Marmara Depremi’nin yıl dönümü!..

0

17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara Depremi’nde hayatını kaybedenler, 18 sene önce depremin yaşandığı saat olan 03.02’de yapılan törenle anıldı.

Yalova, Kocaeli ve Sakarya’da yapılan anma törenlerinde vatandaşlar, felakette hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılı olduğu beton bloklara çiçek bıraktı. Gece geç saatlerde kalabalığın arttığı anıt çevresinde İl Müftülüğü görevlileri tarafından ilahiler okunarak dualar edildi. Kimi vatandaşlar, gözyaşlarına hakim olamadı.

7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi’nde 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken; 500 bin kişi de evsiz kalmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın Marmara Depremi’ne ilişkin sosyal paylaşım sitesi twitter hesabından yaptığı açıklama şöyle: “17 Ağustos 1999 depreminde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Ülkemizin deprem bölgesinde olduğu gerçeğinin bilinciyle, devlet ve millet olarak felaketlere karşı her daim tedbirli olmalıyız.

17 Ağustos benzeri hadiselerin tekrar yaşanmaması için başta devletimiz olmak üzere hepimize sorumluluk düşüyor. Deprem ve diğer tüm felaketlerde hasar ve kayıpların yaşanmaması için gerekli tüm tedbirleri almaya devam edeceğiz. Cenab-ı Allah 17 Ağustos benzeri depremlerden ve tüm felaketlerden ülkemizi ve milletimizi muhafaza eylesin.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise Marmara Depremi’ne ilişkin sosyal paylaşım sitesi twitter hesabından şu değerlendirmeyi yaptı: “Aradan 18 yıl geçmesine rağmen, Türkiye için acısı hiç hafiflemedi… 17 Ağustos depreminde kaybettiklerimizi rahmetle anıyorum.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Marmara Depremi’ne ilişkin sosyal paylaşım sitesi twitter hesabından şunları yazdı: “Tarihin bazı an ve kesitlerinde hayat susar,insan sükût eder,yalnızca felaket seslenir,acı dile gelir. 17 Ağustos 1999 tarihi işte böyledir. 18’nci yıldönümünde Büyük Marmara Depremini hüzünle hatırlıyoruz.Umutların, hayallerin kartondan şato gibi devrilmesine hala hayıflanıyoruz.

Tam 18 yıl evvel, dile kolay, 17 bin 373 insanımızı kaybetmiştik. 48 bin 901 insanımız yaralanmıştı. Deprem özlemlerimizi yutmuştu. 96 bin 796 konut ile 15 bin 939 işyeri ya yıkılmış yada ağır hasar almıştı.Tablo vahim,facianın vanası ardına kadar açık,yıkım kahrediciydi! Yılların ihmaller zinciri,alınması gereken tedbirlerdeki gevşeklik,müteahhit zaafları, kentleşmedeki çarpıklıklar birleşti, üzerimize düştü.

Her türlü olumsuz şartlara rağmen, 57’nci Cumhuriyet Hükümeti’nde sorumluluk alanımıza giren işleri süratle yapmış, yaraları sarmıştık. Depremin açtığı dipsiz kuyuyu örtmek, feryatları dindirmek, enkazı kaldırmak amacıyla insanüstü gayret sarfetmiş, geceyi gündüze katmıştık. MHP’nin uhdesinde bulunan bakanlıklar, 17 Ağustos Büyük Marmara Depreminin yaralarını sarmak için Allah var ya çok çalışmış,çok çabalamıştı. Şehirlerimizi canlandırmış, insanımızın elinden tutmuş, kıt imkanlarla büyük bir seferberlik ruhuyla afetin yıkıntılarını temizlemiştik.

Elbette deprem konusunda fuzuli ve mekanik cümlelerle konuşmaya gerek yoktur. Buna ihtiyaç da yoktur. Zaman, ön ve önlem alma zamanıdır. Tedbir takdiri bozar mı? Bozmaz. Ama tedbirsizliğin de akılsızlık, ahmaklık, cehalet, felaketlere davet olduğu açık seçik bir gerçektir. Alalım tedbiri, edelim tevekkülü, bırakalım takdire.Bilelim ki, deprem değil;sağlıksız, ilkel, malzemeden çalınarak yapılan binalar öldürür. Çok dikkat edelim ki, bilimsel çalışmalar Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelen depremlerin batıya kaydığına işaret etmektedir.

1900’lü yılların başından bugüne kadar meydana gelen 6 bine yakın deprem hazırlıksızlıktan,binalardaki zayıflıktan can kaybına yol açmıştır. Uyarıyla sürekli dillendirilen İstanbul depremi, Allah muhafaza, gerçekleşse doğabilecek feci sonucun boyutu korkunç olacaktır. Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Atıl değil; aktif, mücadeleci bir şekilde olası depremin hasarını en aza çekmenin yollarını bulmalıyız.

2012’de başlatılan kentsel dönüşüm seferberliği talana, yalana, ranta, vurguna, yağmaya izin vermeden genişletilmeli, yaygınlaştırılmalıdır. Geçmişle kavga etmeden, siyasi çetele tutmadan, suçlu arayışına girmeden, gelecek planlanmalı, enkaz üzerinde siyaset yapılmamalıdır. Gölcük, Kocaeli, Yalova, Sakarya’da tarifi olmayan kederler yaşadık, ama istikbalde aynı acılar telafi edilerek tekrarlanmamalıdır.

2030’a kadar 7 milyona yakın konutun yeniden yapımı söz konusudur. Bu rakamı artırmanın, tarihi geriye çekmenin çarelerine bakmalıyız. 17 Ağustos 1999 başta olmak üzere, tüm depremlerde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Allah milletimizi görünür, görünmez bütün musibetlerden korusun. Depremden değil, kayıtsızlık, kararsızlık ve hazırlıksızlıktan ürkelim. Japonya’da tek tük yaralanmaya neden olan bir depremin, ülkemizde nasıl oluyor da binlerce insanımızın hayatına kast ettiğini düşünelim.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz