- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Mecliste basın toplantısı düzenledi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) bu sabah başlayan referandumu değerlendiren Yılmaz, şunları söyledi:
“Öncelikle uluslararası hukuka, BM güvenlik konseyi kararlarına, Irak Anayasasına ve hatta Bölgesel Kürt Yönetiminin kendi hazırladığı iç anayasaya aykırı olan, Irak’ın toprak bütünlüğünü parçalamaya dönük bu adımı gayri meşru görüyoruz ve sonucu tanımayacağız. İşin bu noktaya gelmesinin baş nedeni Barzani’yi güçlendiren AKP’nin komşularımzla yürütmüş olduğu sorumsuz dış poltikadır. Biz Barzani’yi güçlendirerek Irak merkezi hükumetini zayıflattık ve bugün bu sonuç ortaya çıktı.
Dışişleri Bakanlığı bugünkü açıklamasında ‘Kürt yönetiminin sağ duyudan uzak teşebbüsünü esefle karşılıyoruz’ diyor. Bizde AKP’nin bu zamana kadar sağduyusuz ve sorumsuz adımlarını esefle karşılıyoruz. İşin bu noktaya gelmesinin baş sebebi AKP’dir. AKP hala kendine yakın petrol ticareti yapan şirket ve şahısların çıkarını ülkenin toplam çıkarının üstünde görmektedir. Ve göz boyama, toplantılar yapmakta ve kamuoyuna bir şey yapıyormuş gibi algı vermektedir. Bugün referandum yapılıyor. Önce haber çıkıyor ‘Habur kapandı’ diye. Sonra bir kişi çıkıyor ‘Kapanmadı, kontrollü geçişle açık tutuluyor’ açıklamasını yapıyor.
Irak merkezi hükumetiyle, İran ile daha yakın bir işbirliği içinde bundan sonra ortak adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca bugün bizim dostane önerilerimizi dinlemeyen, bize bir şekilde kaş çatan, söylediğimiz sözleri ırkçı yaklaşımla geri çeviren kişilerin de umuyorum yarın işler çığırından çıktıktan sonra kapımıza gelip iki i tavsiyemizi almak zorunda kalmazlar. Bölgemizde savaş olmasını istemeyiz ama Barzani’nin bu sorumsuz adımına karşı da sessiz kalınmaması gerekir, Bunun ne olacağına ilişkin daha önce ticari ve ekonomik hususlar açıklamıştım. Hükümetin şu an itibariyle ne yaptığını anlayamıyoruz. Sadece seyahat uyarısı yayınlandı. Ne tür bir adım atıldığını bilmiyoruz onun dışında. Türkiye bugün büyük bir devlettir ve bu coğrafyanın hakimidir. Bu hassas bir konudur. Herkesin başta hükumetin dikkat etmesi lazım. Kimse kendi çıkarlarını ülkenin çıkarları önüne koyamaz.”
Almanya’daki seçim sonuçlarına ilişkin bir soruya ise Yılmaz, “Sayın Cumhurbaşkanının tutumu işe yaramamıştır. Merkel yine birinci parti; evet oy kaybetti. Sosyal demokratlar ikinci parti çıkmıştır; evet oy kaybetti. Almanya’da Türkiye aleyhtarlığı da Merkel’ e puan getirmedi. İlk defa radikal sağcı parti parlamentoya girdi ve önemli sandalye sayısı elde etti. Avrupa’da popülizm artmaktadır.
İngiltere’nin AB’den çıkması, Fransa’da yeni yönetimin halen kendi iç sorunlarıyla uğraşması, Almanya’da siyasetin parçalanması, radikalleşmesi, Polonya ve Macaristan’da AB’nin genel gidişatına aykırı antidemokratik adımların atılması, Avrupa’nın değerlerini yok edeceğinin ilişkin işaretlerdir. Bundan kaygı duyuyoruz. Almanya ile seçim öncesi gerilen ilişkilerin düzelmesini, seçim atmosferinde söylenen sözlerin unutulmasını, Türkiye’nin AB sürecinin, Türkiye’ye şantaj olarak görülmemesini istiyoruz. O süreci normal şekilde yürütebilmek için Türkiye’deki otokratik, diktatoryal eğilimlerden de hükümetin ve siyasi iradenin uzak durması gerekir. Aksi halde hem Avrupa’daki gelişmelerden dolayı hem de Türkiye’deki antidemokratik adımlardan dolayı Türkiye’nin AB süreci geri dönülmeyecek şekilde kapanacaktır. Mart 2018 kritiktir. Çünkü Avrupa Komisyonunun değerlendirilmesi ve rapor, Avrupa Konseyinin bu konuda alabileceği kararlar Türkiye’yi geri dönülmez noktaya getirecektir. Hükümetin istediği Türkiye’yi daha fazla çatışmaların tarafı hale getirmek, sürekli irtifa kaybettirip, Avrupa’dan uzaklaştırıp, başka eksenlere yaklaştırmaksa gittikleri yol mükemmel ama bizim tasvip etmediğimiz yoldur. Farklı düşünüyorlarsa bunun gereğini yapmalı, OHAL’i kaldırmalı, hukukun önünü açmalı, basın, toplum üzerinde uygulanan yıldırma politikasına son verilmelidir.” karşılığını verdi.
