Baydemir: Bankaya kredi kartı borcunu yatıran yurttaşı cezaevine koyacaksınız ama darbenin siyasi ayağını kendinizi aklama çabasına gireceksiniz..

0

Hakkında yakalama kararı çıkarılan HDP Şanlıurfa Milletvekili ve Parti Sözcüsü Osman Baydemir, Meclis Grup Toplantısında konuştu. “Bir insanın yaşayabileceği en büyük esaret kendi nefsinin esiri olmasıdır. Kinine esir olmasıdır, öfkesine esir olmasıdır. Açlıkla terbiye edilme politikasına esir olmasıdır. İşte 11 ayın sultanı nefislerle mücadele etme, nefse karşı direnme ayı bütün inananlara kutlu olsun. Bütün İslam aleminin Ramazan ayını canı gönülden tebrik ediyorum.” diyen Baydemir, şunları söyledi:

TBMM’de Darbe Araştırma Komisyonu kuruldu. 4 partinin ortak rızasıyla oluşan bu komisyon maalesef darbeyi tüm boyutlarıyla araştırmayı önüne hedef koymasına rağmen hükümet darbe araştırma komisyonunun başkanını, katibini, sözcüsünü her şeyini kendisinden oluşturarak komisyona darbe gerçekleştirdi. 3 aylık bir çalışmadan sonra, darbeyi araştırmakla mükellef bu komisyonun başkanı ‘Fethullah Gülen Yüce Hoca Efendi’ diye hitap eden bir başkan; Darbe Komisyonu Başkanı AKP Burdur Milletvekili Reşat Petek’in ta kendisinden bahsediyorum. Darbe Komisyonunun başkanı olan bu şahsiyet, iktidar tarafından FETÖ kumpası olarak nitelenen Ergenekon, Balyoz, KCK ana davası savcısı gibi TV ekranlarında demeçler vermişti.

Sözüm ona darbeyi araştıracak failleri açığa çıkaracaklardı. Bizatihi şakşakçılık edilenlerden oluşan bir komisyona dönüştü. Dönüp dolaşıp bu komisyon 141 kişinin beyanına başvurdu. Ama esas beyanına başvurulması gereken Cumhurbaşkanı’nın beyanına başvurmadı. Başbakanın bakanların beyanlarına başvurulmadı. TSK’nın başına, Hulusi Akar’ın beyanına başvurulmadı. Bu darbe girişiminde istihbarat zafiyeti var dedikleri MİT’in başındaki şahsın beyanına başvurulmadı. Bu nasıl bir darbe araştırma komisyonudur. Bu nasıl bir darbeyi hakikati açığa çıkarma çabasıdır. Hemen akabinde, 3 aylık bir çalışmadan sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ocak 2017’de komisyon çalışmalarını bitirme talimatı verdi. Açıkça şunu söylemek gerekirse bu da darbeyi araştırma komisyonuna yapılan ikinci darbeydi.

Şimdi, AKP ve Erdoğan’ın başından beri bu darbeyi açığa çıkarma gibi bir niyetleri yoktu. Çünkü karanlıkta kalması gereken noktalar, kara delikler vardı. Ne zaman ki kamuoyu komisyon içindeki muhalefetin sorularıyla o karanlıklara ışık tutulmaya başlandı ne zamanki soru işaretleri büyüdü, faaliyetlerin sonlanması istendi. Tamı tamına 661 sayfadan oluşan bu rapora baktığımızda hemen hemen her şey var ama olması gereken hiçbir şey yok. Dolayısıyla bu komisyon gerçekleri darbeyi saklama AKP’yi aklama komisyonudur, bu rapor AKP’yi aklama raporudur. Biz bundan dolayı bu rapora meşruiyet vermemek için komisyon üyelerimizi çekerek suça ortak olmadık.

Şimdi, bu raporda, Hakk’ın rahmetine kavuşmuş Bülent Ecevit’i yerleştireceksiniz ama ‘Ne istediniz de vermedik’ diyenin ismini geçirmeyeceksiniz. Bu raporun içine Ecevit’i koyacaksınız ama muhterem hoca efendi diyeni bin yılın düşünürü diyeni yanında diz çökeni, ‘bitsin bu hasret’ diye bağıran iktidarın adını sanını yerleştirmeyeceksiniz. Kusura bakmasınlar, o 12 yıllık dönemde bu devlete çöreklenmiş yapıyla aynı yatakta kalışınızın ısısını bu rapor soğutmaya yetmedi, yetmeyecektir.

Raporun neresinden bakarsanız bakın çelişkilerle dolu. Cumhurbaşkanı Erdoğan darbeyi eniştemden öğrendim diyor. Ama komisyon başkanı Petek, raporda aynı şunu ifade ediyor: ‘Kara havacılıktan gelen pilot subay, MİT müsteşarına verdiği bilgilerden sonra, darbe girişim saatinin gece 3’ten 20:30 çekilmesi, darbenin önlenmesinde en önemli faktörlerden biri olmuştur’ diyor. Hanginiz doğru söylüyorsunuz? Cumhurbaşkanı mı, bu rapor mu? Darbe gerçekten Cumhurbaşkanı darbe girişimini kimden öğrendi? Gerçekten eniştesinden öğrendiyse, darbe nasıl oluyor da bir gün öne çekiliyor?

Buradan bir kez daha hodri meydan diyoruz, gelin TBMM çatısı altında darbenin siyasi ayağını araştıran bir komisyon kuralım. Gelin hep birlikte, ucu kime dokunuyorsa dokunsun, darbenin siyasi ayağını açığa çıkaralım. Sizler bankaya kredi kartı borcunu yatıran yurttaşı cezaevine koyacaksınız, memuru aşından işinden edeceksiniz, ama darbenin siyasi ayağını kendinizi aklama çabasına gireceksiniz. Bi Xwedê bunu kimse yutmaz, yutmadı da. Yutanlara da afiyetler olsun. Bunu yutmak demek yeni darbe mekaniklerinin hayat bulmasına da fırsat vermek demektir.

Bugün AKP Genel Başkanı 3 yıl aradan sonra kendi grubunda kendi arkadaşlarına hitap etti. ‘Büyük hasret ortadan kalktı’ diyor. İyi de, iki gözüm sen kendin istedin, Cumhurbaşkanı adayı oldun ve anayasa göre Cumhurbaşkanı olunca partinle ilişkin kesildi. Bir zulüm varsa o da senin eserindir, Figen Yüksekdağ’ın genel başkanlığının zorla, zorbalıkla senin elinle düşürülmesidir. And olsun ki biz dışarıda olanların ahlaki vicdani ödevidir. Demirtaş gelecek burada esas o konuşacak. O gün gelinceye kadar biz de bu mücadeleye devam edeceğiz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz