HDP Grubu, Mecliste oturma eylemi başlattı..

0

HDP Meclis Grubu, açlık grevlerine dikkat çekmek ve bugün başlayan ölüm oruçlarının oluşturacağı olumsuz gidişat konusunda adım atılması talebiyle Meclis’te oturma eylemi başlattı.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un odasının önünde yapılan oturma eyleminde konuşan HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, şunları söyledi:

“Sürekli dikkat çekmeye çalıştığımız ama Meclis’in bir türlü gündemine koyamadığımız önemli bir durumu tekrar gündeme getirmek için oturma eylemindeyiz. Yaklaşık 6 aydır sevgili Leyla Güven’in başlattığı bir açlık grevi var. Yasal bir hakkın kullanımı peşinde Leyla Güven. Bu talep ile bir açlık grevi başlattı. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini bunun Türkiye’nin barışının, adaletinin önünde büyük bir engel olduğunu belirterek, bu hak ihlalinin kaldırılmasını talep etmişti. Bu Leyla ile sınırlı kalmayan bu durum, her yere yayıldı. Şu anda 98 cezaevinde 3 bin kişinin açlık grevi devam ediyor.

Buna çok fazla dikkat çekmemize, ölümler olmasın cezaevlerinden tabutlar çıkmasın dememize rağmen, birisi yurtdışında olmak üzere 8 kişi hayatını kaybetti, cezaevlerinden 7 tabut çıktı. Şimdi de bugün 4 cezaevinde açlık grevini sürdüren 15 kişi ölüm orucuna başladığını duyurdu. Bugün itibariyle açlık grevine başladıklarını duyduk. Buna tekrar dikkat çekmek ve bu konuya mutlaka müdahale etmek ve yeni cenazeler çıkmaması için bütün kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapmak ve Meclis’in bu konuda rol üstlenmesini ve görev almasını, Adalet Bakanı’nın görevini yerine getirmesini talep etmek üzere grubumuzla bugün saat 18.00’e kadar oturma eylemimizi sürdüreceğiz. Açlık grevindekiler ve Leylalar yaşasın diye talebimizi yineliyoruz. Bu talebin bir an önce karşılanması çağrısını yapmak üzere toplandık.”

Adalet ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu meseledir

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de partisinin Meclis Grup toplantısında konuştu. 1 Mayıs için yarın alanlarda olacaklarını belirten Temelli, şunları söyledi:

“Adalet talebi bu ülkenin belki de en çok ihtiyaç duyduğu meseledir. Bu adaletsizlik tecritle, mutlak tecritle başladı. Gidip her şeyi tecride bağlıyorsunuz diyorlar bize. Biz de diyoruz ki nerede başladığına bakıyoruz. Bir domino etkisi başladı. 5 Nisan 2015 tarihinde aldığınız karar, devirmiş olduğunuz masa ile Dolmabahçe Masasını yıkmakla domino etkisi yarattınız. Her gün yeni bir adaletsizlik, yeni bir hukuksuzluk eklendi. O denli eklendi ki bu ülkeyi OHAL zihniyetine sarıldınız. Ancak bir OHAL zihniyeti ile bu ülkeyi yönetebileceğinizi biliyordunuz. Otoriter sistem için OHAL zihniyetine mecbur oldunuz. Seçilmiş belediye başkanlarını görevden aldınız, kayyım atadınız. İşte tecrit budur.

Zaten uzmanlaşmışlar. Biliyorsunuz anayasa referandumunda bu konuda ilk eğitimlerini tamamladılar. Sonra 24 Haziran seçimlerinde, şimdi karşımızda hile ve şaibede uzman ekip çıktı. Bu anlamda baktığımızda YSK de hem seçim öncesi hem sonrası yaptıklarıyla Türkiye tarihinin kara bir sayfasını var etti. Türkiye demokrasinin kara bir sayfasını bir utanç sayfasını var ettiler. Tarih sizi yazdı unutmayacak. YSK almış olduğu kararlarla o utanç sayfasına adını yazdırdı.

Seçim sonuçlarının değerlendirilmesi dediğimizde seçimin sonlanması lazım. Hala 31 Mart seçimleri sonlanmamış. Hala İstanbul’la ilgili karar verme toplantıları yapıyorlar. İstanbul kararını verdi, HDP kararını verdi. İstanbul’da AKP-MHP bloku kaybetti, nokta. Şimdi bin dereden su getirme, yok şaibe arama peşindeler. Şaibe arıyorsanız anayasa referandumunda yaptıklarınıza bakın. Şaibe arıyorsanız 24 Haziran’a, 31 Mart’ta gidin Şırnak’a bakın Şırnak’a! Bakın Sırrı Başkan burada. Size şaibeyi anlatsın, Muş’u anlatsın. Nasıl Muş’ta halk iradesinin çalındığını anlatsın. Viranşehir gelsin anlatsın. Halfeti, Malazgirt anlatsın.

Bütün belediyelerimizi kazandığımız birçok yeri böyle gasp ettiler çaldılar. Bütün bunlar ortadayken şimdi hala seçim sonuçları üzerinden belli manipülasyonlar yaparak İstanbul seçim sonuçları üzerinden halkın iradesini bir kez daha gasp etmeye çalışıyorlar. Bunu bir yöntem haline getirdiler. Bakın seçimler sonuçlandı, bütün bu şaibelere rağmen kazandığımız yerde 6 yerde KHK’li oldukları için ihraç edildikleri için mazbataları verilmedi. YSK tuzak kurmuş. Düşünebiliyor musunuz? Bir yüksek mahkeme, yüksek yargıçlar; onların kararlarına itiraz edeceğiniz daha yüksek bir yer yok. Bu denli adaletsiz. Tuzak. KHK ile ihraç edilmiş arkadaşlarımız aday başvurularını yapıyorlar, adaylıklarında engelleyici bir durum olmadığı deklare ediliyor. Seçime giriliyor, seçim kazanılıyor, ondan sonra bu arkadaşların mazbataları gasp ediliyor, ikinciye veriliyor.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz