Bahçeli: Barzani’den asla dost olmayacak, olsa olsa yalnızca üzerine basıp geçeceğimiz post olacaktır

0

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, referandum mitingleri kapsamında Sakarya’da konuştu. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu sosyal ve beşeri kenetlenme ve kavuşma haliyle rotasını çizdiğini belirten Bahçeli, ancak Türkiye’ye pranga vurmaya çalışıldığını kaydetti.

“Türkiye’yi dara düşürüp tarihsel haklarından tavize zorluyorlar.” diyen Bahçeli, şunları söyledi: Terör örgütleri bu maksatla adice kullanılıyor. Emperyalizm tekrar önümüzü kesmeye uğraşıyor. Bölgemizde her taşın altı nifakla kaynıyor. Çevremiz fesat kumkuması olmuş tehdit saçıyor. Türkiye’nin bekası risk altındadır. Türkiye’nin güvenliği günden güne aşınmaktadır. Biliniz ki, biz güçlü olmazsak istiklalimizle oynayacaklar. Biz diri kalamazsak istikbalimizi elimizden alacaklar.

Bu kadar yoğun ve karmaşık tehlikeler karşımızda duruyorken ikbal kaygısı taşıyamayız, nefsimize teslim olamayız, egolarımıza tamam diyemeyiz. Düşünmemiz gereken bir devletimiz vardır. Savunmamız gereken bir vatanımız vardır. Varlığını korumamız gereken bir milletimiz vardır. Dalgalandırmamız gereken bir bayrağımız vardır. Ve bayrağımıza eş tutulmaya çalışılan bez parçalarına, milletimize meydan okuyan düşmanlık paçavralarına da asla tahammülümüz yoktur.

Hatırlarsanız, 28 Mart 2017 Salı günü Kerkük Vilayet Meclisi bir oylama yaptı. Maalesef Barzani’nin Ankara ve İstanbul’da da göndere çekilen sözde bayrağının Kerkük’teki tüm resmi dairelerde asılmasına karar verildi. Yeni bir kepazelik böylece somutlaştı, karar altına alındı. Dışişleri Bakanlığımız bu kararın yanlış olduğundan hareketle Türkiye’nin endişelerini tam ve yerinde bir şekilde açıkladı. Yine haklı çıktık, keşke vaktinde samimi eleştirilerimiz duyulmuş, dikkate alınmış olsaydı.

Keşke peşmergenin melanet emel ve hedefleri isabetle fark edilip gerekli tedbirler alınsaydı. Kerkük şu anda baskı ve dayatmayla kültürel haklarından kopartılmak istenmektedir. Türkmen kardeşlerimiz peşmergenin taciz ve tahrikiyle boğuşmaktadır. Kerkük’ün Türk kimliğini silmek, Türkçe’yi tasfiye etmek için küstah bir rekabet sahnelenmektedir. Sakarya’dan söylüyorum, muhataplarını uyarıyor, herkesin kendisine çeki düzen vermesini bekliyorum:

Kerkük pırıl pırıl bir Türk şehridir. Bu hakikat Allah’ın izniyle değişmeyecektir. Türkmeneli namusumuza, Misak-ı Milli’nin hiç unutmadığımız çağrı ve sınırlarına emanettir. Kerkük dün Türk’tü, mutlaka, ne pahasına, bedeli ne kadar ağır olsa da bugün Türk’tür, yarın da Türk kalacaktır. Dalgalanan Gökbayrak inmeyecek, Türkmenlerin hakkını hiçbir terörist, hiçbir gaddar ve şiddet yanlısı gasp edemeyecektir. Kerkük Sakarya’dır, Musul Kocaeli’dir, Telafer Bolu’dur, Tuzhurmatu Düzce’dir. Türkmenlerin hakları alacağımız, varlıkları yeminimizdir. Barzani’den asla dost olmayacak, olsa olsa yalnızca üzerine basıp geçeceğimiz post olacaktır.

ABD eski başkan yardımcısı Biden bir defasında Barzani’ye demişti ki: ‘Müsterih olun, sizin de benim de ömrüm bağımsız bir Kürdistan kurulmasını görmeye yetecek.’ Kimin ömrünün neye yetip yetmeyeceğini, yaşadığı müddetçe neyi görüp görmeyeceğini sadece Cenab-ı Allah bilecektir. Fakat bizim bildiğimiz, inandığımız bir şey vardır. Türk milleti aziz şehitlerimizin emsalsiz kahramanlığının ve tarihe yön vermiş şerefli mücadelesinin eseridir. Bağımsız Kürdistan demek yıkım demektir. Bağımsız Kürdistan demek Türkiye’nin kırım ve kopuşu anlamına gelecektir. Değil Biden ve Barzani’nin ömrü; gelecekteki torunlarının hayatı bile böylesi bir zehir ve zillete şahitlik edemeyecektir.

Türk milleti Kürdistan’a izin vermeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti, evinin önünde kurulması planlanan ruhsatsız bölücülük ve düşmanlık kampına müsaade etmeyecektir. Bunun için beka diyoruz, devletin toparlanması, sistemsel ve yönetimsel dengeye kavuşmasını öngörüyoruz. Çünkü Türkiye’nin hükümet etme sisteminde aksaklık ve arızalar giderilmezse karşımızdaki husumet cephesiyle mücadelemiz sekteye uğrayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti küresel ve bölgesel derin komplolara karşı yönetimdeki fiili çarpıklıkla karşı koyamaz, cevap veremez.

25 Mart 2017 Cumartesi günü İsviçre’nin Bern kentinde terörizmin maşaları hayır mitingi düzenlemişlerdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başına silah dayayan kinli ve kirli bir pankart açılmıştı. Devrimci Gençlik Bern anarşist örgütü pankartı sahiplenmiş, mücadelenin her yolunun meşru olduğunu duyurmuş ve hain provokasyonun arkasında durmuştur.

Bu rezil ve düşmanca muameleye sözde soruşturma açmaktan başka hiçbir şey yapılmamıştır. Avrupa adeta deliye dönmektedir. Demokrasi güdümlü, özgürlük vesayet altındadır. Bunu anlamak mümkün değildir. 16 Nisan’da Referandumu Türkiye’de yapılacaktır. Sakarya, bizzat ve bilfiil hükümet etme sistemi üzerindeki tercih ve seçim hakkını kullanacaktır. Peki Almanya niye hoplayıp zıplamaktadır? İsviçre ve Hollanda niye paniğe kapılmaktadır? Bunları ilgilendiren nedir?”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz