HDP Eş Genel Başkanı Temelli’nin pasaportuna el konuldu..

0

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, seçim çalışmaları kapsamında programında bulunan Almanya seyahatine, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda pasaportuna el konulması sebebiyle gidemedi.

Temelli, konuya ilişkin sosyal medya hesabında şu paylaşımda bulundu: “HDP Seçim kampanyasından Notlar 2: HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’ nin pasaportuna el konuldu, yurt dışına çıkamıyor…”

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Gençlik Meclisi’nin düzenlediği bahar şöleninde konuştu. “Selahattin Demirtaş Edirne Cezaevi’nde tutsak ama en sahici mücadeleyi halkların adayı olarak Selahattin Demirtaş yürütecek.” diyen Temelli, şunları söyledi:

“Bu mücadeleyi 40 yıldır sürdüregelmiş bir partiyiz. Belki 5 yaşındayız, ama arkasında 40 yıllık bir mücadele birikimi var. Hala genciz. Genç başladık, genç bitireceğiz. Neden adayımız tutsak, neden meydanlarda değil? Kimse cevap veremiyor. Tutuklu olduğu davanın dosyaları FETÖ’cü savcılar tarafından hazırlanmış. Bu savcılar ya cezaevinde ya yurt dışına kaçmış, ama Selahattin Demirtaş tutuklu. Bugünkü Anayasa ihlal edilerek tutuklu ve biz bu koşullarda Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyoruz. Önemli olan bizim programımız, bizim sözümüz.

Biz adayımızı belirlerken de tüm topluma sorduk. Gelin hep birlikte belirleyelim dedik. Çünkü HDP Türkiye’nin partisidir. Bugün herkes kimliği ile, statüsü ile HDP’ye gelerek siyaset yapabilir. Ayrımcılık, düşmanlık yoktur. Nefret söylemi yoktur. Adayımız tam da partimizin ilkelerine uygun bir adaydır. Parti içinde bir aday belirleyecek olsak Selahattin Demirtaş’ı belirleyecektik. Ama nereye gitsek herkes bize Demirtaş’ı önerdi. Ne mutlu bize ki, adayımız Türkiye’nin adayı olmuş durumda. Bugün HDP’ye karşı yürütülen düşmanca bir tutum var. Bunlar aslında bizim mücadelesini verdiğimiz fikirlere de düşmanlar.

Bugün buradayım, ama bu sabah Brüksel’e gidiyordum. Fakat giderken yurt dışına çıkamazsın dediler. Neden? HDP’li olmamdan dolayı. Çünkü HDP’ye karşı özel bir kampanya yürütülüyor. Bu kampanyada herkes var, bu kampanyanın karşısında da HDP var. 7 Haziran’dan beri HDP’ye karşı yürütülen bir kampanya ile karşı karşıyayız. Biz de diyoruz ki, bize karşı yürütülen bu kampanya Türkiye halklarına karşı yürütülen bir kampanyadır. 24 Haziran’da bu düşmanlığa hep birlikte son vereceğiz.

Sadece Erdoğan değil, başkaları da heves ediyor bu işe. Hepsi bir olmuşlar, HDP’ye karşı kampanya yürütüyorlar. Bu bizim gücümüzü gösteriyor. Hepsi heves ediyor. Erdoğan’a verdik ya mesajı, ötekilere de verelim, ‘sizleri de başkan yaptırmayacağız.’

Bizim programımızın gücü buradan geliyor. Birileri başkan olsun, tekçilik olsun istemiyoruz. Söz, yetki, karar halkta olsun diyoruz. Yerel demokrasiyle güçlendirilmiş bir parlamenter demokrasi için mücadele ediyoruz. Bizim adayımız kazanacak. Ama Saray’da oturmak için kazanmayacak. O Saray’ı boşaltmak için kazanacak.

Cumhurbaşkanlığı sistemini kabul etmiyoruz. Bu sisteme son vermek için mücadele edeceğiz. Dolayısıyla bizim sözümüz kurulduğumuz gün verdiğimiz söz gibidir. Halkların kentini de, kendisini de yöneteceği bir sistemdir bu. Temsiliyetin herkesi kapsadığı bir parlamenter sistemdir. HDP bu anlamda en yüksek temsiliyeti sağlamış bir partidir. Bu temsiliyeti Meclis’e taşımak esastır. Mevcut vesayeti yeniden üretmek değildir esas olan. O gelmiş bu gitmişle değil, halkın gelmesiyle var olan bir partidir HDP, halkların partisidir, halklar şimdi iktidara yürüyor.

Eğer gençler siyasette yoksa, zaten vesayet kendisini yeniden yeniden üretiyordur. Kadınlar ve gençler statükoyu parçalayan güçlerdir. Bu olmadığı sürece erkek siyaseti bu vesayeti yeniden üretir. Vesayetin üretilmesi darbe mekaniğinin yeniden üretilmesidir. Bakın yeniden üretiliyor darbe mekaniği. Türkiye hep işe seçimlerle başlar, demokrasi vaat edenler iktidara gelir. Ama içindeki o darbe mekaniği; gençlerden, kadınlardan, işçilerden, halklardan yoksun bırakılmış o sistem bu mekaniğin bir sonucudur. Bugünkü tekçi sistem de bu mekaniğin sonucudur. Bunu kırmak birlikte örgütlenmekten, gençlik siyasetini hakim kılmaktan geçiyor.

Hepsi tekçi. Hepsi tek tek sayıyor. Bu anlayış ülkeyi her geçen gün kötü bir yere getiriyor. Bu kayıkçı kavgası da aynı yere sürükleyecek. Bir yanda cumhur ittifakı, bir yanda millet ittifakı. Bir de bir arada yaptıkları ittifak var, o da baraj ittifakı. HDP’ye karşı bir baraj ittifakı kurdular. Daha önce yıktık, bir daha getirdiler, bir daha yıktık. 24 Haziran’da da yıkacağız. Taş olup başlarına düşeceğiz. Hepsi bu barajın altında kalacak.

HDP’ye baraj yapmak demek aslında Kürt halkını dışlamak demek, Kürt düşmanlığını yeniden üretmek demek. Bu sistem düşmanlık üzerine kurulmuş bir sistem. Barajın da nedeni bu. Sadece Kürt halkına değil; emekçilere, gençlere, kadınlara, esnafa, çiftçilere tüm mağdurlara siyaset yapma hakkını engelleyen bir sistem. Bu barajı bir daha yapılamaz şekilde yıkacağız. O yüzden 24 Haziran’da parlamentoya çok güçlü bir şekilde döneceğiz. Çünkü HDP parlamentoda olduğu sürece halkların, hakikatin, gençlerin sesi orada olacak. Gençlik meclisi bu anlamıyla çalışmalarını güçlendirmelidir. Eğer siyasete gençler yön verecekse bu meclis çalışmaları dünden çok daha önemlidir.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz