Bahçeli: Afrin’e girmeyin demek, PKK/PYD/YPG’yi kollamak, terör örgütlerine el sallamaktır

0

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “İl ve İlçe Başkanları İstişare ve Çalışma Toplantısı”n da konuştu. 18 Mart 2018’de 12’nci Olağan Büyük Kurultayın yapılacağını hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi:

“Önümüzdeki siyasi seçim ve tercihler oldukça önemlidir, tarihi ve talihli fırsatlardır, Türkiye’nin akıbetini belirleyecektir. Şunu özellikle belirtmek isterim ki; Milliyetçi Hareket Partisi; Ağır tahribatlara karşı Türk milletinin güvencesi, Derin stratejik çatışmaların yaşandığı bugünkü ortamda, Türk devletinin son siperi, Türk milletinin, kendisini düştüğü küresel sarmaldan çekip çıkaracak son imkânı, Ölüm karşısında sınav vermiş bir kutlu dava olarak Türk milletinin ülkü yolunda son umududur. Milliyetçi Hareket zafere inanmıştır, başarıya yemin etmiştir ve bunu engellemeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Yemin mukaddes bir sözleşme demektir. Namus sahibi olan her insan verdiği sözden dönmeyecektir.

Türk milleti 16 Nisan 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne evet demiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, yeni hükümet etme sisteminin içinde başından sonuna kadar vardır ve paydaşıdır. Baraj sorunu yaşadığımızı söyleyenler, acaba barajın yüzde 50 artı 1’e çıktığını ne zaman idrak edecekler? Yüzde 10’u ağızlarında sakız gibi çiğneyenler, korktuğumuzdan, indiğimizden, gerilediğimizden dolayı ittifaktan medet umduğumuzu yüzsüzce diline dolayanlar, 15 Temmuz FETÖ ihanetinin yarım kalmasından içten içe üzülen kokuşmuşlardan başkası değildir.

Bunlar eski Mısır’da yaşasalar Hz.Musa’ya karşı Firavunla birleşirlerdi. Bunlar Kerbela’da olsalar Yezid’in yanında saf tutarlardı. Ve bunlar 919 yıl önce başlayan Haçlı seferlerine katılıp Türk ve Müslüman kanı dökmek için vampir gibi ileri atılırlardı. MHP’nin baraj sorunu yok diyorum, kalın ve kabuk bağlamış kafaları almıyor.

MHP büyüyor, güçleniyor, milletin takdir ve teveccühü gittikçe yükseliyor diyorum, üç maymunu oynuyorlar, akbaba gibi, kuzgun gibi akıllarınca leş arıyorlar. Kıskananlar çatlasın, çekemeyenler patlasın diyorum, çatlaya çatlaya, patlaya patlaya dağıldıklarını, un ufak olduklarını görmüyor, göremiyorlar. Bizler, siyaseti, siyaset olsun diye değil, milletimize ve ülkemize hizmet için yapıyoruz. Davamızın büyüklüğü oy oranıyla, oy sayısıyla değil, yüreğimizin asaleti, ülkülerimizin yüksekliğiyle ölçülür diyoruz. Bilinmelidir ki Milliyetçi Hareket Partisi, nereden kaynaklanırsa kaynaklansın küçük siyasi hesapların kendi ayaklarına pranga vurmasına müsaade etmeyecektir.

İşte bu şartlar altında, milli bekamızın olağanüstü risk ve tehdit altında olduğu bir dönemde, Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü evresine geçmiş bulunuyoruz. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin kurum ve kurallarıyla kökleşmesi, yerleşmesi, tam olarak oturması maksadıyla 3 Kasım 2019’da Cumhurbaşkanı Seçimi’nde Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğimizi açıkladık.

Siyasi akıl bunu gerektiriyordu. Ülkenin gerçekleri buna işaret ediyordu. Milli bekamızın korunması için böylesi bir uzlaşma vasatında buluşmak lazımdı. Yaptığımız da budur. Milletvekili Genel Seçimi’nden başarıyla çıkıp çok güçlü bir şekilde TBMM’de yerimizi alacağımızı, geleceğin Türkiye’sinde, gelecek iktidarın iklim ve iradesinde mutlaka söz sahibi olacağımızı kararlılıkla duyuruyorum.

Türkiye’nin siyasi ve toplumsal gelişmelerini etkileyen en önemli konu başlıklarından birisi de 20 Ocak 2018’de başlayan ve Suriye’nin Kuzeybatısında yerleşik bulunan Halep’in Afrin ilçesinin terörden temizliğidir. Zeytin Dalı Harekâtı 22’nci günündedir. Türk askeri Afrin kırsalında Özgür Suriye Ordusuyla birlikte hainleri kovalamaktadır. Jetlerimiz, terör barınaklarını, sığınaklarını, mühimmat ve cephanelikleri imha etmektedir.

Şimdiye kadar sayıları bini aşan terörist etkisiz hale getirilmiştir. Maalesef mücadele sürecinde aldığımız şehit haberleri de bizi kahretmektedir. Fakat bir hususu da paylaşmadan geçmek istemiyorum. Zeytin Dalı Harekatı’nın 19’ncu gününde şehit düşen iki kahramanımızdan biri olan piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar’ın Karabük’te son yolculuğuna çıkarken kılınan cenaze namazı tek kelimeyle mahşeri bir kalabalıkla gerçekleşmiştir.

Millet şehitlerine sahip çıkmış; manevi gücümüzü, birlik ve beraberlik irademizi resmen dünyaya ilan etmiştir. Aziz şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Bu duruş bizde oldukça, Türk milleti sinesinden çıkan ordusuna bu şekilde destek verip arkasında durdukça, Allah’ın izniyle hiçbir hain, hiçbir müstevli, hiçbir kanlı hesap işe yaramayacak, hedefine ulaşamayacaktır. Çünkü biz, bir ölürsek bin diriliriz. Çünkü biz şehitler ölmez, vatan bölünmez deriz. Çünkü biz şehadetin en yüce makam olduğuna inanır, bekamızın güvenliği ve kalıcılığı için 80 milyonun manen yükselerek alçakların üstüne, korku nedir tanımayarak gideceğini bilir, bunu söyleriz.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Afrin’in içine girilmesini doğru bulmuyormuş. Peki sen neyi doğru buluyor, neyi doğru görüyorsun Sayın Kılıçdaroğlu? ABD’li askerler YPG’li katillerle Menbiç kırsalında beraber nöbet tutuyorlar haberin var mı? ABD’nin Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı sürdürdüğü operasyonların en üst düzey sorumlusu olan bir general bozuntusu, YPG’lilere kahraman diyor, Türkiye’ye yanlış hesap içinde diyerek parmak sallıyor, hiç duydun mu? Afrin’e girmeyin demek, PKK/PYD/YPG’yi arkalamak, kollamak, terör örgütlerine el sallamaktır.

Bu tarihi gaflet, Atatürk’ün kemiklerini sızlatmak, ruhunu muazzep kılmak değil midir? Afrin’e girmeyin diyorsun, hadi yarın birileri de çıkıp Hatay’dan, Kilis’ten çıkın derse ne yapacaksın, nereye kaçacaksın, neye sarılacaksın Sayın Kılıçdaroğlu? Terör örgütleri bu kadar mı gözünüzü boyadı, bu kadar mı aklınızı başınızdan aldı? Bu ülkede anamuhalefet partisinin milli güvenliğimizi köstekleme çabası, jeopolitik arıza vermesi felakettir, aslında başlı başına güvenlik sorunudur.

Birisi çıkar, Ege’deki haklarımızı çarçur etmek için, üç beş keçinin otladığı kaya parçacıkları diyerek vatanı sabote eder, düşman sevindirir. Nasılsa tuzu kurudur. Birisi çıkar, ÖSO’ya terörist der, El Kaide’yle ilişkilendirir, ama kendisinin kimlerle ilişkili olduğunu itiraf edemez. Başında Türk olan, ama Türklüğün utancı, Türk düşmanlarının gözetleme kulesi, Türk katillerinin aşı suyu ola bir mesleki örgüt, PYD’ye çalışır, YPG’yle oynaşır, PKK’yla düşer kalkar. Sonrada isminden Türk ifadesi kalkmasın diye feryat eder.

Türk Tabipler Birliği diye bir kurum ahlaken ve vicdanen yok hükmündedir. Türk milleti beka mücadelesi verirken, teröristlerle aynı çizgiye, aynı niyete, aynı dile sürüklenmiştir. Bunların nesi Türk’tür ki, ismi de Türk kalacaktır? Türk olmak adam olmaktır, mayası sağlam olmak, vatan ve millet sevdalısı olmak demektir. Kürt kökenli kardeşlerimin PKK’yla, PYD’yle bağ ve bağlantısı nasıl yoksa, Türklüğün de Tabipler Birliğiyle bir ilgi ve yakınlığı olmamıştır. Nitekim haklarında yapılacak siyasi ve hukuki tasarrufları desteklediğimizi bu vesileyle kararlılıkla belirtiyor, Sayın Cumhurbaşkanı’na duyarlılığından dolayı teşekkür ediyorum.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz