HDP Sözcüsü Bilgen: Şüphesiz bu provakatif yaklaşımın bedeli, faturası ağır olacaktır

0

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, genel merkezde basın toplantısı düzenledi. Zeytin Dalı Harekatı’nı değerlendiren Bilgen, şunları söyledi:

“Medya üzerinden aktarılan bilgiler, manipülasyonlar tümüyle gerçeği örtmeye yöneliktir. Hedefin IŞİD olduğuna dair açıklamalar yapılıyor. Biraz öncede Başbakan benzer değerlendirmeler yapmış. Rakka’dan kaçan IŞİD’liler oraya sığınmışlar, operasyon unun için yapılmış. Kendisi inanıyor mu, kendi söylediklerini ciddiye alıyor mu; takdiri size bırakıyoruz.

Parlamento’da bir tartışma, konuşma olmasın diye tatile gönderilmiştir. Çok yakın tarihte Kilis’te okulların bahçesine bombalar düşüyordu ama kimse operasyon yapmayı düşünmedi. Türk askerleri canlı canlı yakıldı, aylar boyunca o vahşet kabul bile edilmedi. Şimdi onları tehdit olarak görmeyenler, dün akşam Afrin’den Kilis’e bombalar atıldığını iddia ettiler.

Başbakan orada zulüm vardı diyor. Halkı zulümden kurtarmak için bu operasyonu başlattık diyor. Madem Afrin’de zulüm vardı, insanlar niye farklı bölgelerden oraya göç ediyorlar. Afrin’in nüfusu aldığı göçlerle neden ikiye üçe katlandı? Şüphesiz bu provakatif yaklaşımın bedeli, faturası ağır olacaktır.

Yıllardır bu coğrafyada kan döküldü, birileri bu kan dökülmeye devam etsin istiyor. Şüphesiz Türkiye’nin operasyon yapmasına izin verenlerde, onay verenlerde muhtemelen Türkiye eliyle orada başka hesapların, başka arayışların içerisindeler. Ama ne olursa olsun bu oyunu bozmak, bu tehlikeli seyri durdurmak tüm siyasetçilerin görevi.

Afrin’e karşı Rusya’ya ne verildi, ne taahhüt edildi; bunu en azından bilmek istiyoruz. Operasyona onay verenler, bunun karşılığında Türkiye’den hangi tavizleri kopardılar, bunu öğrenmek hepimizin hakkı.

Operasyonun ismi zeytin dalı. Zeytin bütün Ortadoğu medeniyetlerinde barışın sembolü. Kuran’da da zeytine gönderme yapılır. Ama bu saldırı başka çağrışımları hatırlatıyor. Saddam da yıllar önce Kuran’dan bir kavramı “enfal”i tercih etmiş, binlerce çocuğun kadının hardal gazıyla katledilmesi Kuran’dan bir ayetin adıyla gerçekleşmişti.

Diyanet İşleri Başkanlığı çok ilginç bir rol oynuyor. Fetih suresini böyle bir facianın ismi olarak sunmaya kalkıyor. Fetih işgal demek değildir. Siz işgali fetih sanırsanız açılım yapma imkanının önünü dini duyguları kullanarak kesmiş olursunuz.

Bu saldırının Ortadoğu halklarına hiçbir faydası olmayacak, aksine çok büyük kayıpları beraberinde getirecek. Fethi bu kadar ısrarla kullanmaya devam ederlerse görecekler ki yoksulların sıvasız evlerine taziye çadırları kurulup fatiha okunmasından başka sonuç elde edilemeyecek.

Yoksulluk elbette hiçbir halkın tercihi olmaz. Verginin, alın terinin, emeğin bombaya gitmesini kimse tercih etmez. Suriye’de savaş bir an önce gitsin, Suriyeliler evlerine dönebilsin beklentisi varken yeni göç dalgaları kimsenin tercih ettiği bir durum olmaz.

Türkiye önümüzdeki yıllara belli ki sadece OHAL ile değil savaş halinde girecek. Savaş halinin demokrasi için özgürlükler için ne anlam ifade ettiğini ağır bedeller ödeyerek öğrendi. Bu süreç, Türkiye’de barıştan yana olanların sözlerinde ne kadar tutarlı olduğunun göstergesi olacak. Kandan beslenenlere göz yuman muhalefet olamaz. Muhalefet gerçekten barışı, demokrasiyi getirmek iddiasındaysa bu suça ortak olmayarak ilk sınavını vermek zorunda.

İronik bir durum daha var; bundan 100 yıl önce Rus halkının Çar’dan kurtulmasının sembol savaşlarından birisi Çanakkale Savaşıdır. Çanakkale’de direnenler Rus halkının özgürleşmesinin önünü açmıştı. Bugün Êfrin’de direnenler de Türkiye’yi çar zihniyeti ile yönetilmekten kurtaracaktır.

Toplumsal muhalefetin bu irade kurma operasyonu karşısında silkelenmesini ve kendi durduğu yerin farkında olmasının altını çizmek istiyoruz. Türkiye’de Aleviler, emekçiler, dindarlar, yoksullar savaş istiyorlar mı? Eğer halk, toplum istemiyorsa bu savaşı kim, niye istiyor? Toplumun bu soruyla yüzleşmesini sağlamak da muhalefetin birinci görevi olmalıdır.

Biz, savaşa karşı her çabayı sonuna kadar destekleyeceğiz. Savaş nasıl gözü dönmüşlüğü beraberinde getiriyorsa barış da bir o kadar cesareti, kararlılığı ve kapsayıcı bir muhalefet inşa etmeyi beraberinde getirecek. Biz de bu inançla çalışmalarımızı barışın sağlanması, kanın durması, bütün halkların onurlu barış içinde yaşayacağı bir coğrafyanın inşası için vereceğiz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz