MHP Genel Başkanlığı’na tekrar seçilen Bahçeli: Çiftlik Bank dolandırıcılığıyla CHP’nin tevatür, tezgah ve tezviratları aynıdır

0

Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) 12. Olağan Büyük Kurultayı yapıldı. 1176 delegenin tamamının imzasıyla kurultayda tek aday olarak gösterilen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeniden seçildi.

Kurultay’da tek aday olan Bahçeli, kullanılan bin 169 oyun geçerli olan bin 167 oyun tamamını alarak tekrar genel başkan oldu.

Zeytin Dalı Harekatı’nda 58 günde 47 şehit, 200’ü aşan gazi bulunduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi:

“Halen aktif bir şekilde sahada mücadele eden kahramanlarımızın inancıyla Afrin tam anlamıyla kuşatmaya alınmıştır. Türk milleti terörizmle mücadelenin sonuna kadar destek ve duasıyla arkasında durmaktadır. Güney sınırlarımız boyunca tedavülde tutulan iğrenç bir hesap ortadadır. ABD, Afganistan’da, Irak’ta yıllardır güvenlik endişeleriyle nasıl duruyorsa, Türkiye de meşru savunma refleksi gereğince güney sınırlarımız boyunca oluşturacağı güvenlik kuşağını terör tehdidi geçesiye kadar derinlemesine tesis ve temin etmelidir.

Ankara’nın savunması, sınır il ve ilçelerden değil, hali hazırda Afrin, Ayn El Arap, Cizire, Kandil, Kerkük’ten başlayacaktır. Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103’üncü yıldönümünü idrak ettiğimiz bugünlerde ay yıldızlı al bayrak ya bugün ya yarın Afrin’in bağrına dikilmelidir. Zaferler halkasına yenisi ilave edilmelidir. Afrin, burada yaşayanlarındır. Türkiye’nin işgal emeli yoktur. Bu konuda bize durum hatırlatması yapan Avrupa Parlamentosu halt etmekte, PKK/PYD/YPG ile aynı kareye girmekten en küçük utanma hali göstermemektedir.

Afrin’de, Menbiç’te, mücavir topraklarda, Fırat’ın doğusuna kadar terör bitesiye kadar durup dinlenmek, vazgeçip geri dönmek Anadolu’yu hedef yapacaktır ki, bu izmihlali, bu imhayı getirecektir. Bu gelişmeler karşısında Milliyetçi Hareket Partisi, siyasetini beka üzerine kurmuş, birlik üzerine bina etmiş, bundan asla geri adım atmama iradesini göstermiştir. Diyoruz ki, bekayla varız, bekayla yaşayacağız, bekamızı ve tarihi egemenlik haklarımızı can pahasına da olsa koruyacağız.

Ticaret savaşlarının ortaya çıktığı, ekonomik operasyonların kur, faiz, sıcak para üzerinden tetiklendiği bugünkü karanlık dönemde, dış politika ekonomik güvenliği de önceliğine almalıdır. Ege ve Akdeniz’deki haklarımızdan taviz verilmemelidir. Türkiye her alanda üretim şuurunu teşvik etmeli, bağımlılığın tutsaklığı getireceği akıldan çıkarılmamalıdır. Küresel ittifakların çatırdadığı, müttefik gördüğümüz ülkelerin terörle işbirliği yaptığı bir süreçte iç siyasetteki tutarlı birliği, ekonomide yeşermesini ümit ettiğimiz bereket iklimini devamlı ilerletmek hepimiz için bir vatan görevidir.

ABD’nin Dışişleri Bakanlığı’nda yaşanan görev değişimi, pompalanan kötümserlik havası, kurulan iki taraflı mekanizmaların zaman zaman tavsaması yılgınlığa neden olmamalıdır. Türkiye hiçbir sanal ve sahte oluşuma mecbur değildir. Türkiye Cumhuriyeti, başkalarının lütuf ve ikramıyla kurulmamış, böyle de var olmayacaktır. Önümüzdeki dönemde, AB üyelik sürecinin, ABD’yle devam eden sancılı seyrin, yaralı NATO ittifakının milli hassasiyetler kapsamında yeniden değerlendirilmesi kaçınılmaz olabilecektir.

Cumhur İttifakı..

Cumhuriyet tarihimizin üçüncü evresi; 2017’de tarihi nitelikli değişiklikle Parlamenter Sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiştir. Yeni hükümet sisteminin mimarı bizzat Türk milletidir. Yeni hükümet sistemi husumet ve hıyanete karşı güvencedir, güvenlik kilididir, milli bekanın sigortası, güvenli siperidir.

Cumhur İttifakı, Cumhuriyet’in iradesidir. Cumhur İttifakı, Türk milletinin tarihi uzlaşmasıdır. Cumhur İttifakı, istiklal ve istikbalimizin teminatıdır. CHP, İP, HDP, PKK, FETÖ, PYD, YPG, IŞİD, DHKP-C ve küresel cinayet şebekesinden müteşekkil ihtilaf ve ihanet bloku cumhurun karşısında tel tel dağılacak, kaybetmekten başka seçeneği olmayacaktır.

CHP yeri geldiğinde devlet kurduğunu söyleyen, yeri geldiğinde de yıkıma mihmandarlık, yozlaşmaya işbirlikçilik yapan siyasi cüruftur. Şu anda CHP ele geçirilmiş, kontrol ve denetimi Türkiye karşıtı mihraklara geçmiştir. Bu CHP ki, FETÖ’nün yörüngesindedir, PKK’nın hizasındadır, PYD’nin emeline hizmetle meşguldür.

Çiftlik Bank dolandırıcılığıyla CHP’nin tevatür, tezgah ve tezviratları birdir, aynıdır. Millete ikiyüzlü, binbir surat, bidon kafalılar, makarnacılar, kömürcüler, göbeğini kaşıyanlar diye saldıran ve sataşan alçaklar CHP’nin siyasi ve ideolojik çekim alanındadır.

Ana muhalefet, ana vatana ihanet içindedir. Cumhur diyoruz, CHP’nin kafası bozuluyor, şaftı kayıyor, şanzımanı dağılıyor. İttifak diyoruz, milli iradeye hürmet gösterin ikazını yapıyoruz, CHP çıldırıyor, İP ve HDP’yle birlikte patırtı gürültü çıkarıyor.

Milliyetçi Hareket’e dil uzatmaya yeltenen nesepsizler, CHP’nin kapısında mayalarının, meşreplerinin, tıynetlerinin gereğini yapmak için sıraya giriyorlar. Baraj altında kalacakmışız, bu nedenle kurtarılmışız.

Tabanımız kaymış, bu sebeple can simidi uzatılmış. MHP dağılmış, ciddi sorunlarımız varmış, harici destekle toparlanmamız için çaba sarfediliyormuş. Hep aynı masal, hep aynı hava, hep aynı ezber. Kim bu müfteriler? CHP, İP, HDP ve Perinçekgiller familyası.

Bir lafa bakın laf mı diye, bir de söyleyene bakın adam mı diye. Merhum Akif, Çanakkale Şehitleri için yazdığı muazzam eserinin bir yerinde ne diyordu:

‘Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

Gömelim gel seni desem tarihe sığmazsın.’

CHP, şühedayı ne bilsin? CHP, şühedaya vefa gösteren Türklüğün ebedi sancaktarı MHP’yi nereden anlasın, hakkını hangi cesaretle teslim etsin? Eski tüfekler, yeni liboşlar, FETÖ’cüler, PKK’lılar, hıyanetin ana damarı CHP’ye nüfuz ediyor, ses yok, tepki yok; MHP, Türk milletinin teveccüh ve takdirini kazandıkça CHP sözcüleri, bunların yoldaş ve yancıları komaya girip şuur kaybına uğruyorlar.

Bunlar; FETÖ’ye kur yaparlar, PKK’ya arka çıkarlar, Türkiye düşmanlarıyla saf tutarlar, Kıbrıs’ta Rum, Ege’de Yunanlı, Karabağ da Ermeni, Kudüs’te Siyonist, Irak’ta Barzani peşmergesi, Suriye’de PYD’li olurlar. Brüksel’de jurnalci, Vaşington’da mandacı olarak karşımıza çıkarlar.

Bunlar her kılığa girerler de, ne hazindir ki bir tek Türk olmazlar, Türk olamazlar. CHP, siyasetteki teftir, bu tefi çalanlar ise Pensilvanya’dan İmralı’ya kadar ne kadar Türk düşmanı varsa onlardır. 15 Temmuz’a tiyatro diyen CHP, iki yüz elli bir şehide, iki bin yüz doksan dört gaziye ne diyecektir?

FETÖ’cülerin mağduriyetinden bahseden bu parti, hainleri dışarı çıkarıp kahraman mı ilan edecektir? 15 Temmuz ihanetinin sarsıntı ve sonuçlarını bertaraf etmek maksadıyla ilan edilen OHAL’e karşı çıkan CHP, 20 Temmuz’a nasıl darbe diyebilmektedir?

CHP, eğer 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünü kasten, taammüden görmüyorsa, Pensilvanya’nın nüfusuna kayıt yaptırmış demektir. CHP, demokrasi ve sandıktan umudunu tümden kesmiş, sokağa, darbeye, kaosa oynamaya heves ve tevessül etmiştir.

CHP sözcülerinin tahrikleri, edep ve haya dışı iftiraları tırmanırsa, bunun acıklı sonuçlarına katlanmak provokasyon kuyruğundaki malum ve müptezel yüzlere düşecektir. Çapı, noktadan öteye geçemeyen bu tetikçilere söyleyeceğimiz tek şey şudur: MHP yürür, CHP sürünür, MHP yapar, alayı birden ölü balık gibi bakar. Bugünkü CHP’nin Atatürk’ün kurduğu siyasi parti ile hiçbir benzerliği, hiçbir ilgisi, hiçbir ilişkisi kalmamıştır. Bunlar hayırsız mirasyedidir, miras sonunda tükenmiştir.

Vefası olmayan kaypaktır, kaçaktır, korkaktır, manen kayıptır

Duruşumuz Türkiye’dir, duruşumuz Türklüktür, duruşumuz Müslüman Türk milletinin ta kendisidir. Vefa ise duruşa manevi öz katan, vicdani mükellefiyet yükleyen, mana ve muhteva kazandıran insani haslet, imani asalettir. Bizim için vefa, sadece bir semtin, bir ferdin ismi değildir. Bizim için vefa durum ve şartlara göre azalıp artan, gerilim ve gelişmeler karşısında yanıp sönen gelip geçici bir tutum, bir tavır da değildir. Vefası olmayanın milli ve manevi değerlere vedası kat’idir, kesindir. Vefası olmayan kaypaktır, kaçaktır, korkaktır, manen kayıptır. Şühedaya vefa, yaşanmış Türk asırlarına saygı, kefensiz yatanlara sadakat, vatanın ha ekmeğini yemiş ha uğruna kurşun diyen soylu ruha naçizane bağlılıktır.

12’inci Olağan Büyük Kurultayımıza gelesiye kadar ne kadar kepazelik, ihanet, skandal, travma varsa maruz kaldık. Hamd olsun hepsinden alnımızın akıyla çıktık, oyunları tümden bozduk. Unutmayınız bir kere satan yine satar. Vefasızlık imansızlıktır, ihanete iltifat ve ihtiramdır. Bir kere ihanetle bin kere ihanet arasında hiçbir fark yoktur. Kulu kandıranlar, Allah’ı nasıl kandıracaklar? Bozuk para cep deler, bozuk insan kalp deler, bozgun kafilesi ise sonunda elenip, silinip layık olduğu çöplüğe gider ve de gitmiştir.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz