Bugünkü (7 Nisan 2017) FETÖ haberleri

0

38Kılıçdaroğlu’na: Bırak bunları da biraz çalış

Turan YILMAZ
07 Nisan 2017 – 00:26Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 00:26

PKK, FETÖ KAMPANYASI
“Bazılar hayır kampanyası yapıyor, kim yapıyor, PKK, FETÖ… 15 Temmuz alçak darbe girişimini yaptılar akılları başlarına gelmedi, şimdi meydanlarda hayır kampanyası yapıyorlar. 15 Temmuz’da derslerini verdiniz 16 Nisan’da da derslerini vermeye hazır mısınız?

BU KADAR YALAN DOLAN
Atatürk’ün partisi CHP’nin hali de parlak değil. Onlar da takılmış bu hayırcıların arkasına nereye gittikleri belli değil. Ya kardeşim her gittiği yerde yeni bir şey uyduruyor. Bugün de bir yerde demiş ki, ‘16 Nisan’da evet verirseniz bütün tarlalarınıza arazilerinize Erdoğan el koyacak.’ Allah Allah, inanıyor musunuz. Ya bu ne biçim şey, insanlarla siz dalga mı geçiyorsunuz, bu milletin bir şey anlamadığını mı sanıyorsunuz. Kahvecilerle bir araya geliyor kahveleriniz kapanacak evet demeyin, muhtarlarla bir araya geliyor muhtarlıklar kapanacak diyor, inanıyor musun? Ya bu kadar yalan dolan olur mu kardeşim. Bırak bunları da biraz çalış, yalan dolanla iktidar olunmaz, çalışmakla olur, ter dökmekle olur.

HAKKINI YEMEYELİM
“15 Temmuz akşamında o gece İstanbul’dan Ankara’ya giderken darbeyi bastırmak için çalışmalar yaptık. O gece hakkını yemeyelim Kılıçdaroğlu da bizi aradı bunun bir darbe olduğunu ve yanımızda olduğunu söyledi ama sonra ne olduysa çark etti. Şimdi kalkmış diyor ki, ‘15 Temmuz kontrollü bir darbedir’ ne demek istiyorsun Kılıçdaroğlu? 249 şehidimiz var, 2 bin gazimiz var. Sen nasıl onlara saygısızlık yaparsın.

NE TEK ADAMI KARDEŞİM
Diyor ki tek adam. Ne tek adamı kardeşim, patron millet olursa tek adam olur mu? Seçtiniz, beş sene sonra beğenmediniz alaşağı edersiniz, beğenirsiniz bir beş yıl daha seçersiniz, çok iyi gidiyor bir dönem daha seçelim yok, sadece iki dönem, padişahlık mı bu? Milletin ayağına gideceksin hizmet yaparsan karşılığını göreceksin, yapmazsan millet biletini keser.

PARTİLERİN ÖNEMİ AZALIYOR
Bu sistemde partilerin önemi azalıyor. Çok önemli bir şey. Çünkü ayrı bir iradeyle millet yürütmeye karar veriyor. O yüzden Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu değişebilir, baraj da düşebilir, daha çok temsile imkan verebiliriz, Meclis’te. Çünkü yürütme ayrı seçiliyor, dolaylı seçim yok. Gönlünüzdekini sandıkta seçiyorsunuz.

FIRAT KALKANI ZAFERDİR
Sıfır sorumlulukla yüzde yüz yetki sahibi olunmayacak. Türkiye zaman kaybetmeyecek. Bölgesinde daha güçlü hale gelecek, sadece Türkiye’deki sorunların değil Suriye’deki, Irak’taki, bölgemizdeki her sorunun da üstesinden geleceğiz.

Fırat Kalkanı tam bir zaferdir. Bugün bölgede tarihi günler yaşıyoruz. Yeni sınırları kanla çizmeye çalışıyorlar. Bu oyunları kuranlar kendilerine en büyük engeli de Türkiye olarak görüyorlar. Mazlumlara yoksullara gariplere kol kanat geren Türkiye’nin devre dışı kalması için ellerinden geleni yapıyorlar. Türkiye’yi saf dışı bıraksalar zulümlerini daha da arttıracaklar. Türkiye’yi bir geriletebilseler kanlı oyunlarını daha kolay oynayacaklar.”

NAZIM’IN DİZELERİYLE ‘YASAKLAR BİTTİ’ MESAJI
(NÂZIM Hikmet’in ‘yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’ dizelerini okuyup) Her türlü ayrımcılık, kavimcilik ayak altına alınmıştır. Eski Türkiye’de türküler, şarkılar yasaktı, anaların çocuklarıyla konuşması yasaktı, farklı dilde müzik kasetleri tezgâh altından satılırdı, hamdolsun bunların hepsi bitti.”
Kaynak: Hürriyet

37‘Türkiye düşmanlarının ayakları dolaşıyor’

Banu ŞEN/BALIKESİR
07 Nisan 2017 – 00:22Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 00:23

HANGİ YÜZLE ÇIKIYORSUN?
“Siz eski günleri bilmezsiniz gençler. Ana muhalefet liderinin SSK Genel Müdürü olduğu zaman hastanelerin durumunu ekranda göstermek istiyorum. (1998 tarihli hastane görüntülerini izleterek) Hastanelerin haline bak. Başta kim var? Kılıçdaroğlu. Kullanılmış poşeti 25 bin liraya o zamanın parasıyla satıyorlar. Hangi yüzle hâlâ meydana çıkıyorsun, hangi yüzle bu millete konuşuyorsun? 16 Nisan yaklaştıkça, Avrupa, terör örgütleri, hem de Türkiye düşmanlarının ayakları dolaşıyor. Tarihimizin en büyük reformunu engelleyemediklerini gördükçe ne yapacaklarını şaşırdılar. Milletimizin basireti sayesinde kurdukları tuzaklar ellerinde patladı. Önce maşalarını üzerimize saldılar. Kandil hayır diyor, İmralı hayır diyor. Pensilvanya hayır diyor. Onlar hayır dediğine göre, burada sıkıntı var.

AVRUPA, NAZİZMİN MERKEZİ
Bugün milyarlarca insanın gözünde Avrupa, demokrasi, insan hakları, özgürlüklerin değil, baskının, şiddetin, Nazizmin merkezidir. Irkçı partiler, Avrupalı liderleri, yönetimleri adeta parmaklarında oynatıyor. Avrupa’nın artık ne dünyaya ne de bize söyleyecek sözü kalmıştır. Karşımızda her bakımdan çürüyen kıta var. Yabancı karşıtlığı, Türk ve İslam düşmanlığı üzerinden sorunlarını perdelemeye çalışıyorlar. Şahsımı hedef gösteriyorlar.

KATİLLERİ AFFETME YETKİSİ YOK
Ana muhalefetin başındaki zat FETÖ’ye diyet borcunu, koltuk borcunu ödemenin derdinde. Pensilvanya’dan kulağına fısıldanan safsataları iddia diye ortaya atıyor. İnsanda vicdan, akıl izan ahlak olur. İdam konusu, 16 Nisan hallolduğu anda parlamentoya gelecek. Kılıçdaroğlu, ‘Parlamentoda evet derim’ diyor. İnşallah orada da çakmaz. Bana geldiği anda ben de bunu onaylarım. Şehitlerimizin katillerini affetme yetkisi yok.

BEN MİLLETİME ÇAĞRI YAPTIM
Biz bu yolda kararlıyız ey Kılıçdaroğlu! Ben o gece havalimanına geldim. Bana dediler ki, ‘Saat 11-11.30 gibi Kılıçdaroğlu geldi, buradan ayrıldı. Biz bilmiyoruz’. Sonra duyduk ki, Bakırköy’de belediye başkanının evine gitmiş. Dün akşam ne diyor? ‘Sayın Cumhurbaşkanı madem geliyordu. Bana haber verseydi. Ben de o zaman meydana gelirdim’ diyor. Ey Kılıçdaroğlu! Ben milletime çağrımı yaptım. Sen de milletin bir ferdi olarak, nasıl benim bütün halkım meydanlara dolduysa, sen de Yeşilköy’e indin. Niye ayrıldın da vatandaşlara beraber olmadın?

BUNLAR TAM BİR MİRASYEDİ
Bunlar senelerdir ter dökmeden, vatandaşa hizmet etmeden, sadece vesayete sırtını dayayarak kazanmaya alışmış. Ağızlarını her açtığında ‘Biz Atatürk’ün partisiyiz’ derler. Şu anda sağ olsa gidecek yer ararsınız. Çünkü laik değilsiniz. Atatürk’ün Cumhuriyet’i emanet ettiği gençlere saygısızlık yapıyorsunuz. Ne diyor Gazi Mustafa Kemal, ‘Cumhuriyet’i gençlere emanet ediyorum’ diyor. Bunlar da tam tersini söylüyor. Halkçıyız diyorlar, sürekli milleti aşağılıyor, tehdit ediyorlar. Bunlar tam bir mirasyedi. 78 yıldır Atatürk’ün mirasını talan etmekten başka iş yapmadılar.”
Kaynak: Hürriyet

36MİT’ten açıklama: Bize çalışmadı

ANKARA
06 Nisan 2017 – 23:43Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 23:43

“Son günlerde Ana muhalefet partisince gündeme getirilen ve teşkilatımızı hedef alan birtakım iddiaların FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe girişimini sulandırma çabaları ile örtüştüğü görülmektedir. Teşkilatımız, yabancı güçler ve terör örgütlerince uygulanan bu tür psikolojik harp odaklı iddiaları muhatap almamaktadır. Buna karşın, tarihin kaydettiği bu olağanüstü günlerde, bu iddiaların ana muhalefet partisi tarafından da gündeme getirilmesi cevap verme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.

Öksüz, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın terör örgütü içerisindeki kaynağı olmamıştır ve Milli İstihbarat Teşkilatı’na çalışmamıştır. Öksüz’ün nasıl serbest kaldığı konusu yargının işi olup, ilgili makamlarca gerekli soruşturma ve takibat yapılmaktadır.

ByLock programının çözülmesi, FETÖ/PDY’nin çökertilmesinde, ilişki ağının deşifre edilmesinde ve mensuplarının devletten ayıklanmasında kullanılan önemli kaynaklardan biridir. İstihbari çalışmalar neticesinde elde edilen ByLock’a ilişkin tespitler, Mayıs 2016’dan itibaren, ham verilerle birlikte adli makamlar, güvenlik birimleri ve diğer ilgili makamlarla eşzamanlı paylaşılmıştır. FETÖ/PDY’ce dile getirilen mesnetsiz iddiaların, ana muhalefet partisince dillendirilmesi, FETÖ/PDY mücadelesine olumlu katkı sağlamadığı gibi, milli güvenliğimize de zarar vermektedir.”
Kaynak: Hürriyet

35Bakan Yılmaz: Bu sistem Türkiye’ye uzlaşma getirecek (2)

DHA
06 Nisan 2017 – 22:12Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 22:12

‘BİZİM ‘EVET’İMİZ ‘HAYIR’ DİYENLERE HAYIR EDECEK’
Şarkışla İlçesi’nde basına kapalı olarak taziye ziyaretlerinde bulunan Bakan Yılmaz, daha sonra Sivas’a gelerek partisinin il başkanlığı tarafından kentteki bir restoranda düzenlenen ‘Vefa Yemeği’ne katıldı. Burada konuşan Bakan Yılmaz, 16 Nisan halk oylamasına ‘evet’ oyu verildiğinde Türkiye’nin etkin ve güçlü bir yönetime kavuşacağını belirterek, şunları söyledi:
“Bizim inancımızda vardır, 3 kişi bir yola çıkarsa, aralarından birisinin başkan yapılması kültürümüzün gereğidir. 3 kişi yola çıktığında bir başkan gerekir de 80 milyonluk millete bir başkan gerekmez mi? Dolayısıyla 80 milyona da mutlaka bir başkan gerekir. Peki başkan kim olacak? Ona da millet karar verecek. Eğer bu milletin seçtiği başımızın gözümüzün üstünde dersen, milletin seçme kuvveti de, kudreti de vardır dersen, sıkıntı kalmıyor zaten. Bilin ki sandıktan ‘evet’ çıkması halinde buna ‘hayır’ diyenlere bile hayır edecek bizim bu ‘evet’imiz. ‘Evet’ denildiğinde Türkiye’nin önü açılacak, Türkiye ayağındaki prangalardan kurtulacak.”
‘ŞER İTTİFAKININ YANINDA OLMAYACAĞIZ’
Türkiye’dekilerin ‘hayır’ oyu vermesine anlam veremediğini belirten Bakan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu içeridekiler niçin itiraz ederler anlamam ama, dışarıdan itiraz edenlerin güçlü bir Türkiye’den rahatsız olduğunu herkes anlar. Çünkü onların bu coğrafyada hesapları var, planları var. Diyorlar ki, ‘Türkiye güçlü olursa, biz bu coğrafyada istediğimiz planı yapamayız.’ Onları anlayabilmek mümkün de Türkiye’de olanları anlayabilmek mümkün değil. 16 Nisan’da önümüzde iki yol var. Birisi ‘evet’ yolu, birisi ‘hayır’ yolu. Hayır yolundan gidenler PKK’lı teröristler, hayır yolundan gidenler DEAŞ teröristleri, hayır yolundan gidenler bu ülkeye ihanet etmiş FETÖ teröristleri. Dolayısıyla diyoruz ki, onlarla aynı yolda olmak bir utanç için bütün neslinize yeter. Hayır yolunda, onların o şer yolunda, onların o şer ittifakının yanında olmayacağız.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

34Zonguldak’ta FETÖ’den 9 kişi adliyede (2)

DHA
06 Nisan 2017 – 22:12Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 22:12

4 KİŞİ TUTUKLANDI
Zonguldak’ta FETÖ/PDY soruşturması kapsamında adliyeye sevk edilen 9 şüpheli, savcılıktaki ifadelerinin ardından tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye çıkarıldı. Şüphelilerden 2’si kadın, 4 kişi tutuklandı, 5 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kaynak: Hürriyet

33Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nü işgal girişimi davası (3)

DHA
06 Nisan 2017 – 21:41Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 21:41

Hayati KILIÇ / İstanbul DHA-MAHKEME Başkenı Hulusi Pur’un “sen 17 yıllık askersin. Bu işin mutfağındasın. Bu darbe neden başarılı olmadı” sorusuna sanık Murat Güneş, “Bizim gibi vatanını milletini seven insanlarla bu işin yapılamayacağını hesap edemediler” dedi.

FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında, 1 kişinin şehit olduğu ve 16 kişinin de yaralandığı Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü’nü işgal girişimiyle ilgili 18’i rütbeli 58 askerin 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında 10 sanık savunma yaptı. Duruşma yarına ertelendi.

İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki duruşma salonunda yapılan duruşmaya 18 tutuklu sanık katıldı. İlk iki duruşmada savunmaları tamamlanan tutuksuz yargılanan erler duruşmaya gelmedi. Olayda yaşamını yitiren Ümit Yolcu’nun ağabeyi Aydın Yolcu ve avukatı duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı. Duruşmada 2’si tutuksuz 10 sanık savunma yaptı.

“SİLAH SESİ DUYUNCA SALDIRI OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜK”

Savunmasını yapan tutuklu sanıklardan uzman erbaş Necmettin Dalkılıç, 3. Kolordu Komutanlığı’ndan telefonlarına “terör saldırısı” olacağı şeklinde mesaj geldiğini belirterek “Garajlar bölgesine gittiğimde hazırlıkların yapıldığın gördüm. Samet Astsubay vardı, bana Atatürk Havalimanı’na terör saldırısı yapılacağını söyledi, bunun üzerine silahları almamız emredildi. Üsteğmen Kurtuluş Kara ise, çevik kuvvete gideceğimizi söyledi. Nereye gideceğimizi o an öğrendim. Çevik kuvvetin önüne geldiğimizde Yusuf Sarı bizi durdurdu, tankın nerede duracağını gösterdi. Yolun kenarına park ettik. Yusuf Sarı, tankın yönün yola doğru çevrilmesini söyledi. Silah sesi duyunca saldırı olduğunu düşündük. Tankı üstüne çıkıp etrafa bakmaya çalışıyorduk. Hakan Uzman bizi aradı, ‘asker polise darbe yapıyormuş’ dedi. Şaşırdım. Emre Astsubayı aradım ulaşamadım. Sonra Kurutuluş Kara’yı aramaya çalıştık ona da ulaşamadık. Sonra polis tankın üzerine çıktı. Polisi görünce sarıldım. Kordon açtılar içeriye soktular bizi teslim olduk” dedi

“FETÖ İLE İRTİBATIM OLMADI”

Duruşmada savunmasını yapan üsteğmen Kurtuluş Kara olay günü 3. Tank Bölük Komutanı olduğunu belirterek “FETÖ ile bir ilgim ve irtibatım olmadı. Okullarına veya dershanelerine gitmedim. ByLock programını kullanmadım. Mesleğe, kişilerin veya cemaatlerin yardımıyla değil, bileğimin hakkıyla geldim. Olay günü harp akademilerinde kurmay sınavı kursundaydım. Kurs sonrası Esenler’deki evime gittim. Tabur komutanı aradı, birliğe dönmemi istedi. O tarihte bölüğümüzdeki tek subay bendim. Tanklar hazırlanmış, mazot ikmali yapılmıştı. Tabur Komutanım Serbülent Eken, bize DAEŞ’in saldırı yapacağını söyledi. Söz konusu toplantıda konuşulan da budur. 3. Kolordu’dan 10 ayrı ilçede terör eylemi yapılacağı mesajı bana da gelmişti. Bu sırada kışlada silahın kaybolduğu ve bu nedenle ikinci bir emre kadar kimsenin kışlayı terk etmemesi söylenmişti. Saat 8.30 sularında tabur komutanı beni aradı. ‘Hangi araç hazırsa Çobançeşme kavşağını kapatsın, bombalı araç saldırısı olabilir’ dedi. Daha sonra tekrar arayarak çevik kuvvete gideceğimizi ve Kadir Yıldız’ın emrine gireceğimizi söyledi. Çevik kuvvetin önüne gittik. Halk, tankları görünce ilk bize yöneldi. ‘Asker kışlaya’ diye bağırıyorlardı. Bence yaptığım ilk hata halkın uyarmasına rağmen tankın yanından ayrılmamamdı. Bunu da görev bilinci ve sorumluluğuma bağlıyorum. Halka, ‘Bu tank benim namusun’ dedim. Dinlemediler ve tankın üzerine çıktılar. Kimseye zarar gelsin istemedim. Darbe amacıyla hareket etseydim, mühimmatlar var daha kötü şeyler olabilirdi. Kimseye silah doğrultmadım. Ateş etmedim, bu doğrultuda da kimseye emir vermedim” dedi.

“HALİSDEMİR’İN KOMUTANI KAHRAMAN OLDUĞU İÇİN KAHRAMAN OLDU”

Tutuklu üsteğmen Kurtuluş Kara, “Yaşlı bir amca tankın üzerine çıkarak bana Türk bayrağını uzattı. Bayrağı öperek alnıma koydum. Ben teröristsem Allah her devletin başına benim gibi terörist versin. Bayrak öpen terörist. Oradakilere hain olmadığım hatta Güneydoğu’da görev yaptığımı söyledim, fakat beni dinlemediler. Birisi tankın üzerine çıkıp silahımı almak istedi. Paçamdan çekenler oldu. Tanktan aşağıya düştüm. Koşarak karakola gittim ve teslim oldum. Çevik kuvvet önünde suç teşkil edecek bir şey yapmadım. İddianamedeki suçlamaları kabul etmiyorum. Bu dönemde komutanı hain olanın kendisi de hain oluyor. Komutanı kahraman olanın kendisi de kahraman oluyor. Ömer Halisdemir’in komutanı kahraman olduğu için kendisi de kahraman oldu. Bizim komutanımız hain olduğu için biz de hainlikle yaftalandık. Atatürkçü bir subay olarak yetiştim. Atatürkçülükten yargılayacaksanız 8,5 aydır içeride yatıyorum hala ıslah olmadım. Atatürkçülükten 18 ay daha yatarım” şeklinde konuştu.

“BİZ DE KANDIRILDIK”

Duruşmada ifade veren tutuklu sanık Murat Güneş, 17 yıllık uzman Erbaş olduğunu belirterek, “Terör eylemi alacağı şeklinde ihbar nedeniyle çevik kuvvete yardıma gittik. Fakat ilerleyen zamanlarda Kadir Yıldız “Sıkıyönetim ilan edildi. Sivil halk eve dönsün” dedi. Halk ise “ne yani darbe mi yapıyorsunuz” dedi. Ben o anda darbe olduğunu öğrendim. Gittim teslim oldum. Ülkemiz gibi biz de bilmiyorduk, biz de kandırıldık. Bu oluşumun bu hainlerin içinde olmadığım için teslim oldum” dedi.

“DARBE NEDEN BAŞARILI OLMADI?”

Mahkeme Başkenı Hulusi Pur’un “sen 17 yıllık askersin. Bu işin mutfağındasın. Bu darbe neden başarılı olmadı” sorusuna sanık Murat Güneş, “Bizim gibi vatanını milletini seven insanlarla bu işin yapılamayacağını hesap edemediler” dedi. Mahkeme başkanının, “Hain dediklerin kim?” sorusuna ise sanık Murat Güneş, “Bizi oraya götürenler, kandıranlar Kadir Yıldız ve Yusuf Sarı” dedi.

Diğer sanıkların savunma yapması için duruşma yarına ertelendi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan 273 sayfalık iddianamede, çevik kuvvet önünde şehit edilen Ümit Yolcu maktül, Birol Tarlacı adlı vatandaş mağdur, 15 kişi ise müşteki olarak yer alıyor. İddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ mensuplarının stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşları hedef aldıkları, bunlardan birinin de Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü olduğu belirtiliyor. İddianamede, 18’si tutuklu 58 asker hakkında, “Türkiye Büyük Millet Meclisini ve hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Yine tüm şüpheliler hakkında, “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan da 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Şehit Ümit Yolcu’nun öldürülmesi ve 16 kişinin de yaralanması olaylarına ilişkin ise bazı askerler hakkında, “Kasten öldürme, yaralama ve tehdit” suçlarından da değişik oranlarda hapis cezaları isteniyor.

 
Kaynak: Hürriyet

32Malatya’daki FETÖ davasında tutuklu pilotlar savunma yaptı (2)

DHA
06 Nisan 2017 – 20:36 Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 20:36

DURUŞMAYA ÖĞLEDEN SONRA DEVAM EDİLDİ
Malatya’da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen davanın öğleden sonraki oturumunda 7. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda darbe gecesi görev yapan tutuklu sanık, pilot üsteğmen Seçkin Gülmüş savunma yaptı. 15 Temmuz gecesi suç olabilecek hiçbir eylemde bulunmadığını savunan üsteğmen Gülmüş, tamamen emirler doğrultusunda hareket ettiğini ve bu doğrultuda göreve çağrıldığını ileri sürdü. Sadece verilen emir doğrultusunda F-4 savaş uçağını 100 metre hareket ettirdiği gerekçesiyle yargılandığını öne süren üsteğmen Gülmüş, “Birliğimden gelen telefon üzerine mesaiye gittim. Darbe girişiminden önceden haberim olsaydı, birliğimde olur hazırlık yapıyor olurdum” iddiasında bulundu.
‘GÖREVİN TERÖRLE MÜCADELE KAPSAMINDA OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜK’
Üsteğmen Gülmüş, filo komutanının telefonu ile geldiği birliğinde televizyon izlerken darbe girişimini öğrendiğini ileri sürdü. Daha sonra sabaha karşı 04.00 sıralarında Birleşik Hava Harekat Merkezi’nden (BHHM) gelen emrin kendilerine filo komutanı binbaşı Metin Çivilibal tarafından iletildiğini iddia eden üsteğmen Gülmüş, “Görevin terörle mücadele kapsamında olabileceğini düşündük. Tüm hazırlıkları tamamlayıp uçak başına gittiğimizde her şey normaldi. Uçuş ekibi uçağı hazırlamıştı, birlikte kontrol yaptık. Daha sonra BHHM’nin emri ile geri döndük ve uçağı park ettikten sonra filoya döndüm. BHHM’nin emrine rağmen, uçakla kalkmaya çalışmamız söz konusu doğru değildir” ifadelerine yer verdi.
‘UÇAKLAR, İMKAN OLMASINA KARŞIN KALKMAMIŞTIR’
Olay gecesi sadece sicil amiri olan filo komutanından emir aldığın öne süren üsteğmen Gülmüş, “Pistin kapalı olduğu iddiası doğru değildir. Pistin başı sadece kapalıydı, bu da iniş ve uçuşlara engel değildi. Uçakların mühimmatsız hiçbir yere zarar vermeyeceği sabit. Hazırda bekleyen 14 mühimmatlı uçak var. Buna rağmen neden bizden mühimmatsız uçaklara binilmesini istediler. Haftada en fazla 4 mühimmatsız uçak kalkıyor görev verildiğinde. Bizlerin eğitim seviyesi ve F-4 savaş uçaklarının kabiliyeti düşünüldüğünde, gece şartlarında alçak uçması mümkün değildir. Uçakların kalkış imkanı olmasına rağmen kalkılmamış ve geri dönülmüştür” dedi.
Filodaki uçakların Eskişehir’deki BHHM tarafından verilen emir ile hareket ettiğini öne süren üsteğmen Gülmüş, “Bizimle birlikte aynı saatte kalkan ve TBMM’yi, Özel Hareket Merkezi’nin bombalayan hainler, yazılı emirle mi kalktı?” diye sordu.
‘DARBE GİRİŞİMİNİ TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM’
Darbe gecesi 7. Ana Jet Üssü 171. Filo Komutanlığı’nda görev yapan pilot üsteğmen Ülfet Kaçay da iddiaları kabul etmedi, FETÖ/PDY ile bir bağlantısının olmadığını ileri sürdü. Darbe günü akşam gelen telefonla filoya döndüğünü ifade eden üsteğmen Kaçay, gazinoda televizyon izlerken darbe girişiminin yaşandığını öğrendiklerini söyledi. Üsteğmen Kaçay, gecenin ilerleyen saatlerinde filo komutanı binbaşı Metin Çivilibal’ın kendilerine BHHM’nin emri ile 4 uçağın havalanması için hazırlanması emrini verdiğini savundu.
‘DARBECİ OLSAYDIK, KALKIŞ YAPARDIK’
Uçak başı yaptıktan sonra ruleye kadar kimseyle bir konuşma olmadığını ileri süren üsteğmen Kaçay, “O gün suç teşkil edecek hiçbir eylem yapılmamıştır” iddiasında bulundu. Ruleye çıktıktan sonra BHHM’den görevin iptal edildiği ve geri dönülmesi emrinin verildiğini belirten üsteğmen Kaçay, “Eğer darbeci olsaydık, ana piste çok rahat giriş yapabilirdik ve kalkabilirdik. Ama en başından beri emirler doğrultusunda hareket ettik ve geri dönüş yaptık” diye konuştu.
‘DARBEYİ FETÖ’NÜN ASKERLERİ YAPMIŞTIR’
Duruşmada daha sonra 7. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda Destek Grup Komutanı olarak görev yapan yarbay Mahmut Sağır savunma yaptı. Savcılık iddianamesinde darbe girişiminde aktif rol aldığı gerekçesiyle yargılanması istenen yarbay Sağır, “Darbeyi FETÖ’nün askerleri yapmıştır, şerefli Türk askerleri böyle bir girişimde asla bulunmaz” dedi.
Darbe gecesine ilişkin yaşananları anlatan yarbay Sağır, akşam darbe girişimini öğrendikten sonra yaklaşık 800 personelin bulunduğu 7. Ana Jet Üssü’nde herhangi bir kalkışma ve eylem olmaması adına üsse gitmeye karar verdiğini ileri sürdü. Tamamen kendi isteği ile üsse gittiğini söyleyen yarbay Sağır, karşılaştığı 7. Ana Jet Üs Komutanı Emin Ayık’a, ‘Ben Başbakanı izledim, kalkışmadan bahsediyor, İnşallah bizim birliğimize sıçramaz’ dediğini, bunun üzerine ise Ayık’ın, ‘Biz BHHM’nin emirlerini yerine getiriyoruz” dediğini ileri sürdü.
15 Temmuz gecesi üssün güvenliğini sağlamak ve er ve erbaşları kontrol altına almak için mücadele ettiğini ileri süren yarbay Sağır, üs komutanı Emin Ayık’ın kendisine meydana C-130 uçağının inebileceğini ve bu nedenle önlem almasını istediğini söyledi. Gelecek uçakta tahminen 100 personelin bulunabileceğini düşündüğünü ileri süren yarbay Sağır, bunun üzerine sabah göreve başlayacak erbaşların da bir an önce göreve gelmesi talimatını verdiğini belirtti.
Daha sonra Güvenlik Tabur Komutanı’nın kendisini arayarak Birleşik Hava Herakatı Merkezi’nden 7 kargo uçağının Malatya’ya ineceği bilgisini verdiğini ifade eden yarbay Sağır, sonrasında arka arkaya inen uçaklarda bulunan personelin gözlem altına alındığını söyledi.
‘VALİ BEY UÇAKLAR İNMEYECEK DİYOR, BHMM İNECEK DİYOR’
Eski Üs komutanı Emin Ayık’ın kendisine ana pistin neden kapatıldığını sorduğunu iddia eden yarbay Sağır, “Daha sonra karşılaştığım Devlet Hava Meydanları İşletmesi Müdürü’ne sorduğumda pistleri Vali Bey’in talimatı ile kapattıklarını söyledi. Hakan Bey bana, Vali Bey üs komutanına dikkat edin dediğini de iletti” şeklinde konuştu.
Kendisinin de bu durumu üs komutanı Emin Ayık’a ilettiğini ifade eden yarbay Sağır, “Eski üs komutanımıza vali beyin talimatını ilettim. O da ‘Vali bey uçaklar inmeyecek diyor, BHMM inecek diyor’ dedi” iddiasında bulundu.
Darbe girişiminden sonra bir süre görevden uzaklaştırıldığını da kaydeden yarbay Sağır, daha sonra yapılan tahkikat ile FETÖ/PDY ile bir bağlantısının bulunmadığını ve bu nedenle görevine iade edildiğini söyledi.
2 TUTUKSUZ SANIK DA DİNLENDİ
Bugünkü duruşmada ayrıca tutuksuz yargılanan 2 er de dinlendi. İzmir ve Ankara’dan SEGBİS ile mahkemeye bağlanan erlerden Faruk Çayır ile Mustafa Kalan da savunma yaptı. Her iki asker de o gece komutanlarından aldıkları emirler doğrultusunda hareket ettiklerini ve sonrasında kaçarak polise teslim olduklarını ifade etti.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

31Adıyaman’da FETÖ operasyonu: 4 gözaltı

DHA
06 Nisan 2017 – 20:27Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 20:27

Mahir ALAN/ADIYAMAN (DHA) – ADIYAMAN’da, Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda 4 kişi gözaltına alındı.
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 4 şüpheli yapılan operasyonla gözaltına alındı. Sağlık kontrolünden geçirilen 4 şüpheli, ardından sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.
Kaynak: Hürriyet

30Boydakların kişisel banka hesaplarındaki tedbir kalktı

DHA
06 Nisan 2017 – 20:16Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 20:16

Aralarında tutuklu Boydak Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Boydak, Boydak Holding eski CEO’su Memduh Boydak’ın da bulunduğu 68 sanıklı FETÖ davasının duruşmasının 4’üncü gününde, mahkemenin dinlediği 80 tanığın ardından ara karar verdi. Tanıkların dinlenmesinin ardından söz alan Kayseri Sanayi Odası eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Boydak Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, kendi ve diğer Boydakların mal varlıklarındaki tedbirin kaldırılmasını talep etti. Boydak, “Vergi ödeme zamanı geldi, vergilerimizi ödeyebilmemiz için, hesaplarımızın üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını talep ediyorum. 2016 gelir vergisi rekortmenleri açıklandığında yine ilk 10 içinde Boydak kardeşlerin yer alacağına inanıyorum. Hızlı karar verilmesi için dosyamın ayrılmasını istiyorum” dedi.

Mahkeme heyeti verdiği 1 saatlik aranın ardından 53 maddelik ara kararı sanıklara okudu. Buna göre, tüm sanıkların kişisel banka hesaplarının üzerindeti tedbir kararı kaldırıldı. Tutuklu 18 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verilirken, tutuksuz sanıkların yurt dışı yasağının ve mal varlıklarına konulan tedbirin kaldırılması isteği reddedildi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından firari sanıklardan Ahmet Türkmen’e ait benzin istasyonuna kayyum atanması isteğinin reddine karar verilirken, Başbakanlık’ın ’Anayasayı İhlal’ ve ’Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlarından dolayı katılma talebini kabul etti.

Dava, diğer tanıkların dinlenmesi için 7 Ağustas’a ertelendi.

Boydak’tan ‘6 milyon TL’ savunması

Kaynak: Hürriyet

29Sahil Güvenlik Komutan Vekili FETÖ’den gözaltında

DHA
06 Nisan 2017 – 18:56Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 18:56

Engin ANAK/ALANYA (Antalya), (DHA) – ANTALYA’nın Alanya İlçesi’nde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Sahil Güvenlik Bot Komutan Vekili Kerim S. gözaltına alındı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, halen görevde olan Alanya Sahil Güvenlik Bot Komutan Vekili Kerim S. hakkında gözaltı kararı verildi. Harekete geçen Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliği ekipleri, sabah saatlerinde Kerim S.’yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Kerim S., Ankara’ya gönderildi.
Kaynak: Hürriyet

28Başbakan Yıldırım: Şeytan taşlamaktan vakit kaldıkça muazzam eserler yaptık (4)

DHA
06 Nisan 2017 – 18:36Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 18:36

OSMANİYE’DE BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR ETTİ
Başbakan Binali Yıldırım, Gaziantep ve Kilis mitinginin ardından Osmaniye’ye geçti. Devlet Bahçeli Bulvarı’nda yaklaşık 20 bin kişiye hitap eden Yıldırım, “15 Temmuz kara gecesinden bugüne kadar duruşunu değiştirmeyen Sayın Devlet Bahçeli’ye baba yurdundan selam gönderiyorum. MHP ve Ülkücü hareketin mensubu yıllarca ‘Devletin başına Devlet gelecek’ dedi ve Devlet Bahçeli kendi nefsini değil milletini düşündü. Milleti devletin başına getirecek Cumhurbaşkanlığı sistemini getirmek için bizimle beraber oldu. Kendisine teşekkür ediyorum” dedi.
Yola birlikte çıktıklarını anlatan Yıldırım, “Sayın Bahçeli ile beraber çıktık yola Ülkücü milletçi kardeşlerimle. Hiç bir odak hiç bir mihrak hükümet formüllü hazırlığına giremeyecek. Biz tarihimizde ne zaman millet devleti olduksa o zaman medeniyetler kurduk. Bu sistem değişikliği 20 yıl önce vefat eden merhum Başbuğ Alpaslan Türkeş’in de hayaliydi. Onun hayalini de gerçeği dönüştürdük” diye konuştu..
Devlet Bahçeli’nin 15 Temmuz gecesinden itibaren yanlarında olduğunu hatırlatan Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü:
“15 Temmuz akşamında teröristler FETÖ’cüler ülkemizi işgal etmek için saldırdıklarında, Cumhurbaşkanımız ölümün ölümüne diyerek milletin içine geldi ve sizlerle beraber oldu. Biz aynı zamanda o gece İstanbul’dan Ankara’ya giderken bu darbeyi bastırmak için çalışmalar yaptık. Ankara’da halkımızla kucaklaştık o gece dik duran bir kişi daha vardı o da Devlet Bahçeli’dir. İlk günden itibaren bizi arayarak desteğini iletti. O gece hakkını yemeyelim Kılıçdaroğlu da bizi aradı bunun bir darbe olduğunu ve yanımızda olduğunu söyledi ama sonra ne olduysa çark etti. Şimdi kalkmış diyor ki, ’15 Temmuz kontrollü bir darbedir’ ne demek istiyorsun Kılıçdaroğlu 249 şehidimiz var, 2 bin gazimiz var. Sen nasıl onlara saygısızlık yaparsın, FETÖ’cü alçakları korumak kollamak sana mı düştü. 14 yıldır bu ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı olarak bir sistem değişikliğinde ihtiyaç olduğunu her fırsatta söylüyoruz. 15 Temmuz sonrasında biz MHP ile beraber olduk. Bir araya geldik istişarelerimizi yaptık Türkiye için böyle bir değişikliğin memleket meselesi, beka meselesi olduğuna karar verdik. Her konuyu her maddeyi ince ince görüştük, ayrıntılarıyla konuştuk. Türkiye için en uygun yönetim sitemini planladık. Ülkemiz milletimiz gençlerimiz için güzel bir iş yaptık. Ve bunun onayını kararını simdi size getiriyoruz. Devlet ile millet arasına hiç kimse giremeyecek. Vesayetçilere, darbecilere, kumpasçılara artık ekmek yok. Devlet milletin, millet devletin olacak devlet ayrı millet ayrı değil. Devlet milletine tehdit olmayacak. 1950 yılında bu ülke bu aziz millet dedelerimiz merhum Adnan Menderes’e yetki verdi tek başına iş başına getirdi onu başbakan seçti o da memleket için çok güzel işler yaptı. Ancak 27 Mayıs’ta 1960’da birileri devreye girdi bugün hayır hayır diyen kapı kapı dolaşan CHP devreye girdi milletin seçtiği Menderes’i silah zoruyla zorbalıkla alaşağı ettiler sonrada devleti milletten koparak yeni bir sistem icat ettiler. O sistem çalışmıyor o sistem 12 Mart’ı getirdi, 12 Eylül’ü getirdi, o sistemi 28 Şubat’ı getirdi.
Bundan sonra patron sadece millettir. Bugüne kadar ne oluyordu sandığa gidiyor oy veriyoruz partilere oy veriyoruz. Bir parti tek başına hükümet kuramıyorsa vay haline memleketin. Haftalarca hükümet kurulmaz otel odalarında pazarlıklar medya patronlarının evinde pazarlıklar nihayet seçtiğiniz değil de başka bir hükümet kuruluyor. O hükümetten da size millete bir fayda gelmiyor. Kim kuruyorsa onların işini yapıyor. Ekonomi geriye gidiyor, dış politikada etkisiz kalınıyor. Yeniden seçim kararı alıyorsun yeniden istikrarsızlık yeniden belirsizlik yeniden kaos. Bir hükümet kurulsa bile bu sefer ne oluyor cumhurbaşkanı ile başbakan kapışıyor yine kaos yine kriz. Uzağa gitmeyelim AK Parti’den önce Ecevit, Ahmet Necdet Sezer ne yaptılar kitabı fırlattı. Ecevit’in yüzüne ne oldu memleket karıştı, ekonomik kriz. Bedeli kim ödedi Osmaniye ödedi millet ödedi. 638 milyara mal oldu. O kitabın fırlatılması Türkiye’ye. AK Parti’ye geldi 2011’e kadar o krizden kalan borçları ödedik. O borçları ödemeseydik neler yapardık neler. Yazık değil mi? Bunun sorumlusu niye hesap vermiyor.”

Yusuf BAŞTUĞ- İbrahim EMÜL- Çağlar ÖZTÜRK/OSMANİYE, (DHA)-

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

27Amasya’da ByLock’tan 9 kişi gözaltına alındı

DHA
06 Nisan 2017 – 18:35Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 18:35

AMASYA (DHA) – AMASYA’da polis, Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında ByLock kullandığı iddia edilen 9 kişi gözaltına aldı.
Amasya’da FETÖ/PDY üye oldukları ve ByLock kullandıkları iddia edilen memur ve eğitimcilerin yer aldığı kişilere yönelik operasyon düzenlendi. Operasyon kapsamında E.Ş., K.A., M.G., F.Ç., A.E., B.B., İ.Y., H.K. ve Ş.Ü. polis tarafından bugün gözaltına alındı. Gözaltına alınan 9 kişinin ev ve işyerlerinde de arama yapıldı. Soruşturmanın çok yönlü sürdüğü belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

26CHP’li Cihaner: Utanç verici

DHA
06 Nisan 2017 – 18:30Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 18:30

Coşkun MENEK/ ERZİNCAN, (DHA)-CHP Genel Başkan Yardımcıları Selin Sayek Böke, Veli Ağbaba ve İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, referandum çalışması için geldikleri Erzincan’da çoşkuyla karşılandı. CHP İl teşkilatında düzenlenen toplantıda konuşan Erzincan’ın eski Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, “”Cumhurbaşkanın cezai sorumluluk olarak yargılanabilir olması bir anayasa değişikliğine ‘evet’ demek için ülke adına utanç verici bir şey” dedi.
Görev yaptığı Erzincan’da olmaktan mutluluk duyduğunu belirten CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, referandumda Türkiye’nin kalkınması, güçlü olması, otoyolların, köprülerinin oylanmadığını söyledi. Türkiye için iyi olan her şeyin kendilerinin de yanında olduklarını ifade eden Cihaner, “Tabi ki güçlü bir Türkiye istiyoruz, kim istemez bunu. Tabii ki barış içerisinde, huzur içerisinde bir Türkiye istiyoruz. Ama bunlar oylanmıyor. Dediğim gibi basitleştirilmiş ‘evet’ mi? ‘Hayır’ mı? Biz evet pozisyonunun Türkiye’yi hiç öngörülmeyecek bir krizlere açık hale getireceğini düşünüyoruz. Her şeyden önce tarihimiz bunu gösteriyor. Getirilmek istenen sistem Osmanlı’nın son dönemlerinde denendi ve sadece cumhuriyet değil, cumhuriyet öncesinde de vazgeçildi. Meşrutiyet ile birlikte tek kişinin elinde bulunan yetkilerin, egemenliğin halka verilmesi süreci başladı. Ama yeniden o devirlere döndürmek istiyor bu evet oyu, bu yanlışa düşmeyeceğimizi umut ediyorum” diye konştu.
Her şeyden önce değişikliğin, tüm yetkilerin tek bir adama toplanılması nedeniyle çok büyük riskler içerdiğini düşündüklerinin altını çizen Cihaner şöyle dedi:
“Türkiye 15 temmuz sadece Türkiye tarihinin değil, insanlık tarihinin en alçak darbe girişimlerinden birini yaşadı. Türkiye’yi o darbe sürecine götüren tek bir adamın bir şeye inebilmesi sonucu oluştu. Yargı ve ordu o nedenle bir çetenin eline geçti. O zaman ortak akıl işletilmiş olsaydı, o zaman eleştirilere kulak asan, toplumdan gelen uyarılara kulak asan bir yönetim olsaydı Türkiye bu felaketi yaşamayacaktı. Türkiye’nin temel sorunlarıyla getirilmek istenilen değişiklikler arasında neden-sonuç ilişkisi yok. Sen ne yapacaksın da işsizliği azaltacaksın ya da Türkiye’nin bir numaralı sorunu güvenlik ve terör, sen ne yapacaksın da terörün patlayan bombaların önüne geçeceksin. Buna dair bir yetki ihtiyacın varsa, parlamento açık çek vermiş. Sen hangi değişiklikle buradaki güvenlik sorununu engelleyeceksin. İşsizlik, ne yapacaksın da işsizlik azalacak. Bunun hiçbir cevabı yok. Cumhurbaşkanı yargılanabilir diyorlar. Cumhurbaşkanın cezai sorumluluk olarak yargılanabilir olması bir anayasa değişikliğine evet demek için gerekçe olarak ileri sürülüyorsa ülke adına utanç verici bir şey. Biz cumhurbaşkanlığına kriminal insanlar mı seçiyoruz ? Esas olan siyasi sorumluluktur. Bir cumhurbaşkanın suç işleme ihtimali zaten istisnaidir. Bu nedenle bir anayasa değişikliğinin savunulması yapılamaz.”
AĞBABA, CİHANER’İN YAŞADIKLARINI ANLATTI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise konuşmasına Erzincan’da başsavcı olarak görev yapan İlhan Cihaner’in yaşadıklarından başladı. Ağbaba, “Erzincan’da bir linç yaşanmıştı, AKP’nin adalet bakanı, başbakanı, milletvekilleri ve o zaman birlikte ortak oldukları, FETO değil, o zaman Fetullah hoca efendi hazretleri diyorlardı. Birlikte bir iş gerçekleştirmeye çalıştılar. O gün İlhan Cihaner’i tarihimizde görülmeyen bir şekilde makamında gözaltına aldılar, cezaevine yolladılar. Aslında o zaman İlhan Cihaner’in sözü dinlenseydi, Cihaner gibi insanlar cezaevine atılmasaydı, İlhan Cihaner’e güvenilseydi 15 Temmuz Darbe Girişimi olmazdı. Darbe girişimi olmuşsa 250 tane şehit varsa bunun sorumlusu burada bulanan insanlar değil. Bunun sorumlusu o gün birlikte ittifakla hem ordudaki, hem yargıdaki, hem bürokrasideki vatanına, bayrağına, milletine bağlı insanların cezaevine atılmasıdır” dedi.
‘HODRİ MEYDAN’
AKP sözcülerinin kürsüden CHP’nin FETÖ olduğunu söyledklerinde güldüklerini ifade eden Ağbaba şöyle dedi:
“Geçtiğimiz günlerde bir resim yayınlandı, Fetullah Gülen’in yanında, etrafında, kimisi diz çökmüş AKP’nin MYK üyeleri var, parti sözcüleri var, normalde türban takmayan vekiller başlarını bağlamışlar, sanki kutsal bir adammış gibi. Şimdi diyorlar ki CHP ile FETÖ beraber. İnsan İlhan Cihaner’den utanır, insan Dursun Çiçek’ten utanır, İnsan Mustafa Balbay’dan, Tuncay Özkan’dan utanır. Erzincan’dan hodri meydan diyoruz. FETO her yerde. Topçu da, popçuda, esnafta, bürokraside, hukukta var. Diyorlar ki mecliste, FETÖ’nün siyasi ayağı yok, bu kadar büyük yalan olmaz, her yerde var, bürokraside var, valide var, savcı da var, onları atayan kim, hükümet, siyasette olmaması mümkün mü? Bir kez daha hodri meydan diyoruz. Gelin samimiyseniz, o 250 şehidin anısına saygı duyuyorsanız, bu darbenin gerçekleşmesinin en büyük sebebi olan siyasi ayağını da araştıralım. CHP’de MHP’de AKP’de kimde varsa, geçmişte, şimdi, kim varsa buradan Erzincan’dan tüm siyasetçilere hodri meydan diyoruz. Kimin bylock’u var, kim geçmişte el ele tutuşmuş, kim işbirliği yapmış hodri meydan diyoruz.”
BÖKE: HAYIRLAR GÖNÜLDEN YÜKSELİYOR
Toplantıda son olarak konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke de her seçimden önce yüzlerce anket açıklayanların şimdi anket açıklamanın saygısızlık olduğunu söylediklerini ancak, toplumun bu meselenin milletin meselesi olduğunu, bu meselenin birlikte yaşamaya dair mesele olduğunu, bu meselenin bir ortak gelecek yaratma meselesi olduğunu, meselenin bir iktidar seçimi olmadığını anladığını söyledi. Böke: “Ankete gerek yok, ben size havadisi vereyim, bütün Türkiye’de, Erzincan’da da hayırlar gönülden yükseliyor. Bu açıkça bir rejim değişikliğidir. Bugün güç sizdeyken, bu anayasa değişikliği teklifinin önerdiği gücü tek bir kişide toplamaktır. Yasamayı, yürütmeyi, yargıyı tek bir elde toplayan bu anayasa değişikliğine hep beraber hayır diyoruz. 2014, fiilen başkanlığın başladığı yıl, Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir ortalama 12 bin 112 dolar, iki senenin sonunda ortalama kişi başına düşen gelir 10 bin 807 dolar. Enflasyon son 8 buçuk yılın en yüksek oranına ulaşmış, mutfak yanıyor, cebimiz yanıyor. Yüzde 11.39’a çıkmış, faizler, hepimiz borçluyuz, bugün Türkiye’nin toplam dış borcu brüt 404 milyar dolar. Yüzde 70’i özel sektörün, sizin kredi kartınız, tüketici krediniz, belki ticari krediniz, Türkiye’de bugün herkes borçlu, bugün borçlu olan herkes çift haneli enflasyona mahkum edilmiş durumda. Neden, bu siyasi anlayış yüzünden” dedi.
‘TÜRK LİRASI DEĞER KAYBETTİ’
Türrk lirasının son iki buçuk yıl içerisinde 150 para birimi içinde en çok değer kaybeden 12’nci para birimi olduğunu hatırlatan Böke, “OHAL uzatıldığından beri yani 3 Ekim’den beri en çok değer kaybeden 4’üncü para birimi Türk Lirası. Yani OHAL uzatıldıkça, OHAL’i kalıcı kılan bu anayasa değişikliği tartışıldıkça cebimiz eriyor. Türk Lirası değer kaybediyor, 3 Ekim’den bu güne 72 kuruş değer kaybetti” diye konuştu

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

25Başbakan Yıldırım: Kılıçdaroğlu 15 Temmuz gecesi bizi aradı

Hürriyet Haber
06 Nisan 2017 – 17:49Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 18:55

İşte Yıldırım’ın konuşmasından satır başları:

15 Temmuz gecesi Kılıçdaroğlu da bizi aradı. Bunun bir darbe olduğunu ve yanımızda olduğunu söyledi.

Ama sonra ne olduysa çark etti ve “bu bir kontrollü darbe” demeye başladı.

Ne demek istiyorsun Kılıçdaroğlu? Fetö alçaklarını korumak kollamak sana mı düştü.

“BİR DİYET BORCUN MU VAR?”

Ne diyor Kılıçdaroğlu: “15 Temmuz kontrollü darbeydi.”

Geç bunları geç. Sana mı düştü FETÖ’ye sahip çıkmak. Bir diyet borcun mu var Kılıçdaroğlu? Onu açıkla. Dengesini yitirdi, motor su kaynatıyor, şanzıman dağılmış vaziyette.

 
Kaynak: Hürriyet

24MİT: Adil Öksüz Milli İstihbarat Teşkilatı’na çalışmamıştır

DHA
06 Nisan 2017 – 17:32Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 17:32

ANKARA,(DHA) – ZORUNLU olmadıkça basın açıklaması yapmamasıyla tanınan Milli İstihbarat Teşkilatı, 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra yakalanan ancak tartışmalı bir şekilde serbest kaldıktan sonra bir türlü yakalanamayan Adil Öksüz’le ilgili yazılı bir açıklama yaptı. MİT, Adil Öksüz’ün teşkilat için çalışmadığını açıkladı, nasıl serbest kaldığı konusunun ise yargının işi olduğunu belirtti.

MİT Müsteşarlığı’ndan yapılan yazılı açıklama şöyle: “Son günlerde ana muhalefet partisi tarafından gündeme getirilen ve teşkilatımızı hedef alan bir takım iddiaların FETÖ/PDY terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimini sulandırma çabalarıyla örtüştüğü görülmektedir. Teşkilatımız yabancı güçler ve terör örgütlerince uygulanan bu tür psikolojik harp odaklı iddiaları muhatap almamaktadır. Buna karşı tarihin kaydettiği bu olağanüstü günlerde bu iddiaların ana muhalefet partisi tarafından da gündeme getirilmesi cevap verme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Adil Öksüz, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın terör örgütü içerisindeki kaynağı olmamıştır ve Milli İstihbarat Teşkilatı’na çalışmamıştır. Adil Öksüz’ün nasıl serbest kaldığı konusu yargının işi olup, ilgili makamlar tarafından gerekli soruşturma ve takibat yapılmaktadır. ByLock programının çözülmesi, FETÖ/PDY’nin çökertilmesinde, ilişki ağının deşifre edilmesinde ve mensuplarının devletten ayıklanmasında kullanılan önemli kaynaklardan biridir. İstihbari çalışmalar neticesinde elde edilen ByLock’a ilişkin tespitler, Mayıs 2016 tarihinden itibaren çalışmaya konu ham verilerle birlikte adli makamlar, güvenlik birimleri ve diğer ilgili makamlarla eş zamanlı olarak paylaşılmıştır. Bu itibarla, FETÖ/PDY örgütü tarafından dile getirilen mesnetsiz iddiaların, ana muhalefet partisi tarafından da dillendirilmesi, FETÖ/PDY mücadelesine olumlu bir katkı sağlamadığı gibi milli güvenliğimize de zarar vermektedir.”

 
Kaynak: Hürriyet

23Karabük’te ‘mahrem imam’ tutuklandı

DHA
06 Nisan 2017 – 17:29Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 17:29

Bülent DİKTEPE/KARABÜK,(DHA) – KARABÜK’te, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgüt içinde ‘mahrem imam’ olarak görev yaptığı iddia edilen M.K. tutuklandı.
Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri, kentte FETÖ/PDY faaliyeti yürüten bazı gruplardan sorumlu ‘mahrem imam’ olarak görev yaptığı iddia edilen M.K.’yı gözaltına aldı. Özel bir firmada lojistik-pazarlama alanında çalışan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. M.K., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

22Bir baklavacı daha TMSF’ye geçti

Hurriyet.com.tr/ÖZEL
06 Nisan 2017 – 16:57Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 18:39

15 Temmuz darbe girişimi sonrası yürütülen soruşturmalar sonrası 850’ye yakın şirketin denetimi TMSF’ye geçmişti. Fetullahçı Terör Örgütü’ne mali destek sağladıkları iddiası ile yürütülen soruşturmalar kapsamında, Faruk Güllü tutuklanırken, Baklavacı Faruk Güllüoğlu TMSF denetimine geçmişti. Seyidoğlu Baklavaları’nın sahipleri ise tutuklanmıştı.

Geçtiğimiz iki hafta önce ise İstanbul Sulh Ceza Hakimliği birkaç şirketin daha TMSF denetimine geçmesi yönündeki talebi kabul etti. Hakimlik kararı ile Lezzet Mağazacılık ve Yiyecek San. Tic. A.Ş. ve Büyük Avrasya Lezzetli Tatlar Gıda San. Tic. Limited Şti., Aktif Mağazacılık TMSF bünyesine geçti.

Anılan şirketler, ‘Hasan Gültekin Gaziantep Baklavacısı’ markası ile faaliyet gösteriyor. Markanın en büyük şubesi ise daha önce Baklavacı Faruk Güllüoğlu markası ile hizmet veren Şirinevler’deki 5 katlı binada bulunuyor. Anılan markaya bağlı 7-8 şubenin daha olduğu anlaşıldı.

Ünlü baklavacı Faruk Güllüoğlu’nda gece yarısı tabela ‘operasyonu’

‘MAL KAÇIRMA’ OLARAK YORUMLANDI
Hakimlik kararında, söz konusu şubelerin, Faruk Güllü’den Hasan Gültekin’e geçişi ‘mal kaçırma’ girişimi olarak yorumlandı. Söz konusu devir işlemi, 15 Temmuz darbe girişiminden iki hafta önce gerçekleşmişti. Şirketin ticaret sicil gazetesi kayıtlarına göre de, Hasan Gültekin’den sonra da bu şirketler İlhami Şahin’e devredildi. Tüm bu devir işlemleri muvazalı işlem olarak görüldü.

Kavurmacı ve Güllü’nün şirketleri TMSF’ye geçti

YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ

Söz konusu şirketlerin TMSF’ye geçişi sonrası yeni yönetim belirlendi. Kağıthane Kaymakamı Hasan Güç yönetim kurulu başkanı olurken, Doğan Alantar, Abdullah Ercan, İsmail Güler, M. Alperen Gökhan ve Habil Yazıcı şirketin yönetim kurulu üyeleri olarak atandı.

 

 
Kaynak: Hürriyet

21‘Yollar artık jilet gibi’

Hürriyet Haber
06 Nisan 2017 – 15:24Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 15:25

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

Bakalım bayanlar mı daha ileri siz mi? Ha, bayanlar daha ileri. Toplu konutta Bandırma ve Gönen ilçelerimizde tamamladığımız 6 bin konutu bugün hizmete açıyoruz. Kardeşlerim, enerji iletim hatlarını, müftülük binalarını, futbol sahalarını resmen sizlerin istifadesine sunuyoruz.
Belediyelerimizin kazandırdığı toplam bedeli 850 trilyon olan köprüleri, yolları, spor tesislerini, atık su artırma tesislerini, içme suyu iletim hatlarını resmen bugün açıyoruz. Balıkesir için bunlar yeterli mi? Tabii ki değil. Bugün size iki büyük müjdem var; doğalgaz olmayan ilçelerimize önümüzdeki yıl doğalgazı veriyoruz. İkinci müjdemiz sağlıkla ilgili. Bugün toplam yatırım bedeli 250 trilyon lira olan bin yataklı şehir hastanesinin açılışını gerçekleştiriyoruz.

“O KARA GÜNLERİ YAŞI 35’İN ÜZERİNDE OLANLAR ÇOK İYİ HATIRLAR”

Bu hastanemizle birlikte Balıkesir inşallah sağlıkta çağ atlayacak. Tabii gençler, siz eski günleri bilmezsiniz. Ah, ah, biz bu hastanelerde neler çektik. O kara günleri yaşı 35’in üzerinde olanlar çok iyi hatırlar. Ben bugün ekranlarda, Kılıçdaroğlu’nun SSK’nın başında olduğu zaman hastanelerimizin durumunu göstermek istiyorum. Buyurun izleyelim.
Görüyor musunuz? Şu anda böyle bir hastanemiz var mı? İşte 16 Nisan’da, bunları zate tamamen sildik süpürdük de, daha iyisiyle uğraşmak için “Evet” mi? İşte bugün ultra modern bir hastaneyi açıyoruz. Daha anlatılacak çok şey var mı? Savaş Ay zaten burada hepsini ortaya koydu.

“SEN HANGİ YÜZLE MEYDANLARA ÇIKIYORSUN BE”

Hangi yüzle bu milletin içine çıkıyorsun be? Muayene sırası almak için gece yarısı kuyruğa girmek gerekiyordu. Bu ülke, hastaların tedavi ücretlerini ödeyemediği için hastaların hastanede rehin aldığı dönemi yaşadı. Diyelim ki öldü. Ölünü bile alamazdın. Ödeyeceksin parayı, anca öyle. Ya öldü işte be. Kimler vardı? İşte bunlar vardı.
Tüm Balıkesirli kardeşlerime dünyanın en iyi sağlık hizmetini sunabileceğiz. Onu burada şu anda açılışta mı göstereceğiz yoksa sonra mı? Şu anda gösterebilir miyiz? (Balıkesir’e yapılan hastanenin görüntüleri) Biz size aşığız, biz bu millete aşığız. Biz dertliyiz dertli. Zira biz, Kanuni’nin torunlarıyız. Bir sağlıklı nefesi, devlete değişmeyen liderlerin torunlarıyız. Elhamdülillah, Türkiye genelinde bir devrim yapıyoruz. Bu eserlerin şehrimize kazandırılmasında emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum.
Kardeşlerim, Balıkesir tarihi bir şehirdir. Balıkesir, milli mücadelenin işte şu üzerinde toplandığımız meydana adını veren Kuvayi Milliye’nin şehridir. Balıkesir, geçtiğimiz iki senede terörle mücadelede 26 askerini ve polisini yitirmiştir. Balıkesir, 15 Temmuz’da üç kardeşi darbeciler tarafından şehit edilmiş bir şehirdir. ”

“14 YILDIR BU GÜZEL İNSANLARA LAYIK OLMANIN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ”

Allah yolunda öldürülenlere, ölüler demeyiniz. Onlar birdirler, ancak siz bilemezsiniz. Siz “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diyerek bunu söylüyorsunuz. Biliyorum ki ülkemizin başı ne zaman sıkışsa Balıkesirli gözünü kırpmadan vazifeye koşacaktır. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

“YOLLAR JİLET GİBİ”

Biz de 14 yıldır bu güzel insanlara layık olmanın mücadelesini veriyoruz. Balıkesir’i bölgenin parlayan yıldızı yapmak için çalışıyoruz. 23 katrilyon liralık yatırım yaptık Balıkesir’e. Dedim ya, dertliyiz, aşığız. Az önce Basketbol Federasyonu Başkanımız Hidayet Bey, baktım burada. “Nereden geldin?” dedim. İstanbul’dan gelmiş. “1.5 saatte geldim” dedi. Bana bak, İstanbul – Balıkesir 1.5 saat. Ah, bakın ne rahat. Yollar artık jilet gibi, sıcak asfalt, köprüler, hizmetler…
Ne kadar bölünmüş yol vardı biliyor musunuz? 76 kilometre. Şimdi bunu 547 kilometreye çıkardık. Biz yaptık. Dünyanın sayılı projelerinden olan İstanbul – İzmir otoyolu, aynı zamanda Balıkesir’in projesidir. 433 kilometre uzunluğunda, içinden ne geçiyor? Osmangazi Köprüsü geçiyor. Yapımı tamamlanan kesimlerini de etap etap açıyoruz.
Yağmur geliyor yağmur. Ama biz dağılmayacağız değil mi? Beraber ıslanacağız yağan yağmurda. Şimdi bana diyeceksiniz ki; sen tabii ıslanmıyorsun, sizlere dağıttılar mı yağmurluk? (Evet sesleri) Kardeşlerim istihdamda güzel gelişmeler var. İnşallah sizlerin çalışmasıyla bunları sürdüreceğiz. Kardeşlerim, 16 Nisan yaklaşıyor. 10 gün kaldı. 16 Nisan yaklaştıkça hem Avrupa’nın hem terör örgütlerinin elleri ayakları birbirine dolaşıyor. Tarihimizin en büyük reformunu önleyemediklerini gördükçe ne yapacaklarını şaşırdılar. Milletimizin dirayeti sayesinde bombaları ellerinde patladı.

“HAYIR’ DİYENLERE TERÖRİST DEMEDİK; HAYIR DİYENLERİ DE ANLAYIŞLA KARŞILARIZ”

Kandil “Hayır” diyor. İmralı “Hayır” diyor. Pensilvanya “Hayır” diyor. Kardeşlerim, onlar “Hayır” dediğine göre burada bir sıkıntı var değil mi? Sevgili peygamberimiz ne buyuruyor; kişi, sevdikleriyle beraberdir. Bütün bunlardan hareketle, biz, onlarla beraber yürüyemeyiz. Kılıçdaroğlu, “Siz, ‘Hayır’ diyenlere terörist mi diyorsunuz?” diyor. Ben hiçbir yerde böyle bir şey söylemedim. “Evet diyen de saygındır, hayır diyen de saygındır” dedim. “Hayır diyenleri de anlayışla karşılarız” dedik.
Gençler, ben de sizleri seviyorum. Şimdi FETÖ, yurt dışındaki militanları vasıtasıyla tüm imkanları bu yolda seferber etti. Taşeronları beceremeyince kendileri devreye girdi. Yurt dışına giden milletvekillerimize, bakanlarımıza olmadık terbiyesizlikleri yaptılar. Kim yapıyor bunu? Almanya yapıyor başta. Hollanda, atlarını itlerini benim oradaki soydaşlarımın üzerine salıyor. İsviçre’de bir pankart, şakağıma silah dayamışlar.
Kaynak: Hürriyet

20FETÖ davasında olay… Etek fırlattı…

Hürriyet Haber
06 Nisan 2017 – 15:03Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 15:14

Mahkeme başkanının savunmayı engellememesi için uyardığı kişi, bağırmaya devam edince salondan çıkartıldı. Bu kişi salondan çıkarken, sanıklara yönelik, “Bu vatan bizim size teslim etmeyeceğiz. Alın size getirdim. Bunu giyin” diyerek elindeki poşette bulunan eteği çıkartarak fırlattı. Yaşanan gerginlik sanıklara tepki gösteren kişilerin salondan çıkartılmasıyla sona erdi.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı’ndaki TÜRKSAT’a giderek yayınları kesmeye çalışan 5’i sivil 16 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, sanık İbrahim Altınok’un avukatı Oğuz Çınar söz alarak müdafisinin savunmasını yaptı. Çınar’ın savunma yapması esnasında izleyici sıralarında oturan mağdur yakınları tepki gösterdi. Bir mağdur yakını, “O kadar şehit oldu, onlar için gözyaşı döktün mu? Şehitler için ağlamamış, bu darbeciler için ağlıyor. Ağlamayacaksın, erkek ol. Bak burada etek var, oynayın. Bunu sana getirdim. Bu eteği giy. Şerefsizler oynayın” diye bağırmaya başladı.

SALONDAN ÇIKARILDI

Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu, tepki gösteren mağdur yakınının salondan çıkarılmasını istedi. Çıkarılması esnasında konuşmaya devam eden mağdur yakını, “Hainleri koruma, mesleğini vatanın için yap. Bu vatan sahipsiz değil, bu vatanın sahibi var. Bize bırakmayacaklar” dedi.

Mahkeme Başkanı Ademoğlu, avukatların görevlerini yaptığını belirterek, müdahale edilmemesini istedi. Avukat Çınar da bunların kayda geçilmesini talep etti.

 
Kaynak: Hürriyet

19“Doğan Medya Center’i işgal “iddianamesi kabul edildi

DHA
06 Nisan 2017 – 14:49Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 14:49

 
Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) FETÖ / PDY’nin 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün Hürriyet, CNNTürk ve Kanal D’nin de bulunduğu Doğan Medya Center binasının darbeci askerler tarafından basılmasına ilişkin hazırlanan iddianame ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün 15 Temmuz’daki darbe girişiminde Doğan Medya Center’ın işgal edilip yayınının kesilmesi ve çıkan olaylarda 1 kişinin şehit edilmesine ilişkin 5’i rütbeli 19 sanık hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mahkeme, tensip tutanağında tutuklu sanıklar Süleyman Ahmet Kaya, Mehmet Akif Aslan ve Erdal Şeker’in tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. İlk duruşmaların 17, 18, 19 ve 20 Temmuz’da Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda görülmesine hükmetti.

1 ŞEHİT 4 MAĞDUR 21 MÜŞTEKİ…

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu eski yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya, Mehmet Akif Aslan ile astsubaylar Muhammet Orhan Kaya, Muhammet Çınar ve 14 er “sanık”, şehit edilen Vedat Barceğci “maktul”, olaylarda yaralanan 4 kişi ise “mağdur” olarak yer aldı. Doğan TV, Doğan Müzik Yapım, Hürriyet Radyo, D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım, Doğan Uydu Haberleşme Hizmetleri’nin de arasında bulunduğu 21 kurum ve kişi ise “müşteki” sıfatıyla yer aldı.

ŞÜPHELİLERE İSTENEN CEZALAR

İddianamede, sanıkların “cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs”, “cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya TBMM’nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs”, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan beşer yıldan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Sanık Süleyman Ahmet Kaya’nın, Vedat Barceğci’nin ölümü nedeniyle “kasten öldürme” suçundan müebbet ile “silahla tehdit”, 9 kez uygulanmak üzere “kasten öldürmeye teşebbüs”, “basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi” suçlarından 125 yıldan 215 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. İddianamede, sanık Mehmet Akif Aslan’ın “silahla tehdit”, iki kez uygulanmak üzere “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından 12 yıldan 39 yıla kadar, sanık Erdal Şeker’in “silahla tehdit” ve “basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı şekilde engellenmesi” suçlarından 4 yıldan 12,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları öngörüldü.

Sanık 14 erin çeşitli suçlardan dörder yıldan 200’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, 2 sanık astsubay için başka bir ceza istenmedi.

 
Kaynak: Hürriyet

18Malatya FETÖ davası tutuklu pilotlar savunma yaptı

DHA
06 Nisan 2017 – 14:46Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 14:46

Mikail PELİT/MALATYA, (DHA) – MALATYA’da devam eden 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili davada tutuklu sanıklardan dönemin 2. Ordu Komutanlığı Müşterek Plan Grubu Başkanlığı Plan Koordinasyon Şube Müdürü Binbaşı Tuncay Öztürk, savunmasında, FETÖ/PDY üyesi olduğu iddialarını reddetti.
7. Ana Jet Üssü 171. Filo Komutanlığı’nda görev yapan Binbaşı Öztürk, kendisine yönelik F-4 uçağına binip role yapmaya çalıştığı suçlamayı kabul etmedi . Binbaşı Öztürk, “Uçakların kalkmamasının nedeni pistteki araçlar nedeniyle pistin kapalı olması değildir. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi (BHHM) emriyle kalkmamıştır. 7. Ana Jet Üssü’nden kalkan hiçbir uçak olmamıştır. Emre aykırı bir durum yaşanmamıştır. BHHM’nin emrine aykırı davranılmamıştır” dedi. Binbaşı Tuncay Öztürk savunmasında şunları söyledi:
“Ana pistte F-4 kalkması için yeterli mesafe mevcuttur. Ancak buna rağmen bilinçsiz kişilerin iddialarının iddianamede yer alması hatalıdır. Uçakların kalkmaması pistin kapalı olması değil, pilotların emre uymasıdır. Ben o gece ne kalktım ne uçtum ne bomba attım.”
“EMİR KARGAŞASI VARDI”
Tutuklu sanıklardan Pilot Üsteğmen Mahmut Burak Kılıç ise 15 Temmuz’da görevimi yerine getirmeye çalışırken bugün çok ağır suçlamalarla yargılandığını söyledi. Nöbetçi olmasa bugün bu suçlamalarla karşı karşıya kalmayacağını iddia eden Üsteğmen Kılıç, FETÖ ile ilgili hayatının hiçbir safhasında ilişkisinin olmadığını savundu. Amirlerinin emirlerini yerine getirdiğini aktaran Üsteğmen Mahmut Burak Kılıç, savunmasına şöyle devam etti:
“Bylock’u kullanmadım, 1 dolarım olmadı. Örgütün dershanelerine gitmedim. BHHM’nin emrine aykırı bir hareketim olmamıştır. 04.00’te uyandırıldım sanıklardan Binbaşı Metin Çivilibal, mühimmatsız 4 uçağın hazırlanmasını, görevi bilmediğini ve terörle mücadele olabileceğini söyledi. Uçaklarımızın başına gittik. Olağandışı o an ve o ana kadar yaşanmadı. Personel amirlerinin aldıkları görevi yerine getirmiş ve uçakları hazırlamışlardır. O gece 4 uçaktan birindeydim, ikinci koltuktaydım. Pist başına gitme gibi bir durum katiyen söz konusu değildir. Komutanımızın talimatını bekledik. Filo komutanımızdan durumu netleştirmesini bekliyorduk. Emir kargaşası vardı.”
Üsteğmen Kılıç, kargo uçaklarının arasına sıkıştıkları ve kalkamadıkları iddialarına ilişkin ise “Kasa uçaklarının arasına sıkışmış olsak geri dönemezdik. Piste girme teşebbüsümüz olmamıştır. Pist ve bağlantı yolları açıktı. Çünkü kasa uçakları inmeye devam ediyordu. Kalkış için yeterli mesafe ve alan vardı. Piste girmek için hiçbir uçağın girişimi olmamıştır. O gün nöbetçi olduğum için 9 aydır tutukluyum” dedi.
Üsteğmen Kılıç, Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un uçuş yasağını duyup duymadığı ile ilgili sorusuna, “Uçuş yasağını televizyonlardan duymadım, tutuklandıktan sonra öğrendim. Uçakta telsiz ile konuşabilmem için motoru açmam lazım. Ben ikinci koltukta olduğum için Kule ile bağlantım olamaz” yanıtını verdi.
Duruşmaya katılan TBMM Başkanlığı avukatının, “Saat 01.00 ile saat 04.00 arasında istirahatli olduğunu söyledin, sosyal medyayı ve haberleri takip etmedin mi?” sorusuna Üsteğmen Kılıç, “Uykusuz olduğum için istirahata çekildim” dedi.
“UÇAKLAR PİSTTEN RAHATLIKLA KALKABİLİRDİ”
Tutuklu sanıklardan pilot Üsteğmen Eray Bakır, savunmasında 15 Temmuz günü eşine doğum günü sürprizi hazırladığını öne sürdü. Darbe girişimi sırasında eşinin arkadaşlarıyla birlikte sürpriz yaptıktan sonra akşam yemeğine gittiklerini ve bu sırada gelen telefon sonrası mesaiye çağırıldığını savunan Üsteğmen Bakır, görevi sorduğunda beklemesi gerektiğinin söylendiğini anlattı. Bu sırada televizyondan darbe girişimini öğrendiğini kaydeden Üsteğmen Bakır, savunmasını şöyle sürdürü:
“Uçuş için uçaklar hazırlandı ve motorlar çalıştırıldı. Kuleden BHHM’nin uçuşları yasakladığını iletti, bu emirden sonra içinde bulunduğum uçak bir santim dahi ilerlememiştir. Kargo uçakları iniyordu ve pistler açıktı. Rahatlıkla kalkış yapılabilirdi emrin teyidi sonrası geri dönüş yapıldı.”
Uçakların pist başı yapmadığını ve pisttin büyük bir bölümünün gece ilerleyen saatlere kadar açık olduğunu savunan Üsteğmen Bakır, “BHHM’nin kesinlikle uçakların kaldırılmaması emri sonrası geri dönülmüştür. Eğer BHHM’nin uçakların kaldırılmaması emri aksine hareket edilseydi, uçaklar pistten rahatlıkla kalkabilirdi. Başbakan Binali Yıldırım, Akıncı Meydanı’nı 16 Temmuz günü darbe girişimini bastırma amaçlı görevi BHHM 171. Filoyu görevlendirmiştir. Kapanan pist, valilik tarafından açılmadığı için filomuz hazır olmasına rağmen bu görevi yerine getirememiştir” diye savunma yaptı.
UÇUŞ YASAĞI GELDİĞİNDEN BENİM HABERİM OLMADI
Tutuklu sanıklardan pilot Üsteğmen Muhammed Yusuf Tür ise FETÖ/PDY ile ilişkim olmadığını, örgüt üyesi olmakla suçlanmasına rağmen örgütle uzaktan yakından ilişkisi olmadığını iddia etti. Üsteğmen Tür, 15 Temmuz’da saat 18.00’da BHHM’nin aradığını ve uçakların pist başı yapmasını istendiğini, daha sona görev iptal olunca geri döndüklerini anlattı. Üsteğmen Tür, şöyle dedi:
“Darbe girişiminin olsa dahi bu o gece terör saldırısı olmayacağı anlamına gelmez. Bu hayatın olağan akışına uygundur. Uçuş yasağı geldiğinden benim haberim olmadı. Uçuş yapmayın emri BHHM’den gelmiştir. BHHM, emrini yerde ve havada istediği şekilde değiştirmektedir. Saat 04.00’te uçuş emri üzerine uçaklar hazırlanmıştır. Bana tahsis edilen uçak hangarda değil, açık alandaydı. Havacılıkta ısrarla motor çalışma tabiri yoktur. Kulenin ikazına rağmen uçaklar çalıştırıldığı söyleniyorsa, motorlar çalışmadan telsizi açmak mümkün değildir. Kuleden, uçuşların BHHM tarafından yasaklandığını duydum, bizde park yerine gittik. 15 Temmuz’u, 16 Temmuz’a bağlayan gece emir kargaşası vardı. Konu suç teşkil etmediği sürece amirlerime itaat etmekten başka ne yapabilirim? Darbe girişiminden önceden haberim yoktur, televizyondan öğrendim. Uçak başı yapmak ve geri dönme emri aldım. Suç teşkil eden bir görev yapmadım. Mühimmat dolu 14 uçak varken, emir gereği mühimmatsız uçağa bindim.”
HİÇBİR ŞEYDEN ŞÜPHEM OLMADI
Tutuklu sanıklardan pilot Üsteğmen Halil Karan ise 15 Temmuz saat 22.00-23.00’da halı saha maçlarını olduğunu, maçın iptal edildiğin Whatsapp’tan bildirildiğini anlatarak şunları söyledi:
“Binbaşı Metin Çivilibal, filoya gelmemi istedi. 10-15 dakika içerisinde filoya intikal ettik. Görev iptal olduğu iletilince aracımıza bindik nizamiyeden çıkmadan geri arandık, filoya döndük ve gazino da beklemeye başladık. Darbeyle alakam yoktur. Hayatımda ilk kez bu tür olayla karşılaştım. Darbe girişimini televizyondan öğrendim, terörle mücadele olduğunu düşündük. O gece bize veriler görevi icra ettik. Bize verilen görevler hep acildir. En küçük ihmal teröristleri kaçırmamıza neden olur. Her şey olağan şekilde geliştiği için hiçbir şeyden şüphem olmadı.” Üsteğmen Karan, savunmasını şöyle sürdürdü:
“Filo komutanımız, terörle mücadele olabileceğini ve BHHM tarafından bir görev verildiğini söyledi. Kule, ‘BHHM’nin emri var, uçaklar kalkmayacak’ şeklinde ikazı üzerine filo komutanımıza ulaştım ve uçakların kalkmayacağını söyledi. Kule bizi ikaz edince durdum. Ben burada kulenin emrini dinlemeyecek olsam pist başı yapardım. Daha önce nasıl göreve gittiysek, 15 Temmuz günü de o şekilde göreve gittik. Uçakların mühimmatsız olduğunu uçuşa giderken öğrendim. Gece televizyon izledik, köprünün kapatılması ile ilgili haberi izledik ama nerenin bombalandığını izlemedik.”
Üsteğmen Karan, Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un sorusuna, “Kilo fazlalığı nedeniyle Eskişehir’de görev uçuşum kesildi, spor salonuna giderek gerekli standarda gelince tekrar uçuş görevim verildi. Malatya’da ise kan değerlerimle ilgili bir sıkıntı vardı, düzelmesine takiben tekrar uçuş görevi verildi” yanıtını verdi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

17Bakan Özlü: Türkiye’nin güçlü, işlerini hızlı yürütmesi lazım

DHA
06 Nisan 2017 – 14:24Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 14:24

Ayhan ACAR/BARTIN, (DHA) – BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Hayır oyu verdiğimiz zaman memnun olacakları sıraladığımızda, doğrusu bunun pek hayırlı olmadığını söylemem gerekir” dedi.
Bakan Özlü, Bartın Valisi Nusret Dirim ve Belediye Başkanı MHP’li Cemal Akın’ı ziyaret etti. Bakan Özlü, belediye ziyaretindeki açıklamasında Anayasa değişikliği teklifini MHP ile birlikte hazırladıklarını söyledi. Özlü,  “Bu referandumda Bartın’da yüksek seviyede bir ‘evet’ oyu bekliyoruz. Bu referandum Bartın için, bölge için hatta Türkiye için çok önemlidir. ‘Evet’ diyenler var, ‘hayır’ diyenler var. Ben ‘evet’ oylarını da ‘hayır’ oylarının da Ak Parti açısından muteber olduğunu her yerde söylüyorum. Ancak şunu da ifade etmek isterim ki, ‘hayır’ oyu verdiğimiz zaman memnun olacakları sıraladığımızda doğrusu bunun pek hayırlı olmadığını söylemem gerekir. Bakın Kandil var, PKK var, onların kardeşleri var, DEAŞ var, FETÖ var bir sürü var. Bunların memnun olacağı bir tercihi tercih etmememiz gerektiğini arzu ediyorum. Bunlar gelir geçer, önemli olan Türkiye’nin ve halkımızın geleceğidir. Biz ayırt etmeksizin milletimizi çok seviyoruz” dedi.
Milletin geleceği için bu teklifi hazırladıklarına işaret eden Bakan Özlü, “İnanıyoruz ki ülkemiz önümüzdeki dönemde bir sıçrama ve bir hamle daha yapacak. Bakın etrafımızda bir ateş çemberi var. Yine biz bu sorunlarımızı kendi gücümüzle çözüyoruz. Bir operasyon yürüttük Suriye’de, kendi gücümüzle yürüttük. Bize kimse ambargo koyup mağdur edemedi. Artık kendi silahımızı yapıyoruz. Artık o eski dönemler geride kaldı, onlar eski Türkiye’nin gündemleriydi. Bakın 4 tane operasyon yürüttük. Bir tek gık çıkmadı. Tekrar bir operasyon daha yürütebiliriz. Yine bunu kendi gücümüzle yapacağız. Bunu niye söylüyorum? Türkiye’nin güçlü olması lazım, işlerini hızlı yürütmesi lazım. Bu referandum da buna vesile olacaktır” diye konuştu.
Bakan Özlü, daha sonra Bartın Üniversitesi’nde öğrencilerle bir araya geldi, Rektör Prof. Dr. Ramazan Kaplan’ı ziyaret etti. Bakan Özlü, ardından kentten ayrıldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

16Sakarya’da FETÖ operasyonu: 27 gözaltı

DHA
06 Nisan 2017 – 14:22Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 14:22

Zafer TOKUŞ/ADAPAZARI(Sakarya), (DHA)  SAKARYA Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ soruşturması kapsamında ‘ByLock’ kullandıkları veya FETÖ ile bağlantılı oldukları belirlenen 27 kişi gözaltına alındı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Suçlar Bürosu’nun yürüttüğü FETÖ soruşturması kapsamında, darbe girişimi sonrasında kamu kurum veya kuruluşlarından kredi, teşvik veya iş için başvuruda bulunanlar için yapılan güvenlik soruşturmaları sonrasında terör örgütüyle bağlantısı oldukları belirlenenlere yönelik Sakarya merkezli İstanbul ve Ankara illerinde operasyon düzenlendi. ‘ByLock’ kullanan, terör örgütü üyeleriyle ticari ilişkileri oldukları tespit edilen aralarında işadamları, esnaf, eczacı, doktor, öğretmen gibi çeşitli mesleklerde 27 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Sakarya Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler 27 kişiyi gözaltına alırken, olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

 

 
Kaynak: Hürriyet

15FETÖ/PDY Soruşturması; İhraç edilen 3 hakim tutuklandı

DHA
06 Nisan 2017 – 14:22Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 14:22

Ümit TÜRK/İSTANBUL,(DHA) HSYK tarafından FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgüt ile iltisaklı olduğu iddiasıyla meslekten ihraç edilen ve sonrasında gözaltına alınan 9 hakim ve savcıdan ikisi tutuklandı. Bir hakim de Bylock kullandığı gerekçesiyle tutuklandı.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında, örgüt ile iltisaklı olduğu iddiasıyla meslekten ihraç edilen ve sonrasında gözaltına alınan 9 hakim ve savcıdan ikisi çıkarıldıkları İstanbul Sulh Ceza Hakimliği tarafından “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklandı. Diğer 7 hakim ve savcı ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
HSYK TARAFINDAN İHRAÇ EDİLMİŞLERDİ

HSYK tarafından 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 3. maddesinin 1. fıkrası kapsamında, FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatlarının olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen 45 hakim ve savcıdan gözaltına alınan 9 hakim ve savcı emniyetteki işlemleinin ardından adliyeye sevk edildi.
SAVCI, TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİ SUÇLAMASI YÖNELTTİ

Soruşturma savcısına ifade veren hakimlerden Abdi Sağlam ve Mehmet Akçay, tutuklanmaları talebiyle, diğer 7 şüpheli hakim ve savcı ise adli kontrol hükümleri uygulanararak serbest bırakılması istemiyle hakimliğe sevk etti.
2 HAKİM TUTUKLANDI

Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, şüpheliler Abdi Sağlam ve Mehmet Akçay’ın “silahlı terör örgütüne üye” olmak suçundan tutuklanmasına karar verdi. Hakimlik, 5 hakim ve 2 savcı hakkında da adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılmasına hükmetti. Tutuklanan hakim Sağlam’ın Kocaeli’nde Vergi Mahkemesi üyesi olduğu, diğer tutuklanan hakimin ise Tekirdağ Vergi Mahkemesi üyesi olduğu belirtildi.
1 HAKİM DE BYLOCK’TAN TUTUKLANDI

Öte yandan örgütün şifreli mesajlaşma programı Bylock’u kullandığı gerekçesiyle gözaltına alınan hakim Fatih Özyurt da tutuklanarak cezevine gönderildi.

Kaynak: Hürriyet

14Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nü işgal girişimi davası (2)

DHA
06 Nisan 2017 – 13:53Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 13:53

Hayati KILIÇ/İSTANBUL,(DHA) FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, 1 kişinin şehit olduğu ve 16 kişinin de yaralandığı Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü’nü işgal girişimiyle ilgili 18’i rütbeli 58 askerin 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında tutuksuz yargılanan erlerin savunması tamamlandı.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki duruşma salonunda yapılan duruşmaya 18 tutuklu sanık katıldı. İlk iki duruşmada savunmaları tamamlanan tutuksuz yargılanan erler duruşmaya gelmedi. Olayda yaşamını yitiren Ümit Yolcu’nun ağabeyi Aydın Yolcu ve avukatı Necip Kibar duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılan 2 sanığın ifade vermesiyle, tutuksuz yargılanan 40 erin savunmaları tamamlandı. Duruşma tutkulu yargılanan rütbeli askerlerin savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
AĞLAYARAK SAVUNMALARINI YAPTILAR
Duruşmada ağlayarak ifade veren tutuklu sanık uzman çavuş Burak Şengül, bir buçuk yıl önce mesleğe başladığını belirterek “Tank nişancısı olarak görev yapıyordum. Emir verme yetkim bulunmuyor. Bu insanları bizim başımıza komutan olarak görevlendirdiler. Emir komuta zincirini kullanarak bizi dışarıya çıkardılar. Üsteğmen Kurtuluş Kara, çevik kuvvette terör eylemi olacağını söyledi. Hatta 3. Kolordu Komutanlığı’ndan telefonlarımıza 14, 15 ve 16 Temmuz tarihlerinde İstanbul’da terör eylemi beklendiği yönünde mesaj gelmişti. Ben 15 Temmuz’da izinli olmama rağmen göreve çağrıldım. Asker olarak en büyük zaafım vatan ve millettir, vatan sevgimizi kullanarak bizi emellerine alet ettiler. Emir komuta zincirinin en alt kademesindeyim.Çevik kuvvete gittiğimiz zaman polisler yanımıza gelerek bizimle sohbet ediyordu. Bu sırada üsteğmen Kurtuluş, geldi. Polislere yönelik ‘bunlar uzman erbaşlar. Muhatabınız değil’ diyerek bizi resmen küçümsedi” dedi.
“BUNLAR BİZİ İNSAN YERİNE KOYMAZLARDI”
İfadesi sırasında ağlayan ve bir süre ara veren Burak Şengül, “Bunlar bizi insan yerine koymazlardı. Kullandıkları tuvalete bile bizi almazlardı. Erlerden farkımızı yoktu, sürekli ot biçerdik. Dokuz aylık evliyim, evliliğin ne olduğunu bile anlamadan bizi cezaevine attırdılar. Hiçbirine hakkımı helal etmiyorum, ve hepsinde şikayetçiyim. Bu sırada halk kalabalıklaşmaya başladı. Üsteğmen Kurtuluş Kara, silahıyla halkı itmeye çalıştı. Vatandaşlar ‘Evladım bunlar sizi kandırıyor’ diye bağırıyordu. Polis bizi çağırdı. Ben tanktan inmek için yöneldiğim sırada Kurtuluş Kara, kolumdan tutarak beni çekti. Gitmeme izin vermedi.Tankın içinde olduğum için dışarıda yaşananlara şahit olmadım. Tankın namlusuna mühimmat yüklemedim. Tankın namlusunu “barış gücü” pozisyonuna almak için komutan Kurtuluş Kara’yı uyardım. Teslim olduktan bir süre sonra tankı güvenli bölgeye çekmek için polis beni çağırdı. Çevik kuvvet elbisesi giyerek polis arkadaşla birlikte vatandaşların içinden geçtim ve tankı güvenli bölgeye çektim” dedi.

 

 

“AĞLAYINCA MAHKEME BAŞKANI SAKİNLEŞTİRDİ”
Savunmasını yapan tutuklu sanık erbaşlardan Yavuz Karakaya hakkındaki suçlamaları reddederek, “Çevik kuvvetin oraya gittiğimizde ben, polisin bizi içeri alacağını sandım, o yüzden tankı kapıya kadar götürdüm. Ancak kapı açılmadı. Sonra polis bizi uyardı. Komutanıma ‘ Polis silahınızı bırakın ve teslim olun, Bize mi ateş edeceksiniz diyor’ dedim. Kendisi de bana ‘senin komutanın kim, ekmeğini onlar mı veriyor” diye bağırdı. Üsteğmen Kurtuluş Kara silahları doldurma emrini verdi. Yanımdaki er silahını doldurunca onu uyardım. Silahına kurşun takma dedim. Komutana seslenmesini ve buradan gitmemiz gerektiğini söyledim. O sıra yanımda bulunanlar şahittir. Ben askerdim. Benim hakkımda terör örgütü üyesi yazıyor” dedi. Bu sırada ağlayarak yere yığılan Karakaya’yı, mahkeme başkanı Hulusi Pur, sakinleştirmeye çalıştı. Mahkeme başkanı sanığın oturarak ifade vermesini söyledi. Bunun üzerine sanık Karakaya “Oturmak istemiyorum. Ben bu kansızlara saygısızlık etmedim. Devletimin karşısında nasıl oturarak savunma yaparım” dedi. Duruşmaya ara verildi.

 
Kaynak: Hürriyet

13Bakan Özhaseki: Türkiye, Suriye’de dünyanın vicdanı olmayı sürdürüyor (2)

DHA
06 Nisan 2017 – 12:59Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 12:59

AÇILIŞLARA KATILDI
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Talas ilçesinde kapalı çocuk parkı ve Kadın Kültür ve Spor Merkezi’nin açılışına katılırken 1994 yılının belediyecilik hizmetlerinde dönüm noktası olduğunu, ideolojik belediyecilik sisteminde ‘Bizim adam, yolsuzluk yaparsa, yapsın, çalarsa çalsın, bizim adam’ anlayışının sona erdiğini söyledi. Özhaseki, Türkiye’nin gönül coğrafyasının hayli uzun olduğunu kuzey ve güneyde Türkiye’yi lider bilenler olduğunu söyledi. Özhaseki, şöyle dedi:
“Dünya 5’ten büyük’, İsrail’e ‘1 dakika’ diyecek kimse yok. Biz sadece bulunduğumuz coğrafyada değil, dünyanın her yerindeki mazlumlara yardım edip el uzatıyoruz. Türkiye, dünyanın vicdanıdır. O nedenle, Türkiye’nin güçlü, lider olmasını istemiyorlar. Dışarıdan destek olmasa, 3-5 bin kişilik PKK güruhu dağlarda dolaşmazdı. FETÖ’ye gelince, evin içinde hırsız varsa, kapı kilit tutmaz. Dün Suriye’de yüzlerce çocuk zehirli gazdan öldü. Batı otla, çiçekle, balıkla uğraşırken, hatta televizyonlarda görüyorsunuz, bir itfaiyeci, köpeğe suni solunum yaptırıyor ve millet bunu alkışlıyor ama bu ne iki yüzlülüktür ki, dünya yüzlerce çocuk zehirli gazlarla ölürken seyirci kalıyor.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

12Zonguldak’ta FETÖ’den 9 kişi adliyede

DHA
06 Nisan 2017 – 12:18Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 12:18

Durmuş SEVİNDİK/ZONGULDAK, (DHA) – ZONGULDAK’ta, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 9 kişi adliyeye sevk edildi.
Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada polisin Zonguldak, Ankara, Konya ve İstanbul’da eş zamanlı düzenlediği operasyonlarda 9 kişi gözaltına alındı. Örgütün şifreli haberleşme programı ‘ByLock’ kullandıkları ileri sürülen şüphelilerin emniyette işlemleri tamamlandı. Aralarında, 2012- 2016 yılları arasında Zongludak Valiliği’nde özel kalem müdürü olarak görev yapan ve soruşturma kapsamında ihraç edilen polis memuru A.H.G. ile öğretmen ve memurların bulunduğu 4’ü kadın 9 kişi adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI

 
Kaynak: Hürriyet

11Bozdağ: Otopside kimyasal silah kullanıldığı tespit edildi

DHA
06 Nisan 2017 – 12:09Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 12:09

Erhan GÖĞEM/ KIRIKKALE, (DHA)- ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, Suriye’nin İdlip kentinde 4 Nisan’da meydana gelen saldırıda yaşamını yitiren 3 kişinin, Adana’da yapılan otopsilerinin sonucuna göre, saldırıda kimyasal silah kullanıldığının tespit edildiğini açıkladı.
Referandum çalışması kapsamında Kırıkkale’de basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Bozdağ, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bozdağ, “Adana’da, İdlip’ten getirilmiş olan 3 ceset üzerinde bir otopsi yapıldı. Otopsiye Dünya Sağlık Örgütü temsilcisi ve Birleşmiş Milletler Kimyasal Silahları Yasaklama Organizasyonu temsilcileri ve adli tıp uzmanları katıldılar. Yapılan otopsi sonucunda kimyasal silah kullanıldığı tespit edildi. Adli Tıp raporu bunu çok açık bir şekilde bunu ortaya koydu. Şu anda hem Dünya Sağlık Örgütü temsilcileri hem de Birleşmiş Milletler Kimyasal Silahları Yasaklama Organizasyonu temsilcilerinin olduğu bir çalışma ile bu otopsi tamamlanmış durumda. Esad’ın kimyasal silah kullandığı bu bilimsel incelemeyle de tespit edilmiş durumda” dedi.
DÜRÜSTSE BİLGİ VE BELGELERİ AÇIKLASIN
Bakan Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kontrollü darbe’ söylemine ilişkin yaptığı açıklamada ise şunları söyledi:
“Sayın Kılıçdaroğlu kendi elinde olan bilgi ve belgeleri Türkiye kamuoyu ile paylaşması lazım. Her konuda sadece bir suçlama yapıyor, ‘elimde bilgisi var diyor, elimde listesi var’ diyor. Aynı şeyi vekiller ile ilgili Bylock için söylüyor. O zaman dürüst bir siyasetçi olarak elindeki bu listeleri kendine saklamaması lazım, Türkiye kamuoyuna açıklaması ve Türk halkının öğrenme hakkına saygı duyması lazım. Ama eğer bunu yapmazsanız o zaman sadece çamur at izi kalsın hesabı bir iftirayı dillendirmekten başka bir şey yapmıyorsunuz.”
FETÖNÜN SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPTILAR
Bakan Bozdağ, Adil Öksüz ile ilgili, darbe ile ilgili FETÖ’nün söylemlerinin, iftiralarının Türkiye’deki sözcüsünün Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu söyledi. Bozdağ, “Türkiye bir darbeyi yaşadı. 249 insanımız şehit oldu, 2 bin 194 insanımız yaralandı ve 80 milyon insan bu darbeyi bizahiti yaşadı, aracısız, doğrudan yaşadı. Olup biteni gözleriyle gördü, kulaklarıyla duydu. Bütün olanları insanların bu yaşadıklarının yalan, kurgu olduğunu söylemek 80 milyonun zekası ve aklıyla alay etmektir” dedi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

10Edirne FETÖ davasında 22 askere 3’er kez müebbet istendi

DHA
06 Nisan 2017 – 11:38Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 11:38

Engin ÖZMEN/EDİRNE, (DHA) – EDİRNE’de 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde rol aldığı iddiasıyla haklarında soruşturma açılan ve aralarında ordudan ihraç edilen 54’ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı’nın da bulunduğu 8’i tutuklu 22 askerin soruşturması tamamlandı. Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal tarafından hazırlanan 229 sayfalık iddianamede, sanıklar hakkında ‘anayasal düzeni, meclis ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili edirne’de askerlere yönelik iddianame Edirne 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal tarafından hazırlanan 229 sayfalık iddianamede, aralarında ordudan ihraç edilen 54’ncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı’nın da bulunduğu 8’i tutuklu 22 asker hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. İddianamede sanık Hidayet Arı’nın yanı sıra subay ve astsubay rütbelerindeki Ekrem Tekinarslan, İsmet Sezgin, Kağan Kaya, Ramazan Altun, Ali Soylu, Bülent Yılancı, Ali Koç, Ayhan Atasoy, Ercan Çırak, Furkan Avcı, Harun Kiraz, İlkan Pekcur, Mehmet Sağlık, Mustafa Gençay, Oğuz Özcan, Oğuzhan Çevik, Özhan Yurdugüzel, Sinan Çamur, Şeref Karataş, Tahsin Arda Karabiber ve Zafer Dağdeviren yer aldı.
3’ER KEZ ÖMÜR BOYU HAPİS TALEBİ
Edirne 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede ordudan ihraç edilen Tuğgeneral Hidayet Arı’nın da aralarında bulunduğu 8’i tutuklu 22 asker için ‘Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Yasama Organını ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü üyesi olmak, bazı sanıklar hakkında da ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. İddianamede sanıklar için örgüt üyeliğinden 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve verilecek cezaların yarı oranında da arttırılması talep edildi.
MAHREM YAPI VURGUSU
İddianamenin giriş bölümünde, 15 Temmuz gecesi meydana gelen darbe girişimine yönelik ülke genelinde yaşanan olaylarla eş zamanlı olarak, Edirne’de gerçekleşen eylemlerin irtibatlandırıldığı belirtildi. Ayrıca Edirne’de yaşanan olayların ‘asıl merkez ve odak’ noktasının Tugay Karargahı olduğu ifade edilerek, 7 aylık sürede FETÖ/PDY yapılanmasının en ‘mahrem’ unsurlarından olan, askeri yapılanması hücre tipi örgütlenmenin tüm unsurlarının ortaya konarak tespit edildiği ifade edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

9TBMM Başkanlığı’nın Malatya darbe girişimi davasına müdahilliği kabul edildi

DHA
06 Nisan 2017 – 11:21Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 11:21

Mikail PELİT/MALATYA, (DHA) – MALATYA’da, 76 sanığın yargılandığı darbe girişimi davasında, mahkeme TBMM Başkanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı’nın müdahillik talebini kabul etti.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ), 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, aralarında dönemin 2’nci Ordu Komutanı Adem Huduti’nin de bulunduğu 26’sı tutuklu 76 sanığın yargılandığı Malatya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşmasında, mahkeme başkanı, dosyaya TBMM Başkanlığı ile Mili Savunma Bakanlığı’nın müdahil olarak girme taleplerine ilişkin dilekçelerinin ulaştığını belirtti. Duruşmaya katılan, TBMM Başkanlığı avukatı Şebnem Demirhan, talebi yeniledi. Mahkeme Heyeti TBMM Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nın davaya katılma talebini oy birliği ile kabul etti.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

8Almanya’da ’20 Türk’e casusluk soruşturması’ iddiası

Hürriyet Haber
06 Nisan 2017 – 10:32Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 10:46

Alman Die Welt gazetesi Almanya’daki FETÖ’cüler hakkında Türkiye’ye bilgi veren 20 Türk hakkında soruşturma başlatıldığını iddia etti.

Gazete, bu bilgiye Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen’in verdiği soru önergesine Alman hükümetinden gelen yanıtı kaynak olarak gösterdi.

Alman hükümetinin soru önergesine verdiği yanıtta “Toplam 20 suçlanan kişi ve bilinmeyen şüpheliler hakkında Türk hükümetinin direktifiyle Gülen yapılanması üyelerini izleyerek casusluk faaliyetlerinde bulundukları iddiasıyla soruşturma yürütülmektedir” ifadelerine yer verildi.
Kaynak: Hürriyet

7FETÖ soruşturması yalanıyla dolandırdığı 50 bin lirayı pavyonda böyle harcadı

DHA
06 Nisan 2017 – 10:26Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 10:26

Berktuğ ÖNCÜ/BURSA, (DHA)- BURSA’da ‘Terör Örgütleri ile bağlantınız var’ yalanı ile 5 kişiyi toplam 50 bin lira dolandırdığı öne sürülen 45 yaşındakiİbrahim B., polis ekipleri tarafından yakalandı. İbrahim B.’nin, dolandırdığı 50 bin lira ile gazinoda konsomatrisler ile dans etmesini sosyal medyada yayınladığı görüldü.
Bursa’da, kendisini polis olarak tanıtarak çok sayıda kişiyi telefonla arayarak, “Terör Örgütlerinden FETÖ ile bağlantınız var. Evinizdeki paraları bize verin, karşılaştırma yapıp parayı size iade edeceğiz” diyerek kandırıp toplam 50 bin lira dolandırdığı iddia edilen İbrahim B., Bursa Emniyet Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından tespit edilerek takibe alındı. Yaklaşık 1 ay boyunca 900 farklı güvenlik kamerasını inceleyen polis ekipleri, şüpheli İbrahim B.’yi, evinin yakınlarında gözaltına aldı.
KONSOMATRİSLER İLE PAVYONDA DANS EDERKEN VİDEO YAYINLAMIŞ
Gözaltına alınan İbrahim B., ifadesi alınmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. İbrahim B.’nin çeşitli kişileri dolandırarak aldığı 50 bin lirayı harcadığı pavyondaki konsomatrisler ile dans ederken sosyal medya hesaplarından video yayınladığı ileri sürüldü. Görüntülerde, bir kadın ile dans ettiği ve neşeli tavırları dikkatlerden kaçmadı. İbrahim B., Emniyet Müdürlüğü’nde alınan ifadesinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı.

FOTOĞRAFLI

 
Kaynak: Hürriyet

6HDP’li Baluken’i tahliye eden Mahkeme Başkanı, düz hakim olarak Ankara’ya atandı

Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR (DHA)
06 Nisan 2017 – 10:19Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 10:19

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1’inci Dairesi’nin dün akşam saatlerinde açıklanan 517 sayılı Adli Yargı Kararnamesi ile 31 hakim ve savcının görev yerleri değiştirildi. 15 Temmuz darbe girişimi ardından açılan ve genellikle anayasal suçlar ve terör dosyalarına bakan Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Cem Boztaş da HSYK kararnamesi ile Ankara Hakimliği’ne atandı.

Boztaş’ın Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı olan eşi Binnur Uçar Boztaş ise Yargıtay Tetkik Hakimliği’ne atandı. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Cem Boztaş, 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu olan HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken’i, Anayasa Mahkemesi’nin daha önce Mustafa Balbay ile ilgili verdiği kararı gerekçe göstererek 30 Ocak günü tutuksuz yargılanmak üzere tahliye etmiş, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine Baluken üst mahkeme konumunda olan 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce yeniden tutuklanmıştı.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklandığı davanın yargılamasını da yapan Boztaş, dosyanın güvenlik gerekçesiyle başka ile nakli için Adalet Bakanlığı’na başvurmuş, bunun üzerine Demirtaş’ın yargılaması Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilmişti.

Öte yandan, HDP milletvekilleri Nimetullah Erdoğmuş, Sırrı Süreyya Önder, Ziya Pir, İmam Taşçıer, Sibel Yiğitalp ve Meral Danış Beştaş’ın yargılamaları da Boztaş’ın başkanlığını yaptığı 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.

Diyarbakır Çınar ilçe Emniyet Amirliği ve Murat Uçar Bölge Trafik İstasyonu’na bomba yüklü araçla yapılan saldırılara ilişkin dosyalar ile FETÖ/PDY terör örgütünün Diyarbakır’daki Hava Kuvvetleri yapılanmasının yargılaması da aynı mahkemede görülüyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yargılaması da 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılırken, bu dosya da güvenlik gerekçesiyle Malatya’ya nakledilmişti.

HSYK kararnamesi ile dün 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığından alınarak Ankara’ya düz hakim olarak atanan Cem Boztaş, son olarak HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için dosya üzerinden tutukluluğun devamına karar vermişti.
Kaynak: Hürriyet

5Ebru Yüzbaşı’ya tazminat şoku

Hürriyet Haber
06 Nisan 2017 – 10:19Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 11:18

FETÖ’nün Balyoz ve Askeri Casusluk davaları gibi kumpas davalarında mağdur olanlar, Yargıtay’ın onadığı beraat kararlarının ardından maddi ve manevi tazminat davaları açmaya başladı. Uzun süre hapiste yatanlar mağdurlara 1 milyon TL’ye kadar tazminatlar ödenmeye başlandı. Ancak bazı mağdurlar için verilen tazminat kararları tartışmalara neden oldu. Kumpastan önce denizaltı savunma harbi eğitimi veren Karamürsel Eğitim Merkezi’nin tek kadın subayı Deniz Yüzbaşı Yekdane Ebru Ercüment, dört günlük gözaltı süresinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Hamile olan Ercüment, örgüt üyeliği ile suçlandığı iddianamenin kabul edildiği gün bebeğini düşürdü. 2012’de 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılan Ercüment, karar Yargıtay tarafından onanınca oğlu ile yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. 15 ay yurtdışında kalan Ercüment, AYM’nin hak ihlali kararı sonrası yurda döndü. Beraat edince görevine iade edilen ve binbaşı olan Ercüment, Gölcük Donanma Komutanlığı Denizaltı Eğitim Merkezi’nde komutanlık yapmaya başladı. Ercüment, yaşadığı onca mağduriyetin ardından da görev yaptığı bölgede Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak 750 bin TL maddi 2 milyon TL de manevi tazminat talebinde bulundu.

Mahkeme ise talebi sadece kısmen kabul etti ve mağdura sadece 500 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Ercüment’tin avukatı İlhan Nuri Tezel ise İstanbul İstinaf Mahkemesi’ne başvurarak itirazda bulundu. Müvekkilinin karar onanınca yurtdışına çıktığını ancak uzun yıllar mağdur olduğunu kaydeden Tezel, kararda sadece gözaltı süresinin dikkate alındığını belirtti. (Karar)
Kaynak: Hürriyet

4Nevşehir’de FETÖ’den 1mimar tutuklandı

DHA
06 Nisan 2017 – 10:15Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 10:15

NEVŞEHİR, (DHA)- NEVŞEHİR’de Fethullahçı Terör örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ /PDY) soruşturması kapsamında gözaltına alınan 1 kişi tutuklandı.
FETÖ/PDY’ye üye olma suçundan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca haklarında soruşturma başlatılan ve polis tarafından yakalanarak gözaltına alınan mimar B.E., Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkemeye gönderildi. Şüpheli Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

3Ak Partililer, Nizipli işadamlarıyla buluştu

DHA
06 Nisan 2017 – 09:30Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 09:30

GAZİANTEP, (DHA) – AK Parti Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Abdülhamit Gül, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Nizip Belediye Başkanı Hacı Fevzi Akdoğan ve beraberindeki heyet Nizip Ticaret Odası’nı ziyaret etti.

Türkiye’nin geçmekte olduğu bu zor ve keskin virajda iş camiası olarak her zaman devletin ve milletin yanında yer aldıklarını ve bundan sonra da yer almaya devam edeceklerini ifade eden Nizip Ticaret Odası Meclis Başkanı Doktoroğlu “Bilindiği üzere Türkiye ekonomisi, yıllık bazda 2010’da yüzde 9,2 ile başlayan büyüme trendini, Gezi olayları, FETÖ’nün darbe girişimleri, döviz kurlarındaki oyunlar gibi ardı arkası kesilmeyen birçok olumsuz şoka rağmen yedi yıl boyunca kesintisiz sürdürmüştür. Buda demek oluyor ki sadece ekonomi alanında yapılanlara baktığımızda milletine âşık kişilerin görevde olduğunu ve çalıştığını görmekteyiz. Bizler için böylesine hayatını riske atan, çalışan güzel insanlara birer vefa borcumuz olduğunu da unutmamız gerekir. Bu durumda ise bize düşen bu virajda elimizden geleni değil fazlasını yapmak zorundayız. Çünkü üzerimizde gelecek nesillerin, yetimlerin, tüm dünya mazlumlarının beklentisi bulunmaktadır” dedi.

Küresel güçlerin Türkiye üzerinde birçok oyunu sahneye koyduğunu, son olarak 15 Temmuz’da FETÖ terör örgütünün hain darbe girişimi ve ardından yaşanan terör olaylarının temel nedeninin bölgede ve dünyada güçlü ve büyük bir Türkiye istenmediğinin daha iyi anlaşıldığını ifade eden Nizip Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özyurt, “Allah’a şükür milletimiz basiretli duruşuyla ülkemizin birlik ve beraberliğinin bozulamayacağını, bizlerin ve halkımızın demokrasi nöbetlerine sahip çıkması sayesinde tek vücut olduğumuzu tüm dünyaya göstermiştir” dedi.

Özyurt istihdam seferberliğiyle ilgili olarak Nizipli sanayici ve iş adamlarının verdiği sözü fazlasıyla tuttuğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“7 Şubat’ta Ankara’da gerçekleşen Türkiye Ekonomi Şurasında Cumhurbaşkanımız tarafından başlatılan milli istihdam seferberliğine Nizip adına işadamları olarak Mart ayı sonuna kadar 500 kişi istihdam sözü verilmiştir. 2016 yılsonu itibariyle 4A çalışan sayısı 9 bin 609 kişi iken 31 Mart 2017 ‘de 4A çalışan sayısı 10 bin 770 kişi olmuştur. Yani 1161 kişiye yeni istihdam sağlanmıştır. Görüyoruz ki istihdam çağırısına işadamlarımız ve firmalarımız en üst düzeyde destek vermişlerdir. Nizip Ticaret Odası olarak tüm iş adamlarımıza ve firmalarımıza istihdama katkılarından dolayı canı gönülden tebrik eder, ülkemizin kalkınması için gayretlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarım. Nizip Ticaret Odası olarak ise 2017 yılını Nizip’te ‘Yatırım, İhracat ve İstihdam Seferberliği Yılı’ ilan ettik. Milli istihdam seferberliği konusunda bilgilendirme seminerleri düzenlemekteyiz. Yeni girişimcilerin istihdam yaratması ve kendiişlerini kurmalarını sağlamak amacıyla yürüttüğümüz girişimcilik eğitimlerimizde bu yıl hedefimiz 1000 kişiye ulaşmaktır. Nizip Ticaret Odası olarak temel prensibimiz ‘Nizip için, Ticaret ve Sanayi için, Ortak Akıl’ ile çalışmaktır. Bu prensiple yola çıkarak hepimiz ülkemizi düşünerek daha çok çalışmalı daha çok istihdam yaratmalı ve yatırımlarımıza devam etmeliyiz. Türk Milletinin gücünün birlik beraberlik olduğunu hatırlatmak isterim. Gaziantep-Şanlıurfa E-24 Karayolunun 14 Nisan 2016 tarihinde yapılacak duble yol ihalesi çalışmalarına destek veren, emeği geçen tüm Gaziantep Milletvekillerimize, siyasetçilerimize ve bürokratlarımıza Nizipliler adına teşekkürlerimizi sunarım.”

İlçenin ve bölgenin sorunlarından da kısaca bahsetmek istediğini belirten NTO Başkanı Özyurt, “Teşvik Sistemi ve Devlet Yardımları kapsamında açıklanan İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destek Paketi, Cazibe Merkezleri Programı gibi önemli iyileştirmeler yer almaktadır. Ancak mevcut teşvik sisteminin, ilçeler bazlı sosyal ve ekonomik gelişmişlik seviyelerine göre tasnif edilmesi sağlanmalı ve ilçe bazlı teşvik sistemi kurulmadır. Ayrıca, Gaziantep’in ve bölgenin çok stratejik hale gelen konumu, artan göç ve nüfusla birlikte, istihdamın ve yatırımların artırılmasının her zamankinden çok daha önemli olduğunu belirtmek isterim” dedi.

Nizip ilçesinin nüfusunun birçok il nüfusundan büyük olduğunun altını çizen NTO Başkanı Özyurt, Nizip’te bir üniversite kurulması gerektiğini belirterek “İlçemiz nüfusu birçok ilden büyük olup, sosyal, ekonomik ve kültürel yönden önemli merkezler arasındadır. İlçemiz ticareti, sanayisi, ihracatı ve konumu itibariyle sürekli gelişmektedir. Bu nedenle daha çok eğitimli insana ihtiyaç duyulmaktadır. Nizip Eğitim Fakültesi Nizip Meslek Yüksek Okulu’nun konumu, kapasitesi eğitim-öğretim faaliyetleri ve yurt dikkate alınırsa ilçemizde “Nizip Üniversitesi” kurulmalıdır. Nizip Yerleşkesinde ön lisans, lisans, lisansüstü eğitim ve öğretimin yanında formasyon eğitimleri de verilmektedir. Mevcutta Nizip Eğitim Fakültesinde 13 akademik personel, Nizip Meslek Yüksek Okulunda ise 25 akademik personel görev yapmaktadır” diye konuştu.

Nizip’in sadece üretim ve istihdam açısından değil aynı zamanda ihracat açısından da Türkiye’nin önde gelen ilçelerinden birisi olduğuna dikkat çeken Özyurt, ilçede bir gümrük ofisinin kurulmasının önemli bir ihtiyaç olduğunu belirterek şunları dedi:

“Küresel boyuttaki gelişmeler doğrultusunda rekabet edebilirlik işletmeler için artık vazgeçilmez unsurlardandır. Daha önceden de belirttiğim üzere ilçemizin bulunduğu coğrafi konumun önemi de her geçen gün artmaktadır. İlçemizin 2016 yılı ihracatı 250 milyon dolar civarında olup, 2023 hedeflerini yakalamak adına ilçemizde mobil gümrük ofisinin kurulması hem ihracatçımızın işini kolaylaştıracak hem de ihracat yapmak isteyen müteşebbisleri teşvik edecektir. Nizip Ticaret Odası olarak ilçemizin 2023 hedefleri için belirttiğimiz 500 milyon dolar ihracatımızı da bugün burada 750 milyon dolar olarak revize ediyoruz. Ayrıca, sanayicilerimizin ve halkımızın desteklerden ve teşviklerden daha çok faydalanması, evraklarını zamanında teslim edebilmeleri amacıyla KOSGEB Nizip İlçe Müdürlüğü, Çalışma ve İş Kurumu Nizip İlçe Müdürlüğü gibi müdürlüklerin kurulması önem arz etmektedir.

Dün olduğu gibi bugün ve yarınlarda da Nizip’in ülke kalkınmasına katkı sağlamaya devam edeceğinin altını çizen Özyurt, “Bizler sivil toplum kuruluşları ve iş adamları olarak yatırım, ihracat ve istihdam seferberliği kapsamında el birliği ile ülkemizin dünyanın en büyük ekonomisi olması adına daha çok çalışarak ve üreterek katma değer sağlamayı hedefliyoruz. Önümüzdeki günlerde yapılacak referandum oylamasının vatandaşlarımıza ve ülkemize uğurlu olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

Nizip’in kendilerinde çok özel bir yeri olduğunu ifade eden Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Öncelikle Nizip Ticaret Odası’na yapmış olduğu bu güzel ev sahipliğinden dolayı değerli başkanlarıma ve yöneticilerine çok teşekkür ediyorum. Biz sürekli Nizip Ticaret Odası’nda huzurlarınızdayız değerli Yönetim Kurulu Başkanımız Mehmet Özyurt’un teşvikleri değerlendirmeleri, Nizip, Gaziantep ve ülkemizdeki sorunlar ile ilgili sorun odaklı çözümler sunması bize büyük katkılar sağlamaktadır. Nizip’in her zaman siyasi yönden başarılı bir dönem geçirdi. Sayın Abdülhamit Gül’ün Nizipli olması Nizip için büyük bir şanstır. Benim bakanlık dönemimde çok ciddi yatırımlar yaptık ve bundan sonraki dönemde de yapmaya devam edeceğiz” dedi.

16 Nisan da yapılacak olan referandumda milletin neden ‘Evet’ demesi gerektiğini anlatan Ak Parti Genel Sekreteri Gaziantep Milletvekili Abdülhamit Gül, şöyle konuştu:

“Bugüne kadar yürütülmeye çalışan sistem artık yürüyemez hale gelmiştir. Yirmi beş gün, bir ay, üç ay gibi ülkemizde hükümet süreleri olmuş ve bundan en çok etkilenen halkımız ve işadamlarımız olmuştur. Koalisyon dönemlerinde işadamlarımız önünü göremediği için ülkemiz yatırım yapılamaz hale gelinmiştir. Bu yüzden bu sistemin bir an önce değişmesi gerekmektedir. Değerli Oda Başkanım Sayın Mehmet Özyurt Nizip’in sorunları ile ilgili istişarelerde bulunduk. Biz bu sorunlarla ilgili bütün vekil arkadaşlarımızla büyükşehir belediyesi ve ilçe belediye başkanımızla oturup Nizip ile ilgili ne yapılacaksa, ne eksiğimiz varsa bunlarım hepsini takip edeceğiz. Gaziantep Türkiye’nin lokomotif şehri Nizip ise Gaziantep’in lokomotif ilçesi o yüzden Nizip’e hizmetlerimizi arttırarak devam edeceğiz.”

FOTOĞRAFLI

 
Kaynak: Hürriyet

2İddianamede ortaya çıkan ‘darbe’ tweet’i.. ‘At fav’a bekle’

Mesut Hasan BENLİ / ANKARA
06 Nisan 2017 – 09:10Son Güncelleme : 06 Nisan 2017 – 09:10

Ankara Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç’in hazırladığı Akıncı Üssü iddianamesinde ilginç detaylara yer verildi.

İddianameye göre 143. Filo Komutanlığı’nda teğmen olarak görev yapan şüpheli Suat Fatih Karadağ’ın telefonundaki ‘resimler’ bölümünde ‘iddaakrali@kraliddaaci40’ isimli Twitter kullanıcısı tarafından ‘mustafaselanik3’ isimli Twitter kullanıcısına 19 Haziran 2016 tarihinde saat 01.10’da gönderilen “15 Temmuz 2016 cuma Türkiye’de askeri darbe at fava bekle istihbaratım sağlam” şeklindeki tweet’in görüntüsü bulundu.

İddianamede, Üs Komutanı Hakan Evrim’in, FETÖ’nün yayın organlarından olan Günışığı dergisine abonelik ücretlerini toplayan Seyit Ahmet Şahin’e abonelik ücretini EFT işlemi ile gönderdiği kaydedildi. Evrim’in odasında Sultan Abdülaziz’in tahtan indirilmesini konu alan “Bir darbenin anatomisi” isimli kitabın da bulunduğu ifade edildi.

İddianamede suç tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı’nda Hava ve Uzay Gücü Araştırma Merkezi Komutanı olan Albay Yücel Topçu’nun ilginç ifadesine de yer verildi. Topçu ifadesinde, Murat Çınar isimli albayın kendisini aradığını belirterek, “Bana ‘Abi göreve gideceğim, fazla rütben var mı’ dedi. Yarım saat, 45 dakika sonra verebileceğimi söyledim. ‘O zaman gerek yok’ dedi. Evime gittim. Sabah 09.30’a kadar televizyondan darbeyle ilgili olan biteni ben de izledim” dedi.
Kaynak: Hürriyet

1Kadri Gürsel’den ByLock itirazı: İrtibatı açıklasınlar

Hürriyet Haber
05 Nisan 2017 – 22:46Son Güncelleme : 05 Nisan 2017 – 22:46

Kendisini ziyaret eden CHP milletvekili Utku Çakırözer aracılığıyla açıklamalarda bulunan Gürsel, şu ifadeleri kullandı:

KARAKTER SUİKASTI

“Hakkımda iddianamede yer alan ByLock’çularla irtibatlı iddiasının amacı karakter suikastıdır. Benimle ilgili bir suç delili yaratılmak isteniyor. İddianamede 92 gibi yüksek sayıda ByLock kullanıcısıyla ve FETÖ/PDY soruşturması süren 21 kişiyle irtibatlı gösteriliyorum. Adana Ceyhan’da emekli müezzin, Karaman’da bir öğretmen, Tokat’ta bir komiser, Çanakkale’de Ulaştırma Bakanlığı memuru gibi kişiler bunlar. Bu tipte daha birçok ByLock kullanıcısıyla irtibatlı olduğum iddia ediliyor. Ama bu irtibatın niteliğinden bahsedilmiyor. Bu insanlarla telefonda konuşmuş muyum, kaç kez konuşmuşum, kim kimi aramış, ne zaman aramış, bunların hiçbiri iddianamede yer almıyor. Sadece muğlak ifadelerle filanca hatla irtibatlı, deniliyor. Bu muğlaklık ile bir suç isnadı oluşturuluyor.

CEVAP BİLE VERMEDİM

Bu dayanaksız iddiaya karşı acil yanıt verme hakkı talep ediyorum. Bu verilere nasıl ulaşıldığına ilişkin bazı tahminlerim var. 2014 baharında olsa gerek, FETÖ’ye ilk tutuklama dalgası başladığında Fetullahçı olduğunu sandığım insanlardan yüzlerce SMS gelmişti. Polisteki tutuklanma dalgasına karşı medyayı harekete geçirmek için SMS atıyorlardı. Ben televizyonda program yapan aktif bir gazeteci olduğum için bana bu maksatla atılan kısa mesajlar irtibat olarak görülmüş olabilir. Ama ben onlarla asla irtibata geçmedim. Cevap bile vermedim. Değişik meslek ve yörelerden bu kadar çok insanla benim irtibatlı olmam hayatın doğal akışına da aykırıdır. İkinci bir ihtimal ise tutuklandığım sırada sayıları 350 bini bulan Twitter takipçilerim arasında olduğunu sandığım ByLock’çuların tweet’lerimi retweet etmiş olanlar olabilir. Bu irtibat olarak gösterilmiş olabilir. Benim yargıya çağrım şudur: Kamuoyunu yanıltmak yerine, bu hatlar ile isnat edilen irtibatın niteliğini açıklamalarıdır. Telefon mu ettiler, SMS mi attılar, retweet mi yaptılar? Ben onları aradım mı? Bu irtibat isnatlarının niteliklerinin açıklanması sadece benim için değil tutuklu olan tüm Cumhuriyet gazetesi mensupları için de yapılmalıdır. Bunu ben resmi olarak mahkemeden de talep edeceğim.”
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz