Milli Eğitim Bakanı Selçuk: Veriye bakmadan, fotoğrafı görmeden, analiz yapmadan karar almak doğru değil

0

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile Türkiye Zeka Vakfı iş birliğinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi´nde düzenlenen “6. Zeka ve Yetenek Kongresi”nin açılışına katıldı.

Uzun yılların birikimi olan bazı sorunların kısa sürede çözümlenmesini beklemenin doğru olmayacağını dile getiren Selçuk, şunları söyledi: “Bizim akşam düşünüp sabah bir şey yapma lüksümüz yok. Veriye bakmadan, fotoğrafı görmeden, analiz yapmadan bir karar almak gerçekten çok doğru değil. Zamana ihtiyaç var ama bu hiçbir şey yapmayacağımız anlamına da gelmiyor.

İnsanlık denildiğinde sadece kendi toplumunu anlayan bir uygarlık ile karşı karşıyayız. Biz, ‘insanlık’ dediğimizde, endemik bitkilerimiz dahil hepsini çocuklarımız, evlatlarımız olarak görüyoruz. Bütün insanları, çocukları, göz pırıltılarını hanemize kaydediyoruz. O sebeple, bizim insanlık olarak neden bahsettiğimizi yeniden tasavvur etmemize ihtiyacımız var.

Eğitim, sadece endüstrinin ihtiyaçlarına odaklanmamalıdır. Endüstri 4.0 veya Eğitim 4.0 diyorlar. Eğer biz insanlığı bu şekilde algılarsak, eğitim sadece endüstrinin ihtiyaçlarını içerirse, endüstrinin ihtiyaçlarını eğitimin beceri seti diye kurgularsak, eğitim 4.0 da, eğitim 5.0 da deseniz, bu sadece eğitimin kaç sıfır yenik olduğunu gösterir.

Zeka tanımı, geçen yıllara göre farklı yapıldı. Bu tanımsal çerçeveler bizi oldukça sınırlıyor. Mesela ben okullara gittiğimde hiç 200 alan çocuk görmedim, en fazla 100 alıyorlardı. Aslında bizim sınıflarımızda 200, 300 alacak çocuklar var. Fakat biz onlara, ´En fazla notunuz 100, sen de idare et. Otur oturduğun yerde, 100 almışsın daha ne istiyorsun.´ diyoruz. Aslında çocuk, ´Ben dünya çapında birisi olabilirim, sıçrama yapabilirim.´ demek istiyor fakat biz çocukları 100 ile sınırlandırıyoruz.

Yetenek, zeka, eğitim konularını yeniden çerçeveleyip üzerinde düşünürsek, kavramlarımızı gözden geçirirsek mesafe almamamız için bir sebep yok. Kavramlar, kelimeler öncelikle karnından doğdukları topluma hizmet eder. Ondan sonra diğer toplumlar bundan yararlanır. Bizim kendi özgün kelimelerimizi oluşturmamız, kavramlarımızı üretmemiz gerekiyor. Türkiye eğitimde nicel olarak önemli mesafe aldı. Eğitimin niteliği konusunda da hedeflenen noktaya gelinmemesi için hiçbir sebep bulunmuyor.

Beraber düşünerek, hep birlikte eleştirileri paylaşarak bir olma noktasında bir yolculuk yapabiliriz. Önümüzdeki süreçte mesleki eğitim başta olmak üzere, çok pratik, çok işlevsel ve mevcut durumu çok daha verimli kullanabilecek bir noktaya geleceğiz. Maksimizasyon derdimiz yok, optimizasyon ile ilgiliyiz eğitimde. Optimal koşulları oluşturmak ile ilgiliyiz ve bir sistem tasarımı içerisinde bakmaya çalışıyoruz meseleye. Sistemin bütün bileşenlerini bütünsel olarak ele alıp her bir bileşenin birbiri ile ilişkisini, birbirini nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyoruz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz