Temel Karamollaoğlu: OHAL travması.. Bu süreç, bir cadı avına dönüştürülmüş ve bir korku imparatorluğu oluşturulmuştur

0

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İslam dünyasının her gün yeni bir trajediyle sarsıldığını belirtti. Sosyal paylaşım sitesi twitter hesabından açıklama yapan Karamollaoğlu, şunları söyledi:

“Geçtiğimiz hafta ABD destekli Afgan Hava Kuvvetleri, hafızlık eğitimi gören çocukları bombaladı. 100’e yakın çocuk en mutlu günlerinde hayata veda etti. Daha bunun acısı dinmemişken bu sefer Doğu Guta’da, yine çocukları ve sivilleri hedef alan bir başka alçak saldırı ile sarsıldık. Uzun süredir bir insanlık dramının yaşandığı Doğu Guta’da, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 78 sivil hayatını kaybetti, yüzlercesi de yaralandı.

Bu menfur saldırıları lanetliyor, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyoruz. Kim tarafından hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, bu alçak saldırılar bir insanlık suçudur. Bunu yapanlar er ya da geç yargılanacak, hem adalet önünde hem de tarihin vicdanında mahkum olacaktır.

Maalesef bu hafta bir trajedi de Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yaşandı. Ruh hastası bir akademisyen kendi fakültesindeki dört meslektaşını hunharca katletti. Üniversite yönetiminin ‘Akli dengesi bozuk ve psikolojik sorunları var.’ dediği bu saldırgana dair onlarca soru ortada duruyor. Ruh hali bozuk birine silah ruhsatı nasıl verildi? Bu hali bilinmesine rağmen meslekte nasıl tutuldu ve buna kim göz yumdu?

Akli dengesi bozuk birinin ihbarıyla yüzlerce kişi hakkında uzaklaştırma ve ihraçlar nasıl yapıldı ve böyle birine neden itibar edildi? Bu kişinin ihbarı dikkate alınırken onun hakkındaki uyarı ve şikayetler neden görmezden gelindi? Olayın aydınlatılabilmesi için bu soruların cevabı önemlidir; ama ondan daha önemli olan şu ki bu hadise bir ‘OHAL Travmasıdır.’ Fetö ile mücadelenin psikolojik ve sosyal yönü maalesef hep göz ardı edildi. Oluşturduğu bireysel ve toplumsal tahribat dikkate alınmadı.

Siz; insanların birbirini ispiyonlamasını, ihbar etmesini teşvik eder ve devletin yapması gerekeni vatandaştan beklerseniz bu sonuç kaçınılmaz olur. Bu süreç, bir cadı avına dönüştürülmüş ve bir korku imparatorluğu oluşturulmuştur.

Bakanlar konuşamıyor. Dekanlar konuşamıyor. Gazeteciler, milletvekilleri, bürokratlar konuşamıyor. Aydınlar konuşamıyor. Alimler konuşamıyor. Hocalar konuşamıyor. Çok net söylüyorum: Fikirlerin, düşüncelerin, insanların konuşamadığı yerde silahlar konuşur. Mürekkebin akmadığı yerde kan akar.”

Furkan Vakfı tepkisi.. 28 Şubat’ı yeniden yaşıyoruz

Adana’da Furkan Vakfı’na bağlı yurtların kapatılmasına değinen Karamollaoğlu, şöyle konuştu: “Furkan Vakfı’na mensup öğrencilerin evleri mühürlendi. Kız öğrenciler eşyaları ile birlikte sınav dönemi sokağa atıldı. Bu FETÖ ile mücadelede bir sonuç olarak ortaya çıkıyor. Üzülerek ifade ediyorum. Ama bazıları buna kızıyor, kınıyor. Ancak biz 28 Şubat’ta bu yaşadığımızı ters bir yönden yeniden yaşıyoruz. 28 Şubat’ta yüksek yargı, üst düzey askerler, gazeteler, patronlar katıldı. Ancak o dönemde mahkemelerde doğru karar çıkıyordu.

Baskı ve yanlış karar veren vardı. Bu kadar kendisine az savunma hakkı verilmeyen bir dönem yoktu. 1980 darbesinde idam ile yargılandık. Ancak savunmamız engellenmedi. 5, 10, 15 sene geçecek ancak insanlar yaşadıklarını konuşacak. İnsanlar zulmü anlatılacak. Furkan Vakfı’yla hiçbir zaman irtibatımız olmadı. Milli Görüş prensiplerine bağlı olduğu kanısında değiliz. Bizden değiller. Solcu, sağcı olsun. Kanunları çiğnemediği sürece fikirlerini açıklamaktan mahrum bırakılamaz. Bu evler hangi gerekçeyle mühürlendi? Bu kız öğrenciler hangi suçlamayla sokakta bırakıldı? Furkan Vakfı eğer AK Parti’ye karşı bir tavır sergilemeseydi böyle bir tavır görür müydü? Bu gidişattan ciddi endişe duyuyoruz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz