Bugünkü (7 Mart 2017) FETÖ haberleri

0

12FETÖ sanığı: Alay Komutanı, ‘Yurtta Sulh Konseyi’nin başında Hulusi Akar olduğunu söyledi

Mücahit YOLCU- Ahmet SOYDOĞAN/ GAZİANTEP, (DHA) – GAZİANTEP’te, Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) darbe girişimi gecesi İslahiye İlçesi’nde konuşlu 106’ncı Topçu Alayı’nda görevli çoğu meslekten ihraç edilen 12’si tutuklu 35 askerin 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması görüldü. Darbe girişimi gecesi muhabere merkezinde nöbetçi olan astsubay Hakan Kayacan, görevli olduğu Suriye’de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı’ndan izinli olarak gelip tutuksuz yargılandığı davada savunmasını yaptı. Duruşmada tutuklu sanıklardan Şamil Topal ise, “Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi, ‘Yurtta Sulh Konseyi’nin başında Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın olduğunu söyledi” dedi.
Gaziantep 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe girişimine yönelik aralarında dönemin 106’ncı Topçu Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi’nin de yer aldığı alayda görevli 12’si tutuklu, toplam 35 asker hakkında, ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’, ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’, ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyanda bulunma’ ve ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçlarından 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması görüldü. 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sabah saatlerinde başlayan davanın ilk duruşmasına aralarında dönemin 106’ncı Topçu Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi’nin de bulunduğu alayda görevli 12’si tutuklu 34 asker ve avukatları ile sanık yakınları katıldı. Adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınan duruşmaya gelenler, üst aramasından geçirildikten sonra salona alındı. Duruşmada mahkeme başkanı Ercan Kumhak, önce tutuksuz sanıkları dinledi. Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi tayinleri çıkan askerler için gazinoda veda kokteyli düzenlendiği belirtilen iddianamede sanıklar, sözlü ve yazılı savunma yaptı.
FIRAT KALKANI HAREKATI’NDAN DURUŞMAYA KATILDI
Davada tutuksuz yargılanan astsubay Hakan Kayacan, görevli olduğu Suriye’de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı’ndan izinli olarak gelip yargılandığı davada savunmasını yaptı. Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak’ın iddianame ve neyle yargılandığı yönünde bilgilendirdiği astsubay Kayacan, bakım kısmında olduğunu ancak 15 Temmuz akşamı muhabere merkezinde nöbet tuttuğunu ve görevinin Mesaj Evrak Dağıtım Sistemi (MEDAS) ve Evrak Yönetim Sistemi’nden (EYS) gelen mesajları nöbetçi amire teslim etmek olduğunu söyledi. Kayacan, şunları söyledi:
“Saat 22.45 sıralarında nöbetçi amir Yarbay İnanç Asım Anıl beni telefonla aradı ve mesaj olup olmadığını sordu. Terör bölgesinde olduğumuz için istihbarat üzerinden gelen terör eylemlerini belirten 2 Türk Silahlı Kuvvetleri Bilgi Sistemi (TBS) mesajı olduğunu ancak bölgemizle ilgili olmadığını söyledim. Daha sonra Genelkurmay Başkanlığı’ndan ‘Harekat yıldırım’ adlı bir mesaj aldım. Nöbetçi amiri aradım. Bu mesajlar çok nadir gelir. Mesajı gördüm, açtım. Konu kısmında ‘Sıkıyönetim ilanı’ yazısını gördüm. Ben daha mesajı yazdırmaya başladım nöbetçi amir Yarbay İnanç yanımdaydı. 3 ekten oluşuyordu. ‘Bu mesaj çok önemli’ dedi ve alıp odasına çıktı. Sonra EYS’den Adana Tümen Komutanlığı’nın toplantı mesajı gördüm. Sabah da Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan bir önceki mesajın geçerliliğinin olmadığını içeren mesaj geldi. Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatımı ve tahliyemi istiyorum.”
“ALAY KOMUTANI KOKTOD EMRİ VERDİ”
Sanık Akın Ergül ise, toplantı yapan Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi’nin kendilerine Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi (KOKTOD) düzeni talimatını verdiğini anlatarak, şöyle dedi:
“Komutanın elinde 50- 60 sayfalık bir emir vardı. Biz bu emrin içeriğini görmedik ve tebliğ etmedik. Saat 03.00’te sıkı yönetim, 6’da sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini söyledi. Daha sonra ikinci bir toplantı yapacağını, mühimmatın güvenliğe alınmasını kışla güvenliği ve KOKTOD için araçların çekilmesini söyledi. Benim katıldığım ilk toplantıydı, 5 dakika sürdü. KOKTOD toplumsal olaylara karşı alınan bir düzendir. Her birliğin farklı bir KOKTOD düzeni vardır. Hazırlık emrini bağlı bulunduğumuz birliğin komutanı verir, dışarı çıkılması valiliğin emriyle olur. Bir şüpheli emir vardı. Ülkede bir sıkıntı olduğu belliydi fakat kışla komutanı niyetini belli etmedi. Biz hain değiliz, ben beratımı istiyorum.”
Tutuklu sanıklardan üsteğmen Kürşat Aktaş ise, darbe girişimi akşamı dönemin Alay Komutanı tutuklu Albay Turgut Çelebi’nin, komutanlarla toplantı yaptığını anlattı. Turgut Çelebi’nin kendisine ve diğer askerlere “Adana Tümen Komutanı olan Tümgeneral Osman Erbaş’ın görevden alındığını ve o dönem Gaziantep’te konuşlu 5’inci Zırhlı Tugay Komutanı Murat Soysal’ın da Gaziantep ve Kilis’in sıkıyönetim komutanı olduğu söyledi. Ben ve diğer arkadaşlara araçların hazırlanmasını söyledi. Mühimmat alınmaması emrini verdi” dedi. Aktaş, darbeye karşı olduğunu ve beraatını isterken de “Şerefsizler ülkeyi en az 10 yıl geriye attılar” ifadesini kullandı.
“HULUSİ AKAR KONSEYİN BAŞKANI’ DEDİ”
15 Temmuz’da Karargah Bölük Komutanı olan tutuklu sanıklardan yüzbaşı Şamil Topal da, Erzurum’dan atandığı İslahiye’ye 11 Temmuz günü geldiğini ve ilk 3 gün ev ve çocuklarının okul işlemleri ile birliğe katılma işlerini yaptığını anlattı. Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz’da nöbetçi amirin kendisini telefonla arayıp mesai olduğunu söylemesiyle alaya gittiğini söyleyen Topal, rütbeli askerlerle toplantı yapan Alay Komutanı Albay Turgut Çelebi’nin ‘Yurtta Sulh Konseyi’nin başında Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın olduğunu söylediğini ifade etti. Topal, şunları söyledi:
“Toplantıda Alay Komutanı elinde MEDAS’tan geldiğini sonradan öğrendiğim evrakla masanın bayına geçti ve özetle; sözde Yurtta Sulh Konseyi olduğunu ve Hulusi Akar’ın da başkanı olduğunu, saat 03.00’te sıkıyönetim ilan edileceği, saat 06.00’da da sokağa çıkma yasağı olacağını söyledi ve elimizdeki araçları sordu. akabinde mühimmat depolarının emniyetini alın ve emniyete yönelik ‘Araçları çıkarın’ emrini verdi. Ben kanun ve yasa dışı hiç bir eylem yapmadım. Silah aldırmadım. araç çıkarmadım. 8 aydır büyük bir hatayla tutukluyum. Bu hatayı 8 aydır kimseye anlatamadım. Beraatımı ve tahliyemi istiyorum.”
Tutuksuz sanıkların tamamını, tutuklu sanıkların ise 4’ünü dinleyen mahkeme başkanı Ercan Kumhak sabah saat 9’da başlayan duruşmayı, 12 saatin ardından saat 21.00’de kapatarak yarına erteledi ve tutuksuz sanıklara müebbet hapis cezasıyla yargılandıklarını hatırlatarak duruşmaya mutlaka katılmalarını aksi halde tutuklanabilecekleri uyarısında bulundu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

11‘Almanya’nınki çifte standart’

AVRUPA’YA MESAJ VERİLDİ
“Bahçeli, anlamlı bir açıklama yaptı. Dayanışma örneği gösterdi. Avrupa’ya güzel mesaj verildi. Daha önce bunu Sayın Baykal da yapmıştı. Biz, zor durumlarda, sıkıntılı durumlarda ne kadar ayrı düşünsek de birlikte hareket edebiliyoruz. Türkiye’nin milli meselelerde nasıl bir araya geldiğini göstermesi bakımından önemli.
ALMANYA HÜKÜMETİ ÇARESİZ Mİ?
Geçtiğimiz günlerde Şansölye Merkel’le uzunca bir telefon konuşması yaptık. Rahatsızlığımızı dile getirdik. Bir yandan Türkiye’de OHAL var, engeller var diyeceksiniz. Bir yandan da oradaki 1 milyonu aşkın oy kullanacak vatandaşımızla buluşup onlarla görüşmemize engel çıkaracaksınız. Bu bir çifte standarttır. Dışişleri bakanları yarın bir araya gelecekler, bu konuda çözüme yönelik ne tedbirler alınır, bunun kararı alınacak. Savunma şu; ‘Bu yerel makamların işi biz bir şey yapamayız.’ Alman federal hükümeti bu kadar çaresiz mi? Bunu çok inandırıcı bulmadığımızı ifade ettik. Bizim programlarımız Dışişleri Bakanlığına bizim Dışişleri Bakanlığı tarafından verilecek. Nerede yapılacak, kimler katılacak ona göre tedbirlerini alıp bu şekilde uygulayacaklar. Aksilik olmazsa son geldiğimiz nokta bu.
BİZDE DE YARGI BAĞIMSIZ KARDEŞİM
Almanya ile bazı konularda derin fikir ayrılığımız var. FETÖ ve bölücü terör örgütlerinin unsurları Almanya’da cirit atıyor. Müthiş bir müsamaha var, sempati var. Alman kamuoyunu etkileyen unsurlar, Türkiye’nin düşmanları. Bir yandan PKK’nın ileri gelenleri, bir yandan da FETÖ’nün Türkiye’den kaçanları. Alman kamuoyu bunlara göre oluşuyor. Neymiş Türkiye gazetecileri içeri atıyormuş, özgürlükleri kısıtlıyormuş. Ben Merkel’e şunu söyledim. PKK’lılarla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız 4 bin 500 tane dosya verdi, çıt yok. PKK’ya kaynak aktaran 16 firma ismi verildi, ses yok. FETÖ’cülerle ilgili durum ortada. Hiçbir şey yapmıyorsunuz. Ondan sonra da burada bir gazeteci dedikleri hem Alman, hem Türk vatandaşı Türkiye’de bir suçlamadan dolayı gözaltına alınmış tutuklanmış. Biz ne oldu diyoruz bizim bu verdiğimiz dosyalar, ‘Efendim bizde de yargı bağımsız biz karışamayız.’ Ee bizde de yargı bağımsız kardeşim. Size gelince yargı bağımsız da bize gelince değil mi?
MÜMBİÇ’TE İŞLER KEYİFLİ HALE GELİYOR
(Suriye’deki gelişmeler) Mümbiç’te işler biraz keyifli hale geliyor. ABD bayrak dikiyor, Rusya’da yanına bayrak dikiyor. Bayrak yarışına döndü orada iş. Bir yandan da PYD’liler YPG’liler orada duruyor. Türkiye’nin dediği çok açık, Suriye toprağında gözümüz yok. Buradaki PYD ve YPG unsurları Fırat’ın doğusuna geçecek. İstiyorsanız üçlü mekanizma yaparız ABD, Rusya, Türkiye. Orada PYD ve YPG gibi terör grupları temizlenir. Suriyeliler buraya gelir, yerleşir. Hayat normale dönmüş olur.

(Mümbiç’e operasyon olur mu?) Orada Rusya ile ABD ile koordinasyon sağlamadan operasyon yapmanın anlamı yok. Sonuç çıkmaz, olaylar daha karmaşık hale gelir. Askeri düzeyde teknik konuda görüşmeler yapılıyor.
BARZANİ İLE AYNI GÖRÜŞTEYİZ
(Irak’ta Sincar’daki durum) Sincar veya Şengal bizim için önemli. PKK, ikinci bir Kandil oluşturmaya çalışıyor. Buna izin vermeyeceğimizi söyledik. Peşmerge ve Bağdat yönetimi, biz o birlikte halledeceğiz dediler. Orada bir adım atılırsa ne ala. Atılmazsa biz kendi başımıza gereğini yapacağız. Barzani, ‘Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti olmaz’ dedi. Barzani’nin bölgedeki bakışı teröre karşı bizimle farklı değil. PKK ile mücadele konusunda şu anda elle tutulur bize desteği veren Barzani, IKYB’dir.
RUS PİLOTUN AİLESİNE İZİN
(Düşen Suriye uçağının pilotu) Tedavisi devam ediyor. İadesi veya tutulması ile ilgili bir işlem söz konusu değil. İnsani bir meseledir. Kaza kırım ekibi yarından itibaren çalışmalara başlayacak. Sonuçlar ortaya çıkınca ona göre işlem yapılacak. Ailesinin ziyaret talebi oldu. İnsani bir meseledir. İzin vereceğiz. Bu konuda Suriye rejimi ile ilgili tutumumuz bellidir. 3 milyon mülteciye kucak açmışız. İnsani muamele yapmak bizim geleneğimizde var.
ATATÜRK, SON YILLARINDA İNÖNÜ’YLE KONUŞMADI
(Referandum) Bu sistem böyle devam edemez. İki kişinin çekişmesinden dolayı. Ta Atatürk döneminden başlıyor, yeni değil. Biliyorsunuz, Atatürk İnönü’yü görevden aldı. Son yıllarında konuşmadı. Kemal bey dağıtmış vaziyette. Radyo’da demiş ki, ‘Bu sistem değişirse, başbakanla cumhurbaşkanı anlaşamazsa ne olacak bu memleketin hali.’ Neresinden bakarsan bak fecaat. Değişiklikten, haberi yok. Unutmuş neyi değiştiriyoruz. Şuur altındaki gerçek su yüzüne çıkıyor. Tam da bizim dediğimizi diyor. Cumhurbaşkanı, başbakan mevcut sistem devam ederse mutlaka arıza çıkarır.
ZAMAN ZAMAN GAF YAPIYORLAR
(Anketler) Benim prensibim, anketi ben yaparsam o zaman ben inanırım. Çok yapılıyor havada uçuşuyor. Gerçek anket 15 Nisan akşamı sandıklar açılınca ortaya çıkacak. Biz Kılıçdaroğlu gibi milleti işte ‘namusunuzla şerefinizle gidin, hayır oyu verin’ diye yönlendirmiyoruz. Böyle bu millete bu laflar yakışır mı. Ana muhalefet partisi böyle zaman zaman gaflar yapıyor.
BUNLAR ACİZLİK
(18 yaş düzenlemesi) Benim 5 tane torunum var, benim çocuklarımın en küçüğü 35 yaşını geçmiş durumda. Benimle ilgili ise yanlış hesap yapmışlar, böyle bir şey yok. Bunlar acizlik. Seçme yaşı aynı zamanda seçilme yaşıdır. Seçmek için ehliyetli ise seçilmek için de ehliyetlidir. Biz bu çarpıklığı ortadan kaldırıyoruz. Ana muhalefet partisi bunu gençlere çok görüyorsa benim buna diyecek bir şeyim yok. Çocuklar, torunlar meselesine gelince, Sayın Kılıçdaroğlu’nun, SSK genel müdürlüğü döneminde 14 aylık torununu sigortalı yaptığını biliyoruz.
BU BİR TEKLİF
(Ortak miting) Bu konuyu görüştük Sayın Bahçeli ile, onlar kendi biz kendi kampanyamızı yapacağız. Olmayacak demedik ama gelişmelere göre icap ederse yaparız dedik. Sayın Bahçeli bugün açıkladı, ‘yurtdışına gideceksek ben de gelirim’ dedi. Bu bir tekliftir, Sayın Cumhurbaşkanımız bunu değerlendirecektir. Bir amaç birlikteliğimiz var, ‘evet’ için yola çıktık. Dolayısıyla bu değişikliğin onaylanması için aynı doğrultuda ayrı programlar yapmaya karar verdik. Ama açık hava mitinglerini birlikte yapma düşüncemiz yok.
DEDİKODU İLE AMEL OLMAZ
(Erken seçim) Dedikodu ile amel olmaz. Bizim öyle bir düşüncemiz yok. Bu bir seçim değil, referandum. Aynen 2007’de olduğu gibi. 2007’de biz 22 Temmuz’da milletvekili seçimi yaptık, 21 Ekim’de de CHP’nin yüzünden cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi veya seçilmemesi konusunda halk oylaması yaptık. Halk yüzde 69 dedi ki halk seçsin. Önemli bir değişim gündeme geldiğinde CHP hemen ‘rejim elden gidiyor…’ Hemen onu öne sürüyor.
RAKAMLARI AÇIKLADI
(OHAL komisyonu) Bu komisyon henüz göreve başlamadı. Mevcut komisyonlar itiraz değerlendirme komisyonuydu. Bunlar idari kararla kurulmuş komisyonlar. Komisyonların çalışmaları devam ediyor ama itiraz edenlere hukuki yolu açmıyor. Burada bu komisyon Olağanüstü Hal İşlemler İnceleme Komisyonu. Bu şu anda kuruluş aşamasında. Memuriyetten çıkarma işlemlerini değerlendirecek, özel kurum ve kuruluşların kapatılmasını, bunların durumunu değiştirecek. Emekli personelin rütbeleri söküldü, bunların iadesi veya iade edilmemesi bunları dğerlendirecek. 100 bin civarında müracaat var. Müracaatlar oraya devredilecek. Ayrı ayrı heyetler kurulacak, bunlar inceleyecekler. Bu gerçek anlamda hukuki bir hak arama yolunu da açmış olacak. Uzaklaştırma yani açığa alınma 31 bin 14, memuriyetten çıkarma 96 bin 999. Toplam 128 bin 13. Bu FETÖ’den dolayı. Bir de PKK ve DHKP-C gibi örgütlerle bağlantısı olanlar var, yaklaşık 3 bin. İade edilenler 12 bin 586. Dosyası bekleyenler yazılmamış ama 100 bin civarı.”

10Kaynak: Hürriyet

BM mahkemesi Aydın için BMGK’ya gidiyor

15 Temmuz darbe girişiminin ardından eylülde tutuklanan Akay, BM Uluslararası Ceza Mahkemeleri Mekanizması (MICT) adlı yargı organında Ruandalı bir soykırım sanığını yargılayan hakimler heyetinde üye. Ocak ayında Uluslararası Ceza Mahkemeleri, Türkiye’ye, Akay’ın diplomatik dokunulmazlığı olduğunu hatırlatarak, bırakılması için 14 Şubat’a kadar süre vermişti.

MICT Başkanı Theodor Meron New York’ta dün yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin talimatı yerine getirmediğini belirterek, “Bu durum Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne bildirilecek. Türkiye’nin çağrılara uymaması, mekanizmanın yargı bağımsızlığını tehdit ediyor” dedi. Mahkeme’nin başına yaptırım gücü yok ancak BMGK, diplomatik baskı ya da yaptırımlar uygulayabiliyor.
‘FETÖ’cü değil masonum’

9Kaynak: Hürriyet

1700 öğrenci FETÖ’den devlet okuluna geçti

2015 yılında 65 okulda 12 bin 515 öğrenci eğitim görüyordu. Geçen yıl okul sayısı 66’ya çıkarılırken, öğrenci sayısı da 1700 arttı. Özellikle Avrupa’da, Balkanlarda ve Türk Cumhuriyetleri’nde yaşayan gurbetçilerin, FETÖ okullarındaki çocuklarını MEB’in okullarına kaydırdığı öğrenildi. MEB’in yanı sıra FETÖ’nün yurtdışındaki okullarını devralmak için kurulan Maarif Vakfı da 116 ülkedeki 700 eğitim kurumunu devralmayı hedefliyor.
Kaynak: Hürriyet

8AA muhabiri ByLock’tan gözaltına alındı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 28 Şubat-1 Mart tarihlerindeki Pakistan gezisini de izleyen Toprak’ın Türkiye’ye döndükten sonra cumartesi gecesi gözaltına alındığı öğrenildi. Cep telefonunda FETÖ’cülerin kullandığı ByLock programı tespit edildiği öne sürülen Toprak, emniyette sorgulanıyor.
Kaynak: Hürriyet

7Otobüsle gelmişler

GENELKURMAY Başkanlığı’nın darbecilerce basılmasına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yücel Kocaman koordinasyonunda, Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen, Cumhuriyet savcıları İstiklal Akkaya ve Kemal Aksakal’ın hazırladığı iddianamede, Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Kurmay Albay Orhan Yıkılkan, Albay Cemil Turhan ve Yarbay Gökhan Eski’nin 15 Temmuz saat 21.00’de Genelkurmay Proje Yönetim Daire Başkanlığı’nda toplanıp darbe girişimi kapsamında görevlendirme yaptıkları belirtildi.

İddianameye göre, Özel Kuvvet personelini taşıyan otobüs saat 21.19’da Genelkurmay nizamiye kapısına yanaştı. Otobüsten inen darbeci askerler Kurmay Albay Doğan Öztürk ve Astsubay Suat Sağlam tarafından saat 21.21’de içeriye alındı. Saat 21.22’de Albay Doğan Öztürk’ün önderliğinde darbeci 33 Özel Kuvvet personeli Ayyıldız bölgesinden komuta katına doğru koşarak çıktılar.

ÖKSÜZ’LÜ TOPLANTI İDDİASI
Albay Doğan Öztürk’ün, darbe girişimi sırasında Albay Fırat Alakuş komutasında işgale gelen darbecileri karşılayıp yol gösterdiği kamera görüntülerinden anlaşılmasına rağmen bu durumu inkar ettiği kaydedildi. Öztürk, savunmasında darbe teşebbüsünde yer almadığını savundu. İddianamede Albay Fırat Alakuş’un 6-7-8-9 Temmuz 2016 günleri Ankara Konutkent’teki villada, FETÖ’nün sivil imamı Adil Öksüz’le birlikte yapılan darbe toplantılarına katıldığı ileri sürüldü. Bu toplantılarda yapılan işbölümünde Alakuş’a Genelkurmay Karargâhı’nın ele geçirilmesi görevinin verildiği iddia edildi. Darbe girişiminden haberi olmadığını belirten Alakuş ise ifadesinde, “verilen görev kapsamında Genelkurmay’a gittiğini, birliğinin kumpasa getirildiğine inandığını” öne sürdü. Alakuş, “Albay Ümit Bak, 15 Temmuz günü saat 18.00’de beni arayıp, görev yerlerine süratle gitmemizi söyledi. Görev yerinin Genelkurmay komuta katının güvenliğinin sağlanması olduğunu belirtti. Genelkurmay Başkanlığı’na intikal ettik. Komuta katına çıktığımızda Genelkurmay Başkanı ve 2. Başkan makamındaydı. Tuğgeneral Mehmet Partigöç, bana Genelkurmay Başkanı’nın burada emniyette olmadığını, daha güvenilir Akıncı kışlasına helikopterle götürüleceğini söyledi” dedi.
Kaynak: Hürriyet

6Malatya FETÖ başlıyor… Hesap günü

Darbeciler, dava için özel hazırlanan Yakınca Spor Salonu’nda yargılanacak. Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen 165 sayfalık iddianamede Huduti bir numaralı şüpheli olarak yer alırken, şöyle deniliyor: “Şüpheli Adem Huduti’nin diğer şüphelilerle Malatya’dan Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevki sırasında, mahkûm kabul bölümünde, araçtan indirildiği yerde gördüğü şüpheliler Avni Angun ve Emin Ayık’a, ‘Ne yaptınız çocuklar, beni de yaktınız’ dediği, Tuğgeneral Emin Ayık’ın da ‘Olmadı işte komutanım, başaramadık’ şeklinde karşılık verdiği anlaşılmıştır.” Sanıklar için 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15’er yıl hapis cezası isteniyor.
Kaynak: Hürriyet

5Darbeciler son toplantıyı orada yapmış

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen darbe girişiminin çatı iddianamesinde, darbe girişimine ilişkin bir başka soruşturmada “şüpheli” konumunda olan eski Binbaşı Murat Tamer’in ifadesine yer verildi.

Buna göre, öğrencilik yıllarından beri FETÖ mensubu olduğunu kabul eden Tamer, 15 Temmuz 2016 sabahı normal mesaisine başladığını söyledi. Murat Tamer, gün içinde eski Jandarma Kurmay Yarbay Erdoğan Çiçek’in kendisini arayarak, Tandoğan metrosu yakınına çağırdığını ve sivil kıyafetle gelmesini söylediğini aktardı. İş yerinden izin alarak çıktığını, Tandoğan metrosuna gittiğini, dolaştığını ancak kimseyi göremeyince yeniden karargaha döndüğünü anlatan Tamer, Çiçek tarafından oda telefonundan tekrar aranarak, bu kez saat 18.30’da Tandoğan’a gelmesinin söylendiğini belirtti.

Sivil kıyafetle bekleyen Erdoğan Çiçek ile buluştuktan sonra, Çiçek’in kendisini geriden takip etmesini istediğini bildiren Murat Tamer, Erdoğan Çiçek’in, metronun Kızılay tarafına doğru bölümündeki sokaklardan dolaştırarak yine metronun Tandoğan yakınında bulunan bir apartmana gittiklerini ifade etti. Tamer, burada bir odada Mehmet Aydın ile konuştuğunu kaydetti.

‘PEYGAMBER GÖZÜYLE BAKACAKLAR’
Tamer, Aydın’ın burada kendisine, “cemaatle ilişkisi bulunan herkesi bu yılki Askeri Şura kararıyla ordudan atacaklarını, cemaatle ilgisi olanlara yaşama şansı tanımadıklarını, eğer böyle giderse şu anki Cumhurbaşkanı’na 20-30 yıl sonra kendi çocuklarının peygamber gözüyle bakacaklarını” söylediğini ve “O yüzden bu gece yönetime el koyacağız. Büyüğümüzden talimat geldi. Biz de bu durumun olmasını istemeyiz ama bunu yapmak zorundayız.” dediğini aktardı.

Böyle bir şey beklemediği için kalbine adeta ağırlık çöktüğünü söyleyen Murat Tamer, Mehmet Aydın’ın ayrıca, “Bu akşam saat 03.00’te operasyon yapacağız. Türk Silahlı Kuvvetlerinin tamamı bu harekata katılacak. Genelkurmay Başkanımıza bu durum arz edilecek, onun da katılımıyla inşallah sonuç alacağız. Seni de bu görevlendirmeye dahil ettik. Jandarma Albay Arif Kalkan bu akşam seni arayacak. Senin numaranı da ona verdik. Şimdi çok fazla vaktimiz yok. Sana bir görevlendirme listesi vereceğiz. Orada sen generallerden birini alacaksın, ayrıntıları Arif Kalkan albay sana söyleyecek.” dediğini anlattı.

Tamer, o evde bulunmanın suçluluğu içerisinde duruma boyun eğdiğini, istenileni reddederse kendisini de alırlar diye düşündüğünü, şok içerisinde sağlıklı düşünemediğini ileri sürdü. Bulunduğu odanın hemen solundaki bir odaya o listeyi almak için geçtiklerini, koridorda tuvalet önünde pantolonun paçasını kıvırmış, ayakları çıplak halde, muhtemelen abdest alma hazırlığındaki eski Jandarma Albay Şükrü Demirtürk’ü gördüğünü, selamlaştıklarını, bir başka odada da 4-5 kişi olduğunu kaydetti.

‘HAZIRLIĞINI GEÇEN YIL YAPTIK’
Daha sonra 15 Temmuz gecesi ölen darbecilerden Jandarma Kurmay Binbaşı Zekeriya Açıkgöz’ün yazıcıdan liste çıktısı alarak kendisine verdiğini ifade eden Murat Tamer, bu arada Jandarma Kurmay Yarbay Süleyman Bilir ile karşılaştığını, Bilir’in de kendisine, “Biz bunun hazırlığını geçen yıl yaptık, halen de çalışıyoruz.” dediğini aktardı. Tamer, burada kendisine verilen görevlendirme listesinde, Jandarma Genel Komutanlığında görev yapan generallerin isimleri ve onları derdest edecek kişilerin isimlerinin yazdığını, listede Korgeneral İbrahim Yaşar, Korgeneral Kemal Alataş ve Tümgeneral Arif Çetin’in karşısında kendi isminin yazdığını gördüğünü söyledi.

Listeyi aldıktan sonra hemen evden çıktığını, Etimesgut’taki evine gittiğini ifade eden Murat Tamer, akşam gelen telefonun ardından Jandarma Okullar Komutanlığına gittiğini ve burada yaşanan gelişmeleri anlatarak, “pişman olduğunu” dile getirdi. Tamer, “1-2 ay kadar” örgütün şifreli haberleşme programı ByLock’u kullandığını da ifade etti.
Kaynak: Hürriyet

4Bakan Eroğlu, Simav’da anayasa değişikliğini anlattı (4)

EMET VE TAVŞANLI’DAKİ AÇILIŞLARA KATILDI
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Emet İlçesi’nde toplu açılış ve temel atma törenine katıldı. Eroğlu törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Bizler bu toprakların insanlarıyız. Sadece Kütahya’da değil, Türkiye’mizin her yerini baraj ve göletlerle donattık. Geçmişte birkaç baraj yapanla övünülüyordu. Bizler göreve geldiğimizden beri son 14 yılda 145 milyar liralık yatırım yaptık. 2012 yılında 1000 günde 1000 göleti ülkemize kazandırdık. Şimdi hedefimiz 2019 sonuna kadar bu sayıyı 1071’e yükseltmektir.”
Emet’ten sonra Tavşanlı İlçesi’ne gelen Bakan Veysel Eroğlu burada da toplu açılış ve temel atma törenine katıldı. Eroğlu konuşmasında “Ben size bir müjde vermek istiyorum. Ege Bölgesi için büyük bir kalkınma projesi yoktu. Ama Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bir sene çalıştık. Kütahya’nın da içinde olduğu Ege gelişim projesini sunduk. 2019 sonuna kadar tamamlanacak” dedi.
‘AVURPA’DA BİZİM SAĞLIK SİSTEMİMİZ GİBİ SİSTEM YOK’
Tavşanlı İlçesi’ndeki programını tamamlayan Bakan Veysel Eroğlu daha sonra Kütahya kent merkezine gelerek Valiliği ziyaret etti. Eroğlu Valilikte basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Eroğlu Almanya ile yaşanan sorunlarla ilgili olarak da şöyle konuştu:
“Türkiye büyüdükçe, mesela havaalanından sonra bu bazı ülkelerin tavrı değişti. Çünkü İstanbul dünyanın merkezi haline geliyor, uçuş noktaları uçuşlarda merkez. Dünyanın en yüksek barajlarını yapıyoruz. Ayrıca kendimiz yaptığımız Marmaray ve bunun gibi Yavuz Sultan Selim köprüsü gibi, Osman Gazi köprüsü gibi Avrasya tüneli gibi otobanlar hastaneler Avrupa’da böyle bir sistem yok. Avrupa’da bizim sağlık sistemimiz gibi sistem yok. Ben bütün dünyayı gezdim. Amerika’ya gidin perişan olursunuz sağlık konusunda, Avrupa’da keza öyle. Dünyanın sayılı harp gemilerini denize indirecek hale geldik. İşte bundan Avrupa çekiniyor. Cumhurbaşkanlığı sistemi bunun için de gerekli. Kim istemiyor? Türkiye’nin gelişmesini istemeyen ülkeler istemiyor. Onlar hayır diyor, CHP hayır diyor, FETÖ, PKK, DEAŞ gibi bütün ülkenin önünü kesmek isteyen terör örgütleri hayır diyor. Biz de bunlara karşı evet diyoruz. Demokrasinin beşiği dediğimiz bazı ülkeler maalesef böyle bir tutum içinde. Doğru bulmuyorum. Ben burada gerçekten sayın Devlet Bahçeli’yi gönülden kutluyorum, tebrik ediyorum. Gerçekten devlet adamlığını gösterdi.”
‘ANKETLERİ BOŞVER’
Bakan Eroğlu yapılan anketlerle ilgili de “Anketleri boşver. Millet aslında kararsız gözüküyor ama zihninde karar vermiştir. Anketlerin hangisi tuttu. En çok denek sayısı kaç bin tane ile karar verilebilir mi? Ben istatistik dersi verdim üniversitede bunların tahmin aralığı çok geniş onlara bakmayalım neticeye bakalım” dedi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

315 Temmuz’da cezaevine kapatılan Tümamiral: Üsteğmenler rütbelerimi söktüler

Ümit TÜRK/İSTANBUL,(DHA)-15 Temmuz darbe girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel’in konutundan alınarak Maltepe Askeri Cezaevi’ne kapatılmasına ilişkin görülen davada savunma yapan sanıklar, Genelkurmay Başkanı’ndan gelen sıkıyönetim mesajı üzerine can güvenliğini sağlamak için Tümamirali cezaevine götürdüklerini söyledi. Müşteki Tümamiral Mesut Özel de, ağzını bantlayan, ellerine kelepçe takan üsteğmenlerin rütbelerini söktükten sonra kendisini cezaevine teslim ettiklerini söyledi. 5 tutuklu sanığın tahliye talebini reddeden mahkeme, duruşmayı Mayıs ayına erteledi.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada 5 tutuklu sanık ile 2 tutuksuz sanık hazır bulundu. Müşteki Emekli Tümamiral Mesut Özel de avukatıyla birlikte duruşmaya katıldı.

‘KOMUTANIM MÜSAADENİZLE AĞZINIZI BANTLAMAMIZ GEREKİYOR’

Olay tarihinde Denizci Üstteğmen olan İbrahim Halil Tekatlı yaptığı savunmada, firari sanık binbaşı Mustafa Köroğlu’nun olay günü kendilerine Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen ve üzerinde çok gizli ibareli yazılı bir kağıt gösterdiğini, bu nedenle de can güvenliğini sağlamak için Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel’in konutuna gittiklerini söyledi. Terör tehlikesi olduğu için askeri araçla değil, diğer sanık İsa Demirbilek’in sivil aracıyla komutanın konutuna gittiklerini burada komutanın kendilerine selam verdiğini, Özel’in herhangi bir şaşkınlık belirtisi göstermediğini anlatan Tekatlı, “Araca bindikten sonra binbaşı Mustafa Köroğlu, Tümamiral Özel’e ‘Komutanım müsaadenizle ağzınızı bantlamamız gerekiyor’ dedi. Özel’de başıyla onaylayınca ağzını bantladık. Ellerine de kelepçe taktık” diye konuştu. İlk zamanlar bu durumun FETÖ’cü generallere yönelik bir operasyon olduğunu düşündüğünü ileri süren Tekatlı, komutanı cezaevine teslim ettikten sonra eve gittiğini burada izlediği haberlerden darbe girişimi olduğunu öğrendiğini ileri sürdü.

SAVCI: BİR İNSANIN CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN AĞZI MI BANTLANIR?

Daha sonra savunma yapan diğer sanık Üsteğmen İsa Demirbilek de, komutanın can güvenliğini sağlamak için kendilerine emir verildiğini anlatması üzerine duruşma savcısı araya girerek, “Bir insanın can güvenliğini sağlamak için ağzı mı bantlanır. Ellerine kelepçe mi takılır? Bu şekilde nasıl can güvenliği sağlanır ki diye sormadınız mı kendinize” diye sordu. Sanık Demirbilek de, “Komutan hiçbir reaksiyon göstermediği için biz de durumun farkında olduğunu düşündük. Birşey sormadık” diye cevap verdi.

KOMUTAN RAHAT TAVIRLAR SERGİLEDİ… DİRENİŞ GÖSTERMEDİ…

Tutuklu sanık yüzbaşı Semih Barbaros Üstün de, firari sanık binbaşı Mustafa Köroğlu’nun kendisine Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar elektronik imzalı çok gizli ibareli bir evrak gösterdiğini ileri sürerek, komutanın can güvenliğinin sağlanması gerektiğini bu konuda da, kendisiyle birlikte diğer sanıkları görevlendirdiğini söyledi. Komutanı konutundan aldıklarını, kendisinin de aracı kullandığını anlatan Üstün, gittikleri yerin cezaevi olduğunu bilmediğini komutanın ağzının bantlanmasını ve elinin de kelepçelenmesini görmediğini iddia etti. Komutanın rahat tavırlar sergilediğini, kaçırıldığı yönünde herhangi bir direniş göstermediğini ileri süren Üstün, müşteki Özel’in darbecilerin atama listesinde olduğunu iddia ederek, “Komutanımızın YAŞ’ta emekli olduğunu öğrendim. Acaba bu konuda kendisi ile ilgili şüpheler mi vardı da emekli edildi” diye konuştu.

Daha sonra savunmalarını yapan tutuksuz sanıklardan Topçu üsteğmen Orhan Arı, halen orduda görevine devam ettiğini belireterek, olay günü üstlerinin sıkıyönetim olduğunu söyleyerek güvenliğini sağlamak üzere iki zırhlı araç ile kendisini Maltepe Askeri Cezaevi’ne gönderdiklerini burada herhangi bir olaya karışmadan geri döndüğünü anlattı.

Diğer tutuksuz sanık Topçu yüzbaşı Ertürk Murat Cansaran da, tutuklu sanıklardan binbaşı Zafer Gümüş’in kendisini arayarak sıkıyönetim ilan edildiğini söylediğini cezaevinin güvenliğini sağlamak üzere Maltepe’ye gittiklerini ancak Tümamiral Özel ile hiç karşılaşmadıklarını söyledi.

TÜMAMİRAL OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI

Son olarak müşteki emekli Tümamiral Mesut Özel konuştu. Olay gününe kadar sanıklardan denizci olan subayların güvenini kazanmış personeller olduğunu belirten Özel, ilk olarak kendisini, sanıklardan Deniz Kurmay Binbaşı Cüneyt Aydoğan’ın aradığını ve görmesi gereken önemli bir mesajın haber merkezine düştüğünü, binbaşı Mustafa Köroğlu’nun araçla konuta gelerek kendisini karargaha götüreceğini söylediğini belirtti. Köroğlu’nun 5 dakka sonra konuta geldiğini kendisini karşıladığını ve hiçbir şey olmamış gibi araca bindiklerini anlatan Özel, 50 metre gittikten sonra aracın durararak her iki kapıdan üsteğmenlerin binerek kendisini sıkıştırdığını ve Köroğlu’nun uzaktan bir evrak göstererek “Sıkıyönetim ilan edildi” dediğini ve üsteğmenlerin de ağzını bantlayarak ellerine kelepçe vurduklarını söyledi. Nizamiyeden çıkana kadar üsteğmenlerin başını aşağıya doğru eğdiklerini anlatan Özel, aracın hayatlarını tehlikeye atacak kadar hızlı kullanılarak Maltepe Cezaevi’ne götürülüp buradaki personele teslim edildiğini belirtti.

“ÜSTEĞMENLER RÜTBELERİMİ SÖKTÜLER”

Daha sonra cezaevine vardıklarını, araçtan önce Mustafa Binbaşı çıktığını ve sonra kendisini çıkarttıklarını anlatan müşteki Özel, “Cezaevi ekibi geldi fakat onlar şaşkın gibilerdi ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Önce beni getiren denizci üsteğmenler rütbelerimi, rozetlerimi söktüler. Pantolon kemerimi çıkardılar. Ağzımdaki bantı açtılar. Daha sonra beni getirenler ayrıldılar” dedi. Kendisine cezaevi giriş tutanağı imzalatmak istediklerini ancak neden alındığını ve avukatı ile görüştürülmediğini, tutuklama müzekkeresini görmediğini ve darp raporu alınmadığı için evrakı imzalamadığını söyledi.

“MESUT ORADAN DERHAL ÇIK BİRLİĞİNİN BAŞINA GEÇ”

Gece saat 02.00 sıralarına kadar cezaevinde tutulduktan sonra cezaevinde bulunan bir yarbaydan telefonunu istediğini anlatan Özel, “Telefonumla Koramiral Adnan Özbal’ı arayarak, Maltepe Askeri Cezaevinde tutuklu olduğumu ve salıverilmem için 1. Ordu Komutanlığından emir beklendiğini söyledim. Oda bana ‘Merak etme ben görüşüp seni oradan çıkarttıracağım’ dedi. Çok kısa süre içerisinde gizli numaradan beni Deniz Kuvvetleri komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu aradı. Cezaevi müdür yardımcısı olan ismini bilmediğim yarbayı telefona istedi ve kendisine benim derhal salıverilmem için emir verdi. Yarbay da 1. Ordu Komutanlığından emir bekliyorum’ dedi ve telefonu tekrar bana verdi. Kuvvet komutanı bana ‘Mesut oradan derhal çık ve İstanbul Tersanesi Komutanlığına git orası emniyetli, oradan birliğinden güvendiğin şahısları ara ve birliğinin emniyetini al ve başına geç’ talimatını verdi”

CEZAEVİNDE ÇIKARAK TAKSİYLE BİRLİĞİNİN BAŞINA DÖNDÜ

Komutanın bu sözü üzerine eşyalarını alarak cezaevinden çıktığını anlatan Özel, çevirdiği bir taksiyle birliğine döndüğünü güvendiği adamlarla birlikte birliğini emniyet altına aldığını ve kendisini cezaevine kapatan askerleri gözaltına aldırdığını söyledi.

SANIKLARIN TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Geç saatte sona eren duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 5 tutuklu sanığın tahliye talebini reddetti. Tutuksuz sanıklar hakkında yurtdışına çıkış yasağı konulmasına karar veren mahkeme, duruşmayı Mayıs ayına erteledi.
Kaynak: Hürriyet

‘Kaset’ soruşturmasında flaş gelişme

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ve Baykal’a ait olduğu öne sürülen görüntülere ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan A.S, emniyetteki işlemlerinin ardından Ankara Adliyesi’ne getirildi. Adliyede soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısına ifade veren şüpheli, tutuklanması talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. A.S, hakkındaki iddiaları reddederek suçsuz olduğunu öne sürdü.

Şüpheliyi sorgulayan Ankara 8. Sulh Ceza Hakimi Yunus Süer, atılı suçun niteliği ve mevcut delil durumu gereğince A.S’nin “silahlı terör örgütüne
üye olmak” iddiasıyla tutuklanmasına karar verdi.

NE OLMUŞTU?
Deniz Baykal’a ait olduğu öne sürülen görüntüler 6 Mayıs 2010’da internette yayınlanmış, ardından Baykal, CHP Genel Başkanlığından istifa etmişti. Eski MHP Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Ekici, Osman Çakır, Ümit Şafak, Deniz Bölükbaşı, Recai Yıldırım, Metin Çobanoğlu, Bülent Didinmez, eski Genel Sekreter Cihan Paçacı ve eski Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Taytak ile eski Milletvekili İhsan Barutçu’ya ait olduğu iddia edilen görüntüler de 21 Mayıs 2011’de medyaya yansımıştı.

İhsan Barutçu dışındaki isimler partideki görevlerinden istifa etmiş, milletvekili adaylığından çekilmişlerdi. Barutçu ise partiden ihraç edilmişti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Baykal ve MHP’lilere ait olduğu öne sürülen görüntülerle ilgili soruşturma dosyalarını, “Özel hayatın gizliliğine yönelik eylemlerin FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin şüpheler” üzerine birleştirmişti.

Toplanan deliller sonucunda şüpheler, geçmişte istihbaratta görev yapan polisler üzerinde yoğunlaşmıştı. Savcılığın talebiyle FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında olduğu 41 kişi hakkında soruşturma çerçevesinde yakalama kararı çıkarılmıştı.
Kaynak: Hürriyet

2Zonguldak’ta FETÖ şüphelisi 10 kişi adliyede (2)

2 KİŞİ TUTUKLANDI
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında adliyeye sevk edilen 10 kişiden, ildeki imamların sözde sorumlusu olduğu öne sürülen C.K. ile Ş.A. tutuklandı. Diğer şüpheliler ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kaynak: Hürriyet

1FETÖ sanığı işadamı: AK Partili olmasaydım ihaleler şirketime verilmezdi

Ramazan ÇETİN / DENİZLİ, (DHA)- DENİZLİ’deki FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında, örgüt üyesi oldukları ve örgüte finansal destek sağladıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 38’i tutuklu 67 işadamının yargılanmasına bugün de devam edildi. Bugünkü savunmasında örgüt üyesi olduğu iddialarını kabul etmeyen Kartlısan Geri Dönüşüm Firması’nın sahibi Volkan Kartlı, seçim zamanlarında AK Parti’ye yardım ettiğini, başka partiden olsaydı ihalelerin kendilerine verilmeyeceğini ileri sürdü.
Denizli 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonu haline getirilen Denizli Kongre ve Kültür Merkezi’nde görülen davanının bugünkü 6’ıncı duruşmasında, ilk olarak akaryakıt istasyonu sahibi işadamı Ali Ayrancı ile Kartlısan Geri Dönüşüm Şirketi’nin sahibi işadamı Volkan Kartlı savunma yaptı.
Savunmasında emperyalist bir örgütün uşağı olamayacağını, kendi halinde bir işadamı olduğunu söyleyen Ali Ayrancı, cezaevinde kalp krizi geçirdiğini belirterek, “Geçirdiğim kalp krizi nedeniyle hastaneye kaldırıldım ve anjiyo oldum. 18 kilo verdim, doktorum ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Tanıklar ve gizli tanıkların hakkımdaki iddiaları tamamen asılsız ve iftiradır. Örgüt toplantılarına katılmadım” dedi.
İddianamede, gizli tanığın ifadesine göre, FETÖ/PDY’nin önemli isimlerinden olduğu, maddi destek sağladığı ve ABD’ye gidip Fethullah Gülen’le görüştüğü, ondan yardım istediği ileri sürülen işadamı Volkan Kartlı, iddianamedeki suçlamaların tamamen asılsız olduğunu ve rakip firmalar tarafından uydurulduğunu söyledi. Kartlı, şirketini çekemeyen rakip firmaların Merkezefendi Belediye Başkanı AK Partili Muhammet Subaşıoğlu, başkan yardımcıları ve kendisi hakkında cemaatçi olduğu yönünde şikayet edildiğini belirterek, “Geri dönüşüm işini iyi yaptığım için belediye de benim şirketimle sözleşme imzaladı. ABD’yi gidip Fetullah Gülen’le konuştum iddiası tamamen iftiradır. Ben hiç ABD’ye gitmedim, 15 Temmuz’u fırsat bilip, bana kumpas kurdular” dedi.
“REİS DEĞİL, CUMHURBAŞKANI”
Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Denizli Genç İşadamları Derneği’ne (DİAD) bazı siyasi isimlerle birlikte katıldığını söyleyen Kartlı “Siyasilerle birlikte DİAD’ın toplantılarına katıldım. DİAD popüler bir dernek haline gelmişti. Cumhurbaşkanımızda ödül vermişti. Derneğin her programına devlet büyükleri katıldı. Terörle bağlantısını düşünmedim. Derneğe siyasilerle birlikte girdim. 17-25 Aralık sürecinden sonra Halil Pekdemir, AK Parti Milletvekili Şahin Tin, Ali Aygören ve Can Pekdemir ile birlikte toplantı yaptık. Halil Pekdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın DİAD’ın üst kuruluşu olan Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’ndaki (TUSKON) bir konuşma nedeniyle dernekten istifa etmemiz gerektiğini söylediğini hatırlattı. Biz de Reis’imizin bu isteğiyle topluca istifa ettik” dedi. Kartlı’nın ‘Reis’ tanımlamasının ardından mahkeme başkanı araya girerek, “Reis diye kast ettiğiniz kişi Cumhurbaşkanı değil mi? O halde Cumhurbaşkanı sıfatını kullanınız” diyerek uyardı.
“KAYYUM ŞİRKETİMİ BATIRDI”
FETÖ/PDY kapsamında tutuklandığı için şirketine el konulduğunu belirten Kartlı, “Benim şirketim Türkiye’de örnek bir şirketti, tutuklandıktan sonra 100’e yakın çalışanım, işten ayrılmış, Kayyum şirketimi iyi idare edemediği için iflas ettim” dedi.
“BAŞKA PARTİDEN OLSAM İHALE VERMEZLERDİ”
Savunmasında kendisinin AK Parti üyesi olduğunu ifade eden Kartlı, “Şirket olarak seçim dönemlerinde AK Parti’ye yardım ettik. Zaten başka partiden olsaydım, bana ihaleler verilmezdi. Hatta bir gün AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Denizli’de düzenlenen bir toplantıya geldi. Bu toplantıya DİAD ve başta sivil toplum kuruluşları ile AK Parti il örgütü de katıldı. Toplantıda Şamil Tayyar, o dönem Denizli’den CHP’den milletvekili adayı olan İlhan Cihaner’in seçilmemesi için her şeyin yapılmasını istedi. Bize broşürler verildi, bizde dağıttık” diye konuşarak savunmasını tamamladı.
“BAŞKAN TANIK OLARAK DİNLENSİN”
Kartlı’nın avukatı Ali Koyuncu, Merkezefendi Belediye Başkanı AK Partili Muhammet Subaşıoğlu’nun tanık olarak dinlenmesini istedi. Koyuncu, “BİMER’e başkan Subaşıoğlu ve yardımcılarıyla ilgili şikayet edildiği için müvekkilimde soruşturmaya dahil edilmiş. Başkan Subaşıoğlu hakkında FETÖ/PDY ilgili iddiada bulunulduğundan, bu yönde başkan hakkında soruşturma yapılıp, yapılmadığının araştırılmasını istiyoruz. Müvekkilim bu kişiyle şikayet edilmiştir, başkanın tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz” dedi.
Duruşma diğer sanıkların savunmasıyla devam ediyor.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Bakan Arslan, BTK demiryolu, Haziran sonunda açılacak (2)

BAKAN ARSLAN SERT ÇIKTI
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kars’ta STK temsilcileriyle yaptığı toplantıda terör örgütlerine sert çıktı. Türkiye’nin büyümesini çekemeyenlerin sürekli oyun içinde olduklarını söyleyen Bakan Arslan, “Bu coğrafyada Türkiye büyüyor, Türkiye güçleniyor. Bugüne kadar dış güçlerin kendi aralarında paylaşmaya alıştıkları ticarete Türkiye diyor ki ‘Yok ben de ortak olacağım.’ Bu coğrafyada istedikleri gibi at oynatıyorlardı. Türkiye diyor ki ‘Yok artık at oynatamazsın.’ Bakın dış güçlerin FETÖ’yü de PKK’yı da DAEŞ’i de DHKPC’yi de Türkiye’nin üzerine göndermelerinin sebebi bu. Türkiye güçlenirse onlara ortak olacak. Türkiye hem de dünyaya ortak olacak. Türkiye güçlenirse onlar istedikleri gibi bu coğrafyada at oynatamayacak. Dün de Avusturya başbakanı açıklamış, ‘Efendim bu kampanyada Avrupa birliği kararı olsun, Türkiye’den kimse gelip anlatamasın.’ Çünkü, Türkiye hedeflerine daha sağlıklı adımlarla yürürse bu coğrafyada istedikleri gibi at oynatamayacaklar. Türkiye yeni yollar yapıyor, yeni havalimanları yapıyor, bölgede demir yolları yapıyor. Onlardan kaynaklı dünyada bir ticari pastası var” diye konuştu.
Bakan Arslan terör örgüterine de seslenerek şunları söyledi:
“Efendim PKK çıkıyor diyor ki ‘Ben Kürdün temsilcisiyim, Kürdü kurtaracağım’ Kimi kurtarıyorsun? Kürdün başının belasısın, Kürdü öldürüyorsun, vuruyorsun, kırıyorsun. Yetmiyor, bu ülkenin vatandaşı senin gibi FETÖ gibi DAEŞ gibi DHPC gibi teröristlerden ve pisliklerden kurtulmak için çocuklarını şehit veriyor. Bakın hesap çok farklı. Kimse bizim karşımıza gözümüzün karası için değil kendi menfaat için düşünüp Türkiye’nin büyümesini istemiyor. Bu yol Türkiye’nin büyümesinin önündeki en önemli yoldur.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

FETÖ sanığı Tuğgeneral Güneşer: Vali ve belediye başkanını almak bana yakışmaz (2)

‘VALİ’Yİ ARASAYDIM TALİMAT ALGISI OLUŞABİLİRDİ’
Tuğgeneral İsmail Güneşer, verilen aranın ardından öğleden sonra devam eden duruşmada savunmasını sürdürdü. Darbe girişiminin olduğu gece saat 03.00’den sonra Bolu’da bulunan askeri yetkililerle telefon trafiğini neden kestiğinin sorulduğu Tuğgeneral Güneşer, “Birliği kontrol edemediler, ben de aramayı kestim. Ben sıkı şekilde ilgilendim ama bana yanlış bilgi verdiler. Tugayda bulunan Albay Cahit Tirindaz’ı da samimiyetsiz bulduğum için aramayı bitirdim” dedi.
Tutuklu Tuğgeneral Güneşer, Bolu Valisi Aydın Baruş’u neden aramadığının sorusunu, “Yapabilirdim. Garnizon Komutan Vekili iki yerde hata yaptı. Ben devreye girdim ve çatışmayı önledim. Vali’yi aradığımda talimat vermiş gibi bir ima ortaya çıkabilirdi. O gece Vali’yi aradığı için hapiste olan komutan var şuanda. Uzaktan kontrol etmeye çalıştım. Sıkıyönetim komutanı olarak görünüyorsunuz ve yanlış anlaşılabilirdi. Direktif geldiğinde de hiçbir işlem yapmadık, oturup muhabbet ettik. Tümen Komutanımız işlem yapılmaması gerektiğini söyledi. Komutan bunu uygulamadı ve birinci ağızdan bu engellendi. 3’üncü Piyade Tümen Komutanımız direktifin uygulanmayacağını emretti. Üstlerimizin haberi olunca başka bir yere bildirmedik. Olaylar karışınca işleri düzeltmek amacıyla Bolu’ya gelmek için izin istedim” diye cevapladı.
Tuğgeneral Güneşer’in avukatlarından Erol Yılmaz, FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz’da yaptığı tasfiyeleri şimdi darbe girişimi iddiasıyla cumhuriyet subaylarına yaptığını ileri sürdü. Yılmaz, “Güneşer’in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başyaverliğinden ayrılmasının ardından o görevi FETÖ’nün adamları doldurarak ele geçirdi” dedi.
Tuğgeneral Güneşer’in savunmasının alındığı ilk günün ardından yarın devam edecek duruşmada diğer sanıklar savunma yapacak.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Adil Öksüz’ün yengesine FETÖ gözaltısı

Bülent DİKTEPE/KARABÜK, (DHA)- KARABÜK’te, FFETÖ/PDY soruşturması kapsamında daha önce tutuklanan firari Adil Öksüz’ün kardeşi Karabük Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü eski başkan yardımcısı Yard.Doç.Dr. Ahmet Öksüz’ün eşi de gözaltına alındı.
Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, FETÖ’nün ‘kara kuvvetleri imamı’ Adil Öksüz’ün kardeşi Yard.Doç.Dr. Ahmet Öksüz gözaltına alınmış, 1 Eylül 2016’da tutuklanmıştı. Aynı soruşturma kapsamında Ahmet Öksüz’ün eşi Havva Emel Öksüz de Safranbolu’daki evinde gözaltına aldı. Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilen Öksüz, hastane çıkışında gazetecilere, “Ülkemize bu hali yaşatana, ülkemize bu zulmü yaşatana lanet olsun” diye bağırdı. Öksüz, daha sonra emniyete götürüldü.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

İzmir’de jandarmadan FETÖ/PDY operasyonu

İZMİR, (DHA)- İZMİR İl Jandarma Komutanlığı, yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturmasında 9 ilde, 11 subay, astsubay ve uzman jandarmayı gözaltına aldı. Sanıklar arasında ‘ByLock’ kullananların da bulunduğu belirtildi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturmasında, İl Jandarma komutanlığı ekipleri, daha önce tutuklanan sanıkların verdiği ifadeler doğrultusunda yeni operasyon yaptı. Ankara, Adıyaman, Kastamonu, Zonguldak, Eskişehir, Sivas, Kahramanmaraş, Bingöl ve Mardin illerinde görev yapan 11 jandarma, gözaltına alındı. Gözaltına alınan askerlerden birisinin Üsteğmen A.E. olduğu ayrıca 7 astsubay ile 3 uzman jandarmanın da bulunduğu açıklandı. Sanıklar arasında örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’u kullananların da bulunduğu saptadı.
Kaynak: Hürriyet

Trabzon’da FETÖ soruşturması: 5 tutuklama

Fatih TURAN/TRABZON, (DHA)- TRABZON’da Fethullahçı Terör Örgütü/ Parelel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınarak adliye sevk edilen 6 kişiden 5’i tutuklandı.
İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Akçaabat İlçesinde bir hafta önce gerçekleştirilen operasyonda, örgüte üye oldukları suçlamasıyla gözaltına alınan, aralarında öğretmen ve iş adamlarının da yer aldığı 6 kişi, emniyetteki işlemler sonrası adliyeye sevk edildi. Savcılık ifadelerinin ardından mahkemeye çıkarılan N.O., M.Ş., Ö.A., M.Ö. ve B.A. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ö.Ö. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kaynak: Hürriyet

Adil Öksüz’ün yengesine gözaltı

Karabük’te, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, FETÖ’nün “hava kuvvetleri imamı” olduğu belirtilen firari Adil Öksüz’ün tutuklu kardeşi Ahmet Öksüz’ün eşi gözaltına alındı.

Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde, polis ekipleri, 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 1 Eylül 2016’dan beri tutuklu olan eski Karabük Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Ahmet Öksüz’ün eşi Havva Emel Öksüz’ün Safranbolu’daki evinde arama yaptı.

Gözaltına alınarak Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilen Öksüz, daha sonra emniyete götürüldü.
Kaynak: Hürriyet

İlk şehit düşen o oldu

Buna göre Aydın, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ile saat 21.43’te Genelkurmay Karargahına girmelerinin ardından, Özel Kuvvetler mensubu darbecilerin açtığı ateşle şehit oldu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Orgeneral Çolak’ın Koruma Astsubayı Piyade Başçavuş Bülent Aydın ile siviller Celallettin İbiş, Erhan Dural, Gökhan Yıldırım, Mehmet Şengül, Mesut Acu, Mucip Arıgan, Mustafa Avcu, Resul Kaptancı, Yıldız Gürsoy, Yusuf Çelik ve Ziya İlhan Dağdaş’ın 15 Temmuz gecesi, Genelkurmay Başkanlığı’nda şüphelilere karşı koyarken hayatını kaybettikleri belirtildi.
İddianamedeki şüphelilerden FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile darbecilerin Yurtta Sulh Konseyi’ni oluşturduğu belirlenen 37 asker şüpheli, örgüt yöneticisi olarak değerlendirildi ve Türkiye genelindeki 250 vatandaşın şehit edilmesinin faili gösterildi. Her bir cinayet için şüphelilerin ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

Diğer şüpheliler ise Genelkurmay Karargahındaki ölümlerden sorumlu tutuldu.
Astsubay Aydın’ın şehit edilmesi

İddianameye göre, güney nizamiyedeki silah sesleri üzerine bölgeye giden Genelkurmay Başkanlığı İKK Güvenlik Dairesi Başkanı Tuğgeneral Atilla Gökesaoğlu darbeciler tarafından derdest edildi.

Darbe girişimine kadar Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın emir subaylığını yapan Levent Türkkan, saat 21.22’de şüphelilerden Ramazan Gözel’den aldığı talimatla, o sırada Kara Havacılık Komutanlığı’nda Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ile denetim yapan Orgeneral Salih Zeki Çolak’a telefonla ulaştı. Türkkan, Orgeneral Çolak’a, “Genelkurmay Başkanı’nın kendisini ve İhsan Uyar’ı beklediğini” söyleyerek acele karargaha çağırdı.

Ardından yine Gözel, iddianamenin şüphelilerinden olan ve halen aranan Serhat Pahsa aracılığıyla, Özel Kuvvet personeline komutanların etkisiz hale getirilmesi için tertibat alınması emrini verdi.

Orgeneral Çolak, Orgeneral Uyar ve Başçavuş Aydın ile saat 21.43’te Genelkurmay Karargahına girdi.

Başçavuş Aydın, kısa süre sonra Tuğgeneral Atilla Gökesaoğlu’nu derdest eden darbeci Özel Kuvvetler personelinin açtığı ateşle karın bölgesinden yaralanarak şehit oldu.

Kimliği tespit edilemedi

İddianamede, Aydın’a ateş eden darbecilerin, güvenlik kameralarından elde edilen görüntüsüne yer verildi.

Fotoğrafın altındaki bilgilere göre, “3” numara ile gösterilen, ismi belirlenemeyen darbeci Özel Kuvvetler personeli, Aydın’a ilk ateşi açtı ve 4 el ateş etti.
Aynı fotoğrafta, “1” olarak numaralandırılan şüpheli Kurmay Albay Nuri Gayır, “2” olarak numaralandırılan ve darbecilerce derdest edilen mağdur Tuğgeneral Atilla Gökesaoğlu ve “4” olarak numaralandırılan ve ismi belirlenemeyen Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli de yer aldı.

Fotoğraflarda, mağdur Tuğgeneral Gökesaoğlu’nun, karargah bahçesinde elleri ve gözleri bağlı vaziyette, darbeci Özel Kuvvet personeli tarafından yerde oturtulmuş halde olduğu dikkati çekti.

Partigöç, Aydın’ın cansız bedenine baktı

İddianamede, şüphelilerden, suç tarihinde tuğgeneral rütbesiyle Personel Plan Yönetim Daire Başkanı olarak görev yapan, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu belirlenen Mehmet Partigöç’ün, başçavuş rütbesindeki emir astsubayı Hasan Hüseyin Sarıtarla ile saat 21.49’da şehit edilen Bülent Aydın’ın cenazesinin yanına götürüldüğüne ilişkin fotoğraf da kullanıldı.

İddianameyi hazırlayan cumhuriyet savcıları, Fetullah Gülen ve Yurtta Sulh Konseyi üyesi şüphelilerin yanı sıra o gece karargahta silahlı olduğu belirlenen bütün şüphelileri, hem Aydın’ın hem de sivillerin şehit edilmesinden sorumlu tuttu.
Kaynak: Hürriyet

Denizli’de 8 FETÖ ablası tutuklandı

Ramazan ÇETİN / DENİZLİ, (DHA)- DENİZLİ’deki FETÖ/PDY soruşturmasında gözaltına alınan ve örgütte ‘abla’ olarak görev yaptığı belirtilen 8 kadın, sevk edildiği adliyede tutuklandı.
Denizli İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, 5 gün önce, FETÖ/PDY’de ‘abla’ olarak görev yaptığı belirlenen 22 kadının yakalanması için operasyon yaptı. Şüphelilerden 8’i yakalanarak gözaltına alındı. Diğerlerinin arandığı belirtildi. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerin tamamı tutuklandı. Hakkında gözaltı kararı verilen kişilerin örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock adlı programı kullandıkları ve OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lar ile kapatılan derneklere üyelikleri tespit edildiği belirtildi. Son operasyonun, FETÖ soruşturmasında, örgütte abla olarak görev yaptığı belirlenen kadınlara yönelik 3’üncü dalga operasyon olduğu belirtildi. 3 ayrı operasyonda 78 kadın hakkında işlem yapıldığı, 23’nün tutuklandığı kaydedildi.

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

Türkiye genelinde FETÖ operasyonları

İZMİR’DE 11 ASKER YAKALANDI

Günün en önemli FETÖ operasyonunun merkezi İzmir oldu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında muvazzaf 11 asker hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İzmir, Ankara, Kastamonu, Zonguldak, Eskişehir, Sivas, Kahramanmaraş, Bingöl ve Mardin’de eş zamanlı operasyonda 11 asker yakalandı. Şüpheliler, ifadeleri alınmak üzere İl Jandarma Komutanlığına götürülecek.

EDİRNE’DE KOMİSER YARDIMCISI GÖZALTINDA

FETÖ örgütüne yönelik flaş operasyonlardan biri de Edirne’de yapıldı. Edirne Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY üyesi oldukları iddiasıyla daha önce görevden ihraç edilen komiser yardımcısı M.D, polis memuru İ.Y, avukat H.B.K, örgütte “öğrenci ablası” olduğu öne sürülen B.Ş, Edirne Devlet Hastanesinin müdürü Ö.T ve hastanenin eski müdürü V.Ş’yi gözaltına aldı. Emniyetteki ifadeleri tamamlanan şüpheliler Edirne Adliyesine sevk edildi.

YOZGAT’TA VALİ YARDIMCILARI FETÖ’CÜ ÇIKTI

Yozgat Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, olağanüstü hal kapsamında alınan tedbirlere ilişkin, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen FETÖ/PDY örgütüne aidiyeti, iltisakı ve irtibatı olabileceği değerlendirilen Vali Yardımcıları E.E. ve D.E’nin görevden uzaklaştırıldığı bildirildi.

Açıklamada, “Vali yardımcıları, yürütülen soruşturmaların selameti açısından İçişleri Bakanlığınca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137 ve devamı maddeleri uyarınca görevden uzaklaştırılmışlardır.” ifadelerine yer verildi.

ADIYAMAN’DA MÜDÜRLE BİRLİKTE 11 GÖZALTI

Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Adıyaman merkezli Edirne, Kahramanmaraş ve Konya’da 11 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Aralarında DHMİ İl Müdürü H.Ç, Gençlik ve Spor İl Müdürü A.B, Tut Mal Müdürü O.K., Edirne Milli Eğitim Şube Müdürü G.D. ile kurum müdürlerine “sohbet imamlığı” yaptığı iddia edilen öğretmen A.G’nin de bulunduğu zanlılar, ev ve iş yerlerinde yapılan aramanın ardından gözaltına alındı. Zanlılar sağlık kontrolünün ardından emniyete götürüldü.

ERZİNCAN BYLOCK OPERASYONU

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, daha önce meslekten ihraç edilen 21 polis, 3 özel güvenlik görevlisi ile bir öğretmenin, FETÖ/PDY’nin gizli haberleşme programı “ByLock”u kullandıklarını belirledi. Erzincan merkezli 17 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda haklarında gözaltı kararı çıkarılan 25 şüpheliden 20’si yakalandı. Zanlılar, Terörle Mücadele Şubesine getirildi. Adreslerinde bulunamayan 5 şüphelinin yakalanması için çalışmalar sürüyor.

BURSA’DA 9 ADRESE EŞ ZAMANLI BASKIN

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında daha önce Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) kapatılan Bursa Köyleri Kalkındırma Derneği’nin 9 yöneticisi ve üyesi hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

Bunun üzerine harekete geçen Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, 9 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda, zanlılar Ş.U, A.H.C, E.D, N.D, M.K, S.B. ve H.E. gözaltına alındı. Zanlıların örgütün kriptolu haberleşme programı “ByLock”u kullandıkları ve örgüt liderinin talimatıyla Bank Asya’ya para yatırdıkları öğrenildi. Söz konusu 7 zanlı emniyete getirilirken, 2 kişiyi yakalama çalışmaları devam ediyor.

KONYA MERKEZLİ 10 İLDE OPERASYON

Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında örgütle bağlantısı olduğu ileri sürülen şüpheliler tespit edildi. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Konya merkezli 10 ilde haklarında gözaltı kararı verilen 39 şüpheliyi yakalamak için eş zamanlı operasyon başlattı. Operasyonda gözaltına alınan 20 zanlı, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirildi. Adreslerinde bulunamayan şüphelilerin yakalanması için çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

SİVAS’TA İKİ KİŞİ TUTUKLANDI

Sivas merkezli 6 ilde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, örgütün şifreli haberleşme programı “ByLock”u kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınan 33 şüphelinin sorgusu sürüyor. Adliyeye sevkedilen 7 şüpheliden 2’si ise tutuklandı, 5’i adli kontrol şartıyla salıverildi.

UŞAK’TA 43 ZANLI ADLİYEDE

Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma kapsamında Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin örgütün “dershane ve özel okul yapılanması”na yönelik operasyonunda gözaltına alınan 15’i kadın 43 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Uşak Devlet Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar, “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “terör örgütüne yardım etmek” suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. 23 Şubat’ta düzenlenen operasyonda gözaltına şüphelilerin büyük bölümünün örgütün şifreli haberleşme programı “ByLock”u kullandığı iddia edilmişti.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ sanığı, ‘Cennetteki yeriniz hazır’ diyerek arsa istemiş

Bahri KARATAŞ / İZMİR, (DHA)- İZMİR’de, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) finansal destek sağladıkları iddiasıyla haklarında dava açılan, aralarında iş adamı, bürokrat ve avukatların da olduğu 63 sanığın yargılanmasına devam edildi. İfade veren müştekilerden Bülent Erdik, sanıklardan Mustafa B.’nin yurt yapmak üzere Karabağlar’da bir arsa temin edilmesini istediğini, “Cennetteki yeriniz hazır” dediğini söyledi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, 18 Aralık 2015 tarihinde İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonunda, haklarında yakalama kararı bulunan ve aralarında iş adamları, bürokratlar ve avukatların da yer aldığı 63 kişi gözaltına alındı. Olayı soruşturan İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato, 63 şüpheli hakkında ‘Terör örgütü üyesi olmak’, ‘Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme’ ve ‘Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun’a muhalefet’ suçlarından 10 ila 15’er yıl hapis cezası istemiyle dava açtı.
İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 9’uncu celsesi yapılan duruşmada hepsi tutuksuz yargılanan 40 sanık ile avukatları hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Hakim Halil İbrahim Kibar, iddianamede, sanıkların, FETÖ/PDY’nin İzmir yapılanması içerisinde örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiği, örgüte burs, himmet ve kurban bağışı gibi yollarla maddi destek için finans sağladıkları ve eleman kazandırdıkları, ayrıca örgütsel faaliyetler planlanmak amacıyla sohbet toplantıları gerçekleştirdiklerine dair suçlamalara yer verildiğini belirtti.
“ARSAMI GERİ VERMEDİ”
Duruşmada müşteki olarak ifade veren Altınordu Spor Kulübü eski başkanlarından işadamı Bülent Erdik, “Sanıklardan Mustafa B. de aynı dönemde başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Kendisini yaklaşık 15 yıldır tanıyorum. Başkanlık yaptığım dönemde kendisinden şahsım adına hiçbir borç almadım. Kulüp için vermiş olduğu paraları kılıf uydurup bana verdiğini iddia etmektedir. 2009 yılında kulübün bazı ödemelerinde aksaklıklar olması nedeniyle maddi sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Bazı ödemeleri ben şahsi çeklerimle yaptım. Kulüp bu yüzden bana borçlandı. Kulüpten para almadığım için maddi sıkıntı yaşamaya başladım. Bu konuyla ilgili sanık Mustafa ile konuştuk. Kendisi bana Torbalı’da bulunan arsam için ‘Benim de kredi limitlerim dolu. Sen bu arsayı bana ipotek et, ben kredi limitimi yükseltip, şirketlerim adına kredi kullanayım. Bu şekilde kulübün masraflarını karşılarız, daha sonra da kredi karşılıklarını tahsil ettikten sonra bu ipoteği kaldırırız’ dedi. Ben bu teklifi makul buldum. Sekiz bin metrekare arsayı Mustafa B.’ye ipotek ettim. Mustafa, anlaşma gereğince kredi limitini artırıp kulübün bazı ödemelerini karşıladı. Spor Toto’dan isim hakkı olarak kulübe 220 bin lira para geldi. O dönem başkan olan Mustafa B.’yi işyerime çağırıp, ‘Başkan bununla benim kullandığım krediyi kapat, arsamı geri ver’ dedim. Kendisi sürekli beni oyaladı. Arsamı da geri vermedi” dedi.
Kendisini cemaat toplantılarına çağırmaya başladıklarını, 2002 yılında Mustafa’nın işyerindeki bir toplantıya gittiklerini, burada 7-8 kişinin olduğunu söyleyen Bülent Erdik, “Toplantıda Mustafa B., Karabağlar’da bir arsa temin etmemizi, yurt yapacaklarını, cenneteki yerimizin hazır olduğunu, destek beklediğini, müsait olmayanlardan senet alabileceğini söyledi. Ben itiraz etmeme rağmen bana, ‘Başkanım senin durumunu biliyorum sana vade yapacağız. 7-8 ay sonrasına 50’şer bin liralık iki senet yaz, ödemesen de merak etme’ dedi. Ben itiraz etmeme rağmen bana ‘Senin benle meselen var, bana burada yardımcı olmassan ben de sana arsa konusunda yardımcı olamam’ dedi. Kısa bir süre sonra da gelip senetleri aldı. Bu senetleri laf olsun diye almadıklarını hizmet hareketine yardım amaçlı aldıklarını söyledi. Eğer bunu yapmazsam bana ‘Senin ticari hayatını bitiririm, seni beş parasız bırakırım’ dedi. Daha sonraları Mustafa B.’ye kurban parası da ödedim. Ben hiçbir parayı Mustafa’ya kendi rızamla vermiş değilim. Hep arsanın geri verileceği ve paranın ödeneceği ümidiyle hareket ettim. Bu olay nedeniyle Mustafa B.’den şikayetçiyim” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, ifadeleri alınan sanıkların duruşmadan vareste tutulmasına, adli kontrol şartlarının kaldırılmasına, yurt dışına çıkış yasaklarının uygulanmasının devam etmesine, Bekir Baz ve Mahmut Akdoğan’ın da aralarında bulunduğu sanıkların hakkındaki yakalama kararlarının devamına karar verip, duruşmayı mayıs ayına erteledi.

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

CHP’li Böke: Aynı sesle dillendirselerdi

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke MYK Toplantısı sonrası Türkiye gündemine yönelik açıklamalarda bulundu. Selin Sayek Böke,8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin ” Türkiye’de kadın olmak zor. Türkiye’de kadın olmak ne yazık ki hayatın her alanında ve hala var olmak için mücadele etemeyi gerektiriyor. Ekonomik hayatta var olabilmek için, toplumda özgür bir birey olarak varlığınızı gösterebilmeniz için doğrudan kadın olmaktan kaynaklı ayrımcılıkla, eşitsizlikle şiddetle başa çıkmak için bir mücadele vermek gerekiyor. Türkiye’de kadın olmak nasıl diye sorarsanız istatistikler biz kadınların yaşadığı günlük gerçeği maalesef çok somut bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye 144 ülke arasında eşitsizliğin en çok yaşandığı ülke arasında 15. sırada. Kadının ekonomiye katılımında Türkiye 144 ülke arasında 129. sırada. Türkiye’de kadın olmak demek hala eğitime erişmek için okuyabilmek için mücadele etmek anlamına gerliyor. Kadının eğitime erişiminde Türkiye 144 ülke arasında 109. sırada. Kadının siyasete katılımında Türkiye 144 ülke arasında 113. sırada. Türkiye’de her 2 kadından 1’i aile içi şiddet yaşıyor. Eşit olmayan tablo esasında siyasi tercihlerden kaynaklanıyor. İktidarda olanların kadına insana dair bakış açısından ve bu bakış açısını politikalarla hayatımıza yansıtmalarından kaynaklanıyor ” diye konuştu.

“MECLİS’İN ÜZERİNE BOMBA YAĞDIRANLAR TÜRKİYE’NİN HAYRINDA BİRLEŞEN MİLYONLAR DEĞİLDİR”

CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke referandumu hatırlatarak, “Hem hayır hem evet diyecek olanlar bu memleketin evladıdır. Bizim için hepsi eşit değerdedir” dedi. Seli,n Sayek Böke konuşmasını şöyle sürdürdü:”Türkiye’ye anlatacak bir gelecek hikayesi kalmayanlar son çare korkuya ve korkutmaya başvuruyorlar. Geçtiğimiz günlerde şu karanlık ve kışkırtıcı ifade kullanıldı, 15 Temmuz gecesi F16 ’tılarla bomba yağdıranlar bugünün hayırcılarıdır dendi. Çok açıkça ifadede etmek gerekiyor. Bu ifadenin kendisi açıkça bölücülüktür. Bu sözlerin devleti temsil etmesi gereken birinin ağzından çıkması tarihe geçicek bir hatadır. 2010 referandumundan sonra o referandumda hayır diyenler darbecidir denmişti. Oysa sonradan gördük ki o referandumda evet diyenler hepimizin tepesine bomba yağdırdılar. Bir darbe girişiminde bulundular. 15 Temmuz’da Meclis’in bu milletin üzerine bomba yağdıranlar bugün Türkiye’nin hayrında birleşen milyonlar değildir. Bizzat bugün hayır diyenleri darbecilikle suçlayanların bilerek isteyerek aracı olarak devlete ve orduya yerleştirdikleri hainlerdir. Hem hayır hem evet diyecek olanlar bu memleketin evladıdır. Bizim için hepsi eşit değerdedir . Bugün Türkiye’nin hayrında kimler birleşiyor biliyor musunuz ? Bugün hayır diyenler , siz FETÖ tarafından güya kandırılırken, sizi ısrarla uyaranlardı. Siz devleti ele geçirmek için terör örgütüne bu devleti teslim ederken sakın ha yapmayın diye ısrarla sizi uyaranlardı. Sizin FETÖ ile kumpas davalarıyla hapsettiğiniz vatan sever askerler ve aydınlar. Bugün hayır diyenler siz bir başka terör örgütüyle al gülüm ver gülüm müzakere yaparken şehirler bomba yığınağına dönüşürken göz yumarken buna yapmayın diyenler. Bugün hayır diyenler evladını Türkiye’de PKK’ya Suriye’de IŞİD’e şehit veren anneler. Bugün hayır diyenler sizin rant düzenizle işletmekte ısrar ettiğiniz madenlerde can güvenliği olmayan ölüme terk ettiğiniz madenciler ve aileleri. Bu insanları kendi siyasi hırsınız için ve kendi çıkarlarınız için terörist ilan etmeye Türkiye’yi böyle bölmeye hiçbirinizin hakkı yok. Şunun bilinmesini istiyoruz hem hayır hem evet diyecek olanlar bu memleketin evladıdır. Bizim için hepsi eşit değerdedir.”

“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP OLMAMANIN NE DEMEK OLDUĞUNU EN İYİ BİZLER BİLİRİZ”

Selin Sayek Böke, Almanya’nın Türkiye’ye yönelik tutumunu değerlendirdi. Böke şu ifadeleri kullandı: “Almanya’nın ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlayıcı bir tutumu oldu. Bu tutumla ilgili ortaya çıkan yanlışı kuvvetle ifade ettik. İfade özgürlüğüne sahip olmamanın ne demek olduğunu en iyi bizler biliriz. İfade özgürlüğünün kısıtlayanı olmayı da en iyi AKP bilir. Bu kısacık referandum sürecine bir bakalım ve anımsayalım, mitinglerimizin yasaklanmasından biz biliyoruz, terörist ilan edilmekten bunu biliyoruz, hakkımızda açılan sayısız soruşturmadan biz bunu biliyoruz. Gençlerimizin attıkları Tweet yüzünden mahkeme kapılarında süründürülmesinden ve tutuklanmasından bunu biliyoruz. İktidarın hoşuna gitmeyeni yazdı diye işinden edilen hapse gönderilen gazetecilerden biz bunu çok iyi biliyoruz. ”

“GÖNLÜMÜZDEN GEÇEN DAHA SAMİMİ VE DÜRÜST BİR SİYASETE GEÇMELERİDİR”

Selin Sayek Böke’nin , gazetecilerin “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Erdoğan’ı yalnız bırakmayaklarını gerekirse Avrupa’ya birlikte gidebileceklerini söyledi. Sayın Baykal Almanya krizinin ardından programını iptal etmişti. Dün Nihat Zeybekçi bir programa katıldı Almanya’da bununla ilgili değerlendirmeniz nedir ? ” sorularına yanıtı şöyle: ” Eski Genel Başkanımız her CHP’linin yapacağı gibi ilkesel bir tutumla hareket etmiştir. Gönlümüzden geçen Türkiye’de bütün siyasilerin aynı ilkesel tutumu sergileyecekleri daha samimi ve dürüst bir siyasete geçmeleridir. Gönlümüzden geçen bütün muhalalet partilerinin hem Türkiye’de hem dünyada ifade özgürlü için gereken cevabı gerektiği zaman vermeleridir. Dilerdik ki (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli) Türkiye dışında yaşananlara kabartıkları göz ve kulak Türkiye içinde bugün hayır diyenlere yaşatılıyor olan terörist damgasıyla ortaya konan gerçeğide aynı gözle aynı kulakla aynı sesle dillendirseydi.”
Kaynak: Hürriyet

CHP’li Böke: Dilerdik ki hayır diyenlere terörist damgasıyla ortaya konan gerçeği de aynı sesle dillendirseydi

Aliye ULUSOY/ ANKARA (DHA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Sayın Cumhurbaşkanı eğer Avrupa’ya gitme kararındaysa yalnız değildir. MHP Genel Başkanı olarak ben de kendisiyle birlikte Avrupa’ya gelirim” açıklamasına ilişkin, ” Dilerdik ki Türkiye dışında yaşananlara kabartıkları göz ve kulak Türkiye içinde bugün hayır diyenlere yaşatılıyor olan terörist damgasıyla ortaya konan gerçeği de aynı gözle aynı kulakla aynı sesle dillendirseydi” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke MYK Toplantısı sonrası Türkiye gündemine yönelik açıklamalarda bulundu. Selin Sayek Böke,8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin ” Türkiye’de kadın olmak zor. Türkiye’de kadın olmak ne yazık ki hayatın her alanında ve hala var olmak için mücadele etemeyi gerektiriyor. Ekonomik hayatta var olabilmek için, toplumda özgür bir birey olarak varlığınızı gösterebilmeniz için doğrudan kadın olmaktan kaynaklı ayrımcılıkla, eşitsizlikle şiddetle başa çıkmak için bir mücadele vermek gerekiyor. Türkiye’de kadın olmak nasıl diye sorarsanız istatistikler biz kadınların yaşadığı günlük gerçeği maalesef çok somut bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye 144 ülke arasında eşitsizliğin en çok yaşandığı ülke arasında 15. sırada. Kadının ekonomiye katılımında Türkiye 144 ülke arasında 129. sırada. Türkiye’de kadın olmak demek hala eğitime erişmek için okuyabilmek için mücadele etmek anlamına gerliyor. Kadının eğitime erişiminde Türkiye 144 ülke arasında 109. sırada. Kadının siyasete katılımında Türkiye 144 ülke arasında 113. sırada. Türkiye’de her 2 kadından 1’i aile içi şiddet yaşıyor. Eşit olmayan tablo esasında siyasi tercihlerden kaynaklanıyor. İktidarda olanların kadına insana dair bakış açısından ve bu bakış açısını politikalarla hayatımıza yansıtmalarından kaynaklanıyor ” diye konuştu.

“MECLİS’İN ÜZERİNE BOMBA YAĞDIRANLAR TÜRKİYE’NİN HAYRINDA BİRLEŞEN MİLYONLAR DEĞİLDİR”

CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke referandumu hatırlatarak, “Hem hayır hem evet diyecek olanlar bu memleketin evladıdır. Bizim için hepsi eşit değerdedir” dedi. Seli,n Sayek Böke konuşmasını şöyle sürdürdü:”Türkiye’ye anlatacak bir gelecek hikayesi kalmayanlar son çare korkuya ve korkutmaya başvuruyorlar. Geçtiğimiz günlerde şu karanlık ve kışkırtıcı ifade kullanıldı, 15 Temmuz gecesi F16 ‘tılarla bomba yağdıranlar bugünün hayırcılarıdır dendi. Çok açıkça ifadede etmek gerekiyor. Bu ifadenin kendisi açıkça bölücülüktür. Bu sözlerin devleti temsil etmesi gereken birinin ağzından çıkması tarihe geçicek bir hatadır. 2010 referandumundan sonra o referandumda hayır diyenler darbecidir denmişti. Oysa sonradan gördük ki o referandumda evet diyenler hepimizin tepesine bomba yağdırdılar. Bir darbe girişiminde bulundular. 15 Temmuz’da Meclis’in bu milletin üzerine bomba yağdıranlar bugün Türkiye’nin hayrında birleşen milyonlar değildir. Bizzat bugün hayır diyenleri darbecilikle suçlayanların bilerek isteyerek aracı olarak devlete ve orduya yerleştirdikleri hainlerdir. Hem hayır hem evet diyecek olanlar bu memleketin evladıdır. Bizim için hepsi eşit değerdedir . Bugün Türkiye’nin hayrında kimler birleşiyor biliyor musunuz ? Bugün hayır diyenler , siz FETÖ tarafından güya kandırılırken, sizi ısrarla uyaranlardı. Siz devleti ele geçirmek için terör örgütüne bu devleti teslim ederken sakın ha yapmayın diye ısrarla sizi uyaranlardı. Sizin FETÖ ile kumpas davalarıyla hapsettiğiniz vatan sever askerler ve aydınlar. Bugün hayır diyenler siz bir başka terör örgütüyle al gülüm ver gülüm müzakere yaparken şehirler bomba yığınağına dönüşürken göz yumarken buna yapmayın diyenler. Bugün hayır diyenler evladını Türkiye’de PKK’ya Suriye’de IŞİD’e şehit veren anneler. Bugün hayır diyenler sizin rant düzenizle işletmekte ısrar ettiğiniz madenlerde can güvenliği olmayan ölüme terk ettiğiniz madenciler ve aileleri. Bu insanları kendi siyasi hırsınız için ve kendi çıkarlarınız için terörist ilan etmeye Türkiye’yi böyle bölmeye hiçbirinizin hakkı yok. Şunun bilinmesini istiyoruz hem hayır hem evet diyecek olanlar bu memleketin evladıdır. Bizim için hepsi eşit değerdedir.”

“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP OLMAMANIN NE DEMEK OLDUĞUNU EN İYİ BİZLER BİLİRİZ”

Selin Sayek Böke, Almanya’nın Türkiye’ye yönelik tutumunu değerlendirdi. Böke şu ifadeleri kullandı: “Almanya’nın ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlayıcı bir tutumu oldu. Bu tutumla ilgili ortaya çıkan yanlışı kuvvetle ifade ettik. İfade özgürlüğüne sahip olmamanın ne demek olduğunu en iyi bizler biliriz. İfade özgürlüğünün kısıtlayanı olmayı da en iyi AKP bilir. Bu kısacık referandum sürecine bir bakalım ve anımsayalım, mitinglerimizin yasaklanmasından biz biliyoruz, terörist ilan edilmekten bunu biliyoruz, hakkımızda açılan sayısız soruşturmadan biz bunu biliyoruz. Gençlerimizin attıkları Tweet yüzünden mahkeme kapılarında süründürülmesinden ve tutuklanmasından bunu biliyoruz. İktidarın hoşuna gitmeyeni yazdı diye işinden edilen hapse gönderilen gazetecilerden biz bunu çok iyi biliyoruz. ”

“GÖNLÜMÜZDEN GEÇEN DAHA SAMİMİ VE DÜRÜST BİR SİYASETE GEÇMELERİDİR”

Selin Sayek Böke’nin , gazetecilerin “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Erdoğan’ı yalnız bırakmayaklarını gerekirse Avrupa’ya birlikte gidebileceklerini söyledi. Sayın Baykal Almanya krizinin ardından programını iptal etmişti. Dün Nihat Zeybekçi bir programa katıldı Almanya’da bununla ilgili değerlendirmeniz nedir ? ” sorularına yanıtı şöyle: ” Eski Genel Başkanımız her CHP’linin yapacağı gibi ilkesel bir tutumla hareket etmiştir. Gönlümüzden geçen Türkiye’de bütün siyasilerin aynı ilkesel tutumu sergileyecekleri daha samimi ve dürüst bir siyasete geçmeleridir. Gönlümüzden geçen bütün muhalalet partilerinin hem Türkiye’de hem dünyada ifade özgürlü için gereken cevabı gerektiği zaman vermeleridir. Dilerdik ki (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli) Türkiye dışında yaşananlara kabartıkları göz ve kulak Türkiye içinde bugün hayır diyenlere yaşatılıyor olan terörist damgasıyla ortaya konan gerçeğide aynı gözle aynı kulakla aynı sesle dillendirseydi.”
Kaynak: Hürriyet

10 ilde FETÖ operasyonu: 21 gözaltı

SİİRT, (DHA) – SİİRT Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 10 ildeki eş zamanlı FETÖ/PDY operasyonunda, örgütün yöneticisi konumundaki 21 şüpheli gözaltına alınırken, aranan 7 kişiyi yakalama çalışmaları sürüyor.
Diyarbakır, Adıyaman, Batman, Elazığ, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Mersin ve Şanlıurfa’da düzenlenen FETÖ/PDY operasyonu ile ilgili Siirt Valiliği’nce yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi:
“Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce FETÖ/PDY Terör Örgütüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında; FETÖ/PDY terör örgütünün il yapılanmasının deşifre edilerek çökertilmesi amacıyla bu güne kadar yapılan kapsamlı soruşturmalarda aralarında örgütün yönetici konumunda yer aldığı tespit edilen şahıslara yönelik, 03.03.2017 tarihinde Siirt Merkezli 10 ilde yapılan eş zamanlı operasyonda 21 şüpheli şahıs gözaltına alındı. Firari 7 şüpheli şahsı yakalama çalışmaları devam etmektedir.”
Kaynak: Hürriyet

Tümamiral Metin Özel’in kaçırılmasına ilişkin 9 subayın yargılanmasına başlandı (2)

Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) 15 Temmuz darbe girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel’i konutundan alarak Maltepe Askeri Cezaevi’ne kapattıkları iddiasıyla 5’i tutuklu 2’si firari 9 subay hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis İstemiyle açılan davanın ilk duruşması başladı. Tutuklu sanık Deniz Kurmay Binbaşı Cüneyt Aydoğan savunma yaptı.

“TERÖR SALDIRISI ALARMI OLDUĞUNU ZANNETTİM”

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada 5 tutuklu sanık ile 2 tutuksuz sanık hazır bulundu. Müşteki Emekli Tümamiral Mesut Özel de avukatıyla birlikte duruşmaya katıldı.

Duruşmada ilk olarak tutuklu sanık Deniz Kurmay Binbaşı Cüneyt Aydoğan savunma yaptı. 15 Temmuz günü Heybeli Ada’daki Deniz Harp Okulu’nda nöbetçi subay olarak görev yaptığını belirten Aydoğan, “O gün Deniz Lisesi’nden mezun olan 167 öğrenci komutanlığa geldi. Onların işlemlerini yaptım. Saat 21.00 sıralarında da bu öğrencileri izne çıkarttım. Saat 21.40’da internetteki haberlerden sıkıyönetim olduğunu öğrendim, ancak terör saldırısı alarmı olduğunu zannettim” dedi. Daha sonra haber merkezinden arandığını ve sıkıyönetim mesajı yayınlandığını öğrenince Personel Şube Müdürü Kurmay Binbaşı (firari sanık) Mustafa Köroğlu ile görüştüğünü, Köroğlu’nun da gelişmeleri takip etmesi için komutanı (Mesut Özel) karargaha götüreceğini, bu durumu komutana kendisinin telefonla söylemesini istediğini, kendisinin de komutanı arayıp sıkıyönetim mesajının yayınlandığını ve Köroğlu’nun sizi alıp karargaha götüreceğini söylediğini anlattı.

FİRARİ SANIĞI SUÇLADI

Cüneyt Aydoğan, saat 22.15’te haber merkezine giderek sıkıyönetim mesajını gördüğünü ancak mesajın 25-30 sayfadan oluştuğunu görünce sıkıyönetim değil, darbe olduğunu anladığını, bu durumu bildirmek için her iki komutanı da aradığını ancak ulaşamadığını söyledi. Aydoğan, birliğin emniyetini almak için devriye attığını, bu sırada Koramiral Adnan Özbal’ın kendisini aradığını ve Mesut Özel’e ulaşamadığını, ayrıca dışarıdan gelen mesajlara itibar etmemelerini, kendisinin verdiği sözlü emirleri dikkate almalarını emrettiğini söyledi. Aydoğan, daha sonra lojmana giderek Özel’in eşi Gamze Özel ile görüştüğünü, eşinin Maltepe Askeri Cezaevi’ne götürüldüğünü söylemesi üzerine güvenlik kameralarını incelediğini, burada Mesut Özel’in firari sanık Mustafa Köroğlu refakatinde usulüne uygun bir şekilde araca bindiğini gördüğünü belirtti. Aydoğan, görüntüleri izledikten sonra firari sanık Mustafa Köroğlu’nun oyununa geldiğini ifade ederek, kaçırılma olayının Köroğlu tarafından organize edildiğini o an anladığını ileri sürdü.

“BUNU BANA İLK SEN SÖYLEDİN. SEN DE ŞÜPHELİSİN”

Aydoğan yaşanan olaylardan sonra, Yarbay Ahmet Çakınberk’in yanına gelerek, komutan Mesut Özel’in talimatı doğrultusunda görevini bırakmasını söylediğini ancak bu talimatı komutandan duymak istediğini söylemesi üzerine Mesut Özel’in telefonda kendisine, “Bunu ilk sen bana söyledin. Bu nedenle sen de şüphelisin. Talimatları dinle. Görevini bırak” dediğini kendisinin de görevi bıraktığını ve bir gün sonra gelen polisler tarafından da gözaltına alındığını söyledi.

“FETÖ’CÜ DEĞİLİM. FETÖ’CÜ İKİ ÖĞRENCİNİN ATILMASINA ONAY VERDİM”

Aydoğana savunmasında FETÖ’cü olmadığını, Bylock programını kullanmadığını, eşiyle birlikte modern bir cumhuriyet ailesi olduğunu belirterek, FETÖ’cü oldukları iddiasıyla haklarında soruşturma açılan 2 askeri lise öğrencisinin atılması konusunda 2015 yılında komutanlığa görüş bildirdiğini ve 2 öğrencinin de okuldan atıldığını söyledi. Cüneyt Aydoğan, “Suçlu değilim. Eğer darbe başarılı olsaydı ilk tutuklayacakları kişi ben olurdum. Suçlu olanlar kaçtı” diye konuştu.

MAHKEME BAŞKANI: SIKIYÖNETİM BİR MESAJ ÜZERİNE ALINMAZ

Savunmasının ardından mahkeme başkanı İbrahim Lorasdağı, “Sıkıyönetim Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulunun toplanması üzerine alınır. Bir mesaj üzerine alınmaz. Siz bunu bilmiyor muydunuz?” sorusuna Aydoğan, “15 Temmuz öncesi yaşanan terör olayları nedeniyle terör tehdidinin yüksek olması nedeniyle sıkıyönetim ilan edildiğini düşündüm” dedi. Mahkeme başkanı Lorasdağı bu kez, “Ortada terör tehdidi yoktu. Ayrıca böyle bir tehdit olsa önce polis, sonra jandarma, sonra valilik isterse asker devreye girer. Sizin böyle bir muharip göreviniz mi vardı?” diye sordu. Aydoğan da, “Bizim sadece seferberlikte böyle bir görevimiz var. Bunun dışında görevimiz yok” diye konuştu.
Duruşmaya öğlen arası verildi.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ sanığı Tuğgeneral Güneşer: Vali ve belediye başkanını almak bana yakışmaz

Mutlu YUCA / BOLU,(DHA) – BOLU’da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aralarında 2’nci Komando Tugayı eski Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer’in de bulunduğu 3’ü tutuklu, 7’si tutuksuz 10 askerin yargılanmasına başlandı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Hakkari’de görevde olduğunu belirten Tuğgeneral Güneşer, “İsteseydim hemen karşımdaki Irak bölgesine geçerdim” dedi. Sıkıyönetim Komutanı olararak Vali ve belediye başkanının gözaltına alınması emrini verdiği iddiasıyla ilgili de Güneşer, “Valiyi ve belediye başkanını alıp yerine başkasını oturtmak bana yakışmaz” dedi.
Tutuklu sanıklar Tuğgeneral İsmail Güneşer, Tugay Kurmay Başkanı Yarbay Veli Ceylan ve Yüzbaşı Nuri Kıyak ile 1’i yarbay, 4’ü üsteğmen, 1’i teğmen, 1’i astsubay 7 tutuksuz sanığın Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. Duruşmada 3 tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan üsteğemen Mustafa Gürlü hazır bulundu. Diğer sanıklar ise katılmadı. Duruşma nedeniyle adliye önünde geniş güvenlik önlemleri alındı. Adliyenin önündeki yol demir bariyerlerle kapatıldı.
2.5 SAAT SAVUNMA YAPTI
‘Anayasayı ihlal’ ve ‘Terör örgütüne üye olmak’ suçlarından ağırlaştırılmış ömürboyu hapis ile 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan sanıklardan, sıkıyönetim atama listesinde Bolu ve Düzce Sıkıyönetim Komutanı olarak adı bulunan Tuğgeneral Güneşer, 2.5 saat savunma yaptı. Tuğgeneral Güneşer, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 27 yıl görev yaptığını, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaverliğini üstlendiğini, bu süre zarfında istihbarat tarafından ailesiyle birlikte incelendiklerini, bir olumsuzluk tespit edilmediğini söyledi. Darbe girişimini lanetlediğini belirten Tuğgeneral Güneşer şöyle konuştu:
“Benim ve ailemin bu örgütle hiç bir bağlantımız yok. Ne bankalarıyla na okullarıyla irtibatım olmadı. Bolu’da kışlada olaylara müdahale edecek kimse yok. Kent merkezine buradan araç çıkışı bile olmadı. Sözde sıkıyönetim direktifinden de tesadüfen haberim oldu. Listeyi hazırlayanların benim Hakkari’de olduğumdan bile haberleri yok. Ben isteseydim hemen karşımdaki Irak bölgesine geçerdim. Adımın listede olması beni de şaşırttı. Niye olduğumu anlayamadım.”
‘VALİ VE BELEDİYE BAŞKANINI ALMAK BANA YAKIŞMAZ’
Darbe gecesi Vali ve belediye başkanınını gözaltına alınması yönünde bir emrinin olmadığını ileri süren Tuğgeneral Güneşer, şöyle devam etti:
“Hiç bir şekilde benim kriz masasının açıldığından bile haberim yok. Düzce İl Jandarma Komutanı FETÖ’den tutuklu ve bu kişi benim hakkımda tutanak tuttu. Ben darbeye ilişkin olayları da karargah subayından öğrendim. Benim Hakkari’de olduğumdan haberleri yok. Ben nasıl Bolu’ya geleyim. Kendi karargahıma gitseydim sabaha kadar olaydan haberim olmayacaktı. Bolu’dan da kimse beni arayıp bilgilendirmedi. Kimseye darbeyi destekleyeceği yönünde emir vermedim. O gece İl Jandarma Komutanını arayarak paralelci olabileceğini söyleyip uyardım. Emniyet Müdürünün telefondaki konuşması hoşuma gitmedi. Tümen Komutanını arayıp Bolu’da sıkıntı olduğunu düşünüp yola çıkmak istedim. Helikopter istedim ama hava sahası kapalıydı. Karayoluyla Van’a gidecek konvoyla yola çıkmıştım geri çevirdiler. Valiyi ve belediye başkanını alıp yerine başkasını oturtmak bana yakışmaz. Ellerinde ağır silahlar ve araçları olan emniyet müdürünü gözaltına aldırmak istemek de intihar olur.”
‘EMNİYET MÜDÜRÜ BENİ ÇİLEDEN ÇIKARDI’
Vali, belediye başkanının da bulunduğu ortamda telefonda konuştuğu İl Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya’ya, “Lojmana yaklaşanın beynini alırım” dediğini doğrulayan Tuğgeneral Güneşer şöyle dedi:
“O sözleri toplanan kalabalıkta olabilecek provakatörler için söyledim. Emniyet Müdürü ve İl Jandarma Komutanı Albay Türker Yılmaz’dan şüphelendim. Kızılkaya, bana kumpas kurarak Vali ve Başsavcı ile birlikte toplantıdayken beni aradı. Emniyet Müdürünün laubali ve ciddiyetsiz hareketleri beni çileden çıkardı ve bağırmaya başladım. Beni kumpas ortamına getirdi. Ben vatandaşları oradan uzaklaştırmasını istedim. Bana idam da verebilirsiniz, müebbet hapis cezası da. Benim vicdanım rahat. Ben gece 03.30’da ayrıca ‘asker çıkmasın’ diye emir verdim” dedi.
Güneşer’in yaklaşık 2.5 saat süren savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Gülen’in akrabası olan ‘abla’ savunma yapmadı

Selda Hatun TAN / İZMİT(Kocaeli), (DHA) – KOCAELİ’de, Fethullahçı Terör Örgütü’nün elebaşı Fethullah Gülen’in akrabası olan, örgütte ‘abla’ olarak tanımlanan Şüheda Gülen ve birlikte aynı evde yakalanan Ebru Dursun hakim karşısına çıktı. Gülen cezaevinde avukatıyla görüşemediğini ileri sürerek savunma yapmadı.
FETÖ/PDY’nin evlerine yapılan baskında terör örgütünde ‘abla’ olarak tanımlanan Fethullah Gülen’in kuzeninin kızı olan Şuheda Gülen ve yanında bulunan Ebru Dursun gözaltına alındı. Tutuklanan Şuheda Gülen ile Ebru Dursun’un ‘Terör örgütü kurma ve yönetme, terör örgütüne üye olma’ suçlamasıyla bugün Kocaeli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. Şuheda Gülen cezaevinde avukatı ile görüşemediğini beyan ederek savunma yapmadı. Gülen’in avukatı Serdar Gündüz cezaevine dosya alınmadığını, görüşmelerinin kayıt altında yapıldığını ve bu şartlar altında savunma yapılamayacağını belirtti.
Ebru Dursun ise Kocaeli Üniversitesi mimarlık bölümü öğrencisi olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Kocaeli’ye ilk geldiğimde kalacağım ev için Tekirdağ’dan öğretmenin Sema isimli birini söyledi. Onunla tanıştım, ilk sene İzmit merkezde bir evde kızlarla aynı evde kaldım. Ev kirası ve masraflar için Sümeyye’ye para veriyorduk. İkinci sene yine İzmit merkezde başka bir eve geçmem istendi. Bana ‘abla’ diyorlardı. Paraları toplayıp giderleri karşılıyordum. Daha sonra başka bir evde kaldık. Ben yurtta daha kolay olur diye yurda geçtim. Burada belletmenlik görevi yaptım. Görevim Kur’an-ı Kerim okumak ve bilmeyenlere öğretmekti. Yaz okuluna geldiğimde Fildişi Sahili uyruklu A.A. ile İzmit’te bir evde kaldık. 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Daha önceden tanımadığım Şuheda Gülen eve geldi. Orada tanıştık. A.A ile Şuheda ve ben 1 gece evde kaldık. Sonra Şuheda ‘başka bir eve geçelim’ dedi. Onun önerisi üzerine oraya geçtik. 1 gece kaldık. Sabah polisler operasyon yaptı. Şuheda ile yeni tanışmıştım.”�
KARARTACAK DELİL YOK
Şuheda Gülen’in avukatı Serdar Gündüz ise, “Dosyada karartılacak bir delil yok. Şuheda’nın babası ile Fethullah Gülen amca çocukları. 2009 yılında üniversite kazansa da 7 yılda bitirememiş. Sadece soyadından kaynaklı bir durum. Serbest bırakırsanız size minnettar kalırız. Tutukluluğunun devamını isterseniz de anlayışla karşılarız” diye konuştu.
Mahkeme heyeti gerekli delillerin incelenmesi, Bylock raporlarının sorgulanmasını talep ederek sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Bir ayda 2,1 milyar TL’lik ciro

GYODER tarafından yapılan açıklamada, “20 yıl vade” kampanyasının bir aylık satış ve ciro rakamları duyuruldu. Sadece bir ayda gerçekleşen satış rakamları sektöre ciddi bir hareketlilik kazandırdı.

Orta gelirlinin konut edinmesinin hedeflendiği “20 yıl vade” kampanyası kapsamında, 2 bin konut satışı yapılırken, yaklaşık 2 milyar 100 milyon TL’lik ciro elde edildi. 1 Şubat’ta başlayan, 31 Mart’a kadar devam edecek kampanya kapsamında GYODER üyesi 41 firmanın 109 projesinde, ilk 1 ayda toplam 2 bin konut ve 279 ofis satıldı.

“BU DÖNEM KONUT ALANLAR KAZANÇLI ÇIKACAK”

Açıklamada görüşlerine yer verilen GYODER Başkanı Aziz Torun, inşaat maliyetlerinin yükseldiği bir dönemde konut geliştiricilerin kampanya başlatmasının alıcılar için önemli bir fırsat olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Gayrimenkul sektörü temsilcileri, sektöre ve ekonomiye ivme kazandırmak için ‘uzun vade ve düşük faizli’ satış modeliyle tüketiciye yeni bir alternatif getirdi. Ev alma konusunda sınırlı imkanları olan ve daha uzun vadeleri tercih eden tüketiciler için sunulan 0,75-0,85 faiz bandı da, yıllık yüzde 10’un altında olmasından dolayı sürdürülebilir bir orandır. Maliyetlerin yükselmesi, döviz kurunda yaşanan artışın birçok projeye yansımasına rağmen, firmaların kâr marjını geriye çekerek fiyatları sabit tutmasından dolayı bu dönem konut alan tüketici kazançlı çıkacak.”

Torun, kampanya başladıktan sonra satış ofislerine girenlerin sayısının üç kat arttığına dikkati çekerek, kampanya sonrasında fiyatların yükseleceği uyarısında bulundu.

Satış ofislerine 20 yıl vade için gelip 10 yıl vade-düşük faiz kampanyasını tercih edenlerin de çok fazla olduğuna işaret ederek, “Yeni başlayacak projelerde bu fiyatlarla satış yapmak mümkün olmayacak. Ev sahibi olmak isteyenler bu fırsatı iyi değerlendirmeli çünkü maliyetlerdeki artış nedeniyle konutlarda yüzde 5-10 oranında fiyat artışlarının zorunlu olacağını düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

GYODER’in 15 Temmuz FETÖ darbe girişimininin ardından başlattığı “Gayrimenkulde Güç Birliği Daha Güçlü Türkiye” kampanyası da sektöre önemli bir ivme kazandırmıştı. 1 Ağustos’ta başlayan ve yoğun talep üzerine 15 Ekim’e kadar uzatılan ilk kampanya ile 3 bine yakın konut ve yaklaşık 400 ofis satışı gerçekleştirilmiş, sektörde 2,6 milyar TL ciro elde edilmişti.
Kaynak: Hürriyet

CHP’li Cankurtaran’dan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne eleştiri

Cem ULUCAN/AYDIN, (DHA)- CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kabulü durumunda Başkan’ın sınırsız yetkilere kavuşacağını anlatırken, “Kripto bir FETÖ’cü başkan olsa ve ’15 Temmuz’da sokağa, tankların önüne çıkanları tutuklayın’ dese bu sistemde onu engelleyecek mekanizma yok” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, referandum çalışmaları kapsamında Aydın’a geldi. CHP Aydın İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Özlem Çerçioğlu, CHP İl Başkanı Bayram İnci, Efeler Belediye Başkanı CHP’li Mesut Özakcan ve partililer de toplantıya katıldı. Şu an önerilen Cumhurbaşkanlığı sistemini 1997’de Fethullah Gülen’in de önerdiğini söyleyen Cankurtaran, Erdoğan’ın 1993 yılında Başkanlığa karşı çıkan açıklamalarını hatırlatarak, “Sonradan fikri değişti. Başkanlık fikrini Erdoğan’ın kafasına bir dönem sıkı fıkı olduğu FETÖ sokmuş olabilir” dedi.
Yapılan son bir araştırmaya göre AK Partililer’in yüzde 26’sının da ekonominin kötü yönetildiğini düşündüğünün ortaya çıktığını kaydeden Cankurtaran, AK Partililere çağrı yaparak, “Vereceğiniz bir ‘hayır’ oyu yöneticilerinize bir dost uyarısı olacaktır. ‘Biz sizi ülkeyi yönetesiniz diye oraya gönderdik; işsizliğe yoksulluğa çözüm bulun diye ülkenin bu kadar derdi varken, ne diye ülkenin rejimini değiştirmeye çalışıyorsunuz’ demiş olacaksınız” diye konuştu. Başkanlığı, Atatürk’le hesaplaşma olarak gören ve bu nedenle ‘evet’ demeleri gerektiğine inanan insanlar olduğuna dikkati çeken Cankurtaran, şöyle devam etti:
“Bunda AK Parti yöneticilerinin sürekli Cumhuriyetin ilk yıllarını hedef alan açıklamaları, bir kesimin Başkanlığı bir rövanş olarak görmesi sonucunu doğurmuştur. Bu söylemlerinden vazgeçmeliler” uyarısında da bulundu. Aydınlılara seslenen Cankurtaran, “Beş yıl boyunca milletin seçtiği Meclis bile Başkanı’nın atadığı bakanları ve yardımcılarını denetleyemeyecek. Atananların tek derdi de Başkan’a yaranmak olacak, kısa süre sonra ulaşılamaz hale gelecekler. Sorunlarınızı anlatmak için diyelim ki bir heyetle Aydın’dan Ankara’ya gittiğinizde muhatap bulamayacaksınız. Bunlara dur demenin yolu sandıkta hayır demekten geçiyor.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Bakan Eroğlu, Simav’da anayasa değişikliğini anlattı

Mehmet YENEN/SİMAV(Kütahya), (DHA)- ORMAN ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kütahya’nın Simav İlçesi’nde yaptığı konuşmada, yeni hükümet sistemiyle cumhurbaşkanının yürütmenin başı olacağı için daha fazla hesap vereceğini söyledi.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, açılış ve temel atma törenleri için geldiği Simav İlçesi’nde Cumhuriyet Meydanı’ndan halka seslendi. Bakan Eroğlu’nun Simav ziyaretine Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayır, Simav Kaymakamı Türker Çağatay Halim, AK Partili Kütahya Milletvekili Süleyman Özkan ile bakanlığın bürokratları da katıldı. Türkiye’nin bir türlü yakalayamadığı istikrarı 16 Nisan’da yapılacak referandum sonrası halkın hür iradesi sayesinde vereceği ‘Evet’ oylarıyla yakalayacağını savunan Bakan Eroğlu, şöyle dedi:
“Yeni sistemde cumhurbaşkanı halka her konuda hesap verecek konumda. Oysa şimdiki sistemde cumhurbaşkanından hesap sormak mümkün değil. 1982 Anayasası’nda cumhurbaşkanına bütün yetkiler verilmiş. İstediği bakanı alabilir, istediği kişiyi yeni bakan tayin eder. Ama yeni hükümet sistemiyle artık cumhurbaşkanı yürütmenin başı olduğu için ona hesap sorulabilecek. Bu yüzden ben şahsen cumhurbaşkanının yerinde olsam böyle bir sistemi istemem. Sonsuz yetki var, sorumluluk yok. Düşünün Amerika’da kaç başkan geldi geçti. Aşağı yukarı bir başkan hariç hepsi süresini tamamlamış, çünkü istikrar var, dolayısıyla Amerika büyümüş. Ama biz hala dünyanın 16’ncı ekonomisiyiz. Bu yüzden Türk milletine bu sistem yakışmaz, bizim çok daha ileri noktalarda olmamız lazım. Bu da yeni bir sistemle mümkündür.”
Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için pek çok devletin PKK, FETÖ ve diğer terör örgütlerine finans desteğinin yanında silah, malzeme ve eğitim desteği sağladığını belirten Bakan Eroğlu, bu ülkelerin tarih sahnesinden silinmesi için dua ettiğini söyledi. Bakan Eroğlu, yapımı tamamlanan Simav’a bağlı Kiçir Köyü yakınlarındaki göleti hizmete açtıktan sonra Kütahya’nın Emet İlçesi’ne hareket etti.

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

CHP’li Gök: Sayın Çavuşoğlu adam gibi ol, Dışişleri Bakanlığı’nı yap

Nursima KESKİN / ANKARA, (DHA) – CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, bakanların Avrupa ülkelerine alınmaması üzerinden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu eleştirerek, “Sayın Çavuşoğlu adam gibi ol, Dışişleri Bakanlığı yap, itibarını koru Türkiye’nin. İşin bu. Türkiye’yi yerlerde süründürmek değil. Sıkıştın köşeye seni kimse dikkate almıyor, bakanlarını Avrupa ülkelerine sokamıyorsun sen önce bunun hesabını ver. Nasıl bu itibarı yerle bir ettin hesabını ver” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Gök, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP’li Gök, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın referandum kampanyasında gerçek dışı beyanlarla algı yarattığını savunarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ’15 Temmuz gecesi bomba yağdıranlar bugünün hayırcıları’ sözlerini anımsattı.

CHP’li Gök, “Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar korkuyor. Referandumdan çıkacak hayır sonucunu şimdiden görüntüledikleri için akla ziyan açıklamalar yapıyorlar. Bir cumhurbaşkanı düşünün ki ülkesinin yarısını teröristlerle iş birliği yapan konumda değerlendiriyordu. 16 Nisan’da hayır oyları yüzde elli üstüne çıktığında siz yarısı terörist dolu bir ülkenin cumhurbaşkanı mı olacaksınız? Nasıl bir aymazlık bu. Hayır diyenleri terör örgütleriyle yan yana getirerek anayasa değişikliğini farklı platforma oturtmak istiyor. Neden evet denmesi gerektiğini anlat. Bu toprağın uğruna ölenleri 15 Temmuz gecesi gördük diyor. Bomba yağdıranlar bugünün hayırcıları diyorlar. Bunu cumhurbaşkanı diyor. Bomba yağdıranların akrabasını arıyorsun, Mehmet Dişli’nin kardeşi akrabası Şaban Dişli’ye bir göz at. FETÖ’den dolayı herkesi suçlayan bir ortam içinde eğer AKP genel başkan yardımcısı FETÖ iddianamesinin baş sanığı ise bu gerçekle yüzleş, sağa sola çamur atma. Gülen’i ziyaret eden milletvekillerine bak. İsterseniz ben size onların fotolarını göstereyim” diye konuştu.

“BU SÖZÜ SÖYLERKEN AYNAYA MI BAKIYORDUNUZ YOKSA GEÇMİŞ BAŞBAKANLARI MI KASTETTİNİZ?”

Başbakan Binali Yıldırım’ın Sinop mitingindeki ‘Türkiye’de abidik gubidik işler oluyor ve başbakanlar ortaya çıkıyor’ açıklamasına da değinen Gök, şunları söyledi: “Binali Yıldırım bu sözü kime söyledi. Kim abidik gubidik Başbakan İsmet İnönü mü, Abdullah Gül mü kimdir? Türkiye Cumhuriyetine bu yöntemlerle başbakan olan şahıs kimdir? Kim abidik gubidik yöntemlerle başbakan olmuştur Ahmet Davutoğlu mu, İnönü mü, Ecevit mi bu yöntemlerle mi başbakan oldu yoksa halktan aldıkları oylarla mı olmuştur. Başbakanın Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinden tarihi bir özür dilemesi gerekiyor. Türkiye cumhuriyeti hükümetlerinin manevi havasına hakaret etmiştir. Bunun arkasındayız. Bu soruyu gördüğümüz her yerde Binali Yıldırım’a soracağız. Siz bu sözü söylerken aynaya mı bakıyordunuz kendinizi mi tarif ettiniz yoksa gelmiş geçmiş diğer başbakanları mı?”

“ABİDİK GUBİDİK SÖZLERLE TÜRKİYE’Yİ YÖNETEN SİZLER VAR”

Referandumdan sonra terörün bitirileceği sözünü veren Başbakan Yıldırım’ı eleştiren CHP’li Gök, “Başbakan da çığırından çıktı. Yazıklar olsun sana başbakan. Senin elinde her türü yetkin var. 16 Nisan’dan sonra terör nasıl bitecek. Terör örgütleriyle bir pazarlık içinde misiniz, nasıl bitecek terör? Böyle abidik gubidik sözlerle Türkiye’yi yöneten sizler var” dedi.

“ADAM GİBİ OL, DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINI YAP”

Bakanların Avrupa ülkelerindeki programlarının iptal edilmesine ilişkin de şu değerlendirmede bulunan CHP Grup Başkanvekili Gök, şöyle konuştu: “Böyle bir tablo dış politikanın bir iflasıdır. Türkiye’nin dışarıdaki itibarının ne denli zayıfladığının göstergesi. Türkiye’nin irtibatını kimler bu kadar ayaklar altına aldırdı? Cumhurbaşkanı seslenmiş ‘Almanya’ya beni almazsanız dünyayı ayağa kaldırırım.’ Ayağa kalkacak dünya da kalmamış Türkiye için. Cumhurbaşkanı gitmek istediği zaman rahatça gitmelidir. Bu iktidarın dışarıda hiçbir itibarı kalmamıştır. İçimizi kanatan uygulamalara tanık oluyoruz bu iktidar yüzünden. Dış politika böyle mi yürütülür? Yürütmesi gereken hükümet ve Dışişleri Bakanı. Dışişleri Bakanı, Almanya ve Avusturya’da bu krizler yaşanırken diyor ki CHP içinde DHKP-C’li milletvekilleri var diyor. Şu iftiraya, aymazlığa bakın. Sayın Çavuşoğlu bu sözünü ispat edeceksin. Seninle yargı önünde hesaplaşacağız. CHP içinde bir tek böyle bir vekil olduğunu kanıtlamak durumundasın. Seni müfteri ilan ediyoruz. Bu konuşmalar nedeniyle yargı önünde hesap vereceğin bir süreci yaşayacağını bildiriyoruz. Adam gibi ol, Dışişleri Bakanlığı yap, itibarını koru Türkiye’nin. İşin bu. Türkiye’yi yerlerde süründürmek değil. Sıkıştın köşeye seni kimse dikkate almıyor, bakanlarını Avrupa ülkelerine sokamıyorsun sen önce bunun hesabını ver. Nasıl bu itibarı yerle bir ettin hesabını ver. CHP’yi böyle suçlamak senin ne haddine. Böyle bir tablonun ağır hesabını vereceksin Çavuşoğlu bundan kurtulamazsın”
Kaynak: Hürriyet

Sivas’ta FETÖ’den 2 kamu çalışanı tutuklandı

Hüsnü Ümit AVCI/ SİVAS, (DHA)- SİVAS’ta Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında gözaltına alınan 2 kamu çalışanı tutuklandı.
Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 2 Mart’ta örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’u kullandığı tespit edilen çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlara yönelik Sivas merkezli İstanbul, Kayseri, Samsun, Nevşehir, Mersin illerinde ve Sivas’a bağlı 6 ilçede gerçekleştirilen operasyonda 33 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan bu kişilerden 6’sı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden alınan ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. İşlemleri tamamlanan 7 şüpheli de adliye sevk edildi. Adliye sevk edilen 2 şüpheli tutuklanırken, 5 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gözaltında bulunan 20 kişinin Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemleri ise devam ediyor.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ şüphelisi 6 kişi adliyede

Güneş ATAGÖZ/ ÇEŞME (İzmir), (DHA)- İZMİR’in Çeşme İlçesi merkezli FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 6 kişi, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
FETÖ/PDY’ye yönelik geçen perşembe günü, Çeşme merkezli, Ankara, Kayseri, Manisa ve İzmir’de eş zamanlı operasyon yapıldı. Kamudan ihraç edilen ya da açığa alınan, aralarında polis, asker ve vergi dairesi memurunun da yer aldığı O.K., M.Ö., İ.Ö., A.G, Ü.K., Y.Y. ve M.H.B., gözaltına alındı. Şüphelilerin örgütün gizli haberleşme sistemi ‘ByLock’ kullanıcısı olduğunun belirlendiği belirtildi. Şüphelilerden O.K., Savcılığın talimatıyla serbest kaldı. Diğer 6 şüpheli ise işlemlerinin tamamlanmasının ardından bu sabah adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Zonguldak’ta FETÖ şüphelisi 10 kişi adliyede

Gürkay GÜNDOĞAN/ ZONGULDAK, (DHA)- ZONGULDAK’ta, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 10 kişi, adliyeye sevk edildi.
Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, 7 imam, 2 öğretmen ve 1 üniversite öğrencisi gözaltına aldı. 1 imam ise ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Şüphelilerden bazılarının örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’ kullandığı ve sohbet toplantıları düzenlediği belirtildi.
Emniyette işlemleri tamamlanan 1’i kadın 10 kişi, adliyeye sevk edildi. Şüpheliler arasında bulunan C.K.’nın, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olduğu ve kamuda görevli imamlardan sorumlu sözde ‘il imamı’ olduğu ileri sürüldü.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

FETÖ’nün ‘avukatlar imamı’ ikinci kez ek süre istedi

Fatih YILMAZ/ TOKAT, (DHA)- TOKAT’ta Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturmada, örgütün ‘Türkiye avukatları imamı’ olduğu suçlamasıyla tutuklanan Şenel Somuncu, ikinci kez hakim karşısına çıktı.
Tokat’ta FETÖ/PDY’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında örgütün ‘Türkiye avukatları imamı’ olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan ve hakkında ‘silahlı terör örgütü’ yöneticiliğinden dava açılan, Şenel Somuncu, ikinci kez hakim karşısına çıktı. İlk mahkemede savunması için ek süre isteyen Şenel Somuncu, bugünkü duruşmada da savunma yapmayacağını söyleyerek, “Cezaevinde uygun ortam olmadığı için savunmamı hazırlayamadım. Mahkemenizden savunmamı hazırlamam için ek süre istiyorum. Savunma yapmam için 3 ay süre istiyorum. Çok sayıda evrak var” dedi.
Mahkemeye heyeti, sanığa savunmasını hazırlaması için son kez ek süre verilmesine ve tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı 6 Nisan’a erteledi. Somuncu hakkında ‘terör örgütü yöneticiliği’ suçundan 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Kalkan: “Onlara ‘Yalan’ şarkısını söyleyeceğim”

AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan, partisinin Narlıdere ve Güzelbahçe ilçe danışma toplantılarına katıldı. Kalkan, “Hayır’cıların propagandası külliyen yalan, araştırmadan soruşturmadan algı operasyonu yapmaya kalkıyorlar. Elimden gelse onlara İbrahim Tatlıses’in ‘Yalan’ şarkısını söyleyeceğim” dedi.

AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan, referandum öncesi Almanya’nın izlmediği tutumu eleştirerek, şöyle konuştu:

“Türkiye’de ki gelişimden rahatsız olanların ülkelerinde hayır propagandası yaptığına dikkat çeken Kalkan, “Türkiye’ye 3 tane boğaz köprüsü yaparsanız, denizin altından tren geçmezken Marmaray gibi dev bir projeyle dünyanın iki yakasını birbirine bağlarsanız, yılda 150 milyon kişinin kullanacağı dünyanın en büyük havalimanını İstanbul’a yaparsanız ve bunu yaptığınız için Almanya’nın göbeğindeki 100 milyon kişilik havalimanının kapasitesini atıl bırakırsanız, İstanbul Boğazı’ndan geçerken bütün İstanbul’u tehdit eden geçişlere karşı yeni bir kanal açarsanız tabi ki düşman olurlar. Tabi ki bize ülkelerinde propaganda yapma fırsatı vermezler çünkü bizim gelişmemizden korkuyorlar tarih akıllarına geliyor.”

“AÇIK OY GİZLİ TASNİFLE SEÇİM KAZANDILAR”

AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Türkiye Cumhuriyeti’nde açık oy, gizli tasnif ile 1946 yılında seçim alındığına dikkat çeken Kalkan, “1950’de bir seçim daha yaptılar o seçimden de yüzde 52 oyla ‘Yeter Söz Milletin’ diyen Adnan Menderes çıktı. 1960’ta sen bizim emrimize girmiyor diyerek ihtilal yaptılar. Bu ihtilali yapan cuntacılar, ‘halk için ihtilal yaptık’ dedi. Bunlar halk için hiçbir şey yapamazlar. Halk için ihtilal yapıyorlar üç tane devlet adamını asıyorlar. Siz halk için hiçbir şey yapamazsınız. Halka hizmeti halktan olanlar, vatandaşın derdiyle dertlenen, vatandaşın içinden çıkmış liderler yapar” dedi.

YALAN ŞANKISIYLA GÖNDERME YAPTI

AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan, ‘hayır’ propagandası yapanların yalan söylediğini öne sürerek, onlar için İbrahim Tatlıses’in “Yalan” şarkısını söyleyeceğini öne sürdü. Kalkan, “Biz halkın oyuyla geliyoruz. Bu halk oylamasında Türkiye’nin vesayetçilerin etkisi altında kalmasını isteyeneler hayır diyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişmesini büyümesini isteyen bizler ‘evet’ diyoruz. Biz dünyayı takip ediyoruz. Ona göre bir değişimin içine girdik. Hayır’cıların propagandası külliyen yalan, araştırmadan soruşturmadan algı operasyonu yapmaya kalkıyorlar. Elimden gelse onlara İbrahim Tatlıses’in ‘Yalan’ şarkısını söyleyeceğim. AK Parti bir tarih yazıyor. Tarihi de milletimizle yazıyoruz. Diktatörlükmüş, diktatörlük tankın arkasında, içinde gitmekle olur, biz tankların önünde duruyoruz. Tahlili sizler yapın. 15 Temmuz’u hatırlayın hain FETÖ terör örgütünün ülkemize, milletimizin iradesine yapamaya kalkıştığı darbe girişimde kahraman milletimizle alt üst etmedik mi? Şimdi de milletin gücüyle ülkemizi güzel günler bekliyor. Bizim ‘işimiz hizmet, gücümüz millet” dedi.

İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

Edirne’de FETÖ’den 6 gözaltı

Engin ÖZMEN/ EDİRNE,(DHA)- EDİRNE’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aralarında polis, avukat ve öğrenci ablasının da olduğu 6 şüpheli gözaltına alındı.
Edirne Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Edirne Devlet Hastanesi’nin müdürü Ömer T., hastanenin eski müdürü Veli Ş., İstanbul’da öğrenci ablası olduğu öne sürülen kızı Büşra Ş., örgütün kriptolu iletişim programı ‘ByLock’ kullandıkları belirlenerek meslekten ihraç edilen komiser yardımcısı Mehmet D. ile polis memuru İhsan Y. ve avukat Harun B.K. gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler savcılık sorgusuna alındı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Yozgat’ta 2 Vali Yardımcısı görevden alındı

Yozgat Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, vali yardımcılarının soruşturmaların selameti açısından görevden uzaklaştırıldığı belirtildi.

Açıklamada şöyle denildi:
“Olağanüstü Hal kapsamında alınan tedbirlere ilişkin KHK kapsamında milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı ve irtibatı olabileceği değerlendirilen Yozgat Valiliğinde görevli Vali Yardımcıları E.E. ve D.E., haklarında yürütülen soruşturmaların selameti açısından İçişleri Bakanlığı’nca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137 ve devamı maddeleri uyarınca görevden uzaklaştırılmışlardır.”

Kaynak: Hürriyet

Yozgat’ta 2 Vali Yardımcısı görevden alındı

Harun GÖKÇEOĞLU / YOZGAT, (DHA) – YOZGAT’ta 2 vali yardımcısı FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında görevden uzaklaştırıldı.
Yozgat Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, vali yardımcılarının soruşturmaların selameti açısından görevden uzaklaştırıldığı belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:
“Olağanüstü Hal kapsamında alınan tedbirlere ilişkin KHK kapsamında milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı ve irtibatı olabileceği değerlendirilen Yozgat Valiliğinde görevli Vali Yardımcıları E.E. ve D.E., haklarında yürütülen soruşturmaların selameti açısından İçişleri Bakanlığı’nca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137 ve devamı maddeleri uyarınca görevden uzaklaştırılmışlardır.”
Kaynak: Hürriyet

Uşak’ta FETÖ’den 43 kişi adliyede

Yavuz KUŞDEMİR/ UŞAK, (DHA)- UŞAK merkezli 20 ilde düzenlenen FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonda gözaltına alınan 15’i kadın 43 kişi, Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Uşak İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ/PDY’ye yönelik sürdürülen soruşturma kapsamında, geçen 23 Şubat’ta, örgütün dershane ve özel okullarında görev yapan 43 öğretmenin yakalanması için operasyon yaptı. Uşak merkezli 20 ilde yapılan eş zamanlı operasyonda 15’i kadın 43 kişi gözaltına alındı. Emniyette işlemleri tamamlanan şüpheliler, hastanedeki sağlık kontrolünün ardından geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Adıyaman’da FETÖ operasyonu: 11 gözaltı

Mahir ALAN/ ADIYAMAN (DHA)- ADIYAMAN’da, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda 11 kişi gözaltına alındı.
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aralarında; Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü S.A.B., DHMİ İl Müdürü H.Ç., Tut Mal Müdürü O.K.’nın da aralarında bulunduğu 11 kişiyi gözaltına aldı. Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen şüphelilerin, terör örgütü FETÖ ile irtibat ve ilişkilerine yönelik sorgulandığı bildirildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Son bir haftada 201 operasyon

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 27 Şubat-6 Mart tarihleri arasında, Jandarma Özel Harekat (JÖH), Jandarma Komando Birlikleri, Polis Özel Harekat (PÖH) ayrıca iç güvenlik operasyonları çerçevesinde 201 operasyon gerçekleştirildi. TSK’nın hava ve kara unsurlarınca yapılan operasyonlarda, örgüte yardım ve yataklık iddiasıyla 386 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 32 kişi tutuklandı. Ülke genelinde yürütülen bu operasyonlarda; 2’si ölü, 7’si sağ yakalanan, 1’i teslim olan toplam 10 terörist etkisiz hale getirildi.

FETÖ/PDY OPERASYONLARI KAPSAMINDA 45 KİŞİ TUTUKLANDI

Sol terör örgütleriyle mücadele kapsamında, sol terör örgütü ile irtibatlı olduğu değerlendirilen 12 kişi gözaltına alındı. Yabancı teröristlerle mücadele kapsamında, DEAŞ terör örgütü ile irtibatlı olduğu değerlendirilen 12 kişi gözaltına alındı. FETÖ/PDY ile mücadele kapsamında ise 920 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 45’i tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

Adem Huduti hakim karşısına çıkıyor

Malatya’da Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin tutuklu eski 2. Ordu Komutanı Adem Huduti, bazı generaller, subay ve astsubaylar ile erlerin de aralarında bulunduğu 76 sanığın yargılanmasına yarın başlanacak.

Malatya’daki 2. Ordu Komutanlığı ve 7. Ana Jet Üs Komutanlığındaki darbe girişimine ilişkin haklarında kamu davası açılan, aralarında tutuklu eski 2. Ordu Komutanı Orgeneral Huduti, eski 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun, eski 7. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık, eski 2. Ordu Harekat Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş, eski 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, meslekten ihraç edilen 2. Ordu’da görevli Tuğgeneral Ersin Yıldırım ile subay, astsubay ve erlerden oluşan 76 sanık, dava için özel hazırlanan, bin 52 metrekarelik kapalı alana sahip Yakınca Spor Salonu’nda yargılanacak.

Adliyedeki duruşma salonlarının fiziki yetersizliği nedeniyle hazırlanan spor salonunda 224 tribün koltuğu, 80 masa ve 200 sandalye bulunuyor.

İDDİANAMEDEN…

Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz ve Başsavcıvekili Mehmet Badem tarafından hazırlanan, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 165 sayfalık iddianamede eski 2. Ordu Komutanı Orgeneral Huduti, bir numaralı şüpheli olarak yer alıyor.

‘NE YAPTINIZ ÇOCUKLAR, BENİ DE YAKTINIZ’

Eski 7. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık’ın cezaevi girişinde Huduti’ye, “Olmadı işte komutanım, başaramadık.” dediği belirtilen iddianamede, “Şüpheli Adem Huduti’nin tutuklandıktan sonra diğer şüpheliler Avni Angun ve Emin Ayık ile Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevki sırasında, Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu girişinde, mahkum kabul bölümünde ilk kez karşılaştıkları, şüphelilerin kişisel malzemelerinin bulunduğu yere gittikleri sırada Adem Huduti’nin daha önceden görüşmediği ve araçtan indirildiği yerde gördüğü şüpheliler Avni Angun ve Emin Ayık’a, ‘Ne yaptınız çocuklar, beni de yaktınız.’ şeklinde beyanda bulunduğu belirtildi.

‘OLMADI İŞTE KOMUTANIM, BAŞARAMADIK’

7. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık’ın da ‘Olmadı işte komutanım, başaramadık.’ şeklinde karşılık verdiği, Avni Angun’un da ‘Biz ve sizi’ şeklinde söylemde bulunduğu, şüphelilerin sevkine refakat eden jandarma görevlileri İ.M, S.K. ve R.P’nin beyanları ile 23 Temmuz 2016 tarihli tutanaktan anlaşılmıştır.” İddianamede, ayrıca dönemin 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun’un, 16 Temmuz sabahı Şemdinli Tekeli bölgesindeki karakola saldırı olduğu yalanıyla 6 kişilik insanlı keşif uçağı hazırlanması talimatı verdiği ifade edildi.

OPERASYONU ENGELLEDİ İDDİASI

Şüpheli eski 2. Ordu Komutanı Orgeneral Huduti’nin “Yurtta Sulh Konseyi” tarafından yayınlanan “Harekat Yıldırım” öncelik dereceli gizli mesaj formunda “2. Ordu Komutanlığı görevine devam” şeklinde tekrar görevlendirildiği aktarılan iddianamede, şu bilgilere yer verildi:

“Şüpheli Adem Huduti’nin Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan mesaj formunda ‘Görevine devam’ şeklinde görevlendirdiği, şüphelinin darbe teşebbüsüne fiilen katılan personelin kimler olduğunun aydınlığa kavuştuğu ve bu kalkışmanın yasa dışı olduğunu bildiği ve öğrendiği halde söz konusu personelin etkisiz hale getirilmesi için imkan ve şartlar birkaç defa oluşmasına rağmen, bu hususta zamanında ve etkin karar vermemesi neticesinde darbe teşebbüsünde bulunanların ele geçirilme sürecinin uzamasına neden olduğu hatta daha öncesinde güvenlik kuvvetlerince İnönü Kışlası’ndaki darbecilerin yakalanması ve etkisiz hale getirilmesi için operasyon yapılmasını sürekli engellediği, darbe girişiminin hemen akabinde 1. ve 3. Ordu komutanları ile bir kısım kolordu komutanlarının bu darbe girişimine karşı milletin ve devletin yanında oldukları yönündeki basın açıklamalarının televizyonda yayınlanması, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın, bu girişimin bir darbe olduğunu basın yoluyla canlı yayında milletle paylaşmasına rağmen, gecenin ilerleyen saatlerine kadar şüphelinin herhangi bir açıklamada bulunmadığı anlaşılmıştır.”

İddianamede, şüphelilerin, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek”, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme”, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve “terör örgütü FETÖ/PDY üyesi olmak” suçundan da 15 yıl hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
Kaynak: Hürriyet

İçişleri Bakanlığı: Son bir haftada 201 operasyon gerçekleştirildi, 386 kişi gözaltına alındı

ANKARA, (DHA) – İÇİŞLERİ Bakanlığı, son bir haftada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) hava ve kara unsurlarınca 201 operasyon gerçekleştirildiğini, örgüte yardım ve yataklık iddiasıyla 386 kişinin gözaltına alındığını ve bunlardan 32 kişinin tutuklandığını duyurdu.

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 27 Şubat-6 Mart tarihleri arasında, Jandarma Özel Harekat (JÖH), Jandarma Komando Birlikleri, Polis Özel Harekat (PÖH) ayrıca iç güvenlik operasyonları çerçevesinde 201 operasyon gerçekleştirildi. TSK’nın hava ve kara unsurlarınca yapılan operasyonlarda, örgüte yardım ve yataklık iddiasıyla 386 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 32 kişi tutuklandı. Ülke genelinde yürütülen bu operasyonlarda; 2’si ölü, 7’si sağ yakalanan, 1’i teslim olan toplam 10 terörist etkisiz hale getirildi.

FETÖ/PDY OPERASYONLARI KAPSAMINDA 45 KİŞİ TUTUKLANDI

Sol terör örgütleriyle mücadele kapsamında, sol terör örgütü ile irtibatlı olduğu değerlendirilen 12 kişi gözaltına alındı. Yabancı teröristlerle mücadele kapsamında, DEAŞ terör örgütü ile irtibatlı olduğu değerlendirilen 12 kişi gözaltına alındı. FETÖ/PDY ile mücadele kapsamında ise 920 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 45’i tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

İçişleri Bakanlığı: Son bir haftada 201 operasyon yapıldı

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu bilgiler verildi: “Jandarma Özel Harekat (JÖH), Jandarma Komando Birlikleri, Polis Özel Harekat (PÖH) ayrıca iç güvenlik operasyonları çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Hava ve Kara unsurlarınca 201 operasyon gerçekleştirilmiş, örgüte yardım ve yataklık iddiası ile 386 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 32 kişi tutuklanmıştır.Yabancı teröristlerle mücadele kapsamında,DEAŞ terör örgütü ile irtibatlı olduğu değerlendirilen 12 kişi gözaltına alınmıştır.FETÖ/PDY ile mücadele kapsamında,920 kişi gözaltına alınmış bunlardan 45’i tutuklanmıştır.•Sol terör örgütleriyle mücadele kapsamında,Sol terör örgütü ile irtibatlı olduğu değerlendirilen 12 kişi gözaltına alınmıştır.Ülke genelinde yürütülen bu operasyonlarda; 2’si ölü, 7’si sağ yakalanan, 1’i teslim olan olmak üzere toplam 10 terörist etkisiz hale getirilmiştir.”
Kaynak: Hürriyet

Konya merkezli 10 ilde FETÖ operasyonu: 20 gözaltı

Hasan DÖNMEZ/ KONYA,(DHA) – KONYA’da Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında daha önce açığa alınan kamu çalışanlarına yönelik Konya merkezli 10 ilde operasyon düzenlendi. Haklarında yakalama kararı çıkartılan 39 kişiden 20’si gözaltına alındı.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişimi ardından FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında aralarında müftülük, maliye ve sağlık gibi kamu kurumlarında daha önceden açığa alınmış olan 39 kişi hakkında gözaltı kararı çıkartıldı. Bu sabah Konya merkezli 10 ilde eş zamanlı yapılan operasyonda 20 kişi gözaltına alındı. 19 şüpheliyi yakalama çalışmaları ise sürüyor. Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü.

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz