Bahçeli: AB Konseyi’nin açıklaması iflah olmaz bir Haçlı kafasıdır

0

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grup toplantısında konuştu. “Türk milleti ne pahasına olursa olsun, kimden, hangi uluslararası kurum veya kuruluştan gelirse gelsin zorba dayatmalara tamam demez, alttan almaz, alamaz.” diyen Bahçeli, şunları söyledi:

“Tarih boyunca kahramanlık destanları yazarak, fırın gibi siperlerde can ve kan takviyesi yaparak elde ettiği tarihi haklarından, milli kimlik ve geleceğinden vazgeçmez, vazgeçmeyecektir. Bunun adı ister AB olsun, ister NATO olsun, isterse de IMF ve Dünya Bankası olsun, ezcümle sonuç değişmeyecektir. Avrupa Birliği üyelik süreci yılan hikâyesine dönmekle kalmayan, taviz koparmaya, temellerimizi dinamitlemeye, tarihi emanetlerimizle oynamaya dayanan bir kapana, bir tuzağa, bir girdaba bürünmüştür.

Geldiğimiz bu aşamada, bırakınız üyeliği, müzakere sürecinin bile sürüp sürmeyeceği belirsizliğini muhafaza etmektedir. Kaldı ki, Avrupa Parlamentosu, 6 Temmuz 2017 tarihinde, üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını, adeta meydan okur gibi, adeta bu işten vazgeçin der gibi ilan etmiş, lekeli bir karara imza atmıştı. Avrupa Birliği her seferinde karşımıza bariyerler dikmiştir. Her defasında ülkemizin önüne sanal engeller çıkarmış, baskı ve zorlamaları reva görmüştür. Türkiye Cumhuriyet onurlu ve omurgalı bir devlettir. Milli onurun ayaklar altına alınmasına müsaade etmeyecektir. Olmayacak bir duaya amin de demeyecektir.

AB Konseyi’nin, ülkemizin Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki faaliyetlerini kınayan açıklaması bir defa skandaldır, iflah olmaz bir Haçlı kafasıdır. Ege’yi Yunan gölü haline sokmak isteyen, Akdeniz’i de Rum, İsrail ve küresel enerji şirketlerine tescil etmek için kırk dereden su getiren çürük AB zihniyeti, Lozan’dan kaynaklanan haklarımızı gasp etmenin peşindedir. Ayrıca milli güvenliğimizin tehdit kuşağında tutulmasına ortam açmaktadır. Buna hiç kimsenin, hele hele AB’nin hiçbir hakkı yoktur.

Doğu Akdeniz’de keşfedilen petrol ve doğal gaz rezervleri bölgenin stratejik önemini daha da artırmıştır. Buna diyecek bir şey yoktur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Doğu Akdeniz’de var olan potansiyelden azami derecede istifade amacıyla münhasır ekonomik bölge oluşturmak üzere harekete geçmişken buna ses çıkarmayanlar, hatta alkış tutanlar, konu Türkiye olunca kınama mesajları yayımlamaktan en küçük utanma hali göstermemişlerdir.

Şu iddiaya bakar mısınız, Türkiye yasa dışı faaliyet içindeymiş. AB konseyi bunu güçlü bir şekilde kınıyor, Rum yönetimi ve Yunanistan’la dayanışma içinde olduğunu ifade ediyormuş. AB’nin kınama mesajı bizim için yok hükmündedir. Buradan diyorum ki, kınasanız ne yazar, kınamasanız ne çıkar! AB, hem Akdeniz’de hem de Ege’de kategorik tarafgirliğini, Yunan çıkarlarına hizmet ettiğini bütün açıklığıyla, bütün ahlaki eksikliğiyle göstermiştir. Fırsatçılık yapan Yunanistan Başbakanı Çipras kaleyi boş zannetmiş olacak ki, açmış ağzını yummuş gözünü, ne alırsam kar mantığına düşe kalka gömülmüştür.

Bu zat Brüksel’deki AB zirvesi sonrası, Türkiye’nin Ege’de sıcak temas yaratmak istediğini yüzü kızarmadan dile getirmiş, sabrımızı test etmeye kalkışmıştır. Üstelik böyle bir sıcak temas yaratacak olanın kendi ayağına kurşun sıkmış olacağını söyleyerek, Türkiye’ye aba altından sopa göstermeye cüret etmiştir. Ayağına kim kurşun sıkar bilemeyiz, ama geçmişte nereye ve kimlerin göğsüne milli onurun, kurtuluş şuurunun kurşun sıktığını dünya alem bilmekte, denizin dibi bugünkü boş konuşanların dedeleriyle dolup taşmaktadır.

Biti kanlanan, gaza gelen Yunanistan’ın Ege’de saldırgan bir tutum içine girerek Kardak ihtilafını yeniden kaşımaya başlaması beyhude bir çırpınıştır. Herkes aklını başına almalıdır. Türkiye’nin sinir uçlarına dokunan, hassasiyetleriyle oynayan, kuşatmaya heves eden kim olursa olsun sonuçlarına katlanmıştır, bundan sonra da katlanmaya mahkûmdur. Bu işin şakası yoktur. Türkiye, Akdeniz ve Ege’deki kanunsuz ve korsan faaliyetleri sineye çekecek, olağan kabul edecek yeni yetme bir devlet değildir. Hamd olsun, Barbaros Hayrettin Paşa ruhu henüz kaybolmamış, Akdeniz’i Türk gölü haline getiren tarihi ve güçlü irade henüz sönmemiştir.

Şunu kabul etmeliyiz ki, Avrupa Birliği, Türkiye ile ilişkilerinde adeta “Soğuk savaş” psikolojisi içinde hareket etmektedir. Türkiye’ye karşı ‘Berlin Duvarı’ gibi husumet duvarları örülmüştür. Yüce dinimiz İslam’a karşı oluşan önyargılar Türk düşmanlığıyla özdeşleşmiş, giderek yaygınlaşmıştır. Türkiye dışlanmakta, aşağılanmakta, küçük görülmektedir. Maskeler düşmüş, Avrupa zihniyetinin çirkin yüzü gün ışığına çıkmıştır. Avrupa ülkeleri PKK’yı güya terör örgütleri listesine almıştır, ama PKK Avrupa’da serbestçe at oynatmaktadır. Brüksel ve bazı Avrupa başkentleri PKK’nın bölücü propaganda merkezi haline gelmiştir. Avrupa değerleri hiçe sayılmış, eli kanlı teröristlere kucak açılmıştır.

Irak ve Suriye’den sonra, Türkiye üzerinde de melanet hesaplar yapıldığı gün gibi ortadadır. Güney sınırlarımız boyunca hainlerin barınmasına, yuvalanmasına, Türkiye’yi tehdit etmelerine kesinlikle izin verilmemelidir. Tel Rıfat’tan Sincar’a, Ayn El Arap’tan Kandil’e kadar adım adım, aşama aşama, köşe bucak teröristler bulunup yok edilmelidir. Suriye’yle olan 911 km’lik sınırımız, Irak’la olan 350 km’lik sınır hattımız mutlaka emniyete alınmalı, güvenlik mutlaka temin edilmelidir. Terörle yaşamaya alışmayacağız. Tehlikeleri sineye çekmeyeceğiz. Tehditleri olağan görmeyeceğiz. Milli bekamıza yönelen saldırı ve tahrikleri alttan almayacağız. Devlet milletiyle ele ele vermiş, barbarlara, vandallara, insanlık düşmanlarına hayatı zehir ve zindan etmek için seferber olmuştur. Bu seferberlikte Milliyetçi Hareket Partisi milli sorumluluğunun idrakiyle gereken her desteği, gereken her katkıyı verecek, sonu sefa da olsa, cefa da olsa Türk milletinin yanında sapasağlam duruş gösterecektir.

Türk tarihini karalamak ve mahkum etmek için seferber olanlar, Türkiye’nin itibarını sarsmak, istikrarını bozmak, tecrit ederek yalnızlığa itmek için ihanet cephesi açanlar, inançla söylüyorum ki, hesapları kursaklarında kalarak yine kaybedeceklerdir. Türk milleti hıyanete teslim olmayacaktır. Türkiye, terörizmi kullanan dost görünümlü hasımların oyuncağı olmayacak, egemenlik ve güvenlik haklarını zedeletmeyecektir. CHP, HDP, İP, FETÖ, PKK, PYD ve diğer yedekleri cumhurun ittifak andını bozamayacaklardır. Unutmayın ki, yaşayacaksak adam gibi yaşayalım. Öleceksek de adam gibi ölelim. Var olacaksak tam bağımsız kalalım. Ve hep birlikte, Ne Mutlu Türküm Diyene seslenişiyle zalimleri tir tir titretelim.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz