Kılıçdaroğlu: Bu işin gerçek sorumlusu Anayasa Mahkemesi’dir

0

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi, Yüksek Disiplin Kurulu ve TBMM Grubu’nun ortak toplantısının açılışında konuştu. Türkiye’nin en karamsar bir süreci yaşadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, belki böyle bir süreci ülkenin hiç yaşamadığını kaydetti.

Herkesin umudunun CHP olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: Bu bağlamda hepimize tarihi sorumluluk düşüyor. Bu umudu yeşertmeliyiz. Karamsar bir tablo ve büyük baskılar olduğunu da biliyoruz. Havuz medyasının özel toplantılar yaptıklarını da biliyoruz. Arkalarında ciddi bir hükümet desteği olduğunu biliyoruz. Ama biz bildiğimiz doğru yoldan devam edeceğiz. 15 Temmuz darbe girişimini hep beraber püskürttük. Baskı ve silahlara rağmen bu ülkede demokrasiyi hep beraber destekledik.

Bugün geldiğimiz noktada demokrasi, hukuk devleti var mı; yok. OHAL yetkisini aldılar, karşı çıkmamıza rağmen. Parlamentonun vermediği hakkı OHAL ile kullandılar. Havuz medyasının kontrolsüz yayın yapmasının her türlü önünü açtılar. Seçimin adil olmayacağını, eşit koşullarda referanduma gitmeyeceğimizi KHK ile ortaya koydular.

Bu işin gerçek sorumlusu Anayasa Mahkemesidir. Hukuku ve Anayasaya aykırı olarak bakmadı. Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması konusunda herşeyi yapabilirsin, ben birşey yapmayacağım dedi. Üyeler, hukuk dünyasına güven vermiyorlar. Arzu ederim ki vicdanlarına bakar ve o koltuklardan ayrılırlar, o koltuğu hak etmiryolar.

Biri sanıksa, tüm aileyi sanık yaptılar ve Anayasa Mahkemesi buna sessiz kaldı ve yapabilirsiniz dedi. Hakim her önüne geleni tutuklamak zorunda bırakıldı. ‘Tututklamazsam acaba beni de tutuklarlar mı?’ noktasına geldiler. Kim bu tabloyu yarattı Anayasa Mahkemesi; kim bu tablodan yararlandı hükümet.

150’nin üstünde gazeteci hapiste. Demokrasiden bahsedilebilir mi? İddianame yok, niye yok çünkü delil yok. Cumhuriyet kavramının bile hukukta içini boşalttılar.

Tükiye’de can ve mal güvenliği şuanda yoktur. Heran her kişi tutuklanabilir, pasaportlarına el konabilir, mal varlığına el konabilir. Böyle bir süreç hiçbir darbe döneminde yaşanmadı. Şimdi 20 Temmuz sonrası, sivil darbe sonrası hep birlikte yaşıyoruz

4 bin 811 akademisyen üniversiteden atıldı. Bunun adı, en basit tanımıyla ahlaksızlıktır. Üniversitenin rektörü muhbir olabilir mi? Akşam eve gittiğiniz de çocuğunuzun, ailenizin yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz?

Bu bir seçim değil, Türkiye’nin demokrasisi onaylanıyor. Bu referandum ülkenin geleceğini belirleyen en önemli referandum. Bu bir siyasi partinin meselesi değildir. Asla ve asla parti bayrağı kullanmayacağız, Türk bayrağı kullanacağız. Bu referandum çok ama çok önemli.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz