- İzmir Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş: Sıra Dışı Bir Belediye Başkanı, Bir Halk Adamı - 16 Şubat 2023
- Veysi Dündar’ın Korona Söyleşileri – Mehmet Ali Güller: “ - 5 Eylül 2021
- Her derde deva ‘Tarçın’ - 18 Ekim 2020
Almanca Balkanlar’da yeni popüler dil haline geliyor!
Almanya, AB’nin lider ülkesi olma konumunu güçlendirdikçe, Almanca da buna paralel bölgede giderek yaygınlaşan bir dil haline geldi.
Garip değil mi?
Türkçe’nin yaygınlaştırılması konusunu da vazife olarak üslenen Yunus Emre Enstitüsü, üzülerek belirtmeliyim ki bu rolü oynayamadı.
Balkanlar’da ve belki de dünyanın işsizliğin hakim olduğu her yerinde, dil öğrenmeye giden insanların hedefi, bu öğrendikleri dile paralel veya bu dili de kullanabileceği bir iş bulabilmeyi ummalarıdır. Buradan anlayabileceğimiz çok kritik ve Yunus Emre’ye hedef gösteren en önemli mesele, Yunus Emre’de Türkçe öğretmenin tek başına yeterli olmadığıdır. Yani dil kursu verilen insanlara, kurs sonrası bir iş de bulabilmek, Yunus Emre’nin ve elbette Türkçe’nin popüler hale gelmesinde en önemli etken olabilir. Lakin Yunus Emre’nin bu “yan aktivite”yi dolaylı görevi olarak algılamaması sonucu, Türkçe öğrenen gençler iş bulmada özel bir avantaj elde edememişler ve bir manada gördükleri kursu zaman kaybı olarak algılamaları sonucu ortaya çıkmıştır.
Almanca’nın en popüler dil kursu haline dönüşmesi işte tam bu noktada anlam kazanıyor. Almanca kurslarına giden gençler daha kolay iş bulabiliyorlar ve Almanya’ya işçi olarak kabüllerinde önemli avantajlar elde ediyorlar.
Türkiye orijinli kamu kurumları veya sivil inisiyatifler de bu noktada dikkatli değiller. Tonlarca zaman-emek-para harcanan birçok ciddi proje, proje sonrasının dikkate alınmaması nedeniyle, atıl kalmakta, anlamsızlaşmakta ve giderek cazibesini yitirmektedir.
Bütün bunlar; Türkiye orijinli kamu kurum çalışanları ile sivil inisiyatif çalışanlarının yeterli profesyonellik düzeyinde olmadıklarını gösteriyor.
Ve böylece; işbirliklerinin, dostlukların, kültürel etkileşimlerin gerçekleşmesi yerine anlamsız bir tablo ortaya çıkıyor. Türkçe deyimle “bir arpa boyu yol alınamamış” oluyor.
Bu nedenle 15 yıl önce Balkanlarda hasretle Türkiye beklenirken, şimdi Almanya beklenir hale geliyor.
Garip ve şaşırtıcı değil mi sevgili okurlar?
