Bugünkü (12 Ocak 2017) FETÖ haberleri

0

38Bilecik’te FETÖ şüphelisi 6 kişi adliyede (2)

HEPSİ TUTUKLANDI
Bilecik’te FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 1 icra dairesi müdür yardımcısı, 2 adliye zabıt katibi ile 3 infaz koruma memuru, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. 6 şüpheli, Bilecik M Tipi Cezaevi’ne gönderildi.

 
Kaynak: Hürriyet

37Erdoğan’ın koltuğunda poz verecekti

Türkiye’nin dar bir koridordan geçtiğini, 100 yıl evvel planlarını yarıda bırakanların bunu tamamlamak istediğini savunan Topçu, “Sevr’le falan da yetinmeyecekler, ben böyle inanıyorum. Bizi geldiğimiz yere göndermek istiyorlar” dedi. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili ilk kez önemli açıklamalar yapan Topçu, “Tuğrul (Türkeş) Bey’i aradım, ‘Devlet (Bahçeli) Bey’i alalım Külliye’ye gidelim’ dedim, ulaşamadık” dedi. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gittiğini anlatan Topçu, şunları söyledi:

“Sonradan tutuklanan o Kutsi, ‘Şahsi mesele değil’ diyen Muhafız Alay Komutanı’nın (Muhsin Kutsi Barış) yanına gittik. ‘Sizin şahsınızla alakalı değil bu iş’ diyor. Orada bütün dert ve dava şu; külliyenin içine girecekler güya… Orada kim var? Ben varım, Ankara Valisi var, o günkü Emniyet Genel Müdürü, Genel Sekreter Yardımcılarından Metin Bey ve Nadir Bey var. Bizi yere yatıracaklar, kelepçe takacaklar elimize, ayağımıza. Arkadaş da orada resim çekilecek, Cumhurbaşkanı’nın koltuğunda. Bitti olay.”

Anayasa değişiklik teklifini de değerlendiren Topçu, millete gidecek bir konuyu bu kadar zorlaştırmanın anlamı olmadığını savundu.

ERDOĞAN’DAN ZİYARET

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı tedavi gördüğü Güven Hastanesi’nde ziyaret etti. Erdoğan, doktorlardan bilgi aldı.

 
Kaynak: Hürriyet

36FETÖ’cülere Şansal’lı savunma

Savcı Haralambos Vurliotis, Türkiye’de suç işleyip işlemediklerinden bağımsız olarak ‘işkence görmeleri ve adil yargılanmamaları ihtimali bulunduğu’ iddiasıyla kaçak 2 askerin Türkiye’ye iade edilmemelerini istedi. Askerlerin avukatları da, modacı Barbaros Şansal’ın İstanbul Havalimanı’nda uçaktan indikten sonra apronda bir grup tarafından dövülmesine ilişkin görüntüleri ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın idam cezasıyla ilgili konuşmalarının videolarını gösterdi. Daha önce Temyiz Hâkimler Kurulu, Uçan’ın Türkiye’ye iade edilmemesini, Yetik’in iade edilmesini kararlaştırmıştı. Yüksek Mahkeme, kararını 23 Ocak’ta açıklayacak.
Kaynak: Hürriyet

35FETÖ okullarla kökleşmiş

Emine Erdoğan, özetle şunları söyledi: “40 yıldır eğitim, yardımlaşma gibi masum görünümler altında Türkiye’nin maddi ve manevi birikimini sömüren FETÖ, yayıldığı coğrafyalar için de bir tehdittir. Türkiye’de olduğu gibi, 116 ülkede sivil toplum kuruluşları ve okullar yoluyla kökleşmiştir. Türkiye artık eski Türkiye değildir. Milletimiz, yaşam biçimleri, etnik ve inanç farklılıkları gibi nedenlerle ayrıştırılamaz, birbirine asla düşürülemez.”
Kaynak: Hürriyet

34Darbeci asker eşlerinden 80’i tutuklandı

Hâkim karşısına çıkarılan şüphelilerden 80’i, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “örgütlü sahtecilik” ve “terör örgütü üyesi olma” suçlarından tutuklandı, 3’ü de adli kontrolle serbest bırakıldı.

Hazırlanan sevk yazısında, şüpheliler arasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast için Marmaris’e giden ekibin içinde yer alan Yüzbaşı Haldun Gülmez ile Yüzbaşı Bahadır Sagun’un eşleri de bulunduğu belirtildi.

‘KOCALARI DARBECİ’
Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman, 5 Ocak’ta 105 subay eşi hakkında gözaltı kararı aldırmış ve 84 şüpheliye ulaşılmıştı. Şüpheliler, sorgularının ardından dün adliyeye sevk edildi. Savcı Erkman, itirafçı olan 1 şüpheliyi serbest bırakırken, 83 şüpheliyi tutuklama talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk etti. Sevk yazısında şüphelilerle ilgili kuvvetli deliller bulunduğu belirtilerek, şöyle denildi: “Şüphelilerin eşleri TSK bünyesinde görev yapmakta iken 15 Temmuz darbe girişimine katıldığından dolayı haklarında tutuklama ve diğer işlemler yapılan kişilerdir. Şüphelilerin ve darbe girişiminde yer alan eşlerinin bir kısmının MASAK raporuna göre para transferleri, Bank Asya Kurtarma Operasyonu döneminde para artışı, FETÖ üyelerinin kullandığı ByLock isimli gizli haberleşme programını kullandıkları, FETÖ tepe yönetimi ile irtibatlı oldukları anlaşılmıştır.

Eşleri KPSS şüphelisi olan ve FETÖ ile irtibatları tespit edilen asker eşlerinin tüm listesi asker eşleri hakkında işlem yapılması özellikle YAŞ’ta değerlendirilmesi amacıyla 15 Temmuz darbe girişiminden önce Genelkurmay Başkanlığına gönderilmiştir. Gönderilen bu listede yer alan KPSS şüphelisi Reyhan Abra’nın kocası Binbaşı Sadullah Abra’nın Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü bombalayan pilot olduğu tespit edilmiştir. Şüphelilerin kaçma, delilleri yok etme, tanık, mağdur ve başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunması hususlarında kuvvetleri şüphenin oluşması nedeniyle ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verilmesi talep olunur.” Soruşturma dosyasında Kevser Tümer, Kübra Sagun, Kübra Gülmez’in sınava girerek 100 ve üzeri net yapan şüphelilerin eşleriyle para ilişkisini gösteren, grafiklerde yer aldı.

BAZI EŞLER HÂLÂ GÖREVDEYDİ
5 Ocak 2017’de yapılan operasyonda Kübra Gülmez ile Kübra Sagun’un halen devlet öğretmeni olarak görev yaptıkları ortaya çıkmıştı. Gülmez ve Sagun’un bu tarihe kadar maaş aldıkları vurgulandı. Sagun’un FETÖ tepe yönetiminde olan ve örgütün mollası olan Hamdullah Bayram Öztürk ile HTS irtibatının olduğunun anlaşıldığı belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

33FETÖ’nün Elazığ imamı tutuklandı

ELAZIĞ, (DHA)- FETULLAHÇI Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında örgütün Elazığ imamı olduğu iddia edilen Mehmet D., tutuklandı.
FETÖ/PDY’nin Elazığ imamı olduğu ileri sürülen ve uzun süredir aranan Mehmet D., Kayseri’nin Talas İlçesi’nde 28 gün önce yapılan operasyonla bir evde gözaltına alındı. Kayseri’deki işlemlerinin ardından Elazığ Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Mehmet D., Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü’ndeki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından nöbetçi mahkemeye çıkarılan Mehmet D. tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kaynak: Hürriyet

32Sakarya’da FETÖ şüphelisi emekli yarbay ve emniyet amiri adliyeye sevk edildi (2)

YARBAY VE EMNİYET AMİRİ TUTUKLANDI
Sakarya’da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan emekli yarbay Halil Bektaş, emekli emniyet amiri Hüseyin Yılmaz çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. ByLock kullandığı belirlenen mühendis Cem Volkan Yavaşcan ise adli kontrol ile serbest bırakıldı.

 

 
Kaynak: Hürriyet

31Ağrı’da 15 Temmuz’dan bu yana 374 FETÖ’cü tutuklandı

Servet ARSLAN/AĞRI, (DHA) – BAŞARISIZ 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana Ağrı’da 769 FETÖ/ PDY mensubunun göz altına alındığı, bunlardan 374’nün tutuklandığı açıklandı.
Valilikten yapılan açıklamaya göre, 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi sonrası, örgüt içerisinde faaliyet gösteren şüphelilerin yakalanmalarına yönelik operasyonlar gerçekleştirildi. Bugüne kadar yapılan operasyonlarda 769 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Gözaltına alındıktan sonra adli mercilere sevk edilen şüphelilerden 374’ü tutuklanırken, 268’i hakkında ise Adli Kontrol kararı verildi. Şüphelilerden 119’u serbest bırakıldı, 8 şüphelinin gözaltı işlemi devam ediyor.
Kaynak: Hürriyet

30Başbakan Yıldırım, Finlandiya Dışişleri Bakanı’nı kabul etti

ANKARA, (DHA) – BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Finlandiya Dışişleri Bakanı Timo Soini’yi Başbakanlık’ta kabul etti.
Görüşmede Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye – Finlandiya arasındaki diplomatik ilişkilerin 93 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu, Finlandiya her alandaki işbirliğinin daha da ileri bir noktaya taşınmasına önem atfedildiğini, bu bağlamda yakın siyasi diyaloğun sürdürülmesinin yanı sıra ekonomi, ticaret, turizm gibi alanlardaki münasebetleri güçlendirmek için karşılıklı çabaların devam edeceğini ifade etti.
Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin PKK, FETÖ ve DEAŞ gibi kanlı terör örgütleriyle mücadele etmekte olduğunu, bu mücadelede Finlandiya’nın göstermiş olduğu işbirliğinin devamının önemli olduğunu vurguladı. Başbakan Yıldırım ayrıca, BM nezdinde ‘Barış İçin Arabuluculuk Girişimi’ne Türkiye’nin birlikte öncülük ettiği Finlandiya ile bölgesel konulardaki temasların da sürdürüleceğini ifade söyledi.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Soini, Türkiye-Finlandiya ilişkileri ve işbirliğinin geliştirilmesi için gerekli siyasi iradenin Finlandiya tarafında da mevcut olduğunu ve Türkiye’nin terörle mücadelesini güçlü bir şekilde desteklediklerini vurguladı.
Kaynak: Hürriyet

29İzmir’deki FETÖ davasında 3 tahliye

Bahri KARATAŞ/İZMİR, (DHA) – İZMİR’deki FETÖ/PDY davasında, örgüt lideri Fethullah Gülen’in yaşadığı Pensilvanya’ya parça parça altın sevkiyatı yaptıkları suçlamasıyla 10 yıl hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan Ahmet İ., Furkan Ç. ve Semih S., ilk duruşmada adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz’ın FETÖ/PDY’ye yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri, geçen yıl 1 Ağustos’ta düzenlediği operasyonda, Semih S., Ahmet İ. ve Furkan Ç.’yi gözaltına aldı. 3 şüpheli, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Operasyonda aranan firari şüphelilerden Mehmet Eldem’e ait Eldem Kuyumculuk isimli işyerinde de yüklü miktarda has altın ele geçirildi. Tutuklanan 3 şüphelinin, örgütün elebaşı Fetullah Gülen’in bulunduğu Pensilvanya’ya parça parça has altın sevkiyatı yaptığının tespit edildiği belirtildi. Ekiplerin 1.5 kilo has altına sevkiyat sırasında, 30 kilogram has altına ise işyeri aramasında el koyduğu açıklandı.
İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılan ilk duruşmaya 3 tutuklu sanık, avukatları ve yakınları katıldı.
Kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanıklardan Semih S., FETÖ ile hiçbir bağının bulunmadığını, altın kaçırma işiyle ilgisinin olmadığını, sadece çalıştığı kuyumcunun Buca’daki şubesinden Bornova’ya altın götürdüğünü söyledi. Fetullah Gülen’e ait kitaplarla bir ilgisinin olmadığını söyleyen Semih S., “Bana ait olduğu iddia edilen kitap ve dergilerin bulunduğu adreste oturmuyorum. İşten geç çıkıp, eve geç vakitte gittiğim için ailemle aram bozuktu. Alkollü araç kullanırken, ehliyetime el konuldu. Ailemle aram daha fazla açılmasın diye ben de adresimi Mehmet Eldem’e ait yeri gösterdim. Bu eşyalar kime ait hiç bilmiyorum. Benim bu yapıyla hiç bir bağlantım yok. Gazetelerine, dergilerine hiç abone olmadım. Okullarında ve yurtlarında kalmadım. Hiçbir şekilde örgüt için hareket ederek altınları yurt dışına kaçırmak için eylemde bulunmadım” diye ifade verdi.
Çocuk giyimi üzerine ailesine ait İzmir’de 5 ayrı mağazanın bulunduğunu, bu işyerlerinin tadilat işleriyle kendisinin uğraştığını ve Mehmet Elden’in eşinin de bu durumdan haberdar olduğunu, evlerinin tadilatı için kendisinden yardım istediğini söyleyen Furkan Ç. ise “Mehmet Eldem’in kızı Esma ile bu süre içerisinde sık sık görüştüm evlerine gittim. O gün kuyumcuya uğradığımda; Barış bana, ‘masa üstündeki poşette şahsi eşyalar var bunu Esma’ya verirmisin’ dedi. Arabanın bagajını uzaktan kumandayla açtım, torbayı içerisine koyuyorlardı. O sırada aklıma Esma’nın yurt dışına çıkacağını söylediği geldi. Eşyaları kendisine teslim edemem diyerek kendilerine geri teslim ettim. Bu sırada polisler geldi. ‘İhbar var’ dediler. Gözaltına aldılar. FETÖ ile hiç bir bağım bulunmamakta, yurt dışına altın kaçırılmasıyla ilgili bir bilgim yok” dedi.
Sanık Ahmet İ. ise kendisinin de geçmiş dönemlerde kuyumculuk yaptığını, Mehmet Elden’in 2 dükkanının bulunduğunu ve kendisine yardımcı olması noktasında talebi olduğunu belirtti. Operasyonun gerçekleştiği tarihte Armutlu’daki devre mülküne gittiğini ve olayın ardından yoldan döndüğünü anlatan Ahmet İ., yurt dışına altın kaçırılmasıyla bir ilişkisinin olmadığını söyledi.
Mahkeme heyeti tanıkların dinledikten sonra verdikleri kısa bir aranın ardından 3 sanığı adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalarına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAMEDEN AYRINTILAR
Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY’nin ‘hurafeler’ ile ‘haber sitesi’ üzerinden gizli bilgi, belge ve dosyaları ele geçirmesine dair ayrıntılar yer aldı. İddianamede, örgüte üyelik için herhangi bir kriterin olmadığı, her türlü etnik kökendeki kişinin, yapıya uzak gibi duran grupların, ateist, Yahudi ya da Hristiyanların da yapılanma içerisinde yer bulabileceği belirtildi. Örgüt mensuplarınca ‘insanüstü bir varlık’ olarak kabul edilen Gülen’in, FETÖ’yü ve kendini, devlet düzeninin üstünde gördüğü dile getirilen iddianamede, “Öyle ki, bu ‘insanüstü varlığın’ yarım bıraktığı yiyecek atığı veya suyu, içeceği bile olağanüstüdür. Örgüt üyeleri onun içtiği çay veya suyun artığını içmek için sıraya girer ve ona kutsiyet atfederler. O, Peygamberler, evliyalar ve diğer din büyükleriyle mana aleminde buluşan ve görüşen onlarla istişare eden bir kimsedir. Ev ve yurtlardaki dini olduğu söylenen sohbetlerde işlenen önemli temalardan biri budur. Bir kimse bu temaya iman etmediği müddetçe gerçek bir üye olamaz ya da onların ifadesiyle iman etmiş sayılmaz. Örgüt, üyelerine onu bir ‘Mehdi’, ‘Mesih’ veya ‘Muhterem’ olarak tanıtmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Buna benzer hususların örgütün hızlı bir şekilde büyüyüp FETÖ elebaşına mutlak bir bağlılık duymasına vesile olduğuna işaret edilen iddianamede, “Çocuğu olmayan örgüt mensupları, sözde liderlerini görmek için ABD’ye gidip Pensilvanya’da kendisinden aldıkları ‘okunmuş hurma’yı yiyerek çocuk beklemektedir. Söz konusu haletiruhiye, yüksek tahsil yapmış örgüt üye ve mensupları için de geçerlidir” değerlendirmesi de yer aldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

28İşadamı Katrancı: ‘Caillou’nun lisans hakkını aldığımız için gözaltına alındım

Ramazan ÇETİN- Deniz TOKAT / DENİZLİ, (DHA) – İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY soruşturması kapsamında geçen hafta gözaltına alınan ve ifadesinin ardından serbest bırakılan Ozan Tekstil’in Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Katrancı, başına gelenlerin 2010 yılında çizgi film karakteri ‘Caillou’nun lisans hakkını satın aldığı firmaya yaptığı 370 bin liralık ödemeden kaynaklandığını söyledi. Katrancı, “Bundan sonra lisanslı ürünleri bırakın, ürünlerimizi sattığımız firmaları bile çok dikkatli inceleyeceğiz” dedi.
Denizli’nin üretim kapasitesi en yüksek ev tekstili firmalarından olan, yıllık 90 milyon dolar ihracat yapan, 300 milyon dolarlık ticaret hacmi bulunan, 1750 kişiyi istihdam eden Ozan Tekstil’in Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Katrancı, geçen hafta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, 380 işadamıyla birlikte gözaltına alındı. Denizli’de gözaltına alınan işadamı Katrancı, İstanbul’a götürüldü. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadesinin ardından savcılığın talimatıyla serbest bırakılan Katrancı, Denizli’ye döner dönmez basın toplantısı düzenleyerek yaşadıklarını anlattı.
İşadamı Katrancı, ünlü Fransız çizgi film karakteri Caillou’nun lisans hakkını 2010 yılında Metropol Şirketi’nden satın aldığını belirterek, “ki yıl Caillou desenli nevresim takımı ürettik. Lisans anlaşması kapsamında söz konusu firmaya 370 bin lira, banka kanalıyla ödeme yaptık. 44 yıllık geçmişe sahip Ozanteks Şirketler Grubu olarak her türlü ticari işlemlerimizde olduğu gibi telif hakkı ödemesini de bu çerçevede yaptık” dedi.
Avrupa Birliği ülkeleri dahil, Amerika’dan Japonya’ya kadar 50’den fazla ülkeye ihracat yaptıklarını, ürünlerinin dünya piyasalarında genel kabul gören ve kalitesini ispatlamış bir markaya sahip olduğunu vurgulayan Katrancı, “Ozanteks Grubu olarak Türkiye’ye yönelik her türlü tehdidin ve tehlikenin karşısında devletimizin yanındayız. Yasalara ve hukuka saygılıyız. Türkiye’mizin kalkınması için üretmeyi, istihdam yaratmayı ve ülkemize döviz kazandırmayı bir yurtsever olarak görev sayıyoruz. Çünkü biz ülkemizi ve insanlarımızı seviyoruz” dedi.
“MAALESEF CAİLLOU YÜZÜNDEN GÖZALTINA ALINDIM”
Gözaltına alınma nedeninin lisansı satın aldıkları firmanın FETÖ/PDY bağlantısı tespit edilmesi olduğunu vurgulayan Kantarcı,  “Telif hakkını elinde bulunduran şirketin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ/PDY kapsamında soruşturulan bir şirket olduğunu ben de sonradan öğrendim. Kaldı ki bizim telif hakkını aldığımız 2010 yılında böyle bir durum söz konusu değildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifade verdikten sonra savcılığa bile sevk edilmedim. Emniyetteki ifademin ardından savcının kararıyla serbest bırakıldım” dedi.
“SÜTTEN AĞZIMIZ YANDI, YOĞURDU ÜFLEYEREK YİYECEĞİZ”
Zafer Katrancı, fabrika çalışanlarını uyardığına dikkati çekip, “Bundan sonra lisansları, etiketleri ya da yan ürünleri alırken kimin ne olduğunu bilmemiz zor. Bunları araştıracağız. Bundan sonra lisanslı ürünleri bırakın, ürünlerimizi sattığımız firmaları bile çok dikkatli inceleyeceğiz, ona göre hareket edeceğiz. Sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yiyeceğiz. Benim bu tür camialarla işim olmadığı için onlar tarafından da sevilmiyorum” dedi.
Ayrıca Katrancı, Ozanteks Şirketler Gurubu’nun kendi markası olan Hobby’nin yanı sıra lisanslı olarak Transformers, Caillou, Barcelona, Benten ve Marwel kahramanlarının tekstil ürünleri üreten şirket olduğunu, İngiltere Prensesi Kate Middleton’ın Prens Edward ile düğününün davetiyelerini ürettiğini sözlerine ekledi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

27Zonguldak’ta FETÖ operasyonunda 6 gözaltı

ZONGULDAK, (DHA)- ZONGULDAK’ta, FETÖ/PDY soruşturma kapsamında 5’i polis 6 kişi gözaltına alındı.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada Zonguldak Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 3’üncü sınıf emniyet müdürü B.P, komiser yardımcıları M.T., Y.T., A.K. ve S.K. ile bir kamu kurumunda çalışan kadın memur Z.S. gözaltına alındı. Sağlık kontrolünden geçirilen şüphelilerin emniyette işlemleri sürüyor.

 
Kaynak: Hürriyet

26İçişleri Bakanı Soylu’dan FETÖ açıklaması: Henüz daha yüzeyindeyiz, çok derindeler

İçişleri Bakanı Soylu, Ankara’daki Mariott Otel’de düzenlenen 9’uncu Büyükelçiler Konferansı’nda konuştu. Türkiye’nin terörden ve göçten hem insani anlamda hem de ekonomik anlamda etkilenen bir ülke olduğunu belirten Soylu, “Kendi içimizde PKK terörü, devletimizin içine sızmış FETÖ’nün yarattığı tahribat, sınırımızın dışında DEAŞ terörü, Suriye’deki iç savaşın yarattığı göç dalgasının doğrudan muhatabıyız. Bu coğrafyada bir oyun kurucu olamayız belki bu ölçeğimizle; ama bizim dışımızda da bu coğrafyada başka bir senaryonun kurulmasına müsaade etmeyeceğimizi, bugün etmediğimizi, tüm anlayışımızla beraber bu konuda yürüdüğümüzü de herkesin bilmesini isteriz. Ne doğuya ne de batıya sırtımızı dönme lüksümüz elbette yoktur.

İttifaklarımızı bozmak değil, ittifaklarımızın sayısını artırmak; ancak geçmişten gelen ilişkilerimizi de her zaman samimiyet testine tabii tutmak zorunda olan bir ülkeyiz” diye konuştu.

“GÜZEL CUMHURİYETİMİZ, MİLLETİN BİR GELECEK SENEDİDİR”

Cumhuriyetin, Türk milletinin bir ittifak senedi olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, “Biz 21’inci yüzyıla geleceği iyi tanımlayarak, ayaklarımız üzerinde sağlam basarak, devam ediyoruz. Biz güzel cumhuriyetimizi hep beraber kurduk. 1923. Güzel cumhuriyetimiz, bu milletin bir ittifak senedidir. Tekraren ifade ediyorum, bir birlik sebebidir. Güzel cumhuriyetimiz, bu ülkenin ve bu milletin bir gelecek senedidir. Hiç kimse birbirini ayırmamıştır. Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si. Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra bu coğrafyanın kendi insanı olarak kabul ettikleriyle beraber bir büyük Kurtuluş mücadelesi gerçekleşmiştir. Herkes bu istiklal mücadelesinde, istiklal mücadelesinin sonunda oluşan tabloyla bir bütünleşme ve birlik içerisinde geleceğe adım atmıştır” dedi.

“ALEVİLER, ADNAN MENDERES VE SAYIN CUMHURBAŞKANI’MIZIN DÖNEMİNDE RAHAT ETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde, Türkiye’de sessiz devrim gerçekleştiğini belirten Soylu, şöyle konuştu: “Terör örgütlerinin Türkiye’nin üzerinde birilerinin talimatlarıyla beraber insanlarımızı tehdit eden, korkutan anlayışları var olduğu halde bugün Yüksekova’dan Şemdinli’ye kadar bugün Cizre’den Şanlıurfa’ya kadar ellerinde ay yıldızlı bayraklarıyla bireysel özgürlüklerinin en üst noktasında o sokaklarda ve meydanlarda adım atılabiliyorsa demek ki sessiz devrim, Türkiye’de çok önemli sonuçlar elde edebilmiştir. Bunu da ısrarla ve çok önemli bir iddiayla söylemek istiyorum. Aleviler, siyasi hayatta ve devlet hayatında iki dönemde rahat etmiştir. Birisi rahmetli Adnan Menderes döneminde, ikincisi de Sayın Cumhurbaşkanı’mızın başbakan olduğu ve 2002’den itibaren bugüne kadar kendilerini rahat anlatabilme ve rahat bir süreci götürebilme zaman dilimi içerisinde. Bunu istismar etmek istediler; ama sonuç alamadılar”

FETÖ İLE MÜCADELE MESAJI: RUTİNİN DIŞINA ÇIKMAMIZIN DÖNEMİDİR

FETÖ ile amansız mücadelenin devam ettiğini dile getiren İçişleri Bakanı Soylu, “FETÖ, Avrupa’nın alışık olduğu türden bir terör örgütü değildir. Bizim gördüğümüz öyledir. Bunu dışarıya çok doğru ve ikna edici şekilde anlatmalıyız. Birçok Avrupa ülkesi FETÖ’yü hala okullar açan bir yardım kuruluşu gibi maalesef görmektedir. Özellikle FETÖ okullarının devri konusunu hep beraber takip etmeliyiz. Rutinin dışına çıkmamızın dönemidir. Yani bildiklerimizin, bize öğretilenlerin, bazen diplomatik nezaketlerin; çünkü ortaya koymuş olduğumuz nezaketlerin tamamı maalesef muhataplarımız tarafından eksik anlaşılmaktadır. Türkiye, dostluğundan imtina edilecek bir ülke değildir” dedi.

“BİLDİKLERİMİZİ BİLMİŞ OLSANIZ 2 SAAT, 3 SAAT UYKUNUN BİLE FAZLA OLDUĞUNU GÖRÜRSÜNÜZ”

FETÖ ile mücadelede, henüz yüzey olunduğuna dikkat çeken İçişleri Bakanı Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “FETÖ’nün yüzde yüz temizlendiğini söylemek, neredeyse 24 saatimizin önemli bir bölümünü uğraştığımız bir terör örgütünün yüzde yüz temizlendiğini söylemek, elbette ki isterim. Ama bunun bugün mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum. İddialı bir söz daha söyleyeyim. Henüz daha yüzeyindeyiz. İnanın FETÖ konusunda bizim bildiklerimizi bilmiş olsanız 2 saat, 3 saat uykunun bile fazla olduğunu hep beraber görmüş oluruz. Çok daha derindeler ve öyle sirayet etmişler. Ne kadar yerlere sirayet ettiklerini gördükçe her gün şaşkınlık içinde ama işimizin odaklanmasından hiç sapmadan yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. Belki de dünyanın bundan sonraki yüzyıllarda ders olarak nitelendirilecek bir terör örgütü stratejisi ortaya koymuşlar”
Kaynak: Hürriyet

25Boydakların da bulunduğu FETÖ davasına 3’üncü gününde devam edildi (2)

“SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM”
Kayseri 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen FETÖ davasının öğleden sonra görülen duruşmasında müşteki sanık işadamı Yılmaz Akansu, hakkında açılan terör örgütü üyeliği suçlaması ve davada şikayetçi olduğu konularla ilgili ifade verdi. Akansu, Kılıçaslan Eğitim Vakfını 1986 yılında yardıma muhtaç çocuklara eğitim verilsin diye kurduklarını söyledi. Akansu, “Ben, 3 çocuğu burs verilsin diye vakfa gönderdim ama bu çocuklara burs verilmedi. Yani benim hiçbir şeyle alakam yok. Taşınmazların kiraya verilmesi benim zamanımda olmadı. Benden sonra olmuştur. Yılmaz Akansu Koleji 100 bin liraya kiraya verilmiş. Ben bunu duyduktan sonra gittim. Bana ‘Sen ilkokul mezunusun senin aklın yetmez’ dediler. Bu olaylarda benim imzamı kim taklit ettiyse , onlardan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanının, FETÖ örgütüne üye olması konusundaki soruya Akansu, “Suçlamayı kabul etmiyorum. Ben örgüte üye değilim. Hükümetimin yanındayım.Sadece imzamı taklit edenlerden şikayetçiyim. Başka kimseden şikayetçi değilim” dedi.
“BENİ EV AĞABEYİ SEÇTİLER”
Mahkemede şikayetçi olarak ifade veren Ömer Koçak, 2012-2013 yılları arasında FETÖ’nün cemaat evlerinde öğrenci olarak kaldığını söyledi. Koçak, şunları söyledi:
“Burada beni ev ağabeyi olarak seçtiler. Ben bu pozisyonda kapasiteye sahip olmayacağımı söyledim. Ağabeylik yaptığım evde bana 3 ortaokul öğrencisi verdiler. Sonra bana öğrenciler askeri lise sınavlarına gireceklerini söylediler. Çocukları ders çalıştırdım. Sınava 3 gün kala bu çocukları benden alarak başka birilerinin çalıştıracağını söylediler. İçime kuşku düştü. Bir gün eve geldiğimde çocuklar evden sırayla çıkıyordu. Onların evdekilerle ne konuştuklarını sordum, bana ‘Kuran’a el bastık söyleyemeyiz’ dediler. Sınavdan sonra öğrencilerden birini aradım. Her şeyden haberim varmış gibi konuştum. Böyle konuşunca çocuk da ‘Ağabey verdiğiniz 80 sorunun 80’i de çıktı. Allah razı olsun’ dedi. Bunu duyunca öğrencilerle ilgilenenlere tepki gösterdim. Bu konuda tartışma çıktı. Olaylardan sonra evden ayrılarak ailemin yanına yerleştim.”
Diğer şikayetçi Mehmet Salih Keskin ise, 2012 yılında FETÖ’nün cemaat evinde kaldığını belirterek, “Cemaat evine yerleştiğim dönemde Kılıçaslan Eğitim Kurumları yazan bir kağıda burs başvurusunda bulundum. Burs bana çıkınca bankada hesap açtım. Kaldığım evin Hilmi kod adlı ağabeyi bana evin ihtiyaçları olduğunu söyleyerek bursu vermemi söyledi. Ben de namaz kılan insan oldukları için söylediklerine inandım. Bana çıkan burs miktarını bilmiyorum. Hilmi denen kişiden şikayetçiyim. bu kişinin gerçek adını bilmiyorum. Başka kimseden şikayetçi değilim” diye konuştu.
Şikayetçilerin ifadelerinin ardından ara verilen duruşma yarın devam edecek.
Kaynak: Hürriyet

24Ensar Vakfı tartışması mikrofon kapattırdı, CHP grubu Meclis’i terk etti

 

 

Ezgi ÇAPA/İSTANBUL, (DHA) ENSAR Vakfı ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB)  Meclisi’nde çıkan tartışmada, CHP’li meclis üyesinin konuşmasına devam etmesine izin verilmeyince CHP’li üyeler Meclisi terk etti. Meclis oturumu, CHP’li üyeler olmadan devam etti.

İBB Meclisi’nin Ocak ayı oturumlarında İBB CHP’li Meclis üyesi Seyit Ali Aydoğmuş gündem dışı söz alarak, 6 Ocak 2017’de toplanan Bahçelievler Belediye Meclisinde, Safiye Sultan Kız Yurdu’nun FETÖ terör örgütünden alınarak Ensar Vakfı’na verilmesini meclise taşıdı.

ENSAR VAKFI MİKROFON KAPATTIRDI
Aydoğmuş, konuşması sırasında, Meclis birinci Başkanvekili Ahmet Selamet tarafından birkaç kez “tahrik edici ve itham edici sözler kullanmaması” yönünde uyarıldı. Aydoğmuş’un konuşmasına Ensar Vakfı için ‘sabıkalı’ ifadesini kullanması ve sözlerine ‘Şimdi size sabıkalarını sayacağım’ diyerek devam etmesiyle, Meclise başkanlık eden Ahmet Selamet mikrofonun kapattırılması talimatını verdi. Konuşmasının tamamlanmasına izin verilmeyen Aydoğmuş, “Mikrofonun sesini kesmekle susturamazsınız, bunu mecliste yapıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. Mecliste çıkan tartışma sonucu Meclis birinci Başkanvekili Ahmet Selamet 10 dakika ara verdi.

MECLİS BAŞKANI ARA VERDİ, CHP’LİLER MECLİSİ TERK ETTİ
CHP’li Meclis üyeleri Selamet’in müdahalesine tepki göstererek salonu terk etti. 10 dakikalık aranın ardından meclise dönmeyen CHP Grubunu, Grup Sözcüsü Tonguç Çoban temsil etti.

“ÜSLUBUNU DÜZELTMESİ KONUSUNDA UYARDIM”
Aranın ardından kürsüden açıklama yapan Ahmet Selamet “Meclis Başkanı olarak konuşmalar sırasında diğer tarafı rahatsız edici üsluplar kullanmaması, üslubunu düzeltmesi konusunda uyardım” diyerek Aydoğmuş’un aynı üslubu sürdürmesi nedeniyle müdahale ettiğini söyledi. Konuşmaların ‘toplumun ortama algısı çerçevesinde yapılması gerektiğini belirten Selamet, “Bu toplumda doğru olarak ne algılanacaksa, bu konuşmalar yapılabilir. Bu toplumda yanlış olarak ne algılanacaksa yapılamaz düşüncesindeyim” dedi.

“ENSAR VAKFI ADINA SÖYLENEN SÖZLERİ KABUL ETMİYORUZ”
İBB’nin Ak Parti Grup Başkanvekili Yardımcısı Faruk Aydın ise aynı zamanda Ensar Vakfı Şube Başkanı görevini sürdürdüğünü belirterek “Ensar Vakfı kamu yararı taşıyan, milletimize hizmet eden bir vakıf. Vakıf adına söylenen sözleri asla vakıf olarak kabul etmiyoruz. Bu sözleri kendisine iade ediyorum” diye konuştu.
Tartışmanın ardından Meclis oturumu CHP grubu olmadan devam etti.

(FOTOĞRAF)

 

 
Kaynak: Hürriyet

23FETÖ şüphelileri Alanya’da yakalandı

 

Engin ANAK/ALANYA, (DHA) – ANTALYA’nın Alanya İlçesi’nde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aranan 2 şüpheli yakalandı.

Alanya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Amirliği ekipleri, Ankara’da yürütülen FETÖ/PDY soruşması kapsamında aranan ve örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’ kullandığı tespit edilen H.E. ve eşi B.E.’nin Alanya’ya bağlı Konaklı Mahallesi’ndeki bir otelde kaldığı bilgisine ulaştı. Bu sabah şüphelilerin kaldığı otele operasyon düzenleyen polis, karı- kocayı yakaladı. Gözaltına alınan H.E. ve B.E.’nin işlemlerinin ardından Ankara’ya gönderileceği belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

22Malatya’da FETÖ’den 22 öğretmen gözaltına alındı

Mikail PELİT/MALATYA , (DHA) – FETÖ’ye bağlı, daha önce açığa alıp ihraç edilen eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlere yönelik operasyonda 22 kişi gözaltına alındı.
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma çerçevesinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, örgüte bağlı, ihraç edilen Milli Eğitim kurumlarında görev yapan 22 öğretmen gözaltına alındı.
Şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından emniyete götürüldü.
Kaynak: Hürriyet

21Erdoğan’ın eski koruma müdürü FETÖ’den adliyede

Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA, (DHA) – ANTALYA’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde koruma müdürlüğünü yapan eski Emniyet Müdürü Maksut Karal, adliyeye sevk edildi.
Kemer İlçesi Göynük Mahallesi Göynük Kanyonu içerisindeki dağlık alanda geçen aralık ayında kaçak kazı yapıldığı ve 20 ton külçe altın bulunduğu ihbarı yapıldı. Bunun üzerine İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri bölgeye giderek araştırma başlattı. İnceleme sonunda girişi kapatılan bir mağarada altın rengine boyanmış 369 alçı külçe bulundu. Olayla ilgili 28 Aralık’ta 4 kişi gözaltına alındı.
Adliyeden serbest bırakılan şüphelilerden emekli emniyet müdürü Maksut Karal’ın FETÖ/PDY soruşturması kapsamında arandığı tespit edildi. İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince yeniden gözaltına alınan Maksut Karal, işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilerek adliyeye sevk edildi.
RESEN EMEKLİ EDİLMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde koruma müdürü olarak görev yapan 2’nci sınıf Emniyet Müdürü Maksut Karal, 29 Ekim’de 2016’da çıkarılan 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile resen emekli edilmişti.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

20Koray Aydın’dan MHP’li vekillere: Teklife ‘Evet’ demek, MHP’nin tasfiye edilmesinin vebalini üstlenmek demektir

ANKARA, (DHA) – MHP eski Milletvekili Koray Aydın, Anayasa değişiklik teklifiyle ilgili MHP milletvekillerine çağrı yaparak, “Ülküdaşlarımızın ezici çoğunluğunun karşı olduğu bu teklife evet demek, MHP’nin kuruluş ilkelerini, tarihini, parti programını, seçim beyannamesini ve nihayet ülkücülerin ortak aklını ve bunca yıllık mücadelesini görmezden gelmek; yok saymak demektir. İktidara gelmek için sistemin doğası gereği birinci ve ikinci partilerin yarışını öne çıkaran bu ucube sisteme evet demek, milliyetçi-ülkücü hareketin en büyük eseri MHP’nin göz göre göre tasfiye edilmesinin vebalini üstlenmek demektir” dedi.

MHP genel başkan adaylarından Koray Aydın, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Anayasa değişiklik teklifi ve partili cumhurbaşkanlığına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Partili cumhurbaşkanlığıyla cumhuriyet mirasının hiçe sayılacağını savunan Aydın, şunları kaydetti: “Ülkenin gündemi ve önceliği FETÖ, PKK, PYD, IŞİD gibi darbeci, bölücü, yıkıcı ve ayrılıkçı terör örgütleriyle mücadele, yolsuzluk, işsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığı gibi büyük sorunlar olduğu halde, olağanüstü hal şartlarının getirdiği iklimden yararlanmak suretiyle Türkiye’nin yönetim sistemi, AKP iktidarı tarafından adeta ‘yangından mal kaçırırcasına’ değiştirilmek istenmektedir. Oysa 14 yıllık AKP iktidarı sürecinin, bugün yaşadığımız büyük sıkıntıların kaldırım taşlarını döşediğini hiçbir zaman göz ardı edemeyiz. Tasarlanan bu model, mevcut Cumhurbaşkanı’nın siyasal kariyer planlaması üzerine inşa edilmiş; Genel Başkanımızın 23 Şubat 2016 tarihli grup toplantısında da belirttiği üzere ‘Recep Tayyip Erdoğan’ı mutlu etmek ve başkanlık hayalini temin etmek’ üzere hazırlanmıştır. Yine Sayın Bahçeli’nin 9 Mart 2016 tarihli yazılı açıklamasında işaret ettiği gibi bu teklif, ‘yalnızca bir kişinin egolarını tatmin etmek, mevki tutkusunu karşılamak ve kişisel kariyer açlığını doyurmak için parlamenter sisteme neşter vurmaya teşebbüs ederek geçmişe sünger çekilmesi, 93 yıllık Cumhuriyet mirasının hiçe sayılması anlamına’ gelmektedir. Anayasamızda Cumhurbaşkanı’na tanınan yetkilerin virgülüne dahi dokunulmadığı halde, sırf seçilme yöntemini bahane ederek, anayasayı çiğnemek ve ortaya çıkan fiili durumdan da bir sistem değişimi devşirmek, demokratik bir hukuk devletine aykırıdır ve asla kabul edilemez. Teklifin en önemli özelliklerinden biri, kuvvetler ayrılığına son vermesidir. Bu sistem, iddia edildiği gibi bir ‘Başkanlık Sistemi’ olsaydı net, katı ve kesin bir kuvvetler ayrılığı olması beklenirdi”

“YASAMA YETKİSİ ÖRTÜLÜ BİR ŞEKİLDE CUMHURBAŞKANI’NA DEVREDİLMİŞ OLACAK”

Anayasa değişiklik teklifiyle kuvvetler ayrımı yerine, kuvvetlerin tek elde toplanacağını ileri süren Koray Aydın, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Öte yandan teklifin ‘Başkanlık Sistemi’ olmaması da kuvvetler ayrılığının kaldırılmasına bir gerekçe teşkil etmemelidir. Demokratik hukuk devletinin temel unsurlarından biri hiç kuşkusuz kuvvetler ayrılığı ilkesidir. Kuvvetler ayrılığın olmadığı, yasama, yürütme ve yargının birbirini denetlemediği ve dengelemediği bir ülkede demokratik hukuk devleti, sadece sözde kalır; özde yaşaması mümkün değildir. Teklifte getirilen, cumhurbaşkanlığı seçimleri ile TBMM seçimlerinin aynı gün yapılması ve Cumhurbaşkanı ile TBMM’nin karşılıklı ve eş zamanlı fesih yetkisi, tam bir kuvvetler birliği mantığıdır. Bir başka önemli husus da halkoyu ile doğrudan seçilen Cumhurbaşkanı’nın, yürütme yetkisini tek başına kullanacak olmasıdır. Yürütme alanına giren konularda kanun kuvvetinde kararnameler çıkarmak, vekâlet vereceği ve halkın oyuyla seçilmemiş yardımcıları dâhil tüm bakanları ve üst düzey bürokratları tek başına atamak gibi yetkiler, ‘bir kişilik’ yönetim modeli anlamına gelmektedir. Öte yandan yürütme yetkisi içinde kalıp da kanunla düzenlenmemiş konularda, kararname çıkarma yetkisinin tanınması, pek çok konunun Cumhurbaşkanı’nın iradesiyle düzenlenebileceği anlamını taşımaktadır. Böylesi bir yetki, oldukça muğlak ve geniş bir alanı kapsamaktadır. Dolayısıyla keyfiliğe yol açması kaçınılmazdır.

Kaldı ki olağanüstü hal ilan etme yetkisi olan Cumhurbaşkanı’nın, olağanüstü hal döneminde sadece yürütme alanında değil, her alanda kararname çıkarma yetkisine sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Teklif, bir yasama organı olarak TBMM’nin işlevlerini de ortadan kaldırmaktadır. Geçmişteki tecrübeler ışığında, parti üyeliği devam eden Cumhurbaşkanı eliyle belirlenecek olan milletvekilleri, mevcut duruma göre daha da bağlı ve bağımlı bir konuma düşeceklerdir. TBMM’nin yasa yapma, değiştirme ve kaldırma yetkisi, bu durumdan etkilenecek; parti disiplini daha da güçlenerek farklı düşüncelere engel teşkil edecektir. Yasama yetkisi, örtülü bir şekilde Cumhurbaşkanı’na devredilmiş olacaktır”

“GAZİ MECLİS’İN DÜŞÜRÜLDÜĞÜ DURUM: 360’A KARŞI, 1 OY”

Teklifle Meclis’in denetim yetkisinin sıfırlanarak, ‘danışma meclisi’ne dönüşeceğini belirten Aydın, “Böylesi bir TBMM’nin yürütme organı üzerinde yasama denetimi yapması beklenemez. Gensoru, güvenoyu ve sözlü soru önergesi kaldırılmış, meclis soruşturması ve bütçe onaylama kısıtlanmış böylece yasama organının yürütme üzerindeki denetim yetkisi adeta sıfırlanmıştır. Teklifle TBMM, etkisiz, yetkisiz ve işlevsiz bir kuruma dönüştürülmekte; adeta bir ‘Danışma Meclisi’ olmaktadır. Tek parti döneminde Türk İstiklal Savaşı’nın Başkomutanı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bile tanınmayan Gazi Meclis’i feshetme yetkisi başta olmak üzere, pek çok yetkinin tek adama verilmesi, bugün eriştiğimiz çok partili demokratik hukuk devleti döneminde, tam bir akıl tutulması anlamına gelmektedir. Teklif metninde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne de seçim kararı alma yetkisi lütfedildiği (!) görülmektedir. Ancak hiçbir gerekçe göstermeden tek başına seçim kararı alacak Partili Cumhurbaşkanının 1 oyuna karşılık, parlamentoda yüzde 60 oy, yani 360 milletvekilinin oyu gerekmektedir. Milli iradenin tecelligâhı Gazi Meclis’in düşürüldüğü durum aynen şöyledir: 360’a karşı, 1 oy” dedi.

“İÇİ BOŞ SÖYLEMLER MİLLİYETÇİ-ÜLKÜCÜ CAMİANIN AKLIYLA ALAY ETMEKTİR”

Anayasa değişiklik teklifini ‘seçilmiş krallık’ olarak nitelendiren Koray Aydın, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Teklifle getirilen yargı düzeninin hali de içler acısıdır. Hukukun üstünlüğünü sembolize eden ‘Yüksek’ ibaresinden rahatsızlık duyulmuş olacak ki yeni adıyla Hâkimler Savcılar Kurulu’nun 13 üyesinden 1’i Adalet Bakanı, 1’i Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve 4’ü de üye olmak üzere 6’sını Partili Cumhurbaşkanı olarak bizzat atayacak, 7 üyeyi de parti genel başkanı sıfatıyla yine bizzat kontrolündeki TBMM marifetiyle atayacaktır. Anayasa Mahkemesi ve yüksek yargı üyelerinin ezici çoğunluğunu da belirleyecek olan Partili Cumhurbaşkanı, böylece yasama, yürütme ve yargıyı tek başına kontrol edecek; bütün güçleri elinde toplayacak ve kelimenin tam anlamıyla seçilmiş kral olacaktır. Bütün bu değişiklik teklifleri, Anayasamızın ruhunu teşkil eden başlangıç kısmıyla ve ilk üç maddeyle uyuşmamaktadır. Söz gelimi, ‘Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir’ şeklindeki 2. maddenin içi boşaltılmış olacaktır. Dolayısıyla ‘İlk 4 maddeye dokundurtmadık.’ söylemleri, açık veya kapalı ama hazin bir aldatmadan ibarettir.

Aynı şekilde, ‘Türklüğün korunduğu’ veya ‘Türk Tipi Başkanlık’ getirildiği şeklindeki içi boş söylemler de milliyetçi-ülkücü camianın aklıyla alay etmektir. Zira teklifte Türklüğün lehinde ilave hiçbir düzenleme olmadığı gibi Türk Milleti, bir kişinin insafına terk edilmektedir. Böylesi bir düzenleme, millet iradesini dikkate almamak ve fiilen Türklüğü hiçe saymak anlamına gelmektedir.

Çok değil bundan 1 yıl önce Genel Başkanımız, 10 Ocak 2016 tarihinde Milletvekilleri, MYK ve MDK üyelerinin de hazır bulunduğu basın toplantısında şu can alıcı soruları sormuştu: ‘Bugün başkanlık isteyenler, yarın hanedanlık kuracağız derlerse ne yapacağız? Bugün başkan olacağım diyenler, yarın Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi ve milli mirasını tamamıyla ters tasarruflarla dağıtırsa ne yapacağız? Bugün başkan olanlar, yarın krallık iddiasında bulunurlarsa buna nasıl mani olacağız?'”

AYDIN’DAN MHP’Lİ VEKİLLERE: ‘EVET’ DEMEK, MHP’NİN TASFİYESİNİN VEBALİNİ ÜSTLENMEK DEMEKTİR

MHP milletvekillerine teklifle ilgili çağrıda bulunan Aydın, şunları kaydetti: “Hanedanlığa ve krallığa mani olmanın yolu, ‘Partili Cumhurbaşkanlığı’ teklifine öncelikle TBMM’de ‘Hayır!’ demekten geçmektedir. Bu vesileyle Milletvekillerine ama özellikle de Ülkücü Hareket’i temsil eden MHP Milletvekillerine seslenmek ve tarihi bir çağrıda bulunmak istiyorum. Öncelikle tüm ülküdaşlarımızın merak ettiği soru şudur: MHP, ne zaman ve hangi yetkili kurulunda bu sistem değişikliği teklifini görüşmüş ve ‘evet’ kararı almıştır? Bu sorunun cevabını vicdanınızda sorgulayınız. Oysa MHP’nin kurucu lideri olan, doktrini tayin eden, teşkilatını kuran, son Genel Sekreteri olmaktan onur duyduğum Başbuğ Alparslan Türkeş’in, önemli kararlar öncesinde ‘MHP ne yapacak?’ sorusuyla uzatılan mikrofonlara cevabı her zaman ‘yetkili kurullarımıza danışacağız, ona göre karar vereceğiz’ şeklinde olmuştur. Ülküdaşlarımızın ezici çoğunluğunun karşı olduğu bu teklife evet demek, MHP’nin kuruluş ilkelerini, tarihini, parti programını, seçim beyannamesini ve nihayet ülkücülerin ortak aklını ve bunca yıllık mücadelesini görmezden gelmek; yok saymak demektir. İktidara gelmek için sistemin doğası gereği birinci ve ikinci partilerin yarışını öne çıkaran bu ucube sisteme evet demek, milliyetçi-ülkücü hareketin en büyük eseri MHP’nin göz göre göre tasfiye edilmesinin vebalini üstlenmek demektir”

“SEÇİLMİŞ KRALLIĞA VE SALTANATA ONAY VERMEYİN”

MHP eski Milletvekili Koray Aydın, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Nihayet devletin bütün yönetim erklerini tek elde toplayan bu teklife evet demek, seçilmiş krallığa ve saltanata onay vermektir. Sayın Milletvekilleri buna izin ve onay vermeyin. Yol kavşağına gelmiş Türk Milleti, İslâm Âlemi ve bütün insanlık, gözünü Ankara’ya dikmiştir. Türklüğün başkenti, İslâm’ın göz bebeği, mazlumların ümit ışığı ve demokrasinin tecelligâhı Ankara’da, emperyalizme başkaldırının sembolü Gazi Meclis, tarihi bir sorumlulukla baş başadır. Temennimiz, bu kutlu başkaldırıda sevdamız MHP’nin öncü olmasıdır. Tarih, bu mesuliyeti anlayanları ve gereğini yerine getirenleri altın harflerle yazacak; bundan nasibini almamışlara da gereğini yapacaktır”
Kaynak: Hürriyet

19(Düzelterek yeniden) – Mustafa Boydak’ın kardeşi Bekir Boydak’ın da aralarında bulunduğu 60 iş adamı tutuklandı

 

Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından FETÖ’nün finansal yapılanmasına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında örgüte himmet topladığı ve finansman sağladığı iddia edilen 60 iş adamı tutuklandı. Tutuklananlar arasında Boydak Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak’ın kardeşi iş adamı Bekir Boydak da var.

Hakim, soruşturmada adı geçen bir başka Boydak, Mustafa Boydak’ın oğlu Mahmut Sami Boydak ve 3 iş adamı için de ev hapsi uygulamasını kararlaştırdı. 50 şüpheli de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

35 İLDE OPERASYONLAR DÜZENLENDİ

Sulh Ceza Hakimliği’nden alınan karar doğrultusunda, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri 35 ilde gerçekleştirdiği operasyonlarda 164 iş adamını gözaltına almıştı. 110 iş adamının yurt dışında olduğu belirlenirken, 106’sının da firari olarak arandığı belirtilmişti. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 164 iş adamı dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na götürüldü. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca sorgulanan iş adamlarından, 110’u tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk edildi.

BEKİR BOYDAK’IN DA BULUNDUĞU 60 KİŞİ TUTUKLANDI

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan şüphelilerden 60’ı tutuklandı. Aralarında Boydak Holding Yönetim Kurulu eski Başkanı Mustafa Boydak’ın kardeşi iş adamı Bekir Boydak ve bazı iş adamları, “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet” suçundan tutuklanırken diğerleri ise “Terör örgütü üyeliği” suçundan tutuklandı.

4 İŞADAMINA EV HAPSİ

Sulh Ceza Hakimliği, Mustafa Boydak’ın oğlu Mahmut Sami Boydak ile birlikte 4 iş adamı hakkında ise, delillerin büyük çoğunluğunun toplanmış olması ve suç vasfının değişmesi ihtimalini dikkate alarak bu kişiler hakkında ev hapsi uygulanmasına karar verdi. 46 iş adamı ise adli kontrol kararı şartıyla serbest bırakıldı.
Kaynak: Hürriyet

18Kredi desteğinden 15 bin esnaf yararlandı

SİVAS, (DHA)- SİVAS Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (SESOB) Başkanı Beşir Köksal, hükümet tarafından esnaf ve sanatkara yönelik olarak sağlanan kredilerin bu yılda devam edeceğini ve sicil affının olacağını söyledi.

Basın İlan Kurumu İl Müdürlüğü görevine atanan Sabri Karakaya’yı ziyaret ederek bir süre sohbet eden SESOB Başkanı Beşir Köksal, hükümet tarafından esnafa yönelik olarak sağlanan 50 bin TL’lik kredi desteğinin devam edeceğini vurguladı. Köksal, KOBİ’lere yönelik olarak olarak hayata geçirilen 50 bin liralık destekten Türkiye genelinde 15 bin esnafın faydalandığını, bu sayının yeterli olmadığını vurgulayarak, kredi desteğinin bu yılda devam edeceğini belirtti. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının sicil affı ile ilgili çalışmaları olduğunu dile getiren Köksal, “Esnaf ve sanatkarımız gerçekten zor durumdadır. Ülkemizde yaşanan terör olaylarından da etkilenen esnaflarımız zor durumdadır. Giderlerini karşılayamadığı için sicili bozulmayan esnafımız neredeyse kalmamıştır. Çek, senet, kredi kartı ve bireysel kredilerin ödenmemesiyle oluşan banka kayıtlarının dikkate alınmaması hususunda yeni bir düzenleme yapıldı. İnşallah bu düzenleme 2017 yılında hayata geçirilecek ve esnafımız da sicil konusunda rahatlayacaktır” dedi.

2016 yılının iyi geçmediğini ve başta FETO terör örgütü olmak üzere terörün ülkemizde huzurumuzu bozmaya çalıştığını ancak Türk milletinin tek ses tek yürek olması sayesinde gereken cevap verildiğini belirterek, Türkiye’yi ve burada yaşayan halkı bölmeye ve parçalamaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini dile getirdi. Basının önemine vurgu yapan Köksal, yazılı ve görsel olarak gece gündüz demeden çalışan tüm basın çalışanlarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü de kutladıktan sonra Karakaya’ya yeni görevinde başarılar diledi. SESOB Başkanı Beşir Köksal, gerek KOBi’lere yönelik olarak sağlanan kredi desteği gerekse de sicil affı konusunda yaptığı çalışmalardan dolayı başbakan Binali Yıldırım’ın şahsında bakanlara, milletvekillerine ve TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’e teşekkür etti.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden Basın İlan Kurumu Müdürü Sabri Karaya Sivas’ta görev yapmaktan dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Cumhuriyetin temellerinin atıldığı tarihi bir kentte görev yapmak bizleri de gururlandırıyor. Çanakkale’den Sivas’a geldim. Kendi memleketimde çok mücadeleden geçmiştir. Bu yüzden iki il arasında bir bağ vardır. Burada görev yaparken her zaman diyalog içerisinde olacağım ve yapılan çalışmalara destek vereceğim. Siz değerli başkanımızın ziyaretinden dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

17Bakan Akdağ’dan ‘açık oy’ iddialarına yanıt: Oyumuzu kırk defa açık etmişiz, gizlenecek bir şey mi var? (2)

“AYNISINI YAPSALAR YİNE AYNI TEPKİYİ GÖSTERİRDİM”

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Anayasa değişiklik teklifine ilişkin oylamada, açık oy kullandığına yönelik iddialar hakkında “Bu ülkede hukuk var. Eğer ben yanlış bir şey yapmışsam bir suç işlemişsem, onlar suç diyorlar, sen misin savcı ya da hakim kardeşim? Oyumuzu kırk defa açık etmişiz. Gizlenecek bir şey mi var? Evet, ‘evet’ oyu veriyorum” dedi.

Kendisini kamerayla çeken CHP’li milletvekillerine de tepki gösteren Bakan Akdağ, “CHP’li milletvekillerine ne oluyor da gelip, gözümüzün içine kadar kamera sokma hakkını buluyorlar kendilerinde? Ben de tepkisini gösteren milletvekillerinden birisiydim. Yine aynısını yapsalar yine aynı tepkiyi gösterirdim” diye konuştu.

TERMAL KAMERALI YENİ HELİKOPTERLER GELİYOR

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ankara’daki The Green Park Hotel’de yapılan 2016 yılı değerlendirme toplantısında, sağlık muhabirleriyle bir araya geldi. Akdağ, bakanlığın 2016 yılı değerlendirme toplantısında, geride bırakılan yılda yapılanları ve 2017 yılında yapılacak projeleri anlattı. Gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye’nin en büyük sağlık sorunları arasında şişmanlık, hareketsizlik ve sigara kullanımının bulunduğuna dikkat çeken Akdağ, “Bu sorunlar kalp damar hastalıklarına, inmelere ve şeker hastalığına neden oluyor. Örneğin şeker hastalığı Türkiye’de ikiye katlandı. Şuanda toplam 17 helikopter ambulans ve üç uçak ambulansımız var. Buna bir daha ekleyeceğiz. Bu yıl üç helikopter ambulans daha alacağız ve bunlarda termal kamera olacak. Böylece kazazedenin yerini belirleyebileceğiz. Bu helikopter ambulanslar yük taşıyabilecek. Kurtarma vinçleri olacak. Yere inmeden kazazede alınabilecek” dedi

İSTANBUL’A 53 YENİ 112 İSTASYONU

İstanbul’da 255 tane 112 istasyonu bulunduğunu hatırlatan Akdağ, “Bunlara 53 tane daha ekleyeceğiz. 53 mobil istasyonumuz da devreye girdi. Bunlar sürekli olarak hareket halinde olacaklar. İlk yardım eğitimleri artık parasız olacak. Böylece eğitim alan kişi sayısını bir milyondan iki milyona çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

HALKIN YOĞUN OLDUĞU YERLERE KALP CİHAZI

Vatandaşların yoğun olarak ziyaret ettiği alışveriş merkezleri gibi yerlere, otomatik çalışabilen kalp cihazı konulacağını açıklayan Bakan Akdağ, “Bu elektrikli cihazlar, kalbin durması ya da ritmin anormal hal alması durumunda kullanılıyor. Cihazlar yangın söndürme cihazları gibi monte edilecek. Gereksiz antibiyotik kullanımını engellemek için de ciddi bir program başlatıyoruz. Doktorlara beta tespit çubuğu verilecek. Böylece vatandaş bekletilmeden 5 dakika içinde beta virüsü olup olmadığı tespit edilecek” dedi.

3 BİN 500 KİŞİYE BİR AİLE HEKİMİ DÜŞÜYOR

Türkiye’de 3 bin 500 kişiye, 1 aile hekimi düştüğünü dile getiren Akdağ, aile hekimliğiyle ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bu yıl bu rakamı 3 bine, 2023’te ise iki bine düşürmeyi hedefliyoruz. Maalesef Avrupa’ya göre doktor sayısı en az olan ülkelerden biriyiz. Bu sayı mutlaka artırılmalı. 4 yeni aile hekimliği birimi açacağız. Aile hekimleri artık anne bebek sağlığına odaklanmanın yanı sıra, tansiyon, şeker, kronik akciğer hastalıkları takibi, şişmanlık ve sigarayı bıraktırma konusunda da çalışacaklar. Yeni Sağlıklı Yaşam Merkezleri kuracağız. Bu merkezlerde diyetisyenden beden eğitimi öğretmenine, kronik hastalıkların yönetimi için hemşirelere kadar pek çok unsur olacak. Vatandaşa nasıl egzersiz yapılması gerektiğini öğreten egzersiz salonlarımız da yapılacak”

Bakan Akdağ, ayrıca 16 ilde 85 Göçmen Sağlığı Merkezi bulunduğunu belirterek, “Bu merkezlerin sayısını 500’e çıkaracağız. Böylece göçmenlerin sağlığı konusunda çok daha sürdürülebilir bir model geliştirmiş olacağız” dedi.

AKDAĞ: ŞİDDETİ KENDİME YAPILMIŞ SAYARIM

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına da değinen Sağlık Bakanı Akdağ, “Kim herhangi bir personele şiddet uygularsa bunu kendime yapılmış sayarım. Bu nedenle bu tür konuları bizzat takip edeceğim” açıklamasında bulundu.

6 BİN 315 KİŞİ MEMURİYETTEN ATILDI

Bakan Akdağ, FETÖ ile mücadele kapsamında, titiz bir çalışma yürüttüklerini belirterek, “FETÖ’ye üyelik nedeniyle 9 bin 673 personel açığa alındı. 6 bin 315 kişi memuriyet görevinden çıkarıldı. 2 bin 414 kişi göreve iade edildi. 944 personel hakkında çalışma devam ediyor” diye konuştu.

AKDAĞ: NE HAKLA GELDİN, BENİM VİDEOMU ÇEKİYORSUN?

Toplantıda açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Bakan Akdağ’a TBMM Genel Kurulu’ndaki Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde ilk akşam yaşanan ‘açık oy’ krizi soruldu. Bazı CHP’li milletvekillerinin kendisine yönelik açık oy kullandığını iddia ederek, suç işlediğine dair ithamları sorulan Bakan Akdağ, “Mümkün olsa da inşallah olabilir, yani gençsiniz yarın milletvekili olursunuz, o Genel Kurul’a girersiniz. Sizleri o ortama götürsek, yaşasınız. Oy kullanacaksınız. Ben yeni bir politikacı değilim. Defalarca anayasa oylamalarında oy kullandım. Nasıl kullanıldığını da hepimiz biliyoruz. Gidiyorsunuz orada bir kabin var. Önünde, içinde, neyse bir yerde koyuyorsunuz bir pulu içine, kapatıyorsunuz götürüp, atıyorsunuz. Meşhur bir fıkra var. Birisi bir pire ilacı satıyor. Alıyor, bir başkası kullanıyor. Bir faydası olmuyor pireye. Gelip diyor ki ‘Arkadaş, hani bu kadar para verdim, pire ilacı aldım. Hiçbir faydası olmadı’. ‘Nasıl kullandın?’ diyor. ‘Böyle sıktım’ diyor. ‘Olur mu, yakalayacaksın, gözüne sıkacaksın, ölecek’ diyor. Aynen bu mantıkla gözünüzün içine kadar yaklaşmış orada bir milletvekili sizin kamerayla fotoğrafınızı çekmeye çalışıyor. Ben de açıkça ‘Sen kim oluyorsun?’ diyorum. Ne hakla geldin, benim burada videomu çekiyorsun? Orada bir yöntem var. İsimleri okunan insanlar, oylarını veriyorlar. Otur, senin de sıran geldiği zaman oyunu ver” diye konuştu.

“18 MADDENİN 18’İNE DE BEN ‘EVET’ OYU VERECEĞİM”

Anayasa değişikliğine ilişkin oylamada ‘evet’ oyu kullanmasının gizlenecek bir şey olmadığını belirten Akdağ, “Bu ülkede hukuk var. Eğer ben yanlış bir şey yapmışsam bir suç işlemişsem, onlar suç diyorlar, sen misin savcı ya da hakim kardeşim? Bu ülkenin Anayasa Mahkemesi var. Bu oylamalar Anayasa Mahkemesi’ne de gidiyor. Ayrıca biz 316 milletvekiliyle AK Partililer olarak zaten bu teklifi veren kişileriz. Oyumuzu kırk defa açık etmişiz. Gizlenecek bir şey mi var? Evet, ‘evet’ oyu veriyorum. Anayasa, şu imkanı veriyor. Oyunu sıkı sıkıya gizlemek isteyen kişiye, ‘Bunu gizleyebilirsin’ imkanı veriyor. Ben açık ediyorum zaten. Orada açık etsem ne fark eder, orada da etmiyoruz da. İmza vermişim. Dün söyledim, bugün de söylüyorum. Evet, 18 maddenin 18’ine de ben ‘evet’ oyu vereceğim. Bunlar yakışık almıyor ve ana muhalefet partisinin acizliğini gösteriyor” dedi.

CHP’Lİ VEKİLLERE TEPKİ: NE OLUYOR DA GÖZÜMÜZÜN İÇİNE KAMERA SOKMA HAKKINI BULUYORLAR KENDİLERİNDE?

Kendisini kamerayla çeken CHP’li milletvekillerine de tepki gösteren Sağlık Bakanı Akdağ, “Şundan korkuyorlar. Anayasa ile ilgili bir referandum yapılacak. Enteresandır, biz anayasayı Meclis’te yapıp, bitirmeyeceğiz. Yapmaya çalıştığımız milletin önüne bir anayasa teklifi ile gitmek. 18 maddelik bir anayasa teklifi, en aşağıya 2 aylık bir süre olur muhtemelen. Defalarca tartışılacak. Sonunda buna vatandaş karar verecek. CHP’li milletvekillerine ne oluyor da gelip, gözümüzün içine kadar kamera sokma hakkını buluyorlar kendilerinde? Ben de tepkisini gösteren milletvekillerinden birisiydim. Yine aynısını yapsalar yine aynı tepkiyi gösterirdim, açık söyleyeyim” açıklamasında bulundu.

MECLİS BAŞKANI KAHRAMAN’IN SAĞLIK DURUMUYLA İLGİLİ AÇIKLAMA: ‘ŞAKA YAPTIM’ YAZMIŞ

Güven Hastanesi’nde tedavisine devam edilen TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın sağlık durumu da sorulan Bakan Akdağ, şöyle konuştu: “Bu sabah yemek yemeye de başlamış. Çok başarılı bir damar ameliyatı geçirdi. Büyük damarlardan birinden ameliyat geçirdi. Bu ameliyatların ameliyat sonrası yoğun bakım dönemi var. Birkaç gün önce de küçük bir enfeksiyon geçirdi. Önemli bir riskten korunmak için de yoğun bakıma alındı. 2 gün önce yoğun bakıma alındığı ilk günün ertesinde, tahtaya çocuklarına bir yazı yazmış. Oğlu var Fatih. Şaka yaptım, diye yazı yazmış. Meclis Başkanı’mızın böyle bir özelliği de var. Durumu iyiye gidiyor. İnşallah yakın zamanda hastaneden çıkarmayı umut ediyoruz”

Tahsin GÜNER-Muhammet BAYRAM / ANKARA, (DHA)
Kaynak: Hürriyet

16Milli Piyade Tüfeği (MPT-76) envantere girdi

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Silah Fabrikası’ndaki Milli Piyade Tüfeği’nin (MPT-76) teslim töreninde yaptığı konuşmada, ayrı bir gururun yaşandığını belirtti.

Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen, her türlü arazi ve hava şartlarında görev yapacak MPT-76’nın seri üretimi tamamlanan ilk partisinin Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edildiğini belirten Bakan Işık, hayırlı olması temennisinde bulundu.

Silahın yapımında emeği olanlara teşekkür eden Işık, “Bu topraklar bize kolay vatan olmadı. Bu toprakların bize vatan olarak kalması için öncelikle çok güçlü bir demokrasiye, güçlü bir ekonomiye ve güçlü bir silahlı kuvvetlere ekmek, su kadar muhtacız.” diye konuştu.

Türkiye’nin dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerinden birine sahip olduğunu ifade eden Bakan Işık, şunları söyledi: “Silahlı Kuvvetlerimizin bu gücünün başında insan unsuru gelmekte. Gerçekten nitelikli insan kaynağımız var. Son dönemlerde TSK’nın içine sızan hain FETÖ’nün her türlü TSK’yı zayıflatma faaliyetine rağmen TSK, hamd olsun gücünden bir şey kaybetmedi. 15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra bu yapıyla ilgili TSK içinde yaptığımız temizlikten sonra Türk Silahlı Kuvvetlerimiz çok daha güçlü hale geldi. Bu nitelikli insan kaynağını dünyanın en iyi silahlarıyla donatmak da bir vatan görevidir. 14 yıldır, TSK’ya kendi yerli ve milli imkanlarla üretilen silahlarımızı teslim etmek, bu noktada dışa bağımlılığımızı minimize etmek için gece-gündüz çalışıyoruz. Kıbrıs Barış Harekatı’nda müttefiklerimizin ortaya koyduğu tavır bizim her zaman mümkün olan en yüksek yerlilik oranında TSK’yı donatmamızın gerekliliğini ortaya koydu. Özellikle 90’lı yıllarda terörle mücadelede ve son dönemde bölgesel olaylardan sonra bazı ülkelerin Türkiye’ye bu noktada tekrar ambargo tehdidinde bulunması aslında ne kadar doğru yolda olduğumuzun bir göstergesi.”

SAVUNMA SANAYİNİN GELDİĞİ NOKTA

Milli Piyade Tüfeği’nin güvenlik güçlerinin güvenle kullanacağı bir silah olduğunu vurgulayan Bakan Işık, Türkiye’nin 14-15 yıl önce savunma sanayi alanında yüzde 80 oranında dışa bağımlı olduğunu belirtti. Bu oranı bugün yüzde 40 seviyesine düşürdüklerini vurgulayan Işık, “Hedefimiz bu oranı yüzde 20’lerin de altına düşürmek. Artık Türkiye, başkasına bu noktada gıptayla bakan bir ülke değil, pek çok ülkenin kendisine gıptayla baktığı, yani gıptayla bakılan bir noktaya geldi.” ifadesini kullandı.

Milli Piyade Tüfeği’nin projelerinin satılmasıyla ilgili adli sürecin devam ettiğini anımsatan Bakan Işık, “Artık bu noktada projeleri çalınan bir ülke, özellikle gıptayla izlenen bir ülke noktasındayız. Kim hainlik, yanlış yaparsa mutlaka bedelini ödeyecek ama bu olay Türk savunma sanayinin geldiği noktayı da gösteriyor” dedi.

TÜFEK ORGENERAL ÇELİK’ETESLİM EDİLDİ

MKE Silah Fabrikası’ndaki törenle, Türk mühendislerince tasarlanan yerli üretim Milli Piyade Tüfeği (MPT-76), Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edildi. Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir, tören alanındaki bir MPT-76’yı Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’a verdi.

Milli Piyade Tüfeği’ni teslim almaktan duyduğu gururu ifade eden Orgeneral Çolak, “MPT-76’nın Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesiyle bir kuvvet çarpanı silah olarak bunu operasyonel faaliyetlerimizde ve plan görevlerimizde kullanacağımızı değerlendiriyoruz.” diye konuştu.

ATIŞ YAPTILAR

Törenin ardından Milli Savunma Bakanı Işık ve Orgeneral Çolak, binadaki atış poligonuna gitti. Milli Piyade Tüfeği ile ilk olarak Bakan Işık, atış gerçekleştirdi. Işık, 5 atışta da hedefi tam isabetle vurmasının ardından, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Çolak ile hedef kağıdını inceledi. Orgeneral Çolak, Milli Savunma Bakanı Işık’ın atışlarına yönelik, “Vuruş istikrarınız çok güzel” ifadesini kullandı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Çolak da yaptığı 5 atışla hedefi tam isabetle vurdu.

 
Kaynak: Hürriyet

15STK’lar terörü lanetledi

 

Yusuf DEMİR/ANTALYA, (DHA) – ANTALYA Gönüllü Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Güçbirliği Platformu üyeleri terörü ve terör örgütlerini lanetledi.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen basın toplantısına, STK Güçbirliği Platformu Yürütme Kurulu Üyeleri Toplumsal ve Ekonomik Araştırmalar Merkezi Derneği (TEAMDER) Başkanı Ali Yılmaz, Türkiye Trafik Kazaları Önleme Derneği Antalya Şubesi Başkanı Abdullah Gökmen, Türk Anneler Derneği Antalya Şubesi Başkanı İnci Savran, Konyalılar Derneği Başkan Yardımcısı Nihal Poyraz, Antalya Yetim ve Muhtaç Çocuklara Yardım Derneği Vakfı’ndan (AYÇOV) Pınar Yakşi katıldı.

Platform adına açıklama yapan Ali Yılmaz, STK Güçbirliği Platformu’nun demokrasiye, insan haklarına, evrensel değerlere inandığını, Cumhuriyet ve onun kurucusu büyük önder Atatürk’e sadakatle bağlı, her düşünceye açık ve eşit mesafede hoşgörülü, barışçıl, adaletli bir yönetimin ısrarcısı ve takipçisi olduğunu söyledi.

TERÖRÜN HEDEFİ

Türkiye’ye yönelik kirli oyunlar oynandığını, küresel güçler ve yerli işbirlikçilerinin terör örgütlerini kullanarak ülkedeki birlik ve bütünlüğü bozmayı hedeflediğini kaydeden Yılmaz, “Ülkemizin farklı şehirlerinde bombalar patlatılıyor. Terör, ülkemizi yönetilemez hale getirmeyi amaçlıyor. Terör, bizleri yılgınlığa düşürerek, korku yaratarak normal yaşantımızdan alıkoymak istiyor. Terör, insanlarımızı ırk, mezhep ve inanç farklılıklarını körükleyerek bizleri ayrıştırmak, ötekileştirmek ve kutuplara bölmek istiyor” dedi.

Başkan Ali Yılmaz, PKK eylemleriyle; Kürt- Türk, DAEŞ eylemleriyle; dindar- laik, mezhepçilik körüklenerek de Alevi-Sünni çatışması yaratılmaya çalışıldığını söyledi. PKK, DAEŞ, DHKP/C ve FETÖ gibi terör örgütlerinin Türkiye’nin geleceğini karartmak için aynı merkezlerde kurgulandığına inandığını vurgulayan Ali Yılmaz, “Ülkemizde gönül rahatlığı ile her zaman olduğu gibi huzur içerisinde yaşamak istiyoruz. Bizler Antalya Gönüllü STK Güçbirliği Platformu olarak terör nereden ve kimden gelirse gelsin karşıyız. Demokrasi düşmanı darbelere de” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Kaynak: Hürriyet

14Bem-Bir-Sen’den Başkan Ertürk’e anlamlı ödül

Hasan POLAT/KAZAN(Ankara), (DHA)- BEM-Bir-Sen tarafından geleneksel olarak düzenlenen ‘İbrahim Keresteci Basın Ödülleri’ kapsamında, FETÖ darbe girişimi sırasında 4’üncü Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan kalkarak sivil halkı, TBMM’yi ve devlet kurumlarını bombalayan F-16’ları engellemeye çalışırken 9 şehit, 92 gazi veren Kahramankazan’a 3 anlamlı ödül verildi. Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk ve Kahramankazanlı gaziler Derya Ovacıklı ile Mustafa Zorova sendika tarafından özel ödüle layık görüldü.

Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası’nın (Bem-Bir-Sen) “İbrahim Keresteci Basın Ödülleri” sahiplerine verildi. Trafik kazası sonucu 2010’da yaşamını yitiren sendikanın eski genel sekreteri İbrahim Keresteci anısına dağıtılan ödüller kapsamında, FETÖ darbe girişimi sırasında verdiği destansı mücadeleyle tarihe altın harflerle yazılan Kahramankazan’a üç özel ödül verildi. Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk ve Kahramankazanlı gaziler Derya Ovacıklı ve Mustafa Zorova 15 Temmuz Özel Ödülü’ne layık görüldü. Ödüller bir otelde düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Gazi Ovacıkılı’ya ödülü tedavi gördüğü hastanede, Zorova’ya ise evinde verildi. Dike tarafından bazı gazete, televizyon ve haber ajansları da ödüle layık görüldü.

İKİNCİ ÇANAKKALE

Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk yaptığı konuşmada, böylesine anlamlı bir ödülü almaktan dolayı gurur duyduğunu söyledi. Ertürk, “Kahramankazanlılar çıplak elle, yüreğindeki imanla tüm dünyaya nasıl dimdik durulacağını gösterdi. Milletimizin basireti ve feraseti sayesinde 15 Temmuz’u atlattık.Kahramankazanlılar, darbe girişiminin yaşandığı gece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir rol üstlenmiştir. Üstlendikleri bu rol, Türkiye Cumhuriyeti’nin darbeci hainler tarafından ele geçirilmesini, demokrasimizin geri dönülemeyecek şekilde yara almasını, ezanlarımızın susturulmasının engellenmesinde oldukça önemlidir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyon ekranlarında halkı meydanlara inmeye çağırmasının ardından, vakit kaybetmeden ilçemizdeki insanlarla birlikte Kazan Meydanı’nda buluşmaya başladık. Cumhurbaşkanımıza, Başkomutanımıza, liderimize, demokrasimize ve Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında tüm demokratik kazanımlarımıza sahip çıkmak için 4’ncü Ana Jet Üssü’ne yöneldik. Burada 9 kardeşimiz şehit düşerken, 92 kardeşimiz ise gazi oldu.101 yıl önce Çanakkale’de nasıl bir destan yazıldıysa, Kahramankazanlılar ve milletimiz 101 yıl sonra yine sahneye çıkarak aynı destanı yazmıştır. Bu ödül törenini yapabiliyorsak bu 247 şehidimiz ve 2195 gazimizin yüzü suyu hürmetinedir. Allah onlarda razı olsun” dedi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

13Sağlıkçılar Adliye şehitleri andı

İZMİR Sağlık Sen 2 Nolu Şube yönetimi ve çalışanları, İzmir Adliye Sarayı önünde meydana gelen terör saldırısında şehit düşen polis Fethi Sekin ve mübaşir Musa Can için tören düzenledi. Şube Başkanı Ekrem Özdemir, “Terörü öven, terörü destekleyen, teröre alkış tutanlara inat aziz milletimizle birlikte sağduyulu olacak ve birbirimize daha çok kenetleneceğiz” dedi.

Sağlık Sen İzmir 2 No’lu Şubesi yönetimi ve çalışanları, İzmir Adliye Sarayı önündeki polis noktasında biraraya gelerek, basın açıklaması yaptı. Adliyeye saldıran teröristlerin kahraman vatan evlatlarını hesaplayamadıklarını belirten Özdemir, “Bu ülkede, tek başına darbecilere kök söktüren Ömer Halisdemirler var. Bu ülkede tanklara meydan okuyan kadınlar, gençler, yaşlılarımız var. Tek başına teröristlere diz çöktüren kahraman Fethi Sekin’lerimiz var. Mermisi bitene kadar teröristlerle tek başına çatışan ve birçok insanın hayatını kurtaran aynı zamanda büyük bir faciayı engelleyen kahraman Şehidimiz Fethi Sekin’e ve tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Terör, kan ve şiddetten beslenen bir insanlık suçudur. Bu insanlık suçunu ancak aklı, ruhu ve vicdanı iflas etmiş kişiler ve gruplar işleyebilir. Terörizmin ve teröristlerin hedefi ise insanlıktır, kardeşliğimizdir, milletimizdir, ortak geleceğimizdir, birlikte yaşama irademizdir” dedi.

Ülkemizin içinde bulunduğu terör dalgasının bir halkası olan bu saldırı, hiç şüphesiz topraklarımız üzerinde alçakça oyunlarını sergilemek isteyen karanlık odakların kirli bir tezgahı olduğunu anlatan Özdemir, şunları söyledi:

“Terör kimden ve nereden gelirse gelsin, ‘ister DAEŞ, ister PKK, ister FETÖ’ bu örgütler ve onların işbirlikçileri, birlik ve beraberliğimize yenilecek, kazdıkları kuyuya düşeceklerdir. Milletimiz bu maşa örgütlerin amaçlarına ulaşmasına asla izin vermeyecektir. Bu saldırı, küresel emperyalizm karşısında diz çökmeyen, bölgesinin sorunlarına sırt dönmeyen, insanlık için yeni umut kapıları üreten Türkiye’nin geleceğine yönelik bir saldırıdır. Terör, işgal, kaos ve komplo planlarını her defasında boşa çıkaran, alçak hesapları bozan Türkiye, dün olduğu gibi bugün de diz çökmeyecektir. Birlik ile ürettiğimiz güce sahip çıkacağız, küresel güçlerin, taşeron örgütlerin ve destekçilerinin kirli emellerini boşa çıkartacağız, heveslerini kursağında bırakacağız. Bir ve birlik olup ülkemize hep birlikte sahip çıkacağız, asla bu cennet vatanı böldürtmeyeceğiz, bayrağımızı indirtmeyeceğiz İzmir’de ve bir çok ilde gerçekleştirilen hain, alçak saldırılar amansız, fakatsız, ancaksız insanlık dışı terör saldırısıdır. Bu saldırıyı gerçekleştirenler terörist, mensup oldukları yapılar terör örgütü, bu örgütlere arka çıkanlar, sessiz kalanlar, açıktan ya da gizli destek verenler ise terör destekçisidir. Hepsini kınıyoruz.”

112 EKİPLERİNE TEŞEKKÜR

“Terörü öven, terörü destekleyen, teröre alkış tutanlara inat aziz milletimizle birlikte sağduyulu olacak ve birbirimize daha çok kenetleneceğiz” diyen Özdemir,

“Ne kadar bölmek isterlerse her bölgede o kadar birleşeceğiz, ne kadar parçalamak isterlerse birbirimize o kadar kenetleneceğiz. Dünyanın bütün güçlerinin kuşatması altına alınan Anadolu’dan kurtuluş destanını yazan, Çanakkale’yi geçilmez yapan ecdadın torunları, bugün de kendisine kurulan tuzaklara ve bu tür saldırılara boyun eğmeyecektir. Türkiye’ye artık bölgede önemli bir aktör olmasının, batıdaki ve daha batıdaki sözde büyük devletleri boşa çıkartmasının bedeli ödetilmek isteniyor. Türkiye olarak, yedi düvele karşı yeni bir Çanakkale savaşı veriyoruz. Büyük bir kurtuluş, diriliş ve medeniyet mücadelesi içindeyiz. Hiçbir güçten korkmuyoruz, korkmayacağız. Şunu çok iyi görelim! Terörün azgınlaşması dünyadaki gelişmelerden bağımsız değildir. Patlamadan dakikalar sonra olay yerine ulaşarak yaralılarımıza ilk yardım ve acil bakım uygulayan 112 ekiplerimiz başta olmak üzere, yaralılarımızın nakledildiği hastanelerde görev yapan bütün sağlık çalışanlarına da kurtarılan hayatlar adına teşekkür ederim. Gerçekleştirilen terör saldırılarını bir kez daha lanetliyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, aileleri ve milletimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz” diye konuştu.

İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAF

 
Kaynak: Hürriyet

12Savcı, MİT Tırları görüntülerinin yayınlanması davasında mütalaasını açıkladı

Özden ATİK/İSTANBUL, (DHA) MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin görüntülerin yayınlamasına ilişkin gazeteci Can Dündar ve Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile görüntüleri Dündar’a verdiği iddia edilen CHP’li Milletvekili Enis Berberoğlu’nun yargılandığı davada savcı mütalaasını açıkladı. Mütalaada, “Devletin gizli kalması gereken bilgileri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla açıklamak” suçundan Enis Berberoğlu için müebbet hapis cezası talep edildi. Savcı, tüm sanıklar için ise “Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 15’er yıla kadar hapis istedi.

3’ÜNCÜ CELSE GÖRÜLDÜ

İstanbul 14. Ceza Mahkemesi’nde kapalı olarak 3. celsesi görülen duruşmaya sanıklar Erdem Gül ve Enis Berberoğlu katıldı. Yurtdışında bulunan sanık Can Dündar ise duruşmaya katılmadı. Duruşmaya Erdem Gül’ün eşi Aslı Gül, Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar da izleyici olarak katıldı.

SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI

Sanık Can Dündar’a ait telefon HTS dökümü CD’sinin gönderildiği belirtilen duruşmada savcı Mehmet Yeşilkaya esas hakkındaki mütalaasını sundu. Savcının mütalaasında, Fethullah Gülen’in yöneticisi olduğu FETÖ / PDY terör örgütünün diğer yöneticilerinden olan Emre Uslu’nun talimatıyla 1 Ocak 2014 tarihinde Hatay Kırıkhan’da ve yine 19 Ocak 2014’te Adana Ceyhan’da MİT TIR’larının MİT mensuplarını darp ve şiddet uygulanarak durdurulduğu, aranmak istendiği belirtildi. Bu TIR’lardaki malzemelerin devletin dış ve iç siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken nitelikte olduğu, bu konuda kamuoyunun bilgilendirildiği, ayrıca yayın yasağı konulduğu ifade edildi. Buna rağmen FETÖ / PDY mensuplarının, devlet sırrı kapsamında bilgi, belge ve görüntüleri temin ettiği, 29 Mayıs 2015’te Can Dündar tarafından “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” haberiyle bu görüntüleri yayınlanarak ifşa edildiği anlatıldı.

“BANA GÖRÜNTÜLERİ SOLCU BİR MİLLETVEKİLİ VERDİ”

Can Dündar ve Erdem Gül hakkında “Devletin gizli kalması gereken bilgileri açıklamak” suçundan dava açıldığı ve cezalandırıldıkları anlatılan mütalaada, Dündar’ın yargılanması sırasında “Bana görüntüleri solcu bir milletvekili verdi” dediği, yine “Tutuklandık” isimli kitabında 27 Mayıs günü bu görüntülerin getirildiğini anlattığı, bu tarihte Dündar ile Enis Berberoğlu arasında 21 saniye süren bir telefon görüşmesinin tespit edildiği belirtildi. Berberoğlu ve Dündar’ın telefonunun Şişli’den sinyal verdiğinin de belirlendiği ifade edilerek söz konusu görüntüleri Berberoğlu tarafından flash disk içerisinde Dündar’a verildiğinin değerlendirildiği kaydedildi. Mütalaada, böylece sanıkların amaç ve eylem birlikteliği içinde tespit edilemeyen bir şekilde FETÖ / PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarından temin etmiş oldukları görüntü ve belgeleri siyasal amaçlara ulaşmak için ifşa ettikleri belirtildi.

SAVCI CEZALANDIRILMALARINI TALEP ETTİ

Mütalaada, Enis Berberoğlu’nun “Devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla açıklayıp yayınlamak” suçundan müebbet hapsi talep edildi. Ayrıca sanıklar Can Dündar, Erdem Gül ve Enis Berberoğlu’nun “Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 7,5 yıldan 15 yılda kadar hapisleri istendi.

SONER YALÇIN HAKKINDA ZORLA GETİRME KARARI

Sanıklar ve avukatları mütalaaya karşı diyeceklerini belirtmek için süre talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, davetiye tebliğine rağmen gelmeyen tanık Soner Yalçın’ın zorla getirilmesine karar verdi. Sanıklara mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için süre veren mahkeme, duruşmayı 1 Mart’a bıraktı.

DAVANIN GEÇMİŞİ

MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin görüntüleri yayınlaması için Can Dündar’a verdiği iddia edilen Enis Berberoğlu’nun davası, Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandığı “Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” davasıyla birleştirilmişti. Dündar ve Gül, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkeme’sinde “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri açıklamak” suçundan 6 Mayıs 2016’da ceza almışlardı. Dündar 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılıken; Gül’e 5 yıl hapis cezası verilmişti.

Kaynak: Hürriyet

11Siirt’te 38 polis ve 15 öğretmene FETÖ gözaltısı

SİİRT, (DHA) – SİİRT’te, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, aralarında rütbelilerin de bulunduğu 38 polis ile 15 öğretmen gözaltına alınırken, 2 polis ile 4 öğretmenin arandığı belirtildi.
Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce FETÖ/PDY terör örgütüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında KHK ile ihraç edilen ve aralarında rütbelilerin de bulunduğu 40 şüpheli şahsa yönelik 7 ve 9 Ocak’ta operasyonlar düzenlendiği belirtildi. Açıklamada aralarında emniyet amiri, komiser ve komiser yardımcılarının da bulunduğu 38 polisin gözaltına alındığı, 2 polisin yakalanması çalışmalarının sürdüğü belirtildi.
Açıklamada, FETÖ/PDY terör örgütünün öğretmen ünite yapılanmasının deşifre edilmesine yönelik ihraç edilen ve görevde olan 19 öğretmene yönelik dün gerçekleştirilen operasyonda ise 15 öğretmenin gözaltına alındığı, 4 öğretmenin ise  arandığı belirtildi.

 
Kaynak: Hürriyet

10Kocaeli’nde ilk FETÖ davası başlıyor

İZMİT(Kocaeli), (DHA) – KOCAELİ’de, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame ile ilk duruşma 13 Ocak Cuma günü başlayacak.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında operasyonlar devam ederken, mahkeme süreci de başlatıldı. Soruşturmalar kapsamında 1 kişinin yargılanacağı iddianame hazırlandı. Davanın ilk duruşması 13 Ocak’ta Kocaeli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan avukat S.Y. ‘Silahlı örgüte üye olmak’ suçlamasıyla 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Kaynak: Hürriyet

9TSK’da Bylock Soruşturması: 84 rütbeli asker daha tutuklandı

 

 

Ümit TÜRK / İSTANBUL, (DHA) FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ‘ndeki yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında ve örgütün şifreli haberleşme programı Bylock’u kullandıkları iddiasıyla nöbetçi hakimliğe sevk edilen 84 rütbeli asker daha, “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca, TSK içerisinde “Bylock” kullanan FETÖ mensuplarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, gözaltında bulunan 84 rütbeli asker dün tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk edilmişti. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nde ifadeleri tamamlanan 84 şüpheli hakkında, “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan tutuklama kararı verildi.

TUTUKLANANLARIN SAYISI 315’E ÇIKTI

Soruşturma kapsamında kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanlıklarında çeşitli rütbelerde görevli 295 subay ve 280 astsubay olmak üzere toplam 575 asker hakkında gözaltı kararı verilmişti. İstanbul merkezli 58 ilde düzenlenen operasyonlarda haklarında gözaltı kararı verilenlerden 351’i yakalanmıştı. Son kararla birlikte, tutuklananların sayısı 315’e çıktı. Aralarında “Etkin Pişmanlık Yasası”ndan faydalananlarında bulunduğu 36 kişi ise serbest bırakıldı.

Kaynak: Hürriyet

8Bilecik’te FETÖ şüphelisi 6 kişi adliyede

Cafer ELMAS/ BİLECİK,(DHA)- BİLECİK’te Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) operasyonunda gözaltına alınan 6 kişi adliyeye sevk edildi.
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Bilecik’te 1 icra dairesi müdür yardımcısı, 2 adliye zabıt katibi ile 3 infaz koruma memuru polis tarafından gözaltına alındı. Bilecik Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 6 şüpheli, yapılan sorgulamaların ardından bu sabah adliyeye sevk edildi.

Kaynak: Hürriyet

Kaynak: Hürriyet

784 muvazzaf asker FETÖ’den tutuklandı

ByLock kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınan 575 askerden 84’ü daha tutuklandı. Soruşturma kapsamında tutuklanan asker sayısı 315’e yükseldi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarında görevli 295’i subay ve 280’i astsubay olmak üzere toplam 575 asker hakkında ByLock kullandıkları iddiasıyla gözaltı kararı vermişti. Emniyetteki işlemlerinin ardından şüpheliler Çağlayan’daki İstanbul adalet Sarayı’na sevk edildi. Örgütün şifreli haberleşme programı “ByLock”u kullandıkları tespit edilen, aralarında muvazzaf askerlerinde bulunduğu 84 asker daha ”silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklandı.

Etkin Pişmanlık Yasası’ndan faydalanan ve örgüt hakkında bildiklerini anlatan 36 kişi ise serbest bırakıldı. Son tutuklamalardan sonra soruşturma kapsamında tutuklanan asker sayısı 315’e yükseldi.
Kaynak: Hürriyet

6Çorum’da FETÖ’den 9 kişi tutuklandı

Yusuf ÇINAR/ÇORUM, (DHA) – ÇORUM’un Kargı İlçesi’nde Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen 25 kişiden 9’u tutuklanarak cezaevine konuldu.
Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Kargı İlçesi’nde FETÖ/PDY’ye finansman sağladıkları iddiasıyla polis ekipleri tarafından 10 gün önce gözaltına alınan 25 kişi, emniyetteki işlemleri tamamlanarak adliyeye sevk edildi. Aralarında açığa alınan kamu görevlilerinin de bulunduğu S.D., S.G., R.Ç., O.İ., N.D., M.S., M.Ö., İ.E. ve F.F., çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Diğer şüpheliler ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

5Kahramanmaraş’ta 6 kişi FETÖ’den tutuklandı

Ömer KOÇ/KAHRAMANMARAŞ, (DHA) – KAHRAMANMARAŞ’ta, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik yapılan operasyonda 5’i kamu personeli 6 kişi tutuklandı.
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda FETÖ üyesi ve örgütle bağlantıları olduğu iddia edilen 11 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde arama da yapıldı. Aralarında eczacı ve öğretmenlerin de olduğu 11 kişiden 6’sı sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheliler savcılık sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

 
Kaynak: Hürriyet

4Bitlis’te Türk Sağlık Sen’den ihraç tepkisi

Halil ÜLKER/AHLAT (Bitlis), (DHA)-TÜRK Sağlık Sen Bitlis Şube Başkanı Yüksel Koçak, kamuda yapılan ihraçlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Koçak, “15 Temmuz sonrası kurumlardan yapılan açığa alınma ve ihraçlarda sorgusuz sualsiz binlerce mazlum çalışan mağdur edildiğine şahit olduk. Ne yazık ki hala şahit olmaya devam ediyoruz” dedi.
Türk Sağlık Sen Bitlis Şube Başkanı Koçak, yaptığı basın açıklamasında 15 Temmuz darbe girişiminden sonra pek çok sağlık çalışanının yargısız infaza tabi tutularak hukuksuz ve haksız yere meslekten ihraç edildiğini ileri sürdü. Koçak, önce sevindiklerini, sonra ise üzüldüklerdini belirterek şöyle konuştu:
“Geçtiğimiz günlerde meslekten ihraç edilen ya da açığa alınan ancak aslında FETÖ ile hiçbir bağlantısı olmayan personelimizin görevlerine iadesini sevinçle karşılamıştık. Ancak 6.1.2017 tarih KHK ile yine FETÖ ile hiçbir bağı olmayan sağlık personelinin ihraç edilmesi sevincimize gölge düşürmüştür. 15 Temmuz sonrası kurumlardan yapılan açığa alınma ve ihraçlarda sorgusuz sualsiz binlerce mazlum çalışan mağdur edildiğine şahit olduk. Ne yazık ki hala şahit olmaya devam ediyoruz, Yetkililer bu yanlışlığı görür, yapılan hatalardan ders çıkarılır, suçluyu, suçsuzu ayırt eder, adaletli davranılacağına inanmak isterken, bugün yine hiçbir ilişkisi olmayan çalışanlar ihraç edilmiştir. Çok hassas olunacağını ifade eden, adalet ve haktan bahseden yetkililerin ifadeleri tamamen söylemden ibaret olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Bugün bu vatan ve millet için gözünü kırpmadan canını seve seve verecek olanlar sorgusuz, sualsiz görevinden uzaklaştırılıp işlerine son verilirken daha düne kadar FETÖ’cülerle kol kola gezen ve terör örgütü yandaşları kurumlarda görev yapmaya devam etmesi düşündürücüdür.”
Koçak, objektif delillerle bir suça bulaşmış, darbeci, terörist olduğu belgeli insanların kamudan açığa alınması ve ihraç edilmesine kimsenin söz edemeyeceğini de belirterek “Ancak peşin bir yargı ve duyumlara dayalı olarak çalışanların açığa alınarak ihraç edilmesi kabul edilemez. Hiçbir suça bulaşmamış bir insanı işsiz bırakmak onu ve ailesini topyekun cezalandırmaktır. Bu uygulama, ne hukuki, ne de vicdanidir. Kamuda yaşanan, hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği uygulamaların bırakılması, vicdan ve hukuk çizgisi aşılmamalı, normalleşmenin bir an önce sağlanması gereklidir. Bu açığa almalar ve ihraçlarda bir tek masum insanın dahi haksızlığa uğramamalı”dedi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

3BOYDAKLAR’IN DA İÇİNDE BULUNDUĞU 60 İŞ ADAMI TUTUKLANDI

Haber: Ümit TÜRK, İstanbulDHA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından FETÖ’nün finansal yapılanmasına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında örgüte himmet topladığı ve finansman sağladığı iddia edilen 60 iş adamı, “Terör örgütü üyeliği” suçundan tutuklandı. Tutuklananlar arasında Boydak Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak’ın oğlu Mahmut Sami Boydak ile kardeşi Bekir Boydak da var. Fethullahçı Terör Örgütü’ne finansman sağladığı ve himmet topladığı iddiasıyla gözaltına alınan iş adamlarından 60’ı tutuklanırken 50’si adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

35 İLDE OPERASYONLAR DÜZENLENDİ

Sulh Ceza Hakimliği’nden alınan karar doğrultusunda, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri 35 ilde gerçekleştirdiği operasyonlarda 164 iş adamını gözaltına almıştı. 110 iş adamının yurt dışında olduğu belirlenirken, 106’sının da firari olarak arandığı belirtilmişti. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 164 iş adamı dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na götürüldü. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca sorgulanan iş adamlarından, 110’u tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk edildi. 54 iş adamı ise serbest bırakıldı.

ÖRGÜT ÜYELİĞİ SUÇUNDAN TUTUKLANDILAR

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan, aralarında Boydak Holding Yönetim Kurulu eski Başkanı Mustafa Boydak’ın oğlu Mahmut Sami Boydak ile kardeşi Bekir Boydak’ın da bulunduğu 60 iş adamı, “Terör örgütü üyeliği” suçundan tutuklandı. 50 iş adamı ise adli kontrol kararı şartıyla serbest bırakıldı.
Kaynak: Hürriyet

2FETÖ’den en çok gizli tanık Çorum’da

Yusuf ÇINAR/ÇORUM,(DHA) – ÇORUM Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Yurdagül, FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında 85 gizli tanıkla Türkiye genelinde en çok gizli tanık bulunan kentin Çorum olduğunu söyledi.
Çorum Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Yurdagül, kentte yürütülen FETÖ/PDY soruşturmalarıyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Çorum’da FTÖ/PDY terör örgütü yapılanmasının deşifre edilmesi, örgüt içerisinde faaliyet gösteren şüphelilerin ve örgütsel durumlarının tespiti ve delillendirilmesi amacıyla 29 Eylül 2015 tarihinde soruşturma başlatıldığını söyleyen Yurdagül, soruşturmalar kapsamında iletişimin dinlenmesi, teknik araçlarla izleme tedbirlerinin uygulanarak örgütün ildeki üst yönetimi başta olmak üzere yönetici ve üyelerinin, finans kaynakları ve yöntemlerinin ortaya çıkarılmasının amaçlandığını ifade etti.
FETÖ’nün, 15 Temmuz’daki darbe girişiminden önceki süreçte birden fazla soruşturma kapsamında 21 şüphelinin örgüt üyeliği, yöneticiliği ve örgüt üyeliği kapsamında kamu kurumunu dolandırmak suçlarından tutuklandığını anlatan Başsavcı Yurdagül, “Örgüte yönelik planlı soruşturmalar kapsamında operasyonel faaliyetlerin belirli bir periyot içersinde 1 Eylül 2016’da yoğunlaştırılarak gerçekleştirilmesi planlanmaktayken, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminin ardından yakın tehdit durumu değerlendirilerek planlı operasyonel faaliyetlerin derhal başlatılmasına karar verilmiş ve soruşturma işlemleri hızlandırılmıştır” dedi.
Bugüne kadar 1087 şüpheli hakkında işlem yapıldığını belirten Yurdagül, “473 şüpheli tutuklu bulunmaktadır. 314 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Değişik tarihlerde tutuklandıktan sonra itiraz, sağlık sebepleri, kişisel ve ailevi durumları gözetilen 59 şüpheli tahliye edilmiştir. 79 şüpheli hakkında yakalama kararı bulunmaktadır. Toplam 62 şüpheli de beyanlarının alınmasının ardından kolluk kuvvetleri veya savcılık aşamasında serbest bırakılmıştır. 10 Ocak 2017 tarihi itibariyle gözaltındaki şüpheli sayısı 26’dır. FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik soruşturmalar kapsamında operasyonel faaliyetler yaklaşık yüzde 90 oranında tamamlanmıştır” diye konuştu.
Türkiye genelinde en çok gizli tanığın Çorum’da olduğunu söyleyen Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Yurdagül, “İlimizde FETÖ/PDY terör örgütün yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında 85 gizli tanık bulunmaktadır. Bu sayıya göre FETÖ/PDY soruşturmalarında en çok gizli tanık Çorum’dadır. İstanbul ve Ankara dahil Türkiye genelinde en çok gizli tanık bulunan yer Çorum” dedi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

1Adalet Bakanı’ndan flaş Adil Öksüz açıklaması

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AHaber’de Murat Akgün’ün sorularını yanıtladı. Bakan Bozdağ’ın açıklamaları şöyle: “TBMM’de anayasa değişikliği teklifine ilişkin 3 oylama yapıldı. CHP oylamanın yanlış yapıldığına dair aykırılıklar olduğunu göstermeye çalışıyor. Gizli oylama demek kabine girip perdeyi kapatmak değil. Genel Kurul’da oylama gizli yapıldı. Oylamanın gizliği kuralına TBMM’de uyulmaktadır. Başkanlık divanı bunu her aşamada söylüyor. CHP bunun aksini iddia ediyor ve kendini dedektif gibi görerek çalışıyor. Ben milletvekilliyim ve oyumun bilinmesi istiyorum. Bekir Bozdağ olarak Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçmesini doğru buluyorum ve oyumun evet olduğunu söylemek istiyorum.

TUTUKLU VEKİLLER OY KULLANACAK MI?

Meclis görüşmelerine katılma ve mecliste oy kullanma hukuka uygunlukla doğrudan alakalı bir konu. Anayasa iç tüzük çok açık, kişinin oy kullanması için genel kurulda olması şart. Milletvekilleri vekaleten oy kullanamaz. Tutuklu bir vekilin oy kullanma hakkı yoktur. Anayasaya göre Meclis’te olan oy kullanır.

PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI

ABD’de, Fransa’da cumhurbaşkanları partili o ülkelerde kıyamet mi kopuyor? Biz demokratik sosyal bir Cumhuriyetiz. Biz İran ile Suriye ile karşılaştırılamayız. Esad’ın anayasası ile bu anayasa arasında ilişki kurmak büyük bir çarpıtmadır. “OHAL’de anayasa görüşmesi yapılamaz” Bu akılalmaz bir ifade. O zaman meclisi OHAL’de olduğumuz için kapatacak mıyız? OHAL varken anayasa yapılır!

KILIÇDAROĞLU’NUN “15 TEMMUZ KONTROLLÜ DARBEDİR” LAFI

Sayın Kılıçdaroğlı çok laf söylüyor ve hep desteksiz söylüyor. 15 Temmzu konrollü darbe lafı FETÖ’ye yardımcı olmaktır. Her şeyi hep beraber yaşadık, şehitlerimiz var, gazilerimiz var. Bu argümanı kim kullandı! Fetullah Gülen bu argümanı kullandı. Onun etrafındakiler de bunu yaymaya başladı. İçeride de bu görevi CHP yapıyor. Ben Kılıdaroğlu’na Adil Öksüz ile ilgili bir belge ulaştı mı? Ulaştıysa siz bunu ne yaptınız? Güneş balçıkla sıvanmaz, ne kadar iftira atarsanız atın, gerçeği örtemezsiniz. Kılıçdaroğlu FETÖ propogandası yapıyor.

ADİL ÖKSÜZÜ BAŞKALARI SAKLIYOR

Adil Öksüz’ün başkaları tarafından saklanıldığını düşünüyorum. Şu ana kadar hiçbir yerde radara düşmedi. Kişisel görüşüm onu birilerinin sakladığı, kaçırmak için uygun zamanı beklediği kanaati var. Ama eninde sonunda yakalanacak.

YENİ ANAYASA

Yasama ve yürütme ayrı olsun istiyoruz. Değişiklik meclisi güçlendiriyor. 550 milletvekili sayısı 600’e çıkıyor. Yeni anayasa yasama teklifi yetkisini milletvekiline veriyor. Kanunların görüşülmesi sırasında milletvekilleri kendi görüşecek ve kendi adımlarını atacak. Bu da yasamayı güçlendiren bir gelişme. Şu anda bu görüşmeleri Bakanlar sevk ve idare ediyor. Hükümeti göreve getiren ve kuran sandıktır. Bugün hiç kimse hükümete rağmen etkin bir denetim yapılıyor denemez. Parlamenter Sistemi değiştirip, Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçiyoruz. Etkin bir Yasama denetimi olacak. Yargı bağımsızlığını da bu düzenleme güçlendiriyor. Bağımsızlığı ibaresinin dışında tarafsızlık ibareside geliyor.

Sorumlu Cumhurbaşkanı Sistemine geçiliyor. Cumhurbaşkanına yargı yolu açılıyor. Çift başlı yargı sorununa son veriliyor. CHP hükümet ne karar verirse yanlıştır diyor sürekli. Milletin seçtiği temsilcileri HSYK’ya seçilirse bunlar yanlış yapar mantığı milli iradeyi hazmedemeyenlerin yaptığı bir değerlendirmedir.

FESİH YETKİSİ

Cumhurbaşkanının fesih yetkisi şu an ki anayasada var. 7 Haziran seçimlerinden sonra sayın Cumhrubaşkanı hükümet kurulamadığı için tekrar seçime gitmedi mi? (CHP, Cumhurbaşkanına fesih yetkisi Atatürk’e bile verilmedi’ diyor denmesi üzerine) İşte abartılı çarpıtma bu! Atatürk ve İnönü döneminde, diğer Cumhurbaşkanları döneminde, parlamentoya verilmemiş bir yetki ilk kez bu anayasayla veriliyor. Bu anayasa parlamentoyu güçlendiriyor. Bu düzenlemeden sonra Cumhurbaşkanı parlamentoyu seçime götürürse kendisi de seçime gidecek.

GAZİANTEP’TEKİ ÇATIŞMA

Terör örgütleri, vardiya usulü çalışıyor. Bakıyorsunuz bir eylemi DEAŞ, sonrasındaki eylemi PKK işliyor… Baktığınızda vardiya usulü görülüyor. Terör örgütleri uluslararası güçlerin taşeronluğunu yapıyor. Tartışmasız bir konu bu.. Ortadoğu’daki planları için. Ben bunların hiçbirisinin başarılı olacağına inanmıyorum. Gaziantep’teki çatışma, izleri itibariyle bir örgütü işaret ediyor ama henüz şu örgüt diyemiyoruz. Elde veriler var İçişleri Bakanımızdan aldığım bilgiler var. Kamuoyu ile paylaşacaklar.. FETÖ, DEAŞ ya da PKK.. Bu örgütlerden bir tanesi..

KARLOV SUİKASTI

Siyasetçilerin hayatı her zaman tehlike altında olabilir. Sorumluluklarını yerine getirirken terörle mücadelede de etkin bir mücadele içindeler. Bu görevlede bulunan herkes bu yola çıkarken bu bilinçle yola çıkıyor: Herkes milleti ve devleti için elinden geleni yapıyor. Karlov suikastı siyasi bir suikast ve suikastçı teröristin FETÖ ile irtibatlı olduğu ortada.”
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz