Kılıçdaroğlu: Bu ülkede adalet yok, devlet kirleniyor

0

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Anadolu Medyası Buluşuyor” etkinliğinde konuştu. Bir Meclis Grup toplantısında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) hakimlere nasıl talimat verdiğini açıkladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi dolayısıyla 33 ere verilen 7 kez müebbet hapis cezasını eleştirerek “Bu ülkede adalet yok, devlet kirleniyor.” dedi.

Yargıda ve adalette dibe vurulduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Deniz Yücel getirilen bir uçakla Almanya’ya gönderildi. Hangi yargı bağımsızlığından söz ediyoruz. Gazetecilerin kendilerine oto sansür uyguladığı bir dönemi yaşıyoruz. Hangi yargıdan ve hangi yargı bağımsızlığından söz ediyoruz. Şuan Türkiye’de fiilen paralel devlet var.”

Bedelli askerlik konusunda Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamalarını tekzip eden AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal’ın sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bunun sebebinin Yıldırım’ın oraya halkın iradesiyle değil sarayın iradesiyle gelmesi olduğunu savundu.

Genelkurmay Başkanı ‘Suriye konuştuk’ dedi; bu ülkenin Dışişleri Bakanı yok mu?

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü adaylık konusunda ziyaret ettiğine yönelik iddiaları değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı Abdullah Gül’e gidiyor. Bu haberi kontrol etmek gerekiyordu. Biz kontrol ettik. Bir internet sitesinin haber müdürü bu haberi koydu kısa bir süre sonra haberi siteden kaldırdı. Ama görevinden oldu. Bu iktidar kimsenin haberi olmadan böyle bir olay gerçekleşiyorsa bu dünyanın her yerinde haberdir. Peki bedeli kim ödüyor gazeteciler ödüyor. Eğer siz adamlarınızı Abdullah Gül’e gönderiyorsanız, kendi iktidarınızı perçinlemek istiyorsunuz, kendi gücünüzü elinizde tutmak istiyorsunuz. Hala bir açıklama gelmedi. Genelkurmay Başkanı kalktı ‘Suriye konuştuk’ dedi. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı yok mu?”

Medyanın güç kaybetmesi demokrasinin güç kaybetmesidir

“Medyanın güç kaybetmesi demokrasinin güç kaybetmesidir. Kanalların tıkanması demektir.” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Medya halk adına gücü denetler. Gücü övmez. Bunu en iyisi siz tanımlarsınız zaten. Kurallara aykırı bir şey haberdir. Şimdi gazeteciler haber yapamıyorlar. Olay görülüyor. Tanık olunuyor ama haber yapılamıyor.

Ben 20 Temmuz darbesi dediğim için kızıyorlar bana. Ben inanarak söylüyorum bunu. 15 Temmuz darbesini eleştirenlerden biriyim. Ben İstanbul’dayken o gece Meclis’e vekillerini gönderen ilk Genel Başkanım ben. Peki 20 Temmuz’a ne ihtiyacımız vardı? 800 gazetecinin pasaportuna el konuldu. Sarı basın kartı iptal edildi. 173 Medya kuruluşu kapatıldı. 150 gazeteci hapiste. 54 gazetecin mal varlığına el konuldu. Ne mal varlığı olacak sanki gazetecinin. Yani sivil ölüme terk etti. Buna adalet denmez.

Ve yine sokaktaki bir vatandaş olarak gözlüyorum. Medya üzerinde inanılmaz bir baskı var. Mali cezalar var tehdit var hapis cezası var. RTÜK üzerinden cezalar var. Eğer övüyorsanız 24 saat hiç bir sorun yok ama eleştiriyorsunuz o zaman ceza ödüyorsunuz. Sendikalar var neden var kapatın sendikaları ki istediklerinizi dilediğiniz gibi yapın. Bugün medyada geldiğimiz nokta şudur. Bugün medya güçleri atama yoluyla medya sahibi oluyor. Kendi güçleriyle değil atamayla yapılıyor.

Çok kanal var gibi görülüyor ama hepsi aynı. İsmi farklı ama içerik hep aynı. Eleştiri yok medya kuruluşlarında. 5 temel sorunumuz var demokrasi, eğitim: Hiçbir anne bana çocuğunun hangi okula gideceğini bilmiyor. Kendi çocuklarını denek olarak kullanan tek ülkeyiz. Dış politikayı zaten biliyorsunuz. Komşusu olmayan bir ülkeyiz. Gerginlik giderek artıyor. Bu hepimizi rahatsız ediyor. Ve ekonomi, Türkiye ekonomisi şuanda tefecilere emanet edilmiş durumda. Son 15 yılda Londra’da bir grup tefeciye ödedikleri para 150 milyar dolar.

Şuanda hükümet en yüksek durumda borçlanmış durumda. Faizi düşüreceğiz dediler komite kurduk dediler. Tam tersine faiz yükseldi. Bunları düşünmek zorundayız. Önümüzde seçimler var. Gazetecilerden özel bir isteğim var. Hangi inançtan görüşten olursanız olun gelin demokrasi etrafında birleşelim.

Miraç Kandili’nde atılan bombaları yetersiz görmek, bu ülkenin tarihine kültürüne ihanettir. Bu doğrudur dememeliyiz. Tükiye, Irak, Suriye bir araya gelmeli ve kendi sorunu çözebilmeli. Komşumuz komşumuzdur; inancı, görüşü başımızın üstüne. Ben onun külüne muhtaçsam iyi geçinmek zorundayım. Kimlik üzerinden siyaset doğru değildir.

Bir siyasal iktidar düşünün yargı üzerinde egemen, bütün bürokrasiye egemen, medya üzerinde egemen, Parlamentoda da egemen Meclisten karar beklemeden istediği yapıyor. Sorum şu bütün bu şeylere sahip iktidar neden seçim istiyor. Yönetemiyorlar.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz