Bugünkü (8 Mart 2017) FETÖ haberleri

0

Eskişehir’de 18 FETÖ şüphelisi adliyede (2)

15 KİŞİ TUTUKLANDI
Eskişehir’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 17 emniyet mensubundan 14’ü ile 1 emekli jandarma astsubay, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Şüphelilerden 1’i savcılık tarafından, 2’si de adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Tutuklanan 15 şüpheli Eskişehir H Tipi Cezaevi’ne götürüldü.
Kaynak: Hürriyet

Edirne’de FETÖ’den 18 rütbeli askere gözaltı (2)

17 KİŞİ TUTUKLANDI
Edirne’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve bugün adliyeye sevk edilen aralarında albay, yüzbaşı ve teğmenlerin de bulunduğu biri kadın 18 askerden 17’si çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada, ‘mahrem’, ‘Edirne Subay Abisi’, Subay Abisi’, ‘ Sorumlu Abi’ ‘vurgusu yapılarak, başsavcılık koordinesinde Edirne İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü görevlilerince soruşturma yürütüldüğü belirtilerek, şöyle denildi:
“FETÖ/PDY terör örgütünün jandarma teşkilatı içerisindeki ‘mahrem’ yapılanmasına yönelik olarak, Edirne Jandarma Subay Abisi’ konumundaki bir şüpheli tespit edilmiş olup, soruşturmanın derinleştirilmesi ile, söz konusu yapıya ait dershanelerde öğretmen olan bu şüphelinin dışında, yine yapıya ait dershanelerde öğretmen olarak görev yapan bir şüpheli ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak öğretmenlik mesleği icra edip, KHK ile ihraç olduğu belirlenen diğer bir şüphelinin Tekirdağ ve Silivri ‘Jandarma Subay Abisi’ oldukları tespit edilmiştir. Jandarma teşkilatı içerisinde, ‘Sorumlu Abi’ konumundaki örgüt mensuplarının irtibatlı olduğu subayların da belirlenmesi üzerine bu kişiler gözaltına alınmış olup, ikrar içeren savunmalardan tespit edildiği üzere, ‘Sorumlu Abi’ konumundaki şüphelilerin subaylarla gizlilik içerisinde sohbet adı verilen faaliyetler gerçekleştirdikleri, bu kişilerden kurban, himmet, bağış adı altında para tahsil ettikleri ve bu parayı örgüte aktardıkları belirlenmiştir. Jandarma teşkilatına yönelik tespitler doğrultusunda gözaltına alınan 10 şüpheliye ilişkin olarak, Edirne Sulh Ceza Hakimliği’nce 6 şüpheli hakkında adli kontrol, 4 şüpheli hakkında tutuklama tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Ayrıca FETÖ/PDY terör örgütünün ilimizdeki Tugay Komutanlığı’na bağlı birlikler içerisindeki ‘mahrem’ yapılanmasına yönelik olarak, ‘Edirne Subay Abisi’ konumundaki 7 şüpheli tespit edilmiş olup, soruşturmanın derinleştirilmesi ile söz konusu yapıya ait dershanelerde, ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak görev yapan veya FETÖ/PDY yapılanmasına ilişkin hiç bir kurumda SGK kaydı olmadığı belirlenen ‘Subay Abisi’ konumundaki bu şüphelilerin ilimiz dahilinde irtibatlı oldukları 16 subay tespit edilmiştir. Tugay Komutanlığı’na bağlı birlikler içerisinde yapıyla irtibatlı subaylar ile ‘Sorumlu Abi’ konumundaki örgüt mensuplarının ikrar içeren savunmalarından tespit edildiği üzere, Jandarma Teşkilatı ile benzer biçimde, üst düzey gizlilik içerisinde sohbet adı verilen faaliyetleri gerçekleştirdikleri, subaylardan kurban, himmet, bağış adı altında para tahsil ettikleri ve bu parayı söz konusu örgüte aktardıkları belirlenmiştir. Tugay Komutanlığı’na bağlı birliklere yönelik tespitler doğrultusunda gözaltına alınan 19 şüpheliden 1 şüphelinin gözaltı işlemleri devam etmekte olup, Edirne Sulh Ceza Hakimliği’nce 1 şüpheli hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına, 17 şüpheli hakkında ise tutuklama tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.”
Kaynak: Hürriyet

Son dakika: Vali yardımcısı FETÖ’den tutuklandı

Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturmayı yürüten Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda, hakkında yakalama kararı çıkarılan Ağrı Vali Yardımcısı Ahmet Can Pınar’ı kentte gözaltına aldı.

Örgütün şifreli haberleşme uygulaması “ByLock” kullanıcısı olduğu belirtilen Pınar, emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi.

Cumhuriyet savcısı tarafından sorgulanan Pınar, çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

13 sanıklı FETÖ davasında 1 tahliye

Gökhan CEYLAN/SİVAS, (DHA) – SİVAS’ta FETÖ/PDY ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan avukat ve kamu personellerinden oluşan 5’i tutuklu 13 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada tutuklu avukatlardan Ömer N.’nin tahliyesine karar verildi.
Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlattığı soruşturma kapsamında 9’u avukat, 4 kamu personeli 13 sanık hakkında, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’, ‘silahlı terör örgütüne üye olma’, ‘kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği’ ve ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 5 ile 10 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sanıklar geçen ay Sivas 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. İlk duruşmasında 1 kişinin tahliye edildiği davanın 2’inci duruşması bugün yapıldı.
Duruşmaya tutuklu avukatlar Ömer N., Erdal Ö., Fatih S., Halil İbrahim D., ve ‘avukatlar imamı’ olarak değerlendirilen tutuklu sanık Yunus B. ile tutuksuz sanıklardan avukatlar İhsan Ö., Ersin C., Dilek Fırtına T., Resul Ö., Recep H., ile kamu çalışanları İlhamı B. Murat G., ve Hakan P. katıldı. Duruşmada sanık avukatları ve sanıkların yakınları da hazır bulundu. Davanın 2’inci duruşmasında 5 tanık dinlendi.
‘FETULLAH GÜLEN KİTAPLARI OKUNUYORDU’
Tanıklardan öğretmen Muhammet Ufuk B., tutuksuz sanıklardan İlhami B.’yi tanıdığını, Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında düzenlenen ‘Bu Çocuklar Bizim’ projesi için kendisine rehber öğretmenlik teklif ettiğini ve gönüllü olarak projede yer aldığını söyledi. Tanıklardan avukat Mesut B. de ‘avukatlar imamı’ olarak değerlendirilen Yunus B.’yi tanıdığını, kendisinin sohbet vermek için zaman zaman Tokat’a geldiğini belirtti. Yunus B.’nin kendilerine yaklaşık 2 yıl boyunca bir evde sohbet verdiğini anlatan Mesut B., “Biz onu Serdar adıyla biliyorduk. Ferhat diye bir arkadaşla irtibat kurup bize sohbet vermeye geliyordu. Kimsenin kalmadığı bir evde sohbet veriliyordu. Sadece sohbet için bu evde toplanıyorduk. Sohbetler dini içerikliydi ve Fetullah Gülen kitapları okunuyordu” diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Halil İbrahim D., Bank Asya ile çalıştığını, ama bunu Gülen’in talimatıyla yapmadığını dile getirerek, “Ben bu dava kapsamında tutuklandığımı duymuştum, ancak kaçmadım. 9 Ağustos’ta operasyon yapıldı, tutuklandım. Yapıyla ilgili bildiklerimi anlattım. Delil karartma gibi bir durumum olmadı, öyle olsa telefonumu ve hattımı değiştirirdim” dedi.
Tutuklu sanıklardan Fatih S. de tüm bildiklerini emniyette anlattığını belirterek, “2014 yılından bu yana Ak Parti İl Başkanı Ziya Şahin’in avukatıyım. İl yönetimindeki bazı kişilerin de avukatlığını yaptım, hala da avukatlarıyım. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanıklardan Ömer N. ise hiç üyesi olmadığı bir yapıyla ilgili yaklaşık 8 aydır tutuklu bulunduğunu, avukatlar imamını tanımadığını ve irtibatının olmadığını söyleyerek, “Memleketimin bekası adına yatmaya razıyım, kendimi içeride böyle teselli ediyorum. Benim günahım yok. Suçlamaları işlemediğimin somut delilleri var. Devletime canım feda. Hayatım boyunca bu yapının bir tarafı olmadım.” diye konuştu.
‘Avukutlar imamı’ olarak değerlendirilen tutuklu sanıklardan Yunus B. ise sanık avukatlardan birçoğunu tanımadığını belirterek, “1999-2011 yılına kadar cemaat dershanelerinde çalıştım. ByLock kullanmadım. SODES projesiyle çok faydalı işler yaptım, bunun için pişman değilim. Benim tutuklanmama sebep olan Ferda T., 2 gün içinde 140 isim saymış ve mesleklerini bildirmiş ve aldığım duyumlara göre yurt dışına kaçmıştır” dedi.
Duruşmada diğer sanıkların da ifadelerine başvuruldu. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan avukat Ömer N.’nin adli kontrol şartıyla tahliyesine, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 2 Mayıs 2017 tarihine erteledi.
Kaynak: Hürriyet

Uşak’taki FETÖ davasında 18 sanık için yakalama kararı (2)

9 KİŞİ TUTUKLANDI
Uşak’taki, 14’ü tutuklu toplam 111 sanıklı FETÖ/PDY davasında tutuksuz yargılanırken, mahkemenin haklarında yakalama kararı çıkardığı 18 kişiden, gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 9 kişi tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

‘Türkiye kaynarsa Berlin yanacaktır’

KAOSA YATACAKTIR

“Bekamızın kökünü kurutmak isteyenlerin azı dişini söküp nefeslerini kesmek MHP’nin her şartta destek olacağı milli diriliş ve silkiniş hamlesidir. Türkiye küresel dengenin nirengi noktası, bölgesel sistemin ağırlık merkezidir. Türkiye kaynarsa Berlin yanacaktır. Türkiye kaybederse Londra kaosa yatacaktır. Terörizm Almanya’da takdir edildi, Fransa’da alkışlandı. Nedir bu sözde gelişmiş ülkelerden çektiğimiz? Almanya eğer PKK’nın dayatma ve telkiniyle AKP’li bakan ve milletvekillerinin vatandaşlarımızla buluşmasını sabote ediyorsa, biz bunu açıkça Türkiye düşmanlığı sayar, Berlin’in iradesini Kandil’e devretmiş kabul ederiz.

Almanya, Türkiye’ye karşı örtülü faaliyetlerin elebaşı ülkelerden birisidir. Almanya’nın yolu yol değildir. Alman yönetiminin, Hollanda ve Avusturya yönetiminin tutumları değişmediği takdirde sayın Cumhurbaşkanı eğer Avrupa’ya gidecekse onu yalnız bırakmayacağım.
KOVBOY AYMAZLIĞI

Fırat Kalkanı Harekâtı’nın yeni hedefinin Menbiç olduğu bilinmektedir. Böylesi bir dönemde ABD’nin Menbiç’te PYD-YPG’li teröristlere ağır silah ve zırhlı araç yardımında bulunması iyi niyetle değerlendirilemeyecektir. ABD’nin ikazlara rağmen hâlâ teröristleri silahlandırması tam bir kovboy aymazlığıdır ve samimiyetle de izah edilebilecek bir yanı yoktur.

EVET CHP’YE DERSTİR

Asıl siyasi milatları 16 Nisan’da dolacak olan bedbahtların bitmeleri yakındır, bir daha ayağa kalkamamaları mukadderdir. FETÖ’ye, PKK’ya, PYD-YPG’ye, DHKP-C’ye ve de haçlı kafilesinin yüzüne milli ve sağlam şamar evetle vurulacaktır. Evet, sözde Kürdistan paçavrasına çıtını çıkaramayan, Mustafa Kemal’in partisi olduğunu söyleyen, ama tarihiyle çelişen yüz karası CHP’ye derstir.”

ÜLKÜCÜ HİÇBİR ŞEYİ YARIM BIRAKMAZ

GRUP toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan MHP Lideri Bahçeli, eski MHP milletvekili Sinan Oğan’a katıldığı konferansta kürsüde konuşurken yapılan saldırıya ilişkin şöyle dedi: “Bunun neresini değerlendireyim? Bir kişi kürsüyü yıkıyor kimseye bir şey olmuyor. Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz.”
Kaynak: Hürriyet

Atama listeleri 14 Ocak 2016’da hazırlamış: ‘Darbe’den çıktı almışlar

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yücel Kocaman koordinasyonunda, Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen, Cumhuriyet Savcıları İstiklal Akkaya, Kemal Aksakal’ın hazırladığı iddianame, darbe girişiminin hazırlık çalışmalarının başlama tarihlerine ilişkin çarpıcı ayrıntıları ortaya koydu. İddianamede, 14 Temmuz saat 09.00’da albay Cemil Turhan’ın, astsubaylar Hüseyin Ömür ve Kenan Şimşek’e darbe girişimini söylediği ve MEDAS sisteminden nasıl mesaj çekildiğini öğrenmeleri yönünde emir verdiği belirtildi. İddianameye göre, iki şüpheli, sivil memur Zehra K.’dan bilgisayar şifrelerini ve MEDAS sistemine bilginin nasıl yüklendiğini öğrendi. 15 Temmuz gecesi ise şüpheli astsubay Hüseyin Ömür, saat 21.39 ile 21.55 arasında tuğgeneral Mehmet Partigöç ve albay Cemil Turhan imzasıyla ‘Zırhlı muhabere aracın intikali’, ‘Hazırlık ikazı ve birlik intikali’, ‘Atama’, ‘Katılışlar’ ve ‘Sıkıyönetim Direktifi’ konulu 4 mesajı askeri hattan tüm birliklere gönderdi. İddianamede yer verilen bilirkişi raporu ise darbe mesajları ve atama listelerinin çıktılarının 15 Temmuz’dan yaklaşık 7 ay önce alındığını ortaya çıkardı. Bilirkişi raporunda, “Belgenin PerOBS kullanıcısı tarafından oluşturulduğu, içerik oluşturma tarihinin 15 Temmuz 2016 tarih ve saat 21.10 olduğu, son kaydetme tarihinin 15 Temmuz 2016 tarih ve saat 22.36 olduğu, son yazdırma tarihinin 14 Ocak 2016 tarih ve saat 13.46 olduğu” tespitine yer verildi.

ADİL ÖKSÜZ’E Mİ SUNULDU

14 Ocak tarihinde çıktısı alındığı belirtilen bu mesaj ve atama listelerinin 16 Ocak 2016’da Çamlıca gişelerinden Akıncı Üssü’ne gittiği belirlenen, FETÖ’nün firari sivil imamı Adil Öksüz’e sunulup sunulmadığı sorusu gündeme geldi.

‘İHTİLAL ÇIKMAZI’ KİTABI ETKİLİ

İddianamede şüphelilerden yüzbaşı Metin Gümüşburun’un masasında 27 Mayıs ihtilalini konu alan ‘İhtilal Çıkmazı’ başlıklı kitap bulunduğu belirtildi. Gümüşburun’un kitabı 2 Şubat 2016’da Genelkurmay kütüphanesinden aldığı, 4 Nisan 2016’da teslim ettiği, aynı kitabı 30 Mayıs 2016’da da aldığı belirlendi. Söz konusu kitabın darbe planlamasında önemli bir yer tuttuğu iddia edildi.

DARBE TWEET’İ ATACAKMIŞ

Darbe girişimi gecesi Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde 4 adet basın açıklamasının üsteğmen İlker Çetinkaya tarafından yayınlandığı da iddianamede yer aldı. Çetinkaya’nın, Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan mesajları, kurumun Facebook, Twitter hesabından da yayınlamayı planladığı; bu amaçla gece geç saatlerde üsteğmen Serdar Akyıldız’ı arayarak, “Sosyal medya hesaplarından nasıl paylaşım yapılacağını” sorduğu, “Şube Müdürü onaylamadan paylaşım yapılamayacağını” öğrendiği anlatıldı.

ARALARINDA YOĞUN İRTİBAT

İDDİANAMEDE, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın yaveri olan yarbay Levent Türkkan’ın, 14 ve 15 Temmuz’daki telefon trafiğine de yer verildi ve özetle şöyle denildi: “Genelkurmay Başkanlığı adına kayıtlı olan TAİ ve Kazan’da baz bilgileri olan Prj. Ynt. D. Bşk. Tümg. Mehmet Dişli adına tahsisli 530 662 … GSM hat numarası ile 15 Temmuz 2016 tarihinde saat 23:41:52 sn de ve 16 Temmuz 2016 tarihinde saat 03:31:51 sn de 2 (iki) kez irtibatının bulunduğu bu süre içerisinde kendi baz bilgisinin Necatibey caddesi olarak görüldüğü…”
Kaynak: Hürriyet

Bakan Soylu: Operasyonlarımız yeni başladı (3)

“PKK, KAÇACAK DELİK BULAMAYACAKSIN”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yomra ve Arsin ilçelerini ziyaret ederek Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin değerlendirmede bulundu, 16 Nisan’da ‘Evet’ oyu istedi. Yomra ilçe meydanında otobüsün üzerinden kalabalığa seslenen Bakan Soylu, PKK terör örgütünün kaçacak delik bulamayacağını belirterek şunları söyledi:”
PKK, bak bir şey söyleyeyim; kaçacak delik bulamayacaksın. Ne demek istediğimi çok iyi anlıyorsunuz. Kaçacak delik bulamayacaksınız. ‘Hayır’ diyenler hep bir safta şimdi. PKK bir safta, Kılıçdaroğlu da bir safta. CHP demekten edep ediyorum. Bakın Kılıçdaroğlu da aynı safta. Öte taraftan FETÖ aynı safta, yurt dışındaki müttefikler de aynı safta di mi? Ha onlar bizi düşünüyorlar, biz bizi düşünmüyoruz. Peki onlar mı 3 bin doları 11 bin dolar yaptı? Onlar mı havaalanları yaptı. Nefes aldırmadılar; ikidebir, ‘yok şöyle yaparsanız size vize serbestisini veririz’. İstedikleri bu değil, ülkenin terörle karşı karşıya kalmasını sağlamak. Biz o yolları artık geçtik.”
KILIÇDAROĞLU’NA ‘YİĞİT OL’ ELEŞTİRİSİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na eleştiriler yönelten Bakan Soylu şöyle devam etti:
“Çok önemli bir tarih dilimindeyiz. Etrafımız ateş çemberi. Avrupa’da büyükler küçükleri boğmaya başladı. İşte şimdi tam zamanıdır. Şimdi ikinci büyük adım zamanıdır. Şimdi Kılıçdaroğlu efendi bize vaaz ediyor, diyor ki; ‘Buna devam edelim.’ Sen üç tane koyun güttünde mi bize akıl veriyorsun? Biz ülkede her yere gittik, hep Türk Bayrağı vardı. Kılıçdaroğlu güya adamlık yaptı da Sivas’ın ötesine geçmeye çalıştı. Kimin vizesiyle gitmeye çalıştı? PKK’ya dedi ki; ‘Ben geliyorum, bana adam toplayın’. Ona ‘Sen alana Türk Bayrağı koyamazsın’ dediler. Şimdi bu adam oldu Türkiye’yi düşünen, biz olduk Türkiye’nin karşısında öyle mi? Sen ilk önce yiğit ol yiğit.”
Konuşması sonrası kalabalığa karanfil atan Bakan Soylu, daha sonra Arsin ilçesine geçerek burada da Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattı, destek istedi. Bakan Soylu akşam saatlerinde özel uçakla Ankara’ya hareket etti.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Valiyi gözaltına alacak manga hazırladığı iddia edilen FETÖ sanığı Yarbay: O manga emniyet için kullanılacaktı (2)

YÜZBAŞI KIYAK SAVUNMA YAPTI
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, 15 Temmuz gecesi 2’inci Komando Tugay Komutanlığı’nın bulunduğu General Eşref Bitlis Kışlası’ndaki iştima alanında topladığı askerlere, “Karşınıza kim çıkarsa ateş edin. Mavi bere, bordo bere fark etmez. Ankara’ya da gidebiliriz. Kimseye acımayın” dediği iddia edilen tutuklu sanıklardan Yüzbaşı Nuri Kıyak savunmasını yaptı. Hakkındaki iddiaları reddeden yüzbaşı Kıyak, “Benim böyle bir sözüm olmadı. Bu iddialara katılmıyorum. 15 Temmuz’da aldığım yasal emirleri uyguladım. Gizli emirlerin astlarla paylaşılması yasak olmasına rağmen, onların da görüşlerini aldım. Emirler kanuna uygunsa yapacağımı, kanuna uygun değilse yapmayacağımı söyledim” diye konuştu.
6 AYDIR KOKTOD EĞİTİMİ VERİLİYORDU
Tugayda 6 aydır, ‘Koktod’ (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) eğitimi verildiğini ileri süren yüzbaşı Kıyak, “Tugayda muharip birlik olmadığı halde Koktod düzeni çalıştırılıyordu. Bunun manidar olduğunu düşündüm. Bu FETÖ yapılanması soruşturmasının Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte eşgüdümle gitmesi için genişletilmesini düşünüyorum” dedi.
BABASI ‘KAFANA SIK’ DEMİŞ
15 Temmuz gecesi Whatsapp’tan “Dışarıya çıkmayın” mesajı attığı babasının, “Sen hangi yüzle bana mesaj çekiyorsun. Öldüğün gün, bayramım olduğu gündür. Birazcık onurun, haysiyetin varsa kafana sıkarsın” şeklinde cevap yazdığı bilgisi sorulan yüzbaşı Kıyak, “10 yıldır babamla aram kötü, onunla konuşmuyorum. Eşimle evlenmeme karşı çıkmıştı. 15 Temmuz günü barışma umuduyla böyle bir mesaj attım” dedi.
Yüzbaşı Kıyak’ın savunmasının ardından tutuksuz sanıklar üsteğmenler Vahit Sergici ile Burak Civelek de savunmalarını yaptı. Duruşma, diğer 5 sanığın savunma yapması için yarın devam edecek.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Orgeneral Huduti’nin de yargılandığı Malatya FETÖ davası başladı (3)

YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ
FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklanan, dönemin 2’nci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, 2’nci Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun ile diğer sanık askerler, ilk kez hakim karşısına çıktı. Jandarmanın öncü araçları eşliğinde cezaevi araçlarıyla spor salonuna kelepçeli getirilen Huduti ve Angun ile diğer 19 tutuklu sanık, jandarma eşliğinde salona alındı.
Yoğun güvenlik önlemi altında Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince Yakınca Spor Salonu’nda gerçekleştirilen duruşmada, dönemin 2’nci Ordu Komutanı Huduti, 2’nci Ordu Kurmay Başkanı Angun’un da aralarında bulunduğu toplam 21 tutuklu askerle bazı tutuksuz sanıklar, avukatlar, müştekiler ve sanık yakınları hazır bulundu.
Duruşmaya Malatya darbe girişiminin önemli isimlerinden olan ve tutuklu yargılanan eski 2’nci Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, eski 2’nci Ordu Harekat Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş, 7’nci Ana Jet Üssü’nün eski Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık, eski 2. Ordu Plan Hareket Eski Şube Müdürü Albay Bahadır Erdemli, 2. Ordu Eski Harekat Başkanı Albay Erkan Varol, İstihkam Alayı Eski Tabur Komutanı Yarbay Ahmet Üçbudak, 2’nci Ordu’da görev yapan Binbaşı İbrahim Dede tutuklu bulundukları cezaevlerinden mahkemeye Sesli ve Görüntülü Sistem üzerinden bağlanarak, Malatya’daki duruşmaya gelmediler. Tutuksuz sanıklardan ve TSK’dan ihraç edilen isimlerden olan eski 2’nci Ordu eski Komutanlığı Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Ersin Yıldırım duruşmada da hazır bulundu.
İddianamenin özetinin okunmasıyla başlayan duruşmada, sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme Başkanı Vedat Koç, duruşmada daha sonra müştekileri dinledi.
2’nci Ordu Komutanlığı’ndan açılan ateş sonucu yaralanan Enes Gün, kendisine ateş açan kişi ya da kişilerin üniformalı olduklarını ifade ederek, “Vatanımı savunmak üzere oraya gittim. Elimde silah, taş ya da sopa yoktu. 2’nci Ordu’dan bana açılan ateş savuma amaçlı değildi. Kamyon kasasının üzerindeyken bana nişan alınıp, ateş açıldığını gördüm. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum” dedi.
BAŞBAKANLIK’TAN MÜDAHİLLİK TALEBİ
Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanlığınca, aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti, 2. Ordu Kurmay Başkanı Avni Angun ile rütbeli askerlerin de bulunduğu 76 sanıklı davaya müdahil olma talebinde bulunuldu.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince Yakınca Spor Salonu’nda sabah saatlerinde görülmeye başlanan duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Mahkeme Başkanı Vedat Koç, Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanlığının davaya müdahil olma talebine ilişkin dilekçenin mahkemeye sunulduğunu bildirdi.
Başkan Koç, mahkeme heyetinin ara kararında talebi değerlendireceğini kaydetti.
‘OKUMA YAZMAM YOK, DARBE NEDİR BİLMİYORUM’
Tutuksuz er Muhlis Tunç ise şunları anlattı:
“1-1.5 ay önce Malatya’ya geldim. Okuma yazmam yoktur, cahilim. Darbenin ne olduğunu da bilmiyorum. Koğuşta uyuduğum sırada 04.00- 04.30 sıralarında uyandırıldık. Kimin uyandırdığını bilmiyorum. Uyandıktan sonra aşağı indirdiler. Koğuştan çıktığım sırada Hüseyin üsteğmeni gördüm. Sadece bize ‘Çabuk çabuk’ şeklinde beyanda bulundu. Aşağıya indikten sonra arkadaşlar ‘Kemal Yüzbaşı’nın emri olduğunu ve silah almamız gerektiği’ni söyledi. Hatta ‘tatbikat yapıldığını’ da söylediler. Bunu Kemal Yüzbaşı’dan duymadım. Arkadaşlarla Nizamiyeye gittik, karanlıktı. Cahil oluğum için rütbeleri de bilmiyorum. Nizamiyeye gittikten sonra Kemal Yüzbaşı ‘Mevzi alın tatbikat var’ şeklinde sözler söyledi. Sabah 08.00 sıralarında mevzi alarak bekledik. O sırada yine Kemal Yüzbaşı ‘Hiç kimse içeriye girmeyecek, polisler dahil kimse içeriye girmeyecek, girene sıkın’ şeklinde emir de verdi. Hatta ‘Sıkmayana ben sıkarım’ şeklinde sözlerde söyledi. Ben bu sırada havaya 2 el ateş ettim. Sonra da sürünerek yavaş yavaş oradan ağaçlık kısma doğru kaçtım. Önce yemekhaneye sonra koğuşa gittim daha sonrada teslim oldum. Nizamiyedeyken bize ateş ediliyordu. Kimseyi hedef almadım. Nizamiye civarındayken arkadaşımız er Abdi Yıldız ateş sonucu yaralandı. Ne şekilde yaralandığını bilmiyorum, sonradan yaralandığını öğrendim. Yine; Kemal Yüzbaşı, ‘Komutanımızı almaya gelmişler, biz de komutanımızı vermeyeceğiz, gerekirse çarpışacağız’ ifadelerini kullandı.”
‘HEPSİ AKP’NİN Mİ POLİSİ, HİÇ Mİ BİZDEN YOK?’
Tutuksuz Onbaşı Ademcan Güven, Malatya Valisi ile Yüzbaşı Kemal Keskin arasında yaşananları ve silah çekme olayını anlatarak, şunları kaydetti:
“Nizamiye’ye Malatya Valisi geldi. Kemal Keskin ile diyalog içerisine girdiler, Kemal Keskin’in 3-5 adım gerisindeydim. Vali içeri girmek istediğini söyleyince, Yüzbaşı Kemal Keskin emir gelmeden kendisini içeriye alamayacağını söyledi. Hatta Ordu Komutanı’nın içeride olduğunu, kışlaya giriş çıkışların yasak olduğunu da söyledi. Vali, Kemal Keskin ile görüştükten sonra ayrıldı. Kemal Keskin bize ‘Mevzi alın’ dedi, mevzilendik. Nizamiyeye doğru jandarmanın zırhlı aracı gelince, Yüzbaşı Kemal Keskin ve Piyade Üsteğmen Hüseyin Çakıcı, iki şarjör boşaltmak üzere zırhlı araca ateş etti. Bir araçla Tuğgeneraller Zeki Karataş ile eski 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Mustafa Serdar Sevgili 2 nolu nizamiyeye gelip, Kemal Yüzbaşı’ya, ‘Başaramayacağız, 1. Ordu Komutanı da teslim oldu’ şeklinde sözler söyledi. Kemal yüzbaşı ise ‘Ben yıllardır bu anı bekliyordum, ben ve askerlerimiz teslim olmayacağız, bu kahpe düzeni bozacağız, bu kadar emek verilerek yapılan plan program boşa gidemez. Dışarıdakiler AKP’nin polisi hiç mi bizden biri yok? Dışarıdaki herkesi paket edelim’ şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Tuğgeneraller oradan ayrıldılar.”
Güven, yaralı iki asker arkadaşları ile 80 askeri süpürgeye flama bağlayarak teslim ettiklerini de sözlerine ekledi.
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanına suikast timi davasına, protestolarla devam edildi (4)

“TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUBUNA OPERASYON YAPILACAĞINI BİLİYORDUK”
Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, Yarbay Yücel Ekizoğlu’nun ardından sanıklardan Üsteğmen Hasan Aslanbay ile Teknisyen Astsubay Üstçavuş Ahmet Koçan ifade verdi. Üsteğmen Aslanbay, “Nereye niçin gittiğimizi bilmeden helikoptere binmekten başka suçum yok. Olay öncesinde olayın mahiyeti hakkında bilgi verilmediği gibi, bilgi edinebileceğim bir olay da yaşamadım. Olay öncesinde sadece tatil bölgesinde bulunan bir terör örgütü mensubuna operasyon yapılacağı biliyorduk, Ancak operasyonda kimseye kesinlikle ateş açılmayacaktı, sadece ateş edilirse karşılık verilecekti” dedi.
Bir şeylerin yanlış gittiğine ilişkin hisse kapıldığını anlatan Üsteğmen Hasan Aslanbay, ifadesini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanımıza yönelik bir suikast olabileceği izlenimi edinmedim. Olayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olduğunu hala öğrenmiş değilim. Olayda, sivillere kesinlikle ateş edilmeyecekti. Ben, kimseye ateş etmedim. Şuçlandığım terör örgütünün niteliklerini, hakkımda hazırlanan iddianameden okudum. Örgütün hiçbir ideolojisini savunmadım, örgütle ilgi bağlantım olmadığı için üzerimde örgütle ilgili bir unsur da bulunmamıştır. Bilmeden ve istemeden bu olayın içinde yer aldım. Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulunduğum suçlamasını kabul etmiyorum. Üzerime atılan suçlamaları da kabul etmiyorum. Olaydan sonra, ‘Tüm gerçekler ortaya çıksın’ diyerek, teslim oldum. Önceki ifadelerimde yanlış geçen ibareler vardır.”
Mahkeme başkanının ‘Bu talimatı size kim verdi?’ sorusuna Üsteğmen Aslanbay, “Şükrü Seymen (Binbaşı)” diye yanıt verdi. Asteğmen Aslanbay, “Seymen, ‘Gözle arama tarama yapın. Ateş eden unsurlara kesinlikle ateş edin’ dedi” ifadesini kullanınca, sanıklar arasında bulunan Binbaşı Şükrü Seymen söz alıp, “Okluk bölgesi olarak belirlenen bölgeye değil Marmaris içine gittik. Ben ateş emrini Okluk Koyu’nda vermiştim. Otele gidildiğinde bu yönde bir talimatım olmadı” dedi.
“ŞANS ESERİ BURADAYIM”
Teknisyen Astsubay Üstçavuş Ahmet Koçan ise kendisinin yaşanan olaylardan haberdar olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Helikopterlerin telsiz aksamı ile ilgileniyoruz. Saat 21.45 civarında Çiğli’deki alana geldim. Başmühendisimiz Kemal Can subaydan görevimizi aldık. Görevi bana O tebliğ etti. Hatta bana, ‘Bugün çok yorgunsun, çok uçtun, istersen akşam göreve gelmeyebilirsin’ dedi. ‘Olsun komutanım, iş varsa yaparım’ diyerek, dinlenmek için gittiğim evden tekrar Gaziemir’e göreve döndüm. Helikoptere gittim. 1.5 saat sonra hareket ettiğimizde nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Biz de ‘görev gizlidir’ diye sormadık, şans eseri orada bulundum. Çok heyecanlanıyorum ve kendimi iyi hissetmiyorum. Eve dinlenmeye gidecekken şans eseri göreve çağrıldım. Diğer helikopterle uçmuş olsaydım, bu işin içinde olmayacaktım. Arıza olan helikopterlere teknisyenler biner, çok da uzatmak istemiyorum. Helikoptere binince pistte bekledik, neden beklediğimizi de bilmiyorum, kimse bu konuda konuşmadı. Sonra Marmaris’e gittik. Yarım saat kadar havada kaldık. Ardından Imsık Meydanı’na gittik. Imsık meydanına gittiğimizde darbe konusunu orada öğrendik. Darbe girişimini öğrenince şoke olduk. Sikorsky helikopterine geldiğimizde yaralı olduğunu gördük sonra Çiğli’ye gidip, teslim olduk. FETÖ ile ilgili hiçbir bağlantım yok hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ne üyeliğim ne dershaneleri ile ilgili bir bağlantım yoktur.”
ALBAYIN TEKLİFİ GÜLDÜRDÜ
Astsubay Koçan’ın ardından saat 17.00’de ifadesi alınacak sanıklardan Pilot Albay Zeki Göçmen’in, mahkeme başkanı Emirşah Baştoğ’a, “Başkanım geç oldu. Savunmam 2.5 saat sürer, isterseniz yarına bırakın’ demesi salonda gülüşmelere neden oldu.
Mahkeme Başkanı Baştoğ, “Olsun dinleyelim” yanıtı verdi. Pilot Albay Göçmen, savunmasını yapmaya başladı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Bylock şüphelisi kadına “7 aylık bebeği var” özgürlüğü

Arzu KAYA / İSTANBUL (DHA) – KAYNAK Holding’e yönelik yürütülen FETÖ soruşturma kapsamında örgütün şifreli mesajlaşma programı ByLock kullandığı belirlenen 3 şüpheliden 2’si tutuklandı. Hakimlik, Kaynak Holding’e yönelik ByLock operasyonunda gözaltına alınan 3 şüpheliden 2’sinin tutuklanmasını karararlaştırdı; 3’üncü şüpheli kadının 7 aylık bebek sahibi olmasını gerekçe gösterip savcının “tutuklama talebini” reddetti. Kadın şüpheli adli kontrolle serbest bıraktı.

TUTUKLANMA TALEBİYLE MAHKEMEYE SEVK EDİLDİLER

Anadolu Örgütlü, Kaçakçılık ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından Kaynak Holding’e yönelik yürütülen soruşturma kapsamında “ByLock” kullandıkları tespit edilen ve gözaltına alınan Yard.Doç. S.A.B., Dr. A.Y. ve H.S.Ö. emniyetteki işlemlerinin ardından Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’na getirildi. Soruşturma savcılığında ifade veren şüpheliler “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanmaları talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.

2 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

Sulh Ceza Hakimliği’nde ifade veren şüphelilerin suçlamaları kabul etmediği ve ByLock programını kullanmadığını söyledikleri öğrenildi. Hakimlik, şüphelilerden H.S.Ö. ve A.Y’nin üzerine atılı “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunduğunu gösteren deliller(ByLock kaydı, HTS kayıtları) olduğu gerekçesiyle tutuklanmalarına karar verdi.

1 ŞÜPHELİ ADLİ KONTROLLE SERBEST KALDI

Şüpheli S.A.B’nin de üzerine atılı söz konusu suçu işlediğine dair deliller(ByLock kaydı, otel kayıtları) bulunduğunu kaydeden Hakimlik, kadın şüphelinin 7 aylık küçük çocuk sahibi olduğunu ve çocuğun bakım ve gözetiminin hapishane koşullarında yapılamayacağını belirterek tutuklama talebinin reddine karar verdi. Ş.A.B hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve karakola imza atmak koşulu ile adli kontrol hükümleri uygulandı.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ sanığı: Kaldığımız evlerde PKK’ya yakın arkadaşlar vardı

Mesut MADAN/BURDUR, (DHA) – BURDUR’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuksuz yargılanan öğretim görevlisi N.A. mahkemedeki ifadesinde, üniversitede okurken cemaat evlerinde kaldığını belirterek, “Kaldığımız evlerde PKK’ya yakın arkadaşlar vardı” dedi.
Burdur’daki FETÖ/PDY soruşturmalarına yönelik yargılamalara Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Bugün görülen duruşmalarda Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde (MAKÜ) görevli tutuksuz sanıklar ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi N.A., üniversitede okurken 6 ay-1 yıl kadar cemaat evlerinde kaldığını söyledi. Sigara içtiği için sevilmediğini aktaran N.A. “Kaldığımız evlerde PKK’ya yakın arkadaşlar vardı. ‘PKK’ya sempati duyan adamın orada ne işi var’ diye tartışırdık. Odamda Türk bayrağı, Osmanlı padişahlarının resimleri vardı. Bunları indirdiler, bu yüzden tartıştık ve evden ayrıldım” dedi.
“BENİMLE UĞRAŞIRLAR DİYE ÇEKİNDİM”
Ara ara sohbetlere katıldığını kaydeden N.A., 2011 yılında evlendiğini ve eşinin sohbetlere gitmesine karşı çıktığını belirtti. A., “17-25 Aralık öncesinde, bu yapının güçlü olduğu dönemde farklı görüşlerden olmalarına rağmen cemaatten fayda bekleyenler vardı. 2014’ün ortalarına kadar ben de sohbetlere gittim. Daha sonra farklı bahaneler uydurarak gitmedim. MİT TIR’ları meselesinde devleti ‘terör devleti’ konumuna düşürdükleri için tamamen ayrıldım” diye konuştu. 2014 yılı eylül ayında Bank Asya’ya para yatırdığını belirten N.A., “FETÖ’cüler ‘millet evini arabasını satıp para yatırıyor, sen niye yatırmadın’ diye sorduklarında ben de ‘yatırmadım’ demeyeyim diye 200 TL’lik bir hesap açtım. Otomatik ödeme talimatlarım vardı. Benimle uğraşırlar diye çekindiğim için para yatırdım. Aptallık ettim” dedi.
‘SİZ TERÖRİSTSİNİZ’ DİYEMEDİM
Mahkeme Başkanı Mehmet Ali Yüce’nin “FETÖ’nün devlete savaş açtığını normal vatandaş gördü sen akademisyen olarak göremedin mi, bir akademisyen olarak hiç sorgulamadın mı, neden bunların içindeyim diye hiç sorgulamadın mı?” şeklindeki sorusuna N.A., “O dönemde terör örgütü diyemedim. Eğitim faaliyetlerini gördüm. Kendimi hiçbir zaman oraya ait hissetmedim ama lanet olsun ‘siz teröristsiniz’ diyemedim. 15 Temmuz’dan sonra terör örgütü olduğuna inandım. Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum. Örgüt üyesi olarak damga yemek istemiyorum. Okuldan atılmak umurumda değil. Ben FETÖ’cü damgası yemek istemiyorum” diye konuştu.
“FETÖ’CÜLERİN OLDUĞUNU BİLMİYORDUM”
Daha sonra MAKÜ’de memur olarak çalışan A.D. savunma yaptı. Terör örgütü üyeliğini kabul etmediğini söyleyen D., “Hayatımın hiçbir döneminde bu yapıyla alakam olmadı. Suçlamalardan dolayı mağdur oldum” dedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Ali Yüce’nin hem FETÖ’nün sendikasına hem de iki derneğine üye olduğunu hatırlatması üzerine A.D., “Bu sendika ve derneklerin FETÖ’cülerin olduğunu bilmiyordum. Tesadüfen bu dernek ve sendikalara üyeyim” diye konuştu. Mahkeme başkanının “MAKÜ’de FETÖ’cülerin olduğunu duymadın mı” sorusuna da D., “Duymadım” diye cevap verdi.
“KENDİMİ BİLİME VERDİM”
MAKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr. K.Ş. de ifadesinde emniyet ve savcılıkta samimi şekilde ifade verdiğini söyledi. K.Ş., “MAKÜ’de FETÖ yapılanması olduğunu bilmiyordum. Öyle bir yapılanma duymadım. Ben kendimi bilime verdim. Cemaat yapılanması değil sağ-sol yapılanması olduğu söylenirdi. Hayatım boyunca bütün oluşumlara karşı oldum” dedi.
“CEMAATTİ, AHTAPOT ÇIKTI”
Oğlunu kapatılan Isparta Altınbaşak Koleji’nde okuttuğunun sorulması üzerine Ş., “Bu okulun FETÖ’nün olduğunu sonradan öğrendim. Yüzde 60 burs desteği veriyorlardı. Isparta’da ikinci bir özel okul yoktu. Alternatifsizlikten oraya gönderdim. Keşke ikinci bir lise olsaydı. Cemaatti, ahtapot çıktı” diye konuştu.
Mütedeyyin bir insan olduğunu söyleyen Ş., namazlarını odasında gizli gizli kıldığına da kaydetti.
İfadelerin ardından mahkeme heyeti duruşmaları erteledi.
Kaynak: Hürriyet

Askerlerin ‘Bylock’ davasının ilk duruşması sona erdi

Ümit TÜRK / İSTANBUL (DHA) – ‘ByLock’ kullandıkları iddiasıyla tutuklanan 19 asker hakkında açılan davanın ilk duruşması sona erdi. Mahkeme ikametgahı başka illerde görünen 17 sanık yönünden yetkisizlik kararı vererek, bu sanıkların dosyalarının yetkili mahkemelere gönderilmesini karar verdi. Kalan iki sanığın tahliye taleplerini reddeden mahkeme duruşmayı erteledi.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) şifreli haberleşme programı olan ‘ByLock’u kullandıkları iddiasıyla tutuklanan 19 asker bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Çağlayan’daki İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, savcı yargılama yapma mercinin, sanıkların son görev yaptıkları ve ikamet ettikleri adres itibariyle kabulünün gerektiğini söyledi. 17 sanık bakımından dosyanın ayrı ayrı tespit edilerek ilgili yetkili mahkemelere yetkisizlik kararıyla gönderilmesini talep eden savcı, diğer 2 sanık yönünden ise dosyanın bu mahkemede görülmesine devam edilmesine karar verilmesini istedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı da, tensip aşamasında yetki durumunun gözden kaçtığını belirterek, bu konuda bir karar vereceklerini söyledi.

17 SANIK HAKKINDA YETKİSİZLİK KARARI VERİLDİ

Mahkeme, 17 sanık hakkında yetkisizlik kararı vererek 7 sanığın dosyasının Ankara’ya, 7’sinin İzmir’e, 2’sinin Muğla’ya, 1’inin de İzmit’teki yetkili mahkemelere gönderilmesine karar verdi. Haklarında yetkisizlik kararı verilen 17 sanık duruşma salonundan çıkarıldı. İkametgahı İstanbul’da olan tutuklu sanıklar Alp Çırak ve Bünyamin Soysal’ın ise savunmalarının alınmasına geçilerek devam etti. Üniversite okuduktan sonra sözleşmeli subay sınavlarına girerek kazandıklarını anlatan sanıklar, ‘ByLock’ kullanmadıklarını, FETÖ ile irtibatlı herhangi bir okula, dershaneye gitmediklerini, ‘himmet’ adı altında bağış vermediklerini belirterek tahliyelerini talep ettiler.

Ara kararını veren mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerine karar vererek duruşmayı 27 Nisan’a erteledi.
Kaynak: Hürriyet

Vali, TMSF’ye devredilen şirketi gezdi

DENİZLİ Valisi Ahmet Altıparmak, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında TMSF’ye devredilen süt ve süt ürünleri üreticisi Aynes’te incelemelerde bulundu. Vali Altıparmak, Aynes’in kentin önemli değerlerinden olduğunu belirterek, herkesin sahip çıkmasını istedi.
Acıpayam’da bulunan, 15 Temmuz’dan sonra yürütülen FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Serin ile birlikte 19 yönetici ve çalışanı tutuklanan Aynes Süt ve Süt Ürünleri A.Ş., daha sonra mahkeme kararıyla TMSF’ye devredildi. TMSF tarafından yönetimi devralınan ve kayyum atanan Aynes’i ziyaret eden Vali Ahmet Altıparmak, işletmenin idari ve üretim noktalarında incelemelerde bulundu. Burada çalışan personelle sohbet eden Vali Altıparmak, yetkililerden üretim safhaları hakkında bilgi aldı.
Vali Altıparmak, Aynes’in Türkiye’de süt ve süt ürünleri ile yem üreten önemli bir firma olduğunu vurguladı. Firmanın, kentin önemli bir değeri olduğunu ve binden fazla çalışanı bulunduğunu belirten Vali Altıparmak, “İşletmede şu anda 1050 kişi çalışıyor. Bu büyük bir rakam. Buradaki çalışanların yanı sıra, birçok çiftçimiz ürünlerini bu işletmeye getiriyor. Yani buradan binlerce kişi ailesini geçindiriyor, ekmek parasını kazanıyor. Bilindiği gibi bir süre önce firmanın ismi terör yapılanması ile anılmıştı. Ama artık firmanın bu yapılanmayla bir bağlantısı kalmadı. Süt ve süt ürünleri sektöründe önemli kuruluşlar arasında yer alan Aynes’e tüm Denizlililer sahip çıkmalı” dedi.
Deniz TOKAT / DENİZLİ, (DHA)
FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

Polislerin “Bylock” iddianamesi kabul edildi

Ümit TÜRK / İSTANBUL (DHA) – FETULLAHÇI Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında, örgütün şifreli haberleşme programı “ByLock”u kullandıkları gerekçesiyle tutuklanan, aralarında eski emniyet müdürlerinin de bulunduğu 80’i tutuklu 12’si firari olmak üzere 92 sanık hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 15’er yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame, mahkemece kabul edildi. İlk duruşma 2 Mayıs’ta Silivri’de yapılacak.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca, FETÖ’nün şifreli haberleşme programını kullandığı belirlenen 92 polis hakkında hazırlanan ve İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamenin incelenmesi tamamlandı.

İddianameyi kabul eden mahkeme heyeti, tutuklu 80 sanığın bu halinin devamına ve duruşmaların sırasıyla 2, 3, 4 ve 5 Mayıs’ta Silivri Cezaevi’nin karşısında bulunan duruşma salonunda yapılmasını karalaştırdı. Örgütün emniyet yapılanması ve “ByLock” programıyla ilgili tespit ve değerlendirmelere yer verilen İddianamede, “ByLock” programının örgüt üyeleri arasındaki haberleşmede kullanılmasına ilişkin detaylar anlatılarak, “ByLock” programının örgütün elebaşısı Fetullah Gülen’in talimatıyla kullanılmaya başlandığı ve örgüt mensupları dışında hiç kimsenin temin edip kullanmadığı belirtildi. Örgütün emniyette yapılanarak, gerçekleştirmeye çalıştığı eylemlerin anlatıldığı iddianamede, toplumun devlete olan inancını sarsan ve adalet duygusunu tahrip eden son yıllardaki şantaj amaçlı kaset komploları, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Selam Tevhid, Tahşiye, yasadışı dinlemeler, MİT müsteşarının ifadeye çağrılması, 17-25 Aralık, MİT TIR’larının durdurulması, emniyet teşkilatının üst düzey personeline yönelik gerçekleştirilen tasfiye operasyonları, himmet vermeyen işadamlarının geçirdiği soruşturmaların tamamen örgütün emniyet teşkilatına sızdırdığı militanları ve KOM, terör, istihbarat gibi hakimiyet sağladığı birimler aracılığıyla planlayıp icra ettiği operasyonlar olduğu kaydedildi.

İddianamede, tüm şüpheliler hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılması talep edildi.

235 POLİSE DAVA AÇILMIŞTI

Bu arada daha önce yine “ByLock” kullandığı gerekçesiyle FETÖ şüphelisi 61’i tutuklu 86 polis hakkında İstanbul 22. Ağır Ceza Mahekemsinde, 114’ü tutuklu 149 polise de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davalar açılmıştı. Toplam 235 şüpheli polis hakkında açılan davalar Mart ve Nisan ayında görülmeye başlanacak. Söz konusu 235 sanık hakkında da “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 15’er yıla kadar hapsi isteniyor.
Kaynak: Hürriyet

Afyonkarahisar’da FETÖ’den 9 tutuklama

Sait KARADUMAN/AFYONKARAHİSAR, (DHA) – AFYONKARAHİSAR’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 9 şüpheli tutuklandı.

Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gerçekleştirilen operasyonda, ‘ByLock’ kullandığı tespit edilen 22 kişiden 19’u gözaltına alındı. Yapılan soruşturma sonrası 9 kişi çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, 3’ü adli kontrolle, 7’si ise savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

Soruşturma kapsamında 3 kişinin arandığı belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ’nün Muş imamı ile il ablası tutuklandı

Yusuf Özgür BÜLBÜL/ MUŞ,(DHA)- FETÖ terör örgütünün Muş il imamlığı ve il ablalığı yaptığı tesbit edilen karı-koca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Muş Valiliği’den yapılan yazılı açıklamada, “Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yönelik yaptığı çalışmalar kapsamında, örgütün kriptografik haberleşme programı ByLock’ u kullandıkları tespit edilen ve 2011-2014 yılları arasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün sözde Muş il imamı olarak faaliyet yürüten M.S. ile il ablası olan eşi H.S.’nin yakalanması için Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ile koordineli olarak yapılan operasyonda, PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütleri adına eylem ve faaliyetlerinden dolayı aranan 14 şahıs illegal yoldan yurt dışına çıkış hazırlığı yaparken sahte kimlik ve pasaportlarla birlikte yakalanarak Muş’a getirildi. M.S. ile eşi H.S. ve ayrıca örgütün gizli haberleşme programı ByLock’u kullandığı tespit edilen, Muş Devlet Hastanesinde pratisyen hekim olarak çalışan S.G. çıkarıldıkları adli mercilerce tutuklanarak cezaevine gönderdildi” denildi.
Kaynak: Hürriyet

Bakan Soylu: Operasyonlarımız yeni başladı (2)

BAKAN SOYLU VATANDAŞA SESLENDİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, partisinin otobüsüyle şehir turu attı, esnaf ve vatandaşları selamladı, ardından da Atatürk Alanı’nda vatandaşlara seslendi.
Parti otobüsü üzerinde konuşan Bakan Soylu, Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattı, yeni sistemde parlamentonun çok daha güçlü olacağını söyledi.
“HAYIR DEMEYİN CANIM”
Konuşmasında siyasetin kutuplaştırıldığı iddialarına tepki gösteren Bakan Soylu , “AK Parti yüzde 34 ile başladı, 51’e çıktı. Şiddetle mi çıktı?” diye sordu. Kalabalığın, ‘Hayır’ diye bağırması üzerine gülümseyen Bakan Soylu’nun, “Hayır demeyin canım. Olmaz öyle şey deyin” demesi gülüşmelere neden oldu.
“KILIÇDAROĞLU TÜRKİYE’Yİ BAŞKA BİR MACERAYA SÜRÜKLEMEK İSTİYOR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Bakan Soylu şunları söyledi:
“Kılıçdaroğlu’nun dünkü açıklamalarını dinlediğiniz değil mi? Ben size bir şey söyleyeyim mi? Ne dünyadan, ne Türkiye’den, ne Anayasa’dan, ne de milletten haberi var. Cumhuriyet Halk Partili kardeşlerime sesleniyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’ni de, bir siyasi partiyi de tarihi bir yanlışa doğru götürüyor. Bir taraftan FETÖ’nün desteğini almaya çalışıyor, bir taraftan da dönüp PKK ile kol kola giriyor. Yaptıkları son derece yanlıştır. Terörün evine güç devşirmeye çalışanlara bununun hesabını bu millet soracaktır. Bugün bunun bedelini biz çok ödedik. Tam yumruk gibi olmamız, teröre karşı birlik ve beraberlik içerisinde olmamız lazım. Tam diz çökertmeye başladığımız bir dönem içerisinde kulaklarına üfledikleriyle beraber Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi başka bir maceraya sürüklemek istiyor. Buna müsaade etmesin CHP’liler. Buna asla izin vermesinler. Benim hemşerilerim bunu en iyi şekilde anlar. Ey Kılıçdaroğlu, sen FETÖ ve PKK ile kol kola girmişssin, Türkiye’ye akıl veriyorsun. İlk önce dön aynaya bak da kendine akıl ver, kendine.”
“PKK’NIN ADINI KİMSE AMA KİMSE SÖYLEMEYECEK”
Terör örgütüyle mücadelede kararlı olduklarını ifade eden ve PKK’nın adını kimsenin ağzına dahi alamayacağını vurgulayan Bakan Soylu, şöyle devam etti:
“Bilmenizi istiyorum. Kararımız net ve açıktır. Bugüne kadar hangi tuzaklarla karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz. Bizim gücümüzü nasıl azaltmaya çalıştıklarını biliyoruz. Kararlıyız ve öyle bir kararlıyız ki bütün âleme ve herkese duyuruyoruz, bu coğrafyada bir daha PKK’nın adını kimse ama kimse söylemeyecek bir daha. Biz geleceğe, yarına, birlik ve beraberliğimize bakacağız. Hep birlikte bu aziz milletle bunu çok açıklıkla söylüyorum. Biz dünyanın ilk 11 devletinden birisi olacağız.”

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

Uşak’taki FETÖ davasında 18 sanık için yakalama kararı

Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK, (DHA)- UŞAK’taki, 14’ü tutuklu toplam 111 sanıklı FETÖ/PDY davasında tutuksuz yargılanan sanıklardan 18’i için yakalama kararı çıkarıldı.
Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı, Uşak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren, FETÖ/PDY elebaşı Fethullah Gülen’in bir numaralı sanık olduğu, iş adamı Hazim Sesli ve Uşak Organize Sanayi Bölgesi eski Başkanı Ali Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 14’ü tutuklu 111 sanıklı davada, tutuksuz yargılanan 18 kişinin daha tutuklanmasını talep etti. Mahkemenin talebi reddetmesi üzerine savcılık, Uşak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, 18 tutuksuz sanık için yakalama kararı verdi. Karar üzerine harekete geçen ekipler, bu sabah 18 sanığın yakalanması için eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda tutuksuz yargılanan 6 sanık yakalandı, 12’sinin aranması devam ediyor. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 6 sanık, Uşak Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Orgeneral Huduti’nin de yargılandığı Malatya FETÖ Davası başladı (2)

POLİSE ATEŞ EDİN DENDİ
Malatya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada 15 Temmuz’da 2’nci Ordu’da er olan görev yapan tutuksuz sanık Soner Kaya, tutuklu Yüzbaşı Kemal Keskin’in üstlerinde drone uçtuğunu görünce ‘drone ateş edin’ emrini verdiğini ve drone 2-3 kez ateş ettiğini söyledi. Kaya, drone nöbet tuttuğu G 3 piyade tüfeğiyle ateş ettiğini ifade ederek, “Nizamiye dışından bize doğru ateş ediliyordu. Ben dışarıda polis olduğunu söyleyince, Kemal Yüzbaşı ‘onlar bizim düşmanımız, bizi öldürmek istiyorlar, ateş edeceksin’ dedi. Hatta ben ateş etmeyince ‘benim kurşunumla mı ölmek istiyorsunuz, ateş edeceksiniz’ demesi üzerine ben yine ateş etmedim” dedi. Kaya suçlamaları kabul etmeyerek, “İbrahim Dede Binbaşı ‘şehit olacaksınız, kaçanlar vatan hainidir, siz de kaçanlar gibi kaçarsanız vatan haini olursunuz’ dedi. Ben Malatya’ya vatan borcumu, şehitlere olan vatan borcumu ödemeye geldim” diye ifade verdi.
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanına suikast timi davasına, protestolarla devam edildi (3)

“BİZE KOORDİNAT VERİLDİ ANCAK GÖREV SÖYLENMEDİ”
Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşmasına öğleden sonra Cougar tipi iki helikopterden birinin ikinci pilotu olan ve darbe gecesi Çiğli’den ikinci helikopter ile havalanan Yarbay Yücel Ekizoğlu’un savunması ile devam edildi. Yarbay Ekizoğlu ifadesinde, FETÖ /PYD ile hiçbir ilgisinin olmadığı gibi banka ve finans kuruluşlarında hesabı bulunmadığını, yazılı ve görsel medya kuruluşlarına da üyeliğinin olmadığını söyledi.
Görevi boyunca merhum Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel ve Başbakanlardan Bülent Ecevit ile de uçma şerefine nail olduğunu belirten Yarbay Ekizoğlu, “Birlik komutanlığı yaptım, yüzlerce öğrenci yetiştirdim” dedi. Genelkurmay Başkanı adına verilen talimatlar üzerine bu operasyonda yer aldığını vurgulayan Yarbay Ekizoğlu, şunları söyledi:
“Üzerimde bulunan dolarlar Afganistan’da görev yaptığım sırada aldığım dolarlardır. Bir tek Zekeriya Kuzu’nun üzerinde ‘F’ serisi olan dolar bulunduğunu öğrendim. Bize verilen görevin 20.15’te başlayıp 21.30’da biteceği söylendi. Ancak görev ile ilgili sadece Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, koordinat verdi. Ancak, görevi söylemedi. Dört helikopterden üçüne 24-25 kişi bindi, 1 numaralı helikopterde Zeki Albay vardı. Motorları çalıştırdığımızda pistte yaklaşık 40 dakika oyalandık. Sırasıyla helikopterler kalktı. Ancak dört numaralı helikopter havalanmadı. Pilotu Bahattin Akgül’ün kötü olduğu ve uçmayacağı bildirildi. Tüm bu olaylar sırasında cep telefonum açıktı ama internete girmediğim için ülkede gelişen olaylardan haberim olmadı. Zaten kalkıştan sonra üç helikopter yolumuza alçak uçuş ile devam ettik. Marmaris’e iniş anında herhangi bir ateş açılmadı. Personeli indirdikten sonra bir mil açıkta beklemeye başladım. Bir silah sesi duyduk. Kaza olduğu yönünde, bir askerin silahının patladığı bilgisi geldi. Bir parlama ışık gördüm, turistlerin fotoğraf çektiklerini düşündüm ama çatışma sesi duymadım. 15-20 dakika bekleyip Dalaman’a yöneldik. İnemedik, Imsık’a yöneldik. Imsık Havaalanı’na 04.30 civarında indik. Fethi Albay beni odasına götürdü, olanları anlatıp, kalkışma olduğunu söyledi. Ağlamaklıydı, gergindi. Bu olayları anlayınca göreve devam etmek istemedik. Çiğli’ye döndükten yarım saat sonra teslim olduk. Bu olaylarda ilk defa bir indirme alanında hazırlık yapılmaması, çelişkili bilgilerin gelmesi bizleri kuşkulandırmıştı, ancak Özel Harekat Birliği’nde daha önce de bu tür operasyonlar olduğu ve gidip birileri alındığı için verilen talimat doğrultusunda hareket ettik. Görevin suç teşkil edecek bir içeriği olduğunu farketmedik. Bu faaliyetin kime yönelik olduğunu yani Cumhurbaşkanımızın alınması ile ilgili operasyon olduğunu ise savcılık iddianamesinde öğrendim. Atılı suçlamaları kabul etmem mümkün değil.”
Ekizoğlu’nun ifadesinin tamamlanmasının ardından duruşmaya saat 14.45’te 10 dakika ara verildi.
Kaynak: Hürriyet

Askerlerin bylock davasında savcı yetkisizlik talep etti
Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) Bylock kullandıkları iddiasıyla tutuklanan 19 asker hakkında açılan davanın ilk duruşmasında savcı, ikametgahı başka illerde görünen 17 sanık yönünden yetkisizlik kararı verilmesini, dosyalarının yetkili mahkemelere gönderilmesini talep etti.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) şifreli haberleşme programı olan Bylock’un telefonlarında bulunduğu iddiasıyla tutuklanan 19 asker ilk kez hakim karşısına çıktı.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından duruşma Savcısının mütalaası alındı.Savcı, sanıkların üzerine atılı, “terör örgütü üyeliği” suçunun temadi eden suçlardan olduğunu belirterek, yargılama yapma mercinin, sanıkların son görev yaptıkları ve ikamet ettikleri adres itibariyle kabulünün gerektiğini söyledi.

17 sanık bakımından dosyanın ayrı ayrı tespit edilerek ilgili yetkili mahkemelere yetkisizlik kararıyla gönderilmesini talep eden savcı, diğer 2 sanık yönünden ise dosyanın bu mahkemede görülmesine devam edilmesine karar verilmesini istedi.

Bunun üzerine mahkeme başkanı da, tensip aşamasında yetki durumunun gözden kaçtığını belirterek, bu konuda bir karar vereceklerini söyledi. Mahkeme talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.
Kaynak: Hürriyet

Valiyi gözaltına alacak manga hazırladığı iddia edilen FETÖ sanığı Yarbay: O manga emniyet için kullanılacaktı

Mutlu YUCA/BOLU,(DHA) – BOLU’da, 2’nci Komando Tugayı eski Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer’in de bulunduğu 3’ü tutuklu, 7’si tutuksuz 10 askerin yargılandığı FETÖ/PDY davasının ikinci gününde, Yarbay Veli Ceylan savunmasını yaptı. 15 Temmuz gecesi Vali Aydın Baruş’un gözaltına alınması için 10 kişilik özel manga hazırladığı iddia edilen Ceylan, “Manga tamamen emniyet amacıyla kullanılacaktı” dedi.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada 10 sanık da hazır bulundu. ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘Terör örgütüne üye olmak’ suçlarından yargılanan sanıklardan 2’nci Komando Tugayı eski Kurmay Başkanı Yarbay Veli Ceylan, savunmasında iddiaları reddetti. 15 Temmuz gecesi Vali Aydın Baruş’un gözaltına alınması için 10 kişilik özel bir manga hazırladığı iddia edilen Ceylan, “Bolu Valiliği’nin hemen karşısında lojmanların olduğu bölgede de bir birliğimiz var. Vali’nin gözaltına alınması için 6 kilometre uzaklıktaki tugayda böyle bir hazırlık yapmak yerine valilik binasının hemen yanındaki lojmanların bulunduğu bölgedeki askeri unsurlarımızdan asker temin etsek daha akılcı olurdu. Ayrıca Vali’yi gözaltına almak için 10 kişi hazırlamayı akılla izah etmek mümkün değil” dedi.
Söz konusu manganın Vali’nin gözaltına alınması için değil, emniyet amacıyla oluşturulduğunu iddia eden Ceylan, “Olayların olması durumunda vatandaşla asker karşı karşıya kalacaktı. Kışla ve lojmanların korunması için böyle bir hazırlık yapıldı. Tamamen emniyet amacıyla kullanılacaktı. 20 yaşındaki askerlerin yerine daha tecrübeli askerlerden oluşan bir manga oluşturdum. Sayısı az olunca kontrolü de kolay olacaktı. 10 kişilik bir mangayı bir teğmen de rahat bir şekilde idare edebilirdi. Askerleri karargah binasının arkasına çağırarak burada emniyet talimatını okudum. Başlarında bulunan teğmenin de emirlerini yerine getirmelerini emrettim” diye konuştu.
Ceylan, mangada bulunan askerlerin Vali’nin gözaltına alınması için hazırlandıkları yönünde verdikleri ifadelerin de doğru olmadığını ileri sürdü.
15 Temmuz gecesi 2’nci Komando Tugay Komutanlığı’nın bulunduğu General Eşref Bitlis Kışlası’nda Bolu Valisi Aydın Baruş’un talimatı olmadan Koktod (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) düzenine geçildiğini kabul eden Ceylan, “Tugay Komutanı Güneşer beni aradı ve sıkı yönetim emrini alıp almadığımı sordu. Ben de kendisine henüz görmediğimi söyledim. Albay Cahit Tirindaz da askerleri toplamam yönünde emir verdi. Tugaya gittiğimde Yüzbaşı Nuri Kıyak beni karşıladı ve ona tüm birliğin toplanmasını istedim. Askerler ‘Koktod’ düzenine geçirilerek kompozit başlıklar verildi. Kimseye mühimmat verilmemesi yönünde talimat verdim. İçtima alanında duran ve hareket halinde olan yaklaşık 20 araç gördüm. Bu araçların garajdan çıkarılma talimatını da ben vermedim. Koktod düzeni ile ilgili Albay Tirindaz emir verdi ve birliğin başına geçmekten imtina etti” dedi.
Ceylan’ın savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanı’na suikast girişimi davasında şok ifadeler

SANIK AVUKATLARINDAN BAZILARI CEKİLDİ

Bugünkü duruşma saat 09.45’te başlandı.

Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) kapsamında atanan bazı sanık avukatlarının vekillikten çekildiğini, yerine yeni atamaların yapılacağını bildirdi.

3 AŞAMALI YARGILAMA

Duruşmanın seri halinde devam edeceğini ve 4 gün süreceğini kaydeden Mahkeme Başkanı Baştoğ, cuma ve pazartesi günü de ara verileceğini açıkladı. Duruşma celselerinin 15 Mart’a kadar sürmesi için uygun zaman ayırdıklarını belirten Mahkeme Başkanı Baştoğ, bir sonraki seri celselerin 24-28 Nisan arası, üçüncüsünün ise 5-9 Haziran tarihleri arasında olmasının planlandığını belirtti. Bu arada sanık yakınlarından birer kişinin duruşmayı izlemesine izin verildiği belirtildi. Daha sonra sanıkların kimlik tespiti yapılıp, yöneltilen suçlar ve hakları hatırlatıldı.

GÜLEN’İ KİMSE SAVUNMAK İSTEMEDİ

Mahkeme Başkanı Baştoğ, bir numaralı sanık olan Fethullah Gülen için Muğla Barosu’ndan şu ana kadar hiç kimsenin müdafilik yapmak istemediğini söyledi. Bazı sanıkların avukatlarının da çekildiğini tekrar hatırlattı.

Duruşmada sanık avukatlarından Hakan Tunçkol söz alarak yetki hususunda itirazlarını bildirdi. Tunçkol, her ne kadar şehitler ve yaralılar olsa da davanın ana konusunun ve özgül ağırlığını oluşturan suçun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast olduğunu ve kendisinin burada olmayıp, ikametgahının Ankara’da bulunduğunu belirterek, davanın adresinin olduğu yerde yetkili olan ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep etti. Bazı sanık avukatları bu itiraza katılırken bazıları katılmadı.

Müşteki avukatları ise itirazda bulunarak suçun işlendiği tarihte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suikasttan kıl payı kurtulduğunu ve bu olayın mahkemenin yargı alanı sınırları içinde bulunduğunu hatırlatarak bunun davayı uzatmaya yönelik talepler olduğunu kaydedip reddini istedi.

Sanıklar adına sanık Yüzbaşı İsmail Yiğit de söz hakkı isteyerek olayın Muğla’da yaşanmasına rağmen planlandığı ve dolayısıyla gerçekleştiği yerin İstanbul olduğunu belirtti.

YETKİSİZLİK İDDİASI REDDEDİLDİ

Bunun üzerine mahkeme heyeti, savcıdan görüş aldı. Savcı, yetki hususunu daha önce de düşündüklerini, ancak CMK’nın 12’nci ve devamındaki maddeleri uyarınca mahkemenin yetkili olduğunu düşündüğünü belirtip, itirazın reddini talep etti. Mahkeme heyeti de yetkisizlik kararı verilmesi isteğini oybirliği ile reddetti.

YURTTA SULH KONSEYİ ÜYESİ OLDUKLARI İDDİALARINI REDDETTİLER

Duruşma, Yurtta Sulh Konseyi üyesi oldukları ileri sürülen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve Tuğgeneral Ünsal Coşkun’a bu konuda soru yöneltilmesiyle başladı. Coşkun ve Sönmezateş, konsey üyeleri oldukları yönündeki iddiaları kabul etmedi.

“ÇİĞLİ’NİN KOD ADININ ÇARLİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİM”

Daha sonra savunma yapmaya başlayan helikopter 1’inci pilotu Albay Murat Dağlı (44) da ifadesinde, Ankara Güvercinlik’teki Kara Havacılık Okulu Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun’un talimatı üzerine saat 22.00 gibi havalanan 4 helikopterle Çiğli’ye gittiklerini belirtip, “Cuma günü yapılacak tüm uçuşların planlamasını bir gün önceden yapardık. Ancak, cuma günü akşamı yapılan uçuşlar bu planda yoktu. Bazı askerler benim kendilerini göreve çağırdığımı iddia etmişler. Alay komutanı askerleri göreve çağırmaz. Talimat verir, emrindeki subaylar görev çağrısı yapar. Eve gidecekken akşam saatlerinde komutan yeni görev emri geldiğini belirterek eve gitmememi istedi. Odama geçtim. Sonra nereye gideceğimizi sorduğumuzda komutan ‘Çarli’ dedi. Çarli’nin ne olduğunu sordum, söylemedi. Sonradan Çiğli’nin kod adının Çarli olduğunu öğrendim. Saat 23.30’da belirsizlikler çoğalmaya başladı. Bir komutan aradı, ‘Sizin orada ne işiniz var’ diye sorunca, şaşırdım” dedi.

“GENELKURMAY BAŞKANI’NIN TALİMATI İLE ORDASINIZ DEDİLER”

Albay Dağlı, “Saat 23.00’te orgeneral ve ordu komutanı beni arayıp, ‘Gözlerinizden öpüyorum evladım’ diyor. Devletin bu kadar seçkin bir orgenaralinin talimatını uyguluyorsunuz, emir komuta zinciri devam ediyor. Ardından Ege Ordusu Komutanı’ndan aldığımız emrin geçerli olmadığı belirtildi, Onu bir daha aramamamız söylendi, ‘Siz Genelkurmay’a bağlısınız’ denildi. Talimatlar arasında çelişkiler vardı, ancak yanımdaki üst düzey komutanlar olduğu için onları aşarak başka yerleri arayamadım. Zaten doğru da olmazdı. Biz Çiğli’deyken kimse bize yardım etmedi, harekat komutanları arayıp gelişmelerden bilgi vermedi. Telefonlarımız açıktı. Kendi personelime de telefonları kapatması talimatı vermedim. Olayları öğrenmeye başladığımızda Gezi olayları gibi bir şeyler başladığını düşündük. Üç sicil amirim de bu ortamda, ‘Göreve devam edin’ talimatı verdi. Tekrar sorduğumuzda ‘Kardeşim, Genelkurmay Başkanı’nın talimatı ile oradasınız’ dediler. Hayatın olağan akışına göre verilen talimatı uygulamak durumundaydık. Beklemeye devam ediyorduk. Sonra Gökhan Paşa, ‘Bu koordinatlara gideceksiniz’ dedi. 3 Sikorsky helikoptere bindik. 2 pilot, ‘Uçmak istemiyoruz’ diyerek gruptan ayrıldı. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’a indiğini ve açıklama yapacağını öğrendiğimizde çok rahatladım. 3 helikopterle, Cumhurbaşkanı’na suikaste gidildiğini biliyorsunuz, sonra İstanbul’da açıklama yapacağını öğreniyorsunuz ve göreve devam ediyorsunuz. Bu sizce normal mi? Yani uçmaya veya göreve devam ediyorsunuz. Bugüne kadar kanunsuz hiç emir almadım. Bir süre sonra ikmal için Dalaman’a gitmeyi düşündük. Ancak Dalaman’daki görevlilerin bizden önce giden Sikorsky’i çevirdiklerini, alanın kırmızı alarma geçtiğini, personelin helikopterden inmesini ve gelen görevlilerin talimatlarına uymasını söylediklerini telsizden duyunca vazgeçtik. lmsık Meydanı’na iniş yaptık. Sikorsky pilotu Albay Ali Aktürk beni arayarak Dalaman’dan yakıt ikmali yapıp tekrar Marmaris’e döndüklerini, çatışma çıktığını, bir personelin yaralı olduğunu söyleyerek ne yapacağını sordu. Gökhan Paşa, lmsık’a gelmesini istedi. Ben de pilota bu şekilde talimat verdim” diye konuştu.

“YAKIT İKMALİ YAPIP MARMARİS’E DÖNSEYDİK KESİN DÜŞERDİK”

Olanlar karşısında olağanüstü şaşırdıklarını belirten Albay Dağlı, şöyle devam etti:
“Bir süre sonra Sikorsky intikal etti. Gökhan Paşa, yaralının durumuna baktı. Çiğli’ye gitmeye karar verdi. Bu sırada Yarbay Fethi Şahbaz yani lmsık Meydan Komutanı bize Milas Meydan Komutanı’nın kendisini aradığını, radarlarında bizi kontrol ettiğini, kalktığımız anda F-16’ların bizi vuracağını söyleyerek havalanmamızı istedi. Bunu hem bizzat Gökhan Paşa hem de telefonla Ünsal Paşa’ya bildirdim. Gökhan Paşa bir süre sonra yanıma gelerek bir tehlike olmadığını söyledi. Aynı şekilde Ünsal Paşa da telefonla bana dönerek tehlike olmadığını belirtti. Bunun üzerine Çiğli’ye intikal etmek üzere havalandık. Yaralının durumu da ağırdı. Sonra Çiğli’ye geldik. Bu olayda bize dört helikopterle ‘Hareket edin’ denildi. Suikaste gittiğimizi sonradan öğrendik. Samimiyetimle itiraf edeyim ki yakıt ikmali yapıp Marmaris’e dönseydik kesin düşerdik. Çünkü böyle suikast yapılmazdı. Suikaste gidileceğini bilseydik, kapı zırhı ve taban zırhı taktırırdık, bir kurşun yesek düşerdik. Tamamen tesadüfi ve iyi niyetli olarak verilen görevi yaptık.”

”BEREKET PARASI ALSAYDIM MUTLAKA SAKLARDIM”

FETÖ ile hiçbir ilgisinin olmadığını da iddia eden Albay Dağlı, “Öyle bir örgütün içinde yer alabilecek kapasitem yok. Örgüt ile yolum hiçbir yerde kesişmedi. Yozgat’ta bir köyde büyüdüm. Beş çocuklu, çiftçi bir babanın oğluyum. Örgüt oluşumunda ’bereket parası’ alsaydım mutlaka saklardım. Bende sadece 4 dolar vardı hiçbiri F serisinden değildi” dedi.

”HELİKOPTER PİLOTU UÇAĞI GÖREMEZ”

Dağlı, savcının bir pilotun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağını gördüğü yönündeki iddiası üzerine, “Hiçbir helikopter pilotunun uçan bir uçağı görme şansı yoktur. Kaldı ki ben onu söyleyen kişinin hocasıyım. Sakın bana kırılmasın. Zaten o gece hep 60-70 metre yükseklikten uçmuştuk. Savcılıkta çelişkili ifadeler vermiş olabilir. Çünkü verdiğimiz ifadeleri bir daha görme şansımız olmadı, çelişkiler bundan kaynaklı olabilir” dedi.

MAHKEME BAŞKANINDAN UYARI: SİYASİ AÇIKLAMALAR YAPMAYIN

Duruşmanın sonunda sanık avukatının “Ordumuz yıpratılıyor, her gün yeni oyunlar oynanıyor” demesi üzerine, mahkeme başkanı “Siyasi açıklamalar yapmayın” diyerek uyardı.

Duruşma, darbe girişimi gecesi kullanılan helikopterlerden birinin ikinci pilotu olan Yarbay Yücel Ekizoğlu’nun ifadesinin alınmasıyla sürüyor.
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanına suikast timi davasına, protestolarla devam edildi (2)

SANIK AVUKATLARINDAN BAZILARI CEKİLDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1’i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, saat 09.45’te başlandı.
Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) kapsamında atanan bazı sanık avukatlarının vekillikten çekildiğini, yerine yeni atamaların yapılacağını bildirdi.
3 AŞAMALI YARGILAMA
Duruşmanın seri halinde devam edeceğini ve 4 gün süreceğini kaydeden Mahkeme Başkanı Baştoğ, cuma ve pazartesi günü de ara verileceğini açıkladı. Duruşma celselerinin 15 Mart’a kadar sürmesi için uygun zaman ayırdıklarını belirten Mahkeme Başkanı Baştoğ, bir sonraki seri celselerin 24-28 Nisan arası, üçüncüsünün ise 5-9 Haziran tarihleri arasında olmasının planlandığını belirtti. Bu arada sanık yakınlarından birer kişinin duruşmayı izlemesine izin verildiği belirtildi. Daha sonra sanıkların kimlik tespiti yapılıp, yöneltilen suçlar ve hakları hatırlatıldı.
GÜLEN’İ KİMSE SAVUNMAK İSTEMEDİ
Mahkeme Başkanı Baştoğ, bir numaralı sanık olan Fethullah Gülen için Muğla Barosu’ndan şu ana kadar hiç kimsenin müdafilik yapmak istemediğini söyledi. Bazı sanıkların avukatlarının da çekildiğini tekrar hatırlattı.
Duruşmada sanık avukatlarından Hakan Tunçkol söz alarak yetki hususunda itirazlarını bildirdi. Tunçkol, her ne kadar şehitler ve yaralılar olsa da davanın ana konusunun ve özgül ağırlığını oluşturan suçun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast olduğunu ve kendisinin burada olmayıp, ikametgahının Ankara’da bulunduğunu belirterek, davanın, adresinin olduğu yerde, yetkili olan ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep etti. Bazı sanık avukatları bu itiraza katılırken bazıları katılmadı.
Müşteki avukatları ise itirazda bulunarak suçun işlendiği tarihte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suikasttan kıl payı kurtulduğunu ve bu olayın mahkemenin yargı alanı sınırları içinde bulunduğunu hatırlatarak bunun davayı uzatmaya yönelik talepler olduğunu kaydedip, reddini istedi.
Sanıklar adına sanık Yüzbaşı İsmail Yiğit de söz hakkı isteyerek olayın Muğla’da yaşanmasına rağmen planlandığı ve dolayısıyla gerçekleştiği yerin İstanbul olduğunu belirtti.
YETKİSİZLİK İDDİASI REDDEDİLDİ
Bunun üzerine mahkeme heyeti, savcıdan görüş aldı. Savcı, yetki hususunu daha önce de düşündüklerini, ancak CMK’nın 12’nci ve devamındaki maddeleri uyarınca mahkemenin yetkili olduğunu düşündüğünü belirtip, itirazın reddini talep etti. Mahkeme heyeti de yetkisizlik kararı verilmesi isteğini oybirliği ile reddetti.
YURTTA SULH KONSEYİ ÜYESİ OLDUKLARI İDDİALARINI REDDETTİLER
Duruşma, Yurtta Sulh Konseyi üyesi oldukları ileri sürülen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve Tuğgeneral Ünsal Coşkun’a bu konuda soru yöneltilmesiyle başladı. Coşkun ve Sönmezateş, konsey üyeleri oldukları yönündeki iddiaları kabul etmedi.
“ÇİĞLİ’NİN KOD ADININ ÇARLİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİM”
Daha sonra savunma yapmaya başlayan Helikopter 1’inci Pilotu Albay Murat Dağlı (44) da ifadesinde, Ankara Güvercinlik’teki Kara Havacılık Okulu Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun’un talimatı üzerine saat 22.00 gibi havalanan 4 helikopterle Çiğli’ye gittiklerini belirtip, “Cuma günü yapılacak tüm uçuşların planlamasını bir gün önceden yapardık. Ancak, cuma günü akşamı yapılan uçuşlar bu planda yoktu. Bazı askerler benim kendilerini göreve çağırdığımı iddia etmişler. Alay komutanı askerleri göreve çağırmaz. Talimat verir, emrindeki subaylar görev çağrısı yapar. Eve gidecekken akşam saatlerinde komutan yeni görev emri geldiğini belirterek eve gitmememi istedi. Odama geçtim. Sonra, nereye gideceğimizi sorduğumuzda komutan, ‘Çarli’ dedi. Çarli’nin ne olduğunu sordum, söylemedi. Sonradan Çiğli’nin kod adının Çarli olduğunu öğrendim. Saat 23.30’da belirsizlikler çoğalmaya başladı. Bir komutan aradı, ‘Sizin orada ne işiniz var’ diye sorunca, şaşırdım” dedi.
“‘GENELKURMAY BAŞKANININ TALİMATI İLE ORDASINIZ’ DEDİLER”
Albay Dağlı, “Saat 23.00’te orgeneral ve ordu komutanı beni arayıp, ‘Gözlerinizden öpüyorum evladım’ diyor. Devletin bu kadar seçkin bir orgenaralinin talimatını uyguluyorsunuz, emir komuta zinciri devam ediyor. Ardından Ege Ordusu Komutanı’ndan aldığımız emrin geçerli olmadığı belirtildi, Onu bir daha aramamamız söylendi. ‘Siz Genelkurmay’a bağlısınız’ denildi. Talimatlar arasında çelişkiler vardı, ancak yanımdaki üst düzey komutanlar olduğu için onları aşarak başka yerleri arayamadım. Zaten doğru da olmazdı. Biz Çiğli’deyken kimse bize yardım etmedi, harekat komutanları arayıp gelişmelerden bilgi vermedi. Telefonlarımız açıktı. Kendi personelime de telefonları kapatması talimatı vermedim. Olayları öğrenmeye başladığımızda Gezi olayları gibi bir şeyler başladığını düşündük. Üç sicil amirim de bu ortamda, ‘Göreve devam edin’ talimatı verdi. Tekrar sorduğumuzda, ‘Kardeşim, Genelkurmay Başkanı’nın talimatı ile oradasınız’ dediler. Hayatın olağan akışına göre verilen talimatı uygulamak durumundaydık. Beklemeye devam ediyorduk. Sonra Gökhan Paşa, ‘Bu koordinatlara gideceksiniz’ dedi. 3 Sikorsky helikoptere bindik. 2 pilot, ‘Uçmak istemiyoruz’ diyerek, gruptan ayrıldı. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’a indiğini ve açıklama yapacağını öğrendiğimizde çok rahatladım. 3 helikopterle, Cumhurbaşkanı’na suikaste gidildiğini biliyorsunuz, sonra İstanbul’da açıklama yapacağını öğreniyorsunuz ve göreve devam ediyorsunuz. Bu sizce normal mi? Yani uçmaya veya göreve devam ediyorsunuz. Bugüne kadar kanunsuz hiç emir almadım. Bir süre sonra ikmal için Dalaman’a gitmeyi düşündük. Ancak Dalaman’daki görevlilerin bizden önce giden Sikorsky’i çevirdiklerini, alanın kırmızı alarma geçtiğini, personelin helikopterden inmesini ve gelen görevlilerin talimatlarına uymasını söylediklerini telsizden duyunca vazgeçtik. lmsık Meydanı’na iniş yaptık. Sikorsky pilotu Albay Ali Aktürk beni arayarak Dalaman’dan yakıt ikmali yapıp tekrar Marmaris’e döndüklerini, çatışma çıktığını, bir personelin yaralı olduğunu söyleyerek ne yapacağını sordu. Gökhan Paşa, lmsık’a gelmesini istedi. Ben de pilota bu şekilde talimat verdim” diye konuştu.
“YAKIT İKMALİ YAPIP MARMARİS’E DÖNSEYDİK, KESİN DÜŞERDİK”
Olanlar karşısında olağanüstü şaşırdıklarını belirten Albay Dağlı, şöyle devam etti:
“Bir süre sonra Sikorsky intikal etti. Gökhan Paşa, yaralının durumuna baktı. Çiğli’ye gitmeye karar verdi. Bu sırada Yarbay Fethi Şahbaz yani lmsık Meydan Komutanı bize Milas Meydan Komutanı’nın kendisini aradığını, radarlarında bizi kontrol ettiğini, kalktığımız anda F-16’ların bizi vuracağını söyleyerek havalanmamazı istedi. Bunu hem bizzat Gökhan Paşa hem de telefonla Ünsal Paşa’ya bildirdim. Gökhan Paşa bir süre sonra yanıma gelerek bir tehlike olmadığını söyledi. Aynı şekilde Ünsal Paşa da telefonla bana dönerek tehlike olmadığını belirtti. Bunun üzerine Çiğli’ye intikal etmek üzere havalandık. Yaralının durumu da ağırdı. Sonra Çiğli’ye geldik. Bu olayda bize, dört helikopterle, ‘Hareket edin’ denildi. Suikaste gittiğimizi, sonradan öğrendik. Samimiyetimle itiraf edeyim ki yakıt ikmali yapıp Marmaris’e dönseydik, kesin düşerdik. Çünkü, böyle suikast yapılmazdı. Suikaste gidileceğini bilseydik, kapı zırhı ve taban zırhı taktırırdık, bir kurşun yesek düşerdik. Tamamen tesadüfi ve iyi niyetli olarak verilen görevi yaptık.”
FETÖ ile hiçbir ilgisinin olmadığını da vurgulayan Albay Dağlı, “Öyle bir örgütün içinde yer alabilecek kapasitem yok. Örgüt ile yolum hiçbir yerde kesişmedi. Yozgat’ta bir köyde büyüdüm. Beş çocuklu, çiftçi bir babanın oğluyum. Örgüt oluşumunda ‘bereket parası’ alsaydım mutlaka saklardım. Bende sadece 4 dolar vardı hiçbiri F serisinden değildi” dedi.
HELİKOPTER PİLOTU UÇAĞI GÖREMEZ
Dağlı, savcının bir pilotun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağını gördüğü yönündeki iddiası üzerine, “Hiçbir helikopter pilotunun uçan bir uçağı görme şansı yoktur. Kaldı ki ben onu söyleyen kişinin hocasıyım. Sakın bana kırılmasın. Zaten o gece hep 60-70 metre yükseklikten uçmuştuk. Savcılıkta çelişkili ifadeler vermiş olabilir. Çünkü verdiğimiz ifadeleri bir daha görme şansımız olmadı, çelişkiler bundan kaynaklı olabilir” dedi.
Duruşmanın sonunda sanık avukatının “Ordumuz yıpratılıyor, her gün yeni oyunlar oynanıyor” demesi üzerine, mahkeme başkanı “Siyasi açıklamalar yapmayın” diyerek uyardı.
Duruşma, darbe girişimi gecesi kullanılan helikopterlerden birinin ikinci pilotu olan Yarbay Yücel Ekizoğlu’nun ifadesinin alınmasıyla sürüyor.

FOTOĞRAF

 

Kaynak: Hürriyet

Eskişehir’de 18 FETÖ şüphelisi adliyede (2)

15 KİŞİ TUTUKLANDI
Eskişehir’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 17 emniyet mensubundan 14’ü ile 1 emekli jandarma astsubay, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Şüphelilerden 1’i savcılık tarafından, 2’si de adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Tutuklanan 15 şüpheli Eskişehir H Tipi Cezaevi’ne götürüldü.
Kaynak: Hürriyet

Edirne’de FETÖ’den 18 rütbeli askere gözaltı (2)

17 KİŞİ TUTUKLANDI
Edirne’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve bugün adliyeye sevk edilen aralarında albay, yüzbaşı ve teğmenlerin de bulunduğu biri kadın 18 askerden 17’si çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada, ‘mahrem’, ‘Edirne Subay Abisi’, Subay Abisi’, ‘ Sorumlu Abi’ ‘vurgusu yapılarak, başsavcılık koordinesinde Edirne İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü görevlilerince soruşturma yürütüldüğü belirtilerek, şöyle denildi:
“FETÖ/PDY terör örgütünün jandarma teşkilatı içerisindeki ‘mahrem’ yapılanmasına yönelik olarak, Edirne Jandarma Subay Abisi’ konumundaki bir şüpheli tespit edilmiş olup, soruşturmanın derinleştirilmesi ile, söz konusu yapıya ait dershanelerde öğretmen olan bu şüphelinin dışında, yine yapıya ait dershanelerde öğretmen olarak görev yapan bir şüpheli ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak öğretmenlik mesleği icra edip, KHK ile ihraç olduğu belirlenen diğer bir şüphelinin Tekirdağ ve Silivri ‘Jandarma Subay Abisi’ oldukları tespit edilmiştir. Jandarma teşkilatı içerisinde, ‘Sorumlu Abi’ konumundaki örgüt mensuplarının irtibatlı olduğu subayların da belirlenmesi üzerine bu kişiler gözaltına alınmış olup, ikrar içeren savunmalardan tespit edildiği üzere, ‘Sorumlu Abi’ konumundaki şüphelilerin subaylarla gizlilik içerisinde sohbet adı verilen faaliyetler gerçekleştirdikleri, bu kişilerden kurban, himmet, bağış adı altında para tahsil ettikleri ve bu parayı örgüte aktardıkları belirlenmiştir. Jandarma teşkilatına yönelik tespitler doğrultusunda gözaltına alınan 10 şüpheliye ilişkin olarak, Edirne Sulh Ceza Hakimliği’nce 6 şüpheli hakkında adli kontrol, 4 şüpheli hakkında tutuklama tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Ayrıca FETÖ/PDY terör örgütünün ilimizdeki Tugay Komutanlığı’na bağlı birlikler içerisindeki ‘mahrem’ yapılanmasına yönelik olarak, ‘Edirne Subay Abisi’ konumundaki 7 şüpheli tespit edilmiş olup, soruşturmanın derinleştirilmesi ile söz konusu yapıya ait dershanelerde, ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak görev yapan veya FETÖ/PDY yapılanmasına ilişkin hiç bir kurumda SGK kaydı olmadığı belirlenen ‘Subay Abisi’ konumundaki bu şüphelilerin ilimiz dahilinde irtibatlı oldukları 16 subay tespit edilmiştir. Tugay Komutanlığı’na bağlı birlikler içerisinde yapıyla irtibatlı subaylar ile ‘Sorumlu Abi’ konumundaki örgüt mensuplarının ikrar içeren savunmalarından tespit edildiği üzere, Jandarma Teşkilatı ile benzer biçimde, üst düzey gizlilik içerisinde sohbet adı verilen faaliyetleri gerçekleştirdikleri, subaylardan kurban, himmet, bağış adı altında para tahsil ettikleri ve bu parayı söz konusu örgüte aktardıkları belirlenmiştir. Tugay Komutanlığı’na bağlı birliklere yönelik tespitler doğrultusunda gözaltına alınan 19 şüpheliden 1 şüphelinin gözaltı işlemleri devam etmekte olup, Edirne Sulh Ceza Hakimliği’nce 1 şüpheli hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına, 17 şüpheli hakkında ise tutuklama tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.”
Kaynak: Hürriyet

Son dakika: Vali yardımcısı FETÖ’den tutuklandı

Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturmayı yürüten Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda, hakkında yakalama kararı çıkarılan Ağrı Vali Yardımcısı Ahmet Can Pınar’ı kentte gözaltına aldı.

Örgütün şifreli haberleşme uygulaması “ByLock” kullanıcısı olduğu belirtilen Pınar, emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi.

Cumhuriyet savcısı tarafından sorgulanan Pınar, çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

13 sanıklı FETÖ davasında 1 tahliye

Gökhan CEYLAN/SİVAS, (DHA) – SİVAS’ta FETÖ/PDY ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan avukat ve kamu personellerinden oluşan 5’i tutuklu 13 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada tutuklu avukatlardan Ömer N.’nin tahliyesine karar verildi.
Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlattığı soruşturma kapsamında 9’u avukat, 4 kamu personeli 13 sanık hakkında, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’, ‘silahlı terör örgütüne üye olma’, ‘kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği’ ve ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 5 ile 10 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sanıklar geçen ay Sivas 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. İlk duruşmasında 1 kişinin tahliye edildiği davanın 2’inci duruşması bugün yapıldı.
Duruşmaya tutuklu avukatlar Ömer N., Erdal Ö., Fatih S., Halil İbrahim D., ve ‘avukatlar imamı’ olarak değerlendirilen tutuklu sanık Yunus B. ile tutuksuz sanıklardan avukatlar İhsan Ö., Ersin C., Dilek Fırtına T., Resul Ö., Recep H., ile kamu çalışanları İlhamı B. Murat G., ve Hakan P. katıldı. Duruşmada sanık avukatları ve sanıkların yakınları da hazır bulundu. Davanın 2’inci duruşmasında 5 tanık dinlendi.
‘FETULLAH GÜLEN KİTAPLARI OKUNUYORDU’
Tanıklardan öğretmen Muhammet Ufuk B., tutuksuz sanıklardan İlhami B.’yi tanıdığını, Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında düzenlenen ‘Bu Çocuklar Bizim’ projesi için kendisine rehber öğretmenlik teklif ettiğini ve gönüllü olarak projede yer aldığını söyledi. Tanıklardan avukat Mesut B. de ‘avukatlar imamı’ olarak değerlendirilen Yunus B.’yi tanıdığını, kendisinin sohbet vermek için zaman zaman Tokat’a geldiğini belirtti. Yunus B.’nin kendilerine yaklaşık 2 yıl boyunca bir evde sohbet verdiğini anlatan Mesut B., “Biz onu Serdar adıyla biliyorduk. Ferhat diye bir arkadaşla irtibat kurup bize sohbet vermeye geliyordu. Kimsenin kalmadığı bir evde sohbet veriliyordu. Sadece sohbet için bu evde toplanıyorduk. Sohbetler dini içerikliydi ve Fetullah Gülen kitapları okunuyordu” diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Halil İbrahim D., Bank Asya ile çalıştığını, ama bunu Gülen’in talimatıyla yapmadığını dile getirerek, “Ben bu dava kapsamında tutuklandığımı duymuştum, ancak kaçmadım. 9 Ağustos’ta operasyon yapıldı, tutuklandım. Yapıyla ilgili bildiklerimi anlattım. Delil karartma gibi bir durumum olmadı, öyle olsa telefonumu ve hattımı değiştirirdim” dedi.
Tutuklu sanıklardan Fatih S. de tüm bildiklerini emniyette anlattığını belirterek, “2014 yılından bu yana Ak Parti İl Başkanı Ziya Şahin’in avukatıyım. İl yönetimindeki bazı kişilerin de avukatlığını yaptım, hala da avukatlarıyım. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanıklardan Ömer N. ise hiç üyesi olmadığı bir yapıyla ilgili yaklaşık 8 aydır tutuklu bulunduğunu, avukatlar imamını tanımadığını ve irtibatının olmadığını söyleyerek, “Memleketimin bekası adına yatmaya razıyım, kendimi içeride böyle teselli ediyorum. Benim günahım yok. Suçlamaları işlemediğimin somut delilleri var. Devletime canım feda. Hayatım boyunca bu yapının bir tarafı olmadım.” diye konuştu.
‘Avukutlar imamı’ olarak değerlendirilen tutuklu sanıklardan Yunus B. ise sanık avukatlardan birçoğunu tanımadığını belirterek, “1999-2011 yılına kadar cemaat dershanelerinde çalıştım. ByLock kullanmadım. SODES projesiyle çok faydalı işler yaptım, bunun için pişman değilim. Benim tutuklanmama sebep olan Ferda T., 2 gün içinde 140 isim saymış ve mesleklerini bildirmiş ve aldığım duyumlara göre yurt dışına kaçmıştır” dedi.
Duruşmada diğer sanıkların da ifadelerine başvuruldu. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan avukat Ömer N.’nin adli kontrol şartıyla tahliyesine, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 2 Mayıs 2017 tarihine erteledi.
Kaynak: Hürriyet

Uşak’taki FETÖ davasında 18 sanık için yakalama kararı (2)

9 KİŞİ TUTUKLANDI
Uşak’taki, 14’ü tutuklu toplam 111 sanıklı FETÖ/PDY davasında tutuksuz yargılanırken, mahkemenin haklarında yakalama kararı çıkardığı 18 kişiden, gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 9 kişi tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

‘Türkiye kaynarsa Berlin yanacaktır’

KAOSA YATACAKTIR

“Bekamızın kökünü kurutmak isteyenlerin azı dişini söküp nefeslerini kesmek MHP’nin her şartta destek olacağı milli diriliş ve silkiniş hamlesidir. Türkiye küresel dengenin nirengi noktası, bölgesel sistemin ağırlık merkezidir. Türkiye kaynarsa Berlin yanacaktır. Türkiye kaybederse Londra kaosa yatacaktır. Terörizm Almanya’da takdir edildi, Fransa’da alkışlandı. Nedir bu sözde gelişmiş ülkelerden çektiğimiz? Almanya eğer PKK’nın dayatma ve telkiniyle AKP’li bakan ve milletvekillerinin vatandaşlarımızla buluşmasını sabote ediyorsa, biz bunu açıkça Türkiye düşmanlığı sayar, Berlin’in iradesini Kandil’e devretmiş kabul ederiz.

Almanya, Türkiye’ye karşı örtülü faaliyetlerin elebaşı ülkelerden birisidir. Almanya’nın yolu yol değildir. Alman yönetiminin, Hollanda ve Avusturya yönetiminin tutumları değişmediği takdirde sayın Cumhurbaşkanı eğer Avrupa’ya gidecekse onu yalnız bırakmayacağım.
KOVBOY AYMAZLIĞI

Fırat Kalkanı Harekâtı’nın yeni hedefinin Menbiç olduğu bilinmektedir. Böylesi bir dönemde ABD’nin Menbiç’te PYD-YPG’li teröristlere ağır silah ve zırhlı araç yardımında bulunması iyi niyetle değerlendirilemeyecektir. ABD’nin ikazlara rağmen hâlâ teröristleri silahlandırması tam bir kovboy aymazlığıdır ve samimiyetle de izah edilebilecek bir yanı yoktur.

EVET CHP’YE DERSTİR

Asıl siyasi milatları 16 Nisan’da dolacak olan bedbahtların bitmeleri yakındır, bir daha ayağa kalkamamaları mukadderdir. FETÖ’ye, PKK’ya, PYD-YPG’ye, DHKP-C’ye ve de haçlı kafilesinin yüzüne milli ve sağlam şamar evetle vurulacaktır. Evet, sözde Kürdistan paçavrasına çıtını çıkaramayan, Mustafa Kemal’in partisi olduğunu söyleyen, ama tarihiyle çelişen yüz karası CHP’ye derstir.”

ÜLKÜCÜ HİÇBİR ŞEYİ YARIM BIRAKMAZ

GRUP toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan MHP Lideri Bahçeli, eski MHP milletvekili Sinan Oğan’a katıldığı konferansta kürsüde konuşurken yapılan saldırıya ilişkin şöyle dedi: “Bunun neresini değerlendireyim? Bir kişi kürsüyü yıkıyor kimseye bir şey olmuyor. Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz.”
Kaynak: Hürriyet

Atama listeleri 14 Ocak 2016’da hazırlamış: ‘Darbe’den çıktı almışlar

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yücel Kocaman koordinasyonunda, Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen, Cumhuriyet Savcıları İstiklal Akkaya, Kemal Aksakal’ın hazırladığı iddianame, darbe girişiminin hazırlık çalışmalarının başlama tarihlerine ilişkin çarpıcı ayrıntıları ortaya koydu. İddianamede, 14 Temmuz saat 09.00’da albay Cemil Turhan’ın, astsubaylar Hüseyin Ömür ve Kenan Şimşek’e darbe girişimini söylediği ve MEDAS sisteminden nasıl mesaj çekildiğini öğrenmeleri yönünde emir verdiği belirtildi. İddianameye göre, iki şüpheli, sivil memur Zehra K.’dan bilgisayar şifrelerini ve MEDAS sistemine bilginin nasıl yüklendiğini öğrendi. 15 Temmuz gecesi ise şüpheli astsubay Hüseyin Ömür, saat 21.39 ile 21.55 arasında tuğgeneral Mehmet Partigöç ve albay Cemil Turhan imzasıyla ‘Zırhlı muhabere aracın intikali’, ‘Hazırlık ikazı ve birlik intikali’, ‘Atama’, ‘Katılışlar’ ve ‘Sıkıyönetim Direktifi’ konulu 4 mesajı askeri hattan tüm birliklere gönderdi. İddianamede yer verilen bilirkişi raporu ise darbe mesajları ve atama listelerinin çıktılarının 15 Temmuz’dan yaklaşık 7 ay önce alındığını ortaya çıkardı. Bilirkişi raporunda, “Belgenin PerOBS kullanıcısı tarafından oluşturulduğu, içerik oluşturma tarihinin 15 Temmuz 2016 tarih ve saat 21.10 olduğu, son kaydetme tarihinin 15 Temmuz 2016 tarih ve saat 22.36 olduğu, son yazdırma tarihinin 14 Ocak 2016 tarih ve saat 13.46 olduğu” tespitine yer verildi.

ADİL ÖKSÜZ’E Mİ SUNULDU

14 Ocak tarihinde çıktısı alındığı belirtilen bu mesaj ve atama listelerinin 16 Ocak 2016’da Çamlıca gişelerinden Akıncı Üssü’ne gittiği belirlenen, FETÖ’nün firari sivil imamı Adil Öksüz’e sunulup sunulmadığı sorusu gündeme geldi.

‘İHTİLAL ÇIKMAZI’ KİTABI ETKİLİ

İddianamede şüphelilerden yüzbaşı Metin Gümüşburun’un masasında 27 Mayıs ihtilalini konu alan ‘İhtilal Çıkmazı’ başlıklı kitap bulunduğu belirtildi. Gümüşburun’un kitabı 2 Şubat 2016’da Genelkurmay kütüphanesinden aldığı, 4 Nisan 2016’da teslim ettiği, aynı kitabı 30 Mayıs 2016’da da aldığı belirlendi. Söz konusu kitabın darbe planlamasında önemli bir yer tuttuğu iddia edildi.

DARBE TWEET’İ ATACAKMIŞ

Darbe girişimi gecesi Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde 4 adet basın açıklamasının üsteğmen İlker Çetinkaya tarafından yayınlandığı da iddianamede yer aldı. Çetinkaya’nın, Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan mesajları, kurumun Facebook, Twitter hesabından da yayınlamayı planladığı; bu amaçla gece geç saatlerde üsteğmen Serdar Akyıldız’ı arayarak, “Sosyal medya hesaplarından nasıl paylaşım yapılacağını” sorduğu, “Şube Müdürü onaylamadan paylaşım yapılamayacağını” öğrendiği anlatıldı.

ARALARINDA YOĞUN İRTİBAT

İDDİANAMEDE, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın yaveri olan yarbay Levent Türkkan’ın, 14 ve 15 Temmuz’daki telefon trafiğine de yer verildi ve özetle şöyle denildi: “Genelkurmay Başkanlığı adına kayıtlı olan TAİ ve Kazan’da baz bilgileri olan Prj. Ynt. D. Bşk. Tümg. Mehmet Dişli adına tahsisli 530 662 … GSM hat numarası ile 15 Temmuz 2016 tarihinde saat 23:41:52 sn de ve 16 Temmuz 2016 tarihinde saat 03:31:51 sn de 2 (iki) kez irtibatının bulunduğu bu süre içerisinde kendi baz bilgisinin Necatibey caddesi olarak görüldüğü…”
Kaynak: Hürriyet

Bakan Soylu: Operasyonlarımız yeni başladı (3)

“PKK, KAÇACAK DELİK BULAMAYACAKSIN”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yomra ve Arsin ilçelerini ziyaret ederek Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin değerlendirmede bulundu, 16 Nisan’da ‘Evet’ oyu istedi. Yomra ilçe meydanında otobüsün üzerinden kalabalığa seslenen Bakan Soylu, PKK terör örgütünün kaçacak delik bulamayacağını belirterek şunları söyledi:”
PKK, bak bir şey söyleyeyim; kaçacak delik bulamayacaksın. Ne demek istediğimi çok iyi anlıyorsunuz. Kaçacak delik bulamayacaksınız. ‘Hayır’ diyenler hep bir safta şimdi. PKK bir safta, Kılıçdaroğlu da bir safta. CHP demekten edep ediyorum. Bakın Kılıçdaroğlu da aynı safta. Öte taraftan FETÖ aynı safta, yurt dışındaki müttefikler de aynı safta di mi? Ha onlar bizi düşünüyorlar, biz bizi düşünmüyoruz. Peki onlar mı 3 bin doları 11 bin dolar yaptı? Onlar mı havaalanları yaptı. Nefes aldırmadılar; ikidebir, ‘yok şöyle yaparsanız size vize serbestisini veririz’. İstedikleri bu değil, ülkenin terörle karşı karşıya kalmasını sağlamak. Biz o yolları artık geçtik.”
KILIÇDAROĞLU’NA ‘YİĞİT OL’ ELEŞTİRİSİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na eleştiriler yönelten Bakan Soylu şöyle devam etti:
“Çok önemli bir tarih dilimindeyiz. Etrafımız ateş çemberi. Avrupa’da büyükler küçükleri boğmaya başladı. İşte şimdi tam zamanıdır. Şimdi ikinci büyük adım zamanıdır. Şimdi Kılıçdaroğlu efendi bize vaaz ediyor, diyor ki; ‘Buna devam edelim.’ Sen üç tane koyun güttünde mi bize akıl veriyorsun? Biz ülkede her yere gittik, hep Türk Bayrağı vardı. Kılıçdaroğlu güya adamlık yaptı da Sivas’ın ötesine geçmeye çalıştı. Kimin vizesiyle gitmeye çalıştı? PKK’ya dedi ki; ‘Ben geliyorum, bana adam toplayın’. Ona ‘Sen alana Türk Bayrağı koyamazsın’ dediler. Şimdi bu adam oldu Türkiye’yi düşünen, biz olduk Türkiye’nin karşısında öyle mi? Sen ilk önce yiğit ol yiğit.”
Konuşması sonrası kalabalığa karanfil atan Bakan Soylu, daha sonra Arsin ilçesine geçerek burada da Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattı, destek istedi. Bakan Soylu akşam saatlerinde özel uçakla Ankara’ya hareket etti.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Valiyi gözaltına alacak manga hazırladığı iddia edilen FETÖ sanığı Yarbay: O manga emniyet için kullanılacaktı (2)

YÜZBAŞI KIYAK SAVUNMA YAPTI
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, 15 Temmuz gecesi 2’inci Komando Tugay Komutanlığı’nın bulunduğu General Eşref Bitlis Kışlası’ndaki iştima alanında topladığı askerlere, “Karşınıza kim çıkarsa ateş edin. Mavi bere, bordo bere fark etmez. Ankara’ya da gidebiliriz. Kimseye acımayın” dediği iddia edilen tutuklu sanıklardan Yüzbaşı Nuri Kıyak savunmasını yaptı. Hakkındaki iddiaları reddeden yüzbaşı Kıyak, “Benim böyle bir sözüm olmadı. Bu iddialara katılmıyorum. 15 Temmuz’da aldığım yasal emirleri uyguladım. Gizli emirlerin astlarla paylaşılması yasak olmasına rağmen, onların da görüşlerini aldım. Emirler kanuna uygunsa yapacağımı, kanuna uygun değilse yapmayacağımı söyledim” diye konuştu.
6 AYDIR KOKTOD EĞİTİMİ VERİLİYORDU
Tugayda 6 aydır, ‘Koktod’ (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) eğitimi verildiğini ileri süren yüzbaşı Kıyak, “Tugayda muharip birlik olmadığı halde Koktod düzeni çalıştırılıyordu. Bunun manidar olduğunu düşündüm. Bu FETÖ yapılanması soruşturmasının Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte eşgüdümle gitmesi için genişletilmesini düşünüyorum” dedi.
BABASI ‘KAFANA SIK’ DEMİŞ
15 Temmuz gecesi Whatsapp’tan “Dışarıya çıkmayın” mesajı attığı babasının, “Sen hangi yüzle bana mesaj çekiyorsun. Öldüğün gün, bayramım olduğu gündür. Birazcık onurun, haysiyetin varsa kafana sıkarsın” şeklinde cevap yazdığı bilgisi sorulan yüzbaşı Kıyak, “10 yıldır babamla aram kötü, onunla konuşmuyorum. Eşimle evlenmeme karşı çıkmıştı. 15 Temmuz günü barışma umuduyla böyle bir mesaj attım” dedi.
Yüzbaşı Kıyak’ın savunmasının ardından tutuksuz sanıklar üsteğmenler Vahit Sergici ile Burak Civelek de savunmalarını yaptı. Duruşma, diğer 5 sanığın savunma yapması için yarın devam edecek.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Orgeneral Huduti’nin de yargılandığı Malatya FETÖ davası başladı (3)

YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ
FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklanan, dönemin 2’nci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, 2’nci Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun ile diğer sanık askerler, ilk kez hakim karşısına çıktı. Jandarmanın öncü araçları eşliğinde cezaevi araçlarıyla spor salonuna kelepçeli getirilen Huduti ve Angun ile diğer 19 tutuklu sanık, jandarma eşliğinde salona alındı.
Yoğun güvenlik önlemi altında Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince Yakınca Spor Salonu’nda gerçekleştirilen duruşmada, dönemin 2’nci Ordu Komutanı Huduti, 2’nci Ordu Kurmay Başkanı Angun’un da aralarında bulunduğu toplam 21 tutuklu askerle bazı tutuksuz sanıklar, avukatlar, müştekiler ve sanık yakınları hazır bulundu.
Duruşmaya Malatya darbe girişiminin önemli isimlerinden olan ve tutuklu yargılanan eski 2’nci Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, eski 2’nci Ordu Harekat Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş, 7’nci Ana Jet Üssü’nün eski Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık, eski 2. Ordu Plan Hareket Eski Şube Müdürü Albay Bahadır Erdemli, 2. Ordu Eski Harekat Başkanı Albay Erkan Varol, İstihkam Alayı Eski Tabur Komutanı Yarbay Ahmet Üçbudak, 2’nci Ordu’da görev yapan Binbaşı İbrahim Dede tutuklu bulundukları cezaevlerinden mahkemeye Sesli ve Görüntülü Sistem üzerinden bağlanarak, Malatya’daki duruşmaya gelmediler. Tutuksuz sanıklardan ve TSK’dan ihraç edilen isimlerden olan eski 2’nci Ordu eski Komutanlığı Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Ersin Yıldırım duruşmada da hazır bulundu.
İddianamenin özetinin okunmasıyla başlayan duruşmada, sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme Başkanı Vedat Koç, duruşmada daha sonra müştekileri dinledi.
2’nci Ordu Komutanlığı’ndan açılan ateş sonucu yaralanan Enes Gün, kendisine ateş açan kişi ya da kişilerin üniformalı olduklarını ifade ederek, “Vatanımı savunmak üzere oraya gittim. Elimde silah, taş ya da sopa yoktu. 2’nci Ordu’dan bana açılan ateş savuma amaçlı değildi. Kamyon kasasının üzerindeyken bana nişan alınıp, ateş açıldığını gördüm. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum” dedi.
BAŞBAKANLIK’TAN MÜDAHİLLİK TALEBİ
Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanlığınca, aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti, 2. Ordu Kurmay Başkanı Avni Angun ile rütbeli askerlerin de bulunduğu 76 sanıklı davaya müdahil olma talebinde bulunuldu.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince Yakınca Spor Salonu’nda sabah saatlerinde görülmeye başlanan duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Mahkeme Başkanı Vedat Koç, Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanlığının davaya müdahil olma talebine ilişkin dilekçenin mahkemeye sunulduğunu bildirdi.
Başkan Koç, mahkeme heyetinin ara kararında talebi değerlendireceğini kaydetti.
‘OKUMA YAZMAM YOK, DARBE NEDİR BİLMİYORUM’
Tutuksuz er Muhlis Tunç ise şunları anlattı:
“1-1.5 ay önce Malatya’ya geldim. Okuma yazmam yoktur, cahilim. Darbenin ne olduğunu da bilmiyorum. Koğuşta uyuduğum sırada 04.00- 04.30 sıralarında uyandırıldık. Kimin uyandırdığını bilmiyorum. Uyandıktan sonra aşağı indirdiler. Koğuştan çıktığım sırada Hüseyin üsteğmeni gördüm. Sadece bize ‘Çabuk çabuk’ şeklinde beyanda bulundu. Aşağıya indikten sonra arkadaşlar ‘Kemal Yüzbaşı’nın emri olduğunu ve silah almamız gerektiği’ni söyledi. Hatta ‘tatbikat yapıldığını’ da söylediler. Bunu Kemal Yüzbaşı’dan duymadım. Arkadaşlarla Nizamiyeye gittik, karanlıktı. Cahil oluğum için rütbeleri de bilmiyorum. Nizamiyeye gittikten sonra Kemal Yüzbaşı ‘Mevzi alın tatbikat var’ şeklinde sözler söyledi. Sabah 08.00 sıralarında mevzi alarak bekledik. O sırada yine Kemal Yüzbaşı ‘Hiç kimse içeriye girmeyecek, polisler dahil kimse içeriye girmeyecek, girene sıkın’ şeklinde emir de verdi. Hatta ‘Sıkmayana ben sıkarım’ şeklinde sözlerde söyledi. Ben bu sırada havaya 2 el ateş ettim. Sonra da sürünerek yavaş yavaş oradan ağaçlık kısma doğru kaçtım. Önce yemekhaneye sonra koğuşa gittim daha sonrada teslim oldum. Nizamiyedeyken bize ateş ediliyordu. Kimseyi hedef almadım. Nizamiye civarındayken arkadaşımız er Abdi Yıldız ateş sonucu yaralandı. Ne şekilde yaralandığını bilmiyorum, sonradan yaralandığını öğrendim. Yine; Kemal Yüzbaşı, ‘Komutanımızı almaya gelmişler, biz de komutanımızı vermeyeceğiz, gerekirse çarpışacağız’ ifadelerini kullandı.”
‘HEPSİ AKP’NİN Mİ POLİSİ, HİÇ Mİ BİZDEN YOK?’
Tutuksuz Onbaşı Ademcan Güven, Malatya Valisi ile Yüzbaşı Kemal Keskin arasında yaşananları ve silah çekme olayını anlatarak, şunları kaydetti:
“Nizamiye’ye Malatya Valisi geldi. Kemal Keskin ile diyalog içerisine girdiler, Kemal Keskin’in 3-5 adım gerisindeydim. Vali içeri girmek istediğini söyleyince, Yüzbaşı Kemal Keskin emir gelmeden kendisini içeriye alamayacağını söyledi. Hatta Ordu Komutanı’nın içeride olduğunu, kışlaya giriş çıkışların yasak olduğunu da söyledi. Vali, Kemal Keskin ile görüştükten sonra ayrıldı. Kemal Keskin bize ‘Mevzi alın’ dedi, mevzilendik. Nizamiyeye doğru jandarmanın zırhlı aracı gelince, Yüzbaşı Kemal Keskin ve Piyade Üsteğmen Hüseyin Çakıcı, iki şarjör boşaltmak üzere zırhlı araca ateş etti. Bir araçla Tuğgeneraller Zeki Karataş ile eski 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Mustafa Serdar Sevgili 2 nolu nizamiyeye gelip, Kemal Yüzbaşı’ya, ‘Başaramayacağız, 1. Ordu Komutanı da teslim oldu’ şeklinde sözler söyledi. Kemal yüzbaşı ise ‘Ben yıllardır bu anı bekliyordum, ben ve askerlerimiz teslim olmayacağız, bu kahpe düzeni bozacağız, bu kadar emek verilerek yapılan plan program boşa gidemez. Dışarıdakiler AKP’nin polisi hiç mi bizden biri yok? Dışarıdaki herkesi paket edelim’ şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Tuğgeneraller oradan ayrıldılar.”
Güven, yaralı iki asker arkadaşları ile 80 askeri süpürgeye flama bağlayarak teslim ettiklerini de sözlerine ekledi.
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanına suikast timi davasına, protestolarla devam edildi (4)

“TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUBUNA OPERASYON YAPILACAĞINI BİLİYORDUK”
Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, Yarbay Yücel Ekizoğlu’nun ardından sanıklardan Üsteğmen Hasan Aslanbay ile Teknisyen Astsubay Üstçavuş Ahmet Koçan ifade verdi. Üsteğmen Aslanbay, “Nereye niçin gittiğimizi bilmeden helikoptere binmekten başka suçum yok. Olay öncesinde olayın mahiyeti hakkında bilgi verilmediği gibi, bilgi edinebileceğim bir olay da yaşamadım. Olay öncesinde sadece tatil bölgesinde bulunan bir terör örgütü mensubuna operasyon yapılacağı biliyorduk, Ancak operasyonda kimseye kesinlikle ateş açılmayacaktı, sadece ateş edilirse karşılık verilecekti” dedi.
Bir şeylerin yanlış gittiğine ilişkin hisse kapıldığını anlatan Üsteğmen Hasan Aslanbay, ifadesini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanımıza yönelik bir suikast olabileceği izlenimi edinmedim. Olayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olduğunu hala öğrenmiş değilim. Olayda, sivillere kesinlikle ateş edilmeyecekti. Ben, kimseye ateş etmedim. Şuçlandığım terör örgütünün niteliklerini, hakkımda hazırlanan iddianameden okudum. Örgütün hiçbir ideolojisini savunmadım, örgütle ilgi bağlantım olmadığı için üzerimde örgütle ilgili bir unsur da bulunmamıştır. Bilmeden ve istemeden bu olayın içinde yer aldım. Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulunduğum suçlamasını kabul etmiyorum. Üzerime atılan suçlamaları da kabul etmiyorum. Olaydan sonra, ‘Tüm gerçekler ortaya çıksın’ diyerek, teslim oldum. Önceki ifadelerimde yanlış geçen ibareler vardır.”
Mahkeme başkanının ‘Bu talimatı size kim verdi?’ sorusuna Üsteğmen Aslanbay, “Şükrü Seymen (Binbaşı)” diye yanıt verdi. Asteğmen Aslanbay, “Seymen, ‘Gözle arama tarama yapın. Ateş eden unsurlara kesinlikle ateş edin’ dedi” ifadesini kullanınca, sanıklar arasında bulunan Binbaşı Şükrü Seymen söz alıp, “Okluk bölgesi olarak belirlenen bölgeye değil Marmaris içine gittik. Ben ateş emrini Okluk Koyu’nda vermiştim. Otele gidildiğinde bu yönde bir talimatım olmadı” dedi.
“ŞANS ESERİ BURADAYIM”
Teknisyen Astsubay Üstçavuş Ahmet Koçan ise kendisinin yaşanan olaylardan haberdar olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Helikopterlerin telsiz aksamı ile ilgileniyoruz. Saat 21.45 civarında Çiğli’deki alana geldim. Başmühendisimiz Kemal Can subaydan görevimizi aldık. Görevi bana O tebliğ etti. Hatta bana, ‘Bugün çok yorgunsun, çok uçtun, istersen akşam göreve gelmeyebilirsin’ dedi. ‘Olsun komutanım, iş varsa yaparım’ diyerek, dinlenmek için gittiğim evden tekrar Gaziemir’e göreve döndüm. Helikoptere gittim. 1.5 saat sonra hareket ettiğimizde nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Biz de ‘görev gizlidir’ diye sormadık, şans eseri orada bulundum. Çok heyecanlanıyorum ve kendimi iyi hissetmiyorum. Eve dinlenmeye gidecekken şans eseri göreve çağrıldım. Diğer helikopterle uçmuş olsaydım, bu işin içinde olmayacaktım. Arıza olan helikopterlere teknisyenler biner, çok da uzatmak istemiyorum. Helikoptere binince pistte bekledik, neden beklediğimizi de bilmiyorum, kimse bu konuda konuşmadı. Sonra Marmaris’e gittik. Yarım saat kadar havada kaldık. Ardından Imsık Meydanı’na gittik. Imsık meydanına gittiğimizde darbe konusunu orada öğrendik. Darbe girişimini öğrenince şoke olduk. Sikorsky helikopterine geldiğimizde yaralı olduğunu gördük sonra Çiğli’ye gidip, teslim olduk. FETÖ ile ilgili hiçbir bağlantım yok hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ne üyeliğim ne dershaneleri ile ilgili bir bağlantım yoktur.”
ALBAYIN TEKLİFİ GÜLDÜRDÜ
Astsubay Koçan’ın ardından saat 17.00’de ifadesi alınacak sanıklardan Pilot Albay Zeki Göçmen’in, mahkeme başkanı Emirşah Baştoğ’a, “Başkanım geç oldu. Savunmam 2.5 saat sürer, isterseniz yarına bırakın’ demesi salonda gülüşmelere neden oldu.
Mahkeme Başkanı Baştoğ, “Olsun dinleyelim” yanıtı verdi. Pilot Albay Göçmen, savunmasını yapmaya başladı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Bylock şüphelisi kadına “7 aylık bebeği var” özgürlüğü

Arzu KAYA / İSTANBUL (DHA) – KAYNAK Holding’e yönelik yürütülen FETÖ soruşturma kapsamında örgütün şifreli mesajlaşma programı ByLock kullandığı belirlenen 3 şüpheliden 2’si tutuklandı. Hakimlik, Kaynak Holding’e yönelik ByLock operasyonunda gözaltına alınan 3 şüpheliden 2’sinin tutuklanmasını karararlaştırdı; 3’üncü şüpheli kadının 7 aylık bebek sahibi olmasını gerekçe gösterip savcının “tutuklama talebini” reddetti. Kadın şüpheli adli kontrolle serbest bıraktı.

TUTUKLANMA TALEBİYLE MAHKEMEYE SEVK EDİLDİLER

Anadolu Örgütlü, Kaçakçılık ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından Kaynak Holding’e yönelik yürütülen soruşturma kapsamında “ByLock” kullandıkları tespit edilen ve gözaltına alınan Yard.Doç. S.A.B., Dr. A.Y. ve H.S.Ö. emniyetteki işlemlerinin ardından Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’na getirildi. Soruşturma savcılığında ifade veren şüpheliler “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanmaları talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi.

2 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

Sulh Ceza Hakimliği’nde ifade veren şüphelilerin suçlamaları kabul etmediği ve ByLock programını kullanmadığını söyledikleri öğrenildi. Hakimlik, şüphelilerden H.S.Ö. ve A.Y’nin üzerine atılı “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunduğunu gösteren deliller(ByLock kaydı, HTS kayıtları) olduğu gerekçesiyle tutuklanmalarına karar verdi.

1 ŞÜPHELİ ADLİ KONTROLLE SERBEST KALDI

Şüpheli S.A.B’nin de üzerine atılı söz konusu suçu işlediğine dair deliller(ByLock kaydı, otel kayıtları) bulunduğunu kaydeden Hakimlik, kadın şüphelinin 7 aylık küçük çocuk sahibi olduğunu ve çocuğun bakım ve gözetiminin hapishane koşullarında yapılamayacağını belirterek tutuklama talebinin reddine karar verdi. Ş.A.B hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve karakola imza atmak koşulu ile adli kontrol hükümleri uygulandı.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ sanığı: Kaldığımız evlerde PKK’ya yakın arkadaşlar vardı

Mesut MADAN/BURDUR, (DHA) – BURDUR’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuksuz yargılanan öğretim görevlisi N.A. mahkemedeki ifadesinde, üniversitede okurken cemaat evlerinde kaldığını belirterek, “Kaldığımız evlerde PKK’ya yakın arkadaşlar vardı” dedi.
Burdur’daki FETÖ/PDY soruşturmalarına yönelik yargılamalara Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Bugün görülen duruşmalarda Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde (MAKÜ) görevli tutuksuz sanıklar ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi N.A., üniversitede okurken 6 ay-1 yıl kadar cemaat evlerinde kaldığını söyledi. Sigara içtiği için sevilmediğini aktaran N.A. “Kaldığımız evlerde PKK’ya yakın arkadaşlar vardı. ‘PKK’ya sempati duyan adamın orada ne işi var’ diye tartışırdık. Odamda Türk bayrağı, Osmanlı padişahlarının resimleri vardı. Bunları indirdiler, bu yüzden tartıştık ve evden ayrıldım” dedi.
“BENİMLE UĞRAŞIRLAR DİYE ÇEKİNDİM”
Ara ara sohbetlere katıldığını kaydeden N.A., 2011 yılında evlendiğini ve eşinin sohbetlere gitmesine karşı çıktığını belirtti. A., “17-25 Aralık öncesinde, bu yapının güçlü olduğu dönemde farklı görüşlerden olmalarına rağmen cemaatten fayda bekleyenler vardı. 2014’ün ortalarına kadar ben de sohbetlere gittim. Daha sonra farklı bahaneler uydurarak gitmedim. MİT TIR’ları meselesinde devleti ‘terör devleti’ konumuna düşürdükleri için tamamen ayrıldım” diye konuştu. 2014 yılı eylül ayında Bank Asya’ya para yatırdığını belirten N.A., “FETÖ’cüler ‘millet evini arabasını satıp para yatırıyor, sen niye yatırmadın’ diye sorduklarında ben de ‘yatırmadım’ demeyeyim diye 200 TL’lik bir hesap açtım. Otomatik ödeme talimatlarım vardı. Benimle uğraşırlar diye çekindiğim için para yatırdım. Aptallık ettim” dedi.
‘SİZ TERÖRİSTSİNİZ’ DİYEMEDİM
Mahkeme Başkanı Mehmet Ali Yüce’nin “FETÖ’nün devlete savaş açtığını normal vatandaş gördü sen akademisyen olarak göremedin mi, bir akademisyen olarak hiç sorgulamadın mı, neden bunların içindeyim diye hiç sorgulamadın mı?” şeklindeki sorusuna N.A., “O dönemde terör örgütü diyemedim. Eğitim faaliyetlerini gördüm. Kendimi hiçbir zaman oraya ait hissetmedim ama lanet olsun ‘siz teröristsiniz’ diyemedim. 15 Temmuz’dan sonra terör örgütü olduğuna inandım. Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum. Örgüt üyesi olarak damga yemek istemiyorum. Okuldan atılmak umurumda değil. Ben FETÖ’cü damgası yemek istemiyorum” diye konuştu.
“FETÖ’CÜLERİN OLDUĞUNU BİLMİYORDUM”
Daha sonra MAKÜ’de memur olarak çalışan A.D. savunma yaptı. Terör örgütü üyeliğini kabul etmediğini söyleyen D., “Hayatımın hiçbir döneminde bu yapıyla alakam olmadı. Suçlamalardan dolayı mağdur oldum” dedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Ali Yüce’nin hem FETÖ’nün sendikasına hem de iki derneğine üye olduğunu hatırlatması üzerine A.D., “Bu sendika ve derneklerin FETÖ’cülerin olduğunu bilmiyordum. Tesadüfen bu dernek ve sendikalara üyeyim” diye konuştu. Mahkeme başkanının “MAKÜ’de FETÖ’cülerin olduğunu duymadın mı” sorusuna da D., “Duymadım” diye cevap verdi.
“KENDİMİ BİLİME VERDİM”
MAKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr. K.Ş. de ifadesinde emniyet ve savcılıkta samimi şekilde ifade verdiğini söyledi. K.Ş., “MAKÜ’de FETÖ yapılanması olduğunu bilmiyordum. Öyle bir yapılanma duymadım. Ben kendimi bilime verdim. Cemaat yapılanması değil sağ-sol yapılanması olduğu söylenirdi. Hayatım boyunca bütün oluşumlara karşı oldum” dedi.
“CEMAATTİ, AHTAPOT ÇIKTI”
Oğlunu kapatılan Isparta Altınbaşak Koleji’nde okuttuğunun sorulması üzerine Ş., “Bu okulun FETÖ’nün olduğunu sonradan öğrendim. Yüzde 60 burs desteği veriyorlardı. Isparta’da ikinci bir özel okul yoktu. Alternatifsizlikten oraya gönderdim. Keşke ikinci bir lise olsaydı. Cemaatti, ahtapot çıktı” diye konuştu.
Mütedeyyin bir insan olduğunu söyleyen Ş., namazlarını odasında gizli gizli kıldığına da kaydetti.
İfadelerin ardından mahkeme heyeti duruşmaları erteledi.
Kaynak: Hürriyet

Askerlerin ‘Bylock’ davasının ilk duruşması sona erdi

Ümit TÜRK / İSTANBUL (DHA) – ‘ByLock’ kullandıkları iddiasıyla tutuklanan 19 asker hakkında açılan davanın ilk duruşması sona erdi. Mahkeme ikametgahı başka illerde görünen 17 sanık yönünden yetkisizlik kararı vererek, bu sanıkların dosyalarının yetkili mahkemelere gönderilmesini karar verdi. Kalan iki sanığın tahliye taleplerini reddeden mahkeme duruşmayı erteledi.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) şifreli haberleşme programı olan ‘ByLock’u kullandıkları iddiasıyla tutuklanan 19 asker bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Çağlayan’daki İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, savcı yargılama yapma mercinin, sanıkların son görev yaptıkları ve ikamet ettikleri adres itibariyle kabulünün gerektiğini söyledi. 17 sanık bakımından dosyanın ayrı ayrı tespit edilerek ilgili yetkili mahkemelere yetkisizlik kararıyla gönderilmesini talep eden savcı, diğer 2 sanık yönünden ise dosyanın bu mahkemede görülmesine devam edilmesine karar verilmesini istedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı da, tensip aşamasında yetki durumunun gözden kaçtığını belirterek, bu konuda bir karar vereceklerini söyledi.

17 SANIK HAKKINDA YETKİSİZLİK KARARI VERİLDİ

Mahkeme, 17 sanık hakkında yetkisizlik kararı vererek 7 sanığın dosyasının Ankara’ya, 7’sinin İzmir’e, 2’sinin Muğla’ya, 1’inin de İzmit’teki yetkili mahkemelere gönderilmesine karar verdi. Haklarında yetkisizlik kararı verilen 17 sanık duruşma salonundan çıkarıldı. İkametgahı İstanbul’da olan tutuklu sanıklar Alp Çırak ve Bünyamin Soysal’ın ise savunmalarının alınmasına geçilerek devam etti. Üniversite okuduktan sonra sözleşmeli subay sınavlarına girerek kazandıklarını anlatan sanıklar, ‘ByLock’ kullanmadıklarını, FETÖ ile irtibatlı herhangi bir okula, dershaneye gitmediklerini, ‘himmet’ adı altında bağış vermediklerini belirterek tahliyelerini talep ettiler.

Ara kararını veren mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerine karar vererek duruşmayı 27 Nisan’a erteledi.
Kaynak: Hürriyet

Vali, TMSF’ye devredilen şirketi gezdi

DENİZLİ Valisi Ahmet Altıparmak, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında TMSF’ye devredilen süt ve süt ürünleri üreticisi Aynes’te incelemelerde bulundu. Vali Altıparmak, Aynes’in kentin önemli değerlerinden olduğunu belirterek, herkesin sahip çıkmasını istedi.
Acıpayam’da bulunan, 15 Temmuz’dan sonra yürütülen FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Serin ile birlikte 19 yönetici ve çalışanı tutuklanan Aynes Süt ve Süt Ürünleri A.Ş., daha sonra mahkeme kararıyla TMSF’ye devredildi. TMSF tarafından yönetimi devralınan ve kayyum atanan Aynes’i ziyaret eden Vali Ahmet Altıparmak, işletmenin idari ve üretim noktalarında incelemelerde bulundu. Burada çalışan personelle sohbet eden Vali Altıparmak, yetkililerden üretim safhaları hakkında bilgi aldı.
Vali Altıparmak, Aynes’in Türkiye’de süt ve süt ürünleri ile yem üreten önemli bir firma olduğunu vurguladı. Firmanın, kentin önemli bir değeri olduğunu ve binden fazla çalışanı bulunduğunu belirten Vali Altıparmak, “İşletmede şu anda 1050 kişi çalışıyor. Bu büyük bir rakam. Buradaki çalışanların yanı sıra, birçok çiftçimiz ürünlerini bu işletmeye getiriyor. Yani buradan binlerce kişi ailesini geçindiriyor, ekmek parasını kazanıyor. Bilindiği gibi bir süre önce firmanın ismi terör yapılanması ile anılmıştı. Ama artık firmanın bu yapılanmayla bir bağlantısı kalmadı. Süt ve süt ürünleri sektöründe önemli kuruluşlar arasında yer alan Aynes’e tüm Denizlililer sahip çıkmalı” dedi.
Deniz TOKAT / DENİZLİ, (DHA)
FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

Polislerin “Bylock” iddianamesi kabul edildi

Ümit TÜRK / İSTANBUL (DHA) – FETULLAHÇI Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında, örgütün şifreli haberleşme programı “ByLock”u kullandıkları gerekçesiyle tutuklanan, aralarında eski emniyet müdürlerinin de bulunduğu 80’i tutuklu 12’si firari olmak üzere 92 sanık hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 15’er yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame, mahkemece kabul edildi. İlk duruşma 2 Mayıs’ta Silivri’de yapılacak.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca, FETÖ’nün şifreli haberleşme programını kullandığı belirlenen 92 polis hakkında hazırlanan ve İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamenin incelenmesi tamamlandı.

İddianameyi kabul eden mahkeme heyeti, tutuklu 80 sanığın bu halinin devamına ve duruşmaların sırasıyla 2, 3, 4 ve 5 Mayıs’ta Silivri Cezaevi’nin karşısında bulunan duruşma salonunda yapılmasını karalaştırdı. Örgütün emniyet yapılanması ve “ByLock” programıyla ilgili tespit ve değerlendirmelere yer verilen İddianamede, “ByLock” programının örgüt üyeleri arasındaki haberleşmede kullanılmasına ilişkin detaylar anlatılarak, “ByLock” programının örgütün elebaşısı Fetullah Gülen’in talimatıyla kullanılmaya başlandığı ve örgüt mensupları dışında hiç kimsenin temin edip kullanmadığı belirtildi. Örgütün emniyette yapılanarak, gerçekleştirmeye çalıştığı eylemlerin anlatıldığı iddianamede, toplumun devlete olan inancını sarsan ve adalet duygusunu tahrip eden son yıllardaki şantaj amaçlı kaset komploları, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Selam Tevhid, Tahşiye, yasadışı dinlemeler, MİT müsteşarının ifadeye çağrılması, 17-25 Aralık, MİT TIR’larının durdurulması, emniyet teşkilatının üst düzey personeline yönelik gerçekleştirilen tasfiye operasyonları, himmet vermeyen işadamlarının geçirdiği soruşturmaların tamamen örgütün emniyet teşkilatına sızdırdığı militanları ve KOM, terör, istihbarat gibi hakimiyet sağladığı birimler aracılığıyla planlayıp icra ettiği operasyonlar olduğu kaydedildi.

İddianamede, tüm şüpheliler hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılması talep edildi.

235 POLİSE DAVA AÇILMIŞTI

Bu arada daha önce yine “ByLock” kullandığı gerekçesiyle FETÖ şüphelisi 61’i tutuklu 86 polis hakkında İstanbul 22. Ağır Ceza Mahekemsinde, 114’ü tutuklu 149 polise de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davalar açılmıştı. Toplam 235 şüpheli polis hakkında açılan davalar Mart ve Nisan ayında görülmeye başlanacak. Söz konusu 235 sanık hakkında da “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 15’er yıla kadar hapsi isteniyor.
Kaynak: Hürriyet

Afyonkarahisar’da FETÖ’den 9 tutuklama

Sait KARADUMAN/AFYONKARAHİSAR, (DHA) – AFYONKARAHİSAR’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 9 şüpheli tutuklandı.

Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gerçekleştirilen operasyonda, ‘ByLock’ kullandığı tespit edilen 22 kişiden 19’u gözaltına alındı. Yapılan soruşturma sonrası 9 kişi çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, 3’ü adli kontrolle, 7’si ise savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

Soruşturma kapsamında 3 kişinin arandığı belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ’nün Muş imamı ile il ablası tutuklandı

Yusuf Özgür BÜLBÜL/ MUŞ,(DHA)- FETÖ terör örgütünün Muş il imamlığı ve il ablalığı yaptığı tesbit edilen karı-koca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Muş Valiliği’den yapılan yazılı açıklamada, “Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yönelik yaptığı çalışmalar kapsamında, örgütün kriptografik haberleşme programı ByLock’ u kullandıkları tespit edilen ve 2011-2014 yılları arasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün sözde Muş il imamı olarak faaliyet yürüten M.S. ile il ablası olan eşi H.S.’nin yakalanması için Manisa İl Emniyet Müdürlüğü ile koordineli olarak yapılan operasyonda, PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütleri adına eylem ve faaliyetlerinden dolayı aranan 14 şahıs illegal yoldan yurt dışına çıkış hazırlığı yaparken sahte kimlik ve pasaportlarla birlikte yakalanarak Muş’a getirildi. M.S. ile eşi H.S. ve ayrıca örgütün gizli haberleşme programı ByLock’u kullandığı tespit edilen, Muş Devlet Hastanesinde pratisyen hekim olarak çalışan S.G. çıkarıldıkları adli mercilerce tutuklanarak cezaevine gönderdildi” denildi.
Kaynak: Hürriyet

Bakan Soylu: Operasyonlarımız yeni başladı (2)

BAKAN SOYLU VATANDAŞA SESLENDİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, partisinin otobüsüyle şehir turu attı, esnaf ve vatandaşları selamladı, ardından da Atatürk Alanı’nda vatandaşlara seslendi.
Parti otobüsü üzerinde konuşan Bakan Soylu, Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattı, yeni sistemde parlamentonun çok daha güçlü olacağını söyledi.
“HAYIR DEMEYİN CANIM”
Konuşmasında siyasetin kutuplaştırıldığı iddialarına tepki gösteren Bakan Soylu , “AK Parti yüzde 34 ile başladı, 51’e çıktı. Şiddetle mi çıktı?” diye sordu. Kalabalığın, ‘Hayır’ diye bağırması üzerine gülümseyen Bakan Soylu’nun, “Hayır demeyin canım. Olmaz öyle şey deyin” demesi gülüşmelere neden oldu.
“KILIÇDAROĞLU TÜRKİYE’Yİ BAŞKA BİR MACERAYA SÜRÜKLEMEK İSTİYOR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Bakan Soylu şunları söyledi:
“Kılıçdaroğlu’nun dünkü açıklamalarını dinlediğiniz değil mi? Ben size bir şey söyleyeyim mi? Ne dünyadan, ne Türkiye’den, ne Anayasa’dan, ne de milletten haberi var. Cumhuriyet Halk Partili kardeşlerime sesleniyorum. Cumhuriyet Halk Partisi’ni de, bir siyasi partiyi de tarihi bir yanlışa doğru götürüyor. Bir taraftan FETÖ’nün desteğini almaya çalışıyor, bir taraftan da dönüp PKK ile kol kola giriyor. Yaptıkları son derece yanlıştır. Terörün evine güç devşirmeye çalışanlara bununun hesabını bu millet soracaktır. Bugün bunun bedelini biz çok ödedik. Tam yumruk gibi olmamız, teröre karşı birlik ve beraberlik içerisinde olmamız lazım. Tam diz çökertmeye başladığımız bir dönem içerisinde kulaklarına üfledikleriyle beraber Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi başka bir maceraya sürüklemek istiyor. Buna müsaade etmesin CHP’liler. Buna asla izin vermesinler. Benim hemşerilerim bunu en iyi şekilde anlar. Ey Kılıçdaroğlu, sen FETÖ ve PKK ile kol kola girmişssin, Türkiye’ye akıl veriyorsun. İlk önce dön aynaya bak da kendine akıl ver, kendine.”
“PKK’NIN ADINI KİMSE AMA KİMSE SÖYLEMEYECEK”
Terör örgütüyle mücadelede kararlı olduklarını ifade eden ve PKK’nın adını kimsenin ağzına dahi alamayacağını vurgulayan Bakan Soylu, şöyle devam etti:
“Bilmenizi istiyorum. Kararımız net ve açıktır. Bugüne kadar hangi tuzaklarla karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz. Bizim gücümüzü nasıl azaltmaya çalıştıklarını biliyoruz. Kararlıyız ve öyle bir kararlıyız ki bütün âleme ve herkese duyuruyoruz, bu coğrafyada bir daha PKK’nın adını kimse ama kimse söylemeyecek bir daha. Biz geleceğe, yarına, birlik ve beraberliğimize bakacağız. Hep birlikte bu aziz milletle bunu çok açıklıkla söylüyorum. Biz dünyanın ilk 11 devletinden birisi olacağız.”

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

Uşak’taki FETÖ davasında 18 sanık için yakalama kararı

Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK, (DHA)- UŞAK’taki, 14’ü tutuklu toplam 111 sanıklı FETÖ/PDY davasında tutuksuz yargılanan sanıklardan 18’i için yakalama kararı çıkarıldı.
Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı, Uşak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren, FETÖ/PDY elebaşı Fethullah Gülen’in bir numaralı sanık olduğu, iş adamı Hazim Sesli ve Uşak Organize Sanayi Bölgesi eski Başkanı Ali Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 14’ü tutuklu 111 sanıklı davada, tutuksuz yargılanan 18 kişinin daha tutuklanmasını talep etti. Mahkemenin talebi reddetmesi üzerine savcılık, Uşak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, 18 tutuksuz sanık için yakalama kararı verdi. Karar üzerine harekete geçen ekipler, bu sabah 18 sanığın yakalanması için eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda tutuksuz yargılanan 6 sanık yakalandı, 12’sinin aranması devam ediyor. Emniyetteki işlemleri tamamlanan 6 sanık, Uşak Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Orgeneral Huduti’nin de yargılandığı Malatya FETÖ Davası başladı (2)

POLİSE ATEŞ EDİN DENDİ
Malatya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada 15 Temmuz’da 2’nci Ordu’da er olan görev yapan tutuksuz sanık Soner Kaya, tutuklu Yüzbaşı Kemal Keskin’in üstlerinde drone uçtuğunu görünce ‘drone ateş edin’ emrini verdiğini ve drone 2-3 kez ateş ettiğini söyledi. Kaya, drone nöbet tuttuğu G 3 piyade tüfeğiyle ateş ettiğini ifade ederek, “Nizamiye dışından bize doğru ateş ediliyordu. Ben dışarıda polis olduğunu söyleyince, Kemal Yüzbaşı ‘onlar bizim düşmanımız, bizi öldürmek istiyorlar, ateş edeceksin’ dedi. Hatta ben ateş etmeyince ‘benim kurşunumla mı ölmek istiyorsunuz, ateş edeceksiniz’ demesi üzerine ben yine ateş etmedim” dedi. Kaya suçlamaları kabul etmeyerek, “İbrahim Dede Binbaşı ‘şehit olacaksınız, kaçanlar vatan hainidir, siz de kaçanlar gibi kaçarsanız vatan haini olursunuz’ dedi. Ben Malatya’ya vatan borcumu, şehitlere olan vatan borcumu ödemeye geldim” diye ifade verdi.
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanına suikast timi davasına, protestolarla devam edildi (3)

“BİZE KOORDİNAT VERİLDİ ANCAK GÖREV SÖYLENMEDİ”
Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşmasına öğleden sonra Cougar tipi iki helikopterden birinin ikinci pilotu olan ve darbe gecesi Çiğli’den ikinci helikopter ile havalanan Yarbay Yücel Ekizoğlu’un savunması ile devam edildi. Yarbay Ekizoğlu ifadesinde, FETÖ /PYD ile hiçbir ilgisinin olmadığı gibi banka ve finans kuruluşlarında hesabı bulunmadığını, yazılı ve görsel medya kuruluşlarına da üyeliğinin olmadığını söyledi.
Görevi boyunca merhum Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel ve Başbakanlardan Bülent Ecevit ile de uçma şerefine nail olduğunu belirten Yarbay Ekizoğlu, “Birlik komutanlığı yaptım, yüzlerce öğrenci yetiştirdim” dedi. Genelkurmay Başkanı adına verilen talimatlar üzerine bu operasyonda yer aldığını vurgulayan Yarbay Ekizoğlu, şunları söyledi:
“Üzerimde bulunan dolarlar Afganistan’da görev yaptığım sırada aldığım dolarlardır. Bir tek Zekeriya Kuzu’nun üzerinde ‘F’ serisi olan dolar bulunduğunu öğrendim. Bize verilen görevin 20.15’te başlayıp 21.30’da biteceği söylendi. Ancak görev ile ilgili sadece Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, koordinat verdi. Ancak, görevi söylemedi. Dört helikopterden üçüne 24-25 kişi bindi, 1 numaralı helikopterde Zeki Albay vardı. Motorları çalıştırdığımızda pistte yaklaşık 40 dakika oyalandık. Sırasıyla helikopterler kalktı. Ancak dört numaralı helikopter havalanmadı. Pilotu Bahattin Akgül’ün kötü olduğu ve uçmayacağı bildirildi. Tüm bu olaylar sırasında cep telefonum açıktı ama internete girmediğim için ülkede gelişen olaylardan haberim olmadı. Zaten kalkıştan sonra üç helikopter yolumuza alçak uçuş ile devam ettik. Marmaris’e iniş anında herhangi bir ateş açılmadı. Personeli indirdikten sonra bir mil açıkta beklemeye başladım. Bir silah sesi duyduk. Kaza olduğu yönünde, bir askerin silahının patladığı bilgisi geldi. Bir parlama ışık gördüm, turistlerin fotoğraf çektiklerini düşündüm ama çatışma sesi duymadım. 15-20 dakika bekleyip Dalaman’a yöneldik. İnemedik, Imsık’a yöneldik. Imsık Havaalanı’na 04.30 civarında indik. Fethi Albay beni odasına götürdü, olanları anlatıp, kalkışma olduğunu söyledi. Ağlamaklıydı, gergindi. Bu olayları anlayınca göreve devam etmek istemedik. Çiğli’ye döndükten yarım saat sonra teslim olduk. Bu olaylarda ilk defa bir indirme alanında hazırlık yapılmaması, çelişkili bilgilerin gelmesi bizleri kuşkulandırmıştı, ancak Özel Harekat Birliği’nde daha önce de bu tür operasyonlar olduğu ve gidip birileri alındığı için verilen talimat doğrultusunda hareket ettik. Görevin suç teşkil edecek bir içeriği olduğunu farketmedik. Bu faaliyetin kime yönelik olduğunu yani Cumhurbaşkanımızın alınması ile ilgili operasyon olduğunu ise savcılık iddianamesinde öğrendim. Atılı suçlamaları kabul etmem mümkün değil.”
Ekizoğlu’nun ifadesinin tamamlanmasının ardından duruşmaya saat 14.45’te 10 dakika ara verildi.
Kaynak: Hürriyet

Askerlerin bylock davasında savcı yetkisizlik talep etti
Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) Bylock kullandıkları iddiasıyla tutuklanan 19 asker hakkında açılan davanın ilk duruşmasında savcı, ikametgahı başka illerde görünen 17 sanık yönünden yetkisizlik kararı verilmesini, dosyalarının yetkili mahkemelere gönderilmesini talep etti.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) şifreli haberleşme programı olan Bylock’un telefonlarında bulunduğu iddiasıyla tutuklanan 19 asker ilk kez hakim karşısına çıktı.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından duruşma Savcısının mütalaası alındı.Savcı, sanıkların üzerine atılı, “terör örgütü üyeliği” suçunun temadi eden suçlardan olduğunu belirterek, yargılama yapma mercinin, sanıkların son görev yaptıkları ve ikamet ettikleri adres itibariyle kabulünün gerektiğini söyledi.

17 sanık bakımından dosyanın ayrı ayrı tespit edilerek ilgili yetkili mahkemelere yetkisizlik kararıyla gönderilmesini talep eden savcı, diğer 2 sanık yönünden ise dosyanın bu mahkemede görülmesine devam edilmesine karar verilmesini istedi.

Bunun üzerine mahkeme başkanı da, tensip aşamasında yetki durumunun gözden kaçtığını belirterek, bu konuda bir karar vereceklerini söyledi. Mahkeme talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.
Kaynak: Hürriyet

Valiyi gözaltına alacak manga hazırladığı iddia edilen FETÖ sanığı Yarbay: O manga emniyet için kullanılacaktı

Mutlu YUCA/BOLU,(DHA) – BOLU’da, 2’nci Komando Tugayı eski Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer’in de bulunduğu 3’ü tutuklu, 7’si tutuksuz 10 askerin yargılandığı FETÖ/PDY davasının ikinci gününde, Yarbay Veli Ceylan savunmasını yaptı. 15 Temmuz gecesi Vali Aydın Baruş’un gözaltına alınması için 10 kişilik özel manga hazırladığı iddia edilen Ceylan, “Manga tamamen emniyet amacıyla kullanılacaktı” dedi.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada 10 sanık da hazır bulundu. ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘Terör örgütüne üye olmak’ suçlarından yargılanan sanıklardan 2’nci Komando Tugayı eski Kurmay Başkanı Yarbay Veli Ceylan, savunmasında iddiaları reddetti. 15 Temmuz gecesi Vali Aydın Baruş’un gözaltına alınması için 10 kişilik özel bir manga hazırladığı iddia edilen Ceylan, “Bolu Valiliği’nin hemen karşısında lojmanların olduğu bölgede de bir birliğimiz var. Vali’nin gözaltına alınması için 6 kilometre uzaklıktaki tugayda böyle bir hazırlık yapmak yerine valilik binasının hemen yanındaki lojmanların bulunduğu bölgedeki askeri unsurlarımızdan asker temin etsek daha akılcı olurdu. Ayrıca Vali’yi gözaltına almak için 10 kişi hazırlamayı akılla izah etmek mümkün değil” dedi.
Söz konusu manganın Vali’nin gözaltına alınması için değil, emniyet amacıyla oluşturulduğunu iddia eden Ceylan, “Olayların olması durumunda vatandaşla asker karşı karşıya kalacaktı. Kışla ve lojmanların korunması için böyle bir hazırlık yapıldı. Tamamen emniyet amacıyla kullanılacaktı. 20 yaşındaki askerlerin yerine daha tecrübeli askerlerden oluşan bir manga oluşturdum. Sayısı az olunca kontrolü de kolay olacaktı. 10 kişilik bir mangayı bir teğmen de rahat bir şekilde idare edebilirdi. Askerleri karargah binasının arkasına çağırarak burada emniyet talimatını okudum. Başlarında bulunan teğmenin de emirlerini yerine getirmelerini emrettim” diye konuştu.
Ceylan, mangada bulunan askerlerin Vali’nin gözaltına alınması için hazırlandıkları yönünde verdikleri ifadelerin de doğru olmadığını ileri sürdü.
15 Temmuz gecesi 2’nci Komando Tugay Komutanlığı’nın bulunduğu General Eşref Bitlis Kışlası’nda Bolu Valisi Aydın Baruş’un talimatı olmadan Koktod (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) düzenine geçildiğini kabul eden Ceylan, “Tugay Komutanı Güneşer beni aradı ve sıkı yönetim emrini alıp almadığımı sordu. Ben de kendisine henüz görmediğimi söyledim. Albay Cahit Tirindaz da askerleri toplamam yönünde emir verdi. Tugaya gittiğimde Yüzbaşı Nuri Kıyak beni karşıladı ve ona tüm birliğin toplanmasını istedim. Askerler ‘Koktod’ düzenine geçirilerek kompozit başlıklar verildi. Kimseye mühimmat verilmemesi yönünde talimat verdim. İçtima alanında duran ve hareket halinde olan yaklaşık 20 araç gördüm. Bu araçların garajdan çıkarılma talimatını da ben vermedim. Koktod düzeni ile ilgili Albay Tirindaz emir verdi ve birliğin başına geçmekten imtina etti” dedi.
Ceylan’ın savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanı’na suikast girişimi davasında şok ifadeler

SANIK AVUKATLARINDAN BAZILARI CEKİLDİ

Bugünkü duruşma saat 09.45’te başlandı.

Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) kapsamında atanan bazı sanık avukatlarının vekillikten çekildiğini, yerine yeni atamaların yapılacağını bildirdi.

3 AŞAMALI YARGILAMA

Duruşmanın seri halinde devam edeceğini ve 4 gün süreceğini kaydeden Mahkeme Başkanı Baştoğ, cuma ve pazartesi günü de ara verileceğini açıkladı. Duruşma celselerinin 15 Mart’a kadar sürmesi için uygun zaman ayırdıklarını belirten Mahkeme Başkanı Baştoğ, bir sonraki seri celselerin 24-28 Nisan arası, üçüncüsünün ise 5-9 Haziran tarihleri arasında olmasının planlandığını belirtti. Bu arada sanık yakınlarından birer kişinin duruşmayı izlemesine izin verildiği belirtildi. Daha sonra sanıkların kimlik tespiti yapılıp, yöneltilen suçlar ve hakları hatırlatıldı.

GÜLEN’İ KİMSE SAVUNMAK İSTEMEDİ

Mahkeme Başkanı Baştoğ, bir numaralı sanık olan Fethullah Gülen için Muğla Barosu’ndan şu ana kadar hiç kimsenin müdafilik yapmak istemediğini söyledi. Bazı sanıkların avukatlarının da çekildiğini tekrar hatırlattı.

Duruşmada sanık avukatlarından Hakan Tunçkol söz alarak yetki hususunda itirazlarını bildirdi. Tunçkol, her ne kadar şehitler ve yaralılar olsa da davanın ana konusunun ve özgül ağırlığını oluşturan suçun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast olduğunu ve kendisinin burada olmayıp, ikametgahının Ankara’da bulunduğunu belirterek, davanın adresinin olduğu yerde yetkili olan ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep etti. Bazı sanık avukatları bu itiraza katılırken bazıları katılmadı.

Müşteki avukatları ise itirazda bulunarak suçun işlendiği tarihte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suikasttan kıl payı kurtulduğunu ve bu olayın mahkemenin yargı alanı sınırları içinde bulunduğunu hatırlatarak bunun davayı uzatmaya yönelik talepler olduğunu kaydedip reddini istedi.

Sanıklar adına sanık Yüzbaşı İsmail Yiğit de söz hakkı isteyerek olayın Muğla’da yaşanmasına rağmen planlandığı ve dolayısıyla gerçekleştiği yerin İstanbul olduğunu belirtti.

YETKİSİZLİK İDDİASI REDDEDİLDİ

Bunun üzerine mahkeme heyeti, savcıdan görüş aldı. Savcı, yetki hususunu daha önce de düşündüklerini, ancak CMK’nın 12’nci ve devamındaki maddeleri uyarınca mahkemenin yetkili olduğunu düşündüğünü belirtip, itirazın reddini talep etti. Mahkeme heyeti de yetkisizlik kararı verilmesi isteğini oybirliği ile reddetti.

YURTTA SULH KONSEYİ ÜYESİ OLDUKLARI İDDİALARINI REDDETTİLER

Duruşma, Yurtta Sulh Konseyi üyesi oldukları ileri sürülen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve Tuğgeneral Ünsal Coşkun’a bu konuda soru yöneltilmesiyle başladı. Coşkun ve Sönmezateş, konsey üyeleri oldukları yönündeki iddiaları kabul etmedi.

“ÇİĞLİ’NİN KOD ADININ ÇARLİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİM”

Daha sonra savunma yapmaya başlayan helikopter 1’inci pilotu Albay Murat Dağlı (44) da ifadesinde, Ankara Güvercinlik’teki Kara Havacılık Okulu Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun’un talimatı üzerine saat 22.00 gibi havalanan 4 helikopterle Çiğli’ye gittiklerini belirtip, “Cuma günü yapılacak tüm uçuşların planlamasını bir gün önceden yapardık. Ancak, cuma günü akşamı yapılan uçuşlar bu planda yoktu. Bazı askerler benim kendilerini göreve çağırdığımı iddia etmişler. Alay komutanı askerleri göreve çağırmaz. Talimat verir, emrindeki subaylar görev çağrısı yapar. Eve gidecekken akşam saatlerinde komutan yeni görev emri geldiğini belirterek eve gitmememi istedi. Odama geçtim. Sonra nereye gideceğimizi sorduğumuzda komutan ‘Çarli’ dedi. Çarli’nin ne olduğunu sordum, söylemedi. Sonradan Çiğli’nin kod adının Çarli olduğunu öğrendim. Saat 23.30’da belirsizlikler çoğalmaya başladı. Bir komutan aradı, ‘Sizin orada ne işiniz var’ diye sorunca, şaşırdım” dedi.

“GENELKURMAY BAŞKANI’NIN TALİMATI İLE ORDASINIZ DEDİLER”

Albay Dağlı, “Saat 23.00’te orgeneral ve ordu komutanı beni arayıp, ‘Gözlerinizden öpüyorum evladım’ diyor. Devletin bu kadar seçkin bir orgenaralinin talimatını uyguluyorsunuz, emir komuta zinciri devam ediyor. Ardından Ege Ordusu Komutanı’ndan aldığımız emrin geçerli olmadığı belirtildi, Onu bir daha aramamamız söylendi, ‘Siz Genelkurmay’a bağlısınız’ denildi. Talimatlar arasında çelişkiler vardı, ancak yanımdaki üst düzey komutanlar olduğu için onları aşarak başka yerleri arayamadım. Zaten doğru da olmazdı. Biz Çiğli’deyken kimse bize yardım etmedi, harekat komutanları arayıp gelişmelerden bilgi vermedi. Telefonlarımız açıktı. Kendi personelime de telefonları kapatması talimatı vermedim. Olayları öğrenmeye başladığımızda Gezi olayları gibi bir şeyler başladığını düşündük. Üç sicil amirim de bu ortamda, ‘Göreve devam edin’ talimatı verdi. Tekrar sorduğumuzda ‘Kardeşim, Genelkurmay Başkanı’nın talimatı ile oradasınız’ dediler. Hayatın olağan akışına göre verilen talimatı uygulamak durumundaydık. Beklemeye devam ediyorduk. Sonra Gökhan Paşa, ‘Bu koordinatlara gideceksiniz’ dedi. 3 Sikorsky helikoptere bindik. 2 pilot, ‘Uçmak istemiyoruz’ diyerek gruptan ayrıldı. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’a indiğini ve açıklama yapacağını öğrendiğimizde çok rahatladım. 3 helikopterle, Cumhurbaşkanı’na suikaste gidildiğini biliyorsunuz, sonra İstanbul’da açıklama yapacağını öğreniyorsunuz ve göreve devam ediyorsunuz. Bu sizce normal mi? Yani uçmaya veya göreve devam ediyorsunuz. Bugüne kadar kanunsuz hiç emir almadım. Bir süre sonra ikmal için Dalaman’a gitmeyi düşündük. Ancak Dalaman’daki görevlilerin bizden önce giden Sikorsky’i çevirdiklerini, alanın kırmızı alarma geçtiğini, personelin helikopterden inmesini ve gelen görevlilerin talimatlarına uymasını söylediklerini telsizden duyunca vazgeçtik. lmsık Meydanı’na iniş yaptık. Sikorsky pilotu Albay Ali Aktürk beni arayarak Dalaman’dan yakıt ikmali yapıp tekrar Marmaris’e döndüklerini, çatışma çıktığını, bir personelin yaralı olduğunu söyleyerek ne yapacağını sordu. Gökhan Paşa, lmsık’a gelmesini istedi. Ben de pilota bu şekilde talimat verdim” diye konuştu.

“YAKIT İKMALİ YAPIP MARMARİS’E DÖNSEYDİK KESİN DÜŞERDİK”

Olanlar karşısında olağanüstü şaşırdıklarını belirten Albay Dağlı, şöyle devam etti:
“Bir süre sonra Sikorsky intikal etti. Gökhan Paşa, yaralının durumuna baktı. Çiğli’ye gitmeye karar verdi. Bu sırada Yarbay Fethi Şahbaz yani lmsık Meydan Komutanı bize Milas Meydan Komutanı’nın kendisini aradığını, radarlarında bizi kontrol ettiğini, kalktığımız anda F-16’ların bizi vuracağını söyleyerek havalanmamızı istedi. Bunu hem bizzat Gökhan Paşa hem de telefonla Ünsal Paşa’ya bildirdim. Gökhan Paşa bir süre sonra yanıma gelerek bir tehlike olmadığını söyledi. Aynı şekilde Ünsal Paşa da telefonla bana dönerek tehlike olmadığını belirtti. Bunun üzerine Çiğli’ye intikal etmek üzere havalandık. Yaralının durumu da ağırdı. Sonra Çiğli’ye geldik. Bu olayda bize dört helikopterle ‘Hareket edin’ denildi. Suikaste gittiğimizi sonradan öğrendik. Samimiyetimle itiraf edeyim ki yakıt ikmali yapıp Marmaris’e dönseydik kesin düşerdik. Çünkü böyle suikast yapılmazdı. Suikaste gidileceğini bilseydik, kapı zırhı ve taban zırhı taktırırdık, bir kurşun yesek düşerdik. Tamamen tesadüfi ve iyi niyetli olarak verilen görevi yaptık.”

”BEREKET PARASI ALSAYDIM MUTLAKA SAKLARDIM”

FETÖ ile hiçbir ilgisinin olmadığını da iddia eden Albay Dağlı, “Öyle bir örgütün içinde yer alabilecek kapasitem yok. Örgüt ile yolum hiçbir yerde kesişmedi. Yozgat’ta bir köyde büyüdüm. Beş çocuklu, çiftçi bir babanın oğluyum. Örgüt oluşumunda ’bereket parası’ alsaydım mutlaka saklardım. Bende sadece 4 dolar vardı hiçbiri F serisinden değildi” dedi.

”HELİKOPTER PİLOTU UÇAĞI GÖREMEZ”

Dağlı, savcının bir pilotun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağını gördüğü yönündeki iddiası üzerine, “Hiçbir helikopter pilotunun uçan bir uçağı görme şansı yoktur. Kaldı ki ben onu söyleyen kişinin hocasıyım. Sakın bana kırılmasın. Zaten o gece hep 60-70 metre yükseklikten uçmuştuk. Savcılıkta çelişkili ifadeler vermiş olabilir. Çünkü verdiğimiz ifadeleri bir daha görme şansımız olmadı, çelişkiler bundan kaynaklı olabilir” dedi.

MAHKEME BAŞKANINDAN UYARI: SİYASİ AÇIKLAMALAR YAPMAYIN

Duruşmanın sonunda sanık avukatının “Ordumuz yıpratılıyor, her gün yeni oyunlar oynanıyor” demesi üzerine, mahkeme başkanı “Siyasi açıklamalar yapmayın” diyerek uyardı.

Duruşma, darbe girişimi gecesi kullanılan helikopterlerden birinin ikinci pilotu olan Yarbay Yücel Ekizoğlu’nun ifadesinin alınmasıyla sürüyor.
Kaynak: Hürriyet

Cumhurbaşkanına suikast timi davasına, protestolarla devam edildi (2)

SANIK AVUKATLARINDAN BAZILARI CEKİLDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1’i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, saat 09.45’te başlandı.
Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) kapsamında atanan bazı sanık avukatlarının vekillikten çekildiğini, yerine yeni atamaların yapılacağını bildirdi.
3 AŞAMALI YARGILAMA
Duruşmanın seri halinde devam edeceğini ve 4 gün süreceğini kaydeden Mahkeme Başkanı Baştoğ, cuma ve pazartesi günü de ara verileceğini açıkladı. Duruşma celselerinin 15 Mart’a kadar sürmesi için uygun zaman ayırdıklarını belirten Mahkeme Başkanı Baştoğ, bir sonraki seri celselerin 24-28 Nisan arası, üçüncüsünün ise 5-9 Haziran tarihleri arasında olmasının planlandığını belirtti. Bu arada sanık yakınlarından birer kişinin duruşmayı izlemesine izin verildiği belirtildi. Daha sonra sanıkların kimlik tespiti yapılıp, yöneltilen suçlar ve hakları hatırlatıldı.
GÜLEN’İ KİMSE SAVUNMAK İSTEMEDİ
Mahkeme Başkanı Baştoğ, bir numaralı sanık olan Fethullah Gülen için Muğla Barosu’ndan şu ana kadar hiç kimsenin müdafilik yapmak istemediğini söyledi. Bazı sanıkların avukatlarının da çekildiğini tekrar hatırlattı.
Duruşmada sanık avukatlarından Hakan Tunçkol söz alarak yetki hususunda itirazlarını bildirdi. Tunçkol, her ne kadar şehitler ve yaralılar olsa da davanın ana konusunun ve özgül ağırlığını oluşturan suçun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast olduğunu ve kendisinin burada olmayıp, ikametgahının Ankara’da bulunduğunu belirterek, davanın, adresinin olduğu yerde, yetkili olan ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep etti. Bazı sanık avukatları bu itiraza katılırken bazıları katılmadı.
Müşteki avukatları ise itirazda bulunarak suçun işlendiği tarihte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suikasttan kıl payı kurtulduğunu ve bu olayın mahkemenin yargı alanı sınırları içinde bulunduğunu hatırlatarak bunun davayı uzatmaya yönelik talepler olduğunu kaydedip, reddini istedi.
Sanıklar adına sanık Yüzbaşı İsmail Yiğit de söz hakkı isteyerek olayın Muğla’da yaşanmasına rağmen planlandığı ve dolayısıyla gerçekleştiği yerin İstanbul olduğunu belirtti.
YETKİSİZLİK İDDİASI REDDEDİLDİ
Bunun üzerine mahkeme heyeti, savcıdan görüş aldı. Savcı, yetki hususunu daha önce de düşündüklerini, ancak CMK’nın 12’nci ve devamındaki maddeleri uyarınca mahkemenin yetkili olduğunu düşündüğünü belirtip, itirazın reddini talep etti. Mahkeme heyeti de yetkisizlik kararı verilmesi isteğini oybirliği ile reddetti.
YURTTA SULH KONSEYİ ÜYESİ OLDUKLARI İDDİALARINI REDDETTİLER
Duruşma, Yurtta Sulh Konseyi üyesi oldukları ileri sürülen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş ve Tuğgeneral Ünsal Coşkun’a bu konuda soru yöneltilmesiyle başladı. Coşkun ve Sönmezateş, konsey üyeleri oldukları yönündeki iddiaları kabul etmedi.
“ÇİĞLİ’NİN KOD ADININ ÇARLİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİM”
Daha sonra savunma yapmaya başlayan Helikopter 1’inci Pilotu Albay Murat Dağlı (44) da ifadesinde, Ankara Güvercinlik’teki Kara Havacılık Okulu Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun’un talimatı üzerine saat 22.00 gibi havalanan 4 helikopterle Çiğli’ye gittiklerini belirtip, “Cuma günü yapılacak tüm uçuşların planlamasını bir gün önceden yapardık. Ancak, cuma günü akşamı yapılan uçuşlar bu planda yoktu. Bazı askerler benim kendilerini göreve çağırdığımı iddia etmişler. Alay komutanı askerleri göreve çağırmaz. Talimat verir, emrindeki subaylar görev çağrısı yapar. Eve gidecekken akşam saatlerinde komutan yeni görev emri geldiğini belirterek eve gitmememi istedi. Odama geçtim. Sonra, nereye gideceğimizi sorduğumuzda komutan, ‘Çarli’ dedi. Çarli’nin ne olduğunu sordum, söylemedi. Sonradan Çiğli’nin kod adının Çarli olduğunu öğrendim. Saat 23.30’da belirsizlikler çoğalmaya başladı. Bir komutan aradı, ‘Sizin orada ne işiniz var’ diye sorunca, şaşırdım” dedi.
“‘GENELKURMAY BAŞKANININ TALİMATI İLE ORDASINIZ’ DEDİLER”
Albay Dağlı, “Saat 23.00’te orgeneral ve ordu komutanı beni arayıp, ‘Gözlerinizden öpüyorum evladım’ diyor. Devletin bu kadar seçkin bir orgenaralinin talimatını uyguluyorsunuz, emir komuta zinciri devam ediyor. Ardından Ege Ordusu Komutanı’ndan aldığımız emrin geçerli olmadığı belirtildi, Onu bir daha aramamamız söylendi. ‘Siz Genelkurmay’a bağlısınız’ denildi. Talimatlar arasında çelişkiler vardı, ancak yanımdaki üst düzey komutanlar olduğu için onları aşarak başka yerleri arayamadım. Zaten doğru da olmazdı. Biz Çiğli’deyken kimse bize yardım etmedi, harekat komutanları arayıp gelişmelerden bilgi vermedi. Telefonlarımız açıktı. Kendi personelime de telefonları kapatması talimatı vermedim. Olayları öğrenmeye başladığımızda Gezi olayları gibi bir şeyler başladığını düşündük. Üç sicil amirim de bu ortamda, ‘Göreve devam edin’ talimatı verdi. Tekrar sorduğumuzda, ‘Kardeşim, Genelkurmay Başkanı’nın talimatı ile oradasınız’ dediler. Hayatın olağan akışına göre verilen talimatı uygulamak durumundaydık. Beklemeye devam ediyorduk. Sonra Gökhan Paşa, ‘Bu koordinatlara gideceksiniz’ dedi. 3 Sikorsky helikoptere bindik. 2 pilot, ‘Uçmak istemiyoruz’ diyerek, gruptan ayrıldı. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’a indiğini ve açıklama yapacağını öğrendiğimizde çok rahatladım. 3 helikopterle, Cumhurbaşkanı’na suikaste gidildiğini biliyorsunuz, sonra İstanbul’da açıklama yapacağını öğreniyorsunuz ve göreve devam ediyorsunuz. Bu sizce normal mi? Yani uçmaya veya göreve devam ediyorsunuz. Bugüne kadar kanunsuz hiç emir almadım. Bir süre sonra ikmal için Dalaman’a gitmeyi düşündük. Ancak Dalaman’daki görevlilerin bizden önce giden Sikorsky’i çevirdiklerini, alanın kırmızı alarma geçtiğini, personelin helikopterden inmesini ve gelen görevlilerin talimatlarına uymasını söylediklerini telsizden duyunca vazgeçtik. lmsık Meydanı’na iniş yaptık. Sikorsky pilotu Albay Ali Aktürk beni arayarak Dalaman’dan yakıt ikmali yapıp tekrar Marmaris’e döndüklerini, çatışma çıktığını, bir personelin yaralı olduğunu söyleyerek ne yapacağını sordu. Gökhan Paşa, lmsık’a gelmesini istedi. Ben de pilota bu şekilde talimat verdim” diye konuştu.
“YAKIT İKMALİ YAPIP MARMARİS’E DÖNSEYDİK, KESİN DÜŞERDİK”
Olanlar karşısında olağanüstü şaşırdıklarını belirten Albay Dağlı, şöyle devam etti:
“Bir süre sonra Sikorsky intikal etti. Gökhan Paşa, yaralının durumuna baktı. Çiğli’ye gitmeye karar verdi. Bu sırada Yarbay Fethi Şahbaz yani lmsık Meydan Komutanı bize Milas Meydan Komutanı’nın kendisini aradığını, radarlarında bizi kontrol ettiğini, kalktığımız anda F-16’ların bizi vuracağını söyleyerek havalanmamazı istedi. Bunu hem bizzat Gökhan Paşa hem de telefonla Ünsal Paşa’ya bildirdim. Gökhan Paşa bir süre sonra yanıma gelerek bir tehlike olmadığını söyledi. Aynı şekilde Ünsal Paşa da telefonla bana dönerek tehlike olmadığını belirtti. Bunun üzerine Çiğli’ye intikal etmek üzere havalandık. Yaralının durumu da ağırdı. Sonra Çiğli’ye geldik. Bu olayda bize, dört helikopterle, ‘Hareket edin’ denildi. Suikaste gittiğimizi, sonradan öğrendik. Samimiyetimle itiraf edeyim ki yakıt ikmali yapıp Marmaris’e dönseydik, kesin düşerdik. Çünkü, böyle suikast yapılmazdı. Suikaste gidileceğini bilseydik, kapı zırhı ve taban zırhı taktırırdık, bir kurşun yesek düşerdik. Tamamen tesadüfi ve iyi niyetli olarak verilen görevi yaptık.”
FETÖ ile hiçbir ilgisinin olmadığını da vurgulayan Albay Dağlı, “Öyle bir örgütün içinde yer alabilecek kapasitem yok. Örgüt ile yolum hiçbir yerde kesişmedi. Yozgat’ta bir köyde büyüdüm. Beş çocuklu, çiftçi bir babanın oğluyum. Örgüt oluşumunda ‘bereket parası’ alsaydım mutlaka saklardım. Bende sadece 4 dolar vardı hiçbiri F serisinden değildi” dedi.
HELİKOPTER PİLOTU UÇAĞI GÖREMEZ
Dağlı, savcının bir pilotun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağını gördüğü yönündeki iddiası üzerine, “Hiçbir helikopter pilotunun uçan bir uçağı görme şansı yoktur. Kaldı ki ben onu söyleyen kişinin hocasıyım. Sakın bana kırılmasın. Zaten o gece hep 60-70 metre yükseklikten uçmuştuk. Savcılıkta çelişkili ifadeler vermiş olabilir. Çünkü verdiğimiz ifadeleri bir daha görme şansımız olmadı, çelişkiler bundan kaynaklı olabilir” dedi.
Duruşmanın sonunda sanık avukatının “Ordumuz yıpratılıyor, her gün yeni oyunlar oynanıyor” demesi üzerine, mahkeme başkanı “Siyasi açıklamalar yapmayın” diyerek uyardı.
Duruşma, darbe girişimi gecesi kullanılan helikopterlerden birinin ikinci pilotu olan Yarbay Yücel Ekizoğlu’nun ifadesinin alınmasıyla sürüyor.

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

FETÖ’nün Marmara Üniversitesi yapılanması davası… Sanık akademisyenler hakim karşısına çıktı

Ümit TÜRK/İSTANBUL, (DHA) FETÖ’nün Marmara Üniversitesi’ndeki yapılanmasına yönelik açılan davada 15 tutuklu sanık ilk kez hakim karşısına çıktı.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Marmara Üniversitesindeki akademik yapılanmasına ilişkin açılan davada sanık akademisyenler hakim karşısına çıktı. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmada tüm sanıklar hazır bulundu.
“AKADEMİK ÇALIŞMALARIM YARIDA KALDI”

İddianamenin özetlenmesinin ardından sanıkların savunmalarına geçildi. Sanıklardan Abdullah Sayın, Marmara Üniversitesi’nde doktora eğitimi gördüğünü belirterek, silahlı terör örgütleriyle bir ilişkisinin olmadığını söyledi. Sayın, “Hakkımdaki yakalama kararını öğrendiğim zaman polise gidip teslim oldum. Üniversiteyle ilişkim henüz kesilmemiştir. ByLock programını kullanmadım. Bu listeye adımın nasıl girdiğini bilmiyorum. Akademik çalışmalarım yarıda kaldı. Suçsuzum beraatimi istiyorum” dedi.

“DEDİKODU VE BASKIYLA İSİMLER TOPLANMIŞTIR”

FETÖ terör örgütüyle bağlantısının olmadığını anlatan Abdullah Başer de, “Marmara Üniversitesi’nde dedikodu ve baskıyla FETÖ üyesi olduğu öne sürülerek isimler toplanmıştır. Ben buna şahidim. Benim çalıştığım birimime de böyle bir yazı gelmiştir. Birisini silahlı terör örgütü üyeliğiyle suçlamak bu kadar basit olmamalı. Hakkımda delil olarak bulunduğu belirtilen emareler herkesin evinde bulunan bilgisayar ve flaş belleklerdir. Bunlar tabiki incelencektir, ama bu durum benim tutuklulu olmamın izahı olamaz. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

“BYLOCK KULLANDIĞIM İÇİN GÖZALTINA ALINDIĞIMI EMNİYETTE GELDİĞİMDE ÖĞRENDİM”

Sanıklardan Ahmet Bostan da, atfedilen suçlamları reddederek, “Suçlamalar şahsıma ağır geliyor, kabul etmiyorum. Açığa alındığımda bunun bir yanlışlık olabileceğini düşündüm. Bir gün sonra da KHK’yla görevimdem ihraç edildim. Çevremde suça bulaşmış tek bir kişi dahi yoktur. Emniyette, mülakat adı altında savunmam alındı. İsim vermem şartıyla savcı yüzü dahi göremeyeceğim söylendi. ByLock kullandığım için gözaltına alındığımı emniyette geldiğimde öğrendim. Ben bu programı kullanmadım” diye konuştu.

Duruşma devam ediyor.
Kaynak: Hürriyet

Sivas’ta 18 sanıklı FETÖ davasına devam edildi

Gökhan CEYLAN/SİVAS, (DHA)- SİVAS’ta Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, doktor ve akademisyenlerden oluşan 7’si tutuklu 18 sanığın yargılanmasına devam edildi. Tutuksuz sanıklardan Ali Feyuzzah Ş., telefonunda ByLock tespit edilmesi nedeniyle duruşmada tutuklandı.
Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında doktor ve akademisyenlerden oluşan 10’u tutuklu, 18 sanık hakkında, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ ve ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 5 ila 10 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle dava açıldı. Sanıklar 2 ay önce Sivas 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. İlk duruşmada 3 kişinin tahliye edildiği davanın üçüncü duruşması bugün yapıldı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Ümit Erkan V., Sefa G., Ahmet Ali K., Ömer C., Fikret Ö., Erol P., Durmuş T. ile tutuksuz sanıklar Adnan G., Ali Feyzullah Ş., Ferruh B., Yıldırım T., Selim Y., İsmail Önder U. ve Alparslan B. ile sanık avukatları katıldı. Cumhuriyet Savcılığı’ndan istenen ByLock raporlarında, tututklu sanıklar Ahmet Ali K., Erol P., Ömer C., Sefa G., Ümit Erkan V. ile tutuksuz sanık Ali Feyzullah Ş. ve firari sanıklar Ramazan B. ile Veysel T.’nin telefonlarından ByLock tespit edildi. Dosya kapsamındaki firari 3 sanığın yakalanması için çalışmalar devam ederken, üçüncü duruşmada 6 tanık dinlendi. Bolu’da yaşayan ve daha önce ifadesi alınan Ferda T. ise duruşmaya katılmadı.
TANIKLAR DİNLENDİ
Tanıklardan doktor Adem B., sanıklar İsmail Önder U. ile Salim Y.’nin kendisini mağdur ettiğini belirterek, “Bu sanıklar Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalındaki kadroya geç atanmama sebep olmuşlardır” dedi. Tanıklardan Prof. Dr. Metin C. ise, “17 yıdır Cumhuriyet Üniversitesi’nde çalışmaktayım. Üniversitedeki bu yapının başında tutuklu sanık Prof. Dr. Ömer C.’nin olduğunu duyuyordum” dedi. Tanıklardan esnaf Tayfun A. da, kendisinin zaman zaman cemaatin sohbetlerine katıldığını ve tutuksuz sanıklar doktor Ferruh B. ile doktor Alparslan B.’nin de bu sohbetlere katıldığını söyledi. Tanıklardan Doktor İbrahim Ethem D. de, “Toplum Sağlığı Merkezi’nde çalışıyordum. Sanık Erol P. beni ANSADER’e davet etti. ‘Doktorlar geliyor sende gel’ dedi. Bende 2-3 kez bu toplantılara gittim. Sanıklardan sadece Fikret Ö.’yü tanıyorum. Ben bu toplantılarda dini konuların konuşulduğunu duymadım” dedi.
DURUŞMADA TUTUKLANDI
Tutuklu sanık Ömer C., “Tanık beyanlarından aleyhime olan hususları kabul etmiyorum. Ben telefonuma ByLock indirmedim veya kullanmadım. Daha öhceki raporlarda telefonum temiz çıkmıştı, bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum” dedi. Telefonunda ByLock tespit edilen sanıklar da daha önceki savunmalarını tekrar ederek kesinlikle ByLock kullanmadıklarını söyledi. 4 saat süren duruşmanın ardından mahkeme heyeti tarafından tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek, telefonunda ByLock tespit edilen tutuksuz sanık Ali Feyzullah Ş.’nin de tutuklanmasına karar verildi. Duruşma 25 Nisan 2017 tarihine erteledi.
Kaynak: Hürriyet

Emekli emniyet amiri FETÖ’den tutuklandı

Nurettin ARKAN/YALVAÇ, (DHA) – ISPARTA’nın Yalvaç İlçesi’nde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan emekli emniyet amiri Mehmet B., tutuklandı.

Bitlis Emniyet Müdürlüğü bünyesinde emniyet amiri olarak görev yaparken emekli olan ve ardından memleketi Yalvaç’a yerleşen Mehmet B.’nin örgütün şifreli mesajlaşma programı ‘ByLock’ kullandığı tespit edildi. Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı üzerine Yalvaç Emniyet Müdürlüğü ekipleri Mehmet B.’yi gözaltına aldı. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli tutuklandı.

Yalvaç’ta geçen cuma gözaltına alınan biri 7 aylık hamile olmak üzere 4 kişiden 3’ü ise serbest bırakılırken, 1 şüphelinin işlemlerinin sürdüğü belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

Kapatılan Melikşah Üniversitesi akademisyenleri, hakim karşısında

KAYSERİ, (DHA) – KAYSERİ’de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Melikşah Üniversitesi’nin 6’sı tutuklu 21 akademisyeni, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ilk kez hakim karşına çıktı. Sanıklar, üzerlerine atılan suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini talep etti.
2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarına başlanan tutuklu sanıklardan Rektör Prof. Dr. Dursun Mat savunmasında şöyle dedi:
“Bank Asya’da bulunan hesabım maaş hesabımdır. 2014 yılında maaşımda yaşanan artışın nedeni ise bilimsel teşvik ödülüdür. Ben örgütün kriptolu programı ByLock’u kesinlikle kullanmadım. Öğrendiğimiz ve gazetelerden okuduğumuz kadarıyla 100’ün üzerinde milletvekili ve bazı bakanlar da ByLock programını kullanmış. Bizler tutuklu iken, milletvekili ve bakanların serbest olmasının şüpheli olduğunu düşünüyorum.”
Eğitim ve araştırma konusunda uzman olduğu için Rektör olarak atandığını söyleyen Prof. Dr. Mat, “Ben kimseden emir almam. Devletin bizlere emanet ettiği öğrencileri en güzel şekilde yetiştirmeye çalıştım. Kimseye torpil uygulamadım. Dünyanın birçok ülkesinden okulumuza gelen misafirleri rektör olmam nedeniyle ağırladım. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
‘MECBUREN ÇALIŞTIK’
Tutuklu bölüm başkanları Doğan Bulut, Veli Demirci, Hasan Güngör ve Emin Emirza da örgüt üyeliği suçlamalarını reddetti. Sanıklar yaptıkları savunmada, 17- 25 Aralık sürecinden sonra görev yaptıkları Melikşah Üniversitesi’nden çıkmak istediklerini, ancak hiçbir üniversitenin işe alma konusunda yardımcı olmadığını belirterek mecburen Melikşah Üniversitesi’nde çalışmak durumunda bırakıldıklarını söyledi.
Melikşah Üniversitesi’nde okutman olarak görev yapan tutuklu Umut Hazar da savunmasında, Melikşah Üniversitesi’nin cemaate yakın üniversite olduğunu bildiği için ayrılmas istediğini, ancak bakmak zorunda olduğu ailesi bulunduğunu belirtti.�
Mahkeme heyeti, tutuksuz 15 sanığın da dinlenmesinin ardından duruşmayı erteledi.
Kaynak: Hürriyet

Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı’na FETÖ’den gözaltı (2)

DARBE GİRİŞİMİNE SAVAŞ GEMİSİ GÖNDERMİŞLER
Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin yaptığı istihbarat çalışmanın ardından 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Yurtta Sulh Konseyi’nin talimatıyla Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığına ait Dost savaş gemisinin darbe girişimine katılmak üzere Samsun Limanı’ndan ayrıldığı tespit edildi. Yapılan tespitin ardından Cumhuriyet Savcısı Oktay Akkaya’nın da bulunduğu, bu sabah 164 polisin katılımıyla Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı ile bağlı grup komutanlıkları, bot ve gemiler ile Sahil Güvenlik Hava Grup Komutanlığına yönelik eş zamanlı operasyon düzenledi.
22 KİŞİ GÖZALTINDA
Samsun merkezli Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir, Gaziantep, Muğla, Kocaeli, Sinop ve Trabzon illerinde 30 adrese yapılan operasyonda ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’, ‘Hükümete karşı suçlar’ ve ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi’ oldukları iddiasıyla halen görevde olan Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Kıdemli Albay Murat Özer, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı Hava Grup Komutanı Kıdemli Binbaşı Hakan Küçükberber, Kıdemli Yüzbaşı Mert Küçük, Yüzbaşı Ferit Ahmet Orbeyi, Yüzbaşı Hasan Baş, Kıdemli Üsteğmen Ömer Koç, Üsteğmen Kadir Emrah Çıkrıkçı, Üsteğmen Hakkı Bircan, Üsteğmen Orhan Uyaroğlu, Kıdemli Üsteğmen Ömer Binici, Üsteğmen Gazi Atalay, Teğmen Murat Tuğrul Tekin, Astsubay Kıdemli Başçavuş Hasan Hüseyin Yılmaz, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Yolcu, Astsubay Üstçavuş Murat Deniz, Astsubay Çavuş Mesut Yeniay, Astsubay Kıdemli Üstçavuş Tayfun Yılmaz, Astsubay Çavuş Furkan Kara, Astsubay Çavuş Mehmet Çaycı, Astsubay Çavuş Mustafa Kesenek, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı’nda işçi olarak çalışan Ertan Saraç ile 1 emekli astsubay gözaltına alındı.
Gözaltına alınınan 22 şüpheliden 16’sının Bylock kullandıkları tespit edildi. Şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramada ele geçen suç ve suç unsurarına el kondu. Soruşturmanın çok yönlü devam ettiği belirtildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Devlet Bahçeli: ‘Evet’ tarihiyle çelişen yüz karası CHP’ye derstir (2) (Yeniden)

Nursima KESKİN / ANKARA, (DHA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bakanların Almanya’daki programlarının iptal edilmesine tepki göstererek “Türkiye küresel dengenin nirengi noktası, bölgesel sistemin ağırlık merkezidir. Türkiye kaynarsa, Berlin yanacaktır. Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızı 16 Nisan Referandumu konusunda bilgilendirmek, onlara açıklayıcı bilgiler vermek siyasi partilerin de doğru ve olması gereken bir faaliyetidir. Bundan Almanya niye ürpermiş, niye rahatsız olmuştur? İfade hürriyetine gem vurmanın esas gayesi nedir? Türkiye Cumhuriyeti’nin bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hangi demokratik hak ve yetki dayanarak engellenmiştir? ” diye konuştu. Bahçeli 16 Nisan’da ‘evet’ diyeceklerini yineleyerek “Evet, sözde Kürdistan paçavrasına çıtını çıkaramayan, Mustafa Kemal’in partisi olduğunu söyleyen, ama tarihiyle çelişen yüz karası CHP’ye derstir. “dedi.

“TÜRKLÜĞÜN BEKASI İÇİN 16 NİSAN’DA EVET DİYECEĞİZ”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Delvet Bahçeli geçmiş yllardaki grup konuşmalarından örnekler vererek milli bekanın içten ve dıştan iki ateş arasında olduğunu kaydetti. Bahçeli “Bekamızın kökünü kurutmak isteyenlerin azı dişini söküp nefeslerini kesmek Milliyetçi Hareket Partisi’nin her şartta destek olacağı milli diriliş ve silkiniş hamlesidir. Beka oyuncak değildir, oyun değildir, şaka değildir, şarlatanların lütfuna, tesadüflerin akıntısına asla bırakılamayacaktır. Nitekim beka Türkiye’dir, Türklüğün yüzyıllar içinde millet varlığı şemsiyesi altındaki maddi ve manevi kazanımlarıdır. İşte bu yüzden, işte bu sebeple, işte bundan dolayı 16 Nisan’da Türklüğün bekası için evet diyeceğiz, bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmeyecek diyerek Türkiye’nin yanında duracağız. Şöyle bir etrafınıza bakınız. Komşu coğrafyalar adeta kağıt kuleler gibi devrilmekte, küresel cinayet şebekesi kanlı operasyonlarını taşeronları eliyle icra etmektedir. Tüm menfi ve marazi hesaplar aslında Türkiye’nin köşeye kıstırılması maksadıyla planlanmaktadır. Amaç Türklüğü son yurdundan parçalayıp çıkarmaktır. Amaç Türk milletini etnik ve mezhep volkanında eritip birbirine kırdırmaktır. Oyun vahşidir, senaryo acımasızdır, hedef alçaktır. Gelişmelerin cesamet ve cüreti bize bunları göstermektedir. Türkiye direndiği, milli birlik ruhuyla tuzakları göğüslediği için saldırı ve tahriklerin yön ve yöntemi zaman zaman farklılaşmakta, farklı örgüt ve kiralık çeteler devreye girmektedir. Fakat hevesler boş, çabalar boşunadır. Türk milleti kenetlenmiş bir halde bütün habis ve haysiyetsiz akınları kırıp bozguna uğratmaya Allah’ın izniyle muktedirdir. Tarihte bugünkünden daha kötü günleri yaşadık. Daha çileli ve zor dönemleri kanımızın son damlasına kadar mücadelemizi diri tutarak aştık.” diye konuştu.

“TÜRKİYE KAYNARSA BERLİN YANACAKTIR”

Devlet Bahçeli, bakanların Avrupa ülkelerindeki programlarının iptal edilmesini eleştirerek şöyle devam etti:” Türkiye küresel dengenin nirengi noktası, bölgesel sistemin ağırlık merkezidir. Türkiye kaynarsa, Berlin yanacaktır. Türkiye kaybederse, Londra kaosa yatacaktır. Malumlarınız, yıllarca batı başkentlerinde terör örgütleri besiye çekildi. Yıllarca Mehmetçiğe, polise kurşun sıkan katiller dost ve müttefik ülkelerce havalarda gezdirildi. Terörizm Almanya’da taltif gördü, takdir edildi. Teröristler Fransa’da alkışlandı, aklanmaya çalışıldı. Nedir bu sözde gelişmiş ülkelerden çektiğimiz? Neye yoralım Müslüman Türk’e karşı tedavisi imkansız nefret salgınını? Hala mı haçlı aklı devrede, hala mı Türk düşmanlığı serviste? Tek dişi kalmış canavarın Türk milletine zincir vurmaya kalkışması, hangi demokratik adaba, hangi özgürlük ve insan hakkına sığacaktır?Geçen haftadan bu tarafa Almanya, Hollanda ve Avusturya’dan hazımsızlığın daniskası demek olan Türkiye aleyhtarı kararlar birbirini izlemektedir. Avrupa Türklüğünün Türkiye’deki demokratik süreçlere katılıp görüş, fikir ve tercihlerini yansıtması en doğal ve yasal hakkıdır. Bu nedenle mesela Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızı 16 Nisan Referandumu konusunda bilgilendirmek, onlara açıklayıcı bilgiler vermek siyasi partilerin de doğru ve olması gereken bir faaliyetidir. Bundan Almanya niye ürpermiş, niye rahatsız olmuştur? İfade hürriyetine gem vurmanın esas gayesi nedir? Türkiye Cumhuriyeti’nin bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hangi demokratik hak ve yetki dayanarak engellenmiştir? Almanya eğer PKK’nın dayatma ve telkiniyle AKP’li bakan ve milletvekillerinin vatandaşlarımızla buluşmasını sabote ediyorsa, biz bunu açıkça Türkiye düşmanlığı sayar, Berlin’in iradesini Kandil’e devretmiş kabul ederiz. Siyasi parti temsilcilerinin vatandaşlarımızla kanuni hak ve sınırlar çerçevesinde bir araya gelme arzusu anlaşılan Şansölye Merkel’in tahammülsüzlüğünü kabartmıştır. Adalet Bakanın, Ekonomi Bakanının, dünde Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanının vatandaşlarımızla toplantı istek ve beklentilerini sudan bahanelerle kasıtlı olarak kösteklemenin başka bir izahı olamayacaktır. Yoksa Almanya hayır cephesinde yerini almıştır da bizim mi haberimiz olmamıştır? Yaklaşık 4 milyon vatandaşımızın yaşadığı Almanya, Türkiye’ye karşı örtülü faaliyetlerin elebaşı ülkelerden birisidir.Ve de PKK’yla yatıp FETÖ’yle kalkmaktadır.Biliniz ki, koynunda Mehmetçik katillerini barındıranlar doğrudan doğruya dökülen şehit kanlarında iz ve parmakları olan maskeli Vandallardır. Avrupa ülkeleri kültürde Grek, dinde Hıristiyan, hukukta Roma’ya kökten bağlıdır. Ve sırf bu nedenle de Müslüman Türk milletine asırlardır ters bakmakta, bölüp parçalamak için fırsat kollamaktadır. Biz dün Türkiye muhaliflerine eğilmedik, yine eğilmeyeceğiz. Biz dün Türkiye’yi teslim almak için olmadık yollara başvuranlara boyun bükmedik, yine bükmeyeceğiz. Diyorum ki, karşımızda saf saf dizilip, canilerin arkasına saklanarak Türkiye’ye zehir kusanlarla, fitne saçanlarla son neferimize, son ferdimize kadar haklı mücadelemizi sürdürmezsek yaşamak bize haram olsun. Almanya’nın yolu yol değildir; acilen dönmelidir. Bu sözüm aynı zamanda Türkiye’ye şaşı bakan diğer ülkeler için de geçerlidir. Bizim gurbet ellerde gönül ve kültür elçisi vatandaşlarımız vardır.Onların ülke ve vatanları için söyleyecek sözleri olacaktır. Buna mani olmak bir defa ahlak, demokrasi ve hukuku imha etmek, yok saymaktır. Bizim de bunu hoşgörüyle kabullenmemiz akla ve mantığa aykırıdır.Almanya’da varlık ve birlik mücadelesi veren, bu ülke vatandaşlığını elde etmiş kardeşlerimizin gelişmelerden çok şikayetçi oldukları da açıktır. İnanıyorum ki, Türk vatandaşları ortak bir irade ve şuurla, Alman siyasetindeki dengesizliğe müdahil olacaklar, tepki ve eleştirilerini demokratik yollardan mutlaka göstereceklerdir. Tüm dünya bilsin, tüm dünya aklında tutsun. Türk milleti birdir, Türkiye düşmanca tutum ve davranışlara karşı tek yürek, tek bilek, tek sestir. Almanya Başbakanı yanlıştan dönüş yaparak gerilimi artıracak eylem ve adımlardan kaçınmalıdır. Sabır ve soğukkanlılıkla ilişkilerin düzeltilmesinin yolu aranmalıdır. Meğerki bu yol bulanamıyorsa, bulanamayacaksa Almanya kendi bilecek, kendi düşen de ağlamayacaktır. Yeri gelirse kendi yolumuzu kendimiz çizer, kendi söküğümüzü bizzat dikmekten çekinmez, üşenmeyiz.”

” EVET,TARİHİYLE ÇELİŞEN YÜZ KARASI CHP’YE DERSTİR”

16 Nisan’da referandumda MHP’nin ‘evet’ oyu kullanacağını vurgulayan Bahçeli şu ifadeleri kullandı: “Bazı kokuşmuşlar diyor ki, 16 Nisan’dan sonra MHP bitecek, defteri dürülecekmiş. Bre densizler, bu iftiraları size kim öğretiyor? Kimlerden akıl alıyorsunuz? Sanıyorum bu utanmalarını kaybetmiş, şuurlarını aldırmış zübükzadelerin canı böyle istiyor, gönüllerinden böyle geçiyor. Milliyetçi Hareket Partisi fani bedenlere değil, fedakar ve asil Türk milletinin namusuna emanet edilmiş Ötüken sancağı, ecdat ve şehit yadigarıyla ilelebet yaşayacak Türklüğün ana ve atar damarıdır. Biz de çok şükür ne sancak iner, ne de damar biter. Hadi indi diyelim, hadi bitti sayalım. Biliniz ki, Türk tarihi film şeridi gibi geriye sarar. Ardından yaşayan üç kişi çıkar; birisi Söğüt ocağını tüttüren Osman Gazi olur, diğeri Ankara’ya inen Mustafa Kemal olur, bir diğeri de Üç Hilale kılavuzluk yapan Alparslan Türkeş gibi parlayıp kutlu davamızı demir dağları eriterek Bozkurt gibi geleceğe taşır. Biz de er tükenmez kırılmakla, biz de ülkü bitmez önü kapatılmakla. Milliyetçi Hareket Partisi’ni içten içe yıkıp kalemizin hisarlarına taarruz eden kaçak ve korkakların fitne ve fesadına kanacak asla yoktur. Bunlar nereye giderse gitsinler her zaman musibetin çıbanbaşları olacaklardır. Asıl siyasi milatları 16 Nisan’da dolacak olan bedbahtların bitmeleri yakındır, bir daha ayağa kalkamamaları mukadderdir. MHP’den kovulduktan sonra fikirlerini oraya buraya rehin bırakıp, vicdanlarını esir düşürenlerin MHP’ye ömür biçmeleri Fısk’tır, kendileri gibi küstah bir tezvirattır. Milliyetçi Hareket Partisi teslim olmayacak, baş eğmeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi 16 Nisan’da demokrasi arenasında millet için evet, devlet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet, Türkiye için evet diyecektir. Evet diyeceğiz, korkakların saltanat hesabını bozacağız. Bir evetle, Türkiye’nin tarihsel hak ve çıkarlarını teyit edeceğiz. Evet sözdür, yemindir; vazgeçilmeyecektir. Evet Türkiye Cumhuriyeti’dir, evet milli birliğin simgesidir. FETÖ’ye, PKK’ya, PYD-YPG’ye, DHKP-C’ye ve de haçlı kafilesinin yüzüne milli ve sağlam şamar evetle vurulacaktır. Evet, sözde Kürdistan paçavrasına çıtını çıkaramayan, Mustafa Kemal’in partisi olduğunu söyleyen, ama tarihiyle çelişen yüz karası CHP’ye derstir. Evet, bebek katilini sahiplenmek için hayır çağrısı yapan bölücü Kandil çetesinin iflas ve hezimetidir. Sonuna kadar millet, sonsuza kadar devlet; 16 Nisan’da evet.Kaynağımız millet, kudretimiz devlet; irademiz evet, yine evet, bir kez daha evet.Çünkü bizler, varlık sebebimizin vatanımızın ve milletimizin geleceği olduğunun bilinci içerisindeyiz.Ne engellerden yılarız, ne de mücadele etmekten yorulur ve korkarız. Biz Milliyetçi Hareket Partisiyiz.”
Kaynak: Hürriyet

Bolu’da 30 FETÖ şüphelisi adliyede

Mutlu YUCA/ BOLU,(DHA) – BOLU merkezli 6 ilde düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınan 30 kişi adliyeye sevk edildi.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında polis ekipleri, Bolu, İstanbul, Ankara, Bursa, Samsun ve Düzce’de operasyon yaptı. Aralarında Bolu’nun Mudurnu ilçesi eski Belediye Başkanı Metin S. ile emekli emniyet müdürü Ertuğrul B. ve eşi ile işadamları, esnafın bulunduğu 30 kişi gözaltına alındı. Emekli emniyet müdürü Ertuğrul B. ve eşi ile birlikte 9 kişinin örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı belirtildi. Emniyette işlemleri tamamlanan 30 kişi, hastanede sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Bakan Soylu: Operasyonlarımız yeni başladı

Fatih TURAN/AKÇAABAT (Trabzon), (DHA) – İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon’un Akçaabat İlçesi’nde Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattı. Terörle mücadelenin kararlıkla sürdüğünü belirten Soylu, “Hiç merak etmeyin. Operasyonlarımız yeni başladı. Kışın onlara hiçbir yerde nefes aldırmadık. Sadece teröristle mücadele etmiyoruz. Aynı zamanda terörle ve terörizmle mücadele ediyoruz” dedi.
Bakan Soylu, sabah geldiği Trabzon’da parti otobüsüyle Akçaabat ilçesine geçerek, Sivil Toplum Kuruluşu Referandum İstişare Toplantısı’na katıldı. Ak Parti Trabzon Milletvekilleri Muhammet Balta, Ayşe Sula Köseoğlu, Adnan Günnar, Salih Cora, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, STK temsilcileri ve çok sayıda partili katıldığı toplantıda, salona alkışlar eşliğinde giren Bakan Soylu’nun yakasında ‘Evet’ yazılı rozetin yer aldığı gözlendi.
“SİYASET AĞZINDAKİ BAKLAYI ÇIKARMALI”
Toplantıda konuşan ve Türkiye’nin zengin olması gerektiğini ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları söyledi:
“Bugün geldiğimiz noktada, özellikle 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızdan sonra konuşmamız gereken bir tek mesele var. Artık siyaset ağzındaki baklayı çıkarmalı. Türkiye bataklığı kurutmalı. Onun için zengin olmalı, güçlü olmalı ve ayaklarının üzerinde durmalı. Güzel milletimiz muhasebe yapmalı, sistem sorgulaması yapmalı. Rejimle korkutulmayı bir kenara bırakmalı. Darbecilerin yaptığı 1960 Anayasası’nın nasıl olur da özgürlükçü Anayasa olarak yutturulmaya çalışıldığını tartışmalı. 1982 Anayasası’ndan 35 yılda nasıl kurtulamadığını sorgulamalı. Şunu çok iyi görmenizi istiyorum. Bu millet 67 senedir akıntıya karşı kürek çekmekte. 1950’den beri elde ettiğimiz bütün kazanımlar, bir çete iradesi tarafından gasp edilmekte.”
“PKK ALMANYA’NIN DA ADAMIDIR”
Mevcut parlamenter sistemi eleştiren ve Almanya’ya tepki gösteren Bakan Soylu şöyle devam etti:
“Bizi hep bu sistem birbirimize düşürdü, parça pinçik etti. Bir gün dindarı, bir gün köylüyü, memleketimizin ne kadar zengin unsuru varsa hepsini işte bu sistem yaptı. ‘Bu sistem devam etsin’ diyenlere sesleniyorum; 7 Haziran’da PKK’nın sözcüsü HDP’nin ortaya koymuş olduğu o anlayışı hep birlikte yaşadık. ‘Acaba ne olacak?’ diye hep birlikte endişe ettik. Onlar Türkiye’yi tam da yakalamışlardı. Nasıl yakaladılar? ‘Nasılsa tek başına iktidar yok, bir çelme atarım istediğim gibi Türkiye’yi idare ederim’ diyorlardı. Tam kıvamına gelmişlerdi. Adamlarıdır PKK. Bilesiniz. PKK Almanya’nın da, Avrupa’nın da, başka unsurların da adamıdır. Yıllardan beri istiyoruz, daha bir tanesini vermediler. Ama biraz sabredin. Biz nasıl alacağımızı biliriz. Biraz sabırlı olacaksınız. Dediler ki; ‘PKK’yı devreye sokuyoruz’, soktular mı? Nerede, Nusaybin’de, Cizre’de. Nere varsa hepsinde devreye soktular. ‘Özerklik ilan ediyoruz’ dediler. Yeniden bir endişeye kapıldık. Allaha şükürler olsun. Ama onlar bu ülkeyi tanımıyorlardı. Şimdi söylüyoruz, oralarda geziyoruz, her şeyi de ortaya koyuyoruz. Azıcık yüreğiniz yetiyorsa bugün özerklik ilan edin de görelim sizi. Hadi görelim bakalım.”
“OPERASYONLARIMIZ YENİ BAŞLADI”
Salondaki bir katılımcının, ‘Başbakanımız Lice’de sardı onları’ sözlerini yanıtlayan Bakan Soylu, “Hiç merak etmeyin. Operasyonlarımız yeni başladı, yeni. Kışın onlara hiçbir yerde nefes aldırmadık. Sadece teröristle mücadele etmiyoruz. Aynı zamanda terörle ve terörizmle mücadele ediyoruz. Hükümetimiz bu konuda büyük bir mücadeleyi ortaya koymaktadır. Onların ortaya koyduğu 7 Haziran anlayışını hiçbir zaman unutmayalım. 1 Kasım’da milletimiz onlara nasıl dersi verdi, hem de nasıl ders verdi” dedi.
“BU KILIÇDAROĞLU’NDA OYUN ÇOKTUR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Bakan Soylu şunları söyledi:
“Deniyor ki; ‘AK Parti siyaseti kutuplaştırıyor.’ Ben hiçbir işten anlamasam bu siyasetten az buçuk anlarım. AK Parti yüzde 34’le başladı. Bugün 57’nin üzerinde. Memleketimiz sadece bugün oynanan oyunlarla karşı karşıya kalmıyor. Çok yorulduk. Bu sistem bizi yordu. Bu sistem bizi endişeli ve sıkıntılı hale getirdi. AK Parti 34’den 57’ye çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi’ni takip ediyor musunuz? Oyunu takip edin. Onda oyun çoktur. Bu Kılıçdaroğlu’nda oyun çoktur. Dün en sonunda kafası güzel galiba diyor ki, ‘Önümüzdeki sistemde Başbakan da olacak.’ O memleket idare etmiyor. Merak etmeyin. İçine FETÖ ile PKK kaçmış, onları idare ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi 24-25, 25-26 yani bir ileri bir geri. Peki bu hükümet hiç mi eksik yapmaz. Hadi ben, ‘2023, 2053’ dedim, sen de, ‘2030-2060’ de. Ama alışmış. Neye alışmış. Hazıra, iftiraya, hakarete ve yalana alışmış. Şimdi geçti o günler. Artık milletin borusu ötüyor, milletin.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Denizli’de FETÖ davası sanığı Özer; ‘Başbakan’a ziyaretim darbe hazırlığı gibi gösterilmiş’

Osman Nuri BOYACI/DENİZLİ, (DHA) – DENİZLİ’deki FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında, örgüt üyesi oldukları ve finansal destek sağladıkları iddiasıyla haklarında dava açılan 43’ü tutuklu 67 işadamının yargılanmasına devam edildi. Savunma yapan tutuklu sanıklardan Denizli Ticaret Odası’nın eski Başkanı Necdet Özer, 13 Temmuz’da Ankara’ya darbe girişimi hazırlığı için gittiği yolundaki gizli tanık ifadelerini yalanlayarak, “13 Temmuz’da Ankara’ya TOBB Yönetim Kurulu toplantısı için gittik. TOBB Yönetimi ile birlikte Başbakan Binali Yıldırım’ı ziyaret ettik. Darbe girişimi gecesi odada basın toplantısı düzenleyip, ardından bayraklarla meydanlara indik. Başbakan’ı ziyaretim darbe girişimi hazırlığı olarak gösterilmiş” dedi.
FETÖ/PDY’nin Denizli finans örgütlenmesine yönelik 43’ü tutuklu, 21’i firari, 3’ü tutuksuz 67 sanıklı davanın duruşmasına, Denizli 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne dönüştürülen EGS Kültür ve Kongre Merkezi’nde 7’inci celseyle devam edildi. Tutuklu sanıkların ifade verdiği duruşmada, Denizli Ticaret Odası’nın eski Başkanı Necdet Özer, 30 sayfalık yazılı savunmasını okuyarak hakkındaki suçlamalara yanıt verdi.
Terör örgütüne üye olmaktan tutuklu yargılanan, gizli tanık ifadelerinde örgütün bölge imamı olduğu, örgüte para aktardığı, kapatılan derneklere üye olduğu iddia edilen Özer, hakkındaki iddiaların tümünü reddetti. Örgütle bağı olmadığını söyleyen sanık Özer, savunmasında sık sık gizli tanıkların ifadelerine gönderme yaparak, kendisini başkanlıktan düşürmek isteyenlerin amaçlarına ulaştığına vurgu yaptı.
“GİZLİ TANIKLARIN ÇOĞUNUN KİM OLDUĞUNU BİLİYORUM”
Savunması 3 saat süren Necdet Özer, aleyhinde ifade veren gizli tanıkların büyük bölümünün kimler olduğunu bildiğini belirtti. Gizli tanıklardan Battal’ın da şoförü olduğunu söyleyen Özer ifadesinde şunları söyledi:
“Denizli İşadamları Derneği’nde (DİAD) (kanun hükmünde kararnameyle kapatılan) denetim kurulu üyesi olduğum iddiası doğru olamaz. Çünkü 2011 yılında Ticaret Odası Başkanıydım. Diyalog Kültür Derneği üyesi değilim. Evimde ve makamımda yapılan aramalarda 1 dolar çıkmamıştır. Ancak iddianamedeki polis ifadelerimde çıkmış gibi sorulmuştur. Gizli tanık Fatih çevreden duyduğu şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Kendisini tanırım. Köylüm olur. Ayrıca oğlunun bir partinin üst düzeyinde görev alması için yardımcı olmamı istemişti. Bu nedenle husumet beslemiş olabilir. Gizli tanık Mavi’nin 7 yıl önce Ticaret Odası’na başkan adayı olduğunu düşünüyorum. Benim tutuklanmam sebebiyle görevimin düşmesi yüzünden amacına ulaştı. İftiralarıyla seçim rövanşını da almış oldu. Kimlerle görüştüğüme dair 13 ajandayı saklamadım, polise teslim ettim. Gizli tanık Battal’ın şoförüm olduğunu düşünüyorum. Bu kişiyi ricayla işte tutuyordum. Bana yönelik mesnetsiz iddialarda bulunmuş. Sadece bu kişinin beyanlarıyla benim bu yapılanmanın başında olduğum iddia ediliyor. Ben tutuklandıktan sonra bu kişi, idare amirliğine terfi ettirilmiş.”
“DARBE GİRİŞİMİNE KARŞI İLK AÇIKLAMAYI BİZ YAPTIK”
Gizli tanık Battal’ın bir partinin milletvekili adaylarının kendi telkinleriyle belirlendiğini ileri sürdüğünü söyleyen Özer, “Bir partinin adaylarının benim görüşlerim doğrultusunda belirlendiğini söylemiş. Bu da doğru değil. Söz konusu parti adaylarını ön seçimle belirledi. Benim de böyle bir girişimim olmadı. 15 Temmuz gecesi darbe karşıtı ilk açıklamayı biz yaptık. 10 bin Türk bayrağını gelenlere dağıtıp, meydana çıktık. Sabaha kadar belediye başkanının odasındaydık. Ben beraat edeceğime inanıyorum. Ve sonrasında mücadeleye devam edeceğim. Sanayici olmadığıma şükrediyorum. Zira şu an iflas etmiş olacaktım” diye konuştu.
“EKONOMİ BAKANI’NIN TELKİNİYLE ODA BAŞKANLIĞINA ADAY OLDUM”
Denizli Ticaret Odası Başkanlığı’na, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve AK Parti eski milletvekili Mehmet Yüksel’in telkinleriyle aday olduğunu söyleyen Necdet Özer, savunmasını şöyle sürdürdü:
“Üstlendiğim görevler ve ticari rakiplerimin suçlamaları sebebiyle buradayım. Ticaret Odası’na benden önceki Başkan Mehmet Yüksel’in isteği ile yönetim kurulunda görev alarak adım attım. Yine Nihat Zeybekci’nin isteği ve talebi ile başkan oldum. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun talebiyle de TOBB Yönetim Kurulu’nda görev aldım. Çok sayıda dernek ve kuruluşun üyesi ya da yöneticisiydim. Bu dernek ve kuruluşların hiçbiri dosyada belirtilen terör örgütüyle bağlantılı değil. DTO başkan adayı belirlenirken birçok belediye ve siyasetçi ile istişarede bulunulur. 15 bin üyesi vardır. Amaç her kesimi kucaklamaktır. Herkesle bu konuda işbirliği yaptık. Böyle büyük ve çok üyeli kurumlarda cemaatlerle seçime girenler asla başarılı olamamıştır.”
“BAŞBAKAN’I ZİYARETİMİZ DARBE GİRİŞİMİ HAZIRLIĞI GİBİ GÖSTERİLMİŞ”
Gizli tanık Battal’ın, 13 Temmuz’da yaptığı Ankara ziyaretini darbe girişimi hazırlığı toplantısı olarak ileri sürdüğünü, bunun gerçeği yansıtmadığını söyleyen Necdet Özer, “13 Temmuz’da Ankara’ya gittim. Ankara’da TOBB Yönetim Kurulu Toplantısı’na ve TOBB Ekonomik Kurul toplantısına katıldım. Ayrıca TOBB Yönetimi olarak Başbakan Binali Yıldırım’a hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Başbakan’a ziyaretim darbe girişimi hazırlığı olarak gizli tanık tarafından gösterilmiş. Bu doğru değil. Cankurtaran’daki yazlık evime gelip gidişlerim ise mobese kayıtlarından Antalya’da örgüt toplantılarına katıldığım şeklinde gösterilmiş. Bunlar doğru değil. Cankurtaran’daki evime gidip geliyordum” diye konuştu.
Savunmasının sonlarında ağustos ayından bu yana tutuklu olduğunu belirten Özer, eşinin rahatsız olduğunu söylerken ağlayınca Mahkeme Başkanı oturmasını istedi. Savunmasına devam eden Necdet Özer, hakkındaki iddiaları reddettiğini, örgütle bağlantısının olmadığını belirterek, “Oda seçimlerinde talep ettikleri yerlere gelemeyenlerin ve rakiplerimin iftiralarına maruz kaldım. Başkanlığım boyunca hak ettiğim ücreti bile almadım. Bu rakam 10 yılda 600 bin liraya ulaşıyor. İddianamede adı geçen otellerde bulunmadığım kayıtlardan belli olmasına rağmen oralarda sanki birçok arkadaşımla kalmış gibi gösterilmiş. 20 yıldır aynı telefon hattını kullanırım. Sadece mail alırım, mail atmam. Hiçbir sosyal medya hesabım yok. ByLock programı kullanmadım. KakaoTalk programını kullanmadım ve bilmem. Eğer bir tek kişi gazete aboneliği, burs, himmet gibi yardımda bulunduğumu ispat ederse savunmada bulunmaktan vazgeçip, cezama razı olurum” dedi.
Necdet Özer’in avukatlığını ise kızı Sena Özer Tuzcuoğlu ile birlikte çalıştığı Halil Sarı yaptı.
Davanın sabahki oturumuna ara verildi. Öğleden sonra diğer sanıkların dinlenmesine geçilecek.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Adıyaman’da FETÖ operasyonuna 10 tutuklama

Mahir ALAN/ADIYAMAN, (DHA)- ADIYAMAN merkezli 6 ilde düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınan 10 kişi tutuklandı.
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması soruşturması kapsamında, geçen perşembe günü mesleklerinden ihraç edilen polislere yönelik operasyon düzenlendi. Adıyaman, İstanbul, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Siirt ve Muğla’da düzenlenen operasyonlarda örgütün gizli haberleşme programı ‘ByLock’u kullandıkları saptanan 10 kişi gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulaması tamamlanan 10 şüpheli, sevk edildikleri adliyede tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

Çorum’da ByLock kullandıkları öne sürülen 13 kişi adliyeye sevk edildi

Yusuf ÇINAR/ ÇORUM,(DHA)-ÇORUM’da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ‘ByLock’ kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınan, aralarında öğretmen, polis ve doktorların da bulunduğu 13 kişi bugün adliyeye sevk edildi.
Çorum Emniyet Müdürlüğü, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri bir süre önce FETÖ/PDY operasyonu gerçekleştirdi. Yapılan operasyonda ‘ByLock’ kullandıkları iddia edilen biri kadın 13 kişi gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü’nde sorguları tamamlanan S.Y., T.A., T.Y., A.Y., N.Y., İ.Y., E.K., E.M.C., B.P., A.A., F.K., S.T. ve S.Y. adlı şüpheliler bugün adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Edirne’de FETÖ’den 18 rütbeli askere gözaltı

Engin ÖZMEN-Ali Can ZERAY/EDİRNE,(DHA)- EDİRNE’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan aralarında albay, yüzbaşı ve teğmenlerin de bulunduğu biri kadın 18 asker, emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi.
Edirne Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Edirne ve Uzunköprü İlçesi’ndeki askerlerin imamı olduğu belirlenen ve operasyon kapsamında tutuklanan eski öğretmen Abdullah Koç’un verdiği bilgiler üzerine FETÖ’nün Edirne’deki askeri kanadına yönelik operasyon düzenledi. FETÖ/PDY ile bağlantılı olduğu öne sürülen aralarında albay, yüzbaşı, üsteğmen ve teğmenlerin de bulunduğu biri kadın 18 rütbeli asker gözaltına alındı. Emniyette ifadeleri alınan şüpheliler, savcılık sorguları için Edirne Adliyesi’ne sevk edildi. Polis, adliye önünde geniş güvenlik önlemleri alırken, elleri önden kelepçelenen şüpheliler adliyeye götürüldü. Bazı şüphelilerin yüzlerini kapatmaya çalıştığı görüldü.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Uşak’ta FETÖ’den 35 tutuklama

Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK, (DHA)- UŞAK merkezli 20 ilde yapılan FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonda gözaltına alınan 43 kişiden 35’i, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Şüphelilerden 8’i ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Uşak İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, geçen 23 Şubat’ta, FETÖ/PDY’ye yönelik sürdürülen soruşturma kapsamında örgütün dershane ve özel okullarında görev yapan 43 öğretmenin yakalanması için operasyon yaptı. Uşak merkezli 20 ilde yapılan eş zamanlı operasyonda 15’i kadın 43 kişi gözaltına alındı. Emniyette işlemleri tamamlanan şüpheliler, dün hastanedeki sağlık kontrolünün ardından geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Savcılıktaki ifadelerinin ardından tutuklanma talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen şüphelilerden 35’i tutuklandı, 8’i ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Denizli’de Bylock şüphelileri adliyede

Ramazan ÇETİN/DENİZLİ, (DHA) – DENİZLİ’deki FETÖ/PDY soruşturmasında polis tarafından gözaltına alınan aralarında Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı İ.Ö. ile eski milletvekili S.E.’nin doktor eşi H.E.’nin de bulunduğu 27 kişiden 13’ü adliyeye sevk edildi.
Denizli İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, geçen 24 Şubat’ta, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütün şifreli haberleşme sistemi olan ByLock’u kullandığı belirlenen kamuda çalışan sağlık sektörüne yönelik operasyon yaptı. Operasyonda eski MHP Milletvekili S.E.’nin doktor eşi H.E. ile Denizli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı İ.Ö.’nün de aralarında bulunduğu 27 kişi gözaltına alındı.
Terörle Mücadele Şubesi’nde ifadeleri tamamlanan 13 kişi, bugün geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen 13 kişi arasında eski milletvekilinin doktor eşi H.E. ile Genel Sekreter Yardımcısı İ.Ö. de bulunuyor. Gözaltındaki diğer zanlıların ise ifadelerinin bitmesinin ardından adliyeye sevk edileceği belirtildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Niğde’de 14 kişi ‘ByLock’tan gözaltına alındı

Ali KADI/NİĞDE, (DHA) – NİĞDE’de Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmasında ‘ByLock’ kullandıkları iddia edilen 14 kişi gözaltına alındı.
Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında KOM ekipleri tarafından 14 adrese operasyon düzenlendi. Operasyonda örgütün haberleşme sistemi olan ByLock kullandıkları iddia edilen içlerinde öğretmen, hastane çalışanı, müftülük, askeri fabrika, Şeker fabrikası, özel idare ve belde belediyelerde çalışan 14 kişi gözaltına alınıp sorgulanmak üzere KOM Müdürlüğü’ne götürüldü.
Kaynak: Hürriyet

CHP’li vekilden ‘gizli’ FETÖ’cü uyarısı! ‘Cumhurbaşkanı yurtdışı ziyarete gittiğinde…’

Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde köylüler ile bir araya gelen CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, 16 Nisan’da oylamaya sunulacak anayasa değişikliği referandumu sürecini değerlendirdi. Referandumda neden ’Hayır’ denmesi gerektiğini anlatan Öz, parti kimliği olmaksızın bu ziyaretleri gerçekleştirdiğini söyledi. Bu seçimin siyasi parti seçimi olmadığını ifade eden Bülent Öz, ülkenin yönetim şeklinin belirleneceği bir seçim olacağını savundu.

Öz, referandumda oylanacak anayasa maddesinde, cumhurbaşkanının yardımcılarını kendisinin atayacağını, atanacak yardımcı sayısının ise anayasada belirtilmediğini öne sürerek, “Cumhurbaşkanı yetkilerinin tamamı yerine vekalet bırakacağı kişide de olacak. Bu yetkiler ülkeyi kaosa sürükleyebilir. Unutmamalıyız ki 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ ile mücadele eden hükümet hala nihai sonuca ulaşamamıştır. Ve hala her gün medyadan takip ettiğimiz gibi kendisini gizlemiş yeni FETÖ’cüler ortaya çıkmaktadır. Sayın cumhurbaşkanı yerine atanacak yardımcıların kendini gizlemiş bir FETÖ’cü çıkmayacağı garantisini kim verebilir? 5 yaverinin 5’i de FETÖ’cü çıkmadı mı? Hastalığında ya da yurtdışı ziyaretinde yerine vekalet edecek gizlenmiş FETÖ’cü, cumhurbaşkanının sahip olduğu tüm yetkileri kullanarak çıkaracağı bir kararname ile meclisi feshedebilir hatta bir kararname ile ülkenin yönetimine el koyabilir” diye konuştu.

KATAR’I ÖRNEK GÖSTERDİ

Geçmişte yaşanan Katar örneğini veren Öz, “1995 yılında Katar’da kralın yardımcısı olan oğlu, babasının Avrupa ziyareti için kendisine havaalanına kadar eşlik edip, elini öperek uğurluyor. Sarayda bir davet vereceğini ilan edip bütün yönetici ve ileri gelenleri saraya topluyor. Saraya gelen davetlilerin hiçbiri olacağı bilmiyordu. Canlı yayın yapılacağını söylediği için devlet televizyonunu da saraya çağırıyor ve canlı yayında yönetime el koyduğunu ilan ediyor. Katar, canlı yayında yönetimine el konulan ülke olarak tarihin kara sayfalarında yerini aldı. Bu Türkiye’de yaşanmaz demeyin, bu madde aynı süreci yaşatacak bir maddedir. Çünkü madde açık bir şekilde yardımcıları bu yetkilere sahip kılıyor” dedi.
Kaynak: Hürriyet

CHP’li Öz’den ‘gizli FETÖ’cü’ uyarısı

CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, anayasa değişikliğinin onaylanması halinde, hastalığında ya da yurtdışı ziyaretinde yerine vekalet edecek yardımcılarının cumhurbaşkanının sahip olduğu tüm yetkileri kullanabileceğini söyleyerek gizlenmiş bir FETÖ’cünün çıkaracağı bir kararname ile ile ülkenin yönetimine el koyabileceğini iddia etti.
Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde Gedik Köyü, Mollahasanlar Köyü ve Yeşilköy’de köylüler ile bir araya gelen CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, 16 Nisan’da oylamaya sunulacak anayasa değişikliği referandumu sürecini değerlendirdi. Referandumda neden ‘Hayır’ denmesi gerektiğini anlatan Öz, parti kimliği olmaksızın bu ziyaretleri gerçekleştirdiğini söyledi. Bu seçimin siyasi parti seçimi olmadığını ifade eden Bülent Öz, ülkenin yönetim şeklinin belirleneceği bir seçim olacağını savundu. Öz, referandumda oylanacak anayasa maddesinde, cumhurbaşkanının yardımcılarını kendisinin atayacağını, atanacak yardımcı sayısının ise anayasada belirtilmediğini öne sürerek, “Cumhurbaşkanı yetkilerinin tamamı yerine vekalet bırakacağı kişide de olacak. Bu yetkiler ülkeyi kaosa sürükleyebilir. Unutmamalıyız ki 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ ile mücadele eden hükümet hala nihai sonuca ulaşamamıştır. Ve hala her gün medyadan takip ettiğimiz gibi kendisini gizlemiş yeni FETÖ’cüler ortaya çıkmaktadır. Sayın cumhurbaşkanı yerine atanacak yardımcıların kendini gizlemiş bir FETÖ’cü çıkmayacağı garantisini kim verebilir? 5 yaverinin 5’i de FETÖ’cü çıkmadı mı? Hastalığında ya da yurtdışı ziyaretinde yerine vekalet edecek gizlenmiş FETÖ’cü, cumhurbaşkanının sahip olduğu tüm yetkileri kullanarak çıkaracağı bir kararname ile meclisi feshedebilir hatta bir kararname ile ülkenin yönetimine el koyabilir” diye konuştu.
KATAR’I ÖRNEK GÖSTERDİ
Geçmişte yaşanan Katar örneğini veren Öz, “1995 yılında Katar’da kralın yardımcısı olan oğlu, babasının Avrupa ziyareti için kendisine havaalanına kadar eşlik edip, elini öperek uğurluyor. Sarayda bir davet vereceğini ilan edip bütün yönetici ve ileri gelenleri saraya topluyor. Saraya gelen davetlilerin hiçbiri olacağı bilmiyordu. Canlı yayın yapılacağını söylediği için devlet televizyonunu da saraya çağırıyor ve canlı yayında yönetime el koyduğunu ilan ediyor. Katar, canlı yayında yönetimine el konulan ülke olarak tarihin kara sayfalarında yerini aldı. Bu Türkiye’de yaşanmaz demeyin, bu madde aynı süreci yaşatacak bir maddedir. Çünkü madde açık bir şekilde yardımcıları bu yetkilere sahip kılıyor” dedi.

Fatih DALDAL / BAYRAMİÇ (Çanakkale), (DHA)
FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

Boydak’tan, işçilerine yüzde 13 zam

KAYSERİ, (DHA)- BOYDAK Holding ile bağlı şirketlerde çalışan 10 binden fazla işçinin üyesi bulunduğu Öz Ağaç- İş Sendikası, Çelik- İş ve Öz İplik- İş arasında toplu iş sözleşmesi yarın imzalanacak. Sözleşmeyle işçiler, sosyal haklarla birlikte yüzde 13 zam alacak.
Hak-İş Konfedarasyonu’na bağlı Öz Ağaç- İş, Çelik- İş ve Öz İplik- İş sendikaları ile TMSF’ye devredilen Boydak Holding arasında yapılan toplu iş sözleşmesi, yarın taraflarca saat 12.00’de törenle imzalanacak. Sözleşmeyle, 10 bini aşkın işçi, sosyal haklarla birlikte yüzde 13 oranında zam alacak. Yapılan bu zamla, ekonominin canlanacağı, sadece Boydak çalışanlarının değil, bölge esnafı ve halkın da kazanacağı bildirildi. Boydak Holding, FETÖ soruşturması sonucu el konularak TMSF’ye devredilmişti
Kaynak: Hürriyet

Nevşehir’de FETÖ’den 6 kişi tutuklandı

Sinan KORKMAZER/NEVŞEHİR, (DHA)- NEVŞEHİR’de Fethullahçı Terör örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında gözaltına alınan 2 polis 4 öğretmen tutuklandı.
FETÖ/PDY’ye üye olma, ve örgüte ait bylock sistemiyle telefon görüşmesi yaptıkları gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığı’nca haklarında soruşturma başlatılan ve polis tarafından yakalanarak gözaltına alınan polis memurları H.A., E.Y. öğretmenler Y.K, M.T, A.A, N.E. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkemeye gönderildi. Şüpheliler Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

Eshişehir’de 18 FETÖ şüphelisi adliyede

Kemal ATLAN- Hakan TÜRTAN/ESKİŞEHİR, (DHA) – ESKİŞEHİR’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütün haberleşme programı ByLock kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınan 17 emniyet mensubu ile 1 emekli jandarma astsubay, adliyeye sevk edildi.
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, geçen 2 Mart’a kent merkezinde eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda bir süre önce Kanun Hükmünde Kararnameyle meslekten ihraç edilen, aralarında 2’nci ve 4’üncü sınıf emniyet müdürlerinin de bulunduğu 17 emniyet mensubu ile 1 emekli jandarma astsubay kıdemli başçavuş gözaltına alındı.
FETÖ üyesi oldukları ve örgütün ByLock programını kullandıkları öne sürülen şüpheliler 2’nci sınıf Emniyet Müdürü A.G., 4’üncü sınıf Emniyet Müdürleri A.D. ve M.A.A., Emniyet Amiri E.A., komiserler T.B., M.Ç. ve H.D., komiser yardımcıları H.Ö. ve Y.T. ile polis memurları A.E., C.E., A.I., İ.A., H.B., M.U., Y.T. ve G.E. ile emekli astsubay kıdemli başçavuş İ.G,. Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan sorgulamalarının ardından bu sabah adliyeye sevk edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

En güzel cevabı sandık verecek

ALMANYA’nın Stuttgart kentinin Sindelfingen bölgesinde, AK Parti Stuttgart Yurt Dışı Seçim Koordinasyon Merkezinin programına katılan AK Parti Ordu milletvekili Metin Gündoğdu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Gaggenau’da katılacağı referandum toplantısının, güvenlik ve altyapı gerekçesiyle belediye tarafından iptal edilmesiyle ilgili, “Bizi ne kadar engellemeye çalışırlarsa çalışsınlar kardeşlerimizle aynı çatı altında toplanmamıza engel olamazlar. Bizim gönlümüz bir, biz işte, fikirde birliğiz, fiziki birlikteliğimizi engelleyenler bir şey kazanamazlar” diye konuştu.

‘DEMOKRASİDEN YANA OLACAĞIZ’

Almanya’da 3 milyonun üzerinde Türk’ün yaşadığını belirten Gündoğdu, şunları söyledi: “Avrupa’nın ortasında demokrasinin önüne taş koymaya çalışanlar var. Yeri geldiğinde demokrasi kelimesini ağzından düşürmeyenler, en tabii hak olan toplantı yapma hakkına engel oluyorlar. Bu faşist uygulamayı kınıyorum. Almanya’ya toplantı iptal ettiren zihniyet, Berlin duvarını ören zihniyettir. Bunlar Türkiye’nin büyümesini, kendi kararlarını alan, bölgede söz sahibi bir ülke olmasını istemiyorlar. En azılı FETÖ’cüler Almanya’da resmi toplantılarda konuşabiliyor, PKK’nın maşaları konuşabiliyor, ama Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı konuşamıyor. Bu çifte standardı ve hasmane tutumu herkes görüyor. Bunlara en güzel cevap, 16 Nisan’da sandıktan çıkacak ‘Evet’tir. Onlar ne kadar çirkin yollara başvurursa başvursun, bizler demokrasiden yana olacağız.”
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz