CHP Sözcüsü Tezcan: Rıza Sarraf’la ilgili MİT raporu sümen altı edildi.. Rüşveti aklayıp Rıza’yı pakladılar

1

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ABD’de görülen davayla ilgili konuşan Tezcan, şunları söyledi:

“Rıza Sarraf ile ilgili MİT’in bu raporu sümen altı edilmiş dönemin Başbakanı tarafından. Rüşveti aklayıp Rıza’yı pakladılar. Bugün casus dedikleri kişiyi paklayan, aklayan, koruyan Sayın Erdoğan’ın Başbakan olduğu hükümet. Bu siyasi irade, hükümet. Casusu korudukları gibi bir de ödül verdiler. Milli kahraman gibi. Rıza Sarraf ile ilgili hemen herkes konuştu ama çok ilginç sayın Erdoğan’ın olumsuz net cümlesini şu ana kadar duymadık. Bunlar sümen altı ustaları. Rıza Sarraf ile ilgili dosyayı sümen altı ettiler. Daha önce de FETÖ’yle ilgili bir MGK raporunu da sümen altı ettiler. MİT’in bu raporu ile ilgili zamanında niye işlem yapmadınız?

Bu hükümet casus mıknatısıdır. Nerede casus varsa alıyorlar sonra da sine-i devlete yerleştiriyorlar. Devletin sinesine yerleştiriyorlar. Rıza Sarraf casus mu casus? Casusu devletin sinesine kim yerleştirdi? Bu hükümet eli ile casusluk değil mi? Bütün bunları hükümetteyken yaptınız. Bu şimdi hükümet eli ile casusluk değil mi? Hükümet eli ile casusluğa yardım ve yataklık, iştirak değil mi? Siz hesap vermeyecek misiniz? Sadece başkaları mı hesap verecek?

Bunun adı vatana ihanet değil mi? Casusu toplayıp devletin sinesine yerleştirmenin ve devletin gizli bilgilerini, sırlarını casuslara vermenin adı vatana ihanettir. ‘Ana hıyanet’ diyeceğine hükümetin merkezinde nasıl vatana hıyanet işledin? Kendi ihanetlerinizin hesabını vereceksiniz yok öyle yağma.

Hükümete çağrımız şudur: Daha önce evin mahkemesini prangaladınız, kelepçelediniz elin mahkemesine mahkum ettiniz. Gelin Türkiye’de bu dosyayı açalım ve Türk mahkemesinde yargılansın. Rıza Sarraf ve suç ortakları Türk mahkemelerinde yargılansın. Elin mahkemesine muhtaç etmeyin bu milleti. Bu yargılamayı Türkiye’de yapalım kimsenin ağzına laf, fırsat vermeyelim. İran gibi yapalım. Bu yargılamaları bağırıp çağırarak geçiştiremezsiniz. Kimseye söyleyecek söz bırakmayalım. Bu işin çıkış yolu budur. Bu çıkış yolunda buluşmaya hazırız.

Belgeleri savcılığa verdik. Hala sahte diyorlar. Fotokopileri dediler. Bir belgenin bir aslı olur, geri kalan fotokopi. Bir şeyi açıklayamadılar. Hala şirketlerle ilgili soruları yanıtlamadılar. Sayın Erdoğan; akrabalarının sattığı bu şirketin adı ne? Ortakları kimler? Sermayesi ne kadar bu şirketin? Ne kadar bilançosu var? Kazancı ne kadar? Bugüne kadar ne kadar vergi ödemiş? Devir senetleri nerede? Bu soruların cevabını alamadık ama iftira bol. Hükümet çevresinde ortak bir küfür şürekası oluşmuş.

Bütün gerçekleri küfür ve hakaretle örtme çabasındalar. Ama yağma yok örtemeyecekler. Önce Bekir Bozdağ sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başladı küfür, hakaret, tehditlere. Kalıbının ve makamının adamı olmayanların hakaretleri ekranları karartacak düzeye geldi. Utanılacak bir tablo. Ağızlarının kirinin zem zem suyu ile yıkasanız yine de temizlenmez. Neyine laf yetiştirip o düzeye ineceksin? İnmeyeceğiz.

Bugüne kadar ki hakaretler hak etmediğimiz halde dava açılmış olmasına rağmen bugüne kadar dava açmamıştık ama bu noktadan sonra bu hakaretlerle ilgili adliyede hukukun önünde hesaplaşacağız o kadar uzun boylu değil. Avukat arkadaşlarımız dava açacaklar, gerekli hukuki adımları atacaklar.

Memleket harap olsun diye bir kriz çağrısı mı yapıyorsunuz? Bu millete gareziniz nedir? Bütün yatırımcı ve işadamlarına sesleniyorum; bu sözlere kulak asmayın. Türkiye bunların mecralarına teslim olmayacak kadar büyük bir ülkedir. Türkiye’de siyaset sadece AK Parti’yi yönetenlerden ibaret değildir. Türkiye’yi güvenli hale getirmek hepimizin görevi, bu sözlere itibar etmeyin. Türkiye’yi bu durumdan inşallah ilk seçimlerde kurtaracağız. Ne dediğini bilmeyenlerin ülkesi olmaktan Türkiye’yi çıkaracağız.

Buyursunlar. Meclis’te çoğunlukları var. Hodri meydan. Hakaret arıyorlarsa ağızlarından çıkan hakaret. Her yere hakaret ediyorlar. Oysa bu ülkede ihanetin adı bunların yönetim dönemleridir. Kimseye kaptırmazlar vatana ihanet meselesini. Buyursunlar hodri meydan. Parlamento orada. Biz milleti arkamıza alarak siyaset yapıyoruz. Onlar yargıyla korkutacaklarını sanıyorlar. Bu tehditlere pabuç bırakmadık bırakmayacağız.”

1 Yorum

  1. Partilerdeki milletvekili sayısına kısaca bir göz attığımda 134 milletvekili ile muhalafetin major ayağını oluşturuyor. Muhalefet derken ne demekki bu muhalefet? İktidardaki şahısları her ne pahasına olursa olsun yıpratma gayreti mi? Ülkeyi yöneten iktidar, başarılı olmaya çalışıyor, ülkeyi daha ileriye götürmeye, daha güçlü, daha güvenli müreffeh yapmaya gayret ederken muhalefet bunun tersini mi amaç ediniyor nedir. Hükümeti icraatlari üzerinden eleştirip, eksik gedik yaptığı işleri ortaya koyup, zaafiyetin nasıl ortadan kaldırılacağına dair de bir çözüm yolu ürettiğinde muhalefet muhalefet olur, bu CHP böyle seviyesiz, bel altı vurmaya devam ettikçe hep memleket kaybediyor, 15 temmuzda %5 düşen borsa Kılıçdaroğlunun patavatsız bir cümlesiyle %2,5 düşmüştü, ne kattı memlekete bu CHP bu iktidarın doğru yaptığı tek bir şey bile mi yok. İcraatle ilgilenmiyorlar ki, tek ilgilendikleri yok bilmem kim yumurta satmış, yok bilmem kim gemicik almış yok bilmem man adası şirket kurmuş, varsa böyle bir muhabbet delilin varsa verirsin savcılığa gerekli incelemeler başlatılır varsa bir gedik icabına bakılır, nedir öyle sulu sulu belgeyi elinde salla, yok şu gün yok bu gün arkası yarın, yetişkin insanlarsınız, insan utanır be, amaç nedir spekülatif hareketler yapalım, piyasalar bişey sansın ekonomi iyice kötüye gitsin memleket batsın bizde Tayyib batırdı diyelim. Varmı böyle bir gerizekalılık.Allah size iktidar nasip etmesin. Gelelim iktidara; Devlet adamlığına yakışır şekilde hareket etmek düşünmek, konuşmak gerek, kısa vadeyi öngörüp günü kurtacak söylemlerle kamuoyunun gazını alırsın belki ama memleket uzun vadede kaybeder, çok düşünüp az konuşmak lazım. Ak partinin içi yalaka dolmuş, liyakat gözetilmez olmuş, Tayyib bir açıklama yapıyor sonra sırayla nerdeyse bütün bakanlar aynı minvalde cümleler…. Kardeşim iş bölümü yokmu herkes her konunun uzmanımıdir. Kaldı ki Tayyibin işlediği konuyu tekrar işleyenlerde hep yapmacık duruyor, sanki Reise yalakalık olsun diye konuşuyorlar.. Yani illaki usturublu insanlarda var mesela Mehmet Şimşek, adam branşı ile ilgili konuşuyor, her muhabbete nane serpmiyor. Bizi ekonomik kriz batıramaz, bizi adaletteki sapmalar ve eğitimsizlik batırır, yürürlükteki infaz yasasını kim hazırladı? Toplumsal huzur adi suçluları sokağa salmakla nasıl sağlanacak, sabırlı milletiz de nereye kadar, hırsızlığın suçu nerdeyse yok bu ülkede, içerden çıkan her suçlu daha da bilenip çıkıyor, sokak ortasında insanlar öldürülüyor.. çünki caydırıcı ceza yok, ceza alsa 2/3 yatarı var sonra içerde iyi hal var, şartlı salıverilme var var da var böyle adalet olurmu yahu, benim şahsıma karşı işlenmiş suçu devlet nasıl affedebilir. Bu iktidardaki adalet reformlarının nerdeyse hepsi suçluyu koruma ve kollama adına yapılmıştır. Ya da cezaevi giderleri azalsın! nasıl ki belediyeler trafik denetleme kamera sistemleri kurarken kasalarına girecek %30 luk payı düşünmeyip sadece beldedeki trafik güvenliğini sağlamayı düşündüler:)) burda da İktidar mevcut infaz yasasını düzenlerken insan odaklı düşündü! Hani nerde idam cezası geri geliyordu?Diyceğim odur ki Adalet ve kalkınma partisinin adalet ayağının aşil tendonu kopmuş ya da kopmak üzeredir. Ha Kılıçdaroğlunun adalet yürüyüşü adalet için değildi onu da belirteyim acizane düşüncem. Surçi lisan çoktur yorum uzadı, onay makamından geçmezse yorumum sorun yok,hiç kızmam:) biraz keskin uçlu cümlelerim olmuştur ama düşüncelerim böyle..

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz