HDP’den referandum raporu.. Mühürsüz oy kararı tezgahtır

0

HDP, referandum sürecinde ve oylama günü yaşanan baskı ve ihlallere ilişkin raporu açıkladı. HDP Sözcüsü Osman Baydemir, 67 sayfalık rapora ilişkin bilgilendirmede bulundu. Cumhuriyet tarihinin çok partili sisteme geçişinden bugüne değin, demokratik meşruiyeti çok tartışmalı aynı zamanda en şaibeli referandumu geride bıraktıklarını belirten Baydemir, şunları söyledi:

“İçeriği itibariyle, komisyon ve TBMM’de görüşüldüğü atmosfer itibariyle, yine referanduma sunulduğu OHAL rejimi ve Kürt coğrafyasındaki sıkıyönetim koşulları itibariyle; eşitlik ilkeleri ve serbest propaganda koşulları ortadan kaldırılmıştır. Gizli oy ve açık tasnif ve serbestiyetlik ilkesinin de yurttaşın elinden alınmış olması ve son olarak da YSK kararı sebebiyle referandumun mutlaka iptali gereklidir.

Gizli oy açık tasnif ilkesi paket daha parlamentodayken ihlal edildi. Kabinde, perde arkasında kullanılması gereken oylar dışarıda kullanıldı. Paket geçtikten sonra OHAL ve sıkıyönetim koşularında referanduma gittik. Daha referanduma gitmeden, 2 yıldır bu paketin herhangi bir engel ve bir demokratik muhalefetle karşılaşmaması için, içeriğinin açığa çıkmaması için önlem mekanizması oluşturuldu. 17 TV, 63 gazete, boşu boşuna kapatılmadı. Muhalefetin sesini duyurduğu tüm kanallar yol temizliği amacıyla kapatıldı. 2614 sendika, vakıf da bu minvalde kapatıldı. Sesi duyurabilecek olan herkesin sesi önceden kısıldı.

Temmuz 2015’ten bugüne değin, bu pakete muhalefet edebilecek insanlar gözaltına alındı. 11 bin gözaltı. Bunlar HDP ve bileşenlerinden aynı zamanda referandum kampanyası yürütecek aktivistlerden oluşuyor. Bunlardan 5000’i tutuklandı. 38 il eş başkanı 98 ilçe eş başkanı tutuklandı. Şu dakika itibariyle 28 il başkanı 89 ilçe eş başkanı an itibariyle cezaevinde. Kampanyayı böyle bir atmosferde yürüttük. 750 il ve ilçe yöneticisi tutuklandı, 82 belediyeye kayyum atandı, 85 belediye eş başkanı tutuklandı, kayyum atanan tüm belediyelerin kaynakları evet kampanyası için kullanıldı.

Sadece biz baskılanmadık. Devlet bütün kaynaklarını, olanaklarını evet kampanyası lehine; hükümet, bakanlıklar, valilikler, kaymakamlar eliyle kullandı. Tüm kampanya döneminde Cumhurbaşkanı, Başbakan, valiler, bakanlar, kaymakamlar temel atma töreni adı altında, daha önce atılan temelleri yeniden attılar, açılan yerleri yeniden açtılar. Fırsat eşitliği tamamen ortadan kaldırıldı. Her bir açılış 15-20 TV kanalından bangır bangır yayınlandı.

Bu olaylar teknik olarak ne anlama geliyor? Örneğin ağırlıklı olarak sadece HDP ve AKP’nin oy aldığı 18 ile baktığımız zaman; 420 sandıkta 0 Hayır oyu çıkmış, bu sandıkların neredeyse tamamı kırsal kesimde kurulmuş yani ihlal alanlarının olduğu sandıklardır. Buradaki seçmen sayısı 61711’dir. 420 sandığın 366’sında HDP’nin tek bir müşahiti olamamıştır, alınmamıştır müşahitlerimiz. Bu illerde 1118 sandıkta evet oranı yüzde 90’nın üzerindedir. Buradaki seçmen sayısı da 237 bine tekabül ediyor. Bu sandıklardan 791 tanesinde de bizim müşahitlerimizin bulunmasına imkan verilmemiştir. Toplamına baktığımızda 1538 sandıktan 298 bin 202 seçmenin oy kullandığı sandıklardan 1157 tanesinde biz var olamadık, engellendik. Bu sandıklardaki sonuçların tamamı gayrı meşrudur, butlandır, yasaya aykırıdır.

Muş Hasköy’de bir okulda çekilen kalaşnikoflu fotoğraf raporumuzun özetidir. Şahsın sosyal paylaşım sitesinde paylaştığı fotoğraftır. Başbakana sorularım var; eğer hayır oyları yüzde 55 çıksaydı siz bu şahsa nasıl bir muamele uygulardınız? Bu şahıs tutuklanmış olmayacak mıydı? Söz konusu sandıktaki oyların yüzde 90’ı hayır çıksaydı bu sandığın bulunduğu okulun tüm oylarını iptal etmeyecek miydiniz. Bu şahıs rabia işareti değil de zafer işareti yapmış olmasaydı feryat figan etmeyecek miydiniz? Vali bu şahıs asker değil, korucu değil demiş. Bu çok daha vahim. Asker değilse, polis değilse bu silahı nereden buldu, nereden geldi? Demek ki sizden olduğunda her türlü hukuksuzluk, rezillik meşru. Olmaz böyle şey, zorla rejim değiştirilemez. O rejim herkesin rejimi olamaz. Bir kez daha hakka, hakikate davet ediyoruz. Bu raporun içerdiği tüm hususlar, sadece bu fotoğraf bile YSK’nın şaibeli kararıyla buluştuğunda bu seçim iptal edilmelidir.

Milyonlarca mühürsüz oy kullanılmış. Mühürsüz oy kullanma işlemi HDP’nin, hayır’ın koyduğu bir kural değil. Geçersizdir. Yasa açık ve nettir. 2014 yılında benzer bir durum yaşanıyor, Bitlis Norşîn (Güroymak) ilçesinde AKP haklı olarak itiraz etmiş. YSK Norşîn’deki seçimi iptal etmiş ve 1 Haziran’da seçim yenilenmiş. Aynı seçim kurulu aynı insanlardan bazıları 2 satırlık bir duyuruyla bu oyların geçerli sayılacağını ifade etmiş. Bu bir tezgahtır. Eğer hile, baskı zorla ve cebirle hayır yüzde 50’nin altına indirilememiş olsaydı mühürsüz oy pusulaları iptalin gerekçesi yapılacaktı. Bu tezgah önceden planlanmıştı. Bir hukuksuzluğu bir başka hukuksuzlukla bir yalanı başka bir yalanla örtmeye çalıştığınızda bunun sonu yoktur.

Pusulalar meselesi sadece pusulalarla sınırlı değildir. Bir başka adımı daha vardır tezgahın. Son birkaç gün kala seçim sonuç tutanağında olması gereken kimi veriler ve sorular tutanaktan çıkarılmış. Sözüm ona tutanak sadeleştirilmiş. Örneğin seçim kurulundan kaç tane zarf alındı sorusu çıkarılmış. Ve üstelik pek çok sandıkta yetersiz pusula gitmiş. 450 zarf gitmesi gereken yere 350 gitmiş. Ama bunu tespit edemiyorsunuz çünkü bunu tespit etmeyi sağlayacak soru tutanaktan çıkarılmış.

Bugünden itibaren bu ülkenin en acil ihtiyacı yeni bir anayasadır. Kürdün de Alevinin de emekçinin de kadının da Ermeni’nin de işçinin de işsizin de ihtiyacı; hepsinin kendini içinde bulacağı onurlu bir anayasadır. Anayasalar mayadır. Bu paket tuzun kokmuş halidir. Tuz kokmuştur. Bu realite üzerinden yeni bir başlangıç yapmak gerekiyor. Bu yeni başlangıçta HDP olarak her katkı sunucu tavrı sunmaya hazırız. 24 milyonun dışlanmayacağı yeni bir mutabakatı bu ülke acilen gündemine almalıdır.

Yargı bağımsızlığı dediğimiz meselenin ne kadar önemli olduğu Sayın Cumhurbaşkanının bu açıklamasından da anlaşılıyor. Seçim, yargı hakemliğinde yapılır ama YSK hakem değil taraf olmuştur. Suç duyurusunda bulunduk, itiraz ettik 2. aşama AYM’ye ve AİHM’e gitmektir. Bundan etkin bir sonuç alınacak anlamı çıkmamalıdır. Kayıtlara geçmesi tarihe not düşülmesi açısından da bu mekanizmalara başvuracağız.

Sayın Cumhurbaşkanı’na de seslenmek istiyorum: Hiçbir şey bitmedi her şey yeni başlıyor. Bu ülkenin farklılıklarını, 24 milyonu, Kürt halkının haklı davasını nereye koyacaksınız? Bu paket ret, inkar ve isyan kısır döngüsünün devamı anlamına geliyor. Bu kısır döngüden çıkmak için dönüp sonuçları yeniden okumak gerekiyor.

Ana hatlarıyla bizim tanıklık etmiş olduğumuz konuların ön değerlendirmeye girdiğini görüyoruz. Ama tüm teferruatlar ana rapora girecek mi göreceğiz. AGİT, AB, Avrupa Yerel Yönetimler Kongresi ve tüm komisyonlar Türkiye’nin içinde yer aldığı ve hatta işleyişine finansal destek sunduğu mekanizmalardır. Bu mekanizmalara destek sunacaksınız ama siz eleştirildiğinizde kararlarını tanımayacaksınız. Size destek olduklarında Avrupa kurumlarını seveceksiniz ama siz hata yaptığınızda şaibe olduğunda hırsızlık yaptığınızda, eleştirdiklerinde onları sevmeyecek, tanımayacaksınız. Kusura bakmayın, hiç mantıklı değil. Böyle yaptıkça itibarsızlaşmaya da devam edeceksiniz.

Bugün eş başkanlar kurulumuz, yarın Parti Meclisimiz bir araya gelecek. Bütün bu ihlal alanlarıyla birlikte seçimin açığa çıkardığı siyasi haritayı irdeleyeceğiz ve mutlak suretle yeni bir yol haritası ortaya konacak. Ama bu ülkenin demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacı var. Bu ülkede adalete ihtiyaç var. Çatışmasızlığa ve onurlu bir barışa ihtiyaç var. İhtiyacı olan herkes ortak paydasıyla gelsin. İster evet’e ister hayır’a oy versin. Değişim ve dönüşüm kaçınılmaz olacaktır. Zulüm hiçbir coğrafyada ilelebet sürmedi. Ya değişim olacak ya da zulümde ve şer cephesinde büyük bir erime olacak. Seçim sonuçları bu haliyle dahi geleceğe umutla bakmamıza yeterlidir. Bu inancı birlikte büyütelim.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz