Dr. Levent Bilgi yazdı: Bir kenti terk etmenin vakti

0

Ve bu dünyada 50 yıl yaşamışsanız
Ve bir gün yerinizde o 50 yıla bakakalıp donmuşsanız
RobinSharma’nın Bilge’si gibi bir gün aniden bir kalp krizi ile uyanmanıza gerek kalmaz.
Eğer bu dünyada anlamlandırmak için yeterince yaşadığınıza inanıyorsanız
Ve eğer bir gece vakti ıssız bir gelecekte yıldızları seyretmeyi biliyorsanız
Ve büyük siyah boşluk size yeterince ürperti veriyorsa
Ve yıldızlar ötelerden size göz kırpıyorsa
Yavaşlamanın ve durmanın işte vaktidir
….

İnsanların artık pek de öyle sizi çekmediğini fark ediyorsanız
Aslında birbirlerinden pek de farklı olmadıklarını
Sadece farklıymış numarası yaptıklarını
Kiminin oyunda daha kabiliyetli olup ciddi ciddi farklı göründüklerini fark ediyorsanız
İnsanların bir sahnedeymiş gibi oyun oynadıklarını bildiğiniz halde
Gülerek onlara katılıyormuş gibi yapıyorsanız
İşte şimdi ağlamanın vaktidir
….

Sevgilerin sahteliğinin farkındaysanız
Seviyormuş gibi yapmanın insanı ne kadar da rahatlattığını biliyorsanız
Yalandan insanın ölmediğini çok önceleri öğrenmişseniz
Yapayalnız dolaşabiliyorsanız geceleri ıssız sokaklarda
Hayata eyvallah demenin işte şimdi vaktidir

En değerli vakitlerinizi
Bitmeyen dünya hırslarıyla geçiriyorsanız
En değerli zamanların insanın kendisiyle geçirdiği zamanlar olduğunu bildiğiniz halde
Bir türlü kendi kendinizle baş başa kalamıyorsanız
Hayatın özünü bırakıp kabuklarında dolaşıyorsanız
Gizlemeye en çok alıştığınız kendinizle bir gece ansızın karşılaşırsanız
İşte şimdi gerçeklik duygusunu yitirmenin vaktidir

Sonsuz bir varlık olarak sınırlı bir hayata hapsolmuşsanız
Uzayın derinliklerinde kaybolup gidiyorsanız
Bu dünyadaki varoluşunuza
ve bu varoluşun sürüp gitmesine hiç de şaşmıyorsanız
Bu kenti terk etmenin vaktidir

Kendinize bu dünyada bir yer edinememişseniz
En karmaşık masallarınız hep ona çıkıp duruyorsa
Her şey ve herkes kendi gerçeğiyle yeniden karşılaşma korkusuyla yaşıyorsa
Çıldırmaktan kurtulmanın kentlerde dolaştığını biliyorsanız
Yağmurlarda bir sığınak aramanın
ama hep aramanın hep ıslanmanın işte şimdi tam vaktidir

Hayatın kocaman sokaklarında başıboş dolaşıyor
Bir kuşku, bir huzursuzluk, bir itiraz yüreğinize bir hançer gibi saplanıyorsa
Her şeyin kaybolup gittiği, rüzgâr gibi geçtiği, kar gibi eridiğini görüp
Ölümsüzlük, hep ölümsüzlük arıyorsanız
Gözümüzü yerlerden alıp, göklere dikmenin
O’nu hep O’nu sadece O’nu aramanın işte şimdi vaktidir

Bir sabah dünyaya aniden düşmüşseniz
Hayretle bakıyor bakınıyor ve her şeye yabancılaşıyorsanız
Varlık sizi hep uyarıyor, hep öteleri hatırlatıyorsa
Eşyanın fısıltısını duyuyorsanız ötelerden
Şaşmaya hazırsanız
İşte şimdi gözlerimizi O’na
Sadece O’na bakmanın
O’nu aramanın vaktidir

Önceki İçerikBekir Bozdağ’dan ‘sefer görev emri’ açıklaması.. İhtiyaç yok
Sonraki İçerikABD’de hayatları değiştiren fotoğraf kareleri.. Şimdi satılık
(Özgeçmiş ve özgelecek) İzmir'in yokuşlu sokaklarında doğdu. Kuşadası'nın denizlerinde sonsuzluğun lezzetini tattı. İstanbul'da okudu. Ordu, Zonguldak, İstanbul, Şanlıurfa'da dersler yaptı. Hayatı, edebiyatı, Kur'an ve Risale (okumayı değil) çalışmayı önemsiyor. Bunların monotonlaştırılmalarına,sıradanlaştırılmalarına, dünyevileştirilmelerine karşı çıkıyor. Artık okuyarak değil, okuduklarımız üzerinde çalışarak, kafamızı çatlatırcasına düşünerek, tahkik ederek bir şeyler öğrenebileceğine inanıyor. Cenneti de cehennemi de önce bu dünyada görüyor. Varlığı, insaniyetini, duygularını ve düşünceyi önemsiyor. Artık nutuk, vaaz, ben en iyi bilirim zamanlarının bittiğine inanıyor. Hakikati eşit bir ilişki içinde; beraber, arayarak, bir masa etrafındaki çalışma grupları ile yakalayabileceğine, en azından hissedebileceğine inanıyor. Hayatı, dünyayı, varlığı, insaniyeti vs. anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyor. Allah'ı, âlem-i gaybı ve ölümden sonrasını çok özlüyor ve merak ediyor.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz