HDP Grup Başkanvekili Bilgen: OHAL şeklen bitti ama fiilen yetkileri aynen devam etmekte

0

HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, Mecliste düzenlediği basın toplantısında yerel seçimlerde ittifak olup olmayacağını değerlendirdi:

“Bizim baştan ittifak yapma heves ve hırsımız yok ama toplumdaki beklentiyi yok saymak gibi hakkımız da yok. Bütün siyasi partiler toplumun beklentisini gözetmek zorundadır. 24 Haziran’dan bütün partiler ders çıkarmalıdır. Korkuyla siyaset olmayacağını, korkulara boyun eğerek birlikte yaşadığımız ülkeyi birlikte yönetme becerisini sergileyemeyeceğimizi ifade etmek isterim. Bizim an itibariyle seçim planlamasına dair şimdiye kadarki tartışmalarımız ilkesel tartışmalardır. Toplum bu konuda hangi beklenti içindeyse, bize hangi görevi veriyorsa bunu araştıracağız. Önümüzdeki günlerde yerel buluşmalar gerçekleştireceğiz, toplumun bize verdiği görev neyse üzerimize düşeni yapacağız.”

Emeklilikte yaşa takılanlara ilişkin ise Bilgen, şöyle konuştu: “Bu teklif hangi parti tarafından getirilirse getirilsin olumlu buluyoruz. Türkiye’de sosyal güvenlik sistemi yanlış yerden okunduğu için çözüm de yanlış yerden geliştirilmeye çalışılıyor. İnsanların mezarda emekliliğinin çalışma, yaşam hakkıyla hiçbir izahı olamaz. Çok açık haksızlık var.

Ekonomik ve sosyal haklarla ilgili açık bir ihlal var. Sosyal güvenlik sorunlarının nerede açık verdiğini, sistemin neden sürdürülemez olduğunu başka yerde aramak gerekiyor. Yani insanların çalışma süreleri dolmuşsa yaş haddinden kaynaklı olarak emelilik haklarından mahrum bırakılmalarını hiçbir surette doğru bulmuyoruz.”

Ayhan Bilgen, şöyle konuştu: “Türkiye büyük bir kriz yaşıyor ama Meclis kapalı. Meclis kapalıyken de milletvekillerinin sorumlulukları var, görevleri var. Ancak son derece insani, bırakın hak olarak tarif etmeyi görev olarak tarif edilecek işleri bile engelleyen bir yaklaşımla karşı karşıyayız. OHAL şeklen bitti ama fiilen OHAL yetkileri aynen devam etmektedir.

İdam cezası ile ilgili bir tavır ortaya koymak için İran Büyükelçiliği’ne çelenk bırakmak isteyen vekillerimizin engellenmesi, basın açıklamasının tehdit olarak tarif edilmesi bu ülkede hala nasıl bir anlayışla yönetildiğimizi somut biçimde ortaya koymakta. Bu engellemeler konuya ya da katılımlara göre de değişmiyor. Mesela iş cinayetleri ile ilgili “adalet ve vicdan nöbeti” diye uzun süredir bu ülkede bir çalışma var. Orada yakınlarını kaybedenlerin buna dikkat çeken bir açıklama yapması engelleniyor. Tüm bu engellemeler son derece keyfi ve hukuk tanımaz bir yaklaşımın eseri.

Önümüzdeki günlerin en önemli konularından biri uyum yasalarının çıkarılmamış olması, Parlamento’nun fiili durumla yönetilmesi ve aslında birçok konuda suç işleniyor olmasıdır. Bunu hala gündeme almamak bu durumun devamından medet ummaktır. Siyasetin birinci görevi gerçeği halkla paylaşmaktır. Enflasyon 14 yılın en üst rakamlarına çıkmıştır ki gerçek rakamlar bunun çok üzerindedir. Enflasyon rakamlarının bu boyutlara ulaşması, Merkez Bankası’nın önümüzdeki günlerde para politikası ile ilgili üzerine düşeni yapacağını ima etmesi ısrar edilen, inat edilen ekonomi politikasının kriz üretmeye devam edeceğini gösterir.

Hukuki reformlar yapılmadan, Türkiye güvenilir bir ülke olamayacak, ekonomik kriz de siyasi kriz de derinleşecek. Toplum önümüzdeki günlerde okul harcamaları ya da ısınma harcamaları nedeniyle aslında yaşadığımız krizin ne kadar ağır bir bedeli olduğunu görecek. Bu çatıyı, Meclis’i kapalı tutmak asla sorunu çözmeye dair bir iyi niyet taşımıyor.

Bir bankanın komik bir rakamla döviz satışı yapması “teknik bir hata” denilerek açıklanamaz. Açıkça ekonomik bir suçtur. İşlemlerin iptal edilmiş olması da toplumsal tepkinin eseridir. Bu tepki olmasa olan olacaktı. Bütün yapılacak işleri baştan deklare etmek, kimlerin faydalandığını açıklamak, sorumlularla ilgili gerekli işlemlerin yapılacağına dair bir irade beyanı olmalıydı. Bunların hiçbiri olmadı. Türkiye ne finans sektöründe ne gerçek yatırımda ne günlük hayatta ekonomiyi yönetebiliyor. Ekonomik krizin sorumlusu da siyasi iktidardır. Dış güçlerle ya da konjonktürle izahı mümkün değildir. Bu konuda da çelişkili açıklamalar var. Dün Hazineden sorumlu bakan, ABD ile stratejik ittifak ilişkisinin devam edeceğini söyledi. Bir taraftan tüm faturayı ABD’ye yükleyip bir taraftan da bu açıklamayı yapmanın bir anlamı yok.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz