Bugünkü (1 Nisan 2017) FETÖ haberleri

0

38FETÖ’nün medya yapılanmasında tahliye olan 8 kişiye itiraz, 13 kişiye yeni gözaltı kararı

DHA
01 Nisan 2017 – 01:31Son Güncelleme : 01 Nisan 2017 – 01:31

Ümit TÜRK-Can EROK/İSTANBUL, (DHA) – FETULLAHÇI Terör Örgütü’nün (FETÖ) medya yapılanmasına yönelik davada bugün mahkeme tarafından tahliye kararı verilen 21 kişiden 13’ü hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı darbe soruşturması kapsamında yeni bir gözaltı kararı çıkardı. Ayrıca 25 Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma savcısı bugün tahliye kararı verilen 21 kişiden 8’i hakkında bir üst mahkemeye itirazda bulundu. İtirazı kabul eden İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi söz konusu 8 kişinin yakalanmasına karar verdi.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) medya yapılanmasına yönelik 26’sı tutuklu 29 sanık hakkında İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme heyeti bugün, aralarında şarkıcı Atilla Taş’ın da bulunduğu 21 sanık hakkında tahliye kararı verdi. Savcılık bir üst mahkemeye başvurarak, tahliye kararı verilen sanıklardan; Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal ve Muhammed Said Kuloğlu hakkında itirazda bulundu. İtirazı kabul eden bir üst mahkeme olan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi söz konusu 8 sanık hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.

13 KİŞİ HAKKINDA DARBEYE TEŞEBBÜS SORUŞTURMASI KAPSAMINDA GÖZALTI KARARI ÇIKARILDI

Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bugün haklarında tahliye kararı verilen 21 kişiden 13’ü hakkında ise darbeye teşebbüs suçundan yeni bir gözaltı kararı verdi. Söz konusu isimler şöyle; Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Abdullah Kılıç, Oğuz Usluer, Ali Akkuş, Atilla Taş, Hüseyin Aydın, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Seyid Kılıç ve Yetkin Yıldız… Başsavcılığın talebi üzerine bu isimler hakkında, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarından gözaltına alınmasına karar verildi.

Tahliye kararından sonra Silivri Cezaevi önünde bekleyen yakınları güvenlik gerekçesiyle cezaevi önünden uzaklaştırıldı. Aileler Jandarmanın yoğun güvenlik önlemi altında kapının yaklaşık 1 kilometre uzağına gönderildi. Ailelerin bekleyişi ise sürüyor.
Kaynak: Hürriyet

37İhanet üssünde Gülen’e ev

Mesut HASAN BENLİ / ANKARA
01 Nisan 2017 – 00:24Son Güncelleme : 01 Nisan 2017 – 00:24

ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişiminin yönetildiği Akıncı Hava Üssü’ne ilişkin soruşturmayı tamamladı. Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç tarafından hazırlanan, 481 şüphelinin yer aldığı iddianamede 1 numaralı şüpheli FETÖ elebaşı Fetullah Gülen oldu. İddianamede Gülen ve örgütün sivil imamları olduğu belirtilen Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç, Harun Biniş ‘Akıncı sivil yönetici şüphelileri’ olarak sayıldı. İddianamede ‘Akıncı asker yönetici şüphelileri’ arasında Akın Öztürk ilk sırada yer aldı. Şüpheliler Hüseyin Türk, Mustafa Azimetli, Hasan Hüsnü Balıkçı’nın F-16 jet uçaklarını kullanan yönetici’ oldukları belirtildi. Öksüz’ün de aralarında bulunduğu 45 örgüt yöneticisi hakkında 303’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

EN ÖNEMLİ İHANET
İddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi “İnsanlık tarihinin en önemli ihanet olaylarından biri” olarak nitelendirildi. İddianamede “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndaki “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” kuralını hazmedemeyen ‘üst aklın’, taşeronları vasıtasıyla 2013’teki Gezi Park olayları ile yönetimi değiştirmeye teşebbüs ettiği, bunda başarılı olmaması üzerine aynı üst aklın 17 / 25 Aralık sürecinde bir başka taşeronu olan FETÖ’nün, Emniyet ve yargı kurumları içindeki elemanlarını kullanarak milletin seçtiği yöneticileri değiştirmeye yeniden teşebbüs ettiği” öne sürüldü.

1 Kasım 2015 genel seçim sonuçlarının kesinleşmesinin hemen sonrasında, FETÖ / PDY ‘terör örgütü kurucusu ve yöneticileri’ tarafından darbeye teşebbüs faaliyetini organize edecek kişilerin belirlendiği, sivil yöneticiler Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş’in TSK içerisine sızmış örgüt elemanlarıyla irtibat kurmakla görevlendirildikleri bildirildi.

12 Temmuz’da Diyarbakır’daki 8. Ana Üs Komutanı tuğgeneral Deniz Kartepe, pilotlar yüzbaşı Ceyhan Karakurt ve yarbay Ahmet Özdemir ile birlikte aylık uçuş planlamasında olmamasına rağmen 2 adet F-16 uçağıyla Dalaman Havalimanı’na uçtu, Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otelde ve civarında uçuş yaparak fotoğraflama işlemi yaptı. 13 Temmuz’da şüpheli Gökhan Şahin Sönmezateş, 2 F-16 uçağın güzergâhına Dalaman’ı ekletti. Bu uçuş sırasında Cumhurbaşkanı’nın Marmaris’te kaldığı otel ve civarında fotoğraflama yaptırarak suikast hazırlıkları gerçekleştirdi.

Ankara’da darbe toplantıları yapan Öksüz 14 Mart 2016’daki toplantı sonrasında 17 Mart’ta ABD’ye gitti, 21 Mart’ta döndü. Örgütün sivil imamları Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Öztürk’ün damadı Hakan Karakuş da ABD’deydi.

İNŞAATA BAŞLAMIŞLAR
İddianamenin ekinde yer alan CD’de darbecilerin Akıncı Üssü’nde karargâh olarak kullandığı binaların görüntüleri yer aldı. CD’de “15 Temmuz 2016’da darbecilerin merkez olarak kullandığı Akıncı 4. Ana Jet Üssü’nde, komutanlık binasının yan tarafına yaptırılmaya başlanan ve darbeciler başarılı olsaydı 25 Temmuz 2016’da Türkiye’ye gelecek olan Fetullah Gülen’in kullanacağı değerlendirilen yapının görünümü” denilerek, inşaat alanı görüntüsüne yer verildi.

BOMBALARLA 77 ŞEHİT
İddianameye göre, uçakla bombalama eylemleri sonucunda 77 vatandaş şehit oldu, 222 kişi yaralandı 96 vatandaşın da malı zarar gördü. Darbeye teşebbüs faaliyeti kapsamında 25 pilot F-16 uçağı kullandı, bunlardan 11 pilot bombalama faaliyetlerini gerçekleştirdi. 2 pilot İstanbul üzerinde de alçak uçuş yaptı, 2 F – 16 pilotu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uçağını takiple görevlendirildi, 10 F-16 uçağının pilotu da Ankara üzerinde alçak uçuş yaptı.

SNİPER CİHAZI TAKTILAR
İddianameye göre, 13 Temmuz günü Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanı Hakan Evrim ile pilot yüzbaşı Ahmet Tosun, F-16 uçağı ile Diyarbakır’a gitti, Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanı tuğgeneral Deniz Kartepe ile buluştu. Bu buluşma sırasında Diyarbakır’dan darbeye katılacak F-16 uçaklarının planlamasını yaptılar. 14 Temmuz 2016 tarihinde Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda pilot olarak görev yapan şüpheliler Ahmet Pala ile İlker Hazinedar, F-16 uçağı ile Bandırma Üssü’ne gitti; F-16 uçağına tespit edilen hedefleri hatasız vurmayı sağlayan gelişmiş hedefleme podu olan sniper cihazı taktırdılar.

CUNTANIN 1 NUMARASI
ESKİ Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk, Akıncı iddianamesinde, ‘Yurtta Sulh Konseyi yöneticisi ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün asker yöneticisi’ olarak yer aldı.

İddianamede, Öztürk’ün, Korgeneral Mehmet Şanver’in kızının İstanbul’daki düğününe davetli olmasına ve nikâh şahitliği yapması için teklifte bulunulmasına rağmen düğüne gitmediği, darbe faaliyetinin merkezi olan Akıncı Üssü’ne gittiği, darbe faaliyetinin başarılı olabilmesi için gerekli koordinasyonu sağladığı ve emirleri verdiği anlatıldı.

ÖKSÜZ İLE TOPLANTI
Akın Öztürk, Kubilay Selçuk, Ünsal Coşkun, Ömer Faruk Harmancık, Hakan Evrim, Ahmet Özçetin, Mehmet Fatih Çavur ile FETÖ’nün sivil kanadına mensup Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş gibi isimlerin 143. Filo’da toplandıkları belirtildi. Öztürk’ün Hava Kuvvetleri Karargâhı ile Akıncı Üssü arasındaki irtibat ve koordinasyonu sağladığı iddiası yer aldı.

‘KOMUTAN ÖZTÜRK PAŞA’
İddianamede, özetle şunlar kaydedildi: “…darbe faaliyeti devam ederken Bayram Aktan’ın binbaşı Mehmet Akçara’ya ‘Ne oldu, komutan (Genelkurmay Başkanı) nerede’ diye sorduğu, Akçara’nın da ‘Komutan yok, komutan Akın Öztürk Paşa’ diye cevap verdiği;… Mehmet Partigöç’ün, Öztürk’e telefonda, ‘Komutanım, komutanı (Hulusi Akar) Akıncılar’a tahliye ettik, siz de oraya geçin’ dediği.. Bu beyanlardan anlaşılacağı gibi Öztürk’ün, darbe faaliyetinin yönetilmesinde ve organizasyonunda görev aldığı, kendisine 1 numaralı komutan (Genelkurmay Başkanı) muamelesi yapıldığı;…”

BANKA HESABINI BOŞALTMIŞ
İddianamede Akın Öztürk’ün, 17 – 27 Temmuz arasında eşi Tülay Öztürk adına … bankasında bulunan 86.501 USD parayı transfer ettiği belirtildi. Öztürk’ün kızı Ayça Öztürk’ün darbeci Hakan Karakuş’un eşi olduğu vurgulanırken, Karakuş’un da banka hesabını kapatarak parasını nakit olarak çektiği aktarıldı.

KUZEY KORE’YLE DE GÖRÜŞMÜŞ
HTS kayıtlarına göre Akın Öztürk’ün diğer şüphelilerle darbe günü öncesi ve darbe günü yaptığı kayıtlar tek tek iddianameye konuldu. İddianamede, Öztürk’ün yaptığı uluslararası görüşmeler şöyle:

13/06/2016’da İngiltere ile 2 kez
25/06/2016’da İrlanda ile 2 kez
25/06/2016’da İtalya ile 1 kez görüştüğü,
02/07/2016’da Kuzey Kore ile 2 kez
05/07/2016’da Belçika ile 1, Azerbaycan ile 2 kez
06/07/2016’da Belçika ile 1 kez görüştüğü,
06/07/2016 ve 07/07/2016’da Almanya ile 3 kez görüştüğü, 08/07/2016’da Belçika ile 6 kez .”

BÜTÜN GECE GAZİNODAYDI
İDDİANAMEYE göre firari Adil Öksüz, darbe girişimi gecesi şüphelilerle birlikte Akıncı Üssü içindeki gazinodaydı ve faaliyetleri buradan takip etti. 16 Temmuz’da gözaltına alınan Öksüz’ün üzerinde GPS cihazı, iki adet cep telefonu ele geçirildi. Öksüz, 18 Temmuz’da serbest bırakıldı, 2 adet cep telefonu ve GPS cihazı da kendisine teslim edildi; ancak Hava Kuvvetleri amblemi olan kol saati emanete alındı. Öksüz gözaltındayken cep telefonuyla konuştu. 18 Temmuz’da serbest kaldıktan sonra İstanbul’a giden Öksüz, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu tarafından 21 Temmuz’da aranmadan önceki son görüşmesini de 20 Temmuz’da Sakarya’dan yaparak, ortadan kayboldu.

BOMBALARIN MADDİ HASARI 81 MİLYON TL
SAVCILIK iddianamesinde, darbe gecesi kamu malına verilen verilen zararlarla ilgili de bir döküm çıkarıldı. Toplam zararın 81 milyon lira olduğu belirtilen iddianmede, bu zararın şüpheliler tarafından ödenmesi talep edildi. Akıncı Üssü’nden kalkan uçak ve helikopterlerin TBMM, Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere birçok kamu kurumu binalarını bombaladıkları, bombalamalar sonucunda, TBMM’de 19 milyon 472,380 TL, TURKSAT’ta 7 milyon 027, 655 TL, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binalarında 7 milyon 349, 500 TL, Gölbaşı’ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığı’nda 40 milyon TL,  Gölbaşı’nda   bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda 6 milyon 341,879 TL, Polis Akademisi Başkanlığı’nda toplam 553,420 TL kamu zararının oluştuğu belirtildi.

Kaynak: Hürriyet

36Son dakika: FETÖ’nün medya yapılanması davasında flaş gelişme

İSTANBUL (AA)
31 Mart 2017 – 23:55Son Güncelleme : 01 Nisan 2017 – 07:52

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, örgütün medya yapılanması davasında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklu yargılanan ve bugün tahliyesine karar verilen Atilla Taş, Ali Akkuş, Hüseyin Aydın, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Seyid Kılıç ve Yetkin Yıldız hakkında “darbe” soruşturması başlatıldı

Soruşturma kapsamında, 7 şüpheli hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçlarından gözaltı kararı çıkartıldı. Şüphelilerin gözaltına alınma gerekçesi olarak, şüpheliler aleyhindeki deliller, atılı suçun özelliği, kaçma şüphesi gösterildi.

Bu arada, bu soruşturma kapsamında, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Abdullah Kılıç ve Oğuz Usluer hakkında da gözaltı kararı verilmişti. Böylece, FETÖ’nün medya yapılanması davasında, haklarında tahliye kararı verilen 21 sanıktan 13’ü hakkında yeni soruşturma kapsamında gözaltı kararı verilmiş oldu.

Ayrıca, medya yapılanması davası kapsamında İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesince tahliyelerine karar verilen Hanım Büşra Erdal, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habib Güler, Halil İbrahim Balta ve Muhammet Said Kuloğlu’nun serbest bırakılmasına duruşma savcısı itirazda bulunmuş, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, itirazı kabul etmişti.

Böylece, yeni soruşturma ve dava kapsamında yapılan itiraz sonucunda tahliyelerine karar verilen 21 kişi, bu aşamada serbest bırakılmamış oldu.

Atilla Taş’ın da aralarında bulunduğu 21 kişi tahliye edildi

 
Kaynak: Hürriyet

35‘YPG’nin kontrol ettiği yer güvenli bölge olmaz’

Hande FIRAT
31 Mart 2017 – 23:49Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 23:49

DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün Brüksel’e giderken uçakta ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın ziyareti ve gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu:

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile görüşmeyle ilgili Bakan Çavuşoğlu, “Tıpa tıp bizim, Cumhurbaşkanımızın değişik vesilelerle vurguladığı şeyleri söyledi. Yüzde 100 bizim güvenli bölge ile ne kastettiğimizi ve orada ne yapacağımızla ilgili aynısını tekrar etti. Biz şunu da hatırlattık; ‘YPG’nin kontrol ettiği yerleri, bölgeyi, güvenli bölge sayamayız’ dedik. ‘Neden’ diye sordu, ben de açıkladım. Şu ana kadar bizde Suriye’den gelen 300 bin Kürt var. Bunların yüzde 90’ı YPG’nin kontrol ettiği alanlardan gelenlerden. Bunun da büyük bir bölümünü YPG göçe zorladı; neden, kendileri aynı ideolojiyi paylaşmıyor. YPG’nin zulmünü kabul etmiyorlar. Bugüne kadar YPG diğer etnik yapıdan olanları da göçe zorladı” dedi.

‘UÇUŞA YASAK BÖLGE’

“Masada harita var mıydı” sorusuna Çavuşoğlu şöyle yanıt verdi: “Harita var. Tel Abyad örneğini verdik, Afrin vb. demografik yapıyı paylaştık. Teröristlerin kontrol ettiği yer güvenli bölge olmaz. Bu konuyu net bir şekilde konuştuk, görüşlerimiz net bir biçimde örtüşüyor. ‘No fly zone’ (Uçuşa yasak bölge) konusunda bizim görüşümüz var. Onlar ‘No fly zone’dan bahsetmedi. Güvenli bölgeden konuştuk. Amerikalı, şu anda YPG ile işbirliğini savunan askerler bile (ABD Genelkurmay Başkanı Joseph) Dunford dahil, YPG ve PKK’nın farklı olmadığını biliyorlar. Bunlar da biliyorlar. Niye işbirliği yapıyorsunuz, ‘Mecbur kaldık. Aksi seçenekte daha fazla asker göndermek zorunda kalırdık, o yüzden. Alternatifi görmek istiyoruz. Daha karar vermedik’ diyorlar. Ama YPG ile de çalışma ihtimali tamam, henüz ortadan kalkmış değil. Bıraktıkları an YPG işte Rusya’nın kontrolüne girer; öyle bir endişeleri olduğunu anladım. Ben de dedim ki, YPG zaten şu anda Rusya’yı da kullanıyor. İki büyük ülkenin bir terör örgütünü kullanması, yarışa girmesi, rekabet etmesi, doğru değil, acziyettir. O kullanmasın ben kullanayım. Kullandığın terör örgütü. Birbirlerine kaptırmamak yarışı var.”

‘İLİŞKİLERİ ETKİLER’

“Rakka için seçenek sunuldu mu” sorusuna Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şöyle yanıt verdi: “Tabii tabii, burada yeterince ÖSO var, biz de Türkiye olarak özel kuvvetleri takviye yaparız, Fırat Kalkanı’nı örnek verdik. Siz ve koalisyondan da yine özel kuvvetlerden takviye ve bu işi yaparız yani başarırız. ÖSO ile birlikte hep birlikte yaparız. Şunu da net söylüyoruz, YPG karşılığında bir şey almadan neden kendini riske atsın. Rakka’da bir tane Kürt yok. Yüzde 99’u Türkmen, Arap. Niye savaşsın, niye kendini riske atsın, adam kendine alan arıyor. Oraya giderse Münbiç’te de örneğini gördük çıkmaz, çıkmazsa buranın demografisi değişecek. Müttefikinizi hedef alan, saldıran örgüte destek vermeniz bizi üzer, hem de ilişkilerimizi etkiler.”

YPG’YE AĞIR SİLAH DESTEĞİ

ABD’den YPG’ye ağır silah desteği ile ilgili Bakan Çavuşoğlu, “ ‘Ağır silahlar vermedik’ dedi, biz de ‘bazı ağır silahlar verdiğinize dair bilgi ve belgeler var. Kısa vadeli planlar için böyle bir terör örgütü ile olmayın. 68 ülkeyiz. 68 ülke bir şey yapamayacak, başka bir terör örgütü ile işbirliği yap… Olmaz’ dedik.” diye konuştu. Rakka operasyonuyla ABD’nin tutumuna dair, Çavuşoğlu, “ ‘Bu işi Türkiye ile öyle de böyle de yapmak istiyoruz’ diyorlar” dedi. “YPG de olsun Türkiye de olsun” yaklaşımıyla ilgili Çavuşoğlu, “Hayır hayır, öyle bir şey demiyorlar. ‘Daha henüz karar vermedik. Ama ne olursa olsun Türkiye ile yapmak istiyoruz’ diyorlar. Biz de diyoruz ki YPG’nin olduğu yerde biz olmayız” dedi.

FIRAT KALKANI HAREKÂTI

Fırat Kalkanı harekâtı ile ilgili Çavuşoğlu, “Buralarda şehir kurulması gerekiyor. Amerika da aynı şeyi söylüyor. Buraların güvenliğini sağlayacak yeterli kişilerin eğitilip donatılıp konulması lazım. Ancak yerel kuvvetler tamamen buraları kontrol etme durumunda olduğunda o zaman ancak azaltma veya başka şeyler değerlendirilir. Sadece almak yetmez her an dengeler değişebilir. Şu anda çekilme gibi bir plan yok” diye konuştu.

SİNCAR MESAJI

Irak’ın Sincar bölgesiyle ilgili bakan Çavuşoğlu, “Sincar üzerinde askeri seçenek gerekirse değil, kullanacağız, orada oldukları sürece kullanacağız. Kandil neyse bizim için orası odur, PKK var. Bugün ABD de bunu söyledi, ‘Sincar dahil her yerde PKK’nın çekilmesi ve elimine edilmesi ile ilgili her türlü planımız var, sizinle beraber hareket edeceğiz’ dedi. Başbakanımıza da Cumhurbaşkanımıza da söyledi” dedi.  Çavuşoğlu, Kerkük’teki kamu binalarına Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağının çekilmesi kararının alınmasıyla ilgili de, “Kerkük ile ilgili yapılan şey tamamen yanlış. Valiliğin tasarrufu ama Erbil’in haberi olmadan olmaz. Irak’ın içinden geçtiği sürece bakarsak, bu bir fırsatçılık, güven zedeleyici bir şey” dedi.

FETÖ KONUSU

FETÖ konusunda ABD’nin pozisyon değişikliği ile ilgili, Çavuşoğlu, “Pozisyon değişikliği, olması lazım. Beklentimizi söyledik şu ana kadar olumsuz bir şey duymadık, en azından idari soruşturmaların yapılması, idari tedbirlerin alınması lazım” dedi. Adil Öksüz konusuyla ilgili Çavuşoğlu, “Onun sorulacağını biliyorlardı. Gündeme getirmedik, öbür konular daha önemli olduğu için. Kendisine ‘niye Adil Öksüz’ü aradınız’ diye gündeme getirmedik. O daha çok büyükelçilik üzerinden takip edilecek bir konu” diye konuştu.

Hollanda’nın Türk bakanları engellemesiyle ilgili Çavuşoğlu, “Bir özür dilemeleri lazım; iki soruşturma yapmaları lazım. Ondan sonra hangi adımları atabileceğimizi oturup konuşmamız lazım. Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Özürün terminolojisini tartışmayalım” dedi. Bu ülkeye gidip gitmeyeceği sorusuna Bakan, “Ben gitmem, niye gideceğim? Hollanda’ya ne ihtiyacım var. İlişkiler düzelmeden gitmem ben” yanıtını verdi. AB ile müzakereleri durdurulmasıyla ilgili referanduma dair Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımız söyledi, ‘Böyle giderse sorarız’ dedi, ama bu net kendi aramızda görüşülmüş konu değil” dedi.

‘DARBE VİDEOSU İZLEDİK’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın görüşmesiyle ilgili Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanı çok net mesajlar verdi, ‘YPG tercih edilirse ilişkilerimizi etkiler, müttefikliğimize yakışmaz, biz böyle bir şeyde olmayız’ diye olası yansımaları net ifadelerle söyledi. Sonra darbe gecesinin videosunu izlettik; görüşme iki saat sürdü, beklediğimizden uzundu. Bazı yerlerde ‘Neresi’ vb. diye sordu. Her şeyi ifade ettik, etkilendi. (ABD Başkanı Donald Trump’ın DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilcisi Brett) McGurk, Başbakan’la ve bizimle görüşmeye katıldı. ÖSO ve diğer konularla ilgili teknik sorular sordular” dedi.
Kaynak: Hürriyet

34Alman İstihbarat Başkanı’na ‘liste’ tepkisi

Celal ÖZCAN / BERLİN �
31 Mart 2017 – 23:37Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 23:37

Liste haberinin ardından Merkel, salı günü istihbarat başkanları ve yetkili bakanlarla değerlendirme yaptı. İstihbarat başkanları bu toplantıda, MİT’in Almanya’da izlediği öne sürülen listedeki isimler arasında Sosyal Demokrat Parti (SPD) milletvekili Michelle Müntefering’in de olduğu konusunda bilgi vermedi. Aynı akşam Alman basını listede Müntefering ve bir eyalet milletvekilinin yer aldığını duyurdu. Frankfurter Allgemeine gazetesinin (FAZ) haberine göre Merkel çarşamba sabahı Dışişleri Bakanı ve İçişleri Bakanı ile Federal Güvenlik Kurulu’nda bir araya geldi. Toplantıya BND Başkanı Bruno Kahl de çağrıldı. Merkel, listede Alman milletvekilinin adının yer aldığı haberini basından öğrendikleri için BND Başkanı Kahl’e tepki gösterdi. Ancak BND Başkanı bu konuda kendisinin de bilgilendirilmediğini savundu. FAZ’ın haberine göre Merkel, toplantıda Kahl’e 2 hafta önce Spiegel dergisine verdiği röportajdan dolayı da kızdı. Kahl dergiye, ‘15 Temmuz darbe girişiminin ardında Gülencilerin olduğuna inanmadıklarını’ söylemişti.
Kaynak: Hürriyet

33‘Kıskanıyorlar’

Turan YILMAZ / KARS
31 Mart 2017 – 23:31Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 23:31

ERDOĞAN İÇİN OMUZ OMUZA
“Bu mesele şahıslar meselesi değil, Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım meselesi değil. Memleket, istikbal, istiklal meselesidir. Erdoğan’ı tehdit eden ülkeler biliyoruz ki Türkiye’yi tehdit ediyor. Avrupa’nın tavırlarını, FETÖ’cülerin tavırlarını, PKK’nın ‘hayır’ kampanyalarını görüyorsunuz. Ülkemiz için, Tayyip Erdoğan için omuz omuza olmaya var mıyız? 2002 milat. Ondan önce bu ülke, millet neler çekti neler. Milleti hizaya sokmaya çalıştılar, inanç, etnik kimlikler baskı altında kaldı. Dayatmalarla, krizlerle memleket uçurumun kenarına geldi. 15 yılda bütün ayrılıkları gayrılıkları kaldırdık. Ayrımcılıkları reddettik. Bütün saçma sapan yasakları kaldırdık. Dün öcü gibi görünenler bugün doğal özgürlükleri oldu.

DARBE ANAYASASI ÇÖPE GİDECEK
Darbe anayasası bu oylamayla çöpe gidecek, milletin anayasası gelecek. İşte budur bu oylama. Vesayet bitecek, halkın iradesi hâkim olacak. 15 sene içinde tüfek bile yapamayan Türkiye savunma sanayinde yerli oranını yüzde 60’a çıkardı. Artık dışarıya savunma için paraları gönderemeyeceğiz. Türkiye bugün dünyanın en büyük havalimanını yapıyor, bu da birilerini rahatsız ediyor. Neden Avrupa hayır hayır diye kendini parçalıyor? Çünkü kıskanıyorlar, Türkiye’nin büyümesini istemiyorlar. İstiyorlar ki Türkiye kendi iç işleriyle uğraşsın, gücünü dermanını kaybetsin onlar da Türkiye ile istedikleri gibi oynasınlar. Yağma yok. Baktılar ki Batılılar ceplerine akan para musluklarını kesti, onlara akış durdu, para memlekette duruyor, başladılar fitne fesat çıkarmaya, tehditlerle darbelerle millete ayar vermeye. Türkiye buna boyun eğer mi? Elbette eğmez. 16 Nisan’da evet demek, demokrasiye, ileri demokrasiye evet demektir, teröre son verme, kardeşliğe birliğe beraberliğe evet demektir.

ERKEKSEN ÇIK ORTAYA ‘BEN YAPTIM’ DE
15 Temmuz akşamı yapılan darbenin başında kim var? Türkiye’de Adil Öksüz denen bir adam, bir hain. Bu hain nereden emir alıyor? Pensilvanya’daki o Feto terörist başından. Darbecilerle aradaki irtibatı sağlıyor. Bu Pensilvanya’daki, kendisi ortaya çıkmıyor. Ne yapıyor? Böyle kuklalar kullanıyor. Çık ortaya, erkeksen çık ortaya, ‘Ben yaptım’ de. Bunların bu işi yaptığını adımız kadar biliyoruz. Bunları bütün belgeleriyle, delilleriyle tespit ettik, Amerika’ya, Amerikan Adalet Bakanlığı’na gönderdik. Hiçbir tereddüdümüz yok ancak ne yazık ki Feto’nun iadesi konusunda ABD hâlâ ipe un seriyor. Bu da dikkatimizden kaçmıyor.”

AGİT GÖZLEMİ
BAŞBAKAN Binali Yıldırım’ın Kars mitingini, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’ndan (AGİT) seçim gözlemcileri de izledi. Basın mensuplarına ayrılan TIR’da yerini alan Uzun Dönemli Seçim Gözlemcileri Robert Hall ve Karin Bergquist mitinge ilişkin notlar aldı, miting alanının fotoğraflarını çekti.
Kaynak: Hürriyet

32FETÖ’nün medya davasında 21 tahliye

Ayşegül USTA/İSTANBUL
31 Mart 2017 – 23:18Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 23:18

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dünkü duruşmada savcı, tutuklu kaldıkları süre dikkate alınarak 13 kişinin tahliyesini istedi. Mahkeme, Atilla Taş, Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammet Sait Kuloğlu, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız hakkında yurtdışına çıkış yasağı koyarak tahliye kararı verdi. Mahkeme
5 sanığın tahliyesini reddetti.
Kaynak: Hürriyet

31‘BU GÖZALTI MANİDAR’

Hürriyet Haber
31 Mart 2017 – 22:58Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 22:58

HALKBANK, dün Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın, Amerika Birleşik Devletleri’nde tutuklanmasına ilişkin gazetelere tam sayfa ilan vererek yaptığı açıklada, “Kaynağı ve mahiyeti belirsiz hiçbir transfer işlemi gerçekleştirilmemiştir” denildi. “Son günlerde muhtelif basın yayın organlarında; Bankamızın Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın, Amerika Birleşik Devletleri’nde tutuklanması konusuna atfen Bankamızın güven ve itibarını sarsıcı, kamuoyunu ve yatırımcıları yanıltıcı nitelikte haberlere yer verildiği görülmektedir” denilen açıklamada, şu uyarılar yapıldı: “Öncelikle bilinmelidir ki; Bankamız tüm iş ve işlemlerinde ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam bir şekilde uymakta, paydaşlarının, iş ortaklarının ve mevduat sahiplerinin haklarının korunması için tüm tedbirleri almaktadır. Bankacılık hizmetini sunarken mevcut düzenlemeler ve diğer tüm bankalarca bilinen ve izlenen dış ticaret uygulamaları dışında hiçbir mekanizma, yöntem veya sistem kullanılmamaktadır.

”TAKDİRE ŞAYAN DURUM

Halkbank’ın açıklamasında şunlar yer aldı: “Yapılan tüm dış ticaret işlemleri ve para transferleri açık, şeffaf ve sistem üzerinde ilgili otoritelerce izlenebilir durumdadır. Bankamızın tüm iş ve işlemleri, ulusal ve uluslararası bağımsız denetim kuruluşlarınca düzenli olarak denetlenmektedir. İlgili döneme ilişkin yapılan denetimlerde dış ticaret işlemleri de dahil bankacılık hizmetlerimizin hiç-birisinde uluslararası bankacılık kurallarına ve hukuka aykırılık tespit edilmemiştir. Herhangi bir ülkeyle ilgili olarak mahiyeti belirsiz ve hukuksuz hiçbir ticari işleme taraf olunmamış, kaynağı ve mahiyeti belirsiz hiçbir transfer işlemi gerçekleştiril-memiştir. Bankamızca herhangi bir yasaklı tarafın, kişinin veya mal ya da hizmetin dahil olduğu işlemlere aracılık edilmemiştir. Söz konusu iddialarda bahsi geçen ülke ile ilgili ticarete konu işlemlerde düzenlemeler gereği ABD finansal sistemi ve para birimi kullanılmamıştır. Bugüne kadar herhangi bir işlemi nedeniyle hiçbir yaptırıma maruz kalmayan Bankamızın takdire şayan durumu açıkça ortadadır. Hal böyleyken göz altına alınma gerekçesi olarak ifade edilen iddiaların, 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde ortaya atılan ve Bankamızla hiçbir ilgisi olmayan iddialardan oluştuğu, bu girişimin de o dönemde FETÖ terör örgütü tarafından Ülkemize yönelik yapılan hain saldırının Bankamızı hedef alan ekonomik/finansal halkası olduğu aşikardır.

”SPEKÜLATİF YAYINLAR

ABD’de tutuklu bulunan Atilla’nın duruşmasının 10 Nisan’da yapılacağının da anımsatıldığı açıklamada, Atilla’nın, 2014-2017 yılları arasında yedi kez ABD’ye görevli olarak gittiği vurgulandı ve şöyle devam edildi: “Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcımızın tutuklanmasına dair hukuki süreç, gerek Bankamızca gerekse Devletimizin ilgili Makamlarınca yakından takip edilmektedir.  Tüm bu bilgilendirmeler dikkate alındığında gerek yazılı ve görsel basında gerek sosyal medyada Bankamızın ticari faaliyetlerini olumsuz etkileyebilecek spekülatif yayınlar hakkında da hukuki çerçevede gereği yapılacaktır. Bankamızın faaliyetlerini geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de tüm ulusal ve uluslararası düzenlemelere uygun ve kesintisiz bir şekilde sürdüreceğini kamuoyunun bilgisine sunarız.”

BESLENDİĞİ KAYNAKLAR ORTADA

BAŞBAKAN Yardımcısı Mehmet Şimşek de Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklanmasının zamanlaması ve içeriği itibarıyla manidar olduğunu söyledi. Halkbank’ın ülke kanunları, BM Güvenlik Konseyi kararları, küresel anlamda normlara aykırı hiçbir işlem ve faaliyetinin olmadığını belirten Şimşek, banka yönetiminin bu konuda net olarak başından beri bütün normlara, ilkelere, kurallara özellikle de Güvenlik Konseyi kararlarına uyumlu bir şekilde komşu ülkeyle ticarete aracılık yaptığını söyledi. Şimşek, “Belli ki bu işin içinde 17-25 Aralık’ın aslında bir devamı diye bakılması gerekiyor. Belli ki o kaynaklardan besleniyor ve o çerçevede bu soruşturmalar yürütülüyor” dedi. Şimşek, bankanın dışarıdan veya içeriden sermaye artırımına bir ihtiyacı olmadığını da belirterek “Davada, bankanın en az etkilenmesi için gerekeni yapacağız” ifadesini kullandı.

Preet Bharara: Siyasi propaganda yapılıyor

Reza Zarrab’ı tutuklatan ABD’li savcı Preet Bharara, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kendisi hakkında ‘FETÖ bağlantısı’ suçlamasına cevap verdi. Konu hakkında New York Times gazetesine konuşan Bharara, suçlamaları aptalca olarak niteledi. Bharara, “Yabancı bir yetkilinin artık bakmadığım bir dava hakkında dile getirdiği yanlış ve aptalca siyasi propagandasına yorum yapmayacağım” diye konuştu.

 
Kaynak: Hürriyet

30Bakan Soylu: PKK’nın adını bir daha kimse anmayacak (5)

DHA
31 Mart 2017 – 22:31Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 22:31

FIRINCILAR ODASI ÜYELERİYLE BULUŞTU
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon Fırıncılar Odası üyeleriyle bir araya geldi, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve yeni anayasayı anlattı. Mevcut sistemin darbeler ürettiğini belirten Bakan Soylu yeni anayasayla Türkiye’nin daha çok gelişeceğini söyledi.
‘GİT O ŞARKIYI KILIÇDAROĞLU İLE ÇAL’
HDP’nin referandum çalışmaları kapsamında kullandığı ’Bejin Na’ (Hayır deyin) isimli şarkının Şırnak Valiliği’nce ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek ifadeler barındırdığı’ gerekçesiyle yasaklanmasına ilişkin konuşan Bakan Soylu, “Geçen gün bunlar bir şarkı çıkarmışlar. Biz de bu şarkıyı yasakladık. ‘Bu şarkıyı çalamazsınız’ dedik. Şarkı şu: tek bayrağa hayır, ötekisi tek devlete hayır. Kürtçe olarak söylüyorlar. Biz de buna müsaade edeceğiz öyle mi? Sen şarkı çalacaksın içerisinde ‘tek devlete, tek bayrağa hayır’ diyeceksin. Biz müsaade etmeyiz de sen onu CHP genel merkezinde Kılıçdaroğlu ile beraber çal, o buna müsaade etsin. O şarkıyı Kılıçdaroğlu ile çal. Kılıçdaroğlu öyle bir longoza (çukur) düştü ki; bir daha çıkamaz” dedi.
‘OPERASYONLAR SÜRÜYOR’
Terörle mücadelenin sürüdüğünü ve bu mücadelenin en kritik aşamasında olduklarını ifade eden Bakan Soylu şöyle devam etti:
“Terörle mücadelenin en kritik aşamasındayız. Bizim evlatlarımız terörle ilgili çok yoğun bir mücadeleyi ortaya koyuyorlar. Her yerde operasyonlar sürüyor. Operasyonlarda öyle gidip bakmıyorlar, sonuç alana kadar mücadele ediyorlar. Bugün bine yakın sığınağı bu ülkede bizim evlatlarımız buldular ve gereğini yerine getirdiler. Neymiş PKK imiş, neymiş FETÖ imiş, DAEŞ imiş, Hollanda, Almanya imiş topunuz bir arada gelin bize burası yeter, bize Türkiye yeter. Kandil’deki itlere söylüyorum; canınızın kıymetini biliyorsanız, oradan sıvışın gidin. Bakın 2-3 günden beri bir şey söylüyorum size, içerideki hainler nasıl temizlenmişse burada da, Kandil’de de duramayacağınızı ifade etmek istiyorum. Kim sahip çıkarsa çıksın, ülkemizin birliğine ve beraberliğine kasteden kim varsa, nerede bulursak orada biletini ve cezasını keseriz.”
Bakan Soylu, 16 Nisan’da yapılacak referandum için destek isteyerek konuşmasını noktaladı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

29Kahramanmaraş’ta FETÖ’den 1’i teğmen 10 tutuklama

DHA
31 Mart 2017 – 21:46Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 21:46

Ömer KOÇ/KAHRAMANMARAŞ, (DHA) – KAHRAMANMARAŞ’ta FETÖ/PDY’ye yönelik düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 12 kişiden, 1’i teğmen, 10’u tutuklandı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütün gizli haberleşme programı olan ‘ByLock’u kullandığı saptanan esnaf grubuna yönelik operasyon düzenlendi. Aralarında Minibüsçüler Odası Başkanı İsmet Kılıç’ın da bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı. Sorgularının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Kılıç’ın da aralarında olduğu 9 kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı, 2’si adli kontrolle serbest bırakıldı.
FETÖ’nün TSK’daki yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmada ise, Nurhak İlçesi’nde görevli teğmen Muhammed Şen, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

 
Kaynak: Hürriyet

28Tekirdağ’da FETÖ’nün özel eğitim yapılanması davasında 11 tahliye

DHA
31 Mart 2017 – 20:05Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 20:05

Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ, (DHA) – TEKİRDAĞ’da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Çorlu ve Ergene ilçelerinde faaliyet gösteren ‘Özel Ergene Eğitim Hizmetleri’ adlı eğitim kurumunda örgüt adına faaliyette bulunup mali destek sağladıkları iddia edilen 17’si tutuklu 25 sanığın yargılandığı davada 11 kişi tahliye edildi.
Tekirdağ’da FETÖ/PDY’nin özel eğitim kurumuna yönelik soruşturma kapsamında Çorlu ve Ergene ilçelerinde ‘Özel Ergene Eğitim Hizmetleri’ adlı eğitim kurumunda örgüt adına faaliyette bulunup, mali destek sağladıkları gerekçesiyle 17’si tutuklu 25 sanığın yangılanmasına, Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlüğü Halk Eğitim Salonu’nda oluşturulan 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Bugün savunmalarını tamamlayan sanıklardan tutuklu bulunan H.E., O.H., A .A., Z.E., İ.Ş., B.K., T.K., H.T., Ö.K., M.S. ve T.K’nın adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine karar verildi.
Duruşma 12 Haziran’a ertelendi.
Kaynak: Hürriyet

27FETÖ imamı: Bana darbe mesajı geldi, ancak ben kimseye göndermedim

DHA
31 Mart 2017 – 19:32Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 19:32

SAMSUN, (DHA) – SAMSUN’daki FETÖ/PDY davasında 15 Temmuz darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen 70’i tutuklu, 108 polis ile 2 öğretmenin yargılanmasına 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne devam edildi. Duruşmada, Bafra İlçesi’nde öğretmen olan ve örgütün Bafra İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde komiserlerin imamı olduğu öne sürülen tutuksuz sanık Turan S., “Bana darbe mesajı geldi. Ancak ben kimseye mesajı göndermedim” dedi.
Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ/PDY’nin emniyet yapılanmasına yönelik gerçekleştirdiği operasyonda gözaltına alınan, aralarında polis memuru ve rütbeli polislerle 2 öğretmenin de bulunduğu 70’i tutuklu, 108 sanığın yargılanmasına devam edildi. 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmanın 3’üncü celsesine ‘silahlı terör örgütüne üye olma’, ‘TBMM’yi ortadan kaldırma veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’, ‘Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ ve ‘Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet etme’ suçlarından yargılanan sanıklardan 104’ü katıldı.
Bafra İlçesi’nde öğretmen olan ve İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki FETÖ/PDY yapılanmasında komiserlerin imamı olduğu önü sürülen Turan S., ifadesinde, “2014 yılının Mart ayında ben öğretmen grubundaydım. 2014 yılından sonra Bafra’da imam olarak görevlendirildim. Komiser olan M.K.’ya ByLock yükledim. İ.S. adlı komisere de yüklemeye çalıştım, ancak geri mesaj gelmediği için yükleme başarısız oldu. 2015 yılının başlarında ByLock’u bırakıp Eagle’ye geçtik. Daha sonra Eagle’yi de bırakıp Tango benzeri bir sisteme geçtik ve darbe girişimine kadar bu sistemi kullandık. 2003 yılından itibaren cemaatin içindeydim. Ailemden fazla severdim. Sohbete gelen arkadaşlar maaşlarından 150-200 lira kadar bağış yaparlardı. Grubumdaki komiserlere kullandığım programları ben yükledim. Ben kimseye iftira atmadım. Bu nedenle içim çok rahat. Darbe girişimi günü bana darbe mesajı geldi. Ancak ben kimseye bu mesajı göndermedim. Cemaat dediklerimizin neler yaptığını herkes gördü. Eşim de öğretmendir ve telefonunda Bylock çıktığı için ihraç edilmiştir. Eşimin telefonuna Bylock’u ben yükledim” dedi.
Mahkeme heyeti, 93 sanığın ifadesinin alındığı duruşmayı önümüzdeki Salı gününe erteledi.
Kaynak: Hürriyet

26Kırklareli’de FETÖ’nün eğitim yapılanması davasında 3 tahliye

DHA
31 Mart 2017 – 19:28Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 19:28

Selçuk VURUCU/KIRKLARELİ, (DHA) – KIRKLARELİ’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 19’u tutuklu, 31 eski öğretmenin yargılanmasına devam edildi. Duruşmada 3 sanığın tutuksuz yargılanmk üzere tahliyesine karar verildi.
Kırklareli’de FETÖ/PDY’nin eğitim yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında ‘terör örgütü üyesi olmak’ iddiasıyla haklarında dava açılan 19’u tutuklu, 31 sanığın yargılanmasına Halk Eğitim Merkezi’nde oluşturulan mahkeme salonunda bugün devam edildi. Aralarında örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’ kullananların da olduğu belirtilen sanıkların hakim karşısına çıktı. Avukatların savunmalarının ardından savcılık mütalaası okundu. Daha sonra Mahkeme Başkanı İzzet Koçer, okuduğu ara kararda, Zeynep Saygılı, Cengiz Akın ve Murat Eren’in tahliyesine, ‘ByLock’ programı güncel listelerine bakılmasına, sanıkların KPSS şüphesi olup olmadığının araştırılmasına, 16 kişinin tutukluluk hallerine devamına ve tutuksuz yargılanan sanıkların üzerinden bazı adli tedbirlerin kaldırılmasına karar verdi. Duruşma, 25 Mayıs’a ertelendi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

25Yalova’daki FETÖ davasında, 9 tahliye, 7 tutuklama kararı

DHA
31 Mart 2017 – 19:04Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 19:04

Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA, (DHA) – YALOVA’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik, aralarında tüccar ve esnafın olduğu, 47’si tutuklu, 103 sanığın yargılandığı davada ara karar verildi. 9 sanık adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, tutuksuz sanıklardan 7’si tutuklandı.
Yalova’da Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nde özel olarak hazırlanan salonda 21 Mart’ta Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülmeye başlanan FETÖ/PDY soruşturmasıyla ilgili davada ara karar verildi. Tutuklu bulunan 47 sanıktan 9’u, etkin pişmanlığa yönelik savunma içerikleri, yaş ve sağlık durumları göz önüne alınarak, adli kontrol şartıyla serbest kaldı. 9 sanığa ayrıca yurt dışı çıkış yasağı getirildi. Mahkeme, tutuksuz yargılanmakta olan 56 sanıktan 7’sinin tutuklanmasına karar verdi. Bu sanıkların tutuklanmasında, Bylock kullanması, güçlü suç isnatları olması ve yurt dışına kaçma potansiyelleri gerekçe gösterildi.
Mahkeme heyeti, davada adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan tüm sanıkların yurtdışı çıkış yasaklarının devamına da hükmetti. Heyet ayrıca 103 sanığın davasını farklı celselere bölerek yargılanmalarına karar kıldı.
Mahkeme heyeti ara kararında sanıklar Fetullah Gülen, Tayfun Tuna, Ömür Kopuz, Sibel Demir, Yasin Alan, Zarif Tatar, Ahmet Kirmiç hakkındaki yakalama kararının devamına karar verdi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

24Başbakan Yardımcısı Kaynak: Fesih ile yenileme arasında olağanüstü fark var (2)

DHA
31 Mart 2017 – 18:33Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 18:33

ORTAOKUL TEMELİ ATTI
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Kahramanmaraş’ta, Büyükşehir Belediyesi’nce Karaziyaret Mahallesi’nde yaptırılan sosyal tesislerinin açılışını gerçekleştirdi. Kaynak, daha sonra merkez Onikişubat İlçe Belediyesi’nin kırsaldaki Döngele Mahallesi’ne yaptıracağı 18 derslikli İmam Hatip Ortaokulu’nun temel atma törenine katıldı. Milletvekilleri ve daire amirlerinin de katıldığı törende konuşan Kaynak, Onikişubat Belediyesi’nin daha önce de Dönüklü ve Ilıca’ya da İmam Hatip Okulu yaptığını hatırlatarak, Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek’e teşekkür etti.
‘BU ANAYASAYA EN ÇOK ENGEL OLMAK İSTEYENLER TÜRKİYE DÜŞMANLARDIR’
16 Nisan’da yapılacak referandumla halkın oyuna sunulacak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ilgili açıklamaları nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP’den ihraç edilen Meral Akşener’i eleştirdi. Veysi kaynak, şunları söyledi:
“İçişleri Bakanlığı yapmış, devletimize hizmet etmiş, Meclis Başkanvekilliği yapmış Meral Akşener hanımefendiye, onlara destek verenlere söylüyorum. Nasıl olabilir, Meral Akşener hanımefendiye destek verenler Kandil’deki adamın dediğiyle aynı noktaya bakabilirler? Nasıl olabilir? Türkiye’nin ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile FETÖ aynı şeyi söyleyebilir? Bu nasıl olabilir; PKK’nın partisi HDP ile CHP Diyarbakır’da ortak program yaparlar? Bunun bir manası var mı? Eğer bizim Anayasa’da yapmak istediğimiz değişikliği okuyarak anlamıyor, anlamak istemiyorlarsa Alman Nazilerine, faşistlerine, Hollanda’daki Nazi ve faşistlere baksınlar. Soydaşlarımızı tekrar seçim için oy vermeye bile Bulgaristan’a koymayan o eski kafalara baksınlar. Kandil’e, PKK’ya baksınlar, ne kadar terör örgütü varsa. Biz asla bu anayasaya ‘hayır’ diyen ‘Haindir’ demedik. Ama diyoruz ki, bu Anayasa en çok karşı çıkan, engel olmaya çalışan terör örgütleridir. Bu Anayasa’ya en çok engel olmak isteyenler Türkiye düşmanlardır. Bunu açıklıkla söylüyoruz.”
Konuşmaların ardından Veysi Kaynak, törene katılanlarla birlikte butonlara basarak okulun temelini attı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

23Yıldırım Kars’ta: Avrupa kıskanıyor, Türkiye’nin büyümesini istemiyor (2)

DHA
31 Mart 2017 – 18:10Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 18:10

BAŞBAKAN YILDIRIM AĞRI’DA
Başbakan Binali Yıldırım Kars mitinginin ardından özel uçakla Ağrı’ya geldi. Başbakan Yıldırım, Dörtyol meydanında toplanan yaklaşık 8 bin kişiye hitap etti. Mitinge Başbakan Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı Ahmet Arslan, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay ve milletvekilleri katıldı.
Ağrıspor atkısıyla kürsüye çıkan Başbakan Yıldırım dün hayatını kaybeden 15 Temmuz şehidi Astsubay Ömer Halisdemir’in annesi Fadime Halisdemir’e rahmet diledi. FETÖ ve PKK’nın birlikte hareket ettiğine işaret eden Yıldırım, “15 Temmuz akşamı bir grup FETÖ terör örgütü mensubu Türkiye’yi işgal etmek için, bayrağı indirmek, ezanı dindirmek için, tankla, topla, tüfekle milletin üzerin ateş etti. Ancak bu millet, benim yiğit hemşehrilerim darbecilerin geçit vermedi. Darbecilere darbeyi indirdik mi? Evet indirdik. Onlar cumhurbaşkanımızı, hükümeti alaşağı edip ortadan kaldırmayı hedeflediler. Bu teröristlerin boynuna asılı ipin ucunun nerede olduğunu, kimlerin bu teröristleri beslediğini, kol kanat gerdiğini biliyoruz” diye konuştu.
“ERKEKSEN ÇIK ORTAYA”
Darbenin başında Adil Öksüz’ün olduğuna işaret eden Başbakan Yıldırım, hain olarak nitelendirdiği Öksüz’ün, Pensilvanya’dan emir aldığını belirtti. Öksüz’ün darbecilerle aradaki irtibatı sağladığını hatırlatan Yıldırım, Pensilvanya’dakinin ortaya çıkmadığını ve kuklalar kullandığını belirtti. Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Erkeksen çık ortaya, ben yaptım de. Bunların bu işi yaptığını adımız kadar biliyoruz. Bu talimatları veren darbeyi yapan teröristleri harekete geçiren bizzat Pensilvanya’daki FETÖ’dür. Bütün belgeleriyle, delilleriyle tespit ettik. ABD Adalet Bakanlığına gönderdik. Hiçbir tereddüdümüz yok. Ne yazık ki iadesi konusunda hala ABD ipe un seriyor. Bu da gözümüzden kaçmıyor. 15 Temmuz akşamı maskeler düştü. FETÖ kendisini dindar maskesiyle gizliyordu. Bunlar yardımları iç ettiler. Türkiye düşmanlarını beslediler. 15 Temmuz’da bir maske daha düştü. PKK, onlar da yıllardan beri güya Kürtlerin hakkını savunuyordu. Sözde Kürtlerin sorunlarıyla ilgileniyordu. PKK, FETÖ aynı. İkisi de terör örgütü, ikisi de kardeş. Bunlar dayanışma içindeler. Bunların ipleri aynı yerde, aynı adamın elinde. Bu topraklardaki insanlara ihanet eden örgütler bunlar. Birisi Kürtleri, biri dindarları kullandı. Onlar Türkiye’nin güçlenmesini istemiyor. Türkiye’nin terörle uğraşmasını istiyor. Recep Tayyip Erdoğan’ı istemiyor. 15 Temmuzda ne oldu biliyor musunuz? PKK Kandil’den talimat verdi. ‘Bu gece darbe olacak askere karışmayın. Ateş açmayın.’ Ancak 16 Temmuz’da bir talimat daha verdi. ‘Darbe başarısız ateş serbest’ İşte bunlar birlikte çalışıyor.”
Başbakan Binali Yıldırım, “İsviçre’de Recep Tayyip Erdoğan’ın resmine asmışlar. Kafasına silah dayamışlar, ‘Erdoğan’ı öldürün.’ Bu kadar alçaklık, adilik olur mu? Bu Avrupa FETÖ, PKK’yı sevdiği için mi yapıyor? Hayır kullanıyor bunları. Türkiye’ye karşı, geleceğine karşı, kardeşliğine karşı kullanıyor. Bu oyunları tek tek bozarak gidiyoruz diye konuştu.
BELEDİYELER ÇUKUR KAZDI
DBP ve HDP’ye de yüklenen Başbakan Yıldırım, “Bu millet belediye başkanı seçiyor. Hizmet için seçiyor. Onlar ne yaptılar. Çukur kazdılar. Paraları dağa gönderdiler. Teröre destek verdiler. Şimdi hesap veriyorlar. Para göndereceksin, gençleri dağa göndereceksin. Artık çocuklarınızı bu alçaklar elinizden alamayacaklar. O çocuklarımız Türkiye’nin aydınlık yarınları için daha iyi büyüyecek” dedi.
Ağrı’da halkın teröristlerin çukur siyasetine itibar etmediğini belirten Başbakan Binali Yıldırım, “Bu çukur siyasetine prim vermediniz, yüz vermediniz. Teşekkür ederim. Kürt kardeşlerimizle bu terör örgütünü birbirinden ayırıyoruz. Terörle kararlı şekilde mücadele sürüyor. Artık engelli koşu bitecek, engelsiz koşu başlayacak. Acılar sona erecek. gözyaşı dinecek. Belli merkezlerden belli yerlerden idare edilen terör sona erecek. Doğu, batı, güney, kuzey bizim. Vatan toprağı hepimizin. Bize saldıranlara diz çöktüreceğiz” diye onuştu.
Ağrı’ya yapılan yatırımlar konusunda açıklamalar yapan Başbakan Yıldırım, Ağrı Devlet Hastanesi’nin gecikmesinden dolayı özür diledi. Yıldırım, 400 yataklı hastanenin yıl sonu kadar bitirileceğini söyledi. Başbakan Yıldırım, uçakla İstanbul’a hareket etti.

Osman BEKLEYEN- Servet ARSLAN- Murat ÇAĞLAR/AĞRI, (DHA)-

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

22Manisa’daki FETÖ/PDY duruşmalarının yapılacağı salon hazır

DHA
31 Mart 2017 – 17:54Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 17:54

MANİSA Adliyesi’nde, FETÖ/PDY’ye yönelik 15 Temmuz darbe girişimi sonrası haklarında dava açılan sanıklar için 180 kişilik duruşma salonu hazırlandı.
Manisa Adliye Sarayı’nda 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yanındaki boş bölümde yapılan tadilatların ardından, FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında yargılanacak sanıklar için düzenlenen duruşma salonu hazır hale geldi. Malzeme ve mobilyalarının Foça Açık Ceza İnfaz Kurumundan temin edildiği 180 kişilik duruşma salonunda, FETÖ iddianamelerinin hazırlanmasının ardından davalar görülmeye başlanacak. İlk olarak 15 Temmuz darbe girişiminde rol oynadığı iddia edilen ve tutuklanan askerlerin davalarının nisan ayı içerisinde başlamasının beklendiği öğrenildi.

Nermin UÇTU / MANİSA, (DHA)
FOTOĞRAF

 

 
Kaynak: Hürriyet

218.5 ay sonra görevine döndü

DHA
31 Mart 2017 – 17:54Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 17:54

MANİSA Vergi Dairesi Başkanı Yılmaz Çakan, açığa alındığı FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütle bir bağının bulunmadığı belirlenince 8.5 ay sonra görevine tekrar döndü.

Manisa Vergi Dairesi Başkanı Yılmaz Çakan, FETÖ/PDY’nin kamu ayağındaki soruşturması kapsamında, Maliye Bakanlığı tarafından, 26 Temmuz 2016 günü açığa alındı. Maliye Bakanlığı ve İç İşleri Bakanlığı’nın 8.5 ay boyunca ortaklaşa yürüttüğü soruşturmada, Çakan’ın FETÖ’yle ilgisinin bulunmadığı belirlendi. Yılmaz Çakan, Maliye Bakanlığı’nın görevine iade yazı ile Manisa Vergi Dairesi Başkanlığındaki görevine tekrar başladı. Konuyla ilgili Çakan, şunları söyledi:

“Devletimizde devamlılık esastır. Benim bulunmadığım süre içerisinde nerede bırakmış isek oradan başlayacağız. Bu bir süreç idi bu süreç lehimize döndü. Bizdeki düstur devlete küsülmez. Bundan sonra bize de devletimizin çağ atlaması için çaba harcamak düşer. Bende bunu yapmak için görevimin başındayım. Manisa’da 8 yıldır görev yapmaktaydım. Türkiye’nin en büyük kuruluşların bulunduğu Organize Sanayi Bölgesinin yanı sıra duyarlı vergi mükelleflerimiz bulunuyor. Ekip olarak vergi de tahsilat oranlarının artışı için çaba harcayacağız” dedi.

Mehmed Hakkı ÖZBAYIR / MANİSA, (DHA)

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

20Manisa’da FETÖ’den tutuklananların sayısı 650

DHA
31 Mart 2017 – 17:51Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 17:51

lker KILIÇASLAN/MANİSA, (DHA)- MANİSA’daki Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmaları kapsamında, 15 Temmuz darbe girişiminden bu zamana kadar kentte toplam 650 kişinin tutuklandığı açıklandı.
Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı talimatları doğrultusunda 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başlatılan FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklama ve gözaltılar devam ediyor. Soruşturması kapsamında bu zamana kadar 650 kamu personeli tutuklandı. Soruşturma kapsamında ayrıca 690 kişi görevden uzaklaştırılırken, 113 kamu personelinin gözaltı süresinin devam ettiği, 63 personelin idari soruşturma geçirdiği belirtildi. Soruşturma kapsamında ayrıca 477 kişinin adli kontrol, 122 kişinin ise sulh ceza hekimliklerince serbest bırakıldığı belirtildi.
Soruşturma çerçevesinde il genelinden 1944 kamu personeli ise görevden ihraç edilirken, ihraç edilen 21 kamu görevlisi ise itirazları neticesinde görevlerine iade edildi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki OHAL kapsamında çıkartılan kanun hükmünde kararnameler ile il genelinde 38 dernek ile bir sendika kapatılırken, 2 bin 385 kişinin pasaportun iptal edildiği belirtildi.

 
Kaynak: Hürriyet

19Arrested Turkish singer Atilla Taş released from jail

DHA
31 Mart 2017 – 17:49Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 17:49

Istanbul, Mar 31 (DHA) – An Istanbul court on March 31 ordered the release of famous singer Atilla Taş and 20 others after being under arrest over alleged links to the Gülen movement, widely believed to have orchestrated the July 2016 coup attempt. �
Istanbul prosecutors on Jan. 18 demanded up to 10 years in prison for 28 suspects, including Taş, over alleged links to the Fethullahist Terror Organization (FETÖ).
The suspects, 25 of whom were under arrest, faced prison terms of up to 10 years on charges of being members of an armed organization.
Taş, who first rose to prominence in Turkey as a singer, was writing columns for the daily Meydan newspaper, which was shut down as part of the probe into the Gülen network after the attempted takeover. He became more popular on social media with his active role in the summer 2013 anti-government Gezi Park protests.
The indictment stated that dozens of Taş’s tweets posted on Twitter from 2011 to 2016 were examined as part of the probe.
Kaynak: Hürriyet

18FETÖ davasında gizli tanık ‘Tuna’dan şok iddialar

DHA
31 Mart 2017 – 17:42Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 17:42

Mustafa KOZAK / ANTALYA, (DHA) – ANTALYA’da FETÖ/PDY ile irtibatlı olduğu iddia edilen eğitim kurumlarıyla ilgili 3 sanıklı davanın gizli tanığı Tuna, FETÖ sohbetlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a beddualarla başladığını iddia etti. Tuna, sohbetlerde ‘tılsımlı olduğu’, ‘Sizi hipnotize edebilir’ denilerek Erdoğan’ın konuşmalarının dinlettirilmediğini kaydetti.
Antalya’da FETÖ ile irtibatlı olduğu iddia edilen eğitim kurumlarının ortaklarına yönelik soruşturma kapsamında haklarında terör örgütü üyeliğinden 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılan Musa K., Recep B. ve Sadullah T.’nin yargılanmasına devam edildi. İlk duruşmada Recep B. ile Sadullah T.’nin tahliye edildiği davanın ikinci duruşmasında gizli tanık ‘Tuna’, SEGBİS üzerinden ifade verdi. Sesi değiştirilip görüntüsü mozaiklenerek ifadesi alınan ‘Tuna’, 3 sanığı da tanımadığını söyledi. İfadesinde Antalya’da FETÖ’nün eğitim yapılanmasıyla ilgili bilgiler veren gizli tanık Tuna, “Ben bu yapının içinde 10 yıl kadar kaldım. 17/25 Aralık sürecinden sonra uzaklaşmaya başladım. 2015 yılı sonbaharında ise çıktım. Bugüne kadar bu yapıyla ilgili 100 sayfanın üzerinde ifade verdim. Ben değişik illerde bu yapıya ait kurumlarda çalıştım” dedi.
ÖRGÜTÜN AMACI
Örgütün amacı hakkında da bilgi veren gizli tanık Tuna şunları söyledi:
“Bu örgütün amacı belli bir olgunluğa eriştikten sonra Türkiye’yi cemaatin istediği şekilde yönetmekti. Türkiye’ye şeriatı getirmek istiyorlardı. Vazifeli kişiler dışında dışardan birinin, kolejin ya da dershanenin muhasebesine oturması mümkün değildir. Çünkü orada mahrem bilgiler vardır. Mahrem bilgiden kastım gizli bilgilerdir. Dershanedeki öğrencilerin bilgileri Kaynak Holding aracılığıyla yurtdışına aktarılıyordu. Bu bir programla gerçekleşiyordu. Hatta bunun için 1 milyon dolar harcandığını duymuştum.” dedi.
GAZETEDEKİ İLAN
Darbe girişiminin olduğu tarihte kendisi örgüt içinde olmadığı için darbeden kimlerin haberdar olduğunu bilmediğini kaydeden gizli tanık Tuna şöyle devam etti:
“Fakat örgüt sosyal ağı, sosyal medyayı çok hızlı kullanır. Örgüttekiler darbenin zamanını bilmiyorlardı. Ancak birçok kişi seziyordu. Zaman Gazetesi’nin sirenli reklamı kesinlikle darbeyi ima ediyordu. Örgütün büyük ağabeyleri ve imamları darbenin kansız yapılmasını istiyorlardı. Fakat bu yapılamayınca darbeye bu şekilde teşebbüs edildi. 2008, 2009, 2011 yıllarında da darbeyle ilgili konuşmalar oluyordu.”
‘ÖRGÜTÜN PLANLARI BİTMEMİŞTİR’
Sohbet toplantılarının devlet büyüklerine beddualarla başladığını belirten gizli tanık Tuna şunları anlattı:
“Sohbetlerde Recep Tayyip Erdoğan’ın idam edileceği konuşuluyordu. Bu örgütün planları bence bitmemiştir. Tüm gücünü kullanmamıştır. Deşifre olmamışlardır. Recep Tayyip Erdoğan için ‘tılsımlı’ deniyordu. ‘Sözlerinde tılsım var’ deniyordu. Bu yüzden konuşmaları dinlettirilmiyordu. ATV televizyonu seyrettirilmiyordu. Sabah gazetesinin okunması istenmiyor, aldırmıyorlardı. ‘Recep Tayyip Erdoğan sizi hipnotize edebilir. Tılsımlanmayın, hain olmayın’ deniyordu.”
Gizli tanık Tuna’nın, FETÖ ile irtibatlı okullar arasında saydığı Toros Koleji’nin ortaklarından tutuklu sanık Musa K. ise iddiaları kabul etmedi. Toros Okulları’nın Antalya’da işadamlarının kurmuş olduğu bir okul olduğunu belirten Musa K., gizli tanığın senaryo ürettiğini iddia etti. Musa K.’nın avukatı Rıdvan Yıldız da bu okulun yöneticilerinin başka ülkelere kaçtığını, müvekkilinin ise saflığından yararlanılarak kullanıldığını söyledi.
Davanın tek tutuklu sanığı Musa K.’nın 100 bin lira kefaletle tahliyesine karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
Kaynak: Hürriyet

17Antalya’da FETÖ’den toplam 1526 kişi tutuklandı

DHA
31 Mart 2017 – 17:41Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 17:41

ANTALYA, (DHA) – ANTALYA’da, 15 Temmuz’daki darbe girişminin ardından başlatılan FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında toplam 1526 kişi tutuklandı.
Antalya Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, 15 Temmuz’da FETÖ/PDY’nin darbe girişimi nedeniyle Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘anayasayı ihlal’, ‘cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya TBMM’nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’, ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs’, ‘halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı silahlı isyana tahrik’ suçlarından başlatılan soruşturmaların devam ettiği belirtildi.
Bu kapsamda 20 kişinin gözaltında, 1526 kişinin tutuklandığı belirtilen açıklamada, “Toplam adli işlem sayısı 4 bin 84’tür” denildi.
Kaynak: Hürriyet

16İşte Prof. Dr. Halit Canatan’ı görevden aldıran fotoğraf

DHA
31 Mart 2017 – 17:26Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 17:26

Cafer ZENGİN/KAYSERİ, (DHA) – ERCİYES Üniversitesi’nden geçen eylül ayında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile açığa alınan Prof. Dr. Prof. Dr. Halit Canatan, bu işlemin Fethullah Gülen ile çekilen bir fotoğraftaki benzerliği nedeniyle alındığı ortaya çıkınca görevine döndü.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından geçen ağustos ayında Erciyes Üniversitesi’nde başlatılan FETÖ soruşturmaları kapsamında Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Halit Canatan gözaltına alındı. Sorgusunun ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Prof. Dr. Canatan, daha sonra KHK ile açığa alındı.
İki gün önce Resmi Gazete’de yayımlanan KHK ile görevine iade edilen Prof. Dr. Halit Canatan’ın eylül ayında görevden alınmasına terör örgütü FETÖ lideri Fethullah Gülen ile ABD’de çekilen ve örgütün halen firarda olan ‘Kayseri imamı’ Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan’ın da yer aldığı bir fotoğraftaki benzerliğinin neden olduğu ortaya çıktı.
Bu fotoğraftaki kişiye çok benzeyen Prof. Dr. Halit Canatan’ın, yapılan bu yöndeki bir ihbar üzerine FETÖ ile bağlantısının olup olmadığının araştırıldığı, ancak fotoğraftaki kişinin Prof. Dr. Canatan olmadığı anlaşılınca görevine iade edildiği belirtildi.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Prof. Dr. Canatan, düzenlenen ‘Demokrasi Mitinglerine’ yönelik olarak paylaştığı fotoğrafların altına ”Zaman devlete, millete, demokrasiye sahip çıkma zamanıdır. 16 Temmuz 2016 Kayseri. Allah devlete, millete zeval vermesin” ifadelerine yer vermişti.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

15Atilla Taş’ın da aralarında bulunduğu 21 sanığa tahliye (2)

DHA
31 Mart 2017 – 17:13Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 17:13

Ümit TÜRK/İSTANBUL,(DHA) Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün medya yapılanmasına yönelik davada mahkeme, aralarında Atilla Taş’ın da bulunduğu 21 kişinin tahliyesine karar verdi.

İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Atilla Taş, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız’ın tahliyesine karar verdi.

Mahkeme tahliye kararında, “Suç vasfının ileride sanıklar lehine değişme ihtimali, sabit ikametgah sahibi olmalarını” gerekçe gösterdi. Kararda tahliye olan sanıklar hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verdi.

Mahkeme diğer tutuklu sanıklar Davut Aydın, Emre Soncan, Mutlu Çölgeçen, Ufuk Şanlı ve Ünal Tanık’ın ise tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme, bu sanıkların üzerine atılı suçları işledikleri yönünde somut delillerin bulunduğunu, tutuklama tedbirinin bu aşamada işin önemi ve ön görülen ceza sürelerinin dikkate alınarak tutukluluk hallerinin ölçülü olacağı kanaatine vardığını belirtti.
SAVCI 13 SANIĞIN TAHLİYESİNİ TALEP ETMİŞTİ

Duruşma savcısı, sanıklar Atilla Taş, Murat Aksoy, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Yakup Çetin, Abdullah Kılıç, Seyit Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Hüseyin Aydın, Ali Akkuş, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Oğuz Usluer ve Yetkin Yıldız’ın tutuklulukta geçirdikleri sürenin dikate alınarak tahliyelerine karar verilmesini talep etmişti. Savcı diğer sanıkların ise atılı suçu işlediklerine yönelik kuvvetli suç şüphesini gösterir delillerin bulunduğu gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etmişti.
İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından hazırlanan iddianamede, örgütün sosyal medyadaki propaganda aracı olan “fuatavni” adlı hesabının kurucusu olduğu tespit edilen ve firari olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Said Sefa hakkında “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “silahlı terör örgütü yönetmek” suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Diğer sanıklar hakkında ise “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Kaynak: Hürriyet

14Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’dan ‘bağımsızlık referandumu’ açıklaması: Yanlış bir adım olacağını düşünüyoruz

DHA
31 Mart 2017 – 17:00Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 17:00

Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) – CUMHURBAŞKANLIĞI Sözcüsü İbrahim Kalın, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani’nin bağımsızlığı referanduma götüreceği yönündeki açıklamasına ilişkin “Biz, bunun yanlış bir adım olacağını düşünüyoruz. Hele ki güvenlik risklerinin bu kadar had safhada olduğu bir dönemde, böyle bir konunun gündeme getirilmesini doğru bulmuyoruz. Irak’ın etnik ve mezhebi kimlikler etrafında bölünmesi gibi bir adımın atılması, sadece Irak ile sınırlı kalmaz. Bunun faturasını herkes öder” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, basın mensuplarına açıklamalarda bulunarak, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin yürütülen kampanya sürecini değerlendiren Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘hayır’ çadıra yaptığı ziyarete değindi. İbrahim Kalın, “Samsun ziyareti öncesi, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bir ‘evet’ ve ‘hayır’ çadırlarını ziyareti vardı. İki çadırda da vatandaşlarımızla bir araya geldiler. Sohbet ettiler. Aslında bu da çok güzel, demokratik bir jest oldu. Belki ‘hayır’ çadırında bulunan vatandaşlarımız böyle bir ziyareti beklemiyorlardır. Hem güzel bir görüş alışverişine vesile oldu hem de bu kampanyanın ister ‘evet’ kanadında ister ‘hayır’ kanadında olun demokratik kurallar çerçevesinde bir müzakereci demokrasinin gerektirdiği ilkeler çerçevesinde yapılabileceğini göstermesi açısından bir cumhurbaşkanı olarak çok güzel bir demokrasi örneği sergilemiş oldu” diye konuştu.

“AÇIKÇA TARAF OLARAK ‘HAYIR’ KAMPANYASINI DESTEKLEDİLER”

Hollanda ile yaşanan diplomatik kriz üzerinden bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye’deki ‘hayır’ kampanyasına açıkça taraf olduğunu dile getiren Kalın, “Avrupalılar zaman zaman bize Türkiye’nin iç meselelerini Avrupa ülkelerine taşımayın, gibi eleştiriler dile getiriyor. Fakat kendileri özellikle bu halk oylamasında açıkça taraf olarak yani ‘hayır’ kampanyasını desteklemek suretiyle aslında Türkiye’deki bir konuya taraf olmaktalar. Dolayısıyla bu meseleyi Avrupa gündemine taşıyan Türkiye değil, oradaki Avrupalı siyasilerin tercihleridir” dedi.

‘FETÖ’ AÇIKLAMASI: YURT DIŞINDA KUMPASLARIN İÇERİSİNDE OLDUĞUNU BİLİYORUZ

FETÖ ile mücadelenin yoğun olarak devam ettiğini vurgulayan Kalın, “15 Temmuz darbesi püskürtüldü ve bu yapı, Türkiye’de çökertildiği halde bunların özellikle yurt dışında ne tür kumpasların ve karalama kampanyalarının içerisinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye içerisinde imkan ve kabiliyetleri tükenen bu ihanet şebekesi, şimdi elindeki imkanları yurt dışında harekete geçirmek suretiyle Türkiye’ye karşı birtakım kampanyalar yapmaya çalışıyor. Biz dünyanın neresinde olursa olsun, bu ihanet şebekesine karşı mücadelemizi her platformda devam ettireceğiz” açıklamasında bulundu.

‘FIRAT KALKANI’ AÇIKLAMASI: ‘YPG, PYD EN ETKİLİ TEK GÜÇTÜR’ EFSANESİ ÇÖKTÜ

Suriye’de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı’nın 29 Mart günü sona erdiğini belirten Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şöyle konuştu: “Türkiye’nin özellikle Suriye sınırında, terörden arındırılmış güvenli bir bölge oluşturulması amacıyla başlattığımız bir harekattı. 29 Mart 2017 tarihi itibariyle de bu operasyonun başarıya ulaştığını ifade edebilirim. Türkiye, Cerablus’tan El Bab bölgesine kadar olan yaklaşık 2 bin 100 kilometrekarelik alanı DEAŞ terör örgütünden ve diğer terör unsurlarından tamamen temizlemiş oldu. DEAŞ ile mücadelede ‘YPG, PYD en etkili tek güçtür’ efsanesi çöktü. Şu anda güvenlik operasyonlarından sonra da orada yoğun bir yeniden yapılandırma faaliyeti devam ediyor. Fiilen bu bölgedeki güvenlik tedbirlerimiz en düzeyde devam etmektedir”

İSRAİL’E TEPKİ: KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL

İsrail’deki ezan yasağı ile yeni yerleşim kararlarını eleştiren Kalın, şunları söyledi: “Hoparlörle ezanın yasaklanması sürecinin devam ettiğini görüyoruz. Bu konudaki endişelerimizi diplomatik kanallarla ifade ettik. Böyle bir uygulama yapılması halinde bu, kutsal topraklarda ezanın yasaklanması anlamına gelecektir ki bunun kabul edilmesi hangi gerekçeyle olursa olsun hiçbir şekilde mümkün değildir. Kabul edilemez bir durumdur. Umarız İsrail, bu hatasından en kısa sürede vazgeçer. Bu yasağın gece sessizliği ya da huzuruyla ilgisi, alakası yok. Bir diğer önemli konu da Batı Şeria’da yeni yerleşimci bölgelerinin onaylanmış olması. Biz bunu da iki devletli çözüm sürecine vurulmuş bir balta olarak görüyoruz. İsrail yönetimine bu uygulamalarından bir an önce vazgeçmesi çağrısında bulunuyoruz”

“GÜVENLİK RİSKLERİ DEVAM ETTİĞİ SÜRECE TÜRKİYE, HAZIR VE NAZIR OLACAK”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Fırat Kalkanı operasyonundan sonra bölgede nasıl bir planlama yapılacağı sorulan Kalın, “Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde buradaki terör sorununun çözülmesiydi amaç. Hedef, aynıdır. Bu güvenlik konusu aynı ehemmiyetle bizim içinde Suriyeliler için de devam etmektedir. Bundan sonra alınacak tedbirler, uygulanacak yeni bir harekat veya benzeri bir adım planlanır. Bununla ilgili açıklamayı TSK yapar. Sahada mücadele ve çalışma devam ediyor. Burada bizim nihai hedefimiz Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde Suriyelilerin ve sınır bölgelerinde yaşayan insanlarımızın terör belasından kurtulmasıdır. DEAŞ ile mücadele kapsamında bu harekat başarıyla tamamlandı; ama güvenlik riskleri devam ettiği sürece Türkiye, her zaman hazır ve nazır olarak gerekli adımları bundan sonra da atacaktır” diye yanıt verdi.

‘BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU’ AÇIKLAMASI: FATURASINI HERKES ÖDER

IKBY Başkanı Mesud Barzani’nin bağımsızlığı referanduma götüreceğini açıklaması üzerinden, Türkiye’nin önüne bu konunun getirilmesi halinde verilecek cevabın ne olacağı sorulan Kalın, şunları kaydetti: “Biz bağımsızlık referandumu meselesini daha önce Kürt Bölgesel Yönetimi yetkilileriyle çeşitli vesilelerle konuştuk. Biz bunun yanlış bir adım olacağını düşünüyoruz. Hele ki şu konjonktürde, güvenlik risklerinin bu kadar had safhada olduğu bir dönemde böyle bir konunun gündeme getirilmesini doğru bulmuyoruz. Ayrıca Irak’ın etnik ve mezhebi kimlikler etrafında bölünmesi gibi bir adımın atılması sadece Irak ile sınırlı kalmaz. Başka bölgelere de yayılır. Bunun faturasını herkes öder. Umarız bu konuda daha soğukkanlı daha yapıcı daha rasyonel bir değerlendirme içerisine girerler. Kerkük’te de bir bayrak çekilmesi meselesi oldu. Biz bunun da yanlış olduğunu ifade ediyoruz. Bunu ilgili makamlara da ilettik. Bu, başka bölgelerde etnik temelli veya başka gerekçelerle yeni gerginlik alanlarının doğmasına neden olur. Bizim beklentimiz oradaki yetkililerin bu uygulamadan bir an önce vazgeçmeleridir”

“REJİM SORUNUNU YOK SAYMAK, AKAN KANIN DEVAM ETMESİ ANLAMINA GELİR”

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Türkiye ziyaretinde, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın gitmesi konusunda Suriye halkının karar vermesi gerektiği yönündeki açıklamasıyla ABD’nin Birleşmiş Milletler’deki (BM) temsilcisinin ‘Esad’ın gitmesi önceliğimiz değil’ açıklaması sorulan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları söyledi: “Biz baştan beri siyasi bir çözümle bu savaşın sonlandırılabileceğini ifade ettik; fakat saha o kadar değişti, sahaya o kadar farklı aktörler girdi ki bu süreç içerisinde yüz binlerce insan, bütün insanlığın gözünün önünde bir katil devlet tarafından adeta yok edildi. Bu gerçeği göz ardı ederek, siyasi çözüm arayışında bulunmak mümkün değil. Biz baştan beri DEAŞ’ın ve Esed rejiminin bu savaşın iki canavarı olduğunu ve bunların birbirini beslediğini ifade ettik. DEAŞ ile mücadeleyi öne çıkarıp, rejim sorununu yok saymak, açıkçası Suriye sahasındaki bu akan kanın daha uzun süre devam etmesi anlamına gelir. Biz bunun önlenmesi için her türlü yapıcı girişimin içerisinde olacağımızı ifade etmek isterim”

‘HOLLANDA’ AÇIKLAMASI: ONLAR ADIM ATTIĞI ZAMAN TÜRKİYE DE YAPICI ADIMLAR ATAR

Türkiye ve Hollanda ilişkileri üzerinden Hollanda’ya yeni yaptırımların uygulanıp uygulanmayacağı sorulan Kalın, “Bizim beklentimiz Hollanda makamlarının bu konuda sorumluluk alarak, yapıcı adımlar atmaları. Bizim Hollanda ile 400 yıllık bir ilişkimiz var. Bu tarihi derinliği ortadan kaldıracak bir tutum içerisinde olmamalarını bekliyoruz. Onların da bir seçimleri vardı, bitti. Fakat orada bile maalesef aşırı sağın, ırkçı hareketlerin ne kadar güç kazandığını gördük. Umarız şu anda hükümeti kuracak yetkililer, bunlardan ders alarak, gerekli yapıcı adımları atarlar. Onlar adım attığı zaman Türkiye de yapıcı adımlar atar” diye yanıt verdi.

“BİZE İKNA EDİCİ, SOMUT BİR KARŞI ARGÜMAN GETİREBİLMİŞ DEĞİLLER”

ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın Türkiye ziyaretinin ardından FETÖ’nün iadesi ve PYG konularında kısa vadede somut adımların beklenip beklenmediği sorulan Kalın, şöyle yanıtladı: “Trump yönetiminin de uzun süredir müzakereler yaptığını biliyoruz. Bizim onların önüne koyduğumuz çok somut bir plan var. Rakka operasyonu ve DEAŞ’a karşı yürütülecek diğer terör karşıtı operasyonları biz Hür Suriye Ordusu ve diğer kuvvetlerin desteğiyle bunu koalisyon şemsiyesi altında rahatlıkla yapabiliriz. Buna karşı bize ikna edici, somut bir karşı argüman getirebilmiş değiller. Bunun dışında uygulanacak her plan yani YPG-PYD ile bir araya gelen gruplarla yürütülecek her operasyonu orta ve uzun vadede Suriye’nin toprak bütünlüğü, Türkiye ile ilişkileri açısından çok ciddi sonuçları olur. Biz ısrarla bu konuyu dikkate almaları gerektiğini ve hareket hatlarını buna göre planlamaları gerektiğini yine ifade ettik. ABD Bakanı, bunları dinledi, not aldı. Tahminim bunları alıp, götürüp, ilgili mercilerde değerlendirecekler. Bizim beklentimiz Türkiye’nin bu hassasiyetleri çerçevesinde bir eylem planının hayata geçirilmesi”

“TÜRK-AMERİKAN İLİŞKİLERİNDE İKİ TEMEL İHTİLAF KONUMUZ VAR”

İbrahim Kalın, “Türk-Amerikan ilişkilerinde bugün iki temel ihtilaf konumuz var. Birisi FETÖ’dür diğeri PYD-YPG’ye verilen destek meselesidir. Bölge barışı, ikili ilişkiler, enerjiden ekonomiye her alanda Türk-Amerikan ilişkisi önemlidir. Bunun daha ileri noktalara taşınabilmesi için bu iki sorunun ortadan kaldırılması gerekiyor. Bunu yapacak imkan ve kabiliyetlere sahip olduğumuzu düşünüyoruz” dedi.

‘ADİL ÖKSÜZ’ AÇIKLAMASI: YAPILAN AÇIKLAMAYI ÇOK TATMİNKAR BULMADIK

FETÖ’nün Türk Silahları Kuvvetleri (TSK) imamı olduğu iddia edilen, firari Adil Öksüz’ün ABD Başkonsolosluğu tarafından darbe girişiminden 6 gün sonra aranmasını ve konuya ilişkin ABD Büyükelçiliği’nden yapılan ‘Vize iptali için aradık’ açıklamasını da değerlendiren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şöyle konuştu: “Adil Öksüz’ün ABD İstanbul Başkonsolosluğu tarafından telefonla aranması birçok soru işaretini beraberinde getirdi. Dün Adalet Bakanımız da ifade ettiler. İçinizde ABD’ye gidip, gelenler, vize alanlar vardır. Vizesi iptal edildiği için acaba herkes arınıyor mu başkonsolosluklar tarafından? Bu kişinin aranan bir isim olduğu bilindiği halde böyle bir telefon aramasının olmasını nasıl izah ediyorlar? Yapılan açıklamayı biz çok tatminkar bulmadık. Bunun detaylarını herhalde biraz daha ortaya koymaları gerekir diye düşünüyoruz. FETÖ’nün Amerika’daki faaliyetlerini hala bu kadara rahat bir şekilde yürütüyor olması, FETÖ elebaşına dönük herhangi bir adımın atılmamış olması kamuoyunda demek ki Amerika bu örgüte, bu örgütün mensuplarına bir şekilde kalkan oluyor, destek oluyor, göz yumuyor algısını oluşturdu ve güçlendirdi. Bu telefon aramasını da bu fotoğraf içerisinde değerlendirmek gerekiyor. Umarız bu konuda daha tatminkar bir açıklama yaparlar”
Kaynak: Hürriyet

13Tutuklu Hava Harp Okulu öğrencilerinin aileleri eylem yaptı

DHA
31 Mart 2017 – 16:43Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 16:43

Hayati KILIÇ/İSTANBUL,(DHA) 15 Temmuz darbe girişiminin Silivri Cezaevi’nde tutuklu sanıkları, Hava Harp Okulu öğrencilerinin aileleri, çocuklarının serbest bırakılması, tutuksuz yargılanması ve eğitim haklarının geri verilmesi için Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın önünde eylem yaptı.

Tutuklu yakınlarından oluşan yaklaşık 200 kişilik grup “Savcı uyuma öğrencine sahip çık”, “Geç gelen adalet adalet değildir”, “Devlet uyuma askerine sahip çık”, “masumlar içeride adalet nerede” şeklinde slogan attı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okuyan grup basın açıklaması yaptı.

 

 

“ŞEHİT SAVCIYI RAHMETLE ANIYORUZ”

Tutuklu askeri öğrencilerin aileleri adına bir basın bildirisi okundu. Bildiride “15 temmuz 2016 günü ülkemizde FETÖ üyesi bir grup tarafından aziz Türk milleti’ne karşı gerçekleştirilen menfur darbe girişimini nefretle kınıyor, şehitlerimizi ve gazilerimizi minnetle yâd ediyoruz. bununla birlikte iki sene önce bugün alçakca şehit edilen Cumhuriyet savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı ölüm yıldönümünde rahmetle anıyor ve bu vesileyle bütün terör örgütlerini şiddetle kınıyoruz. Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan her zaman zaferlere beraber medeniyet nurları taşıyan Türk ordusunun 15 temmuz gecesi yaşanan vahim darbe girişimine alet olmuş olması bizi derinden yaralamıştır” denildi.

“BİZİM EVLATLARIMIZ MASUMDUR”

Yapılan basın açıklamasında “Bugün burada bulunmamızın sebebi; tatbikat, terör saldırısını engellemek gibi bahanelerle 15 temmuz gecesi gerçekleştirilen hain darbe kalkışmasına kendi iradeleri dışında alet edilmiş olan ve ateşe atılmak suretiyle o hain gecede kullanılmış olan 263 hava harp okulu öğrencisini ve 47 kara astsubay meslek yüksekokulu öğrencisini anmak, 9 aydan beri henüz hazırlanmamış olan iddianamelerin yarattığı travmaya dikkat çekmek ve evlatlarımızın aylardır çektikleri büyük mağduriyeti kamuoyuna duyurmaktır. Bizim evlatlarımız masumdur ve kandırılarak ateşin içine atılmışlardır. Fakat gelin görün ki devletin atamış olduğu komutanlar tarafından 15 temmuz darbe girişimine alet edilmiş, 1’inci dereceden FETÖ mağduru olmuşlardır. Omzunda rütbesi ile gökkubbe altında çelikten kanatlarıyla bizleri koruyacak masum evlatlarımız, 9 aydır demir parmaklıkların ardında adalet güneşinin doğmasını büyük bir ümitle beklemektedir. Masumiyeti siyasi makamlarca defalarca dile getirilen, adli makamlarca defaten onaylanan 263 hava harp okulu öğrencisi evladımız masumiyet karinesine aykırı olarak, haklarında herhangi bir suç unsuru bulunmadığı halde, 9 aydır Silivri ve Bakırköy cezaevlerinde tutulmaktadır. İddianamelerin yazılmasında sınır süreç olan 6 ay aşılmış hatta ve hatta 9 aylık bir zaman dilimi geçmiş yine de ortaya bir iddianame hazırlanmamıştır. Asıl suçlular dışarıda dolanırken, suçsuz evlatlarımızın tutuklu bulunması artık bir tedbir olmaktan çıkmış ve cezaya dönüşmüştür. Bugün Silivri ve Bakırköy cezaevlerinde tutuklu bulunan 263 hava harp okulu öğrencisi hala umutla ve derin bir bağla vatanımızı her şeyden çok sevdiklerini ifade ediyorlar. Sayın devlet büyüklerimiz daha yaşları 20,21 ve 22 olan bu masum gençlerin, evlatların sesine kulak verin ve 9 aydır süren bu zulme bir son verin ” denildi.

Çevrede güvenlik önlemi alan polisin müdahale etmediği kalabalık grup Hava Harp Okulu Marşını okuyarak sessizce dağıldı.

 

(FOTOĞRAF)

Kaynak: Hürriyet

12FETÖ/PDY davasında 2 ceza kesinleşti

DHA
31 Mart 2017 – 16:40Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 16:40

Osman Nuri BOYACI/DENİZLİ, (DHA) – DENİZLİ’de 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin FETÖ/PDY terör örgütüne üyelik ve yardım etmek suçundan 2 ayrı davadaki verdiği kararlara yapılan itirazlar Antalya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan reddedildi. Böylece kararlar kesinleşti.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturmalar kapsamında kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile görevinden uzaklaştırılan öğretmen C.A., Denizli 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘terör örgütüne bilerek yardım etmek’ suçlamasıyla yargılanıp, geçen 7 Şubat’ta 3 yıl 1 ay hapis cezasına mahkum edildi. Yine Denizli 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla yargılanan Denizli Ticaret İl Müdürlüğü’nde çalışan C.İ. de 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Öğretmenlikten atılan C.A. ile kamudan ihraç edilen C.İ., mahkemenin kararına itiraz etti. İki ayrı davada yargılanan sanıklardan C.A.’nın yaptığı itirazı değerlendiren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi, hükmün usul ve yasaya uygun olduğu yönünde karar vererek, itirazı esastan reddetti. Mahkemenin kararıyla C.A.’nın cezası kesinleşti.
Denizli Ticaret İl Müdürlüğü’ndeki görevinden ihraç edilen ve terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapse mahkum edilen C.İ.’nin yaptığı itiraz da Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi tarafından esastan reddedildi. Mahkeme kararında verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu kaydedildi. Ancak sanık C.İ., cezası 5 yıldan fazla olduğu için Yargıtay’a itiraz edebilecek.
Kaynak: Hürriyet

11CHP’li İnce: Beş vakit ezan okunuyorsa Atatürk sayesindedir

DHA
31 Mart 2017 – 16:35Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 16:35

Ayhan ACAR/BARTIN, (DHA) – CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, “Eğer bu ülkede, bayrağımız gönderdeyse, ezanımız günde 5 vakit özgürce okunuyorsa bu şehitlerimiz ve gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir” dedi.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, referandum çalışmaları kapsamında Bartın’da Cumhuriyet Meydanı’nda halka hitap etti. İnce, “Bu memlekette utanmazlık tavan yaptı. Geçen Balıkesir’de yazmışlar; göklerden gelen bir karar varmış. Açıkca şunu söylemek istiyor; Allah ‘evet’ deyin diyor. Öyle cahil ki bunlar, Allah’ın göklerde olduğunu zannediyor. Allah zamandan ve mekandan münezzehtir. Yerde değil, gökte değil her yerdedir, kalbindedir. Ey cahil. Bunlar mı Müslüman ? Afiş asmışlar utanmadan sıkılmadan, ‘Ezan için evet’ diyor. Hayır çıkarsa minarelerden klasik müzik mi dinleyeceğiz? Bu ne saçmalıktır. Eğer bu ülkede, bayrağımız gönderdeyse, ezanımız günde 5 vakit özgürce okunuyorsa bu şehitlerimiz ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir. Yazmışlar ‘Tek bayrak için evet’. Siz Barzani’nin bayrağını Ankara’ya dikmediniz mi? Bu ne yüzsüzlüktür, böyle. Hakan Şükür’ü bize yamamaya çalışıyorlar. Galatasaray Hakan Şükür’ü FETÖ’cü olduğu için almadı, futbolcu olduğu için aldı. Ama siz FETÖ’cü olduğu için milletvekili yaptınız” dedi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

10Bakan Özhaseki: Mevcut sistem kavga üretiyor

DHA
31 Mart 2017 – 16:26Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 16:26

Oktay ENSARİ- Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, (DHA)-ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri’nin Talas ilçesindeki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Mevcut sistem sürekli kavga üretiyor” dedi.
Talas Belediyesi’nin proje ve yatırım ile hizmet alımları nedeniyle yaptığı toplu açılış ve tanıtım toplantısına katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli dönüm noktaları olduğunu, 16 Nisan’da yapılacak referandumun sadece anayasa değişikliği olmadığına dikkati çekti. 1946’da çok partili sisteme geçilmesinin bu dönüm noktalarından biri olduğuna vurgu yapan Bakan Özhaseki, “Siyasi tarihimizde önemli olaylardan biri de 1994 yılında bizim misyonumuzla başlayan  ideolojik belediyecilikten, hizmet belediyeciliğine geçiştir. Allah’a hamd olsun, o tarihten itibaren hizmet belediyeciliği başladı ve kentlerin alt yapı, üst yapı, sosyal donatı, içme suyu, kanalizasyon gibi  hizmetlerle eli yüzü ortaya çıktı. Aslında bizim misyonumuz böyle başladı. Üçüncü dönüm noktası ile 2002 yılında başlayan Ak Parti dönemidir. 16 Nisan’da yapacağımız referandum ise, bu güne dek yapılan tüm seçimlerin anasıdır” diye konuştu.
Türk ordusunun sınır dışında ülkemize yönelen tehditlere karşı güvenliğimizi sağladığını belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘’40 yıldır hükümetlerin mücadele ettiği PKK terör örgütünü belediyelerden, ilçelerden, köylerden ve kırsal alandan söküp atıyoruz. Hatta yurt dışında da PKK’yı temizliyoruz. Güneydoğu’da ağababalarından emir alıp, çukur kazıp, paçavralarını yerleşim birimlerine bayrak diye çekmeye kalkanları, o açtıkları çukurlara gömdük.  İçimizdeki FETÖ belasına karşı kapıyı zor tuttuk. Hizmet eriyiz diye milletin çocuklarını aldılar. Kurban istediler, zekat topladılar. Kara oğlanları yurt dışında toplayıp, Türkçe şarkılar türküler söylettiler, hepimize hoş göründüler. İslam, Kuran ve sünnet üzerine kuruludur. Bunlar keramet deyip hocalarını uçurdular. Ona kalırsa serçeler de uçuyor. Bunlar para babaları ne dediyse onu yaptılar. Bu belaların üzerinden kimse gelemezdi. Şimdi FETÖ’den mağdur edebiyatı yaptılar. FETÖ’cüler değil, bu devlet ve bu millet mağdur oldu. Bunlar ülkemizin bağımsızlığına göz koydular. Devletten maaş alıp, devlete, millete ihanet ettiler. Şimdi devlet sizi istemeyince, mağdur edebiyatı yaptılar’’
Bakan Özhaseki daha sonra Talas belediyesi tarafından satın alınan iş makinelerini inceledi, eşi Neşe Özhaseki ile birlikte vatandaşlara etli bulgur pilavı dağıtımı yaptı.

Kaynak: Hürriyet

91 numaralı asker sanıktan şüpheli telefon görüşmeleri

Hürriyet Haber
31 Mart 2017 – 16:26Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 16:26

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü’ndeki olaylara ilişkin iddianamenin “1 numaralı” asker sanığı eski Yüksek Askeri Şura (YAŞ) Üyesi Akın Öztürk’ün, 13-16 Temmuz 2016 tarihlerinde şüphelilerden İsmail Keskin ile 14, Veysel Kavak ile 4 ve Hakan Karakuş ile bir kez telefonla görüştüğü ortaya çıktı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak mahkemeye gönderilen iddianamede, şüphelilerden Akın Öztürk’ün HTS analiz raporu da yer aldı.
Buna göre Öztürk, 13, 14, 15 ve 16 Temmuz’da şüphelilerden İsmail Keskin ile 14, Veysel Kavak ile 4 Hakan Karakuş ile bir kez telefonla görüştü.
Öztürk, aynı telefon numarasıyla, 2016 yılı Mayıs ayından darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz 2016 tarihine kadar şüphelilerden İsmail Keskin ile 25, Hakan Karakuş ile 11, Kemal Akçınar ile 6, Osman Nuri Gür ile 6, Veysel Kavak ile 4, Ahmet Özçetin ile 2, Uğur Buldu ile 2, Mustafa Azimetli ile 2, Hakan Evrim ile de bir kez telefon görüşmesi yaptı.

Akın Öztürk, darbe günü saat 17.43’te şüpheli İsmail Keskin’i aradı. Öztürk’ün telefonu, Ankara’nın Sincan ilçesindeki (ANKTAIKAMPUS2) baz istasyonundan hizmet aldı. Öztürk ile Keskin, aynı gün saat 17.44, 21.32, 21.40, 21.41, 21.58 ve 23.16’da karşılıklı birbirlerini aradılar. Akın Öztürk, saat 22.51 ve 22.52’de Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında darbe faaliyetlerini koordine ettiği öne sürülen eski Albay Veysel Kavak’ı aradı.

Öztürk’ün telefonu 23.16’ya kadar Sincan’daki (ANKTAIKAMPUS2) baz istasyonundan hizmet aldı. Şüpheli Akın Öztürk, 16 Temmuz 2016 günü saat 18.36’da şüpheli İsmail Keskin’i son kez aradı. Öztürk’ün telefonunun Çankaya Devlet Mahallesi Merasim Sokak’taki (ANKBANDO) baz istasyonundan hizmet aldığı belirlendi.

YURT DIŞIYLA GÖRÜŞMELER

Raporda Öztürk’ün yurt dışı görüşmelerine de yer verildi. Buna göre, Akın Öztürk, 13 Haziran 2016’da İngiltere, 25 Haziran 2016’da İrlanda, 25 Haziran 2016’da İtalya, 2 Temmuz 2016’da Kuzey Kore, 5 Temmuz 2016’da Belçika ve Azerbaycan, 6 Temmuz 2016’da Belçika, 6 ve 7 Temmuz 2016’da Almanya ve 8 Temmuz 2016’da Belçika’da kullanılan hatlarla çeşitli defalar görüştü veya mesajlaştı.

İddianamede yer alan MASAK raporunda ise Akın Öztürk’ün 17 ve 27 Temmuz tarihleri arasında eşi Tülay Öztürk adına Türkiye Vakıflar Bankasında bulunan hesabına 86 bin 501 dolar transfer ettiği, bu paranın Tülay Öztürk tarafından çekilmek istendiği belirlendi. Öztürk’ün damadı Hakan Karakuş’un da banka hesabını kapatarak parasını nakit çektiği tespit edildi.

İddianamede yer alan, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının raporuna göre de Akın Öztürk’ün kardeşi Aydın Öztürk’ün 667 sayılı KHK ile kapatılan kurumların bağlı olduğu şirketlerde SGK kaydının bulunduğu belirlendi.
Kaynak: Hürriyet

8Tekirdağ merkezli FETÖ operasyonunda 50 askere gözaltı

DHA
31 Mart 2017 – 15:56Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 15:56

Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,(DHA)- TEKİRDAĞ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturmasıı kapsamında, 9’u ‘asker abisi’ 90 asker hakkında verilen gözaltı kararı sonrası, 15 ilde eş zamanlı yapılan operasyonlarda 50 şüpheli gözaltına alındı.
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 9’u ‘asker abisi’, çeşitli rütbelerde 90 asker hakkında yakalama kararı verildi. Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele şubesi tarafından 15 ilde eş zamanlı yapılan operasyonlar da şu ana kadar 50 şüpheli gözaltına alındı.
Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklama, “Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütün asker yapılanmasında yer aldığı tespit edilen ve sürdürülen soruşturmalarda, daha önce elde edilen beyanlar ve bulgular doğrultusun da, yapılan çalışmalar sonucu, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince düzenlenen Tekirdağ merkezli 15 ili kapsayan operasyonlar da şu ana kadar 50 kişi gözaltına alındı. Diğer şüphelilerin yakalanması ve gözaltı çalışmalarının devam ettiği bildirildi” denildi.
Kaynak: Hürriyet

7Barzani’nin referandum çıkışına Türkiye’den yanıt

Hürriyet Haber
31 Mart 2017 – 15:51Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 19:20

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’dan satır başları şöyle…

FIRAT KALKANI HAREKATI

Başından beri Fırat Kalkanı Harekatı’nın gerekçesi de buradaki terör sorununun çözülmesiydi. Biz bu nedenle harekatı başlattık. Bu güvenlik konusu bizim için de Suriyeliler için de devam etmektedir. Bundan sonra uygulanacak yeni bir harekat veya benzeri bir adım, tabi ki planlanır. Bununla ilgili açıklamayı TSK yapar. Zaten sahada şu anda mücadele ve çalışma devam ediyor. Yeniden inşa etme ve güvenlikle ilgili tedbirlerin devam ettirilmesi anlamında. Konuyla ilgili askeri operasyonlar netleştiğinde gerekli makamlar tarafından açıklama yapılır.

 

Barzani’den bağımsızlık referandumu çıkışı

BARZANİ’NİN BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU ÇIKIŞI

Biz bu konuyu daha önce Kürt Bölgesel Yönetimiyle konuştuk. Biz bunun yanlış adım olacağını düşünüyoruz. Hem DEAŞ ile mücadele hem PKK ile mücadele bağlamında, güvenlik risklerinin hat safhada olduğu bir döneme bunun gündeme getirilmesini doğru bulmuyoruz. Ayrıca Irak’ın parçalanması adımı başka bölgelere de yayılır, bunun bedelini de herkes öder. Aynı şekilde Dışişleri Bakanlığımız da açıklama yaptı. Kerkük’te bir bayrak çekilme meselesi oldu, bunun da yanlış olduğunu ifade ediyoruz.

Tek çözüm Bağdat’la dostane ve anlaşmalı boşanma

ABD’NİN ESAD AÇIKLAMALARI

Suriye konusunda, ABD Dışişleri Bakanı’nın ziyaretiyle ilgili bilgilendirme yapayım. FETÖ’nün iadesi ve bu örgüt mensuplarının Amerika’daki faaliyetlerinin önlenmesi konusunu ele aldık. FETÖ konusunu gündeme getirdiğimizde ‘bunun hukuki süreç olduğunu, yargı bağımsızlığı diyorlar. Biz de size belge verdik bunların gereğinin yapılması gerektiğini hatırlatıyoruz’ dedik. Bu mesajı alıp götüreceğini düşünüyoruz.

FETÖ terör örgütü ele başının hem iadesi hem diğer faaliyetleriyle ilgili Amerika’nın yapabileceği şeyler var, adımlar var. Nitekim FBI’ın FETÖ’nün okullarıyla ilgili soruşturma yürüttüğünü biliyoruz ama biz bunu yeterli görmüyoruz. Türkiye’ye dönük yaptıkları kriminal faaliyetlerle ilgili atılması gereken adımlar var.

ADİL ÖKSÜZ’ÜN ABD’NİN İSTANBUL BAŞKONSOLOSLUĞU’NCA TELEFONLA ARANMASI

Bu kişinin aranan bir isim olduğu bilindiği halde, ismi geçtiği halde, çünkü yaklaşık bir hafta sonra, altı gün sonra aranıyor bu kişi, bütün bunlar olup biterken, böyle bir telefonla aramanın olmasını nasıl izah ediyorlar? Yani yapılan açıklamayı biz çok tatminkar bulmadık. Bunun herhalde detaylarını biraz daha ortaya koymaları gerekir diye düşünüyoruz.

İSRAİL’İN EZAN YASAĞI TASARISI

Bu aynı zamanda İsrail topraklarında yaşayan Filistinliler, Müslümanlar, diğer Araplar için de kabul edilemez bir durumdur. Umarız İsrail bu hatasından en kısa sürede vazgeçer. Bu yasağın gece sessizliği ya da huzuruyla alakası yok. Ezan-ı Muhammedi dünyanın hiçbir yerinde hiç kimseyi rahatsız etmez. Bu yasa tasarısını getirenler de bundan rahatsız olmasınlar. Çünkü Ezan-ı Muhammedi barışa, selama, huzura davettir. Umarız bu hatalarından en kısa sürede dönerler.
Kaynak: Hürriyet

6Bu fotoğraf ABD’den gelen belgede çıktı

AA
31 Mart 2017 – 15:47Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 15:53

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında, Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin, mahkemeye gönderilen iddianamede, Öksüz ve Batmaz’ın ABD’ye girişleri sırasında havaalanında çekilen fotoğrafları da yer aldı.

İddianamede, 11 Temmuz 2016 tarihli fotoğrafların Öksüz ve Batmaz’ın örgütün elebaşı Fetullah Gülen’e darbe planını onaylatmak için gittikleri ABD’nin New York eyaletindeki havaalanında çekildiği, vesikalık fotoğrafların ABD’li makamlarca gönderilen yazıda yer aldığı belirtildi.

İşte darbe girişimi yöneten siviller!

Adil Öksüz’le ilgili flaş detaylar…

Kaynak: Hürriyet

5Bakan Ağbal: Şimdi tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz (3)

DHA
31 Mart 2017 – 15:39Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 15:39

İŞÇİLERLE BULUŞTU
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Gaziantep’te, Mustafa Topçuoğlu Camisi’nde cuma namazı kıldıktan sonra Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir fabrikada işçilerle öğle yemeği yedi. İşçilerle sohbet edip fabrikayı gezen Bakan Ağbal, burada yaptığı konuşmada Türkiye’nin gelişmesinde sanayicilerin ve işçilerin önemli katkısı olduğunu belirterek, şöyle dedi:
“Ben Bayburtluyum, orada Avrupa Birliği fonuyla 1 tane fabrika var. Ama burada nereye bakarsam gelişmiş fabrikalar var. Burada 150 bin insan ekmek yiyor. 150 bin insan demek, 150 bin aile demek. Ama bugün burada bütün bu fabrikalar ayakta ve işlek tıkır tıkır yürüyorsa, burada siz işçi kardeşlerimizin de büyük emeği var. Allah hepinizden razı olsun. Yatırımcı işçi hepimiz el ele verip inşallah Türkiye’yi hep birlikte kalkındıracağız. Gerçekten son 14 yılda bize verdiğiniz destek sayesinde Gaziantep’teki uçuş gibi Türkiye de uçuşa geçti. Bizim bugün bu geldiğimiz nokta yeterli değil. Daha iyisini arzuluyoruz. İnşallah 16 Nisan’da Gaziantep’te güçlü bir şekilde ‘evet verecek miyiz? Ben yıllardır bu işin içindeyim. Paranın ne olduğunu biliyorum, yoksulluğu da bilirim.”
‘ÜLKEYİ TÜNELLERLE, KÖPRÜLERLE BİRBİRİNE BAĞLIYORUZ’
Bolu Dağı Tüneli’nin yıllarca tamamlanmamasına değinen Ağbal, Ak Parti hükümetleriyle yapılan yatırımları anlatarak, şöyle devam etti:
“Bu ülkenin hazinesi, bütçesi boşaltılmıştı, bankaları soyulmuştu. Yaptığımız bütçeler faiz bütçelerdi. Bütçenin yarısını sadece faize verirdik. Arta kalanı az sayıda okul yapardık. Ülkeyi bölünmüş yollarla birbirine bağladık. Yaptığımız tünellerin artık uzunluğunu, sayısını bilmiyoruz. Benim çocukluğumda Zigana Tüneli vardı. Biz şimdi Zigana Tüneli’nin yüz katını yaptık. Bütün ülkeyi tünellerle, köprülerle birbirine bağlıyoruz. Hastanelerle sağlık hizmetinde devrimler yaptık, 5 yıldız konforunda hastaneler yaptık. 2019 yılında tekli öğretime geçeceğiz. Bütün vilayetlerimizde ikili eğitimi ortadan kaldırıyoruz. Öğrencilerimizin müfredatımızı gözden geçirdik. Eğitimli insan demek, o ülkenin kalkınması demek. Eskiden sosyal devletin adı vardı, fakir fukaraya kimse bakmazdı. Bu hükümet geldi; engellisine, fakirine, fukarasına sahip çıktı. Bugün bütçeden engelli bakımına ayırdığımız kaynak 6 milyar lira. Bugün yaklaşık 500 bin engelli, evlerinden alınıp eğitim, bakım merkezinde bakılıyor. Eskiden paralar toplanırdı, başka yerlere giderdi. 90’lı yılların kayıp yılı olmasının en önemli nedeni aslında mevcut sistemdi. Bu ülkeye birileri uzun yıllardır vatandaş mevcut sistemde sandığa gidiyor ama sandıktan istediği iktidarı istediği gibi çıkamıyor. Ta ki 2002 yılına kadar. 2002’de yepyeni bir hikayeye başladık.”
‘HİÇBİR ZAMAN İÇİN TÜRKİYE’NİN YAKASINI BIRAKMADILAR’
Bakan Ağbal, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin FETÖ ile dış mihraklar tarafından planlandığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Türkiye bütün uçuş noktalarının merkezi olacak. Özellikle bazı ülkeler referandumdan ‘hayır’ çıksın diye ellerinden geleni yapıyorlar. Türkiye’nin yatırımından, gelişmesinden çekinen ülkeler. Niye? Çünkü Türkiye’nin genç ve dinamik bir nüfusu var. Hiç bir zaman için Türkiye’nin yakasını bırakmadılar. Her zaman aşağıya çekmeye çalıştılar. Darbe girişimini asla unutmayacağız, unutturmayacağız. 15 Temmuz’da dimdik durduk; hükümetimize, demokrasimize sahip çıktık. 15 Temmuz’daki milli birlik ve beraberlik şuuru ne ise, aynı beraberlik ve şuurla sandığa gireceğiz ve gerekeni hep beraber yapacağız. Bugünlerde yeni yeni yargıda iddianameler ortaya çıktıkça; bu hain darbe girişimi, içeriden birilerinin yaptığı bir darbe girişimi değil. Belli ki alçak FETÖ ile bir takım dış mihraklar bir araya gelmişler ve 15 Temmuz’u planlamışlar. Ama bir şeyi unutmuşlar. Sandılar ki bu millet; ‘Ne yapalım kaderimiz buymuş’ diyecek . Ama yanıldılar. Millet o kadar gerçekleri gördü ki ‘Bu demokrasiyi sana yedirmem’ dedi. 15 Temmuz, bu milletin adeta yeniden bir kurtuluş mücadelesi, kurtuluş savaşı oldu.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

4İddanamedeki Akın Öztürk detayı

AA
31 Mart 2017 – 14:48Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 15:38

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, tamamlanarak mahkemeye gönderildi.

İddianamedeki 7, girişimin askeri kanadının ise bir numaralı sanığı olarak gösterilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’e, “Anayasayı ihlal, Cumhurbaşkanına suikast, yasama organını ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı örgütü yönetmek, askeri komutanlıkların gasbı, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar verme, kamu malına zarar verme, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, ibadethanelere zarar verme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamaları yöneltildi.

DÜĞÜNE DAVETLİYDİ, GİTMEDİ

İddianamede, Öztürk’ün, Yurtta Sulh Konseyi ve FETÖ/PDY’nin yöneticisi olduğu, suç tarihinde “orgeneral” rütbesiyle Yüksek Askeri Şura üyesi olarak görev yaptığı, darbe girişiminin organizasyonu ve eylemin icrasında görev aldığı, faaliyetleri bizzat gerçekleştirenlere de emir ve talimat verdiği belirtildi. Öztürk’ün 15 Temmuz’da İzmir’den Ankara’ya geldiği, Korgeneral Mehmet Şanver’in kızının İstanbul’daki düğününe davetli olması ve nikah şahitliği yapması için teklifte bulunulmasına rağmen törene gitmediği ve teşebbüs sırasında Akıncı Üssü’nde bulunduğu kaydedilen iddianamede, girişimin diğer yöneticilerinden Ömer Faruk Harmancık, İzmir’den gelen Kubilay Selçuk ve Akıncı Üs Komutanı Hakan Evrim ile Akıncı Üssü’nde görüşmeler yaptığı bildirildi.

EYLEM BİRLİĞİ İÇİNDE HAREKET ETTİLER’  �

İddianamede, Akın Öztürk’ün, Akıncı Üssü’nde darbe faaliyetini organize eden yönetici konumundaki şüphelilerden Ahmet Özçetin’i Hava Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde Genel Sekreteri olarak görevlendirdiği Özçetin ile eskiye dayalı tanışıklık ve irtibatının bulunduğu, zanlılardan Hakan Karakuş’un da Akın Öztürk’ün damadı olduğu vurgulandı. Öztürk’ün, Yurtta Sulh Konseyi tarafından Genelkurmay 2. Başkanlığı’na atandığı, diğer darbe yöneticileriyle eylem ve iş birliği içinde hareket ettiği, darbe faaliyetinin başarılı olabilmesi için gerekli koordinasyonu sağladığı ve emirleri verdiği de iddianamede sıralandı.

143. FİLODA TOPLANIP YÖNLENDİRDİLER

İddianamede, Akın Öztürk’ün, Kubilay Selçuk, Ünsal Coşkun, Ömer Faruk Harmancık, Hakan Evrim, Ahmet Özçetin, Mehmet Fatih Çavur ve FETÖ’nün sivil kanadına mensup Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş gibi isimlerin 143. Filo’da toplandıkları, bu kişilerin, kimin nereye ne şekilde gideceğine, hangi eylemlerin yapılacağına, hangi noktaların uçak ve helikopterle vurulacağına dair aldıkları kararları ilettikleri Ahmet Özçetin ve Mehmet Fatih Çavur’un bunları telsiz ve telefonla 141. Filo’daki Ahmet Tosun ve Mustafa Mete Kaygusuz’a aktardıkları aktarıldı.      Tosun ve Kaygusuz’un da DESK tabir edilen, uçaklarla bağlantının sağlandığı noktadan telsizler aracılığıyla “vur” emri ile hedefi ve koordinatları havadaki FETÖ üyesi pilotlara bildirdikleri iddianamede anlatıldı.

AKIN ÖZTÜRK’ÜN CEP TELEFONU

Öztürk’ün cep telefonuna ait HTS analiz raporuna da yer verilen iddianamede, sanığın darbe girişiminin başladığı saatlerde Hava Kuvvetleri Komutanlığı karargahında, komutanın genel sekreteri Albay Veysel Kavak ile telefon görüşmeleri yaptığı, karargah ile Akıncı Üssü arasındaki irtibat ve koordinasyonu sağladığına dikkati çekildi.

KOMUTAN YOK, KOMUTAN AKIN ÖZTÜRK

Genelkurmay karargahındaki darbe faaliyetleriyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında ifadesi alınan Bayram Aktan’ın, teşebbüs devam ederken Binbaşı Mehmet Akçara’ya yönettiği “Ne oldu, Komutan (Genelkurmay Başkanı) nerede?” sorusuna “Komutan yok, komutan Akın Öztürk Paşa” yanıtını aldığı da iddianameye girdi.

İddianamede, sanıklarından Fahri Kafkas’ın ifadesinde yer alan, şüpheli Mehmet Partigöç’ün, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, karargahtan zorla götürüldükten sonra, tekrar izleme merkezine gittiği, emir astsubayının elindeki telefonu Mehmet Partigöç’e uzatarak, “Komutanım, Akın Paşa arıyor.” dediği, Partigöç’ün telefonu aldıktan sonra Öztürk ile konuşurken “Komutanım, komutanı Akıncılar’a tahliye ettik, siz de oraya geçin.” ifadelerini kullandığı da yer aldı. İddianamede, “Beyanlardan

Kaynak: Hürriyet

3Bakan Soylu: PKK’nın adını bir daha kimse anmayacak

DHA
31 Mart 2017 – 14:43Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 14:43

Gürkan YILMAZ/KASTAMONU, (DHA)- İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, “Terörle mücadelede hiçbir endişeniz olmasın. Biz daha yeni başladık ve şunu çok net söylüyorum. Bu ülkede PKK’nın adını bir daha kimse anmayacak” dedi.
Bakan Soylu, Kastamonu’da belediye düğün salonunda sivil toplum örgütlerinin temscileri, esnaf ve işadamlarıyla bir araya geldi. Soylu, MHP ile ortak yolda uzlaşıp Anayasa değişikliği metnini hazırladıklarını söyleyerek şöyle konuştu:
“Peki CHP, Kılıçdaroğlu kiminle uzlaştı? PKK ile uzlaştı, FETÖ ile uzlaştı, arkasına başka şeyler de aldı. Peki PKK ile hangi dönemde uzlaştılar? PKK ile mücadelenin en kavi, en kuvvetli olduğu dönemde, tam belini kırmak üzere olduğumuz bir dönemde, terörün değirmenine can suyu taşıdı. Kandil diyor ki ‘Evet çıkarsa biz bittik’. Şimdi siyaset yapabilirsiniz. Ama memleketin beka meselesi olunca, memleketin geleceği meselesi olunca biraz düşünmekle mükellefsiniz. Durup düşünmek zorundasınız.”
Dün gece Van Erciş’te 2 PKK’lı teröristin daha etkisiz hale getirildiğini belirten Soylu, “Bir korucumuzu şehit etmişlerdi, bir muhtarımızı şehit etmişlerdi. Bundan 3 ay önce Erciş Belediyesi’nin önüne bir kamyon getirip, bütün Erciş’i havaya uçurabilecek o mühimmatı hazırlamışlardı. Evlatlarımız hemen gidip, gereğini yerine getirdiler” dedi.
‘SİYASİ HAYATA BİR DARBEDİR’
Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkan olduğu sürece değinen Soylu, “Belgeleriyle, bilgileriyle yargıya verdik. Bu ilişki nasıl bir ilişkidir? Nasıl devam eder böyle bir ilişki? Kim bu ilişkiyi destekler? Bu ilişkiyi kim, nasıl, kimin menfaatini oluşturarak Türkiye’nin başına getiririp, siyasete müdahil eder? Bu darbedir, bunu net bir şekilde söylüyorum. Bu demokrasiye bir darbedir. Siyasi hayata bir darbedir. Siyasi hayatı ürkütmedir ve korkutmadır, başka bir şey değildir. Milletin iradesine bir darbedir. Bunu getirdiniz. Ya ortaksındır, ya diyet ödüyorsundur, ya da esirsindir. Bunun ötesi başka bir şey yok” diye konuştu.
‘TERÖRLE MÜCADELEDE ENDİŞENİZ OLMASIN’
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine de değinen Soylu, “Bu sistem, mevcut sistem gibi baba ile oğulu birbirine düşüren bir sistem değildir. Bu sistem; hizmet, büyüme ve kardeşliği sağlayabilecek bir sistemin, uzlaşmayı sağlayabilecek bir sistemin adıdır. Ama Türkiye’de bunu istemiyorlar. Niçin? Çünkü her an bir 15 Temmuz tehdidiyle, her an bir 7 Haziran tehdidiyle Türkiye’yi karşı karşıya bırakmak istiyorlar. Bu kadar basit ve nettir. Şimdi bir kardeşiniz olarak söylemek istiyorum; terörle mücadelede hiç bir endişeniz olmasın. Biz daha yeni başladık ve şunu çok net söylüyorum. Bu ülkede PKK’nın adını bir daha kimse anmayacak. Bütün güvenlik kuvvetlerimiz, tüm hükümetimiz kararlılık içerisinde devam etmektedir. Şimdi tam fırsatı ve zamanı. Hangi oyunu kurarlarsa kursunlar önemli değil” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

2Kemer’de 2 öğretmen FETÖ’den adliyede

DHA
31 Mart 2017 – 14:27Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 14:27

 

Levent YENİGÜN/KEMER, (DHA) – ANTALYA’nın Kemer İlçesi’nde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 2 öğretmen gözaltına alındı.
Kemer İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamında ‘ByLock’ kullandıkları iddia edilen öğretmenler Mehmet K. ve Sevilay İ.’yi gözaltına aldı. Aslanbucak Mahallesi ve Çamyuva Mahallesi’nde yapılan operasyonlarda gözaltına alınan öğretmenler emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. Sevilay İ.’nin eşi Salih İ.’nin ise daha önce Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklandığı kaydedildi.

FOTOĞRAFLI

 
Kaynak: Hürriyet

1Görmez: DİTİB Almanya’da barışın teminatı

AA
31 Mart 2017 – 14:26Son Güncelleme : 31 Mart 2017 – 14:27

BİR gazetecinin, “Almanya’da görevli imamlara casusluk suçlamasıyla soruşturma açılacağı, camilerin yönetiminin FETÖ’cülere devredileceği” iddiasını sorması üzerine, Görmez şunları söyledi: “Diyanet İşleri Başkanlığımızın DİTİB ile beraber yaklaşık 40 yıldır Almanya’daki barışa, huzura, birlikte yaşama ahlakına ve hukukuna yaptığı bunca hizmetlerden sonra, her türlü ahlak ve hukuk dışı itham ve iftiralara maruz kalması, aslında bir açıdan da İslamofobik nefretin, ötekileştirmenin ve yabancı düşmanlığının geldiği noktayı göstermesi bakımından son derece üzücüdür. DİTİB, Almanya’da barışın, huzurun, kardeşliğin, farklı inançların, farklı düşüncelerin birlikte barış içerisinde yaşamasının en büyük teminatıdır. Ben, herhangi bir devlet aklının böyle yanlış bir karar vereceğine, zerre kadar ihtimal vermiyorum. Ancak bir an önce din görevlilerimize yönelik bu baskıların son bulacağını umuyorum.”

‘KAYGILARIMIZ ARTIYOR’

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Almanya’da yaşayan imamların oturma ve çalışma izinlerinin iptal edilmesiyle ilgili Alman meclisinde kanun teklifi verileceği” iddiasına ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı: “Almanya’da 3 milyon Türk yaşıyor. Müslümanların haklarının, hukuklarının, inanç özgürlüklerinin yok sayılarak bir adım atılabileceğine ihtimal vermiyorum. Ancak özelde Almanya’da, genelde Avrupa’da son zamanlardaki gelişmeler, endişelerimizi ve kaygılarımızı artırmaktadır. 2015-2016 yılında 356 caminin saldırıya uğramış olması, pek çok camide kundaklamaların görülmesi, pek çok caminin kapısına domuz kafaları asarak nefretlerini kusmaları, bazı camilerin üzerine gamalı haçlar işaretleyerek aynı şekilde öfkelerini ifade etmiş olmaları ve bütün bunların da İslamofobik nefret olarak görülmeyip sadece vandalizm olarak geçiştirilmesi, kaygılarımızı artırmaktadır. Bir an önce aklıselimin devreye girmesini, Avrupa’da var olan kadim devlet akıllarının bu yanlış algıları ortadan kaldırmak için harekete geçmesini büyük bir sabırla bekliyorum.”
Kaynak: Hürriyet

Kaynak: Hürriyet

Aziz Yıldırım’ın başyazısı şöyle:

“Bütün samimiyetimle ifade etmek isterim ki; toplumsal tüm alanlarda düşünce ve ifade özgürlüğünün üstün ve vazgeçilmez haklar olduğuna tüm benliğim ile inanıyorum. Farklı dünya görüşüne sahip Fenerbahçe taraftarlarının tribünlerde dünya görüşlerine bağlı olarak ortaya koymuş olduğu çok sesliliğin hiç kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini kamuoyunda değişik vesilelerle ifade ettim. Stadımızda ya da salonumuzda münferit taraftarların şahsıma ve yönetime karşı söylemlerini de bu çerçevede görmekteyim.

Ancak, dışarıdan manipüle edilen ve farklı amaçlar ile tribüne gelip, özellikle müsabakalar devam ederken takımımızı sabote edenleri bu kapsamda değerlendirebilmem mümkün değildir. Bu durum tarihimizin tozlu sayfalarında kalmış ve büyük çabalar ve fedakarlıklarla ortadan kalkmış kötü bir alışkanlıktır. Bu kötü alışkanlıkların Kulübümüzden sökülüp atılması uğruna yapılan fedakarlıklar ilerleyen yıllarda herkesçe görülüp daha iyi anlaşılacaktır. Bugün münferit taraftarlar dışında kalan ve fakat onların aralarına karışarak onların masumiyetini kendilerine kalkan olarak kullanan bu organize yapı ilk kez ortaya çıkan bir yapı değildir. Esasen önemli olan bu yapı da değildir. Önemli olan bu yapıyı bugün kimlerin bir kez daha kullanmaya başladığıdır. Bu yapıyı kullananlar kimdir?

“BUNLAR HEP FENERBAHÇE’YE ZARAR VERDİ”
Bu yapıyı kullananlara Fenerbahçe camiası aşinadır. Bunlar, kendi kulüplerine her türlü iftirayı atan, Başkan ve yöneticilerinin “Futbolun Ergenekonu” olduğunu tavla arkadaşları FETÖ/PDY uşağı Zekeriya Öz’e anlatan, 3 Temmuz operasyonunun her adımını FETÖ/PDY mensubu polisler ile dizayn eden, 3 Temmuz sonrasında şeytanla kol kola girip, Fenerbahçe’nin, Başkanının ve yöneticilerinin uluslararası spor mahkemelerinde ceza almasına maddi ve manevi destek verenlerdir. Bunlar, Denizli’yi, 12 Mayıs’ı dizayn edenlerdir. Bunlar, seyircisiz maçta dışarıdan stadyuma havai fişek atılmasına, Fenerbahçe’nin 1 yıl UEFA’dan men cezası almasına maddi kaynak sağlayanlardır. Bunlar kolektif sosyal medya hesapları açtırarak, yedi gün yirmi dört saat Fenerbahçe Başkanı’na ve yönetimine küfür eden, akıl almaz iftiralar atan tetikçilere maddi kaynak sağlayanlardır. Bunlar Abdi İpekçi’de Fenerbahçe Başkanı’nın rahmetli annesine küfür edenleri o maça yollayan, onlara maddi destek sağlayanlardır. Bunlar köprüye çıkan taraftarların içine karışan sözde grupları yolun karşısına dönmeye ikna eden, yolun karşısına dönenlere hamilik yapan ağabeylerdir. Bunlar mahkeme yolu ile Fenerbahçe Spor Kulübü Genel Kurulu’nu olağanüstü toplantı yapmak zorunda bırakan ve Fenerbahçe Başkanı ve Yöneticilerinin şöhretini Fenerbahçe Spor Kulübü Genel Kurulu’na oylatarak, çıkacak kararla Fenerbahçe Spor Kulübü’nü küme düşme ile bitecek bir sürece sokmak isteyenlerdir. Bunlar UEFA’ya FIFA’ya mail organizasyonu tertip ederek, Fenerbahçe’nin uluslararası spor mercileri tarafından cezalandırılmasını göze almış azgınlardır. Bunlar ofislerine davet ettikleri sözde tribün liderlerinin yancılarına sınırsız maddi kaynak sunan sözde Fenerbahçeli işadamlarıdır. Bunlar, şampiyonluk kutlamasında iplerini tutturdukları sözde tribün liderlerini telefon ile yönlendiren sözde Fenerbahçelilerdir.

“GÖZLERİ DÖNMÜŞ”
Bunlar, iktidar olmak için Fenerbahçe’nin her türlü değerini silip atıp bir kenara bırakacak kadar gözü dönmüş, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kurumsal yapısında kalıcı zararlar vermeyi iktidar olabilmek için kolaylıkla göze alabilen, kaostan beslenen ve istikrarı sabote eden hainlerdir. Bunların Fenerbahçe’nin iyiliği ile ilgileri yoktur. Bunların tek düşüncesi içlerindeki düşmanlıktır. Münferit taraftarın sevgisi, tutkusu, sevinci, üzüntüsü bunların derdi değildir.

Bunlar, kendilerine bir gelecek inşa edecekleri uygun bir ortamı yaratma dışında hiçbir şeyi düşünmeyen azgın elit bir gruptur. Bunlar aslında belli resmi çevreleri kendilerine kalkan yapan; esasen çapı büyük olmayan bir oluşumdur. Bunların amacı çelik leblebi olarak düşündükleri bizden sonrası değil, ardımızdan geleceklerden sonrası için kendilerinin iktidar olmasına olanak verecek ortamı sağlamaktır.

Münferit taraftarlarımızın beklentisi her zaman Fenerbahçe’nin iyiliğidir. Bu yüzden onların düşüncesi lehte-aleyhte bizim için önemli ve değerlidir. Bu düşünceler önümüzdeki sezonda tarafımızca değerlendirilecek ve uygulamaya geçirilecektir. Yukarıda tarif ettiğimiz azgınlar ile mücadelemiz ise her platformda ve özellikle hukuk önünde devam edecektir. Fenerbahçe bizler için bu kirli ellere terk edilmeyecek kadar değerlidir.

Münferit taraftarlarımızı, 3 Temmuz ruhu ile bu azgın güruha ve bunların iktidar oyununa karşı uyanık olmaya davet ediyorum. Fenerbahçe bir tanedir ve asla bu güruhun karanlık emellerine terk edilmeyecektir.

“ÇOK ÖNEMLİ İKİ HABER BİZLERİ VE CAMİAMIZI MEMNUN ETTİ”
Geçtiğimiz ay içinde aldığımız çok önemli iki haber bizleri ve camiamızı ziyadesi ile memnun etmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yeniden yargılama sonucunda verilen beraat kararlarının onanması istemli tebliğnamesini hazırlamış ve dosyayı Yargıtay 5. Ceza Dairesi’ne göndermiştir. Bir diğer önemli haber ise; CAS’ın Trabzonspor tarafından yapılan temyiz başvurusunu red etmiş olmasıdır. Bu iki önemli gelişme 3 Temmuz 2011’de başlayan hukuki süreçler bakımından önemli kilometre taşlarıdır. Camiamızın büyük bir inanç ve kararlıkla sürdürdüğü bu mücadele sonunda baştan beri haykırdığımız haklılığımız hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ortaya çıkacak ve Fenerbahçe’ye kurulan kumpasın sorumluları layık oldukları cezayı alacaktır.

Dergimiz vesilesiyle, bu ay içerisinde yer alan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyor, ülkemizin geleceği olan çocuklarımıza sağlıklı ve başarılı bir yaşam diliyorum. Tüm taraftarlarımıza saygı, sevgi ve selamlarımla”
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz