Bugünkü (26 Ocak 2017) FETÖ haberleri

0

49Başbakan Yıldırım: İşler yaza düzelir

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Türkiye ekonomisindeki sıkıntıların büyük ölçüde yaz aylarına doğru ortadan kalkacağını söyledi. Hükümet olarak aldıkları önlemlerle, sağladıkları yeni teşviklerle, yatırım, istihdam ve ihracatın hızlanması için çalıştıklarını söyleyen Yıldırım, “Son dönemde, ABD’deki seçimler ve bu ülkedeki yeni yönetimin ülkeye sermaye daveti, faizleri artırma kararları, Türkiye’yi de bütün gelişen ülkeleri de olumsuz etkiledi. Ayrıca, bizim bölgemizde yaşanan gelişmeler de buna eklenince etki daha da büyük oldu. Avrupa Birliği ile aramızdaki yanlış anlaşılmalar da dahil edilince yüzde 5-6 olması gereken kurlardaki sapma, yüzde 10’un üzerine çıktı” dedi.

YİNE DE HEPSİNDEN İYİYİZ

Bütün bu gelişmelerin etkisiyle yaşanan dalgalanmaların gelip geçici olduğunu vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, şöyle konuştu: “Hangi parametreye bakarsanız bakın; benzer ülkelerden çok daha iyi durumdayız. Bir algı problemimiz var ki bu günlerde Türkiye hakkında bir olumsuz algı pompalanıyor. Bunun için hem bölücü terör örgütü PKK hem de FETÖ terör örgütü Avrupa’da ve ABD’de lobi yapıyor. Bunlar çukur politikalarıyla, hain darbe girişimiyle başaramadıklarını başka türlü başarmak istiyorlar. Ancak biz biliyoruz ki bunu da başaramayacaklar. Bizim de bu yanlış algıları gidermek için daha fazla gayret göstermemiz lazım. Bu konuda da çalışıyoruz ve yaz aylarıyla birlikte süratle işler yoluna girecek.”

GARANTİDESİNİZ

Türkiye’de yatırım yapmış herkese seslenen Başbakan Yıldırım, “Bizim yatırımcılarımıza, firmalarımıza söyleyeceğimiz şudur; paniklemeyin, bunlar gelip geçici şeylerdir. ‘Dolar 3.50-3.60 lira oldu ne yapacağız’ deyip dolara filan hücum etmeye lüzum yok. Özel sektör ya da kamu ayırmadan, bu ülkeye gelen her kaynak bu ülkenin garantisi altındadır. ‘Özel sektörün borcundan bana ne’ diyecek halimiz yok. Buraya gelmiş, yatırım yapmış, üretime dahil olmuş, istihdam sağlamış her kaynağın mutlaka bir ödeme mekanizması elbette olacak. Mesela öncelikle piyasanın kamu kaynaklı döviz ihtiyacını azalttık. Başka tedbirler de alıyoruz alacağız” diye konuştu.

Önceki gün açıklanan Doğu ve Güneydoğu’daki 23 vilayete yönelik Cazibe Merkezi Programı’na çok büyük yatırımcı ilgisi beklediklerine dikkat çeken Başbakan Binali Yıldırım, şöyle devam etti:

İYİ ANLATAMADIK

“Zaten ön talep de çok yüksek oldu. Çünkü elle tutulur çok cazip bir destek programı başlattık. Gerçekten yatırım ve üretim yapmak isteyen için çok ciddi fırsatlar var. Aslında Türkiye’de her bölgede yatırım için teşvikler ve imkanlar var. Son altı ayda reel sektöre dönük çok ciddi teşvikler çıkardık ancak bunları anlatma fırsatı bulamadık. En az 200 kalem hem geçmişteki sıkıntıları gideren hem de yeni imkanlar hazırlayan yeni düzenleme yaptık. Bunları layıkıyla anlatabilsek çok güzel sonuçlarını da göreceğiz. Bundan sonra anlatmaya daha fazla vakit ayıracağız. Mesela Vergi barışından tutun, prim desteklerine kadar, sicil affına, ÖTV kaldırılmasına kadar, Kredi Garanti Fonu’ndan yeni kredi hacimleri oluşturulması, KOBİ’lere maddi desteklere kadar ki bunun için 256 bin müracaat var. Şimdi onların hepsine vermeyi de düşünüyoruz.”

HÜKÜMET REVİZYONU İÇİN FAL BAKANLAR VAR

HÜKÜMETTE bazı bakanların değişeceğine dair söylentiler olduğunun sorulması üzerine Yıldırım, “Tabii ki artık internetten fal baktırmak mümkün, bakıyorlar” dedi. Yıldırım şöyle konuştu: “Referandumda da yazı tura atılmayacak. Millet karar verecek. Gayet demokratik ve milleti esas alan bir sistem olacak.”

BEN EKONOMİNİN PİRİ DEĞİLİM AMA

BAŞBAKAN Yıldırım, önceki gün faiz artırımı kararı alan Merkez Bankası’yla ilgili bir soru üzerine de “Ben ekonominin piri değilim ama bildiğim bir şey var ki Merkez Bankası işini yapıyor, biz de işimizi yapıyoruz. Onun elindeki araçlar ve yapacağı şeyler belli ve bu konuda tamamen bağımsızdır” dedi. Merkez Bankası’nın bundan sonra politika belirlemek için 1.5 ayda bir toplanacağını vurgulayan Yıldırım şöyle konuştu: “Merkez, düşünür, taşınır, hesabını-kitabını yapar ve reel faiz, politika faizi, artısını eksisini göz önüne alır kararını verir. Bizim yaptığımız ise üretim, istihdam ve ihracat ki biz reel ekonomiye yoğunlaşıyoruz. Bizim büyüme gibi bir problemimiz var. Merkez Bankası’nın da enflasyon hedefi var. İkisinin uyumlu gitmesini sağlamak lazım. Merkez, ‘Banane büyümeden, ben enflasyon hedefini tuttururum ona bakarım’ derse olmaz. O zaman yemeyelim, içmeyelim. Pazartesi, perşembe oruç tutalım hedef tutsun. Peki ama sistem nasıl çalışacak? Üretilecek tüketilecek ülke büyüyecek. Büyüme kaliteli olacak. Koordinasyon içinde çalışıyoruz. Biz onların işine onlar da bizim işimize bulaşmıyor.”

KİM FAİZİN YÜKSEK OLMASINI İSTER

BAŞBAKAN Yıldırım, hükümet olarak tabii ki faizin artmasını istemediklerini vurguladı ve “Bunu Merkez Bankası için konuşmuyorum. Ülkede faizin yüksek olması iyi bir şey mi? Değil. Bizim amacımız bunu mümkün olduğunca aşağı düşürmek ve finansa erişimi sağlamak. Faiz yüksek olursa yatırımcının iştahı kaçar. Rekabet imkanı azalır. Enflasyon da artar. Faizlerin artıyor olması da aslında bir dalgalanma sonucudur. Önemli olan kurun kaç lira olduğu değil, öngörülebilir olmasıdır. Bizim bütün tedbirlerimizde yatırımcının kararını kolaylaştırmak var” dedi.

 
Kaynak: Hürriyet

48En büyük duruşma salonu: FETÖ davaları görülecek

Hürriyet, Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonu görüntüledi. Adalet Bakanlığı’ndan verilen bilgiye göre bina, 5 bin metrekare oturma alanına, toplam 12 bin metrekare kullanım alanına sahip; bodrum, zemin ve hâkim/savcı katlarından oluşuyor.

Bodrum katta kadın/erkek tutuklu bekleme alanı, Jandarma bekleme salonu, sığınak, teknik merkez var. Bodrum kattaki 6 nezarethanenin 3’ü erkek 3’ü kadınlar için ayrıldı. Tutuklu sanıklar bodrum kattan özel merdivenle direk duruşma salonuna çıkarılacaklar.

Cezaevi kampüsü içindeki duruşma salonuna x-ray cihazlarından geçilerek girilecek. Zemin kattaki dev duruşma salonu, 1904 metrekare büyüklüğünde. Salonda 80 avukat yeri bulunuyor. Orta bölüm ise 645 tutuklu sanık alabilecek kapasitede. Duruşma salonunda 84’ü basın olmak üzere 295 izleyici kapasitesine sahip.
Kaynak: Hürriyet

47Cezaevlerinde 201 bin kişi

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun yazılı sorularını Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek yanıtladı.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra 4 Ocak 2017 tarihine kadar; adli ve idari yargı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, HSYK ve Yargıtay üyelerinden 2 bin 433 kişi tutuklandı; 990 kişi adli kontrol altına alınırken, 173 kişi tahliye oldu. Toplam 3 bin 882 hâkim ve savcı hakkında işlem yapıldı.

FETÖ’den toplam 101 bin 560 kişi hakkında işlem yapıldı. 42 bin 83 kişi tutuklandı. Şüpheli sayısı 105 bin 532 olarak tanımlandı. 15 Temmuz öncesi cezaevlerinde FETÖ/PDY örgütü üyesi olduğu iddiasıyla 873 kişi bulunurken bu sayı 42 bin 83 kişiye yükseldi.
Kaynak: Hürriyet

46ByLock’ta yeni liste geliyor

MİT 2016’DA ÇÖZMÜŞTÜ

FETÖ’nün kriptolu haberleşme ağı ByLock’un sunucusunun Litvanya’da olduğu belirlenmişti. Yazışma içerikleri ile bu yazışmaları yapanların bilgilerine ulaşmak için yapılan çalışmalar Mayıs 2016’da sonuç verdi. Litvanya’daki sunucuya giren MİT, ByLock verilerini Türkiye’ye aktardı. Yapılan analizde ByLock’ta 18 milyon yazışma ve 3.5 milyon e-posta saptandı. Ayrıca 200 binin üzerinde kullanıcı tespit edilerek, ByLock sistemini kullananların listesi çıkarıldı.

DEŞİFRE EDİLECEKLER

Türkiye, daha önce ByLock sunucusunun bulunduğu Litvanya’dan bilgi talep etmiş ancak sonuç alamamıştı. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un suikast sonucu öldürülmesinden sonra Türkiye ile birlikte soruşturma yürüten Rusya’nın devreye girmesiyle Litvanya, Türkiye ile ByLock’la ilgili işbirliğine başladı. Litvanya’nın ByLock kullanan yaklaşık 150 bin kişiyle ilgili bilgileri Türkiye’ye verdiği öğrenildi. Paylaşılan bu bilgilerin incelemesiyle yeni bir ByLock listesinin hazırlanacağı, ortaya çıkarılamayan birçok ‘kripto FETÖ’cünün de böylece deşifre edileceği kaydediliyor.

ALTINTAŞ’IN İLİŞKİLERİ

Büyükelçi Karlov’u öldüren polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın, FETÖ ile bağlantılı kişilerle ilişkide olduğu öne sürülmüştü. Yeni gelen ByLock bilgilerinin, Altıntaş’ın bu ilişkilerine ışık tutması da bekleniyor.
Kaynak: Hürriyet

45‘Uzatmadan karar veririz’

Erdoğan ve Madagaskar Cumhurbaşkanı Hery Rajaonarimampianina, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, basın toplantısının ardından, anayasa değişikliğine ilişkin Meclis’ten geçen kanunla ilgili olarak, ”Ülkemize döndükten sonra öyle zannediyorum ki Meclis Başkanlığı’nın, Cumhurbaşkanlığı’na parlamentodaki bu görüşmelerin neticesini ulaştırmış olması lazım. Bizler de değerlendirmemizi yapacağız, fazla uzatmadan. Çünkü milletin beklentisi budur. Hemen kararımızı verip ve bu önemli adımı, atılan bu kararlı adımı bizler de TBMM’ye tekraren göndereceğiz” dedi.

CHP ANAYASA MAHKEMESİ’NE GİDERSE

Cumhurbaşkanı, CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasına ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi: “Muhalefet, Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Bu konuda herhangi bir önleyici, ‘niye oraya gidiyorsun’ deme hakkımız yok ama bunlara da alışığız. Anayasa Mahkemesi’ne çok sık gitmeye alışık anlayış da var ülkemizde. Temenni ederim ki bir an önce Anayasa Mahkemesi de bu konuyla ilgili kararını verir. Çünkü milletimiz şu anda yoğun bir şekilde heyecanla artık bu konuda atacakları adımın hazırlığı içerisinde.”

FETÖ OKULLARI SORUSUNA YANIT

Rajaonarimampianina da konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ülkeye gelen heyete işaret ederek bu kalabalık heyetin aslında Türk makamlarının ziyarete verdikleri önemi gösterdiğini vurguladı. “Türkiye’de son zamanlarda meydana gelen olayları duyduk, biliyoruz. Malgaş halkı Türk halkının yanındadır. Düşmanlarla savaşırken sizin yanınızdayız” diyen Rajaonarimampianina, ülkedeki FETÖ okullarının kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin bir soru üzerine, “Nerede olursa olsun terörle mücadele etmeliyiz. Terörden doğrudan etkilenmesek de yine de mücadele etmeliyiz ve bunu bilgece yapmamız gerekiyor” değerlendirmelerinde bulundu.
Kaynak: Hürriyet

44Referandumda yol haritasını anlattı: Sokakta olacağız

VESAYETÇİLERİN SÖZCÜLÜĞÜ

“Bu anayasa değişikliğinin karşısında olanlara söyleyeceğim birkaç söz var.Yıl 2007 AK Parti iktidar, 363 milletvekili var ve AK Parti’ye, bugün ‘hayır’ diye bu Anayasa’nın değişmesine karşı aslanlar gibi mücadele eden anamuhalefet partisi ‘Sen 363 milletvekili ile cumhurbaşkanı seçemezsin’ dedi. Anamuhalefet partisi o gün kendi fikrini değil arkadaki güçlerin, vesayetçilerin sözcülüğünü yaptı. Neymiş efendim, 367 üçte iki vekil sayısı olmazsa Meclis toplanamazmış. Onların kafasına göre düşünüyorsak, Atatürk, İnönü, Celal Bayar, diğerleri hepsinin seçimi hukuken sakat, öyle mi? Çünkü o sayıya erişen bir şey yok. Bugün yapılan 2007 referandumunda yapılan değişikliği yerine getirmek, eksik kalan işi tamamlamaktır.

KENDİ İKBAL MESELELERİ İÇİN

‘Rejim değişiyor, Türkiye elden gidiyor…’ Onlar kendileri gidiyor. Feryadı figanı Türkiye için değil, kendi ikbal meseleleri için. Kaç sefer söyledik kardeşim. 1923’te rejim tartışması sona erdi. Nokta. Cumhuriyet’in nimetlerinden de herkes istifade ediyor. 15 yıldır bu vesayet sahipleriyle mücadele ediyoruz, nihayet sonuna geldik.

NE GETİRİYORUZ, OKUMAMIŞLAR

‘Meclis’in etkinliği azalıyor…’ Hadi oradan neresi azalıyor? Genel görüşme var, yazılı soru önergesi var, kanun yapma var, cumhurbaşkanına yargılama var, bakanları hesaba çekmeye hakkı var. Meclis’in gücü artıyor. Kürsüde konuştular perişan oldular. Ne getiriyoruz okumamışlar.

Mevcut sistemde iktidar partisi ne diyorsa Meclis onu yapıyor. Yeni sistemde Meclis’te tüzel kimliğiyle her milletvekili teklif verebilecek, bunun yasalaşmasını sağlayacak. Milletvekillerinin memleket meselelerine daha fazla zaman harcamasına imkân sağlıyor.

Gemide süvari vardır bir de birinci zabıt vardır. Süvarinin söylediği söz herkesi bağlar. Birinci zabıt onun beynidir, yardımcısıdır. Bunlar CHP’lilerin anlayacağı iş değil. CHP’nin başındaki önceki çağın yöneticilerinden bahsediyoruz. Türkiye değişecek siz de değişeceksiniz kardeşim. Başka yolu yok. Türkiye’nin değişimine ayak uydurmayan herkes yok olmaya mahkûmdur. Biz de dahil.

KESİN TARİH BU HAFTA AÇIKLANIR

Anayasa değişikliği muhtemelen nisan ayının ilk yarısında 20’sine kadar uygun bir tarihte yapılacak. Bu hafta içerisinde de kesin tarih açıklanmış olur. YSK’nın vereceği bir karar. Anayasa değişikliği teklifi Cumhurbaşkanı’nın onayına sunuldu. Cumhurbaşkanı onaylayacak ama belki de imzalamayacak. İnşallah onaylar. Hepimize çok iş düşüyor. İl başkanlarımız, kadın kolları başkanlarımız, gençlik kolları başkanlarımız, belediye başkanlarımız, delegelerimiz, ilçe, belde başkanlarımız ve 10 milyonu aşan AK Parti ailesiyle Türkiye sokaklarında olacağız, vatandaşımızla kucaklaşacağız ve bu değişikliğin neler getirdiğini bir bir anlatacağız.”

MHP İLE AMAÇ BİRLİĞİ VAR

BİZ bu değişikliği MHP ile birlikte yaptık. MHP kendi prensipleri içerisinde, kendi partisinin ilkeleri doğrultusunda Meclis’teki duruşunu sokakta da gösterecek. Bunu Genel Başkan Sayın Bahçeli ilan etti. Bu değişiklik konusunda amaç birliği var. Ortak toplantılar yapalım, böyle bir şey yok. Öyle bir şeye güvenmeyin. AK Parti bu işi kendi yapacak. Vatandaşın yanlış bilgilendirilmesini önleyecek bir kampanya düzenleyeceğiz. Yaptığımız şeyin doğruluğunu anlatmaya gerek yok. Türkiye’nin yeni sistemle beraber terörle mücadelede etkinliği daha da artacak. Türkiye zamanı daha etkin kullanacak, kararları daha hızlı alacak, bugünün işini yarına bırakmayacak, bürokrasi ayrı bir erk olarak yürütmenin karşısında dikilemeyecek. Yargı kendi işini yapacak. FETÖ, BTÖ gibi bölücü örgütler tekrar canlanma imkânı bulamayacak. Çünkü milletin imkânı her şeyin üzerinde olacak.
Kaynak: Hürriyet

43Sabiha Gökçen’i İşgal Girişimi Davası; “Ateş etmezsen seni vururum”

Yüksel KOÇ/İSTANBUL,(DHA)-DARBE girişimi sırasında Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgal etme girişiminde bulundukları gerekçesi ile 62 asker hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın üçüncü duruşması sona erdi.

Sorgusu yapılan Uzman Onbaşı Muhammed Mustafa Şenel, “Yarbay Şakir Çınar benim bulunduğum tanka geldi. Bana, ‘ateş edin’ dedi. Şakir Çınar’ın emrine karşı geldik. Beni tehdit etti, ‘ateş etmezsen seni vururum’ dedi. Kimse zarar görmesin diye havaya iki el ateş ettim” dedi.

Sanıklardan Astsubay Sadullah Gökçe, halkın tankların üstüne çıkarak askerleri linç girişiminde bulunduğunu öne sürerek, “Havaya ateş ederek sakin olmalarını istedim” dedi. Telefonuna Baylock yüklemediğini söyleyen Gökçe, evinde bulunan 1 dolarla ilgili olarak da, “Amasya’da oturuyorum, bizim orada davulcuları dolarla oynatırlar. Evde bulunan dolar o düğünlerden kalmadır, avukatım buna ilişkin videoyu size sunacaktır. Hayatım boyunca doları sadece o düğünlerde gördüm” diye konuştu.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Cezaevi yerleşkesinde yaptığı duruşmaya, 1’i yüzbaşı, 3’ü üstsubay, 4’ü astsubay ve 20’si uzman çavuş ve uzman erbaştan oluşan 28 tutuklu sanığın tamamı katılırken, erlerden oluşan 34 tutuksuz sanıktan 7’si katıldı.

Davanın üçüncü duruşmasında 8 tutuklu sanığın sorgusu yapıldı. Sabah saatlerinde tutuklu sanıklar Kadir Uyar, İbrahim Türkekul, Adil Aldemir ve Adem Erken’in sorgusu yapıldı. Öğleden sonra yapılan oturumda ise tutuklu sanıklar Muhammed Mustafa Şenel, Ferdi Erdoğdu, Eray Baytar ve Sadullah Gökçe’nin sorgusu yapıldı.

Öğleden sonraki oturuma tutuklu Uzman Onbaşı Muhammed Mustafa Şenel’in sorgusuyla başlandı.

“ATEŞ ETMEZSEN SENİ VURURUM”

Terör saldırısı olacağı gerekçesi ile Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittiklerini söyleyen Şenel, “Orada halk vardı. Babamla telefonda konuştum. Babam, ‘oğlum dikkat edin, muhtemelen askerle polisi karşı karşıya getirecekler. Kimseye ateş açma’ dedi. Kimseye de ateş açmadım, beklemeye koyulduk. Halk, ‘darbe mi yapıyorsunuz, kışlanıza dönün’ diyordu. Kimseyle de bir münakaşaya girmemeye çalışıyoruz, kimsenin zarar görmemesini istiyoruz. Arada darp edilen arkadaşlarımız oldu. Biz alt rütbeli personel olarak orada vakur kaldık. Kalabalık var, linç edileceğimiz korkusu var. Bizi orada koruyan vatandaşlarımız oldu, Allah razı olsun. Emre yüzbaşının sağ elinde kan aktığını gördüm. Daha sonra Yarbay Şakir Çınar benim bulunduğum tanka geldi. Bana, ‘ateş edin’ dedi. Bunu bir iki kere tekrarladı. Recep Astsubay, ‘komutanım kime ateş edelim’ dedi. Şakir Çınar’ın emrine karşı geldik, emrine riayet etmedik. Beni tehdit etti, ‘ateş etmezsen seni vururum’ dedi. Korktum. Kimse zarar görmesin diye havaya iki el ateş ettim. Bir süre sonra sivil kıyafetli polisler geldi. Mukavemet göstermeden teslim oldum. Ben de darp edildim. Terör saldırısı var diyerek çıkarılıyoruz, tanklarla gidiyoruz, kimsenin burnu kanamıyor. Aksine ben ve benim gibi asker arkadaşlarım darp ediliyoruz. Sonradan El Bab’da şehit olan arkadaşım Burak Türkoğlu da bana o gece mesaj atmış, ‘kardeşim ne oluyor İstanbul’da’ diye yazmış. Hukuk eğitimi almadık. Kanunsuz emirle ilgili bir ders almadık. Sadece 3 ay tank eğitimi aldık” dedi.

1 DOLARA DAVULCU AÇIKLAMASI

Sorgusu yapılan tutuklu sanık Astsubay Sadullah Gökçe, tank komutanı olarak görev yaptığını, o gün terör saldırısı gerekçesiyle Sabiha Gökçen Havalimanı’nı korumak için oraya gittiklerini söyledi. Oraya gittiklerinde halkın birikmiş olduğunu, tankların üzerine çıkarak linç girişiminde bulunduğunu öne süren Gökçe, “Havaya ateş ederek uyarı ateşinde bulundum, sakin olmalarını istedim. Darbe olduğunu söylediler, ben de darbe olmadığını, darbenin içinde olmayacağımızı defalarca söyledim. Bu sırada tanklarla geri geri gitmeye çalıştık. Kendi personelimi ateş etmemesi için uyardım. FETÖ üyesi değilim. Şakir Çınar’ın terör saldırısı var diyerek kandırmasıyla gittik. Telefonuma ne Baylock ne de başka bir program yüklemedim. Amasya’da oturuyorum, bizim orada davulcuları dolarla oynatırlar. Evde bulunan dolar o düğünlerden kalmadır, avukatım buna ilişkin videoyu size sunacaktır. Hayatım boyunca doları sadece o düğünlerde gördüm” diye konuştu.

Tutuklu tank nişancısı Uzman Çavuş Ferdi Erdoğdu ve tutuklu Uzman Onbaşı Eray Baytar, terör saldırısı nedeniyle Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittiklerini, darbeyi orada öğrendiklerini belirterek suçlamaları kabul etmediler.

Pazartesi gününden bu yana toplam 21 tutuklu sanığı dinleyen mahkeme heyeti, duruşmayı yarın sabaha erteledi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Maltepe Nurettin Baransel Kışlaşı 2. Zırhlı Tugayı’nda görevli bir yüzbaşı, 7 subay ve 20 uzman çavuş ile 34 er hakkında 15 Temmuz gecesi devlet büyüklerinin kullanma ihtimaline karşı Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgale gittikleri belirtiliyor.

Rütbeli 28 askerin tutuklu, 34 erin tutuksuz yargılandığı iddianamede sanıkların tümü için 4 ayrı suçtan ceza isteniyor. Tüm sanıkların, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve “Silahlı terör örgütüne üye olmak”, “Üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütüne yardım etmek” suçlarından 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
Kaynak: Hürriyet

42FETÖ üyeleri cezaevinde ‘Sabırlı olun, birbirinizi satmayın’ diye uyarmış

Fatih YILMAZ/TOKAT, (DHA) – TOKAT Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 6 aydır tutuklu bulunan İ.K. itirafçı oldu. İ.K. ifadesinde cezaevinde bulunan örgüt üyelerinin, “Yeniden görevlerinize döneceksiniz konuşup birbirinizi satmayın, biraz sabırlı olun çok yakında bitecek” şeklinde konuştuklarını ifade etti.
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Tokat Çamlıbel T Tipi Cezaevi’nde 6 aydır tutuklu bulunan İ.K. etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı oldu. İ.K. ifadesinde, “6 ayıdır Çamlıbel Cezaevinde tutukluyum. Ben FETÖ adlı örgüte mensup idim, ancak cezaevinde kimler olup olmadığını bilmediğimden ve ceza evinde birlikte kaldığımız kişiler devamlı olarak bizlere, ‘Bu devran dönecek, sizler dışarı çıkacaksınız, yeniden görevlerinize döneceksiniz konuşup birbirinizi satmayın, biraz sabırlı olun çok yakında bitecek’ şeklinde söyledikleri için bugüne kadar bildiklerini anlatmadım, ancak beni sohbete çağıran ve telefonuma bylockun yüklenmesine sebep olan kişinin cezaevinde olmadığını öğrenince örgüt tarafından kandırıldığımı hissettim. Eşim de tutukluydu, eşim bildiklerini anlatıp serbest kaldı. Ben de pişman oldum ve artık örgütle tüm bağlarımı kopardım, tüm bildiklerimi de samimi olarak emniyette ve savcılıkta anlatırım. Şu an FETÖ’den tutkulu bir çok kimse ifade vermek istiyor fakat ifadede vereceği şahıslardan çekindiği için anlatamıyor” dedi.
Kaynak: Hürriyet

41Himmet paralarını faturalarla aklamışlar

Deniz TOKAT/DENİZLİ, (DHA)- DENİZLİ’deki FETÖ/PDY soruşturmasında, örgüte ‘himmet’ adı altında para toplayıp şirket geliri gibi göstererek akladıkları belirlenen 7 kişi gözaltına alındı. Ayrıca 2015 yılında merkezi Denizli’de olan madencilik şirketlerinin Afyonkarahisar’daki deposundan Suriye’ye gönderilirken, Şanlıurfa’da yakalanan 5.5 tonluk bomba yapımında kullanılan patlayıcı madde sevkiyatıyla ilişkisi olduğu tespit edilen şüphelilerden 5’i, sevk edildiği adliyede tutuklandı.
Denizli’de FETÖ/PDY üyesi olduğu belirlenen kişilerce kurulan şirketlerin örgüte maddi kaynak sağlamak için himmet, burs ve kurban yardımı adı altında para topladıkları, topladıkları bu paraları şirketlerinin geliri gibi göstererek akladıkları belirlenen A.D., Y.Ş. H.G. M.A., M.A.G., H.M.K ve İ.S., 6 Ocak’ta gözaltına alındı. Emniyette sorgulamalarının tamamlanmasının ardından 7 şüpheli, bugün adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden İ.S ve H.G., yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Diğer 5 kişi ise tutuklandı. Tutuklular cezaevine gönderilmek üzere adliyeden çıkarılırken, onları gören yakınları karara tepki gösterdi.
Tutuklananlar arasında FETÖ/PDY ile ilişkisinin olduğu ve merkezi Denizli’de olan bir madencilik şirketinin sahibi ve ortaklarının da bulunduğu, bu kişilerin 2015 yılında şirketin Afyonkarahisar’ın Dazkırı İlçesi’nde bulunan deposundan Suriye’ye bomba yapımında kullanılması için gönderilen ve Şanlıurfa’da polis tarafından yakalanan 5.5 ton patlayıcı ham madde sevkiyatıyla ilişkisi olduğunun belirlendiği kaydedildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

40Isparta’da FETÖ’den 8 tutuklama

 

Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA, (DHA) – ISPARTA’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında görevden ihraç edilen 7 polisle 1 avukat tutuklandı.

Isparta’da FETÖ/PDY soruşturma kapsamında 5 gün önce gözaltına alınan 9 eski polis işlemlerinin ardından mahkemeye sevk edildi. Şüphelilerden 7’si tutuklanırken, 2’si adli kontrolle serbest bırakıldı.

Aynı gün bir başka FETÖ/PDY soruşturmasında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen avukat H.Y. de tutuklandı.

Kaynak: Hürriyet

3919 askere Bylock’tan dava açıldı

Ümit TÜRK/İSTANBUL,(DHA) 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY’nin TSK içerisindeki yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında Bylock kullanan 19 asker hakkındaki soruşturma tamamlandı. Subay ve astsubaylardan oluşan şüphelilerin “Terör örgütü üyeliği” suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Gökalp Kökçü tarafından FETÖ’nün kriptolu haberleşme programı olan Bylock’u kullandığı gerekçesiyle subay ve astsubayların bulunduğu 19 asker hakkında iddianame düzenlendi. 15 Temmuz darbe girişimine katılmayan ancak Bylock kullandığı gerekçesiyle tutuklanan askerlere yönelik hazırlanan iddianamede, 19 şüpheli hakkında “Terör örgütü üyeliği” suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istendi.
SORUŞTURMANIN GEÇMİŞİ
15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY’nin TSK içerisindeki yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, 523 askerin örgütün kriptolu haberleşme programı olan Bylock’u kullandıkları tespit edildi. Havacı, karacı ve denizci olarak gruplara ayrılarak gözaltına alınan askerlerden 315’i tutuklandı. Gruplara ayrılan tutuklu askerlerden 17’si hakkında geçtiğimiz günlerde ilk iddianame hazırlanmıştı. Diğer şüpheliler hakkında da gruplara ayrılarak iddianamelerin düzenleneceği belirtildi.

Kaynak: Hürriyet

38Bartın’da 18 askere FETÖ davası

Ayhan ACAR/BARTIN, (DHA)- BARTIN’da Amasra Sahil Güvenlik Komutanlığı botlarının, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi seyre kalkmasıyla ilgili 18 rütbeli asker hakkında dava açıldı.
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin FETÖ/PDY soruşturmasında, Amasra Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli hakkındaki iddianame tamamlandı. İddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Nazif Yücel tarafından yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi:
“15 Temmuz 2016 tarihinde Sahil Güvenlik botlarının seyre kalkmasından dolayı; Amasra Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda görevli 18 asker (rütbeli) hakkında ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından 123 sayfalık iddianame düzenlenerek, Bartın Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açılmıştır.”
Kaynak: Hürriyet

37İkinci kez gözaltına alınan kaymakam tutuklandı

Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA) – ANTALYA’da FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma kapsamında açığa alınıp bırakıldıktan sonra ikinci kez gözaltına alınan Gündoğmuş eski kaymakamı Mustafa Üner tutuklandı.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Gündoğmuş eski kaymakamı Mustafa Üner, açığa alındıktan sonra geçen kasım ayında gözaltına alındı. Adli kontrolle serbest bırakılan Üner hakkında ikinci kez gözaltı kararı verildi. Örgütün gizli haberleşme programı ‘ByLock’ kullandığı iddia edilen Üner, sevk edildiği Antalya 4’üncü Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.
MHP’Lİ AVUKAT TAHLİYE EDİLDİ
Ayrıca yine ByLock kullandığı tespit edilen muhabeseci K.B. ile C.A. da tutuklandı. FETÖ/PDY soruşturması kapsamında geçen ekim ayında tutuklanan MHP’nin Döşemealtı ilçe eski başkanı avukat Mahmut Akar ise tahliye edildi.

FOTOĞRAFLI

Kaynak: Hürriyet

36Tekirdağ’da FETÖ’den 41 şüpheli hakkında yakalama kararı

Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ, (DHA) – TEKİRDAĞ merkezli FETÖ/PDY’nin emniyet yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 41 şüpheli hakkında yakalama kararı verildi.
Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY’nin emniyet yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında 41 kişi hakkında yakalama kararı verildi. Haklarında yakalama kararı bulunan 34’ü emniyet mensubu, 41 şüphelinin yakalanması için Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri çalışmalarını sürdürüyor.
Tekirdağ merkezli FETÖ/PDY”nin emniyet yapılanması yönelik geçen hafta 25 ilde yapılan operasyonlarda yakalanan 68 şüpheliden aralarında Tekirdağ eski Emniyet Müdürü Ali Yılmaz’ın da bulunduğu 30 kişi tutuklanmış, 38 kişi de denetimli serbestlik şartıyla serbest bırakılmıştı.
Kaynak: Hürriyet

35FETÖ sanığı polis müdürleri suçlamayı kabul etmedi

ADANA, (DHA) – ADANA’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan eski 4’üncü sınıf emniyet müdürleri Haluk Pamukçu ile Nezir Özcan 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandıkları davanın duruşmasında suçlamaları kabul etmedi.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY’nin Emniyet ayağına yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında darbe girişimi sabahı yakalanıp tutuklanan ve darbecilerin listesinde ‘Adana Emniyet Müdürü’ olarak görünen dönemin Seyhan İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Haluk Pamukçu il eski Çevik Kuvvet Şube Müdür Yardımcısı Nezir Özcan hakkında ‘Darbeye teşebbüs’ ve ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçlarından 2’şer kez müebbet ile 15’er yıl hapis cezası istemiyle Adana 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Duruşmada Haluk Pamukçu hazır bulunurken başka dosyadan FETÖ üyesi olma suçundan tutuklu bulunan Nezir Özcan ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Suçlamayı kabul etmeyen Haluk Pamukçu, izinden çağırıldığında görevinin başına geldiğini herhangi bir kalkışmanın tarafı olmadığını öne sürdü. Nezir Özcan ise amiri tarafından verilen tüm talimatları yerine getirdiğini söyleyerek suçlamayı kabul etmedi. Darbe girişimi gecesi görevli olan polis memuru M.Ö. tanık olarak ifade verdi. 15 Temmuz gecesi kendilerine ‘Kim gelirse gelsin, içeri girmek isterlerse vuracaksınız’ diye talimat verildiğini anlatan M.Ö. şunları söyledi:
“Çelik yeleklerimizi giydiğimiz sırada yıllık izinde olan Haluk Pamukçu geldi. Haluk müdür yanımızdan geçtiği sırada, ‘Yelekler sizi kurtarmaz, silahınızı, kimliğinizi bırakın’ dedi. Şaşırdık. Biz de ‘Ne kimliği, ne silahı bırakması. Silah namusumuzdur bırakmayız’ deyince Haluk müdür ‘Şaka yaptım.’ dedi. Haluk müdürün ayrıca darbe gecesi izinli olduğu ve misafirlerinin gelecek olması nedeniyle odasını temizlettirdiği, birkaç koltuk takviyesi yaptırdığını da duydum.”
Pamukçu, tanık ifadelerini kabul etmedi. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayı erteledi.

 

 
Kaynak: Hürriyet

34HDP’li Baydemir ve Yıldırım, Diyarbakır’da gözaltına alındı (2)

YILDIRIM VE BAYDEMİR SERBEST BIRAKILDI
HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KCK/TM ana davasını izlerken, daha önce aynı dosyadan ayırma kararı verilen 8 milletvekili hakkındaki davada, 13 Aralık günü çıkarılan ‘zorla getirme’ kararı üzerine gözaltına alındı. KCK ana davasının görüldüğü salonda zorla getirme kararı tebliğ edilen Yıldırım ve Baydemir, daha sonra polisler eşliğinde 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin KCK davası dışındaki dosyalarına bakan heyetinin önüne çıkarıldı.
Burada ifadesi alınan Osman Baydemir, hakkındaki tüm iddiaları reddettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Bunlar iftira ve legal demokrasiye darbedir. Bu dava siyasi bir davadır. Ben tüm hayatım boyunca yaşam hakkına ve legal siyasete inandım. Fikir hürriyeti ve hukukun üstünlüğüne inandım. 2004 yılında yüzde 56 oyla seçildim. Diğer seçimde yüzde 66 oyla seçildim. 10 gün sonra tüm Türkiye’de operasyonlar başlatıldı. Ne kadar seçilmiş insan varsa tutuklandı ve bir siyasi konsept gereği legal demokratik siyasiten kapıları kapatıldı. 2009’dan 2013 yılına kadar korkunç çatışma ve ölümler yaşandı. Bu dava bir kumpas davasıdır. Bu davanın tapelerini hazırlayan, hukuka aykırı ortam dinlemesi yapan kamu görevlilerinin bir çoğu şu anda FETÖ davasından cezaevindedirler. Bu davanın iddianamesini hazırlayan, bu davanın heyetinden veya başkanlığını yapan kişiler ya cezaevinde ya da ihraç edildiler. Benzer kumpas Ergenekon ve Balyoz davalarında da yapıldı. Kumpastan dolayı davalar düştü. Ama bu dava halen devam ediyor. Seçilmiş kişilerden hesap sormanın yeri mahkeme değil sandıktır. Bizden hesap soracak olan da seçim zamanı geldiğinde halktır. Bu mahkemenin çözebileceği bir dava değildir. Çözüm diyalog ve müzakere ile olacaktır. Biz sürecin mağdurlarıyız. Eşim ile olan telefon konuşmam örgüt talimatı olarak dosyaya konmuş. Yanlışa boyun eğmediğimden dolayı buradayım.”
Daha sonra savunması alınan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ise yargının aşırı derecede siyasallaştığını düşündüğünü ifade ederek, “Biz hiçbir zaman ‘Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımıyorum, saygı da duymuyorum’ demedik. Yargının uluslararası üst akılla çalıştığını söylemedik. Savcılığa çıkarıldığımda bir sosyal bilimciydim. 15 yıllık akademisyen yaşamım vardı. 21 yıl bu ülkenin 3 ayrı üniversitesinde akademisyenlik yaptım. 15 Temmuz sonrasında yargı personelinin yüzde 30’unun görevine son verildi, yüzde 15’i tutuklandı” dedi. Yıldırım, şöyle devam etti:
“Yargı siyasallaşmıştır. Siz hazırlamadığınız iddianame ile karşımızdasınız. Yürütmek istemediğiniz bir yargılamayı da yapıyor olabilirsiniz. Tarafsız hazırlanmış bir dosya ile bizi yargılamak isterdiniz. Tutuklanmış yargıçların dosyaları ile bizi yargılamanız sizin için kötü bir durumdur. Biz bu ülkenin tarihinde silahın hak arama yöntemi olmaktan çıkması için mücadele ettik. Geçen hafta anayasa değişiklik paketi meclisten geçti. Ne zaman HDP’den milletvekili oldum ve Cumhurbaşkanı’nın başkanlık hayaline karşı durduk, o zaman siyasi iktidarın hedef haline geldik. Biz isterdik ki siyasi rakiplerimiz sadıklarda bizimle rekabet etsin. Ders verdiğim bilgiler bile dosyaya suç olarak konulmuştur.”
Avukat savunmalarının ardından ara kararlarını açıklayan mahkeme, sanıklar Osman Baydemir ve Ahmet Yıldırım’ın ses analizlerinin yapılarak dosyadaki görüşmelerin kendilerine ait olup olmadığının saptanmasına hükmetti. Sanık avukatlarının yargılamanın durdurulması taleplerini reddeden mahkeme, sanıklar hakkında çıkarılan zorla getirme kararının işlem yapılmadan iadesinin istenilmesine karar verdi. Yapılan ses analizlerinin ardından milletvekilleri serbest bırakıldı.

 
Kaynak: Hürriyet

33Mustafa Aktaş yeniden görevde

 

Yücel BULUT/GAZİPAŞA, (DHA) – GAZİPAŞA’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında açığa alınan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Aktaş, göreve iade edildi.

Gazipaşa Milli Eğitim Müdürü Mustafa Aktaş, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında bu ay başında gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı. Soruşturma nedeniyle açığa alınan Mustafa Aktaş, Gazipaşa Kaymakamlığı’na göreve iade için başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen Aktaş, 20 Ocak’ta tekrar göreve başladı.

FOTOĞRAFLI

Kaynak: Hürriyet

32Uzunkaya ve Gülcü’ye kumpas davası ertelendi

Bahri KARATAŞ / İZMİR, (DHA)- ANTALYA Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ve eski Emniyet Genel Müdür Yardımcılarından Mustafa Gülcü’ye kumpas kurduğu öne sürülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan, 6’sı tutuklu 27 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan Engin Öztürk ve Sabri İlgüy’ün tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, 2009 yılında, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcılarından Mustafa Gülcü ile Celal Uzunkaya’ya kumpas kurup, haklarında ‘suç örgütüne yardım etmek’ten dava açılmasına neden oldukları belirtilen zanlılara yönelik olarak geçen 31 Mart’ta eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda, ‘FETÖ/PDY üyesi oldukları, örgüt adına faaliyet yürüttükleri, soruşturmayı yönlendirme adına deliller uydurdukları’ iddiasıyla, aralarında bazı emniyet mensuplarının da bulunduğu 27 kişi gözaltına alındı, 6 kişi tutuklandı. Soruşturmayı yürüten Başsavcı Vekili Bato, aralarında emniyet müdürlerinin de buluunduğu 6’sı tutuklu 27 sanık hakkında ‘Terör örgütü üyesi olma’, ‘Terör örgütü kurma ve yönetme’, ‘Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği’, ‘İftira’ ve ‘Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme’ suçlamasıyla iddianame hazırladı.
İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın duruşmasına tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları katıldı. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşmada, bazı sanıklar savunma yaptı. Tutuksuz sanıklardan eski merkez valisi Ahmet Pek, “Soruşturma aşamasında Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nda görevliydim. Dosyanın hiçbir yerinde yer almadım. Soruşturmada herhangi bir emir ya da talimatının olmadı. Bir tanığın verdiği bilgiler doğrultusunda dosyaya dahil edildim. Aleyhime beyanda bulunan tanıkla yüzleşmek istiyorum” dedi.
Tutuklu sanık Mehmet Eruzun ise “Soruşturma sırasında sadece dinleme yapıp, tape hazırladım. Diğer şubelerdeki işleyişi bilmiyorum. Dönemin Cumhuriyet savcısı Fatih Genç’in yazılı talimatını yerine getirdim. Bilerek herhangi bir suç işlemedim. Görevimle ilgili olarak amirlerime bilgi verdim. Tutuksuz yargılanmak istiyorum” diye konuştu.
Tutuklu diğer sanık Abdullah Akyürek de “Attığım 7 paraf nedeniyle yargılanıyorum. Bunun dışında suçlandığım başka bir konu yok. Babam olan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek de tutuklu. Bu nedenle aileme bakacak kimse yok. Tahliyeme karar verilmesini istiyorum” dedi.
Diğer tutuklu sanıklar da kaçma ihtimallerinin olmadığını, tutuklu kaldıkları sürenin dikkate alınmasını isteyerek tutuksuz yargılanmak istediklerini söyledi.
Mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan Engin Öztürk ve Sabri İlgüy’ün tahliyesine, diğer 4 sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
UZUNKAYA VE GÜLCÜ’YE DAVA AÇILMIŞTI
Kacakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla takibe aldıkları gruba yönelik 2009’da operasyon düzenlemiş, grubun elebaşısı olduğu iddia edilen İrfan Erbarıştıran’ın da aralarında yer aldığı 5 kişiyi gözaltına almış, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya da ifade vermişti. 7 kişi hakkında hazırlanan ve İzmir 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilen iddianamede, ‘Suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek, soruşturmanın gizliliğini ihlal’ suçlamalarıyla Uzunkaya ve Gülcü’nün 6’şar yıl hapsi istenmişti. Kararnameyle, başka bir göreve atanmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü emrine alınan Uzunkaya ve Gülcü’ye yargılama sonunda verilen 3 ay 10 gün hapis cezası, Yargıtay tarafından bozulmuş, iki müdür, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında görev yürüten özel yetkili mahkemelerin kaldırılması sonrası ise İzmir 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar hakim karşısına çıkarak beraat etmişti. Beraat kararının ardından, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü görevinden Antalya İl Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Celal Uzunkaya ile Mustafa Gülcü, kendileri hakkında usulsüz dinleme yapan ve kumpas kuran kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

31O isimler Kozanlı Ömer’in çantasından çıkmış!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI’ın, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) bazı üst düzey yöneticisine ilişkin bilgi verilmesi talebiyle gönderdiği bir belgeyi yok ettikleri, birini mevzuata aykırı biçimde arşive kaldırdıkları gerekçesiyle aralarında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in de yer aldığı 18 eski istihbarat görevlisi hakkında hazırlanan iddianame mahkemeye gönderildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, bilgi istenenlerden birinin, 2007’de New York’ta havalimanında FBI yetkililerince sorgulanan FETÖ’nün sözde “emniyet imamı” Osman Hilmi Özdil olduğu, FBI’ın, Özdil’in üzerinden çıkan notlara ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğüne bilgi verdiği ve buna göre notta, sonradan Ergenekon ve 28 Şubat davalarında sanık olacak bazı kişilerin isimlerinin bulunduğu belirtildi.

“Elde edilen bilgiler çerçevesinde Özdil’in üzerindeki belgelerde adı geçen kişilerin bir bölümünün, 12 Haziran 2007 günü Ümraniye’de bir gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon davası sanıkları arasında yer aldığı, bu şahıslar hakkında henüz bir soruşturma süreci dahi başlamamışken, aylar öncesinde adı geçen kişilerle herhangi bir şekilde ilişkisi bulunmayan Özdil’in 18 Nisan 2007’de ele geçirilen notları arasında isimlerinin yer almasının, davanın önceden planlanıp kurgulandığını, Fetullah Gülen ve örgüt yöneticilerinin emri ile çok amaçlı planlanıp uygulanan stratejik harekatın bir parçası olduğunu, talimatın yurt dışından canlı kurye ile geldiğini ispatlamıştır.” ifadesi yer alan iddianamede, soruşturmanın, polis müfettişince hazırlanan disiplin raporu üzerine başlatıldığı bildirildi.

İddianamede, FETÖ’nün sözde “emniyet imamı” olan “Kozanlı Ömer” kod adlı Osman Hilmi Özdil ve “Sinan” kod adlı istihbarat teşkilatı sorumlusu Murat Karabulut’un 12-18 Nisan 2007’de ABD’ye giriş ve çıkışları esnasında sorgulandıkları ifade edildi.

FBI irtibat görevlisinin, 5 Kasım 2007’de, bu kişilerden çıkanları gösteren 14 sayfa belgeyi, zanlılardan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Uluslararası İlişkiler Şube Müdürü Ufuk Gürsoy Yavuz’a elden teslim ettiği anlatılan iddianamede, bu şekilde temin edilen belgelerin üst müdürler Recep Güven ve Ramazan Akyürek’in bilgisi dahilinde imha edildiği aktarıldı.

Disiplin raporuna göre, aynı örgüte bağlı zanlıların, elden teslim alınan resmi belge niteliğindeki yazıların ileride FETÖ aleyhine delil olarak kullanılmasını engellemek maksadıyla arşivlerdeki diğer belgeler gibi imha ettikleri kaydedilen iddianamede, İstihbarat Daire Başkanlığının arşivinde FBI’ın elden teslim ettiği yazıyla ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığının 4 Şubat 2014’te belirlenmesi üzerine yazının suretinin FBI’dan tekrar istendiği vurgulandı.
İddianamede, FBI’ın 29 Ocak 2008’de İstihbarat Daire Başkanlığından Mustafa Özcan’ın yanı sıra FETÖ’nün 6 yöneticisi hakkında bilgi talep ettiği belirtilerek, 8 ve 15 Şubat’ta şubede FBI yetkilisiyle 2 toplantı yapıldığı, bu toplantılarla ilgili belge oluşturulup, tarayıcıdan geçirilmeden evrakla örgüt ve kişi irtibatı kurulmadan arşive yollandığı, Emniyet Genel Müdürlüğünden 15 Şubat 2008’de FBI’a iletilen cevabi yazıda Özcan ile Süleyman Tiftik, Şerif Ali Tekalan, Harun Tokak, Mehmet Hanefi Sözen ve Osman Hilmi Özdil’e ilişkin bilgiler yer aldığı ifade edildi.

FBI’ın 29 Ocak’taki yazısında adları geçen Özcan, Özdil, Tiftik, Tekalan, Sözen ve Tokak’ın “dikkat çekici kişiler” olarak belirlendiğine işaret edilen iddianamede, bu şahıslar hakkında dönemin istihbarat personeli tarafından FBI’a verilen cevapta, “Bu kişilerin El Kaide, İBDA-C, Hizbullah ve PKK/KONGRA-GEL gibi terör örgütlerinin hedefi konumunda oldukları, bahse konu şahısların uluslararası ilişkilerinin yoğun olabileceği, mesleki pozisyonları itibarıyla zaman zaman yurt dışına giriş çıkış yaptıkları, herhangi bir terör örgütü ile irtibatları olmadığı gibi (irtibatları) olabileceği şüphesine mahal verecek durumları olmadığı, bahse konu şahısların herhangi bir terörizm soruşturmasında yer almasının uygun olmayacağı” şeklinde görüş bildirildiğine dikkat çekildi.

İŞLEMLERİ YAPANLARI ÇOK TELAŞLANDIRDI

Polis memuru Cemal Kalay’ın 2014’te alınan ifadesinde, evrak-şahıs ilişkisi kurulmayan, tarayıcıdan geçirilmeyen evraka ilişkin, “Normal şartlarda şahıs ilişkilerini kurmuş olmam gerekirdi. Böyle yapmışsam bu eksik ve hatalı bir işlemdir. Bunun böyle olmasının sebebi bu evrak şubemize geldiğinde işlemler yapılırken olması gerekenin üzerinde önem verildiğini, işlemi yapanları çok telaşlandırdığını, tekrar tekrar yazılıp yazıların değiştirildiğini hatırlıyorum.” beyanında bulunduğu nakledilen iddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ’nün “tepe yöneticiler” soruşturmasında şüpheli konumundaki 7 kişi hakkında 2 ayrı tarihte gelen evraktan birinin tamamen ortadan yok edilmesi, diğerinin ise evrak-şahıs ilişkisi kurulmayarak, tarayıcıdan geçirilmeden işlem görmesinin basit bir ihmal yahut hatadan kaynaklanamayacağı vurgulandı.

Zanlılardan Ramazan Akyürek’in de arasında bulunduğu birçoğunun daha önceki FETÖ soruşturmalarında da şüpheli olduklarına işaret edilen iddianamede, şüphelilerden Adem Polat, Ali Poyraz, Cemal Kalay, Gökay Havabulut, Hasan Alperen, Mustafa Sakin, Ramazan Akyürek ve Recep Güven’in kendisi veya yakınlarının FETÖ’nün finans kuruluşu Bank Asyada hesapları bulunduğu, örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in “Bank Asyaya para yatırın” talimatı vermesinin ardından hesapların bazılarında artış olduğu kaydedildi.

Şüphelilerden Ali Osman Öztürk’ün eşi Kamile Öztürk’ün, Ramazan Akyürek’in oğlu Ahmet Akyürek’in, Yunus Hazar’ın eşi Necibe Hazar’ın KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmanın zanlılarından olduğu bildirilen iddianamede, Akyürek ile 14 şüphelide örgütün şifreli haberleşme programı ByLock bulunduğu, Akyürek’in oğlu adına kayıtlı hat üzerinden ByLock kullandığının belirlendiği ifade edildi.

İddianamede, zanlıların, FETÖ çatı davasının firari sanığı da olan Özdil ile irtibatlarına ilişkin şu bilgiler verildi:  “FETÖ tarafından sözde ’emniyet imamı’ olarak görevlendirilen Özdil’in HTS kayıtlarından tespit edilebilen emniyet mensuplarıyla irtibatlarına bakıldığında, çeşitli rütbelerdeki 547 emniyet görevlisiyle irtibatının olduğu, bunlardan 92’sinin İstihbarat Daire Başkanlığı, 52’sinin illerdeki İstihbarat Şube Müdürlükleri, 20’sinin KOM Daire Başkanlığı, 6’sının illerdeki KOM Şube Müdürlükleri, 78’inin Emniyet Genel Müdürlüğünün amir kadrosunu yetiştiren Polis Koleji ve Polis Akademisi, 14’ünün Emniyet Genel Müdürlüğünün diğer eğitim kurumları, 15’inin Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve TBMM Koruma Daire Başkanlıkları, geçici görevlendirmeyle 3’ünün İçişleri Bakanlığı, 3’ünün Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, birinin MİT Müsteşarlığı, 2’sinin İçişleri Bakanlığı Müsteşarlık Özel Kalem Müdürlüğü ve birinin Dışişleri Bakanlığı, 35’inin Personel Daire Başkanlığı ve 85’inin ise Emniyet Genel Müdürlüğünün diğer daire başkanlıklarında görev yaptıkları belirlenmiştir. Özdil’in, en üst rütbeden en alt rütbeye, merkez birimlerinden taşra birimlerine, İstihbarat, KOM, TEM gibi operasyonel birimlerden tüm tayin ve terfi işlerini düzenleyen idari birimlere ve eğitim kurumlarına kadar çok çeşitli birimlerden, illerden ve rütbelerden kişiyle irtibatının olması, örgütün Emniyet Genel Müdürlüğü içerisinde ciddi ölçüde örgütlenmiş olduğunu göstermiştir.”

Emniyet Genel Müdürlüğünün eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski emniyet müdürleri Recep Güven ve Lokman Kırcılı ile Hasan Alperen, Mutlu Köselı?, Serdar San, Ufuk Gürsoy Yavuz, Adem Polat, Ahmet Yavuz, Alı? Madan, Alı? Poyraz, Alı? Osman Öztürk, Cemal Kalay, Gökay Havabulut, Mustafa Sakı?n, Oğuz Kı?remı?tcı?, Sadık Akpınarlı ve Yunus Hazar’ın “şüpheli” olarak gösterildiği iddianamenin kabulü halinde zanlılar “terör örgütü üyesi olmak” ve “resmi belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek” suçlarından yargılanacak.

NEW YORK’TA ÖZDİL VE KARABULUT’UN ÇANTASINDAN ÇIKANLAR

İddianameye göre, FBI’ın İstihbarat Daire Başkanlığına gönderdiği 5 Kasım 2007 tarihli İngilizce belgede özetle, “New York JFK Havalimanı’nda 18 Nisan 2007’de yapılan rutin kontroller esnasında Osman Hilmi Özdil ve Murat Karabulut’un birlikte seyahat ettiklerinin tespit edildiği, üzerlerinin arandığı, bazı belgelere el konulduğu ve ifadelerinin alındığı” belirtildi.  Özdil’in “iş amacıyla ABD’yi ziyaret ettiğini”, Karabulut’un ise “Özdil ile 12 Nisan 2007’de Türkiye’den beraber ABD New York JFK Havalimanı’na geldiklerini ancak ABD’de bulundukları süre içerisinde birlikte olmadıklarını, Özdil’in ABD’de kimlerle birlikte olduğunu veya nerede konakladığını bilmediğini” ifade ettiği aktarıldı.

FBI, İstihbarat Dairesi Başkanlığına elden teslim ettiği 14 sayfalık metinde Özdil ve Karabulut’un üzerlerinde çıkanları listeledi. Buna göre, Özdil’in üst aramasında kişisel bazı evrakının yanı sıra, kısa notlar ve isimler, “birinci akabe biatına katılanların isimleri”, psikolog, polis, avukatlar ve şirketlere ait bazı kartvizitler, Karabulut’ta ise kişisel evrak ile kartvizitler, ödeme belgeleri, bazı isimler ve telefon numaralarının yazılı olduğu notlar, konakladığı otele ilişkin ödeme belgesi ve biniş kartı ele geçirildi.

Özdil’in üst aramasından çıkan notlara yer verilerek, şu bilgiler paylaşıldı:  “FBI tarafından gönderilen ve 18 Nisan 2007 tarihinde Osman Hilmi Özdil’in üzerinden elde edilen belgelerdeki el yazısıyla yazıldığı belirtilen bir not kağıdında daha sonra kamuoyunda ‘Ergenekon Davaları’ olarak bilinen soruşturmalarda tutuklanan bazı isimlerle oldukça benzerlik gösteren, bir nevi basit bir kriptolama yöntemiyle kriptolanmış, mevcut haliyle yabancı bir ülke görevlisinin şüphelenirse internet üzerinden arama motorları üzerine yazdığında hiçbir sonuç bulamayacağı ancak ülke gündemine hakim her Türk vatandaşının kolayca anlayacağı şekilde isim listesi olduğu, 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye’de bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarından yaklaşık 2 ay kadar önce bu isimlerin örgütün sözde emniyet ve sözde MİT imamlarının üzerinde çıkmış olmasının bu davaların kumpas olduğunu ortaya koyduğu, not kağıdında ilk bakışta dikkat çeken isimlerden Saner Fruy – (Şener Eruygur), Ümit Sayın – (Habip Ümit Sayın), Mustafa Balbag – (Mustafa Balbay), Sevgi Ereral – (Sevgi Erenerol), Kemal Kednasig – (Kemal Kerinçsiz), Taner Ünal – (Taner Ünal), Emin Şirin – (Emin Şirin), Kemal Yavuz – (Kemal Yavuz) şeklinde yazıldığı, isimleri yer alan bu şahıslardan Şener Eruygur’un 5 Temmuz 2008’de, Ümit Sayın’ın 21 Şubat 2008’de, Mustafa Balbay’ın 5 Temmuz 2008’de, Sevgi Erenerol’un 21 Ocak 2008’de, Kemal Kerinçsiz’in 21 Ocak 2008’de, Taner Ünal’ın 27 Temmuz 2007’de tutuklandıkları, Emin Şirin’in 18 Ağustos 2007’de gözaltına alındığı, Kemal Yavuz’un tutuksuz yargılandığı, bu isimlerin daha dava başlamadan ve söz konusu şahıslar hakkında adli bir soruşturma olduğu kamuoyuna yansımadan önce biri ‘kimya öğretmeni’ diğeri de ‘sigorta acentesi sahibi’ 2 şahsın üzerinden isimlerinin çıkmış olması, açık kaynaklarda iddia edildiği şekilde şahısların örgüt tarafından Emniyet ve MİT’in başına sorumlu imam olarak atandıkları ve bütün ülke gündemini derinden sarsacak bir operasyondan önce örgüt lideri Fetullah Gülen’e bilgi vermek için ABD ülkesine gittikleri iddiasını doğruladığı anlaşılmıştır.”

İddianamede, “Elde edilen bilgiler çerçevesinde Özdil’in üzerindeki belgelerde adı geçen kişilerin bir bölümünün 12 Haziran 2007 günü Ümraniye’de bir gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon Davası sanıkları arasında yer aldığı, bu şahıslar hakkında henüz bir soruşturma süreci dahi başlamamışken, aylar öncesinde adı geçen kişilerle herhangi bir şekilde ilişkisi bulunmayan Özdil’in 18 Nisan 2007’de ele geçirilen notları arasında isimlerinin yer almasının Ergenekon Davasının önceden planlanıp kurgulandığını, Fetullah Gülen ve örgüt yöneticilerinin emri ile çok amaçlı planlanıp uygulanan stratejik harekatın bir parçası olduğunu, talimatın yurt dışından canlı kurye ile geldiğini ispatladığı, notlarda adı yer alan ancak Ergenekon davasında yargılanmayan diğer şahısların büyük bölümünün ise Fetullah Gülen örgütlenmesine karşı tutumlarıyla bilinen kişilerden olduğu, onlarla ilgili verilen emrin dava dışında şimdilik tutulması olduğu açıkça anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca iddianamede, Özdil ve Karabulut’un halen yurt dışında bulunduklarına da yer verildi.
Kaynak: Hürriyet

30Kayseri’de FETÖ’den 2 subay, 1 akademisyen ve 1 eczacı gözaltına alındı

KAYSERİ, (DHA) – MARDİN ve Aksaray’da yürütülen FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında Yüzbaşı S.Y., Teğmen M.T., eczacı K.K. ve Yrd. Doç. O.G. Kayseri’de gözaltına alındı.
Mardin’deki soruşturmada kapsamında, daha önceden açığa alınan Yüzbaşı S.Y. ve Teğmen M.T., Aksaray’daki soruşturmada ise eczacı K.K. ile kapatılan Melikşah Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Dr. Dr. O.G., Kayseri Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. 4 şüphelinin, Mardin ve Aksaray’a gönderileceği bildirildi.

 
Kaynak: Hürriyet

29AK Partili belediye başkanı şikayetçi olunca CHP ilçe başkanı hakkında soruşturma başlatıldı

Arzu KAYA/İSTANBUL,(DHA) CHP Sancaktepe İlçe Başkanı Alper Yeğin, Sancaktepe’nin Ak Partili Belediye Başkanı İsmail Erdem hakkında iftira içerikli demeç verdiği iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında ifade verdi. Yeğin hakkındaki soruşturma Erdem’in suç üzerine başlatıldı.Adliyeye avukatıyla gelen Yeğin’e destek vermek için CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ve çok sayıda partili adliyedeydi.

 

 

“RAKİPLERİNİ ELEŞTİRMESİ EN DOĞAL HAKKI”
İfadenin ardından CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, Sancaktepe İlçe Başkanı’nın savcılık tarafından ifadeye çağrıldığını belirterek, “Bunun nedeni de şöyle anlaşılıyor, ilçe başkanın kendi rakiplerini siyaseten eleştirmesi en doğal hakkı” diyerek Yeğin’e destek verdi. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ise Yeğin’in görevini yerine getirdiğini kaydederek, “Belediye Meclisinde yapılan, gazetelere de yansıyan bir konuşma hakkında soruşturma açılmasını gereksiz buluyoruz” diye konuştu.

 

 

SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİNDEN
Sancaktepe Belediye Başkanı İsmail Erdem, avukatı aracılığıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, 21 Eylül 2016 tarihinde bir haber portalında CHP Sancaktepe İlçe Başkanı Alper Yeğin’in demeçlerine yer verilerek haber yapıldığını belirtti. Haberde, Erdem’in FETÖ destekçisi olduğu yönünde iftira içerikli demeçler bulunduğu belirtilen dilekçede, haberin yayınlandığı haber portalı çalışanları hakkında da “İftira” suçundan dava açılması talep edildi.

 

 
Kaynak: Hürriyet

28Türkiye’nin en büyüğü! Darbeciler için hazırlanıyor

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı Sincan Cezaevi Yerleşkesinde geçen Ağustos ayında inşaatına başlanan salonun yapım çalışmaları görüntülendi. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine yönelik Ankara’da yürütülen soruşturmalar kapsamında açılacak davaların görüleceği duruşma salonu 154 izleyici, 84 basın mensubu, 600 avukat ve 730 sanık kapasitesine sahip.

İlk olarak FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin davaların görüleceği duruşma salonuna tutuklu, hakim ve savcı, izleyici olmak üzere üç ayrı bölümden giriş yapılacak. Salonun 15 gün içinde bitirileceği öğrenildi. İlk duruşmanın 28 şubat tarihinde 250 sanıklı dava ile başlayacak. Yetkililerden alınan bilgiye göre Sincan Ceza İnfaz Kurumu Duruşma Salonu 02 Ağustos 2016 tarihinde başlandı ve halihazırda, geçici kabul aşamasına gelindi. Bina, davaların rahatlıkla yürütülüp izlenebileceği, ses /görüntü sistemleri ve elektronik güvenlik sistemleriyle donatıltı.

Kaynak: Hürriyet

27PKK ile görüştüğü iddia edilen FETÖ’nün ‘eğitim imamı’ adliyede (2)

TUTUKLANDI
Bursa polisi tarafından FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, gözaltına alınan Cemal Bulut çıkartıldığı nöbetçi mahkemce, ‘terör örgütü üyesi olmak’ suçundan tutuklandı. Örgütün eğitim imamı olduğu iddia edilen ve 2014 yılında Kuzey Irak’ta terör örgütü PKK/KCK elebaşlarıyla görüşme yaparak, örgüte sızan polis ve MİT personelinin isim listesini verdiği öne sürülen Bulut, Bursa E Tipi Cezaevi’ne konuldu.

 
Kaynak: Hürriyet

26Kocaeli’deki FETÖ soruşturmasında 8 kişi adliyeye sevk edildi (2)

3 KİŞİ TUTUKLANDI
Kocaeli’de, FETÖ/PDY soruşturmasında gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 8 kişiden 1 imam ile 2 öğretmen, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. 5 asker ise adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı ile serbest bırakıldı.
Kaynak: Hürriyet

25Sakarya Valisi Coş’a ‘İşte ordu, işte komutan’ sloganı attılar

Aziz GÜVENER/ADAPAZARI (Sakarya), (DHA) – SAKARYA’da bazı sivil toplum örgütü temsilcileri hakkında FETÖ soruşturması kapsamında pasaportuna el konulduğu haberleri çıkan Vali Hüseyin Avni Coş’u ziyaret etti. Vali Coş için ‘İşte ordu, işte komutan’ sloganı atan grup, kendisine Kuran-ı Kerim ve Türk bayrağı verdi.
Sakarya’da bir araya gelen 65 sivil toplum kuruluşunun temsilcisi oldukları söylenen grup, hakkında GETÖ soruşturması kapsamında pasaportuna el konulduğu haberi yayımlanan Vali Hüseyin Avni Coş’a destek vermek için Sakarya Valiliği’ne geldi. Vali Coş, Sakarya Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı ve Sakarya İl Jandarma Komutanı Albay Emin Dursun ile birlikte kendisini ziyarete gelenleri karşıladı. Kalabalık, “İşte ordu, işte komutan” sloganı attı.
“ŞAİBE BULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Kalabalığa hitap eden Vali Coş, hakkında bu tür haber yapan kişilerin tanınmış isimlere şaibe bulaştırmaya çalıştıklarını ileri sürerek şunları söyledi:
“Elbette yaşadığımız acılardan, karşılaştığımız büyük hainliklerden de ders alarak benzer sıkıntılarla karşılaşmamak için gayret sarf edeceğiz. Tanınmış isimlere de şaibe bulaştırmaya kalkışarak sanki Türkiye’de hukuk yok, Türkiye’de demokrasi yok, Türkiye’de terörle mücadele de hukuk dışı sürdürülüyor gibi bir algı oluşturmaya çalışılıyor. Bunların doğru olmadığını hepimiz biliyoruz ve hukuk gerçekten elinden geldiğince bütün imkanları en iyi şekilde kullanarak kolluk kuvvetlerimizle beraber bütün operasyonlar fevkalade titizlik içinde yürütülüyor.”
“FETÖ’DEN 1017 KİŞİ İHRAÇ EDİLDİ”
Vali Coş, Sakarya’da FETÖ soruşturması kapsamında bugüne kadar kamudan 1017 kişinin ihraç edildiğini, 1800’den fazla kişinin de görevden uzaklaştırıldığını açıklayarak, şöyle konuştu:
“İlimizde, özellikle hem FETÖ’ye karşı, hem PKK’ya, DEAŞ’e karşı kapsamlı bir mücadele, polisimizin ve jandarmamızın üstün vazife anlayışı içinde devam edecektir. Cumhuriyet Başsavcılığımızın bu çalışmaları sonucunda bugüne kadar 790 kişi tutuklandı ve çok sayıda kişinin soruşturması devam ediyor. Daha yapılacak soruşturmalar var. Bu konuda 1017 kişi kamu görevinden ihraç edildi, 1800’den fazla kişi hakkında görevden uzaklaştırma tedbiri uygulandı. Hakkında bilgi ve iddialar asılsız olduğu anlaşılan kişiler de oldu, bunlarla ilgili gerekli göreve iade işlemleri yapıldı.”
“CUMHURBAŞKANIMIZIN ÖNDERLİĞİNDE”
Vatandaşları kandırarak millete karşı kullanmak isteyen kişilere gerekli cevabın verileceğini kaydeden Vali Coş, “Cumhurbaşkanımızın önderliğinde kurulan bütün tuzakları bozarak, bütün engelleri aşarak inşallah her alanda yeniden büyük Türkiye’yi hep beraber kuracağız. Bunun için yaptığımız bu çalışmaları engellemek isteyenler, milletimizin içinde fitne ve fesat tohumları saçmak isteyen, milletimizin bir kısmını kandırarak, yanıltarak, beyinlerini iğfal ederek onları milletimize karşı kullanmak isteyen şer güçler, kökü dışarıda güçler var” dedi.
Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri Vali Coş’a Kuran-ı Kerim ve Türk bayrağı hediye ederken, ziyaret yapılan duayla son buldu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

24Darbecilerin yargılanacağı Türkiye’nin en büyük duruşma salonu

Tahsin GÜNER / ANKARA, (DHA) – FETULLAHÇI Terör Örgütü (FETÖ) darbe girişimine ilişkin yargılamaların yapılacağı Türkiye’nin en büyük duruşma salonu inşaatı basın mensuplarına tanıtıldı. İlk duruşmanın 28 şubat tarihinde 250 sanıklı dava ile başlayacak.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı Sincan Cezaevi Yerleşkesinde geçen Ağustos ayında inşaatına başlanan salonun yapım çalışmaları görüntülendi. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine yönelik Ankara’da yürütülen soruşturmalar kapsamında açılacak davaların görüleceği duruşma salonu 154 izleyici, 84 basın mensubu, 600 avukat ve 730 sanık kapasitesine sahip.

İlk olarak FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin davaların görüleceği duruşma salonuna tutuklu, hakim ve savcı, izleyici olmak üzere üç ayrı bölümden giriş yapılacak. Salonun 15 gün içinde bitirileceği öğrenildi. İlk duruşmanın 28 şubat tarihinde 250 sanıklı dava ile başlayacak. Yetkililerden alınan bilgiye göre Sincan Ceza İnfaz Kurumu Duruşma Salonu 02 Ağustos 2016 tarihinde başlandı ve halihazırda, geçici kabul aşamasına gelindi. Bina, davaların rahatlıkla yürütülüp izlenebileceği, ses /görüntü sistemleri ve elektronik güvenlik sistemleriyle donatıltı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

23Mersin’de ‘ByLock’ kullanan 3 kişi tutuklandı

MERSİN, (DHA)- MERSİN’de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, ‘Bylock’ kullandıkları saptanan 3 kişi, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen çalışmalar sonucunda, FETÖ/PDY’nin haberleşme ağı olarak ‘ByLock’ kullandığı belirlenen kişilere yönelik operasyon düzenlendi. Kaçacaklık ve Organize Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda 3’ü kadın 10 kişi gözaltına alındı.
Sorguları tamamlanan 10 şüpheli, adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden 3’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı, 7’si serbest bırakıldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

22Samsun’da FETÖ operasyonu: 9 polis gözaltına alındı

Hakan AKGÜN/SAMSUN, (DHA) – SAMSUN Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY terör örgütünün emniyet yapılanmasına yönelik yaptığı operasyonda, daha önce ihraç edilen ve ‘ByLock’ kullandığı iddia edilen 2 emniyet amirinin de aralarında bulunduğu 9 polisi gözaltına aldı.
Samsun Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Terörle Mücadele Şube ekipleri, bugün Samsun ve ilçelerinde FETÖ/PDY terör örgütünün emniyet yapılanmasına yönelik operasyon gerçekleştirdi. Operasyonda örgüt ile bağlantılı haberleşme programı olan ‘ByLock’ kullandıkları iddia edilen ve daha önce mesleklerinden ihraç edilen emniyet amirleri M.A., ve İ.A., komiser yardımcısı A.A., başpolisler O.K., D.A. ve polis memurları M.E., Y.D., N.B. ile E.İ., gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramada tablet ve bilgisayarlara da el kondu. Soruşturma sürüyor.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

21Bakanlığa soruldu: FETÖ nedeniyle kamudan atılanlar, özelde çalışabilir mi?

Cafer ZENGİN/KAYSERİ, (DHA) – KAYSERİ Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Akgün Ergül, kasım ayında Valilik OHAL Bürosuna başvurarak, kamuda çalışırken FETÖ soruşturmaları kapsamında görevlerinden alınan veteriner hekimlerin serbest olarak mesleklerini yapıp, yapamayacakları konusunda görüş istediklerini açıkladı. Buna göre, Bakanlıktan yapılan resmi açıklamada, kamu görevlerinden ihraç edilen kişilerin taşıdıkları, devlet tarafından tevdi edilen meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacakları ancak, mezuniyet ile elde edilen ”Veteriner Hekim” gibi mesleki unvanları kullanabilecekleri ifade edildi. Ayrıca 6343 sayılı kanunun 6’ıncı maddesinde sayılan suçlardan hüküm giymeyenler ve ilgili koşulları taşıyanların da serbest veteriner hekimlik mesleklerini icra edebilecekleri yönünde görüş belirtildi.

FETÖ Soruşturmaları kapsamında kamudan ihraç edilen ancak tutuklu yargılanmayan kişilerin, özel sektörde mesleklerini icra edip, edemeyecekleri yönünde bir belirsizliğin olduğunu ifade eden Kayseri Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Akgün Ergül, kendi meslek alanlarında da bu yönde kendilerine birçok sorunun iletildiğini söyledi. Bu çerçevede, Kayseri Valiliği OHAL Bürosu’na resmi yazı ile başvurduklarını dile getiren Ergül, “Kayseri Veteriner Hekimleri Odası yönetimi olarak, 9 Kasım 2016 tarihinde Kayseri Valiliği OHAL Bürosuna başvurarak, kamuda çalışırken FETÖ soruşturmaları kapsamında görevlerinden alınan veteriner hekimleri serbest olarak mesleklerini yapıp, yapamayacakları konusunda görüş istedik. Bu çerçevede Valiliğimiz de konuyu ilgili birimlere iletti. Söz konusu cevap da tarafımıza iletildi. Biz de Bakanlığımızın verdiği cevapla birlikte üyelerimizi ve kamuoyunu bilgilendiriyoruz” diye konuştu.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI BAŞBAKANLIĞA, BAŞBAKANLIK DA TARIM BAKANLIĞINA SORDU

Diğer yandan, Kayseri Veteriner Hekimleri Odası’nın başvurusunu değerlendiren İl OHAL Bürosu, yazıyı İçişleri Bakanlığı OHAL Koordinasyon Bürosuna iletti. Burada yapılan değerlendirmenin ardından yazı Başbakanlığa, Başbakanlık ise Veteriner Hekimleri Birliği ve Odalarının idari ve mali yönden denetim yetkisinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sorumluluğunda olduğunu belirterek, görüş belirtmeleri için konuyu ilgili Bakanlığa resmi yazıyla iletti ve görüş belirtilmesini istedi. Bunun üzerine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği yöneltilen soruyu yanıtladı. Bakanlık, kamu görevlerinden ihraç edilen kişilerin, uhdelerinde taşıdıkları devlet tarafından tevdi edilen meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacakları ancak mezuniyet ile elde edilen ‘doktor’, ‘hemşire’, ‘mühendis’, ‘veteriner hekim’ gibi meslek unvanlarını kullanabilecekleri yönünde görüş belirtti. Bakanlık ayrıca, Olağanüstü Hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevlerinden çıkarılan Veteriner Hekimlerin hâlihazırda 6343 sayılı kanunun 6’ıncı maddesinde sayılan suçlardan hüküm giymemek ve kanunun öngördüğü diğer koşulları yerine getirmiş olmak kaydı ile mesleklerini serbest olarak icra etmelerinde bir sakınca bulunmadığı kanaatine varıldığını da açıkladı.

İŞTE BAKANLIĞIN MERAK EDİLEN SORUYA VERDİĞİ CEVAP

Bakanlığın, konuyla ilgili olarak verdiği ve aynı zamanda Kayseri Veteriner Hâkimleri Odası’na da gönderilen resmi yazıda yer alan ifadeler:

”Bilindiği üzere 6343 sayılı Veteriner Hekimliği mesleğinin icrasına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği ile Odalarının teşekkül tarzına ve göreceği işlere dair kanunun 6’ıncı maddesinde Türk ceza kanununun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı suçlar anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hapis cezasına mahkum olmak Veteriner Hekimlik mesleğinin icrasına mani haller olarak sayılmış ve Veteriner Hekimlik mesleğinin icrası için adli sicil yönünden değerlendirilecek hususlar açıkça belirtilmiştir. Diğer taraftan olağanüstü hal kapmasında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler ile terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kişiler başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılmış olup bunların mahkumiyet kararı aranmaksızın rütbe veya memuriyetleri alınacağı, bir daha kamu hizmetlerinde doğrudan veya dolaylı olarak istihdam edilemeyecekleri, uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin de sona ermiş sayılacağı, silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgelerin ve pilot lisanslarının iptal edileceği, oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilecekleri, bu kişilerin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları, pasaportlarının iptal edileceği hususlar hüküm altına alınmış ayrıca bu durumdaki şahısların varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacakları ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacakları belirtilmiştir. Tereddüde konu husus yukarıda yer verilen düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilmiş olup buna göre; kamu görevlerinden ihraç edilen kişilerin uhdelerinde taşıdıkları devlet tarafından tevdi edilen büyükelçi, vali, yüksek mahkeme başkan ve üyeliği, müsteşar, hakim, savcı, kaymakam, ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacakları ancak mezuniyet ile elde edilen doktor, hemşire, mühendis, veteriner hekim gibi meslek unvanlarının yasak kapsamı dışında tutulduğu, iptal edilen belge ve lisansların sayma yolu ile sınırlandırıldığı ve bu belgeler arasında Veteriner Hekimlik ruhsat ya da diplomasının bulunmadığı ve aynı kapsamdaki doktorların özel sağlık kurumlarında çalışabilmelerine Sağlık Bakanlığı tarafından izin verildiği dikkate alındığında Olağanüstü Hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevlerinden çıkarılan Veteriner Hekimlerin halihazırda 6343 sayılı kanunun 6’ıncı maddesinde sayılan suçlardan hüküm giymemek ve kanunun öngördüğü diğer koşulları yerine getirmiş olmak kaydı ile mesleklerini serbest olarak icra etmelerinde bir sakınca bulunmadığı kanaatine varılmıştır.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

20FETÖ lideri, sohbet üzerinden şifreli emir veriyormuş

Fatih YILMAZ/TOKAT, (DHA) – TOKAT Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında, itirafçı sanıklar, Fethullah Gülen’in internet sitesinden yayınlanan sohbetlerinde kıyafet, bazı kelimeler ve el hareketleri ile şifreli emirler verdiğini ileri sürdü.
Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ/PDY’ye yönelik yürüttüğü geniş kapsamlı soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında itiraçı olan bazı şüphelilerin vermiş olduğu ifadeler, örgüt lideri Fethullah Gülen’in örgüt üyelerine nasıl emir verdiğini ortaya çıkardı. İtirafçıların ifadelerine göre, Gülen’in daha önce www.herkul.org sitesi üzerinde yayınlanan sohbetinde örgütte imam olan kişilere, ‘giydiği kıyafet’, ‘konuşmasındaki bazı kelimeler’ ve ‘el hareketleri’ ile emir verdiğini, bu talimatları alan imamların da örgüt üyelerine ilettikleri belirtildi. Sohbetlerde giydiği yeşil renkli kıyafetlerin de askere yönelik mesaj içerdiği ileri sürüldü.
Bu arada örgütün, Milli Eğitim Bakanlığı içerisindeki yapılanmasına yönelik operasyonda, Türkiye Aktif Eğitim Sendikası İmamı Kumru G. ve Kırşehir İl Ablası Zeynep A. tutuklandı. Ayrıca hakkında yakalama kararı çıkartılan bir kaymakamın İstanbul’da havaalanında gözaltına alındığı öğrenildi.
Kaynak: Hürriyet

19Son dakika: HDP’li Osman Baydemir ve Ahmet Yıldırım serbest bırakıldı

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KCK/TM ana davasını izlerken, daha önce aynı dosyadan ayırma kararı verilen 8 milletvekili hakkındaki davada, 13 Aralık günü çıkarılan ’zorla getirme’ kararı üzerine gözaltına alındı. KCK ana davasının görüldüğü salonda zorla getirme kararı tebliğ edilen Yıldırım ve Baydemir, daha sonra polisler eşliğinde 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin KCK davası dışındaki dosyalarına bakan heyetinin önüne çıkarıldı.

Burada ifadesi alınan Osman Baydemir, hakkındaki tüm iddiaları reddettiğini belirterek, şunları söyledi: “Bunlar iftira ve legal demokrasiye darbedir. Bu dava siyasi bir davadır. Ben tüm hayatım boyunca yaşam hakkına ve legal siyasete inandım. Fikir hürriyeti ve hukukun üstünlüğüne inandım. 2004 yılında yüzde 56 oyla seçildim. Diğer seçimde yüzde 66 oyla seçildim. 10 gün sonra tüm Türkiye’de operasyonlar başlatıldı. Ne kadar seçilmiş insan varsa tutuklandı ve bir siyasi konsept gereği legal demokratik siyasiten kapıları kapatıldı. 2009’dan 2013 yılına kadar korkunç çatışma ve ölümler yaşandı. Bu dava bir kumpas davasıdır. Bu davanın tapelerini hazırlayan, hukuka aykırı ortam dinlemesi yapan kamu görevlilerinin bir çoğu şu anda FETÖ davasından cezaevindedirler. Bu davanın iddianamesini hazırlayan, bu davanın heyetinden veya başkanlığını yapan kişiler ya cezaevinde ya da ihraç edildiler. Benzer kumpas Ergenekon ve Balyoz davalarında da yapıldı. Kumpastan dolayı davalar düştü. Ama bu dava halen devam ediyor. Seçilmiş kişilerden hesap sormanın yeri mahkeme değil sandıktır. Bizden hesap soracak olan da seçim zamanı geldiğinde halktır. Bu mahkemenin çözebileceği bir dava değildir. Çözüm diyalog ve müzakere ile olacaktır. Biz sürecin mağdurlarıyız. Eşim ile olan telefon konuşmam örgüt talimatı olarak dosyaya konmuş. Yanlışa boyun eğmediğimden dolayı buradayım.”

Daha sonra savunması alınan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ise yargının aşırı derecede siyasallaştığını düşündüğünü ifade ederek, “Biz hiçbir zaman ’Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımıyorum, saygı da duymuyorum’ demedik. Yargının uluslararası üst akılla çalıştığını söylemedik. Savcılığa çıkarıldığımda bir sosyal bilimciydim. 15 yıllık akademisyen yaşamım vardı. 21 yıl bu ülkenin 3 ayrı üniversitesinde akademisyenlik yaptım. 15 Temmuz sonrasında yargı personelinin yüzde 30’unun görevine son verildi, yüzde 15’i tutuklandı” dedi. Yıldırım, şöyle devam etti: “Yargı siyasallaşmıştır. Siz hazırlamadığınız iddianame ile karşımızdasınız. Yürütmek istemediğiniz bir yargılamayı da yapıyor olabilirsiniz. Tarafsız hazırlanmış bir dosya ile bizi yargılamak isterdiniz. Tutuklanmış yargıçların dosyaları ile bizi yargılamanız sizin için kötü bir durumdur. Biz bu ülkenin tarihinde silahın hak arama yöntemi olmaktan çıkması için mücadele ettik. Geçen hafta anayasa değişiklik paketi meclisten geçti. Ne zaman HDP’den milletvekili oldum ve Cumhurbaşkanı’nın başkanlık hayaline karşı durduk, o zaman siyasi iktidarın hedef haline geldik. Biz isterdik ki siyasi rakiplerimiz sadıklarda bizimle rekabet etsin. Ders verdiğim bilgiler bile dosyaya suç olarak konulmuştur.”

Avukat savunmalarının ardından ara kararlarını açıklayan mahkeme, sanıklar Osman Baydemir ve Ahmet Yıldırım’ın ses analizlerinin yapılarak dosyadaki görüşmelerin kendilerine ait olup olmadığının saptanmasına hükmetti. Sanık avukatlarının yargılamanın durdurulması taleplerini reddeden mahkeme, sanıklar hakkında çıkarılan zorla getirme kararının işlem yapılmadan iadesinin istenilmesine karar verdi. Yapılan ses analizlerinin ardından milletvekilleri serbest bırakıldı.

İKİ MİLLETVEKİLİ DAHA GÖZALTINA ALINIP BIRAKILDI

HDP’den yapılan açıklamada Yıldırım ve Baydemir’in yanı sıra Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman ile Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer’in de gözaltına alındığını açıkladı. Sabah saatlerinde gözaltına alınan vekiller ifade verdikten sonra öğleden sonra serbest kaldı.

Gündem videoları için tıklayınız

Kaynak: Hürriyet

18Baydemir: Sandıkla ulaşamadıkları belediyelere mahkeme ile el koyuyorlar

Felat BOZARSLAN- Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, (DHA)- HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, DBP’li başkanların tutuklanmasını ve belediyelere kayyum atanmasını eleştirerek, “Sandıkla sonuca ulaşamayanlar, şimdi mahkemeyle belediyelere el koyuyorlar. Önce tutukluyorlar akabinde kayyum atıyorlar. Ben inanıyorum ki bu hesap halkın vicdanından geri dönecektir” dedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmada, tutuklandıktan sonra görevden alınan Diyarbakır eski Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yargılandıkları dava ile yine görülen KCK ana davasını izleyen HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, milletvekilleri Osman Baydemir ve Feleknaz Uca, duruşmanın ardından adliye önünde açıklamada bulundu.
HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, özü itibariyle bu dava dosyasında legal siyaseti, sivil, demokratik siyasetin kendisinin yargılandığını söyledi. Baydemir, şöyle konuştu:
“Gerek iddianamede, gerekse sorulan suallerde sayın Gültan Kışanak, Fırat Anlı ve İhsan Uğur ile diğer arkadaşlarımız belediyecilik faaliyetinden sorgulanıyorlar. Örneğin ‘Neden cenaze defin ettin? Neden ambulans tahsis ettin? Neden cenaze nakil aracı tahsis ettin?’ Ben sorarım bir belediye başkanı, bir belediye defin işlemi yapmakla mükellef, defin ruhsatı vermekle mükellef, mezar kazmakla mükellef olan bir belediye, bir başkan, defin işlemi yapmayacak da ne yapacak? Bunun gibi onlarca örnek, bunun gibi onlarca durum ortaya koyabiliriz. Legal demokratik siyaset yok edilirse Kürt sorunu çözülmüş olmayacak, tam tersine başka bir mecrada daha büyük acılara vesile olabilecek. Sayın Fırat Anlı hatırlarsınız ‘Diyalogla, müzakareyle, uzlaşıyla Kürt sorununu çözebileceğiniz son kuşağız’ demişti. Ve o son kuşak şu anda cezaevinde tutuluyor. Çok açık söylüyorum bu bir zulümdür, hukuksuzluktur. İdris Baluken atmadığı bir twitten dolayı yargılanıyor. Bunun gibi onlarca örneği masaya koyabiliriz.”
HDP’li Baydemir, “Bir siyasetcinin yargılacağı yegane yer var o da halk mahkemesidir. Halk mahkemesi de seçimdir, sandıktır. Halk seçer, belediyecilik faaliyetlerini beğenmezse, siyasi söylemini beğenmezse bir dahaki seçime onu sandıkta yargılar ve gereğini sandıkta verir. Sandıkla Diyarbakır’da sonuca ulaşamayanlar, sandıkla Yenişehir, Büyükşehir Belediyesini alamayanlar şimdi mahkeme ile belediyelere, tabiri caizse el koyuyorlar. Önce tutukluyorlar, akabinde kayyum atıyorlar. İşte bizim en büyük itiraz noktamız, kabul etmeyişimizin nedenlerinden bir tanesi de budur. Ben inanıyorum ki bir kez daha bu hesap halkın vicdanından geri dönecektir. Halk bu zulmü kabul etmeyecektir” diye konuştu.
‘BİZ ÇİFTE STANDARTLARI KABUL ETMİYORUZ’
Baydemir, KCK ana davası dedikleri davanın da bir darbe davası olduğunu, Türkiye’de 15 Temmuz darbesini gerçekleştirmek isteyen FETÖ diye bir örgüt olduğunu da ifade ederek, “Peki KCK ana davasının fezleke hazırlayıcısı olan kamu görevlisi polisler şu an neredeler? KCK ana davasının savcıları, hakimleri neredeler? FETÖ davasından tutuklular. Peki darbecilerin hazırlamış olduğu bu iddianame nasıl oluyor da hukuki bir belge, hukuki bir delil ya da bir araç olarak kullanılabiliyor. Ergenekon ve Balyoz davasının emsal teşkil etmiş olduğu süreçler var. O davalarda elde edilen bütün deliller yok hükmünde sayıldı. Neden bunun bir suç organizasyonun bir kumpas organizasyonun olduğuna kanaat ve delil getirildi. O halde bu yargılanmanın bir bütün olarak iddianamesi ile birlikte hukuka aykırı ortam dinlemeleri ile birlikte düşmesi gerekiyor. Eğer Türkiye’nin batı yakasında bu uygulanıyorsa Kürt coğrafyasında bu uygulanmıyorsa o zaman hukuk çifte standartla uygulanıyor demektir. Biz çifte standartı kabul etmiyoruz, ret ediyoruz” dedi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

17FETÖ şüphelisi gözaltına alındı

 

Engin ANAK/ALANYA, (DHA) – ANTALYA’nın Alanya İlçesi’nde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında görevden ihraç edilen emniyet amiri gözaltına alındı.

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Alanya’da polis merkezi amirliği görevinden ihraç edilen M.D., gözaltına alındı. Örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’ kullandığı iddiasıyla görevden ihraç edilen M.D.’nin işlemleri için Antalya emniyetine teslim edileceği belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

16FETÖ raporu genişletiliyor

Bu çerçevede Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ve FETÖ raporunda 15 Temmuz’a özel bir bölüm ayrılacak.

ZARARLAR ANLATILACAK

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla çalışmalara başlayan DDK Başkanı Yunus Arıncı başkanlığındaki 9 kişilik kurul, FETÖ raporunu genişletme kararı aldı. Bu nedenle PDY-FETÖ raporuna 15 Temmuz’la ilgili özel bir bölüm eklendi.

Bu bölümde FETÖ’nün siyasi ve mali anlamda Türkiye’ye verdiği zarar anlatılacak. Raporda olası sızmaları engellemek adına siber güvenlik açıklarıyla ilgili tespitlere de yer verilecek.

Çalışmaları süren raporun, bu yıl içinde kamuoyuna açıklanacağı da öğrenildi. Bu kapsamda tüm kurumlar ve kamu çalışanları mercek altına alındı. DDK raporunda FETÖ’nün devletteki yapılanması, finans ayakları, dışarıdan verilen destekler tüm detaylarıyla incelenecek.

RAPORA 15 TEMMUZ AYARI

DDK, kurumlardan FETÖ’cülerle ilgili arşivlerdeki tüm bilgileri göndermelerini de talep etti.

Hürriyet’e bilgi veren üst düzey bir yetkili, “Rapor tamamlamak üzereydi, ancak 15 Temmuz darbe girişimi hesapta değildi. Bu nedenle rapor, 15 Temmuz darbe girişimi çerçevesinde genişletiliyor. Bir anlamda konsept değişikliğine gidiliyor” bilgisini verdi.

 
Kaynak: Hürriyet

15Dolandırıcılar kıskıvrak yakalandı

DOLANDIRICI AYAĞINI KIRDI, ALİ DEDE YAKALATTI

Bursa’da, telefonda kendilerini polis olarak tanıtıp vatandaşları dolandıran bir çetenin üyesi, 82 yaşındaki Ali Başaran’ın polisle yaptığı işbirliği sonucu yakalandı.

Almanya’da işçi olarak çalışıp emekli olduktan sonra Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesine yerleşen Ali Başaran’ı (82) telefonla arayan ve kendisini polis olarak tanıtan biri kişi, terör örgütlerine yönelik operasyon yaptıklarını, operasyon kapsamında kendisinin 3 banka hesabında bulunan 32 bin liranın da terör örgütü mensuplarınca çekildiğini belirterek, bu durumdan haberdar olup olmadığını sordu.

“BUNLAR 10 KİŞİ YAKALATMAK İSTER MİSİN”

Başaran’ın söz konusu durumdan haberinin olmadığını söylemesinin ardından “Bunlar 10 kişi. Yakalatmak ister misin? Eğer istiyorsan biz ne söylersek onu yapacaksın” diyen şüpheli, “evet” yanıtını veren yaşlı adamdan para istedi.

CEBİNDEKİ 300 LİRAYI DA VERDİ

Telefon görüşmesinin ardından bankadaki hesabında bulunan 12 bin lirayı çekerek buluşma yerine giden Ali Başaran, 12 bin lira ile birlikte cebindeki 300 lirayı da şüpheli H.Ç’ye bir poşet içinde teslim etti.

‘ARSAYI SAT’ DENİLİNCE ŞÜPHELEDİ

Bir gün sonra Başaran’ı yeniden telefonla arayan şüpheliler, bu kez “Biz senin adına para çekenlerin 8’ini yakaladık, ikisi kaldı. Üzerine kayıtlı arsa var mı?” dedi. Başaran’ın üzerine kayıtlı bir arsasının bulunduğunu söylemesinin ardından bunu satmasını ve parayı yine kendilerine getirmesini isteyen şüpheliler, yaşlı adamın şüphelenmesi üzerine, bu kez kendisini savcı olarak tanıtan bir kişiyle de görüştürdü.

“ARSAYI SATTIM GELİN PARAYI ALIN”

Telefon görüşmesinin ardından dolandırıldığını anlayan Başaran, oğlu aracılığıyla durumu polise bildirdi. Başaran, daha sonra güvenlik güçlerinin bilgisi dahilinde şüphelilerle yeniden irtibata geçti.

Şüpheliler, arsayı 140 bin liraya sattığını söyleyen yaşlı adama, tapu işlemlerinin ardından parayı kendilerine getirmesini istedi.

DOLANDIRICI KAÇARKEN AYAĞINI KIRDI

Bunun üzerine güvenlik güçleriyle birlikte içi kağıt parçalarıyla dolu bir poşetle dolandırıcıların verdiği buluşma adresine giden Başaran’ın yanına daha önce 12 bin 300 lirayı verdiği H.Ç geldi. Polisleri gören şüpheli H.Ç, söz konusu poşeti atarak kaçmaya başladı. Kovalamaca sırasında yaklaşık 3 metre yükseklikteki bir duvardan atlayan şüpheli, bacağının kırılması sonucu güvenlik güçlerince yakalandı.

H.Ç’nin üzerinden 34 bin lira para ile 10 bin liralık ziynet eşyası ele geçirildi. Şüphelinin, Başaran’ın yanı sıra yine bir kadının da telefonla dolandırılması olayına karıştığı tespit edildi. Söz konusu paralar ve ziynet eşyaları sahipleri teslim edildi.

Bu arada güvenlik güçleri, dolandırıcı çetesinin diğer üyelerinin yakalanması için çalışmalarını sürdürürken, H.Ç hakkında, Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesinde “nitelikli dolandırıcılık” suçundan dava açıldı.

‘PARAMI ALDIM AMA 300 LİRAM KALDI”

Başaran yaptığı açıklalamada, şunları ifade etti:

“Kim bile bile bu parayı teslim eder ki? 12 bin lirayla kalmaz bunlar, anlamışlar benim zengin olduğumu. Hakikaten ertesi gün aradılar, ‘Satacaksın bu arsayı’ dediler. İkna edemeyince, beni sözde savcıyla görüştürdüler, o da bana satmam için baskı kurdu, tehditler savurdu. ’12 bin lira paramı yediniz helal olsun, savcı olsan para istemezsin, savcının, vatandaşın arsasıyla parasıyla ne işi olur? Beni bir daha aramayın’ dedim. Tekrar aradılar ben de polisle işbirliğim sonucunda ne istiyorlarsa yapacağımı söyledim.”

Arsayı satmış gibi hareket ettiğini içi kağıt dolu poşetle dolandırıcının yanına gittiğini anlatan Başaran, “Sonunda yakalandı. Kaçarken bacağını kırmış. Paramın 12 bin lirasını aldım. 300 lirası kaldı. Ayrıca bana 600 liraya boşuna telefon ile hat aldırdılar. Bin liraya yakın zararım oldu.” dedi.

96 YAŞINDA DOLANDIRICILARI YAKALATTI

İstanbul’da Kadıköy’de 96 yaşındaki bir kişiyi dolandırdığı iddiasıyla gözaltına alınan şüpheli tutuklandı.

DOLANDIRILDIĞINI ANLADI

96 yaşındaki İ.B’yi arayarak kendisini polis olarak tanıtan bir kişi, “FETÖ/PDY’ye banka hesabından para transferi yapıldı. Şüphelileri yakalamak için hesapta bulunan paraları çekin, görevli bir polis parayı almaya gelecek.” dedi. Bunun üzerine 105 bin lirayı hesabından çeken İ.B, daha sonra dolandırıldığını anlayarak polise başvurdu.

‘GÜVEN TİMLERİNDEN POLİS HAKAN…’

Kadıköy Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olayla ilgili çalışma başlattı. Şüphelinin parayı teslim almak için belirlediği adreste, içerisinde para süsü verilmiş zarfı almaya gelen ve kendisini “Güven Timlerinden Polis Hakan” olarak tanıtan şüpheli suçüstü yakalandı.

Şüphelinin, dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından poliste kaydının olduğu tespit edildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

PARAYI CAMDAN ALIRKEN POLİSLER YAKALADI

Bursa’da, FETÖ yalanıyla dolandırıcılık yapan iki kişi, yaşlı çiftin 87 lirasını camdan teslim alırken, mahalleye pusu kuran polisler tarafından yakalandı. Bursa’da anne ve babasını arayan kişinin dolandırıcı olduğunu fark eden çocukları, ailesinin 87 bin lirasını kurtarmayı başardı.

Olay merkez Osmangazi ilçesi Başaran Mahallesi’nde meydana geldi. Kendini polis ve savcı olarak tanıdan telefon dolandırıcısı, E.T. (60) ve N.T. (57) çiftini arayarak, hesaplarından FETÖ terör örgütüne para aktarıldığını söyledi. Uzun süre telefonu kapatmayarak ne yapmalarını gerektiğini belirten İ.K. (35), yaşlı çiftten hesaplarındaki bütün parayı gelecek kişilere teslim etmelerini istedi.

Uzun süre telefonda olan anne ve babasından şüphelenen çocukları, arayanların dolandırıcı olduğunu anlayınca polise ihbarda bulundu.

Polis ekiplerinin oyunu devam ettirmelerini istemesi üzerine, paraların tamam olduğunu belirten karı koca, İstanbul’dan yola çıkan M.E. (33) ve A.A.’yı (34) beklemeye başladı. Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri de evin etrafında tertibat aldı. Dolandırıcılar, yaşlı çiftin camdan uzattığı paraları tam alırken suç üstü yakalandı.

Yaşananları anlatan E.T. ve N.T. çiftinin oğulları G.T., “Durmadan babamın ve annemin arandığını görünce şüphelendik. Polisi aradık. Ekipler, bize oyunu sürdürmemizi istedi. Arayanlara paranın hazır olduğunu söyleyerek, polisle beraber beklemeye başladık. Parayı almaya geldiklerinde polis suçüstü yaparak yakaladı” diye konuştu.

Suçüstü yakalanan 2 kişi, emniyetteki sorgularının ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı.

FETÖ İLE KORKUTUP 150 BİN LİRASINI ALDILAR

Ordu’da kendilerini telefonda polis olarak tanıtan dolandırıcılar, ’FETÖ şüphelisisin’ diyerek korkuttukları 54 yaşındaki D.U.’nun 150 bin TL’sini aldı. MOBESE kamera kayıtlarını titizlikle inceleyen polis, 2 şüpheliyi yakaladı. Ele geçirilen 150 bin TL de sahibine iade edildi.

Olay Ordu’nun Altınordu İlçesi’nde meydana geldi. Emekli D.U.’yu telefonla arayan dolandırıcılar, kendilerini polis olarak tanıtıp ’FETÖ şüphelisi’ olarak korkuttu. Bankada bulunan parasının tamamını çekmesini ve gönderecekleri kuryeye teslim etmesini söyleyen dolandırıcılara inanan D.U., bankada bulunan 150 bin TL’sini çekerek bir poşete koyup gelen kişiye teslim etti. Daha sonra dolandırıldığını anlayan D.U. durumu polise bildirdi.

Ordu Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, MOBESE kamera kayıtlarını inceleyerek şüphelileri kısa sürede tespit etti. İlçeye bağlı Cumhuriyet Mahallesi’nde bir eve düzenlenen operasyonda şüpheli S.Ç. (26) ile İ.Y. (19), paralarla yakalandı. 150 bin TL, D.U.’ya iade edildi.

Şanlıurfa’dan Ordu’ya geldikleri tespit edilen S.Ç. ve İ.Y. gözaltına alına alınırken, polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

 
Kaynak: Hürriyet

14Şakir Çınar telsizden, ‘Halkı yaklaştırmayın ateş edin, gerekirse tank topuyla ateş edin’ diye emir verdi

Yüksel KOÇ/İSTANBUL,(DHA) Darbe girişimi sırasında Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgal etme girişiminde bulundukları gerekçesi ile 62 asker hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın üçüncü duruşmasına, tutuklu sanıkların sorgularıyla devam edildi.
Sorgusu yapılan tutuklu sanık Uzman Erbaş İbrahim Türkekul, terör saldırısı gerekçesiyle Sabiha Gökçen’e götürüldüklerini belirterek, “Terör saldırısı var diye vatan sevgimizi kullanarak bizi dışarı çıkarmışlardır. Terör saldırısı var dendiğinde hiçbir asker gelmiyorum diyemez. Bize emri verenler mi suçlu, biz mi suçluyuz” dedi.
Tutuklu sanık Uzman Erbaş Adil Aldemir ise, “Biz darbe için çıkmış olsaydık, 55 tonluk tankım, MG3’üm var, hiçbir şekilde polis yoktu, beni orada kimse durduramazdı” dedi.
Tutuklu sanık Kadir Uyar da, “Öndeki tanklar bariyerleri eziyordu. Arıyorum, sağa sola bakıyorum, bölük komutanını bulamıyorum. Telefonla aradım, Fenerbahçe orduevine gitmiş. Meğerse 20 askerle bizi ateşe atmışlar. Darbe oluyor, ben komutanı bulamıyorum” dedi.
’20 ASKERLE BİZİ ATEŞE ATMIŞLAR’
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Cezaevi yerleşkesinde yaptığı duruşmaya, 1’i yüzbaşı, 3’ü üstsubay, 4’ü astsubay ve 20’si uzman çavuş ve uzman erbaştan oluşan 28 tutuklu sanığın tamamı katılırken, erlerden oluşan 34 tutuksuz sanıktan 7’si katıldı.

Duruşma tutuklu sanıkların sorgusu ile başladı. 16 yıllık askeri personel olduğunu söyleyen tutuklu Uzman Çavuş Kadir Uyar sorgusunda, terör saldırısı nedeniyle Sabiha Gökçen’e gittiklerini, darbe girişimini orada toplanan halktan öğrendiğini belirterek, “Orada öndeki tanklar bariyerleri eziyordu. Arıyorum, sağa sola bakıyorum, bölük komutanını bulamıyorum. Telefonla aradım, Fenerbahçe orduevine gitmiş. Meğerse 20 askerle bizi ateşe atmışlar. Darbe oluyor, ben komutanı bulamıyorum. Telefonda bulduğumda da bana, ‘başının çaresine bak’ dedi. Araçlarda uçaksavar, MG3, HK33 mühimmatlarımız var. Psikolojisi bozuk askerler var. Biri kendine sıksa, onların sorumluluğu var. Halktan öğrendim darbe olduğunu. Üzerimdeki elbiseyi çıkardım Türk bayrağını sardım kendime. Polisi bekledik, gelince de teslim olduk” dedi.
‘GÖMLEĞİMİ ÇIKARDIM HALKIN VERDİĞİ TİŞÖRTÜ GİYDİM’
Sorgusunda, terör saldırısı gerekçesiyle Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittiklerini söyleyen tutuklu sanık Uzman Erbaş İbrahim Türkekul, “Halk birikmişti, silah sesleri geldi. Toplanan kalabalığın terör yandaşları olduğunu düşündüm, kendi inisiyatifimle havaya iki el sıktım. Sonra kabalalıkta Türk bayrakları gördüm, terör yandaşlarının elinde Türk bayrağı olamayacağını düşünerek silahı boşalttım. Bu sırada halktan darbe olayını öğrendim. Bunun öğrenince de silahı bıraktık. Halka zarar vermemek için de aracımızı istop ettik. Halk, ‘darbe karşıtı ise çıkar elbiseni’ dedi. Gömleğimi ve atletimi çıkararak onların verdiği tişörtü giydim. Halka, polisin gelmesini istediğimi, darbeyle alakamızın olmadığını söyledim. Polislerin gelmesiyle birlikte teslim olduk” dedi.
‘BİZE EMRİ VERENLER Mİ SUÇLU BİZ Mİ SUÇLUYUZ’
“Biz bu mesleğe girerken terörle mücadele için girdik” diyen Türkekul, “Terör saldırısı var diye vatan sevgimizi kullanarak bizi dışarı çıkarmışlardır. Terör saldırısı var dendiğinde hiçbir asker gelmiyorum diyemez. Bize emri verenler mi suçlu, biz mi suçluyuz” dedi.
‘ATEŞ EDİN, GEREKİRSE TANK TOPUYLA ATEŞ EDİN, ÇILDIRMIŞ BİR VAZİYETTTE BAĞIRIYORDU ŞAKİR ÇINAR’
Dört yıllık askeri personel olduğunu söyleyen tutuklu sanık Uzman Erbaş Adil Aldemir, “Tank nişancısıyım. Terör saldırısı gerekçesiyle havaalanına gittiğimizde halkla karşılaştık. Tanka çıktılar, havaya ateş açıldı. Uğur Can Bekhan, size ateş emrini kim verdi dedi. O sırada Şakir Cınar telsizden, ‘halkı yaklaştırmayın ateş edin, gerekirse tank topuyla ateş edin’ diye emir verdi. Çıldırmış bir vaziyette bağırıyordu Şakir Çınar. Bir şeyler olduğunun farkına vardım, tankın akımını kapattım, kalabalık artınca da tankı istop ettik. Bizler suçsuzuz. Tank teğmen H. D. halen dışarıdadır. Ben 6 aydır ailemden ayrıyım. Bunlar sebep olan kişiler. Bunlar bize sebep oldular, onlar da emir almışlardı. Beni görevlendiren kişi şu anda El Bab’da çatışıyor. Bir arkadaşım da gazi oldu. Ama ben buradayım ve terörist olarak yargılanıyorum. Biz darbe için çıkmış olsaydık, 55 tonluk tankım, MG3’üm var, hiçbir şekilde polis yoktu, beni orada kimse durduramazdı” dedi.
Terör saldırısı gerekçesiyle Sabiha Gökçen’e götürüldüklerini belirten tutuklu sanık Uzman Erbaş Adem Erken, karakola götürüldüklerinde kalkışmanın FETÖ tarafından yapıldığını öğrendiğini savunarak, “Sabiha Gökçen’deki o insanlar bizim sayemizde hala hayattalar. Biz hain olsaydık çok şey yapardık. Kimseye silah sıkmadım, elimde dahi silah yoktu. Şakir Yarbay’ın hain olabileceğini kesinlikle düşünmedik, altında hiçbir şey aramadık” dedi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Maltepe Nurettin Baransel Kışlaşı 2. Zırhlı Tugayı’nda görevli bir yüzbaşı, 7 subay ve 20 uzman çavuş ile 34 er hakkında 15 Temmuz gecesi devlet büyüklerinin kullanma ihtimaline karşı Sabiha Gökçen Havalimanı’nı işgale gittikleri belirtiliyor.
Rütbeli 28 askerin tutuklu, 34 erin tutuksuz yargılandığı iddianamede sanıkların tümü için 4 ayrı suçtan ceza isteniyor. Tüm sanıkların, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve “Silahlı terör örgütüne üye oylak”, “Üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütüne yardım etmek” suçlarından 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Kaynak: Hürriyet

1384 sanıklı FETÖ davasının duruşmasında ikinci gün

Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK, (DHA) – ZONGULDAK’ta 69’u tutuklu, 15’i firari 84 sanığın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandığı FETÖ/PDY davasının dün başlayan duruşmasının görülmesine bugün devam edildi.
Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün başlayan duruşmada tutuklu 69’u tutuklu sanıktan 12’si ifade vermişti. Duruşmanın görülmesine bugün de devam edildi. Tutuklu sanıklar kaldıkları cezaevlerinden tekrar adliyeye getirildi. Bir sanık cezaevi aracından inerken kelepçeli ellerindeki Türk Bayrağını havaya kaldırıp, ‘Vatan sağ olsun’ diye bağırdı. Sanıklar, duruşmad ifade vermeye devam ediyor.
Örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in yanı sıra Zonguldak’taki dernek yöneticileri, iş adamları, kamu kurumlarında çalışan kişilerin aralarında bulunduğu sanıklar, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’, ‘Dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılık’, ‘Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet’, ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’, ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından yargılanıyor.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

12Öğretmen Vakfı’na FETÖ baskını: 8 gözaltı

İzmir Emniyeti Mali Şube Müdürlüğü ekipleri, kentte devam eden FETÖ soruşturması kapsamında, bugün sabah saatlerinde İzmir’de faaliyet gösteren Türkiye Öğretmen Vakfı’nın yöneticilerine yönelik operasyon yaptı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı doğrultusunda düzenlenen operasyonda hakkında yakalama kararı bulunan 14 kişiden 8’i gözaltına alındı.

Diğer 6 kişinin yakalanması için çalışmaların devam ettiği öğrenildi.l
Kaynak: Hürriyet

11Soma’da FETÖ şüphelisi 8 doktor serbest

Serkan ÖZDEMİR/SOMA (Manisa), (DHA) – MANİSA’nın Soma İlçesi’ndeki FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 6’sı kadın 8 doktor, sevk edildiği adiyede serbest kaldı.
Soma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY’ye yönelik yürütülen soruşturmada, Soma İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Bürosu ekipleri dün sabah 6’sı kadın 8 doktoru gözaltına aldı. Şüpheliler, Soma İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyetteki sorgulanmalarının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerin tamamı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kaynak: Hürriyet

10Nevşehir’de 3 asker FETÖ’den tutuklandı

Sinan KORKMAZER/NEVŞEHİR,(DHA)-NEVŞEHİR’de Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ /PDY) soruşturma kapsamında 1 yarbay ile 2 astsubay tutuklandı.
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmak suçundan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca haklarında soruşturma başlatılan yarbay Z.E., astsubaylar Y.I. ve S.D. Emniyet Müdürlüğü TEM şubesi ekiplerince gözaltına alındı. İfadelerine başvurulan 3 zanlı, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderildi. 3 şüpheliler tutuklanarak cezaevine konuldu.
Kaynak: Hürriyet

9Bandırma merkezli FETÖ operasyonu: 21 gözaltı

Tufan DALGIÇ/BANDIRMA (Balıkesir), (DHA ) – BALIKESİR’in Bandırma İlçesi merkezli, 8 ilde FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda, 5’i kadın 21 şüpheli gözaltına alındı.
Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında terör örgütünün şifreli mesajlaşma programı ‘ByLock’ kullandıkları tespit edilen 5’i kadın 21 şüpheli, 8 ilde eş zamanlı düzenlenen operasyonla gözaltına alındı.
Örgütle bağlantılı şirketlerde çalıştığı bildirilen şüpheliler, emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

8Kahramanmaraş’ta FETÖ operasyonu: 15 gözaltı

Ömer KOÇ/KAHRAMANMARAŞ, (DHA) – KAHRAMANMARAŞ’ta, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik yapılan operasyonda aralarında mühendislerin de olduğu 15 kişi gözaltına alındı.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, daha önce meslekten ihraç edilmiş Orman ve DSİ Bölge Müdürlükleri personeline yönelik Kahramanmaraş’ta 18, Adana ve Mersin’de 2 olmak üzere 20 adrese sabah saatlerinde eş zamanlı operasyon düzenledi. Adreslerde arama yapan ekipler, 2’si kadın 15 kişiyi gözaltına aldı.
Aralarında mühendislerin de olduğu şüphelilerden 5’inin, FETÖ’nün gizli haberleşme programı olan ‘ByLock’u kullandığı saptandı. Sorgulanmalarına başlanan şüpheliler işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilecek.
Kaynak: Hürriyet

7Telefon dolandırıcıları FETÖ ile korkutup 150 bin TL’sini aldı (2)

ŞÜPHELİLER ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
Şanlıurfa’dan Ordu’ya gelerek telefon dolandırıcılığı yöntemiyle Dilek U.’dan 150 bin TL alan, daha sonra polisin operasyonuyla yakalanan S.Ç. (26) ve İ.Y. (19) Ordu Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edildi.
FOTOĞRAFLI

 
Kaynak: Hürriyet

696 yaşındaki adamı FETÖ tehtidiyle dolandıracaktı

Çağatay KENARLI,/İSTANBUL,(DHA) Kadıköy’de 96 yaşındaki İbrahim B.’yi arayan bir kişi, kendisini polis olarak tanıttı. Dolandırıcı, İbrahim B.’ye hesabından FETÖ’ye para transferi yapıldığını söyleyerek paraları çekmesini istedi. Dolandırıcı, görevli bir polis memurunun gelerek parayı alacağını söyledi.
DURUMDAN ŞÜPHELENİNCE POLİSİ ARACI
İbrahim B., hesabında bulunan 105 bin lirayı çekerek hazırlamaya çalıştığı sırada durumdan şüphelenerek polis ekiplerini aradı.
Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, İbrahim B.’nin Bostancı’daki evinin çevresinde paraları almaya gelen kişiyi yakalamak için beklemeye başladı.

 

 

PARA DOLU ZARFI ALINCA YAKALANDI
İbrahim B.’nin evine gelerek, kendisini Güven Timlerinden polis memuru Hakan olarak tanıtan şüpheli İsmail B.(27) para dolu zarfı teslim aldığı sırada yakalanarak gözaltına alındı.

 

 

DOLANDIRICILIK VE HIRSIZLIKTAN KAYDI VAR
İsmail B.’nin emniyette yapılan detaylı incelemesinde 7 dolandırıcılık ve 1 hırsızlık suçundan kaydının bulunduğu belirlendi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan İsmail B. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. İsmail B. çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

 

(FOTOĞRAF)

Kaynak: Hürriyet

5Şerife Boz: “O mahşer gibi yere vatanım, bayrağım ve milletim için gittim”

İSTANBUL (DHA) -BAĞCILAR Belediyesi’nin düzenlediği 14’üncü Kadınlar Şurası’nda 15 Temmuz darbe girişiminde kadınların cesur duruşu, kadınların sivil toplum faaliyetlerine katılımı, subliminal mesajlardan korunma ve demokrasi kahramanı kadınlar konusu tartışıldı. Darbeye teşebbüs günü neler yaşadıklarını anlatan 15 Temmuz gecesinin kadın kahramanlarından Şerife Boz, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatını duyduktan sonra tekbir getirerek oğullarımı ve torunlarımı yanına alıp kamyonla Taksim’e çıktım” dedi.

Programın açılışında konuşan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı 15 Temmuz darbe girişimine karşı duran milletin yeniden silkinerek Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı ruhunu yaşattığını belirtti. Bağcılar Belediyesi Kadın Meclisi’nce Halk Sarayı’nda gerçekleştirilen programın Moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar Esra Elönü’nü yaptı. Programda konuşmacı olarak Senarist Ayşe Karaköse, 15 Temmuz gecesinin kahramanlarından Şerife Boz ve İstanbul Kadın ve Kadın Kuruluşları Derneği Başkanı Funda Ozan Akyol katıldı.

“VATANIM, BAYRAĞIM VE MİLLETİM İÇİN GİTTİM”

Oğlunun tankın üzerine çıktığı ve minarelerden selanın okunduğu sırada çok etkilendiğini ifade eden Şerife Boz, “Ben o mahşer yeri gibi yere vatanım, bayrağım ve milletim için gittim. Yine olsun yine korkmadan giderim. Başımı yere vurdum, kolumu incittim. Şehit olmayı çok arzuladım. Ancak, Allah nasip etmedi. Demek ki herkese şehitlik nasip olmuyor” dedi.

“FETÖ ÇOCUKLARI AİLELERDEN KOPARDI”

Kadın ve Sivil Toplum Faaliyetleri konulu sunum yapan Funda Ozan Akyol, “FETÖ çocukları ailelerden kopardı. Ailenin toplumun kalesidir. Aile kurumunun korunmasına dönük çalışmalar yapmazsak uygulanan kötü politikalar büyük zarar verir. Ailelerinin ilgi göstermediği çocuklaren küçük bir boşlukta tuzağa düşürülüyor. Aileler çok dikkatli olmalı” dedi.

“25.KAREYE DİKKAT”

Subliminal mesajların tehlikesine dikkat çeken Ayşe Karaköse, Rusya ve ABD’nin filmler aracılığıyla mesajlar verdiklerini ifade etti. Sovyet hükümetinin yıllarca kendi propagandasını yaptığını belirten Karaköse, şöyle konuştu:

“ABD’nin Hollywood dünya sineması da kendi film dillerine uyacak şekilde mesajı gizleyerek vermenin yollarını buldu. 25. kareyi kullanıyorlar. Saniyede 24 kare akan bir filmin içinde fazladan bir kare eklenmesiyle 25. kare oluşuyor. Dövüş kulübü filminde bununla ilgili fazlasıyla örnek görebiliyoruz. Amaçları kafalarındaki yeni dünya dedikleri düzeni mesajlarla anlatmak. Masonik ve satanik yapıya itaat eden şeytanın yolunda giden, onların ürünlerini satın alan ve algılarıyla yönlenen bireyler istiyorlar.”

(FOTOĞRAF)
Kaynak: Hürriyet

4PKK ile görüştüğü iddia edilen FETÖ’nün ‘eğitim imamı’ adliyede

Berktuğ ÖNCÜ/BURSA, (DHA)- BURSA merkezli 7 ilde, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) düzenlenen operasyonda gözaltına alınan, örgütün ‘eğitim imamı’ olduğu ve 2014 yılında Kuzey Irak’ta terör örgütü PKK/KCK elebaşlarıyla görüşme yaptığı iddia edilen Cemal Bulut, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Bulut, gazetecilerin “Kuzey Irak’a gidip görüşme yaptınız mı” sorusuna “İftira bunlar” diye cevap verdi.
Bursa merkezli 7 ilde, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan ve bünyesinde 8 eğitim kurumunu barındıran Yeşilırmak Kehkeşan Eğitim İşletmeleri A.Ş.’ye yönelik operasyon kapsamında, 14 gün önce eş zamanlı olarak 47 adreste arama yapıldı, 27 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 4’ünün, FETÖ örgütünün kriptolu haberleşme programı olan ‘ByLock’u kullandığı tespit edildi.
Aynı operasyon kapsamında FETÖ’nün ‘eğitim imamı’ olduğu ileri sürülen ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Ocak- Ekim 2014 tarihinde Kuzey Irak’a giderek, PKK/KCK yöneticileri görüştüğü tespit edilen Cemal Bulut İstanbul’da saklandığı evde yakalanarak gözaltına alındı.
Örgütün gizli haberleşme programı ‘ByLock’ kullandığı belirlenen Cemal Bulut’un terör örgütü elebaşlarıyla Kuzey Irak’ta yaptığı bu görüşmelerde, örgütün içine sızan ve buradan istihbarat gelmesini sağlayan polis ve MİT personelinin isim listesini verdiğini iddia ediliyor. Cemal Bulut’un evinde yapılan aramalarda çok sayıda örgütsel doküman da ele geçirildi. Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Bulut, gözaltı süresinin dolmasının ardından, adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

3KHK’daki ihraç sonrası flaş gelişme

Şüphelilerden 26’sı Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alındı.

Ayrıntılar geliyor…

Gündem videoları için tıklayınız

Kaynak: Hürriyet

2Adıyaman’da, FETÖ’nün 9 imamı tutuklandı

Mahir ALAN/ADIYAMAN, (DHA)- ADIYAMAN’da, polislerin terör örgütü FETÖ/PDY’nin ‘eğitim imamları’na yönelik operasyonunda gözaltına alınan 9 kişi, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Geçen perşembe günü Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında FETÖ/PDY’nin, eğitim imamları olduğu öne sürülen kişilere yönelik operasyon düzenlendi. Adıyaman’ın yanı sıra Gaziantep ve Malatya’daki çeşitli adreslere yapılan baskınlarda 9 kişi gözaltına alındı. Terör örgütünün eğitim ve memurlardan sorumlu imamları olduğu belirtilen ve sorgulamaların ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu.
Kaynak: Hürriyet

1Rize’de FETÖ’den 1 kişi tutuklandı

Muhammet KAÇAR/RİZE, (DHA) – RİZE’de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD) soruşturması kapsamında gözaltına alınan 7 kişiden 1’i tutuklandı.
Rize Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PYD operasyonu kapsamında, örgütün şifreli haberleşme uygulaması ‘ByLock’u kullandıkları iddiasıyla daha önce açığa alınan 14 öğretmen gözaltına alındı. Bu kişiler arasında bulunan A.D.’ye kayıtlı hattın kullanıldığı telefonda ‘ByLock’ programı tespit edildi. Hattı kullandığı belirlenen A.D.’nin oğlu H.D. gözaltına alındı. A.D. ise sorgusunun ardından serbest bırakıldı.
Emniyetteki sorguları sonrasında adliyeye sevk edilen H.D. tutuklanırken, B.K, A.Y., S.K., F.K., Z.G. ve S.B. ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. 7 kişinin emniyetteki sorgusu sürüyor.
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz