Almanya’da Bir Kürd Gibi Yaşamak

0
Latest posts by Şükrü Gülmüş (see all)

Okusun veya okumasın, her insanın bir yaşam felsefesi vardır. Bunun bilinçli olup olmaması veya bir sistematiğinin olması önemli değildir.

Bir insan olarak benim de kendime göre bir yaşam felsefem var. Ama itiraf edeyim ki bu kitaplardan, okullardan veya beni eğiten öğretmenlerden almadım. Benim yaşam felsefemin ana karinasını anam oluşturdu.

Nedir bu?

Ben buna ‘’Günü kurtarma’’ diyorum.

Anam ise buna ‘’Kûme Elo li sere Celo’’ derdi.

Türkçesiyle ‘’Ali’nin külahi Celil’in başına’’ydı.

Yani daha da sadeleştirilmiş haliyle ‘’Ali-Veli, kırk dokuz Elli’’

Bu kadar basit.

Basit ama bir o kadar da zor.

Ancak ben yıllardır bunu uyguladığımda bir denge oluşturdum. Bisiklet gibi yaşamım. Dengeyi sağlamak. Ve günü güne, anı ana yaşamak ve aybaşına çok açık vermeden gelebilmek.

GSM hasıla olarak aylık net gelirim. Yani elimdeki aylık keş (sıcak) param günlük 11 Euro. Aylığa bağlasam 450 Euro.

Eh… Bin bereket versin.

Emmek de su da Alman’dan.

Hele de sağlık sormayın. Sadece ilaç parası 11 BİN Euro gidiyor. Ve aklıma geldikçe Allah’tan çok Alman devletine dua ediyorum. İnanın hilafsız söylüyorum. Almanya’ya bir saldırı olsa ilk cepheye koşacak olan ben olurum.

Neyse..

Dün bir avukat dostumda terminim vardı. Bir arkadaşımın oğlunun vatandaşlık formunu doldurtacaktım.

Bir saatte bitti.

-Borcumuz, dedim. Dostum güldü.

-Senden nasıl para alırım, dedi.

Para almadı.

Önüne 6 kitap koydum.

-O zaman bir kitap seç. ASLA’yı seçti. Kalem verdi. İmzaladım. Yarım saat sohbet ve ona;

-Yolcu yolunda solcu solunda gerek, dedim. Bürosundan çıktım.

Tam karşıda Öz Urfa var. Acıkmıştım. İçeri girip tezgaha baktım. Haşlama ‘’gel gel’’ ediyordu.

-Bir haşlama, dedim ve oturup pilavsız, yanında soğanla yedim. Ardından bir çay ve elbette sigaramı yaktım.

-Borcumuz!

-8 lira…

-Ne lira yok ki bende.

-Ah pardon Euro.

-Bak bu olur. Sudan ucuz.

Düşündüm. Haşlama 8 Euro. 1 Euro kaç lira. Bu Türkiye’de veya Pacacı Recep’te kaç lira eder acaba, dedim.

Sonra; ‘’Manyaklaşma Xoca. Burası Almanya.. İstersen uçağa atla git Diyarbakır’da Şaban ustada haşlamanı ye ve geri gel’’ dedim.

Bu düşüncelerle Dost Kitap evine uğradım.

Çoktan gelmemiştim. Kapıdan itibaren kitaplara baktım. Gözüme Vamık Volkan’ın Kimlik Adına Öldürmek kitabı önüme geldi. Vamık bey’in Bizim Abdullah ile ilgili kitabını sordum. O yoktu. Tam onun ararken karşıma Nur Batur’un Apo’yla Son Tango kitabı elime düştü. Arka kapak, ve önsözü ayakta okudum. Fiyata baktım. 14 Euro… Ama %70 indirim.

-Hele indirimi indir bakalım. Kaç para? Dedim kitapçıya.

-4,80 euro. Ve hemen 

-Para yerine ben de kitap versem olmaz mı?

-Nasıl yani. Benim çantada 6 kitap var. Sen bana bir kitap ver ben sana iki tane vereyim.

-Sen kaça satıyorsun?

-10 Euroya.

-Hayır 4,80 ver kitabını istemem. Sen başkasına sat.

-5 Euro verdim. Dost Kitap Evi benim kitaplarımı satmıyor, satamıyor. Neden mi? Korkudan tabi. Ben kendi kitaplarımı kendim yazıyor, basıyor ve satıyorum. Bazen –ucuz olursa- kitap da alıyorum.

Bir dostuma telefon ettim. Nur Pastahanesini adres verdim. O gelene kadar kitap okudum.

-Hızlı girmişsin. Kimin kitap?

-Nur Batur’un. Kapağını gösterdim.

-Ya hala bırakmadın bu adamı?

-Ne yapayım tiryakilik yarattı ve hala gündemde. Seni mi okuyayım. Arkanda beş adam yok. Oysa sen ondan öndeydin. Siyaset böyle bir şey. Bir para ve iki sürüyla oynanıyor. Abdullah’ın arkasında hala 6 Milyon sürü var. Hala tedavülde olan bir para değerinde.

Bir neyse daha çekeyim.

Dostumla bir çay, bir kahve ve biraz sohbetten sonra, Trene yetişeyim, telaşım başladı. Daha doğrusu yollarda kitap okuma sevdam tuttu.

TRENDE KİTAP OKUMAK VE FRAU BATUR

Benim hobilerimden biri de yolculuklarda ve kalabalık içinde kitap okumaktır. Nur Batur’un Apoy’la Son Tango’sunu okuyorum.

Kitap okumayı bir yana bırakarak, karşımda olan güzel bayanı dikizliyorum. Kadın kapağa bakıp bakıp tebessüm ediyor. Bir anda kitabı dizime koydum.

-Affedersiniz Türk müsünüz?

-Evet.

-Nasıl anladınız?

-Ben anlarım.

-Sonra Nur Batur hanıma çok benziyorsunuz hatta ondan bile güzelsiniz. Akraba mısınız?

Çok hoş güldü kadın?

-Olabilir…

O zaman bu olabilirlik üzerinde söyleşimi yazayım mı?

(Mı ya da Mu ?)

Karar veremedim.

Siz ne dersiniz?

06. Nisan.2023

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz