Seçime doğru: Bahçeli kadar hesap adamı sayılmam ama dayanamadım, bir hesap da ben yaptım…

0

Haberi okurken çok güldüm.

‘Dünyanın en zengin insanı’ unvanı da bulunan ve parasını nasıl harcayacağını bilmediği Twitter’ı satın alırken ödediği meblağın aşırı şişirilmiş olduğunu sonradan fark etmesinden anlaşılan Elon Musk, bir televizyon mülakatında, son seçimde oyunu şimdiki başkan Joe Biden’a verdiğini açıklamış…

O seçimi kaybeden Donald Trump, bu açıklamayı duyunca, “Bir an için bile Biden’a oy verdiğini sanmıyorum, hem zaten oyunu bana verdiğini söylemişti” deyivermiş…

Bu habere güldüm.

Gülmemin sebebi, Musk’ın nabza göre şerbet davranışı sergilemesi değil. Sonuçta her iş insanı gibi o da kendi çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapar, işine ne geliyorsa onu söyler. Kaybetmiş birine oy vermiş olsa bile, işlerini görebilmesi için her zaman ilgisine ihtiyaç duyacağı kazanarak başkan olmuş birine, “Ben oyumu sana verdim” demesini beklerim zaten.

Herhalde bizde de devletle, hükümetle, Külliye ile iyi geçinmek isteyen iş insanları aynı Musk gibi davranıyordur.

Musk-Trump çekişmesine gülmemin sebebi, bunun bana, bizdeki adayların peş peşe yaptıkları açıklamaları hatırlatması…

Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendilerine oy verilmesini bekleyen dört aday var. Bu adaylardan ikisi –Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu– kendi partileriyle birlikte hareket eden başka partilerin oluşturduğu ittifaklar tarafından aday gösterildiler. Diğer ikisi ise –Muharrem İnce ile Sinan Oğan– aday olmalarını isteyen 100 bini biraz aşan kişilerin verdikleri imzayla aday olabildiler.

İki ittifak adayı arasında geçmesi bekleniyor seçim yarışının…

Kendi partisinin sözcüleri ile onu destekleyen partilerin liderleri, her fırsatta, sandıktan cumhurbaşkanı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkacağını ısrarla söylüyorlar.

Tayyip Erdoğan’ın da kendisinin kazanacağından hiç kuşkusu yok.

Ancak diğer iki aday da en az onlar kadar iddialı.

Muharrem İnce katıldığı televizyon programlarında seçimin ilk turunda %30 oy alarak ikinci tura Kılıçdaroğlu ile kendisinin kalacağını, o turda da ipi kendisinin göğüsleyeceğini ileri sürüyor.

İkinci turda oy beklentisi %60… 

Onun bu hesabına göre, Cumhurbaşkanı, AK Parti lideri ve Cumhur İttifakı adayı Tayyip Erdoğan’ın seçimde alacağı oy %30’un altında kalacak…

Sinan Oğan’ın da almayı beklediği oy oranı tamı tamına Muharrem İnce’nin beklentisiyle aynı. Dün, o da bir TV programında, her şeyin planladıkları gibi gittiğini ve şu sıralarda 7-9 oranında olan oyunun son hafta artarak %30’u yakalayacağını ve ikinci tura kendisinin kalacağını açıklamış bulunuyor.

Cumhurbaşkanı seçiminde adayların kazanabilmek için oyların en az ‘%50+1’ini alması gerekiyor. Kılıçdaroğlu ve Erdoğan bu oranı yakalayacaklarından emin; yani bu güveni duyabilmek için iki aday da oylarının %50 civarında olduğunu düşünüyor olmalı.

Hesap işlerinde en usta politikacının Devlet Bahçeli olduğu geçmiş açıklamalarından biliniyor. Nitekim, en son önceki akşam, bir iftar programında konuşurken, şu matematik hesabını yapmış MHP lideri ve Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı:

“3 bölge var İstanbul’da. Toplam milletvekili sayısı 98. 9+8 eşittir 17. Bugün 17 Nisan ise Kadir gecesi. Bu tesadüf müdür?”

Benim öyle bir maharetim yok, ama sonuçta tabloyu özetleyebilmek için parmak hesabı yapabilmek bile yeterli:

Kılıçdaroğlu %50 + Erdoğan %50 + Muharrem İnce %30 + Snan Oğan %30 = %160…

Elon Musk’ın “Oyumu Biden’a verdim” ve Donald Trump’ın “Oyunu bana verdiğini söylemişti” açıklamalarına işte bu hesabı zihnimden geçirdiğim için güldüm.

Herhalde kendileri olmasa bile yakınları, her adaya, “Görüştüklerimiz bu seçimde oylarını size verecekler” güvencesini aktarıyorlar.

Onlar da, aldıkları bu bilgilere güvenerek “Ben kazanacağım” açıklamasını rahatlıkla yapıyor.

Güldüğümü farkeden bir dostuma, sorgulaması üzerine, yukarıda yazdığım hesabı ve vardığım sonucu anlatınca, onun da dudaklarında yaygın bir tebessüm belirdi.

Dostum hesabıma katılmadı ama.

Özellikle de İnce ve Oğan’ın almayı bekledikleri oy oranlarını fazla mübalağalı buldu dostum. Ona göre, ikisinden biri beklediği üzere %30 oy oranını yakalasa bile, o oy oranıyla ikinci tura kalması aritmetik olarak mümkün değil.  

[Kamuoyu yoklamalarında şu sıralar Oğan’ın %1,5, İnce’nin de %3,5 oranında oy alabileceği görülüyor. Seçilmeye yetmez ama birini birinci turda seçtirmemek için yeterli bu oranlar.]

Muharrem İnce, o dostuma göre, vaktiyle cumhurbaşkanı adayı olduğu CHP’de genel başkan olmak istemiş ancak arzusuna kavuşamamış olmasından dolayı bu seçim yarışına katılmış bulunuyor. “Onun arzusu basit aslında: Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yaptırmamak… Ve işte bunu başarırsa amacına ulaşacaktır” dedi dostum.

Ya Sinan Oğan?

“Kendisini destekleyen ittifakın paydaşlarına bakılırsa, orada da İYİ Parti’ye yönelik bir hesaptan söz edilebilir” görüşünü yine o dostumdan dinledim. Ne tür bir hesap olduğunu açmadı ama.

Anlattıklarından her iki adayın Kemal Kılıçdaroğlu’na zararı olabileceğini çıkardım; Tayyip Erdoğan’ın onlardan yana bir rahatsızlık duymasına sebep bulunmuyor. Kazanacağı iddiası biraz da onların yarıştaki varlıklarına dayanıyor.

Sohbetin burasında dostumun bana bir sorusu oldu: “Sayım sonuçları açıklandığında, aday olarak varlıklarının benim beklediğim türden bir tablo ortaya çıkarması -yani Tayyip Erdoğan’ın kazanması- durumunda, Muharrem İnce ve Sinan Oğan mutlu olurlar mı?”

Anlattıklarından o kadar etkilenmiş olmalıyım ki, hiç düşünmeden, “Olurlar herhalde” cevabı çıktı ağzımdan.

Çıkmasına çıktı ama cevabım benim bile hoşuma gitmedi.

Seçimin sonucu ne olursa olsun, birilerinin, tıpkı ABD’de Elon Musk’ın yaptığı gibi, sonradan karşılaştıklarında, her adaya, “Oyumu sana verdim” diyeceklerinden eminim.

Unutmayalım: Geçmiş milletvekili seçimlerinde bağımsız aday olmuş birilerine, oy kullandıkları sandıklarda, eşlerinin bile kendilerine oy vermediği anlaşılan sonuçlar çıkmıştı.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz