HDP Eş Genel Başkan Buldan: Cezaevlerinde başka gazeteciler, aydınlar da var.. Serbest kalması için ABD’den, Almanya’dan, Fransa’dan tank ve top mu almanız gerekiyor?

0

HDP Eş Genel Başkan Pervin Buldan, partisinin Meclis Grup toplantısında konuştu. Bir yıllık tutukluluğunun ardından tahliye edilen Alman Die Welt gazetesinin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel’le ilgili değerlendirmelerde bulunan Buldan, şunları söyledi:

“Deniz Yücel’in serbest bırakıldığını gördük. Şu anda cezaevlerinde başka gazeteciler, başka aydınlar da var. Hemen akabinde Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak’a verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını kınıyoruz. Onların serbest kalması için ABD’den, Almanya’dan, Fransa’dan tank ve top mu almanız gerekiyor? Onların serbest kalması için hangi anlaşmaların yapılması gerekiyor?

Deniz Yücel bir gazeteci. Bir hafta önce Almanya’ya giden Başbakan’ın, Almanya Başbakanı ile yapılan bir görüşmeden sonra serbest bırakıldı. Elbette ki bir gazeteci, bir aydın cezaevinde olmamalıdır, Deniz Yücel’in serbest bırakılmasından duyduğumuz mutluluğu ifade etmek isteriz. Ancak Almanya’da yapılan kirli pazarlıklar sonucu yargıya rağmen nasıl serbest bırakıldığına hep birlikte tanıklık ettik. Tankların verildiği böyle bir anlaşma sonucunda Deniz Yücel’in serbest bırakıldığını gördük.

Ülke titanik gibi, gemi su almış, batıyor, bunlar kendilerini kurtarmanın derdindeler. İnsanların öldüğü bir ortamda ‘oyları nasıl artırabiliriz’, ‘AKP-MHP ittifakı ile başkanlığı nasıl elde ederiz’ demenin bu ülkeye faydası yoktur.

Afrin üzerinden seçim hesapları yapılmaya çalışılıyor. Türkiye halkları bunu çok iyi görmeli. Afrin’de savaş kararı alanlar bugün kendi koltuklarında oturmaya devam ediyorlar. Hiçbir anne çocuğunu savaşta ölsün diye büyütmez. Hiçbir çocuk babasının tabutuna sarılmak istemez. İşte bunun için çözüm yolunu gösteriyoruz iktidara, bir kez daha!

Türkiye’nin Afrin’e başlattığı savaş 32. gününde ‘3 saatte gireriz, temizleriz’ dediler; ama 32 gündür girmeye çalışıyorlar. Oysa Afrin, barışın kalesidir. Afrin’de halklar eşit, özgür demokratik bir yönetim kurmak için çaba sarf ediyorlar. Afrin aynı zamanda sığınmacıların savaştan kaçtığı bir huzur yeridir. Ve Afrin bir istikrar bölgesidir. Türkiye bir istikrar oluşmasını engellemek için orada. ‘Terör koridorunu bozmak için gidiyoruz’ dediler, ama herkes biliyor ki orada yaşayanlar huzur içinde, barış içinde yaşıyorlar. Ankara’dakiler de pekiyi biliyorlar ki bu bölgede eğer demokratikleşme gerçekleşirse kendilerini demokratikleştirmek zorunda kalacaklar.

Oysa Afrin’de elbette ki çözüm mümkündü. Diyalogla, konuşarak, savaş yapmadan sorunlar çözülebilirdi. Ancak siyasi irade oraya savaş açarak, bombalar yağdırarak seçimi ölümden yana yaptı. Çözüm derken, bu ülkenin Başbakanı ‘çözüm mözüm yok kardeşim’ diyerek Türkiye halklarına bir kez daha ölümü reva görmüştür.

Türkiye bu haldeyken ülkenin dört bir yanında çocuk istismarları, tecavüzler gündemimizden düşmüyor. Geçen hafta Adana’da iğrenç bir olay yaşandı. 4 buçuk yaşındaki bir kız çocuğu tecavüze uğradı. Bu bir vahşettir, bu bir insanlık suçudur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ‘Biz olayı araştırıyoruz’ diyor. Neyin araştırmasını yapıyorsunuz? Siz o koltukta niye oturuyorsunuz?”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz