Bugünkü (16 Mart 2017) FETÖ haberleri

0

46Bahçeli’den hükümete ilk eleştiri

Umut ERDEM / ANKARA – Fotoğraflar: Selahattin SÖNMEZ
16 Mart 2017 – 00:39Son Güncelleme : 16 Mart 2017 – 07:37

SOĞUKKANLILIKLA TAKİP EDİLMELİ

“(Almanya ve Hollanda’da yaşananlar) Sabır ve soğukkanlılıkla takip edilmesi gereken bir konu. 53 yılı aşan bir süre AB üyesi olmak Türkiye’nin temel tercihi olmuştur. AB’ye tam üyelik yolunda samimi bir yolculuk yaparken, Avrupa sürekli engel teşkil etmiştir. Bu konu sürüncemede bırakılmıştır. Avrupa’da yaşayan bir vatandaş topluluğumuz oluşmuştur. İnsanlarımız Avrupa’da kalmayı, vatandaşlık hakkını kullanmayı tercih ediyor ama Türk vatandaşlığından da çıkartılmasına rıza göstermiyor. Orada vatandaşlık hakkını elde edenler, o ülkenin demokratikleşme sürecine katkıda bulunmuştur. Şu an 144 Türk soylu milletvekili var orada. Böyle bir ilişkinin çok yoğunlaştığı bir ortamda başta Almanya arkasından Hollanda ve Fransa, Belçika ve Danimarka’nın Türkiye’ye karşı bir tavır içerisine girmelerinin sebebi iyi araştırılmalıdır.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi Ankara Temsilcimiz Hande Fırat karşıladı.

AVRUPA’DA DEĞİŞİMİN KIVILCIMI

15 Temmuz darbesine karşı Türkiye’nin halen, devlet yapısını korumuş olması, demokrasi kavramında ısrarcı olması, müesseseleri işler halde tutması karşısında Avrupa’nın Türkiye’yi ayakta alkışlaması lazımdı. Kanaatim odur ki Avrupa bir çöküş ve çözülme sürecine girmiştir. Kopenhag Kriterleri’ne Avrupa’nın ihtiyacı vardır şu an. Saygıyla 16 Nisan’ı beklemeleri gerekenlerin, Türkiye’de irtibat kurdukları unsurlarla Türkiye’ye düşmanlık beslemelerinin izahı yok. Avrupa için hayırlı adımı kanaatimce Türkiye atıyor. Türkiye bir sistem değişikliğine giderken Avrupa’da bir rejim değişikliğinin kıvılcımını başlatıyor. Hollanda, İspanya, İngiltere, Belçika ve Danimarka anayasal monarşi ile yönetilen ülkeler. Hollanda Kralı, Türkiye Cumhurbaşkanı’nı arayarak ‘Sabırlı, soğukkanlı anlayışlı olalım şeklinde bir yaklaşımı başlatmak istiyorum’ demiş olsa o zaman Hollanda Kralı’nın bana göre bir anlamı olur. Hollanda vatandaşlığını kabul ederek demokratik hakkını kullananlar Türkiye üzerinde oynayan iki zihniyete karşı demokratik cevap vermeli ve Türkiye ile uyumlu olabilecek toplumsal huzuru Hollanda’da sağlayabilecek bir partinin önünü açmalılar.

TÜRKİYE’NİN İRADESİNİ HAPSETMEK

(Bizim siyasilerimiz de soğukkanlı olmalı mı?) Konsolosluğa 30 metre kala bir alanda hanımı arabada tutacağınız yerde, konsolosluğa girmesine müsaade etmek her şeyden önce insani bir görev. Bunun siyasi veya diplomatik yönünü aramayacaksınız. Bir hanımefendiyi, yabancı bir ülkede arabanın içerisine hapsetmek, Türkiye’nin iradesini hapsetmektir. Kabullenmek mümkün değil. Bundan faydalanarak Türkiye’de iktidar eleştirilebilir ama eleştiri bu ülkenin insanı olarak bir noktaya kadardır. Bir noktadan sonra Türkiye’yi düşünmek, Türkiye’ye beslenen hasmı görmek lazım.

(‘Erdoğan ile Almanya’ya giderim’ sözünüz) Türkiye Cumhurbaşkanı geliyor, ‘Almam’ diyorsa, ‘onun arkasında Türk milleti vardır’ anlayışı vardır bizde. Erdoğan’dan ziyade böyle bir anlayış vardır. Böyle bir gidişte isterse ben de gelirim. Benim gelmem demek 4 milyon dünya, Avrupa Türklüğünün önemli bir payının gelmesi demektir.

BU MUKAYESE, ŞEYTANİ DÜŞÜNCE

(Barzani’nin evet oyu vermesini nasıl buluyorsunuz?) Almanya ‘Hayır oyu vereceğim’ diyorsa, Barzani de ‘evet’ versin. Ben milletimin iradesini esas alırım. Yani CHP’nin hayırını bir başkasının evetini dikkate almak durumundayım. Bu ülkenin evladıyım ve burada siyaset yapıyorum. Ona bakarsan PKK’nın durduğu yer ile CHP’nin durduğu yeri nasıl izah edeceksin? Böyle mukayese olmaz. PKK ile Barzani ile bizi bir araya getirerek MHP’ye yöneltilen bir eleştiri kimin aklında varsa şeytani düşünüyor demektir.”

MHP’Lİ MUHALİFLERE SALDIRILAR: KESİN MİZANSEN

(‘Ülkücüler başladığı işi yarım bırakmaz’ sözünüz farklı algılamalara neden oldu) Çok açık ve net. Öyle bir niyetin olmadığını söylüyoruz. Ülkücü ‘Ben seni konuşturmayacağım, toplantını şöyle yapacağım, sana da şunu yapacağım’ diyorsa gidip kürsüyü eliyle itip çıkmaz. Bu kesin bir mizansen. Böyle bir şeye biz karar vermiş olsak, o gerçekleşir. Ülkücü bir niyetle varmışsa tamamlar. Diyor ki lastiğimi patlattılar. Lastiğe kurşun sıkan beyne niye sıkmasın. Ciddiye almamak lazım. Buna benzer şeyler muhtemelen daha da olabilir. Yolumuza devam etmeliyiz. Mesela kürsü yıkmak yerine Erdoğan’ın Almanya seyahatinde yanında bulunmayı tercih ederim. Kürsüyü niye yıkayım? Viyana kapılarına kadar gelmiş bir ecdadın evladıyım ben. İftirada alçaklığı bulursun da espride alçaklık olmaz.O hakarete girer.

Sinan Oğan konuşurken saldırıya uğradı

MÜLTECİ YORUMU: SİLAH OLMAMALI

(Göçmen anlaşmasının yürürlükten kaldırılması düşüncesi) Sabırlı olmak lazım. Türkiye’ye sığınmacı olarak gelmiş olanları Avrupa’ya karşı bir başka silah olarak kullanmak doğru değildir. Silahtan kaçanları siz daha sessiz bir silah haline dönüştürüp, diplomatik kılıfla bir başka yerde kullanamazsınız. Bu da insani değil.

FETÖ YORUMU: İÇİMİZDEKİLERİ BİLİYORUM

(FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkartılmaması) Yürüyüşte her zaman tek adım atılır. İki adım atarak yürüyen nadirdir. O da attır. Asker adım atıyor. Ardından siyasi gelirse gelir gelmezse millet çıkartır onu. Ortaya çıkmalı.

(Siyasi ayakla ilgili bildikleriniz var mı?) Bizim içimizdekilerin hepsini ben biliyorum. AKP’lilerin içindekini AKP’liler bilsin artık.

HARİKA FUTBOLCU

(Anket yaptırıyor musunuz?) Hangi güvenli şirket var. Kamuoyu araştırması yapan yok. Kamuoyu oluşturmakla görevlendirilme var.

(İzlediğiniz yeni dizi var mı?) ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ var. Hoş bir laf. Avrupa, Hollanda için geçerlidir şu an. Bir de ‘Adı Efsane’ var. Toplumsal ilişkileri, basketbol koçu ile öğrencileri arasındaki ilişkileri iyi aktarıyor.

(Beşiktaş’ı nasıl buluyorsunuz?) Beşiktaş iyi gidiyor. Beşiktaşlı olup da Sergen’i çok sevenler var. Onun için Kayserispor ile yapılan maçta Sergen’e bir prim verdiler. Sergen, Türkiye’nin en harika futbolcusu. Metin Oktay vesaireden sonra.”

YENİ YÜZÜK POZU

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde taktığı bir yüzük Hürriyet’te yer almıştı. Bahçeli, o yüzüğün hikâyesini dün anlatırken, “O yüzük yeni değil, 4-5 yıllık bir yüzük. Bir partilimiz bana hediye etti. Bir tarafında benim bir tarafında Başbuğumuz Türkeş’in ve diğer tarafında da Atatürk’ün resmi var” dedi. Bahçeli, dün taktığı bir başka yüzüğü anlatırken de, ön tarafında Türk bayrağı ile ‘Tanrı Türk’ü Korusun’ yazısının, diğer tarafında da çift başlı Selçuklu Kartalı resminin işlendiğini söyledi. Bahçeli, yüzüğü ile Hürriyet objektifine böyle poz verdi. ( Selahattin SÖNMEZ/ANKARA )
Kaynak: Hürriyet

45Marmaris’te FETÖ’den gözaltına alınan işadamı adliyede (2)

DHA
15 Mart 2017 – 22:23Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 22:23

TUTUKLANDI
Muğla’nın Marmaris İlçesi’nde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınıp işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen işadamı İbrahim Demirpolat, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

 
Kaynak: Hürriyet

44BM hâkimi hâkim karşısında

ANKARA
15 Mart 2017 – 21:55Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 21:55

Suçlamaları reddeden ve dokunulmazlığı olduğunu belirten Akay, uluslararası hukukun ihlal edildiğini öne sürdü. FETÖ’nün şifreli haberleşme ağı olan ByLock programını kullandığını belirten Akay, programın terör örgütü mensuplarınca kullanıldığına dair bilgisinin olmadığını, programı Google Play Store’dan indirdiğini ve herhangi bir şifreleme yapmadığını söyledi. Akay, mahkeme başkanının “Programlar arasında WhatsApp çok bilinen bir uygulama. Bunlar varken ByLock’a neden ihtiyaç duydunuz” sorusu üzerine, “Zamanın ruhu veya trend diyeyim” yanıtını verdi. ByLock kullanmasının kendisini FETÖ üyesi yapmadığını ifade eden Akay, “Programı kullanıp FETÖ’cü olmayanların oranı yüzde bir dahi olsa ben onlardan biriyim” dedi.
Kaynak: Hürriyet

43Isparta’daki FETÖ davası sanığından ByLock itirafı

DHA
15 Mart 2017 – 21:04Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 21:04

Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA, (DHA)- ISPARTA’da 129 sanıklı FETÖ/PDY davasında MHP genel başkan yardımcılarına ait şantaj görüntülerini bulundurduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Halil Karakoç, örgütün şifreli mesajlaşma programı ByLock’u cep telefonuna yüklediğini ve kullandığını söyledi.
Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından geçen Mart ayında başlatılan FETÖ/PDY operasyonunun ardından haklarında ‘silahlı terör örgütü kurma ve yönetme’, ‘silahlı terör örgütüne üye olma’, ‘hukuka aykırı kişisel verileri kaydetme’, ‘şantaj’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’, ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘zimmet’, ‘icbar suretiyle irtikap’, ‘görevi kötüye kullanma’, ‘6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet’ ve ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak’ suçlamalarıyla dava açılan 49’u tutuklu, 74’ü tutuksuz, Fethullah Gülen ile birlikte 6’sı firari toplam 129 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Isparta 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar hazır bulunurken, Akşehir T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’ndaki Isparta eski Valisi Memduh Oğuz ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
BYLOCK İTİRAFI
Davada, MHP genel başkan yardımcılarına ait şantaj görüntülerinin bulunduğu hard disk ve bazı belgeleri kaçırmaya çalıştığı iddiasıyla yargılanan Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Bilgi İşlem Daire eski Başkanı Halil Karakoç’a, sanık olduğu bir başka FETÖ/PDY davasındaki örgütün gizli haberleşme programı ‘ByLock’ kullandığı suçlaması soruldu. Karakoç, cep telefonuna ByLock yüklediğini ve kullandığını söyledi.
‘HİMMET’ ADI ALTINDA PARA İSTENDİ’
Mahkeme Başkanı Mustafa Yazıcı, duruşmada farklı FETÖ dosyalarında şüpheli olanların bu davanın sanıklarına ilişkin ifadelerini okudu. Şüphelilerden R.D.’nin ifadelerinde zaman zaman örgütün toplantılarına katıldığı ve bu duruşmada il imamı olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Osman Demirhan’ın konuşma yaptığını ve ‘himmet’ adı altında para istediğini belirtti.
‘MAKLUBE YEDİN Mİ?’
Bir diğer şüpheli M.H. ifadesinde, örgütün evlerine gelen Osman Demirhan’ın konuşma yaptığını anlattı. Bir toplantıda Demirhan’ın kendilerine, “Yüksek yerlere bizden birileri gelmeli” dediğini anlatan M.H., kendilerine yöneltilen ‘Namaz kılıyor musun?’, ‘Üstat kimdir?’, ‘Maklube yedin mi?’ gibi sorular sorulduğunda ‘Cumadan cumaya’, ‘Bilmiyorum’, ‘Maklube nedir bilmiyorum’ diye cevap vermelerinin istendiğini kaydetti.
MAAŞILARIN YÜZDE 10’U
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’nda uzman olarak göreve başladığını belirten şüpheli İ.K. de toplantılarda maaşın yüzde 10’unun yardım amaçlı olarak verilmesi gerektiğinin kendilerine söylendiğini anlattı. Dönemin BAKA Genel Sekreteri olan ve bir başka FETÖ davasının sanıklarından Tuncay Engin tarafından toplantılara katılması gerektiğinin söylediğini anlatan İ.K., bu sebepten toplantılara katıldığını, ayrıca sohbetlere katılan 2 kişinin BAKA’da birim başkanı olarak görevlendirildiğini belirtti. İ.K., bu davanın firari sanığı dönemin SDÜ Rektör Yardımcısı Numan Tamer’in ise kendisini aynı davanın tutuklu sanığı Cabir Doğan’a gönderdiğini, toplantılarda örgüte yakın okullarda öğrencilerin ihtiyaçları için para toplandığını sözlerine ekledi.
SAVCI MÜTALAA VERDİ
Duruşmada savcı mütalaa verdi. Mütalaada, 49 şüphelinin tutukluluk hallerinin devamı, adli kontrol tedbirlerinin ve dava ile ilgili hakkında yakalama emri çıkarılan sanıklara ilişkin infazın beklenmesi istendi. Sanık avukatlarının savunmalarının ardından duruşma yarına erteledi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

42‘Örgüt üyeliği’ suçlaması

İsmail SAYMAZ
15 Mart 2017 – 20:58Son Güncelleme : 16 Mart 2017 – 09:31

15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra kapatılan İzmir’deki Gediz Üniversitesi’nin Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İştar Gözaydın Savaşır hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan dava açıldı. İddianamede, 5 ila 10 yıl arasında hapsi istenin Savaşır’ın Can Erzincan ve Samanyolu TV’de program yapması, Gediz Üniversitesi’nde ders vermesi kanıt olarak gösterilerek, “FETÖ’nün terör örgütü olarak deşifre olduğu 17-25 Aralık’tan sonra bunu fark etmesi gerektiği halde sunulan imkanların diğer tekliflerden daha iyi olması nedeniyle Gediz Üniversitesi ve Samanyolu TV’de teklif edilen görevleri kabul etmiştir” denildi.

TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI

İddianamede, Can Erzincan TV’de 17 Haziran 2016’da yayınlanan “Prof. İştar Gözaydın ile Güne Bakış” adlı programda, sunucu Erkan Akkuş’un şu cümlelerine yer verildi: “Velev ki böyle bir terör örgütü var. Böyle bir terör örgütü Yargıtay’ca onanmamış terör örgüt tanımı yok şu anda. Ama diyelim bu terör örgütü kabul edildi onaylandı. Hatta uluslararası camiaca da terör örgütü kabul edildi. Bu söyledikleri tırnak içindeki FETÖ denilen saçmalık. Ona rağmen biz de sempati duyuyoruz ve öyle yayınlar yapıyoruz. Şu andaki anayasa böyle bir durumda dahi gelip buradaki malları 30. maddeye göre gelip müsadere edemez…”
Akkuş’a karşılık Savaşır’ın “Benim söyleyeceklerimin hepsini aslında siz söylemiş oldunuz, baştan siz söylemiş oldunuz. Ama bir kez daha altını çizerek dediğiniz gibi devam edeyim ben de” diye yanıt verdiği anlatıldı. İddianamede, “Programdaki sözleri tek başına, silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak olarak değerlendilebilir” denildi.

BANK ASYA HESABI

Savaşır’ın Gediz Üniversitesi’nde sigorta kaydı ve Bank Asya’da hesabının bulunduğu belirtildi. Samanyolu TV’den ve Gediz Üniversitesi’nden aldığı ücretler için bu hesabı kullandığı anlatılarak, “Gülen’in Bank Asya’ya para yatırılması talimatına uyup para yatırdığına dair kayıt yoktur” denildi.
FETÖ’nün 17-25 Aralık’tan sonra terör örgütü olarak deşifre olduğu, Savaşır’ın bunu fark etmesi gerektiği halde sunulun maddi imkanların daha iyi olması nedeniyle Samanyolu TV ve Gediz Üniversitesi’nden önerilen teklifleri kabul ettiği kaydedilerek, şöyle devam edildi: “Şüphelinin alanında tanınan, ağırlığı olan, yurt içi ve yurt dışı akademik dünyada etkinliği olan bir kişi olduğu kuşkusuzdur. Örgüt şüphelinin kimliğini kullanarak kamuoyunda meşru ve legal görünmek, sempati toplamak, şüphelinin de tanındığı ortam ve camialarda etkinliğini arttırmak amacıyla şüpheliyi kendi bünyesi içine dahil etmek istemiş, şüphelinin akademik ününü ve etkinliğini kullanarak Gediz Üniversitesi’nde, Samanyolu TV ve Can Erzincan TV gibi televizyon kanallarında şüpheliyi ön plana çıkararak kamuoyundaki ağırlığını arttırmak istemiştir.”
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede yetkisizlik kararıyla İstanbul’a gönderildi.
Kaynak: Hürriyet

41Albayı yalanlayan görüntüler

DHA
15 Mart 2017 – 20:57Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 20:57

Saat 22.30’da C nizamiye kapısındaki hareketlilik, ardından arbede anları kameralara yansıdı. Araçların ışıklarından dolayı kameraların iyi çekim yapamadığı bu anlarda Tuğgeneral Nurettin Alkan, darbeciler tarafından sol omuzundan vuruldu. Albay Güven Şaban’ın, darbeci askerlerden birisine yumruk atması, tarafların birbirlerini silahlarla tehdit etmeleri de görüntülerde yer aldı.

SİLAHLA TEHDİT ETTİ

Jandarma Genel Komutanlığı’nın içerisindeki kayıtlara göre eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin özel kalem müdürü olan albay Erkan Öktem, darbe teşebbüsünün aktif isimlerindendi. Öktem’in o gece hem uzun namlulu silah, hem de tabanca kullandığı tespit edildi. Emniyet’teki ifadesinde ‘darbe gecesine istem dışı katıldığını, ancak silah kullanmadığını’ öne süren Öktem’in bina içerisinde tabancanın namlusuna kurşun sürdüğü, Albay Güven Şaban’ı tehdit ettiği, karnına doğru tetiği çektiği ancak silahın ateş almadığı ifadelere yansıdı. TEM Daire Başkanı Turgut Aslan’ı başından vurmak, korumasını da şehit etmekle suçlanan Öktem’in 16 Temmuz saat 06.00’da uzun namlulu silahla etkisiz hale getirdiği iki askeri komutanlığın bodrum kapısına götürmesi de kameralarca kaydedildi. Görüntüler mahkeme dosyasına girdi. Darbe teşebbüsünden sonra kaçmaya çalışan Öktem’in, yakındaki bir apartmanın kömürlüğünde gizlendiği sırada gözaltına alındığı öğrenildi. Tutuklanıp, ordudan ihraç edilen Öktem’in yargılanmasına henüz başlanmadı.
Kaynak: Hürriyet

40Başbakan Binali Yıldırım: Biz Türkiye’nin aydınlık sabahıyız (2)

DHA
15 Mart 2017 – 20:14Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 20:14

“16 NİSAN BÜYÜK REFORMUN TARİHİ OLACAK”
Başbakan Binali Yıldırım, Ardahan’daki miting sonrasında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile birlikte helikopterle Artvin’e geldi. Başbakan Yıldırım, Valilik ziyareti sonrasında halka hitap etti. ‘Avrupalı namerttir, Artvin insanı merttir. 16 Nisan’da kararımız Evet’tir’ yazılı pankartın asıldığı Valilik önündeki alanda toplanan kalabalığa seslenen Başbakan Binali Yıldırım, ülkede yeni bir çığır açacak değişime hazırlandıklarını söyledi. Başbakan Yıldırım, “16 Nisan bu büyük değişimin, bu büyük reformun tarihi olacak. Biz siyasetçiler olarak, Ak Parti ve MHP olarak mecliste bu değişikliği yaptık. Üzerimize düşen görevi bitirdik. Şimdi söz sizin, karar sizin” diyerek ‘Evet’ oyu isteğini dile getirdi. Türkiye’de çok partili siyasi hayata geçileli 67 yıl olduğunu hatırlatan Başbakan Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Peki bu 67 yılda acaba Türkiye’de ne olmuş, başka memleketlerde ne olmuş. İngiltere’de 67 yılda sadece 15 hükümet kurulmuş, Almanya’da 24, Amerika’da 17, Fransa’da 11 hükümet kurulmuş. Türkiye’de ise 48 hükümet. Yani üç katı. Bu ne anlama geliyor? Amerika’da her beş senede bir hükümet kuruluyor. İngiltere’de dört buçuk senede bir hükümet kuruluyor. Türkiye’ye gelince sadece 17 ayda bir hükümet kuruluyor. 17 ayla kurulan hükümetle ne yapabilirsiniz? Ancak tebrikleri kabul edersiniz, brifingleri alırsınız, sonrada valizinizi toplarsınız. Hizmet nerede, yollar nerde, hastaneler nerede? Yavuz Sultan Selim köprüsü nerede, Marmaray nerede, Avrasya tüneli nerede? Hızlı tünel nerede, barajlar nerede? Böyle bir ortamda büyüme olmuyor. Çünkü istikrar yok. Ekonomi büyümüyor, refah artmıyor, sorunları torunlara havale edilmeye devam ediliyor.”
“GENÇLER TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ”
AK Parti iktidarı ile ülkede büyümenin yaşandığını belirterek yapılan projeleri anlatan Yıldırım, Fatih Sultan Mehmet’in 21 yaşında İstanbul’u feth ettiğini belirterek, “Biz Fatih’in torunlarıyız. Fatih, 21 yaşında İstanbul’u fethederken, gemileri, arkadan Haliç’e indirdi, onun torunları Recep Tayyip Erdoğan ve biz trenleri, arabaları denizin altından geçirdik. Kılıçdaroğlu, ’21 yaşında milletvekili olur mu?’ diyor. İstanbul fethediliyor da, milletvekilliğini 18 yaşındaki gençlerimize nasıl çok görüyorsun? O beğenmediğin gençler Çanakkale’de yedi düvele dur dedi. O beğenmediğin gençler 15 Temmuz’da göğüslerini siper etti. 36 gencimiz şahadet şerbeti içti. Bu gençler Türkiye’nin geleceği. Bu güzel vatanı emanet edeceğimiz gençlere biz sonuna kadar güveniyoruz” dedi.
SES SİSTEMİ ARIZALANDI
Başbakan Binali Yıldırım’ın konuşması sırasında ses aniden kesildi. Bu sırada Başbakan Yıldırım’a farklı mikrofonlar getirildi ancak sistem düzelmedi. Görevlilerin müdahalesi ile 5 dakika sonra sistem düzelince, ‘Bu arızları gidermek için bu değişiklik şart” ifadelerini kullanan Başbakan Yıldırım konuşmasını sürdürdü.
“HATIRIN İÇİN İKİ TANE CUMHURBAŞKANI MI SEÇELİM KILIÇDAROĞLU?”
“PKK diyor ki; ‘Aman, hayır çıkması için gece gündüz çalışın. Sakın evet çıkmasın’. FETÖ ile kol kola girmişler, baş başa vermişler, hayır çıkması için gece gündüz çalışıyorlar. Ne yaparsanız yapın, ‘evet’ çıkacak, sizin de defteriniz dürülecek. Bu yeni hükümet sistemi ile ilgili olarak milletin kafasını karıştırmaya çalışanlar var. Yalan yanlış söyleyenler var. ‘Tek adam rejimi kurulacakmış’. Evet tek adam. Senin hatırın için iki tane Cumhurbaşkanı mı seçelim Kılıçdaroğlu? İki tane mi olsun? O kafayı takmış, bugünlerde HDP ile çok mesai yapıyorlar. Onların eş başkanlığına yavaş yavaş eğilimleri var. Şimdi tek adam olacak ama patron millet olacak. Görevi vereceksin, yapınca ‘devam et’ diyeceksin. Bir de bu iş Tayyip Erdoğan için yapılıyor diyorlar. Artvin’den söylüyorum. Bu sistem Tayyip Erdoğan için değil her doğan içindir.”
“HAYIR’DAN HAYIR GELMEZ, EVET’TE BEREKET VAR”
Yeni sistemle herkesin işinin ayrı olacağını ifade eden Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Meclisin işine hükümet, hükümetin işine meclis karışıyor. Didişme var, ortada iş yok. Zaman geçiyor. Yargı daha bağımsız olacak. Aynı zamanda tarafsız olacak. Siz değil misiniz, ‘yargı bağımsız ve tarafsız olsun’ diyen. Böyle bir değişiklik getiriyoruz. Niye ‘hayır’ diyorsunuz, verin cevabını. Bunlar hayatı boyunca ‘istemezuk’ tayfasından olmuş. Hayırdan ‘hayır’ gelmez. ‘Evet’te bereket var. ABD’de bir tane başkan var. Tek adam rejimi mi? Diktatörlük mü? Tek adam rejimi asıl CHP’de var. Defalarca seçim kaybedip koltuğunu bırakmıyorsan tek adam orada var demektir. ‘Rejim değişecek’ diyorlar. Nereden çıktı kardeşim? Bu sistemle Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı birleştiriliyor. Mevcut durumda ikisinde de çok yetki var. Kimin ne yapacağının belli olması lazım. Yetkiyi kime verdiniz, hesabı kimden soracaksınız, baştan bileceksiniz. Bu sistem bunu getiriyor. Bir başka yalan, ‘hakimler, savcılar Cumhurbaşkanı tarafından atanacak’. Peki kardeşim Cumhurbaşkanını kim seçiyor? Millet seçiyor. Milletin seçtiğine güvenmeyeceğiz de memurların kendi aralarında kendi atamalarına mı güveneceğiz? 4 üyeyi Cumhurbaşkanı seçecek. 7 tane üyeyi de meclis seçecek. Çünkü meclis milleti temsil ediyor. Milli egemenliği temsil ediyor. Meclisin seçtiğinde yanlış olmaz.”
“KILIÇDAROĞLU’NA DÜŞEN KARARINI DEĞİŞTİRİP EVET DEMESİDİR”
Cumhurbaşkanının seçime götürme kararı alması halinde otomatik olarak meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı anda yapılacağını ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, “Kılıçdaroğlu ne diyor; evlere şenlik. Diyor ki ‘Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimiz zaman Cumhurbaşkanı ile Başbakan anlaşamazsa ne olacak?’ Adam okumamış. Biz onu kadar güzel anlatamadık. Bizde böyle bir sıkıntı olduğu için bunları birleştiriyoruz. Başbakan yok. Cumhurbaşkanı var, yardımcısı var, bakanları var. Adam okumamış. Bizim o kadar uğraşıp anlatamadığımızı bir cümle ile anlattı. Şimdi Kılıçdaroğlu’na düşen kararını değiştirip, ‘Evet’ demesidir” dedi.
“BÜYÜK ÇOĞUNLUK EVET DİYECEK”
Anayasa değişikliğine kimin karşı çıktığı ve hayır dediğine dikkatli bakılmasını isteyen Başbakan Binali Yıldırım, “CHP, HDP, PKK, FETÖ, DEAŞ, ‘hayır’ diyor. Kandil’den açıklamalar geliyor, ‘Evet çıkarsa biz biteriz’ diyorlar. Terör örgütleri ‘hayır’ diyorsa bunun karşısında ‘evet’ demek bu ülkeyi seven herkesin görevidir.” diye konuştu.
“AVRUPA İŞİNE BAK SEN İŞİNE”
Avrupa ülkelerine seslenen Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hollanda bakanlarımızı içeri almıyor, durduruyor. Onları karşılayan soydaşlarımızın üzerine atları, itleri sürüyor. Avrupa karşı çıkıyorsa demek ki biz doğru yoldayız. Onun için 16 Nisan’da kararımız ‘evet’. Avrupa’yı uyarıyoruz. İslam düşmanlığı, ırkçılık yapılıyor. Irkçı partilere çok fazla yüz veriliyor. Avrupa’nın başının derdi marjinal, ırkçı, Türk ve Müslüman düşmanı siyasetin yükselmesidir. Fransa’da iş yerlerinde başörtüsü takılmasını yasakladılar. Biz bütün yasakları kaldırdık şimdi onlar başladılar. Türk demokrasisinin kalitesi yükselirken Avrupa’da kalite düşmeye devam ediyor. Gösteri ve yürüyüşleri, insanların fikrini söylemesini engelliyorlar. Basın özgürlüğünü engelliyorlar. Hollanda’da çok methettikleri Avrupa değerlerinin varsa hepsini ayak altına aldılar. Bunların sicili Bosna katliamından belli. Mısır’da seçilmiş Cumhurbaşkanını alaşağı eden darbecilerin yanında yer aldılar. 15 Temmuz’da FETÖ darbesinde sus pus oldular. Bunların ikiyüzlülükleri sanat haline geldi. Almanya, Hollanda’ya, ‘hayır’ kampanyası yapan gidecek, FETÖ, PKK yandaşları cirit atacak ama onlara ses yok. Vatanını, bayrağını, ülkesini seven bu ülkenin onurlu vatandaşlarına yasak ve engel getirecekler. Bunun cevabını 16 Nisan’da benim milletim verecek.”
DENİZ UÇAĞI MÜJDESİ
Başbakan konuşmasının sonunda Artvinlilere deniz uçağı müjdesi verdi. Yıldırım, “Artvin’in bu kadar barajı var, buraya deniz uçaklarıyla yolcular taşıyalım. Trabzon’dan taşıyalım, Samsun’dan, İstanbul’dan taşıyalım. İstanbul-Artvin arası deniz uçağı seferleri başlatacağız” dedi, Artvin’in doğalgaza kavuşması için 27 Mart’ta ihale yapılacağını da duyurdu.
BATUM ÜZERİNDEN ANKARA’YA GİDECEK
Vatandaşlara karanfil dağıtan Başbakan Yıldırım, mitingin ardından Artvin Belediyesi’ni ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen ziyaretin ardından Başbakan Binali Yıldırım ve bareberindekiler helikopterle Gürcistan’ın Batum kentine geçti. Heyet buradan uçakla Ankara’ya hareket edecek.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

398 ildeki FETÖ/PDY operasyonuna 14 tutuklama

DHA
15 Mart 2017 – 20:09Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 20:09

GAZİANTEP, (DHA) – GAZİANTEP merkezli 8 ilde düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda gözaltın alınan 16 şüpheliden 14’ü tutuklandı.
İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan 22 kişi için çalışma başlattı. Ekipler, geçen Pazartesi günü Gaziantep merkezli Adana, Adıyaman, Isparta, İstanbul, Kayseri, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’ta belirlenen çok sayıda adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda 16 kişi gözaltına alındı, adreslerde de arama yapıldı.
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan 16 şüpheli, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden 14’ü tutuklandı, 2 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Soruşturma kapsamında aranan 6 kişinin ise yakalanması için çalışmaların sürdüğü belirtildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

3825 İldeki ‘ByLock’ operasyonunda 52 tutuklama

DHA
15 Mart 2017 – 19:39Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 19:39

İZMİR, (DHA)- İZMİR merkezli 25 ilde eş zamanlı düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda, ByLock programını kullandıkları belirlenen, aralarında albay, yüzbaşı ve teğmen rütbesinde olanların da bulunduğu 63 asker gözaltına alındı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 52’si tutuklandı.
FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalar kapsamında, İzmir’de darbeye katıldığı belirlenen birçok asker, düzenlenen operasyonlarla yakalandı. Haklarında işlem yapılan şüphelilerden çoğunluğu da tutuklandı. MİT’in araştırmasında FETÖ/PDY’nin gizli haberleşme programı ‘ByLock’u kullananlarla ilgili yeni bilgilere ulaşıldı. İzmir’de görev yapan askerlerden 263’ünün bu programı kullandığı saptandı. Bu kişilerden 190’ının daha önce tutuklandığı anlaşıldı. Haklarında işlem yapılmayan 73 şüphelinin yakalanması için, İzmir Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı’nın talimatı üzerine geçen 2 Mart’ta İzmir Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İzmir merkezli toplam 25 ilde eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda toplam 63 kişi yakalandı. Şüpheliler arasında albay, yüzbaşı ve teğmen rütbesinde olan eski askerlerle kapanan askeri liselerin öğrencileri ve halen Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde görevli 2 askerin bulunduğu öğrenildi.
52 KİŞİ TUTUKLANDI
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 52’si tutuklandı, 6’sı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diğer 5 şüphelinin ise işlemlerinin diğer illerde devam ettiği öğrenildi.
Kaynak: Hürriyet

37Bodrum’da FETÖ’den 4 yeni tutuklama (3)

DHA
15 Mart 2017 – 19:39Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 19:39

ÜÇ KİŞİ DAHA TUTUKLANDI
Muğla’nın Bodrum İlçesi’ndeki FETÖ/PDY soruşturmasında, adliyeye sevk edilen 3 kişi de tutuklandı, 1 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Böylelikle tutuklu sayısı 11’e yükseldi. 7 kişinin ise işlemlerinin sürdüğü bildirildi.

 
Kaynak: Hürriyet

36Bolu’da 10 askerin yargılandığı FETÖ davasında ara karar

DHA
15 Mart 2017 – 19:15Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 19:15

Mutlu YUCA/BOLU, (DHA) – BOLU’da, 10 askerin yargılandığı FETÖ/PDY davasının 8 gün süren ilk duruşmasında ara karar veren mahkeme, 2’nci Komando Tugayı eski Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer’in de bulunduğu 3 tutuklu sanığın tutukluluklarının devamına karar verdi.
Tutuklu sanıklar Tuğgeneral İsmail Güneşer, Tugay Kurmay Başkanı Yarbay Veli Ceylan ve Yüzbaşı Nuri Kıyak ile 1’i yarbay, 4’ü üsteğmen, 1’i teğmen, 1’i astsubay 7 tutuksuz sanığın Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın ilk duruşması tamamlandı. Duruşmada, ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘Terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunma yapması ardından 86 asker tanık olarak dinlendi. Tanık askerler, 15 Temmuz gecesi tugayda yaşananları anlattı.�
Tutuklu sanıklar Güneşer, Ceylan ve Kıyak’ın avukatları, söz konusu suçlamalarla ilgil somut deliller bulunmadığı gerekçesiyle tutuklu kaldıkları sürenin de gözetilerek müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Avukatların savunma yapması ardından ara karar veren mahkeem, kuvvetli suç şüphesi ve kaçma şüphelerinin bulunduğu gerekçesiyle Güneşer, Ceylan ve Kıyak’ın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkeme ayrıca 2’nci Komando Tugayı eski komutan vekilleri Albay Cahit Tirindaz, Albay Aziz Çetinkaya, Bolu eski Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya ve Güneşer’in darbe girişiminde geçici görevde bulunduğu Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’ndeki 34’üncü Hudut Tugayı eski komutanı Tuğgeneral Ali Salnur’un da aralarında bulunduğu 10 kişinin tanık olarak dinlenmesine karar verdi. Duruşma ertelendi.

 
Kaynak: Hürriyet

35‘Maklube’ talimatı…

AA
15 Mart 2017 – 18:59Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 19:12

Isparta’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturmanın ardından açılan davada, aralarında eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, eski Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Hasan İbicioğlu ile bazı eski rektör yardımcılarının da aralarında bulunduğu 49’u tutuklu 130 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma, sanıkların sayısının fazlalığı nedeniyle adliyenin konferans salonunda yapıldı.

Duruşmada, eski SDÜ Rektörü İbicioğlu, eski rektör yardımcıları Talip Türcan, Süleyman Seydi, eski Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Halil Karakoç, eski Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Tuğrul Sezer, iş adamları Bedri Ayhan, Alper Bayhan ve Özcan Pınarcı, örgütün sözde “Isparta bölge imamı” olduğu iddia edilen Osman Demirhan’ın da aralarında olduğu 49 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu. Tutuklu sanık eski Isparta Valisi Memduh Oğuz ise duruşmaya SEGBİS ile katıldı.

BYLOCK’U İTİRAF ETTİ

Duruşmada Mahkeme Başkanı Mustafa Yazıcı, başka bir FETÖ dosyasında da şüpheli olan eski SDÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı tutuklu sanık Halil Karakaoç’a “ByLock” kullanıp, kullanmadığını sordu. Bunun üzerine Karakoç, 2014 yılında bu programı telefonuna yüklediğini ve kullanmaya başladığını itiraf etti.

Mahkeme Başkanı Yazıcı, daha sonra farklı FETÖ dosyalarında şüpheli olanların bu davada sanık olanlara ilişkin ifadelerini okudu.  Yazıcı’nın okuduğu ifadelere göre R.D, zaman zaman örgütün toplantılarına katıldığını, burada örgütün il imamı olan Osman Demirhan’ın kendilerine konuşma yaptığını anlattı. R.D, Demirhan’ın örgütün okullarına yardım yapılması için “himmet” adı altında para istediğini de ifade etti.

‘MAKLUBE NEDİR BİLMİYORUM’ DEYİN

Bir dönem örgütün evlerinde kalan M.H. ise ifadesinde Osman Demirhan’ı “il imamı” olarak bildiğini, Demirhan’ın zaman zaman kaldıkları eve gelerek, kendileriyle konuşmalar yaptıklarını söyledi.

M.H, Demirhan’ın bir toplantıda kendilerine, “Yüksek yerlere bizden birileri gelmeli” dediğini, kendisine de askeri sınavlara hazırlanması için telkinde bulunduğunu öne sürdü.

Kendisi gibi çeşitli kurumlara gireceklerle mülakat öncesi konuşulduğunu belirten M.H, kendilerine yöneltilen, “Namaz kılıyor musun?”,
“Üstad kimdir?”, “Maklube yedin mi?” gibi sorular sorulduğunda “Cumadan cumaya”, “Bilmiyorum”, “Maklube nedir bilmiyorum” diye cevap vermelerinin istendiğini belirtti.

M.H, tutuklu sanık İrfan Boztepe’nin zaman zaman eski SDÜ Rektörü Hasan İbicioğlu ile görüştüğünü bildiğini de kaydetti.

‘TOPLANTIYA KATILANLAR BİRİM BAŞKANI OLDU’

Batı Akdeniz Kalınma Ajansında (BAKA) uzman olarak görevli İ.K. de ifadesinde, katıldığı toplantılarda maaşlarının yüzde 10’unun “himmet” olarak örgüte kesilmesinin istendiğini belirtti. Bu toplantılara eski BAKA Genel Sekreteri Tuncay Engin’in istediği üzerine katılmaya başladığını ifade eden İ.K, bu toplantılara katılan iki sanığın daha sonra BAKA’da birim başkanı olarak görevlendirildiğini kaydetti.
İfadelerin okunmasının ardından Cumhuriyet Savıcısı Murat Karakaya, tutuklu yargılanan sanıkların tutukluluk hallerinin, tutuksuz sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamını, hakkında yakalama emri çıkarılan sanıklara ilişkin infazın beklenmesini istedi.
Duruşma yarına ertelendi.

 
Kaynak: Hürriyet

34Edirne’de 15 Temmuz’un askeri kanadına ilk dava açıldı

DHA
15 Mart 2017 – 18:33Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 18:33

Engin ÖZMEN/EDİRNE,(DHA) – EDİRNE’de 15 Temmuz darbe girişiminde rol aldığı iddiasıyla haklarında soruşturma açılan ve aralarında ordudan ihraç edilen 54’ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı’nın da bulunduğu 22 askerin soruşturması tamamlandı. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 200 sayfalık iddianame 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianamede tüm sanıklar için ‘Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve yasama organını ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs’ suçundan ömür boyu hapis cezası istendi.
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili açıklamasında 22 şüpheli hakkındaki soruşturma tamamlandığını, bilgisi verildi. Başsavcılık açıklamasına göre, 5 şüpheli hakkında elde edilen deliller doğrultusunda ‘FETÖ/PDY üyesi olmak’, 17 şüpheli hakkında ise ‘Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlaması yapıldı. Ayrıcatüm sanıklar hakkında ‘Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs’, ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Yasama Organını ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs’ suçlarından cezalandırılmaları istendi.
“2 ŞÜPHELİ İTİRAFÇI OLDU”
Başsavcılık açıklamasında iddianame düzenlenen şüphelilerden 2’sinin ‘etkin pişmanlık’ hükümlerinden yararlanmayı talep ettiği belirtilerek şöyle denildi:
“Mesleğine başlamadan önce FETÖ/PDY’nin içerisinde olduklarını, cemaat evlerinden yetiştiklerini, mesleğe girdikten sonra da ‘subay abi’leri ile üst düzey gizlilik içerisinde ‘sohbet’ adı verilen toplantılar yaptıklarını ikrar etmiş, biri ‘subay sohbet abisi’ olmak üzere, toplam 3 şüphelinin tanık beyanları ile FETÖ/PDY üyesi oldukları tespit edilmiştir.”
ÖMÜR BOYU HAPİS İSTENİYOR
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 200 sayfalık iddianamede, aralarında 54’ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı’nın da bulunduğu 22 şüpheli için örgüt üyesi olmak ve örgüt için suç işlemek suçlamasının yanı sıra ‘Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve yasama organını ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs’ suçundan ömür boyu hapis cezası istendi.
Kaynak: Hürriyet

33Denizli’de 41 polise ByLock’tan gözaltı

DHA
15 Mart 2017 – 18:25Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 18:25

DENİZLİ’deki FETÖ/PDY soruşturmasında, örgütün şifreli haberleşme sistemi ByLock’u kullandığı iddia edilen meslekten ihraç ya da açığa alınan 41 polis, gözaltına alındı.

Denizli İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri bu sabah, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütün şifreli haberleşme sistemi olan ByLock’u kullandığı ileri sürülen meslekten ihraç edilen ya da açığa alınan polislere yönelik operasyon yaptı. Operasyonda 41 polis gözaltına alınırken, evlerinde de arama yapıldı. Gözaltına alınanlar, sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. Gözaltına alınan polislerin arasında daha önce emekli olan emniyet müdür yardımcıları ile meslekten ihraç edilen müdürler, şube müdürleri ile polis memurlarının olduğu öğrenildi.

Ramazan ÇETİN / DENİZLİ, (DHA)

 

 
Kaynak: Hürriyet

32Bozdağ: Avrupa Adalet Divanı’nın adaleti ve hukuku yok etmesi kabul edilemez (2)

DHA
15 Mart 2017 – 18:24Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 18:24

BU MİLLET TANKTAN, TÜFEKTEN, JETTEN KORKMADI
AK Parti Yozgat İl Teşkilatı tarafından düzenlenen bir dizi toplantı ve ziyaretlere katılmak üzere Yozgat’ın Sorgun ilçesine gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, burada partilileriyle buluştu.
Sorgun Belediye Düğün Salonunda konuşan Bozdağ, PKK terör örgütü, DAEŞ terör örgütü ve FETÖ terör örgütü dahil olmak üzere 10 civarında terör örgütünün Türk devletine ve Türk milletine saldırdığını söyledi.
Bozdağ, “Almanya bir yandan, Avusturalya bir yandan, Hollanda bir yandan, İsviçre bir yandan, Belçika bir yandan sanki herkes kendi ülkesinden hükümet sistemi değişiyormuş gibi telaş içinde, korku içinde. Hollanda en son affedersiniz itlerini vatandaşlarımızın üzerine saldı. Demokrasi nerede? İnsan hakları nerede? Hukuk nerede? İnsan hakları sözleşmesi nerede? Avrupa Birliği’nin değerleri nerede? Hepsi mevta” dedi. Avrupa’nın hukuksal değerlerini yok ettiğini belirten Bozdağ, “Avrupa Birliği susuyor. Avrupa Konseyi susuyor. Sizin bu yaptığınız ayıptır. Avrupa değerlerini ve hukuksal değerleri çiğnemektir” dedi.
Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hollanda itlerini salıyor vatandaşlarımızın üzerine. Zannediyorlar ki korkarlar. Bu millet tankın altına yattı. Jetlerden bomba yağarken korkmadı. Otomatik silahlardan korkmadı. Hollanda’nın itlerinden korkacak zannediyorlar. Bunlara en büyük cevabı hep birlikte vereceğiz. Onun için diyoruz ki 16 Nisan Almanya’ya, Hollanda’ya ya, İsviçre’ye, Belçika’ya, ismini sayamadığım ülkelere ve PKK terör örgütüne, FETÖ terör örgütüne, DAEŞ terör örgütüne verilecek en büyük cevap olacaktır. Bu terör örgütlerinin hepsi de güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Güçlü iktidarın olduğu yerde mikroplar yaşam hakkı bulamazlar. Nasıl ki gençken insanlar kolay hastalanmıyor. Mikroplar vücudu teslim alamıyor. Ama yaşlandıkça mikroplar daha tesirli hale geliyor. Onlarda Türkiye’nin zayıf düşmesini istiyorlar. HDP’yi siz Hayır kampanyasında görüyor musunuz? Neden CHP ile anlaştılar. ‘Benim tabanın senin çalışmandan rahatsız, onun için gizliden çalışın. Görünür propaganda yapmayın’ dediler. Neden, halktan korktuğu için bunun yapıyorlar. Onun için bu sistem siyasetçiyi halka mecbur kılan, halka mahkum eden bir sistem.”

Halit YILMAZ/SORGUN (Yozgat), (DHA)

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

31Erdoğan: Faşizmin ruhu Avrupa sokaklarında kol geziyor (2)

DHA
15 Mart 2017 – 18:19Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 18:19

‘AVRUPA HAYIR SEFERBERLİĞİNE ÇIKTI’
Afyonkarahisar’da halka hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan halk oylaması için tüm Avrupa’nın ‘Hayır’ seferberliğine çıktığını söyledi. Erdoğan, “Gazeteleri Türkçe ‘Hayır’ manşetleriyle çıkıyor. Fakat bir taraftan mutluyum ha. Niye? Çünkü gazeteler başlıklarını Türkçe atıyor. ‘Diktatör Erdoğan’a hayır.’ Ya bunun benimle, şahsımla alakası yok ki. Türkiye’de bu bir sistem oylaması, bir sistem değişikliği. Tayyip’le ne alakası var, Erdoğan’la ne alakası var? Burada bir sistem değişikliği yapılacak ve bu sistem değişikliği neticesinde yarın bu ülkede başkanlık seçiminde kim öle kim kala” dedi.
‘KİM SEÇİLİR GARANTİ DEĞİL’
Hangi partiden kim seçilir seçilmez veya hangi kişi seçilir seçilmez bunu kimsenin garanti edemeyeceğini belirten Erdoğan, “Bunla ne alakası var, ama bunların demokrasi anlayışı ne yazık ki bu. Tüm dergilerinin kapaklarında bu konu var. Televizyonlarında gece gündüz bu konu tartışılıyor. Hilal ve yıldız arasına beni karikatürize etmişler ve altında da ne yazık ki bakıyorsunuz, Türkiye’den bazı gazeteler, bölücü terör örgütünün yayın organları, solu destekleyenler, FETÖ’nün yayın organları bunlar da altında. Dikkat ediniz hayır diyen herkese tüm kapıları sonuna kadar açık ama evet derseniz karşınızda polisiyle, atıyla, itiyle insanlık dışı bir duvar buluyorsunuz” dedi.
‘POLİSE VUR EMRİ VERMİŞ’
Türkiye konsolosluk binasında toplantı yapmak isteyen bakanı engellemek için iki saat içinde olağanüstü hal ilan edildiğini dile getiren Erdoğan, “Belediye OHAL ilan ediyor. Türkiye’de biz Bakanlar Kurulu kararıyla, daha sonra meclisten de geçiyor OHAL ilan ediyoruz. Türkiye’yi ziyaret eden batılılar, ‘Efendim bu OHAL ne kadar daha sürecek’. Size ne ya. 1 saatte utanmıyor musunuz OHAL ilan ediyorsunuz, Türkiye’nin bir bayan bakanını kendi konsolosluğuna sokmuyorsunuz. Hatta sonradan öğreniyoruz ki polislerine vur emri bile vermişler. Karşınızda hepi topu bir bayan bakan ve yanında çoğunluğu yine kadın olan ekibi ve koruma ekibi var ve bunların elinde de silahyok. Bunun için OHAL ilan edilir mi, polise vur emri verilir mi?” diye tepkisini sürdürdü.
‘KARIN AĞRILARININ NEDENİNİ BİLİYORUZ’
Yıllardır Avrupalılara terörist listeleri verildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece Almanya’ya verdiğim 4 bin 500’e yakındır, tamamına yakını PKK’lı, bir kısmı FETÖ’cü ve DEAŞ’lıdır. Hiçbiriyle ilgili işlem yapmadılar. Hata tam tersine bu kişilere ülkemiz aleyhine faaliyet yürütebilmeleri için her türlü imkanı sağlıyorlar. Buna karşı biz bakanımızı konsolosluk ziyareti sırasında böylesine garip, anlaşılmaz tavır içine giriyorlar. Tabi biz bunların karın ağrılarının nedenini biliyoruz. Bunlar 100 yıl önce hasta adam dedikleri Osmanlı’nın Çanakkale’de yedi düvele nasıl kök söktürdüğünü biliyorlar. Topraklarını bölüp birbirlerine peşkeş çektikleri bir milletin İstiklal harbiyle nasıl şahlanıp yeni devleti kurduğunu çok iyi biliyorlar. Yıllardır siyasi istikrarsızlıkların, ekonomik krizlerin, sosyal çalkantıların pençesinde ezdikleri bir milletin son 14 yılda gösterdiği azimle nasıl yeni bir diriliş ortaya çıktığını ayet iyi biliyorlar” diye konuştu.
AVRUPA İLE GELECEĞE YÜRÜMEK İSTİYORUZ
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasının Avrupa’yı endişelendirdiğini ve engellemek için kendi değerlerini ayaklar altına almaktan çekinmediklerini söyleyen Erdoğan, “Ülkemizde bazıları hala meselenin ne olduğunu kavrayamamış olabilir. Ama Avrupalılar 16 Nisan’ın ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Türkiye’nin bu büyük reformundan sonra 15 Temmuz’da hayata geçiremediklerini ebediyen veda edeceklerinin farkındalar. Onların darbelerle, krizlerle, kaoslarla dize getirdikleri Türkiye ayakların üzerinde durmak bir yana koşar adımlarla ilerlemesidir. Aslında biz Avrupa’daki 6.5 milyon vatandaşımızla birlikte Avrupa ülkelerine rağmen değil onlarla birlikte geleceğe yürümek istiyoruz. Bizim Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika’ya düşmanlığımız yok. Fransa, İtalya, İsviçre, Danimarka ve diğer Avrupa ülkelerine kesinlikle düşmanlığımız yok tam tersine biz AB’ye üyelik için ilk başvuran ülkelerden biriyiz 54 yıldır bizi kapılarında bekletmelerine rağmen bu mücadeleden vazgeçmedik” dedi.
“TÜRK-İSLAM KORKUSU ALDI BAŞINI GİDİYOR”
Her şeye rağmen iyi niyetin ve dostluğun korunduğunu söyleyen Erdoğan, “Bize alenen husumet göstermeye saldırmaya başladılar. Avrupa kendi korkularının içinde boğulmaya doğru gidiyor. Türk korkusu, İslam korkusu aldı başını gidiyor. Kendilerine sığınan mültecilerden bile korkuyorlar. Kendilerinden olmayan her şeyden korkuyorlar. Geçmişte bunlar Yahudilere de böyle davranmadı mı, sonra Roman kardeşlerime, Boşnakların sırf Müslüman oldukları için katledilmesine göz yumdular. Kendi içlerinde bile Protestan, Katolik diye katlettikleri insanlar var. AB’yi kurarak kendilerini ve dünya için yeni bir sayfa açtıklarını öne sürüyorlardı ve şimdi özellikle ülkemize karşı tutumlarıyla içini boşaltıyorlar. Biz Türkiye olarak Avrupa ülkelerinde ırkçılara karşı demokrasi, insan hakları, hukuku savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Hollanda’da yaşayan Türklere ırkçı partiye ve şu anki yönetime oy vermeme çağrısında bulunan Erdoğan, “Oradaki soydaşlarıma, vatandaşlarıma da sesleniyorum sakın ha bu ırkçılara, ırkçı partilere oy vermeyin. Bizim bakanımızı oraya sokmayan mevcut zihniyete oy vermeyin. Türkiye’ye karşı muhabbeti olan partilerle hareket edin” dedi.
KILIÇDAROĞLU’NA SİNEVİZYONLU ELEŞTİRİ
Cumhurbaykanı Erdoğan konuşmasında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu da hedef aldı. “Ana muhalefet partisinin başındaki zat açıp anayasa değişikliği paketini okumamış bile” diyen Erdoğan’ın konuşması sırasında Kılıçdaroğlu’nun yeni sisteme ilişkin eleştirel kısa bir konuşması sinevizyonla ekrana yansıtıldı. Kılıçdaroğlu’nun görüntülerinin ardından Erdoğan, “İşte ana muhalefetin başındaki zat bu, 18 madde ne diyor haberi yok. İyi ya işte bizde böyle olmasın diye ne yapıyoruz cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı birleştiriyoruz. Aman Allah’ım neler dememiş. Meclisin lağvedilmesinden isterse yüzlerce kişiyi yardımcım olarak bakan olarak atayacağıma, ya benim seçileceğimi kim garanti ediyor. Ancak bu 2019 Kasım’daki başkanlık seçiminden sonra ortaya çıkacak. Bide ne diyor muhtarlıkları ve belediyeleri kapatabileceğimi, ülkeyi bir gecede yabancı bir devlete teslim edebileceğime kadar neler deniyor neler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından 275 tesis ve hizmetin açılışını gerçekleştirdi. Erdoğan, daha sonra uçakla kentten ayrıldı.
ERDOĞAN’IN PROGRAMINDAN NOTLAR
* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afyonkarahisar’da konuşma yapacağı meydana giden yollar sabah saatlerinden itibaren ulaşıma kapatıldı.
* Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı meydan çevresinde alana girenler tek tek üst aramasından geçirildi. Meydanın etrafındaki yükse noktalara keskin nişancılar yerleştirildi.
* ‘İçin rahat osun Reis Afyonkarahisar seninle’, ‘Cumhuriyetin kazanıldığı Ak Parti’nin kurulduğu topraklara hoşgeldiniz’ yazılı afişlerle ‘evet’ yazılı pankart ve afişlere süslenen miting alanında Erdoğan’ın çok sayıda fotoğrafına yer veridi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir fotoğrafı da kentin 226 metre yüksekliğindeki meşhur Afyon Kalesi’ne asıldı.
* Havanın çok soğuk olduğu kentte miting alanındaki vatandaşlara Türk Bayrağı dağıtıldı. Soğuk havaya rağmen alanı 10 bin kişinin üzerinde Afyonlu doldurdu.
* Alanda dronesavar ve benzeri güvenlik önlemlerinin yanı sıra protokolde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan için özel ısıtmalı bir sandalye konuldu. Ancak Erdoğan alana geldikten sonra protokolde ayrılan yere geçmeden direkt sahneye çıktı.
* Toplu açılış töreninde 1 milyar TL’nin üzerinde 275 hizmetin açılışı gerçekleşti.

Mehmet ÇINAR- Sait KARADUMAN/AFYONKARAHİSAR, (DHA)
Kaynak: Hürriyet

30AK Partili Şentop: Barolar Birliği Başkanı sahtekarlıktan vazgeçmeli

DHA
15 Mart 2017 – 18:18Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 18:18

Eyyüp BURUN, Ahmet ÖZER/GAZİANTEP, (DHA) – TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu eleştirerek, “Barolar Birliği Başkanı sağda, solda gezeceğine, önce oturup eleştirileri için hazırladıkları metindeki bilgi hatalarını düzeltmesi lazım. Milleti kandırmaması, sahtekarlıktan vazgeçmesi lazım” dedi.
Mustafa Şentop, Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen ‘Yeni Hükümet Sistemi Olarak Cumhurbaşkanlığı’ isimli konferansa katıldı. Gaziantep Valisi Ali Yerlika, üniversite rektörü Prof. Dr. Ali Gür, akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı konferansta konuşan Şentop, yeni Anayasa ile mevcut sistemdeki vesayetçi yapının ortadan kalkacağını söyledi. Yenisi yapılmadığı sürece Türkiye’nin Anayasa ile ilgili sorunlarının bitmeyeceğini ifade eden Şentop şunları söyledi:
“Yeni Anayasa ile birlikte mevcut Anayasa ruhunu teslim edecektir. Seçilenler tarafından yapılan yeni bir Anayasa gelmediği sürece Türkiye’nin, Anayasa ile ilgili sorunları bitmeyecektir. Peki bu Anayasa ruhu nedir ? Bunu bir otomobile benzetiyorum. Bunun içerisinde bir farklılık var.Hepiniz biliyorsunuz sürücü kurslarında kullanılan otomobilleri. Bunun sol tarafı normal bir sürücünün kullanması için düzenlenmiş. Bu aracın sağ tarafında da bu aracı kontrol etmek için düzenlenmiş ve gaz var, debriyaj var, fren var. Şimdi aracı soldaki şoför kullanıyor ama sağdaki de istediği zaman, gerektiği zaman sürücüye müdahale ediyor. Bazen bunu soldakine fazla fark ettirmeden, bazen onunda fark edeceği kadar, bazen soldakini tamamen devre dışı bırakarak, bazen de sinirlendiği zaman soldakini kapıyı açarak aşağı iterek gerçekleştiriyor. Ama istediği zaman aracın hem hızına hem de istikametine hükmedebiliyor. İşte bu örnekle izah ediyorum. Soldaki seçilmiş siyasetçi aracı yönetmesi gereken aslında o. Sağda ki de vesayeti temsil ediyor. Sürekli müdahale halinde de, müdahale bazen çok görünür boyuta ulaştığı zamanlarda işte 12 Mart 1971’de, 28 Şubat 1997’de soldakini etkisiz hale getirmiş, aracın kumandasını almış kendileri götürüyor. 12 Eylül 1980 ise, kapıyı açıp soldakini aşağıya atmış araçtan. Şimdi tabi vesayet söylendiği zaman ’14 senedir Türkiye’de bir iktidar var, vesayeti hep telaffuz ediyorsunuz. Hala bu vesayet konusunda bir yol alınmadı mı?’ diyorlar. Vesayet ile mücadele 14 senedir yapıldı. Bu mücadelenin sonunda yavaş yavaş süreç içerisinde önce sağdakinin müdahalesine ses çıkartarak , sonra sağdakini etkisizleştirmeye çalışarak en sonunda da sağdaki kapıyı açıp sağdaki vesayetçiyi aşağıya atarak mücadeleyi sürdürdük. Bu yeterli mi? Yeterli değil. Çünkü sadece adamı indirmek yetmiyor. Aracın sağ tarafında araca kontrol etmek için konulan mekanizma durduğu sürece birileri sağ tarafa oturmak için heves edecektir. İşte 15 Temmuz’da Türkiye’nin yaşadığı budur. FETÖ aracın sağ tarafından da araca istikamet verildiğini kontrol edilebildiğini biliyor. 40 yıldır da bu sağ tarafa oturmak için hazırlanmış. 15 Temmuz ‘da sağ tarafa oturmak için teşebbüs etti. Yine milletimizle beraber onu aşağıya attık. Yapılması gereken ne? Yapılması gereken; bu aracın sağ tarafındaki araca kumanda imkanı veren o mekanizmaları sökmektir. Aslında doğrusu aracı değiştirmektir. Trafikte seyreden normal araçlardan birisi haline dönüştürmek yada yeni bir araç yapmaktır.”
BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI BİLGİLERİ GİZLİYOR
Şentop, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun, Anayasa değişikliği paketindeki bazı bilgileri paylaşmadığını öne sürdü. Şentop, Feyzioğlu’nun Anayasa paketindeki bir maddeyi baz alarak, “Kendi kendini bile toplantıya çağıramayan bir meclisle karşı karşıyayız” diyerek yorum yaptığın dile getirerek şöyle konuştu:
“Hal bu ki 3’üncü fıkra duruyor. Meclis Başkanı’nın toplantıya çağırması, milletvekillerinin 5’te 1’nin talebi üzerine meclisi toplantıya çağrılması ile ilgili 3’üncü fıkraya hiç dokunmamışız. Ama bunu koysa oraya bu yorumu yapamayacak. Bu yorumu yapabilmek için madde metnindeki bazı bilgileri saklamış. Bir bilgiyi veriyor diğer bilgileri saklıyor ki eleştirebilsin, yorum yapabilsin. Bu bir sahtekarlıktır, açık söylüyorum sahtekarlıktır. Görüşünüz, sonuçta çıkardığınız yorum ne olursa olsun ama bilgi doğru olması lazım. Bilgiyi bozarak bilgiyi deforme ederek bir algı oluşturmaya çalışırsanız bu sahtekarlıktır. Onun için Barolar Birliği Başkanı sağda, solda gezeceğine, önce oturup bu metindeki hataları, bilgi hatalarını düzeltmesi lazım. Milleti kandırmaması lazım, sahtekarlıktan vazgeçmesi lazım.”
Anayasa metninin hazırlanma sürecinden bahseden Şentop, yeni Anayasa’nın bir hükümet sistemi değişikliği olduğu ve parlamenter sistemdeki bazı şeylerin Cumhurbaşkanlığı sisteminde olmayacağını söyledi. Gensoru’un yeni Anayasa’da olmamasının nedeninin sistem değişikliğinden kaynaklandığını aktaran Şentop, “Gensoru, parlamenter sistemin bir özelliğidir. Hükümet meclisten çıkıyor, hükümet güvenoyu ile kuruluyor, Gensoru ile güvenoyu geri alınıyor. Bu bir hükümet sistemi farklılığı. Biz hükümetin meclis içinden seçildiği bir sistemden hükümetin direkt halk tarafından seçildiği bir sisteme geçiyoruz. Yine otomobilden örnek verirsek, bugünkü sistem manuel sistemli bir araçken, yeni sistem otomatik sistem bir araç olacak” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

29Gökçek’ten iddia Arınç’tan yanıt

DHA
15 Mart 2017 – 18:09Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 18:09

ANKARA (DHA) – ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, katıldığı bir programda çarpıcı bir iddiada bulundu. “Gezi döneminin ardından Bülent Arınç’ı Başbakan” yapacaklardı diyen Melih Gökçek, “Recep Tayyip Erdoğan Gezi olaylarında yurtdışından geldiği zaman düşürülmüş ve bitmiş olacaktı” dedi. Bülent Arınç ise Gökçek’in bu iddiasına sosyal medya hesabından yanıt verdi. Arınç, “Melih Gökçek, uzun bir aradan sonra ahlak dışı bir yalana ve iftiraya başvurdu. Belli ki bir sıkıntısı var ve hedef şaşırtmak istiyor” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, katıldığı bir TV programında çarpıcı bir iddiada bulundu. “İlk defa söylüyorum bunu, yarın da manşet olacak her yerde” diyen Gökçek, “Recep Tayyip Erdoğan Gezi olaylarında yurtdışından geldiği zaman düşürülmüş ve bitmiş olacaktı. Partinin içinde FETÖ’cü milletvekilleri hazırdı ve bir FETÖ’cünün lafıdır, Hüseyin Gülerce’nin bizzat kendisine söylenmiştir, ‘Bülent Arınç Başbakan olacaktı.’ O tarihte hazırlanmış ve bitmişti. Bülent Arınç, şimdi buna ‘evet’ der, ‘hayır’ der onu bilemem ama ben bundan yüzde yüz eminim. AK Parti iktidarına yeni bir şekil vereceklerdi. Bu uluslararası bir operasyon, Recep Tayyip Erdoğan’ı uzaklaştırma operasyonu” ifadelerini kullandı.

ARINÇ’TAN YANIT GELDİ

Gökçek’in söylediklerine Bülent Arınç Twitter hesabından yanıt verdi. Arınç yanıtında şu ifadeleri kullandı: “Melih Gökçek, uzun bir aradan sonra ahlak dışı bir yalana ve iftiraya başvurdu. Belli ki bir sıkıntısı var ve hedef şaşırtmak istiyor. Bir Hint Atasözünde denir ki: ‘Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa kesinlikle altını kirletmiştir.’ Melih Gökçek’in hezeyanlarını bu açıdan değerlendirmek ve ciddiye almamak gerek. Artık siyasetin komedi unsuru olmuştur. Gülüp geçin… İ.Melih Gökçek ‘Devam edebildiğin kadar et’ mantığını her sahada uygulayıp; yalana, iftiraya, çirkefliğe de devam edebildiği kadar ediyor. Ülkemizin; üç harfli belediye başkanının komikliklerinden ve üstündeki okların hedefini şaşırtma çabalarından daha önemli meseleleri var.”
Kaynak: Hürriyet

28Bakan Yardımcısı Öztürk, Bingöl’de terörün biteceği tarihi açıkladı

DHA
15 Mart 2017 – 17:53Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 17:53

Mesut BUDRAÇ/ BİNGÖL, (DHA)- İÇİŞLERİ Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, incelemelerde bulunmak üzere geldiği Bingöl’de terörün biteceği tarihi açıklayarak, “2015’ten beri yapmakta olduğumuz terörle mücadelenin, 2017’nin Ekim’inde, Kasım’ında Allah’ın izni ile dağlarda, üs bölgelerinde, inlerde, mağaralarda barınabilecek adam bırakmayacağız. Kendileri bilirler, bundan başka çözüm yolu yok. Bu bizim nihai sözümüzdür. Bundan sonra söyleyecek bir sözümüz yoktur” dedi.
İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, Bingöl Valisi Yavuz Selim Köşger, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kanaat önderleri ve güvenlik korucuları ile Jandarma Komutanlığı Sosyal Tesisleri’nde verilen yemekte bir araya geldi.
“ÇÖZÜM SÜRECİ İYİ NEYİTİMİZLE BEKLEDİĞİMİZ ŞEKİLDE SONUÇLANMADI”
Burada konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, 33 yıldan beri terörle mücadele yoğun bir şekilde mücadele edildiğini belirterek, “Ciddi anlamda yeni bir terör konseptimiz var. Türkiye, maalesef eskiden beri terörle tanışık bir ülke. Özellikle bölücü terör örgütü ile 33 seneden beri yoğun bir şekilde mücadele ediyoruz. Bu mücadele inişli çıkışlı zamanlar yaşadı. Bunlardan biri de çözüm süreci dediğimiz süreçti. Çözüm süreci maalesef bizim iyi niyetimizle sonuçlanmasını beklediğimiz şekilde sonuçlanmadı. Çözüm sürecinin, terör örgütünün millete ve devlete karşı silahlanması olarak karşımıza çıktı. Milletimiz bunu gördü. Devletimizin iyi niyetine karşı bu durum istismar edildi, devletimize tuzak kurma olarak karşımıza çıktı. Cenazelerden mezarlıklara, terörist cenazesi törenlerine kadar, festival adı altında yapılan bütün meydan okumalara hepsine katlandı devletimiz. Ama 22 Temmuz sabahı, Ceylanpınar’da 2 tane polisimizin yataklarında uyurken şehit edilmesi bardağı taşıran damla oldu. Terör örgütü ile dipten mücadele etmenin gerekli olduğuna kanaat getirdik. Bunların hepsi gözlerimizin önünde oldu, masal değil” dedi.
“EKİM’DE, KASIM’DA MAĞARALARDA BARINACAK ADAM BIRAKMAYACAĞIZ”
Bakan Yardımcısı Öztürk,terörle mücadelenin devam edeceğini belirterek şöyle devam etti:
“Bu mücadelelerimizi 2015’te yürüttük, terör iklimini ters düz ettik. 2016’da bu mücadeleyi Temmuz’a kadar yoğun bir şekilde yürüttük ve yürütmeye devam ederken bir başka olayla karşı karşıya kaldık. Seçilmiş hükümetimiz, devletimiz, Cumhurbaşkanımız ve bütün devlet organları, FETÖ denilen oluşumla hain darbe girişimini hepimiz, hep birlikte yaşadık. FETÖ, DEAŞ, bölücü terör örgütü, ülkemizin birliğine, dirliğine karşı mücadelesine devam ediyorlar. Fakat 2015’e göre biz terör örgütünü Türkiye’nin gündeminden en alt sıralara indirmeyi düşünüyoruz. Bu yıl yapacağımız iki önemli hadise var. Bunlardan biri 16 Nisan referandumu ve diğeri de 2017 yılında terör örgütünü tarihten, milletin dağından, çayırından, merasından, şehirlerinden silip süpürmek için yapacağımız operasyonlara halkımızın iradi olarak vereceği destektir, bizim için önemli olan. Bunu yapmak için bütün donanımımız hazır. Personel, donanım, cihaz, her şeyle tamamız, hazırız. Bingöl halkımızın desteğini de yanımızda görmek istiyoruz. Bingöl halkı kilit zamanlarda, duruşunu farklı olarak göstermesini bilmiş bir halktır. Bu iki husuta 2017 bizim için çok önemli. 2015’ten beri yapmakta olduğumuz terörle mücadelenin, 2017’nin Ekim’inde, Kasım’ında Allah’ın izni ile dağlarda, üs bölgelerinde, inlerde, mağaralarda barınabilecek adam bırakmayacağız. Kendileri bilirler, bundan başka çözüm yolu yok. Bu bizim nihai sözümüzdür. Bundan sonra söyleyecek bir sözümüz yoktur. Bu noktada sizin desteğinize ihtiyacımız var.”
Program, soru ve cevapların ardından sona erdi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

27Bilal Erdoğan: Tayyip Erdoğan hapse girdiği zaman Avrupa’dan bir siyasetçi kapısını çalmadı

DHA
15 Mart 2017 – 17:52Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 17:52

Mustafa TURAPOĞLU- Fatih YILMAZ/TOKAT, (DHA) – TÜRKİYE Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bilal Erdoğan, bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye karşı tutumlarına tepki göstererek, “Tayyip Erdoğan hapse girdiği zaman Avrupa’dan bir tane siyasetçi kapısını çaldı mı? Hayır. Ama teröristler hapse girdiği zaman Avrupa ülkelerinin büyükelçileri topluca mahkeme salonlarını aşındırdı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, Yüksek İstişare Kurulu üyesi olduğu TÜGVA’nın Tokat Şubesi’nin açılış törenine katılmak üzere kente geldi. Amasya’dan karayolu ile kente gelen Bilal Erdoğan, TÜGVA’nın Yeşilırmak Mahallesi’nde bulunan şubesine geçti. Bilal Erdoğan’ı, Vali Cevdet Can, Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu ile il protokolü karşıladı. Çok sayıda kişinin katıldığı açılışta konuşan Bilal Erdoğan, TÜGVA’nın öneminden bahsetti.
‘OLACAK İŞ DEĞİL’
Türkiye’nin önünde önemli bir referandum sürecinin bulunduğunu söyleyen Bilal Erdoğan, son dönemde bazı Avrupa ülkeleriyle yaşanan gerginliğe de değindi. Bilal Erdoğan şunları söyledi:
“Bu referanduma doğru zaman azalırken bu hafta gündemi Avrupa ile ilişkilerimiz işgal etti. Bir yandan ana muhalefetin bu anayasa değişikliği ile ilgili bir takım bilgilerden bir haber olduğunu öğrenmiş olduk. Bir yandan Avrupa’nın PKK, FETÖ, DHKP-C teröristlerini beslerken, onların yaptığı hayır kampanyalarına desteğini gazetelerinin manşetleri ile verirken, evet kampanyasını yapmak için oraya giden bakanlarımıza izin vermemelerini, onları alçakça sınır dışı edişlerini izledik. Şimdi bunları anlamaya çalışıyoruz. Birçok insan şaşkın. Başbakanları bile böyle bir şey dünyada pek görülmüş bir şey değil diyor. Aslında güya kendini böyle methi etmeye çalışıyor. Kimsenin yapamayacağı bir şeyi yaptığını iddia ediyor. Dünyada 1961-1963 yılında birçok ülkenin taraf olduğu konvansiyon imzalanan belli iki müttefik ülkeden birinin diğerinin bakanının, bürokratının sınır dışı etmesi, gözaltına alması olacak iş değil. Bunun bahanesi işte güvenlik endişeleri. Hayır kampanyalarını yapanların güvenlik riski yok ama evet kampanyaları yapanların güvenlik riski var. Ama Avrupa’da maalesef bu ırkçı faşist dalgalar yükselişte. Bunu kendileri de biliyor. Şimdi bu niye yükselişte bunun sebebini araştıralım. Bunun sebebi biz miyiz? Bunun sebebi Müslümanlar mı? İlla diyorlar ki bunun sebebi teröristler. Yani sen teröristler terör işliyor diye kendi değerlerinin olduğunu iddia ettiğin insan haklarından, demokrasiden, özgürlükten vaz mı geçiyorsun Avrupa?”
‘EY AVRUPA İKİ YÜZLÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ’
Avrupa’nın insan haklarını ayaklar altına aldığını söyleyen Bilal Erdoğan, şöyle devam etti:
“İnsan haklarını ayaklar altına aldılar, burunlarının dibinde 250 bin Boşnak katledilirken seyirci kalarak. Irak’ta, Suriye’de 1 milyonu aşkın insan katledilirken seyirci kalarak. 5-6 tane Fransız terör mağduru olduğu zaman hayatını kaybettiği zaman bütün Avrupa bir araya geldi, bizim şehirlerde terör eylemleri olduğu zaman Avrupa’nın sesi çıkmadı. 15 Temmuz’da 240’ı aşkın şehidimiz, iki bini aşkın gazimiz olduğu zaman, meclisimiz bombalandığı zaman Avrupa’dan ses çıkmadı. Çünkü Avrupa demokrasi, insan hakları, özgürlükler dediği zaman sadece işine geldiği yere kadar bunu savundu. Kendisi için olduğu zaman savundu, Türkiye için olduğu zaman savunmadı. Tayyip Erdoğan hapse girdiği zaman Avrupa’dan bir tane siyasetçi kapısını çaldı mı, hayır. Ama teröristler hapse girdiği zaman Avrupa ülkelerinin büyükelçileri topluca mahkeme salonlarını aşındırdı. Ey Avrupa bu ikiyüzlülüğünü biz görüyoruz ama sen bu ikiyüzlülükle nereye varacaksın.”
Bilal Erdoğan, 16 Nisan’da gerçekleşecek olan referandumda ‘Evet’ desteği istedi. Bilal Erdoğan konuşmasının ardından TÜGVA Şubesi’nin açılışını gerçekleştirdi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

26Denizli’de FETÖ davasında 22 işadamına tahliye (2)

DHA
15 Mart 2017 – 17:30Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 17:30

22 TAHLİYE
Denizli’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütün finans ayağı oluşturduğu gerekçesiyle 43’ü tutuklu 67 sanığın yargılandığı davanın 13’üncü celsesinden 22 işadamı için tahliye kararı verildi.
Denizli Kongre ve Kültür Merkezi’nde oluşturulan 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 43’ü tutuklu 67 işadamının yargılanmasına bugün devam edildi. Davanın bugün görülen 13’üncü celsesine, sanıkların tamamı ve sanık yakınlarının yanı sıra tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada, sanık avukatları yaptıkları ek beyanlarında, özellikle ByLock kullanımı ve Denizli İşadamları Derneği (DİAD) üyelikleri üzerinde yoğunlaştı. Bu iki unsurun tek başına tutuklama kararı olamayacağı, somut delil ortaya konmadıkça müvekkillerinin tahliye edilmeleri gerektiğini belirtti. Avukatlar, DİAD’a üyeliklerin ya teşvik ya da ticari gelişme kaygılarıyla gerçekleştiği, bu derneğe üye olan herkesin terör örgütüne üyelikle suçlanmasının anlamsız olduğunu görüşünü savundu. Ayrıca duruşmada, tanık ve gizli tanık ifadelerinin somut delillere dayanmadığı belirten avukatlar, müvekkillerinin bazı duyumlarla atılan iftiralar yüzünden 7 aydır tutuklu olduklarını, bir çoğununu da şirketlerinin iflasına neden olduğunu söyledi.
SEVİNÇ ÇIĞLIKLARI SALON BOŞALTTIRDI
Avukat savunmalarının ardından mahkeme heyeti, celseye ara verdi. Yaklaşık 2 saat süren aranın ardından mahkemeye heyeti 31 maddeden oluşan ara kararını açıkladı. Mahkeme heyeti verdiği ara kararda, tutuklu işadamları Abdullah Asım Coşkun, Adem Oklu, Adnan Pekdemir, Ahmet Özkan Haybat, Ali Ayrancı, Bilal Gören, Cavit Özer, Habib Yıldız, Hüseyin Moralıoğlu, İshak Kalkan, İskender Damgacı, Mesut Gören, Mehmet Hilmi Yavaşlar, Mehmet Sağlam, Osman Kiriş, Osman Refik Esmek, Sezai Günalp, Veli Yağcı, Volkan Kartlı,  Fehmi Demirsen, Özkan Atik ve Veli Aytuğ’un yurt dışına çıkış yasağı koyarak tahliyesine karar verdi.
Tahliye kararının açıklanmasının ardından salonda sevinç çığlıkları yükseldi. Tahliye olan işadamlarının yakınları, sevinç çığlıklarının uzun süre dinmemesi üzerine salondan çıkarıldı.
21 KİŞİNİN TUTUKLULUĞUNA DEVAM
Mahkeme heyeti, aralarında Denizli Ticaret Odası eki Başkanı Necdet Özer’in de bulunduğu sanıklar Abdurrahman Kaplan, Alaattin Yavaşlar, Ahmet Kayhan, Ali Çelikkol, Ali Süt, Fahrettin Aytuğ, Fatih Derdiyok, Fuat Yıldırım, Hasan Basri Metin, Hüdai Etiler, İsmail Gürsoy, Levent Güleryüz, Mehmet Ertuğrul, Mehmet Yavaş, Mustafa Tıpırdamaz, Niyazi Dayanır, Levent Yaşar, Kudret Tartılacı, Ümit Dağdeviren ve Osman Özen’in tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Verilen ara kararda ayrıca, bütün sanıkların araçları, bankalardaki şahsi hesapları, emeklilik maaşları, taşınmazları ve kayyım atanmayan şirketlerindeki, şirket adına kayıtlı araç ve taşınmazlar üzerindeki tedbirlerin de kaldırılıp, duruşma ertelendi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

25FETÖ sanığı 3 öğretmene tahliye

AA
15 Mart 2017 – 17:29Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 17:29

Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar Ahmet O, Hasan A, Sami K, Uğur A. ve Yalçın K. ile tutuksuz bazı öğretmenler ile avukatları katıldı.

Sanık Ahmet O, savunmasında, Bank Asya’da 2002 yılında faizsiz olması nedeniyle hesap açtırdığını iddia etti.

Nevşehir’deki örgütle bağlantılı kaplıcalarına ise ailece gittiklerini, indirim imkanları sunması nedeniyle tercih ettiğini ileri süren sanık, “Hiçbir soruşturma geçirmemiş olan birisiyim. Delil karartma durumum yoktur. Bahse konu yapıyla hiçbir faaliyette bulunmadım, darbe girişiminde bulunanların en ağır cezayı almaları gerekmektedir. Tahliyemi istiyorum.” ifadesini kullandı.

Örgütün kapatılan okulunda öğretmenlik yapan Tülay E. ise telefonunu öğrencilerle birlikte kullandığını belirterek, “Bu telefon kişisel kullandığım bir telefon değildi, öğrenciler de aynı zamanda anne-babalarını arayabiliyorlardı. Ben kesinlikle ‘ByLock’ isimli bir programı yüklemedim ve kullanmadım, bu programın varlığından medyadan haberdar oldum.” diye savunma yaptı.

Diğer sanıklar da yöneltilen suçlamaları kabul etmedi.

Mahkeme heyeti, sanıklardan Ahmet O, Hasan A. ve Yalçın K’nın yurt dışına çıkış yasağı ve pazartesi ile cuma günleri bağlı bulundukları kolluk birimine imza atmak suretiyle adli kontrol şartıyla tahliyesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
Kaynak: Hürriyet

24Hava Harp Okulu öğrencileri savunma yapıyor…

DHA
15 Mart 2017 – 17:13Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 17:13

Özden ATİK / İSTANBUL (DHA) – FETULLAHÇI Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında Hava Harp Okulu öğrencilerinin de bulunduğu 75 sanıklı davanın üçüncü gününde sanıklar savunmalarını yapıyor. Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, çoğu tutuklu askeri öğrencinin “FETÖ ile ilgili bildiklerini paylaşmaları ve komutanların telefonla aralarında konuşmaları duyup duymadıklarına yönelik sorularına benzer nitelikte cevap vermesine “Hepiniz aynı şeyi söylüyorsunuz. Cümle dizilişleriniz bile aynı. Bu tesadüf mü? 17-18 yıllık hakimim, çözemedim. İlk kez böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Anlamakta zorluk çekiyorum” diyerek tepki gösterdi.

İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri’de görülen duruşmada, 72’si tutuklu, 75 sanık ve avukatları katıldı. Duruşmada, darbe girişiminden sonra bir hafta tutuklu kalıp tahliye edilen askeri öğrenci Yunus Emre Torlak savunmasını yaptı. “Hava Harp Okulunun açılımına öğrenciler arasında ‘Her an her şey olabilir’ denir. Her an her şeye hazırlıklı olmanız beklenir sizden” diyen Torlak, olay günü Yüzbaşı Metin Kazancı tarafından plansız eğitim denildiğini, otobüslere bindirildiklerini, kendilerine mermiler dağıtıldıktan sonra yola çıktıklarını anlattı. Torlak, “İstanbul’a gidip atış yapacağımızı düşündüm. Osmangazi köprüsünü geçince trafik yoğunlaştı. Herhalde bir terör saldırısı var ama korkmamızı istemedikleri için söylemediklerini düşündüm. Sonra trafik tamamen durdu. Sonra sabaha kadar uyuduk” dedi.

“ÇEYREK DARBE OLDU”

Hava aydınlandığında halktan bir grubun otobüse binmek istediğini, komutana nereye gittiklerini sorduklarını söyleyen Torlak, “Kazancı Yüzbaşı, öğrenci olduğumuzu, birliğe gideceğimizi söyledi. Halk inanmadı. Bazı arkadaşların kimliğine baktılar. Sonra polisler geldi. Bir polise ne olduğunu sordum. O da ‘çeyrek darbe oldu’ dedi. Anlamadım ne olduğunu. Daha sonra karakola gittik, gözaltı tutanağı okundu.” diye konuştu.

“MİLLİ PİYANGO SANA MI VURDU?”

Cezaevinde bir hafta kaldıktan sonra tahliye edildiğini, ancak daha sonra polisler tarafından “Sen sehven tahliye edilmişsin” denilerek gözaltına alındığını anlatan Yunus Emre Torlak, nöbetçi mahkemece serbest bırakılmasına karar verildiğini, ancak ikamet ettiği Kırıkkale’de karakola imza verdiğini ifade etti. Torlak, Mahkeme Başkanı Hulusi Pur’un “Milli Piyango sana mı vurdu yani?” demesine gülerek karşılık verdi. Torlak, Mahkeme Başkanı’nın ailesiyle ilgili soruları üzerine babasının astsubay olduğunu darbe teşebbüsünden sonra ihraç edildiğini, ancak sebebini bilmediğini söyleyerek “Ne benim, ne ailemin FETÖ ile ilgisi yok. Nasıl bizler ihraç edildik ve daha sonra bu karardan dönüldüyse, babam için de böyle olacağına inanıyorum” dedi.

“GARİP BİR DURUM SEZMEDİM”

Mahkeme Başkanı Pur, “Bu olayın terör saldırısı olmadığını nasıl anlamadın?” diye sorması üzerine Torlak, “Efendim biz, o esnada kapalı bir kutu içindeydik. Terör saldırısı olduğunu sandım, garip bir durum sezmedim” diye cevap verdi.

“BEN ROMANIM; FETÖ İLE İLGİM OLAMAZ”

Tutuksuz sanıklardan şoför Vural Tunçkıran da “Benim asıl mesleğim hurdacılıktır. 2015’te sözleşmeli er sınavını kazanıp Hava Kuvvetleri’ne kabul edildim. Olaydan üç gün önce Yalova’ya gönderildim. Öğrencileri havuza götürüp getiriyordum. Olay günü akşam saatlerinde acil çağrı yapıldı. Herkes otobüslere bindi. Komutan Burhanettin Koyuncu’ya nereye gideceğimizi sorunca ‘öndeki nereye giderse’ dedi. İstanbul’a girdik. Etrafımızı halk sardı, komutan öğrencilerin birliğe götürüldüğünü söyledi. Daha sonra polisler geldi, karakola götürüldük. 5,5 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildim” dedi. Tunçkıran, mahkeme başkanının darbeyi anlayıp anlamadığına, komutanlarının telefonlarla görüşmelerini duyup duymadığına ilişkin sorularına ise “Ben ihraç edildikten sonra hurdacılığa geri döndüm. Ekmeği kazanıp geldim. Yalan borcum yok. Ben Romanım, FETÖ ile ilgim olamaz” diye konuştu.

MAHKEME BAŞKANI TEPKİ GÖSTERDİ

Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, bazı tutuklu askeri öğrencilere yönelttiği etkin pişmanlıktan faydalanmak için FETÖ ile ilgili bildiklerini paylaşabilecekleri ve bulundukları araçta komutanlarının konuşmalarını duyup duymadıklarına ilişkin sorularına “FETÖ ile ilgim yok. Komutanların ne konuştuğunu duymadık” şeklinde benzer nitelikte cevap vermesine “Hepiniz aynı şeyi söylüyorsunuz. Cümle dizilişleriniz bile aynı. Bu tesadüf mü? 17-18 yıllık hakimim, çözemedim. İlk kez böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Anlamakta zorluk çekiyorum” diyerek tepki gösterdi.
Kaynak: Hürriyet

23Kırklareli’deki FETÖ davasında 5 tahliye

DHA
15 Mart 2017 – 16:50Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 16:50

Selçuk VURUCU/KIRKLARELİ, (DHA)- KIRKLARELİ’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 65’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda görevli 38’i tutuklu 81 askerin yargılandığı davada, tutuklu sanıklardan 5’i tahliye edildi.
Kırklareli’nin Lüleburgaz İlçesi’nde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında darbe girişimi sırasında Lüleburgaz 65’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’ndan zırhlı araçlarla İstanbul’a gitmek için yola çıkan ve vatandaşlar tarafından durdurulan 65’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Cemalettin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 38’i tutuklu 81 sanığın Halk Eğitim Merkezi salonundaki yargılamalarına 11’inci günde devam edildi.
Cumhuriyet savcısı Mustafa Öztürk, verdiği mütalaasında tutuklu sanıklar Ramazan Öztürk, Mehmet Kudret Turna, Metin Boz, Ahmet Toplu ve Mehmet Taş’ın tutuklulukta geçirdikleri süre göz önünde bulundurularak tutukluluk hallerinin adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerini talep etti. Savcı Öztürk, Lüleburgaz 65’inci Mekanize Tugay Komutanı eski Tuğgenaral Cemalettin Doğan, Binbaşı Servet Arslan, Yarbay Latif Çiçek’in de aralarında bulunduğu 33 sanığın ‘tanık ve sanık ifadeleri, darbe girişimine ilişkin tespit tutanakları, WhatsApp mesajları, telefon görüşmeleri, kamera kayıtları’ göz önüne alındığında suç işledikleri yönünde kuvvetli suç şüphesi oluştuğunu belirterek, bu sanıkların adli kontrol hükümlerinin uygulanması suretiyle serbest bırakılmaları durumunda kaçakları veya yargılamayı sonuçsuz bırakmak amacıyla saklanacakları yönünde şüphenin var olduğu, tutuklulukta geçirdikleri süreyle mahkum olacakları cezanın infazında hürriyeti kısıtlama yönünde bir ihlalin oluşmadığının anlaşıldığını kaydetti. Bu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını isteyen Öztürk, tüm sanıklar hakkında soruşturma aşamasında konulan mali tedbirlerin kaldırılmasını talep etti.
Mütalaanın ardından verilen aradan sonra Mahkeme Başkanı Başkanı İzzet Koçer, tutuklu sanıklardan Ramazan Öztürk, Mehmet Kudret Turna, Metin Boz, Ahmet Toplu ve Mehmet Taş’ın tutuklulukta geçirdikleri süre göz önünde bulundurularak tahliye edilmelerine, haklarında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verildiğini açıkladı.
Mahkeme, eski Tuğgeneral Doğan, Binbaşı Servet Arslan, Yarbay Çiçek ve diğer 30 sanık hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanması suretiyle serbest bırakılmaları durumunda kaçacakları veya yargılamayı sonuçsuz bırakmak amacıyla saklanacakları yönünde şüphenin var olduğunu, tutuklulukta geçirdikleri süreyle mahkum olacakları cezanın infazında hürriyeti kısıtlama yönünde bir ihlalin oluşmadığının anlaşıldığını, tutukluluk hallerinin devamına hükmedildiğini belirtti.
Mahkeme, tutuksuz sanıklardan Hidayet Ulu, Serkan Gümüş, Ömer Faruk Yılmaz, Emrah Karahan’ın yurt dışı yasağı dışındaki adli kontrol hükümleri de kaldırdı.
Duruşmanın 14 Haziran’a ertelenmesinin ardından sanıkların bazıları salondaki masa ve sandalyeleri tekmeledi, yakınları kararlara bağırarak tepki gösterince polis tarafından salondan çıkarıldı.
Mahkemenin ardından dışarıya çıkan bazı sanık yakınları da karara tepki gösterirken, baygınlık geçirenler oldu. Baygınlık geçirenlere ilk müdahale sağlık ekipleri tarafından yapıldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

22Eski komiser yardımcısına FETÖ’den 10 yıl hapis

DHA
15 Mart 2017 – 16:42Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 16:42

İZMİR, (DHA)- İZMİR’de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’u kullandığı belirlenip hakkında dava açılan eski komiser yardımcısı Hasan Erişik’e, 10 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı operasyonda gözaltına alınan komiser yardımcısı Hasan Erişik, tutuklandı, ardından da meslekten ihraç edildi. Cumhuriyet Savcısı Ömer Doğruöz’ün hazırladığı iddianameyle Erişik hakkında ‘Silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçlamasıyla dava açıldı.
İzmir 13’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına, tutuklu sanık Hasan Erişik ile avukatı katıldı. Erişik, yaptığı son savunmasında örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’u kullanmadığını, aleyhine ifade veren tanık ve gizli tanığın beyanlarını kabul etmediğini, hakkında ceza verilmesini gerektirecek bir delil bulunmadığını öne sürdü. Mahkeme heyeti, Hasan Erişik’i 10 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etti.
Kaynak: Hürriyet

21Marmaris’te FETÖ’den gözaltına alınan işadamı adliyede

DHA
15 Mart 2017 – 16:41Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 16:41

Ali GÜNDOĞAN/MARMARİS (Muğla), (DHA)- MARMARİS’te, FETÖ/PDY’nin gizli haberleşme programı ‘ByLock’u kullandığı iddiasıyla gözaltına alınan işadamı 58 yaşındaki İ.D., adliyeye sevk edildi.
Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla Terörle Mücadele ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ekipleri, dün saat 20.00’de, FETÖ/PDY’nin gizli haberleşme programı ‘ByLock’u kullandığı iddia edilen işadamı İ.D.’yi işyerinde gözaltına aldı. Kent merkezinde döviz büroları ve bir börek firmasının şubesini işleten İ.D., sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sorguya alındı. İ.D.’nin ev ve işyerlerinde de arama yapıldı.
Suçlamayı reddeden İ.D.’nin evinde ve üzerinde ‘F’ serisi 1 dolar çıktığı belirtildi. İ.D.’nin sıklıkla Güney Afrika’ya giderek Fethullah Gülen’e ait okulları ziyaret ettiğinin belirlendiği de kaydedildi. Ayrıca İ.D.’nin cep telefonunda örgütün gizli haberleşme programı ‘ByLock’u kullandığı da öğrenildi. İ.D., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

20FEÖ/PDY’nin adliye yapılanmasıyla ilgili ikinci iddianame hazırlandı

DHA
15 Mart 2017 – 15:50Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 15:50

Ümit TÜRK/İSTANBUL,(DHA) FETÖ/PDY’nin adliye yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. 16’sı adliye çalışanı biri ‘adliye imamı’ 17 kişi hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle ikinci iddianame hazırlandı.
FETÖ/PDY’nin Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’ndaki yapılanmasına ilişkin ikinci iddianamede tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 15 zabıt katibi, 1 teknisyen ile bu kişilerden sorumlu ‘imam’ olduğu öne sürülen ve başka bir kurumda memur olarak çalıştığı belirtilen bir kişi şüpheli olarak yer aldı. 9’u tutuklu 17 şüphelinin de FETÖ’nün şifreli mesajlaşma programı olan Bylock’u kullandığı belirtilen iddianamede, tüm şüpheliler hakkında, “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7.5 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianame Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
İLK İDDİANAMEDE 129 ŞÜPHELİ YER ALDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı’nca hazırlanan ilk iddianamede, 87’si tutuklu 129 şüpheli yer alıyordu. Şüphelilerden 122’sinin bylock kullanıcısı olduğu belirlenmişti.

Kaynak: Hürriyet

19Aydın’daki FETÖ/PDY davaları bu salonda yapılacak

DHA
15 Mart 2017 – 15:44Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 15:44

Burhan CEYHAN/ AYDIN, (DHA)- AYDIN 2’inci ve 3’üncü Ağır Ceza Mahkemelerinde görülecek FETÖ/PDY davalarında tutuklu ve tutuksuz sanıklar, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Gençlik Merkezi Şehit Fethi Sekin Tiyatro Salonu’nda yargılanacak. Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı, salonu basın mensuplarına gezdirdi.
Gençlik ve Spor Aydın İl Müdürlüğü Gençlik Merkezi Şehit Fethi Sekin Tiyatro Salonu, kentteki FETÖ/PDY davası için duruşma salonu olarak hazırlandı. Aydın 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Hakim Erdem Güneş ve Basın Savcısı Muhammet Topaloğlu, salonu basın mensuplarına gezdirdi. Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Semra Şener ve Aydın Büyükşehir Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Aydın da tanıtıma katıldı. Aydın 2’nci ve 3’üncü Ağır Ceza Mahkemelerinde görülecek FETÖ/PDY davalarında tutuklu ve tutuksuz sanıklar, burada yargılanacak. İlk yargılama, 22 Mart 2017’de 44 sanıklı FETÖ davasıyla başlayacak. Toplam 200 kişilik salonda, ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) kuruldu.

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

18CHP’li İnce: Atatürk’e verilmeyen yetkiyi kimseye veremeyiz

DHA
15 Mart 2017 – 15:40Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 15:40

Engin ÖZMEN-Selçuk VURUCU/KIRKLARELİ,(DHA)- CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, “1924’te Anayasa yapılıyor. Önerge veriyorlar diyor ki ‘Atatürk’e meclisi fes etme yetkisi’ verelim. Milletvekilleri itiraz ediyor, ‘Biz Atatürk’ü çok severiz, Gazi Paşa canımızdır, ciğerimizdir. Ama söz konusu çocuklarımızın geleceğidir. Biz çocuklarımızın geleceğini Gazi Paşa’ya bile veremeyiz’ diyorlar. Atatürk’e verilmeyen bu yetkiyi kimseye veremeyiz. Onun için ‘hayır’ diyoruz” dedi.
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Kırklareli’de referandum çalışmaları kapsamında halka seslendi. Gar mevkiinde ellerinde Türk bayraklarıyla toplanan kalabalığa konuşan İnce, yeni anayasa maddelerinden bahsederek Ak Parti hükümetini eleştirdi. Hollanda ve diğer Avrupa ülkeleriyle yaşanan krizleri ‘suni’ olarak değerlendiren İnce, Hollanda’nın ‘evetçi’ ve ‘AKP’li’ olduğunu öne sürdü. İnce, “Bir krizdir gidiyor. Çakma, suni, aldatma üzerine kurulu gidiyor. Karşılıklı çıkar üzerine kurulu bir kriz. Bu işten Hollanda hükümeti kazanıyor. Türk hükümeti de kazanıyor. Hatta bunların akşamları Facetime’dan konuşma yapıp ‘çak kardeş, bak sen ne güzel Müslüman düşmanlığı yaptın. Seçim var oy kazandın, bende Türkiye’de milliyetçi oyları devşirmek için sana posta koydum. Kusura bakma kardeş’ diye bir oyun oynanıyor. Bu bir tezgah yoksa Türkiye Cumhuriyeti hükümeti kim olursa olsun Ak Partili ya da başkası bir başka ülke ile problem yaşarsa emin olun ki biz Kapıkule’de her şeyi bırakıp Türk hükümetinin yanından oluruz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ama kandırılamayız. Bakın İsrail ile bir problem yaşadık. Mavi Marmara’da ne oldu ‘siz giderken izin mi aldınız?’ dediler. Peki İsrail şimdi ezanı yasakladı, şimdi bunlardan bir tık var mı? Tık yok. Suriye ile bir kriz yaşadık. 3.5 milyon Suriyeli Türkiye sınırları içerisinde, 30 milyar dolar para harcadık. Pazar günü çocuklarımız üniversite sınavına girdi. Bizim çocuklarımız ter döktü. Ama kazanacak ama kazanamayacak. Peki size soru, Suriyeli çocuklar üniversite sınavına giriyor mu? Böyle beleş bir şey olabilir mi? Suriyeliler üniversiteye sınavsız girecek. 500 bin askerlik çağındaki Suriyeli Türkiye topraklarında gezecek. Kırklarelili, gariban Mehmetçik El Bab’da şehit olacak. Yazıklar olsun bunlara” dedi.
“YILDIRIM, GEREKSİZİM DİYEREK MEYDANLARI DOLAŞIYOR”
Yeni anayasa ile birlikte Başbakanlık makamının ardından kaldırılacağını alatan Muharrem İnce, Başbakan Binali Yıldırım meydanları gezerek kendisinin ‘gereksiz’ olduğunu anlattığını öne sürdü. İnce, “Bu sistemde 16 Nisan’da ‘evet’ dersek ne olacak. Başbakanlık makamı olmayacak artık. Yani Binali Yıldırım olmayacak. Ve Yıldırım bunu bile bile meydan meydan dolaşıyor. Diyor ki ‘bunu evet deyin ben gereksizim, lüzumsuzum, beni ortadan kaldırın’ diyor. Sırf bunun için bile 1071 Malazgirt Zaferi’nden bu yana Anadolu toprakları böyle bir siyasetçi görmedi. Beni yok edin diye yalvaran biri. Bunlar Türk tarihini de bilmiyor. Bizim tarihimizde Bilge Kağan var ama onun bir veziri var Tonyukuk. Bizim tarihimizde Alparslan var, onun veziri var Nizamülmülk, bizim tarihimizde Fatih Sultan Mehmet var, Kanuni Sultan Süleyman var ama Köprülüler var. Çandarlılar, Sokullular var. Bizim tarihimizde Atatürk varsa yanında İsmet Paşa var. Yani hep bir ikinci adam var. Eğer bu referandumda ‘evet’ dersek, ilk kez bu ikinci adam olmayacak. Bunu kaldırıyoruz. Bu tehlikeli tek adam olacak. Adliyede, maliye, harbiye, zaptiye, mülkiye onda, her şey onda olacak. O vali olacak, belediye başkanı, general, sağlık bakanı, muhasebeci, milletvekili olacak, her şey olacak. Akşam oturacak Cumhurbaşkanı olarak kararname yazacak” şeklinde konuştu.
Gar meydanında Kanun ile kararname arasındaki farkı anlatan Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı yetkilerini anlatarak şunları söyledi:
“Bu referandumda, ‘evet’ derseniz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi geliyor. Sabah kalktı Cumhurbaşkanı, eline boş bir kağıt aldı. Yazdı üzerine kararname bir, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan 3.5 milyon Suriyeli, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapılmıştır. Bunu yazdı, gönder resmi gazeteye, yayınlayın dedi. Yayınlandığı anca vatandaş oldular. İkinci gün kalktı. Kararname iki, yazdı emeklilerin maaşından 3’te 1 oranında kesinti yapılmıştır. Gönderdi resmi gazeteye yayınlandı, yürürlüğe girdi. Bitti, dersin ki meclisi devre dışı bırakıyor kararname. Dersin ki ‘olur mu canım yalan söylüyorsun’ Ne yaparsın, Anayasa Mahkemesi’ne giderim. Olur ‘Sen anayasa Mahkemesi’ne git, bende OHAL ilan ederim’. Altı ay süreyle hakkı var ‘evet’ derseniz. Peki OHAL ilan edilirse sen Anayasa Mahkemesi’ne gidebilir misin? Evet gidersin ama Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde ‘OHAL’de yetkim yok bunlara bakamam’ dedi. Dolayısıyla maaşını kesebilir. Üçüncü gün kalktı Kırklareli’ye gıcık oluyor. En yüksek oy oranı Kırklareli’de. Ya ben dedi ‘Kırklareli’yi ilçe yapayım’ dedi yazdı. Kararname üç, ‘Kırklareli ili 15 Mart’tan itibaren ilçe yapılmıştır.’ Bitti, ilçe oldunuz. Size bu bir ülkeyi hatırlatıyor mu? Azerbaycan gelmiyor mu? Azerbaycan’da akşamdan yengeye söz vermiş, demiş ki ‘Yarın sabah seni Cumhurbaşkanı birinci yardımcısı yapacağım’ Kararnameye yazmış. Var mı itirazı olan. Böyle bir memlekette yaşamak ister misin? AKP’ye oy verenlere sesleniyorum. ‘Ben Tayyip Erdoğan’ı çok seviyorum’ diyenlere sesleniyorum. Sev kardeşim, al mübarek olsun. Git seçimde ver oyunu ama memleketin tapusunu verme. Bas kahverengiye.”
“RAUF DENKTAŞ’I TÜRKİYE’YE SOKMADILAR”
Hollanda ile yaşanan krize değinen CHP’li İnce, 2004 yılında Rauf Denktaş’ın miting için Türkiye’ye sokulmadığını söyleyerek, “Bu anayasayı tartışamıyor. Kriz çıkarması lazım. Mal kötü çünkü. Şimdi diyor ki ‘Hollanda’da bakanıma propaganda yaptırmıyorlar.’ Göstereyim o zaman yıl 2004 Rauf Denktaş Türkiye’de miting yapmak istiyor. ‘Ne anlatacaksan Kıbrıs’ta anlat niçin Türkiye’de miting yapıyorsun’. Bu yüzsüzlük böyle bir şey. Türkiye’nin yolsuzluk, yoksulluk sorunu vardı. Ama Türkiye’nin yüzsüzlük sorunu yoktu. Bunlarla birlikte yüzsüzlük sorunu geldi. Sen Rauf Denktaş’ı sokmamışsın Türkiye’ye, git Kıbrıs’a demişsin. Dertleri ne biliyor musunuz, Türkiye kaybederse kaybetsin, Türkiye’nin itibarı düşüyormuş, bakanın aracını polisler çekiyormuş. Umurlarında değil bunların yeter ki referandumdan ‘evet’ çıksın. Dertleri şu Hollanda varya Hollanda bence bütün kalbimle söylüyorum. Şu Hollanda kesin evetçi, kesin AKP’li bilerek yapıyorlar. Bir kişi tek başına yetkili olursa, onun burnundan tuttuğunuz zaman o devlete istediğinizi yaptırırsanız. Ama 550 kişilik meclis devrede olura, o tek kişi istenilen her şeyi yapamaz. Onun için memleketin selameti için meclisin devre dışı kalmaması lazım. Almanya, Hollanda tek kişi yetkili olsun ister. Onu yakaladıkları zaman ona istediklerini yaptırırlar” ifadelerini kullandı.
“ATATÜRK’E BİLE BU YETKİ VERİLMEDİ”
Yeni Anayasa ile tüm yetkinin bir kişiye verildiğini söyleyen Muharrem İnce, ‘meclisi fes etme’ yetkisinin 1924 yılında Atatürk’e bile verilmediğini söyledi. İnce, “Bakın aziz milletim tek kişiye bu yetkiyi vermeyin. Bizim tarihimizde hep Kanuni Sultan Süleymanlar yok, deli İbrahimler var. Bu yetki verilmez. 1924’te Anayasa yapılıyor. Önerge veriyorlar diyor ki ‘Atatürk’e meclisi fes etme yetkisi’ verelim. Vermek istiyorlar. Milletvekilleri itiraz ediyor. Hayır diyorlar ‘Biz Atatürk’ü çok severiz, Gazi Paşa canımızdır, ciğerimizdir. Ama söz konusu çocuklarımızın geleceğidir. Biz çocuklarımızın geleceğini Gazi Paşa’ya bile veremeyiz’ diyorlar. O zaman size şunu söylüyorum. Atatürk’e verilmeyen bu yetkiyi kimseye veremeyiz. Onun için ‘hayır’ diyoruz” diye konuştu.
Konuşmasına ezan nedeniyle bir süre ara veren İnce, “Ezanı bekleyelim. Normalde ezanda konuşulabilir hiçbir sakıncası yok ama bunu sonra kullanırlar. Onun için bekleyelim” diye açıklama yaptı.
ÜLKÜCÜLERİ KUTLADI, ALKIŞLATTI
Ezanın bitmesinin ardından konuşmasına devam eden CHP’li Muharrem İnce, ülkücülerin MHP yönetimine inanmadığını ve bu nedenle kutladığını söyleyerek, “2010’daki ortakları FETÖ’ydü. Sonra PKK ile açılım ortaklığına girdiler. Şimdi Bahçeli ile ortaklık yapıyorlar. Ülkücülerle demiyorum. Bahçeli ile diyorum. Ülkücülerin MHP yönetimini dinlediklerini sanmıyorum. Gittiğim yerlerde görüyorum, dinlemiyorlar. Hatta gençliğimde kavga ettiğim Ülkücüleri kutluyorum. Diyorum ki ‘söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ onlara bir alkış istiyorum” dedi.
“FETÖ’CÜ MİLLETVEKİLİ YOK”
Muharrem İnce, her meslekten FETÖ’cü olmasına rağmen milletvekillerinden FETÖ’cü çıkmadığını belirterek, referandumdan ‘evet’ çıkmasını demokrasinin ‘kefeni’ olarak nitelendirdi. İnce, “FETÖ’cü general, vali, hakim, öğretmen, polis, zurnacı, davulcu var mı? Hepsi var. Her şey var bir tek FETÖ’cü milletvekili yok. Sizi gidi uyanıklar sizi. 16’sında sandığın başına gittiğinde mührü aldın beyazın karşısına geçtin. ‘Eyvah’ diyeceksin, bu beyaz demokrasinin ölümü, katledilişi, demokrasinin kefeni hemen uzaklaş. Hemen yanında kahverengi göreceksin. Kırklareli’nin bereketli toprakları gibi bas üzerine bas” dedi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

17Denizli’de FETÖ davasında 22 işadamına tahliye

DHA
15 Mart 2017 – 15:24Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 15:24

Ramazan ÇETİN/DENİZLİ, (DHA)- DENİZLİ’de 43’ü tutuklu toplam 67 işadamının yargılandığı FETÖ/PDY davanın 13’üncü celsesinde, 22 kişi hakkında yurt dışı yasağı konulup, tahliye kararı verildi.
Denizli 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin ara kararıyla tahliye edilen işadamlarının isimleri şöyle:
“Abdullah Asım Coşkun, Adem Oklu, Adnan Pekdemir, Ahmet Özkan Haybat, Ali Ayrancı, Bilal Gören, Cavit Özer, Habib Yıldız, Hüseyin Moralıoğlu, İshak Kalkan, İskender Damgacı, Mesut Gören, Mehmet Hilmi Yavaşlar, Mehmet Sağlam, Osman Kiriş, Osman Refik Esmek, Sezai Günalp, Veli Yağcı, Volkan Kartlı,  Fehmi Demirsen, Özkan Atik ve Veli Aytuğ.”
Kaynak: Hürriyet

16Mersin’de 17 polise FETÖ gözaltısı

DHA
15 Mart 2017 – 15:19Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 15:19

MERSİN, (DHA) – MERSİN’de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda örgütün kriptolu haberleşme programı ‘ByLock’ kullandıkları iddiasıyla 6’sı komiser 17 polis gözaltına alındı, 7 polis aranıyor.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında daha önce açığa alınan 6’sı komiser 24 polis hakkında yakalama kararı çıkarıldı. FETÖ’nün kriptolu haberleşme programı ‘ByLock’u kullandıkları saptanan 24 polis için TEM Şube Müdürlüğü ekiplerince sabaha karşı eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Operasyonda 6’sı komiser 17 polis gözaltına alındı. Adreslerinde bulunamayan 7 polis ise aranıyor.
Kaynak: Hürriyet

15Bakan Soylu: Medeniyetimizi kısıtlamak istiyorlar

DHA
15 Mart 2017 – 15:17Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 15:17

Fatih TURAN- Osman ŞİŞKO/TRABZON, (DHA) – İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, “Biz sadece bu ülkenin içerisinde kendimizi sorumlu tutan bir medeniyet değiliz. Bizim medeniyetimizi kısıtlamak istiyorlar, medeniyetimize iftira atıyorlar. Bu medeniyeti yarına taşımak isteyenleri ekonomik bir krizle, anarşizmle, terbiye etmek istiyorlar. Bunu hep birlikte yaşıyoruz” dedi.
Sabah saatlerinde özel uçakla Trabzon’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir restorantta düzenlenen kahvaltılı organizasyonda gençlerle bir araya geldi. Alkışlarla salona giren yapan Bakan Soylu, yaklaşık 45 dakika boyunca öğrencilerle tokalaştı,  selamlaştı.
Gençlere seslenen Bakan Soylu, medeniyetlerinin kısıtlanmak istendiğini ve iftira atıldığını belirterek, şunları söyledi:
“Etrafımızdaki coğrafyayı unutan bir medeniyet değiliz. 400, 500 ve 600 yıl önce yaşananları unutan bir medeniyet değiliz. Biz sadece bu ülkenin içerisinde kendimizi sorumlu tutan bir medeniyet de değiliz. Bizim medeniyetimizi kısıtlamak istiyorlar, medeniyetimize iftira atıyorlar. Bizim medeniyetimizi taşımak isteyenleri bazen hapse atıyorlar, bazen idam ediyorlar, bazen medya ve gazeteler üzerinden itibarsızlaştırmak istiyorlar. Bu medeniyeti yarına taşımak isteyenleri ekonomik bir krizle, anarşizmle, terbiye etmek istiyorlar. Bunu hep birlikte yaşıyoruz. Ama sizlerin üzerinde büyük yükümlülük ve sorumluluklarınız var. Türkiye 2 bin, 2 bin 500 dolarlık bir ülke olsaydı geleceğe ait ümitsiz olabilirdiniz. Ülkemiz tanklarını, insansız hava araçlarını yapmamış olsaydı bugün umutsuz olabilirdiniz. Ama dikkat edin. Türkiye ötekileştirilen bir ülke değildir. Altını çizmek istiyorum. Avrupa tarafından da ötekileştirilen değildir. Türkiye kora kor mücadele yapılan ve diz çökertilmek istenen, bunun için gayret gösterilen bir ülkedir. 2 bin dolarlık bir ülke olsaydı Türkiye ötekileştirilen bir ülke olurdu.”
‘OLAY ÇOK FARKLI BİR BOYUT ALMIŞTIR’
Almanya ve Hollanda ile yaşanan gerginliklere değinen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şöyle devam etti:
“Eğer bugün Almanya ve Hollanda ile dünyanın bazı ülkeleri Türkiye’ye had bildirmeye çalışıyorsa bilmenizi isterim ki, olay çok farklı bir boyut almıştır. Olay kora kor mücadele eden, güçlenen, kendi otomobilini, kendi uydusunu yapacak olan ve kendine ait milli geliri 25 bin dolara çıkarabilecek olan bir Türkiye’ye tahammül etmeme meselesidir.  ‘Evet sen yükseliyorsun, büyüyorsun. Ama seninle mücadele edip, en pahalı olarak nitelendirdiğin Anadolu coğrafyasını elinden alabilmek için çaba sarf edeceğim’ meselesidir. Esas vesayet dış vesayetti, biz bunu hep göz ardı ettik.”
‘ATACAĞIMIZ ADIMLARI SİZ DEĞİL MİLLET TANIMLAYACAK’
‘Trabzon’un gururu Soylu Süleyman’ sloganları üzerine konuşmasına ara veren Bakan Soylu kalabalığa, “Asıl sizler bizim gururumuzsunuz” diyerek karşılık verdi ve açıklamalarını sürdürdü. Anayasa değişikliği ve referandum sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Soylu şunları söyledi:
“Neymiş, parlamento güçsüz olacakmış. Doğru, bir gecede 28 Şubat sürecinde Doğru Yol Partisi’nden 25 milletvekilinin başka bir partiye transfer edildiği bir parlamento daha güçlü. Değil mi? Peki bu millet neden Tayyip Erdoğan’ı seviyor? Siz sesinizi çıkarmazken, bu parlamentoyu güçsüz bir hale düşürürken Marmaris’te, ‘Ben milletimi yalnız bırakamam’ diyerek inip inmeyeceği belli olmadan uçağa binen ve kendisini Allah’a ve bu millete teslim ettiği için. Onlar istiyorlar ki demokrasiyi, insan haklarını ve özgürlükleri biz tanımlayalım. Ey dünya size sesleniyorum; atacağımız adımları siz değil bu medeniyet ve bu büyük millet tanımlayacak. Bu sizin sorumluluğunuzdadır.”
‘ZİHNİYET AYNI, BU ZİHNİYET HİÇ ŞAŞMAZ’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Bakan Soylu, “Bilmenizi isterim çok büyük bir mücadele veriyoruz. Gerçi ben de kendimi çok yoruyorum. Kılıçdaroğlu’na bıraksak o çok daha güzel anlatıyor. Yanlış mı söylüyorum? Cumhurbaşkanımız bir söz etti, ‘Buna 5 tane keçi verseniz kaybeder’ dedi. Bende bunu izah ettim. Sonra çok kıymetli bir dostum kulağıma eğildi, ‘Burada ufak bir yanlışlık var. Keçiler kaybolmaz bu kendisi kaybolur’ dedi. Zihniyet aynı, bu zihniyet hiç şaşmaz” ifadelerini kullandı.
FEYZİOĞLU’NA GÖNDERME: ADAMIN CİBİLLİYETİ AYNI CİBİLİYET
Bakan Soylu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun Trabzon Barosu tarafından düzenlenen panelde yaptığı konuşmaya da tepki gösterdi ve şunları söyledi:
“Diyor ki ‘Bu Anayasa’yı MHP ile AK Parti oturdu, Apo ile beraber yaptı.’ Bak bak, ne yapmışız? Edepten yoksun bir adamın söylediği söze bakar mısın? Şimdi adamın tipine bakıyorsun, adamın boyuna bakıyorsun, ona oy verip oraya getirip Baro Başkanı yapanlara bakıyorsun; size şunu söylemek istedim. Adamın cibilliyeti aynı cibilliyet. 1’inci köprüye, 2’nci köprüye, 3’üncü köprüye ‘hayır’ diyen bir cibilliyet. Trabzon’da bir baro var, o da aynısı. Hiç yakışmıyor Trabzon’a. Bunu söyleyen adamın yakasına 3 tane rozet takması lazım. Beraber aynı yolda gitmiyorlar mı? Gidiyorlar. CHP’nin, HDP’nin ve FETÖ’nün rozetini takacak. Üçünün de rozetini takacak. Eksik kalıyor ve avukatlarımızı ve hukukçularımızı da gayri kanuni bir şekilde yanlış temsil ediyorlar. Gayri kanuni ve hukuksuz bir şekilde yanlış temsil ediyorlar. Bu kadar açık ve nettir. 16 Nisan’da gerekli cevabı milletimiz verecek. Bunlar bu memleketin ortaya koyduğu bu zenginlikleri ortadan kaldırabilmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar.”
‘SİZE BİR SIRRIMIZI VEREYİM’
Yoğun bir çalışma temposunda olduklarını ifade eden Bakan Soylu, “Size bir sırrımızı vereyim. Ben Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya ne kadar gitmişsem, eksiklikleri ne kadar yerinde görmüşsek bilmenizi isterim ki o kadar tedbir alabiliyoruz. Saha bize öğretiyor. Ama eğer gitmezsen devleti kim yönetir biliyor musunuz? Bazen PKK, bazen FETÖ, bazen onların muadilleri. Bürokrasi ne yapıyor? Siyasi irade olmayınca da bürokrasinin hareket kabiliyeti azalıyor ve duruyor. Bu kadar basit. Bugün Türkiye’nin başına gelen en temel felaketler ve kısır döngünün sebebi budur” diyerek açıklamalarını tamamladı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

14Merasim Sokak davasında FETÖ’den tutuklu askerler müşteki olarak ifade verdi

DHA
15 Mart 2017 – 14:55Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 14:55

Özkan ARSLAN / ANKARA, (DHA) – ANKARA Merasim Sokak’ta 17 Şubat 2016’da askeri servis araçlarına yönelik düzenlenen bombalı saldırıya ilişkin 68 kişinin yargılanmasına devam edildi. Davanın bugünkü celsesinde, saldırıda zarar gören, 15 Temmuz darbe girişimi davasında tutuklu bulunan değişik rütbelerdeki askerler müşteki sıfatıyla ifade verdi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya, tutuklu sanıklar ve davada müşteki olan, 15 Temmuz darbe girişimi davasında tutuklanan askerler bulundukları cezaevlerinden SEGBİS sistemiyle katıldı.

SANIKLARDAN ŞİKAYETÇİ OLDULAR

Askeri araçlara yönelik düzenlenen saldırıda aralarında firari general Ali Kalyoncu ile Genelkurmay Başkanlığı’nda sivil vatandaşlara ateş ederken görüntüleri ortaya çıkan Tuğamiral Sinan Süer’in de bulunduğu çok sayıda asker müşteki olarak yer alıyor. Bugünkü duruşmada ifadeleri alınan 20 eski asker, sanıklardan şikayetçi olduklarını belirtirken, büyük çoğunluğu da davaya müdahillik talebinde bulundu.

Cezaevlerinde tutuklu bulunan ve bugün ifadeleri alınan müştekiler şunlar:

“Eski Korgeneral Mustafa Özsoy, eski Tümgeneral Oğuz Serhan Habipoğlu, eski Tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Tuğamiral Ercan İnceoğlu, eski Tuğamiral Sinan Sürer, eski Tuğamiral İrfan Arabacı, eski Tuğamiral Muhittin Elgin, eski Tuğamiral Oğuz Karaman, eski Tuğgeneral Kerim Acar, eski Tuğgeneral Aydemir Taşçı, eski Tuğamiral İhsan Bakar, eski Albay Mustafa Özer, eski Yarbay Murat Koca, eski Tetkik Hakim Binbaşı Yalçın Dilsizoğlu, eski Binbaşı Hakan Karakuzey, eski Binbaşı Ömer Faruk Öncü, eski Binbaşı Serdar Büyükeren, eski Yüzbaşı Murat Mengi, eski Yüzbaşı Serkan Korkmaz, eski Kurmay Yüzbaşı Ali Emre Eral”
Kaynak: Hürriyet

13Bakan Elvan: Hollanda ve AB’nin büyük ayıbı

DHA
15 Mart 2017 – 14:40Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 14:40

Namık Kemal KILINÇ/SERİK(Antalya), (DHA)- KALKINMA Bakanı Lütfi Elvan, “Hollanda’da köpeklerle oradaki vatandaşımızın ve muhabirlerimizin üzerine saldırdılar. Bu Hollanda ve AB’nin büyük ayıbı. Üzerlerine kara bir leke konmuştur ve bu leke kalkmayacaktır” dedi.
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Serik İlçesi belediye toplantı salonunda sivil toplum kuruluşları, işadamları, turizmciler ve muhtarlarla bir araya geldi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Serik Belediye Başkanı Ramazan Çalık ve Ak Parti İl Başkanı Rıza Sümer’in de yer aldığı toplantıda konuşan Bakan Elvan, Hollanda ile yaşanan krize değindi. Elvan, şöyle dedi:
“Hollanda’da köpeklerle oradaki vatandaşımızın ve muhabirlerimizin üzerine saldırdılar. Bu Hollanda ve AB’nin büyük ayıbı. Üzerine kara bir leke konmuştur ve bu leke kalkmayacaktır. Demokrasi ve insan haklarından bahseden Avrupa, bu değerleri ayaklar altına almıştır. Bakanımız Fatma hanımı kendimize ait binamıza sokmuyorlar. Bu uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırıdır. Diplomatik pasaportu olan bir insana bunu yapmamaları gerekirdi.”
“FETÖ VE PKK KARŞI ÇIKIYOR”
Bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye’deki anayasa değişikliğinden ‘evet’ çıkmasını istemediğini, bu yüzden demokrasi ve insan haklarından uzaklaştığını aktaran Bakan Elvan, bu ülkelerin referandumda ‘hayır’ çıkması için her şeyi yaptığını kaydetti. Avrupa’daki birçok televizyon kanalında ‘hayır’ propagandası yapıldığına, bu ülkelerin ‘hayır’ propagandası için gidenlere kapılarını açtığına, ‘evet’ için gidenlere ise kapattığına dikkati çeken Bakan Elvan, şöyle konuştu:
“Referandumdan ‘evet’ sonucunun çıkmasını istemeyenler arasında FETÖ bulunuyor. Avrupa, ABD ve dünyanın dört bir yanında hala faaliyet gösteriyor ve birçok yerde ‘hayır’ kampanyalarını koordine ediyorlar. ‘Evet’ çıkarsa FETÖ yapılanmasının kökünün kazınacağını biliyorlar. İkinci karşı çıkan ise bölücü terör örgütü PKK. Kandil, ‘Anayasa değişikliğinde ‘evet’ çıkarsa biteriz’ dedi. Onun için Avrupa’da onlar da kampanyalarını sürdürüyor. ‘Evet’ çıkması halinde Türkiye’nin önünün daha da açılacağını, daha da güçleneceğini ve tutulamaz hale geleceğini Avrupa çok iyi biliyor. Bunun için sistematik olarak Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan aleyhine kampanyalar yürütülüyor.”
“YAZIK, ÜZÜLÜYORUM”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik de eleştirilerde bulunan Bakan Elvan, Kılıçdaroğlu’nun anayasa değişikliğinin içeriğini bilmediğini belirtti. Kılıçdaroğlu’nun katıldığı bir programda ‘Yeni model geldiğinde başbakan bir partiden, cumhurbaşkanı farklı partiden olursa kriz olmayacak mı?’ dediğini hatırlatan Elvan, “Anayasa değişikliğinin ne getirdiğini bilmiyor. Yazık, üzülüyorum. Ana muhalefet liderinin bilmesi gerekir” dedi.

FOTOĞRAFLI

Kaynak: Hürriyet

12Kılıçdaroğlu: ‘Getirilmek istenen sistemin freni yoktur, çünkü hesap vereni yoktur’

DHA
15 Mart 2017 – 14:37Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 14:37

Yaprak KOÇER- Hakan AKGÜN- Sinan HARMANCI- Savaş TUTAK/ AMASYA, (DHA)- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Amasya mitinginde yaptığı konuşmada, Anayasa değişikliğiyle getirilmek istenen sistemi eleştirerek, “Getirilmek istenen sistemin freni yoktur, çünkü hesap vereni yoktur. Teklik Allah’a mahsustur. Bu sistemde bir kişiyi, başkanı ikna ettiğiniz zaman Türkiye Cumhuriyeti’ni en geç 24 saat içinde ele geçirebilirsiniz. Hiçbir mekanizması yoktur” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da yapılacak referandum için partisinin başlattığı kampanya kapsamında düzenlenen ilk il miting programına katılmak üzere Amasya’ya geldi. Kılıçdaroğlu, kent girişinde vatandaşlar ve partililer tarafından karşılandı. Ardından Mustafa Kemal Atatürk’ün 12 Haziran 1919’da silah arkadaşları ile birlikte geldiği Amasya’da ‘Amasya Genelgesini’ yayınladığı Saraydüzü Kışla’nı ziyaret etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saraydüzü Kışlası binasını gezdikten sonra Yavuz Selim Meydanı’nda düzenlenen miting alanına geldi. Kılıçdaroğlu’ndan önce Türkiye’nin çeşitli yörelerinden halk oyunlarını oynayan ekipler gösteri yaptı. Alanın çevresine Türk Bayrakları ve Atatürk posterleri açıldı. Alanda toplananlar ise üzerinde ‘Hayır’ yazan bayraklar ile Türk Bayrakları ve üzerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafının yer aldığı bayrakları taşıdı.
CHP’NİN REFERANDUM MÜZİĞİ ÇALINDI
Miting programı saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okunmasıyla başladı. Ardından CHP’nin referandum kampanyasında kullanacağı ilk müzik çalındı. Partililer de müziğe alkışlarla eşlik etti. Şarkı iki defa çalındı.
Yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı yağmur altında düzenlenen mitigde konuşan Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan sandığa giderken düşünmelerini isteyerek, “Diyebilirsiniz ki neden Amasya da böyle bir toplantı yaptınız. Amasya bizim tarihimizin önemli bir kilometre taşıdır. Gazi Mustfa Kemal Atatürk Amasya’ya geldiğinde bir Amasya Tamimi yayınlandı. Dedi ki o genelde ‘Milletin istiklalini, milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ Amasya ne kadar gurur duysa azdır. Böyle bir genelgeye sahip olmak, her şehre nasip olmaz. Evet şehzadeler kenti Ferhat ile Şirin’in kenti ama Amasya genelgesinin de kenti” dedi. Konuşması sırasında slogan atılmamasını isteyen Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Şu anda bu meydanda her partiden insanımız var. Her partiden insana gönül borcumuz var. Her partiden insana kardeşime sesleniyorum. Biz Türkiye’de yaşıyorsak aynı havayı teneffüs ediyorsak bir anayasa hepimizin canını ve malını güvence altına alan bir anayasa olmalıdır. O anayasa hepimizin anayasası olmalıdır. Benim gibi düşünmeyen insanın da anayasası olmalıdır. Ben düşünüyorum diye herkes benim gibi düşünmek zorunda olmamalıdır. Anayasa bir uzlaşma belgesi olmalıdır. Anayasa hepimizin ortak paydası olmak zorundadır. Beraber düşüneceğiz hepimiz. Hangi partiden olursak olalım. Bakın burada hiçbir siyasi partinin bayrağı yok. Niye yok? Çünkü anayasa bir partinin anayasası değil hepimizin anayasası. O nedenle sandığa giderken, ister sağcı olalım ister solcu ister ortacı ister doğuda yaşayayalım ister batıda, ister güneyde ister kuzeyde. İstersek yaşam tarzımız farklı olabilir, kimliklerimiz inançlarımız farklı olabilir ama biz bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kutuplaşmak, kavga etmek değil birarada yaşamak istiyoruz. Anayasa bize bu güvenceleri sağlamalı.”
Kendisini dinleyen vatandaşlara ‘Bu anayasa değişikliği Türkiye’nin hangi sorununu çözecek” diye soran Kılıçdaroğlu, “Çiftinin, esnafın sorunun çözecek mi? Terör sorunun çözecek mi, istikrar sorununu çözecek mi hangi sorunu çözecek. Gençlerin işsizlik sorununu çözecek mi? O zaman niye bu anayasa değişikliği yapılıyor. Hangi gerekçe ile yapılıyor. Bütün vatandaşlarımdan sadece bir şey istiyorum. Sandığa giderken düşünün elinizi vicdanınıza koyun. Bu işin vebalı ağırdır. Sevgili anneler size sesleniyorum. Siz freni olmayan bir otobüse çocuklarınızı bindirir misiniz. Siz nereye gittiği belli olmayan bir trene çocuklarınızı bindirir misiniz? Bu getirilmek istenen sistemin freni yoktur, çünkü hesap vereni yoktur. Bir apartman düşünün. Apartmanda bir yönetim kurulu vardır aidatları veririz. Bir de onu denetim kurulu vardır. Ödediğimiz aidatlar doğru harcanıyor mu harcanmıyor mu onu denetlerler. Bu sistemde parayı veriyoruz ama denetim sıfır, denetim yok. Apartmanı bile denetliyoruz koskoca Türkiye Cumhuriyeti denetim dışında kalıyor. Vebalı, günahı ağırdır bunun. Çocuklarımıza karşı güzel bir karar vermeliyiz.”
TEKLİK ALLAH’A MAHSUS
Getirilmek istenen sistemde bir kişiye yetki verildiğini belirten CHP lideri Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Bu sistemin asıl tehlikesi nerede onu size anlatayım. Bütün yetkiyi bir kişiye verdik. Devleti yeniden yapılandırıyor. İstediği kişileri atıyabiliyor. Eğer bu bir kişiyi bir devlet kandırırsa, bir grup kandırırsa, bir kişi kandırırsa 24 saatte Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçirir. Bir daha söylüyorum. Bu sistemde bir kişiyi başkanı ikna etitğiniz zaman Türkiye Cumhuriyeti’ni en geç 24 saat içinde ele geçirebilirsiniz. Hiçbir mekanizması yoktur. Nasıl geçirirsiniz müsteşarları o tayin edecek, bakanları o tayip edecek. Genel müdürleri, emniyet müdürlerini, müftüleri, müsteşar yardımcılarını, daire başkanları o tayin edecek. Bir saatte resmi gazede yayınlanır devletin bütün kadroları 24 saat içinde değişir. Hani diyorlar ya FETÖ. FETÖ örgütü devleti ele geçirmek için hani paralelel devlet yapılanması ne kadar çalıştı. 30, 35 yıldır çalışıyor diyorlar. 30, 35 yıla gerek yok bir kişiyi kandıracaksın, bir kişiyi ikna edeceksin devleti zaten ele geçiriyorsun. Neden biz bunu Amasya’da başlattık. Bunun için başlattık. Sivas kongresini, Erzurum kongresini düşünün. 2 Nisan 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını düşünün. Hiçbir yerde tek adam yoktur. Erzurum kongresinde, Sivas kongresinde yoktur. Amasya Genelgesi hazırlanırken de tek kişi yoktur. Kuvai Miliye vardır burada. 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisi açılırken yine tek kişi yoktu. Osmanlı da da tek kişi yoktur. Ama şimdi biz bütün yetkileri bir kişiye veriyoruz. Teklik Allah’a mahsustur. Beşer şaşar insanoğlu hata yapar. Dünyadaki bütün canlılar içinde hata insana mahsusutur. Allah’ın verdiği en değerli şeydir akıl. Biz çünkü bakarız, konuşuruz, sorgularız, tartarız aklımızı kullarız. O nedenle yüce yaradan kutsal kitapta der ki ‘Aklınızı kullanmıyor musunuz’ şimdi aklımızı kullanma zamanı. Bu işin sağı solu doğusu batısı güneyi kuzeyi yok. Bu iş bir memleket meselesi geleceğimiz meselesi.”
HOLLANDA’DAKİ BÜYÜKELÇİMİZ NEREDE?
Kılıçdaroğlu, millet kavramının en güzel şekilde resmi belgelere girdiği tarihin Amasya Tamimi’nin yayınlandığı tarih yani 1919 olduğunu söyleyerek, “Şimdi biz bu tarihten vazgeçiyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmayan bir modele gidiyoruz. Bakın Hollanda’da olaylar oldu iki bakanımız alınmadı. Milli bir meseledir. Biz de destekledik mi destekledik. Milli meselede beraberiz bir sorunumuz yok. Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanları başka bir yere gidiyorsa hiçbir ülke onları geri çeviremez. Geri çevriliyorsa sorgularız ortak duruş sergileriz. Ama size bir şey söyleyeyim Sayın Dışişleri Bakanımız Hollanda’ya gittiğinde bizim büyükelçimiz neredeydi. Hiç duydunuz mu, hiç sordunuz mu. Niye büyükelçi konuşmaz. Nerede bu büyükelçi. Bu sorunun cevabını bekleyelim değil mi. Bir Dışişleri Bakanı bir ülkeye gidecek, gittiği ülkede kendi ülkesinin büyük elçisi onu karşılamayacak. Orada olmayacak niçin. Niye büyükelçi orada yok bunu sorgulamamız lazım” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI

Kaynak: Hürriyet

11Türkiye bu görüntüyle tanımıştı… Er Nişancı konuştu…

Hürriyet Haber
15 Mart 2017 – 14:08Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 15:51

FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği darbe girişimi sırasında İstanbul Valiliği’ni işgale giden 90 askerin üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davaya devam ediliyor. Tutuksuz sanık er Resul Nişancı, “Nizamettin Albay, ’Şarjör tak, sivil halktan kimse girmeyecek’ emrini verdi. Emri hiçe sayarak halkı valilik binasına almaya başladım” dedi. Askerliğinin bitmesine 5 gün kala bu olayın yaşandığını da belirten Nişancı, “Darbe nedir ilk defa orada anladım” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Cezaevi’nin karşısındaki yer alan 3. No’lu salonda görülen duruşmaya, 12 tutuklu sanık ve 47 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı. Tutuksuz sanıklardan er Resul Nişancı, hazır kıta manga çavuşu olduğunu ve 15 Temmuz günü itibariyle askerliğinin bitmesine 5 gün kaldığını belirtti. Olay günü alay komutanı devir teslim töreni olduğunu, daha sonra iptal edildiğini öğrendiğini anlatan Nişancı, tabur binası önünde toplanma emri verildiğini belirtti. Nişancı, “Nizamettin Albay, ’Emir komuta bendedir. Kimse emrimden çıkmayacak’ dedi. Bize herhangi bir şey söylenmemişti. Sadece sürekli hazır durmamız emrediliyordu” dedi.

“EMRİ HİÇE SAYARAK HALKI VALİLİK BİNASINA ALDIM”

Şoförlük yapmadığını fakat 15 Temmuz günü ilk defa emirle askeri aracı kullandığını söyleyen Resul Nişancı, İstanbul Valiliği’ne gidince güvenlik önlemi için binayı çevrelediklerini belirtti. Nişancı, “Valiliğe geldiğimizde Nizamettin Albay, ’Şarjör tak, sivil halktan kimse girmeyecek’ emrini verdi. Vatandaşlar kalabalıklaşmaya başladı. Halk, valilik binasına girmek istiyordu, ağlayanlar vardı. Emri hiçe sayarak halkı valilik binasına almaya başladım. Halk bize su getiriyordu, sigara veriyordu. Halkın sayısı artıyordu. Bize ’yanlış yoldasınız, vazgeçin’ diyorlardı. Ne olduğunu anlamıyorduk” diye konuştu.

“DARBE NEDİR İLK DEFA ORADA ANLADIM”

“Darbe nedir ilk defa orada anladım” diyen Nişancı, darbe girişimi olduğunu valiliğin yakınlarındaki bir kafeteryadaki televizyondan öğrendiğini söyledi. Nişancı, geri döndüklerinde kendilerine ateş açıldığını, iki arkadaşının bu ateş sonucu yaralandığını, daha sonra polis gelince teslim olduklarını ifade etti. Bunun üzerine söz alan tutuklu sanık Yüzbaşı Mehmet Ekerbiçer ise, “Tamamen hayal ürünü bir ifadedir. Telefonla kimseyle görüşmedim. Kanıtları mahkemeye sunacağım” dedi.

“GAZANIZ MÜBAREK OLSUN”

Savunma yapan tutuksuz sanık Recep Sunar ise 15 Temmuz günü usta birliğinde bir haftalık asker olduğunu, rütbeliler de dahil kimseyi tanımadığını, olay günü emir üzerine askerlere dağıttığını belirten Sunar, “Nizamettin Albay yanımıza gelerek ’Arkadaşlar önemli bir görev için tatbikat yapacağız. Gazanız mübarek olsun’ dedi. Heyecanlıydım.İlk defa dışarıya çıkıyordum. Bir süre araçla yol aldık, araçtan indiğimizde ise valilik binasını gördüm. Bu sırada ’Şarjör tak’ emir geldi” dedi.

“HALK TEPKİ GÖSTERİYORDU”

Valilik binasına geldiklerinde halkın toplanmaya başladığını ve kendilerine tepki gösterdiklerini söyledi. Sivil kıyafetli birinin kendisini asker olarak tanıttığını anlatan Sunar, “Halkın içinde bize su getirenler vardı. Valilik binasının orada kendisinin binbaşı olduğunu söyleyen biri, bize sürekli bu durumun kanunsuz emir olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Komutanlarımız, vatandaşlarla konuşuyordu, biz konuşmamıştık. Daha sonra araçlara bin emri gelince döndük” şeklinde konuştu.
Kaynak: Hürriyet

10Kula’da zabıt katibine FETÖ tutuklaması

DHA
15 Mart 2017 – 13:54Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 13:54

Hasan YİĞEN/KULA (Manisa), (DHA)- MANİSA’nın Kula İlçesi’nde, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 1 adliye personeli tutuklandı.
Kula Cumhuriyet Savcılığı’nın FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, Kula Adliyesi’nde görevli zabıt katibi S.K., Salihli ilçesinde gözaltına alındı. Evli olan S.K., sevk edildiği adliyede, üç ay süreyle açığa alınıp, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Polis, S.K.’yi dün (salı) savcılığın talimatı üzerine tekrar gözaltına aldı. Polisteki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edilen S.K. tutuklandı.

 
Kaynak: Hürriyet

9Sakarya’da FETÖ soruşturmasında 2 milyar liralık mal varlığına el konuldu

DHA
15 Mart 2017 – 13:36Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 13:36

ADAPAZARI(Sakarya), (DHA) – SAKARYA’da, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında terör örgütünün 70 kurum ve kuruluşu kapatıldı. Ayrıca terör örgütüne finansal destek sağladıkları belirlenen 25 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyum atanırken, el konulan mal varlıklarının 2 milyar lira civarında olduğu belirtildi.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ/PDY soruşturmasında Vergi Denetim Kurulu Sakarya Bölge Başkanlığı’na bağlı vergi müfettişleri terör örgütünün finansmanına yönelik olarak araştırma yaptı. Darbe girişimi sonrasında başlatılan araştırma sonrasında terör örgütüne ait 18 dershane, kurs, etüt merkezi, 14 yurt, 14 dernek, ayrıca ilkokul, ortaokul, fen ve Anadolu liseleri de olmak üzere 12 okul ve 1 sağlık kuruluşuna, bina, depo gibi taşınmaz mal varlıklarına el konuldu. Ayrıca aynı soruşturma kapsamında terör örgütüne finansal destek sağladıkları belirlenen 5’i ABD bağlantılı 25 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyum atandı. 70 kurum ve kuruluş ile 25 şirketle birlikte el konulan mal varlıklarının 2 milyar lira olduğu belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

Kaynak: Hürriyet

8FETÖ’den gözaltına alınan Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı adliyeye sevk edildi

DHA
15 Mart 2017 – 13:18Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 13:18

Hakan ÇELİKBAŞ/ SAMSUN, (DHA)- SAMSUN’da FETÖ/PDY soruşturmasında gözaltına alınan, aralarında Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer ile Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı Hava Grup Komutanı Kıdemli Binbaşı Hakan Küçükberber’in de bulunduğu 24 rütbeli asker, 1 emekli astsubay ve 1 sivil memur adliyeye sevk edildi.
Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından 7 gün önce Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı ile bağlı grup komutanlıkları, bot ve gemiler ile Sahil Güvenlik Hava Grup Komutanlığına yönelik 164 polisin katılımıyla Samsun merkezli Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir, Gaziantep, Muğla, Kocaeli, Sinop ve Trabzon illerinde 30 ayrı adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Yapılan operasyonda aralarında Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer ile Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı Hava Grup Komutanı Kıdemli Binbaşı Hakan Küçükberber’in de bulunduğu 15 subay, 9 astsubay, 1 emekli astsubay ve 1 sivil memurun bulunduğu 26 şüpheli, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’, ‘Hükümete karşı suçlar’ ve ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üye olmak’ iddialarıyla gözaltına alındı. Şüphelilerin ev ve görev yaptıkları yerdeki odalarında yapılan aramada ele geçen suç unsurlarına el kondu. Yapılan soruşturma sırasında şüphelilerden 16’sının ByLock kullandığı tespit edildi.
Emniyet Müdürlüğü’nde 7 gün boyunca ifadeleri alınan 26 şüpheli bugün geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

7Sertel: Referandumu halk istemedi, bir kişi istedi

DHA
15 Mart 2017 – 12:53Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 12:53

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, “İşçilerimizin sorunları ortada dururken, çiftçilerimiz üretemez, ürettiğini satamaz noktaya gelmişken, emeklilerimiz açlık sınırında yaşarken, 7 milyona yakın gencimiz işsizken, polisimiz, askerimiz şehit olurken referanduma ne gerek vardı? Referandumu kim istedi sizden? Biz istemedik, halk istemedi, bir kişi istedi” dedi.

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, referandumla ilgili çalışmalarına Aliağa, Dikili ve Bergama’da devam etti. İlçe merkezlerini ve köyleri ziyaret eden Sertel, vatandaşlarla bir araya geldi, Dikili Demokrasi Evi’nin açılışına katıldı. Dikili Demokrasi Evi’nin açılışında konuşan Sertel, referanduma ilişkin önemli mesajlar verdi. Türkiye’de çözülmesi gereken çok sayıda sorun yumağı olduğunu ifade eden Atila Sertel, bu sorunların çözümün Başkanlık’tan değil parlamentodan geçtiğini söyledi. Türkiye’yi 15 yıldır AK Parti iktidarının yönettiğini vurgulayan Sertel, şöyle konuştu:

“Meclis’te sabahlara kadar yürüttüğümüz mücadelenin ardından Anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulması 9 oyla geçti. Halkın kantarı en doğrusunu tartar, dedik ve halkın önüne çıktık. Ancak ilk kullandıkları propaganda yöntemi ‘Hayır diyenler teröristtir, FETÖ’cüdür, PKK’lıdır’ demek oldu. Madem hayır diyenlere terörist diyecektiniz, madem halka güvenmiyordunuz neden halkın önüne getirdiniz bu anayasayı? 15 yıldır iktidardasınız. İşçilerimizin sorunları ortada dururken, çiftçilerimiz üretemez, ürettiğini satamaz noktaya gelmişken, emeklilerimiz açlık sınırında yaşarken, 7 milyona yakın gencimiz işsizken, polisimiz, askerimiz şehit olurken referanduma ne gerek vardı? Türkiye’nin bu sorunların çözümüne ihtiyacı var. Birlik beraberliğe ihtiyacı var. Türkiye’nin aynı bayrak altında beraber kardeşçe yaşamaya ihtiyacı var. İnsanların dilini, dinini, rengini, ırkını, mezhebini sorgulamadan, bir gün dahi olsa bir ocağa ateş düşmeden, bir kardeşimiz şehit olmadan beraber yaşamaya ihtiyacımız var. Gelin parlamento çatısı altında Türkiye’nin temel sorunlarını tartışalım, çözelim. Peki, Referandumu nereden çıkardınız? Referandumu kim istedi sizden? Halk istemedi, bir kişi istedi. Bir kişi istedi diye bu ülkeyi teslim etmeyeceğiz.”

İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

6Bodrum’da FETÖ’den 4 yeni tutuklama (2)

DHA
15 Mart 2017 – 12:49Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 12:49

3 KİŞİ DAHA ADLİYEDE
Muğla’nın Bodrum İlçesi’ndeki FETÖ/PDY soruşturmasında, örgütün gizli haberleşme programı ByLock’u kullandığı belirlenerek gözaltına alınan 3 kişi daha adliyeye sevk edildi. Arananlardan bir kişinin daha yakalandığı öğrenilirken, 13 kişinin yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.

Hülya ELTEŞ / BODRUM (Muğla), (DHA)
FOTOĞRAF

 

 
Kaynak: Hürriyet

5İstanbul Valiliği’ni işgal davası

DHA
15 Mart 2017 – 12:46Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 12:46

 

Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA) FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz’da gerçekleştirdiği darbe girişimi sırasında İstanbul Valiliği’ni işgale giden 90 askerin üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davaya devam ediliyor. Tutuksuz sanık er Resul Nişancı, “Nizamettin Albay, ‘Şarjör tak, sivil halktan kimse girmeyecek’ emrini verdi. Emri hiçe sayarak halkı valilik binasına almaya başladım” dedi. Askerliğinin bitmesine 5 gün kala bu olayın yaşandığını da belirten Nişancı, “Darbe nedir ilk defa orada anladım” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Cezaevi’nin karşısındaki yer alan 3. No’lu salonda görülen duruşmaya, 12 tutuklu sanık ve 47 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı. Tutuksuz sanıklardan er Resul Nişancı, hazır kıta manga çavuşu olduğunu ve 15 Temmuz günü itibariyle askerliğinin bitmesine 5 gün kaldığını belirtti. Olay günü alay komutanı devir teslim töreni olduğunu, daha sonra iptal edildiğini öğrendiğini anlatan Nişancı, tabur binası önünde toplanma emri verildiğini belirtti. Nişancı, “Nizamettin Albay, ‘Emir komuta bendedir. Kimse emrimden çıkmayacak’ dedi. Bize herhangi bir şey söylenmemişti. Sadece sürekli hazır durmamız emrediliyordu” dedi.

“EMRİ HİÇE SAYARAK HALKI VALİLİK BİNASINA ALDIM”

Şoförlük yapmadığını fakat 15 Temmuz günü ilk defa emirle askeri aracı kullandığını söyleyen Resul Nişancı, İstanbul Valiliği’ne gidince güvenlik önlemi için binayı çevrelediklerini belirtti. Nişancı, “Valiliğe geldiğimizde Nizamettin Albay, ‘Şarjör tak, sivil halktan kimse girmeyecek’ emrini verdi. Vatandaşlar kalabalıklaşmaya başladı. Halk, valilik binasına girmek istiyordu, ağlayanlar vardı. Emri hiçe sayarak halkı valilik binasına almaya başladım. Halk bize su getiriyordu, sigara veriyordu. Halkın sayısı artıyordu. Bize ‘yanlış yoldasınız, vazgeçin’ diyorlardı. Ne olduğunu anlamıyorduk” diye konuştu.

“DARBE NEDİR İLK DEFA ORADA ANLADIM”

“Darbe nedir ilk defa orada anladım” diyen Nişancı, darbe girişimi olduğunu valiliğin yakınlarındaki bir kafeteryadaki televizyondan öğrendiğini söyledi. Nişancı, geri döndüklerinde kendilerine ateş açıldığını, iki arkadaşının bu ateş sonucu yaralandığını, daha sonra polis gelince teslim olduklarını ifade etti. Bunun üzerine söz alan tutuklu sanık Yüzbaşı Mehmet Ekerbiçer ise, “Tamamen hayal ürünü bir ifadedir. Telefonla kimseyle görüşmedim. Kanıtları mahkemeye sunacağım” dedi.

“GAZANIZ MÜBAREK OLSUN”

Savunma yapan tutuksuz sanık Recep Sunar ise 15 Temmuz günü usta birliğinde bir haftalık asker olduğunu, rütbeliler de dahil kimseyi tanımadığını, olay günü emir üzerine askerlere dağıttığını belirten Sunar, “Nizamettin Albay yanımıza gelerek ‘Arkadaşlar önemli bir görev için tatbikat yapacağız. Gazanız mübarek olsun’ dedi. Heyecanlıydım.İlk defa dışarıya çıkıyordum. Bir süre araçla yol aldık, araçtan indiğimizde ise valilik binasını gördüm. Bu sırada ‘Şarjör tak’ emir geldi” dedi.

“HALK TEPKİ GÖSTERİYORDU”

Valilik binasına geldiklerinde halkın toplanmaya başladığını ve kendilerine tepki gösterdiklerini söyledi. Sivil kıyafetli birinin kendisini asker olarak tanıttığını anlatan Sunar, “Halkın içinde bize su getirenler vardı. Valilik binasının orada kendisinin binbaşı olduğunu söyleyen biri, bize sürekli bu durumun kanunsuz emir olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Komutanlarımız, vatandaşlarla konuşuyordu, biz konuşmamıştık. Daha sonra araçlara bin emri gelince döndük” şeklinde konuştu.

Kaynak: Hürriyet

4Aydın’da FETÖ’den 6 tutuklama

DHA
15 Mart 2017 – 12:03Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 12:03

AYDIN’ın Germencik İlçesi’nde, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 8 kişiden 6’sı tutuklandı.

Germencik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince geçen cumartesi günü sabahı, aralarında esnaf, çiftçi ve emeklilerin bulunduğu 10 kişinin yakalanmasına yönelik 10 adrese eş zamanlı operasyon yaptı. Yapılan operasyonda, 8 şüpheli gözaltına alındı. 2 kişinin ise arama çalışmaları devam ediyor. Gözaltına alınan 8 kişi, sorguları tamamlandıktan sonra dün (salı) akşam adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden 6’sı tutuklandı, diğerleri adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Burhan CEYHAN/ GERMENCİK (Aydın), (DHA)

 
Kaynak: Hürriyet

3Meriç’e atlayan FETÖ şüphelisi ölü bulundu

DHA
15 Mart 2017 – 11:34Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 11:34

Engin ÖZMEN/EDİRNE, (DHA) – EDİRNE’nin Meriç İlçesi’nde, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında görev yaptığı 15’inci Füze Komutanlığı’ndan ihraç edilen bilgisayar mühendisi Mustafa Zümre, jandarmanın takibinden kaçarken Yunanistan’a geçmek için atladığı Meriç nehrinde 78 gün sonra ölü olarak bulundu. Ailesinin teşhis ettiği Zümre’nin kimliği DNA testi ile de doğrulandı.
Hakkında FETÖ/PDY soruşturması kapsamında İzmir’den yakalama kararı bulunan 15’inci Füze Komutanlığı’ndan ihraç edilen bilgisayar mühendisi Mustafa Zümre, örgütün dershanesinde sosyoloji öğretmeni olan eşi Esra, 1.5 ve 3 yaşındaki 2 çocuğu ile Milli Eğitim Bakanlığı’nda uzman olan ve meslekten ihraç edilen arkadaşı Mesut Yaşar ile birlikte geçen 12 Aralık günü Yunanistan’a kaçmak için Edirne’nin Meriç ilçesine bağlı Umurca köyüne geldi. Yunanistan’a gitmek isteyen şüpheliler jandarma ekiplerinin ‘dur’ ihtarına uymayıp kaçtı. Daha sonra Mustafa Zümre, Yunanistan’a geçmek için eşini ve çocuklarını bırakıp Meriç nehrine atladı. Bir süre yüzen Zümre, suda kayboldu.
Jandarma ekiplerince gözaltına alınan Mustafa Zümre’nin eşi Esra, alınan ifadesinin ardından adli kontrol şartıyla salıverildi. Yunanistan sınırındaki Meriç nehrinde kaybolan Mustafa Zümre’nin bulunması için Edirne AFAD ekiplerince iki hafta süren arama çalışmalarında herhangi bir ize rastlanmadı.
6 KİLOMETRE İLERDE KIYIYA VURDU
Geçen 8 Mart günü Meriç ilçesine bağlı Subaşı beldesinde Piyade Hudut Takım Komutanlığı’na bağlı askerler, devriye görevi yaptıkları sırada 1’inci Derece Kara Askeri Yasak Bölge’de kalan Meriç nehri kıyısında bir erkek cesedi buldu. Üzerinden kimlik çıkmayan ceset incelenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Burada Mustafa Zümre’nin ailesinin teşhis ettiği cesedin DNA testi ile kimliği doğrulandı. Nehir kenarında bulunan cesedin, 78 gün önce jandarma ekiplerinden kaçmak için Meriç nehrine atlayan FETÖ şüphelisi Mustafa Zümre olduğu kesinlik kazandı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Kaynak: Hürriyet

2Çok çarpıcı… Bu görüntüler ilk kez ortaya çıktı

Taylan YILDIRIM/İZMİR (DHA)
15 Mart 2017 – 11:18Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 12:14

Jandarma Genel Komutanlığı, 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsünde en şiddetli çatışmaların yaşandığı yerlerden biri oldu. Darbe teşebbüsü öncesinde burada görevli FETÖ üyesi askerlerin farklı noktalarda silahlarla hazırlıklar yaptığı araştırmalarda ortaya çıktı. FETÖ üyesi askerlerin darbe için harekete geçmelerinden hemen sonra, onlara yine aynı birliklerde görevli askerlerin karşı çıkıp müdahalede bulundukları, Türkiye’nin farklı yerlerindeki savcılık araştırmalarında ortaya çıktı.

Jandarma Genel Komutanlığı’na ait güvenlik kamerası kayıtları da, nizamiye kapısında darbeciler ile onlara müdahale eden askerler arasında yaşanan arbedeyi, gözler önüne serdi. Bu arbede sırasında darbeci askerlerin hiç çekinmeden silah kullanmaları, sonrasında da gözaltına alınmaları da yine görüntülerde yeraldı.

İLK MÜDAHALE BALYOZ MAĞDURU KOMUTANLARDAN

Komutanlığın nizamiye kapısında, Balyoz davasında 3.5 yıl hapis yatan Tuğgeneral Ali Demir ile Kurmay Albay Aziz Yılmaz, Tuğgeneral Nurettin Alkan ve Albay Güven Şaban, teşebbüsün ilk anlarında saat 22.30 sırasında darbeci askerlere ilk müdahale eden isimlerden oldu.

C nizamiye kapısında, saat 22.30’da, önce yaşanan hareketlilik, ardından arbede anları görüntülendi. Araçların ışıklarından dolayı kameraların iyi çekim yapamadığı bu anlarda, Tuğgeneral Nurettin Alkan, darbeciler tarafından sol omuzundan vuruldu. Tuğgeneral Alkan’ın tedavisinin halen devam ettiği öğrenildi. Bunun yanı sıra Albay Güven Şaban’ın, darbeci askerlerden birisini itmesi, ardından yumruk atması, tarafların birbirlerini silahlarla tehdit etmeleri görüntülerde yer aldı. Kameralar, omzundan vurulan Tuğgeneral Nurettin Alkan’ın, taksiyle hastaneye götürülmesini de kaydetti. Ancak araçların farlarının kameraların kayıt kalitesini bozduğu öğrenildi.

TABANCALI VE UZUN NAMLULU SİLAHLI GÖRÜNTÜLERİ İLK KEZ GÖRÜLDÜ

Jandarma Genel Komutanlığı’nın içerisindeki kayıtlar da, darbeci askerlerle yaşananlara ilişkin çarpıcı detayları ortaya koydu. Özellikle bu alanda Eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin özel kalem müdürü olan Albay Erkan Öktem, darbe teşebbüsünün en aktif isimlerinden oldu. Albay Erkan Öktem’in o gece hem uzun namlulu silahla, hem de tabanca kullanıp etkin rol aldığı tespit edildi, bu görüntüleri de ilk kez ortaya çıktı.

Emniyetteki ifadesinde darbe gecesine istem dışı katıldığı, ancak silah kullanmadığını ileri süren Albay Erkan Öktem’in, ilk olarak darbeci askerlerin etkisiz hale getirdiği Albay Güven Şaban’ı tehdit ettiği, bina içerisinde elindeki tabancanın namlusuna kurşun sürdüğü, karnına doğru tetiği çektiği, ancak silahın ateş almadığı ifadelere yansıdı.

Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanı Turgut Aslan’ı başından vuran, korumasını da şehit eden Albay Erkan Öktem’in, silahlı çatışmaya da girdiği, 16 Temmuz sabahı saat 06.00’da bu kez elinde uzun namlulu silahla etkisiz hale getirdiği iki askeri, komutanlığın bodrum kapısına götürdüğü de kameralarca kaydedildi. Bu görüntüler, delil amaçlı mahkeme dosyasına da girdi.

KÖMÜRLÜKTE YAKALANDI

Bu arada başarısız darbe teşebbüsünden sonra kaçmaya çalışan Albay Erkan Öktem’in, yakındaki bir apartmanın kömürlüğünde gizlendiği sırada gözaltına alınıp ardından tutuklandığı öğrenildi. Ankara’da tutuklanıp ordudan ihraç edilen Erkan Öktem’in yargılanmasına henüz başlanmadı.
Kaynak: Hürriyet

1CHP’li Budak: Hollanda’yla bütün ilişkileri askıya al

DHA
15 Mart 2017 – 11:07Son Güncelleme : 15 Mart 2017 – 11:07

Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hollanda’ya karşı ‘haddini hesabını bildireceğiz’ dediğini belirterek, “Bildir bekliyoruz. Bildir, ne yapacaksan arkasındayız. Hollanda’yla bütün ilişkileri askıya al. Ve bunu bütün dünyaya duyur. Ticari ilişkileri dondur. Hadi buyur. Ama İsrail’deki, Rusya’daki gibi olmasın” dedi.
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Akra Hotel’de düzenlenen toplantısının konuğu CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak oldu. Budak, ‘Türkiye ve Antalya Ekonomisi ile Anayasa Değişikliği’ konulu bir konuşma gerçekleştirdi.
Türkiye’de bugün 1923’ten bu yana olabilecek en önemli referanduma gidildiğini dile getiren Budak, “Şimdi bu tek kale maç gibi ama diğer partilerden milletvekili arkadaşlarımız da burada olsaydı interaktif olurdu. Belki ben eksik söylerdim, belki onlar. Ben onların, onlar da benim eksiğimi tamamlardı. Sizler de tam olarak anlama ve aydınlanma şansına sahip olurdunuz” dedi.
‘ÇANTACILAR ŞİRKET PAZARLAMAYA BAŞLAMIŞ’
OHAL kapsamındaki kanun hükmünde kararnamelerle devlet yönetildiği eleştirilerinde bulunan Budak, şöyle konuştu:
“Şu anda 1000’e yakın şirkete el konuldu. İlk önce kayyum atandı ve büyük kısmı sıkıntıya düştü. Çünkü hiç kimse mal vermiyor, bankalar krediyi kesti, çek defterleri geri istendi. Nasıl üretime devam edilecek? Isparta’da bir firma daha henüz kanıtlanmamış, yargılanmamış, FETÖ’cü iddia edilen birinin binde 7’lik hissesi olduğu için şirkete kayyum atanmış. Bankadaki kredileri durduruldu, çek defteri geri istendi. Adam çek kesip mal da alamıyor. FETÖ’cü diye şüphelendiğin adamın binde 7 hissesi var, ver o adamlara, sat, aldığın parayı da götür bankaya yatır. Adam aklanırsa gider parasını alır. Kayyum atamaları böyle yapıldı. Sonra TMSF başkanına yetki verildi, o şirketleri TMSF yönetiyor ve satma kararı çıkardılar, yargılama süreci bile başlamadı henüz. Çoğunda da durum böyle. Serveti 15 milyar dolar olan şirketler var. Bir yığın ortağı var ve eğer kefil olduysa ortakları onlar da gitti, şahsi mal varlıklarına el konuldu. TMSF başkanına baskı yapıldı, ‘bunların satışını yapın’ diye. ‘Bu davalar sonuçlanmadan bunların satışı yapılamaz’ dedi bir cesaretle ama sonra yine KHK çıkardılar ve satış yetkisini başbakan yardımcısına verdiler. İnşallah o bakan arkadaşımız duyar bunu, duyuyorum ki elinde çantalarla çantacılar şirket pazarlamaya başlamışlar. TMSF’deki şirketleri ‘bu veya şu değerden ben sana işi bağlayayım, şu değerden gel sen satın al.'”
YURTDIŞINDA PROPAGANDA YASAĞI 2008’DE GETİRİLMİŞ
Bazı Avrupa ülkeleriyle yaşanan gerilime de değinen Çetin Osman Budak, “298 sayılı kanunun yurtdışı seçmenlerin oy verme yöntemleri ve genel ilkeler başlıklı 94/a’nın 5’inci fıkrasına göre yurtdışında ve yurtdışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz. 2008 yılında kendileri getirmiş. Şimdi Rauf Denktaş 2004 yılında buraya gelecek propaganda yapacak, o zamanda dönemin başbakanı yurtdışına gidiyor havaalanında konuşma yapıyor. ‘Ne işi var, burada propaganda yapıyor Rauf Denktaş. Gitsin Kıbrıs’ta yapsın’ diyor. Dönemin başbakanı diyor” dedi.
‘HOLLANDA’YLA BÜTÜN İLİŞKİLERİ ASKIYA AL’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son olarak ‘Hollanda’ya haddini hesabını bildireceğiz’ dediğini kaydeden Budak şöyle devam etti:
“Bildir bekliyoruz. Bildir, ne yapacaksan arkasındayız. Hollanda’yla bütün ilişkileri askıya al. Ve bunu bütün dünyaya duyur. Ticari ilişkileri dondur. Hadi buyur. Ama İsrail’deki, Rusya’daki gibi olmasın. İyi, güzel gururumuzu okşuyorsun, yani bize yapılanlara net ve sert bir şekilde karşılık veriyorsun, bizim de koltuklarımız kabarıyor. Ama sonra utançtan yerin dibine geçesimiz geliyor. O yüzden dış politika milli meseledir, burada siyaset falan yapılmaz. Eğer haddini bildirecekseniz sonuna kadar arkanızdayız. Söyledik bunları, genel başkanımız da söyledi. Ve hala da ısrarla söylüyoruz. Yapılması gerekeni yapın, takipçisi olacağız. Yaptığınız açıklamalar, verdiğiniz notalar, efendim işte diplomatik ilişkilerin bir süre kesilmesi, ee büyükelçimiz duruyor orada. Hollanda büyükelçimiz duruyor, geri çekin. Niye geri çekmiyorsunuz. Bir şey söylüyorsanız da gereğini yerine getireceksiniz. Bu işin lamı cimi yok. Bu 80 milyonun onurudur. Onurumuzla da oynatmayız.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz