Hileli Harp Sanatında Ramazan’ı Kullanmak

0

Niccolo Machiavelli “Prens” adlı eserinde başarıya giden yolda yapılacak her tür hile, desise ve tezgahın ne denli makbul olduğunu anlatır. Makyavelizm esas olarak netice için her yolu mübah ve kabul eden bir anlayışın ifadesidir. Makyavel amoraldir. Onun için etik sadece nihai amacın oluşmasından ibarettir. İster ahlaki isterse ahlakdışı olsun yapılan, her edim sadece nihai sonuca hizmetiyle değerlendirilir.

Özünde Makyavelizm, “Siyasette her türlü ahlak yasasını hiçe sayan, dürüstlükten yoksun siyaseti savunan” bir siyasi sistemdir. Yani siyasette başarıya ulaşmak için her yola, her araca başvurmayı siyasetin gerçeği olarak benimser.

“Golü atmaması için futbolcunun rakibine çelme takması.” Bu, Makyavelizmde foul değil, doğru harekettir. “İnsan kaynakları müdürü olduğunuz bir firmaya kendi akrabanızı almak için gereksiz yere herhangi bir çalışanı işten çıkarmak,
 siyasetçilerin yaptığı çamur atma politikası, karnınızı doyurmak için fırından ekmek çalmak” gibi gibi gibi… şeklinde örnekleri uzatmak mümkündür.

Evvel zaman içinde 1-0 biten bir Fiorentina zaferi sonrasında Fatih Terim: – Hocam, çok zor bir maç geçti ama tek golle kazanmayı bilen taraf oldunuz. Ne söyleyeceksiniz?
- Şimdii, İlker… İtalyanlar’ın çok güzel bir sözü vardır: “Resultante importante.” – Meali nedir, hocam?
- “Amaca giden her yol mübahtır” demiş ve İtalyan Makyavelizmini transfer olduğu ilk ayda absorbe etmişti.

1469-1527 yılları arasında yaşayan İtalyan Machiavelli’nin yazdıklarından esinlendiğini değil de, alemlere rahmet olan Hz.Peygamberin hadisinden feyz aldığını iddia ve ifade eden Yavuz Bahadıroğlu’ndan dün bahsetmiştik.

Çekincesizce hileyi bir metod, hilenin tatbik olacağı seçimi ise bir harp olarak telakki edenleri eğer tanısa idi muhtemelen Makyavel tereddütsüz bağrına basardı.

Herşeyden önce sayın Bahadıroğlu; dinsel bir gaza olarak telakki ettiği seçim sathı mailine dair yazdıklarını, twitter gibi bir Amerikan icadında ve muhtemelen Şintoist bir Japon’un ya da bir Koreli‘nin icadı bir telefon ile yazmakta idi.

İnsanın aklına ister istemez; “Protestan ve Budist mucitlerin de acaba bu icatlardan beklentileri benzer olabilir mi?” endişesi gelmiyor değil. Yani Bahadıroğlu’nun bu satırları yazması da acaba “bir kefere hilesi olamaz mı?”

İşin komplo teorisi kısmını bir kenara bırakırsak; 24 Haziran seçimlerinin tercih edilmesine dair farklı ve özel bir altyapının varlığına ilişkin ciddi bir öngörü ile karşılaşmamak elde değil. Buna bir Ramazan Eğlencesi olarak seçim mitingi desek çok mu abartırız? Bence hayır.

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal; mitinglerin 15 Mayıs’ta başlayacağını söylemişti geçen gün. Yani Ramazan ayının başladığı gün. Hemen hemen her gün 4-5 saat canlı izlediğimiz Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanların konuşmaları, seçimden dolayı 10 saat ekranda görünme isteği ve Ramazan ayındaki sahur ve iftar programlarının da aralıksız bir propagandaya dönüşme ihtimali kaçınılmazdır. Aralıksız 24 saat propaganda imkanı…

AKP ve bizzat Sayın Cumhurbaşkanı’nın seçim propagandasına Ramazanın 1. günü başlayacak olması için tesadüf denebilir mi? Artık orijinalliğini yitiren seçmen oyunun sosyal yardımla devşirilmesi projesinde iftar ve sahur ikramlarının tereddütsüz araçsallaştırılmamasını beklemek de safdillik olur.

30 günlük Ramazan ayının toplamda 60 iftar ve sahurun bitmez bir propaganda makinasının “ye, iç, miting yap” projesine dönüşmemesini beklemek, ancak Makyavelizmi İtalyan pizza çeşidi sanmak naifliği ile mümkündür.

AKP’nin ve tabii ki Erdoğan’ın hava şartlarının da elverdiği bu mevsimde mütemadi bir miting fırsatı olarak Ramazan-ı Şerifin 2018 planlamasından gayetle memnun, mesut ve bahtiyar olduğundan kuşku yok.

Bütün bir günü aktivitelerden uzak ve bir tür yarı uykuda geçirecek kitleyi, iftardan sahura miting atmosferinde ve sürekli doyurmak hiç kuşkusuz AKP’nin zaten en iyi bildiği iş yapış şeklinin, ete kemiğe büründürmesine neden olacaktır zaten.

Açıkçası 24 Haziran’ın Ramazan boyunca sağlanacak bu bitmez tükenmez miting ve toplaşma haline yapacağı katkıyı 1 dakika bile ıskalamayacak bir akılla karşı karşıya olacağımıza kuşku yok. Hal böyle iken 2018 seçimleri için daha uygun bir tarihin hayal edilmesi zaten mümkün değildi.

Seçimin özelde Bahadıroğlu’nun hile sevdası ile izdüşümlü bir dinsel festivala dönüşmesi hiç kuşku yok tesadüf değil, AKP’nin bilinçli bir tercihi olduğunu gösteriyor.

Machiavelli’nin Hükümdar adlı eserinde “Prensi seçin de, hangi şekilde seçerseniz seçin” diye buyurması üzerine ortaya çıkan durum ile, “Başkanı seçin de, hangi değerleri çarçur ederseniz edin mühim değil” fırsatçılığı atbaşı yarışır…!

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz