Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’dan kabine değişikliği açıklaması.. Şu anda gündemimizde yok

0

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, şu anda gündemde bir kabine değişikliğinin söz konusu olmadığını söyledi.

ABD’nin New York kentinde tutuklu bulunan Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı ve 28 Kasım’da başlayan davada Atilla’nın 5 suçtan mahkûm olmasıyla ilgili de konuşan Kalın, şunları söyledi:

“Bu, skandal bir davanın skandal bir kararıdır. Bundan daha öte bir anlamı yoktur. Zaten bu davanın Türkiye’nin iç işlerine müdahaleye, Türkiye’nin iç siyasetini karıştırmaya dönük bir kumpas olduğu çok açık ve netti. Hukuk adına utanç verici bir senaryo şu an hayata geçirilmektedir. Bu davaya bakan hakim 2-3 yıl önce FETÖ’cü bir kurum tarafından Türkiye’ye gertiriliyor, ağırlanıyor. Bu kişi bu skandal davaya hakim olarak bakıyor. Türkiye’nin iç siyasetini karıştırmaya dönük kumpas olduğu ortadadır. Hakan Atilla’nın avukatları savunmalarını yapacaklar. Biz de bu konuyu takip etmeye devam edeceğiz. Utanç verici bir siyasi operasyon olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Bu tür operasyonlarla Türkiye’ye zarar vermeyi düşünenler varsa, söz konusu olmadı bugüne kadar, olmayacak. Milletimiz oynanan oyunu görmektedir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa’ya ziyareti ve Macron’un açıklamalarıyla ilgili ise Kalın, şöyle konuştu: “İkili ilişkileri ve bölgesel konuları ele almayı planlıyoruz. 16. yüzyıldan bu yana Fransa-Türkiye ilişkileri çok boyutlu, çok katmanlı bir ilişki olagelmiştir. Cumhurbaşkanımız, Macron’la görüşmesinden sonra iş çevreleri ile de görüşme yapacak. 700 bin soydaşımız yaşamaktadır. Cumhurbaşkanımız programı çerçevesinde bu topluluğun temsilcileri ile de bir araya gelecek.

Macron basınla bir araya geldiğinde Türkiye’de basın özgürlüğüyle ilgili bazı ifadeler kullandılar. Bu değerlendirmelerinin bilgi eksikliğine dayandığını düşünüyoruz. Eğer ön yargılı bir değerlendirme yahut hüküm verme söz konusu değilse Türkiye’de yargı ile ilgili konular yargının uhdesindedir. Bir kişinin gazeteci olması veya başka bir görevde olması onun masum olduğu, suç işlemeyeceği anlamına gelmez.

İkili ilişkilerin yanında bölgesel konular da ele alınacak yarın Elysee’de yapılacak görüşmelerde. Suriye, Irak, terörle mücadele ve Türkiye-AB ilişkileri de yer alacak konular arasında. Macron’un Türkiye ile ilgili açıklaması ile ilgili birkaç hususu dile getirmek istiyorum. Türkiye’de basın özgürlüğüne ilişkin değerlendirmeleri bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor, tabii ön yargılı hususlar değilse. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu terör tehditlerini dikkate aldığımız zaman, zaman zaman Avrupalı dostlarımızın bunun ciddiyetini kavrayamadıklarını gözlemliyoruz.

Türkiye, 3 terör örgütüne karşı mücadele etmelidir. Biz yarın belgeleri ile birlikte sayın Macron’a iletecektir. Fransa’da Paris ve Nice saldırılarından sonra Fransa’nın ne tür uygulamalar yaptığını hepimiz biliyoruz. Sosyal medyadan saldırıları hafife alan kişilerin nasıl tutuklandığını biliyoruz. İngiltere örneğinden de hareket edebiliriz. Terörü övmek dahi bir suçtur. Burada ifade özgürlüğü söylemi üzerinden Türkiye’nin terörle mücadelesine gölge düşürmeye çalışan çevrelerin Türkiye’nin gerçeklerini daha fazla dikkate almaları gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Bizim için İran’ın istikrarı, barışı, huzuru son derece önemlidir. Birileri dışarıdan İran’ı karıştırmaya çalışıyorsa bunun ancak ters tepeceğini bir kez daha ifade etmemiz gerekir. Dışarıdan yapılan açıklamalarla, atılan twitlerle İran toplumunun barışını, huzurunu bozmaya yönelik müdahaleleri kabul etmediğimizi bir kez daha buradan ifade etmek istiyoruz.

Suriye halkını hiçbir terörist grup temsil edemez. Suriye Kürtlerini de PYD ya da YPG temsil edemez. Biz PYD ve YPG’nin orada ne tür insan hakları ihlalleriyle, ne tür zulümlerle alan hakimiyeti sağlamaya çalıştığını biliyoruz. Batı basını bunu görmek istemeyebilir çünkü bu, ABD’nin planının bir parçası olarak hayata geçirilmiş bir uygulama.

S-400, bir komple sistemden bahsediyoruz. Asker konuşlanması diye bir şey söz konusu değil ama teknik iş birliği anlamında tabii ki bir trafik olacaktır. Bizim askerlerimiz, teknisyenlerimizi oraya gidecek, onların teknisyenleri buraya gelecek.

Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan olduğu dönemde Patriot füzelerinin alınması ile ilgili olarak bu konunun müzakerelerini kendisi yürüttü. Ortak üretim söz konusu olamaz dendi. Biz hem NATO’da müttefikiz, hem stratejik ortağız diyoruz ama teknolojik paylaşımda, kritik konularda farklı tavırlara giriliyor. Burada biz kendi ulusal çıkarlarımızı öncelemek zorundayız. Bunlar Türkiye’nin sınırlarını, şehirlerini korumak için kurulan sistemlerdir. Türkiye’ye gelebilecek saldırılara karşı bir savunma sitemidir. Geçtiğimiz ay Eurosam ile de bir mutabakat sağlandı. Yarın Macron ile yapılacak görüşmede bu konu da değerlendirilecek. Türkiye’nin tek bir ittifak bölgesi ile işbirliğini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. NATO Genel Sekreteri de açıklama yaptı; Türkiye’nin egemen bir devlet olarak kendi tasarrufudur dedi.

Şu ana kadar OHAL çerçevesinde çıkarılan bütün KHK’lar devletin kendi işleyişi ile ilgilidir. Vatandaşa, millete dönük değil. Öncelikli hedefi bu. Neden? Süreç hızlı ilerlesin. Elbette bu kanunlar sonunda Meclis’e gelecek. Bundan sonra çıkacak KHK’lar da önünde sonunda Meclis’e gelecek. OHAL’in süresi ne kadar uzatılır? Bu değerlendirilir. Hem Bakanlar Kurulu hem MGK’da bu konu istişare edildikten sonra karara bağlanmaktadır.

Mor Beyin meselesinden önce de bir mekanizma vardı. Bir komisyon var, KHK’larla işinden atılan kişilerin komisyona başvurabiliyorlardı. İadeler de bir KHK çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Bunlarla ilgili de gerekli düzenlemeler yapılacaktır. Bu bir yönü ile yargıyı da ilgilendirdiği için beni bir rakam vermem söz konusu değil. OHAL’in uzatılması önümüzdeki hafta Bakanlar Kurulu var, orada değerlendirilir, kararı alınınca sizinle paylaşırız.

 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz