Erdoğan: İslam ülkeleri bu zulmün son bulması için birlikte mücadele etmeliyiz

0

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Bilim ve Teknoloji Zirvesi açılış oturumunda konuştu. “Bölgede yaşanan insani dramın önüne geçmek için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri ile çalışmak istiyoruz.” diyen Erdoğan, şunları söyledi:

“Baskı ve katliamlardan kurtulmak için topraklarına sığınan Müslümanlara gerekli kolaylığın gösterilmesi beklentisi ve yardım teklifimizi Bangladeş makamlarına ilettik. Uluslararası kuruluşlar, bilhassa da İslam ülkeleri olarak bizler elimizden gelen tüm imkanlarla bu zulmün son bulması için birlikte mücadele etmeliyiz. İlk kıblemiz Kudüs’ün ve Harem-i Şerif’in kutsiyetinin ihlal edilmesine de asla izin veremeyiz. Mescid-i Aksa’ya yönelik saygısızlıkların, tahriklerin ve provokasyonların önüne geçilmesi için çok daha kararlı bir tutum ortaya koymalıyız.

İnternetin ve sosyal medyanın İslam düşmanlığın aracı olma yanında terör örgütleri tarafından etkin şekilde kullanıldığını biliyoruz. İslam ülkeleri olarak vatandaşlarımızı internetin tüm nimetlerinden yararlandırırken zararlarından da korumalıyız. İslam ülkelerinin şu dönemde ayrışmaya değil birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Körfez bölgesinde yaşana kriz hepimizi derinden üzmüştür. Körfez bölgesindeki krizin bir an önce çözme kavuşmasını diliyoruz.

Bizler, ilk emri ‘ikra’ yani ‘oku’ olan, beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi tavsiye eden bir dinin mensuplarıyız. İslam medeniyeti, özünde bir ilim ve irfan medeniyetidir. Müslümanların dünya siyasetine yön verdikleri dönem aynı zamanda bilginin, ilmin, yeniliğin merkezi oldukları dönemdir. Ne zaman ki Müslümanların hayatında okuma, ilim tahsil etme, araştırma, sorma, sorgulama ikinci plana düşmüştür işte o zaman gerileme ve çöküş de başlamıştır.

Bugün İslam dünyasındaki nüfusun yüzde 55’i okuma yazma dahi bilmiyor. OECD ülkelerinde milli gelirden eğitime ayrılan payın ortalaması yüzde 5,2 iken bu oran İslam dünyasında yüzde 1’i dahi bulmuyor. En başarılı çocuklarımızı, en parlak beyinlerimizi Batılı kurumlara ve ülkelere kaptırıyoruz. Günümüzün en önemli güç kaynağı olan enformasyon ve bilgi teknolojileri konusunda üreten değil tüketen konumundayız. Bu durum bizi milli güvenliğimiz başta olmak üzere birçok açıdan kırılgan hale getiriyor. Altını çizerek ifade etmek isterim ki dün olduğu gibi bugün de güçlü ülke olmak, bilgiyi üretmekten ve bilgiyi en iyi şekilde işleyebilmekten geçiyor.

Bizim inancımızda insanın görevi tabiata ve dünyaya tahakküm değildir. İnsanın gayesi dünyanın nimetlerinden istifade ederken onu korumak ve gelecek nesillere en iyi şekilde devretmektir. Çünkü bizi, tabiatı, dünyayı ve tüm evreni yaratan yüce Allah’tır. Çevreyi kirleten, doğal kaynakları düşüncesizce tüketen, kazanç uğruna savaşı, çatışmayı, katliamları meşru gören bir kalkınma modelini biz asla benimseyemeyiz. Öyleyse bizlerin dayanışmayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı esas alan bir anlayışla hareket etmesi gerekiyor. Özgürlük asla sorumsuzluk veya hukuksuzluk demek değildir. Bilhassa yeni iletişim araçları ve internet konusunda bu ilkenin gözetilmesi şarttır.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz