Erdoğan vize kriziyle ilgili açıklama.. Çok açık, net konuşuyorum; bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir

0

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da 81 ilin valisine hitap etti. Türkiye ile Amerika arasında yaşanan vize krizine değinen Erdoğan, “Çok açık, net konuşuyorum, bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika’nın, Türkiye gibi bir stratejik ortağını, bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Buna bizim ‘evet’ dememiz mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

“Bir süredir ülkemiz bu coğrafyadaki bin yıllık varlığı ve bekası açısından tarihinin en kritik süreçlerinden birini yaşamaktadır.” diyen Erdoğan, ikinci bir kurtuluş savaşı verilen bir zaman diliminin tam ortasında olunduğunu kaydetti. Türkiye’nin içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

Ülkemiz tıpkı pençeleri sökülmüş bir aslan gibi ehlileştirilmek, boyunduruk altına alınmak isteniyor. Eski o pısırık Türkiye’ye alışmış olanlar, iddialı, vizyoner ve güçlü bir ülkeyi, güçlü bir Türkiye’yi hazmedemiyorlar. Uzun yıllardır birileri tarafından sadece ileri garnizon gibi görülen bir ülkenin milli menfaatleri doğrultusunda aldığı kararları hayata geçirme iradesi göstermesini kabul edemiyorlar. Bizim alan elden veren el durumuna gelmemiz birilerinin kabusudur. Uluslararası toplantılarda dahi bu yardımları konuşmazlar en fazla desteği veren Türkiye demezler.

Bunlar Sırbistan’ı falan AB arka kapısı gördüğü için ‘Türkiye buralara uzandı he, olmaz böyle şey. Buna karşı da bazı tedbirler geliştirmemiz gerekir’ anlayışın içindeler. Biz yolumuza devam edeceğiz. Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın kabinesi ile bizi karşılaması ezberleri bozan bir girişimdir. Novi Pazar’a gidişimiz halkla kaynaşmamız birilerini rahatsız etmiştir. Dünya barışı için de bunu yapmaya mecburuz. Ülkemizin bu yükselişini durdurmak için ülkemize yönelik çok yönlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik var. Mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar, terör örgütlerine sahip çıkma var. Bu kanlı oyunun içinde figüran olarak FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C, gibi kanlı çeteler var. Medya manipülasyonları şahsıma, hükümetimize, devletimize yönelik itibar suikastları da var.

İşte son dönemdeki ABD ile Türkiye arasındaki vize gerginliği bunun en güzel ifadesidir. Çok açık net konuşuyorum; bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. ABD’nin, Türkiye gibi bir stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Bizim buna evet dememiz mümkün değil. Dışişleri Bakanıma onu söyledim, ‘Onların gönderdiği metnin kelimesi kelimesine aynısı onlara iade edeceksiniz’ dedim. Aynı şekilde uygulamayı biz de başlatacağız. Ve 2 saat içinde biz de onlara başlattık.

Niye? Biz kabile devleti değiliz. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz. Bunu kabul edeceksiniz. Kabul etmediğiniz takdirde kusura bakmayın. Biz size muhtaç değiliz. Biz sizden paramızla silah istediğimizde ‘kongre’ diyorsun ama terör örgütüne 3-5 kuruş para dahi almadan ücretsiz silah veriyorsun. Niye? Türkiye’yi güneyden kuşatalım diye. Geri planını söylemiyorum arka planı da var ayrı bir konu.

3 bin 500’e ulaşan TIR Kuzey Suriye’ye girmiş vaziyette. Ağır zırhlıdan tut tüm en modern silahlara varıncaya kadar bu tırlar ile bunlar oraya getirildi. Sayın başkana sordum ‘haberiniz var mı?’ diye. ‘Olur mu böyle şey’ dedi. Silahların seri numaralarının alındığını sonrasında geri alınacağını ifade ettiler. Daha önce silahların PKK’nın elinde olduğunu gördük. Bunlar bizi herhalde görmez sağır böyle zannediyorlar. Öyle alışmışlar çünkü. Ama böyle bir Türkiye yok artık. Tüm araçları, piyonlarıyla, farklı kimlikler altında gizli gizli besledikleri lejyonerleri ile bunlar üzerimize geliyorlar gelecekler. Ama biz sağlam duralım. Türkiye asırlık bir hesaplaşma ile karşı karşıyadır. 1453’ü zulüm olarak görenler olsa olsa Bizans’ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz.

Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ ile mücadele olduğunu kim iddia edebilir. Yalan. Terör koridorunun amacı Türkiye’yi kuşatmaktır. Dün Barzani ile çatışan rejim, şimdi yanınızdayız diyor. Barzani ile çatışan PYD şimdi beraberiz diyor. Bunlar birbirinin dostudur bunlar bizim dostumuz olamaz. Biz bu gerçeği bileceğiz ona göre adımlarımızı atacağız. Suriye’yi dünyanın en büyük silah pazarına çevirenler eli kanlı katilleri en modern silahlar ile donatanlar tüm bunları herhalde demokrasi aşkına yapmıyorlar. Demokrasi ile kesinlikle alakası yok.

Bundan sonra artık Bakanım da burada söylüyorum, Sig Sauer diye bir silahı bizim polis teşkilatımız kullanmayacaktır. Çünkü onlardan almaya devam ettikçe bize tembellik geliyor. Gerek yok. Biz kendi ülkemizde ürettiklerimizle yapalım. İhtiyacımız yok. Bu yaşananların hiçbiri tesadüfü değil. Bu kirli planın hedefi Türk milletine diz çöktürme planlarıdır. Mesele şahıslar veya partiler değildir. Hedef tüm Türkiye’dir.

Şayet biri ülkemizin son birkaç yıldır yaşadığı açık ve örtülü operasyonları önemsizleştirmeye çalışıyorsa o kişi bilinçli bir manipülatördür. Kendi hükümetini sorumlu tutan kişi aklını, hırslarının emrine vermiş bir zavallıdır. Bu tür hezeyanlar, bir ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanından çıkıyorsa artık bu zatı kusura bakmayın ben yerli ve milli göremeyeceğim gibi bu ülkenin hassasiyetlerine kulak veren birisi olarak da görmeme mümkün değildir.

Zor günler eleme elenme ayrışma günleridir. Bu günler vatanperverlerle uşakları ayırma zamanlarıdır. Bu süreçte milletimiz kendisi gerçekten sevenleri görme fırsatı buluyor. Ülkesinin yanında olmak varken birilerinin emir eri gibi hazırola geçenlere milletimiz sandıkta gereken cevabı verecektir. Şimdi hesap yapıyorlar kaybımız 50 milyar diye. Neye göre yapıyorlar bu hesabı? Birisi de çıkmış ‘öğrenciler gidemiyor’ filan. Aynı şey onun için de geçerli. Gidemeyebilir. Mesele yerli, milli, vatandır. Gerisi teferruattır. Ana muhalefetin başındaki adamın geçmişine baktığında, zaten bunlar Amerika’daki liderlerin affedersin lider poposunu trabzana dayıyor o da karşısında el pençe divan duruyor. Tabi bu dönemler geride kaldı. Böyle bir Türkiye yok artık. El pençe divan duran bir Türkiye yok. Herkes bunu bilecek buna göre konuşacak. Şahsiyetinizden taviz verir hale geldiğinizde sırtınızda daha çok boza pişirirler. Dik duruş bizim için önemli.

Benim kendi bankamın müdür muavinini hiçbir suçu olmadan tutuklayacaksın. Öbür yandan vatandaşımı hiçbir şey ortaya koymadan 2 yıl oldu alacaksın. Yargılayıp itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin. Benim korumalarıma tutuklama kararı çıkartacaksın. Sonra eyalet polisi bunlar diyeceksin. Ne olursa olsun. Koskoca Amerika’sın. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanının adeta terör örgütleri mensupları rahatsız ediyorsa bu ülkenin vatansever evlatları da orada onları engellemek isterken kalkıp bizim evlatlarımızı tutukluyorsun, PKK teröristlerini birkaç gün sonra serbest bırakıyorsun. O evlatlarımız hala içeride. Demokrasi bu mu ya? Kendilerini bunu söyleyince talimatlar verildi diyorsun. Biz de talimatları verdik. Biz talimatımızı şu anda yargı sürecinde olana değil onun dışında olanlara verdik

Eğer, koskoca ABD’yi Ankara’daki büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. Çünkü takınılan tavır aslında budur. ‘Sen benim stratejik müttefikime böyle davranamazsın demeleri’ lazımdı. Ama bunu diyemediler. Bu yanlış bu büyükelçiden gelmiştir. Büyükelçi hükümetim adına bunu attım diyorsa dışişleri ve sayın başkan da bunu savunuyorsa kusura bakmasınlar biz de aldığımız kararın sonuna kadar arkasındayız.

Hiç kimsenin Türkiye’ye hukuk devleti dersi verme hakkı yoktur. Bakanlıklarımızı konsolosluklarına almayanlar diplomasiden bahsedemezler. Ülkemize had bildirmeye kalkanlar, öncelikle kendi hatalarını, kusurlarını görmeli. Aynanın karşısına geçip kendileri ile yüzleşmelidir. Son günlerde yaşadığı ikiyüzlülük karşısında milletimizin sabır taşı çatlamak üzeredir. Birileri yok saysa da Türkiye bir hukuk devletidir. Yargısı da bağımsızdır.

ABD’nin İstanbul’daki misyonunda yerel personel olarak çalışan bir kişiyle ilgili hukuki süreç de Viyana sözleşmesine uygun olarak yürütülmüştür. Tutuklandığı ayın 4’ünde itibaren ne kendi yakınları ne avukatının herhangi bir görüşme talebi olmamıştır söylenenler yalandır. Sadece dün itibarıyla kendisinin bir görüşme talebi vardır. Ne yazık ki ABD’de eski yönetim bakiyesi bir klik yeni yönetimle Türkiye arasındaki ilişkileri baltalamaya çalışıyor. Sorunu büyüten bu hale getiren taraf asla biz değiliz. Temennimiz muhataplarımızın bir an önce aklı selime, soğuk kanlılığa geri dönmeleri, dostluğumuzu ve müttefikliğimizi zedeleyecek adımlardan vazgeçmeleridir.

Merkez valiliği benim gözümde valilik değildir. Çünkü valilik makamı hizmet makamıdır. Siz işini iyi yaparsanız dışarıdan size yönelik müdahale zeminini ortadan kaldırmış olursunuz. Devlet kapısı hacet, umut kapısıdır. Valilik demek sadece evrak işlerinin görüldüğü, devletin soğuk yüzünü temsil eden yer demek değildir. Uzanan elimiz, gören gözümüz duyan kulağımız durumundasınız. Yapmıyorsanız kusura bakmayın ben hakkımı helal etmem. Sizi bu inançla tayin ettik. Gurur, kibir hiç yakışmaz. Alçakgönüllü olacağız.

.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz