AYM Başkanı Arslan: 15 Temmuz sonrasında bireysel başvuru sayısı, ciddi şekilde arttı

1

Anayasa Mahkemesi’nin 55’inci kuruluş yıl dönümü sebebiyle tören düzenlendi. Bir konuşma yapan Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, 16 Nisan’da yapılan halk oylamasının yüzde 85’i aşan bir katılım oranıyla gerçekleşmiş olmasının demokrasi açısından başlı başına bir kazanım olduğunu kaydetti.

“Halk oylamasının ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.” diyen Arslan, şunları söyledi: Olağanüstü dönemlerde Anayasa Mahkemelerine önemli görevler düştüğü bilinmektedir. Bunlar arasında en önemlisi temel hak ve özgürlükleri olağanüstü hale sebep olan durumun gerektirdiğinin ötesine geçen müdahalelere karşı korumaktır. Anayasa Mahkemeleri bu görevi yerine getirirken, hiç kuşkusuz olağanüstü yönetimin anayasal çerçevesi içinde hareket etmek durumundadır. Bu bağlamda, Türk Anayasa Mahkemesi de gerek norm denetiminde gerekse bireysel başvuruda anayasal sınırlar içinde kalarak, kararlarını vermeye devam etmektedir.

Olağanüstü hal (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ilgili AYM’de dava açılamayacağı açıktır. Mahkememiz, açık anayasal hükmü dikkate alarak, OHAL KHK’larını denetleme yetkisine sahip olmadığına karar vermiştir. Diğer yandan Anayasa koyucunun söz konusu kararnamelere ilişkin yargısal denetimi, parlamento onayından sonra öngördüğü anlaşılmaktadır. Nitekim TBMM tarafından kabul edilerek, kanunlaşan bazı OHAL KHK’ları hakkında AYM’ye iptal davaları açılmış; bu davalarda ilk inceleme aşamaları tamamlanmış ve esas incelemeye geçilmiştir.

Darbe teşebbüsü tüm kurum ve kuruluşlar gibi mahkememizi de etkilemiştir. 15 Temmuz sonrasında bireysel başvuru sayısı, ciddi şekilde artmıştır. 2016 yılında 15 Temmuz’a kadar yapılan başvuru sayısı 12 bin 712 iken yılın kalan 5,5 ayında 68 bin 44 başvuru yapılmıştır. 2017 yılının ilk aylarında da olağan dönemdeki sayıların üzerinde başvuru gelmeye devam etmiştir. Şu anda, mahkememiz önünde tam 101 bin 557 derdest başvuru bulunmaktadır. Bu sayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne 47 ülkeden yapılan toplam başvuru sayısından çok daha fazladır.

Avrupa’da birçok Anayasa Mahkemesi ve bu arada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan yoğun insan hakları ihlallerine ve bu ihlallere sebep olan totaliter rejimlere tepki olarak kurulmuşlardır. Söz konusu mahkemelerin varlık nedeni temel hak ve özgürlükleri korumaktır. Tarihsel gerçeklere rağmen ve geçtiğimiz yüzyılda yaşanan onca savaş, katliam ve sistematik hak ihlallerinden sonra geldiğimiz noktada aynı akıl ve vicdan tutulmasını yaşamak, büyük bir trajedi olsa gerek. Daha da vahimi toplumsal ve siyasal alanda zemin bulan yabancı düşmanlığının ve İslamofobinin yargıya da sıçramasıdır. Bu kapsamda ulusal ve uluslararası yargı organlarının özellikle başörtüsüne ilişkin yasakçı kararları dikkat çekicidir. Bir yandan mültecilere kapıları kapatan diğer yandan da başörtüsünü kamusal ve toplumsal alandan dışlayan bu yaklaşımın, Avrupa’nın temel değerlerinin başında gelen insan haklarıyla bağdaştırılması mümkün değildir.

1 Yorum

  1. AİHMe 47 ülkeden gelen davalardan bile daha fazla başvuru 15 Temmuz sonrası AYM’ye yapılmış, ama AYM OHAL KHKlarını inceleme yetkim yok diyor. Law 101 dersine baştan mı alsak hakim sıfatlı her kimseyi.

    Bu adaletsizlik karşısında en üst yargı mercii bile taş kesildiyse KHK zulmü altında inleyen bizler çareyi nerde! arayalım.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz