL OLAMAYACAKSINIZ’

Getirilen sistem değişikliğinin Erdoğan için değil her doğan için olduğu sözlerini tekrarlayan Yıldırım, şöyle devam etti:

“Artık bu milletin boşa harcayacak bir saniyesi yok. Bu günlerde bize demokrasi dersi verenlerin diktatörce uygulamalarının hep birlikte izliyoruz. Avrupa ülkeleri her nedense vatandaşlarla, gurbetçilerle, memleket sevdalılarıyla buluşmamızdan rahatsız oluyor ve yasaklar getiriyorlar. Açık açık söylüyorum, siz bunu yapmakla hayır kampanyasına destek oluyorsunuz. Onlarda hayır demek serbest. Uygulanan bu çifte standart Avrupa’nın demokrasisine insan hakları savunucusuna zarar veriyor. Terör örgütleri FETÖ, PKK yandaşları Avrupa’da elini kolunu sallayarak gezecek, her türlü politikayı yapacak gıkın çıkmayacak. Türkiye’den bakanlar gidince, milletvekilleri gidince izin vermeyeceksin, yok böyle yağma. Ne yaparsanız yapın vatandaşlarla buluşmamıza asla engel olamayacaksınız. Şimdi bakıyoruz bu değişikliğe kim karşı çıkıyor? HDP karşı. Almanya karşı, FETÖ karşı. Hollanda karşı. Demek ki bu işlerde yanlışlık var. O halde ’Evet’ diyeceğiz. Sandıkları da tıka basa dolduracağız. Onlarında hak ettiği cevabı en iyi şekilde vereceğiz.”

’GEREKEN NEYSE YAPILACAK’

Dün Hollanda’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya yapılan muamelenin asla kabul edilemez olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, “Hollanda’nın bütün uluslararası diplomatik kuralları hiçe sayarak bakanımızın seyahat özgürlüğünü engellemiş ve ülkeyi terk etmeye zorlamıştır. Şunu herkes bilmelidir; Türkiye bunun cevabını en ağır şekilde verecektir. Ve bir daha ülkemize vatandaşlarımıza karşı buna benzer aymaz hareketlerin olmaması için gereken neyse yapılacaktır” dedi.

’5 milyon memleket sevdalısı’ olarak nitelediği gurbetçilere de seslenen Başbakan Yıldırım, “Aman tahriklere kapılmayın. Provokasyona gelmeyin. Yapılan bu insanlık dışı uygulamalara vereceğiniz en güzel cevap evet, evet, evet” diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin yükselişi, istikrarı için aziz milletin sandığa giderek cevabını vereceğini de kaydederek, Yalova’ya Şehir Hastanesi sözü verdi.

YILDIRIM: BATIDAKİLERİN AYARI BOZULUYOR

Başbakan Binali Yıldırım, Yalova’da düzenlenen açık hava mitinginin ardından Bursa’nın Gemlik İlçesi Karsak Mevkii’nde yapımı tamamlanan İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu’nun Gemlik-Bursa arasındaki 25 kilometrelik bölümünün açılış törenine katıldı. Törende konuşan Başbakan Yıldırım, geçen çarşamba günü, toplam 433 kilometrelik otoyolun Kemalpaşa-İzmir arasındaki bölümünü açtığını hatırlatarak, otoyolun üçte birlik kısmının tamamlandığını söyledi.

Bugün açılışı yapılan 25 kilometrelik bölümün yolun tamamına bedel olduğunu bildiren Yıldırım, “En zor kesimi burasıydı. Arazisi, tünelleri, viyadükleriyle çok güzel yol oldu. Ama 2 milyar 250 milyon. Bir servet harcandı. Helali hoş olsun. Bursa’dan İstanbul’a bir saatin altında gidilecek. Belki de 45 dakika. Artık kurallara uyacaksınız. Aşırı hız yok. Yollar kaymak diye gaza abanmak yok. Siz siz olun kurallara uyun. Kurallara uyun çünkü yolların kralı değil yolların kuralı vardır” dedi.

“İşte medeniyet bu” diyen Başbakan Yıldırım, “Boş lafla olmaz. Biz bunları yapıyoruz ya batıdakiler, bunların ayarı bozuluyor. Ayarları bozuldu. Daha da bozulacak. Güneş doğudan doğuyor, batıdan hayır gelmez” diye konuştu.

Sağlıkta, enerjide, eğitimde, tarımda çok geri kalındığını ve bunları bilerek göreve geldiklerini de ifade eden Yıldırım, “Sizin desteğiniz ile arkamızda olmanızla 15 yılda çok büyük mesafeler kat ettik. Elhamdülillah ulaştırmada Türkiye’nin yüzünü güldürdük. Yolları böldük, hayatları birleştirdik. Yolları böldük, milleti birleştirdik. Yolları böleriz Türkiye’yi böldürmeyiz” dedi.

İLK HAFTA GELİRİ ŞEHİT VE GAZİLERE

Başbakan Yıldırım, açılış kurdelesini kesmeden önce bir hafta boyunca yoldan elde edilecek gelirin şehit ve gaziler için açılacak hesaba yatırılacağını söyledi. Açılışı yapılan Gemlik-Bursa arasındaki 25 kilometrelik bölüm için araçlardan 6 lira 75 kuruş alınacak. Osmangazi Köprüsü’nden Bursa arasındaki bölüm ise 18 lira 20 kuruş olacak.

Başbakan Yıldırım açılıştan sonra eşi Semiha Yıldırım ile birlikte kendi kullandığı makam aracıyla mitinge katılacağı Bursa’ya hareket etti.
Kaynak: Hürriyet

Özhaseki: Hollanda’nın yaptığı ahlaksızlık ve kitapsızlıktır

DHA
12 Mart 2017 – 15:03Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 15:03

Yasin DALKILIÇ- Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, (DHA)- ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Hollanda’danın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağına izin vermemesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın sınır dışı edilmesini değerlendirirken, “Hollanda’nın yaptığı ahlaksızlık ve kitapsızlıktır” dedi.
Kayseri’de bir AVM’nin açılışına katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, yaptığı konuşmada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın Hollanda’daki Türkler’le konuşmak, sohbet etmek istediğini anlatırken, “İzin vermiyorlar. Bu ne kitapsızlık, bu ne ahlaksızlıktır? Bunlara tabii ki cevap vereceğiz. Bunun başında da çalışmak gelir. Onları, çalışarak dize getireceğiz” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin, dışarıdan ve içeriden düşmanlarının bitmediğini söyleyen Bakan Özhaseki, şöyle devam etti:
“İçerde PKK belası var. Devlet olarak 40 yıldır mücadele ediyoruz. Son dönemlerde çukur kazmaları, bayrak asmaları bardağı taşırdı. Şehirlerde ve köylerde PKK temizlendi. Şimdi yurt dışında temizlemeye çalışıyoruz. Bunları bitirene kadar azimliyiz, mücadele edeceğiz. Bir başka bela da FETÖ grubudur. ‘Hizmet eriyiz’ diyerek insanları kandıran yapı, bir gecede kurt adama dönüştü. Masumların üzerine kurşun sıktılar. 15 Temmuz sonrası iki batı ülkesi bize ‘Geçmiş olsun’ diyemedi. Hani demokrasinin beşiğiydiniz? Onların içlerindeki duygu, ‘Nasıl oldu da ihtilal gerçekleşmedi?’ şeklinde. Sonra bize ‘Darbecilere kötü muamale yapmıyorsunuz değil mi?’ dediler. Allah belanızı versin sizin.”
16 Nisan’daki referandum ile ilgili de konuşan Bakan Özhaseki, “Hepinizin oyu başımızın üstüne. Teröristler ‘hayır’ diyor. Sizlerin içerisinde farklı oy verecekler vardır. Bu sistemin gelmesinin 3 nedeni var. Birincisi iki başlı sistemin kaldırılmasıdır. İkincisi istikrar, bir diğer neden ise vesayet rejimin ortadan kalkmasıdır” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

İçişleri Bakanı Soylu: Hollanda ile ilgili bir madde değişikliği mi var…

DHA
12 Mart 2017 – 14:54Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 14:54

 

 

Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, Hollanda ile yaşananlara ilişkin olarak, “Bu ülkenin diplomatik krizi göze alacak kadar bu işe muhalif olmalarının sebebi nedir? Hollanda ile ilgili bir madde değişikliği mi var bu teklif içerisinde? Almanya ile ilgili bir madde değişikliği mi var?” dedi.

“ONLAR GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE DEĞİL, YÖNETİLEN BİR TÜRKİYE İSTEMEKTEDİRLER”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bayrampaşa’da Rumeli Balkan Dernekleri temsilcileri, spor kulüpleri temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi. Bayrampaşa Belediyesi tarafından düzenlenen programda Hollanda’da yaşanan diplomatik krize değinen Soylu, “Evet tercihini anlatmak için giden bakanlarımıza yapılan muameleye ve bu konuya gösterilen reaksiyona birlikte dikkat edelim. Bu ülkenin diplomatik krizi göze alacak kadar bu işe muhalif olmalarının sebebi nedir? Hollanda ile ilgili bir madde değişikliği mi var bu teklif içerisinde? Almanya ile ilgili bir madde değişikliği mi var? Batının bu işten bu kadar rahatsız olması, Türkiye’nin menfaatine olan bir değişikliği sürekli kendilerine uğraşılacak bir mesele olarak görmesinin nedeni nedir? Batı, Türkiye’nin gelişmesini kendi istediği kadar, kendi arzu ettiği kadar, sınırlarını çizmek istediği kadar belirlemek noktasında bir hareket tarzı ortaya koymakta. Dünyanın ortasında kendisine kendi sözünü söyleyebilecek bir Türkiye tablosu istemiyorlar. Onlar güçlü bir Türkiye değil, yönetilen bir Türkiye istemektedirler” ifadelerini kullandı.

“YA HER ON YILDA BİR ARKAMIZA BAKACAĞIZ, YA DA ADIM ATACAĞIZ”

Türkiye’nin dünya üzerinde en pahalı araziye sahip olduğunu dile getiren Soylu, “Bu aziz millet elbetteki bunun diyeti olarak sürekli bir mücadelenin içerisinde olmuştur. Bu diyet çok partili sisteme geçtikten sonra ödetilmeye başlanmıştır” dedi. Türkiye’de, ne zaman bir gelişme kaydedilse, bunu engellemeye çalışanların olduğunu belirten Soylu, “Türkiye’nin son 300 yılında en güçlü olduğu dönem olan 2002 yılı sonrasında başımıza gelen 15 Temmuz hain girişim bir tesadüf müdür? Hemen hemen 10’ar yıllık ara ile gelen bu tezgahlı işler elbetteki tesadüf değildir. Elbetteki tek bir elden kumanda edilen, belli bir amaca yönelik, ükemizin üzerinde oyun oynanan işlerdir” dedi. Soylu, “Ya sürdürdüğümüz bu pratiği kabullenip her on yılda bir sürekli arkamıza bakacağız, geri gideceğiz. Ya da bu sistemi değiştirmek bizden sonraki nesillere daha güçlü, ayakları üzerinde durabilen, geleceği okuyabilen, birlik ve beraberliği tesis edebilen, nifaklara fırsat bırakmayan bir adım atacağız” diye konuştu.

“PATRON MİLLETTİR”

Soylu devamla, “Bir gün patron sermaye, bir gün patron uluslararası kuruşlar, bir gün patron İMF… İşte 16 Nisan’daki haykırışımız tam anlamıyla şudur; Patron ne Danıştaydır, ne Yargıtaydır, ne Anayasa Mahkemesidir, ne medyadır, ne İMF’dir, ne de uluslararası kuruluşlardır. Patron millettir” dedi.

GÜVENLİK POLİTİKALARI…

Geçen günlerde Diyarbakır’ın Lice ilçesine gittiğini belirten Soylu, “Evlatlarımız 5 Mart’tan beridir orada operasyonlar yapıyorlar. 20 yıldan beri girmediğimiz yerlere giriyorlar. 19 terörristi etkisiz hale getirdiler. Bilmenizi isterim uzun sürecek. Ama çok net söylüyorum. Dağların etrafında bu ülkeye ihanet etmek isteyenleri arıyor ve cezasını veriyoruz” şeklinde konuştu.

“7 HAZİRAN SEÇİMLERİ SONRASI ÖZERKLİK İLAN EDENLER…”

7 Haziran seçimlerinden sonra “Nusaybin’de, Cizre’de, Şemdinli’de, Varto’da, Yüksekova’da özerklik ilan edeceğiz diyorlardı. Madem cesaretiniz o kadar yüksek, o gün yüksekten konuşuyorduz, milletin size vermiş olduğu, bir kısmını baskıyla aldığınız o oylarla, her tarafta afralarla, tafralarla özerklik ilan ediyordunuz. Hani cesaretiniz yetiyorsa bugün özerklik ilan edin de görelim boyunuzun ölçüsünü” diye konuştu.

“TERÖRÜ ELEŞTİRMEYEN SENDİKALAR…”

Bölgede yaşayan insanların rahat olduğunu belirten Soylu, “Neymiş ‘belediyelerine el konulmuş’ hangi belediyelerine el konulmuş. Evet orada teröre yataklık eden, yardım eden… Orada çalışan her bir kişiden para kesildiğini belirten Soylu, sendikacıların bu konuda ses çıkarmadığını da eleştirdi. Soylu, “Sendikacılar kafalarını kuma gömdüler. Milletin rızkını kesenlere karşı, terör örgütüne karşı bir tek cümle söylememelerini affedilir bulmuyorum. Şimdi milletimiz oralarda hizmet görüyor” dedi.

SOYLU’DAN CHP ELEŞTİRİSİ

CHP lideri KIlıçdaroğlu’nu PKK ile aynı dili konuşmakla suçlayan Soylu, “Milletvekillerini onların temsilcileriyle, Almanya’da, Hollanda da, aynı konferansta konuşturmak, onlarla teşkilatlarını Güneydoğu’da Doğu’da kol kola yürütmek tarihi hüsran olacaktır” dedi. Kılıçdaroğlu’nun kasetle genel başkan olduğunu, kaseti de FETÖ’nün yaptığını söyleyen Soylu, “Madem FETÖ bunu yaptı. Neden bugün FETÖ ile kol kola? Ben İçişleri Bakanıyım sorsun bana? Sayın Deniz Baykal sana da sesleniyorum. Sen de gel sor bana, sana da anlatayım nasıl yaptıklarını. Ama ürküyorsunuz. Korkuyorsunuz. Gerçeklerle yüzleşmekten korkuyorsunuz. At Tayip Erdoğan’ın üzerine gitsin” şeklinde konuştu. Soylu daha sonra Beykoz’daki programa geçmek üzere otelden ayrıldı.

(FOTOĞRAF)

 

 
Kaynak: Hürriyet

Bozdağ: Hollanda’nın nazizm ve faşizmi dirilttiğini görüyoruz

DHA
12 Mart 2017 – 14:36Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 14:36

Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA) – ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Hollanda’da yaşadığı engellemelere sert tepki göstererek, “Hollanda’da nazizmin ve faşizmin ayak seslerinin duyulmasının ötesine geçildiği ve hükümetin bu kararıyla nazizmin ve faşizmin yeniden dirilttiğini görüyoruz” dedi.
Düzce’ye gelen Bakan Bozdağ, TEM gişelerinde partililer tarafından karşılandı. Bakan Bozdağ, partililerle bir araya geleceği öğle yemeği öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’nın Hollanda’ya sokulmamasına tepki gösteren Bozdağ, Hollanda hükümetinin yaptığı seyahat hürriyetinin engellenmesidir, ifade hürriyetinin engellenmesidir. Toplanma hakkının çiğnenmesidir, insan haklarının ve demokrasinin katledilmesidir. Hukukun yok edilmesidir. Esasında Avrupa Birliği’nin, Avrupa Konseyi’nin ve Avrupa medeniyetinin üzerinde yükseldiği değerleri imhadır. Bu Avrupa medeniyet anlayışının iflasıdır. Net bir şekilde demokrasi de insan hakları da ayaklar altına alınmıştır. Hollanda hükümeti islamofobi hastalıklarına karşı dirayetli bir duruş sergileyememiştir. Görünen o ki Hollanda’da yükselen ayrımcılık, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve islamofobi hastalıkları Hollanda hükümetine’de yayılmıştır, hükümeti teslim almıştır. Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Diyorum ki eğer ayrımcı, ırkçı, islamofobik bu olumsuz anlayışlara karşı siyasetçiler sesini yükseltmezse, ülkeyi yönetenler tavır koymazlarsa ileri de kendi ülkelerinde konuşabilecekleri demokratik bir ortamı bulamazlar, bulma imkanları da yoktur” diye konuştu.
FAŞİZMİN AYAK SESLERİ
Bakan Bozdağ, Hollanda hükümetinin yaptığının nazizt ve faşist bir uygulama olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Teröristlere her türlü imkan verip, teröristlere kucak açıp demokratik hukuk devleti olan Türkiye’nin meşru hükümetinin bakanlarına kapıyı kapatmak ve onu demokrasiyle insan haklarıyla ve hukukun üstünlüğüyle izah etmek mümkün değildir. Bu çok net bir şekilde ifade etmek gerekirse ilkel bir uygulamadır. Diplomatik nezaketin büyük bir ilkellikle çiğnenmesidir. Nazist ve faşist bir uygulamadır. Hollanda’da nazizmin ve faşizmin ayak seslerinin duyulmasının ötesine geçildiği ve hükümetin bu kararıyla nazizmin ve faşizmin yeniden dirilttiğini görüyoruz. Ama burada üzücü olan şey su. Avrupa Birliği organları, Avrupa Konseyi organları ve Avrupa ülkeleri bunun yanında insan hakları örgütleri ve Avrupa ile ilgili Avrupa Konseyi ile ilgili her gün rapor hazırlayan başka ülkelerin hepsine demokrasi hukuk dersi veren, ayar üstüne ayar çekmeye çalışan demokrasi havarilerinin hiçbiri şu ana kadar konuşmadı. Ben şimdi buradan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne soruyorum. Hollanda hükümetinin yaptığı demokrasi katliamı, insan hakları ve hukuku mezara gömme anlayışı ve bu faşist ve nazizt uygulama karşısında sizin söyleyecek bir çift sözünüz var mı yok mu? Eğer varsa iki gündür neden hala konuşmadınız. Türkiye söz konusu olduğunda insan hakları raporları hazırlanıp kaşlarını çatıp konuşanlar onlara da sesleniyorum. Neden Hollanda’ya, Almanya’ya, Avusturya’ya insan hakları hukuk ve demokrasi katliamı yapmaları karşısında, bu faşist uygulamalar karşısında nazizt kararlar ve uygulamalar karşısında sessiz kalıyorlar, niye konuşmuyorlar? Adil olun, objektif olun, net olun, mert olun. Çifte standardı bırakın. Demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları söz konusu olan herkese karşı eşit davranın. Görüyoruz ki böyle bir uygulama söz konusu değil. Liderler de konuşmuyor, herkes susuyor. Herkes başka bir noktadan olaya bakıyor.”
TÜRK MİLLETİNİN DURUŞUNU AYAKTA ALKIŞLIYORUM
Türkiye’nin ve Türk milletinin bu noktadaki duruşunu ayakta alkışladığını belirten Bakan Bozdağ, “Çünkü bizim milletimiz demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğüne sahip çıkma imtihanını ölümüne vermiş ve 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü karşısında büyük bir kahramanlık destanı yazmıştır. Eğer Türk halkının verdiği bu demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti mücadelesini dünyanın başka bir ülkesi vermiş olsaydı emin olun o halka madalya vermek için bu batılı ülkeler dahil çoğu yarışa girerdi. Ama bu kahramanlığı Türk milleti yapınca herkes suspus oldu. Hep beraber bu darbeci alçaklara sahip çıkmak için, onların hakkını hukukunu savunmak için yarışa girdiler. Şehitlerin hakkı yokmu? Gazilerin hakkı yokmu? şehitlerin yakınlarının hakkı hukuku yokmu? Onların hiç hatrını sordunuz mu? Onların lehine Türkiye ne yaptı, ne yapmadı hiç sorguladınız mı? Bu kadar büyük katliamı yapanların hakkının hukukunun peşine düşüyorlar, terör örgütlerinin peşine düşüyorlar, teröristlerin peşine düşüyorlar, casusların peşine düşüyorlar. Türkiye’nin aleyhine kim bir iş yaparsa onu himaye ediyorlar, onu koruyorlar. Bu size fayda vermez. Avrupa Birliği’nin üzerinde yükseldiği medeniyet değerleri ve temel ilkelerine de aykırıdır bu yaptıklarınız. Hukuka sahip çıkın, demokrasiye sahip çıkın. İnsan haklarına sahip çıkın bunu uygulayın” dedi.
KARŞILIKSIZ KALACAK BİR DAVRANIŞ DEĞİL
Bakan Bozdağ, Hollanda hükümetinin yaptığı bu tavrın karşılıksız kalmayacağını ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye’de ifade hürriyeti üzerine konuşuyorsunuz. Kimsenin ifade hürriyeti şu ana kadar engellenmemiştir. Kimsenin toplanma hakkı engellenmiştir, seyahat hürriyeti engellenmiştir. Herkes özgürce bu ülkede kendini ifade etmekte, toplanmakta, seyahat edebilmektedir. Ama buna rağmen teröristleri himaye için bu konularda Türkiye’yi suçlayanlara diyorum ki Türkiye’nin bakanı terörist mi? Değil. Bir terör örgütü üyesi mi? O da değil. Peki nedir, 80 milyonluk Türk milletinin oluşturduğu büyük Türkiye devletinin bin yıllık bir devletinin meşru bakanıdır. Siz teröristlere gösterdiğiniz hoş görüyü, teröristlere gösterdiğiniz yaklaşımı Türkiye devletinin meşru hükümetinin bakanlarına göstermiyorsunuz. Bu elbetteki karşılıksız kalacak bir davranış değildir. Türk milleti ve Türkiye devleti büyük bir millet, büyük bir devlettir. Büyük millet ve devlet olmanın vakar ve onuruna yaraşır bir şekilde bu konudaki davranışını belirleyecek ve ona göre yoluna devam edecektir. Kimsenin Türkiye’ye ve Türk milletine ders verme hakkı yoktur, ders vermek haddine düşmez. Türk milleti bunun gereğini Türk devleti de bunun gereğini uluslararası hukuk çerçevesinde Hollanda’nın yaptığı ilkellikle değil Türk milletinin sahip olduğu medeniyet değerlerine uygun bir biçimde yapacaktır. Ondan yana da hiç kimsenin endişesi olmasın.”
TANKLARIN KORKUTAMADIĞI MİLLETİ 3-5 KÖPEKLEMİ SİNDİRTECEKSİNİZ
Hollanda’da polisin protesto eylemi yapa Türk vatandaşlarına yönelik müdahalesine de tepki gösteren Bakan Bozdağ, “Bu haksızlıklara karşı sesini yükselten Hollanda’daki vatandaşlarımızın üzerine köpekleri salıyorlar. Köpeklerle oradaki demokratik hak kullanan insanların üzerine polis gidiyor ve köpekler insanların üzerine saldırıyor. Bunun neresi insan haklarına uygun? Bunun neresi hukukun üstünlüğüne uygun? Bunun neresi demokrasiye uygun? Bunun neresi toplantı ve gösteri hakkına uygun? Öyle bir şey olabilir mi? Ama yapıyorlar, onlar zannediyorlar ki biz köpeklerle korkuturuz. Tanklar korkutamadı bu milleti, savaş jetleri korkutamadı, 3-5 köpeklemi sindirteceksiniz. Bunu görmeleri lazım, bunu anlamaları lazım. Anlamazlarsa, görmezlerse Türk milleti kendini görenlerle, anlayanlarla yoluna devam edecektir” dedi.
ABD’de görevden alınan savcı Bharara’yı FETÖ’nün Türkiye’de tamamlayamadığı operasyonu Amerika’da tamamlamak isteyen bir savcı olarak gördüklerini söyleyen Bakan Bozdağ açıklamalarına şöyle devam etti:
“Benim bildiğim savcı Bharara görevden alındı. Görevden alınınca bırakmamasının anlamı yok. Savcı Bharara Türkiye’ye karşı Fethullahçı Terör Örgütü lideri terörist Gülen ve onun teröristleri ile beraber Rıza Sarraf üzerinden yürütülen bir operasyonun ortağıdır Çok net orada yürüyen bu soruşturma Fethullahçı Terör Örgütü üyelerinin oraya götürdüğü uydurma sahte bilgiler üzerinden Türkiye’ye dönük 17- 25 Aralık’ta Fethullahçı teröristlerin Türkiye’de başaramadığını Bharara ve hakim ile tahakkuk ettirmeye çalışan birisi. Biz Bharara’yı tanıyoruz. Neler yaptığını görüyoruz. Hukuku nasıl ihlal ettiğini görüyoruz. Görevden alınması Amerikan hükümetinin takdiridir bizim ona söyleyecek sözümüz yoktur. Ama Türkiye’ye karşı hukuku kılıç olarak kullanan birisi ve bir terör örgütünün Türkiye’de tamamlayamadığı operasyonu Amerika’da tamamlamak isteyen bir savcı olarak biz hep gördük. Görevden alınmış olması tamamı ile Amerikan hükümetinin takdirinde olan bir şey.”
Bakan Bozdağ, partililerle birlikte öğle yemeğinde bir araya geldikten sonra kent merkezinde esnafları ziyaret edecek.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Sakarya’da Bylock operasyonu: 7 gözaltı

DHA
12 Mart 2017 – 13:50Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 13:50

ADAPAZARI(Sakarya), (DHA)- SAKARYA Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 3 ilde düzenlenen operasyonda 7 kişi gözaltına alındı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY’ye yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında Sakarya Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler Sakarya, Samsun ve Ankara’da operasyon düzenledi. Bylock kullandıkları iddiasıyla 7 kişi gözaltına alındı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Merkez İtfaiye Müdürü İ.K. ve itfaiyedeki bir şoförün gözaltına alınanlar arasında olduğu belirtildi. Şüpheliler sorguya alınmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan 2 kişinin yakalanması için çalışmalar sürüyor.
Kaynak: Hürriyet

Eski Mülkiye Başmüfetişi Ferda İleri ByLock kullanıcısı çıktı

Fevzi KIZILKOYUN / ANKARA
12 Mart 2017 – 12:47Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 12:47

İddianamede, İleri’nin örgütün kriptolu haberleşme ağı ByLock kullandığı, o dönem İçişleri Bakanlığı’nın bir çete tarafından kuşatıldığı, çete üyelerinin
gerçeğe aykırı rapor düzenledikleri, asıl amacın sivil ve askeri bürokraside hedef seçilen şahısların tasfiyesi olduğu öne sürüldü.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kurtuluş Deprem, KHK ile meslekten ihraç edilen, FETÖ soruşturmalarında tutuklanan İleri hakkında iddianame hazırladı. İzmir’deki “askeri casusluk davasında kumpas kurulmasıyla” ilgili yürütülen soruşturmada da  şüpheli olan İleri hakkında Ankara’daki suçlamalara ilişkin düzenlenen iddianamede, özetle şunlar kaydedildi:

BYLOCK KULLANICISI“Ferda İleri’nin örgütün kriptolu haberleşme ByLock kullandığı, 505 466…numaralı telefon hattı ile 0131850019.. IMEI numaralı telefon cihazına 11 Ağustos 2014 tarihinde FETÖ’nün kriptolu haberleşme ağı ByLock yükleyerek kullanmaya başlamıştır. Kamuoyunda ‘İzmir Casusluk Davası’ olarak bilinen dava kapsamında rapor düzenleyen eski Mülkiye Başmüfettişi Ferda İleri’nin, hukuka aykırı görüş vererek adli mercileri yanıltığı, böylece görev gereklerine aykırı hareket edilerek kişilerin mağduriyetine yol açtı, ayrıca adli makamları yanılttı.

AMAÇ ASKERLERİ İTİBARSIZLAŞTIRMAK

İzmir Askeri Casusluk Davası olarak bilinen davada TSK mensubu üst düzey askeri personeli itibarsızlaştırmak, TSK bünyesinden uzaklaştırmayı amaçladıkları, kurum içerisindeki evrakların çıkarılmak suretiyle ‘sözde askeri casusluk’ dosyasında isimleri yer alan şahısların bürokrat şahısların karalanmasına ve tasfiyesine sebebiyet verdiği, çıkarılan bu evrakların teknik donanımlı şahıslarca PANDORA veri tabanda yer almasına neden olduğu, tevdi raporu düzenlendiği bu şekilde FETÖ/PDY terör örgütünün amacı doğrultusunda hareket ettiği anlaşılmaktadır.

BAKANLIĞI ÇETE KUŞATMASI

O dönem İçişleri Bakanlığı’nın bir ‘çete’ tarafından kuşatıldığı, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığındaki bazı Mülkiye Müfettişleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü görevlilerinin ‘çete elemanı’ oldukları, dolayısıyla hukuka aykırı işlemler yaptıkları ve gerçeğe aykırı rapor düzenledikleri değerlendirilmektedir. Hazırlanan hukuksuz raporlarla asıl amacın sivil ve askeri bürokraside hedef seçilen şahısların tasfiyesidir.

AVCI’YI DA YAKAN MÜFETTİŞ

Hanefi Avcı ile ilgili ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat’ isimli kitabının yayınlanmasından sonra hakkında açılan ve Mülkiye Müfettişleri ile Polis Müfettişleri tarafından müştereken yürütülen soruşturmalarda hukuka aykırı hareket edildiği, iddialar bir kitapla ilgili olmasına rağmen kitabın her sayfasında geçen ifadeler ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutularak ayrı ayrı soruşturmanın konusu yapıldığı, böylece birçok ceza almasına neden olunmuştur. Rapor düzenleyen, soruşturma yapan bu Mülkiye Müfettişleri Ferda İleri, Mustafa Üçkuyu, Mustafa Yavuz, İlhami Doğan, Ahmet Kaya, Mithat Orhan, Süleyman Yıldırım, H. Başol Güleç ve Polis Başmüfettişi Necat Özdemiroğlu soruşturmalarda objektif davranmayıp hep aleyhe yorum yapma eğilimi içinde olmuşlardır.

ALİ FUAT YILMAZER’İ DE KORUDU

İleri’nin de içinde bulunduğu mülkiye müfettişlerinin usülsüz dinlemelerle ilgili hazırladıkları raporda hakkında araştırma yapılanlar içinde bulunması gereken dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan’ın ifadelerinin ‘müşteki’ sıfatıyla alındığı, araştırma raporunun ‘Hakkında Rapor Düzenlenenler’ başlığı altındaki bölümün ise görevli isimleri belirtilmeyerek ‘EGM İstihbarat Daire Başkanlığı (Teknik Takip ve Operasyon Şube Müdürlüğü ile Teknik Şube Müdürlüğü) ile Ankara ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürlükleri TEKOP büro amirliği ile teknik büro amirliği şeklinde yazıldığı, böylece Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın isimlerine yer verilmeyerek korunduğu anlaşılmıştır.”
Kaynak: Hürriyet

CHP’li Budak: ‘Eyy’ dediğimiz ülkede büyük kayıplar olabiliyor

DHA
12 Mart 2017 – 12:21Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 12:21

Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, dış politikada ülkenin çok kötü yönetildiğini belirterek, “Birisi çıkıyor ‘Eyy’ diye başlıyor ve ‘Eyy’ dediğimiz ülkede çok büyük kayıplar olabiliyor ve çok ters düşürüyoruz o ülkelerle” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, turizm, Almanya ve Hollanda ile yaşananlar ve referandum sürecine ilişkin DHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. ITB Berlin Fuarı’nın dünya turizm borsası olduğunu, her yıl gittiği fuara bu yıl katılamadığını belirten Çetin Osman Budak, turizmcilerden aldığı geri dönüşlerin, durumun çok kötü olduğunu gösterdiğini söyledi. Budak, “Körler sağırlar birbirini ağırlar şeklinde kendi belediyelerimiz, tur operatörlerimiz ve yerel yöneticiler orada oturup sohbet etmiş. Daha önce dünya devleriyle bağlantılar yapılırdı. Orası bir borsadır ve yılı orada satarsınız. Berlin’in çıktıları o yılın nasıl geçeceğiyle ilgili çok kesin bilgiler verir. Turizmcilerle yaptığım görüşmeler ise maalesef Avrupa’nın son derece kötü olduğunu gösteriyor. Önümüzde Moskova MITT Fuarı var ve turizmcilerimiz oradan çok ümitli. İnşallah bu ümitlerimiz boşa çıkmaz. Çünkü dış politikada çok kötü yönetiliyor ülke. Birisi çıkıyor ‘Eyy’ diye başlıyor ve ‘Eyy’ dediğimiz ülkede çok büyük kayıplar olabiliyor ve çok ters düşürüyoruz o ülkelerle” dedi.
‘BİZ NE KADAR MİLLİYETÇİYSEK ALMANLAR DA ÖYLE’
Türkler ne kadar milliyetçiyse Almanların da kendi ülkelerine yapılan sataşmalarla ilgili o kadar milliyetçi olduğunu anlatan Budak, “Hollandalılar öyle, Ruslar da öyle. O ülkenin insanları o ülkenin vatanseverleri. Bir ülkenin yönetimiyle kavgalı olabilirsiniz. Kendi ülkenizin çıkarları için başka bir ülkenin yönetimiyle ters düşebilirsiniz ama asla o ülkenin halkıyla ters düşmememiz lazım. Söylemlerinize dikkat etmeniz lazım. Türkiye’nin en önemli döviz sağlayan sektörü turizmdir. Bu ülke cari açık veren bir ülke ve doğrudan döviz kazandıran sektörlere, yüksek teknolojiye yönelmesi lazım. Doğrudan döviz kazandıran sektörü de elbette gülbebek tutmak zorundayız. Çünkü turizm çok ciddi istihdam sağlayan ve döviz kazandıran bir sektör. Domates satandan ayakkabı boyacısına kadar etkileyen bir sektör. Geçen yılki Rus krizinde ülkenin durumunu gördük. 12 milyar dolar doğrudan döviz kaybettik. 41 milyondan 22 milyona turist sayısı düştü” diye konuştu.
’72 BİN KİŞİ İŞİNİ KAYBETTİ’
Turist kazanmanın kolay olmadığına işaret eden Budak, “Siz hizmetinizle, güler yüzlülüğünüzle, misafirperverliğinizle öne çıkarsınız. Bunların hepsi Türkiye için geçerli. Otellerimiz son derece modern ve yeni, hizmetimiz diğer ülkelere göre çok yüksek. Ama maalesef ülkeyi yönetenlerin üslubu ve dili maalesef turizmi etkiliyor. Bu yok olma demektir. Antalya’da 1000 tesis var, İstanbul’da hala yeni tesisler yapılıyor ama kapasiteleri yüzde 25-30’lar seviyesinde. Maalesef bu yıl Avrupa’dan çok ciddi sıkıntı yaşanacak gözüküyor. 54 sektörü direkt ilgilendiren Erzurum, Kars’ta peynir yapandan Trakya’da şarap üretenleri etkileyen bir sektör. Antalya Türkiye’nin her yerinden mal alan bir yer, ne için, turizm için alıyor. Aslında doğrudan ihracat şekli ve bunları kaybediyoruz. En önemlisi de emekçiler, çalışanlar. Geçen sene ilk defa Antalya bir yıl öncesine göre 72 bin kişi eksi yazdı istihdamda. 72 bin kişi işini kaybetti” dedi.
ALMANYA VE HOLLANDA’YA KINAMA
Geçen yılki durumun bu yıl da yaşanabileceği uyarısında bulunan Budak, şöyle konuştu:
“Çünkü Avrupa’yla çok ciddi çatışıyoruz. Seçime endeksli iç politikaya yönelik söylemler maalesef bizi dış politikada çok yaralıyor. Ama Almanya ya da Hollanda bunu söylüyorsa onların da kendilerine çekidüzen vermesi lazım. Çünkü onlar demokrasileriyle övünüyorlar. Gerçekten de öyle demokrasinin beşiği İngiltere, Hollanda, Almanya, Avrupa Birliği ülkeleri fakat benim bir bakanıma, başbakanıma ‘ben efendim ülkede size miting yapma yasağı koyuyorum, uçuş yasağı koyuyorum’ diyemez. Kısaca ve özetle bu son derece haksız ve antidemokratiktir. Yani bunu kınıyoruz ama bizim kendi ülkemizi temsil eden bakanlarımız, başbakanımızın da üslubuna dikkat etmesi lazım. Yıllarca biz bunları dile getirdik ve uyardık. Ama maalesef her seçim döneminde bir mağduriyet yaratma adına ülkenin çıkarlarını da göz ardı edemezsiniz.”
ALMANYA VE AVRUPA’DA REZERVASYONLAR SIFIRA YAKIN
Hükümeti de halkların, toplumların üzerinden siyaset yapılamayacağı yönünde eleştiren Budak, “Şimdi içeride bir referandum var, kalkıyorsunuz dışarıdan bir mağduriyet devşirmeye kalkıyorsunuz. Bunlar hatalı. Devletin bir adabı, gelenekleri, üslubu, dili vardır. Devleti yönetenlerin bu dile çok dikkat etmesi lazım. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ediyorsunuz. 80 milyonu siz temsil ediyorsunuz. Sizin söylediğiniz her kelime bütün dünyada takip ediliyor. Ülkeyi yönetenlerin diline dikkat etmesi lazım. Erken rezervasyonlara baktığımızda Almanya neredeyse sıfıra yakın. Avrupa ülkeleri neredeyse sıfıra yakın. ‘Last minute’e güveniyorlar belki turizmciler ama o zaman da fiyatlar yerde. Bizde turizmin dinamizmi Avrupa’dır. Bizim olgunlaşmış pazarımız Almanya, Hollanda, İngiltere, Belçika, Avrupa ülkeleridir. 35 yıldır bu ülkede tatil yapan insanlardır. Olgunlaşmış pazarlarda bu tür krizler bütün sektörlere yansır” diye konuştu.
‘TÜRK TAKSİ GÖNDERMEYİN’
Türkiye’nin toplam ihracatının yarısının AB ülkelerine olduğuna da işaret eden Budak, dış politikada yapılan hatalarla ekonominin de çakılacağı uyarısında bulundu. Bu nedenle üslubun önemli olduğunu vurgulayan Budak, “Bu sene de turizm sektörüne büyük zarar verebilir. Bunu hiç temenni etmiyoruz, çünkü turizm Türkiye’deki ana-lokomotif, döviz kazandırıcı sektördür. Bu konu üzerinde net olarak durması gereken de ülkeyi 15 senedir yöneten iktidar, bakanlarıdır, çok dikkat etsinler. Avrupa’yla ilgili hızla arayı düzeltecek diplomatik yolların denenmesi lazım. Şu anda bir siyasi kriz ortamı yaratılmış durumda, içerideki referandum nedeniyle ve bu hem ekonomik hem de sosyal anlamda büyük bir sıkıntı. Çünkü bizim Avrupa’da milyonlarca vatandaşımız var. Alman vatandaşı Berlin’de taksi istediği zaman ‘Türk taksi göndermeyin’ diyecek duruma gelmiş ve bunların hızla toparlanması lazım. Bizim ne Fransa, ne Alman, ne diğer hiçbir ülkenin vatandaşlarıyla sorunumuz yok” dedi.
‘EVET’ DİYEN DE ‘HAYIR’ DİYEN DE BU ÜLKENİN VATANDAŞI
‘Hayır’ oyu kullanacakların PKK, FETÖ gibi terör örgütleriyle bir gösterilmesine de tepki gösteren Budak, şöyle devam etti:
“Aynı evin içinde karı-koca biri evet biri hayır diyor. Şimdi hangisi terörist, hayır diyen terörist. Ben 1985-86, Güneydoğu Çukurca’nın bir sınır karakolunda bir sene geceleri uyumadım. Bir yığın çatışmanın içine girdim. Tuzla piyade okulunda yedek subay öğrenciydim ve kura çektik. Kurada Korkut Özal’ın oğlu, babası o zaman bakan, amcası da başbakandı ve o da Hakkari’yi çekti. Van’da buluşalım dedik. Hakkari’ye iner inmez orduevine gittim. Oradaki eski asteğmenler, ‘Korkut Özal’ın oğlu da Hakkari’yi çekmiş ama gelmiyormuş’ dediler. ‘Hayırdır ya Van’da buluşacaktık’ falan diye sordum. ‘Geçici görevle İstanbul Beşiktaş orduevine görevi çıkmış’ dediler. Şimdi ben kaynakçı Süleyman Budak’ın oğlu olarak kura çekeceğim Hakkari’de bir sene dağlarda PKK ile çatışmalara gideceğim. Bakanın oğlu geçici görevle Beşiktaş orduevine gidecek. Benim gibi binler, onbinler, şehit aileleri, gaziler ‘hayır’ diyor, biz terörist olacağız, bunlar olmayacak. Bu ülkeyi bölmektir, karpuz gibi ikiye ayırmaktır. O yüzden bıraksınlar bunu, ki ülkenin büyük bir kısmı ‘hayır’ diyor ve korkuyorlar, çekiniyorlar ve insanları birbirinden ayırmayın, karıyı kocayı birbirine düşman etmesinler.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Silivri’de iki ayrı FETÖ davası yarın başlıyor

DHA
12 Mart 2017 – 10:50Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 10:50

 
Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Valiliği’ni işgale giden 90 asker ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne gitmekte olan 70’i Hava Harp Okulu öğrencisi 75 asker hakkında açılan iki ayrı dava yarın Silivri’de ayrı mahkemelerde görülecek. Aralarında Hava Harp Okulu öğrencilerinin 75 sanıklı dava, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Davada, darbe girişimi sırasında Yalova Hava Meydan Komutanlığı’nda kamp yapmakta olan 70 Hava Harp Okulu öğrencisi, bu öğrencilerden sorumlu 3 rütbeli komutan ile şoför olarak görev yapan 2 er “şüpheli” sıfatıyla yer alıyor. Avea Genel Merkezi’ne takviye amacıyla gitmeyi hedefledikleri değerlendirilen 75 şüphelinin 3. Filo Kol Komutanı Yüzbaşı Mesut Metin Kazancı ile 3. Filo Takım Komutanları Teğmen Harun Ay ve Teğmen Burhanettin Koyuncu’nun emir-komutası altında araçlarla Yalova Hava Meydan Komutanlığı’ndan hareket ettikleri, henuüz Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ulaşamadan Kavacık mevkisinde yakalandıkları belirtiliyor. Olay yerinde toplanan vatandaşların askeri personele yönelik tepkileri nedeniyle otobüsler içerisinde bulunan askeri personelin üstlerinde bulunan silah ve mühimmatlarla birlikte Ümraniye Çakmak Polis Merkezi Amirliği’ne intikal ettirildikleri anlatılıyor.

 

CEZA İSTEMLERİ

69 öğrenci ile 3 rütbelinin tutuklandığı belirtilen iddianamede, tüm şüphelilerin “Anayasal düzeni, TBMM’yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. 73 askerin “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar; 2 erin ise “Örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek” suçundan 5’er yıldan 10’ar yıla kadar hapsi talep ediliyor.
İSTANBUL VALİLİĞİ’Nİ İŞGAL DAVASI 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NDE

15 Temmuz darbe girişiminde 47. Motorlu Piyade Alayı’ndan, Kurmay Albay Nizamettin Aydın komutasında İstanbul Valiliği’ni işgale giden darbeci askerler hakkındaki ikinci dava ise, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

İddianamede, darbeci askerlerin 22.30’da valiliğe gittikleri, ilk olarak Ankara Caddesi üzerindeki kapıda nöbetçi olan iki polis memurunun elinden silahlarını aldıkları belirtiliyor. Daha sonra darbeci askerlerin başında bulunan Nizamettin Aydın’ın 3 er ile birlikte valiliğin arka tarafında bulunan caminin kapısını kırarak valiliğe girdikleri anlatılıyor. Olayı haber alan İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Cengiz Demircan’ın valilik binası önünde darbeci askerleri engellemeye çalıştığı, önce takviye ekip çağırdığı, daha sonra da tanıdığı bir esnafı cep telefonuyla arayarak toplayabildiği kadar vatandaşla valiliğe gelip darbeci askerler üzerinde psikolojik baskı kurmalarını istediği, halkın toplanması üzerine darbecilerin geri püskürtüldüğü anlatılıyor. Darbeci askerlerin geldikleri araçlara binerek valilikten ayrıldıkları ancak Haliç Köprüsü civarında polisler tarafından önleri kesilerek gözaltına alındıkları kaydediliyor.
CEZA İSTEMLERİ

Tüm şüphelilerin “Anayasal düzeni, TBMM’yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Bir kısım şüphelilerin ise “Örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek” suçundan 5’er yıldan 10’ar yıla kadar hapsi talep ediliyor.

Kaynak: Hürriyet

15 Temmuz Milli İrade Demokrasi Derneği’nden Vali Demirtaş’a ziyaret

DHA
12 Mart 2017 – 10:28Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 10:28

15 Temmuz Milli İrade Demokrasi Derneği İl Temsilcisi Mahmut Türkkan ve yönetim kurulu üyeleri, Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ı makamında ziyaret etti.
Derneğin kuruluş amacı hakkında bilgi veren 15 Temmuz Milli İrade Demokrasi Derneği İl Temsilcisi Mahmut Türkkan, Vali Demirtaş’a yaptığı açıklamada “Dernek olarak amaç ve hedefimiz, milli birlik ve beraberlik konularında farkındalık oluşturmaktır. Demokrasi şehitlerinin emanetine sahip çıkmak ve anılarını gelecek nesillere taşımaktır. 15 Temmuz darbe girişimine benzer darbelerin tekrar yaşanmaması için sivil inisiyatif alarak, toplumsal bir bilinç oluşturmayı istiyoruz” dedi.
Dernek üyelerine ziyaretlerinden dolayı teşekkür eden Vali Mahmut Demirtaş ise şöyle konuştu:
“Milletin 15 Temmuz hain darbe girişimi karşısında bir kez daha kahramanlık destanı yazdı. Milletimizin gözbebeği olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içinde yuvalanmış hain paralel çeteye mensup vatan ve millet düşmanlarının gerçekleştirmek istediği darbe girişimini, hep birlikte bertaraf ettik. Bu hain darbe girişimi; demokrasiye, özgürlüğe ve anayasal düzene vurulmak istenen bir engeldi. Asil milletimiz, Adana’da, Ankara’da, İstanbul’da, yurdumuzun dört bir köşesinde darbe girişimine karşı koydu. Adana Valiliği olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sızmış FETÖ/PDY mensubu bir grup tarafından ülkemizde gerçekleştirilmek istenen darbe girişiminin ardından, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere toplumun çeşitli katmanlarında, söz konusu çeteye mensup olanların yakalanıp, adalete teslim edilmesi amacıyla yürütülen çalışmalarımız kararlılıkla sürdürülmektedir.”
ADANA,(DHA)

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Vatan Partisi kararını açıkladı: Hayır diyoruz

ANKARA
12 Mart 2017 – 00:22Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 00:22

Perinçek, partisinin Ankara Arena’da yapılan 10. Olağan Genel Kurultayı’nda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: “Millete bir başkanlık sistemi dayatılıyor, millet ‘evet’ ve ‘hayır’ diye kamplara bölünmeye çalışılıyor. Onların başkanlık sistemine ‘hayır’ diyoruz. Çünkü kurmak istedikleri başkanlık sistemi halkın, milletin sistemi değil, atanmışlar sistemi kurmak istiyorlar. Bir atanmışlar rejimi. AK Parti’nin tabanında ona oy veren hatta AK Parti’nin yerel ve merkez yöneticilerine, hepsine sesleniyorum, ‘Hayır’da birleşin. ‘Hayır’ AK Parti için de hayırlı olacaktır. Onlar için de bir çözüm ve kurtuluş olacaktır. Bugün ‘hayır’ diyenler, FETÖ ile 50 yıldır mücadelenin içinden geliyorlar. Teröre karşı mücadelenin en kararlı unsurları, örgütleri bugün ‘hayır’ diyor. Biz ‘evet’ diyen milletimizin mensuplarına da saygı duyuyoruz. ‘Evet’ tercihlerini de selamlıyoruz, saygı duyuyoruz. O bir tercihtir. Evetçiler ile hayırcılar arasında bir kamplaşmayı kesinlikle doğru bulmuyoruz.”
Kaynak: Hürriyet

Başbakan Yardımcısı Canikli: Avrupa paramparça olacak

DHA
11 Mart 2017 – 23:56Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 23:56

Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN, (DHA)- BAŞBAKAN Yardımcısı Nurettin Canikli, Hollanda’nın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçuş iznini iptal etmesine tepki gösterdi, “Avrupa’yı bir arada tutan esas insan hakları, hukukun üstünlüğü, ama şu anda yok, bunlar da ortadan kalkınca Avrupa paramparça olacak” dedi.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Ak Parti Giresun İl Teşkilatı tarafından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çalışmaları kapsamında organize edilen toplantıya katıldı. Anayasa değişikliği ve refandum sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Canikli, bugünden itibaren hiç durmadan referandum çalışmalarına başlayacaklarını söyledi.
Milletin hiçbir işini yarım bırakmayacağını belirten Canikli, “Biz, 2007 yılında anayasa değişikliği yaptık ve o anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlarının doğrudan halk tarafından seçilmesini kabul ettik. Bu getirdiğimiz düzenleme esasında onun bir parçası, onun bir devamı, bu millet hiçbir işini yarım bırakmaz, yarım bırakmayacak, 16 Nisan’da da tamamlayacak, bütün dünya da izlesin” dedi.
CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU’NA ELEŞTİRİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Canikli, “Ortada bir kaset meselesi var. Cumhuriyet Halk Partisi açısından demekki o kasetin 40 yıl hatırı var. O kadar önemli bir değişiklik yapmış ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetiminde. Kılıçdaroğlu FETÖ’cülere üzülüyor, FETÖ’cülere ağıt yakıyor, FETÖ’cülerin devlet kurumlarından çıkartılmasından dolayı gerçekten büyük üzüntü içerisinde, ne dediğini bilmiyor. Gerçekten artık ciddi zarar vermeye başladı. Kılıçdaroğlu, bu milletin düşmanlarıyla dost. Nerede bu milletin düşmanı varsa Kılıçdaroğlu onun dostu”
AVRUPA ÜLKELERİNE TEPKİ
Avrupa’da bazı ülkelerde Türkiye’ye karşı yapılan uygulamalara da değinen Canikli, “Bakın en son Almanya, Avusturya, Hollanda’nın yaptıklarına bakın. Bütün tedbiri elden bıraktılar, bu millete, Türk milletine olan düşmanlıklarını iyice açığa çıkardılar, kin kusuyorlar, kan kusuyorlar neredeyse o haldeler” ifadesini kullandı. Başbakan Yardımcısı Canikli, şöyle devam etti:
“Bundan sonra Türkiye’nin önü açık, bundan sonra onlar düşünecek, çünkü Avrupa hasta, batı hasta, batı bundan sonra daha çok kan kaybedecek, her alanda kan kaybedecek. Çünkü Avrupa’yı Avrupa yapan değerlerin hiçbir tanesine sahip çıkmıyor. Avrupa’yı bir arada tutan esas insan hakları, hukukun üstünlüğü, ama şu anda yok, bunlar da ortadan kalkınca Avrupa paramparça olacak. Avrupa’nın dağılmasını hiç kimse engelleyemeyecek, aslında süreç başladı, onlar da farkında. Eğer kafatasçılık derecesinde faşizme uzanan bir aşırı milliyetçiliği Avrupa hep destekler ve bu çerçevede terör örgütlerine katkı ve kucak sağlarsa Avrupa’nın dağılmasını hiç kimse kurtaramaz, hiç kimse engelleyemez ve o süreç başlamıştır. Bundan sonra bunu izleyeceğiz değerli kardeşlerim, buna sevinmiyoruz, üzülüyoruz, ama kendi yaptıkları hatalarının bedelidir bunlar, karşılığıdır bunlar, mazlumların ahının karşılığıdır bunlar.”
‘NE YAPACAKLARINI BİLMİYORLAR’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçuş izni vermeyen Hollanda’ya tepki gösteren Canikli, “Hayırcılara destek vermek için bunu yapıyorlar. Arkadaşlarımız niye gidiyor oraya, 16 Nisan kampanyası için vatandaşa kendi kanaatlerimizi aktarmak için gidiyorlar. En temel düşünce hürriyetinin açıklanması çerçevesinde gidiyorlar, niye engel oluyorsun, neden korkuyorsun, neden konuşturmuyorsun? Terör örgütü başını Kandil’den orayla uzaktan konuşturup, Almanya’nın meydanlarında onların miting yapmasına izin veriyorsun, her türlü desteği veriyorsun, ayıp değil mi? Artık tedbiri falan elden bıraktılar, şaşkınlıklarının bir başka sonucu bu. Bu yaptıkları hiç mantıklı adımlar değil, rasyonel adımlar değil, inanın ne yapacaklarını bilmiyorlar.”
Giresunlulardan 16 Nisan’da ‘evet’ oyuyla Türkiye’de rekor seviyede destek vermelerini isteyerek konuşmasını tamamlayan Başbakan Yardımcısı Canikli, daha sonra Tabzon’a gitti.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Savcı Bharara: İstifa etmedim, kovuldum

Hürriyet Haber
11 Mart 2017 – 22:53Son Güncelleme : 12 Mart 2017 – 02:11

Bharara, Adalet Bakanı Jeff Sessions’ın önceki gün talebinin aksine dün istifa mektubu sunmayacağını açıklamasından saatler sonra, ‘kovulduğunu’ duyurdu. Görevden alındığı haberini kişisel Twitter hesabından açıklayan Bharara, “İstifa etmedim. Dakikalar önce kovuldum. New York Güney Bölgesi Başsavcılığı iş hayatımda sonsuza dek en büyük onur olacak” dedi. ABD yönetiminin sürpriz bir karar ile 46 başsavcının istifasını istemesi ABD’de gündeme otururken, istifası istenen isimler arasında en çok dikkati Başsavcı Preet Bharara çekmişti. Donald Trump, kasım ayında başkan seçildikten sonra Bharara’dan görevde kalmasını istediği için önceki günkü istifa talebi sürpriz yaratmıştı.

WALL STREET’İN KORKULAN RÜYASIYDI

2009’da o dönemin Başkanı Barack Obama tarafından New York Güney Bölgesi Savcılığı görevine atanan Bharara, ABD’li politikacılar, uluslararası silah tüccarları, Wall Street yöneticileri ve hatta diplomatlara karşı açtığı önemli davalarla ün yaptı. Savcı Bharara medyada ‘Wall Street’in Şerifi’ ve ‘Süper Savcı’ olarak da anılmaya başlandı.

FETÖ’NÜN KONTROLÜNDE POLİTİZE OLMUŞ BİR SAVCI

IŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD yönetiminin istifasını istediği Reza Zarrab’ın davasına bakan New York Güney Bölge Savcısı Preet Bharara için, “Türkiye ile ilgili konularda Bharara tamamen FETÖ’nün kontrolünde olan ve FETÖ’cülerle sürekli görüşen, onlarla Türkiye’ye gelen, politize olmuş bir savcıdır” dedi. Dün

CNNTürk’te canlı yayına katılan Çavuşoğlu, her yönetimin kendi savcılarını atamak isteyebileceğini belirterek, “Türkiye’de şu anki hükümet, ‘Ben tüm savcıları değiştireceğim istifa etsin’ dese kıyamet kopar. Ama ABD’de sistem böyle” açıklamasını yaptı.

Rusya ile normalleşme tamamlandı: Çavuşoğlu, “Bir gazeteci olsaydınız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyaretine nasıl bir başlık atardınız” sorusuna Çavuşoğlu, “Normalleşme süreci tamamlandı” cevabını verdi. Rusya’nın kolay bir ülke olmadığını, hedeflerinin ve ayrıştıkları noktaların bulunduğunu dile getiren Çavuşoğlu, Rusya’nın diğer Batı ülkelerinden farkının, oturup konuşulduğunda sözünü tutması olduğuna dikkati çekti.

ABD’ye terör mesajı:  Türkiye-ABD ilişkilerinin yeni dönemde seyri konusunda da Çavuşoğlu, ülkelerin farklı bakış açılarının olabileceğini, ancak terör ve teröristler konusunda kimsenin “Biz farklı düşünüyoruz” deme lüksünün bulunmadığını anlattı.
Kaynak: Hürriyet

Canikli: Anlaşmalar iki ülkeye büyük katkılar sağlayacak (2)

DHA
11 Mart 2017 – 20:34Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 20:34

İŞADAMLARI İLE BİR ARAYA GELDİ
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıda işadamlarıyla bir araya geldi. Firmalara yönelik kredi çalışmalarıyla ilgili açıklamada bulunan Nurettin Canikli, bankacılık sistemi içerisinde şu ana kadar 41 milyar TL yapılandırma talebinde bulunulduğunu belirtti. Kredi garanti fonu kefaretiyle verilen kredinin devlete maliyetini de anlatan Nurettin Canikli şunları söyledi:
“Kredi ihtiyacı nedeniyle, kredisini yapılandırma ihtiyacı talebinde bulunan toplam 41 milyar TL. Bizim ürettiğimiz kredi alanı 250 milyar TL. Bu da hem firmalarımızın finansman ihtiyacını çözecek, hem de piyasaya alışverişi hareketlendirecek para olarak girecek aynı zamanda. Nefes alan her firmaya bunu vereceğiz. Ölmüşse yapacak bir şey yok, ölmüş firmaya kredi vermek demek, o kredinin batması demek. Sonuçta bu kamu kaynağı, bunun ciddi maliyeti var devlete, bütçeye. Sadece 250 milyar TL’lik kredi garanti fonu kefaretiyle verilen kredinin devlete maliyeti 3 yılda 17.5 milyar TL. Gerçekten ciddi bir rakam. Yine KOBİ’lere verdiğimiz kredinin üç yıllık maliyeti 2.5 milyar TL civarında. Firmaların, reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için 3 yılda bütçeden aktaracağımız rakam 20 milyar TL. Para basarak da karşılamıyoruz onu söyleyeyim. Bütçe dengesini bozmadan, tamamen kendi içinde yatırımdaki ödenekleri koruyoruz. Sosyal devlet politikasının gereği olarak yapılan harcamalarla ilgili ödeneklerden, onlara dokunmuyoruz. Onun dışındakilerden buraya aktarım yoluyla, bütçe dengesini bozmadan, kendi içinde aktarmalarla bu ihtiyacı gideriyoruz.”
KILIÇDAROĞLU’NU 16 NİSAN’DA GÖNDERMEMİZ LAZIM
Nurettin Canikli daha sonra, Ordu Kültür Sanat Merkezi’nde Ak Partililer ile düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantıya yaklaşık 1 saat geç katılan Başbakan Yardımcısı Canikli, özür dileyerek başladığı konuşmasında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğolu ile birlikte 16 Nisan referandumu için ‘hayır’ kampanyası yürütenlerin gitmesi gerektiğini söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 1 Kasım seçimlerinde başarısız olduğunu söyleyen Nurettin Canikli, “7-8’inci defa milletten tokadı yedi, artık ondan sonra veda eder, bu işi bırakır. Fakat gitmedi Kılıçdaroğlu. Bu sefer göndermemiz lazım. 16 Nisan göndermek için yeni bir fırsat. Sandık kuruluyor, bu milletin sağlığı için, geleceği için, Kılıçdaroğlu’nu artık kaleye göndermemiz lazım. Sadece o değil, birlikte oldukları, yan yana durdukları, 16 Nisan halk oylamasında birlikte ‘hayır’ kampanyası yürüttükleri, bütün dostları, arkadaşlarını, kim varsa hepsini 16 Nisan’dan sonra kaleye göndermemiz lazım. Terör örgütü PKK, FETÖ, DEAŞ, o da öyle. O da gizliden gizliye el altından ‘hayır’ kampanyası yürütüyor. Ondan sonra HDP ve son Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika, Avrupa hepsi birlikte Kılıçdaroğlu ile beraber 16 Nisan’da ‘hayır’ çıkması için birlikte mücadele ediyorlar” dedi.
Nurettin Canikli toplantının ardından karayoluyla Giresun’a hareket etti.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Akşener: Çıkın saraydan, inin arabadan eşit yarışalım

DHA
11 Mart 2017 – 19:19Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 19:19

Hakan TÜRKTAN- Saadet YÖRÜKÇÜ/ESKİŞEHİR, (DHA) – MHP’den ihraç edilen Meral Akşener, anketlerin 16 Nisan referandumunda ‘hayır’ çıkacağı görüşünü savunarak, iktidara “Çıkın saraydan, inin arabalardan, gelin buraya, milletin önüne gelin, eşit yarışalım. Kazanırsanız her şey size helal olsun” dedi. Akşener gittiği yerlerde ya elektrikler kesilerek ya afişler yırtılarak engel çıkarıldığını belirterek, “Kütahya’da 10’uncu salon değişti, bakalım sabaha kadar ne değişecek?” diye konuştu.
Meral Akşener, Eskişehir’de Odunpazarı Kent Konseyi tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Milli İrade’nin Dünü Bugünü Yarını’ konulu söyleşiye katıldı. Söyleşiyi aralarında Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen, CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in de bulunduğu çok sayıda kişi izledi. Akşener yaptığı konuşmada referandumda ‘Hayır’ diyeceklerini belirterek şunları söyledi:
“Allah’ın izniyle 16 Nisan sabahı, akşamı 80 milyon kişi, 80 milyon kere hayır diyeceğiz. Şimdi biz buna niye hayır diyoruz? Yıl 2002 hatırlayın, 2002 iktidar değişti. O günlerde partili cumhurbaşkanlığına dair değişiklik yapılmış olsa idi ne olacaktı? 2003’de Irak’a Amerika’nın yaptığı müdahaleyi tek kişi hadi bakalım Türk Ordusu oraya git diyecekti. Ve biz o kirli savaşın içinde olacaktık. Gözünüzün önünde canlandırın. Yıl 2010. Hatırlayın 2010 Anayasa değişikliği yapıldı. Terör örgütünün başı denilen ve FETÖ terör örgütünün başı olan ama o zamanlar çok muhterem hoca efendi diye bizzat bugün bizi yönetenlerin itibar ettiği, iltifat ettiği o zat ne demişti? 2010 referandumunda mezarlarından insanları kaldırıp getirin demişti. O, 2010 referandumuna giden anayasa değişikliğinin içine bugünkü anayasa değişikliğini de ilave etmiş olsalar idi, ilave edilmiş olsaydı. Ve sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı, partili cumhurbaşkanı ya da başkan olmuş olsaydı. O gün gençlerin diliyle söylüyorum kankiydi bunlar, kanka. Bakanlar kurulu atanıyor Rıza Sarraf Maliye bakanı, itiraz edebilir misiniz? Hayır, peki niye şaşırıyorsunuz adam bizim dış açığımızı kapattı. Peki adalet bakanı kim? Zekeriya Öz. Milli Savunma Bakanı kim? Bir türlü yakalanamayan Adil Özsüz. Böyle bir Türkiye ile karşı karşıya kalmayacağımızı kim iddia edebilir. Parlamenter sistemin ortadan kaldırılıp her şeyi tek bir kişiye bağlayan bu anayasa taslağını referandumda geçmemesi için, Türkiye için milletimiz için hayır diyoruz.”
‘REFERANDUM OLAĞANÜSTÜ HAL ŞARTLARINDA YAPILIYOR’
Referandumun olağanüstü hal şartlarında yapıldığını hatırlatan Meral Akşener hayırcıların imamlar tarafından kafir, Başbakan tarafından terörist, hain, FETÖ’cü, Cumhurbaşkanı tarafından ise 15 Temmuz’da bomba yağdıranlarla eş düzeyde görüldüğünü söyledi. Akşener şöyle devam etti:
“Bu referandumu bütün olağanüstü şartlara rağmen meşruiyetini sağlayan biziz. Yani bu arkadaşlarımızın ben akıllı olduğunu zannederdim. Tek başına herkesin evet dediği, itirazı olanların da sandığa gitmediği bir referandumun sonucu uluslararası alanda, evrensel hukukta, iç hukukta her ne kadar bizim hukuk guguk olduysa da adaletin yerle bir edilmiş bir Türkiye’de bile referandum sonuçları meşru olarak kabul edilemez. Milletin önünde bütün eşitsizliğe rağmen biz varız. Herkes olarak biz varız. En önemlisi kadınlar var kadınlar.”
‘ÇEŞİTLİ ENGELERLE KARŞILAŞIYORUZ’
Meral Akşener gittiği ilerde engellemelerle karşılaştığını da söyleyerek şöyle konuştu:
“Milli iradenin önemi için buradayız. Milli iradenin önemini yıllarca, milli irade diye diye seçim kazanın bugünkü iktidarın, bu milli iradenin önemi konusunda anlatılacaklara dahi tahammül edemediği, fırsat tanımadığı cep delik cepken delik yolara düşmüş bu fakirin bulunduğu her yerde ya elektrik kesiliyor, ya bilboardlardaki afişler yırtılıyor, ya da çeşitli engellerle karşılaşılıyor. Kütahya’da 10’uncu salon değişti, bakalım sabaha kadar ne değişecek. Yani bir şehirde 10 ayrı salonla, 3’ü sözleşmeli, diğerleri karşılıklı söz usulü yapılan bütün sözleşmeler son dakikada sahiplerinin endişesi sebebiyle iptal ediliyor.”
‘BÜTÜN ANKETLER HAYIRI GÖSTERİYOR’
Eşit yarışma çağrısında bulunan Meral Akşener, “Çıkın saraydan, inin arabalardan, gelin buraya, milletin önüne gelin, eşit yarışalım. Kazanırsanız her şey size helal olsun. Eşit yarışalım, kaçmayın bizden, kaçmayın milletten. Millet iradesi dediniz, dediniz millet kaçağı oldunuz. Bütün anketler Hayır’ı gösteriyor. Şöyle bir endişem var; yani Hayır çıkacağı söz konusu olunca bir kanun hükmünde kararnameyle daha sonraki bir zamana ertelenebilir mi diye. Ama huzurunuzda söz veriyorum, ant olsun, şart olsun ki meydan meydan, kapı kapı gezer, zil çalar hepinizi millet kaçağı ilan ederim” dedi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Başbakan Yıldırım: Hayırcılar kervanına Avrupalılar da katıldı

DHA
11 Mart 2017 – 18:57Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 18:57

Hilmi DUYAR- Coşkun YAMAN/BALIKESİR, (DHA) – BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Balıkesir’de düzenlediği referandum mitingindeki konuşmasında, başta Almanya ve Hollanda olmak üzere toplantılara izin vermeyen Avrupa ülkelerine de tepki gösterdi. Yıldırım, “Ha şimdi ‘hayır’cılar kervanına Avrupalılar da katıldı. Almanya, Hollanda bunlar da ‘hayır’cı oldular. Dikkat ederseniz oraya gurbetçilerimizle buluşmaya giden bakanlarımıza, milletvekillerimize yasak koyuyorlar” dedi.
Uçakla 9. Ana Jet Üssü’ne inen Başbakan Binali Yıldırım, buradan otobüsle mitingin yapıldığı Kuvayımilliye Meydanı’na geçti. ‘Demokrasimizin bekçisi’ ve ‘Aydınlık yarınlarımızın mimarı’ pankartlarıyla karşılanan Binali Yıldırım’a partililer büyük sevgi gösterilerinde bulundu. Miting alanına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerinde ‘Sen iste, dünyayı ayağa kaldıralım’ yazılı dev posteri asıldı. Yine Cumhurbaşkanı’nın Başbakan’la el ele olduğu bir fotoğraf da miting alanında yer aldı.
RAHMETLE ANDI
Konuşmasına tüm ilçelerini tek tek saydığı Balıkesirli kahramanlar Seyit Onbaşı’yı, Ömer Seyfettin’i, Kurtdereli Mehmet Pehlivan’ı, Gönenli Mehmet Efendi’yi rahmetle anan Binali Yıldırım, kurtuluş mücadelesinde meşalenin Balıkesir’de yakıldığını söyledi.
Balıkesir’in kuruluşundan bu yana Ak Parti’yi desteklediğini söyleyen Yıldırım, “Şimdi yeni bir sürecin içindeyiz. 1919’da kuvayımilliye ile bu hareketi başlattı. Şimdiki değişim de 16 Nisan zaferi de Balıkesir’le başlamış olacak. Biz yolları böleriz ama Türkiye’yi böldürtmeyiz” dedi.
KILIÇDAROĞLU’NU ELEŞTİRDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, bir radyo programında, anayasa değişikliği konusunda söylediği sözlerini hatırlatıp eleştiren Başbakan Binali Yıldırım, şunları söyledi:
“Bu sistemde ‘cumhurbaşkanıyla başbakan ayrı partiden olursa nasıl anlaşacaklar’ diyor. Yahu biz günlerdir diyoruz ki, nasıl anlatalım. Bir türlü anlatamadık. Ama Kılıçdaroğlu, sağ olsun bizim yerimize anlattı. Biz de tam da bunu diyorduk. İki başlılık, sorun oluşturdu. Anlaşmazlık oluyor, sistem tıkanıyor. Ülkenin büyümesinin kalkınmasının gelişmesi gecikiyor. Meğerse Kılıçdaroğlu, değişikliği okumamış. Anayasayı okumamış. O zannediyor ki bu değişiklikten sonra başbakan da olacak, cumhurbaşkanı da olacak. Olmayacak Kılıçdaroğlu, biraz daha fazla çalışman gerekecek. Öyle seçim kaybet tekrar devam et. Tekrar kaybet devam et devri bitti. Ya çalışacaksın başarılı olacak devam edeceksin. Olamazsan Allah selamet versin. Bu tutumdan sonra bu sefer adamları diyor ki ‘Kılıçdaroğlu bunları tersinden okur’ diyor. Konuştukları zaten doğru bir şey değil ama her şeyin tersinden okuyorsa bu memleketin hali ne olacaka yazık değil mi bu memlekete. Bu sistem demek bürokrasinin daha hızlı çalışması demek. İşlerin daha hızlı gitmesi demek. Demokrasinin daha güçlenmesi demek. Milletin iradesinin yönetime hakim olması demek.”
“HAYIRCILAR KERVANINA AVRUPALILARDA KATILDI”
MHP ile birlikte gerçekleştirdikleri anayasa değişikliğini 16 Nisan’da milletin onayına sunacaklarını yineleyen Başbakan Binali Yıldırım “16 Nisan’da millet kararını verecek. Milliyetçi ve ülkücü kardeşlerimiz, bu değişikliğe ‘evet’ diyor. MHP ‘evet’ diyor, BBP ‘evet’ diyor. Saadet Partisi’nin seçmenleri değerli kardeşlerimiz bu değişikliğe ‘evet’ diyor. Dolayısıyla toplumunun büyük kesimi ‘evet’ diyor” dedi.
Referandumda terör örgütlerinin ‘hayır’ demelerinin ne demek olduğunu bildiklerini kaydeden Yıldırım, ” Ama CHP’nin ısrarla neden ‘hayır’ dediğini bu millet bir türlü anlamıyor. Anlamayacak” dedi. Binali Yıldırım, bakanların referandum kampanyası yapmasına izin vermeyen Avrupa ülkelerine tepki gösterirken de şunları söyledi:
“Ha şimdi ‘hayır’cılar kervanına Avrupalılar da katıldı. Almanya, Hollanda bunlar da ‘hayır’cı oldular. Dikkat ederseniz oraya gurbetçilerimizle buluşmaya giden bakanlarımıza, milletvekillerimize yasak koyuyorlar. Engel çıkartıyorlar. Ne kadara engel çıkarırsanız çıkartın, bizim memleket sevdalısı gurbetçi kardeşlerimiz 16 Nisan’da size bunun cevabını sandıkları doldurarak verecektir. Sizin seçim işlerinde iç siyasetinize karışmıyoruz ama gördüğüm kadarıyla başta PKK sempatizanları, FETÖ’cüler olmak üzere ne kadar Türkiye’nin aleyhinde çalışan varsa, sizin için baş köşede yer buluyor. Bunları yapmayın, bunlar dostluğa, müttefikliğe yakışmaz. Buradan bir kez daha diyoruz ki; Ey Avrupa lütfen Türkiye’nin iç işlerine, siyasetine burnunuzu sokmayın. Taraf olmayın. Eğer taraf olursanız bunun hesabını da bu millet size verir.”
“HAİN ÖRGÜTLERİN SONUNU GERETECEĞİZ”
“Bizi Kurtuluş Savaşı’nda durduramadılar, bugün mü durduracaklar. Şimdi mi durduracaklar” diyen Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gelişen Türkiye’den rahatsız olanları biz de 16 Nisan’da evet, evet, evet diyerek rahatsız edeceğiz. Bu hain örgütlerin sonunu getiriceğiz. Ekonomiyi daha da büyüteceğiz. Türkiye’nin gücüne güç katacağız. Aydınlık yarınları hep birlikte inşa edeceğiz. Türkiye’nin istikrarını daha güçlü inşa edeceğiz. Biz ant içtik. 21’inci yüzyıl mutlaka Türkiye’nin yılı olacaktır. Hayalle yola çıktık. Türkiye daha fazla zaman kaybetmesin. Kaynakları çarçur olmasın. Ülkenin gençleri dağa çıkmasın. Genç yaşta yok olup gitmesin. Anneler ağlamasın. 14 yıldır bunun için çalışıyor bunun için gayret ediyoruz. Ama biz bunları yaparken bir yandan hızımızı gereksiz oyalıyorlar. Engeller çıkartıyorlar. Durmadan, yılmadan engelleri aşa aşa bu güne geldik. 16 Nisan’da yeni hükümet sistemiyle beraber Türkiye artık bu engellemelerden, ayak bağlarından kurtulacak. Bundan sonra hız kesmeden yoluna devam edecek. Nereye? Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine. Zaman kaybetmeden ilerlemeye devam edecek.”.
“EKONOMİK KİRİZLER ORTADAN KALKACAK”
Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi durumunda nelerin değişeceğini anlatan Başbakan Binali Yıldırım şunları söyledi:
“Yeni sistemle ekonomik krizlere tarihe karışacak. Belirsizlikler ortadan kalkacak. Ekonomi daha sağlam zeminde büyüyecek. Terörle mücadelede artık ihanetlere yer olmayacak. Güvenlik güçleri, devletin bütün kurumlarıyla hükümet her türlü terörün üzerine kararlılıkla gidecek. Ülkede kutuplaşmalar sona erecek. Millet bir olacak, beraber olacak, iri olacak ve birlikte Türkiye olacak. Kutuplaşma, gerilim ve korku siyasetinden medet umanlara artık işsiz kalacak. Muhalefet kendisini değiştirmek zorunda kalacak, çalışmak zorunda kalacak. Hainlerin, fitnecilerin, bölücülerin aramıza girmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Gereksiz boş tartışmalarla vaktimizi, kaynaklarımızı tüketmeyeceğiz. 16 Nisan’da özlediğimiz Türkiye’de anamızın sütü gibi ak oylarımızla inşa edeceğiz. Cumhuriyetimizin gücüne güç katacağız. 16 Nisan’da şehitlerimizin büyük Türkiye, bağımsız Türkiye hayallerini gerçeğe dönüştüreceğiz. Yeni sistemde güç, karar tamamen millete veriyoruz. Bundan sonra milletten yetki almayan birisi çıkıp yetki kullanamayacak. Yeni sistemde hükümet krizleri artık tarihe karışıyor. Cumhurbaşkanlığı seçim krizi diye bir şey kalmıyor. Darbelerin sonu gelecek. Geleceğe emin adımlarla yürüyor. 16 Nisan sadece kağıt üzerinde beyaz ‘evet’ bölümüne mühür basmakla kalmayacağız. 16 Nisan’da Türkiye’nin geleceğini aydınlatacağız. Geleceğin büyük Türkiye’sini inşa edeceğiz. Terör örgütlerine hak ettikleri cevabı vereceğiz. Almanya’ya da Hollanda’ya da, Avrupa’da ‘hayır’ çıkması için gayret edenlere de gereken cevabı vereceğiz. Evet çıktığı zaman Türkiye’nin bütün düşmanlarının hevesi kursaklarında kalacak. Terör diz çökecek. Türkiye’nin büyümesinden rahatsız olanlar diz çökmeye mecbur kalacak.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Zonguldak merkezli 3 ilde FETÖ operasyonu: 9 gözaltı

DHA
11 Mart 2017 – 18:49Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 18:49

Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK, (DHA) – ZONGULDAK merkezli 3 ilde düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda, 3’ü kadın, 9 kişi gözaltına alındı.
Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, sabah saatlerinde Zonguldak’ın yanı sıra Kocaeli ve Sakarya’da eş zamanlı operasyon düzenledi. KHK ile görevinden ihraç edilen ve açığa alınanların da aralarında bulunduğu memurlar T.Ş., S.Ç., Y.Ç., O.P., S.D., hemşire G.Ö., veteriner N.K., sosyal hizmet uzmanı N.K. ve S.D. gözaltına alındı.
İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen şüphelilerin sorgusu devam ediyor.
Kaynak: Hürriyet

Adil Öksüz’ün yeğeni FETÖ operasyonunda gözaltına

Ramazan ÇELİK (DHA)�
11 Mart 2017 – 17:42Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 17:42

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY operasyonunda, örgütün haberleşme programı ByLock kullandıkları ve örgütle bağlantısı bulundukları iddiasıyla 8 Mart’ta Hatay, İstanbul, Ankara, Gaziantep, Manisa, Adana, Kahramanmaraş, Antalya, Isparta, Batman ve Konya’da belirlenen adreslere eş zamanlı baskın yapıtı. Operasyonda 104 şüpheli gözaltına alınırken bu kişilerin arasında Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde görevli çok sayıda profesör, doçent ve yardımcı doçent olduğu bildirildi.

Hatay Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan şüpheliler arasında FETÖ’nün firari Hava Kuvvetleri imamı olduğu ileri sürülen Adil Öksüz’ün yeğeni Hüseyin Öksüz’ün de yer aldığı ortaya çıktı. Operasyon kapsamında Adana’da yakalandığı belirtilen Hüseyin Öksüz’ün bir üniversite profesör olduğu ve meslekten ihraç edildiği bildirildi. Şüphelilerin sorgusu hale devam ediyor.
Kaynak: Hürriyet

Zeybekci’den “siyaset normalleşecek” açıklaması

DHA
11 Mart 2017 – 17:29Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 17:29

Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK, (DHA) – EKONOMİ Bakanı Nihat Zeybekci, Uşak’ta yaptığı konuşmada, 16 Nisan referandumunun ardından anayasa değişikliğinin kabul edilmesi halinde siyasetin normalleşeceğini ve siyasi uçların törpüleneceğini söyledi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, işadamları, oda, borsa ve sivil toplum kuruluşları başkanlarıyla toplantı yapmak ve partisinin il danışma toplantısına katılmak üzere Uşak’a geldi. Denizli’den karayoluyla Uşak’a gelen Bakan Zeybekci, Uşak Ticaret ve Sanayi Odası’nda (UTSO) Vali Ahmet Okur, AK Parti Uşak Milletvekilleri Alim Tunç ve Mehmet Altay, AK Partili Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan, UTSO Başkanı Selim Kandemir ve oda başkanları tarafından karşılandı.
UTSO toplantı salonunda oda ve borsa başkanlarıyla basına kapalı toplantı yapan Zeybekci, daha sonra Ramada Otel’de UTSO, Uşak Organize Sanayi Bölgesi ve Uşak Deri Karma Organize Sanayi Bölgesi tarafından düzenlenen istişare toplantısında işadamlarıyla buluştu.
Uşak iş dünyasına seslenen Zeybekci, “Dünyayla beraber dönerseniz dünyanın hızını yakalarsınız. Yavaş giderseniz geride kalırsınız. Bizim hedefimiz dünyadan daha hızlı gitmek. ‘Sen bu yolun yolcusu değilsin’ diye yolun dışına itildik. Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye dünyadaki birçok ülkeye göre başarılı. 3 bin dolarlık milli gelir 10 bin dolara çıktı ve dünyanın 16’ncı, Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisiyiz. Şu anda 5 kat artan bir ihracat var ve biz bu mucizeyi çok zorluklara rağmen gerçekleştirdik” dedi.
“15 TEMMUZ BİR DARBE DEĞİL, İŞGAL GİRİŞİMİYDİ”
Denizli ve Uşak’ın önemli iki kent olduğunu belirten Bakan Zeybekci, “Otoyol, hızlı tren ve hükümetin yaptığı çalışmalarla Uşak çok farklı yerlerde olacak. 65’inci hükümet olarak göreve başladığımızda dünyanın en büyük teşvik ve yatırım seferberliğini başlatacakken, o hain işgal girişimi yaşandı. 15 Temmuz bir darbe değil, işgal girişimiydi. 15 Temmuz, ülkemizi soyu belirsizlere yamamak için yapıldı. Bu darbe girişimi, bu milletin feraseti, inancı ve Allah’ın yardımıyla atlatıldı. Fransız devrimi ve İngilizlerin kral ve kraliçeyi sınırlayıcı devrimleri nasıl anılıyorsa, 15 Temmuz da öyle anılacaktır” diye konuştu.
15 Temmuz’da yaşananların Almanya ve Hollanda’da gerçekleşmesi halinde bankaların uzun süre açılamayacağını öne süren Zeybekci, Türkiye’nin geldiği noktanın bir destan olduğunu savundu ve şöyle devam etti:
“Yeniden toparlandık ve herşeye rağmen 2016 yılının birinci ve ikinci çeyreğinde yüzde 4.5 ortalama ile büyüdük. İnşallah mart ayı sonunda ihracatı yükselteceğiz. Uşak’ta da 300 milyon doların üzerine çıkmayı istiyoruz. Bu coğrafyada bize tehdit olarak terör örgütleri türettiler ve alfabede kullanmadık harf kalmadı. Mehmedim şu anda çöktü tepelerine ve gerekeni yapıyor. Dünyanın öbür ucundan gelip, kurgularda bulanacaksın ve bundan etkilenen Türkiye’ye dur diyeceksin. Herkes haddini bilecek ve biz bu coğrafyada masum gözyaşlarının dökülmesine izin vermeyeceğiz. Bugüne kadar hep kurgulanan bir düzen üzerinden bunu yapmaya çalıştılar. Hep Türkiye’nin dilediklerinde aşağıya indirdikleri bir ülke olmasını istediler. Bunun rantını hep bunlar aldılar ve 1960’tan beri böyle olsun istediler. Menderes’ten sonra sürekli darbeler yapmaya çalıştılar. Kıbrıs’tan sonra Ecevit tek başına geldi ve sonra allem edip, kallem edip onu da indirdiler. 1980’i hazırladılar ve Evren olgunlaşmasını beklediklerini söyledi. Bu millet, buna da izin vermedi ve bir gecede ANAP’ı iktidar yaptı ve Özal’la bu milletin kaderi değişti. Yeniden bir kalkınma hamlesi başladı. Yine bu sistem ve bunların otomatikleri devreye girdi ve alem ve kalem etmeye başladılar. O dönemde bu sistemden iktidar çıkarmak için seçim rüşvetleri başladı. 32 yaşındaki erkekler seçim rüşveti olarak verildi. O ihanetlerin bedeli hala Türkiye’nin sırtındadır ve bunu 32, 33 ve 35 yaşında emekli olanların torunları ödemek zorundadır.”�
“ÖDEDİĞİMİZ VERGİLER FAİZE GİTTİ”
Dünyadaki büyümenin 1990- 2000 yılları arasında hız kazandığını anlatan Bakan Zeybekci, “Kore o tarihlerde Kore oldu. Biz o tarihlerde kendi kuyruğumuzu kovalıyorduk. 2001 krizinde bir gecede batan bankaların bu ülkeye maliyeti 46 milyar dolardır. O günkü Türkiye’nin bu ülkeye maliyeti 200 milyar dolardır. Bugün Türkiye’nin milli geliri 865 milyar dolardır. O parayı Uşak’taki sanayicilere dağıtsan, 1 trilyon dolardan fazlaydı. 2002 yılında benim senin, onun, bunun ve şunun ödediği verginin yüzde 87’si faize gidiyordu. Bugün 100 liranın 10 TL’si faize gidiyor ve Tayyip Erdoğan bu yüzden de her gün başımızda boza pişiriyor. Çünkü kendisi bu milletin emanetini canından aziz biliyor. 2001 ve 2002 krizlerinde faiz ödememiş olsaydık, Türkiye bugün 17 bin dolarlık milli gelir seviyesinde olacaktı. Avrupa’nın 4’üncü büyük ekonomisi olacaktık. Biz bu dayağı niye yedik, çünkü bu sistem bizi bu dayağa mecbur kılıyor. Bu sistemi kurgulayanlar böyle kurgulamışlar. Sistem, Türkiye’yi yatağa bağlamış veya ayakta kötürüm etmiş” diye konuştu.
16 Nisan’da milleti hastalıklardan kurtarmak için yeni bir sistem seçileceğini savunan Nihat Zeybekci, “Bu hastalıklı sistem, millete kader olarak dayatılamaz. Seçimler 2019’da olacak ve bu tarihe kadar Türkiye’de bazı şeyler muhteşem güzel olacak. Siyaset normalleşecek, siyasi partiler normalleşecek, uçlar törpülenecek. CHP’ye oy verenlerin yüzde 70’i partisinin tek başına iktidar olacağına ihtimal vermiyor. Bu sistem normal seçimlerle iktidara gelecek olan bir muhalefet yaratacak. Bu sistem kim olursa olsun yüzde 50 zorunluluğunu getirdiği için, milleti değerleriyle barışık hale getirecek. Tayyip Erdoğan kim? Tayyip Erdoğan bir fani. Bu sistem Tayyip Erdoğan’dan sonrasını garantiye almak için kurgulanan bir sistemdir. Millet gelene, 5 yıl kesintisiz olarak iktidar olanağı tanıyacak” dedi.
Almanya ve Türkiye’nin arasını açmak isteyen grupların bulunduğunu iddia eden Bakan Zeybekci, “Alman Del Spigel Gazetesi 23 Temmuz günü, 15 Temmuz’u kapak yapıyor ve bir zamanlar demokrasi vardı yazıyor. Bu ihanet gerçek olsaydı ve darbe gerçekleşseydi, meclis ve yargı darmadağın edilmiş olsaydı, Türkiye’de demokrasi kazanmış mı olacaktı? Bu Türkiye’ye bir operasyon ve devamıdır. Almanya bir ülkedir ve devlettir. Bu Almanya’nın içinde Türk – Alman dostluğu ve oluşacak devasa sinerjiyi ortadan kaldırmak isteyen bir oyundur ve mayın atmaktır ortaya. Avusturya’da bir havalananında ‘Türkiye’ye gitmeyin’ yazıyor ve eminim ki onu yazan ya PKK’lı ya da FETÖ’den birinden. Almanya’da 2 etkinliğimiz vardı ve gittik. Denizlili hemşerilerimizle bir toplantı yaptık. Bu sefer de Alman Bild gazetesi, dünyanın en ilkel ülkesindeki bir gazete de olsa bu sözü yazmaz. Bu gazete ne dedi biliyor musunuz? Medeniyet ve demokrasiden dem vuran o ülkenin gazetesi, ‘Erdoğan, Köln’e en azılı tasmalı köpeğini gönderdi’. 23 Temmuz’da başlayan bu soysuzlukla demokrasinin olmadığı bir Türkiye imajı yaratılmaya çalışıldı. 1,5 milyon sadece Almanya’da seçmenim var ve onlara ulaşmak benim hakkım. Sen de egemen bir ülkeysen bunu sağlamak zorundasın” dedi.
Zeybekci, işadamları ile yaptığı iştişare toplantısının ardından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İl Danışma Toplantısı’na katılarak partililere seslenecek.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Adil Öksüz’ün yeğeni FETÖ operasyonunda gözaltına alındı

DHA
11 Mart 2017 – 17:11Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 17:11

Ramazan ÇELİK/HATAY, (DHA) -HATAY merkezli 11 ilde eş zamanlı düzenlenen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) operasyonunda gözaltına alınanlar arasında firari Adil Öksüz’ün yeğeni eski profesör Hüseyin Öksüz’ün de bulunduğu bildirildi.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY operasyonunda, örgütün haberleşme programı ByLock kullandıkları ve örgütle bağlantısı bulundukları iddiasıyla 8 Mart’ta Hatay, İstanbul, Ankara, Gaziantep, Manisa, Adana, Kahramanmaraş, Antalya, Isparta, Batman ve Konya’da belirlenen adreslere eş zamanlı baskın yapıtı. Operasyonda 104 şüpheli gözaltına alınırken bu kişilerin arasında Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde görevli çok sayıda profesör, doçent ve yardımcı doçent olduğu bildirildi.
Hatay Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan şüpheliler arasında FETÖ’nün firari Hava Kuvvetleri imamı olduğu ileri sürülen Adil Öksüz’ün yeğeni Hüseyin Öksüz’ün de yer aldığı ortaya çıktı. Operasyon kapsamında Adana’da yakalandığı belirtilen Hüseyin Öksüz’ün bir üniversite profesör olduğu ve meslekten ihraç edildiği bildirildi.
Şüphelilerin sorgusu hale devam ediyor.
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanı Erdoğan” İki kat daha zengin olacaktık”

DHA
11 Mart 2017 – 17:09Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 17:09

Özgür ALTUNCU -Yaşar KAÇMAZ/İSTANBUL,(DHA) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çekmeköy toplu açılış törenlerine katıldı. Erdoğan burada bir konuşma yaparak, “16 Nisan, 15 Temmuz’un hesabını sorma günüdür. 15 Temmuz darbe girişi, ‘hayır’ diyenler onlarla beraber mi? Dikkat edin Kandil’den haber gönderiyorlar. FETÖ , Pensilvanya’dan haber gönderiyor, ‘hayır’ deyin. Bilesiniz ki ‘hayır’ diyenlerin şu anda attığı adım budur. Ve bunlar şu anda bölücü terör örgütlerine destek verenlerdir. Niye ‘evet’ diyemiyorlar çünkü ‘evet’ onların bu ülkedeki geleceğini karartacaktır. Şunun unutmayın, peygamberimizin sözüdür, ‘kişi sevdikleriyle ile beraberdir. Sen Kandil’i mi seviyorsun, onlarla berabersin. Ne diyor Kandil ‘hayır’. ‘Hayır’ diyenler onlarla beraber haşr olunacaktır. Bu kadar açık ortada, gerçekler ortada” dedi.
“BUGÜNKÜNDEN 2 KAT DAHA BÜYÜK OLACAKTIK, 2 KAT DAHA ZENGİN OLACAKTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri diyor ki ‘cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemi milletin karnını mı doyuracak?’ Evet. Yeni sistem milletin karnını doyuracak. Ülkemizin koalisyon hükümetleri döneminde ortalama oranı yüzde 4 iken, tek parti hükümetleri döneminde bu oran yüzde 5.9 yani 6. Bir başka ifadeyle, şayet Türkiye son 25 yıldır, cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetiliyor olsaydı ekonomik açıdan bugünkünden 2 kat daha büyük olacaktık, 2 kat daha zengin olacaktık. Koalisyon dönemlerinde milletimizin cebinden çalınan paralar son 14 yılda olduğu gibi yatırıma istihdama dönüştürülseydi, bugün olduğumuz yerin 2 kat daha ilerisinde olacaktık. Koalisyon dönemlerinde tek parti yıllarına göre faizlerin 4 kat, bugünküne göre de 10-11 kat fazla olduğunu görürüsünüz. Eğer faiz giderlerinin milli gelire oranı biz iktidara gelmeden önce 2002 yılı seviyesinde olsaydı 1 trilyon 800 milyar lira faiz ödemesi yapacaktık. Eski rakamla söylemiyorum. Halbuki bu dönemde faiz yükümüz 700 milyar lirada kaldı. Aradaki 1 trilyon 100 milyar liraya ne oldu. O para alt yapı, eğitim, sağlık yatırımı olarak milletimizin hizmetine sunuldu” diye konuştu.
“ARADAKİ FARK MİLLETİN CEBİNDE KALDI”
Erdoğan, “Bize düşman olanların kuyruk acısı kendi ceplerine atmak istedikleri bu 1 trilyon 100 milyar lirayı milletimizin cebine aktarmış olmamızdan kaynaklanıyor. Faiz giderleri biz geldiğimiz de, devletin borçlanma faizi yüzde 63’dü. Biz bunu tek haneli rakamlara düşürdük. Aradaki fark milletin cebinde kaldı” dedi.
“1 KASIM’DA YENİDEN DURUMU TOPARLADIK”
Erdoğan, “7 Haziran ülkemizdeki siyasi tablonun ne kadar kırılgan olduğunu hepimizde gösterdi. 1 Kasım’da yeniden durumu toparladık. Ama bir daha aynı tehlikeyi kim göze alabilir. Cumhurbaşkanlığı sistemi siyasette ve ekonomide istikrarı sağlayarak son 14 yıldaki bu tabloyu kalıcı hale getirecektir. Varsın kriz tacirleri bize düşman olsun, bize milletimizin sevgisi, teveccühü, hayır duası yeter” diye konuştu..
(FOTOĞRAF)
Kaynak: Hürriyet

Erdoğan: 2 kat zengin olacaktık

Özgür ALTUNCU (DHA)
11 Mart 2017 – 17:09Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 17:09

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çekmeköy toplu açılış törenlerine katıldı. Erdoğan burada bir konuşma yaparak, “16 Nisan, 15 Temmuz’un hesabını sorma günüdür. 15 Temmuz darbe girişi, ‘hayır’ diyenler onlarla beraber mi? Dikkat edin Kandil’den haber gönderiyorlar. FETÖ , Pensilvanya’dan haber gönderiyor, ‘hayır’ deyin. Bilesiniz ki ‘hayır’ diyenlerin şu anda attığı adım budur. Ve bunlar şu anda bölücü terör örgütlerine destek verenlerdir. Niye ‘evet’ diyemiyorlar çünkü ‘evet’ onların bu ülkedeki geleceğini karartacaktır. Şunun unutmayın, peygamberimizin sözüdür, ‘kişi sevdikleriyle ile beraberdir. Sen Kandil’i mi seviyorsun, onlarla berabersin. Ne diyor Kandil ‘hayır’. ‘Hayır’ diyenler onlarla beraber haşr olunacaktır. Bu kadar açık ortada, gerçekler ortada” dedi.

“BUGÜNKÜNDEN 2 KAT DAHA BÜYÜK OLACAKTIK, 2 KAT DAHA ZENGİN OLACAKTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri diyor ki ‘cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemi milletin karnını mı doyuracak?’ Evet. Yeni sistem milletin karnını doyuracak. Ülkemizin koalisyon hükümetleri döneminde ortalama oranı yüzde 4 iken, tek parti hükümetleri döneminde bu oran yüzde 5.9 yani 6. Bir başka ifadeyle, şayet Türkiye son 25 yıldır, cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetiliyor olsaydı ekonomik açıdan bugünkünden 2 kat daha büyük olacaktık, 2 kat daha zengin olacaktık. Koalisyon dönemlerinde milletimizin cebinden çalınan paralar son 14 yılda olduğu gibi yatırıma istihdama dönüştürülseydi, bugün olduğumuz yerin 2 kat daha ilerisinde olacaktık. Koalisyon dönemlerinde tek parti yıllarına göre faizlerin 4 kat, bugünküne göre de 10-11 kat fazla olduğunu görürüsünüz. Eğer faiz giderlerinin milli gelire oranı biz iktidara gelmeden önce 2002 yılı seviyesinde olsaydı 1 trilyon 800 milyar lira faiz ödemesi yapacaktık. Eski rakamla söylemiyorum. Halbuki bu dönemde faiz yükümüz 700 milyar lirada kaldı. Aradaki 1 trilyon 100 milyar liraya ne oldu. O para alt yapı, eğitim, sağlık yatırımı olarak milletimizin hizmetine sunuldu” diye konuştu.

“ARADAKİ FARK MİLLETİN CEBİNDE KALDI”

Erdoğan, “Bize düşman olanların kuyruk acısı kendi ceplerine atmak istedikleri bu 1 trilyon 100 milyar lirayı milletimizin cebine aktarmış olmamızdan kaynaklanıyor. Faiz giderleri biz geldiğimiz de, devletin borçlanma faizi yüzde 63’dü. Biz bunu tek haneli rakamlara düşürdük. Aradaki fark milletin cebinde kaldı” dedi.

“1 KASIM’DA YENİDEN DURUMU TOPARLADIK”

Erdoğan, “7 Haziran ülkemizdeki siyasi tablonun ne kadar kırılgan olduğunu hepimizde gösterdi. 1 Kasım’da yeniden durumu toparladık. Ama bir daha aynı tehlikeyi kim göze alabilir. Cumhurbaşkanlığı sistemi siyasette ve ekonomide istikrarı sağlayarak son 14 yıldaki bu tabloyu kalıcı hale getirecektir. Varsın kriz tacirleri bize düşman olsun, bize milletimizin sevgisi, teveccühü, hayır duası yeter” diye konuştu.
Kaynak: Hürriyet

CHP’li İnce: Biz Köroğlu’nun torunuyuz

DHA
11 Mart 2017 – 17:00Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 17:00

Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, (DHA) – CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, referandum çalışmaları kapsamında kentte yaptığı konuşmada, referandumda ‘evet’ denilirse 600 milletvekilinin seçileceğini, dışarıdan atanan bakanlar ve cumhurbaşkanı yardımcılarıyla bu sayının 650’ye çıkacağını belirterek, “Ben bir kamyon şoförünün oğlu olarak bu fakir milletin parasının 650 milletvekiline bölünmesini içime sindiremiyorum.  Onun için ‘hayır’ oyu vereceğim” dedi.
Cumhuriyet Meydanı’nda otobüs üzerinden halka hitap eden İnce, “Bu topraklarda unutmayın ki Köroğlu vardı, Bolu Bey’ine meydan okudu. Yarın bu meydana gelecek olan Binali Yıldırım diyor ki; ‘Siz Bolu Beyi’nin torunusunuz.’ Cehaleti görüyor musun? Onlar Bolu Beyi’nin torunu olabilir, biz Köroğlu’nun torunuyuz” dedi. Bütün kumpaslara karşı durduklarını belirterek, referandumda hayır denilmesini isteyen İnce, “1 Mart tezkeresi geldi, onlar ‘evet’ dedi biz ‘hayır’ dedik. Ardından FETÖ geldi yargıyı teslim aldı 2010’nda, onlar ‘evet’ biz ise ‘hayır’ dedik. Kumpas davaları geldi. Balyoz, Ergenekon geldi. Generalleri gazetecileri hapse attılar. Onlar ‘evet’, biz ‘hayır’ dedik. Kozmik oda geldi, onlar ‘evet’ dedi, biz ‘hayır’ dedik. Ardından Habur’da terörist karşılama geldi. Ne dediler? ‘evet’ dediler, biz ‘hayır’ dedik. Ardından çözüm süreci geldi. Onlar ‘evet’ biz ‘hayır’ dedik. Akil insan dediler, biz ‘hayır’ dedik, onlar ‘evet’ dedi. Şimdi 16 Nisan’da ‘evet mi’ diyeceğiz, ‘hayır mı ?’ Ben madde madde neden ‘hayır’ dememiz gerektiğini anlatacağım ama emin olun ki onlar bu meydana gelip neden ‘evet’ dememiz gerektiğini söyleyemeyecekler” dedi.
Referandumda ‘evet’ çıkması durumunda Türkiye’nin sistem değişikliğine gidileceğini, devlet başkanının istediğini yapabileceğini söyleyen İnce, bu konuda Ak Partilileri de uyarıp, referandumda ‘hayır’ demelerini istedi. Muharrem İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi ‘evet’ dediğimiz zaman bu sisteme, bakanlar dışarıdan olacak. Milletvekillerinden olmayacak. 30 kişi onlar. 20 de cumhurbaşkanı yardımcısı, 600 de milletvekili. Etti mi 650. Türkiye’nin nüfusu ne kadar? 80 milyon. Milletvekili sayısı 650 olacak. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki milletvekili sayısı kaç? 435. 300 milyona 435, 80 milyonluk Türkiye’ye 650. Evet verecek olan Yalovalılara sesleniyorum; senin vicdanın bunu kabul ediyor mu? Yani Türkiye’ye 300 milletvekili yeter. Trilyonlarca lira milletvekillerine maaş vereceğiz. Ben bir kamyon şoförünün oğlu olarak bu fakir milletin parasının 650 milletvekiline bölünmesini içime sindiremiyorum. Onun için ‘hayır’ oyu vereceğim.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Ak Partili Petek: Darbenin siyasi ayağı tespit edilemedi

DHA
11 Mart 2017 – 16:48Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 16:48

Yasin DALKILIÇ/ KAYSERİ,(DHA)- DARBE girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek, “Meclis Araştırma komisyonunda 141 kişi dinlendi. Yurtta sulh konseyinin 38 kişiden oluşmaktadır. Darbenin siyasi ayağı ise tespit edilemedi” dedi.
Tüketiciler Birliği’nin davetlisi olarak Kayseri’ye gelen TBMM Darbe girişimi Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek, Büyükşehir Belediyesi Meclis salonunda ’28 Şubat’ta Direniş, 15 Temmuz’da Diriliş ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ konulu toplantıya katıldı. Petek, “Dünya hayatının geçici olduğuna inanırken, sanki dünya hayatı geçici değilmiş gibi kavgalar ediyoruz. Cebire şiddete dayanan her türlü gayrimeşru girişim darbedir ve ayağımızın altındadır. Ben, 28 Şubat’ta savcı iken, yüce kitabımız suç delili olarak bana getirilmişti. Şimdi de Bodrum’da FETÖ ile mücadele kapsamında basılan bir evde, Kuran-ı Kerim evden alınarak suç delili olarak kayda geçiliyor. Konu ile ilgili, Muğla Başsavcılığını aradım ve ‘Böyle rezalet olmaz’ dedim. Başsavcılık gereğini yaptı. Şimdi FETÖ ile mücadelede geniş anlamda büyük mağduriyet içerisinde olanlar söyleniyor. Mağduriyet yaşayanlar var mıdır? Evet vardır. Ancak, mağduriyetin giderilmesi için kör sağır olmuş iktidar yok. Mağduriyet yaşadığı ifade edenler kendi haklarını yargı yolunu açarak arayabilecekler” diye konuştu. Petek sözlerini şöyle sürdürdü:
“15 Temmuzda Cumhurbaşkanlığı külliyesi yanında bulunan Jandarma birliği, darbecilerin asıl merkeziydi. Her tarafa faks çekilen yer oradır. Özel Harekat operasyon yapıyor. 18 darbeci teröristi ölü olarak, diğerlerini de beyaz külotları ile teslim aldılar. 28 Şubat darbecileri ile FETÖ darbecileri arasında ne fark var? Birisi açıktan dindarlar üzerine zulüm yapıyor. Diğeri de, milletin parasını himmet diye sömürdü. Fethullah Gülen denen alçak, 28 Şubat’ta ‘Başörtüsüne teferruattır’ demişti. O dönem Müslümanların direnişlerini kıranlardan birisi Fethullah Gülen’dir. O zamanki askeri yönetime yalakalık, köpeklik yaptı. Seçilmiş insanlarla kendi yönetimini sağlıyorsa doğru olan budur. Türkiye de kökü dışarıda olmayan bir darbe yoktur. Dış güçlerin ülkemizde kurmak istediği baskı nedeniyle darbe olur. 15 Temmuz darbe girişimini araştırdığımızda 141 kişiyi dinledik. Yurtta Sulh Konseyinde anılan 38 isim var. Bununla ilgili Ankara’da kamu davası açıldı. Darbenin siyasi ayağı ile ilgili yapılan incelemelerde iktidardan ve muhalefetten bir isim tespit edilmiş değil. Fethullah Gülen 1967’den bu yana bir proje olarak görevlendirilmiş, kendini çok iyi gizlemiştir. FETÖ’nün siyasi ayağını detaylı incelemek için 1967’den 2016’ya kadar incelemek gerekir. Siyasi destek aranıyorsa rahmetli Bülent Ecevit’in mektubu ile Papa ile görüşmüştür. Tansu Çiller’den komisyon için yazılı cevap aldık. Görüştüklerini inkar etmedi. Ancak, o dönem örgüt olarak görmedikleri için görüştüklerini belirttiler. Fethullah Gülen, cemaatteki insanları (Perşembe günü Peygamberle, haftanın belirli günü Allah’la görüşüyorum) diyerek kandırdı.”
Konferansa Reşat Petek’in yanı sıra AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Kocasinan Kaymakamı Ali Candan, Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin ve çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcisi katıldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

AB Bakanı Çelik: Teröristler Hollanda’da rahatça toplantı yapabiliyor

DHA
11 Mart 2017 – 16:05Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 16:05

Malik GÖDELİNER/YUMURTALIK(Adana), (DHA)-AVRUPA Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağına Hollanda’ya iniş izin verilmemesiyle ilgili olarak, “Hollanda’da teröristler rahatça dolaşıp toplantı yapabiliyor” dedi.
Adana’nın Yumurtalık İlçesi’nde referandum toplantılarına katılan Bakan Ömer Çelik, halka hitap etti. Hollanda’da PKK’lı ve FETÖ üyesi teröristlerin rahatça dolaşıp toplantı yapabildiğini hatırlatan Çelik, şu açıklamayı yaptı:
“Gerçi bunu yaparak, bizim vatandaşlarımızla buluşmamızı engelleyerek, 16 Nisan’da onlara sandıklardan ‘evet’ çıkmasının Türkiye için ne kadar faydalı olacağını anlatmamızın önüne set çektiklerini zannediyorlar. Fakat farkında değiller ki, bu yaptıklarıyla aslında çeşitli konularda yeterince zihni berraklaşmamış vatandaşlarımızın ya da kararsız durumdaki vatandaşlarımızın bile kararını evet yönünde netleştirmiş oldu. Yani onlar Türkiye’nin cumhurbaşkanına saldırdığı zaman, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bakanlarını engellemeye çalıştığı zaman, bizim vatandaşlarımız onlara vereceği cevap bellidir. Rejim değişikliğinden bahsediyorlar. Bakın Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimi, laik, demokratik, sosyal hukuk devletidir. Türkiye 1923’ten beri vatandaşımızın rejimle problemi olmamıştır. Rejim değişikliği halkın iradesinin gasp edilmesidir. Bizim rejimimizin esası demokratik cumhuriyettir, bunun esası egemenlik kayıtsız şartsız millete ait demektir.”
Çelik, Yumurtalık’ın ardından Karataş İlçesi’nde de vatandaşlarla bir araya gelip, referandumda neden evet denilmesi gerektiğini anlattı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

DSP Genel Başkanı Aksakal: Türkiye 100 yıl öncesinin görüntüleriyle karşı karşıya

DHA
11 Mart 2017 – 15:39Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 15:39

İbrahim MAŞE/MERSİN, (DHA) – DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Türkiye’nin 100 yıl öncesinin görüntüleriyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde basın mensupları ile bir araya gelen Önder Aksakal, geçtiğimiz 15 yıl içerisinde Türkiye’nin ekonomisiyle birlikte dış politikası ve siyasetinin bitirilme noktasına getirildiğini söyledi. AK Parti’nin ülkeyi kan deryasına çevirdiğini ifade eden Aksakal, “Bütün komşularıyla barışık bir ülke durumundan, maalesef tüm dünya ile kavgalı bir devlet haline getirildik. Çağdaş medeniyetlerin yolundan çıkarılıp, kara Afrika’nın, Ortadoğu’nun karanlık dehlizlerine sürüklendik. 150 milyar dolar toplam borçla devrettiğimiz devleti, biliyorsunuz AK Parti’ye devleti DSP teslim etmişti. Tertemiz devlet, sorunsuz, kavgasız ve sorunsuz bir toplum teslim etmişti, sıfır terörle. Bugün trilyon dolarlar seviyesinde bir batağın içine sürükleyen AK Parti iktidarı, devleti sıfır terörle teslim aldığı ülkeyi bir kan deryasına çevirmiştir” dedi.
NASIL KANDIRILDIKLARINI ANLATACAĞIZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i eleştiren Aksakal, “Bugün AK Parti’nin koltuk değneği olmuş, dilinden milliyetçiliği düşürmeyen, insanları da olmayan aklınca imalı bir şekilde halkı tehdit eden ve bize göre bu bölgenin, Çukurova bölgesinin, Toros bölgesinin içinden çıktığını iddia eden ve sözde milliyetçi söylemleri ile Bahçeli gibi siyaset figüranları, başrol oyuncularıyla birlikte bu emperyalist emellerin bataklığında yok olup gideceklerdir. Hiçbir ihtiyaç yokken durduk yere devletin temel taşlarıyla oynayanların geçmişte PKK ve FETÖ terör örgütleri tarafından kandırıldıkları gibi şimdi de bu sahte hayırcılar tarafından ortaya atılan bir tezgahla, Bahçeli ve Perinçek ikilisiyle tezgahlanan oyunlarla nasıl kandırıldıklarını anlatacağız” diye konuştu.
İktidarın, emperyalizmin dümen suyuna teslim olduğunu kaydeden Aksakal, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sıfırı tüketmiş müflis tüccar misali olan biteni her şeyi örtbas etmek için darbe dönemlerinin hikayeleriyle ve hatta Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki şartlarda oluşan olaylarla insanlarımızı oyalama çalışıyor. Deniz bitmiştir. Gemi karaya oturmuştur. 17 Nisan günü gerçekler gün gibi ortaya dökülür. Kendileri de biliyorlar ki 16 Nisan akşamı sandıklardan çıkacak bu halkın iradesi bir şamar gibi patlayacaktır. İşte bu korku, iktidar ve yandaşlarını acımasız ve saldırgan bir hale getirmiştir. Bu tehlikeli bir gidiştir. Biz bu filmi 12 Eylül darbesi öncesinde izlemiştik. Demokrasiyi ve eşitliği arayanlara karşı elleri muştalı, yüzleri maskeli, ağızları salyalı tetikçilerin saldırıları, nihayetinde toplumun da kutuplaşmasına ve kardeşi kardeşe düşman olacak hale getirmişti. ”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

KOM’dan başarılı iki operasyon

DHA
11 Mart 2017 – 14:56Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 14:56

ERZURUM, (DHA)-Erzurum İl Emniyet Müdürlüğü, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri FETÖ/PDY ve sigara kaçakçılarına yönelik düzenlediği iki ayrı operasyonda 10 kişiyi gözaltına aldı.

KOM Şubesi ekipleri ilk olarak FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik yaptığı operasyonda aralarında doktor ve hemşirelerin bulunduğu 7 sağlık çalışanını gözaltına aldı. Bir taraftan terör örgütü ile mücadele veren ekipler, diğer taraftan da zehir tacirlerine göz açtırmıyor. Şüphelendikleri bir yolcu minibüsünü durduran ekipler aracın muhtelif yerlerine zulalanmış vaziyette 19 bin 250 paket kaçak sigara ele geçirdi. Konu ile ilgili olarak 3 şüpheli şahıs gözaltına alınarak haklarında adli işlemler başlatıldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Adalet Bakanı Bozdağ” Evetleri öyle patlatmalıyız ki Merkel Almanya’dan duyduğunda o sesle yerinden fırlamalı”

DHA
11 Mart 2017 – 14:54Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 14:54

Yüksel KOÇ/İSTANBUL,(DHA) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ak Parti Kartal İlçe örgütü tarafından düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, “28 Şubat’ın önden çekeni CHP’dir, arkadan itişli araba desek arkadan iteni de CHP’dir. Şaşakçısı da CHP’dir. Merhum Erbakan’ı iktidardan indirmek için 28 Şubatçılarla beraber çalışan da bunlar. Ama dikkat edin Erbakan hocamızı anma toplantısına Sayın Kılıçdaroğlu gitti katıldı, elini açtı, Erbakan hocamız için dua etti. Eğer bu halk oylaması olmasaydı, Saadet Partililerin oyuna ihtiyacı olmasaydı vallahi hiçbir güç Kılıçdaroğlu’nu Erbakan’ı anma toplantısına götürüp Erbakan hocaya dua ettiremezdi” dedi.
Avrupa Konseyi üyesi bazı ülkelerin sanki kendi ülkelerindeki hükümet sistemi değişiyormuş gibi telaşta olduklarını söyleyen Bakan Bozdağ, “Türkiyemiz için ve geleceğimiz için 16 Nisan’da sandıklarda evetleri patlatmalıyız. Öyle patlatmalıyız ki Merkel Almanya’dan duyduğunda o sesle yerinden fırlamalı” dedi.

Ak Parti Kartal İlçe örgütü tarafından Kartal’da düzenlenen etkinliğe katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hükümet sistemi değişikliği, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun değişikliğe ilişkin tek adamlık eleştrisi, yine Kılıçdaroğlu’nun Erbakan’ın anma toplantısına katılması, bazı bakanların etkinliklerinin bazı Avrupa ülkelerinde yasaklanmasıyla ilgili konuştu.
Bozdağ özetli şunları söyledi:
“15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü ortada. Onun için Türkiye’nin, Türk demokrasisinin, hukuk devletimizin, milli irademizin, seçilmişlerimizin bir daha darbelerle, muhtıralarla karşılaşmaması için, demokrasimizin asla kesintiye uğramaması için, başka güçlerin taşeronluğunu yapanların, başka devletler adına Türkiye’ye hiza ve istikamet vermemesi, verememesi için milletin iradesinin daima iktidarda kalması için bizim bu değişikliğe sahip çıkmamız şarttır.”
‘BU SİYASİ İSTİKRAR KONJONKTÜREL BİR DURUM’
“Biz diyoruz ki; Türkiye’nin Tayyip Erdoğan’dan sonra, Ak Parti’den sonra da daima güçlü bir iktidara ihtiyacı var. Diyeceksiniz ki; şimdi siyasi iktidar yokmu? Var. Güçlü iktidar yokmu? Var. Peki niye istiyorsunuz? Bu siyasi istikrar, güçlü iktidar sistemin doğal ve zorunlu sonucu değil, konjonktürel bir durum. Sistemimizi çok güçlü kuracağız ve istirkarı sistem kendisi ortaya çıkaracak. Onun için diyoruz ki; bu sistem değişikliği Tayyip Bey için değil. Ak Parti’den sonra, Tayyip Bey’den sonra Türkiye’nin daima siyasi istikrar ve daima güçlü iktidara sahip bir ülke olması için.”
KILIÇDAROĞLU’NA YANIT
“Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu çıkmış diyor ki bu yanlış. Tek kişi falan edebiyatı yapıyor. Ben de diyorum ki Sayın Kılıçdaroğlu’na; maden yanlış tek başlı yürütme, o zaman neden CHP’nin tek başlı bir genel başkanı var. İki tane genel başkan olsun CHP’ye. Madem çift başlılık çok iyi oluyor, eş genel başkan yap. Daha önce yaptığı bir açıklama var. Diyor ki; bu sistemde Başbakan ayrı partiden, Cumhurbaşkanı ayrı partiden olursa çok büyük kavgalar çıkar. Şimdi halk onu ayrı seçer bunu ayrı seçer. Sayın Kılıçdaroğlu, zaten biz senin dediğin bu gerekçeyle sistem değişikliğine gidiyoruz. Sen o zaman evetçisin, o zaman niye hayıra çalışıyorsun mübarek. Gel beraber evet diyelim bu işi bitirelim. Adamın kafası karışık. Milletin de kafasını karıştırmak istiyor.”
“Siz Türkiyeyi yönetecek yürütmeyi doğrudan istiyormusunuz istemiyormusunuz. Biz milletvekillerini, belediye başkanlarını, Cumhurbaşkanını doğrudan seçtiğimiz gibi doğrudan seçmeliyiz diyorsanız oyumuzun rengi evet. Yok ben milletvekilini seçerim, Cumhurbaşkanını seçerim, belediye başkanını seçerim doğrudan ama Türkiyeyi yönetecek hükümeti seçmeye ehil görmüyorum, ben aracılar seçeyim, vekiller. Onlar içinden hükümet çıkarsın diyorsa o zaman hayır diyeceksin.”
“28 Şubat’ın önde çekişli desek önden çekeni CHP’dir, arkadan itişli araba desek arkadan iteni de CHP’dir. Şaşakçısı da CHP’dir. Merhum Erbakan’ı iktidardan indirmek için 28 Şubatçılarla beraber çalışan da bunlar. Ama dikkat edin Erbakan hocamızı anma toplantısına Sayın Kılıçdaroğlu gitti katıldı, elini açtı, Erbakan hocamız için dua etti. Eğer bu halk oylaması olmasaydı, Saadet Partililerin oyuna ihtiyacı olmasaydı vallahi hiçbir güç Kılıçdaroğlu’nu Erbakan’ı anma toplantısına götürüp Erbakan hocaya dua ettiremezdi.”
‘EVETLERİ ÖYLE PATLATMALIYIZ Kİ MERKEL ALMANYA’DA DUYDUĞUNDA YERİNDEN FIRLAMALI
Ben geçenlerde Avrupada idim. Takip ettiniz orada olup bitenleri. Bugün de Almanya Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bir karar var. Orada gördüğüm bir manzara var; Türkiye’de hükümet sistemi değişiyor ama Almanyaya bakarsanız sanki Türkler Federal Almanya’nın hükümet sistemini değiştirmek için uğraşıyormuş gibi algı var. Avrupa Konseyi üyesi bazı ülkeler Türkiye’nin hükümet sistemi değil de kendi ülkelerinin hükümet sistemi değişiyormuş gibi telaştalar. Türkiye’nin hükümet sistemini değiştirmemesi için baskı yapıyorlar. Türk siyasetçilerin oralarda konuşmalarına izin vermiyorlar. Bir yandan ifade hürriyeti, bir yandan toplanma hakkı, bir yandan hukukun üstünlüğü, bir yandan demokrasi diyorlar ama ne toplanma hakkına, ne ifade hürriyetine, ne demokrasiye ne de hukukun üstünlüğüne saygıları var. Sadece kendileri için bunu istiyorlar. Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarına, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarına yapılan haksızlıkların haddi hesabı yok. Ama bakıyorsunuz Türkiye ile ilgili bir şey olunca bambaşka. Ya sen önce kendi ülkende demokrasiyi bir hakim kıl bakim. Hukukun üstünlüğünü bir hakim kıl. PKK terör örgütü orada stand açmış duruyor, sen cami derneklerinde terörist arıyorsun. Terörist gözünün önünde, sarayda ağırlıyorsun teröristi, cami derneklerinde de masum insanlara terörist muamelesi yapıyorsun.
Alman Devlet televizyonu hayır kampanyası başlatmış şimdi reklamlar yayınlıyorlar. Neden bunlar Türkiye’deki bu sistem değişikliğine karşı çıkıyorlar. Ona bakmak lazım. Bütün bunların tek derdi zayıf bir Türkiye, istikrarsız bir Türkiye, Türkiyeyi yöneten zayıf iktidarlar, devamlı iç kavgalarıyla, krizle, kaosla, terörle mücadele eden ve enerjisini daima içine harcayan bir Türkiye olsun istiyorlar. Biz onlara ara sıra bir şey verelim idare edelim diyorlar. Böyle bir Türkiye istiyorlar. Onun için karşılar buna. Bu sistem geçtikten sonra siyasi istikrar olacağı için, güçlü iktidar olacağı için, düdük çalınca Türkiye’nin siyasetini hizaya getirme imkanları yok. Velik transferiyle, başka yol ve yöntemlerle hükümet değişikliği yapma imkanları yok.
Bu sistem değişikliği ülkemizin ve milletimizin bekaası, istiklali, istikbali, istikrarı ve Türkiye’nin, Türk milletinin daima güçlü kalması için şarttır. Biz hep beraber el ele vermeliyiz, parti farklarını bir kenara bırakmalıyız, Türkiyemiz için ve geleceğimiz için 16 Nisan’da sandıklarda evetleri patlatmalıyız. Öyle patlatmalıyız ki Merkel Almanya’dan duyduğunda o sesle yerinden fırlamalı. Yeni mi Türkler diyebilmeli. Öyle patlatmalıyız ki Kandil’deki teröristler, Pensilvanya’daki FETÖ, DHKP-C, bütün terör örgütleri bu millete yol çizemeyeceklerini bir kez daha görmelidirler.
(FOTOĞRAF)
Kaynak: Hürriyet

Doğu Perinçek: Cumhurbaşkanı’na soruyorum, yapacağı bir eylem yok mudur?

DHA
11 Mart 2017 – 14:34Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 14:34

ANKARA, (DHA) – VATAN Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, partisinin 10’uncu Genel Kurultayı’ndaki konuşmasında, “Madem diyorlar ki ‘Hayır, diyenler terör örgütleriyle beraberdir’ o zaman ben size şunu söylüyorum. Siz terör örgütleriyle beraber değilseniz arkanızdaki o Kürdistan bayrağını ilk önce oradan indirin. Cumhurbaşkanı da bu sorunun cevabından kaçamaz. Buradan Cumhurbaşkanı’na da soruyorum. Cumhurbaşkanı olarak o Kürdistan bayrağının orada asılmasına söyleyeceği bir çift sözü yok mudur? Yapacağı bir eylem yok mudur?” dedi.

Vatan Partisi’nin 10’uncu Genel Kurultayı, ‘Vatan Savaşından Milli Hükümete’ sloganıyla toplandı. Ankara Arena Kapalı Spor Salonu’nda, partililerin katılımıyla başlayan kurultayda konuşan Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek, Türkiye’nin yeni bir dönemin eşiğinde olduğunu söyledi. Perinçek, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Türkiye’yi tek başına yönettiği dönemin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Türkiye’nin önünde artık tek başına Tayyip Erdoğan yönetimleri yok. Önümüzdeki seçimlerde, halk oylamasından başlayarak, önümüzdeki Meclis seçimlerinde ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin millet tarafından seçilmeyeceğini göreceğiz. Adalet ve Kalkınma Partisi dönemi bitmiştir. Türkiye’yi yabancıların talimatlarıyla yönetenlerin devri bitmiştir” diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANI BU SORUNUN CEVABINDAN KAÇAMAZ”

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani’nin, İstanbul Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’ne gelişi sırasında kapının önündeki direğe çekilen bayrağa tepki gösteren Doğu Perinçek, şunları söyledi: “Mehmetçik; Fırat Kalkanı’nda içeride savaşırken, canını, kanını verirken, ABD’nin ikinci İsrail planını, Kürdistan planını bozmak için Ankara’ya Kürdistan bayrağı asanların devri bitmiştir. Bu halk oylamasından sonra ve arkasından gelen seçimlerle Türkiye yeni bir döneme girmektedir. ‘Evetçiler’ ile ‘Hayırcılar’ arasında bir kamplaşmayı kesinlikle doğru bulmuyoruz. Madem diyorlar ki ‘Hayır, diyenler terör örgütleriyle beraberdir’ o zaman ben size şunu söylüyorum. Siz terör örgütleriyle beraber değilseniz arkanızdaki o Kürdistan bayrağını ilk önce oradan indirin. Cumhurbaşkanı’na da söylüyorum. Cumhurbaşkanı da bu sorunun cevabından kaçamaz. Buradan Cumhurbaşkanı’na da soruyorum. Cumhurbaşkanı olarak o Kürdistan bayrağının orada asılmasına söyleyeceği bir çift sözü yok mudur? Yapacağı bir eylem yok mudur? ‘Kürdistan’ diye bir devlet yok”

“O BAYRAK KÜRTLERİN BAYRAĞI DEĞİL”

Hükümetin Türkiye’yi birleştiremediğini savunan Perinçek, “Vatan Partisi, Türkiye’yi birleştiriyor. Bütünleştiriyor. Niçin tek başına AKP iktidarının sonuna geldik? Çünkü AKP yönetimi Türkiye’yi birleştiremiyor. En başta Mehmetçik, vatan için savaşırken, Ankara’da Başbakan’ın arkasında Kürdistan bayrağı asanlar ki o bayrak, Kürtlerin bayrağı değildir. O bayrak, Amerikan grafikerlerinin çizdiği, Amerikan boyacılarının sulu boyayla boyadığı bayraktır. Türkiye’mizin Kürtlerinin bayrağı; kan döktükleri, ay yıldızlı, al bayrağımızdır” dedi.

“ATANMIŞLAR SİSTEMİ KURMAK İSTİYORLAR”

Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Perinçek, “Bu millete bir başkanlık sistemi dayatmaya kalkmışlardır. Bu savaşın ortasında milletimizi ‘Evet’ ve ‘Hayır’ diye iki kampa bölmeye çalışmışlardır. Onların başkanlık sistemine buradan ‘Hayır, hayır, hayır’ diyoruz. ‘Hayır’ diyoruz; çünkü kurmak istedikleri başkanlık sistemi, halkın sistemi değil. Atanmışlar sistemi kurmak istiyorlar. O hükümet cumhurbaşkanının atadığı insanlardan oluşacak. Adına artık hükümet de diyemeyiz, ekip diyelim. Milletle hükümeti birbirinden koparan atanmışlardan oluşan bir rejim kurmak istiyorlar. O rejime ‘Hayır’ diyoruz” diye konuştu.

“BAĞRINDA FETULLAH TERÖR ÖRGÜTÜ HALA VAR; BAKANLAR KURULU’NDA BYLOCK’ÇULAR, FETÖ’CÜLER…”

Anayasa değişikliği için 16 Nisan günü yapılacak halk oylamasından ‘Hayır’ kararı çıkacağını savunan Perinçek, “Türkiye, 17 Nisan sabahı aydınlıklara uyanacak. Yeniden ayağa kalkacak. Türkiye, kendisine dayatılan başkanlık sistemini yani atanmışlar rejimini kurmaya kalkanlar 17 Nisan sabahı Türk milletinden o ‘Hayır’ kararını göreceklerdir. ‘Hayır’da birleşmek, aynı zamanda AKP iktidarı döneminin sonunda birleşmektir. Bu, AKP için de bir kurtuluş. AKP iktidarı yönetemiyor, iç çatışmalara düşmüş. Bağrında Fetullah terör örgütü hala var. Yönetiminde, Bakanlar Kurulu’nda Bylock’çular, FETÖ’cüler; onları da kurtaracak olan Türk milletinin ‘Hayır’ kararıdır” dedi.

“GELİN, MİLLİ SEFERBERLİK HÜKÜMETİ KURALIM”

Partisinin genel kurultayından AK Parti, CHP ve MHP’ye seslenen Doğu Perinçek, şöyle konuştu: “Vatan Partisi önümüzdeki dönem elini diğer partilerimize uzatıyor. Milli olan, bağımsız, başı dik Türkiye’yi kurmak için bizimle görev paylaşmak isteyen, geleceğin üretenler Türkiye’sini kurma kararında olan partilerimize buradan elimizi uzatıyoruz. Onlara ‘Gelin, Türkiye’yi beraber yönetelim. Bir milli hükümet kuralım. Bir milli seferberlik hükümeti kuralım’ çağrısını kurultayımızın en temel çağrısı olarak açıklıyoruz. Türkiye, önümüzdeki dönem çeşitli bocalamalardan da geçse sancılar da yaşasa bir milli seferberlik hükümetini kuracak. Türkiye, ‘Hayır’ ile bir dönümün sonunu getirmek üzere. Diğer partilere de buradan şu çağrıyı yapıyoruz. Gelin, Türkiye’yi birlikte yönetelim. Birleşen Türkiye’yi birlikte kuralım. Fırat Kalkanı Harekatı’ndan, vatan savaşından birlikte zaferle çıkalım. Türk ordusunun yenilgisinden iktidar umutları beslemeyelim. Millet olarak ordumuzla bu vatan savaşında birleşelim. Partiler olarak birleşelim”
Kaynak: Hürriyet

İstinaf Mahkemesi ilk FETÖ kararını verdi

AA
11 Mart 2017 – 13:08Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 13:09

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 2. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) üye olmak” suçundan 4 kişiye verilen hapis cezalarını yasaya uygun bularak kesinleştirdi.

Tokat Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ/PDY’ye üye olmak suçundan sanıklar Kadir Tulum’u 3 yıl 1 ay 15 gün, Mesut Böğrek’i 1 yıl 8 ay 18 gün, Serhat Kızılkaya’yı 1 yıl 8 ay 18 gün, Şaban Top’u ise 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırdı.

Sanıkların avukatları, müvekkillerinin beraatine karar verilmesi talebiyle yerel mahkemenin verdiği kararı istinaf mahkemesine taşıdı.

Dosya üzerinden davayı karara bağlayan Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, dosyada usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılık bulunmadığını, delillerde herhangi bir eksiklik saptanmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu belirterek, istinaf başvurularını esastan reddetti.

Yerel mahkemenin sanıklar hakkında verdiği kararı yasaya uygun bulan daire, cezaları kesin hükme bağladı.

Böylece istinaf mahkemesi FETÖ’ye ilişkin bir davada ilk kararını verdi.
Kaynak: Hürriyet

Aziz Yıldırım’a şok dava!

DHA
11 Mart 2017 – 12:17Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 13:54

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, geçen yıl 24 Ağustos’ta bir televizyon kanalında Trabzonspor hakkında yaptığı açıklamalara medya hesabından tepki gösteren bordo mavililerin yönetim kurulu üyesi Gökhan Saral’dan şikayetçi olmuştu.
Saral da, bordo mavili camianın yıpratılmaya çalışılmasına duyarsız kalmayacağını belirterek Aziz Yıldırım’dan şikayetçi oldu.
Gökhan Saral, Aziz Yıldırım’ın algı operasyonu yaptığını ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından şike kumpasıyla karşı karşıya kaldığını öne sürerek mağduru oynadığını savundu, Trabzonsporlulara da psikolojik baskı yapıldığını kaydetti.

‘SPORTMENLİĞE DAVET EDİYORUM’
Gökhan Saral, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, ”Camiama hakaret eden, camiamın hakkına göz diken ve geçmişte hakkını yiyenlerle mücadele etmeye devam edeceğim. Aziz Yıldırım’ı camiamla ilgili açıklamalarını Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kuralları ve sportmenlik çerçevesinde yapmaya davet ediyorum. Trabzonspor camiasına yapmış olduğu hakaretten ötürü ben de kendisinden davacı ve şikayetçiyim. Hak arama ve şike mücadelesi yargıda devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Hürriyet

Dolandırıcılar parayı çekmeye geldikleri bankada yakalandı

DHA
11 Mart 2017 – 12:16Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 12:16

Fatih KARAÇALI/ ADANA,(DHA)- BALIKESİR ve Bursa’da 2 kişiyi telefonla arayıp kendilerini savcı ve polis olarak tanıtarak toplam 57 bin lira dolandırdıkları iddiasıyla Faruk Zerengök (42), Burhan Akarsu (38) ile Levent Özkök (34) Adana’da parayı çekmek isterken yakalandı. Zanlılardan Akarsu’nun geçtiğimiz ay dolandırıcılık şebekelerine yönelik yapılan planı operasyonda gözaltına alınıp, mahkemece serbest bırakıldığı belirlendi.
İddiaya göre, Balıkesir’in Bandırma İlçesi’nde yaşayan Semiha Y.’yi (71) telefonla arayan dolandırıcılar, Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmasını yürüten ekipte olduklarını belirterek, “Teyzeciğim, senin adına FETÖ’ye para aktarılmış. Biz bu soruşturmayı yürütüyoruz. Evinde, bankada, ne kadar altın ve para varsa, bunları inceleyip, sana geri iade edeceği. Şimdi, sen ne varsa, bunları vereceğimiz hesaba yatır. Altınların varsa, onları da bozdur” dedi.
Telefon dolandırıcılarının sözlerine kanan Semiha Y., Bandırma PTT Şubesine giderek 8 bin TL parayı yatırdı. Elindeki 2 bileziği de toplam 10 bin liraya bozduran Semiha Y., yeniden gittiği PTT Şubesi’ne parayı yatırmaya çalışırken, görevliler durumu fark ederek uyardı. Semiha Y.’nin parayı yatırması önlendi.
Aynı gün, Bursa’nın Osmangazi İlçesi’nde oturan kepçe operatörü Fehmi Ç.’yi (42) de arayan aynı dolandırıcılar, “FETÖ’cüler senin hesaplarını ele geçirmiş. Bankadaki paranı çekecekler, ayrıca adına kredi çıkartmışlar, onu da almak üzereler. Hemen git parayı onlardan önce çek” diye korkuttu. Fehmi Ç., bankadan parasını çekti, arkadaşlarından borç aldı, ayrıca bir bankadan da kredi çekip, toplam 48 bin 750 lirayı dolandırıcıların verdiği banka hesabına yatırdı. Parayı yatırdıktan sonra dolandırıldığını anlayan Fehmi Ç.’nin şikayeti üzerine harekete geçen Adana polisi, Faruk Zerengök, Burhan Akarsu ile Levent Özkök’ü parayı çekmek için geldikleri banka şubesinde suçüstü yakaladı.
Asayiş Şube Müdürlüğü’nde sorgulanan zanlılardan Burhan Akarsu’nun geçtiğimiz ay dolandırıcılık şebekesine yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınıp, mahkemeden serbest bırakıldığı belirlendi. Zanlılar, emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI

 
Kaynak: Hürriyet

Kırıkkale’de ‘Bylock’ kullanan 18 öğretmen ihraç edildi

DHA
11 Mart 2017 – 11:59Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 11:59

Erhan GÖĞEM/ KIRIKKALE, (DHA)- KIRIKKALE’de Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında haklarında soruşturma açılan 18 öğretmen, örgüt üyelerinin haberleşme proğramı ‘ByLock’u kullandıkları gerekçesiyle görevlerinden ihraç edildi.
Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’u kullandığı iddiası ile 17 öğretmenin görevlerinden ihraç edildiği bildirildi. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri Kırıkkale de yapılan operasyon sonucunda öğretmenler A.P., F.S.T., H.S., İ.M., C.S., M.S., M.A.P., M.Ş., M.K., H.M., A.G.Y., R.P., O.K., H.K., Z.A., R.A., B.C. ve H.M. göz altına alınırken Emniyet Müdürlüğü’nde işlemlerine başlandı.

 
Kaynak: Hürriyet

Trabzonspor 6 sezon sonra ilk peşinde

DHA
11 Mart 2017 – 11:53Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 11:53

Tolga SAĞLAM/TRABZON, (DHA)- SPOR Toto Süper Lig’in ikinci yarısında oynadığı 7 maçta da mağlubiyet yüzü görmeyen Trabzonspor, Pazartesi günü deplasmanda karşılaşacağı Akhisar Belediyespor maçını kazanması durumunda son 6 sezonda en çok puan topladığı dönemi yaşayacak.
2016-17 sezonuna tarihinin en kötü başlangıçlarından birini yapan ve devreyi 18 puan ile 13’üncü sırada tamamlayan Trabzonspor, ikinci yarıda yakaladığı çıkışla birlikte 7 maçlık puan serisi elde etti. 7 haftada 5 galibiyet, 2 beraberlik alan ve 17 puan toplayan bordo mavililer, Spor Toto Süper Lig’in 24’üncü haftasında oynayacağı Akhisar Belediyespor karşılaşmasını kazanması durumunda son olarak kaybetmeden üst üste 39 puan topladığı 2010-11 sezonunun ardından son 6 yılda peş peşe en çok puan kazandığı dönemi yaşayacak.
REKOR 43 PUAN
En son 82 puan topladığı 2010-11 sezonunda 15 maçlık puan serisi yakalayan ve söz konusu dönemde 39 puan elde eden Trabzonspor, lig tarihinde üst üste en çok puanı ise 1983-84 sezonunda topladı. Bordo mavililer söz konusu sezonda peş peşe 28 maç kaybetmedi, 15 galibiyet ve 13 beraberlikle 2 puanlı sistemde 43 puana ulaştı. Trabzonspor yakın tarihte ise 2011-12 sezonunda 9 maçlık seride 19 puan, 2014-15 sezonunda ise 8 maçlık seride 18 puan elde etmişti.
SARAL, BAŞKAN AZİZ YILDIRIM’A DAVA AÇTI
Bu arada, Trabzonspor Yönetim Kurulu üyesi Gökhan Saral, Fenerbahçe Kulübü başkanı Aziz Yıldırım’a karşı dava açtı. Aziz Yıldırım, geçen yıl 24 Ağustos’ta bir televizyon kanalında Trabzonspor hakkında yaptığı açıklamalara medya hesabından tepki gösteren Saral’dan şikayetçi olmuştu. Saral da, bordo mavili camianın yıpratılmaya çalışılmasına duyarsız kalmayacağını belirterek Aziz Yıldırım’dan şikayetçi oldu. Gökhan Saral, Aziz Yıldırım’ın algı operasyonu yaptığını ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından şike kumpasıyla karşı karşıya kaldığını öne sürerek mağduru oynadığını savundu, Trabzonsporlulara da psikolojik baskı yapıldığını kaydetti.
‘SPORTMENLİĞE DAVET EDİYORUM’
Gökhan Saral, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, ”Camiama hakaret eden, camiamın hakkına göz diken ve geçmişte hakkını yiyenlerle mücadele etmeye devam edeceğim. Aziz Yıldırım’ı camiamla ilgili açıklamalarını Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) kuralları ve sportmenlik çerçevesinde yapmaya davet ediyorum. Trabzonspor camiasına yapmış olduğu hakaretten ötürü ben de kendisinden davacı ve şikayetçiyim. Hak arama ve şike mücadelesi yargıda devam edecektir” ifadelerini kullandı.
YOLCULUK YARIN
Spor Toto Süper Lig’in 24’üncü haftasında Pazartesi günü deplasmanda Akhisar Belediyespor ile karşılaşacak olan Trabzonspor, bu maç için yarın Manisa’ya gidecek. Bordo mavililer, yarın Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde yapacağı antrenmanın ardından saat 14.30’da Trabzon Havalimanı’ndan özel uçakla İzmir’e hareket edecek, buradan da karayoluyla Manisa’ya geçecek.

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

Çavuşoğlu: Rotterdam’a gideceğim; Hollanda, uçuş iznimi iptal ederse yaptırımımız ağır olur

DHA
11 Mart 2017 – 11:38Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 11:38

Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) – DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hollanda’nın Rotterdam kentine bugün gideceğini açıklayarak, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı gidecek. ‘Uçuş iznini iptal ederiz’. Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı’nı böyle tehdit ediyorlar. Bugün Rotterdam’a gideceğim. Eğer Hollanda, benim uçuş iznimi iptal ederse ekonomik ve siyasi bizim Hollanda’ya karşı yaptırımımız çok ağır olur” dedi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, CNN TÜRK’te Hakan Çelik’le Hafta Sonu programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ziyaretinin ardından Moskova ile ilişkileri değerlendiren Çavuşoğlu, “Normalleşme süreci tamamlandı. Gerek karşılıklı hissiyat olarak da gerekse atılan adımlar bakımından da bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bundan sonra yapacağımız iş birliği açısından da söyleyebiliriz” diye konuştu.

“NORMALLEŞME SÜRECİ TAMAMLANDI, ESKİ GÜNLERE DÖNDÜK”

Vize konusunda güvenlikle ilgili bazı görüşmeler yapıldığını kaydeden Bakan Çavuşoğlu, “Artık ‘Normalleşiyoruz, normalleştik, istiyoruz’ şeyleri bitti. Normalleşme süreci tamamlandı. Eski günlere döndük. Alacağımız ortak tedbirler var; ama ilk etapta en azından resmi pasaport sahipleri olsun, TIR şoförleri, havayollarımızda çalışan kabin görevlileri, Rusya’da iş yapan iş adamları, toplumun belli kesimlerine vize kalkıyor. Daha sonra tamamen kaldıracağız. Biz Rusya vatandaşlarına bu dönemde tekrar vize koymadık. Rusya’dan da beklentimiz bu” dedi.

“YPG KONUSUNDA ABD’DEN BEKLENTİMİZ…”

Terör konusunda ülkelerin farklı düşünemeyeceğini savunan Çavuşoğlu, Türkiye’nin ABD’den YPG konusundaki beklentisini dile getirdi. Bakan Çavuşoğlu, şu açıklamalarda bulundu: “Kendi askerleri kongrede, komitede, soru cevap kısmında; senatörlerden, temsilcilerden soru geldiği zaman ‘Evet, PKK ile YPG aynıdır, bir farkı yoktur’ diyorsa kendi askerleri itiraf ediyorsa o zaman bizim de ABD’den beklentimiz YPG konusunda PKK’ya nasıl politikalar uyguluyorlarsa terör listesine aldıysa YPG konusunda da aynı tutumu sergilemesi. Bizim beklentimiz bu. Terör örgütü kullanılmaz. Terör örgütü esasen sizi kullanır”

“FETÖ’YÜ VERMEZLERSE İLİŞKİLERİMİZ OLUMSUZ ETKİLENİR”

Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmemesi durumunda, ABD ile ilişkilerin olumsuz yönde etkileneceğini belirten Çavuşoğlu, “Şu andaki yönetimin bu konuda farklı düşündüğünü biliyorum. Şu andaki yönetimin, daha önceki yönetimin Türkiye’ye yönelik sözlerini tutmadığını da defalarca bize söylemesi; esasen Trump’ın karakterini biliyoruz. Verdiği sözü tutan bir kişi. Daha bu konularda, kendi iç meselelerinden dolayı henüz karar vermiş değiller. Ama eğer terör örgütünü desteklemeye devam edelerse tabi ki FETÖ’yü vermezlerse elbette ilişkilerimiz bundan olumsuz etkilenir. Bu kaçınılmaz” dedi.

“BHARARA FETÖ’NÜN KONTROLÜNDE BİR SAVCIDIR”

Trump yönetiminin, aralarında New York’ta tutuklu olarak yargılanan İran asıllı iş adamı Reza Zarrab’ın davasının savcısı olarak ünlenen Preet Bharara dahil 46 savcının istifasını istemesi konusunda görüşleri sorulan Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

“Bharara tamamen Türkiye ile ilgili konularda, FETÖ’nün kontrolünde olan ve FETÖ’cülerle sürekli görüşen, onlarla Türkiye’ye gelen bir savcıdır. Her yönetim kendi savcılarını atamak ister. Hep diyoruz ya ‘yargı bağımsızlığı’. Türkiye’de hükümet ‘Ben tüm savcıları değiştireceğim, istifa etsin’ dese kıyamet kopar. Amerika’da sistem böyle. Cumhurbaşkanı’mız 4 tane HSYK üyesi atıyor, yeni anayasa paketinde de 4 tane atıyor. Başka ülkelerde tamamını kral, cumhurbaşkanı atıyor. Sorun yok. Amerika’da da sistem böyle. Bharara politize olmuş bir savcıdır”

“TOPLANTI YAPACAĞIM SALONUN SAHİBİNİ İSTİHBARAT, POLİS TEHDİT EDİYOR”

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Almanya ve Hollanda ile etkinlik iptallerinin ardından yaşanan krize ilişkin de açıklamalarda bulundu. Hamburg’da katılacağı etkinliğe ev sahipliği yapacak salonun sahibinin, Alman istihbaratı tarafından tehdit edildiğini söyleyen Çavuşoğlu, şöyle konuştu: “Benim toplantı yapacağım düğün salonunun sahibi biri Urfalı biri Kayserili, PKK tehdit ediyor. Ona rağmen ‘Ben sözümden dönmem’ diyor. İstihbarat, polis hepsi tehdit ediyor. Hamburg’da, 4 tane salonu iptal ettiler. Vatandaşın yerinin ruhsatını en sonunda iptal ediyorlar. Şimdi Almanya yumuşadı. Daha olumlu bir tutum sergiliyor. ‘Pozisyonundan geri adım attı’ da diyebilirsiniz. ‘Hatasını anladı’ da diyebilirsiniz. ‘Bunun ilişkilerimize vereceği zararı gördü’ de diyebilirsiniz. Geri adım atması, hatadan dönmesi doğru”

“HOLLANDA’DA IRKÇI BİR WİLDERS VAR; FAŞİST, NAZİ GİBİ”

İptale rağmen, konuşma yapmasına izin verilmeyen Hollanda’nın Rotterdam kentine bugün gideceğini açıklayan Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Hollanda, ırkçı bir Wilders var. Faşist, Nazi gibi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı gidecek. ‘Uçuş iznini iptal ederiz’. Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı’nı böyle tehdit ediyorlar. Ben de dedim ki ‘Ben geleceğim’. Bugün Rotterdam’a gideceğim. Faşizan bir uygulama bunlar. Türkiye’nin güçlenmesini istemiyorlar. Kendilerinden bağımsız olmasını da istemiyorlar. Kendi seçimleri öncesi Wilders’a oy kaybetmek istemiyorlar. Şu anda yaptıkları uygulama esasen bizim vatandaşlarımızı rehin alıyorlar. Şu anda Hollanda’nın yaptığı şey bu. Almanya’nın benim gidişime kadar uyguladığı politikalar da bu. Ben vatandaşlarımı sana rehin diye göndermedim ki. Senin ekonomine katkı sağlasın, diye gönderdim. Sizin esiriniz değiller ki. Nasıl olur da sen, bizim onlarla bağımızı koparmaya çalışıyorsun? Benim gitmemden dolayı tansiyon artacaksa artsın. Benim gitmemin ne zararı var onlara? Ben bir bakanım ve dışişleri bakanıyım. İstediğim yere giderim”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ALMANYA’YA GİDECEK Mİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’ya gidip gitmeyeceği sorulan Çavuşoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı’mız düşünüyor. Henüz daha tarihi ve yeri belli olmadı. Almanya’daki görüşmemizde Dışişleri Bakanı Gabriel, bazı bölgelerdeki salonları tavsiye etti. Hem salon büyük, dedi. Güvelik tedbirleri de daha kolay alınabilir, dedi. Önerdiği yerler oldu. Bu ne demektir? Almanya için elbette doğal olarak Sayın Cumhurbaşkanı’mızın oraya gelmesi kendileri içinde gayet uygun bir şey” diye yanıt verdi.

“HOLLANDA, UÇUŞ İZNİMİ İPTAL EDERSE YAPTIRIMIMIZ ÇOK AĞIR OLUR”

Hollanda’nın, kendisini uçuş iznini iptal etmekle tehdit ettiğini söyleyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Eğer Hollanda, benim uçuş iznimi iptal ederse, öyle sürekli tehdit ediyorlar, eğer böyle bir şey yaparlarsa ekonomik ve siyasi bizim Hollanda’ya karşı yaptırımımız çok ağır olur. Ne demek bir bakanın uçuşunu iptal etmek? Bu çok ağır sonuçlar doğurur. O yüzden Hollanda bu tür yanlış politikalarından vazgeçsin. Bu sakat anlayıştan vazgeçmesi lazım. Onlar diyorlarsa ‘Biz ne yaparsak yapalım, Türkler buna uymak zorunda’. Geçti o, öyle bir Türkiye yok. Büyük patronluk taslama şeylerinizden vazgeçin artık. Tüm Avrupa’da bu anlayış var. Kendileri patron, diğerleri ikinci sınıf. Başka konularda da bunu yapıyorlar”
Kaynak: Hürriyet

4 pilotun şehit olduğu kazada korkunç şüphe

Taylan YILDIRIM (DHA)
11 Mart 2017 – 11:34Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 12:04

Malatya’da konuşlu 7’nci Ana Jet Üssü’nden planlı gece uçuş eğitimi için kalkan 2 RF-4E keşif uçağı, 24 Şubat 2015’te dağa çarptı. Kazada hepsi pilot olan Kurmay Binbaşı Salih Sezer, Üsteğmenler Salih Atalay, Zeynel Özbahçeçi ve Onur Özkaya şehit oldu. Kaza günü İzmirli anne emekli memur Aynur Özkaya, tuval başında resim yaparken, oğlunun şehit olduğu haberini aldı. Yürek yakan bu acı ardından bir süre ne tuval gördü gözü, ne eline fırça değdi.

32 yaşındaki evladın acısı, hayatla birlikte tabloyu da dondurdu. Sonra dünyaya küsmek, içine kapanmak yerine oğluna verdiği sergi açma sözünü yerine getirmek, içinin karanlığından kurtulmak için tekrar renklere sığındı. Aynur Özkaya’nın açtığı sergisinin en dikkat çeken eseri yarım kalmış yağlı boya tablo oldu. O tablo, serginin başköşesine konuldu. Ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği eser de bu oldu.

AİLESİ KAZANIN PEŞİNİ BIRAKMADI

Kazanın oluş şekli ve eldeki bilgilerde bir çelişki olduğunu düşünen Üsteğmen Onur Özkaya’nın ailesi, eşi ve eşinin ailesi, olaya yönelik araştırmalarını hiç bırakmadı. Son olarak kısa süre önce tamamlanan kaza raporunu da şehit Pilot Üsteğmen Onur Özkaya’nın kayınpederi, aynı zamanda Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan kurmay pilot albay olarak emekli olan Tayyip Özsever de uzman gözüyle inceledi.

AİLE SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Bu incelemelerden sonra aile kazaya ilişkin birçok ihmal ve şüphelerin bulunduğuna kanaat getirdi. Emekli kurmay pilot albay Özsever bunları birleştirip savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ailenin suç duyurusunda direk olarak yazılmasa da FETÖ şüphesi ön plana çıktı.

PİLOTLAR YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİ İDDİASI

Kazayla ilgili rapordan elde edilen bilgilere göre, gece ve kötü hava şartları bulunduğu sırada uçakların yerden komuta edilmesinin kural olduğu, kaza anında da uçakların kuleden gelen talimata göre alçaldığı saptandı. Eldeki teknik bilgilerden pilotların verdiği rota yerine uçağın bilinçli olarak dağ seviyesine kadar indirildiği sonucuna varıldı. Ayrıca buradaki olumsuzluklar, telsizin sürekli meşgul edilmesinden dolayı pilotlar da var olan olumsuzluğu kuleye bildiremedi.

Kuledeki radar izinden, uçakların uçuş güzergahında dağ olduğu bilinmesine rağmen iddiaya göre bu uyarı pilotlara yapılmadı. Ayrıca yerde uçuş kontrol görevlisi olan Üsteğmen Onur Özkaya’nın, filo komutanı Kurmay Binbaşı Ali Ertürk tarafından kurallara aykırı olarak uçakta görevlendirildiği öne sürüldü. Üsteğmen Onur Özkaya’nın, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda tümgeneral olan Murat Temiz’in damadı olan Pilot Üsteğmen Emre Çömez’in yerine uçtuğu öne sürüldü.

FİLO KOMUTANI TUTUKLU

Bu bilgilerden sonra kazada ihmali olan askerlere yönelik yapılan araştırma da bir başka gerçek de ortaya çıkardı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra filo komutanı Kurmay Binbaşı Ali Ertürk, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda tümgeneral olan Murat Temiz, damadı pilot üsteğmen Emre Çömez ile yine üste görevli, kazayı araştıran kırım ekibinde görevli kişilerin de FETÖ üyeliğinden ya meslekten ihraç edilip yargılandıkları ya da tutuklandıkları anlaşıldı.

AİLE CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN’DAN YARDIM İSTEDİ

Kazaya yönelik hukuk mücadelesi başlatan pilotlardan Onur Özkaya’nın ailesi, topladıkları bilgileri de resmi raporla birlikte değerlendirip ortaya çıkan ihmalleri, sorumlular hakkında gereğinin yapılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’a da gönderdi.
Kaynak: Hürriyet

Malatya’da 4 pilotun şehit olmasında FETÖ parmağı

DHA
11 Mart 2017 – 11:18Son Güncelleme : 11 Mart 2017 – 11:18

Taylan YILDIRIM/ İZMİR,(DHA)- MALATYA’da, iki yıl önce 2 RF-4E keşif uçağının dağa çarptığı olayda Kurmay Binbaşı Salih Sezer, Üsteğmenler Salih Atalay ile Zeynel Özbahçeçi ve Onur Özkaya şehit oldu. Üsteğmen Özkaya’nın yakınları, kazanın ardından araştırmalarında olumsuz hava koşullarından dolayı yerden yönlendirilen uçakların bilinçli olarak, pilotların uyarısına rağmen dağ hizasında alçaltıldığı; kule ekibinin bunu kayıtlardan görmesine rağmen müdahale etmediği, kurallara aykırı uçurulduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Ayrıca şehit Pilot Üsteğmen Özkaya’nın zorla yerine uçurulduğu pilot üsteğmen ile havacı general olan kayınpederi ve kaza anında kulede görevli filo komutanın da FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle ordudan ihraç edilip tutuklandığı ortaya çıktı.
Malatya’da konuşlu 7’nci Ana Jet Üssü’nden planlı gece uçuş eğitimi için kalkan 2 RF-4E keşif uçağı, 24 Şubat 2015’te dağa çarptı. Kazada hepsi pilot olan Kurmay Binbaşı Salih Sezer, Üsteğmenler Salih Atalay, Zeynel Özbahçeçi ve Onur Özkaya şehit oldu. Kaza günü İzmirli anne emekli memur Aynur Özkaya, tuval başında resim yaparken, oğlunun şehit olduğu haberini aldı. Yürek yakan bu acı ardından bir süre ne tuval gördü gözü, ne eline fırça değdi.
32 yaşındaki evladın acısı, hayatla birlikte tabloyu da dondurdu. Sonra dünyaya küsmek, içine kapanmak yerine oğluna verdiği sergi açma sözünü yerine getirmek, içinin karanlığından kurtulmak için tekrar renklere sığındı. Aynur Özkaya’nın açtığı sergisinin en dikkat çeken eseri yarım kalmış yağlı boya tablo oldu. O tablo, serginin başköşesine konuldu. Ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği eser de bu oldu.
AİLESİ KAZANIN PEŞİNİ BIRAKMADI
Kazanın oluş şekli ve eldeki bilgilerde bir çelişki olduğunu düşünen Üsteğmen Onur Özkaya’nın ailesi, eşi ve eşinin ailesi, olaya yönelik araştırmalarını hiç bırakmadı. Son olarak kısa süre önce tamamlanan kaza raporunu da şehit Pilot Üsteğmen Onur Özkaya’nın kayınpederi, aynı zamanda Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan kurmay pilot albay olarak emekli olan Tayyip Özsever de uzman gözüyle inceledi.
AİLE SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Bu incelemelerden sonra aile kazaya ilişkin birçok ihmal ve şüphelerin bulunduğuna kanaat getirdi. Emekli kurmay pilot albay Özsever bunları birleştirip savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ailenin suç duyurusunda direk olarak yazılmasa da FETÖ şüphesi ön plana çıktı.
PİLOTLAR YANLIŞ YÖNLENDİRİLDİ İDDİASI
Kazayla ilgili rapordan elde edilen bilgilere göre, gece ve kötü hava şartları bulunduğu sırada uçakların yerden komuta edilmesinin kural olduğu, kaza anında da uçakların kuleden gelen talimata göre alçaldığı saptandı. Eldeki teknik bilgilerden pilotların verdiği rota yerine uçağın bilinçli olarak dağ seviyesine kadar indirildiği sonucuna varıldı. Ayrıca buradaki olumsuzluklar, telsizin sürekli meşgul edilmesinden dolayı pilotlar da var olan olumsuzluğu kuleye bildiremedi.
Kuledeki radar izinden, uçakların uçuş güzergahında dağ olduğu bilinmesine rağmen iddiaya göre bu uyarı pilotlara yapılmadı. Ayrıca yerde uçuş kontrol görevlisi olan Üsteğmen Onur Özkaya’nın, filo komutanı Kurmay Binbaşı Ali Ertürk tarafından kurallara aykırı olarak uçakta görevlendirildiği öne sürüldü. Üsteğmen Onur Özkaya’nın, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda tümgeneral olan Murat Temiz’in damadı olan Pilot Üsteğmen Emre Çömez’in yerine uçtuğu öne sürüldü.
KAZADA FETÖ ŞÜPHESİ ÇIKTI
Bu bilgilerden sonra kazada ihmali olan askerlere yönelik yapılan araştırma da bir başka gerçek de ortaya çıkardı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra filo komutanı Kurmay Binbaşı Ali Ertürk, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda tümgeneral olan Murat Temiz, damadı pilot üsteğmen Emre Çömez ile yine üste görevli, kazayı araştıran kırım ekibinde görevli kişilerin de FETÖ üyeliğinden ya meslekten ihraç edilip yargılandıkları ya da tutuklandıkları anlaşıldı.
AİLE CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANDAN YARDIM İSTEDİ
Kazaya yönelik hukuk mücadelesi başlatan pilotlardan Onur Özkaya’nın ailesi, topladıkları bilgileri de resmi raporla birlikte değerlendirip ortaya çıkan ihmalleri, sorumlular hakkında gereğinin yapılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’a da gönderdi.

FOTOĞRAFLI

 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz