Bugünkü (8 Nisan 2017) FETÖ haberleri

0

40TRT’de 32 gözaltı

ANKARA
08 Nisan 2017 – 00:41Son Güncelleme : 08 Nisan 2017 – 00:42

Güvenlik güçleri, şüphelilerden 32’sini gözaltına aldı. Şüphelilerin isimlerinin ByLock listesinde bulunduğu iddia ediliyor.
Kaynak: Hürriyet

39Emniyet imamı kafede yakalandı

Çetin AYDIN/İSTANBUL
08 Nisan 2017 – 00:40Son Güncelleme : 08 Nisan 2017 – 00:40

Biri çorap iki tekstil şirketi TMSF’ye devredildi ve kayyum atandı. Abdullah Y. hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Abdullah Y., Avcılar’da eşi ile birlikte oturduğu bir kafede önceki gece saat 22.30 sıralarında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalandı.
Kaynak: Hürriyet

38‘Deliller toplanmadan tahliye ettiler’

Oya ARMUTÇU/ANKARA
08 Nisan 2017 – 00:38Son Güncelleme : 08 Nisan 2017 – 00:38

Yılmaz, özetle şöyle dedi: “Dijital deliller çözülmemişken, deliller tam toplanmamışken, kuvvetli suç şüphesi bulunduğu halde neye dayanarak 21’ini tahliye ettin de kalan 5’ini etmedin? Bir ay önce tahliye taleplerinin reddine diyorsun, 1 ay sonra ByLock kullanıp kullanmadığının cevabı bile gelmeden, tanıkların yarısı dinlenmeden tahliye diyorsun. İşte bu, araştırılması gereken bir şüphe.”
Kaynak: Hürriyet

37‘Ortalık sakin maç izleyelim’

Mesut Hasan BENLİ / ANKARA
08 Nisan 2017 – 00:36Son Güncelleme : 08 Nisan 2017 – 09:13

ANKARA Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç tarafından hazırlanan iddianamede, tuğgeneral Recep Ünal hakkında tespitlere yer verildi. FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı olduğu belirtilen Adil Öksüz’ün Ünal’la 25 Ağustos 2010 ile 7 Şubat 2012 arasında 177 kez; örgütün sivil imamlardan Kemal Batmaz’ın da 21 Ağustos 2010 ile 7 Şubat 2012 tarih aralığında 62 kez telefon görüşmesi yaptığı belirtildi.

Ünal’ın, hava trafiğinin merkezi olan Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi’nde darbenin önlenmesine yönelik bir faaliyette bulunmadığı, saat 20.00 sıralarında hava trafiği kapalıyken “Ortalık sakinleşti, uçuşlar normale döndü, televizyonda hazırlık maçı var ise maçı izleyelim” diyerek personeli maç izlemeye yönlendirdiği kaydedildi.

Diyarbakır’dan illegal kalkan uçakları önlemek için Albay İsmail Üner’in Erzurum’dan F-16 uçağı kaldırmak için talimat verdiği, ancak Ünal’ın bu talimatı iptal ettirdiği ifade edildi. Ünal’ın 13 Temmuz 2016’da da darbeci Gökhan Şahin Sönmezateş’in Ankara – İzmir, İzmir – Ankara dönüşlü 2 adet F-16 uçağının uçuş güzergâhına, Dalaman güzergâhının eklenmesi için onay verdiği ifade edildi. Bu uçakların Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otelin fotoğraflarını çektiği belirtildi. Ünal ifadesinde, darbe girişimini engellemeye çalıştığını öne sürdü.

İLTİCA SORUSU
İddianamede, İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığı’nda 15 Temmuz gecesi Asena 1, Asena 2, Asena 3 isimli üç tanker uçağın kalktığı belirtildi. Uçaklardan ikisinin Ankara üzerinde, birinin de Afyon yakınlarında İstanbul üzerinde silahlı kalkışma eylemine destek veren savaş uçaklarına 10 kez yakıt ikmali yaptıkları anlatıldı.

İddianamede tuğgeneral Bekir Ercan Van’ın, uçak kaldırılmayacak talimatlarına rağmen, 3 adet tanker uçağını kaldırdığı kaydedildi. Şüpheli binbaşı Orçun Kuş da ifadesinde kendisine yöneltilen bir soru üzerine, “Silahlı darbe girişiminden sonra üs komutanı Bekir Ercan Van’ın İncirlik Üssü’ndeki Amerikan kuvvetlerine iltica talebinde bulunduğu ve bu hususun Amerikalı komutanlar tarafından Almanya’daki Amerikan üs komutanlarına iletildiğini, ancak kabul görmediğini duymadım” dedi.

SON 24 SAATTE BUNLAR OLDU

Kaynak: Hürriyet

36İddianame: Bylock çıktı

Ayşegül USTA / İSTANBUL
08 Nisan 2017 – 00:32Son Güncelleme : 08 Nisan 2017 – 00:32

15 YIL HAPİS TALEBİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 12’si tutuklu 13 firari olan 25 hâkim-savcının ‘FETÖ / PDY silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Ergenekon savcılarından Cihan Kansız, Şike davasına bakan mahkemenin başkanlığını yapan Mehmet Ekinci, Ergenekon davasına bakan mahkeme heyeti üyesi Sedat Sami Haşıloğlu, Hrant Dink cinayeti davasının duruşma savcısı Hikmet Usta, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi oldukları gerekçesi ile tutuklanan polislerin de arasında bulunduğu 62 şüpheliyi tahliye eden hâkimler Mustafa Başer ve Metin Özçelik de iddianamenin şüphelileri arasında yer aldı. İddianamede şüpheli 16 eski hâkim ve savcının FETÖ’nün şifreli yazışma programı olan ByLock kullanıcısı olduğu belirtildi.

‘CEMAAT CUNTASI’
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yargı yapılanmasına ilişkin 216 sayfalık iddianamede, ‘suç faili veya masum olduğuna bakılmaksızın birçok kişiyi yargı eliyle mağdur eden, çözümü mümkün olmayan, abartılı, gerçeklerin gizlendiği, kasıtlı, taraflı ve delilsiz davalar açarak, hukuki temelden yoksun bu davalarla da Türkiye’nin mafya ve terörle mücadele ettiği algısı yaratan örgütün yargı mensuplarının, yargı içerisinde cemaat cuntası şeklinde paralel bir yargı gücü oluşturdukları’ belirtildi. İddianamede hâkim adayı Didem Yaylalı ve hâkim Alaatin Çambel’in örgütün yargıda etkili olduğu dönemde haksızlıklara dayanamayarak intihar ettiği anlatıldı. İddianame İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Kaynak: Hürriyet

35‘Türkiye barışın tarafı olmalı’

İSTANBUL
08 Nisan 2017 – 00:27Son Güncelleme : 08 Nisan 2017 – 00:27

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Türkiye’de insanların yarı açık cezaevinde yaşadığını’ söyledi, son dönemlerde yargıda yaşanan gelişmeleri örnek göstererek ‘Türkiye’nin Hitler dönemi Almanyası haline geldiğini’ öne sürdü. Gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle dün bir araya gelen Kılıçdaroğlu, ABD’nin kimyasal silah kullanımına misilleme olarak Suriye’ye füze saldırısı konusunda “Kimyasal silah kullananlara karşı bombalanarak geçiştirilemez; asıl faillerin bulunup cezalandırılması gerekir” dedi.

GEÇİŞTİRMEYELİM
Kimyasal silah kullanmanın bir insanlık suçu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Asıl faillerin ortaya çıkarılması, yargılanması ve cezalandırılması hepimizin ortak hedefi olmalıdır. Burada asıl failleri belirleyecekler; bu işin uzmanları, bağımsız otoritelerdir. Bir yeri bombalamanın ötesinde kimyasal silah üretimine karar verenlerin yargılanması gerekir. Bombalayarak bu olayı geçiştirmeyelim. Faillerin yargılanması bir daha başka kişi grup ya da devletlerin bu tür bir şeye tevessül etmemesi açısından önemli” diye konuştu.

NEDİR ÜZERİMİZE DÜŞEN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı’ndan Suriye’ye dönük olarak gelen sert sözler üzerine “Üzerimize düşeni yaparız” şeklindeki açıklamasının doğru bir ifade olmadığını belirten Kılıçdaroğlu; “Nedir üzerimize düşen, bir yerden talimat alındıktan sonra mı hareket edeceğiz? Ortadoğu’daki ağırlığımız büyük ölçüde kayboldu. Türkiye tarafları bir araya getirip barışı sağlamak için öne çıksaydı ağırlığımız olurdu. Biz Türkiye’nin bölgede savaşın tarafı olmasını asla istemeyiz; Türkiye’nin barışı inşa etmek için aktif rol üstlenmesi lazım” dedi. CHP Lideri, bölgede büyük güçler arasında çıkacak savaşın olumsuz etkilerini Türkiye’yi yönetenlerin tarafları itidale çağırması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye ve Irak’ta olası ek askeri operasyonlara dair açıklamalarını ise Kılıçdaroğlu şöyle değerlendirdi:

İKİ GÜÇ DE DIŞLADI
“Türkiye’yi yönetenler çok şey söylüyor ama söylediklerinin hiçbirisini gerçekleştirme şansları olmuyor. Örneğin Münbiç’e gireceğiz dediler. Girdiler mi? Hayır. İzin verdiler mi? İzin de verilmedi. Rakka’ya gideceklerdi. Oldu mu, olmadı. Bir büyük gücün arkasında olup da nasıl o bölgelere gireriz; onun arayışı var ama bölgedeki iki güç de istemiyor. İki güç de Türkiye’yi dışlamış durumda.”

Kılıçdaroğlu, toplantı sonunda basına yaptığı açıklamada da “Suriye’de kullanılan kimyasal silahlarla ilgili olarak; kimyasal silahların kullanılması insanlığa karşı bir suçtur. Bu konuda Suriye’deki rejimin rolünün belirlenmesi hepimizin ortak görevidir” diye konuştu.

SANKİ BEN İSTEMİŞİM REFERANDUMU
16 Nisan’daki referandumda bütün sandıklara sahip çıkacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, Güneydoğu’da yerlerinden edilenlerin nasıl oy kullanacakları konusunda endişeli olduklarını söyledi. Ana muhalefet lideri, anayasa değişikliklerinin yeterince tartışılmadığını vurgularken de iktidarın meydanlarda neden evet denilmesini gerektiğini anlatmadığını belirterek, “Miting meydanlarında referandum konusu Kemal Kılıçdaroğlu. Sanki ben referandum istemişim de benimle ilgili anayasada bir konu var, biz bunu tartışıyoruz” dedi.

KOLEKTİF SUÇ YARATILDI
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet iddianamesi sonrasında gazeteden yeni kişilerin gözaltına alınması ve FETÖ/PDY medya yapılanması soruşturmasından tutuklu, aralarında Atilla Taş ve Murat Aksoy’un da bulunduğu bir grup sanığın tahliye kararının ardından cezaevinden çıkar çıkmaz yeniden gözaltına alınmalarıyla ilgili bir soru üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de insanlarımız yarı açık cezaevinde yaşıyor. Bunu kanıtlayan yüzlerce örnek gösterebiliriz. Evrensel hukukta bile olmayan kolektif suç kavramı yaratıldı. Savcının; bir kişiyi suçladığı zaman, o kişinin eşinin ve çocuklarının pasaportunu elinden alan, onları da suçlu gibi gören bir hukuk düzeni oluşmaya başladı.”

Serbest bırakma kararının ardından yeniden gözaltı kararının, ‘siyasi otoritenin izni olmadan hiçbir hâkimin gözaltına alınanları ve tutukluları bırakamayacağı anlamına geldiğini’ savunan Kılıçdaroğlu “Bu ne anlama geliyor, Hitler döneminin Almanyası. Bunun Türkçesi bu” dedi. Tahliye kararı veren hâkim ile savcının kamuoyundan gelen tepki ileri sürülerek açığa alındığını hatırlatan muhalefet lideri, “Kamuoyundan gelen tepki üzerine mi adalet dağıtılıyor yoksa hukukun üstünlüğü kuralına göre mi? Hukukun üstünlüğü geçerli olmalıdır” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’ndan TRT’ye canlı yayın tepkisi

 
Kaynak: Hürriyet

34CHP’li İnce: Evet çıkarsa Bilal oğlan, hayır çıkarsa senin oğlan kazanacak (2)

DHA
08 Nisan 2017 – 00:00Son Güncelleme : 08 Nisan 2017 – 00:00

‘FETÖ DEVLETİ SARARKEN, MİSKET Mİ OYNUYORDUN?’
Afyonkarahisar’daki referandum çalışmalarının ardından Uşak’a gelirken, yolda seçim otobüsü arızalanan CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, kente bir saat gecikmeli geldi. CHP Uşak İl Başkanı Ali Karaoba ve Merkez İlçe Başkanı Sevinç Yazgan tarafından karşılanan İnce, partisinin düzenlediği mitinge katıldı.
Yağmur altında bekleyen vatandaşlardan özür dileyen İnce, “Ne diyor Uşaklı; Altın dişim kanamaz, bu anayasa bize yaramaz. Ben ‘Evet’ diyeceğim diyorsan ver, ver ama kendi düşen ağlamaz. Bunlar bu meydanlara gelip anayasanın şu maddelerini değiştiriyoruz ‘Evet’ deyin diyorlar mı, demiyorlar. Gelip kavga ediyorlar. Ey Kılıçdaroğlu ’15 Temmuz akşamı neredeydin, neden tankın üzerine çıkmadın’ diyorlar. Ey Tayyip Erdoğan, bu FETÖ devleti sararken, darbe hazırlığı yaparken sen misket mi oynuyordun? Bu FETÖ’cüleri devletin başına getirirken sen neredeydin. Ergenekon’da, Balyoz’da, kumpasta Atatürkçü subaylar içeriye alınırken sen o davanın savcısıyım diyordun. Memleketin başını belaya sokarken, FETÖ’cülere 17 üniversite kurarken, ne istediler de vermedik derken, parsel parsel memleketi satarken sen neredeydin?” dedi.
‘TEK ADAMIN LÜTFUNA DEĞİL, DİPLOMANIZIN GÜCÜNE GÜVENİN’
Milletvekili seçilme yaşının 18’e indirilmesiyle ilgili konuşan İnce, “Karahallı’dan Ayşe teyze, Banaz’dan Fahri amca, Eşme’den Fatma teyze, Ulubey’den Hasan amcaya müjdem var. Evet derseniz 18 yaşındaki torununuz milletvekili olacakmış. Gençler sizi kandırıyorlar. Ben size öğretmen abiniz olarak sesleniyorum. Tek adamın lütfuna değil, diplomanızın gücüne güvenin. Zenginin çocuğu milletvekili, fakirin çocuğu Cudi, Gabar ve Elbab’ta şehit olacak. Yok öyle yağma, hayır diyorum ben hayır” dedi.
“TAYYİP ERDOĞAN BİR FANİ, BUGÜN VAR, YARIN YOK”
Cumhurbaşkanının bütün patileri bir masa etrafında toplayıp millete güven vermesi gerektiğini ifade eden İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bir kişi devletin, milletin, ordunun, partinin ve yargının başı olursa, milletin temsilcisi olamaz. O olsa olsa partinin başı olur. Onun için partili cumhurbaşkanına hayır diyoruz. Buna nasıl evet denir, Tek bir adam her şeyimiz olacak. Bütün yetkileri bir adama verirseniz, yarın büyük devletler, Amerika, Rusya ve Almanya, Tayyip Erdoğan’dan bahsetmiyorum. Tayyip Erdoğan bir fani, bugün var yarın yok. Yetki tek adamda olursa büyük devletler o tek adamın çocuğunda karısında ve kızında açık bularak sonra da gel bakayım buraya diyerek istediklerini tek tek yaptırır. Ama yetki mecliste olursa 550 kişiyi tehdit edemez. Onun için tek adama bu yetkiyi vermek 80 milyonu bir felakete sürüklemektir.”
‘AÇIKTAN OY KULLANAN VEKİLLERİN HEPSİ FETÖ’CÜ’
Bazı gazete küpürlerini gösterip Ak Parti hükümetinin ve Cumhurbaşkanının bugün konuştuklarını, dünkülerle karşılaştırmak gerektiğini belirten İnce, “Ben size FETÖ’cü milletvekillerini açıklayayım mı? Sandığa gittin, açıkta oy kullanabilir misin yasak, oy gizli kullanılır, milletvekilleri de kullanamaz. Mecliste neden kullandılar. Çünkü kendilerini ispat etmek zorundalar. Açıktan oy kullanan milletvekillerinin hepsi FETÖ’cüdür. Bu böyle bilinsin. Ey Uşaklı evet dersen Bilal oğlan, hayır dersen senin oğlan kazanır. Evet dersen tek adamın tahtı, hayır dersen bu milletin bahtı olur. Devlet memuru olup, buna evet demek için aklını peynir ekmekle yemek lazım. Evet dediğinizde bütün devlet memurlarının iş güvencesi ortadan kalkıyor. Canı ne zaman isterse görevinize son verebilir. Buna evet denmez” dedi.
Miting sonunda beyaz güvercin uçuran İnce Uşak’tan ayrıldı.
Yavuz KUŞDEMİR / UŞAK, (DHA)

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

33Adıyaman’da FETÖ operasyonuna 13 tutuklama

DHA
07 Nisan 2017 – 23:15Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 23:15

Mahir ALAN/ADIYAMAN, (DHA) – ADIYAMAN’da, FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınan 16 eski polisten 13’ü tutuklandı.
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, mesleklerinden ihraç edilen polislere yönelik operasyonda 16 kişi gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 3’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 13 kişi ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kaynak: Hürriyet

32Kahramanmaraş’ta FETÖ’den 4 kişi tutuklandı

DHA
07 Nisan 2017 – 21:30Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 21:30

Ömer KOÇ/KAHRAMANMARAŞ, (DHA) – KAHRAMANMARAŞ’ta Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında gözaltına alınan 10 kişiden 4’ü tutuklandı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ soruşturması kapsamında daha önce kamudan ihraç edilen 11 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri çarşamba günü yaptığı operasyonda 10 kişiyi gözaltına aldı. Sorgularının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 2’si savcılıkr sorgularının ardından serbest bırakıldı. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden 4’ü tutuklanırken, 4 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest kaldı.
Adresinde bulunamayan 1 şüphelinin yakalanması için çalışmaların devam ettiği belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

31Bakan Soylu: Kılıçdaroğlu’nun arkasına tenekeyi takıp, yallah diyecekler (3)

DHA
07 Nisan 2017 – 21:25Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 21:25

‘TERÖR DEVLETLERİN EYLEM ARACINA DÖNÜŞTÜ’
Artvin’deki programının ardından akşam saatlerinde helikopterle Trabzon’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) organize edilen, ‘Küresel terör ve Türkiye’nin güvenlik politikaları’ konulu söyleşide öğrencilere hitap etti. Dünyaya tehditlerin farklılaştığı ve değiştiği, buna ilişkin olarak güvenlik anlayışının da değişmesi gerektiğini belirten Bakan Soylu, “Devlet merkezli ve askeri güç odaklı soğuk savaş dönemine ait tehdit algısı yerini vekâlet savaşlarının sahne aldığı yeni bir mücadele düzenine bırakmıştır. Bu yeni düzenin baş aktörü terördür. Terör bugün bütün dünyanın, büyük ülkelerin maalesef kendi coğrafyalarının dışında araçsallaştırdığı bir hain eylem aracına dönmüştür. Tüm bu faktörlerin etkisiyle güvenlikçi siyaset tüm dünyada yükselmektedir” dedi.
‘ÖNDE PİYONLAR, ARKADA OYUNU KURAN BÜYÜK FİGÜRLER’
Dünyadaki yeni güvenlik oyunundaki dizilişi satranç tahtasına benzeten Bakan Soylu, “PKK terörü Türkiye’yi sınırları içerisinde, aslında bu vekâlet savaşlarıyla uzun yıllar yüz yüze bırakmıştır. Türkiye, yanı başında yaşananlarla aynı kodlara sahip bir çatışmayı kendi içinde hemen hemen aynı dönemlerde yaşamaya devam etmiştir. Tıpkı dışarıda olduğu gibi bu çatışmanın sahibi hepimiz biliyor ve anlıyoruz ki; ortada yoktur. Terör örgütü açısında nihai olarak ulaşabileceği bir yer de yoktur. Aslında mantıkla izah edilebilir bir amaç ta yoktur. Dünyadaki yeni güvenlik oyunundaki diziliş tıpkı bir satranç tahtası gibi; önde piyonlar, arkada büyük figürler var. Önde piyonlar savaşıyor, arkada oyunu kuran büyük figürler mücadele ediyor. Burada hem piyonları savuşturmalıyız, hem de büyük figürlerin ne yaptığını anlamak ve stratejimizi de doğru belirlemek zorundayız” ifadelerini kullandı.
‘FETÖ, PKK KAMPLARINDA EĞİTİM VERİYOR’
Türkiye’de terörle mücadelenin sürdüğünü anlatan ve FETÖ’nün PKK kamplarında eğitim verdiğini söyleyen Bakan Soylu, “Öyle cinlikler, öyle ihanetler düşünüyorlar ki; yumurta arabaları içerisinde silah, bomba. Öyle hainlikler düşünüyorlar ki; bu ülkenin huzurunu bozabilmek için insanın aklına gelmeyecek şeytanlıklar planlıyorlar. Gerek DAEŞ, gerek PKK olsun. Burada başka bir şeyi daha söyleyeyim; Silahlı kuvvetlerimizdeki FETÖ’cülerin bazı PKK kamplarında eğitim verdiğini dahi biliyoruz. Tehdidin hangi boyutta olduğunu ve Türkiye’nin nasıl bir süreçle karşı karşıya kaldığını, eğer Türkiye kendisini dik tutmazsa nasıl bir süreçle karşı karşıya kalacağımızı da bir şekilde ifade etmek için bu örneği verdim” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

30Tutuklu Albay Sarı: Verdiğim emirler doğrultusunda hareket ettiler hepsinin tahliyesini istiyorum

DHA
07 Nisan 2017 – 20:43Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 20:43

Hayati KILIÇ/İSTANBUL,(DHA)-FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında, 1 kişinin şehit olduğu ve 16 kişinin de yaralandığı Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü’nü işgal girişimiyle ilgili 18’i rütbeli 58 askerin 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın dördüncü duruşmasında tutuklu sanıkların tahliye talebi reddedilerek duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki duruşma salonunda yapılan dördüncü duruşmaya 18 tutuklu sanık katıldı. Tutuksuz yargılanan erler duruşmaya gelmedi. Olayda yaşamını yitiren Ümit Yolcu’nun ağabeyi Aydın Yolcu ve avukatı Necip Kibar ile hazine avukatı Seçil Figen duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı. Duruşmada, 40’ı tutuksuz 55 sanığın savunması tamamlandı. Mahkeme heyeti başkanı Hulusi Pur, tutuklu sanıklar Yusuf Sari, Kadir Yıldız ve Burak Koç’un ifade vermeleri için yeterli sürenin olmadığına kanaat getirerek, üç sanığın savunmasını almadan duruşmayı erteleyeceğini bildirdi. Duruşma savcısı ise sanık savunmalarının henüz tamamlanamamış olması nedeniyle tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar verilmesini talep etti.

“VERDİĞİM EMİR DOĞRULUSUNDA HAREKET ETTİLER”
Duruşmada, tahliye taleplerinin alınmasına geçildi. Savunması henüz alınmayan tutuklu albay Yusuf Sarı tahliye talebine ilişkin, “Bu vatan evlatlarının tamamı verdiğim emirler doğrultusunda hareket ettiler. Hepsinin tahliyesini istiyorum” dedi. Duruşma sonunda sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından  hazırlanan 273 sayfalık iddianamede, çevik kuvvet önünde şehit edilen Ümit Yolcu maktül, Birol Tarlacı adlı vatandaş mağdur, 15 kişi ise müşteki olarak yer alıyor. İddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ mensuplarının stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşları hedef aldıkları, bunlardan birinin de Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü olduğu belirtiliyor. İddianamede, 18’si tutuklu 58 asker hakkında, “Türkiye Büyük Millet Meclisini ve hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Yine tüm şüpheliler hakkında “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan da 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Şehit Ümit Yolcu’nun öldürülmesi ve 16 kişinin de yaralanması olaylarına ilişkin ise bazı askerler hakkında, “Kasten öldürme, yaralama ve tehdit” suçlarından da değişik oranlarda hapis cezaları isteniyor.
Kaynak: Hürriyet

29DHA İSTANBUL – BAYRAMPAŞA ÇEVİK KUVVET ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ’NÜ İŞGAL GİRİŞİMİ DAVASI (3)

DHA
07 Nisan 2017 – 20:40Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 20:40

-Tutuklu albay Yusuf Sarı tahliye talebine ilişkin “Bu vatan evlatlarının tamamı verdiğim emirler doğrultusunda hareket ettiler. Hepsinin tahliyesini istiyorum” dedi.

Hayati KILIÇ / İstanbul DHA
FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında, 1 kişinin şehit olduğu ve 16 kişinin de yaralandığı Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü’nü işgal girişimiyle ilgili 18’i rütbeli 58 askerin 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın dördüncü duruşmasında tutuklu sanıkların tahliye talebi reddedilerek duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki duruşma salonunda yapılan dördüncü duruşmaya 18 tutuklu sanık katıldı. Tutuksuz yargılanan erler duruşmaya gelmedi. Olayda yaşamını yitiren Ümit Yolcu’nun ağabeyi Aydın Yolcu ve avukatı Necip Kibar ile hazine avukatı Seçil Figen duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı. Duruşmada, 40’ı tutuksuz 55 sanığın savunması tamamlandı. Mahkeme heyeti başkanı Hulusi Pur, tutuklu sanıklar Yusuf Sari, Kadir Yıldız ve Burak Koç’un ifade vermeleri için yeterli sürenin olmadığına kanaat getirerek, üç sanığın savunmasını almadan duruşmayı erteleyeceğini bildirdi. Duruşma savcısı ise sanık savunmalarının henüz tamamlanamamış olması nedeniyle tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar verilmesini talep etti.

“VERDİĞİM EMİR DOĞRULUSUNDA HAREKET ETTİLER”
Duruşmada, tahliye taleplerinin alınmasına geçildi. Savunması henüz alınmayan tutuklu albay Yusuf Sarı tahliye talebine ilişkin, “Bu vatan evlatlarının tamamı verdiğim emirler doğrultusunda hareket ettiler. Hepsinin tahliyesini istiyorum” dedi. Duruşma sonunda sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından  hazırlanan 273 sayfalık iddianamede, çevik kuvvet önünde şehit edilen Ümit Yolcu maktül, Birol Tarlacı adlı vatandaş mağdur, 15 kişi ise müşteki olarak yer alıyor. İddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ mensuplarının stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşları hedef aldıkları, bunlardan birinin de Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü olduğu belirtiliyor. İddianamede, 18’si tutuklu 58 asker hakkında, “Türkiye Büyük Millet Meclisini ve hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Yine tüm şüpheliler hakkında “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan da 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Şehit Ümit Yolcu’nun öldürülmesi ve 16 kişinin de yaralanması olaylarına ilişkin ise bazı askerler hakkında, “Kasten öldürme, yaralama ve tehdit” suçlarından da değişik oranlarda hapis cezaları isteniyor.
Kaynak: Hürriyet

28FETÖ sanığından savcıya hakaret

DHA
07 Nisan 2017 – 20:29Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 20:29

ANTAKYA(Hatay), (DHA) – HATAY’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan 2 eski polis, 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına mahkum oldu.
Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuklu sanıklardan Cuma Kablan hazır bulunurken, Yüksel Kızılkaya ise İskenderun Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Meslekten ihraç edilen sanık Kablan, mahkeme heyetinin müzakere için ayrıldığı sırada salonda bulunan Savcı Mustafa Kutsal Kaya’ya, “Şimdi burada benim yerime oturacaklar düşünsün” diye bağırıp korkulukları tekmeledi. Bunun üzerine Cumhuriyet Savcısı Kaya suç duyurusunda bulundu.
Kaynak: Hürriyet

27O hesabın sahibine 5 müebbet

AA
07 Nisan 2017 – 19:58Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 21:03

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişiminde adı “Kırşehir Sıkıyönetim Komutanı” olarak yer alan ve “Analizi Harbiyeli” adlı Twitter hesabını kullandığı tespit edilen eski Jandarma Kurmay Albay Ömer Kulaç hakkında 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame kabul edildi. Cumhuriyet Savcısı Gökhan Tekin’in hazırladığı ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanık Ömer Kulaç hakkında 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

SÖZDE GÖREVİ İCRA ETMEK İÇİN KIRŞEHİR’E GELMİŞ
İddianamede, Ömer Kulaç’ın sözde Yurtta Sulh Konseyi tarafından kendisine verilen “Kırşehir Sıkıyönetim Komutanı” görevini icra etmek için darbe girişimi akşamında Kırşehir’e gelmek üzere İstanbul’dan yola çıktığı, geceyi Ankara’da geçirdikten sonra sabah saatlerinde Kırşehir’e geldiği bilgisine yer verildi.

Konsey tarafından Kırşehir Jandarma Komutanlığına gönderilen Ömer Kulaç hakkındaki görevlendirme direktifinin ulaşmasının ardından, Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığının şüpheli hakkında soruşturma başlattığı belirtilen iddianamede, kent girişinde kolluk kuvvetlerinin “dur” ihtarına uymayarak aracıyla kaçan Kulaç’ın Hacıbektaş ilçesinde yakalandığı, 17 Temmuz 2016’da Kırşehir Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandığı kaydedildi.

KİMLİĞİ DIŞINDA HİÇBİR SORUYA CEVAP VERMEMİŞ
İddianamede, şüphelinin kimliği dışındaki hiçbir soruya cevap vermediğine işaret edilerek, şunlar aktarıldı: “Şüphelinin aracında, İstanbul’daki ikametinde ve çalışma odasında arama yapıldığı, elde edilen dijital materyallerin incelenmesi için Kayseri Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderildiği, burada düzenlenen raporda, ‘analizi harbiyeli’ isimli twitter hesabı hakkında içeriklerin bulunduğu, ayrıca şüphelinin 3 Mayıs 2017’de twitter’daki ‘analizi harbiyeli adresi benim’ şeklinde sms mesajının bulunduğunun tespit edildiği, ayrıca darbe girişiminin yaşandığı vakitlerde darbe ile ilgili olduğu anlaşılan SMS mesajlarının olduğu tespit edildi.”

‘YAVRUM BENİ SIKIYÖNETİM KOMUTANI YAPMIŞLAR’
Sanık Kulaç’ın 6-16 Temmuz 2016’da FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle ihraç listesinde bulunan birçok şüpheli isimle görüşmesinin tespit edildiğine işaret edilen iddianamede, “Kırşehir Sulh Ceza Hakimliğince yapılan sorgusunda kendisine ait olduğunu kabul ettiği ‘analizi harbiyeli’ adlı twitter hesabında darbe girişimi günü ve önceki saatlerde bu faaliyetlerden haberdar olduğunu ortaya koyan iletiler tespit edilmiştir. Ayrıca, bu hesaptan yaptığı bir paylaşımda ‘yavrum beni sıkıyönetim komutanı yapmışlar, sıkıyorsa bölgeme yanaş’ şeklinde bir iletinin bulunduğu belirlenmiştir.” bilgileri yer aldı.
Elde edilen deliller ışığında şüphelinin terör örgütünce “Kırşehir Sıkıyönetim Komutanı” olarak görevlendirildiğinin anlaşıldığına vurgu yapılan iddianamede, “Şüphelinin görevini ifa etmek üzere Kırşehir’e gelmesi, kollukça yapılan ‘teslim ol’ uyarısına uymayarak kaçması ve diğer delillerden anlaşılacağı üzere FETÖ tarafından düzenlenen darbe ve işgal girişimine katılarak örgüt hiyerarşisi içerisinde bulunduğu, örgütün emir ve talimatlarını yerine getirmek suretiyle terör örgütünün 15 Temmuz tarihinde meydana getirdiği darbe girişimi suçuna müşterek fail sıfatı ile katıldığı tüm soruşturma dosyası kapsamında anlaşılmaktadır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

 
Kaynak: Hürriyet

26Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’ye sınır Hatay’da konuştu: Bu yeterli değil (5)

DHA
07 Nisan 2017 – 19:45Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 19:45

ADANA’DA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay’dan sonra uçakla Adana’ya geçip, Uğur Mumcu Bulvarı’ndaki toplu açılış törenine katıldı. Alanı dolduran coşkulu kalabalığa konuşan Erdoğan, terörün kökünü kazımak için mücadele ettiklerini söyledi. Terörle mücadele alanlarını sınır dışına kadar taşıdıklarını belirten Erdoğan, “Artık sivrisineklerle değil, doğrudan bataklıklarla uğraşıyoruz. PKK, PYD, DEAŞ ve FETÖ ile tüm terör örgütlerine karşı tarihin en büyük mücadelesini sürdürüyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, korucumuz dağ taş her yerde teröristlere göz açtırmıyor” dedi.
Terör saldırılarının siyasi istikrarın bozulduğu dönemde ortaya çıktığını anlatan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Terör saldırısına en çok ne zaman maruz kalınmıştır biliyor musunuz? Ülkemizde siyasi istikrarın bozulduğu dönemde terör örgütleri hemen sırtlan gibi ortaya çıkıp hırlamaya başlamışlar. 1970’deki karanlık günlerde “1990’lı yıllardaki karanlık günlerde hep böyle olmadı mı? 7 Haziran 2015’de ortaya çıkan birkaç aylık belirsizlik döneminde yaşananları unutmadınız değil mi? Çukur söylemleriyle Kürt kardeşlerimize nasıl eziyet çektirdiklerini ülkeyi nasıl bölmeye çalıştıklarını unutmadınız değil mi? DEAŞ’ın büyük şehirleri nasıl kana ateşe boğmak istediklerini unutmadınız değil mi? Bu katil sürüleri başaralı olmayınca 15 Temmuz’da ihanet çetesini devreye sokup darbeye teşebbüs ettiler.  Milletimiz bir oldu dik oldu beraber olduk kardeş olduk hep birlikte Türkiye olduk. Şimdi 16 Nisan’da oylanacak anayasa değişikliğiyle amacımız ülkemizi bu tür tehditler karşısında daha güçlü bir yönetim sistemine geçmektir.”
“KATİL ESED”
Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta verdiği mücadelede o ülkelerin iç işlerine karışma amacı taşımadığını da ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:
“Tersine kendi güvenliğimizi sağlamak amacıyla yaptık. Ne oldu Gaziantep’te girdiler düğün merasiminde 53 kardeşimizi öldürdüler sabır sabır dedik olamaz dedik giriyoruz dedik Cereblus’a girdik. 911 kilometre sınırımız var sınırı olmayan ülkeler ‘Bizi çağırdılar da geldi’ diyorlar.  Katil Esed, bu adam devlet terörü uyguluyor. Teröristlerin davetine ne zamandan beri icabet ediliyor. Katil Eset, bu güne kadar 1 milyon yakın insanı öldürdü. Bu insanların günahı neydi, senin vatandaşındı be.”
Konuşmasının devamında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren ve daha önceki sözlerini tekrarlayan Erdoğan, anayasa değişikliği hakkında bilgi verdi. Adana’ya yapılan yatırımlardan da söz eden Erdoğan, evet oyu istedi.

Murat KİBRİTOĞLU-Yusuf BAŞTUĞ/ ADANA, (DHA)

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

25Başbakan Yıldırım: PKK bitecek, Türkiye rahat nefes alacak (2)

DHA
07 Nisan 2017 – 19:40Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 19:40

YÜKSEKOVA MİTİNGİNDE KONUŞTU
Başbakan Binali Yıldırım günün ikinci mitingi için yanında Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile saat 17.00 sıralarında Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’ne geldi. İpekyolu Caddesi üzerinde toplanan yaklaşık 5 bin kişiye konuşan Başbakan Yıldırım, terör örgütü PKK ve FETÖ’ye yüklendi. Başbakan Yıldırım, 15 yıldır sevgi bağını ilmek ilmek dokuduklarını anlattı. Başbakan Yıldırım, halktan aldıkları destekle Türkiye’nin dağ gibi sorunlarını dağ gibi hizmetlere dönüştürdüklerini belirterek şunları söyledi:
“Ülkemizin dört bir yanını inşa ve imar ettik. Yüksekova’yı da yeniden inşa ediyoruz. 16 Nisan’da vereceğiniz destekle daha çok iş yapıp güçleneceğiz. Türkiye’de demokrasi daha da gelişecek, vatandaşlarımız daha da mutlu olacak. Siyaset meşru zeminde yapılır. Siyasetin zeminini  kendi kirli amaçları için kullanalar size ihanet ettiler. Hakkari’de, Yüksekova’da yıllardır zulüm yapan PKK terör örgütünün Hakkari’ye Yüksekova’ya  vereceği bir hizmet yoktur. Kardeşlerim korkmayın.  Bu alçaklar sizlerin kılına dokunamayacak. Devletiniz burada.  Ay- yıldızlı bayrağımızın gölgesinde kardeşçe, bir ve beraber olarak yaşayacağız. Siz de biliyorsunuz. Hayatı size zehir ettiler. Çukurlar, hendekler kazarak, binaları yerle bir ettiler.  Patlayıcılarla insanlarımızın hayatını yok ettiler. Bunların yaptığının ne Türklükle ne Kürtlükle ne de insanlıkla ilgisi yok. Onlar bataklıktan beslenen PKK terör örgütü, artık devlet ve millet arasına giremeyecek. Onları çıkarıyoruz aradan. Her işimizi beraber yapacağız. Sorunlarımızı beraber çözeceğiz. Geleceğimizi berabere inşa edeceğiz. Devlet içinde devlet olmaya kalkan çeteleri yok etmek boynumuzun borcudur.”
HİZMETE MANİ OLMAK İÇİN 99 KEZ ŞANTİYE BASTILAR
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminde millet düşmanlarının maskesini düşürdüklerini belirterek, “15 Temmuz gecesi Yüksekova, Hakkari ay- yıldızlı bayrağınızla bu meydana inip gerekli dersi verdiniz FETÖ’ye. Bayrağı indirtmediniz, ezanı dindirtmediniz. Size teşekkür ediyorum. Artık devletle, millet arasına bu terör örgütlerinin girmesine izin verilmeyecek” dedi.
PKK terör örgütünün bölgede yatırımları engellemeye çalıştığını anlatan Başbakan Yıldırım, sözlerini  şöyle sürdürdü:
“Yatırımların önünü kesen, haraç isteyen kim olursa olsun karşısında bizi bulacak. Bakın şu Yüksekova Havaalanı’nı, ben Ulaştırma Bakanı iken alanı yaptırabilmek için neler çektim neler. 99 kez şantiyeyi bastılar, çalışanları kaçırdılar, dozerleri kamyonları yaktı alçaklar. Niye buraya hava limanı yapılmasını istemiyorlar. Buralar kalkınmasın, buradaki insanlar dünyanın diğer ucuna, batı illerine gitmesin, yatırım gelmesin buraya. Biz de bunu kullanarak insanların geleceklerini karartalım, çocuklarını dağa götürelim, haraç alalım, aldığımız haraçlarla  dağa silah alalım diye yaptırmadılar.”
Terör örgütlerinin kendilerinden önceki zayıf iktidarları iyi kullandığını ileri süren Binali Yıldırım, “Annelerin gözyaşı onların derdi değildi. Bu yavrularımızın, gençlerimizin geleceği eğitimi, sağlık sorunları onları ilgilendirmedi. Onların kendilerinin anne ve babalarına, ülkelerine hiç bir faydası olmadı. Artık bu günler geride kaldı. Yüksekova meydanı artık bu topraklarda teröre yer yok, terörden eser kalmayacak diyor. Köklerini kazıyıncaya kadar bu mücadele kararlıkla devam edecek.  Türkü, Kürdü artık kol kola, el ele birlikte aydınlık yarınlara” dedi.
Konuşmasında partisinin Hakkari birinci sıra milletvekili adayı Ahmet Budak’ın teröristler tarafından çocuklarının gözü önünde katledildiğini anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Babası gözünün önünde öldürülen 12 yaşındaki Samet cenazede İbrahim Süresi’nin 47’nci ayetinin yazılı olduğu pankartı  taşıdı. Ayet de ‘Allah kimsenin yaptığını kimsenin yanına bırakmaz.’ Çukuca’da havan mermisiyle  Viyan ve Doğan Kanat’ı katledenler bunlar değil mi? Yer ve gök şahit olsun ki şehitlerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız. Şehitlerimiz ve yakınlarının intikamını en acı şekilde alacağız. Şehitler ve gazilerin hesabını bu alçaklardan soracağız. Bu toprakları onlara dar edeceğiz. Türkiye eski Türkiye değil ve olmayacak. Terör örgütleri, anaların babaların gözlerinin yaşlı kalmasını asla başarmayacak. Faili meçhul cinayetleri tezgahlayanlar yok olacak. Devlet içinde devlet olmaya çalışan örgütler, çeteler atık bu topraklarda iş tutamayacaklar. Bu terör örgütleri bir gövdede iki kol gibidir. Bir kolu FETÖ, bir kolu PKK. Aynı yerden yönetiliyor. Bunları besleyen devletlere de rahat yok.”
“ÇUKUR SİYASETİNİ BOŞA ÇIKARDINIZ”
Yüksekovalıların teröristlerin çukur siyasetini boşa çıkardığını belirten Başbakan Yıldırım “Meşru siyaseti gayri meşru emelleri için kullananları yüz üstü bıraktınız” dedi. Konuşmasının burasında HDP’yi suçlayan Yıldırım, şöyle dedi:
“HDP’liler Türkiye partisi olduk dediler. Oylarınızı aldılar. Şimdi HDP’liler  gelebiliyorlar mı yanınıza ? Çünkü iradelerini, kendilerini Kandile sattılar. Ama hiç merak etmeyin. Kandili de onları da söndüreceğiz. Çukur siyasetini boşa çıkardınız. Şiddeti reddettiniz. 15 Temmuzda milli iradeye müdahale edenlere karşı bayraklarınızı alıp sahip çıktınız. Recep Tayyip Erdoğan’a, hükümete, başbakana sahip çıktınız. Türkiye’ye sahip çıktınız. Biz sizinle aynı kıbleye yönelmişiz. Biz, siz iman ve ahiret kardeşiyiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak sizlerin emrine amadeyiz, hizmetkarınızız. HDP, PKK demek, hendek çukur demektir. Kandil, terör demek, nefret, öldürmek demektir. Ama bizim siyasetimiz, şefkat, sevgi, merhamet hizmettir. 16 nisanda devlet ile millet arasındaki PKK terörünü çıkarıp atacağız. Örgütlerin artık çocuklarımızı annelerinden, okullarından koparmalarına izin vermeyeceğiz. Bu memleket bizim. Bu bayrak hepimize yeter . Başka bayrağa ihtiyacımız var mı? Sizin kalbinizi kıracak umudunuzu kıracak kimseye izin vermeyeceğiz. PKK ve FETÖ’cülerin  canına okuyacağız.”
TEMEL ATTI
Başbakan Yıldırım konuşmasının ardından kentsel dönüşüm kapsamında ilk etapta 1800 konut, toplam yatırım bedeli 66 milyon 285 bin 728 lira olan 26 projenin açılışı ve temel atma törenini yaptı.
Mitingin ardından ilçe merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki İran sınırındaki Esendere Beldesi’ne geçen  Başbakan Yıldırım, burada da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin işbirliğiyle modernize edilen ve 60 milyon liraya mal olan Esendere Beldesi’ndeki gümrük kapısı kompleksinin açılışını yaptı.

Osman BEKLEYEN- Behçet DALMAZ- Erkan ÇOBANOĞLU- Yaşar KAPLAN/YÜKSEKOVA(Hakkari), (DHA) –

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

24Samsun’da FETÖ’den gözaltında alınan 12 asker adliyede (2)

DHA
07 Nisan 2017 – 18:42Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 18:42

12 ASKER TUTUKLANDI
Samsun’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözalına alınan ve bugün adliyeye sevk edilen 12 asker savcılık ifadelerinin ardından çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kaynak: Hürriyet

23Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nü işgal girişimi davası (2)

DHA
07 Nisan 2017 – 18:00Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 18:00

Hayati KILIÇ/İSTANBUL,(DHA)-FETÖ/PDY’nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, 1 kişinin şehit olduğu ve 16 kişinin de yaralandığı Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü’nü işgal girişimiyle ilgili 18’i rütbeli 58 askerin 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın dördüncü duruşması tutuklu yargılanan sanıkların savunmalarını yapmasıyla devam ediyor.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki duruşma salonunda yapılan dördüncü duruşmaya 18 tutuklu sanık katıldı. Tutuksuz yargılanan erler duruşmaya gelmedi. Olayda yaşamını yitiren Ümit Yolcu’nun ağabeyi Aydın Yolcu ve avukatı Necip Kibar  duruşmada hazır bulundu. Duruşmaya sanıkların yakınları izleyici olarak katıldı.

“KAHRAMAN OLACAĞIZ DİYE HERKESTE BİR COŞKU VARDI”
Tutuklu sanıklardan Ercan Şen sözleşmeli uzman erbaş olduğunu belirterek, “FETÖ üyesi değilim. Eylemlerimden anlaşılacağı üzere darbe amacıyla hareket etmedim. Üstlerimiz bize İstanbul’da terör eylemi beklendiği yönünde bilgiler verdi. Bu yüzden kışlada yapılan hazırlıklardan şüphelenmedim. “Bomba yüklü araca müdahale edeceğiz” diye kışladan çıkarıldık. “Bombalı araç yakalayacağız. Kahraman olacağız ” diye herkeste bir coşku vardı. 18 yıllık askerim. Başta Yusuf Sarı olmak üzere bizi darbeye teşebbüs ettirenlerden şikayetçiyim” dedi.

“BÖYLE BİR EMİR DUYMADIM”
Tutuklu sanıklardan Yücel Üstün de 17 yıllık uzman olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yaptığını belirterek “Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne gittiğimizde Yusuf Sarı’nin polislere ‘binayı boşaltın, silahlarınızı teslim edin’ dediğini duydum. Askerlere silahlarını doldurmaları yönünde emir verdiğini hatırlamıyorum, böyle bir emir duymadım. FETÖ terör örgütü ile bir bağlantım yok. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

“3 ŞARJÖR MÜHİMMAT VERDİ”
Tutuklu sanık Mehmet Ali Çelikkaya ise, cep telefonuna daha önce 3. Kolordudan ‘Eylem ikazı mesajı’ geldiğini belirterek, “15 Temmuz’da komutanımız Yusuf Sarı ‘Bombalı eylem olacak’ diye 3 şarjör mühimmat verdi. Araçlara bindik. Mahmutbey’e doğru yola çıktık. Ancak ‘Düşmanın nereden geleceği belli olmaz’ diyerek Bayrampaşa istikametine çevirdi. Bayrampaşa Çevik Kuvvet’in önüne vardığımızda Yusuf albay kapıdaki polisi ‘Amiriniz kim ? rütbeliniz kim?’ dedi. Polis ise, A kapısında olduğunu söyledi. A kapısına gittik. Bu arada uzman Ümit Akçay gelerek Yusuf albayın ‘Silah doldurun’ emri verdiğini söyledi. Ancak ben dolum yapmadım. Çevik kuvvetin içine girdik. Yusuf albay, emniyet müdürüne ‘sıkıyönetim ilan edildi. Bize tabi olacaksınız’ dedi. Emniyet müdürü ‘Bize mi ateş edeceksiniz’ dedi. Yusuf albay ise ‘Hayır sizinle sorunumuz yok. Gerekirse ateş ederiz’ dedi. Bir süre emniyet müdürü ile sohbet ettiler. Ben emirleri yerine getirdim” dedi.

“EMRİ YERİNE GETİRMEK İÇİN ÇİĞ TAVUK YEDİM”
Mahkeme başkanı Hulusi Pur sanık astsubaya “Peki sıkıyönetim ilan edildiğini duyduğunda neden kanunsuz emri uyguladın? Neden teslim olmadın? Darbeci değilsen karşı tarafa geç polise teslim ol” dedi.
Sanık astsubay Çelikkaya ise, “Ben özel askeri eğitim aldım. Emre karşı gelemem. Eğitim sırasında emirle çiğ tavuk yedim. Emirle içtima alanında kafamıza silah dayayıp tetik düşürdük özel yetiştirildim” dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı “Komutan ‘şu mahkeme salonundakileri tara’ dese tarar mısın?” dedi. Sanık Çelikkaya “15 Temmuz’dan önce olsa, terör eylemi olsa emri yerine getirir tarardım. Ben böyle eğitim aldım. Ama şimdi babam emir verse yapmam” dedi.
Mahkeme başkanı ise “Albay Yusuf Sarı seni iyi seçmiş” dedi.
40’ı tutuklu 55 sanığın savunması tamamlandı. Mahkeme başkanı duruşmanın bu gün tamamlanamayacağını belirterek, tutuklu sanıklar Yusuf Sarı, Kadir Yıldız ve Burak Koç’un savunmasını almadı. Duruşma sanıkların avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.

İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından  hazırlanan 273 sayfalık iddianamede, çevik kuvvet önünde şehit edilen Ümit Yolcu maktül, Birol Tarlacı adlı vatandaş mağdur, 15 kişi ise müşteki olarak yer alıyor. İddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ mensuplarının stratejik öneme sahip kurum ve kuruluşları hedef aldıkları, bunlardan birinin de Bayrampaşa Çevik Kuvvet Müdürlüğü olduğu belirtiliyor. İddianamede, 18’si tutuklu 58 asker hakkında, “Türkiye Büyük Millet Meclisini ve hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Yine tüm şüpheliler hakkında “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan da 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Şehit Ümit Yolcu’nun öldürülmesi ve 16 kişinin de yaralanması olaylarına ilişkin ise bazı askerler hakkında, “Kasten öldürme, yaralama ve tehdit” suçlarından da değişik oranlarda hapis cezaları isteniyor.
Kaynak: Hürriyet

22Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’ye sınır Hatay’da konuştu: Bu yeterli değil (2)

DHA
07 Nisan 2017 – 17:52Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 17:52

BİZİ TEHDİT EDENLERE YAZIKLAR OLSUN
Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ettiğini de ifade eden Erdoğan, “Suriye’de çatışmalar dursun katliamlar son bulsun diye çabalıyoruz. Suriye’nin geleceğine binlerce kilometre öteden gelip burada kendi politik hesaplarının kavgasını verenler değil, Suriye halkı kara versin diyoruz. İdlib’teki katliamdan kaçarak ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan 3 milyon Suriyeliye gönlümüzü de kapımızı da soframızı da biz açtık işte. DEAŞ’ın ülkemizi hedef almasının sebebi bizim Suriye’deki kardeşlerimize sahip çıkmamız değil mi? İdeolojik saplantıları sebebiyle bu çocuk katillerinin yanında yer alan, hatta askerliğine soyunanların bize saldırmasının sebebi bu değil mi? Reyhanlı saldırısı, Cerablus, El Bab operasyonunu niye gerçekleştirme zorunda kaldık? Türkiye tüm bu fedakârlıkları yaparken sırf kendi konforları bozulmasın diye parmaklarını sallayarak bizi tehdit edenlere yazıklar olsun” dedi.
İstikrarsızlığın maliyetini de anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“1970 yılında Türkiye’nin milli geliri 580 dolar. Güney Kore’nin 260 dolar, Portekiz’in 830 dolar. Bizim istikrarlı dönemimizde 3 kat büyüme ile 11 bin dolara ulaştık. Güney Kore, Portekiz 23-24 bin dolar milli gelire ulaştı. Türkiye’de istikrarlı bir yönetime sahip olsaydı biz de diğerleri gibi aynı milli gelire ulaştık.  Ülkemizde güven ve istikrar ortamının tesisinde yaşanan sıkıntılar olduğundan hem fikir miyiz? Peki, çözüm ne çözüm ortada. Sorunun kaynağı olan yönetim sistemini değiştirmeyi Güney Kore bizden çok önce yapmış, 1980’de yönetim sistemini değiştirmiş. Portekiz, anayasa değişikliğiyle istikrarı yakalamış. Fransa yarı başkanlık sistemiyle istikrarı yakalamış. Biz neden istikrarsız sisteme devam ediyoruz. Darbeciler, Cuntacılar böyle istedi. Bu reformun ilk adamını 2007’de attık, bunu takip edelim diyorum, bu işi nihai noktaya ulaştırıyoruz.”
İMRALI HAYIR DİYOR
Kimlerin terör örgütleriyle yan yana gelebildiğini kimlerin dimdik ayakta durduğunu gördüklerini anlatan Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Hayır diyenler kim? Kandil hayır diyor. İmralı hayır diyor. Pensilvanya’daki  FETÖ hayır diyor. Şimdi siz onlarla beraber aynı yoldasınız. Kılıçdaroğlu diyor ki ‘Bunlar hayır diyenlere terörist diyor.’ Kandil’deki terörist, İmralı’daki terörist, Pensilvanya’daki terörist hayır diyor. Biz burada bir uyarı yapmak durumundayız. Biz sandığa giden herkesi bir hangi oyu verirse versin anlayışla karşılarız. İzmir’den denize dökenlerden değiliz. Biz onlar gibi yapmayız. Biz bu lafı edenlere güzel bir demokrasi müzesi kuracağız. Orada bazı objelerle beraber onları tarihe emanet edeceğiz. Farkımız bu kardeşlerim. Pensilvanya’daki şarlatanın örgütü  FETÖ dünya çapında bir kampanya yürütüyor. Yeni yönetim sisteminden rahatsız olanlarla bir kısım batı bunlara destek veriyor. Biz 80 milyon tek millet, tek bayrak değil miyiz? Bizim bayrağımızın dışında o asılan paçavraları asla kabul etmeyiz. Bu ülkenin semalarında bayrağımızdan başka asla tanımıyoruz. Milleti bölmek için her yolu kullananların faşistlikle, CHP ile yarışanların bu değerlere sahip çıkmasını elbette beklemiyorduk ama ilk defa 16 Nisan vesilesiyle gerçek yüzlerini açıkça gösterdiler. Kılıçdaroğlu ne diyor, ‘İdama evet’ diyor. Bakalım onu da göreceğiz. 16 Nisan’da ben inanıyorum evet çıkacak. Parlamentoya geldiğinde Sayın Bahçeli açıkladı ‘teklife evet deriz’ dedi. Sayın Yıldırım’ın kanaatini biliyorum. Parlamentodan geçip bana geldiği zaman ben de bunu onaylarım. Çünkü şehitlerimizin katillerini affetme yetkimiz yok. Olay bu kadar açık. Televizyona çıkan Kılıçdaroğlu, ‘Cumhurbaşkanı, Başbakan darbe girişimi örtbas etmek istiyor’ diyor. O gecenin tüm faillerini toparlayıp cezaevine tıkan kim biziz. Güvenlik güçlerimiz bu operasyonları yapıyor, şu anda yargı süreci devam ediyor. Yargılamayı da bizden bekliyorlar.”

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

21Bahçeli’den, Erdoğan ve Yıldırım’a teşekkür, CHP’ye eleştiri

DHA
07 Nisan 2017 – 17:47Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 17:47

Mehmet ÇINAR/ AFYONKARAHİSAR, (DHA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kerkük açıklamaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’a teşekkür etti, referandum açıklamaları nedeniyle CHP’lileri ağır dille eleştirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 16 Nisan referandumu çalışmaları kapsamında Afyonkarahisar’da miting düzenledi. Anıtpark Meydanı’nda yaklaşık 4 bin kişinin katıldığı miting alanına Bahçeli makam aracıyla gelirken, ellerinde Türk bayrakları bulunan atlı bir grup ve partililerce çiçeklerle karşılandı. Türk bayrakları, Atatürk, Alparslan Türkeş ve Bahçeli’nin dev posterlerinin bulunduğu mitingde ‘Türk milletinin bekası için ülkücüler evet diyor’, ‘Anayasanın ilk 4 maddesi değişmeyecek’, ‘Cumhuriyetin kazanıldığı topraklara hoşgeldiniz’ pankartları asıldı. Bahçeli, 16 Nisan referandumu, Kerkük’e Kürdistan bayrağı asılması, Suriye’de Esad yönetiminin kimyasal silahlı saldırısı ve ABD’nin karşılık vermesi ile CHP aleyhine açıklamalarda bulundu.
KERKÜK TEPKİSİ
Ay yıldızlı al bayrağın Türkiye, Türk milleti olduğunu belirten Devlet Bahçeli, “Peki, Kerkük’te zorla, baskıyla, tehditle, cebirle asılan kirli bez parçası neyin nesidir? Barzani ve Talabani unsurları Kerkük’te ne haltlar karıştırmaktadır? Kerkük’ün sinir uçlarıyla oynanıyor, görüyoruz. Türkmenlerin hak ve tarihsel miraslarına kast ediliyor, sıkılı yumruklarımızla izliyoruz. Önce Kerkük’teki kamu binalarına sözde Kürdistan bayrağı asmak için karar aldılar. Ardından Irak Meclisi 1 Nisan’da, Kerkük’te tek bayrak asılmasına onay vererek, bölgesel yönetimin hesaplarını tümden boşa çıkardı. Ne var ki mütecaviz komplo durmadı, duraklamadı. Kerkük Vilayet Meclisi 4 Nisan günü, Türkmen ve Arap üyelerin boykot ettiği oturumda, Kerkük’ün Barzani yönetimine ilhakı maksadıyla referanduma gidilmesi kararı aldı. Küresel güçlerin taşeronu olan Barzani ve Talabani çetesi, sözde Kürdistan bayrağının indirilmeyeceğini alçakça söylüyor ve de açıkça kaosa davetiye çıkarıyor” dedi.
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANA TEŞEKKÜR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da, Kerkük’te milli bayrağın dışında ikinci bir bayrağın asılmasına kesin dille karşı çıktığını, bunun bölücülük olduğunu haykırdığını belirten Bahçeli, “Sayın Erdoğan’ın bu açıklaması milli yüreklere su serpmiş, Türkiye’nin ortak iradesini seslendirmiştir. Kendisine buradan teşekkür ediyorum. Sayın Başbakan’ın ‘Kerkük Türkmen şehridir’ demesi de oldukça anlamlı ve değerlidir. Elbette Kerkük Türktür, Türkmendir, Afyonkarahisar neyse Kerkük odur. Bunu yok sayan kirli ve karanlık mihraklar yine kaybedecek, yine püskürtülecektir. Barzani dikkat etsin, aklını başına alsın, gayrimeşru dayatmalarından vazgeçsin. Şayet Türk milletinin ayranı kabarırsa, milli ruhta mahfuz halde duran taarruz ruhu açığa çıkarsa hayat ona zindan olacaktır” diye konuştu.
FIRAT KALKANI HAREKATININ İLK ETABI
Türk askerinin 216 günlük kahramanca mücadelesinden sonra Fırat Kalkanı Harekatı’nın ilk etabının tamamlandığını dile getiren Devlet Bahçeli, “Türkiye doğru politika, isabetli strateji, yerinde harekâtla önemli bir eşiği aşmıştır. Kim ne söylerse söylesin, Fırat Kalkanı Harekatı başarılı olmuştur. Cerablus’tan El Bab’a kadar Türkiye bölgeye mühür vurmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kutluyorum, Mehmetçiği alnından öpüyorum. Verdiğimiz 71 şehit Türk milletinin şeref ve varlık haklarını müdafaa etmiştir. PKK-YPG’nin Suriye’de 100 bin kişilik ordu kurmak için mücadele verdiği dillerde, medyanın manşetlerindedir. Menbiç aklımızda, Rakka stratejik hedef kümesindedir ve böyle olmalıdır” dedi.
‘ESAD SURİYE’NİN GELECEĞİNDEN SÖKÜP ATILMALIDIR’
Suriye lideri Esad’a ait savaş uçaklarının sınırlarımıza 65 km uzaklıkta bulunan İdlib’in Han Şeyhun ilçesinde kimyasal silahlı saldırısını hatırlatan Devlet Bahçeli, şöyle dedi:
“Bu insanlık dışı cinayeti lanetliyorum. Peki mazlumlar kimyasal bombalarla öldürülürken insanlık ne yapmaktadır? Birleşmiş Milletler neyle oyalanmaktadır? 16 Nisan’da yapacağımız referandumu bulandırmaya, baltalamaya, tercihleri etkilemeye, algıları yönetmeye kalkışan Avrupa ülkeleri neyle meşguldür? Hani nerede insan hakları? Hani nerede uluslararası hukukun ilke ve kuralları? Esad katil ve insanlık düşmanıdır. Bebeklere kıyan diktatördür, adi bir suçludur. Cani Esad’ın meşruiyet ve ahlaki inandırıcılığı kalmamıştır. Çünkü Esad kana bulanmış, acımasız ve vahşi suçluya dönmüştür. Bu sabaha karşı Doğu Akdeniz’den atılan 59 füzeyle Suriye’nin Şayrat Hava Üssü vurulmuştur. Masumlara alçakça saldıran, bebeklere zehirli gaz fırlatan Esad yönetimi layığını bulmuş, cevabını almıştır. Esad’ın insanlık dışı saldırı ve katliamlarına verilen füzeli karşılık olumlu ve yerindedir. Ve de Esad Suriye’nin geleceğinden sökülüp atılmalıdır.”
Suriye konusunda Türkiye’nin adaletin yanında yer alması gerektiğini de belirten Bahçeli, Türkiye’nin sivil ve masum canlara kast eden katillerin tam karşı cephesinde durması gerektiğini söyledi.
HAYIR DİYEN KARDEŞLERİMİZ DE DEĞERLİDİR
Referandum konusuna da değinen Devlet Bahçeli, “Evet dedik diyeli hainler korkuyor, siniyor, mum gibi eriyor. Evet dedik diyeli millet düşmanları telaşla sağa sola kaçışıyor. Ama nafile, kaçamayacaklar, kurtulamayacaklar, mutlaka tuzakları yıkılacak, oyunları bozulacak. Bizim için evet diyen kardeşlerim kadar, hayır diyen kardeşlerimiz de değerlidir. İnancım odur ki, hayır diyenler, kararsızlık geçirenler evete dönecek, Türkiye lehine tavır alacaklardır. Kaldı ki beklentimiz de budur” dedi.
CHP’YE AĞIR ELEŞTİRİLER
CHP’yi de hedef alan ve sert eleştirilerde bulunan Bahçeli, şöyle konuştu:
“Terör örgütlerinin kuyruğuna takılan, Türkiye muhaliflerinin dizlerine kapanan CHP, şimdi kalkmış evet tercihinde bulunan vatandaşlarımızı tehdit etmeye cüret etmiştir. Herhalde HDP’nin aşısı tutmuştur. Herhalde PYD-YPG, DHKP-C’nin markaj ve presi sonuç vermiştir. Mutlaka duydunuz, bir CHP milletvekili diyor ki; ‘Diyelim ki evet çıktı, kimse heveslenmesin. Samsun’dan başlarız, İzmir’e kadar kovalamazsak anamızdan emdiğimiz süt helal olmasın. Sizi de sizin yedi göbek sülalenizi de İzmir’den denize dökeriz.’ Laf etti balkabağı, koy tabağa ye sabaha. Söz konusu milletvekilinin tercümesi budur. Bu CHP milletvekilinin önüne katıp kovaladıkları sanıyorum halen kaçıyor, şimdiye kadar denize döktükleri de muhtemelen yüzüyordur. Bunlar ne zamandan beri kaçmaktan kovalamaya vakit bulmuşlardır? Demokratik tercihlere saldırmak yüzsüzlük değil midir? Utanmazlık değil midir? Bu CHP denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapacak kadar fütursuzdur. Bu CHP, denizden geçeyim derken çayda boğulacak kadar fikirsiz ve kabiliyetsizdir. Bu CHP, düştüğü denizde çoktan HDP, PKK, FETÖ yılanına sarılmıştır. Deniz dalgasız, gemi dümensiz, CHP yalansız olmaz, olamaz. Göğe direk, denize kapak, CHP ve hayırsız ortaklarında da ahlak bulunamaz. Bu kirli ağız, bu kinli bakış bozguncudur, fesat yuvasıdır. Kılıçdaroğlu ve çevresinin eli ayaklarına dolaştıkça çeneleri düşmektedir. Anlaşılan bunlar kafalarını denizle bozmuştur.”
BAYKAL’I DA HEDEF ALDI
CHP’ye eleştirilerinde Deniz Baykal’ı da hedef alan Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:
“CHP’nin eski genel başkanı da hezeyan denizine yelken açayım derken rotadan sapmıştır. Geçenlerde diyor ki ‘Hayır çıkarsa düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz.’ Bu çarpık ve çürük ifadenin neresini düzeltelim? Neresinden tutalım? Düşman kimdir, deniz nerededir? Baykal ve zihniyeti evet diyen kardeşlerimizi ne zannetmektedir? Biz denize bir kez düşman döktük. 95 yıl evvel bunun karar ve iradesi de Afyonkarahisar’dır. Yunan General Trikopis ve işgalci askerlerini bir kez süpürdük. Yazık ki, CHP terör örgütleriyle düşe kalka kötürüm kalmış, milli gerçeklerden tamamen kopmuştur. CHP HDP’yle fiskos yapa yapa, PKK’ya çiçek demetleri göndere göndere, FETÖ’yü aklamaya çalıştıkça direkt çöplüğe gittiğinin farkında değildir. Niye, çünkü şuur kapalı, öldürücü zehir siyasi bedene nüfuz etmiştir. CHP’nin, HDP’nin, FETÖ’nün, ‘Evet çıkması halinde bittik’ diyen PKK’nın, DHKP-C’nin, Türk düşmanlarının 16 Nisan’da milli iradenin kazanında kaynayıp buharlaşacaklarını görüyorum.”

FOTOĞRAFLI

 
Kaynak: Hürriyet

20Vali Çiçek’ten birlik ve beraberlik mesajı

DHA
07 Nisan 2017 – 17:39Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 17:39

MUĞLA’nın Milas ilçesinde yaşayan şehit yakını ve gazilerle bir araya gelen Vali Amir Çiçek, günümüzde de Türkiye’nin çok sayıda düşmanı olduğuna dikkat çekerek birlik ve beraberlik mesajı verdi.

Muğla Valiliği, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ile Muğla İl Müftülüğü’nce hazırlanan ‘Şehidim, Gazim Üzülme Emanetin Bizimle’ projesi kapsamında Milas’ta düzenlenen programa Muğla Valisi Amir Çiçek, Milas Kaymakamı Eren Arslan, Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz, il ve ilçe kurum amirleri Milas ve Bodrum’da ikamet eden şehit yakınları ve gaziler katıldı. Şehitler için Kur’an okunup dua edilmesiyle başlayan toplantıda konuşan Muğla Valisi Amir Çiçek, “Şehitlerimiz her zaman kalbimizde. Unutmadık, unutmayacağız. Bu proje bizler için çok önemliydi. İlk olarak Menteşe’de bu etkinliği düzenledik ve dedik ki neden diğer ilçelerde de benzer etkinliği yapıp, şehit aileleri ve gazilerimiz ile bir araya gelmiyoruz. Sağolsunlar Muğla İl Müftülüğü ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğümüz ‘Şehidim Gazim Üzülme Emanetin Bizimle’ projesini hazırlayarak şehit aileleri ve gazilerimizle buluşmamızı sağladı. Muğla’nın 165 şehidi ve 529 gazisi var. Bunların ailelerini mehmetçik ve polisimizle, komutanlarla, kaymakam ve kurum yöneticileriyle bir araya getiriyoruz” dedi.  Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulduğu yıldan bu yana düşmanları olduğunu ifade eden Vali Çiçek, “Devletimiz bulunduğu bölgede güçlendikçe, iç ve dış düşmanlarımız arttı. ‘Bu vatanı böleceğiz’ dediler, diyorlar. PKK, PYD, FETÖ. İsimleri ne olursa olsun bu vatanı böldürmeyeceğiz, parçalatmayacağız. Dost gibi görünen ülkeler de bunlara destek veriyor. Hey gafiller hiçbir şey yapamazsınız. Bu millet kan, can vererek vatan sahibi oldu. Bu kanda asillik var. Şehit olur, gazi olur vatanına zarar gelsin istemez. Milletimiz bir olacak, diri olacak, kimse dokunamayacak. Ülkemiz o kadar güzel bir konumda yer alıyor ki, şehitlerimiz, gazilerimiz kanıyla, canıyla aldı bu toprakları, biz hiç kimseye vermeyeceğiz” dedi.

Oktay ÇAYIRLI / MİLAS (Muğla), (DHA)

FOTOĞRAF

 

 

 

 
Kaynak: Hürriyet

19Atilla Taş hakkında flaş gelişme

Hürriyet Haber
07 Nisan 2017 – 17:22Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 17:23

FETÖ soruşturması kapsamında ikinci kez gözaltına alınan aralarında şarkıcı Atilla Taş ve gazeteci Murat Aksoy’un da bulunduğu 11 kişi hakkında verilen 7 günlük gözaltı süresi 7 gün daha uzatıldı. Karar Prof. Dr. Yaman Akdeniz Twitter hesabından duyurdu. Gözaltı kararı uzatılan gazeteciler, FETÖ soruşturmasında tutuklandıktan sonra 1 Nisan’da çıktıkları ilk duruşmada tahliye edilmişti. Ancak gazeteciler, haklarında açılan başka bir soruşturma nedeniyle aynı gün tekrar gözaltına alınmış ve haklarında 7 gün gözaltı kararı verilmişti. (Gazeteduvar)
Kaynak: Hürriyet

18Karabük merkezli 12 ilde FETÖ operasyonu: 13 gözaltı

DHA
07 Nisan 2017 – 17:16Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 17:16

Bülent DİKTEPE/KARABÜK, (DHA) – KARABÜK merkezli 12 ilde düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda 10’u asker 13 kişi gözaltına alındı.
Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele şube ekipleri, Karabük ile birlikte Amasya, Mardin, Muş, Kırklareli, İzmir, Şırnak, Tekirdağ, Kocaeli, Konya, İstanbul ve Malatya’da bazı adreslere operasyon düzenledi. Operasyonda, muvazzaf teğmenler Ş.Ö., M.Ç., Ş.Ö. ve K.O., muvazzaf üstteğmenler A.Ç. ve O.E., muvazzaf astsubaylar A.C., R.V., C.S. ve E.D. ile H.K., R.İ. ve M.Ç. gözaltına alındı. Karabük’e getirilen şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından emniyete götürüldü. Hakkında gözaltı kararı bulunan 1 şüpheli ise aranıyor.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

17“KOBİ’lere verilen destek piyasaları rahatlatacak”

AA
07 Nisan 2017 – 17:06Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 17:06

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, KOSGEB’in KOBİ’lere sağladığı kredi konusunda, “Toplam 152 bin 500 KOBİ desteğini aldı. Bunun da toplam maliyeti, piyasaya giren para 3 milyar 750 milyon oldu. 10 Mart’tan 6 Nisan’a kadar küçük işletmelere, mikro KOBİ’lere 3 milyar 750 milyon nakit girişi oldu.” dedi.

Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz öncesinde bakanlık bünyesinde yapılanan FETÖ mensuplarının verdiği kredilerin incelenmesinden yola çıkarak görevden almalar gerçekleştirdiklerini anlattı.

Bu kapsamda, T.C. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığında (KOSGEB) daire başkanı ve müdür seviyesindeki kişilerin görevden alındığını aktaran Özlü, 15 Temmuz öncesinde kime ne kadar destek verildiğini, nasıl destek verildiğini ve usule uygunluklarının incelendiğini, hazırlanacak raporun gereğini yapacaklarını kaydetti.

 

3 MİLYAR 750 MİLYON LİRALIK DESTEK SAĞLANDI

KOSGEB’in kurulduğu günden bugüne kadar verdiği tüm desteklerin toplamından daha büyük desteği şu anda verdiklerini anlatan Özlü, şunları söyledi:

“11 milyar liraya yakın bir desteği veriyoruz. Toplam 152 bin 500 KOBİ desteğini aldı. Bunun da toplam maliyeti, piyasaya giren para 3 milyar 750 milyon oldu. 10 Mart’tan 6 Nisan’a kadar küçük işletmelere, mikro KOBİ’lere 3 milyar 750 milyon nakit girişi oldu. Buradaki hedefimiz 11 milyar liradır. Halen işlem başlatmayan 40 bine yakın KOBİ var, demek ki ihtiyaçları yok. Kendilerine mesaj gitmiş olmasına rağmen işlem başlatmadılar. Bir ara bankalardan şikayetler vardı, bunları aştık. Türkiye’deki bütün KOSGEB müdürleri, bankalar teyakkuz halindeler. Adeta bir kredi seferberliği ilan ettik. Bugünkü rakam 3 milyar 750 milyon. Bu rakam yarın 4 milyarı geçer. Tahmin ediyorum 10 Nisan’a kadar, 11 milyarın yarısından çoğunu KOBİ’lerle buluşturmuş olacağız. Piyasalarda bu sebeple bir rahatlama, sirkülasyon olacağını söylemem gerekir.”

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmasının en bariz şekilde gerçekleştiği kurumlardan birinin de bakanlığı ile ilgili kurumlar olduğunu belirtti.

Bu kurumların başında TÜBİTAK’ın geldiğini belirten Özlü, “2011 ile 2013 yılları arasında TÜBİTAK’a bin 706 kişi alınmış. TÜBİTAK’ın o tarihteki toplam personel sayısının 4 bin 500 civarında olduğunu düşünürseniz, yarı yarıya bir rakam demektir. Bu aslında hesapsız kitapsız, sorumsuz bir işe alım politikası, daha doğrusu bir personel yapılanması söz konusu. Bunların tamamını inceledik, tamamına yakınının işine son verdik. Halen içerisinde kendisini gizlemiş, tespit edemediğimiz kişiler var mıdır? Olabilir. Takip ettiklerimiz var.” diye konuştu.

 

“ÖNEMLİ BİR AYIKLANMA GERÇEKLEŞTİRDİK”

TÜBİTAK’taki yapılanmaya benzer şekilde KOSGEB’te de bir yapılanma oluşturulduğunun tespit edildiğini aktaran Özlü, şöyle konuştu:

“Bu iki kurum da hem insan kaynağı bakımından hem de araştırma geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi, KOBİ’lerin desteklenmesi babında önemli finansal kaynaklar sağlayan kurumlar. Bu yapılanma finansal kaynakları kontrol etme gibi bir faaliyet yürütmüş. FETÖ yapılanması, bakanlığımızda ve ilgili kurumlarında adeta bu kurumları ele geçirme, bunların finansal kaynaklarını yönetme, belli amaçlarla belli yönlere sevk etme gibi bir gayret içerisinde olmuşlar. Her iki kurumda da ciddi görevden almalar, işten çıkarmalar yaptık. Bugün geldiğimiz noktada her iki kurumda da önemli bir ayıklanma gerçekleştirdik. Burada hem insan kaynağı bakımından bir yapılanma gayreti içerisinde olmuşlar, hem de finansal kaynakların belli bütçeleri fonları yönetme, yönlendirme noktasında bir gayret sarf ettikleri görülüyor.”

16 Nisan’da gerçekleştirilecek halk oylamasının ardından arzu ettikleri anayasa değişikliği gerçekleştiğinde devletin yapılandırılmasının daha kolay olacağını vurgulayan Özlü, “Bakanlıkların, idari teşkilatların yapılandırılması daha kolay olacak, hem de görevlendirmeler daha kolay olacak. Dolayısıyla 16 Nisan’dan sonraki süreçte yeni Türkiye’nin yeni devlet teşkilatında bu tip yapılanmalar asla olmayacak. Bu tip yapıların sızması, etkinleştirilmesi mümkün olmayacağı bir sisteme geçeceğiz inşallah.” değerlendirmesini yaptı.

FETÖ’nün bakanlık ve ilgili kurumlarındaki faaliyet planlarını anlatan Özlü, sözlerini şöyle tamamladı:

“Birinci öncelik olarak kendi menfaatleri çerçevesinde devletin kurumlarını ele geçirme politikası izledikleri görülüyor. Finansal kaynakları kendilerine yönlendirme, kendi yakınlarını, yandaşlarını, mensuplarını görevlere getirme gibi bir amaç taşıdıkları görülüyor. Bu amaçlar doğrultusunda çalıştığınız zaman ülkenin bilimsel teknolojik kalkınmasının da doğal olarak engellendiği ortaya çıkıyor çünkü amacınız bilgi üretmek, teknoloji üretmek değil, kendi yakınlarınıza mensuplarınıza imkan sağlamak, iş sağlamak, kaynak aktarmak oluyor.”
Kaynak: Hürriyet

16CHP’li Torun hemşerilerinden ‘Hayır’ desteği istedi

DHA
07 Nisan 2017 – 16:27Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 16:27

Nedim KOVAN/FATSA (Ordu), (DHA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı  ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, 16 Nisan referandumu için destek ziyaretlerinde bulunarak, Ordulu hemşerilerinden ‘hayır’ oyu için destek istedi.
Seyit Torun, 16 Nisan referandumu için memleketi Ordu’nun Fatsa ve Perşembe ilçelerinde vatandaşlarla buluştu. Anayasa’ya getirilen kontrolsüz gücün karanlığı getireceğini iddia eden  Torun, şunları söyledi:
““Tek adamın yönettiği hiçbir ülkede savaş eksik olmamıştır, gözyaşı bitmemiştir, o ülkeler refah yüzü görmemiştir. Türkiye tek bir kişiyle güçlü olamaz, bu ülkeyi birlikte kurduk, yıllarca hep birlikte ürettik, birlikte paylaştık, birlikte korkmadan yaşadık. Bundan sonra da böyle yaşamak istiyorsak, ülkeyi tek bir kişiye emanet edemeyiz. Temel hak ve özgürlüklerimizi bir kişinin iki dudağının arasına bırakamayız. Bu kadar güç, bu kadar yetki kime verilirse verilsin, yoldan çıkar, kontrolünü kaybeder, böyle bir güç tek bir kişinin elinde bu ülkeyi karanlığa götürür. Bir partinin genel başkanı Cumhurbaşkanı olabilir mi? O Cumhurbaşkanı tarafsız olamaz. Eğer Cumhurbaşkanı senin partinden değilse ne yapacaksın. Devletin kapısında bir daha yerin olmayacak. Buna müsaade etme. Bu devlet hepimizin. Türkiye Cumhuriyeti Devletini tek bir kişinin eline bırakamayız.”
Referandumda neden ‘hayır’ oyu verilmesi gerektiğini de gerekçeleriyle anlatan Seyit Torun, “Türkiye’ye bu Anayasayı dayatanlar, ‘Eyaletsiz Başkanlık olmaz’ dediler. Şehirlerin altına bombalar, silahlar koyanlara ‘evet’ dediler. FETÖ’ye ‘evet’ dediler. Devletin tüm kurumlarının ele geçirilmesine ‘evet’ dediler. Başımıza gelmeyen kalmadı. Şimdi Türkiye’yi uçuruma sürüklemeye ‘evet’ diyorlar. Biz de 6 milyon işsizi yaratanlara ‘hayır’ diyelim, güvencesiz çalışma şartlarına, taşeronluğa, işçi cinayetlerine ‘hayır’ diyelim. Gencecik fidanlarımızın şehit olmasına ‘hayır’ diyelim. Suriye’deki yangına körükle giden, yardıma muhtaç insanları siyaset alet edenlere ‘hayır’ diyelim. Türkiye’nin itibarının yerle bir edilmesine ‘hayır’ diyelim” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Seyit Torun, kardeşi kardeşe düşman etmek isteyenlere izin vermeyeceklerini de vurgulayarak, “Bizler her sesin duyulduğu, her rengin görüldüğü ve herkesin korkmadan yaşadığı bir Türkiye’ye sahip olmak istiyoruz.  Birlikte, bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bizi bölmelerine, ayrıştırmalarına, kardeşi kardeşe düşman etmelerine izin vermeyelim. Bu ülkeyi kurup bize emanet edenlere borcumuz var, emanetimize sahip çıkalım” diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

15DİTİB’i suçlayan imamlara mahkemeden ret

AA
07 Nisan 2017 – 16:15Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 16:16

KÖLN İş Mahkemesinde görülen duruşmada, Almanya’ya iltica başvurusunda bulunduğu öğrenilen C.Ç. ile M.D’yi mahkemede avukatları, DİTİB’i ise avukat Mehmet Günet temsil etti. DİTİB’in avukatı Günet, iş mahkemesinin ret kararını beklediklerini ve kararın kendileri için şaşırtıcı olmadığını söyledi.

Günet, “Açılan bu davada Diyanet İşleri Türk İslam Birliği eski imamlar için yanlış bir muhataptı. İşine son verilen kişiler zaten DİTİB personeli değildi. Söz konusu kişilerin ülkelerine geri dönüp eski iş verenleri olan Diyanet İşleri Başkanlığını Türkiye’de dava etmeleri gerekir. Mahkeme beklenen sonucu açıkladı” dedi.
Kaynak: Hürriyet

14AK Partili vekilden kardeşlik mesajı

DHA
07 Nisan 2017 – 15:37Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 15:37

AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, 16 Nisan’da yapılacak referandumda sandıkta ‘hayır’ diyeceklerin de ‘evet’ diyeceklerin de kardeşleri olduğunu söyledi.

AK Parti Sarıgöl İlçe Başkanlığı’nın düzenlediği toplantıya AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, AK Parti Sarıgöl İlçe Başkanı Muhammet Toy, Kadın Kolları Başkanı Emine Uysal ve Gençlik Kolları Başkanı Uğur Çiçek katıldı. AK Parti Lokali’nde bir açıklama yapan Uğur Aydemir, 16 Nisan günü yapılacak referandumda sandıkta oy kullanan herkesin kardeşleri olduğunu söyleyerek, “Evet de, hayır da verseniz bizlerin kardeşisiniz. Milleti için, bayrağı için ‘hayır’ diyenler de kardeşimizdir. Ancak bir kısım hayırcılar var ki, onları da sayalım. Bir PKK terör örgütü ‘hayır’ diyor. DEAŞ hayır diyor. FETÖ hayır diyor. Bir de yurt dışında hayır diyen ülkeler var. Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika, İşviçre hayır diyor. Avrupa Birliği hayır diyor. Mademki bu ülkede yaşıyoruz hepimiz kardeşiz, bu nedenle bizler referanduma karşı her türlü soruya açığız. Ancak söyleyin sık sık seçime giden bir ülkede istikrar olur mu? Bakınız bugüne kadar 65 hükumet kuruldu. 10 hükumetin ömrü 10 ay olmuştur” dedi. Aydemir daha sonra ilçede esnaf ziyareti yaptı.

 

Vehbi SARIHAN / SARIGÖL(Manisa),(DHA)

FOTOĞRAF

 

 
Kaynak: Hürriyet

13Numan Kurtulmuş: (Hüsnü Bozkurt) Gereğini yapın disipline sevk edin

DHA
07 Nisan 2017 – 15:32Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 15:32

 

 

Enver ALAS/İSTANBUL, (DHA) BAŞBAKAN Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamaya tepki göstererek, “Herhangi bir partinin içerisinde milletin bir grubuna karşı böylesine böylesine hadsiz bir laf söyleyene haddini bildirmek önce o partinin sorumluluğundadır. Bunun derhal düzeltilmesi lazım. Bunu nasıl düzelteceksiniz? Gereğini yapın disipline sevk edin” dedi.
Numan Kurtulmuş, Esenler’de ‘Giyimkent Tekstilya Fuar Merkezi’nin açılışına katıldı. Burada bir konuşma yapan Kurtulmuş, Türkiye’nin üretim gücünü artırmaya devam edeceklerini söyledi. Kurtulmuş, “Bir ülkenin esas gücü kendi üretim kabiliyetiyle ilgilidir. Üretime ve ihracata ve istihdama değer veren bir hükümetiz. Tekstil sektörü halen daha Türkiye’nin istihdamın motor gücüdür. Milli istihdam seferberliğine destek veren Giyimkent’teki işverenlere teşekkür ediyorum” dedi.

“TÜRKİYE’NİN NELER KAZANACAĞINI BİRKAÇ SENE SONRA ÇOK DAHA İYİ BİR ŞEKİLDE GÖRECEĞİZ”
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 16 Nisan’da yapılacak referanduma değinerek anayasa paketine ilişkin herkesten son bir haftayı iyi değerlendirmesini istedi. Türkiye’nin tarihi dönüm noktalarından birinden geçtiğini kaydeden Kurtulmuş, “16 Nisan’da bu anayasa paketinin halkın oylarıyla geçmesi ve yasalaşması sonucu Türkiye’nin neler kazanacağını inanın ki birkaç sene sonra çok daha iyi bir şekilde göreceğiz” diye konuştu.

MİLLETVEKİLİNE “DENİZE DÖKERİZ” TEPKİSİ
Numan Kurtulmuş, konuşmasında CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Kurtulmuş, “16 Nisan’dan sonra ‘Evet’ çıkarsa ‘Evet’ diyenleri denize dökeceğiz demesini kabul etmek mümkün değildir.
Bizim Türkçe’mizde ‘denize dökmek’ diye bir tabir vardır. Başka bir ülkenin lugatında da olduğunu zannetmiyorum. ‘Denize dökmek’, bu milletin anti emperyalist karakterinin bir parçasıdır. Bu millet denize döker. Kimi döker? Bu ülkeyi işgale gelen emperyalistleri ve emperyalistlerin uşaklarını denize döker. Dün döktüğü gibi bugün de yarın da döker. Aynı bayrağın altında, aynı ezan seslerinin altında kahraman İzmirlilerin denize döktüğü gibi 15 Temmuz’da da bu kahraman milletin evlatları FETÖ artıklarını, emperyalist uşaklarını denize dökerek” şeklinde konuştu.

“GEREĞİNİ YAPIN, DİSİPLİNE SEVK EDİN”
“Bu milletvekili derhal Cumhuriyet Halk Partisi tarafından disipline sevk edilmelidir” diyen Kurtulmuş,  ‘Bunu tasvip etmiyoruz’ demiş sayın Kılıçdaroğlu. Eyvallah…Bunu söylemiş ama yetmez. Herhangi bir partinin içerisinde milletin bir grubuna karşı böylesine böylesine hadsiz bir laf söyleyene haddini bildirmek önce o partinin sorumluluğundadır.  Bunu hergün söylemeye devam edeceğiz. Bunun derhal düzeltilmesi lazım. Bunu nasıl düzelteceksiniz? Gereğini yapın disipline sevk edin” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a Giyimkent Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Cevizli tarafından günün anısına bir plaket takdim edildi. Numan Kurtulmuş, düzenlenen törende kurdeleyi keserek Giyimkent Tekstilya Daimi Fuar Merkezi’ni açtı.

(FOTOĞRAF)
Kaynak: Hürriyet

12MİT TIR’ı sanıkları avukatının FETÖ’den yargılanmasına başlandı

DHA
07 Nisan 2017 – 14:34Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 14:34

Salih ÜÇTEPE / ADANA, (DHA) – ADANA’da MİT TIR’larının durdurulmasıyla ilgili davada tutuklu yargılanan eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık ile eski savcılar Özcan Şişman, Aziz Takçı ve Ahmet Karaca’nın avukatlığını yapan Alpdeğer Tanrıverdi’nin FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında avukat Alpdeğer Tanrıverdi, FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla Ankara’daki evinde gözaltına alındı. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan Tanrıverdi tutuklandı. Olayla ilgili iddianamesini hazırlayan savcı, Tanrıverdi’nin FETÖ üyeliğinden cezaevinde bulunan bazı avukat ve eski hakimleri ziyaret ettiğini belirterek, Ankara’daki evinde sanık yakınlarını misafir ettiğini kaydetti. Tanrıverdi’nin TIR’lardaki malzemeler için dava ile ilgili dilekçelerinde ‘yasadışı silah’ deyimini kullandığına dikkat çeken savcı, avukatın savunma sınırlarını aşarak çeşitli basın açıklamaları yaptığını belirtti. Ayrıca Tanrıverdi’nin sosyal paylaşım sitelerinde örgütün yasadışı eylemlerini meşru gösteren paylaşımlar yaptığını kaydetti. Savcı, örgütün organik yapısı içinde olup amaç ve talimatları doğrultusunda hareket ettiği öne sürdüğü Tanrıverdi hakkında örgüt üyeliği suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle Adana 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açtı.
SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ
Bugün 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan Avukat Tanrıverdi, örgüt üyeliği suçunu kabul etmedi. Eski savcıların avukatlığını yaptığı için tutuklandığını öne süren Tanrıverdi, savunmasında şunları söyledi:
“Ben avukatlık yaptım. Bunu da en doğru şekilde, mesleki kurallar içerisinde en iyi şekilde icra ettim. Bunun dışında atılı suçlamayla ilişkim olmamıştır. Ben cemaat denilen yapının yanından geçmedim. Bu yapının gazete veya dergilerine elimi sürmedim. Savcı Aziz Takçı, üniversiteden 25 yıllık arkadaşım. Çocuklarına sahip çıktığım için tutukluyum. Evime polis geldiğinde dava ile ilgili dosyaları delil olarak almak istediler. Ben de bu belgelerin devlet sırrı niteliğinde olduğunu söyledim. Polis de dosyaları mühürlü delil torbalarına koydu. Basında bu belgeler sanki yasadışı yolla bendeymiş gibi haberler çıktı. Örgüt üyesi değilim.”
Mahkeme heyeti, Alpdeğer Tanrıverdi’nin tutukluluk halinin devamına karar verip eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
FOTOĞRAFLI

Kaynak: Hürriyet

11KAYSERİ’de 3 avukata FETÖ gözaltısı

DHA
07 Nisan 2017 – 14:34Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 14:34

Olcay DÜZGÜN / KAYSERİ, (DHA) –  KAYSERİ’de FETÖ soruşturması kapsamında 3 avukat gözaltına alındı.
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ByLock programı kullandıkları belirlenen avukatlar Funda Aydın, Ali Osman Turgut ve Bekir Sıddık Çelik evlerinde gözaltına alındı. Avukatlar,
Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tabipliği’nde sağlık kontrolünün ardından ifadeleri alınmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

10FETÖ, ‘zeki ve güzel’ kadınları üst düzey yöneticilerle evlendirip, fişletmiş

DHA
07 Nisan 2017 – 14:31Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 14:31

Gurbet GÖKÇE- Engin ÖZMEN/ EDİRNE,(DHA)- EDİRNE’de aralarında ordudan ihraç edilen 54’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı’nın da bulunduğu 8’i tutuklu 22 askerin darbe girişimine katılmasıyla ilgili hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün ‘üst düzey’ görevliler için ‘zeki ve güzel’ kadınları önceden tespit ederek evlendirdiğini ve bu yolla kadınların eşlerini ‘fişlediğini’ yazdı.
Edirne’de darbe girişimi gecesinde yaşananlara ilişkin aralarında ordudan ihraç edilen 54’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı’nın da bulunduğu 8’i tutuklu 22 şüpheli asker için hazırlanan iddianame, Edirne 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal tarafından hazırlanan 229 sayfalık iddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün oluşumundan bugüne kadar gelen faaliyetlerine geniş yer verildi.
İddianamenin FETÖ yapılanmasında mevki-makam isimleri, görevleri ve sorumlulukları bölümünde kıta imamlarından, bölge imamlarına kadar tüm görevler detaylı olarak anlatıldı. Bu kısımdaki ‘evlendirme mesulü’ ise dikkat çekti. İddianamede yer alan bilgilere göre, FETÖ yapılanması içerisinde yer alan kadınlar, üniversite ikinci sınıftan itibaren güzellik ve zeka seviyelerine göre kategorize ediliyor. En güzel ve en zeki kadınlar, örgütün subay, savcı, hakim, MİT mensubu, rütbeli emniyet mensupları, genç bürokratlar, savcı, hakim olacak avukatlara ve zengin mütevelli esnaflarına ayrılıyor.
“EŞ DEĞİL AJAN YERLEŞTİRMİŞLER”
Edirne Cumhuriyet Savcısı Eşref Çağdaş Bal’ın hazırladığı iddianamede ‘güzel ve zeki’ kadınların askerlerle evlendirilip başlarının açtırıldığı, kadınların evli oldukları eşlerini ‘fişledikleri’ bilgisine yer verildi. İddianamede, evlendirme mesulü başladığı altında şunlar kaydedildi:
“Asker şahıslar ile evlendirilecek olanların başları açtırılır, tesettürlü giyimden vazgeçirilir. Bu meslek gruplarıyla evlendirilecek olanlar FETÖ yapılanmasının birer ajanıdır. Çünkü evli olacakları veya evli oldukları eşlerin tüm mahrem bilgilerini, zaaflarını, hobilerini ve fobilerini FETÖ yapılanmasında bağlı bulundukları imamlara iletirler. Bu meslek gruplarındaki kişilerin en mahremleri yasa dışı olarak kayıt altına alınmak suretiyle büyük bir fişleme arşivi oluşturur. Bu elemeden sonra kalan bayanlar ise FETÖ mensubu öğretmenler, polis memurları, astsubaylar diğer kamu kurumundaki memurlar ile evlendirilmek suretiyle arşivlemeye ve fişlemeye devam edilir. FETÖ yapılanmasında yer alan mensupların tamamına yakını bu şekilde evlendirilir. Hatta bu evlenme işlemlerinde kullanılmak üzere önce özel bir katalog oluşturulur. Bu katalogda FETÖ yapılanmasına bağlı aşırı itaatkar bayan mensupların fotoğrafları, fotoğrafları altında özel bilgileri bulunur. FETÖ yapılanmasının önem verdiği konumlara göre sırayla seçmeler yaptırılır. Elemelerden sonra en son kategoride yer alan evlendirilecek bayanların kataloğu Serrehberde bulunur.”
3’ER KEZ ÖMÜR BOYU HAPİSLERİ İSTENDİ
İddianamede sanık Hidayet Arı’nın yanı sıra subay ve astsubay rütbelerindeki Ekrem Tekinarslan, İsmet Sezgin, Kağan Kaya, Ramazan Altun, Ali Soylu, Bülent Yılancı, Ali Koç, Ayhan Atasoy, Ercan Çırak, Furkan Avcı, Harun Kiraz, İlkan Pekcur, Mehmet Sağlık, Mustafa Gençay, Oğuz Özcan, Oğuzhan Çevik, Özhan Yurdugüzel, Sinan Çamur, Şeref Karataş, Tahsin Arda Karabiber ve Zafer Dağdeviren yer aldı. Tüm sanıklar için ‘Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve yasama organını ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü üyesi olmak, bazı sanıklar hakkında da ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. İddianamede sanıklar için örgüt üyeliğinden 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve verilecek cezaların yarı oranında da arttırılması talep edildi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

9FETÖ’den aranan kaymakam yakalandı

DHA
07 Nisan 2017 – 14:04Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 14:04

Burhan CEYHAN / (Aydın), (DHA) – AYDIN’da kimlik kontrolü yapan polis ekipleri, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aranan ve meslekten ihraç edilen, Bitlis’in Tatvan İlçesinin eski kaymakamı Murat Erkan’ı yakaladı.
Aydın İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu ve Güven Timleri, bu sabah, Ramazan Paşa Mahallesi’nde durumundan şüphelendikleri bir kişiyi durdurdu. Kimlik kontrolünün yapılmasıyla, şüphelinin FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen, eski Tatvan Kaymakamı Murat Erkan olduğu belirlendi. Erkan’ın, Tatvan’dan önce görev yaptığı Erzurum’da yürütülen soruşturma kapsamında, ‘anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs’ suçundan arandığı anlaşıldı. Gözaltına alınan Erkan, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne teslim edildi.
Murat Erkan, 11 Ağustos 2016’da görevden alınmış, daha sonra çıkarılan kanun hükmünde kararnameyle meslekten ihraç edilmişti.

FOTOĞRAF

 
Kaynak: Hürriyet

8Antalya’daki FETÖ davasında 7 tahliye

DHA
07 Nisan 2017 – 13:48Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 13:48

Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA) – ANTALYA’da, 97 sanıklı FETÖ/PDY davasında, 7 sanığın tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesine karar verildi.
Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 gündür duruşmaları devam eden 97 sanıklı davada, aralarında Fethullah Gülen’in de bulunduğu firari 45 sanığın dosyası ayrıldı. 25’i tutuklu 52 sanığın yargılandığı dava öncesi mahkeme savcısı Hacı Mehmet Güdül bu görevden alınıp genel soruşturma bürosunda görevlendirildi. Mahkeme Başkanı Yücel Dağdelen de önceki gece kararname ile Manisa’ya hakim olarak tayin edildi.
Duruşmada, 25’i tutuklu 52 sanıktan 47’si hazır bulundu. Gelmeyen 5 sanıktan ikisinin halen askerde olduğu kaydedildi. Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamımı istedi. Aralarında FETÖ’nün Antalya imamları ile kapatılan Rasanet Gençlik Vakfı yöneticileri ve işadamlarının bulunduğu sanıklar ise suçlamaları kabul etmedi.
4 gün süren duruşma sonunda mahkeme, tutuklu Eyüp Sabri H., Cezmi A., İsmet A., Celil D., Şeref Ü., Cevdettin S. ile Mehmet Ali S.’nin tahliyesine karar verdi. Duruşma ertelendi.
Kaynak: Hürriyet

7FETÖ/PDY’nin yargı yapılanmasına ilişkin ilk iddianame tamamlandı (2)

DHA
07 Nisan 2017 – 13:42Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 13:42

Özden ATİK, İSTANBUL (DHA) – FETÖ / PDY’nin yargı yapılanması iddianamesinde, bazı itirafçı hakim ve Cumhuriyet Savcılarının ifadelerine yer verildi. İddianamede, “Darbe girişimi üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada itirafçı olan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının beyanlarının, toplumun yargıya duyduğu güvenin kısa bir süre içerisinde neden dibe vurduğunu ve örgütün toplumdan gizlediği kirli yüzünü gözler önüne serecek mahiyette olduğu” ifade edildi.

İTİRAFÇI: KURAN’A EL BASTIRARAK SORULARI VERDİLER…
İddianamede bazı itirafçıların ifadelerine yer verildi. Bir itirafçı, (x) isimli bir kişiyle ,(y) isimli bir ser murakıpla yapılan görüşmesini şöyle anlattı,
“Bize hitaben ‘Size Adli Yargı Hâkim Savcılık sınavının cevapları işaretlenmiş şekilde sorularını vereceğim, kabul eder misiniz?’ şeklinde sordu. Akabinde bunu farklı farklı kesimlerin yıllardır yaptığını, muhafazakar kesimlerin geride kaldığını, sizin gibi insanların mesleğe geçerek gerekli adaletin sağlanması gibi sözler söyledi. Ben de bu sözleri duyunca kabul ettim. Ayrıca benimle gelen (x) de bunu kabul etti. Daha sonra Kur’an ile elinde sorularla geldi. Tek tek bize Kur’ana el bastırdı. Kur’ana elimiz basılı halde bize hitaben ‘Hocaefendi bile gelse bu soruları aldınız mı’ dese, ‘almadık’ şeklinde söyleyeceksiniz. Ve bu hususta Kur’an üzerine yemin edeceksiniz’ şeklinde söyledi. Biz de ‘Kur’an üzerine yemin ederiz’ diyerek yemin ettik ve bize fotokopi halinde kitapçık şeklinde tüm soruları verdiler. Kitapçıkta soruların doğru şıkları kurşun kalemle yuvarlak içerisine alınmış vaziyette idi. Soru kitapçığı bir tane idi. Daha sonra kendisi odadan çıkarak bize ‘Bir saatiniz var soruların cevaplarını ezberleyin. Buradan çıktığınız da sorular ile ilgili olarak en ufak bir şeyden bile birbirinize dahi bahsetmeyin’ şeklinde söyledi. Biz de bu soruları (x)’le birlikte bir saat çalıştık ve soruların cevaplarını ezberledik. Daha sonra tekrardan (y) gelerek bizden kitapçığı elden aldı ve bana 75-80 arası bir puan alacak şekilde doğru cevapları işaretlememi, (x)’e de 70-75 arası bir puan alacak şekilde doğru cevapları işaretlemesini söyledi. Ayrıca bize ‘Sınav kağıdını boş bırakmayın. Karalama yaparak soru çözmüş gibi yapın’ demişti.”

“KİM İÇİN GÖZALTI KARARLARI VERDİK HİÇ HABERİM YOKTUR”
Örgüt mensubu bir özel yetkili mahkeme hakiminin tavsiyesiyle 2011’de Beşiktaş Adliyesi’nde özel yetkili savcı olarak görevlendirildiğini anlatan bir itirafçı ise şunları söyledi:”1,5 – 2 ay kadar burada çalıştım. Hiç iddianame yazmadım. Sadece bir kez bir hafta nöbet tuttum. Arama, elkoyma, gözaltına alma, telefon dinleme, teknik araçlarla izleme vb. tüm talepleri TEM Şube Müdürlüğü görevlileri flash bellekle hazır olarak getiriyordu. Ben de imzalıyordum. Gelen yazıları okumak istediğimde birlikte çalıştığımız Cumhuriyet savcısı …’Başsavcı vekili … kızıyor. Onun talimatı var, okumadan imzala geç’ diye söylüyordu. Ben de tatsızlık çıkmasın diye imzalıyordum. Kendim fiilen hiç müzekkere, talimat, karar yazmadım. Polisin getirdiği ve bizim imzaladığımız soruşturma ile ilgili talep, müzekkere ve kararların kimler hakkında uygulanacağını bile bilmiyordum. Kimin için iletişim tespiti kararı verdik, kim için arama el koyma, gözaltı vb. kararlar verdik hiç haberim yoktur.”

“EMİN AĞAOĞLU’NU BAŞKANLIKTAN ALMA PROJESİ”
“Cemaatin YAR-SAV’a üye olarak Emin Ağaoğlu’nu başkanlıktan alma projesi de vardı.Bu projenin devamı olarak cemaatten olan meslektaşlar YAR-SAV üyesi olup Emin Ağaoğlu’nun listesinden seçime giriyorlardı. Oylama zamanı Emin Ağaoğlu listesinde cemaatçiler doğaçlama gelişiyormuş gibi bir görüntü vererek oylama sırasında “ben de adayım” diyerek ortaya çıkıyorlar,bu şekilde listeyi delip gerçekte seçilmesi gereken grubun yani cemaatin seçilmesini sağlıyorlardı.”

TEĞMEN MEHMET ALİ ÇELEBİ DOSYASI…
İtirafçı ifadelerinde, Ergenekon davasında yaklaşık 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin telefonuna başka birisinin rehberinin yüklenmesiyle ilgili polislere yönelik iddianamenin iadesinin nasıl konuşulduğu da yer aldı: “2013 yılında Ergenekon dosyasından tutuklu Mehmet Ali Çelebi’nin polisler tarafından cep telefonuna başka birisinin rehberinin yüklenmesi olayı ile ilgili olarak görevi kötüye kullanmak suçundan yürütülen soruşturma dosyası ile ilgili teğmen ve anne-babası yanıma gelip dosyanın dört savcı değiştirdiğini söyleyip bir an önce bitirilmesini söylediler. Ben de soruşturma dosyasını ele aldım. Bazı polisler hakkında ek takipsizlik verdikten sonra birkaç sanık polis hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan iddianame düzenledim. O dönem başsavcı vekilinin izinde olması nedeni ile yerine görevlendirilen başsavcı vekili … beni yanına çağırdı. Dosyanın kendi dosyaları ile alakalı olduğunu söyleyip ‘Polis memurları bizim çocuklar bunların zarar görmesini istemiyorum. Bir şey yapamaz mıyız’ dedi. Ben de ‘Siz iddianameyi görevi kötüye kullanma, ihmal yönünden iade edin. Ben tekrar bakayım’ dedim.”

17 ARALIK OLAYI…
17-25 Aralık olaylarında yapılan bir usulsüz arama şöyle anlatıldı: “16 Aralık akşamı aynı binada oturduğumuz savcı …yanıma gelerek ‘Bir avukat bürosunda arama var. …senin katılmanı istiyor’ diye söyledi. 17 Aralık sabahı … yanına gittim. Bana ‘bir avukat bürosunda arama var sen katılacaksın’ dedi. Yanımdaki polisler ile birlikte yola çıktık. Bir binanı önünde durduk. Polisler binanın tamamında arama yapmak istediler. Ben itiraz ettim. Avukat bürosu olduğu için sadece avukatın kullandığı büroda arama yapılabileceğini söyledim. Bu arada savcı … ile görüşüldü. … ‘Arama kararı binanın tamamı için, polisler binanın tamamını arayabilirler’ dediler. Binadan girdik, ben sadece bina içinde bulunan ve dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlunun ortağı olan ve soyadının ….olduğunu hatırladığım avukatın bürosundaki arama işlemine katıldım. Polisler tüm binada arama yaptı. Hatta avukat bürosu dışındaki yerlerde yapılan arama tutanağını da bana imzalatmak istediler.”

HSYK SEÇİMLERİNDE BYLOCK ÜZERİNDEN TALİMAT VERİLDİ
Öte yandan iddianamede, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimi öncesinde FETÖ/PDY’ nin aday olan sözde bağımsız adaylarının alacağı muhtemel oyları hesapladığı, seçimin başa baş geçeceğini düşüncesiyle işi şansa bırakmak istemeyen örgütün, stajını tamamlayan örgüt mensubu adayların seçimde oy kullanmasını sağlamak amacıyla Bylock üzerinden talimat verdiği de yer aldı.

HİLE İHBAR SONRASINDA BOZULDU
Henüz göreve başlamadıkları ve oy kullanma hakkına sahip olmadıkları halde örgüt mensuplarının, HSYK içerisindeki tetkik hâkimlerine düzenlettikleri usulsüz belgelerle YSK’ya başvurarak seçimde oy kullanma talebinde bulundukları, ancak bu hilenin YSK tarafından HSYK’ya yapılan ihbarla bozulduğuna dikkat çekildi.

“YENİ OLUŞAN HSYK’Yİ İTİBARSIZLAŞTIRMAYI HEDEFLEDİLER”
Seçimlerin kaybedilmesi sonrasında örgüt mensuplarının, yeni oluşan HSYK’yi itibarsızlaştırmak için faaliyet başlattıkları belirtildi. Örgüt mensubu hâkim ve Cumhuriyet savcılar hakkındaki karar süreçlerinin uzatılmasına yönelik çalışmalar yapıldığı, 2014 sonrasında başka mahallere atanan örgüt mensuplarının fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek uzun süreli sağlık raporları aldıkları, bu suretle yargılama faaliyetlerini aksatarak kurulu itibarsızlaştırmayı hedefledikleri anlatıldı.
Kaynak: Hürriyet

6Türkiye’nin gündemini sarsmışlardı… “Hepsi ByLock kullanıcısı”

AA
07 Nisan 2017 – 13:40Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 14:15

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ’ye iltisaklı olduğu gerekçesiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından meslekten çıkarılan 25 şüpheli hakim ve savcı hakkında yürütülen ilk soruşturma tamamlandı.

Soruşturma sonucunda Cumhuriyet Savcısı İsa Dalgıç tarafından hazırlanan 227 sayfalık iddianamede, kapatılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı özel yetkili cumhuriyet savcılıkları ve mahkemelerde görev yapan, kamuoyunda “Ergenekon”, “Balyoz”, “Askeri Casusuluk”, “Odav TV”, “Futbolda Şike”, “17/25 Aralık”, “Selam Tevhid”, “MİT tırları”, “yasa dışı dinleme”, “Tahşiye”, “usulsüz tahliyeler” gibi soruşturma ve kovuşturmalarda yer alan Cihan Kansız, Mehmet Ekinci, Sedat Sami Haşıloğlu, Metin Özçelik, Mustafa Başer ve Hikmet Usta’nın da aralarında bulunduğu 25 şüpheli yer aldı.

Şüpheliler hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, şüphelilerin Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen “Selam Tevhid’de kumpas” davasında yargılandıkları, bu nedenle dosyaların birleştirilmesi talep edildi.

Soruşturmayı koordine eden Başsavcıvekili Önder Yaman tarafından onaylanan iddianame, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Mahkeme heyeti iddianameyi inceleyerek kabulü veya reddi ile birleştirme talebi konusunda karar verecek.

FETÖ soruşturmaları kapsamında Türkiye genelinde hakim ve savcılara yönelik hazırlanan ilk iddianamede, FETÖ’nün genel yapısı, örgütün yargı yapılanması, “ByLock” programı, “örgütsel motivasyon unsuru” olarak nitelendirilen 1 dolar, örgütün izleyeceği yol haritası, ele geçirilen örgütsel dokümanlar ile şüphelilerin eylemleri ve savunmalarına yer verildi.

ŞÜPHELİLERDEN 13’Ü FİRARİ

İddianamede, şüphelilerden 5’i Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen “Selam Tevhid’de kumpas” davasında olmak üzere 12’sinin tutuklu olduğu, 13’ünün de “firari” olarak arandığı belirtildi.

Dönemin özel yetkili savcıları Ayhan Bedirhan ve İsmail Işık, kapatılan özel yetkili İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri Mehmet Erdoğan ve Mehmet Hamzaçebi, kapatılan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Metin Özçelik, “Futbolda şike” davasına bakan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Ekinci ile Mustafa Başer, Muzaffer İren, Osman Kaya, Ümit Zafer Çolak, Mehmet Ekinci, Kazım Kahyaoğlu ve Abdullah Öztürk tutuklu bulunuyor.

Hakkında yakalama kararı bulunan “Ergenekon” davasına bakan kapatılan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin üyesi Sedat Sami Haşıloğlu, Durmuş Yiğit, Eşref Aksu, kapatılan özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hadi Çağdır, Mehmet Ali Uysal, Mustafa Boz, Nurullah Çınar, Cihan Kansız, İsmail Tandoğan, Hikmet Usta, Davut Bedir, kapatılan özel yetkili İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Gökmen Demircan ve Yakup Hakan Günay ise firari şüpheli olarak aranıyor.

DİNK DAVASININ SAVCISINDAN DA BYLOCK ÇIKTI

İddianamede, Hrant Dink ana davasına bakan kapatılan özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma savcısı Hikmet Usta, “Futbolda şike”, kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca” ismiyle bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün yargılandığı “Karagümrük çetesi” ve “Odatv” davalarının görüldüğü kapatılan özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin başkanı Mehmet Ekinci, bir dönem “Ergenekon” soruşturmasını da yürüten Başsavcıvekili Cihan Kansız, 17-25 Aralık sürecinden sonra 22 Temmuz 2014’te FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonda tutuklanan 62 şüphelinin usulsüz tahliyesine karar veren ve reddihakim taleplerini değerlendiren hakimler Mustafa Başer ve Metin Özçelik’in de aralarında bulunduğu 16 şüphelinin örgütün şifreli mesajlaşma programı “ByLock” kullanıcısı olduğu belirtildi.

 
Kaynak: Hürriyet

5Bursa’da FETÖ’den 2 avukat tutuklandı

DHA
07 Nisan 2017 – 13:33Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 13:33

Halil ÖZÇOBAN/BURSA, (DHA)- BURSA’da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 9 avukattan 2’si, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. 7 avukat ise adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürülüten FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, Bursa, Antalya ve Çanakkale barolarında görevli 9 avukat eş zamanlı operasyon ile gözaltına alındı. Sorgulamaları tamamlanan avukatlar dün adliyeye sevk edildi. Savcılık tarafından, tutuklanma talebi ile Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılan avukatlardan, Bursa Barosu’na kayıtlı olan ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nde görev yaptığı öne sürülen D.E. ile Antalya Barosu’na kayıtlı D.T. tutuklandı. Şüphelilerden Bursa ve Çanakkale barolarına kayıtlı S.A.M., A.F.B.E., H.S., H.D.,  M.B.,  M.Y. ve T.Y. ise adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olayla ilgili soruşturmaya başlandı.
Kaynak: Hürriyet

4FETÖ/PDY’nin yargı yapılanmasına ilişkin ilk iddianame tamamlandı (1)

DHA
07 Nisan 2017 – 13:32Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 13:32

Ümit TÜRK/İSTANBUL,(DHA) Kapatılan İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılıkları ile Özel Yetkili Mahkemeler’de görev yapan; “Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusuluk, OdavTV, Şike, 17/25 Aralık, Selam Tevhid, MİT Tırları, Yasadışı dinleme, Tahşiye, Usulsüz Tahliyeler” gibi soruşturma ve kovuşturmalarda yer alan ve aralarında Cihan Kansız, Mehmet Ekinci, Mustafa Başer, Metin Özçelik’in bulunduğu 25 eski hakim ve savcı hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen Selam Tevhid’de Kumpas davasıyla birleştirilme talebiyle İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

227 SAYFALIK İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Önder Yaman koordinesinde cumhuriyet savcısı İsa Dalgıç tarafından hazırlanan iddianame 227 sayfadan oluşuyor. İddianamede, şüphelilerden 16’sının Bylcok kullancısı olduğu, 7’sinin tutuklu olduğu, 5’inin yargıtay 16. Ceza Dairesinde görülen dava dosyasından tutuklu bulunduğu, 13 şüphelinin ise firari olarak arandığı kaydedildi.

İSİMLER…
Buna göre tutuklu şüphelilerin; Ayhan Bedirhan, İsmail Işık, Mehmet Erdoğan, Mehmet Hamzaçebi, Metin Özçelik, Mustafa Başer, Muzaffer İren, Osman Kaya, Ümit Zafer Çolak, Mehmet Ekinci, Kazım Kahyaoğlu, Abdullah Öztürk olduğu,
Firari olan ve haklarında yakalama kararı bulunan şüphelilerin ise; Durmuş Yiğit, Eşref Aksu, Hadi Çağdır, Mehmet Ali Uysal, Mustafa Boz, Nurullah Çınar, Sedat Sami Haşıloğlu, Cihan Kansız, İsmail Tandoğan, Hikmet Usta, Davut Bedir, Gökmen Demircan ve Yakup Hakan Günay oldukları belirtildi.

FETÖ’NÜN YARGI YAPILANMASININ İŞLEYİŞİ…
İddianamede Fetullahçı Terör Örgütü’nün yargı yapılanmasına ilişkin detaylı bilgilere yer verildi. Örgütün yargıyı ele geçirmek için hukuk fakültelerinde okuyan öğrencilerden kendilerine bağlı olanlara hakimlik ve savcılık sınavından bir hafta önce getirilen soru ve cevapları verdikleri belirtildi. İddianamede abiler/ablalar tarafından cevapları işaretlenmiş kitapçıklar halinde öğrencilere gösterilerek ezberlemelerinin ve bu şekilde sınavda başarılı olmalarının sağlandığı kaydedildi. İddianamede, öğrencilerin sınavı kazanmaları halinde, örgütün yargı içerisindeki bürokrat ve üst düzey yöneticilerinin referans olduğu, bu şekilde mülakatı geçip staja başlayan hâkim ve savcı adaylarının da Adalet Akademisi ve staj döneminde de yine örgüt tarafından koordine edildiği belirtildi. Hâkim ve savcı adaylarının deşifre olmasını engellemek için de, “tedbir” kuralları çerçevesinde beşer kişilik kapalı gruplar halinde ve örgüt tarafından finanse edilen evlerde kalmalarının sağlandığı belirtildi.

ADALET AKADEMİSİ FİŞLEME MERKEZİ OLARAK KULLANILDI
İddianamede bazı hâkim ve savcı adaylarına ise Türkiye Adalet Akademisi yurdunda kalmalarının tavsiye edildiği, bu kişilerden de daha sonra örgüt lehine ya da aleyhine konuşan aday arkadaşlarının bildirilmesinin istendiği belirtildi. İddianamede örgütün Adalet Akademisi’ni fişleme merkezi olarak kullandığına yer verilerek şu tespit yapıldı: “Kendilerinden olmayan adayların mesleğe kabullerini engellemek amacıyla usulsüz soruşturmalar yapıldığı, cezalar verildiği ve bu cezalar gerekçe gösterilerek mesleğe kabul edilmeyen Didem Yaylalı isimli hâkim adayının, tıpkı Ali Tatar örneğinde olduğu gibi, uğradığı haksızlıklara dayanamayarak intihar etmek suretiyle yaşamına son verdiği; buna karşın, örgüt mensubu olan adayların ise staj döneminde verilen siciller, yıllık kurulu üyeliği gibi yollarla parlatılarak kritik görevlerde rol almaya ve mesleki kariyere hazırlandıkları anlaşılmıştır”

İLHAN CİHANER OLAYI
İddianamede CHP Milletvekili İlhan Cihaner’e düzenlenen kumpas da örgütün yargı yapılanmasına örnek olarak gösterildi; “İlhan Cihaner Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde, salt Fetullahçılar olarak bilinen grupla ilgili olarak izinsiz eğitim kurumu açma ve “Yardım Toplama Kanunu’na Muhalefet” suçlarından yürüttüğü bir soruşturma nedeniyle, FETÖ/PDY örgütüne mensup olan Erzurum özel yetkili Cumhuriyet savcıları ile emniyet görevlileri tarafından makam odasında adeta sürüklenerek yaka paça gözaltına alındı” denildi.

FETULLAH GÜLEN’İN TALİMATIYLA 63 TUTUKLUYA TAHLİYE KARARI VEREN HAKİMLER…
İddianamede şüpheli eski hakimler Mustafa Başer ile Metin Özçelik’in, Hidayet Karaca ve eski emniyet müdürlerinin de bulunduğu Tahşiye davasında tüm sanıklara verdikleri tahliye kararının Fetullah Gülen’in emriyle verildiği belirtildi. Gülen’in 19 Nisan 2015’te, “Mukaddes Çile ve İnfak Kahramanları” konulu kriptolu talimatı üzerine tutuklu sanık avukatlarının İstanbul Adliyesi’ndeki tüm Sulh Ceza Hakimlikleri’nin reddi ve tutukluların tahliyesini içeren 51 dilekçenin prosedüre aykırı bir şekilde bizzat İstanbul 29’uncu Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi Metin Özçelik’e verildiği, Özçelik’in de yetkisiz olmasına rağmen ertesi gün tüm personelin ayrıldığı bir zamanda dilekçeleri sisteme kaydettirdiği ve tüm reddi hakim taleplerini kabul ederek, tahliye taleplerine ilişkin ise İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Mustafa Başer’in görevlendirmesine kesin olarak karar verdiği belirtildi. Mustafa Başer’in de mesaisinin bitmesine, tüm personelin adliyeden ayrılmasına rağmen odasında tek başına kaldığı sırada Özçelik’in kendisine yaptığı görevlendirme üzerine henüz kendisine 594 klasörden oluşan soruşturma dosyasının intikal etmeden, atılı suçlar nedeniyle soruşturma dosyalarındaki delilleri incelemeden, tutuklu 63 şüphelinin tahliyesine karar verdiği anlatıldı.

HUKUK BİR SİLAH OLARAK KULLANILDI
İddianamede, “22 Temmuz, Casusluk,Yasa Dışı Dinleme, 17-25 Aralık Kumpas, Selam Tevhid’de Kumpas, Tahşiye Grubuna Kumpas ve Emniyetteki Paralel Yapı Soruşturmalarıö olarak bilinen soruşturmalarda tutuklu bulunan şüphelileri tahliye etmek amacıyla haftasonu olağanüstü çabalarla Fetullah Gülen’in emrini yerine getiren hakimlerin hukuku bir silah olarak kullanmaktan çekinmedikleri görülmüştür” denildi.

ŞÜPHELİ CİHAN KANSIZ’IN USULSÜZLÜKLERİ…
Eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili şüpheli Cihan Kansız’ın da FETÖ’nün amacı doğrultusunda bazı soruşturma ve davalarda yaptığı usulsüzlüklere yer verildi. İddianamede Kansız tarafından yapılan usulsüz işlemlerin bazıları şöyle;  “Oda TV soruşturmasında, müşteki Coşkun Musluk ile ilgili suçlu izlenimi yaratmak adına gerçeğe aykırı bilgi ve evrak oluşturularak iddianame eklerine koydurmak, yine 20 yıla yakın bir süredir hakkındaki dava nedeniyle sürgünde bulunduğu belirtilen Kürt gazeteci yazar Günay Aslan’ ın memleketi Van’ a yönelik hasretini dile getirdiği bir e-postayı, soruşturma dosyası ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen birer suç deliliymiş gibi göstermek, 2010’da gizli tanık İ.Ç.’nin, Deniz Uygar kod adıyla Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’e verdiği ifadenin, gazeteci Adem Yavuz Arslan’a servis ederek soruşturmanın gizliliğini ihlâl etmek, Hanefi Avcı hakkında yazmış olduğu kitap nedeniyle Devrimci Karargah, Oda TV, Ergenekon örgütüne yardım gibi iddialarla soruşturma açtığı, hukuka aykırı işlemler yaptığı, görevlerini kötüye kullandığı”

ŞİKE HAKİMİ MEHMET EKİNCİ…
Eski 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı şüpheli Mehmet Ekinci’nin de “Şike” dosyasında diğer hâkim savcılarla birlikte organize illegal bir yapının üyesi olduğu belirtilen iddianamede, “Örgüt kurucu ve yöneticilerinin talimatları doğrultusunda proje hazırlatarak, bu projeye uygun şekilde kumpas eylemleriyle soruşturmayı yürüttüğü belirtildi” Yine Ekinci’nin Poyrazköy olarak bilinen davada haksız tutuklama kararı verdiği, “Balyoz Davası” olarak bilinen davanın soruşturma ve kovuşturma aşamalarında birçok hukuka aykırı işlemler yaparak hak ihlâllerine neden olduğu vurgulandı.

Kaynak: Hürriyet

Kaynak: Hürriyet

3Samsun’da FETÖ’den gözaltında alınan 12 asker adliyede

DHA
07 Nisan 2017 – 12:46Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 12:46

Hakan ÇELİKBAŞ / SAMSUN, (DHA) – SAMSUN merkezli 8 ilde FETÖ/PDY’nin jandarma yapılanmasına yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 13 şüpheliden 12’si adliyeye sevk edildi. 1 şüpheli ise ifadesinin ardından savcılık talimatıyla Emniyet Müdürlüğü’nden serbest bırakıldı.
Samsun Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri 4 gün önce FETÖ/PDY’nin jandarma yapılanmasına yönelik Samsun merkezli Giresun, Malatya, Ankara, Kahramanmaraş, İstanbul, Trabzon ve Kastomunu’da operasyon düzenledi. 15 adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen polis, görevlerinden ihraç edilen ve ByLock kullandıkları tespit edilen,  aralarında uzman çavuş, astsubay ve teğmenlerin bulunduğu 13 şüpheliyi gözaltına aldı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramada ele geçen dijital verilere el kondu.
Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alınan 1 şüpheli Cumhuriyet savcısının talimatıyla serbest bırakıldı.
Emniyette 4 gün boyunca sorgulanan 12 şüpheli ise bugün adliyeye sevk edildi.
FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

2FETÖ’den gözaltına alınan 5 kişi adliyeye gönderildi

DHA
07 Nisan 2017 – 12:41Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 12:41

Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, (DHA) – ERCİYES Üniversitesi’nde, FETÖ’nün kriptolu haberleşme programı ByLock’u kullandığı iddiası ile gözaltına alınan 5 kişi Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerin ardından nöbetçi savcılığa gönderildi.
Kayseri’de polisin yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan Erciyes Üniversitesi’nde çalışan Halil İbrahim K., Mehmet A., Demet T., Serdar K. ve Arif K, Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerin ardından sağlık kontrolü için Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tabipliğine getirildi. Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, adliyeye götürüldü.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

1İstanbul’da FETÖ operasyonu; Denizli’de aranan iş adamı İstanbul’da yakalandı

DHA
07 Nisan 2017 – 12:09Son Güncelleme : 07 Nisan 2017 – 12:09

Çağatay KENARLI/İSTANBUL,(DHA)  Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında firari olarak aranan Abdullah Yağcı, Avcılar’da sahte kimlikle yakalandı.
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri,  Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında firari olarak aranan Abdullah Yağcı’nın İstanbul’da saklandığını belirledi. Bunun üzerine TEM ekipleri yaptığı çalışmalarda Yağcı’nın, geçtiğimiz gün saat 22.30 sıralarında Avcılar’da bulunan bir kafede eşi ile birlikte oturduğunu belirledi. Yapılan operasyon Yağcı  gözaltına aldı. Abdullah Yağcı’nın yapılan üst aramasında Ferhat K. adına düzenlenmiş sahte kimlik bulundu. Ekipler Yağcı’nın Bahçeşehir’de kaldığı evde yaptığı aramalarda bulunan 2 tablet bilgisayara incelemek üzere el koydu.

EŞİNİ AĞABEYİ OLARAK TANITTI
Yağcı’nın yakalanmamak amacıyla teknik ve fiziki takibe karşı telefon kullanmadığını, yaklaşık 3 aydır İstanbul’da saklandığını, eşinin ise site sakinlerine Abdullah Yağcı’yı ağabeyi olarak tanıttığı belirlendi.

PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞIM VAR İLAÇLAR ALIYORUM YALANI
Gözaltına alınarak Vatan Caddesi’ndeki Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne getirilen Yağcı’nın yakalandığı sırada polis ekiplerine, “Ben Ferhat K.’yım, psikolojik rahatsızlığım var, ilaçlar alıyorum. Kimliğim gerçek” şeklinde kandırmaya çalıştığı iddia edildi.

2 TEKSTİL FİRMASI KHK İLE TMSF’YE DEVREDİLMİŞ
1 Eylül 2016’da yayınlanan Kanun Hükümünde Kararname (KHK) ile Abdullah Yağcı’nın 2 tekstil firmasının TMSF’ye devredildiği öğrenildi.

TUTUKLANDI
Emniyetteki işlemleri tamamlanan Yağcı, dün sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

(FOTOĞRAF)

Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz